Uzman Gözüyle etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Uzman Gözüyle etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ekim 2017 Çarşamba

Uzman Gözüyle, Dünden Bugüne 'Ortadoğu' BÖLÜM 2


 Uzman Gözüyle, Dünden Bugüne 'Ortadoğu' BÖLÜM 2


"SOSYAL BİLİMİN CİLVELERİ: ARAP BAHARI PLANLANDIĞI GİBİ YÜRÜMEDİ"

2012 de ortaya çıkan Arap baharı tablosu; hedef alınan entelektüel aydın kimlikten ziyade tabandaki Müslüman İslamcı kitleyi hareketi hedef aldı. Sosyal bilimlerde matamatiksel istatikler yapılamaz. Arap baharı sistematiğide beklenmeyen bir sonuç çıkardı böylelikle. 

Büyük bir internet ve istihbarat ağı olmasına rağmen, -sosyal bilimin cilveleri diyeceğiz- beklenen sonuçlar yerine başka sonuçlar doğurabiliyor. Mesela Rusya'yı döven Taliban, şimdi Amerika'yı dövüyor. Pakistan'la papaz olmuş durumdalar. Ama zaten 80’lerden beri papazlar. Bu sırada Türkiyeye dönüyoruz. Türkiyenin kendi sorunlarını çözme açısından politikası doğruydu. Suriyenin Irak’ı yanına çekip, zaten Irak'taki yapıyı kim kurmuştu; Amerika!.Anayasayı kim yaptı; Amerika! Maliki'yi kim iş başına getirdi; Amerika ! % 60 yoğunluğu Şii olan bir yerde Maliki.Ve bu 3 ülkeyle dostluk kurup İrandan hem enerji alıyoruz ve şuanda elektiriğimizin 1/3’ini İran gazıyla üretiliyor ve dikkat edersek İran orta doğuda girişimde bulundu ve dedi ki iran'a  sizin Uranyumu alalım bizde dursun size enerji için gerekli üretim ne ise onu yapın çözelim. 

EKSEN KAYMASI KONUSU...

Ne dediler Türkiye'ye? "Ekseni kayıyor". Sonra orta doğuya gittik.İsrail'le konuştu dış işleri bakanımız ne dediler ? Biz arabulucu olalım. Suriye'yi de ikna edelim.  2 gün sonra Lübnan'a saldırdılar. 2 tane İsrail askeri kaçırıldı diye Lübnan'ı bombaladılar. 1500 kişi öldü. Dediler ki; "Sen Avrupa'nın bir ülkesiydin bu hareketlerle senin eksenin kaydı." Yeni Osmanlı imparatorluğu kuruluyor ve Türkiye Osmanlı imparatorluğu kuracak kadar enayi mi ? Orda öyle bir propaganda imajı gelmeye başladı. Peşinden de Arap Baharı... Ha bu nasıl olabilir nasıl bu boyutlara gelebilir ? Bu konuyu bir Türk gazetecisinin, analistinin açıklayabilecek gücü yok bunu bilmiyoruz. Türk istihbaratının var dersen ona da gülerim; tarzanlar topluluğu... Onlar neyse ben de o...

SORU: Dışarıdan bakarak genel olarak "Arap bahar kışa döndü" diyebilir miyiz? 

Evet doğru. Suriye bir geri çekildi yukarıda Kürtler ortaya çıktı. Şimdi Hatay'ın yarısını kontrol ediyorlar. Irak'ta Kürtler içinde dostluğa girildi. Barzani'ye hiç kimseye dokunmuyor kendi bölgesinde… Devletler hukukunda bir bölgede teröristlerini kendi içinde barındırıp ordan sana saldırdılarsa o ülke sorunludur. Amerika Pakistan'dan insansız uçak kaldırıyor Afganistan'daki teröristleri vuruyor. Afganistan'dan uçak kaldırıyor Pakistan'daki 'bilmem nerdeki teröristi'  vuruyor. Peki ama kendi yönetimindeki Irak'tan uçak kaldırıp PKK'yı bombalamıyor.

SORU: Yani Amerika, 'istediği örgütü vuruyor' mu demek istiyorsunuz?

Beraber iş birliği yapıyoruz güya...  Bilgi boşluklarımız var. Bu ne, o ne gibisinden... Türkiye müdahale ettiği zaman ayağa kalkıyorsunuz, 'Nereye müdahale ediyorsunuz? ' diyen kendileri, Suriye'ye müdahale ediyorlar.

SORU: Biraz da işin sistematiğinden çıkıp, insani yanına bakalım mı? Irak'a barış-demokrasi getirmeye girdiler sözde ama küçük yaşta tecavüz edilip evlendirilmeye calışıyor kız çocukları. Irak'tan askerler çekileli çok oldu fakat Irak hala perişan...

Şuanda hem Irak hem Suriye yönetimi hemde muhalifler uluslar arası suç işliyorlar.



SORU: Birleşmiş Milletler ve diğer örgütler bu duruma seyirci kalmıyorlar mı sizce ?

Evet çünkü birisinin veto ettiği şeyi diğeri de ediyor. Yani Birleşmiş Milletler de bu gücü kullanmaya yetmiyor. Birleşmiş Milletler sistemini değiştiremiyorsun; çünkü büyük ülkeler bu sistemin kendilerine yonttuğu için aynı şekilde tutuyorlar. O halde insancıl hukuk dediğimiz savaş hukuku uygulanamıyor. İnanılmaz hukuk ihlalleri var. Bir ülke kurulmuş seçim yapılmış bir hükümet var. Hükümet demokratik olacaktır olmazsa müdahale edilir diye bir kural yok. İslamcı, komünist, sol, demokratik olabilir. Hükümet var mı; var. Müdahale ettiğiniz zaman Birleşmiş Milletleri iptal etmiş oluyorsun. Peki nasıl oluyor o zaman; yeni kurallar var. O zaman Suudi arabistana da müdahale edilmesi lazım.çok demokratik değil, ha biraz sonra Türkiye'deki rejimi de beğenmeyebilirler.

SORU: Demek ki nereye demokrasi götürmek istiyorlarsa oraya götürecekler...

Mesela, eğer İsrail'le barışmasaydık daha fazla rahatsız olsaydı, ne yapacaktık ben bunu merak ediyorum.

SORU: İsrail özür konusunda belki çok soru gelmiştir size ama Obama'nın etkisini sormak istiyorum...

"AMERİKA'YI İFLAS ETTİREN IRAK SAVAŞIDIR"

Şimdi şöyle bir durum ortaya çıktı; bütün bu savaşlar Amerika'nın karşısında bir rakip olmamasına rağmen eskisi gibi Rusya yok, İslami ülkeler var bunlar da çok zayıf. Kendini geliştirmemiş ekonomik olarak dışarıya bağımlı teknoloji yaratamayan ülkeler bunlar...  Yani bir Sovyet gibi yakın ve eşit değiller. Buna rağmen Amerika 2008'den bu yana yaptığı askeri harcamalar yüzünden iflas etti. Harward Üniversitesi'nde bir profesör olan Lynda J. Bilmes'in yaptığı bir analiz var: Sadece Irak savaşına sosyal gider 3 trilyon dolar. Irak, Afganistan ve Ortadoğu'ya harcanan para 2003-2013 yılına kadar 6 trilyon para. Bu demek oluyor ki her Amerikalı doğan çocuk 20 bin dolar borçla doğuyor.

Bu Amerikan politikasını değiştirdi, nasıl değiştirdi? Artık bu ülkelere girip demokrasi kullanmak için belirli müeseseler demokratikleşmek için belirli ekonomik yatırımlar yapmak çok pahalı. Çünkü 2008'de iflas etti. Wallstreet çöktü, Bush çöktü yerine Obama geldi. Bunun üzerine savaş değişti. Teröre karşı küresel savaş modelinde insansız uçaklarla teröristleri vurmaya başladı. İkincisi artık Suriye müdahale edemiyor çünkü Amerikan halkı Suriye'de yerde Amerikan askeri görmek istemiyor. Peki bu durumda ne olacak ? Kim görev alacak ?

SORU: Yani bu yüzden mi Obama, İsrail'in özür dilemesi konusunda devreye girdi ?

Avrupa'ya bakıyorsun ekonomik olarak çökmüş durumda. Fransa kalkınması sıfırlamış ,başkanlarını tasnif oyu %20 bir sene içerisinde. NATO içinde gücü olan ekonomisi oturmuş tek ülke var Amerika' nın yanında; o da Türkiye. Bu durumda yalnız kalmış olan İsrail'in hala kafa tutması Amerika'nın Ortadoğu politikasını çökertir. Ne yapması gerekiyor İsrail'in ? Bu yüzden özür dilemesi gerekiyor.

SORU: Davutoğlu artık ‘’Daha ne kadar ilgilenebiliriz Suriyeli sığınmacılarla,  Birleşmiş Milletler kayıtsız kalmasın, daha çok destek versin’’ diye çağrıda bulunuyor çok uzun süredir. Malum Türkiye'deki Suriyeli sığınmacı sayısı resmi rakamlarla 300 bini geçmiş durumda, 450 bini geçtiği de söylentiler içinde. Sizce BM biraz sessiz mi sığınmacılar konusunda ?

"AVRUPALI, MÜSLÜMAN GÖRÜNCE TÜYLERİ DİKEN DİKEN OLUYOR, NASIL ALSIN SURİYELİ SIĞINMACIYI! "

Kapasitesi yok BM'nin. Türkiye'ye verdikleri emirlerden biri bu; ' geçişleri durdurun.' Avrupalılar kendi içine aldıkları Bulgarları Romenleri istemiyorlar bunu nasıl kabul etsinler ya da destek versinler ki... Müslüman görünce adamın tüyleri diken diken oluyor nasıl alsın ? Türkiye'ye diyorlar ki "biz bu kadar aşırı İslamcılığın desteklenmesini istemiyoruz"

Avrupalılar Suriye'de Hizbullah'tan korkuyor. Silah gidiyor diye çat vuruyor her şeyi vuruyor. Obama kendilerine laf gelmesin diye anca gaz kullanırsa gireriz diyerek kendi kırmızı çizgilerini koydular. Şimdi gaz kullanıldı tam müdahale edildi mi belli değil. Yani bu kadar masraf yaptık asker sokamayız diyor. Ama bir yandanda bastırmaya devam ediyorlar. Gaz kullanıldı, gaz bitti egzoz kullanmaya başladılar(!) Ama bir kere Irak'ta yaptın o numara bir daha tutmaz.

SORU: Biliyorsunuz Başbakan Erdoğan Amerika'ya gitti. Ölü ve yaralı Suriyelilerin vicüdunda tespit edilensarin gazı ve kimyasal silah izlerine ait örnekleri de beraberinde götürdü. Bütün bunlar Obama' üzerinde nasıl bir etki bırakmış olabilir?

Sence bunu yapacak bir İran, Rusya veya Irak gücü yok mu ? Bunu yapacak olan kendi adamlarıda var sahada neden bize inansın ki?

SORU: PKK' nın çekilme sürecini Ortadoğu açısından nasıl değerlendiriyorsunuz ?

Kürtlerin gazetelerini okursanız Arap Baharı onların gücünü ortaya çıkardı. Kuzeyde bir bölge çıktı. Barzani yarı bağımsız devlet haline geldi. Türkiye'de demokratikleşme başladı, bu onların lehine olmaya başladı. Ahmedinejad da bu seçimlerde gidecek gibi gözüküyor. Eğer bu ortamda bir barış sistematiği getiriyorsan ve bunu bir devamı varsa silahlar da alınıp çekilip gider diye düşünüyorum.

SORU:  Tam da bu noktada, İran'daki seçimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ahmedinejad bu kadar çok baskıya dayanamaz. Daha önce rusyaya petrol veriyordu. Ve buna dayanıyordu. Ama bu kadar baskı, atom bombası yapacağını zannetmiyorum ama bu kadar batı düşmanlığı yapmaması lazım yani bu moda geçti. Yapamıyorlar zaten. Müslüman ülkeler batı karşısında Rusya'ya göre daha zayıf. Anca terörle karşılık verebiliyorlar ezikliklerini. Mesela şimdi benim umudum Konfiçyus gruplarını terörist olarak almaları ve dayak yemiş İslam'ı rahat bırakmaları yani bundan sonra hedef Çin gibi gözüküyor Amerika düşmansız duramaz. Kırmızılar vardı, Kırmızılar bittikten sonra Yeşiller ve şimdi sırada Sarılar var. Onlardan sonra da uzaylılarla uğraşırlar heralde (!)

MUHALEFETİN TERÖRDEN BAŞKA BİR KONUDA SİYASET YAPACAK KAPASİTESİ YOK

Hükümetinde muhalefetinde terörü bitirmek gibi bi niyeti yok sanırım galiba terörden besleniyorlar gibi bir izlenim çıkıyor sanırım...

Sosyal ve siyasal anlamda bir sürü konuşulacak konu var ki en çok bu ilgi çekeceği için bunu konuşuyorlar çünkü muhalefetin kapasitesi yok.

"TÜRKİYE'DEKİ BİLİMSEL KABIZLIK"

SORU: Hizbullah'ın Esad'la açıkça işbirliği yapmasına ve bunu açıkça ifade etmesine ne diyorsunuz?

Bunu açıklıyorlardı zaten, biri şii biri alevi zaten Suriyeye de saldırıları da bu. Herkes biliyor bunu Türk halkı yeni öğreniyor. Bilimsel olarak kabızız. Dışarıdaki makalelerden öğreniyoruz. 2002'de Amerika müdahale edeceği zaman Irak'a görüşmeler yapıyordu. Suriyelilerle, Iraklılarla, İranlılarla öğretim görevlileri "buraya müdahele etmeyin" , "saddamın zaten gücü yok." diyorlardı... Sebebi "Eğer müdahale ederseniz İran'dan başlayıp Akdeniz'e kadar bir Şii kuşak ortaya çıkarır.

SORU: Suriye ile İsrail arasında bi savaş mı patlak verecek acaba ? Çünkü İsrail'in Suriye'deki bir tesisi bombaladığını Suriye'nin de İsrail'e ait  toprakları bombaladığına dair haberler var.

İsrail Suriye'nin cevap veremeyeceğini biliyor. Türkiye de İsrail'e cevap veremedi. Suriye'ye de cevap veremedi. Uçağı düştü vesaire... Zaten cevap verirse buralara direkt müdahale olacaktır. Bir Şiilere silah aktarılıyor mu? İkincisi muhalifler başarısız oldular. Böylece bir sebep olarak Suriye'yi vurarak muhalifleri cesaretlendirme olayı olabilir. Üçüncü bir aşama ise bu İslami grupların güçlenmesinden korkuyorlar. Yani burada çift taraflı bir şey var. Hem İslamcı gruplar güçlenmesin istiyorlar hem muhalif gruplar biraz başarılı olsun diye o tarafları vurmak zorunda kalıyorlar. Hem de aşağı ki Şii gruplara silah gitmesini önlemeye çalışıyorlar. Hele ki bir cevap verseler biz bunlara topyekun yüklensek durumundalar. O zaman Rusya'nın elindeki koz gidecek. Suriye de bizim gibi yapıyor "ilerde cevabını vereceğim çok kötü olacak".

SORU: İsrail'in Suriye'yi bombalaması karşısında Obama'nın 'saygı duyuyorum' açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz ? 

Desin ne olacak ki? Obama'yı da öldürürler. Kennedy'yi de öldürdükleri gibi. Obama oradaki lobilerin beynini yıkıyor. Obama öyle bir güçlü başkan değil ki.

SORU: Esad'ın ömrü ne kadar sizce ? 

Bilmiyorum. Şimdi Sünni, Alevi, Şii çatışması devam edecek gibi görünüyor.




***

Uzman Gözüyle, Dünden Bugüne 'Ortadoğu' BÖLÜM 1


Uzman Gözüyle, Dünden Bugüne 'Ortadoğu' BÖLÜM 1

Ortadoğu uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni, Hür Haber'in sorularını yanıtladı... Arap Baharının dünü ve bugününe ilişkin çarpıcı tespitleri ile Hasan Köni röportajı...


Uzman gözüyle, dünden bugüne 'Ortadoğu'


HÜR HABER / DÜNYA-ORTADOĞU
RÖPORTAJ: ÖZLEM YILMAZ

SUNUŞ: Türkiye konum itibarıyla Ortadoğu'daki değişim rüzgarından en çok etkilenen ülkelerden birisi olarak dikkat çekiyor.  Sürekli değişen bölge dinamikleri Türkiye'nin bu durumunu da etkilemeye devam ediyor. 

Ortadoğu denince -Gündemdeki sıcaklığından ve Türkiye'ye yakınlığından mütevellit-akla en çok Suriye, Irak , İran gibi yakın ülkeler geliyor, fakat  'Arap Baharı' diye adlandırılan ve Ortadoğu'da son yıllarda yaşanan en büyük dalgalanmalardan biri olan süreçte Mısır, Lübnan, Tunus, Libya, Yemen diye uzayıp giden bir "ülkeler listesi"...

Aylardır haber kanallarını, tartışma programlarını, gazeteleri, yazılı ve sosyal medyayı saran ' Arap Baharı ve yansımalarını', Galatasaray Üniversitesi ve İstanbul Kültür Üniversitelerinde ders veren, 14 yıl Türk-Amerikan Derneği Başkanlığı yapan ve Ortadoğu çalışmaları kapsamında İsrail'e gönderilen heyetlerde yer alan ünlü Ortadoğu uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni, Hür Haber için değerlendirdi. 

İşte Prof. Dr. Köni ile Ortadoğu'daki hareketlilik ve değişimi geçmişten günümüzemasaya yatırdığımız söyleşimiz:

"TÜRKİYE 'ARAP MÜSLÜMANI' DEĞİL, ESKİDEN BERİ BATININ YANINDA"

SORU: Hocam, öncelikle Ortadoğu'ya genel bir pencereden başlayalım isterseniz, daha sonra genelden özele doğru gidelim. Genel olarak 'Ortadoğu manzarası'nı nasıl betimleyebiliriz?

Ortadoğu sisteminde, Amerika'nın siyasal sistemi için tek bir önemli ülke var, o da İsrail… Yanında olan Müslüman ülkeler yanında kaldığı müddetçe bir problem yok. Tabi Türkiye biraz daha değişik. Yani Arap Müslümanı değil. Eskiden beri batının yanında yer almış, batı içerisinde bir devlet kurabilmiş. Yani Araplar gibi Batı'nın uzağında değil...



AMERİKA NEDEN İSRAİL'E İHTİYAÇ DUYUYOR?

Ve tabi İsrail ile arası çok iyi. Niye ? 1948 de ilk tanıyan devlet. Zaten ondan sonra NATO'ya giriyoruz. Bir de Amerika kendi içindeki lobinin gücü nedeniyle-niye kötü düştü ; çünkü Museviler Amerika'nın ekonomik yapısını elinde tutuyorlar ve Amerika'da yapılan seçimlerde de önemli olan ekonomi… Yani hangi taraf ne kadar çok para koyarsa o taraf seçimleri alıyor. Böyle bir senelik bir gümbürtü yapıyorlar , ondan sonra parti disiplini de yok , partiler dağılıyor… Seçim zamanı bir araya geliyor demokratlar-cumhuriyetçiler, seçim oluyor hepsi bir tarafa gidiyor. Burda kimler çok para harcarsa, para harcayan adam onun istediklerini yapmazlarsa, yönetim sırası geliyor diyor ki;  "sana şu kadar para harcadım 'bunları bunları' yapmıyorsun seni cezalandıracağım,bir dahaki seçimde öbür tarafa aktaracağım oyumu" diyor. 

TÜRKİYE'DE İSTENEN BAŞKANLIK MODELİ

Hatta bizim devlet de diyor ki; "Başkanlık sistemi olursa Obama gibi böyle zavallı duruma düşmeyelim." Sayın başbakanın güç istemesinin sebebi o , dengeli olduğunda seni kesiyorlar kımıldayamıyorsun. 

SORU: Erdoğan'ın  "Amerikan tarzı başkanlık"tan kastettiği bu mudur?

 Evet. İşte bu Amerikan tarzında kuvvetler ayrılığı o kadar güçlü ki kımıldayamıyorsun. Bir tarafta cumhuriyetçiler, sen seçimi alsan bile oy çokluğu yığıldığı zaman, nitelikli oy olayında kımıldayamıyorsun. Burada da böyle bir durum var. O yüzden seçim sırasında söz verdiğinizi yapmak zorundasınız Amerika'da. Sonradan 'şöyle oldu böyle oldu' diye bir lüksünüz yok. 

IRAK, İSRAİL VE İRAN ÜÇGENİ...

SORU: Ortadoğu'dan bahsederken hep Amerika'dan da bahsediyoruz. Sizce Arap Baharının zemini ve geçmişi nasıl şekillendi? 

Ortadoğu barışının önünde, 94 te İsrail bizi çağırdığı zaman, oraya bölümü incelemeye giden ekip içindeydim. 94’te bize söyledikleri şey şu ; ‘Amerika için Ortadoğu barışı önemlidir, ne için önemli, lobi var.’ Önümüzdeki ülkeler şunlar : Suriye,Irak ve İran. Bunlar aynı zamanda biraz daha Suudi Arabistan ve Körfez Şeyhlikteki gibi değil, biraz daha dışarıdaki , Amerika'nın denetiminin dışındaki ülkeler. Özellikle Şah düştükten sonra İran, Irak ve Suriye de öyle. Bunları düzenlediğimiz zaman İsrail Ortadoğu barışını rahatlıkla yapar dediler. Türkiye de zaten barış geliyor diye ’96'da İsrail ile bir takım anlaşmalar imzaladı. Biliyorsun en sevişen dönemleri yaşadı. Zaten 91’de de Saddam’a müdahele etmişlerdi. Şimdi bu müdaheleden sonra Türkiye ile de yakınlaşınca şöyle bir durum ortaya çıktı; İsraili çeviren Arap ülkeleri var, bunlar Filistin'i destekliyor ama Arap ülkelerinin üzerinde Balkanlardan Doğu Türkistan'a giden bir hat boyunca  Türkler var. Eğer İsrail, Türkler ile dost olursa , Çin için bir problem yok. Yani Araplar İsrai'li yok edemezler. Zaten bir Amerika var. 

"ORTADOĞU'YA BASKI İÇİN BİR SEBEP GEREKİYORDU"

91 yılından itibaren Musevi lobisinin en önemli adamları Amerikan sistematiğinde önemli yere geldiler. Richard Perle, Rumsfeld, George Bush  gibi isimler 2001 yılında Musevi lobisinin desteği ile iktidara geldi. Clinton savaşarak değil de , barış yoluyla bunları çözmek istiyordu, 2001 yılından itibaren Ortadoğu'da bir operasyon yapılmasına karar verildi. Çünkü Irak üç’e parçalanmış ama Saddam duruyor. İran'da aşırı Şii dinciler var, devamlı Ortadoğu kaynıyor. Ortadoğu’ya baskı yapılması için bir sebep bulunması gerekiyordu. Dediler ki Irakta kitle imha silahları var. Kitle imha silahlarını Arapların yapacak hali yok ki, roketler vardı ama siz (Amerika)  veriyordunuz İran’a, İran-Irak savaşında. Yalan söylediler. O bahane ile operasyon yapıldı. Sizin de bildiğiniz üzere, nitelikli oy çoğunluğu lazımdı, ilk başta bir oylama yapıldı, baktılar nitelikli oy çoğunlu yakalanamadı. Çok kızdılar, çuval geçirdiler. Sonra dediler ki aaa kitle imha silahları yok. Fakat Irak’ı bir diktatörden kurtarıyoruz bahanesine büründüler.

YA TÜRKİYE'YE DE DEMOKRASİ GETİRMEK İSTERLERSE?

SORU: Nasıl bu kararları alabiliyorlar? Bunun uluslararası hukukta bir yeri, zemini var mı?

Devletler hukukunda bir devlet başka bir devletin iç işlerine karışamaz. Yani demokrasi getirme adına ülkeye girip rejime karışamaz.… O zaman, her ülkeye girerler. Bugün senin ülkeni beğenmezler, yarın benim ülkemi beğenmezler… İşin korkunç tarafı şu, biraz sonra buradaki hükümeti de beğenmeyebilirler. Derler ki "efendim, bunlar biraz fazla İslamcı " , bir bakarsın Türkiyeyi değiştirmeye çalışırlar. Yani tehlikesi bu. Birleşmiş Milletlerin 2/4. Maddesinde diyor ki ; Hiçbir ülke diğerinin iç işlerine karışamaz. Karışmayı dahi teklif edemez. Biz de batı sisteminde olduğmuz için yuttuk bunu. 2001 yılında da o meşhur 11 Eylül olayları oldu. Ondan sonra da Afganistan'a girdiler. 



SORU: Sizin de bahsettiğiniz gibi 11 Eylül başlıca örnek olmak üzere, tüm bunlar İslamofobi'yi körüklemiyor mu? İslamofobia kavramını nasıl yorumluyorsunuz?

"İSLAMOFOBİ KONUSUNDA BİR SÜRÜ KOMPLO TEORİSİ VAR"

İslamofobi konusunda bir sürü komplo teorisi var. Eğer ben bir gazeteci olsaydım bir sürü şey söylerdim. Ama bir akademisyen-bilim adamı olarak, spekülatif yorumlar yapamam. Elimizde tam delil yok, ama böyle bir hissiyat var mı .. Var… 

SORU: Peki son olarak Boston saldırıları da aynı şekilde, radikal İslamcı Çeçen kardeşler tarafından gerçekleştirildi.Bu da bir örnek değil mi müslüman fobisinin kıvılcımlarını körüklemek adına?

"BUNLAR BELKİ DE PSİKOLOJİK OPERASYONLARDIR"

Bunlar belki de psikolojik operasyonlardır. Ama delillendiremiyoruz şu anda. 30 sene sonra bunları siz okuyacaksınız. Asya'ya girmek zorundaydılar çünkü enerji politikaları çok önemliydi, Rusya bütün enerji sistematiğini Avrupa'ya doğru geçiriyorlardı. Usame Bin Laden Afganistanda dediler, Taliban vermiyor bunu dediler, Talibandan istediler. İşin ilginç tarafı Talibanı yaratan Amerika, Suudi Arabistan parası ve Pakistan İstihbaratıydı. Ruslara karşı kullanıldı, Ruslar orada perişan oldu. Ama o an Talibanı dövmeleri gerekiyordu. O sırada çıkan haberler, El-Kaide ile Saddam arasında çıkan yakın ilişkiler var. Halbuki Saddam’ın grubu Baasçı gruptu, yani Sol.. El-Kaide onlardan nefret ediyor, böyle bir şey olamaz. 

ORGENERAL WESLEY CLARK'IN KONUŞMALARI 

Amerikanın Ortadoğu'ya girmesi lazımdı. Şimdiye kadar bu olayları bilmiyorduk. Fakat 2004 yılında Amerikan devlet başkanlığına adaylığını koyan, Orgenaral Wesley Clark’ın konuşmaları var. Diyorki 2001 yılında Ramsfelt’i ziyarete gittim, o sırada bir general olan arkadaşıma rastladım. "N’apıyorsunuz" diye sorduğumda ; Irak’a giriyoruz dedi. Neden dedim ? Kitle imha silahı var dedi. El-kaide falan yok, emir geldi, Ortadoğu'daki 7 ülkeyi re-stabilize edeceğiz. Somali, Libya, Mısır, Irak, İran , Suriye ve Yemen. ‘ Aman bu memorandum doğru mu ? ‘ dedim. "Evet" diye cevap veriyor, Clark da "aman bana gösterme" diyor. 

"ARAP BAHARI KARARI 2001'DE ALINDI "

Şimdi ben bunu 2012 de izledim. Ortadoğu'yu yeniden düzenlemek için ta 2001 de karar vermişler. Kim? İktidara gelen neo-con lobisi. Ve ilk gelişme 2003 te başlıyor. Ben de saf bir Türk profesörü olarak(!) 1994 yılındaki ziyaretimizden sonra bir defa daha gittim İsrail’e konferanslara. İsrailin önündeki düşmanların, Suriye, İran, Irak olduğunu biliyordum. O yüzden 2011 de Arap Baharı başladığında anlamadım dedim ki , bunların Suriye, Irak, İranı vurması gerekirken, Tunus (Zaten batının yanında) peşinden Libya ( Libya Amerika ile barışmıştı, tazminat ödedi ve petrol de veriyordu) peşinden Mısır. Biz düz analiz yapabilen orta boyda bir ülkenin öğretim üyeleriyiz. Bizim kapasitemiz böyle bir boyutu öngöremezdi. İşte böyle başladı Arap baharı…



***