8 Nisan 2016 Cuma

" Asrın Projesini " Açıp, Üsküdar'ın Trafiğinde Boğulmak





" Asrın Projesini " Açıp, Üsküdar'ın Trafiğinde Boğulmak



Fatma Sibel Yüksek
Açık İstihbarat
Tarih:29/10/2013  
Türü:İç Politika 


Abdullah Gül, direksiyona aniden geçip oturuverdi! Oysa az önce gülümseyerek ve acele etmeden ağır ağır yürüyordu. O ne sessiz ve derinden gidiştir öyle? Birden makinist koltuğunda görüverdik kendisini..Tayyip Erdoğan ve eşi ayakta kaldılar. Meclis Başkanı Cemil Çiçek de öyle..


***

29 Ekim'de bu kez ters şeride girdim...

Yani, vatandaşların kendi aralarında organize ettiği ve polisten bolca dayak yediği Cumhuriyet kutlamalarına değil, "asrın projesinin" "asrın lideri" tarafından açıldığı törene gittim.

Açılış törenini, Üsküdar Meydanı ve Boğaz'a hakim bir lokantanın terasında üst sınıf "hüloooğğ"larla izledim. Ellerinde android telefonlar, tablet bilgisayarlar; başlarında ipek eşarplar vardı.

Eşleri de kırpık bıyıklı, köfte dudaklı, gümüş yüzüklü erkekler olmakla birlikte, belli ki ihalelerden pay kapmış, semirmiş insanlardı. Cüzdanları kalındı ve kendi akıllı telefonlarıyla ipek eşarplı eşlerinin fotoğraflarını çekip durdular.

Ümraniye, Sultanbeyli, Kazılçeşme gibi semtlerden otobüslerle getirilen alt düzey "hüloooğğlar" ise bu lokantanın tuvaletini bile kullanamadılar, çünkü yolunu bilmiyorlardı. Onlar, tuvalet ihtiyaçlarını Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara'nın meydana kurdurduğu seyyar tuvaletlerde giderdiler. Biz, üsy düzey "hüloooğğğ"larla birlikte fajita ve isli somon yerken, onlar AKP teşkilatının naylon torbalarda dağıttığı kumanyalarla karın doyurdular..

Bizim lokantadaki kadınların ayakkabıları en az Nine-West, çantaları ise en az Kippling marka idi..Aşağıdaki hüloğğlar, Ümraniye Son Durak'taki Hangar mağazasında çifti 20 liraya satılan ayakkabılardan giymişlerdi.

Çocukluğumun unutulmaz dizisi, BBC yapımı "Yukarıdakiler-Aşağıdakiler" geldi aklıma. Demek bin yıl da geçse değişen bir şey olmayacaktı..

İzlenimlerime geçiyorum.

*Tayyip Bey'i yorgun gördüm. Genellikle bu tür törenlerde enerjisinin zirvesinde olur, bu kez solgundu ve konuşmasında uzun süredir ilk kez "onlar, biz, üç koyun gütmemişler, bahtsız bedeviler, en iyi biz, biliriz, bu da size kapak olsun" vs. gibi kendine has üslubunu konuşturmadı.

*Konuşma sırası devlet protokolüne uygun biçimde yapıldı. Belediye Başkanı, Bakan, Başbakan, konuk ülke başbakanları, Meclis Başkanı, konuk ülke cumhurbaşkanı ve Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı sırayla konuştular.

*Yabancı ülkelerden en üst düzey katılım Sudan Cumhurbaşkanıydı. Müteahit ülke olduğu için Japonya Başbakanını saymazsak, bir de Romanya Başbakanı vardı ki onun ne gibi bir alakâ ile törende bulunduğunu bilemedim. AKP iktidarına en yakın Katar Hükümeti bile bakan düzeyinde katılmıştı. Kazakistan ve o ayardaki diğer ülkeler bakan yardımcısı yollamakla yetindiler.

*Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan birbirlerinin yüzüne bir kez bile bakmadılar, bir kez bile konuşmadılar. Sadece törenin sonunda, Diyanet İşleri Başkanı dua okumadan önce Abdullah Gül, miktrofonu alıp Başbakan'a bir soru sordu ama mikrofonun sesi kısık olduğu için ne sorduğu anlaşılamadı.

*Mikrofon sesi kısıklığı da biraz ilginçti, zira Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Başbakan Erdoğan konuşurken sesleri İcadiye sırtlarından bile duyulurken, konuk devlet adamları ve Abdullah Gül'ün konuşması sırasında mikrofonun sesi kısıldı. Sadece ön sıralarda olanlar duyabildi. Sudan Cumhurbaşkanı, zaten kimsenin dinlemediği konuşmasını biraz uzun tutunca Abdullah Bey'in yüzü asıldı ,çünkü konuşma sırası daha kendisine gelmeden meydandaki kalabalık dağılmaya başlamıştı...

*Abdullah Gül anons edildiğinde bizim Boğaz'a nazır lokantanın sosyete hüloğğlarından cılız bir alkış yükseldi. Tayyip Erdoğan anons edildiğinde ise bütün lokanta ayakta alkışladı.

*"Asrin lideri Erdogan ve diger devlet erkânı birazdan burada olacak" şeklindeki anons da ilginçti..Erdogan bir yana,devlet erkânı  bir yana! Koskoca cumhurbaşkanının adını bile söylemediler..Aynı şekilde, Gül ve Erdoğan birlikte sahnedeyken, "İşte asrın projesinin mimarı" denilerek Erdoğan anons edildi...

*"Abdülmecid Han'ın başlattığı, Abdülhamid Han'ın ilk projesini çizdirdiği 150 yıllık rüya" olarak takdim edilen açılışın deniz tarafındaki desteği biraz cılız kaldı. Ki böyle bir törene Donanma'nın denizden yapacağı 100 pare top atışı yakışırdı!Denizcilerin neredeyse tümünü hapise attıları için mi bilmiyorum ama üç beş balıkçı teknesi ve sahil koruma hücumbotlarından korna çalınmasıyla yetinildi...

*Tören bitiminde devlet ricali, Marmara Denizi'nin altında geçip Avrupa'ya ulaşacak ilk trene bindiler. Bu "tarihi yolculuğu" kaçırmak istemeyen diğer resmi zevatın da izdiham yaratmasıyla bir miktar itiş-kakış yaşandı. O karambolde Abdullah Gül, direksiyona aniden geçip oturuverdi! Oysa az önce gülümseyerek ve acele etmeden ağır ağır yürüyordu. O ne sessiz ve derinden gidiştir öyle? Birden makinist koltuğunda görüverdik kendisini..Tayyip Erdoğan ve eşi ayakta kaldılar. Meclis Başkanı Cemil Çiçek de öyle..

*Bizim de muradımız, AKP sosyetesi ile birlikte devlet ricalinin bindiği ilk sefere değilse de ikinci veya üçüncüsüne katılıp Marmaray Projesini ilk geçen vatandaşlar arasına girmekti ki, aşağıdaki ahalinin arasına inince ne görelim?!.. İstasyonun ana kapısı kurşuni sac perdelerle kapatılıp önüne polis dikilmişti! "Ne yani biz binemeyecek miyiz şimdi?" diyen vatandaşlarla, polis ve belediye görevlileri arasında yer yer tartışmalar yaşanıyordu..

*Tayyip Bey, " Asrın projesine" aç-kapa yapmıştı. Bu durum, "Töreni 29 Ekim'e yetiştirmek için tamamlanmamış inşaatı açıyorlar, risk var" diyenleri haklı çıkaracak bir durum değil miydi? Demek ki maksat sadece 29 Ekim'de kurdela kesmekti, seferler henüz başlamamıştı.

*Tören alanı dağılıp da çevre semtlerden gelenler evlerine dönmeye kalkışınca Üsküdar'da tam bir cehennem yaşandı. Dolmuş ve otobüs duraklarında yüzlerce metre kuyruklar oluştu. Zeynep Kamil, Doğancılar, Salacak arterleri tamamen tıkandı. Ahmediye göbeği kilitlendi. Kadıköy'e kadar uzanan bir araç filosu oluştu.

*Nuhkuyusu'na kadar yürüyüp oradan bulduğumuz bir taksi ile normal şartlarda Üsküdar meydanına araçla on dakika olan evimize iki saatte dönebildik. "Asrın projesini" aç, Üsküdar deresini geçerken boğul!

Fatma Sibel Yüksek,
Açık istihbarat,
twitter.com/fasibel


http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10427

..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder