15 Şubat 2018 Perşembe

Demokrasi Otoriterlik Uluslararası Politika Entegre Bir Yaklaşım Arayışı, BÖLÜM 1

Demokrasi Otoriterlik Uluslararası Politika Entegre Bir Yaklaşım Arayışı, BÖLÜM 1






SAM Papers Aralık 2014 Rapor No.10 
Demokrasi, Otoriterlik, Uluslararası  Politika: Entegre Bir Yaklaşım Arayışı 
Prof. Dr. Ali Resul Usul* 
*TC Dışişleri Bakanlığı, Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) Başkanı
Aralık 2014
RAPOR no.10

İçindekiler 

_Yazar Hakkında 
_Özet 
_Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkiler ve Bir Siyasal Rejim Olarak Demokrasi İçeriden Dışarıya, Dışarıdan İçeriye 
_Teoriden Pratiğe Demokratik Barış Teorisi: “Transitology”, “Müdahaleci Liberalizm” ile Buluşunca “Transitiology”: Demokrasi Her Yere Taşınabilir 
_Transitiology ve Müdahaleci Liberalizmin Başarısızlığı ve Yeni Arayışlar 
“Demokratikleşme kolay bir zanaat değilmiş” ve 
_Uluslararası Siyaset Demokratikleşme Çalışmaları, Uluslararası Barış ve 
Ardışıklık Tartışmaları Hibrid Rejimler, Yeni Otoriterlik ve Uluslararası Siyaset 
_ Sonuç 

SAM Papers başlıklı yayınlar, siyaset uygulayıcılarının ilgi alanına giren konularda Türk ve yabancı akademisyenlerin bilimsel görüşlerini içermektedir. 
İşbu makalede yeralan görüşler yazara ait olup, Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (SAM) görüşlerini yansıtmamaktadır. 
SAM Papers başlıklı yayınlar SAM tarafından yayımlanmaktadır. 




Yazar Hakkında;

Prof. Dr. Ali Resul Usul, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Boğaziçi Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, Bilkent Üniversitesi, Siyaset Bilimi Bölümü, ve University of Essex, Department of Government’ta tamamladı. Bilkent, Beykent, Bahçeşehir, İstanbul Ticaret ve İstanbul Şehir Üniversiteleri’nde çalıştı. 2010-2012 arasında TÜBİTAK SOBAG Danışma Kurlu Üyesi olarak hizmet verdi. 

Prof. Usul, Şimdiye kadar, genel olarak, Türkiye-AB İlişkileri, demokratikleşme, demokrasi ve uluslararası siyaset, Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Orta Asya siyaseti üzerine muhtelif yazılar kaleme almıştır. Prof. Usul’ün, Democracy in Turkey: The Impact of EU Political Conditionality, başlıklı kitabı Routledge tarafından 2011 yılında yayımlanmıştır. 

Özet; 

Uluslararası İlişkiler literatüründe siyasal rejimlerin doğası ve uluslararası siyasete olan etkisi genel olarak Demokratik Barış Tezi (DBT) çerçevesinde tartışılmaktadır. Bu tezi, yaklaşım ya da teoriyi savunanlar ve karşı çıkanlar akademik alanlarda tartışmayı sürdürmektedirler. Bununla birlikte, DBT, sadece bir teori değil aynı zamanda devletlerin kullandıkları bir çeşit dış politika stratejisi haline de gelmiştir. Bu çalışmada genel olarak, uluslararası ilişkiler literatürünün demokrasi, demokratikleşme olgusuna ve sürecine yaklaşırken daha gelişmiş yaklaşım ve kavramlara ihtiyacı olduğu ve alandaki akademik bilginin geliştirilmesi içinde uluslararası ilişkiler literatürünün demokratikleşme çalışmalarındaki son analizlerden yaralanabileceği ve böylece disiplinin uluslararası politikadaki gelişmeleri açıklarken daha zengin bir kavramsal yapıya sahip olabileceği iddia edilmektedir. 2000li yıllardaki siyasi rejimlerdeki 
son tartışmalar bu zenginleştirmenin artık bir kaçınılmaz bir gereksinim haline geldiğini göstermektedir. Bu nedenle, bu makale, Uluslararası İlişkiler ve Demokratikleşme Çalışmaları arasındaki entegrasyonun daha da gelişmesi, yeni ve daha bütünleşmiş yaklaşımların geliştirilmesini önerir. 

Anahtar Kelimeler Demokrasi, Demokratikleşme, Otoriterlik, Uluslararası İlişkiler,Prof. Dr. Ali Resul Usul,



Demokrasi, Otoriterlik, Uluslararası Politika: Entegre Bir Yaklaşım Arayışı 
Prof. Dr. Ali Resul Usul 

Giriş 

Siyasal rejimlerin, bilhassa demokrasi ve demokratikleşmenin uluslararası siyasete olan etkisi uluslararası ilişkiler disiplininde ve reel uluslararası siyasette önemli bir tartışma konusu teşkil etmektedir. Örneğin, artık eskisi kadar gündemimizi işgal etmiyorsa da Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin 11 Eylül 2001 saldırısından sonra özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yönelik olarak geliştirmeye çalıştığı ve büyük gürültü koparan Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) veya daha sonraki adı ile Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Girişimi projesinin en önemli ayaklarından birinin bu bölgelerde liberal demokratik 
rejimlerinin sayısının arttırmak olduğunu net bir şekilde hatırlanmaktadır. Ayrıca son yıllarda bütün Arap dünyasını saran “Arap uyanışında” en fazla vurgulanan husus da demokrasi, özgürlük ve demokratikleşme olmuştur. Orta Doğu bu süreçte hallaç pamuğu gibi atılırken bu gelişmelerin şüphesiz uluslararası siyasete etkisi büyük olmaktadır/olacaktır. 

Benzer şekilde, 2004 Turuncu devrimin ateşinin sönmesi ve Viktor Yanukoviç’in Ukrayna’da gittikçe otoriterleşen bir rejim kurma aşamasında halk hareketi ile Rusya’ya kaçmak zorunda kalması ve daha sonra Rusya’nın krize dahil olması ile eski Sovyet coğrafyasında suların kolay kolay durulmayacağı bir sürece girilmiştir. 

Demokrasi/demokratikleşme, otokrasi/otoriterleşme ile uluslararası siyaset arasındaki bağların daha güçlü ve entegre bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Bu çalışmada, hem demokrasi/demokratikleşme ile uluslararası siyaset arasında entegre yaklaşımların ortaya konulması gerektiği ifade edilecek hem de uluslararası siyasette yeni çıkmaya başladığı ileri sürülen yeni otoriterlik ve bunun uluslararası etkisi tartışılacaktır. Bu nedenle, bu yazıda sırasıyla üç husus ele alınacaktır: ilk olarak, demokrasinin Uluslararası İlişkiler külliyatındaki yeri, ikinci olarak neden Uluslararası İlişkiler külliyatının siyasi rejimler ve 
uluslararası sonuçları açısından dünya siyasetindeki gelişmeleri açıklamada tek başına yetersiz kaldığı iddiası etrafındaki analizler, üçüncü olarak da Uluslararası İlişkiler literatürünü Demokratikleşme/Otoriterleşme Çalışmalarından ödünç 
alınacak olan yaklaşım, kavram ve teorilerle güçlendirme imkânı. 

Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkiler ve Bir Siyasal Rejim Olarak Demokrasi 

Demokrasi ve demokratikleşme uzunca bir süredir siyaset bilimciler tarafından tartışılan ana konulardan biri olma hüviyetini korumaktadır. Demokrasinin ne olduğu ya da olmadığı, mahiyeti, doğası, meşruluğu, otoriter rejimlerle kıyaslandığında güçlü ve zayıf tarafları ve buna benzer konuların siyaset bilimini ve siyaset felsefini hudutlarında sık sık tartışıldığı görülmektedir. Özellikle 
İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya düzenin de demokratik rejim tartışmaları daha da alevlenmiş ve Soğu Savaş sonrası dünyada ise “liberal demokrasinin küresel yükselişte” olduğu iddiaları ile rejimlerin demokratikleşmelerinin dinamikleri sosyal bilimcilerin daha fazla dikkatini çekmeyi başarmıştır.1 Diğer yandan son yıllarda, daha önceleri demokrasinin pek uğramadığı “istisna”2 
olarak değerlendirilen Orta Doğu’da bilhassa halk hareketleri ile büyük demokrasi ve özgürlük talepleri ve Mısır, Libya, Suriye ve Tunus gibi ülkelerde bu büyük halk hareketlerinden sonraki gelişmeler tekrar demokrasi / demokratikleşeme tartışmasını gündeme taşınmasına vesile olmuştur.3 

Aşağıda daha detaylı ele alındığı gibi, gerek Soğuk Savaş sürecinde gerekse de Soğuk Savaş sonrası dünya siyasetinde demokrasi ve demokratikleşme tartışmaları yalnızca akademik bir merakın ürünü olmayıp aynı zamanda dünya siyasetini belirleyen siyaset yapımı üzerinde de etkili olduğu görülmektedir. Demokrasi ve demokratikleşme tartışmalarının ve bu yöndeki fiili uygulamaların 
uluslararası siyasete olan etkisi genelde kabul edilen bir vakıa olmasına rağmen bu alanın uluslararası ilişkiler çalışmalarında yeterince ele alınmadığı tespiti yanlış bir tespit olmayacaktır. Bu alan uluslararası ilişkiler uzmanlarının dikkatini sınırlı ölçüde çekmiş ve demokrasi ve demokratikleşme hakkındaki akademik çalışmalar daha ziyade Karşılaştırmalı Siyaset Bilimi alanına terk edilmiştir.4 Ancak, özellikle Soğuk Savaş sonrası dünyada demokrasi ve demokratikleşme konularının uluslararası siyasette daha fazla tartışılmaya başlanılması ile uluslararası ilişkiler sahsında çalışan akademisyenlerin bu alanlardaki çalışmalarında da artış meydana geldiği görülmektedir. Özellikle Uluslararası İlişkiler teorisi bağlamında sıkça ele alınan “demokratik barış tezi” ve tezin 
bir “dış politika enstrümanı” olarak kullanılma durumu birlikte, uluslararası ilişkiler literatüründe demokrasi tartışmalarının gittikçe arttığı açık bir şekilde görülmektedir. Aşağıda daha detaylı olarak ele alacağımız gibi, uluslararası ilişkiler disiplini büyük ölçüde demokrasi tartışmalarını “demokratik barış tezi” etrafında ele almakta ve bu konuda bu tezin lehinde ya da aleyhinde birçok yeni çalışma saygın uluslararası dergilerde ardı ardına yayınlanmaktadır. 

  < Özellikle Uluslararası İlişkiler teorisi bağlamında sıkça ele alınan “demokratik barış tezi” ve tezin bir “dış politika enstrümanı” olarak kullanılma durumu birlikte, uluslararası ilişkiler literatüründe demokrasi tartışmalarının gittikçe arttığı açık bir şekilde görülmektedir. >

2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder