22 Aralık 2016 Perşembe

RUSYA GENELKURMAYI BAŞKANI’NIN ANKARA ZİYARETİ


RUSYA GENELKURMAYI BAŞKANI’NIN ANKARA ZİYARETİ,


Rusya Genelkurmayı Başkanı’nın Ankara Ziyareti



Rus Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile Suriye krizinin çözümü konusunda görüşmeyapmak üzere 15 Eylül tarihinde Ankara’ya sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Orgeneral Akar tarafından Genelkurmay Karargâhı’nda askeri törenle karşılanan Gerasimov iki ülke marşlarının çalınmasından sonra tören kıtasını selamladı. 

Orgeneral Akar ve Orgeneral Gerasimov tören kıtasını selamlarken heyet, ikiliyi arkalarından takip etti. Törenden sonra Akar ve Gerasimov’un görüşmesi basına kapalı gerçekleşti. 
Bazı askeri kaynaklardan “ Rusya Genelkurmay Başkanı’nın, Genelkurmay Başkanlığı’na 11 yıl sonra gerçekleştirdiği ziyaret olumlu ve verimli geçmiştir. 11 yıl sonra gerçekleşen bu ziyaret, Rusya’nın, Türkiye’nin bölgede büyük bir güç oluşuna ve sahip olduğu yeteneklerine verdiği önemin bir işaretidir ve yakın bir gelecekte bunun olumlu yansımalarının olabileceği değerlendirilmektedir. 
Türkiye’nin Rusya ile askeri kanattaki anlayış birliği bu ziyaretle daha da pekişmiş ve önümüzdeki dönemde daha da olumlu yöndeki gelişmelere kapı açmıştır” bilgisi geldi. Kaynaklarayrıca ziyarette bölgesel konuların dagörüşüldüğünü aktararak “Bu ziyaretin diğer bir önemi de bölgesel sorunların ancak bölge ülkelerinin kendi aralarında gerçekleştireceği ortak bir inisiyatifleçözüme ulaşabileceği noktasında anlaşmalarıyla sağlanabileceği düşüncesinin yapılan görüşmede hâkim olmasıdır” ifadesini kullandı. Ankara ziyareti öncesinde Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov, “ Türkiye artık Karadeniz’in efendisi değil ” diye Karadeniz’deki dengelere ilişkin bir açıklama yapmıştı. 

Emekli Tuğamiral İlker Güven ise bu konuyla ilgili olarak Ergenekon ve Balyoz gibi davaların Deniz Kuvvetleri’ne büyük zarar verdiği görüşünde. Güven’e göre Rusya, Türkiye ile NATO’ya mesaj göndererek “ Burada ben de varım diyor ” değerlendirmesinde bulundu. Güven ayrıca “ Montrö Anlaşması ile birlikte Karadeniz’e sahildar ülkelerin dışında hiçbir ülkeyi Karadeniz’e sokmuyoruz. Bu mesaj öncelikle Türkiye’ye. Buraya siz siyasi olarak gaflete düşüp Montrö’yü delerseniz dengeyi bozmuş olursunuz diyor. Biraz da NATO’ya mesaj veriyor. 

Siz Türkiye’yi ikna edip kuvvet sokarsanız ben varım diyor. Montrö’yü deldirdiğimiz anda bizim güvenliğimiz de gider, Rusya’nın da” şeklinde görüşünü bildirdi. Montrö’nün korunması açısından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin haricinde  siyasi atmosferin de etkili olduğunuaktaran Güven “Büyük Ortadoğu Projesi’nin en büyük engeli Türk Silahlı Kuvvetleri’dir. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) itibarsızlaştırılırsa o emperyalist güçler istedikleri siyasi sınırları belirlerler. 
Montrö siyasi bir dik duruşla korunabilir” dedi. Yeni askeri-siyasi işbirliğinin kapısını aralayacak kritik görüşmenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ziyaretinden sonra başlayan Ankara- Moskova yakınlaşması dâhilinde Akar ve Gerasimov’un arasında gerçekleştiğinden bahsedilmişti. 
Bazı çevrelerce Gerasimov’un ziyareti Ankara- Moskova arasında her iki tarafın çıkarını gözeten politikanın yolunu açacağı yönünde değerlendirilirken bazı çevrelerce de Türkiye’nin Suriye ve ABD ile ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı şeklinde yorumlanıyor. Akar-Gerasimov görüşmesinde yalnız Suriye’deki olası Rakka operasyonu, IŞİD ile mücadelenin boyutları yanında Esad yönetiminin geleceği ile Ankara-Rusya arasındaki askeri işbirliği de enine boyuna masaya yatırıldı. 

Gerçekleştirilen görüşmenin ardından herhangi bir açıklama yapılmadı. 
Ankara’daki askeri kaynaklardan edinilen bilgiye göre görüşmenin her iki tarafın çıkarını gözeten politikaya oturtulduğu anlaşılmaktadır. Yine aynı kaynaklardan verilen bilgiler arasında Suriye’de barışın sağlanması bağlamında tarafların askeri ve siyasi diyalog kanallarını açık tutmaları konusunda görüş birliğine varıldığı belirtildi. Bunların ötesinde “Ankara’nın bundan böyle bölgedeki varlığı hissedilmeye başlanacak. 
NATO müttefiki Ankara kazan-kazan politikası çerçevesinde Rusya’yla işbirliğini sahaya yansıtmaya başlayacak” şeklinde görüş de aktarıldığı değerlendiriliyor. 
Bu arada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar ve Rusya Genelkurmay Başkan Orgeneral Gerasimov arasında doğrudan görüşmeyi sağlamak amacıyla kırmızı hat olarak adlandırılan özel telefon hattı oluşturuldu. Böylece Akar ve Gerasimov’un askeri konularda doğrudan görüşmesini sağlayacak telefon hattı artık tamamen işler hale getirildi. Bu da genelkurmay başkanları ile birlikte hava kuvvetleri komutanlarının da eşgüdümlü çalışabileceği anlamını taşıyor. Yani Genelkurmay Başkanları görüşmesinden çıkartılabilecek bir diğer sonuç ise askeri kanalların iki ülke arasında açık tutulacağı yönündedir  Akar ve Gerasimov’un görüşmesindeki en önemli gündem maddesi hiçşüphesiz Suriye idi. 

Bu görüşmede Fırat Kalkanı Operasyonu’nun haklılığı ve meşruiyetinin altı çizilirken Ankara’nın Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğu, harekâtın Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak amacıyla gerçekleştirildiği bir kez daha vurgulandı ve YPG’nin Fırat’ın batısına geçmemesi gerektiği belirtildi. Rusya Genelkurmay Başkanı Gerasimov’un ise bu konuda aynı fikirde olmadığı yansıyan haberlerden anlaşılıyor. 
Gerasimov’un, mevkidaşı Akar’a “Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonunun uluslararası hukuk açısından gayrimeşru olduğunu söylediği” öne sürüldü. Rus İnterfaks ajansının askeridiplomatik bir kaynağa dayandırılan haberinde aynı görüşmede Rusya Genelkurmay Başkanı’nın, operasyonun genişletilmesi durumunda doğabilecek risklere dikkat çektiği ve ajansa değerlendirmelerde bulunan aynı kaynağın “ Ankara’daki görüşme sırasında tartışılan konular arasında Fırat Kalkanı operasyonu vardı ” dediği iddia edildi. Akar’ın ise Gerasimov’un  bu sözlerine ne yanıt verdiği aktarılmadı. Uzmanların GözüyleAkar-Gerasimov Görüşmesi Rus askeri uzman İvan Safronov, (Kommersant Gazetesi Yazarı) Rusya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Gerasimov ve mevkidaşı Orgeneral Akar’ın görüşmesini değerlendirdi. Bu görüşmeyi olumlu olarak nitelendiren Safronov, Sputnik’e konuştu ve “ Rusya Genelkurmay Başkanı Gerasimov’un ziyareti askeri anlayış birliğini pekiştirdi. 
   Sayın Gerasimov’un ziyareti daha önce de planlaştırılmıştı. 9 Ağustos’ta Rusya’da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında görüşmelerde bu konuda mutabakat sağlanmıştı. Gerasimov’un ziyareti 26 Ağustos’ta bekleniyordu fakat Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonu bu ziyaretin ertelenmesine neden oldu. Rusya Genelkurmay Başkanı gibi ikinci en üst düzey askeri bir yetkilinin Ankara ziyareti Moskova için önem arz etmekte. Bu Erdoğan-Putin görüşmesinin ardından ilk üst düzey görüşme sayılıyor. Görüşme şunu da ortaya koydu; üst düzey askeri ilişkiler devam edecek. 

Tabii ki taraflar arasında Suriye konusunda görüş ayrılığı var. Moskova, Fırat Kalkanı operasyonuna apaçık şekilde fazla tepki vermiyor. Rusya Dışişleri bu konuda bir açıklama yaptı fakat Rusya’nın operasyonla ilgili çekinceleri var. 
Rusya ve ABD bölgede ateşkes konusunda anlaşma sağladı fakat bölgede durum halen ciddiyetini koruyor. Rusya ve ABD, Suriye sorununun siyasi çözümü konusunda ortak adımlar attığı sırada Türkiye ordusunun orada bulunması Şam yönetimine göre gayrimeşru” dedi ve “Fakat tüm durumları kendi çıkarları bağlamında kullanmak da mümkün. Şimdi Türkiye fiiliyatta Suriye’nin kuzeyi boyuncabir büyük bölgeyi kontrol etmekte. Bunların arasında Cerablus ve Rai bölgeleri de var. Bir taraftan Fırat Kalkanı operasyonu Rusya için zaman açısından uygun olmamakta diğer taraftan ise sınır Türk ordusunun kontrolünde. Rusya, IŞİD başta olmak üzere bölgedeki terör örgütlerinin sınırı serbest şekilde geçtiğini hep söylüyor. Şimdi Sayın Erdoğan bu sorunu çözebilir çünkü sınırın kontrolü Ankara’nın elinde. 

Eğer Türkiye bu sınırı kapatırsa, bu Erdoğan’ın Moskova’ya büyük bir hediyesi,sürprizi olur. Bu önemli gelişme olur. Bu gelişme tüm Rus-Türk ilişkilerinede çok olumlu yansır” şeklinde görüşmeyi değerlendirdi. Türk uzmanlar ise Gerasimov’un bu ziyaretinin kritik olduğu konusunda hemfikir. DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Atılım Üniversitesi’nden Rusya UzmanıöHasan Ali Karasar, Ankara ve Rusya’nın 24 Kasım 2015 tarihinde Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesinden sonra oluşan krizi her iki tarafın da gidermede kararlılık göstermeleri açısından yararlı bulduğunu söylüyor. 

Karasar, Esad rejimini destekleyen, bunun da ötesinde taraf olan Rusya’nın, Türkiye’nin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’dan yana tavrını göz önünde bulundurarak önümüzdeki dönemde atılacak adımlarda daha dikkatli bir tutum sergileyebileceğini belirterek “Türkiye’nin bölgedeki gücü ortaya çıkmış durumda. Türkiye’nin operasyonları sahadaki gelişmeleri doğrudan etkiliyor ve Rusya da Türkiye’nin operasyonel faaliyetlerini  kontrol etmeden harekete geçemiyor”değerlendirmesinde bulundu. İki ülkenin Karadeniz’deki dengeleri hakkında ise “Aslında tam bir kazan-kazan dönemi olacak ve taraflar birbirlerine daha çok yakınlaşıp kendi çıkar alanlarını genişletecek. 

Türkiye de yanlış Suriye politikasından döndüğü sürece bu dönemin içinde aktif olacak” dedi. Yine DW Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyelerinden Prof.Hüseyin Bağcı, Gerasimov’un ziyaretini Ankara-Moskova ilişkilerini uluslararasıilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriyor. Bu dönemi ‘otoriter uluslararasılaşma’ kavramıyla bağdaştıran Hüseyin Bağcı “Hem Erdoğan hem de Putin kendi ülkelerinde parlamento ile yargının desteğini alarak uluslararası alanlarda kendileri gibi olanlarla işbirliği yapıyorlar. Aynı zamanda da var olan ittifaklardan kopmuyorlar. Kısacası Batı’yı kendi çıkarları için kullanıyorlar ” diye konuştu. Suriye’de son zamanlarda yaşanan gelişmelerle ilgili görüşlerini de belirten Bağcı “ Kalıcı barışın zor olduğunu anlayan Türkiye, Amerika bölge Kürtlerine desteği kesmedikçe Rusya ile daha da yakınlaşacak. Bunun sonuçları da kendini Türkiye’den çok Karadeniz’de gösterecek” dedi. 
Özet olarak; 

Türk-Rus ilişkileri Rus uçağının Suriye sınırında düşürülmesinin ardından en düşük seviyeye inmişti ancak Erdoğan-Putin görüşmeleri ardından gerçekleşen Gerasimov’un Akar’ı bu ziyaretiyle yeniden üst düzeye çıkmış oldu yorumunu yapmak olasıdır. Osmanlı-Rus ilişkileri tarihsel süreç içinde iniş ve çıkışlı olmuştur. 
Bu inişli ve çıkışlı ilişkiler geçmişten günümüze devam etmektedir. 
Osmanlı-Çarlık Rusya ilişkileri ile daha yakın dönemdeki SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği) yeni Türkiye cumhuriyeti arasındaki ilişkiler hep inişli çıkışlı anlaşılması, yorumlanması ve değerlendirilmesi güç komşuluk etkileşimlerinin tablosu gibidir. Zaman zaman hem düşman hem dost olmuş iki devletin akılcı politika ve yaklaşımlarla dostane ilişkilerini bu karmaşadanarındırarak belirli bir dengede tutmalarıAvrasya coğrafyasına tutarlı bir barış ve işbirliği sağlayacağı ortadadır. 
Bu politika ve yaklaşım Atatürk’ün “ Yurtta barış Dünyada barış ” düsturunun da gereğidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder