2 Şubat 2018 Cuma

Kaftancıoğlu, CHP'de SHP'lileşme Alanı Açtı


“ Kaftancıoğlu, CHP'de SHP'lileşme Alanı Açtı ”




PROF. DR. TANJU TOSUN YORUMLADI,

Prof. Tosun CHP yönetiminin desteklediği Kaftancıoğlu’nun İstanbul İl Başkanı seçilmesinin parti için “SHP’lileşme alanı” açtığını belirterek, bunun hakiki bir sol siyasetle sürdürülebilir kılınması gerektiğini belirtti.

Ekin Karaca

İstanbul - BİA Haber Merkezi
17 Ocak 2018, Çarşamba 17:13


Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tanju Tosun ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı’na Canan Kaftancıoğlu’nun seçilmesini, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarına yakın medyanın karalama kampanyalarının ardından Kaftancıoğlu hakkında başlatılan soruşturma ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisini hedef almasını konuştuk.

Bir kadın, doktor olarak Kaftancıoğlu’nun CHP gibi bir partinin İstanbul İl Başkanı olmasının sembolik olarak çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Tosun, Kaftancıoğlu’nun alışıldık CHP söylemlerinin dışında yer almasını da önemli buluyor ve ekliyor:

“İstanbul örneği CHP'de potansiyel olarak SHP'lileşme (Sosyaldemokrat Halkçı Parti) alanı açmıştır. Bunu emek, demokratikleşme, özgürlükler, insan hakları üzerinden sürdürülebilir kılması gerekiyor. Bütün bunların karşılığı da hakiki bir sol siyasete tekabül ediyor.”


“Kadın ve doktor olması sembolik önem taşıyor”

CHP İstanbul İl Başkanlığı’na ilk kez bir kadının seçilmesini nasıl yorumluyorsunuz? Bunun CHP siyasetine olası etkileri sizce ne olacak?

İstanbul'da ilk kez CHP'nin kadın il başkanı oldu.

Parti içinde örgüt içinde görev yapmış bir isim. Dolayısıyla CHP gibi bir partide örgüt içinde emek harcayarak yükselişin güzel bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Aslında bunu kadının Türkiye siyasetinde kendi emeğiyle yükselişinin bir örneği olarak da okumak gerekiyor. Böyle bir seçimin gerçekleşmesi CHP'de politika yapan kadınların karşısında örnek olarak duracak.

“Parti Yönetimine aday güçlü bir ulusalcı kesim yok”

Canan Kaftancıoğlu’nun seçilmesinin ardından CHP tabanındaki ulusalcı kesimden olumsuz tepkiler geldi. Bu tepkilerin nedeni nedir? CHP’nin genelinde böyle bir yaklaşım sözkonusu mu?

CHP'de Kılıçdaroğlu'nun genel başkan seçilmesinden itibaren parti içinde ulusalcı kesimin özgül ağırlığı önemli ölçüde kayboldu. Zaten CHP'de Baykal'ın genel başkanlığının son döneminden itibaren toplu olarak parti içinde ağırlığa sahip bir ulusalcı kesimden söz etmek mümkün değildi.

Fikir olarak bazı aktörler kendilerini ulusalcı olarak tanımlayıp, ulusalcı hassasiyetlerle CHP içinde politika yapmaktaydılar. Ancak parti içinde bir kanat olarak ciddi şekilde parti yönetimine aday ulusalcı kesimden söz etmek mümkün değil.

Kaftancıoğlu’nun İstanbul İl Başkanı seçilmesinden sonra ortaya çıkan tepkilerin ideolojik görünümlü tepki altında kanımca mevzii kapma, kurultay sürecinde bir şekilde pozisyon alma olduğunu düşünüyorum. Ama bu pozisyon almanın arka planında ideolojik temeli olan bir arayış söz konusu değildir.

“ Kürt ve Sol Seçmene Yönelik Siyaset ”

Genel Merkez Kaftancıoğlu'nu destekliyor. Tabanda belli bir ulusalcı kesim var. Kaftancıoğlu'nun İstanbul'da rahat çalışabilmesi için, hedeflerini gerçekleştirebilmesi için Genel Merkez'in nasıl bir yol izlemesi gerekiyor? Çünkü CHP'de bugüne kadar hem ulusalcı kesime hem liberal kesime hem sol-sosyalist kesimlere hem de milliyetçilere hoş görünme çabası vardı...

2019'da genel seçim, yerel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimi var. 2019 başarısının kodları İstanbul'u kazanmaktan geçiyor. Dolayısıyla İstanbul'u CHP'ye kazandıracak dinamik fayda-maliyet analizi yapıldığında özellikle marjinal faydası en yüksek olan toplumsal kategori sosyalist ve Kürt seçmenin oyları olduğunu düşünüyorum.

CHP bu süreçte stratejik olarak özellikle Kürt seçmen ve sosyalist seçmene yönelik olarak bir strateji izleyecek.

Kaftancıoğlu'nun da il başkanı seçilmesi CHP'nin İstanbul'da önceki seçimlerle karşılaştırıldığında daha geniş bir toplumsal ittifak oluşturma adına bir artı değer diye düşünüyorum.

“ Örgütten Seçmene Ulaşılacak ”

İl Başkanı olarak Kaftancıoğlu’nun bu süreçte rolü ne olacak?

İl başkanı her ne kadar öncelikli olarak örgütü dizayn eden isim olmakla birlikte, örgütü harekete geçirecek olan isimdir.

Ama örgütü harekete geçirirken de söylemden ziyade önümüzdeki süreçte eylem aktivizmi etkili olacak.

Bir partili kimliği ile CHP örgütlerini harekete geçirip örgütten seçmene ulaşmak…

Kaftancıoğlu'nun siyasal çizgisine bakıldığında CHP kimliğine sahip olmakla birlikte CHP'yi daha özgürlükçü bir çizgide yorumlayan, tanımlayan aktör olduğu için bence Kürt ve sol seçmene İstanbul'da ulaşma adına böyle bir misyon üstlenecek. Seçmene dokunma anlamında bir artı değeri olabilir.

Bu Noktada Ulusalcı seçmen geri çekilir mi?

Hayır, siyasal konjonktür şu aşamada buna müsait değil. Tabandaki ulusalcı seçmenin de CHP'yi terk edip başka partiye gitme lüksü olduğunu düşünmüyorum.

“Kapsayıcı söylemin CHP örgütlerinde karşılık bulması gerekir”
Kaftancıoğlu'nun İstanbul il örgütünün başında yer almasına HDP seçmeninin olası tepkisi nasıl olur?

Önümüzdeki süreçte, kampanya süreci işlemeye başladığında nasıl bir eylem takvimini hayata geçirecekleri ve söylem çok önemli.

Sadece Kaftancıoğlu'nun tek başına varlığı bir şey ifade etmez. Bu, Kaftancıoğlu'nun kapsayıcı söyleminin CHP'nin örgüt yapısı içinde de karşılık bulması, kabul görmesi ve bundan hareketle seçmene yönelik bu tür mesajların verilebilmesi ve eyleme geçilmesi gerekir.

“CHP’nin sosyolojik tabanını genişletmesinden çekiniyorlar”
İktidara yakın medyada Kaftancıoğlu’nun hedef gösterilmesinin ardından Kaftancıoğlu hakkında soruşturma başlatıldı. Hemen ardından Erdoğan grup toplantısında Kaftancıoğlu’nu hedef aldı. Bu hamle CHP tabanını konsolide edecek bir etkiye neden olabilir mi? İkincisi bu yüklenme Kaftancıoğlu’nun dediği gibi korkudan mı kaynaklanıyor?

İktidarın bu şekilde Kaftancıoğlu'na yüklenmesi CHP tabanında bir biraraya gelme, toparlayıcı etki, bir anlamda konsolide olma gibi bir sonuca yol açabilir. Buna şüphe yok çünkü çok keskin bir iktidar ve muhalefet ayrışması var.

İkincisi Cumhurbaşkanı'nın Kaftancıoğlu'na yaklaşımını bir korku meselesi değil de sosyolojik ve politik bir endişeyle ilişkilendiriyorum ben.

“Kaftancıoğlu siyasal duruşu itibariyle acaba İstanbul'da acaba partinin sosyolojik tabanını genişletebilir mi, bu genişleme AKP için 2019'da telafisi mümkün olmayan bir takım sonuçlara yol açabilir mi?” Bunun endişesini taşıdıklarını düşünüyorum.

Çünkü İstanbul 2019'da gerek cumhurbaşkanlığı gerekse milletvekilliği ve yerel seçim sonuçlarına çok ciddi anlamda etki edecek bir seçim çevresi. Bir de tabii Kürt seçmenlerin çok fazla olduğu, sol seçmenin seçim sonuçlarına etki edebileceği bir yer. Bütün bunlar biraraya getirildiğinde, Kaftancıoğlu’na yüklenmelerini ciddi anlamda bıçak sırtında yaşanacak seçimden galip çıkmaya yönelik stratejik hamleler olarak düşünüyorum.

“Hakiki Sol Siyaset”

Kaftancıoğlu’nun siyaseten bugüne kadar gelen alışıldık CHP söyleminin dışına çıktığı gözlemleniyor. Kendisinin Genel Merkez tarafından da desteklendiğini düşünürsek, CHP siyaseten bir değişim mi yaşıyor? Gözlemlediğiniz kadarıyla bu değişimin tabandaki karşılığı nedir?

CHP, Bahçeli'nin Erdoğan'ı destekleyeceğini açıklamasının ardından siyasal hesaplarda dikkatli hareket etmek gerektiğini düşünüyor.

Dolayısıyla bu aynı zamanda siyasal strateji ama şöyle bir kazanım var. Siyasal taktik CHP'de tekrar sosyal demokrasiye yönelme fırsatı da yarattı.

SHP Politikalarına dönme işareti diyebiliriz yani...

İstanbul örneği CHP'de potansiyel olarak SHP'lileşme alanı açmıştır. Bunu emek, demokratikleşme, özgürlükler, insan hakları üzerinden sürdürülebilir kılması gerekiyor. Bütün bunların karşılığı da hakiki bir sol siyasete tekabül ediyor.

“Kaftancıoğlu Start verdi”

Kaftancıoğlu'nun basın açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kaftancıoğlu'nun Erdoğan'ın annesinin adının geçtiği bir görselin yer aldığı paylaşım nedeniyle özür dilemesi çok ciddi anlamda siyasal nezaket ve siyasal centilmenlik. Bu çok önemli. Türkiye siyasal kültüründe bu tür özür dilemeler, ciddi anlamda siyasal nezaketin eksik olduğu konjonktürde çok önemli.

Burada tabii Atatürk ile kurulan bağın bir askerlik bağından ziyade bir yoldaşlık bağı olarak yeniden dillendirilmesi de çok önemli diye düşünüyorum. Mustafa Kemal'in sivil kimliğinin CHP'nin profesyonel politik aktörlerinin söylemlerinde öne çıkması gerektiğine dair bir vurgu olarak, mesaj olarak değerlendiriyorum ben.

Kaftancıoğlu bugünkü açıklamayla birlikte aslında CHP İstanbul örgütü için seçim startını da vermiş oldu. (EKN) 

SHP Hakkında,


1985'te Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) ve Halkçı Parti’nin (HP) birleşmesiyle kuruldu.

1986'da Erdal İnönü Genel Başkan oldu ve 26 Eylül 1986 seçimleri'nde yüzde 22 oy aldı.

1987 genel seçimlerinde yüzde 24 oyla ANAP’ın ardından ikinci oldu.

1989 yerel seçimlerinde ise SHP başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere 39 ilin belediye başkanlığını kazandı.

Haziran 1989'da SHP Sosyalist Enternasyonal'e tam üye oldu.

SHP'nin 1989'da "SHP'nin Doğu ve Güneydoğu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri" başlıklı raporu yayınlandı. Bu rapor hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) soruşturma başlattı.

Ekim 1991'de yapılan erken seçimleri DYP kazandı. SHP yüzde 20.75 oy oranıyla DYP ve ANAP'ın ardından üçüncü oldu. 

SHP, seçimlere katılmayan Halkın Emek Partisi (HEP) adaylarına Güneydoğu Anadolu illerinin listelerinde yer verdi. Bu destek sayesinde SHP'nin oyları Güneydoğu'da yüzde 50'leri geçti.

Seçimlerden sonra 6 Kasım 1991'de, TBMM 19. Yasama Dönemi için yapılan yemin töreninde Leyla Zana’nın başında Kürt ulusal renkleri olan bir bantla, Türkçe başladığı yemini Kürtçe "Bu yemini Türk ve Kürt halklarının kardeşliği adına ediyorum" cümlesiyle tamamlaması nedeniyle meclis salonunda tepkiyle karşılaştı.

Süleyman Demirel DYP-SHP koalisyon hükümetini 20 Kasım 1991'de kurdu. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü Başbakan Yardımcılığı görevini aldı.

Haziran 1992'de 12 Eylül döneminde çıkartılmış olan "kapatılan siyasi partilerin aynı adla tekrar açılmasını engelleyen yasa" kaldırıldı. SHP içindeki muhalefet hareketinin önde gelen ismi Deniz Baykal ve diğer CHP kökenliler CHP'yi tekrar açma kararı aldılar. 9 Eylül 1992'de CHP tekrar açıldı ve SHP'den ayrılan bir grup milletvekili CHP'ye geçti.

1993'te Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü üzerine Başbakan Süleyman Demirel cumhurbaşkanı seçildi. Koalisyon ortağı SHP Demirel'in seçilmesi için DYP'ye destek verdi. Ardından DYP'nin başına geçen Tansu Çiller'in kurduğu hükümette SHP koalisyon ortaklığına devam etti.

Haziran 1993'te Genel Başkan Erdal İnönü siyaseti bırakacağını açıkladı. 11 Eylül 1993 tarihinde Ankara'da toplanan 4. Olağan Kurultay'da 1007 delegeden 559'unun oyunu alan Murat Karayalçın genel başkanlığa seçildi.

27 Mart 1994 yerel seçimlerine SHP de çok büyük oy yitirdi ve elinde bulundurduğu büyük şehirlerde seçimleri kaybetti. Bunun üzerine sol partilerin birleşmesi gündeme geldi. DSP buna yanaşmadı ancak CHP olumlu yanıt verdi. 18 Şubat 1995'te toplanan SHP-CHP ortak kurultayında partinin feshine ve CHP'ye katılmasına karar verildi.


Ekin Karaca , 
HAKKINDA

2004'te Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri bölümünden, 2008'de Bilgi Üniversitesi Kültürel Çalışmalar yüksek lisans programından mezun oldu. 2006-2007'de Nokta dergisinde, 2008-2011'de Aktüel dergisinde muhabirlik yaptı. 2011'den beri Bianet'te çalışıyor.


ÖZEL NOTUM;

1991 de SHP, HEP, BİRLEŞMESİ SODEP TÜRK SİYASETİNE NE GETİRMİŞTİ Kİ,,,? TÇ..,

http://bianet.org/bianet/siyaset/193408-kaftancioglu-chp-de-shp-lilesme-alani-acti



***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder