8 Nisan 2016 Cuma

Ata'mızı Anarken


Ata'mızı Anarken 


Ali İhsan Gürcihan 
Açık İstihbarat
Tarih:10/11/2013
Türü:İç Politika 
www.acikistihbarat.com
09.11.2013


 Evet,bu anlamlı ve vefalı söylem tarzı günümüze kadar şekil bakımından hiç değişmemiştir.

            Anma törenleri de aynı ciddiyetle,hatta teknolojinin sağladığ imkanlarla her geçen gün daha da renkli bir şekilde yerine getirilmiştir.

            Ancak, Atatürk ve Arkadaşları’nın yarattığı Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine ve  değerlerine,bu törenlerde ifade edilen söylemlerin özüne uyan aynı samimi yaklaşım ve sadakatle sahip çıkılmış mıdır?

            Yarın 10 Kasım ;

            ATAMIZ’ın,kendi deyişi ile “Bir Fani’nin”  aramızdan bedenen ayrılışının 75 nci yılını anıyoruz. 
           
             60 yıla yaklaşan bir süredir katıldığım bu anma törenlerinin değişmeyen en önemli söylemi ve asıl teması nedir diye özetleyecek olursam ;
            
            “ Her insan gibi Atatürk’de ölmüştür.Ancak O Büyük İnsan,
              düşünceleri ve devrimleri ile sonsuza dek aramızda yaşatılacaktır.
              Kurduğu Cumhuriyet  ve onun kuruluş felsefesine sadakat göstermek de  Türk Vatandaşı olarak hepimin en önemli görevidir.”    

            Evet,bu anlamlı ve vefalı söylem tarzı günümüze kadar şekil bakımından hiç değişmemiştir.

            Anma törenleri de aynı ciddiyetle,hatta teknolojinin sağladığ imkanlarla her geçen gün daha da renkli bir şekilde yerine getirilmiştir.

            Ancak, Atatürk ve Arkadaşları’nın yarattığı Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine ve  değerlerine,bu törenlerde ifade edilen söylemlerin özüne uyan aynı samimi yaklaşım ve sadakatle sahip çıkılmış mıdır? 
           
            Ne yazık ki,geldiğimiz bu noktada ve ortamda,böyle bir soruya olumlu cevap verebilmek üzücü de olsa çok zordur.
        
            Bir yanda 10 Kasım’lar da Atatürk’ü anmaya devam ederken,diğer yanda; Alternatif tarih yazarak Atatürk’ü yıpratmayı hedef alan sözde aydınların ve siyasilerin baş tacı edildiği, 

            Atatürk’le özdeşleşen “ Ne Mutlu Türküm “ söyleminden rahatsızlık duyulduğu, siluetinin” Devlet Nişanı”ndan dahi dışlandığı,  

            Tarikat ve Cemaat ürünü olarak GÜÇ ODAĞI haline gelen sermayenin, siyasetin ve basının Cumhuriyet’le hesaplaşmaya ve onun kurumlarına da saldırmaya devam ettiği,

            Cumhuriyet’in Kuruluş Felsefesi ve Cumhuriyet kazanımlarının ,hiç çekinmeden bir yerinden delinip ihlal edildiği bir ortamda ;

            Saat dokuzu beş geçe saygı duruşunda iken Atatürk’ün bize emanet ettiği değerlerle ilgili samimiyet ve sadakat duygularımızı da sorgulamamız gerekmektedir.





..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder