5 Mart 2019 Salı

DOĞU KIBRIS AKDENİZ DOĞALGAZ REZERV SAHALARI.,

DOĞU KIBRIS AKDENİZ DOĞAL GAZ REZERV SAHALARI.,



    'İnanılmaz Zenginliklerin Keşfi': Akdeniz'deki doğalgaz yatakları Ortadoğu'da Çatışmalara yol açıyor., 



Uzmanlara göre, Doğu Akdeniz'de büyük doğalgaz yataklarının tespit edilmesi, bölgede devam eden çatışmaların alevlenmesine yol açtı. Yataklar için Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs, İsrail, Lübnan ve Mısır mücadele ediyor. Zira dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz şirketlerinin çıkarları söz konusu. 
Bu mücadelenin sonucunun küresel enerji piyasasındaki dengeyi değiştirmesi de ihtimal dahilinde. Yeni bir uluslararası gerginlik noktası ortaya çıkması nelere yol açabilir? Akdeniz doğalgazı Rus gazına rakip olabilecek mi?



LEZZETLİ LOKMA.,

    2011 yılında, Kıbrıs kıta sahanlığında yeni bir doğalgaz yatağı bulunmuş ve buna 'Afrodit' ismi verilmişti. Halihazırda burada bulunan doğalgaz miktarının, 200 milyar metreküp olduğu değerlendiriliyor. Afrodit, Avrupa gaz piyasası yakınlarındaki cazip gaz üretim bölgesi olan Levanten Havzası'ndaki çok sayıda doğalgaz yatağından biri. 


Bu bölgedeki ilk büyük keşif, İsrail'in Tamar yatağıydı. 200 milyar metreküplük bu doğalgaz yatağı 2001 yılında açılmıştı. 

Bunun ardındansa daha büyük doğalgaz yatakları bulundu. En büyükleri ise İsrail'in 650 milyar metreküplük Leviathan ve Mısır'ın 850 milyar metreküplük Zohr yatakları oldu. 

KITA SAHANLIĞI MÜCADELESİ.,



Levanten Havzası'ndaki arama çalışmalarıyla, dünyanın en büyük doğalgaz şirketlerinin yanı sıra bir dizi ülke ilgileniyor. 

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu verilerine göre, Suriye'nin kıta sahanlığında 700 milyar metreküp kadar gaz olabilir, yani karadakinden 2 kat daha fazla.
Suriye, kendi kıta sahanlığında doğalgaz üretmeyi planlıyor. 2017 sonlarında Suriye Petrol ve Doğal Kaynaklar Bakanı Ali Ganem, 2019 yılında üretime geçileceğini açıklamıştı. Ganem, doğalgaz üretimi konusunda 'dost ülkelerle' anlaşma sağlandığını söylemişti. 



Doğalgaz yarışına şubat ayında Lübnan da katıldı. Lübnan'ın kıta sahanlığında gaz arama hakkı Rus Novatek, Fransız Total ve İtalyan Eni ortaklığına verildi. Lübnan yönetimi, ülkenin münhasır ekonomik bölgelerinde 700 milyar metreküp gaz olduğu görüşünde. 



Lübnan'ın bu adımı, İsrail'in tepkisine yol açtı. Lübnan adına doğalgaz arama çalışmalarının yapılacağı bölge üzerinde hak iddia eden İsrail'in Savunma Bakanı Avigdor Liberman, "Bu kıta sahanlığı tüm standartlar çerçevesinde bize aittir" dedi ve yabancı şirketleri bu bölgede yapacakları çalışmalar konusunda uyardı.
Lübnan-İsrail çatışması ve Kıbrıs'la ilgili sorunlara Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerilim de eklendi. Nitekim Ankara ve Atina, Ege Denizi'ndeki sınırın nasıl olması gerektiği konusunda farklı görüşlere sahip. 

Petrol ve doğalgaz faktörünün Ortadoğu ülkelerinin politikaları üzerindeki etkisini Russia Today'de (RT) değerlendiren Rusya Yüksek Ekonomi Okulu Ulusal Araştırma Üniversitesi Öğretim Görevlisi Grigoriy Lukyanov, "Bu, bölgedeki çatışma potansiyelinin en güçlü faktörüdür. Petrol ve doğalgaz devi olmayan ülkeler şimdi, bölgede gelişen sosyo-ekonomik ve siyasi ilişkiler için tehdit oluşturuyor" ifadelerini kullandı. 

Lukyanov'a göre, buradaki en önemli sorun İsrail'in de enerji devi haline gelebilmesi. İsrail daha önce enerji kaynaklarının ithalatçısıydı, şimdi de yüksek inovasyon potansiyeli sayesinde Arap ülkeleri için gerçek bir rakibe dönüştü Lukyanov "İsrail, Arap ülkelerinin enerji sistemlerine karşı baskı oluşturabilir. Bu da yeni bir Arap-İsrail çatışmasının ön plana çıkarıyor" dedi.

Tel-Aviv ve Tahran arasındaki mevcut siyasi ve ideolojik anlaşmazlıkların üzerine kaynaklarla ilgili tartışmaların da ekleneceğini belirten uzman, ayrıca Türkiye, Rusya ve İran arasındaki olumlu işbirliği deneyimine de değindi: 
"Türkiye ile İran arasında Suriye konusunda bir uzlaşmanın ortaya çıkması, bu ülkelerin birbirleriyle anlaşabileceğine inanmak için bir sebep." 

Lukyanov'a göre, Türkiye ile İran arasında bir anlaşma olması İsrail için sorun yaratacak. Ayrıca Ankara'nın Moskova ve Tahran'la Suriye konusundaki işbirliği deneyimine sahip olması, Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesi ile sınırı olan Suriye kıta sahanlığında doğalgaz arama çalışmalarına başlaması halinde meydana gelebilecek sorunların çözümünde yardımcı olabilir.

KÜRESEL RAKİP,



İsrail'in küresel enerji piyasasındaki dengeyi değiştirmeye çalışabileceğini ve doğalgaz ihracatçısı olarak Rusya, İran ve Katar'ın rakibi haline gelebileceğini belirten Lukyanov, şu ifadeyi kullandı:

"İsrail gazı Güney Avrupa'ya gönderilebilir ve Türk Akımı'nın doğrudan rakibi olabilir."
Ancak bölge ülkeleri arasındaki anlaşmazlıklar henüz doğalgazın nihai tüketicilere ulaştırılmasına yönelik projelerinin hayata geçirilmesini zorlaştırıyor.

ABD'nin 2016'da destek verdiği, İsrail'in gazını Avrupa'ya ulaştırılması amacıyla Türk doğalgaz taşıma sistemine bağlayacak boru hattı projesi hâlâ belirsizlik içinde Grigoriy Lukyanov İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz, Haziran 2017'de, projeyle ilgili anlaşmanın 2017 sonlarına kadar imzalanacağı sözünü vermişti, ancak henüz bir anlaşma imzalanmadı.


2017 yılında ayrıca İsrail, Mısır ve Kıbrıs gazının denizaltından geçecek bir boru hattı üzerinden önce Yunanistan'a, ardından da Avrupa'ya ulaştırılmasının amaçlandığı proje, ilgili tüm ülkelerin enerji bakanları tarafından aktif olarak tartışılmış ve Avrupa Birliği'nin desteğini almıştı. Proje, 7.4 milyar dolar gibi yüksek maliyete sahip olması yüzünden hayata geçirilmedi.

İsrail ve Kıbrıs gazının Mısır'daki sıvılaştırma noktalarına gideceği yönünde temel bir tahmin var.
Sergey Pravosudov,Rusya Ulusal Enerji Enstitüsü Genel Müdürü
Ancak Pravosudov'a göre, bu gazın tam olarak Ortadoğu'ya mı, Avrupa'ya mı ya da Çin'e mi gideceğini henüz kimse söyleyemez. Pravosudov "Rekabet olacak ama nasıl bir rekabet? Tahminler her yıl revize ediliyor" dedi. 

https://tr.sputniknews.com/infografik/201803231032762299-akdeniz-yunanistan-kibris-dogalgaz-petrol/

***

Doğu Akdeniz Zengin Hidrokarbon Kaynakları Anlaşmazlık Bölgeleri Olan Doğalgaz Rezervleri BÖLÜM 2

Doğu Akdeniz Zengin Hidrokarbon Kaynakları Anlaşmazlık Bölgeleri Olan Doğalgaz Rezervleri BÖLÜM 2






Kaynak: The Economist 


Son yıllarda Türkiye ve İsrail arasında yaşanan gergin ilişkiler nedeniyle İsrail, gaz ihracatı konusunda isteksiz bir görüntü sergilemektedir. İsrail ve Kıbrıs doğalgaz anlaşması müzakereleri de söz konusu pamuk ipliğine bağlı ilişkilere tuz biber ekmektedir. Mısır eski Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek zamanında İsrail’in %40 gazı arzı sağlayacak anlaşmanın Mısır tarafından iptal edilmesi de Doğu Akdeniz siyasi anlaşmazlıkları için bir uyarı niteliği taşımaktadır. Önceki İsrail Enerji Bakanı Josef Paritzky, Filistin’de barış sağlanmadığı sürece Mısır, Ürdün ve Türkiye’ye doğalgaz satışı gerçekleştiremeyeceklerini hatta Avrupa gaz pazarı olasılığının da risk altına gireceğini vurgulamaktadır. Arapsaçına dönmüş bürokrasi ve bölgesel ihtilaflardan dolayı İsrail petrol şirketleri bile güç kaybetmektedir. Öte yandan, LNG konusunda uzman kuruluş olan Avustralya Woodside Petroleum Firması, yüzer LNG platformu kurulması ile ilgili olarak geniş kapsamlı ve ayrıntılı proje çalışmaları yapmaktadır. 

Noble Şirketi ise tek başına sözü edilen yatırım bağlamında kapasite yetersizliği 
yaşamaktadır. Global boyutta az sayıdaki gaz yatırımcıları da uzun vadeli küresel gaz kontratları temin edilmediği sürece doğalgaz yatırımlarından kaçınmaktadır. Şu anda Dünya’da en iyi küresel gaz marketi kabul edilen Asya ülkeleri de alternatif global doğalgaz bolluğu ve zenginliği yaratacak olan Amerika’da keşfedilen klasik gaz türü sayılmayan şeyl gazı – kaya gazı çıkarılması ve üretilmesi çalışmalarına bel bağlamaktadır. Global gaz ihracatları olmaksızın Akdeniz’de yöresel refah ortamı sağlanması da olanaksız görülmektedir. Sonuçta, milyarlarca doların harcanacağı doğal gaz platformları, gaz sondaj kuleleri, açık deniz doğalgaz boru hatları ve maliyeti yüksek LNG tesisleri yatırımları çerçevesinde Doğu Akdeniz’de bölgesel barış sağlanmadığı takdirde mevzu bahis yöreler dünya doğalgaz marketleri ile yabancı gaz yatırımcıları ve küresel enerji şirketlerinin ilgisini çekmeyecektir. 

Kaynaklar: 

-Polonya Enerji Politikası ve Şeyl Gazı (Kaya Gazı) Çıkarılması, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2011. 
-Amerika Birleşik Devletleri Petrollü Kaya Gazı Üretimi, Petrollü Şeyl Gazı Sanayi ve  Küresel Doğalgaz Fiyatları, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası 
 Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2012. 
-ABD, Geleneksel Olmayan Doğalgaz Türü Kaya Gazı Rezervleri Zenginliği ile Klasik  Olmayan Doğalgaz Çeşidi Kömür Yataklı Metan Gazı (Coal Bed Methane - CBM)  Bolluğu Sayesinde Ulaşacağı Endüstriyel ve Ekonomik Kazanımlar, Ahmet Cangüzel  Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2012. 
-ABD Klasik Olmayan Doğalgaz (Şeyl Gazı-Kaya Gazı) Devrimi Sonrası Global Şeyl  Gazı Piyasası Gelişimi ve Klasik Doğalgaz Fiyatları Trendi, Ahmet Cangüzel Taner,  Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2012. 
-Amerika ve Avrupa Ülkelerinde Yeni Nesil Kaya Gazı Çıkarılması ve Çağdaş Şeyl  Gazı Üretimi Teknolojileri ile ilgili Çevresel ve Ekolojik Perspektifler, Ahmet Cangüzel  Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2012. 
-İngiltere Geleneksel Olmayan Kaya Gazı Rezervleri, Yeni Nesil Şeyl Gazı 
 Çıkarılması ve Üretimi Çalışmaları, Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı  Bilgiler, 2012. 
-Küresel Doğalgaz Devrimi ile Geliştirilen Global Klasik Doğalgaz ve Klasik Olmayan  Şeyl Gazları – Kaya Gazları Rezervleri, Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları,  Faydalı Bilgiler, 2012. 
-Avustralya Kömür Damarları ve Şeyl Kayalarına Dayalı Doğalgaz (Coal Seam Gas- CSG) Üretimi ve  Kaya Gazı (Doğalgaz) Devrimi, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik  Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2012. 
-Çin, Yeni Nesil Şeyl Gazı Yatakları Zenginliği ve Global Konvansiyonel Olmayan 
 Yenilikçi Kaya Gazı Rezervleri Bolluğu, Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları,  Faydalı Bilgiler, 2012. 
-Küresel Sıvılaştırılmış Doğalgaz (Liquefied Natural Gas – LNG) Gelişim Süreci, 
 Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2012. 
-Global Sıvı Doğalgaz (Liquid Natural Gas – LNG) Teknolojisi Devrimi ve Enerji 
 Marketi, Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2012. 
-Küresel Konvansiyonel Olmayan Kaya Gazları Çıkarılması ve Üretimi Sonrası 
 Global Doğalgaz Türbinleri Talebi, Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı  Bilgiler, 2012. 
-Avustralya Yeni Kuşak Şeyl Gazı - Kaya Gazı Üretimi ile Dünya Sıvılaştırılmış 
 (Doğalgaz Liquefied Natural Gas – LNG) İhracatçısı Lideri Katar’ın Rekabeti, Ahmet  Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2013. 
-ABD Klasik Doğalgaz Türü Olmayan Evrimsel Kaya Gazı Şeyl Gazı Çıkarılması ve  Üretimi Sonrası Amerika Kuzey Batı Eyaletleri Küresel Kömür İhracatı Perspektifleri,  Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2013. 
-Amerika Karbonsuz Yeni Kuşak Nükleer Enerji Santralleri Yatırımları ile Yenilikçi 
 Şeyl-Kaya Gazı Çıkarılması ve Üretimi Gelişimi Süreçleri Etkileşimleri, Ahmet 
 Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2013. 
-ABD Batı Eyaletleri Evrimsel Kaya Gazı (Şeyl Gazı) Yatakları, Kaliforniya Eyaleti 
 Yenilikçi Petrollü Şeyl Kayaları Arama, Çıkartma ve Üretimi ile ilgili İnsan Sağlığı ve  Çevre Güvenliği Perspektifleri, Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı  Bilgiler, 2013. 
-Avrupa Klasik Olmayan Doğalgaz Türü Yeni Kuşak Şeyl Gazı (Kaya Gazı) Aranması  Çıkarılması ve Üretimi ile Şeyl Kayalarını Hidrolik Kırma (Hydraulic Fracking) ve  Kayaları Hidrolik Çatlatma (Hydraulic Fracturing) Teknolojileri Uygulamalarının  Geleceği, Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2013. 
-Amerika Birleşik Devletleri Yeni Kuşak Şeyl Gazı - Kaya Gazı Üretimleri Sonucu 
 ABD Doğalgaz Fiyatları ile Amerika Enerji Endüstrisi ve Diğer Sanayi Kolları 
 Yansımaları, Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2013. 
-Amerika Konvansiyonel Doğalgaz Çeşidi Olmayan Evrimsel Şeyl – Kaya Gazı ve 
 Petrol Üretimi Profili ile Projeksiyonları, Ahmet Cangüzel Taner, FMO Yayınları,  Faydalı Bilgiler, 2013. 
-Dünya Doğal gaz Piyasası Projeksiyonları, Rusya Federasyonu Gaz Şirketi 
 Gazprom’un Mali Çıkmazı ve Ekonomik Sıkıntıları, Ahmet Cangüzel Taner, Fizik 
 Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2013. 
-Rusya Federasyonu Doğalgaz Şirketi Gazprom Gaz Arzı ve Küresel Doğalgaz 
 Bolluğu Karşısında Avrupa Birliği (AB) Gaz Marketleri ile AB Doğalgaz Piyasası, 
 Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2014. 
-Polonya Farklı Enerji Transformasyon (Energiewende) Politikası, Kömür Yakıt 
 Kaynaklı Elektrik Üretimlerinden Nükleer, YEK ve Gaz Üretimlerine Dönüşüm, 
 Ahmet Cangüzel Taner, Fizik Mühendisleri Odası Yayınları, Faydalı Bilgiler, 2014. 
-The Economist Dergisi (25 Ocak 2014 – 31 Ocak 2014). 
-The Economist Dergisi (15 Şubat 2014 – 21 Şubat 2014). 


Fizik Mühendisleri Odası Resmi İnternet Sitesi: 

www.fmo.org.tr/_yayinlar/faydali-bilgiler 


***

Doğu Akdeniz Zengin Hidrokarbon Kaynakları Anlaşmazlık Bölgeleri Olan Doğal gaz Rezervleri BÖLÜM 1

Doğu Akdeniz Zengin Hidrokarbon Kaynakları Anlaşmazlık Bölgeleri Olan Doğal gaz Rezervleri BÖLÜM 1





Doğu Akdeniz Zengin Hidrokarbon Kaynakları Anlaşmazlık Bölgeleri Olan Doğalgaz Rezervleri 
ve Petrol Yatakları Sahaları 
Ahmet Cangüzel Taner 
Fizik Yüksek Mühendisi 
Fizik Mühendisleri Odası 
(canguzel.taner@gmail.com) 


    Akdeniz’in doğusunda bulunan ülkelerarası siyasi anlaşmazlıklar bir türlü 
çözüme kavuşturulamamaktadır. Filistin ile İsrail ve Güney Kıbrıs Rum 
Toplumu ile de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti birlikte barış ortamı sağlamak 
için ciddi adımlar atamamaktadır. Diğer taraftan, Suriye’de mülteci akını 
sayesinde komşu ülkeleri de olumsuz etkileyen acımasız iç savaş ortamı ve 
Lübnan’da ise siyasi istikrarsızlık tüm hızı ile sürmektedir. Ancak, Doğu 
Akdeniz’de keşfedilen zengin gaz ve petrol rezervleri bazı politik atmosferlerin 
durulması açısından bir ümit ışığı da doğurmaktadır. Örneğin, Kıbrıs’ın 
güneyindeki gazın sıvı doğalgaz (Liquid Natural Gas – LNG) halinde Avrupa’ya 
pazarlanması maliyeti çok yükseklere tırmanmaktadır. Ayrıca, Girit Adası 
üzerinden İtalya’ya kadar Akdeniz boyunca döşenecek doğalgaz boru hatları 
ekonomik açıdan uygun kabul edilmemektedir. Kıbrıs ’dan Avrupa’ya doğalgaz 
naklinin en kârlı ve kazançlı seçeneğinin Türkiye’den geçecek gaz boru hatları 
olduğu bariz biçimde ortaya çıkmaktadır. İşte bir bakıma söz konusu gerçek 
doğrultusunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 
iki toplumun hakkaniyetine dayalı barış müzakereleri sürecini yeniden 
başlatmıştır. Bu yazıda Doğu Akdeniz’de önemli petrol ve gaz kaynakları 
değerlendirilmesi bağlamında devam eden ciddi politik sorunlar ele alınmaktadır. 

    Doğu Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin yönetimleri açık deniz zengin hidrokarbon gaz ve petrol kaynakları olup olmadığı konusuna dair halklarını yanıltıyorlar mı sorusu sıkça sorgulanmaktadır. Örneğin Lübnan, söz konusu doğalgaz yatakları kazançlarından sağlanacak gelirler sayesinde kurulacak olan hızlı tren vasıtasıyla Beyrut’un trafik tıkanıklığı problemine çözüm yolu bulacağını umut etmektedir. Etrafı denizlerle çevrili Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ise görkemli bir sıvılaştırılmış doğalgaz (Liquefied Natural Gas – LNG) projesi yürürlüğe koyarak çok büyük LNG kompleksi kurmayı planlamaktadır. Ülkenin güneyinde Vasilikos limanına dev LNG tesisi inşaatı gündemdedir. Kurulacak LNG terminali ile 2020 yılına kadar Avrupa ve Asya ülkelerine LNG ihracatları başlatılması öngörülmektedir. Böylece, Güney Kıbrıs Rum Hükümeti karşı karşıya bulunduğu ekonomik sıkıntıları, mali problemleri ve finansal zorlukları aşacağını beklemektedir. Kıbrıs Adasının güneyindeki gaz rezervleri 96 trilyon kübik feet olarak tahmin edilmektedir. Bununla beraber çoğu petrol uzmanları, ortaya atılan doğalgaz rezervleri miktarlarını uçuk rakamlar olduğunu kabul etmektedir. İsrail bile ileri ve yenilikçi açık deniz doğalgaz teknolojileri kanalıyla keşfettiği gaz yataklarından yapılacak çok büyük doğalgaz ihracatının ancak 2020 
yılından sonra başlayabileceğini varsaymaktadır. 



Kaynak: The Economist 

Doğu Akdeniz doğalgaz kaynakları ve petrol rezervleri projelerinin sağlıklı gelişimi ve ilerlemesinden kuşku duyanların asıl kaygısı da bölgesel işbirliği yetersizliği, kifayetsizliği ve ülkelerarası uzun yıllara dayalı çeşitli anlaşmazlıklardan kaynaklanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırma Ajansı (United States Geological Survey – UNGS), Türkiye’nin güneyinden Filistin Gazze Şeridi kıyılarına kadar olan yörede 122 trilyon kübik feet doğalgaz rezervi bulunduğunu tahmin etmektedir. Doğu Akdeniz Filistin Gazze Şeridi kıyısı uzunluğu 41 kilometredir. Söz konusu Doğu Akdeniz gaz yatakları Irak doğalgaz kaynakları ile mukayese edilebilir düzeyde sayılmaktadır. Bununla beraber Lübnan Geçici Hükümeti, yabancı petrol şirketlerinin doğalgaz sondaj çalışmalarına başlayabilmesi için gerekli yasal düzenlemeleri yerine getirilmesi konusunda otorite boşluğu yaşamaktadır. Bu bağlamda duyurulan petrol ve gaz sondajları ihaleleri defalarca ertelenmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nin arabuluculuğu ile yürütülen Lübnan ve İsrail deniz hududu ihtilafı ise ağır aksak ilerlemektedir. Diğer taraftan, tüm şiddeti ile süregelen Suriye iç savaşı da büyük petrol şirketlerinin bölgede yatırım yapmalarına engel teşkil etmektedir. Mevzu bahis nedenlerden dolayı Lübnan kıyısı açıklarında petrol ve doğalgaz sondaj çalışmaları henüz başlatılamamıştır. Ayrıca, Kıbrıs açıklarında keşfedilen gaz ve petrol yatakları hidrokarbonlar rezerv potansiyeli ile miktarlarının da abartılı olduğu ileri sürülmektedir. İsrail’e ait Delek Drilling ve 
Avner Oil adlı iki adet petrol ve gaz rezervleri arama şirketi tarafından Kıbrıs’ın 
Aphrodite sahasında tespit edilen gaz kaynaklarının yaklaşık 4.1 trilyon kübik feet düzeyinde bulunduğu iddia edilmektedir. Tahmin edilen gaz miktarı ise ancak uzun vadede iç talebi karşılayabilecektir. Bununla beraber İtalya’nın Eni ve Fransa’nın Total petrol şirketleri de bölgede daha fazla doğalgaz kaynağı olabileceğini olası görmektedir. Yeteri miktarda ve kapasitede doğalgaz yatağı olmaması halinde Kıbrıs sıvı gaz (Liquid Natural Gas – LNG) ihracat tesisi yatırımı ve girişimi dışarıdan özellikle de İsrail’in Leviathan sahasından ithal edilecek doğalgaza bağımlı kalacaktır. 

Her halükarda Kıbrıs Türk ve Rum kesimi de ikisi birlikte yörede hak talep etmektedir. Öte yandan İsrail, on yıl önce Gazze Şeridi açıklarında British Gas BG tarafından keşfedilen Gaza Marine sahasının Filistinlilerce işletilmesine karşı çıkmaktadır. Doğu Akdeniz’de sadece 35 trilyon kübik feet ‘lik İsrail gaz rezervleri varlığı doğrulanmıştır. Amerikan Enerji Şirketi Noble, İsrail’in %45 elektrik arzının 2014 yılında üretime geçen Tamar doğalgaz sahası kanalıyla sağlandığını açıklamaktadır. Ancak, batıdaki çok daha geniş Leviathan gaz sahası gelişimi ise yavaş devam etmektedir. Devlete ait doğal kaynaklarının yabancı şirketlere satışı ile ilgili kamuoyu tepkisinden çekinen İsrail Hükümeti, bahse konu doğalgaz sahası çalışmalarını geciktirmektedir. Doğu Akdeniz gaz yatakları hakkında pek çok farklı sorun da ortada durmaktadır. Küresel doğalgaz fiyatları yüksekliğinden mustarip Asya ülkeleri güvenlik gerekçeleri yüzünden İsrail LNG gazının gemiler ile Süveyş Kanalı yoluyla Uzak Doğu’ya taşınmasına karşı çıkmaktadır. Türkiye Doğu Akdeniz ülkeleri içinde global ekonomik büyüme hızları yüksek ülkeler arasında geleceği umutlu küresel gaz pazarı olarak 
görülmektedir. Küresel büyüme hızı süratle artan Türkiye açısından global doğalgaz ithalatı önem taşımaktadır. İşte bu bakımdan değerlendirilmesi halinde zengin doğalgaz rezervleri ve kaynaklarına yakınlığı nedeniyle Türkiye, İsrail için küresel gaz ihracatı bağlamında önde gelen global doğalgaz marketi kabul edilmektedir. Dubai’de faaliyet gösteren Manaar Energy danışmanlık firmasının patronu Robin Mills, Türkiye ve İsrail arasında Doğu Akdeniz tabanına kurulacak doğalgaz boru hattı kanalıyla gaz naklinin LNG ihracat terminali inşasına kıyasla çok daha ekonomik olacağını hesaplamaktadır. Ayrıca, Türkiye’de doğalgaz fiyatlarının oldukça yüksek oluşu ve İsrail Türkiye gaz boru hattı ön yatırım maliyetleri düşüklüğü de söz konusu projeyi cazip kılmaktadır. Ancak, İsrail Türkiye doğalgaz boru hattı projesinin anlaşmazlık bölgeleri olan ya Kıbrıs karasuları ve uluslararası sulardan ya da daha rizikolu Lübnan ve Suriye karasularından geçmesi gerekmektedir. Üçüncü sayfadaki haritada Doğu Akdeniz gaz rezervleri gösterilmektedir. Gaz rezervleri saptanan Doğu Akdeniz doğalgaz sahaları bordo renkli, olası gaz yatakları anlaşmazlık bölgeleri ise mavi 
renkli işaret edilmektedir. 

2 Cİ BÖLÜMLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

DOĞU AKDENİZ ENERJİSİ: FIRSAT MI? TEHLİKE Mİ?

DOĞU AKDENİZ ENERJİSİ: FIRSAT MI? TEHLİKE Mİ?












Enerji ve enerji arzı güvenliğine duyulan ihtiyaç, kaynak açısından zengin bölgelerde dengeleri her geçen gün değiştirmeye devam ediyor. Orta Doğu, Kafkasya ve Asya’nın zengin enerji kaynakları ve bunlara ek olarak Doğu Akdeniz bölgesindeki enerji arama çalışmaları, bölgenin stratejik değerini giderek artırıyor. Geçtiğimiz Haziran ayında gerçekleştirilen Trans Anadolu Boru Hattı  (TANAP) açılışının ardından, Hazar’a kıyıdaş ülkelerin 20 yıl sonra anlaşmaya varmış olması, Trans Adriyatik Boru Hattının (TAP) önemini daha da artırıyor. TAP’ın tamamlanması ile birlikte Güney Gaz Koridorunun (GGK) tamamı devreye girmiş olacak. Kafkasya ve Asya enerjisini Avrupa’ya taşıma kapasitesi olan bu hattın, Doğu Akdeniz kaynaklarını da Avrupa’ya aktarma potansiyeli mevcut.
GGK bugünkü hali ile Avrupa’nın Rus gazına olan enerji bağımlılığına bir alternatif olarak görülüyor. Azerbaycan’ın Şah Deniz I ve II sahasından aktarılan enerji, Azerbaycan’ın bölgedeki jeostratejik önemini sağlamlaştırıyor. Türkiye ile birlikte yürütülen projenin 2/3'ünün başarılı bir şekilde tamamlanmış olması her iki ülkenin de enerji arzı güvenliğindeki güvenilirliğini artırıyor. Buna ek olarak Türkmen gazının da GGK aracılığı ile Avrupa’ya taşınması olanağı gündeme geliyor.[1] Ancak özellikle Doğu Akdeniz’deki çatışmalar ve anlaşmazlıklar bu potansiyelin önünde önemli zorlukların bulunduğunu da gösteriyor.
 Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Çıkmazı
2010 yılında ABD Jeolojik Araştırmalar Enstitüsünün yayınladığı rapora göre, Doğu Akdeniz’de 3 Trilyon 450 Milyar metreküp doğalgaz rezervi ve 1,7 milyar varil petrol olduğu tahmin ediliyor.[2] İsrail, Mısır, Lübnan, Filistin, Kıbrıs adası ve Suriye’nin münhasır ekonomik bölgelerini kapsayan 83.000 m²’lik alan bulunuyor. Bugün bu bölgede İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) petrol ve doğalgaz araştırmaları yaptırmaktadırlar. GKRY 2007 tek taraflı olarak ilan ettiği münhasır ekonomik bölgeyi 12 sektöre bölerek Amerikan Noble, İtalyan ENI ve Fransız Total şirketlerine araştırma izni vermiştir. Adanın tek temsilcisi olarak kendisini konumlandıran GKRY’nin bu kararları, mevcut statüye aykırı bir durumdur. Adanın yönetimi konusunda tek taraflı olarak karar alma ve tek başına uluslararası anlaşmalar yapma yetkisi olmamasına rağmen Mısır ve İsrail’le enerji alanında anlaşmalar yapmaktadır.[3]

Doğu Akdeniz'de Doğal Kaynak Rezerv Sahaları (Karaçin,2012:10-11)
GKRY’nin bu tutumu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) haklarını göz ardı etmektedir.[4] Ankara ve Lefkoşa’dan yapılan bütün uyarılara rağmen GKRY hâlihazırdaki tutumunu değiştirmemiştir. Bu durum yakın zamanda Ankara’nın Türk deniz sahasına giren 3. sektörde araştırma yapmak isteyen ENI’yi savaş gemileri ile engellemesine kadar varmıştır.[5] Dolayısı ile Kıbrıs sorunu konusunda önemli bir uzlaşma zemini oluşturabilecek olan Doğu Akdeniz enerjisi, tam aksi yönlü olarak sorunu derinleştiren bir hal almaktadır.
 Rusya ve Doğu Akdeniz
Bölgedeki en önemli güçlerden biri olan Rusya, Doğu Akdeniz’deki varlığını garanti altına almak istemektedir. ABD ve AB’nin son yıllarda bölgedeki etkisinin azalmasıyla Rusya dış politikasında bir takım atılımlarda bulunmuştur. Rus gazına alternatif güzergâhlarda da söz hakkı elde ederek ticari ve stratejik pozisyonunu korumayı ve hatta güçlendirmeyi hedeflemektedir. Bu nedenle, önümüzdeki yıllarda enerji sektörünü büyük ölçüde elinde tutan Rusya’ya alternatif olabilecek Doğu Akdeniz’de de fiziki varlığını güçlendirmeye çalışmaktadır.
Bu amaçla Rusya bölge ülkeleri ile ilişkilerini güçlendirmektedir. Bunlardan en önemlisi yakın ilişkileri bulunan Suriye’dir.  Rusya, 2011’de patlak veren Suriye krizi ile yakinen ilgilenmektedir. 2015 yılında Suriye hükümetinin yardım isteği ile birlikte Suriye’ye müdahale eden Rusya için Tartus limanındaki askeri üssü önemlidir. Buradaki varlığı sayesinde Doğu Akdeniz’de söz hakkını koruyabilecektir.  Nitekim 4 Eylül’de Kıbrıs açıklarında Rusya tarafından yapılan geniş çaplı tatbikat, Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki varlığı konusundaki kararlılığını bir kez daha göstermiştir. Rusya ilk kez çoklu notam vererek bölge ülkelerine fiziki varlığını göstermiştir.[6]
Diğer yandan, Mısır ile ilişkiler geliştirilmeye çalışılmaktadır. İmzalanan askeri-teknik ve askeri-siyasi anlaşmalar ikili diyaloğu kuvvetlendirmektedir.[7] Ocak ayında Mısır’a uçuş yasağının kaldırılması da iki ülke arasındaki ilişkilerin ilerleme kaydettiğini gösteren bir başka gelişmedir. Doğu Akdeniz enerjisi açısından Mısır ile kurulan ilişkilerin ilerlemesi Rusya’nın politikalarını uygulamasını da kolaylaştıracaktır.
Tüm bunlara rağmen İsrail ile Rusya arasında önemli bir çıkar çatışması bulunmaktadır. Bu durum Rusya’nın Doğu Akdeniz stratejisini de olumsuz etkilemektedir. Rus enerji şirketi Novatek Lübnan’da, ENI ve Total ile birlikte rezerv arama çalışmaları için konsorsiyum kurmuştur. Rus şirketlerinin olası rezervlerin çıkartılmasında hak sahibi olması Rusya açısından önemli bir avantaj sağlayacaktır. Ancak İsrail ile Lübnan arasındaki kıta sahanlığı anlaşmazlığı neden gösterilerek İsrail tarafından bu çalışmalara izin verilmeyeceği ilan edilmiştir.[8] Bu durum Doğu Akdeniz’den elde edilecek pay konusunda İsrail ile Rusya arasındaki ortaya çıkabilecek önemli sorunlardan birinin göstergesidir.
Potansiyel Kaynakların Taşınması için Olası Rotalar
Son olarak Doğu Akdeniz’de ortaya çıkacak olan potansiyel kaynakların nereden ve nasıl Avrupa’ya taşınacağı konusu da bölgedeki dengelerin yeniden inşası açısından önemli bir rol oynuyor. Bir yanda İsrail-İtalya -GKRY-Yunanistan işbirliğinde planlanan Eastmed boru hattı projesi üzerinden olası kaynakların Avrupa’ya aktarılması konuşulurken, diğer yanda Türkiye üzerinden geçen GGK hattı aracılığı ile potansiyel gazın taşınması ihtimali bulunuyor.
Eastmed boru hattı projesi, 2017 Ocak’ında Kıbrıs, İtalya, Yunanistan ve İsrail enerji bakanlarının da katılımı ile kamuoyuna duyurulmuştu. Projeye göre, İsrail’in Leviathan sahasından başlayan boru hattı GKRY’nin Afrodit sahasından geçerek Kıbrıs adasına ulaşıyor. Ardından 700 km’lik bir boru hattı ile Girit adasına bağlanması planlanan hat oradan Yunanistan aracılığı ile İtalya’ya uzanıyor. Ortalama olarak 6 milyar dolarlık bir maliyeti olan bu projenin hayata geçirilmesi GKRY tarafından adanın refahı için elzem görülüyor.[9] Proje incelendiğinde deniz tabanından geçirilecek olan uzun boru hatlarının maliyetinin 6 milyar doları aşması olası görünüyor. Uzmanlara göre bu hattın hayata geçirilebilme ihtimali, uzunluğu ve maliyeti nedeniyle pek yüksek değil.[10]


Eastmed Boru Hattı Güzergahı ( Chrysochou, 2015)

Bir ikinci alternatif; hali hazırda büyük bir çoğunluğu tamamlanmış olan GGK Türkiye üzerinden İsrail gazının TANAP ‘a bağlanması ve Avrupa’ya ulaştırılması daha uygun bir seçenek olarak görünüyor. Ancak İsrail-Türkiye arasındaki gerginlik ve GKRY’nin uzlaşmasız tavrı nedeniyle bu seçenek de siyasi nedenlerle henüz hayata geçirilebilir görünmüyor.
Sonuç olarak bölgesel refahın artması ve işbirliğinin sağlanması açısından büyük bir fırsat niteliği taşıyan Doğu Akdeniz enerjisi mevcut durumda bu amaca hizmet edemiyor. Bölgedeki ikili ve çok taraflı ilişkilerin sahip olduğu dinamikler daha çok sorunların derinleşmesine neden olan bir etkiye sahip. Bölgede yaşanılan Suriye Krizi ise bu durumun en büyük örneklerinden birini teşkil ediyor. GKRY’nin tutumu ise Kıbrıs sorununun adil çözülebilmesi önündeki engellere bir yenisini ekliyor. Dolayısıyla Doğu Akdeniz’deki yeni durumun, hiçbir hak kaybı yaşanmaması adına yakından takip edilmesi gerekiyor.

KAYNAKLAR;

[1]“EU hails Azerbaijan as enabler of Southern Gas Corridor,” AzerNews, 30 Eylül 2017https://www.azernews.az/oil_and_gas/119771.html
[2] “Natural Gas Potential Assessed in Eastern Mediterranean,” U.S. Geological Survey, 8 Nisan 2010,
[3] “Doğu Akdeniz'de Büyük Oyun! 3 Trilyon Dolarlık Rezerv,” Hürriyet, 24 Temmuz 2018,http://www.hurriyet.com.tr/gundem/dogu-akdenizde-buyuk-oyun-3-trilyon-dolarlik-rezerv-40906343 .
[4] İbrahim Varlı, “Kıbrıs ve Doğu Akdeniz Gazı Nasıl Paylaşılacak? Doğu Akdeniz’de Enerji Savaşları,” Birgün, 14 Şubat 2018, https://www.birgun.net/haber-detay/kibris-ve-dogu-akdeniz-gazi-nasil-paylasilacak-dogu-akdeniz-de-enerji-savaslari-204256.html .
[5]“KKTC Açıklarında Doğalgaz Krizi, Türk Savaş Gemileri SAIPEM 12000’ü Engelledi,” Enerji Portalı, 24 Şubat 2018,https://www.enerjiportali.com/kktc-aciklarinda-dogalgaz-krizi-turk-savas-gemileri-saipem-12000u-engelledi/ .
[6] Gökhan Karakaş, “Doğu Akdeniz’de tehlikeli satranç,” Milliyet, 6 Eylül 2018, http://www.milliyet.com.tr/dogu-akdeniz-de-tehlikeli-satranc-gundem-2737212/ .
[7] Anton Mardasov, “Mısır’la Rusya arasında askeri iş birliği artıyor,” AlMonitor, 26 Nisan 2018, https://www.al-monitor.com/pulse/tr/contents/articles/originals/2018/04/egypt-russia-cooperation-prospects.html .
[8] “Akdeniz’de Gaz Savaşı,” Cumhuriyet, 11 Mart 2018,http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/941002/Akdeniz_de_gaz_savasi.html .
[9] “Doğu Akdeniz (EASTMED) Boru Hattı Projesi,” Tespam, 7 Şubat 2018, https://www.tespam.org/dogu-akdeniz-eastmed-boru-hatti-projesi/ .
[10] “Geopolitical Rivalries Cloud Prospects for Mediterranean Gas finds,” Financial Times, 8 Ocak 2018,https://www.ft.com/content/f6adee5c-f126-11e7-b220-857e26d1aca4 .

https://avim.org.tr/tr/Analiz/DOGU-AKDENIZ-ENERJISI-FIRSAT-MI-TEHLIKE-MI



***

Akdeniz'de doğalgaz ittifakı dışında kalan Türkiye alternatif arıyor,

Akdeniz'de doğal-gaz ittifakı dışında kalan Türkiye alternatif arıyor.,




doğal gaz üretim
doğal gaz üretim

İsrail’in Tamar ve Leviathan sahaları ile Mısır’ın Zohr sahasında çıkartılan doğal gazın Güney Kıbrıs'ta Afrodit sahasında çıkarılan gaz ile birlikte AB ülkeleri için alternatif bir doğal gaz tedarik kaynağı haline gelmesi, bu ülkeler arasındaki enerji işbirliğini gündeme getirdi.

AB tarafında da desteklenen EastMed doğal gaz boru hattının inşasına ilişkin görüşmelerde sona yaklaşıldı. İtalyan ENI ve Fransız Total firması tarafından ihalesi kazanılan 3 numaralı sahada da zengin doğal gaz kaynaklarının bulunduğuna yönelik bilgilerin kamuoyu ile paylaşılması Kıbrıs, İsrail ve Mısır gazının AB için alternatif bir doğal gaz tedarik kaynağı olabileceğine yönelik düşünceyi kuvvetlendiriyor.
Doğu Akdeniz’e kıyıdaş ülkeler tarafından AB’nin desteğiyle doğal gaz etrafında örgütlenen işbirliği, başlangıçta temel politikasını Doğu Akdeniz’de kendisiyle beraber en uzun kıyı hattına sahip olan Mısır ile imzalanacak bir Münhasır Ekonomik Bölgeler (MEB) sınırlandırma anlaşmasına yoğunlaştıran Türkiye’yi alternatif arayışlara itti.

–– ADVERTISEMENT ––
Türkiye her ne kadar 1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf olmasa da Doğu Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölgeler'in kıyıdaş ülkelerinin katılımıyla ilgili ülkelerin kıyı uzunluğunu esas alan hakkaniyet ilkesi çerçevesinde belirlenmesini savunuyor. Rum kesiminin, Ada’nın tamamını temsil ederek Mısır, Lübnan ve İsrail ile yaptığı MEB sınırlandırma anlaşmaları, Türkiye tarafından hem KKTC’nin haklarının korunması hem de bazı noktalarda kendi muhtemel MEB sınırlarının ihlal edildiği gerekçesiyle kabul edilmiyor.

Akdeniz'de Askeri gerginlik artabilir

1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde tanımlanan MEB’in aksine, Kıta Sahanlığı'nın ilgili ülke tarafından ilan edilme zorunluluğu yok. Türkiye resmi olarak duyurmasa da teamül hukuku haline gelmiş Kıta Sahanlığındaki ilgili kıyıdaş ülke haklarını kullanmayı düşünüyor. Bu politika doğrultusunda KKTC ile Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Antlaşması 2011 yılında imzalandı. 11 Şubat 2018 tarihinde 3 numaralı parselde İtalyan ENİ firması adına sismik araştırma yapan Saipem 12000 adli geminin faaliyetleri Türk Deniz kuvvetleri unsurları tarafından Muhtemel Kıta Sahanlığını ihlal ettiği gerekçesiyle engellendi.
Rum Yönetimi, Fransa’ya hava ve deniz üslerini kullanma hakkı tanıdı. Bu hakkın Fransız donanması tarafından Total ve Eni ortaklığının ilerleyen zamanlarda yapacakları sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerine destek amaçlı olarak kullanılması bölgedeki askeri gerginliği daha da arttırma potansiyeline sahip.

Türkiye KKTC'ye üs inşa edecek mi?

Mısır’ın da dahil olmasıyla oluşan bölgesel ittifak ve AB’nin desteği Türkiye’yi oyunun kurallarını değiştirmeye zorluyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamasını bu yönde değerlendir mek gerekiyor. Daha önce sismik gemisi Barbaros Hayrettin Paşa tarafından araştırma yapılan KKTC, Mersin ve İskenderun sahalarında tekrar bir sondaj faaliyetinin yapılabileceğini beklemek olası. Ancak bu faaliyetten Türkiye’nin amacının petrol veya doğal gaz çıkarmaktan ziyade, diğer aktörleri kendisiyle işbirliğine zorlamak olması akla daha yatkın geliyor.
Türk Deniz Kuvvetleri tarafından KKTC’de, Ada'nın güneyindeki İngiliz üsleri gibi egemen bir Türk üssünün inşası konusunda Türk Dışişleri Bakanlığı'na yapılan teklifin gündeme getirilmesi de bu düşünceyi destekliyor. 
Söz konusu düşüncelerin ne kadarının eyleme dönüştürülebileceği ise büyük bir soru işareti. Bu tür söylemleri diplomatik olarak tarafları müzakere masasına çekmek için yapılan faaliyetler olarak okumak daha doğru. 
Avrupa'nın gaz tedarikinde tekel konumu korumak isteyen Rusya önemli aktör
Ayrıca dikkatlerden kaçırılmaması gereken bir diğer belirleyici aktör de, AB’nin doğal gaz tedarikindeki tekel konumunu devam ettirmek isteyen Rusya. Hem AB hem de Türkiye’nin alternatif tedarik kaynaklarına sahip olması, doğal gazı ekonomik ve diplomatik bir aparat olarak kullanan Rusya için istenen bir durum değil.
Nitekim Rusya Doğu Akdeniz’de yaşanan bu gelişmelere sessiz kalmayacağını da 1-8 Eylül arasında 24 gemi ve 2 denizaltı ile 34 uçağın katılımıyla icra edilen tatbikat ile gösterdi.
Tatbikat esnasında Ruslar tarafından Girne ve Mersin arasındaki sahaya yönelik olarak yayımlanan tehlike ilanı, hem KKTC hem de Türk karasuları nı ihlal etmişti. Ruslar bu hareketle söz konusu bölgede yapılanilecek bir sondaj faaliyetine karşı olumsuz bir tavır takınanilecekleri ni göstermişti.
Bölgede yaşanan gelişmelerin her gün Türkiye’yi yalnızlığa ittiği böyle bir dönemde, Türkiye tarafından yapılacak bir sondaj faaliyeti domino etkisi yaparak denizde bir çatışmanın fitilini ateşleyebilir.

***

Doğu Akdeniz'de Petrol Oyunu

Doğu Akdeniz'de Petrol Oyunu



İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE), Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ergül Yaşar: "Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz kaynaklarının zenginliği, gelecekte Doğu Akdeniz'in enerji üssü olacağını göstermektedir"

Bölgenin stratejik olması ile bu kaynakların paylaşımı ve taşınması konusunda bilgilendirmelerde bulunan Prof. Dr. Ergül Yaşar; "Doğu Akdeniz ve Ortadoğu petrol ve doğalgaz rezervlerinin zengin olması bölgenin istikrarlı olmamasının temel nedenidir. Bu bölgede anlaşmazlıkların ortaya çıkmasının temel nedeni, enerji kaynakları bakımından zengin olmasıdır. Bölgeyi ele aldığımızda; Kıbrıs adasının güneyinde ABD Texas Houston merkezli Noble Enerji ve İsrail'li Delek Firması konsorsiyumunun, ilk bulgularına göre, doğalgaz potansiyelinin 147 milyar m3 olduğunu ortaya koymuştur. Bu rakam, Güney Kıbrıs'ın yüz yıllık enerji ihtiyacını karşılamaya yetmektedir. Ayrıca, Fransız Total Enerji, İtalyan ENİ, Koreli Kogas ve Rus Novatec şirketlerinin Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz potansiyeli ile yakından ilgilendiği bilinmektedir. İsrail'in Tamar ve Leviathan bölgelerinde 950 milyar m3 doğalgaz bulunmuştur. Bu doğalgazın sahibi de Kıbrıs'ta olduğu gibi Noble-Delek ortaklığıdır. Bu sahalarda bulunan doğalgazın Avrupa pazarına satışı için en uygun yol ise Türkiye üzerinden geçmektedir. Bu bölgede yapılan çalışmalar, Doğu Akdeniz'de (Leviathan, Heredot ve Nil Deltası) toplam doğalgaz miktarının 13,2 trilyon m3, sıvılaştırılmış doğalgaz miktarının(LNG) 9 milyon m3 ve petrol miktarının ise 3,5 milyar varil civarında olduğu tahmin edilmektedir" sözleri ile bilgilendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Yaşar; "Doğu Akdeniz Havzasında petrol kaynakları konusunda Kıbrıs-Anamur-Mersin Çanağı ile Lazkiye-İskenderun Çanağı, Batı Kıbrıs'la Antalya koyu arasında Antalya Çanağı, Kıbrıs'ın batısında Teke Derin Deniz Çanağı, Kıbrıs'ın orta güneyinde Baf Çanağı, doğusunda Levant Çanağında yeterli petrol ve doğalgaz rezervi bulunmaktadır. Ayrıca ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nin değerlendirmelerine göre, Güneydoğu Akdeniz'de bulunan Levantini havzası yaklaşık olarak 1.68 milyar varil petrol ve 3,45 trilyon m3 doğalgaz içermektedir. Anlıyoruz ki, Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz yatakları bölgeyi stratejik bir enerji üssüne dönüştürmektedir" açıklamaları ile Doğu Akdeniz'in petrol ve doğalgaz açısından önemini vurguladı.

Türkiye'nin stratejik öneminin altını bir kez daha çizen ve enerji kaynaklarına istinaden Türkiye'nin karıştırılmak istendiğini belirten Prof. Dr. Yaşar; "Bütün bu bilgiler, uluslararası güçlerin Doğu Akdeniz'e ve enerji kaynaklarına hâkim olmak istediğini ve Ortadoğu'daki bugünkü karışıklıkların ana nedeninin aslında "enerji kaynakları" olduğu açıkça göstermektedir. Doğu Akdeniz petrol ve doğalgaz kaynaklarının transferi Türkiye üzerinden batıya olacağından dolayı, güçlü bir Türkiye istenmemektedir. Bölgedeki aktörlerin asıl hedefi Doğu Akdeniz'deki bu potansiyel enerji üssünün ele geçirilmesidir. Devletimizin üzerine son zamanda oynanan oyunların ve ayrıca terör örgütlerinin bazı dış mihraklar ve uluslararası güçler tarafından desteklenmesinin temelinde, enerji kaynaklarının ve lojistiğinin kontrol edilme mücadelesi yatmaktadır" diyerek sözlerini tamamladı.



http://iste.edu.tr/haber-merkezi/2016/10/17/163

...