3 Kasım 2018 Cumartesi

İşçi Partisinin, Ergenekon Sürecindeki Hatası

İşçi Partisi'nin "Ergenekon" Sürecindeki Hatası 


Behiç Gürcihan
(Kıvanç Değirmenli) 
www.acikistihbarat.com
12.05.2008 


"Ergenekon" kodlu sürece avukatların hataları damga vuruyor; sessiz sedasız. 
Yalçın Küçük'ün "bu ülkede üç ihanet var; Müslümanlar İslam'a ; Atatürkçüler Atatürk'e; meslek sahipleri mesleklerine ihanet ediyor" tezini doğrulayan hatalar, yanlış yönlendirmeler yaşanıyor. 

Ailelerdeki atıllığı ve"ne yaparsak yapalım bir şey değiştiremeyiz" psikolojisini derinleştiren bu hatalar en çok da "Ergenekon" kodlu süreci ülkedeki diğer süreçlerle senkronize etmek isteyen; içerdekileri bir tür "rehin" olarak tutanların işine yarıyor. 

Buna benzer bir yanlış yönlendirme Danıştay saldırısı - Muzaffer Tekin olayı sırasında yaşanmıştı. Aralarında Eymür'ün avukatının da bulunduğu üç kişi Muzaffer Tekin'i yanlış yönlendirerek saklanmasına sebep olmuş ve medyanın dezenformasyon kampanyası bu gereksiz saklanma üzerinden inşa edilmişti. 

Konu ile ilgili ayrıntıları Tekin İntihar Etmeden Bir Gece ünce, Bir Gece Sonra başlıklı yazıda ele almıştık. 

En son vahim hata Aydınlık / İşçi Partisi'nden geldi. üyeleri arasındaki avukat sayısı ile bir tür avukat partisi olarak adlandırabileceğimiz İşçi Partisi'nden. 

Ve bu hata; iddianame hazırlığında sona yaklaşıldığı haberlerinin/duyumlarının yaşandığı bir dönemde yapıldı. Hatta gazeteler "Ergenekon" davası için salon arandığı ve "AB standartlarında" yeni Silivri cezaevinin duruşmalar için kullanılacağını yazdı. 

"Ergenekon" yaygarasını koparanların başından beri sarıldığı bir fotoğraf karesi mevcut. 

Kadraj mühendisliği ve facebook kriminolojisi (Bkz : Facebook Kriminolojisi, 6 Derece Teorisi ve 2020'lerin General Kadrosu) üzerinden yürütülen soruşturmanın altın buzağılarından biri bu fotoğraf. 

Fotoğrafta; Veli Küçük İsviçre'de gerçekleştirilen Dünya Azerbaycanlılar Kongresi (DAK) sırasında "Alparslan Aslan"'la birlikte kameraya poz verirken görülüyordu. 

Bunu "çete/örgüt kanıtı" olarak kamuoyuna sunan Ergenekon vakanüvistlerin hevesi kursağında kaldı. 

Ortaya çıktı ki; fotoğraftaki kişi Alparslan Aslan değil, ona çok benzeyen ve Stockholm'de yaşayan Azeri bir gençmiş. 

İki insan yanyana durup , kameraya poz verdi diye onları "çete/örgüt" yapacak kadar kursaksızlar tabi bu gelişmeyi kamuoyuna duyurmadı. Kitabında "belge" açıkladığını iddia edip, soruşturma çerçevesinde gözaltında bulunanların eşlerinin adreslerini deşifre eden şıh şamil Tayyar gibilerden konu hakkında tek bir satır duyulmadı. 

Normaldir. Normal olmayan bu belgenin bu kadar zamansız açıklanmasıydı. 

Bu belgenin ortaya çıkmasından hemen sonra televizyonlarda yine "Ergenekon" soruştuması çerçevesinde birilerinin ifadelerine başvurulmaya başlandığı haberleri yayınlanmaya başladı. 

Karagümrük çetesinin elebaşlarından, Ali Balkaner'e kadar bir çok isim savcının huzuruna çıkarıldı. 

Bir yıldır tamamlanamayan bir soruşturmada yeni isimlere yeni sorular sorulması ihtiyacı duyuldu. Birilerinin kafasının karışık olduğu ortada. 

Bu süreçte kanıt diye medyaya yansıyanların "Alparslan Arslan-Velü Küçük fotoğrafı" gibi evrensel hukuk-yerel hukuk-evrensel iz'an-yerel iz'an standartlarını hayli zorlayan unsurlar olduğu da gözönüne alınırsa ortaya çıkacak iddianamenin en fazla çevrecileri kaygılandıracağı söyleniyor. 300 dosya, binlerce sayfadan sözediliyor; az değil. 

"Hata nerede?" dediğinizi duyuyorum...

Hata şu...

İşçi Partisi ; medyanın temel kanıtlardan biri olarak çevresinde döndüğü sahte Alparslan Aslan-Veli Küçük fotoğrafını çürüten belgeyi mahkeme sürecine saklamalıydı. 

Veli Küçük'ü önce 1 numara yapıp sonra zamanla rütbesinde tenzile gitseler de neticede o meşhur "Ergenekon" şemasında Küçük hala "tuğgeneral" rütbesi ile "en değerli" zat. 

Ve onu Danıştay tetikçisi "Alparslan Aslan" ile bağlantılandıran bu fotoğrafın iddianamenin menteşelerinden biri olma ihtimali hayli yüksek. 

Durum böyleyken ; bu fotoğrafla ilgili yapılan erken deşifrasyon iddia makamına iddiasını yenileme, gözden geçirme ve gerekli düzeltmeleri yapma fırsatı tanıdı. 

Binlerce sayfalık bir iddianın yeniden düzenlenmesi ve doğacak boşluğun yerini alacak yeni "kanıtların" temini için geçecek sürede gözönüne alındığında ; "Ergenekon" sürecini uzatmak isteyenlerin de ekmeğine yağ sürüldü. 

Halbuki sözkonusu deşifrasyon mahkeme sürecinde yapılsaydı iddia makamının "çete/örgüt ilişkileri" kapsamında sunması hayli yüksek bu "delilin" canlı olarak mahkeme sırasında çürütülmesinin etkisi çok daha farklı ve derin olurdu. 

Delilden değil tanıdık üzerinden suça giden metodolojide büyük bir gedik açılırdı. 

Bu fırsat kaçtı. 

Avukatlar yine hata yaptı. 
Şimdi birileri harıl harıl iddialarını yeniden düzenlemekle, doğan boşlukları yeni "delillerle" kapatmakla meşgul. 

Biz yine de "İddianame 15 Haziran'a çıkacak" duyumlarına inanmak istiyoruz. 

Godot'yu bekler gibi bekliyoruz. 


B.G. 

http://www.biroybil.com/showthread.php?5752-CIA-Böyle-Öğretti/page25



***

Kamuoyunun ve Meslektaşlarımın Dikkatine,


Kamuoyunun ve Meslektaşlarımın Dikkatine


Fatma Sibel Yüksek
acikistihbarat.com
13.06.2008


  Hürriyet gazetesinin 6 Haziran 2008 tarihli nüshasında Toygun Atilla imzasıyla yayımlanan haberde, Gürcihan'ın evinde "yeni darbe günlükleri" bulunduğu iddia edilmiştir. Aynı mesnetsiz iddia, "Taraf" adlı mevkute ile bu iki yayın organını kaynak gösteren başka gazete, televizyon ve internet sitelerinde de yer almıştır. 

Behiç Gürcihan'ın gözaltına alınması sırasında yanında bulundum; gözaltı ve arama tutanağının altında, iki Terörle Mücadele şubesi yetkilisinin yanı sıra "tanık" olarak imzam bulunmaktadır. 

Soruşturmanın gizliliği ilkesinden hareketle, bu tutanağın içeriğini kamuoyu ile paylaşmayacağız. üzellikle pervasız bir şekilde iktidar yanlısı yayın yapan gazeteler ile haberciliğe gereken özeni göstermeyen diğer yayın organlarını da aynı ilkeye uymaya davet ediyoruz. 

Gürcihan'ın ailesi, konuyla ilgili olarak yayınlanan ve yayınlanacak olan tüm haberlere ilişkin hukuki haklarını saklı tutmaktadır. Bu çerçevede; "gözaltı ve arama tutanağında imzası bulunan tanık" olarak, tutanağın içeriği ile alakası olmayan düzmece haber ve belge yayımlayanlar aleyhine açılacak davalarda tanıklık edeceğimin bilinmesini istiyorum. 

Ergenekon soruşturması kapsamında, şimdiye kadar özellikle iktidara yakın medya organlarının, soruşturmanın gizliliği ilkesine hiç bir şekilde riayet etmedikleri, dosyada var olup olmadığı bilinmeyen düzmece bilgi ve belgelerle henüz ne ile suçlandıkları bile bilinmeyen sanıkları, kendilerini yargının yerine koyarak kamuoyunda mahkûm ettirme çabasına giriştikleri izlenmektedir. 

Aynı hukuk ve gazetecilik katliamının, 4 Haziran 2008'de gözaltına alınan ve 7 Haziran 2008 tarihinde çıkarıldığı sorgu hakimliğince tutuklanan sitemizin sahibi Behiç Gürcihan üzerinde de devam ettirildiğine tanık olduk. Hürriyet gazetesinin 6 Haziran 2008 tarihli nüshasında Toygun Atilla imzasıyla yayımlanan haberde, Gürcihan'ın evinde "yeni darbe günlükleri" bulunduğu iddia edilmiştir. Aynı mesnetsiz iddia, "Taraf" adlı mevkute ile bu iki yayın organını kaynak gösteren başka gazete, televizyon ve internet sitelerinde de yer almıştır. 

Behiç Gürcihan'ın gözaltına alınması sırasında yanında bulundum; gözaltı ve arama tutanağının altında, iki Terörle Mücadele şubesi yetkilisinin yanı sıra "tanık" olarak imzam bulunmaktadır. 

Soruşturmanın gizliliği ilkesinden hareketle, bu tutanağın içeriğini kamuoyu ile paylaşmayacağız. üzellikle pervasız bir şekilde iktidar yanlısı yayın yapan gazeteler ile haberciliğe gereken özeni göstermeyen diğer yayın organlarını da aynı ilkeye uymaya davet ediyoruz. 

Gürcihan'ın ailesi, konuyla ilgili olarak yayınlanan ve yayınlanacak olan tüm haberlere ilişkin hukuki haklarını saklı tutmaktadır. Bu çerçevede; "gözaltı ve arama tutanağında imzası bulunan tanık" olarak, tutanağın içeriği ile alakası olmayan düzmece haber ve belge yayımlayanlar aleyhine açılacak davalarda tanıklık edeceğimin bilinmesini istiyorum. 

Gürcihan'ın tutuklanmasına ilişkin, yukarıdaki örnekler gibi 'dosya içeriğini' kapsayan yayınlara imza atanlar hakkında da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ergenekon soruşturması hakkında Mart ayında verdiği yayın yasağını ihlal ettikleri için suç duyurusunda bulunuyorum. 

"Star" adlı basılı mevkutenin genel yayın müdürü Mustafa Karaalioğlu, türban davasının Anayasa Mahkemesi'nce reddedilmesinin ardından yazdığı başyazıda, "Bundan sonra kimse bizden hukuka riayet etmemizi beklemesin" şeklinde bir "cihat ilanında" bulunmuştur. Biz hukuka saygılıyız ve içine girilen bu tehlikeli süreçten devletimizin, Türk Milleti'nin ve gerçek müslümanlığın zarar görmemesi için azami özveriyi göstereceğiz. Ancak, Karaalioğlu tarafından ilan edilen korkunç zihniyete karşı hukuki mücadelemizin devam edeceğinin de bilinmesini istiyoruz. Kendisini diktatörlük hevesine kaptıran bir kısım çapulcunun estirdiği terörden korkacağımız düşünülmesin...

Kamuoyunun ve Meslektaşlarımın dikkatine...

Fatma Sibel Yüksek
Açık İstihbarat Yazarı
Gazeteci

Kaynak: Fatma Sibel Yüksek- Açık İstihbarat 

http://www.biroybil.com/showthread.php?5752-CIA-Böyle-Öğretti/page25


***

BEN OĞLUMA GÜVENİYORUM ve DESTEGİNDEYİM.

BEN OĞLUMA GÜVENİYORUM ve DESTEGİNDEYİM. 


Behiç Gürcihan Tutuklandı - Behiç'in Babası Ali İhsan Gürcihan 

08.06.2008 
acıkistihbarat.com


Biz anne ve baba olarak iliskisinin derecesini, çete denen illegal örgütün içerisinde görevinin ne oldugunu,hangi faaliyetleri yürüttügünü ve hangi eyleme ya da eylemlere katildigini bilmek istiyoruz . Bunun da en dogal hakkimiz olduguna inaniyoruz. 

Ben buradan iddia ediyorum ki ; 

Oğlum Behiç, Devleti’ne, Milleti’ne, Bayragi’na sadik, bu ülke insanlarinin ve milletimizin değerlerine ve inançlarina duyarli bir TÜRK EVLADIDIR. 

Düsünce ve fikir düzeyindeki çalismalarindan ve söylemlerinden öte hiçbir illegal çalismasi ve faaliyeti olmamistir. 

Açik Istihbarat Sitesinin sahibi ve yazari üç günlük göz alti süresi sonunda çikarildigi mahkeme tarafindan tutuklanmiş tir. 

Hakkinda bir karar verilerek tutuklanmis olmasina ragmen , dosyasina konan KISITLAMA nedeni ile, su ana kadar ne ile suçlandigini biz ailesi olarak ögrenemedigimiz gibi,Baro’dan görevlendirilen avukat da ayni nedenle bize bilgi verememistir. 

Tek söylenen ‘’ Ergenekon Dosyasi ile iliskişi’’ olmak . 

Biz anne ve baba olarak iliskisinin derecesini, çete denen illegal örgütün içerisinde görevinin ne oldugunu,hangi faaliyetleri yürüttügünü ve hangi eyleme ya da eylemlere katildigini bilmek istiyoruz . Bunun da en dogal hakkimiz olduguna inaniyoruz. 

Ben buradan iddia ediyorum ki ; 

Oglum Behiç, Devleti’ne,Milleti’ne,Bayragi’na sadik, bu ülke insanlarinin ve milletimizin degerlerine ve inançlarina duyarli bir TüRK EVLADIDIR. 

Düsünce ve fikir düzeyindeki çalismalarindan ve söylemlerinden öte hiçbir illegal çalismasi ve faaliyeti olmamistir. 

ülkenin gelecegi konusunda kendisini daima sorumlu hissetmis,bu amaç dogrultusunda kendini gelecege hazirlamaya ve çalismalar yapmaya gayret göstermistir. Idealist bir yaklasimla TüRKIYE’nin yakin bir gelecekte dünyanin 7 nci ülkesi olmasi umuduna ve gayretine katkida bulunmak üzere , yillar once 2023 platformunu kurmustur.Bu platformda ’’ülkenin gelecegini kursun atarak örgütlenenler degil, beynini son hücresine kadar kullanarak çalisanlar kurtaracaktir ‘’ felsefesi ile hareket ederek, arkadaslari ile birlikte sürekli düsünce ve fikir gelistirmeye çalismistir. Bu platform bir çete değil, idealist gençleri düşünce ve çalışma bazında bir araya getiren arkadaş dayanışmasıdır.

Behiç ;yasal olmayan her türlü faaliyet ile kendi çapinda yazarak mücadele eden,Ergenekon -Gladyo karsisinda olan ve onu açiga çikarma gayreti ile bu konuda ‘GLADYO’ya MEKTUPLAR ‘adli kitap bile yazmis biri olarak , su akibete bakin ki aleyhine tavir aldigi bir yapinin üyesi olmakla suçlanarak tutuklanmistir. 

KISACASI BEN OĞLUMA GÜVENİYORUM ve DESTEGİNDEYİM. 

Bu söylemim , baskaca bir maksadi ve anlami olmayan,sadece ogluna güvenen bir babanin açik ifadesidir. 

Gelinen noktada bizler de yasal hakkimizi sakli tutmak kaydi ile hukuki sürece saygiliyiz.Savci ve hakimlerimize de güveniyoruz.Demokrasiyi hedef aldigi iddia edilen bir çete karsisinda biz de tüm ailece Hukuk’un ve Demokrasinin yanindayiz .Bu ülkenin gelecegi açisindan da var oldugu iddia edilen çetelerin ne oldugunun ortaya çikarilmasini ve çökertilmesini bizler de görmek istiyoruz. 

Ancak bu gözalti sürecinde,geçmiste de oldugu gibi bir defa daha ortaya çikan gerçegi de sizlerle paylasmak istiyorum. 

Bu süreçte usul geregi,bizler oglumuz hakkinda hiçbir bilgi dahi edinemez iken , özellikle tarikat ve cemaat görüslü basin yayin organlarinin,gözaltina alinma isleminin hemen akabinde yazdiklari gerçek disi bilgiler ve iki gün boyunca isin basindan itibaren tutuklandigina dair verdikleri haberler bizleri rahatsiz edici oldugu kadar da düsündürücü bir durumdur. 

Yasa geregi,bize her türlü kapilarin kapandigi bir ortamda, Güvenlik Güçlerimizin ve Savciligin bu bilgileri basina da vermeyecegini hiç tereddütsüz kabul ediyoruz. 

Gizliligin ihlal edilmemesine ragmen , özellikle tarikatçi ve cemaatçi basinin ürettigi haber ve senaryolarla haksiz bir saldiriya ugradigimizi ve kendi taraftarlari adina da Yargi üzerinde maksatli bir sekilde kamuoyu baskisi kurulmaya çalisildigini gözlemledim. Bu güven ve cesareti nereden aldiklarinin yetkililer tarafindan tespit edilip ortaya konacagina ve bu haksiz uygulama konusunda bizlerin özgürlügü adina savcilarimizin geregini yapacagina da inaniyorum. 

Bu ve benzeri olaylar açikça ortaya koymaktadir ki;ülkemizde iddia edilen demokrasi karsiti çetelerin yanisira, kökleri tarikat ve cemaatlere dayali olan, özgürlükleri demokrasi maskesi ile istismar ederek Cumhuriyeti ve onun laik yapisini her firsati kullanarak yipratma çabasinda olan hazir kuvvet ve çok iyi teskilatlanmis baska çetelerde bulunmaktadir. 

Bizlerin kisisel magduriyeti bir yana,bu ülkeyi gelecekte tam demokratik, çagdas ve huzurlu bir döneme tasimayi gerçekten istiyorsak ,Demokrasiyi hedef aldigi iddia edilen ve Ergenekon olarak adlandirilan çetelerin yanisira,mevcut rejimi yani Laik Cumhuriyeti hedef alan,bizi Ilimli Islam’a boyun egmeye zorlayan dis odaklarca güdülen hoca efendinin ve tarikatçilarin çete veya çetelerinin de çökertilmesi gerektigine inaniyorum. 

BU üLKE ANCAK ve ANCAK ,DEMOKRASI DüSMANI üETELERIN YANISIRA , CUMHURIYET ve İSLAM DİNİ DüSMANI ILIMLI ISLAM üETELERININ DE üüKERTILMESI ILE AYDINLIK BIR GELECEGE KAVUSACAKTIR . 

Behiç’in babasi Ali Ihsan GÜRCİHAN 

NOT :Eger basin mensuplarinin dedigi dogru ise ,arama sirasinda bulundugu iddia edilen ve suç dosyasina kondugu söylenen Genelkurmay’a ait GIZLI denen belgeler, benim kitap ve dökümanlarimin arasinda ve evimin bana ait odasinda bulunmustur. Hizmete üzel’dir ve hizmete yönelik olmak kaydi ile tarafimdan kullanilan bana ait dökümanlardir.Bu belgeler yurt disi göreve giden her Silahli Kuvvetler personelini bilgilendirmek maksadi ile verilen sözde Ermeni Soykirimi ve özellikle Nato ülkelerine yönelik genel bilgi notlaridir.Basinda yer aldigi gibi ne darbe günlügüdür,ne çete ile ilgisi vardir.Söylenen anlamda gizli bir belge de degildir

Kaynak: Behiç'in Babası Ali İhsan Gürcihan 

http://www.biroybil.com/showthread.php?5752-CIA-Böyle-Öğretti/page25

***


Üç Pasla Devletin Kalesine İnme Yöntemleri,

Üç Pasla Devletin Kalesine İnme Yöntemleri,


ABD'den Skandal Türkiye Adımları.,

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'deyi eleştirmesinden saatler sonra eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan için ABD mahkemesinden tutuklama kararı çıktı. Çağlayan, İran'a yönelik ABD ambargosunun Halkbank aracılığıyla delinmesinde rol almakla suçlanıyor. Davanın hakimi Yargıç Richard Berman, davaya Çağlayan'ın da dahil edilmesiyle 'dosyanın seyrinin değiştiğini', söz konusu iddianame ile bir devlet kuruluşu olan Halk Bankası'nın 'kurum olarak öne çıktığını' ifade etti. Eş zamanlı bir diğer gelişme, ABD Senatosu Tahsisat Komisyonu'nun, Erdoğan'ın korumalarına silah satışının yasaklanmasını öngören tasarıyı onaylaması oldu. ABD ayrıca, Türkiye'den gelen kargo uçaklarına ve Türk mallarına uygulanan 'arama ve kontrol seviyesini' de yükseltti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan gelişmelere çok sert tepki geldi, Erdoğan 'ABD'nin İran'a yönelik ambargo kararına uymayan Türkiye'nin bir bakanının tutuklanma kararını çok pis kokular geliyor diyerek eleştirdi. Erdoğan 'İran'a biz herhangi bir yaptırım uygulama kararı Türkiye olarak almadık' dedi. ABD'nin bu hamleleri şaşırtıcı değil. Haberimizde aktardığımız bulgular, verdiğimiz linklerdeki bilgiler ve özetle aktardığımız bazı haberler ışığında, Gülen örgütünün ABD'ye ajanlık yaptığı şüphesi şüphe olmaktan çıkıyor.




10.09.2017 16:40 ABD'nin Türkiye'de Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütünü doğurduğu ve besleyip büyüttüğü iddiaları skandal gelişmelerle eşliğinde giderek güçleniyor. Fetö'nün ve 15 Temmuz'daki darbe girişiminin arkasında bulunduğu son bir kaç senedir savcılık iddianamelerine de yansımaya başlamış olan ABD'den bu ilişkiyi doğrulayan skandal hamleler geliyor. ABD mahkemesi ve jürisi, ülkesinin koyduğu İran'a yaptırım kararına uymayan Türkiye'nin bir Bakanı hakkında tutuklama kararı çıkardı.

İran’a uygulanan yaptırımları ihlal, ABD bankacılık sistemine karşı dolandırıcılık, para aklama gibi suçlamalarla ABD’de tutuklu yargılanan Reza Zarrab davasına, ‘yasak işlem ve rüşvet’le suçlanarak sanık olarak eklenen Zafer Çağlayan ve eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan ile Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan için resmi tutuklama emri verildi.

ABD Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan resmi belgede, Çağlayan ile birlikte Aslan ve Balkan’ın hakkında da resmi olarak bir tutuklama kararının Jüri tarafından onaylandığı bilgisi yer aldı.

New York Güney Bölgesi Başsavcılığı tarafından önceki gün dava dosyasına konan ek iddianameye Zafer Çağlayan ve eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın yanı sıra aynı bankanın uluslararası operasyonlardan sorumlu genel müdür yardımcısı Levent Balkan ve Rıza Sarraf’ın kuryesi Abdullah Happani de eklenmişti. Sulh Hakimi Katharine H. Parker, iddianameyi imzayla onaylayarak üzerine el yazısıyla “Sanıkların tutuklanma emri verilmiştir” diye not düştü.

DAVADA 2’Sİ TUTUKLU 9 SANIK

Sanık sayısının ikisi tutuklu olmak üzere 9 kişiye çıktığı davada, yeni iddianame için Mehmet Hakan Atilla 11 Eylül, Rıza Sarraf ise 25 Eylül tarihinde yeniden davanın hakimi Richard Berman’ın karşısına çıkacak.

30 Ekim’de başlayacak olan sanıkların jürili duruşmasının bir aydan uzun sürmesi bekleniyor. Davanın hakimi Yargıç Richard Berman, davaya Çağlayan’ın da dahil edilmesiyle ‘dosyanın seyrinin değiştiğini’, söz konusu iddianame ile bir devlet kuruluşu olan Halk Bankası’nın ‘kurum olarak öne çıktığını’ ifade etti.

DİĞER HAMLE

ABD Senatosu Tahsisat Komisyonu da, Erdoğan’ın korumalarına silah satışının yasaklanmasını öngören tasarıyı onayladı. ABD ayrıca, Türkiye'den gelen kargo uçaklarına ve Türk mallarına uygulanan 'arama ve kontrol seviyesini' de yükseltti.

Amerikan haber ajansı AP, ABD’den Türkiye’ye Erdoğan’ın koruma ekibinin kullanması için yapılması planlanan 1.2 milyon dolarlık yarı otomatik tabanca ve mühimmat satışının durdurulmuş olduğunu bildirdi. Erdoğan’ın korumalarına yeni silah satışını engellemek üzere düzenlenen tasarıyı Demokrat Partili Senatörler Patrick Leahy ve Chris Van Hollen hazırladı.

SİLAH SATIŞI YASAK

Hürriyet'te yer alan habere göre; Van Hollen, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişisel korumalarının, Amerikan topraklarında barışçıl Amerikalı protestoculara saldırmasına izin vermeyeceğiz ve onlar bunu yaparken onlara kesinlikle silah satmayacağız” diye konuştu. Van Hollen, Senatör Leahy ve kendisinin, ABD Dışişleri Bakanlığı ile birlikte, bu korumaların bağlı olduğu kurumun bu eylemlerden sorumlu tutulması için çalışacaklarını söyledi.

TASARI SENATOYA GİDECEK

Van Hollen, polisin muhaliflerin bastırılması için Erdoğan’a yardım ettiğini öne sürdü. Temsilciler Meclisi’nden Cumhuriyetçi vekil Dave Trott ise “Bu silah satışını bloke etmemiz ve Erdoğan’ı işaret ederek ona, stratejik bir yer olmanın Türkiye’yi hukukun üstüne çıkarmadığını söylememiz gerekiyor” dedi. Erdoğan’ı koruyan polislere silah satışını yasaklayan düzenleme bir bütçe tasarısının parçası olarak Senato’ya gidecek.

ABD, Türkiye’den havayoluyla gelen malları daha kapsamlı taramaya tabi tutacak. Alınacak ek önlemlerle ilgili henüz detaylı bilgi verilmezken, detaylı aramaların sadece Türkiye’den gelen kargo uçaklarına uygulanacağı belirtiliyor.

ERDOĞAN'DAN SERT TEPKİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan gelişmelere çok sert tepki geldi. ABD ziyareti sırasında Washington'da yaşanan olayların da bu pis kokunun bir ifadesi olduğunu söyleyen Erdoğan, "O olayla ilgili biliyorsunuz, benim korumalarım hakkında soruşturma açtılar. Hatta hatta, olay günü orada olmayan korumalarım hakkında, eşimin iki koruması bayan, onlarla ilgili de aynı şeyi yaptılar. Bu nedir? Bu Amerika yönetiminin düşmüş olduğu aczi gösteriyor. Kendilerine de bunlar bildirildi. Büyük bir devlet olabilirsin ama adil devlet olmak başka bir şeydir. Sıkıntı burada. Onun için de adil bir devlet olmak, hukuk sisteminin adil işlemesinden geçer. Eğer hukuk sisteminiz adil işlemiyorsa bu sıkıntılar sürekli olarak o pis kokuları da getirir." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kazakistan ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı'nda basın açıklaması düzenledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'deki Rıza Sarraf davasına eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan'ın adının dahil edilmesiyle ilgili bir soruya," Burada bizim eski Ekonomi Bakanımıza yönelik atılan bu adımı, açık söylüyorum, ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum" dedi. "Atılan bu adımlar tamamen siyasidir. ABD bir defa bu konuyu gözden geçirmesi lazım. Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor. Rıza Sarraf olayı da öyledir" diyen Erdoğan açıklamasını şu sözlerle sürdürdü;

Bu konu gerçekten çok çok ilginç bir konu. Şu anda bunu hukuki bir mantık içerisinde yorumlamak zaten mümkün değil. Burada bizim eski Ekonomi Bakanımıza yönelik atılan bu adımı, açık söylüyorum, ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum. Zira burada şahsına yönelik bir iddiayı ortaya koyabilmiş değiller. Neymiş 'İran'la ilgili yaptırımları delmiş' İran'a biz bir defa herhangi bir yaptırım uygulama kararı Türkiye olarak almadık ki. Bizim İran'la ikili ilişkilerimiz var, hassas ilişkilerimiz var. İran'dan özellikle doğalgazımızın, petrolün bir kısmını oradan alıyoruz. Biz bunu kendilerine de o zaman söyledik. Ben bunları Sayın Obama'ya da söyledim, diğer bu konularla ilgilenen kişilerine, başta Dışişleri Bakanları olmak üzere onlara da söyledik. Yani dedik 'Biz burada böyle bir yaptırım içerisine girmeyiz.' Bu ekonomik ilişkileri yürüten bakanımız kim? Ekonomi Bakanı. Ekonomi Bakanı hükümetin attığı bu adıma ne yapacaktır? Uygulayanlardan bir tanesi olacaktır. Dolayısıyla atılan bu adımlar tamamen siyasidir. Amerika bir defa bu konuyu -tabii bu gidişimizde orada da inşallah görüşme fırsatı buluruz- gözden geçirmesi lazım. Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor. Rıza Sarraf olayı da öyledir. Halk Bankamızın Genel Müdür Muavini Hakan Bey ile ilgili konu da öyledir. Bunların hepsi. Diğer isimler yine öyledir."

"ABD YÖNETİMİNİN ACZİNİ GÖSTERİR"

ABD ziyareti sırasında Washington'da yaşanan olayların da bu pis kokunun bir ifadesi olduğunu söyleyen Erdoğan, "O olayla ilgili biliyorsunuz, benim korumalarım hakkında soruşturma açtılar. Hatta hatta, olay günü orada olmayan korumalarım hakkında, eşimin iki koruması bayan, onlarla ilgili de aynı şeyi yaptılar. Bu nedir? Bu Amerika yönetiminin düşmüş olduğu aczi gösteriyor. Kendilerine de bunlar bildirildi. Büyük bir devlet olabilirsin ama adil devlet olmak başka bir şeydir. Sıkıntı burada. Onun için de adil bir devlet olmak, hukuk sisteminin adil işlemesinden geçer. Eğer hukuk sisteminiz adil işlemiyorsa bu sıkıntılar sürekli olarak o pis kokuları da getirir." dedi.

ABD'Lİ HUKUK FİRMASINDAN FETÖ'YÜ DEŞİFRE EDEN KİTAP

Öte yandan yaşanan diğer bir gelişmede, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) dünyadaki faaliyetlerini araştıran Robert Amsterdam, FETÖ'nün ABD'deki okulları aracılığıyla bugüne kadar yaklaşık 243 milyon dolar düzeyinde "sahtekarlık" yaptığını tespit ettiklerini söyledi.

Hukuk firması Amsterdam & Partners'ın (LLP) sahibi Amsterdam, 13 Eylül'de piyasaya çıkacak "Aldatma İmparatorluğu: Gülen Sözleşmeli Okul Ağı Üzerine Bir Araştırma" adlı yeni kitabıyla ilgili Washington'daki Türk basın mensuplarına açıklamalar yaptı.

Amsterdam iki yıldır süren çalışmalarının bir sonucu olarak tamamen kamuya açık kaynaklardan elde ettikleri bilgilerle kitabı hazırladıklarına dikkati çekerek, "Benim amacım siyasi bir sonuca ulaşmak değil, sadece Fetullah Gülen'in bir suçlu olduğunu ortaya koyabilmektir." değerlendirmesini yaptı.

243 Milyon Dolarlık "Sahtekarlık"

FETÖ'nün ABD genelindeki sözleşmeli (charter) okulları aracılığıyla bugüne kadar yaklaşık 243 milyon dolar "hortumladığını" anlatan Amsterdam, "Bu okullarda sadece finansal usulsüzlükler yapılmıyor, aynı zamanda Amerikan eğitim sistemi içine de sızıyorlar." diye konuştu.

Bu paraların Amerikan vergi mükelleflerinin parası olduğunu kaydeden Amsterdam, Amerikan halkının bu konudaki gerçekleri öğrenmesi gerektiğini belirtti.

FETÖ kurumları arasındaki parasal ilişkiler

Kitabının ana amacının Amerikan vatandaşlarına FETÖ'nün bu ülkedeki çalışmalarını ve buradaki usulsüzlükleri göstermek olduğunu ifade eden Amsterdam, söz konusu okullarla FETÖ'nün diğer kurumları arasında yakın bir iş birliği olduğunu ve bu kurumlar arasındaki finansal ilişkilerden yüklü miktarlarda para aktarımı gerçekleştirildiğini dile getirdi.

13 Eylül'de İngilizcesi yayımlanacak kitabın Türkçe çevirisinin de kısa sürede yapılması için çalışmalara başlandığını aktaran Amsterdam, FETÖ'nün ABD'deki yapılanmasının gerçek yüzünü tüm dünyaya göstermeye gayret ettiklerini vurguladı.

Robert Amsterdam, geçen temmuz ayında kitabının ön tanıtımını İstanbul'da gerçekleştirmiş, bu eserinde ABD'nin 29 eyaleti ve 174 okulda FETÖ yapılanmasına ait faaliyetleri gözler önüne serdiğini anlatmıştı.

ABD'Yİ KIZDIRAN GELİŞME PAPAZ'IN TUTUKLANMASI OLMUŞTU

Bu gelişmeler öncesinde, ABD Başkanı Trump'ın Türkiye'den istediği Papaz Andrew Craig Brunson, casusluk ve darbe girişimi suçlamasıyla tutuklanmıştı.

FETÖ üyesi olduğu gerekçesi ile halen tutuklu bulunan Papaz Andrew Craig Brunson, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek, Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs " suçlamaları ile tekrar tutuklandı.

TRUMP, İADESİNİ İSTEMİŞTİ

ABD Başkanı Trump, daha önce Türkiye'den papaz Brunson'un iadesini istemişti.

ABD'yi kızdıran bir başka gelişme de Büyükada'daki bir toplantıda basılan ve tutuklanan kişilerin ABD ve Avrupalı ülkeler adına Türkiye'de ajanlık yapmak ve Gezi benzeri olaylar planlamakla suçlanmaları olmuştu. Türkiye'deki bir mekanda, Türkiye haritası üzerinde ve Türkiye'ye doğrudan yönelik girişimleri konu alan soruşturmaya ABD, büyükelçiliği aracılığıyla sert tepki göstermiş, insan hakları savunucuları olarak değerlendirilen toplantı katılımcılarının derhal serbest bırakılmasını talep etmişti.

Fetö liderinin 2000 yılından beri yaşadığı ABD'nin Gülen örgütünü ajan olarak kullandığı son yıllarda sıkça gündeme geliyor. Örgütün 150'den fazla ülkede yapılanmış olması ve bu geniş lojistik ağı nedeniyle ABD için son derece değerli olduğu, hala kullanımının mümkün olması nedeniyle Türkiye'nin iade taleplerine sessiz kaldığı görüşü dillendiriliyor.

İŞTE O BULGULARDAN BAZILARI

• İlk olarak Özbekistan, yıllar önce  harekete geçmiş ve ülkesindeki Gülen okullarına baskın düzenlemiş, bazı öğretmenleri ABD ajanı suçlamasıyla tutuklamış, okulları da kapatmıştı. Ardından Rusya benzer bir karar almıştı. Türkiye 2013 sonunda itibaren örgüte karşı harekete geçmişti.

• Türkiye'deki gelişmeleri yakından takip eden Azerbaycan da örgüte karşı sert önlemler almaya başlamış, en yetkili ağızlardan örgütün ihanetine dikkat çekilmiş, okullarına el konulmuştu. Örgütün ABD'li dev enerji şirketi yetkilileri ve ABD senatörlerinden oluşan kalabalık bir grubu nasıl arabuluculuk yaparak Azerbaycan'a sokmaya çalıştığına dikkat çekilmişti. Azerbaycan'ın örgütün üzerine gitmeye başlaması üzerine Gülen'e mektup yazan örgüt ülke sorumlularının ABD'nin Azerbaycan'a baskı yapması için harekete geçilmesini istemiş, yapılan baskınlarda bu mektupla birlikte Azerbaycan'da yetkililere verilen rüşvetlerin kayıtları ele geçirilmişti. Azerbaycan'ın ardından özellikle Türkiye'nin uyarıları sonrası sayısı giderek artan diğer bazı ülkeler de benzer adımlar atmaya başladı.

• Gülen'in ABD'de süresiz oturum almasında ABD istihbaratının etkili olduğu, oturum başvurusu reddedilmek üzereyken mahkemeye başvuran istihbarat yetkililerinin girişimi sonrası mahkemenin 'Gülen'in ABD için yararlı bir yabancı olduğu' kararına vardığı ve süresiz oturum verdiği bir FBI ajanı tarafından mahkeme belgeleriyle ortaya konulmuştu.

• Son dönemde sık sık gündeme gelen Gülen'in Türkiye'ye iade edilme taleplerini ABD yetkililerinin gözardı etmesinin tek nedeninin, Gülen örgütünün ABD istihbaratıyla sıkı ilişkileri ve ABD'nin Gülen okullarından geniş ölçüde faydalanması olduğu iddia edilmiş, bu şekilde 140 civarında ülkeye yayılmış okulların bir istihbarat örgütü için çok önemli ve vazgeçilemez bir ajan kaynağı olduğu, hatta bu yönüyle cemaatin ABD açısından Türkiye'den bile daha değerli olabileceği iddia edilmişti.

• İki yıl önce basına sızan ve Ankara'da Fetö mensubu yargı mensuplarının gizli bir toplantısında yapıldığı belirtilen konuşma kayıtlarında '140 ülkedeki okullarımızı korumak adına gerekirse Türkiye'den vazgeçebiliriz. Güçlü olan ABD'nin yanında yer almalıyız' dedikleri dile getirilmişti.

• Gülen'in Trump'a gönderdiği mektubundaki itirafı. Gülen, mektubunda ABD'ye nasıl hizmet ettiğini, özellikle dünyadaki cemaat okullarında yürütülen faaliyetlerin Amerikan istihbaratının bilgisi dahilinde olduğunu, bu okullardan ABD'ye ciddi bilgiler transfer edildiğini, bilgi akışını sağlama konusunda gelen taleplerin hemen hepsinin karşılandığını anlatıyordu.

Bu bulgularla birlikte, haberimizin sonunda verdiğimiz linkler ve aşağıda bazılarını kısa özetle aktardığımız haberlerimiz, diğer delilleri teşkil ediyor. Bunlar ışığında, Gülen örgütünün ABD'ye ajanlık yaptığı şüphesi şüphe olmaktan çıkıyor.

HABERLER

Büyükada'daki ajanlara 8 tutuklama.,

23.07.2017 ABD ve Almanya tutuklamalara sert tepki gösterdi. Türkiye ise bu tepkilere aynı sertlikte karşılık verdi. Son açıklama Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldi. Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu ve yargı sürecinin işlediğini dile getiren Erdoğan, "Ajan provokatörlük yapanlara karşı Türkiye de elinden geleni yapacaktır" dedi.

Büyükada'dan yeni detaylar,

15.07.2017 AK Parti Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da dikkati çektiği son Büyükada buluşmasını mercek altına aldı. Deligöz 15 Temmuz gecesi Büyükada'daki CIA ajanı Hanri Barkey'in yönettiği darbe toplantısını kamuoyuna duyuran isimdi. Konuyla ilgili diğer yeni bilgiler de İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'dan geldi. Yaşar, Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde, "Büyükada olayını araştırırken hangi ilginç gerçeklerle karşılaşıldı?", "İstihbarat birimleri Büyükada'daki toplantıyı hangi aşamada izlemeye başladı?", "Gözaltına alınanların geçmişlerinde neler var?", "Gözaltına alınan Alman'ın ilginç mesleği ne?", "Neden Büyükada'yı seçtiler?", "Gözaltına alınanların FETÖ bağlantısı çıktı mı?" sorularına cevap aradı.

Yeni Gezi hazırlığına baskın,

09.07.2017 15 Temmuz Darbe girişimi gecesi CIA ajanlarının toplandığı Büyükada'da bu kez de İnsan Hakları örgütleri adı altında ikinci bir Gezi kalkışması planının yapıldığı ortaya çıktı. Yapılan baskında 2'si Alman ve İsveç vatandaşı 10 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan İlknur Üstün'ün temsilcisi olduğu Alman Heinrich Böll Stiftung Derneği Gezi olaylarında başroldeydi. İdil Eser'in de yine Türkiye direktörü olduğu Af Örgütü PKK'nın hendek olaylarında hem de Gezi kalkışmasında provokatif eylemleri meşrulaştıran raporlar hazırlamıştı. Gözaltına alınanlardan bir diğeri de KHK kapsamında FETÖ bağlantısı nedeniyle Çukurova Üniversitesi Ceza Hukuku öğretim üyesi iken ihraç edilen ve açılan Fetö davasında halen yargılanan Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun. Şüpheliler, 'silahlı terör örgütü üyeliğiyle' suçlanıyor. Zanlıların hangi örgüte üyelikle suçlandıklarına ilişkin olarak ise henüz bir açıklama yapılmadı.

Yeni MİT Tırları iddianamesinde ABD'ye suçlama,

04.07.2017 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 55 kişi için 3'er kez müebbet hapis cezası istediği iddianamede Başsavcı İrfan Fidan, MİT tırlarının durdurulmasının ardından şüpheli 'imam'ların ABD Büyükelçiliği ve Başkonsolosluğu ile telefon görüşmesi yaptıklarına dair tespitlerin olduğunu söyledi.

ABD'ye FETÖ Soruşturması şoku.,

15.04.2017 Türkiye'den bir grup avukat, senatör Schummer, savcı Bharara, Michael Rubin ve Graham E. Fuller'in de aralarında bulunduğu ABD'li 17 üst düzey kişi hakkında FETÖ'yle bağlantılı oldukları veya yardım ettikleri iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, dilekçeyi işleme koydu ve suçlanan ABD'liler hakkında inceleme başlattı. Suç delillerinin de sıralandığı dilekçenin kabul edilmesi ve soruşturma başlatılması üzerine, ilerleyen süreçte şüpheliler hakkında uluslararası gözaltı ve tutuklama kararları verilmesi olasılığı belirdi. Bu gerçekleştiği taktirde, şüphelilerin Türkiye'ye girmeleri halinde tutuklanabilecekleri bildiriliyor. Mavi Marmara olayında İsrail'i en çok endişelendiren hususlardan biri, soruşturmada haklarında tutuklama kararı verilen İsrailli yetkililerin Türkiye ya da diğer bazı ülkelerde tutuklanabilmeleri ihtimali olmuştu. Bu nedenle, suç duyurusunun ABD'li yetkilileri çok rahatsız ettiği belirtiliyor.

Gülen'den ABD ajanlığı itirafı,

28.01.2017 ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan FETÖ lideri Fetullah Gülen, ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'a mektup gönderdi. Gülen, mektubunda ABD'ye nasıl hizmet ettiğini, özellikle dünyadaki cemaat okullarında yürütülen faaliyetlerin Amerikan istihbaratının bilgisi dahilinde olduğunu, bu okullardan ABD'ye ciddi bilgiler transfer edildiğini, bilgi akışını sağlama konusunda gelen taleplerin hemen hepsinin karşılandığını anlatıyor. Gülen'in itirafı, yıllardır çeşitli bulgulara dayanarak iddia edilen ajanlık suçlamasını en yetkili ağızdan doğrulamış oldu.

'Erdoğan Diz çökmedi, Darbe Geldi'.,

04.12.2016 Almanya'nın önde gelen siyasetçilerinden Willy Wimmer, darbe girişimiyle iilgili çok çarpıcı açıklamalara imza attı. FETÖ'cülerin arkasında AB ve ABD'nin olduğunu net bir şekilde ifade eden kurt siyasetçi, 'Erdoğan'a diz çöktüremedikleri için darbeye kalkıştılar' dedi.

Savcılık: Gülen'e CIA desteği anlamlı,

04.12.2016 İstanbul'daki askerlere yönelik ilk 15 Temmuz darbe girişimi iddianamesi hazırlandı. Sabiha Gökçen Havalimanı'nı işgal etmeye kalkışan 28'si subay olmak üzere 62 asker hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Darbe ve Fetö yapılanmasına dair çok çarpıcı bilgilerin yer aldığı iddianamede savcılık Gülen ve örgütünün ABD merkez istihbarat örgütü CIA bağlantısına da dikkat çekti. Eski CIA şefi Fuller'in 'Türkiye ve Arap Baharı' isimli kitabında da Gülen kuruluşlarını bol bol methettiği, bu durumun Fetullah Terör Örgütü'nün kimlere hizmet ettiği hakkında önemli bir delil olduğu anlatılan iddianamede, 'Sonuç itibari ile FETÖ/PDY silahlı suç örgütü, mevcut gücüne ve yapılanmasına örgüt liderinin ve üyelerinin kişisel gayretlerinden ziyade, küresel emperyalist güçlerin vermiş olduğu destek sayesinde ulaşmıştır' denildi.

CIA ajanından Türkiye'ye tehdit,

23.10.2016 ABD'de CIA'ye yakın düşünce kuruluşlarından Atlantik Konseyi'nin Ortadoğu uzmanı Stein, yazısında Gülen'i savunarak Fırat Kalkanı üzerinden Türkiye'yi tehdit etti.

Erdoğan'dan ABD'ye Fetö/PKK tepkisi.,

16.10.2016 Fetullah Gülen'in ABD tarafından Türkiye'ye iade edilmemesi ihtimaline hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Adalet Bakanı Bozdağ tepki gösterdi: 'İade gerçekleşmezse suçluların iadesinde Türkiye ABD'ye misilleme yapmaya başlayacak.' Erdoğan, geniş açıklamalarında ABD Başkan adayı Hillary Clinton'a da PKK/PYD'ye silah yardımı ve FETÖ'ye destek nedeniyle tepki gösterdi. Erdoğan, 'gelişmelere bakarak önümüzdeki süreçte ABD'yle ilgili daha hassas açıklamalar da yapacağız' dedi.

FETÖ okullarına ABD koruması,

16.10.2016 Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Afrika başta olmak üzere yurtdışındaki FETÖ okullarının ABD ve Avrupalı şirketlere satıldığını, bu sayede sadece isim değişikliği yapılıp okulların işlevinin kamufle edildiğini saptadı. DEİK, 'Bu okullar ABD himayesine geçmiş olduğu için dokunulmazlık zırhı da kazanıyor' dedi. ABD'in bu tavrı, 2014 başında medyaya düşen bir ses kaydındaki FETÖ itiraflarını da doğrulamış oldu. Ses kaydında, Ankara'da FETÖ yargı üyelerine konuşma yapan bir kişi '159 ülkedeki cemaat okullarını koruyabilmek için güçlü olan ABD'nin yanında yer alınması gerektiği ve gerekirse Türkiye'nin feda edilebileceği' görüşünü dile getiriyordu.

FBI ajanı: Gülen, CIA bağlantılı.,

15.10.2016 Eski FBI Ajanı Williams, Fetullah Gülen ve CIA bağlantısı hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu: 'Gülen, CIA için Türkiye'yi kontrol etmenin yoludur. Onu ise biz kontrol ediyoruz. CIA ona uyuşturucu parasıyla kaynak sağlar. O da CIA için darbe yapar.' Bir kaç yıl önce diğer bir FBI ajanı Sibel Edmons da Fetö-CIA bağlantılarına dair benzer açıklamalar yapmış, Fetö'nün ABD istihbarat örgütü CIA'nın korumasında olduğuna dair şok ifadelerde bulunmuştu.

Himmet paraları Clinton'a gitti,

08.10.2016 FETÖ'nün sözde yardım kuruluşu 'Kimse Yok Mu'ya ilişkin soruşturmayla, örgütün ABD'de yaptığı lobi bağışları ilk kez resmi bir belgeye girdi. Fakir fukaraya yardım adı altında toplanan paraların nasıl örgüte ve ABD'deki lobicilik faaliyetleri çerçevesinde ABD Başkan adayı Hillary Clinton'ın derneğine aktarıldığı ortaya çıktı.

ABD'li isim FETÖ'den tutuklandı,

06.08.2016 NASA'da çalışan Türk asıllı bir ABD vatandaşı FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine yönelik soruşturmada tutuklandı. Zanlının gelen bir ihbar üzerine gözaltına alındığı öğrenildi. Gelen ihbarda şahsın, 'FETÖ'nün kripto elemanı olduğu, Türkiye'de cemaatin okullarında okuduğu ve daha sonra Amerika'da cemaatle olduğu ve ABD'ye ajanlık yaptığı' belirtilmiş.

ABD Senatosu: Gülen'i iktidar yapalım.,

03.08.2016 ABD Senatosu'nda FETÖ'ye bağlı senatörler darbeyi açıkça talep etmiş. FETÖ'cü senatörler senatoya sundukları öneride Erdoğan'ın yerine Fetullah Gülen'in Türkiye'nin yönetimine getirilmesi istendi.

'Batı'nın Hizmetindeyiz, İade etmeyin',

26.07.2016 FETÖ lideri Gülen ABD'ye çağrı yaparak, 'Beni Türkiye'ye iade etmeyin. Ben ve arkadaşlarım Batı'nın hizmetindeyiz' dedi.

Savcı: FETÖ'yü CIA koruyor,

16.07.2016 FETÖ ana iddianamesi tamamlandı. 'Bir numaralı sanık' Gülen dahil 73 sanığa 2'şer müebbet ve 65'er yıl hapis istenen iddianameye göre, CIA'nın koruduğu Paralel örgüt, devleti sinsice ele geçirmeye çalıştı.

Zarrab'ın hakimi tanıdık çıktı.,

25.06.2016 Reza Zarrab'ı yakalayarak gündeme gelen ABD New York Güney Bölge Hakimi Richard Berman'ın Gülen bağlantısı ortaya çıktı. Berman'ın 2014'te İstanbul'da katıldığı paneli, Fetullah Gülen'e yakınlığı ile bilinen avukatlık şirketi planlamış. Sempozyumda bir konuşma yapan Bergman Başbakan Erdoğan'la ilgili şu skandal ifadeleri kullanmıştı: 'Tek adam iktidarının tersi olan hukuk devleti Türkiye'de tehdit altında olduğu bir sır değildir. Bana göre kesinlikle tek adam iktidarı hukuk devleti ilkesi ile değiştirilmiştir.' Bergman, daha da ileri giderek Paralel Yapı mensuplarının argümanlarından alıntı yaparak şunları söylemişti: 'Hukuk devleti ilkesi, aktif bir şekilde soruşturmaları takip eden hakimlerin ve savcıların kovulmasını, polislerin görev yerlerinin değiştirilmesini, soruşturmaların durdurulmasını, mahkeme kararlarına saygısızlığı, her türlü iletişimin engellenmesini ve yargının domine edilmesini önleyen bir ilkedir.'

Erdoğan: Paralel'in devleti ABD,

10.05.2016 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya'da toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, 'Neymiş o paralel devlet. Boşuna heveslenmesinler, Amerika'da 400 dönüm yer vermişler herhalde onların devleti orası' dedi.

Türk Savcıya misilleme mi?,

26.03.2016 Paralel örgütün 17 Aralık'ta gözaltına aldığı isimlerden biri olan işadamı Reza Zarrab'ın İran'a yönelik ambargonun delinmesinde aktif rol aldığı gerekçesiyle ABD'de tutuklanması, paralel ve Doğan medyasında heyecan ve destekle karşılandı. ABD'nin menfaatlerine zarar verdiği için Zarrab'ın gözaltına alınmasının bu kesimlerde olumlu yankı bulması, 17 Aralık 2013'te AK Parti yönetimini devirme amaçlı paralel kumpasın ardında ABD olduğu iddialarını bir kez daha gündeme getirdi. 17 Aralık'ın ilk günlerinde dile getirilen bu şüphe giderek güçleniyor. Bu şüpheyi ve ABD Gülen bağlantısını güçlendiren çok sayıda somut bulgu ortaya çıkmıştı. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ofisine dinleme cihazı yerleştirilmesi davasında savcı Serdar Coşkun bu şüpheyi açıkça dile getirmişti. Coşkun, 5 ay önce mahkemeye sunduğu iddianamesinde şüphelilerin elde ettikleri dinlemeleri ABD istihbaratına verdiğini belirtmişti. Bu açıdan Savcı Bharara'nın başlattığı soruşturmanın Türk savcının bu suçlamasına misilleme olduğu, Zarrab soruşturmasının Böcek ve 17 Aralık kumpası davalarıına misilleme olarak geliştirilmeye çalışılabileceği dile getiriliyor.

'ABD kongresine nüfuz ettiler',

29.10.2015 Bir ABD'li hukuk firmasının paralel yapıyı eleştirdiği ve çarpıcı iddialar ileri sürdüğü basın toplantısı tartışılmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel yapının ABD Kongresine kadar sızmış olduğunu dile getirdi.

FETÖ=CIA destekli tarikat,

04.10.2015 Fetullah Gülen için müebbet hapis cezasının istendiği 17-25 Aralık darbe soruşturmasına ilişkin iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü'nün dini kullanan ABD-CIA merkezli Moon ve Opus Dei tarikatları gibi olduğu belirtildi. İddianamede, 'Üçünün ortak özelliği misyoner faaliyetleridir. Her üç tarikat ABD'deki CIA gibi istihbarat örgütlerince desteklenmektedir' denildi.

ABD Dışişleri'nden Skandal rapor,

05.07.2015 ABD Dışişleri Bakanlığı'nca hazırlanan insan hakları raporu, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile örgüt lideri Fetullah Gülen'i Pensilvanya'da ağırlayan ABD yönetimi arasındaki ilişkiyi bir kez daha ortaya koydu.

Kayıtların ABD'ye gittiği kanıtlandı,

06.06.2015 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca takipsizlik kararı verilen 'Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü' soruşturmasında usulsüzlükler yapıldığı iddialarına ilişkin Paralel Devlet Yapılanması'na yönelik yürütülen tahkikatta 'casusluk' faaliyeti tespit edildi. 'Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü' soruşturmasında, 2010-2014 yılları arasında yapılan telefon dinlemelerine ilişkin ham verilerin, IP'si Amerika'da bulunan bilgisayara aktarıldığı belirlendi.

Darbenin Telefon Trafiği şok etti,

09.05.2015 17 ve 25 Aralık operasyonlarında rol oynayan emniyet müdürlerinin, kirli girişimleri öncesi ve sonrasındaki yoğun telefon trafiği şok edici nitelikte. Emniyetçiler başta Amerikan istihbarat teşkilatı CIA'nın merkezi Virginia Eyaleti olmak üzere 25 farklı ülkeden 100'ün üzerinde uluslararası numarayla görüşmüş. Polislerin telefon trafiği darbe günü zirve yapmış.

Senatörler: Ajanlarımıza dokunmayın,

21.03.2015 ABD'li 74 senatörün imzaladığı Türkiye karşıtı mektubun arkasında paralel yapıya destek veren Yahudi lobisinin bulunduğu belirlendi. Star'a konuşan ABD'li senatörler, paralel lobici Turkic-American Alliance adlı kuruluşun defalarca kendilerini ziyaret ettiğini belirtti. ABD mahkemesinin Fetullah Gülen'in oturum başvurusunu reddetmek üzere iken araya istihbarat yetkilisi bazı isimlerin girdiği, ardından mahkemenin Gülen için 'ABD menfaatlerine uygun' kişi kanaatine vardığı ve oturum talebini kabul ettiği ortaya çıkmıştı.

İhanet çetesi bayrağı hazmedemedi,

27.02.2015 Suriye'ye giden yardım tırlarını engelleyen, Türkiye sınırlarına tecavüz eden Suriye savaş uçağının düşürülmesine tepki gösteren, Suriye konulu üst düzey devlet yetkililerinin gizli görüşmesini sızdıran Gülen cemaati medyası son ihanetini Suriye'de gerçekleşen 'Şah Fırat' operasyonunda gösterdi. Bu tavırların tesadüf olmadığı, Türk olarak görünen bu örgütün aslında bir yabancı ülkeye bağlı görev yaptığı, bunu gösteren çok sayıda somut bulguların söz konusu olduğu belirtiliyor. Belki de hepsini birarada daha anlamlı kılan ise geçtiğimiz yıl ortaya çıkan bir ses kaydı.

Ülkesini İhbar eden Muhbir,

07.02.2015 Fethullah Gülen son dönemlerde sık sık ABD gazetelerinde demeçleriyle yer alıyor. Son olarak New York Times'te geçtiğimiz günlerde yayınlanan görüşleri tartışma konusu oldu. Türkiye'ye yönelik şikayetlerden ibaret olan açıklamaları Türkiye kamuoyunda ise giderek genişleyen ölçüde tepki görüyor. ABD'ye yıllar önce yerleşmesi ve geçen yıllarda yaptıkları ve söyledikleri ile Türkiye kamuoyunda bir ABD ve İsrail ajanı olarak değerlendirilen Gülen'e bir tepki de Başbakan Davutoğlu'nun danışmanı ve Star yazarı Taha Özhan'dan geldi. Özhan, Gülen'in New York Times'teki yazısını 'Türkiye'nin batıya bir ihbarı' ve ihbar sahibinin de ülkesini ihbar eden bir 'yerli muhbir' olduğunu dile getirdi.

CIA, Gülen´i MİT´ten koruyor,

26.03.2014 İnternete Fetullah Gülen'in yeni bir ses kaydı düştü. Son kayıtta Gülen yapılanmasının iki numaralı ismi Mustafa Özcan, ABD istihbarat teşkilatı CIA'dan aldığı bir bilgiyi Fetullah Gülen'e aktarıyor. Buna göre, CIA Pensilvanya'daki malikaneye Türk istihbaratının sızmaması için Gülen'e uyarı göndermiş. Kayıtta örgütün Almanya'daki faaliyetleri için de yine CIA'dan yardım aldığı anlaşılıyor. Gülen yapılanmasının ABD istihbaratı ile bağlantıları aslında hem bir ABD mahkemesinin dosyasından çıkan bilgilerle, hem bir FBI çalışanının aktardığı bilgilerle, hem de diğer somut bulgularla ortaya konulmuştu. Bu bağlantı nedeniyle cemaatin bazı ülkelerdeki faaliyetleri durduruldu. Almanya ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde ise cemaat faaliyetleri yakın takibe alındı. Bunların dışında CIA-Gülen bağlantısı şüphesini güçlendiren dolaylı başka bulgular da var.

Paralelciler bir bir ABD'ye kaçıyor,

10.03.2014 Cemaat tabanlı paralel yapının yargı ve polis imamlarından sonra MİT ve bürokrasi imamı Murat Karabulut'un da ABD'ye firar ettiği ortaya çıktı. Paralel yapılanmaya yönelik derinleştirilen soruşturmalar sonrası, paralel adalet bakanı gibi çalışan yargı imamı Ahmet Can 10 Ocak'ta, polis imamı Kozanlı Ömer (Osman Hilmi Özdil) 4 Şubat 2014'te, MİT ve bürokrasi imamı Murat Karabulut ise 4 Şubat'ta ABD'ye uçtu. Paralel yapının TSK imamı olduğu ileri sürülen Hamidullah Öztürk'ün ise Brezilya'da olduğu biliniyor. Paralel yapılanmanın lideri olmakla suçlanan Fetullah Gülen ise 1999'da kaçtığı ABD'nin Pensilvanya eyaletindeki bir villada yaşıyor. 30 Mart seçimlerinin hemen sonrasında paralel yapıya karşı Türkiye'de büyük bir operasyonun düzenlenmesi bekleniyor.

İşte Cemaatin Rüşvet Listesi,

06.03.2014 Gülen cemaati mensuplarının ABD'li politikacı ve bürokratlara dağıttığı para miktarlarını tam liste halinde yayınlıyoruz. Veren ve alan şahısların isimleri ile para miktarları kelime araması yapılabilen listede gösterilmiştir. Bu ödemelerin, Gülen Grubu'nun Amerika'daki bazı işlerini hallettirmek için Amerikalı bürokratlara ödediği rüşvetler olduğu iddia ediliyor. 1,5 milyon dolarlık bu rüşvet listesi, ABD'de Gülen Davasına bakan hakimlerin hazırladığı dava raporundan FBI Ulusal Güvenlik eski Ajanı Sibel Edmonds tarafından medyaya sızdırıldı.

FBI ajanı: Gülen, CIA operasyonu,

04.03.2014 FBI eski çalışanlarından önemli bir isim olan Sibel Edmonds, cemaatle ilgili Türkiye'de son dönemde olup bitenleri bir 'CIA operasyonu' olarak değerlendiriyor ve şu tespiti yapıyor: 'Gülen sadece bir sembol. Asıl önemli olan, bu sembolün arkasındaki güç, yani CIA, yani ABD silah sanayisi. 1997'den sonra CIA Gülen'i oyuna dahil etti. CIA onu ABD'ye getirdi ve ne tesadüf ki CIA merkezinin hemen yanı başında bir eve yerleştirdi.' Amacın AK Parti iktidarını devirme planı olduğunu söyleyen Edmonds, 'Türk halkı gözünü açık tutmaya devam etmeli' diyor.

Gülen-Doğan İşbirliği tescillendi,

19.02.2014 İnternete düşen son ses kayıtları, Pensilvanya'da yaşayan örgüt lideri Fetullah Gülen'in, medya patronu Aydın Doğan'la birlikte hareket ettiğini gösterdi. Son ses kaydı 'Karanlık Kurul'u deşifre etti. Sarıgül'ün adaylığı CHP MYK'dan önce Gülen'e bildirilmiş. Aydın Doğan ise ağzındaki baklayı çıkardı: Tek gerçek demokrat Gülen..

Paralel yargı ses kaydı: Direneceğiz!,

15.02.2014 Paralel yapının yüksek yargı üyesi hakim ve savcılara yönelik talimatlarını içeren bir ses kaydı ortaya çıktı. Ankara'daki hakim ve savcılara dinletildiği ileri sürülen kayıtta '150 devlet içinde hizmet hareketimiz ve müesseselerimiz var. MOSSAD, CIA ve diğerleri Uzun'u götürmek istiyor. Bize de onun akılsız davranışları yüzünden '159 ülkedeki okullarınızı kapatırız ya da RTE'yi götürürsünüz' diyorlar. Hizmetimizin selameti için 1 kişi veya ülke gitse ne olur. Bu hizmetin bekaası için gerekirse Türkiye feda edilir. Türkiye'deki mücadelede ABD'nin yanında yer alırsak güçlü çıkarız. Ok yaydan çıktı bir kere. Bu safhadan sonra geri dönüş 'yok olmamız' anlamına gelir. Onun için tüm imkanlar kullanılarak taarruz tek yoldur. Önümüze kim çıkarsa ezip geçeceğiz. Seçimlerde yüzde 65 ile bile gelseler, dosyalarla götürmek zorundayız. 44 yılda ördüğümüz hırkayı 'buyrun siz giyin' diyecek değiliz. Büyük bir fayda için küçük kötülük yapılabilir' deniliyor.

Paralel Yapı = P2 Locası,

14.01.2014 Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. Görüşmelerde Gülen, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyasetten ekonomiye her alanda yapılacak eylemlerle ilgili talimatlarını iletiyor. ABD'nin Pensilvanya eyaletinde bir malikanede yaşayan Gülen, Türkiye'den telefonla kendisini arayan kişiye talimatlar veriyor, şok ifadeler kullanıyor. Gülen'in birçok ünlü iş adamı, bürokrat ve siyasetçiyle yakın temasta olduğu ve ülke içerisinde paralel yapılanmayı bizzat kendisinin takip ettiği görülüyor. Koç'a yönelik Tüpraş mali denetimini ve cemaate bağlı Bank Asya'ya yönelik olası devlet müdahalesini engellemek için BDDK ve diğer devlet kurumlarındaki cemaat çalışanlarını devreye sokabileceklerini belirtiyor. Paralel Devlet yapılanması da denilen bu yapılanmanın, İtalyan 'P2 Mason Locası' ile büyük bir benzerlik taşıdığı gözleniyor. İtalyan Ergenekon'u olan Gladio ile içiçe girmiş olan bu yapılanmanın, ABD'nin CIA istihbarat örgütü ile bağlantısı 1990 sonunda belgeleriyle ortaya çıkmıştı. Loca lideri Licio Gelli perde gerisinden adeta bir devlet başkanı gibi İtalya'yı yönetiyordu. Ülkedeki nüfuzu sayesinde siyasetten yargıya ekonomiden diğer tüm alanlara kadar yöneticiler Gelli ile temas halindeydi. P2 İtalya'yla da yetinmemiş; Arjantin, Brezilya ve Uruguay'da da örgütlenmeye başlamıştı. P2 Mason Locası ile Gülen paralel devlet yapılanmalarının benzerliği, her iki yapılanmanın uluslararası genişleme çabası, her iki yapılanmanın ABD bağlantısı, bu şüphe nedeniyle cemaatin Rusya'da yasaklanmış olması kafaları karıştırıyor. Acaba Rusya mahkemesi hangi somut delillere dayanarak bu yapılanmayı ülkesinde yasakladı? Merak etmemek mümkün değil.

(Abdullah Harun / kontrgerilla.com) Paralel yapı-ABD bağlantıları,

Gülen: Batı'nın hizmetindeyiz, iade etmeyin
Paralel yargıdan şok ses kaydı: Direneceğiz. ABD'yi Türkiye'ye tercih edelim!

Fetö = Kontrgerilla.. ABD ajanlığına yeni deliller

(10 Eylül 2017, 16:40), son güncel.: (08 Ekim 2017, 11:37)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: 

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11229 


***

TSK YA SAVAŞ AÇTILAR SİYONİZMDEN TÜRKİYE İÇİN BAŞKA SİNSİ PLAN

TSK YA SAVAŞ AÇTILAR SİYONİZMDEN TÜRKİYE İÇİN BAŞKA SİNSİ PLAN

AMAÇ TÜRK ORDUSUNA KARŞI PSİKOLOJİK SAVAŞ!!!

SİYONİZME HİZMET EDEN, VATAN HAİNİ MAŞALARINI KULLANARAK; TÜRK ORDUSUNU KARALAYAYIP, YIPRATMAK!!!

BU BÖLÜMÜ DAHA İYİ  ANLAMAK İÇİN OKUMANIZI ÖNERDİĞİMİZ SAYFA:
TÜRKİYE'NİN MASONİK-SİYONİST DÜZEN'DEKİ YERİ

"DERİN DEVLET" DEDİKLERİ 
M.Kemal SALLI
28 Haziran 2007


Dr. Kumkale, gazetemizde yazdigi makalelerde ve Beynimizi Kimler Nasil Yönetiyor adli kitabinda, güçlü ülkelerin ele geçirmeyi hedefledikleri ülkelere karsi uyguladiklari psikolojik savas yöntemlerini ve Türkiye'de bu saldirilari bosa çikarma amaciyla yapilan çalismalari ayrintilari ile anlatiyor.

 ...

 DR. KUMKALE, Psikolojik Harekât'in bir ülke için ne kadar önemli oldugunu taze bir örnekle, "Kurtlar Vadisi Irak" filmi örnegi ile anlatiyor. Hepimizi heyecanlandiran, biraz da yüregimizi soguttugunu sandigimiz bu film, aslinda, Türk Silahli Kuvvetlerini güçsüz, beceriksiz göstermeyi hedefleyen küresel psikolojik harekâtçilarin- kendi açilarindan- basarili bir uygulamasidir. Türk ordusunun 11 seçkin askerinin yapamadigini Polat Alemdar ve üç arkadasi kolayca becerebilmektedir! Süleymaniye'de 11 seçkin askerinin basina çuval geçirilmekle, ordu-millet karakterindeki insanlarin gururu kirilmaktadir. Milletin bilinçaltindaki o abidenin, a sahane imajin, senaryosu ustaca kurgulanmis bir filmle dinamitlenmesi gibi, Hrant Dink'in katilinin iki güvenlik mensubu arasinda çekilen bayrakli görüntülerinin TGTR ekranlarinda tekrar tekrar gösterilmesi, diger televizyon kanallarina bedelsiz verilmesi de ayni psikolojik savasin bir baska uygulamasidir. 

 "Iste PSIKOLOJIK HAREKÂT budur. Iyi planlanip, uzman kisilerce uygulandiginda basarisi katlanarak büyümektedir.

 "Derin devlet kavramiyla aslinda hedef alinan, derin devlet suçlamasiyla milletin gözünden düsürülmek istenen birim, Türk Silahli Kuvvetler bünyesinde görev yapan Özel Kuvvetler Komutanligi'dir." 

 Genelkurmay Baskanligi'na bagli olarak görev yapan Özel Kuvvetler, yapacaklari çok özel görevler nedeniyle, çok özel sekilde yetistirilen seçkin askerlerden olusur. 

 "Özel Kuvvetler; ülkemizin herhangi bir düsman bölgesi düsman isgali altina girdigi takdirde, bu topraklarda kalan Türkler tarafindan düsman kuvvetlerine karsi örgütlü ve planli olarak karsi konulmasi ve cephe gerisinde uygulayacagi gerilla eylemleri ile düsmana azami zarar verdirilmesi için baris zamaninda yapilacak hazirliklari yürüten askeri bir birliktir. 

 Çok seçkin subay-astsubay ve uzman personelden olusan birlik, yukarda belirttigim ana görevi disinda, yurtiçinde herhangi bir askeri birligin kabiliyetini asan özel görevleri de yerine getirir. Uçak kaçirmalar, sabotajlar, anarsi ve terör örgütlerine karsi düzenlenecek nokta operasyonlarinda basari ile görev alan Özel Kuvvetler, halk arasinda 'bordo bereliler' olarak isim yapmislardir. Bu birliklerde görev alma ayricaligina erismis rütbeli personelin, kamuoyu nezdinde, kendilerine ve ailelerine gurur verecek hakli, üstün bir yeri vardir." 

 Özel Kuvvetler, 12000 yillik tarihimizin her asamasinda, Cumhuriyet öncesinde de, Cumhuriyet sonrasinda da, degisik ad ve yapilanmalarla, Türk'ün yurt edindigi genis cografyalarin her parselinde etkin görevler üstlenmislerdir. Daha sonralari tümen seviyesinde örgütlenen Özel Kuvvetler, özel durumlarda savasma konusunda, dünyanin en iyi yetistirilmis askeri gücü oldugunu defalarca kanitlamistir. 

 Küresel gücün BOP kapsamindaki cografyada yapmayi düsündügü uygulamalar önündeki en büyük engel, Türk Silahli Kuvvetleri ve özellikle TSK bünyesinde görev yapan Özel Kuvvetler'dir. Kurulus amaci ve görevleri yasalarla belirlenen Özel Kuvvetler'in, her türlü yasa disi olaylari planlayan bir suç örgütü olarak gösterilmesi, küresel çapta planlanmis bir Psikolojik Harekât'tir.

 Dr. Kumkale, Beynimizi Kimler Nasil Yönetiyorlar adli kitabinda, "düsmanlarimizin bizi bizden iyi tanidiklarini, bu yüzden ünü dünyaya yayilmis güçlü Türk ordusu ile çatisma riskine girmeden", kaleyi içten fethetme usullerini kullandiklarini vurgulayarak, "Bunun da adi psikolojik savastir" diyor. 

 "Aslinda bu etkili ve endirekt olarak hedefe giderek basarili sonuçlar alinmasi kaçinilmaz olan bu savas sekli yeni ve bilinmeyen bir sey degildi. 

 Dünyanin en eski savas metotlarindan biri olan psikolojik savas (psikolojik harekât) insanlik tarihinin bilinen en eski devirlerinden beri kullaniliyordu ve hedefi dogrudan insan beyinleriydi." 

 (...) "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulus dönemlerinden baslamak üzere, Türk halki üzerinde acimasiz ve sinsi psikolojik savas taktikleri uygulanmaktadir. Toplumun bütün kesimleri bu acimasiz ve sinsi fakat çok tesirli savasin etkisi alanindadir."

 (...)"Insanlarimizin beyinleri, bilinçli sekilde sürdürülen planli ve programli yikici propagandanin bütün saldirilarina karsi korumasiz birakilmistir. Sonunda, dünyanin kendi kendine yetebilen birkaç ülkesinden biri olan, 600 yil dünyaya hükmetmis bir dünya devleti olusturan Türk milleti, kendi kendini yönetemez duruma gelmistir." 

 (...) "Dünyayi yeniden yapilandirmak için birçok proje üretip bunlari birbiri pesi sira yürürlüge sokan küresel güçler, bulundugumuz cografyada bizim gibi potansiyele sahip güçlü bir ülke istememektedir." 

 Bu hedefin önünde en büyük engel olarak Türk Silahli Kuvvetleri görülmektedir. O nedenle, toplumu sarsan her olumsuz gelisme, "derin devlet" suçlamasi ile ordu ile iliskilendirilmeye çalisilmaktadir. 

 Dr. Kumkale, ordumuzu yipratmaya yönelik Psikolojik Harekat'in argümanlarini söyle özetliyor: 

 "*Asker mafyalasmistir. Faili meçhul cinayetlerde parmagi vardir.

 *Ordu içinde çeteler vardir ve bunlar kendi baslarina buyruk illegal isler yapmaktadir. 

 *Bazi ordu mensuplari, kara para aklama, uyusturucu ve silah ticaretine bulasmistir. Bu isleri, ordu içindeki görev geregi olan gizli çalisan birimler, gizlilik ve dokunulmazlik örtüsü altinda yapmaktadir." 

 Jeo-politik konumu ve tarihsel mirasi nedeniyle yasadigimiz topraklar ve de bizler her zaman küresel güç olma iddiasinda olanlarin boy hedefi olmusuzdur. 

 5 bin devletçikten olusan yeni bir dünya haritasi olusturma pesinde olanlar, Türk Silahli Kuvvetlerini yipratmak için her firsati degerlendirmek isteyeceklerdir.

 SON ZAMANLARDA GIDEREK DERINLESEN "DERIN DEVLET" TARTISMALARININ ARKASINDAKI GERÇEKLERI GÖREBILMEK IÇIN, DR.TAHIR TAMER KUMKALE'NIN YAZILARINI, ÖZELLIKLE DE "BEYNIMIZI KIMLER VE NASIL YÖNETIYORLAR" ADLI KITABINI OKUMALIYIZ, OKUTMALIYIZ.  

 Medyamizin yabanci sermayenin eline geçmesinde bir sakinca görmeyenlere, rekabet ortaminin kalitenin yükselmesini saglayacagini savunanlara sormak isteriz: Hirant Dink'in öldürülmesinin ardindan, "derin devlet" tartismalarin, TGRT ekranlarinda defalarca yayinlanan ve diger kanallara ücretsiz servis edilen o malum görüntüler esliginde derinlesmesinin nedeni nedir? 

 Dikkat etmissinizdir, medyamizda derin devleti dillerine dolayip demokrasi özürlü oldugumuzu savunanlar, varliklarini yüzyillar boyu sürdürebilmis olan devletlerin yapilanmalarindan, bas taci ettikleri devlet geleneginden hiç söz etmiyorlar. Adi ne olursa olsun, Almanya'da, Fransa'da, Ingiltere'de, Amerika'da... bir derin devlet yapilanmasi yok mu? 

 Olmaz olur mu, elbette var. Var, ama Saros beslemesi bu 'embedet' kalemsörlerin gerçekleri anlatmak gibi bir kaygilari yok ki. Onlarin asli görevleri gerçekleri çarpitmak, beyin yikayicilara usaklik etmek. 

 Süper Güç'ün yörüngesine girmis medyanin yani sira, iktidar ve muhalefet arasinda da bilinçsizce sürdürülen "çetelesme" suçlamalarinin tozu dumani arasinda gerçekleri görebilmek, ne yazik ki mümkün olamiyor. 

 Peki neler oluyor, nedir bu derin devlet- kotr gerilla tartismalarinin gerçek yüzü? 

 "Derin devlet" suçlamalarinin asil hedefi ne, kimler, ne yapmak istiyorlar? Oyunun gerçek yüzünü göremeyenler, bilerek ya da bilmeyerek bu kurgulamanin bir figürani haline nasil geliyorlar? 

 Sorular, sorular, sorular... 

 Ülkesini seven herkesin gerçek yanitini bulmak için can attigi sorular... 

 Peki, karanlikta kalmaya mahkûm muyuz; derin devlet tartismalarini bos gözlerle mi seyredecegiz? "Derin devlet" saldirilari ile ne yapilmak isteniyor, bilemeyecek miyiz? 

 Hayir; çok sükür ki bir bilgemiz, ömrünü bu ülkede yasayan insanlarin mutluluguna adamis bir vatansever yazarimiz, emekli olduktan sonra bilgilerini, birikimlerini vatandaslariyla paylasabilmek için gece gündüz çalisan bir kurmay albayimiz var.  


Dr.Tahir Tamer Kumkale. 

 Taniyorsunuz onu: Dr.Tahir Tamer Kumkale. 

 Dr. Kumkale, gazetemizde yazdigi makalelerde ve Beynimizi Kimler Nasil Yönetiyor adli kitabinda, güçlü ülkelerin ele geçirmeyi hedefledikleri ülkelere karsi uyguladiklari psikolojik savas yöntemlerini ve Türkiye'de bu saldirilari bosa çikarma amaciyla yapilan çalismalari ayrintilari ile anlatiyor. 

 Dr. Kumkale, zamanin Genelkurmay Baskani Org. Nurettin Ersin'in yönlendirmesi ile, Türkiye'de psikolojik harekat çalismalarini yönetip yönlendirecek olan Toplumla Iliskiler Baskanligi'nin (TIB) kurulusunda, Binbasi Oguz Kalelioglu ile birlikte çalismistir. 11Kasim 1983'te, Anayasa'nin 118'inci maddesine göre 294 sayili yasa ile kurulan ve daha sonralari Toplumla Iliskiler Baskanligi adini alacak olan Psikolojik Harekât Teskilati'nin ilk baskani, Tuggeneral Dogan Bayazit'ti. 

 21 yil hizmet görmüs ve uyguladigi Psikolojik Harekât Planlari ile ülkemize yönelik saldirilari gögüslemis ola teskilat, AB uyum sürecinde 2003 yilinda kapatilmistir! 

 DR. KUMKALE, Psikolojik Harekât'in bir ülke için ne kadar önemli oldugunu taze bir örnekle, "Kurtlar Vadisi Irak" filmi örnegi ile anlatiyor. Hepimizi heyecanlandiran, biraz da yüregimizi soguttugunu sandigimiz bu film, aslinda, Türk Silahli Kuvvetlerini güçsüz, beceriksiz göstermeyi hedefleyen küresel psikolojik harekâtçilarin- kendi açilarindan- basarili bir uygulamasidir. Türk ordusunun 11 seçkin askerinin yapamadigini Polat Alemdar ve üç arkadasi kolayca becerebilmektedir! Süleymaniye'de 11 seçkin askerinin basina çuval geçirilmekle, ordu-millet karakterindeki insanlarin gururu kirilmaktadir. Milletin bilinçaltindaki o abidenin, a sahane imajin, senaryosu ustaca kurgulanmis bir filmle dinamitlenmesi gibi, Hrant Dink'in katilinin iki güvenlik mensubu arasinda çekilen bayrakli görüntülerinin TGTR ekranlarinda tekrar tekrar gösterilmesi, diger televizyon kanallarina bedelsiz verilmesi de ayni psikolojik savasin bir baska uygulamasidir.

 "Iste PSIKOLOJIK HAREKÂT budur. Iyi planlanip, uzman kisilerce uygulandiginda basarisi katlanarak büyümektedir. 

 "Derin devlet kavramiyla aslinda hedef alinan, derin devlet suçlamasiyla milletin gözünden düsürülmek istenen birim, Türk Silahli Kuvvetler bünyesinde görev yapan Özel Kuvvetler Komutanligi'dir." 

 Genelkurmay Baskanligi'na bagli olarak görev yapan Özel Kuvvetler, yapacaklari çok özel görevler nedeniyle, çok özel sekilde yetistirilen seçkin askerlerden olusur. 

 "Özel Kuvvetler; ülkemizin herhangi bir düsman bölgesi düsman isgali altina girdigi takdirde, bu topraklarda kalan Türkler tarafindan düsman kuvvetlerine karsi örgütlü ve planli olarak karsi konulmasi ve cephe gerisinde uygulayacagi gerilla eylemleri ile düsmana azami zarar verdirilmesi için baris zamaninda yapilacak hazirliklari yürüten askeri bir birliktir. 

 Çok seçkin subay-astsubay ve uzman personelden olusan birlik, yukarda belirttigim ana görevi disinda, yurtiçinde herhangi bir askeri birligin kabiliyetini asan özel görevleri de yerine getirir. Uçak kaçirmalar, sabotajlar, anarsi ve terör örgütlerine karsi düzenlenecek nokta operasyonlarinda basari ile görev alan Özel Kuvvetler, halk arasinda 'bordo bereliler' olarak isim yapmislardir. Bu birliklerde görev alma ayricaligina erismis rütbeli personelin, kamuoyu nezdinde, kendilerine ve ailelerine gurur verecek hakli, üstün bir yeri vardir." 

 Özel Kuvvetler, 12000 yillik tarihimizin her asamasinda, Cumhuriyet öncesinde de, Cumhuriyet sonrasinda da, degisik ad ve yapilanmalarla, Türk'ün yurt edindigi genis cografyalarin her parselinde etkin görevler üstlenmislerdir. Daha sonralari tümen seviyesinde örgütlenen Özel Kuvvetler, özel durumlarda savasma konusunda, dünyanin en iyi yetistirilmis askeri gücü oldugunu defalarca kanitlamistir. 

 Küresel gücün BOP kapsamindaki cografyada yapmayi düsündügü uygulamalar önündeki en büyük engel, Türk Silahli Kuvvetleri ve özellikle TSK bünyesinde görev yapan Özel Kuvvetler'dir. Kurulus amaci ve görevleri yasalarla belirlenen Özel Kuvvetler'in, her türlü yasa disi olaylari planlayan bir suç örgütü olarak gösterilmesi, küresel çapta planlanmis bir Psikolojik Harekât'tir. 

 Dr. Kumkale, Beynimizi Kimler Nasil Yönetiyorlar adli kitabinda, "düsmanlarimizin bizi bizden iyi tanidiklarini, bu yüzden ünü dünyaya yayilmis güçlü Türk ordusu ile çatisma riskine girmeden", kaleyi içten fethetme usullerini kullandiklarini vurgulayarak, "Bunun da adi psikolojik savastir" diyor. 

 "Aslinda bu etkili ve endirekt olarak hedefe giderek basarili sonuçlar alinmasi kaçinilmaz olan bu savas sekli yeni ve bilinmeyen bir sey degildi. Dünyanin en eski savas metotlarindan biri olan psikolojik savas (psikolojik harekât) insanlik tarihinin bilinen en eski devirlerinden beri kullaniliyordu ve hedefi dogrudan insan beyinleriydi." (...) "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulus dönemlerinden baslamak üzere, Türk halki üzerinde acimasiz ve sinsi psikolojik savas taktikleri uygulanmaktadir. Toplumun bütün kesimleri bu acimasiz ve sinsi fakat çok tesirli savasin etkisi alanindadir." 

 (...)"Insanlarimizin beyinleri, bilinçli sekilde sürdürülen planli ve programli yikici propagandanin bütün saldirilarina karsi korumasiz birakilmistir. Sonunda, dünyanin kendi kendine yetebilen birkaç ülkesinden biri olan, 600 yil dünyaya hükmetmis bir dünya devleti olusturan Türk milleti, kendi kendini yönetemez duruma gelmistir." 

 (...) "Dünyayi yeniden yapilandirmak için birçok proje üretip bunlari birbiri pesi sira yürürlüge sokan küresel güçler, bulundugumuz cografyada bizim gibi potansiyele sahip güçlü bir ülke istememektedir." 

 Bu hedefin önünde en büyük engel olarak Türk Silahli Kuvvetleri görülmektedir. O nedenle, toplumu sarsan her olumsuz gelisme, "derin devlet" suçlamasi ile ordu ile iliskilendirilmeye çalisilmaktadir. 

 Dr. Kumkale, Ordumuzu yipratmaya yönelik Psikolojik Harekat'in Argümanlarini söyle özetliyor:
 "*Asker Mafyalasmistir. Faili Meçhul cinayetlerde parmagi vardir. 

 *Ordu içinde çeteler vardir ve bunlar kendi baslarina buyruk illegal isler yapmaktadir. 

 *Bazi Ordu mensuplari, kara para aklama, uyusturucu ve silah ticaretine bulasmistir. Bu isleri, ordu içindeki görev geregi olan gizli çalisan birimler, gizlilik ve dokunulmazlik örtüsü altinda yapmaktadir." 

 Jeo-politik konumu ve tarihsel mirasi nedeniyle yasadigimiz topraklar ve de bizler her zaman küresel güç olma iddiasinda olanlarin boy hedefi olmusuzdur. 5bin devletçikten olusan yeni bir dünya haritasi olusturma pesinde olanlar, Türk Silahli Kuvvetlerini yipratmak için her firsati degerlendirmek isteyeceklerdir. 

 Neler yapilmak istendigini, bizim neler yapmamiz gerektigini bilebilmek için, Tahir Tamer Kumkale'nin Pegasus Yayinlari'nda çikan Beynimizi Kimler Nasil Yönetiyorlar kitabini mutlaka okuyalim.

 KÜPE 

 Hepimizi ciddi bir tehdit altinda birakan küresel psikolojik saldiri ortaminda "beynimize sahip olabilmek için; yeterli ve dogru bilgilerle donanmis, sadece maddeyi degil, beraberinde milli suuru da özümsemis nesiller yetistirmek mecburiyetindeyiz. Aksi halde, eski de olsa gelisen teknoloji ile sinirsiz güce ulasan psikolojik savas ve onun en güçlü silahi olarak bilinen propagandanin hedefi ve magduru olmaktan kurtulamayiz. 


 Dr. Veysel GANI 

http://www.oncevatan.com.tr/Detay.asp?Yazar=3&yz=9692&sayfa=5


https://akpyalani.tr.gg/TSK-YA-SAVAS-ACTILAR.htm



***

Türk Ordusunun Kök Hücresi Teğmen’i Harcarsan


Türk Ordusunun Kök Hücresi Teğmen’i Harcarsan

Behiç Gürcihan.,
1 Ekim 2008 Çarşamba

2004 yılında; cuntacılığını tespit ettiklerini huzura çağırıp, artık günlüklere dökülmüş faaliyetleri hakkında içi boş uyarılar yapmak yerine, askeri yargıyı devreye sokar, mensubunu o gün yargılarsın. O gün yargılamadıklarının bugün kimlerin önüne malzeme olacağını ve bunun Türk Ordusu’nun aleyhine nasıl kullanılacağını bilirsin.

Hukukçuysan Bilirsin, Askersen haydi haydi bilirsin.

Derdin, Türk Ordusu’nun alenen aşağılanmasının önüne geçmekse zamanında ve yerinde hareket edersin. Mensuplarını da Ergenekon operasyonuna yem etmezsin.

Dünyanın en zor, en tehlikeli trapezinde yürür. Hem asker, hem hukuk adamıdır. Belli sınırlar çerçevesinde astın üste tabi olduğu bir meslekte sadece yasalara, aklına ve vicdanına tabi olması gereken bir alanda icra eder faaliyetlerini. O ince çizgide varolmak şeref meselesidir ve hatta yükselmek dünyanın en zor zanaatıdır; en eskisi olmasa bile.
Genelkurmay Adlî Müşavirliği o yüzden devletimizin en sıcak odalarından biridir. Bu odanın icraatlarını takip etmek, bağırsakları düğüm düğüm olmuş devletimizin çektiği sancıları teşhis etmek adına çok önemlidir.

Şahit Olduklarınız, Bu odada yaşananların TSK’ya yansımasıdır.

Söz konusu 3-5 bin kişinin okuduğu bir internet sitesine “alenen aşağılamak” suçlamasıyla dava açmak olduğunda iş kolaydır.

“Türkiye’nin en iyi ihraç malı ordusudur” diyerek Mehmetçik’in kanını ve terini metalaştıran küresel tefeci ve kara para aklayıcısı Soros’a dava açmak ise güven, özveri ve tecrübe ister.

Herkesin gittikçe daralan bir piramidin tepesine tırmanmaya çalıştığı hiyerarşik, disiplinli ve kapalı camialarda “cunta faaliyetleri” çok geçmeden tespit edilir.

Cuntaya karşı harekete geçmek,ASKER ile HUKUKUN en rahat dansedebildiği alandır. Askeri hukukta da, askerlik mesleğinde de cuntacılık en ağır askeri disiplin suçudur. Sivil yargıdan önce askeri yargıyı ilgilendirir.
Adı milyon avroluk yolsuzluk skandalına karışmış adamını bile adalete teslim etmeyen bir partinin oyununa alet etmeden; Türk Ordusu’nun Paşa’sını kelepçeleyerek elaleme afişe etmeden de hem hukukun hem askerliğinin gereğini yerine getirebilirsin.

Çok Basit.

2004 yılında; cuntacılığını tespit ettiklerini huzura çağırıp, artık günlüklere dökülmüş faaliyetleri hakkında içi boş uyarılar yapmak yerine, askeri yargıyı devreye sokar, mensubunu o gün yargılarsın. O gün yargılamadıklarının bugün kimlerin önüne malzeme olacağını ve bunun Türk Ordusu’nun aleyhine nasıl kullanılacağını bilirsin.

Hukukçuysan bilirsin, askersen haydi haydi bilirsin.

Derdin, Türk Ordusu’nun alenen aşağılanmasının önüne geçmekse zamanında ve yerinde hareket edersin. Mensuplarını da Ergenekon operasyonuna yem etmezsin.

İstediğin zaman bunu yapabileceğinin örnekleri çoktur.

Senin nutuğunu çektiğin “Atatürkçü Düşünce Sistematiğini” içselleştirdikleri için, ülke adına samimi kaygılarla yanlış yapan teğmenlerinin medyaya malzeme edildiği günlerde Diyarbakır’da sonuçlanan dava bunun kanıtıdır.

Diyarbakır’da yine aynı şekilde sivillerle beraber ihalelere fesat karıştıran albay ve yarbayını nasıl askeri mahkemede yargılayıp medyaya malzeme etmiyorsan; teğmenlerini de askeri bir suçla yargılayıp medyaya malzeme etmekten kurtarabilirsin.

Kaleme aldığı hukuk abidesi iddianamede ağzınıza pelesenk, duvarınıza tablo yaptığınız Atatürk’ü ve düşünce sistematiğini açıkça “terörizm” ve “terörle” benzeştirmeye çalışan savcının önüne o teğmenleri çıkarmazsın.

Askersen yapmazsın, hukukçuysan hiç yapmazsın.

Teğmenlerin yanına verdiğin askeri inzibat, altlarına verdiğin askeri araçla “her şey kontrol altında” imajı verdiğini zannedip, bizi de keriz yerine koymazsın.
İşin ilginci…

Çürük raporu çürük çıkan YARSAV Başkanı Eminağaoğlu’nun çürük raporunu sağlama almak için saatlerce toplantı yapıp, “sağlam” çürük raporu alması için GATA’nın kapılarında generallerin karşılamasını sağlarsın ama 5 teğmeninin çürük medyaya yem olmaması için aynı çabayı göstermezsin.

Anlaşılıyor ki sen, Türk ordusunun namusunu yolsuz yarbaylar ve çürük raporlu bürokratlar söz konusu olunca hatırlar, “ülke elden gidiyor” kaygısı gençliğine kurban giden çakı gibi teğmenlerin söz konusu olunca unutursun.

Ondan sonra da Fethullah Gülen’in baş sempatizanı John Espozito’lu demeçler verip; karşında mum gibi eriyen, “ Şamil Bey, sizi iknâ edebildim mi?” cümlesinin üzerine köşe yazan bakan üniversitlere o çok manidar talimatı verirsin:


Bana Paşa demeyin

Allah aşkına biraz izan…

   “Bu Ülke Bağımsızlığını kaybedecekse bunun vebali Subaylara ait olacaktır ” (1920, Afyon Kolordu Karargâhı)
diyen Mustafa Kemal’in Paşa olduğu bu memlekette, size kim “ Paşa ” der ki artık? 
   Teğmenin teröristle çatıştığı dağdan iner inmez “terörist” yaftasıyla gözaltına alındığı bir memlekette; paşalardan vaz geçtik biz, Türk Ordusu’nun kök hücresi Teğmen’in derdindeyiz. (Bkz. İyi ki Şehit Düştün Teğmenim” yazısı)


Kaynak: Behiç Gürcihan-Açık İstihbarat

http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=7855

http://ulusal-birlik.blogspot.com/2008/10/trk-ordusunun-kk-hcresi-temeni.html


***

AKP’yi Silkelemek?!


AKP’yi Silkelemek?!




Hayrullah Mahmud Özgür
11 Ağustos 2013


(Ya da Çiçek, “Gökçek Kamburu” ile Çankaya rampasını tırmanabilir mi?!)

“Cumhuriyet’in temelinin laik bir dünya görüşüne dayalı olduğu hiçbir zaman unutulmamalı ve bu gerçek gözden kaçmamalıdır. Zira Türk halkı teokratik yönetimden çok acı çekmiştir. Geri kalışının nedenleri arasında bunun önemli bir yeri vardır.”

Atatürk



2013, Final süreci?!

Çankaya Savaşları?!
Stratfor’dan Türkiye – İran Savaşı?!
Neo 1993 şartları ve/veya Küresel aksta Neo 1933 ya da Neo 1940 şartları?!
Enerji bazlı dünyalar savaşında “güvenlik”?!
Neo 19 Mayıs 1919 realitesi?!



Konuşan Haberler kapsamında, kısa bir ufuk turu:

Acem HAARP’i?!

1 Mart Tezkeresi Öç Güncesi?!

AKP’ye “Deliğe süpürmedik, İran savaşı’nda kullanacağız” hatırlatması?! 

ABD, Rusya üzerinden iç temizlik yapıyor ve/veya Rusya, ABD üzerinden iç temizlik yapıyor!
 Büyük resim’de İran / İsrail ayrışması?!
AKP’ye safını seç baskısı?!
http://turkish.ruvr.ru/2013_08_10/Snowden-Amerikan-istihbarati-ile-ilgili-yeni-bilgiler-achikladi/
http://www.amerikaninsesi.com/content/obama-dan-daha-seffaf-devlet-sozu/1727126.html
http://www.turkishny.com/headline-news/2-headline-news/130334-obama-rusya-ile-iliskilerimizi-gozden-gecirecegiz#.UgYoUqzSn98
http://www.radikal.com.tr/dunya/putinin_dusmani_oligark_olu_bulundu-1126524
http://www.turktime.com/haber/Condoleezza-Rice-tan-Baskan-a-Destek-/241434
http://www.turktime.com/haber/Misir-Ordusu-Sina-ya-Saldirdi-/241437
http://www.turktime.com/haber/AKP-Burosunda-Patlama-/241438

… 

Ergenekon’da 1 numaralı sanık?!
http://www.odatv.com/n.php?n=5-agustos-tesaduf-mu-1108131200



Merkez Sağ?!

Demirel, Çeşme’de dostlarıyla birlikte!
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24486742.asp



“1 Numara” Sorunsalı?! 

F’Eymür?!

F’Gülen?!

RTE’ye mesaj:
“Çiçek ya cumhurbaşkanı olacak ya da hapse girersin!”
http://www.zaman.com.tr/politika_darbe-davalari-acilmasaydi-basbakan-cezaevinde-olurdu_2118426.html



1 Numara Savaşları?!

Çankaya Fırıldak’ı?!

2014 Ön gösterimi ve/veya 2013 son’bahar realitesi?!

Küresel aksta Doğu / Batı Roma ayrışması?!
Adım adım nükleer Acem Harp’i?!
 AKP – Ak Parti’ye karşı ve/veya meleklerin cinsiyeti olur mu?!
http://www.turktime.com/haber/Pasifik-te-Sular-Isiniyor/241224 

http://www.hurriyet.com.tr/planet/24493771.asp
http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/08/11/pilotlar-icin-sessiz-diplomasi-devrede
http://www.takvim.com.tr/Dunya/2013/08/11/cuntaisrail-el-ele 



F’ BBP?!

Destici?! 

Hangi ülkü’nün genel başkanı?!

Neo Sevr’ci karşı darbe’ye evet ama darbe’ye hayır!
http://www.zaman.com.tr/politika_hic-kimse-darbeyi-aklindan-gecirmemeli_2118702.html
http://www.zaman.com.tr/pazar_cumhuriyetin-hain-ilan-ettigi-yuzelliliklerin-hikayesi_2118565.html 

Hangi Darbe?!

 Eğer durum buysa, neden tabanınıza, halka gerçekleri anlatmıyorsunuz?!

PKK ile Barzani ile iş’tutanlar, Suriye üzerinden Türkiye’yi İran’la savaş’ın eşiğine getirenler kimler, Silivri’de hüküm giyenler mi?! 

Narko demokratlar kim ya da kimler?!

Ak ülkücülerin Gökçek’in yanında ne iş’leri var?!

Bu ülkü, neyin ülküsü ve/veya Neo Sevr’ciden ülkücü olur mu?!

Çiller, Susurluk dosyasından hüküm giydi de bizim mi haberimiz olmadı!?



Tükür ve yala?!

 Ar damarı çatlamış AKP’lilerin genel ruh durumlarının en basit adı!
“Nasılsa millet balık hafızalı unutur, onun için salla gitsin!”
 “Nasılsa muhalefet de biz’den, medya da bizden, hesap soran çıkmaz” laçkalığı!
http://www.turktime.com/haber/Bekir-Bozdag-dan-Genel-Af-Aciklamasi-/241281
http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/mehmet_akarca/2013/08/11/geregi-dusunuldu 

Barzani göstere göstere büyük kürt devleti kuruyor!
 Suriye’den ses var, İran’dan ses var, hatta Irak’tan dahi cevap var ama bir tek AKP’den ses yok!
 Neden?!
 Madem “genel af” yok o zaman Kürt Konferansı ile ilgili beyanınızı alalım!
 Spiker kime denir?!
 Siz kimin spikerisiniz?! 

Görünen o ki; Barzani ata’nız olmuş, Öcalan ise denize düşen’in sarıldığı acem yılan!?

Saddam devrilirken açıklama üstüne açıklama yapan “Irak Basın Enformasyon Bakanı”ndan bir farkınız kaldı mı ve/veya ağzınızdan çıkan’ların ayırdında mısınız?! 

Sözün Özü:

Aslan’ı Kedi’ye Boğdurmak?!

Olmayan Irak devleti ne diyor Ankara ne yapıyor?!
http://www.turktime.com/haber/Kurt-Konferansina-Bagdat-tan-Tepki-/241230
http://www.turktime.com/haber/Irak-ta-Bombali-Saldiri-/241290 

http://www.odatv.com/n.php?n=-barzaniciler-kandilde-1108131200
http://www.gazeteport.com.tr/haber/142452/kck-ikdp-ve-ikybden-suriye-zirvesi 



Kula kulluk edenden (biat) eleştirel düşünce çıkar mı?!
Allah insanın aklı kadardır ve/veya Allah’ın 99 adının, sıfatının ne anlama geldiğini anlamadan, düşünmeden yeni ilahlar yaratanların zavallı hallerine ibretlik örnek!?
 Eleştirel düşünce olmadan mümin ya da Müslüman Demokrat olunur mu ve/veya Allah ile kul arasına Vatikan & Papa girerse ne olur?!
http://www.zaman.com.tr/hamdullah-ozturk/onun-dunyasinda-olabilmek_2118682.html 

Zaman’ın katetmesi gereken çok yol var! 

Batı, Aydınlanma yaşadı, bizim Vatikancılar Engizisyon yıllarında takılı kalmış!

Gülen ABD’de, müslüman coğrafya kanıyor, yanıyor; Zaman’cılar cellatlarının kılıcını yalamaya devam ediyor. 

Patetik?!



Uğur Dündar?!

Sözcü’de “AKP döneminde söylenmiş yalanlar listesi” yayınlamış! 

http://www.turktime.com/haber/Ugur-Dundar-AKP-yi-Bombaladi/241244

1. Cesur Soruşturmacı gazeteciler, yayınlayacak yolsuzluk haberi bulamadılar! 

İkinci madde’ye gerek var mı?!



Detroit Battı, “ Milli Otomobil ” AKP’nin Sloganı!?

Bu kapsamda cevabını arayan soru ortada:
 AKP & Gülenci müteahhitler; Detroit’i ayağa kaldırabilir mi?!
http://ekonomi.milliyet.com.tr/zirveden-iflasa-bir-detroit/ekonomi/detay/1748326/default.htm 



2013 Bayram Realitesi?!

İş’i bileceksin iş’e gitmeyeceksin?!

Üretmeden tüketmek keyif çatmak?!

Ekonominin durumu; fotoğrafa göre iyi ve yol’lar yetmiyor!
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24495790.asp 

Kredi kartı batıkları, cari açık ve kapanan şirketlere göreyse.kötü!..
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/24495085.asp
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/donat/2013/08/11/degisim 

Kimin umurunda!

Nasılsa devlet parçalanınca borç diye de bir şey kalmayacak!

Ak Lüküs hayat!?



Bayram Şekeri?!

 Yazamayan hazcı kalem’in sertlik sorunsalı?!
http://www.turktime.com/haber/Escinsellerden-Fatih-Altayli-ya-Sert-Yanit/241322 

F’Altaylı?! 

Çok Güldüm! 

İnsan olan anlar!
 F’Altaylı’ya özetle demişler ki:

“Biz’im ne olduğumuz ortada, buna rağmen büyük yangın’a gaga’mızla su taşıyoruz! Demokrasi, özgürlük peşindeyiz! Madem yazıp çizemiyorsun, ne diye yazıp çizene ibnelik yapıyorsun be muhterem?! Gücün sadece bize yetiyor ise bilmelisin ki, sen’den büyük ‘top” yok! Zirvede açık ara 1 numarasın!” 

Nokta!:))



Star Wars ve/veya BOP Bayramı’ndan dönüş?!
http://ultra-turkler.blogspot.com/2013/08/bop-bayramndan-donus-veveya-1-musa.html
http://ultra-turkler.blogspot.com/2013/08/bop-404-veveya-ne-zamandan-bu-yana-fmit.html
http://www.odatv.com/n.php?n=bu-savunma-ozeli-yakar-1008131200
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24494425.asp
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/24495610.asp
http://jetfilmizle.com/jack-reacher-turkce-dublaj-izle.html/0
http://www.odatv.com/n.php?n=endiseliyim-1108131200
http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=270390
http://turkish.ruvr.ru/2013_08_10/Turkiye-Lubnanda-bulunan-askeri-muhendislerini-geri-chekiyor/
http://turkish.ruvr.ru/2013_08_10/Londra-para-yoksa-hesabi-resminle-ode/
http://news.am/tur/news/166221.html
http://enerjienstitusu.com/2013/08/09/irandaki-buser-nukleer-santralinin-devri-gerceklesiyor/
http://enerjienstitusu.com/2013/08/09/kibris-yunanistan-israil-enerji-anlasmasi-imzalandi/
http://www.thelira.com/haber/123683/avrupa-icin-en-buyuk-risk-fransa
http://www.gazeteport.com.tr/haber/142434/haberaldan-o-iddiaya-yanit
http://enerjienstitusu.com/2013/08/09/irandaki-buser-nukleer-santralinin-devri-gerceklesiyor/
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24495325.asp
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/24495741.asp
http://www.zaman.com.tr/pazar_154-yil-once-bir-baska-ergenekon-yargilanmisti_2118574.html
http://www.zaman.com.tr/politika_tabip-odasina-savunma-vermeyince-ihrac-etmek-icin-dugmeye-basildi_2118700.html
http://www.zaman.com.tr/politika_deniz-baykal-mahkemeler-hesaplasmanin-parcasi-olamaz_2118703.html
http://www.zaman.com.tr/gundem_fransa-3-pkkli-kadin-cinayetinin-dosyasini-gondermiyor_2118732.html
http://www.zaman.com.tr/politika_28-subat-magduru-memurlarin-goreve-donus-basvurulari-yarin-basliyor_2118701.html
http://www.zaman.com.tr/mumtazer-turkone/cemaat-mi-parti-mi_2118685.html
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ardic/2013/08/11/bunlarin-projesi-mrojesi-yok
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/donat/2013/08/11/en-kisa-kitaplar
http://haber.stargazete.com/yazar/yargilamalar/yazi-780358
http://ekonomi.milliyet.com.tr/-made-in-germany-etiketi-tehlikede/ekonomi/detay/1748006/default.htm
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24497477.asp
http://www.hurriyet.com.tr/planet/24497317.asp
http://www.medyaradar.com/haber/televizyon-102528/medyaradardan-bomba-kulis-1–cengiz-er-hangi-kanalin-genel-yayin-yonetmeni-oluyor.html 



Okur Sorgusu?!

TC Murat Vatansever Hayrullah bey gerçekten o cd yi izlediniz mi?

Elcevap: ?!

Sayın Okur;

Essahtan bir soru mu bu?!

Şartlara göre cevap değişir!

Teklifi görelim!:))

 Kandırılmış da olabiliriz, dublör de kullanmış olabilirler!
 Ne var ki, 2003 – 2013 yaşananlar ortada!
 CD izlemek ile CD’de vaad edilenleri izlemek, görmek arasında fark var mı?!
http://www.odatv.com/n.php?n=cianin-izledigi-erdogan-cdsini-izledim-sanik-oldum-2705131200
http://nacikaptan.com/?p=4847
http://millici-ciddiadamlar.blogspot.com/2009/06/nerede-bu-cd.html


TC Murat Vatansever Ve hala deliğe süpürülmediyse,halk desteği aldığı için mi? Yoksa büyük müttefik çıkarlara ters dümediği için mi? Ve tahmini bitiş ne zaman? Bu halkın eliyle mi yoksa gerçekler medyada afişe edilince mi olacak? Sadece tahminiz söylerdeniz sevinirim..


 Elcevap: ?!
 Sayın Okur,

Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde etmek mümkün değil ise kor’düğüm ortada!

1 Mart Tezkeresi, Çuval, Soçi vb.

Medyada dönüşüm olmaz ise kaos derinleşerek devam eder!

Yani?!

Erdoğan’ın oyları düşmez yükselir, normalde düşmesi gerekiyor ama karşısında hırpalayacak ne medya ne de muhalefet var!
 Eksen kaydıran mecburiyetler yeni bir müdahale sebebi!

27 Mayıs?!

Erdoğan’ın yerine gelme hayali kuranlar da İran’la savaşmak zorunda!

 Neden?!
 Borç’u veren güvenlik için İran alacağını da tahsil etmek ister!

PKK, narko dolar, Barzani müteahhitler vs!

Gordion Düğümü?!

Bataklıktan acısız çıkış var mı, yok!
 2014, Cumhurbaşkanı seçilemeyebilir! 

Mevcut dili “ortak aklı” harekete geçirmeye uygun değil!

El yumruğu yemeyen hala kendi yumruğunu “Balyoz” zannetmeye devam ediyor.

Hamam giren terler!

Devlet katı hamam’da, bir de bu soruları soranlar hamam’a girsin, ondan sonra cevap kısmı kendiliğinden ortaya çıkar!

Diye düşünüyorum.

Mustafa Gencoğlu dedi ki…Gercekten cok doyurucu bir analiz. Tesekkürler Hayrullah bey.

 2014´e bu iktidarla girmemiz yüzde kac ihtimaldir sizce? 

Elcevap: ?!

Sayın Okur;

Neo Fetret Devri?!

Gazi, Ankara’da, Padişah İstanbul’da!

Devlet’in her yanı işgal altında!

Erdoğan’ı tasfiye etmeleri için Erdoğan kadar oy alabilecek bir başkasını öne sürmeleri gerekiyor!

Yani, RTE baş’ta!

Gül, topal ördek ama yenisi seçilene kadar yerinde!

Kılıçdaroğlu & Bahçeli, bir RTE etmiyor!

Türkiye üç parça?!

Yani?!

Doğru soru şu olmalı:

AKP’den alacaklı olanlar, tahsilatı tamamlamadan çekilir mi ve/veya neden çekilsin?!

AKP, İran savaşı için ayak sürüdükçe içerde kaos daha da derinleşecek!

Silivri kor’düğümü çözülürken, Çankaya Savaşları kapsamında Erdoğan daha da nefessiz kalacak!

Yani?!

2014'e Mısır’daki taraflı hakem ve/veya sorunlu darbe tablosu üzerinden giriyoruz!

Takvim ortada!

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar, Erdoğan’ı tasfiye etmek isteyenlerin de Erdoğan’a ihtiyacı var!

Bu noktada cevabı aranması gerekli soru şu:

Cemil Çiçek sırtında “Gökçek kamburu” ile Çankaya yokuşunu tırmanabilir mi, velev ki tırmandı, üç parçaya bölünmüş Türkiye’yi bütünleştirebilir mi?!

Yeni Anayasa üzerinden federasyon’a sıcak bakanlar ile Silivri üzerinden Barzani anayasasına ters bakanlar, aynı çatı altında “affedilme” havucu üzerinden birleşir mi?!

Tuncay Özkan “Çiçek’e dönse” de bu sorunun cevabı önemli!

Bu soruları 2014 bahar sonrasında tartışacağız, şimdi hazin bir son’bahar takvimi var!
 Bakalım Erdoğan’dan önce BOP dal’ından hangi yapraklar düşecek!


İhtimal hesabı ortada!

AKP’den önce AKP ile “Kazan & Kazan” oynayan perde arkasını silkeleyecek bir süreç bu!

İktidardan kasıt görünen vitrin ise cevap 2014'e AKP ile girilecek, arka plandaki taşıyıcılar ise asıl soru; işte orada sert bir savaş var,


AKP & Gülen (Topaç) savaşı da bunun yansıması! 

Nokta.



Ve…

Son olarak…

Arınç bir süre önce ne dedi?!

Bizi iyice silkeleyecek birine ihtiyaç var!

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23468541.asp

Yani?!

İsim vermedi ama özel ortamda net portre çizdi, “HM gibi” dedi, üstüme alındım.

Yani?!
 Gibi’si yok!
 Silkelemek şart!

Başka silkeleyecek var ise silkesin!

Yani?!

Medya’da dönüşüm ve/veya nitelikli muhalefet üzerinden silkelenme zamanı!

Nokta.

11 Ağustos 2013

Hayrullah Mahmud Özgür

http://www.yurdumacanfeda.com/tr/?p=9247


***