29 Mayıs 2017 Pazartesi

Birinci Dünya Savaşı Öncesi ve Sonrasında Türkler BÖLÜM 4




Birinci Dünya Savaşı Öncesi ve Sonrasında Türkler  BÖLÜM 4


100. Yılında I. Dünya Savaşı 


D.Batı’nın Atatürk Dönemi Türk Dış Politikasına Bakışı 

Batı kamuoyunda Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasından önce yapılan ana propaganda Türkiye’de savaş yanlısı bir hükümetin olduğu ve bu hükümetin barışa asla yanaşmayacağıydı. Fakat Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasıyla bu tavır değişmeye başlamıştır. İngiltere ve Fransa ile yaşanan sorunlardan sonra Batılı ülkeler Türkiye’nin bağımsızlığından asla ödün vermeyeceğini, komşularıyla barış içerisinde yaşamak istediğini, kendisini bağlayıcı ittifaklardan kaçınarak serbest hareket etmeyi tercih ettiğini, değişen politikaları takip ederek kendisine avantajlı bir durum oluşturmayı bildiğini anlamışlardır. Batılı ülkelerin en büyük endişesi Türkiye’nin Sovyet Rusya ile birlikte hareket ederek zamanla 
aynı devlet düzenini benimseyeceğiydi. Fakat Türkiye’nin politikalarını görünce bu endişelerinin yersiz olduğunu anlamışlardır. Mustafa Kemal Atatürk, Batılı ülkelerle münasebetlerinde ve Sovyet Rusya ile ilişkilerinde denge politikası güderek her iki bloğun tepkisini çekmekten kaçınmıştır. 

Türkiye’nin Milletler Cemiyetine girmesi de Batlı ülkelerin endişelerinin yersiz olduğunu göstermiştir. Ayrıca Türkiye sorunlarının halledilmesi konusunda her zaman barışçıl yolları denemiştir. Örneğin Boğazların statüsünün belirlenmesinde saldırgan bir politika takip etmemiş ve müzakere ederek bu isteğini yerinde çözmüştür. Türkiye’nin bu barışçıl politikası Avrupa kamuoyunda takdir toplamıştır. Aynı dönemde İtalya ve Almanya’nın saldırgan politikalarına karşı durmaya çalışan Avrupa ülkeleri Türkiye’nin politikalarına destek olmuşlardır. Türkiye izlediği dış politika sayesinde kendi bölgesinde büyük bir güç olmuş ve diğer ülkelere karşı denge politikası izlemeye başlamıştır. Çünkü İkinci Dünya Savaşı’nın çıkacağına yönelik öngörüler ışığında Türk dış politikası oldukça başarılı olmuştur. 

Türk dış politikasında İngiltere önemli bir yer edinmiştir. Çünkü başta Lozan olmak üzere, Musul meselesi ve diğer konularda Türkiye’yi hep zorlamıştır. İngiliz kamuoyunda Türkiye saldırgan ve barışa yanaşmayan bir tavır sergileyen, Osmanlı politikalarını takip eden bir devlet olarak görülmüş ve Sovyet Rusya ile birlikte hareket etmesi tehlikeli olarak değerlendirilmiştir. Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanması ve Musul meselesinin çözümlenmesinden sonra İngiliz kamuoyunda Türklerin barışçıl politikalar izlemeye başladığı ve aslında Batılı bir ülke olma yolunda  önemli adımlar atıldığı görüşü hâkim olmuştur. İngiliz gazeteleri genelde Türkiye’nin Sovyet Rusya’nın etkisinden kurtulması için gerekli yardımların yapılması gerektiğini ve Türkiye’nin coğrafi konumunun İngiltere’nin çıkarları açısından çok önemli olduğunu işlemişlerdir. Türkiye’nin sorunlarını kısa sürede çözümleyerek Milletler Cemiyetine girmesi ile Batılı ülkelerle olan münasebetleri hızla gelişmiştir. İngiltere 1932 yılından 
sonra Türkiye yanlısı bir politika izleyerek her konuda yardımcı olmaya çalışmıştır. Bu politikasının temelini de İtalya ve Almanya’nın saldırgan 
politikalarına karşın Avrupa’da Türkiye’yi kendi tarafına çekmek istemesi etkili olmuştur. Atatürk’ün uyguladığı dış siyaset ve içerideki uygulamaya koyduğu inkılâplar, Batılı ülkelerin Türkiye’ye karşı tavrını olumlu yönde değiştirmiştir. 


Sonuç 

Birinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupalı Devletlerin asıl politikasını Osmanlı Devleti’nin parçalanması oluşturmuştur. Osmanlı Devleti’nin parçalanmasına dair görüşler 1815 yılında yapılan Viyana Kongresi’nde tartışılmış ve Şark Meselesi (Doğu Sorunu) adı altında Osmanlı ülkesinde yaşayan gayrimüslimlerin Müslümanlarla eşit haklara sahip olması şeklinde açıklanmıştı. Bu düşünce Osmanlı Devleti’nin Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanını ilan etmesiyle yürürlüğe konulmuştu. Bundan sonraki süreçte Şark Meselesinin içeriği Batıdaki Müslümanların Avrupa’dan çıkarılması şeklinde yürürlüğe konulmaya çalışılmıştı. 1913 yılında Balkan ülkelerinin topluca Osmanlı Devletine karşı mücadele etmesi bu düşüncenin ana temelini oluşturmuştu. Osmanlı Devleti’ni “Hasta Adam” olarak nitelendiren Avrupa Devletleri, Şark Meselesini daha da genişleterek Osmanlı topraklarının tamamının paylaşılması olarak nitelendirmişlerdir. 1907’de 


İngiltere Kralı VII. Edward ve Rusya Çarı II. Nikolay’ın Reval’de23 yaptıkları gizli görüşmelerde Osmanlı Devleti’nin paylaşılmasına dair planları ele almışlar ve Osmanlı topraklarının paylaşılması konusunu tartışmışlardır. Osmanlı toprakları nın paylaşılması için Birinci Dünya Savaşı önemli bir fırsat oluşturmuştur. 

Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı sırada Osmanlı Devleti İttihat ve Terakki Partisi tarafından yönetiliyordu. Osmanlı devlet adamlarının başlıca amaçları, kaybedilmiş toprakları geri almaktı. Birinci Dünya savaşı öncesinde Osmanlı yetkilileri İngiltere ve Almanya ile dostluk ilişkilerinin artırılmasına yönelik çabalar göstermişlerdir. Çünkü kaybedilen toprakların bu iki ülkenin içerisinde yer alacağı bir blok sayesinde geri alınabileceğine inanılıyordu. İttihat ve Terakki Partisi üyeleri bir blok içerisinde yer alma düşüncesiyle ilk olarak İngiltere’ye ittifak teklifinde bulunmuşlar, 1911’de İngiltere Denizişleri Bakanı Winston Churchill’e yapılan bu teklif İngiltere’nin yeni siyasi teşekküller altına girmek için hazır olmadığı cevabıyla reddedilmiştir. İngiltere her ne kadar bu teklifi henüz ortamın hazır olmadığı bahanesiyle reddetmişse de asıl sebep Rusya’yla yapılan 
anlaşma gereği “Hasta Adam” olarak nitelendirilen Osmanlı Devleti topraklarının önceden aralarında paylaşılmış olmasıydı. Ayrıca İtalya’nın bu dönemde Kuzey Afrika’da Osmanlı Devletiyle mücadele içerisinde olması, İngiltere’nin İtalya’yı Üçlü İtilaf içerisine almak için yürüttüğü çabalarda Osmanlı Devleti’nden uzak durmak istemesi de bunun sebepleri arasında gösterilebilir. Balkan Savaşları sırasında Rusya, İngiltere ve Fransa’nın tutumları nedeniyle Osmanlı Hükümeti, İtilaf Devletlerine güvenemiyordu. Böylece Osmanlı Devleti, ittifak yapmak için Almanya üzerine yoğunlaşmaya başladı. Çünkü diğer Avrupa devletlerinin Osmanlıyla ittifak yapmama istekleri kesin olarak anlaşılmıştı. Almanya ile yapılan görüşmeler 2 Ağustos 1914’te ittifak anlaşmasının imzalanmasıyla sonuçlanmıştır24. 


Birinci Dünya Savaşı’nda İttifak Devletleri ve müttefik olarak Osmanlı Devleti’nin yenik ayrılmasıyla İtilaf Devletleri planladıkları projelerin başarıya ulaşacağını düşünmüşlerdir. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda imzalanan Sevr Antlaşması ’yla Şark Meselesinin başarıya ulaştığını düşünen Avrupalı devletler, Millî Mücadelenin başarıya ulaşmasıyla bu hayallerini bir süre ertelemek zorunda kalmışlardır. 29 Ekim 1923’te kuruluşunu ilan eden Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet başkanlığına getirilen Mustafa Kemal Atatürk, Türk dış politikasının ilkelerini şöyle belirlemiştir: 

- Millî sınırlarımız içinde varlığımızı korumak, 
- Gerçekleştiremeyeceğimiz emeller peşinde koşmamak, 
- Medenî ve insanca davranarak bunun karşılığında destek beklemek, 
- Diğer devletlerin iç politikalarından ve yönetim sistemlerinden etkilenmemek, 
- Hiçbir ülkenin iç işlerine karışmamak; kendi iç işlerimize de dış devletleri karıştırmamak, 
- Millî politikayı uygularken kamuoyunu dikkate almak, 
- Dürüst, açık ve tutarlı olmak, 
- Dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmek, 
- Barış içinde hakka ve hukuka uygun bir şekilde sorunları çözmektir. 

28 Haziran 1914’te başlayarak 11 Kasım 1918’e kadar devam eden Birinci Dünya Savaşı’na kadar devletler arasında bu derece büyük ittifaklar (bloklar) olmamıştır. Savaş Avrupa’da başlamasına rağmen, sömürgeler yoluyla 5 kıtaya yayılmıştır. Savaş sonunda Osmanlı Devleti, Avusturya- Macaristan İmparatorluğu, Rus Çarlığı, Alman İmparatorluğu yıkılmıştır. Çekoslovakya, Avusturya, Macaristan, Polonya, Litvanya, Ukrayna, Estonya ve Yugoslavya devletleri kurulmuştur. İlk kez; uçak, denizaltı, zehirli gaz, zırhlı araç bu savaşta kullanılmıştır. İtilaf devletleri savaşta 42 milyon kişiyi askere almış ve bunlardan 22 milyonu hayatını kaybetmiştir. İttifak devletleri ise 23 milyon kişiyi askere almış ve bunlardan 15 milyonu hayatını kaybetmiştir. Osmanlı Devleti bu savaşta bir milyon kişiyi kaybetmiştir. Dünya devletleri bu derecede büyük savaşları engellemek amacıyla Birinci Dünya Savaşı sonrasında Milletler Cemiyeti’ni (Cemiyet-i Akvam) oluşturdular. Fakat Birinci Dünya Savaşı sonunda gerçek bir barış sağlanamayınca, antlaşmaların sonuçları bir süre sonra İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasına neden olmuştur. 


DİPNOTLAR;


1 Ülman, A. Haluk, I. Dünya Savaşına Giden Yol ve Savaş, Ankara, 1972, 389 s. 
2 Armaoğlu, Fahir, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi I (1914-1918), Ankara, 1982, s. 102-103. 
3 Kodaman, Bayram, Şark Meselesi Işığı Altında Sultan II. Abdülhamid’in Doğu Anadolu Politikası, İstanbul, 1983, 192 s. 
4 Graves, P. Phılıp, İngilizler ve Türkler (1789-1939), Osmanlıdan Günümüze Türk-İngiliz İlişkileri, (Çev: Yılmaz Tezkan), Ankara, 1999, 190 s. 
5 Sander, Oral, Siyasi Tarih, 8. B., İmge Yayınları, Ankara, 2000, s. 158-193. 
6 Fermanın Türkçe metni için bkz. Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt:V, Ankara, 1988, s. 255-258. 
7 Çadırcı, Musa, “Tanzimatın Uygulanmasındaki Güçlükler”, Tanzimatın 50. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu, Ankara, 1994, s. 296. 
8 Roberts, J. M., Avrupa Tarihi, İnkılâp Kitapevi, İstanbul, 2010, s. 483-488. 
9 Erim, Nihat, Devletlerarası Hukuku ve Siyasi Tarih Metinleri, Cilt:I, Ankara, 1953, s. 316-353. 
10 Fermanın metni için bkz. Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt: IV, s. 293-296. 
11 Sayar, Ahmet Güner, Osmanlı İktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşması, İstanbul, 1986, s. 240. 
12 Karal, Enver Ziya, a.g.e., Cilt:VI, s. 173. 
13 Küçük, Cevdet, “Abdülmecid”, Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi, Cilt:I, İstanbul, 1988, s. 259-263. 
14 Küçük, Cevdet, “Abdülhamid II”, Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi, Cilt:I, İstanbul, 1988, s. 221. 
15 Ortaylı, İlber, İkinci Abdülhamid Döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nda Alman Nüfuzu, Ankara, 1981, s. 3 vd. 
16 Gürün, Kamuran, Türk-Sovyet İlişkileri (1920-1953), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1991, s. 117. 
17 Esmer, Ahmet Şükrü, Siyasi Tarih (1919-1939), Ankara, 1953, s. 204. 
18 a.g.e.., s. 204-205. 
19 Türk Dış Politikası: Kurtuluş Savaşı’ndan Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar (1919-1980), 
Türk Dış Politikası: Kurtuluş Savaşı’ndan Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar (1919-1980),  (Editör: Baskın Oran), Cilt: I, İletişim Yayınları, İstanbul, 2002, s. 267-268. 
20 Esmer, Ahmet Şükrü, a.g.e., s. 199. 
21 Lozan Barış Konferansı Tutanaklar Belgeler, İkinci Takım, Cilt: II, İstanbul, 1993, s. 3. 
22 Sarınay, Yusuf , “Atatürk’ün Hatay Politikası-I (1936-1938)”, Atatürk Dönemi Dış Politika, Ankara, 2000, s. 359. 
23 Günümüzde Estonya’da bir kent. 
24 Halil Menteşe’nin Anıları, İstanbul, 1986, s. 187-189. 


Kaynaklar 

Armaoğlu, Fahir, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi I (1914-1918), Ankara, 1982. 

Çadırcı, Musa, “Tanzimatın Uygulanmasındaki Güçlükler”, Tanzimatın 50. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu, Ankara, 1994. 

Erim, Nihat, Devletlerarası Hukuku ve Siyasi Tarih Metinleri, Cilt:I, Ankara, 1953. 

Esmer, Ahmet Şükrü, Siyasi Tarih (1919-1939), Ankara, 1953. 

Halil Menteşe’nin Anıları, İstanbul, 1986. 

Gürün, Kamuran, Türk-Sovyet İlişkileri (1920-1953), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1991. 

Graves, P. Phılıp, İngilizler ve Türkler (1789-1939), Osmanlıdan Günümüze Türk-İngiliz İlişkileri, (Çev: Yılmaz Tezkan), Ankara, 1999. 

Karal, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, Cilt:IV, Ankara, 1988. 

Karal, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, Cilt:V, Ankara, 1988. 

Karal, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, Cilt:VI, Ankara, 1988. 

Kodaman, Bayram, Şark Meselesi Işığı Altında Sultan II. Abdülhamit’in Doğu Anadolu Politikası, İstanbul, 1983. 

Küçük, Cevdet, “Abdülhamid II”, Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi, Cilt:I, İstanbul, 1988. 

Küçük, Cevdet, “Abdülmecid”, Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi, Cilt:I, İstanbul, 1988. 

Lozan Barış Konferansı Tutanaklar Belgeler, İkinci Takım, Cilt: II, İstanbul, 1993. 

Ortaylı, İlber, İkinci Abdülhamid Döneminde Osmanlı İmparatorluğu ’n da Alman Nüfuzu, Ankara, 1981. 

Roberts, J. M., Avrupa Tarihi, İnkılâp Kitapevi, İstanbul, 2010. 

Sander, Oral, Siyasi Tarih, 8. B., İmge Yayınları, Ankara, 2000. 

Sarınay, Yusuf, “ Atatürk’ün Hatay Politikası-ı ( 1936-1938 ) ”, Atatürk Dönemi Dış Politika, Ankara, 2000. 

Sayar, Ahmet Güner, Osmanlı İktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşması, İstanbul, 1986. 

Türk Dış Politikası: Kurtuluş Savaşı’ndan Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar (1919-1980), (Editör: 
Baskın Oran), Cilt:I, İletişim Yayınları, İstanbul, 2002. 

Ülman, A. Haluk Ülman, I. Dünya Savaşına Giden Yol ve Savaş, Ankara, 1972. 

Turks’ Politics with Great Governments Before and After World War I 


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder