14 Şubat 2016 Pazar

BAŞBAKAN’A…



BAŞBAKAN’A… 


Ali İhsan GÜRCİHAN
10 Eylül 2008


Almanya’daki Deniz Feneri davası ile başlayan karşılıklı suçlama ve tehditler, çirkin gerçekleri de ortaya dökmeye devam ediyor.

Çatışmanın bir tarafında T.C.Devleti adına İKTİDAR denilen güç, diğer tarafında ise Türk Kamuoyunu aydınlatma adına görev yapan BASIN denen beşinci güç.

Yani biri yolsuzlukları, hataları önleyecek ve varsa da işlem başlatacak güç. Diğeri ise bunları ortaya döküp toplumu aydınlatacak güç.

Ancak tartışmalardan anlaşılıyor ki;
Bugüne kadar her ikisi de tam tersini yaparak, millet adına kullanmaları gereken güçlerini kendi çıkarları adına kullanmışlar ve de birbirlerine göz yummuşlar.
Çok açık belli ki, çıkarlar gereği karşılıklı destek ya da en azından suskunluk için bir mutabakat devri yaşanmış.

Peki, ne oldu da mutabakat bozuldu?

Sanırım ortada konuşulanlardan da öte daha büyük boyutlarda bir çıkar çatışması var ki işler bu noktaya geldi.

Yaptıkları yolsuzluklar konusunda çok şey söyleniyor ve yazılıyor. O nedenle ben bu yazımda ne yaptıklarından ziyade esas olarak Başbakan’ın konuya yaklaşım şekli üzerinde durmak istiyorum.

Başbakan’ın söylemlerinin hiddetine ve hareketlerinin şiddetine bakılırsa sanırsınız ki, bu ülkede basın tarafından birilerine sözüm ona çamur atılması sanki ilk defa rastlanan bir olay.

Düne kadar genel olarak size destek veren Doğan grubu ve yandaşınız medyanın sizin dışınızdaki insanlara nasıl çamur attığına hiç şahit olmadınız mı?

Özellikle Ergenekon Davası sonrası ortaya atılan belgeler üzerinden basının yaptığı yargısız infazları ve uğranan haksız saldırıları hiç duymadınız mı?
Bu saldırılar karşısında insanların hakkını koruyan kimse var mı idi sizlerin arasında?

Ailece bizzat yaşadık. Ergenekon tutuklusu diye F tipi tutukevine konan oğlumla ilgili yalan haberler ve yakıştırmalar nedeni ile doğruları açıklamak için yazmadığımız yer kalmadı. Sesimize kulak veren dahi çıkmadı. Yaptığımız tekzip işlemlerini dikkate alan bile olmadı. Hukuki müracaatlar için ise ne yazık ki yetersiz kaldık ve üzücüdür ki ortaya çıkabilecek sonuçlarından da çekindik bu ülkede.

Açıkçası bu yazım;

Olaylar karşısındaki çifte yaklaşımı nedeni ile Başbakan’a bir haykırıştır.
Bu ülkede sıra size gelince mi yazılanlar ve konuşulanlar çamur atma oluyor? İşin ucu size dokununca ne değişti? İlkeler mi yoksa hukuk kuralları mı değişti bu ülkede? Demokrasi ve insan hakları, ancak size dil uzatılınca mı aklınıza geldi?

Bu ülke adına düşünmekten ve yazmaktan öte hiçbir çabası ve çıkarı olmayan oğlum gibi insanların, çıkarcı ve yandaşınız basın tarafından linç edilmesine cesaret veren ve onlara göz yumanlar kim acaba?

Eğer bu ülkenin ve bu insanların Başbakanı iseniz, Ergenekon davasının hukuki boyutlar dışına taşınmasına, özellikle çıkarcı ve tarikatçı basın tarafından pazarlanarak bu ülkede siyasi anlamda kullanılmasına neden özellikle fırsat verdiniz?
Bu ülkede Hükümet, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve de sizlerin etkin olduğu bir Meclis yok mu?

Demokrasi ve hukuki değerlerin sahip çıkıldığı temiz bir toplum bu ülkenin geleceği açısından çok önemli değil mi? Bu konuda gerçekten sizlerde samimi iseniz nedir bu hiddet ve şiddet?

Hiçbir suçu ve çıkarı olmadığına inanmamıza rağmen, demokrasinin fazileti adına benim oğluma nasıl hesap verdiriliyorsa, inanç soyguncularının hesap vermesinde ve ilişkide oldukları iddia edilen kişilerin de araştırılarak gerçeklerin ortaya çıkarılmasında ne mahzur görüyorsunuz? 

Arkasında durduğunuzu iddia ettiğiniz demokrasinin faziletini bizler gibi, siz de yaşamak istemez misiniz? Bu yaklaşımın aksine söylem ve davranışlar içerisine girerek demokrasinin rezaletini çıkarmak, demokrat olduğunu iddia eden insanlara hiç yakışır mı?

Eğer bir ülkenin başbakanı olarak;
Yönettiğiniz insanların ve özellikle size muhalif olanların hak ve özgürlüğüne, en az kendinizin ve yandaşlarınızın hak ve özgürlüğü kadar sahip çıkmaz iseniz,

Bilin ki sıra size geldiğinde; 
Haykırmanın hiçbir değeri ve inandırıcılığı olmadığı gibi o ülkede gerçek demokrasi de yok demektir.

Saygılarımla.

http://vatanhavadis.blogspot.com.tr/2008/09/babakana-ali-ihsan-grcihan.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder