Ergenekon Davası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ergenekon Davası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Kasım 2018 Cumartesi

BEN OĞLUMA GÜVENİYORUM ve DESTEGİNDEYİM.

BEN OĞLUMA GÜVENİYORUM ve DESTEGİNDEYİM. 


Behiç Gürcihan Tutuklandı - Behiç'in Babası Ali İhsan Gürcihan 

08.06.2008 
acıkistihbarat.com


Biz anne ve baba olarak iliskisinin derecesini, çete denen illegal örgütün içerisinde görevinin ne oldugunu,hangi faaliyetleri yürüttügünü ve hangi eyleme ya da eylemlere katildigini bilmek istiyoruz . Bunun da en dogal hakkimiz olduguna inaniyoruz. 

Ben buradan iddia ediyorum ki ; 

Oğlum Behiç, Devleti’ne, Milleti’ne, Bayragi’na sadik, bu ülke insanlarinin ve milletimizin değerlerine ve inançlarina duyarli bir TÜRK EVLADIDIR. 

Düsünce ve fikir düzeyindeki çalismalarindan ve söylemlerinden öte hiçbir illegal çalismasi ve faaliyeti olmamistir. 

Açik Istihbarat Sitesinin sahibi ve yazari üç günlük göz alti süresi sonunda çikarildigi mahkeme tarafindan tutuklanmiş tir. 

Hakkinda bir karar verilerek tutuklanmis olmasina ragmen , dosyasina konan KISITLAMA nedeni ile, su ana kadar ne ile suçlandigini biz ailesi olarak ögrenemedigimiz gibi,Baro’dan görevlendirilen avukat da ayni nedenle bize bilgi verememistir. 

Tek söylenen ‘’ Ergenekon Dosyasi ile iliskişi’’ olmak . 

Biz anne ve baba olarak iliskisinin derecesini, çete denen illegal örgütün içerisinde görevinin ne oldugunu,hangi faaliyetleri yürüttügünü ve hangi eyleme ya da eylemlere katildigini bilmek istiyoruz . Bunun da en dogal hakkimiz olduguna inaniyoruz. 

Ben buradan iddia ediyorum ki ; 

Oglum Behiç, Devleti’ne,Milleti’ne,Bayragi’na sadik, bu ülke insanlarinin ve milletimizin degerlerine ve inançlarina duyarli bir TüRK EVLADIDIR. 

Düsünce ve fikir düzeyindeki çalismalarindan ve söylemlerinden öte hiçbir illegal çalismasi ve faaliyeti olmamistir. 

ülkenin gelecegi konusunda kendisini daima sorumlu hissetmis,bu amaç dogrultusunda kendini gelecege hazirlamaya ve çalismalar yapmaya gayret göstermistir. Idealist bir yaklasimla TüRKIYE’nin yakin bir gelecekte dünyanin 7 nci ülkesi olmasi umuduna ve gayretine katkida bulunmak üzere , yillar once 2023 platformunu kurmustur.Bu platformda ’’ülkenin gelecegini kursun atarak örgütlenenler degil, beynini son hücresine kadar kullanarak çalisanlar kurtaracaktir ‘’ felsefesi ile hareket ederek, arkadaslari ile birlikte sürekli düsünce ve fikir gelistirmeye çalismistir. Bu platform bir çete değil, idealist gençleri düşünce ve çalışma bazında bir araya getiren arkadaş dayanışmasıdır.

Behiç ;yasal olmayan her türlü faaliyet ile kendi çapinda yazarak mücadele eden,Ergenekon -Gladyo karsisinda olan ve onu açiga çikarma gayreti ile bu konuda ‘GLADYO’ya MEKTUPLAR ‘adli kitap bile yazmis biri olarak , su akibete bakin ki aleyhine tavir aldigi bir yapinin üyesi olmakla suçlanarak tutuklanmistir. 

KISACASI BEN OĞLUMA GÜVENİYORUM ve DESTEGİNDEYİM. 

Bu söylemim , baskaca bir maksadi ve anlami olmayan,sadece ogluna güvenen bir babanin açik ifadesidir. 

Gelinen noktada bizler de yasal hakkimizi sakli tutmak kaydi ile hukuki sürece saygiliyiz.Savci ve hakimlerimize de güveniyoruz.Demokrasiyi hedef aldigi iddia edilen bir çete karsisinda biz de tüm ailece Hukuk’un ve Demokrasinin yanindayiz .Bu ülkenin gelecegi açisindan da var oldugu iddia edilen çetelerin ne oldugunun ortaya çikarilmasini ve çökertilmesini bizler de görmek istiyoruz. 

Ancak bu gözalti sürecinde,geçmiste de oldugu gibi bir defa daha ortaya çikan gerçegi de sizlerle paylasmak istiyorum. 

Bu süreçte usul geregi,bizler oglumuz hakkinda hiçbir bilgi dahi edinemez iken , özellikle tarikat ve cemaat görüslü basin yayin organlarinin,gözaltina alinma isleminin hemen akabinde yazdiklari gerçek disi bilgiler ve iki gün boyunca isin basindan itibaren tutuklandigina dair verdikleri haberler bizleri rahatsiz edici oldugu kadar da düsündürücü bir durumdur. 

Yasa geregi,bize her türlü kapilarin kapandigi bir ortamda, Güvenlik Güçlerimizin ve Savciligin bu bilgileri basina da vermeyecegini hiç tereddütsüz kabul ediyoruz. 

Gizliligin ihlal edilmemesine ragmen , özellikle tarikatçi ve cemaatçi basinin ürettigi haber ve senaryolarla haksiz bir saldiriya ugradigimizi ve kendi taraftarlari adina da Yargi üzerinde maksatli bir sekilde kamuoyu baskisi kurulmaya çalisildigini gözlemledim. Bu güven ve cesareti nereden aldiklarinin yetkililer tarafindan tespit edilip ortaya konacagina ve bu haksiz uygulama konusunda bizlerin özgürlügü adina savcilarimizin geregini yapacagina da inaniyorum. 

Bu ve benzeri olaylar açikça ortaya koymaktadir ki;ülkemizde iddia edilen demokrasi karsiti çetelerin yanisira, kökleri tarikat ve cemaatlere dayali olan, özgürlükleri demokrasi maskesi ile istismar ederek Cumhuriyeti ve onun laik yapisini her firsati kullanarak yipratma çabasinda olan hazir kuvvet ve çok iyi teskilatlanmis baska çetelerde bulunmaktadir. 

Bizlerin kisisel magduriyeti bir yana,bu ülkeyi gelecekte tam demokratik, çagdas ve huzurlu bir döneme tasimayi gerçekten istiyorsak ,Demokrasiyi hedef aldigi iddia edilen ve Ergenekon olarak adlandirilan çetelerin yanisira,mevcut rejimi yani Laik Cumhuriyeti hedef alan,bizi Ilimli Islam’a boyun egmeye zorlayan dis odaklarca güdülen hoca efendinin ve tarikatçilarin çete veya çetelerinin de çökertilmesi gerektigine inaniyorum. 

BU üLKE ANCAK ve ANCAK ,DEMOKRASI DüSMANI üETELERIN YANISIRA , CUMHURIYET ve İSLAM DİNİ DüSMANI ILIMLI ISLAM üETELERININ DE üüKERTILMESI ILE AYDINLIK BIR GELECEGE KAVUSACAKTIR . 

Behiç’in babasi Ali Ihsan GÜRCİHAN 

NOT :Eger basin mensuplarinin dedigi dogru ise ,arama sirasinda bulundugu iddia edilen ve suç dosyasina kondugu söylenen Genelkurmay’a ait GIZLI denen belgeler, benim kitap ve dökümanlarimin arasinda ve evimin bana ait odasinda bulunmustur. Hizmete üzel’dir ve hizmete yönelik olmak kaydi ile tarafimdan kullanilan bana ait dökümanlardir.Bu belgeler yurt disi göreve giden her Silahli Kuvvetler personelini bilgilendirmek maksadi ile verilen sözde Ermeni Soykirimi ve özellikle Nato ülkelerine yönelik genel bilgi notlaridir.Basinda yer aldigi gibi ne darbe günlügüdür,ne çete ile ilgisi vardir.Söylenen anlamda gizli bir belge de degildir

Kaynak: Behiç'in Babası Ali İhsan Gürcihan 

http://www.biroybil.com/showthread.php?5752-CIA-Böyle-Öğretti/page25

***


23 Temmuz 2017 Pazar

Ergenekon Davası Sonunda Delirtti

Ergenekon Davası Sonunda Delirtti


Barış Terkoğlu

Kenan Temur bir polis memuru. 3 yıldır evli, bir çocuğu var. Babası İnegöl’de yaşayan emekli öğretmen. Temur’u zor koşullarda okuttu. Kenan Temur üniversite mezunu oldu. İş bulamadı, sonunda polis olmaya karar verdi. Adile Sadullah Mermerci Polis Eğitim Merkezi’nde 6 ay kurs aldı. Kursun sonunda polis oldu. Diğer memurlara göre mesleğe geç başlamıştı, 30 yaşındaydı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğü’ne atandı. Devletin sorumluluk verdiği kişileri koruyordu. Koruduğu kişilerin arasında Savcı Zekeriya Öz’ün eşi ve çocukları dahi vardı.

İbrahim Şahin kaderini değiştirdi

Ancak Temur’un kaderi Eski Özel Harekat Dairesi eski Başkanvekili İbrahim Şahin’in korumalığını yapmasıyla değişti. 

12 Eylül 2007 tarihinde Şahin ile ilgili görevlendirme yazısı kendisine ulaştı. Resmiyette 24 Ekim 2008 tarihine kadar yani bir sene kadar bu görevi sürdürdü. Ancak fiilen 3-4 ay kadar Şahin’i koruma görevini yaptı.

İbrahim Şahin’i korumanın zorluğu vardı. Şahin korunan kişilerin uyması gereken kurallara uymuyordu. Güvenlik açısından günlük programını güvenliğine bildirmesi gerekiyordu. Ancak Şahin sık sık aksatıyordu. Dışarıya çıkacağını söylediği saatten bir saat önce Temur, Şahin’in kapısına gidiyordu. Ancak Şahin kapıda Temur’u bazen üç saat bekletiyor sonra dışarı çıkmaktan vazgeçiyordu. Temur’un ifadesi ile Şahin kendisini koruyan memurlara kaba davranıyor, sık sık azarlıyordu. Kenan Temur İbrahim Şahin’in bu aksiliğini Şahin’in yaşlılığına bağlıyordu.

Pimpirikli ve kıl kuyruk

Temur kendi ifadesi ile “pimpirikli ve kıl kuyruk” biriydi. Başından geçenleri sürekli rapor ediyordu. Durumu İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne rapor etti. Raporlarda İbrahim Şahin’den koruma kurallarına uymaması nedeniyle şikayet ediyordu. Bu nedenle İbrahim Şahin uyarıldı.
Kenan Temur, Şahin’den sonra görevini yapmaya devam etti. Eski bakanlardan Mehmet Moğultay’ı korudu. Ta ki Ergenekon Davası nedeniyle göz altına alınıncaya kadar.
Kenan Temur, İbrahim Şahin’in suikast timinde olmakla suçlanıyordu. Bu yüzden tutuklandı. Ancak Temur hayatında Ergenekon bir yana herhangi bir derneğe dahi üye olmamıştı. Davada sanık olmasının nedeni bir başkasının hazırladığı listede adının suikast timinde geçmesiydi. Temur’un durumunda olan 20’den fazla kişi daha vardı.
Kenan Temur’un iddianamede 3 tane telefon görüşmesi bulunuyordu. Bunlardan biri İbrahim Şahin’leydi. Şahin’e korumalık görevi gereği ertesi günkü programını konuşuyordu Bir diğerinde yine aynı nedenle İbrahim Şahin’i aramış ancak telefona oğlu çıkmıştı. Ona İbrahim Şahin’in programını ve kaçta gelmesi gerektiğini sordu. Son konuşma ise bir başka polis memuruylaydı. İbrahim Şahin gözaltına alındıktan sonra ne kadar şaşırdıklarını konuşuyorlardı. Kısacası iddianamede bulunan üç telefon kaydında da suç teşkil eden bir durum yoktu.

Birden ayağa kalktı

Temur davanın 18 Aralık günü henüz kendisine sıra gelmemiş olmasına rağmen ayağa kalktı. Kürsiye gelmek ve orada konuşmak istediğini söyledi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün izin verdi. Kenan Temur, kendisine yapılan suçlamanın asılsız olduğunu anlattı. Yapılan aramalarda, telefon kayıtlarında bir suç unsuruna rastlanmadığını açıkladı. Kendisinin sadece İbrahim Şahin’in evinde bulunduğu söylenen bir liste nedeniyle tutuklu olduğundan söz etti. İbrahim Şahin’i koruma görevini devletin kendisine verdiğini anlattı. Şahin ile koruma yaptığı süre içinde iyi geçinemediğini yazdığı raporlar ile ortaya koydu. Hiçbir hukuksal dayanak olmadığı halde bir yıldır tutuklu olduğunu söyledi.

Boğuluyorum

Titriyordu, mahkeme başkanı Temur’u “Rahat ol, rahat konuş, rahat konuş sıkma kendini rahat ol” diyerek sakinleştirmeye çalıştı. Temur konuşmasında “İnsanların canı yanıyor mesela benim canım yanıyor. Çok kötü yani bildiğiniz gibi yani bu öyle şey ki, ya bu işin içinden çıkılmaz bir durum yani normal şartlarda olmaması gereken şeyler oluyor sayın başkanım ama niye ben? Yani İbrahim Şahin’le çalışmak suç muydu? Görevlendirmeselerdi beni. Onun evinde çıkan, çıktığı iddia edilen bir kağıttan dolayı buradayım. Şimdi insanın aklına bin bir türlü soru geliyor yani bunu çok boyutlu yani bunu izah edemiyoruz. Tamam otur sen burada bekle ama nereye kadar bekleyeceğim, sayın savcım diyorsunuz bakın peygamberimizden bahsediyorsunuz, hepimiz Müslümanız yani, yav ben düşündüm de bulamıyorum.” diyordu. Kendisine birilerinin komplo yapıldığını söylüyordu. Ailesini özlediğini görevine dönmek istediğini anlatıyordu. Kendisinin tutuklanmasına neden olan emniyete de kızıyordu: “emniyete niçin kızıyorum? eğer benim hakkımda soruşturma yapıyorsan tahkikat yapıyorsan iddianameye koyuyorsan e bunu niye araştırmıyorsun? Buna niye bakmıyorsun. Yani sen beni suçluyorsun terör örgütüyle, böyle büyük bir çuvalın içine atıyorsun ne olduk, Türkiye’nin gündemini belirleyen belki de dünya gündemini belirleyen bir olay benim için yani. ben bu girdabın içinde boğulur giderim Sayın başkanım, yani 12 aydır da boğuluyorum”

Bir daha geri gelmeyecek,

Kenan Temur tahliye talebinde bulundu. Mahkeme başkanının olumlu oyuna rağmen diğer hakimlerin red etmesiyle tutukluluk hali devam etti. 
Kenan Temur sonraki günlerde gittikçe kötüleşti. Derin bir sessizliğe gömüldü. Uğradığı haksızlıktan bir daha kurtulamayacağına inanıyordu. Duruşmalara gelemeyecek haldeydi. Bir gece sinir krizi geçirdi. Diğer tutuklulara “Kur’an okuyun, Yasin okuyun” diye bağırıyordu. Sonra “ben deccalim” diyerek kendini duvardan duvara vuruyordu. 
Temur, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne kaldırıldı. Akıl sağlığını kaybetmişti. Artık dışarı da çıksa eski Temur bir daha geri gelmeyecekti.

Barış Terkoğlu

http://www.dunya48.com/kasif-kozinoglu/4-ergenekon/1005-ergenekon-davasi-sonunda-delirtti