1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 40
4.8.6. Milletvekili Adayları
Sekizinci Dönem TBMM dagılmadan önce son toplantısını 24 Mart 1950
tarihinde gerçeklestirmis ve aynı gün seçimlerin 14 Mayıs 1950 tarihinde yapılmasına karar vermistir. Nisan ayının sonuna dogru partiler kesin milletvekili adaylarını açıklamıstır. İktidar ve muhalefet de bu asamadan sonra kendi adaylarını tanıtma çabasına girmistir. Gazeteler günlerce milletvekilleri aday listeleri ile kısa özgeçmislerini yayımlamıstır.1028 DP 24 Nisan 1950’de aday listesini yayımlamıstır.
Buna göre Adnan Menderes hem Aydın’dan hem İstanbul’dan; Fevzi Lütfü
Karaosmanoglu ise hem Manisa’dan hem Aydın’dan adaylıgını koymustur.
Yürürlükteki Seçim Kanunu’na göre adayların aynı anda iki seçim çevresinden aday olması mümkündü.
CHP Aydın Milletvekili Adayları:
- Dr. Sabri Akın (8. Dönem Aydın Milletvekili)
- Mithat Aydın (8. Dönem Aydın Milletvekili)
- Dr. Hulki Cura (8. Dönem İzmir milletvekili)
- Dr. Mazhar Germen (8. Dönem Aydın Milletvekili)
- Yusuf Saim Atasagun ( Ziraat Bankası Bas Müsaviri)
- Ekrem Çiftçi (Tüccar, CHP Aydın İl İdare Kurulu Baskanı)
- Agah Sırrı Levent (İnönü Ansiklopedisi Genel Sekreteri)1029
Aydın DP Milletvekili Adayları:
- Adnan Menderes (Milletvekili, DP Genel Kurul Üyesi)
- Fevzi Lütfi Karaosmanoglu (Çiftçi, DP Genel İdare Kurulu Üyesi)
- Etem Menderes (Avukat, DP İl Baskanı)
- Namık Gedik (Doktor)
- Sevki Hasırcı (Çiftçi)
- Baki Öktem (Doktor)
- Lütfü Ülküman.1030
4.8.7. Seçimlere Giderken
DP’nin seçim beyannamesi Mayıs ayının ilk haftası yayımlanmıstır1031 CHP
1950 seçim propaganda çalısmalarında ülkenin dıs siyaset açısından tehlikeli bir
merhaleden geçtigini böyle bir ortamda ülkenin tecrübesiz ellere bırakılmayacagını iddia etmistir. Halkı buna inandırmaya çalısmıstır.1032 Demokrat Parti ise seçim çalısmalarında halka daha cazip gelecek pratik konulara yönelmistir. II. Dünya Savası’nın getirdigi sıkıntılar nedeniyle yag sıkılan tekneler mühürlenmis, köylü memur gözetiminde yagını sıktıktan ve devlete yükümlü oldugu yagı verdikten sonra tekne mühürlenmisti. DP’liler, Aydın’da mühürlü yag tenekelerini miting meydanlarına getirip ‘teknelerdeki mührü devlet kesmese biz kesecegiz’ seklinde propaganda yapmıslardır.1033
Partiler seçimlere giderken Aydın ilinde son mitinglerini yapmıslardır.
Kusadası’nda İzmir CHP milletvekili adaylarının da katıldıgı bir miting düzenlenmistir.
CHP, bu mitingle adaylarını tanıtmak, partiye oy saglamayı amaçlamıstır. Miting
Cumhuriyet Meydanı’nda yapılmıstır.1034 Bazen DP’yle, CHP arasındaki mitingler aynı yerde aynı güne denk gelmistir. Bunlardan en ilginç olan ncirliova mitingidir. Sabah saatlerinde Adnan Menderes’in de istirak ettigi DP mitinginden hemen sonra aynı meydanda CHP de miting tertip etmistir. Sabah DP’nin Nazilli’de miting yaptıgı meydanda ögleden sonra CHP de bir toplantı yapmıstır. Mitingler Sümer Mahallesi’ndeki genis meydanda yapılmıstır. Mitinglere çevre ilçe, köy ve illerden vasıtalarla gelen binlerce insan katılmıstır. CHP mitinginde iki tane bandonun çaldıgı marslarla topluluk costurulmustur. Mitinge Mazhar Germen, Sabri Akın, Emin Bilgen, Agâh Sırrı Levent, Yusuf Saim Atasagun, Âlim Mumcu, Haydar Bilgen, Mehmet Ali Akdeniz, Sevket Arsel gibi partinin önemli isimleri de katılmıslardır.1035
CHP, 05 Mayıs 1950 tarihinde Karacasu’da bir açık hava toplantısı yapmıs,
mitinge Mazhar Germen, Agâh Sırrı Levent, Ekrem Çiftçi de katılmıstır. Miting de sürekli “Varolsun nönü” sloganı atılmıstır. Aynı tarihte aksam saatlerinde Umurlu Bayramyeri’nde de bir kahve toplantısı yapmıstır. Toplantıya CHP Aydın milletvekili adayları da katılmıstır. Karacasu toplantısında Yusuf Atasagun ve Dr. Hulusi Eralp birer konusma yapmıslardır. CHP Aydın Merkez lçe Baskanı Dr. Hulusi Eralp: “Muhalifler CHP’ye karsı nankörlük etmektedir. Onların muhalefet anlayısı yalan ve iftiraya dayanmaktadır. Ancak memleketin mukadderatını seçmen belirleyecektir. CHP zaferinden emindir.” seklinde konusmustur.1036
Seçimlerden önce seçimlerin kaderini etkileyecek önemli gelismeler yasanmıstır.
Mart ayının basında Millet Partisi Kurucusu Prof. Kenan Öner vefat etmis,1037 bu olayın ardından Eski Basbakan Recep Peker’in 1 Nisan 1950'de stanbul'da öldügü haberi gelmistir.1038 Bu ölüm haberinden hemen sonra kamuoyunu derinden etkiyen Fevzi Çakmak’ın 12 Nisan 1950 tarihinde stanbul’da öldügü haberi kamuoyuna duyurulmustur. Seçim arifesinde Maresal Fevzi Çakmak’ın ölüm haberi üzerine devlet radyolarının normal yayın akısına devam etmesi, CHP için oldukça talihsiz bir gelisme olmustur. ktidar bunu kasten böyle yapmamıs olsa bile muhalefet bu olayı çok iyi bir sekilde iktidar aleyhinde kullanmıstır. CHP, stanbul’da üniversite ögrencilerinin yapmıs oldugu gösterilerle protesto edilmistir.1039 Sadece stanbul’da degil zmir’de de Yüksek Talebe Birligi Fevzi Çakmak’ın anısına bir yürüyüs tertip etmistir.1040 Ancak bu yürüyüste CHP protesto edilmemistir. Fevzi Çakmak için stanbul’da düzenlenen cenaze törenine 100 binin üzerinde kisi katılmıstır. Beyazıt Cami’nde kılınan cenaze
namazından sonra cenaze omuzlara alınmıs, kalabalıktan dolayı planlanan devlet töreni yapılamamıstır.1041 Maresal Fevzi Çakmak’ın ölüm haberini Anadolu gazetesi ‘yatacagı topraklar nur olsun!’ seklinde büyük bir baslıkla duyurmustur.1042 Gazete günlerce Fevzi Çakmak’ın en güzel fotograflarını basmıs ve hizmetleriyle ilgili yazılar yayımlamıstır.
4.8.8. Seçimler
Seçimler daha önce ilan edilen tarih olan 14 Mayıs 1950’de yapılmıstır. Anadolu
Gazetesi seçim günü su baslıgı atmıstır: “BUGÜN MİLLETVEKİLLERİMİZİ
SEÇECEGİZ. Temennimiz Sudur: Allah Türk Milletinin Muini olsun! Bugünkü dünya sartları içerisinde bir milletin kuvvetli bir idareye sahip olması, bugününü ve yarınını kudret ve kifayet sahibi ellere tevdi etmesi büyük bir bahtiyarlıktır. Bu seçimle 9. Dönem Milletvekilleri belirlenecektir.”1043
Seçimlerde Aydın il genelinde 154.371 seçmenden 140.244’ü oy kullanmıstır.
Seçime istirak oranı % 90,84 olarak gerçeklesmistir. Bu oran oldukça yüksek ve
Türkiye ortalamasının üstündedir. Seçimde CHP 60.860, DP 76.896, MP 2.820 oy almıstır.1044 Kasaba ve köylere de dâhil olmak üzere Nazilli’de kayıtlı 37.658 seçmen 132 sandıga taksim edilmistir. Kasaba ve köylerden seçim sonuçları geç ulasmıstır.1045
Seçimler genelde sakin bir sekilde geçmistir. Ancak CHP’liler seçimleri gözeten
yargıcı, seçimde DP lehine hareket ettigi iddiasıyla Yüksek Seçim Kurulu’na sikâyet etmistir. Ortaklar, Söke, Aydın merkez ilçede de DP seçimi önde bitirmis oldugu Demokrat zmir gazetesi tarafından sütunlarına tasınmıstır. Seçimden iki gün sonra kesin sonuçlar ilan edilmistir. Ülke genelinde oldugu gibi Aydın ilinde de seçimin galibi DP olmustur. Zafer üzerine DP yanlısı gazeteler su baslıgı atmıstır: “Bütün Memleket, DP’nin zafer sarkılarını terennüm ediyor.” Seçimde Aydın ilinin 7 milletvekili kontenjanının tamamını DP kazanmıstır. CHP’nin Aydın’da aldıgı oy miktarı azımsanmayacak kadar çok oldugu halde seçimde uygulanan oy çoklugu ilkesinden dolayı CHP Aydın’dan hiçbir milletvekili çıkaramamıstır. Aydın ilinde CHP’nin bilenen simaları Dr. Mazhar Germen,
Neset Akkor gibi isimler seçimi kaybetmistir.1046
Bunların içerisinden Dr. Mazhar Germen, I. Meclis’ten baslayarak 1950 seçimlerine kadar kesintisiz 8 dönem Aydın milletvekilligi yapmıstır. Seçim sonuçlarının kesinlesmesiyle birlikte 16 Mayıs 1950 tarihinde milletvekili seçilen kisilerin mazbatalarını l Seçim Kurulu hemen düzenleyip ilgili kisilere vermis,1047 mazbatalarını alan milletvekilleri 17 Mayıs 1950 tarihinde Ankara’ya gitmek üzere yola çıkmıslardır. Kimi DP’liler bu seçimleri ‘Kansız htilal’ olarak nitelemistir.1048
Aydın’dan Milletvekilligini Kazanan Adayların Aldıkları Oylar Söyledir:
Adnan Menderes: 77.138 oy,
Fevzi Lütfü Karaosmanoglu: 77.108 oy,
Namık Gedik: 76.630 oy,
Sevki Hasırcı: 76.784 oy,
Etem Menderes: 76.625 oy,
Baki Öktem: 76.588 oy,
Lütfü Ülküman: 50.988 oy.
Fevzi Lütfü Karaosmanoglu Manisa’dan da seçimleri kazanmıstır.
Karaosmanoglu TBMM’ye verdigi dilekçeyle Manisa milletvekilligini tercih ettigini
belirtmistir. TBMM’ce bu istek onaylanmıstır.1049 Seçimlere stanbul ve Aydın DP listelerinden giren Adnan Menderes her iki ilde de seçimleri kazanmıstır. Adnan Menderes TBMM Baskanlıgı’na stanbul milletvekilligini tercih ettigini bildirmistir. Bu istek TBMM Genel Kurulu’nun 15 Aralık 1950 tarihli 19. Birlesiminde onaylanmıstır.1050 Bu nedenle TBMM’de Aydın ilini temsil eden iki milletvekilligi sandalyesi bos kalmıstır. 1951 yılında bu sandalyeler için Aydın ilinde yapılan ara seçimi DP’den Avukat Namık Gedik ve Belediye Baskanı Cevat Ülkü kazanarak Aydın’ı TBMM’de temsil hakkını elde etmislerdi.
1945 yılından sonra CHP iktidarında ülkede pek çok olumlu gelismeye imza
atılmıstır. Bunlar CHP için iyi bir not olmalıydı. Ancak 1950 senesine gelindiginde ülkede hala issizlik, kıtlık ciddi bir sorun olmustur. Söz konusu dönemde her sene 40 bine yakın insan veremden yasamını yitiriyordu. Halk II. Dünya Savası sırasında ülkede yasanan sıkıntıları bir türlü unutamamıstır… CHP bunları göz ardı edip ve seçim teknigi olarak çogunluk ilkesini benimsemis ve bunu DP’ye kabul ettirmistir. Seçim Kanunu bu sekilde çıkmıstır. CHP, kendisinin öncülük yaptıgı bu prensibin kurbanı olmus ve seçimi kaybetmistir. Bazı seçim bölgelerinde CHP oyları DP’nin oylarına oldukça yakın olmasına ragmen CHP o bölgede çogunlugu saglayamadıgı için hiçbir milletvekili çıkaramamıstır. Ülke genelinde DP oyların % 52,68’ini alarak 487 üyeli Meclis’e 408 milletvekili ile girerken, oyların % 39,45’ini alan CHP ise meclise ancak 69 milletvekili yollayabilmistir. Oyların % 3,11’ini alan MP Meclis’te 1 milletvekili
(Osman Bölükbası) ile temsil edilebilmistir.1051 Bagımsız adaylar ise seçimlerde % 4,76 oranında oy almıslardı.1052 CHP’nin kırsal bölgelerde oy çoklugunu sagladıgı görülmüstür. Büyük sehirler ve kentlerde ise çogunluk DP’den yana oy kullanmıstır.
Ege, İç Anadolu Bölgelerinin hiçbir kentinde CHP oy çoklugunu saglayamamıstır.
Akdeniz Bölgesi’nde sadece Hatay’da, Marmara Bölgesi’nde ise sadece Bilecik’te
DP’den fazla oy elde edebilmistir. Karadeniz’de kimi yerlerde CHP, kimi yerlerde de DP çogunlugu saglamıstır. CHP’nin oy çoklugunu sagladıgı iller genelde Dogu Anadolu Bölgesi’nde yogunlasmıstır. CHP’nin seçimi önde bitirdigi iller Bilecik, Bingöl, Bitlis, Erzincan, Hakkâri, Hatay, Kars, Malatya, Sinop, Trabzon, Van olmustur.
İsmet İnönü ve arkadasları Malatya’dan seçimi kazanmıstır. Seçim sonuçlarını
duyan nönü’nün saglıgının bozuldugu seklinde haberler ortalıgı sarmıstır. İnönü’nün saglıgıyla ilgili haberler yalanlanmıs, nönü’nün partisinin basında yoluna devam edecegi açıklanmıstır. Basbakan Günaltay’ın kabinesinde ise Günaltay’ın kendisi hariç hiçbir bakan seçimi kazanamamıstır. Basbakan Semsettin Günaltay seçimlerin ardından yaptıgı açıklamada kendisinin ve kabinesinin bir an evvel görevlerini DP’ye devretmek istediklerini ifade etmistir. DP Baskanı Celal Bayar’ın yeni hükümetin kurulması için acele eden Günaltay’dan TBMM’nin toplanmasına kadar beklemesini istemistir.1053
Meclis çok partili seçimler sonrası 22 Mayıs 1950 tarihinde ilk kez toplanmıstır.
Cumhurbaskanlıgı’na Celal Bayar, TBMM Baskanlıgı’na Refik Koraltan seçilmistir.1054
CHP milletvekilleri TBMM genel kurul toplantısı öncesi bir araya gelmis, CHP meclis gurubu baskan vekilliklerine Erzincan Milletvekili Semsettin Günaltay ve Trabzon Milletvekili Faik Ahmet Barutçu’yu seçmislerdir.
Celal Bayar’ın Cumhurbaskanı seçilmesiyle nönü CHP’nin basına geçmistir. İnönü, CHP Genel Baskanı olarak yayımladıgı ilk mesajında milli birlik ve bütünlügün önemine isaret ederek “Vatanda dirlik, düzenligin muhafazası, vatanımızın bütünlügünün korunması her mülahazanın üstündedir” demistir.1055 CHP iktidarı kaybetmis olsa da ülkenin pek çok yerinden nönü’ye baglılık telgrafları çekilmistir.1056 CHP nönü’nün etrafında sıkıca kenetlenerek hakiki bir muhalefet olusturacagını duyurmustur Amerika Birlesik Devletleri yayımlanan seçim sonuçlarından memnunluk duymustur. ABD yayımladıgı bildirgede seçimleri övmüs, 600 yıl saltanatla yönetilmis bir ülkede Atatürk tarafından kurulmus demokratik sistemde 26 yıl içerisinde çok partili
sisteme geçilmesi ve de bir seçimle iktidarın degistirilmesi takdirle karsılanmıstır denilmistir.1057
Seçimlerde Demokratlar “Egemenlik milletindir” ilkesini bizzat halkın içinde
savunmustur. Bu cesur propaganda sayesinde Türkiye’de bir büyük demokratik adım atılmıstır. Yüzyıllardan beri Türkiye halkı, kendi arzusu ile idarecilerini ilk kez degistirmistir. O zamana kadar Mesrutiyet’ten Cumhuriyet’e uzanan bütün demokratik reformlar hep tepeden inme yapılmıstır. İlk defadır ki 1950 seçimleriyle asagıdan yukarıya bir reform yapılmıstır. Halk, hükümet adamlarını kendisinin tayin edebilecegini görmüs, halkın kendisine olan güveni artmıstır. İkincisi, oyunu almak için siyasetçilerin ayagına gelislerini seyretmis, böylece hem gücünü kavramaya baslamıs hem de siyasetin erisilmez bir varlık olmadıgını görmüstür.1058
14 Mayıs 1950 genel seçimlerinden sonra aynı yıl içinde yapılan 3 Eylül 1950
tarihli belediye seçimlerinde 600 civarında belediyenin 560’ını DP kazanmıstır. Bundan sonra 15 Ekim 1950 l Genel meclisi seçimleri yapılmıs, bu seçimleri de yine Demokratlar kazanmıstır”1059
Bu süreçte DP iktidarını iyice saglamlastırmıstır. Adnan Menderes 3 Eylül 1950 seçimlerinden sonra kazanılan zaferle birlikte “Türk milleti 14 Mayıs’ta CHP’yi iktidardan tasfiye etmisti.
3 Eylül’de de muhalefetten tasfiye etmistir”1060 demistir.
Adnan Menderes Aydınlı olmasına ve Basbakanlıgı süresince Aydın’daki çiftlik ve mal varlıgını sürdürmesine ragmen stanbul milletvekili olarak TBMM’de bulunmustur. Aydın milletvekili İbrahim Etem Menderes, Namık Gedik Menderes Hükümetlerinde bakan olarak bulunan isimlerdendir.
SONUÇ
1950 yılı Türk demokrasisi için önemli bir dönüm noktasıdır. Gelinen bu nokta
1876 tarihli Kanun-ı Esasi’den bu yana parlamenter seçim tecrübelerinin, 1908-1913 (II.
Mesrutiyet), 1923-1925 yılları arasındaki ve 1930 yılındaki çok partili yasama geçis çabalarının bir sonucuydu. Söz edilen süreçlerde demokrasi kültürü toplumda henüz özümsenmemis, kolayca sınırlandırılıp engellenmistir. Bütün bunlara ragmen 1945 senesine gelindiginde demokrasi en basından insa edilmek zorunda degildi. Bu nedenle Tanzimat sonrası genel siyasi gelismelerin kısaca ele alınması 1945 yılında Türkiye’de çok partili yasama geçis sürecinin ve demokratiklesme olayının anlasılmasında bizlere yardımcı olacaktır.
İnceledigimiz konu, siyasi tarihimizde önemli bir fonksiyon üslenmis Aydın ve çok partili yasama geçis sürecinde Aydın’da siyasal yasam ise bu ilin siyasi geçmisine mutlaka bakılmalıdır. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası deneyiminden 1946 yılına kadar ilin siyasi tarihinin özetlenmesi 1946-1950 yılları arasında Aydın’da meydana gelen siyasi gelismeleri somut, etkili, anlasılır bir sekilde ortaya konması açısından önemlidir.
1945 yılında Türkiye’de çok partili yasama geçisin alt yapısında yatan en önemli
faktör II. Dünya Savası’nın ülke içi ve dısında dogurmus oldugu sonuçlardır. Savas öncesi Türkiye’nin tehdit algılaması Güney Akdeniz ve Batı Avrupa iken savas sonrasında bu algılama Dogu Avrupa’yla yer degistirmistir. Gerçekte II. Dünya Savası’nın iki tane galibi vardı: ABD ve SSCB. ngiltere ve Fransa gibi Batı Avrupa ülkeleri savasın galipleri arasında yer alsalar da II. Dünya Savası’ndan kendilerine harabeye dönmüs birer ülke kaldı. Savas sonrası ABD ve SSCB arasında adına soguk savas denen bir egemenlik mücadelesi baslamıstır. SSCB, Litvanya, Estonya, Letonya, Polonya gibi ülkeler üzerinden Baltık Denizi yoluyla Batı Avrupa üzerinde baskı kurarken Bogazlar ve Dogu Anadolu Bölgesi etkisi altına almak suretiyle Akdeniz ve Ortadogu’yu denetlemek istemistir. SSCB tehdidine karsı ABD ve Batı Avrupa ülkelerinin desteginin alınmasını kendisi açısından zorunlu gören Türkiye, rejimini bu ülkelerin siyasi yapısına benzetmek zorundaydı. 1945 yılında Birlesmis Milletler Anayasası’nı imzalarken Dısisleri Bakanı Hasan Saka, Reuters Haber Ajansı’na yaptıgı açıklamada Türkiye’nin demokrasi yolunda ilerleyecegini belirtmesi; bundan birkaç gün
sonra Cumhurbaskanı İsmet İnönü’nün 19 Mayıs kutlamaları münasebetiyle yaptıgı konusmada Türkiye’nin demokratiklesecegini ima eden açıklaması, 12 Temmuz 1947’de Amerikan-Türk Yardım Anlasması imzalandıgı gün, Cumhurbaskanı İsmet İnönü tarafından muhalefetle iktidar arasındaki gerginligin giderilmesini amaçlayan 12 Temmuz Beyannamesi’nin yayımlanması Türkiye’de çok partili yasama geçis üzerinde dıs dünyada meydana gelen gelismelerin ne denli etkili oldugunun delilleridir.
II. Dünya Savası’nın ülke içerisinde dogurmus oldugu sıkıntılar daha çok 1950
senesinde iktidarın el degistirmesinde etkili olmustur. Tarımda teskilatlanma eksigi, ilkellik, verimsizlik, ulastırma konusundaki birçok yetersizlikler; ülkenin sıkıntılarını hafifletecek milli stokların ve stoklama yapılabilecek depolama tesislerinin olmaması gibi nedenlerle savas yıllarında ülkemizde açlık, kıtlık ve sefalet çok kısa bir sürede yaygın ve etkili sekilde kendisini hissettirmistir. Nüfusunun büyük bir kısmının tarımla ilgilendigi ülkemizde savas nedeniyle askere alınan insan sayısı en üst düzeye ulasmıs, bu durum üretici kesimleri tüketici duruma getirmis, üretimin düsmesine baglı olarak ülkede ekmek sıkıntısı bas göstermistir. Temel ihtiyaç maddelerini tedarik etmede zorluk çeken halk büyük bir ordunun ihtiyaçlarını karsılamak isteyen hükümetin getirmis oldugu ekonomik yükümlülükleri de sırtlanmak durumundaydı. Savas nedeniyle olusan her türlü darlık ve sıkıntının faturasını genis halk kesimleri öderken, belli bir kesim karaborsa, ihtikar ve vurgunculuk yaparak savas zengini durumuna
geçmistir.
Tek parti iktidarı CHP tarafından yapılan Türkiye’de çok partili yasama
geçilecegini ima eden açıklamaların ardından 18 Temmuz 1945’te Nuri Demirag
önderliginde Milli Kalkınma Partisi kurulmustur. Bu partinin kurulmasından kısa bir sürede çok fazla sayıda parti faaliyete geçmistir. Çok partili yasama geçis sürecinde kurulan ilk muhalefet partisi olma özelligine sahip Milli Kalkınma Partisi, CHP içindeki muhalefetin harekete geçmesi ve Demokrat Parti’nin kurulmasını dolaylı bir katkı yapmıstır.
1945 yılı bütçe görüsmeleri ve Meclis’e görüsülmek üzere sevk edilen Toprak
Reformu Yasa Tasarısı muhalefetin öncülerini ortaya çıkarmıstır. Muhaliflerden Adnan Menderes, Refik Koraltan, Celal Bayar ve Fuat Köprülü, CHP Meclis Grup
Baskanlıgı’na ‘Dörtlü Takrir’ adıyla bilinen bir önerge sunmuslardır. Halkın, anayasa ile teminat altına alınmıs demokratik hak ve özgürlüklerini kullanmasının önündeki engellerin kaldırılması istenen bu önerge, CHP’nin ilgili kurulu tarafından ret edilmistir.
Dörtlü Takrir’i verenlerden önce Adnan Menderes ve Fuat Köprülü, ardından Refik Koraltan CHP’den ihraç edilmistir. Bu süreçten çok az bir zaman sonra Celal Bayar 28 Eylül 1945 tarihinde önce milletvekilliginden, 2 Aralık 1945’te ise CHP üyeliginden istifa etmistir. Celal Bayar baskanlıgı’nda bir araya gelen bu gurup 2 Ocak 1946 tarihinde DP’yi kurduklarını açıklamıslardır. DP kurucuların kamuoyu tarafından biliniyor olması ve II. Dünya Savası’nın getirmis oldugu sıkıntılardan dolayı CHP iktidarına karsı halkta meydana gelmis sıkıntıdan dolayı bu parti kısa sürede teskilatlanarak güçlü bir muhalefet partisi haline gelmistir. DP’lilerin siyaseti halkın ayagına götürdükleri; felsefi tartısmalardan daha çok pratik öneri ve söylemlerle siyaset yaptıkları, bu nedenle genis halk kesimlerine rahatlıkla ulasabildikleri bilinen bir durumdur.
DP’nin güçlü bir muhalefet partisi olarak ortaya çıkısı Türkiye tarihinde önemli
bir yere sahip CHP’yi hem düsünce hem yapı açısından degisiklige ugratmıstır. DP’nin kurulması üzerine il, ilçe, ocak teskilatlarından istifalar yasanan ve pek çok yer idare kurullarında çözülme görülen CHP yeni idare kurulları tesekkül ettirmis; pek çok yerde yeni ocaklar açmıstır. Çok partili yasama geçis sürecinde CHP’den istifaların artmasına ragmen CHP’nin toplam üye sayısında ciddi bir düsüs yasanmamıstır. Çünkü CHP yeni üye kayıtlarıyla teskilatlarında olusmus boslukları hemen doldurmaya çabalamıstır.
Tek parti döneminde politikadan uzak pek çok kisi gerek CHP gerekse DP eliyle siyasi mücadeleye katılmıstır. Çok partili yasama geçis asamasında CHP’nin inkılapçı zihniyetinden uzaklastıgı; pek çok söylem ve eyleminden vazgeçtigi görülmüstür.
Demokratiklesme adına çok partili yasama geçis sürecine gelindiginde Aydın
ilinin çok zengin bir siyasi alt yapısı vardı. Konumu, sosyal ve ekonomik yapısıyla Aydın her zaman siyasi gelismelerde öncü bir rol üstlenmistir. Osmanlı’nın son döneminde Avrupa’nın sömürü kollarının Anadolu’da ilk girdikleri yerlerden bir tanesi Aydın idi. Geç Osmanlı döneminde Aydın ve çevresinde sosyal adalet bozulurken, Avrupa’nın sömürgeci kollarıyla temasa geçen bölge insanı aynı zamanda özgürlükçü akımları ögrendiler. II. Mesrutiyet döneminde Aydın ilinde çok canlı bir siyasi yasamın oldugu bilinmektedir.
Bu dönemde yasanan partiler arasındaki rekabet Aydın halkının
demokratik bilincinin gelismesine katkı saglamıstır.
Bu bilinçle Kurtulus Savası sırasında Nazilli Kongreleri toplanabilmis, bagımsızlık adına ortak kararlar alınabilmis ve Aydın toprakları isgal altında olmasına ragmen Son Osmanlı Mebusan Meclisi ve I. TBMM seçimleri Aydın’da saglıklı bir biçimde yapılabilmisti. Cumhuriyet döneminde ise Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası tecrübelerinin en canlı yasandıgı yerlerden birisi de Aydın olmustu. Bu denli zengin bir alt yapıya sahip Aydın çok partili yasama geçiste elbette önemli bir yere sahip olacaktı. Ulusal gazetelerin bile günü gününe Aydın’da meydana gelen her türlü siyasi gelismeleri hiçbir
ayrıntısını atlamadan okuyucularına aktarmaya çaba göstermesi, çok partili yasama geçis sürecinde Aydın ilinin üslenmis oldugu fonksiyonu açıkça ortaya koymaktadır.
Aydın il nüfusu Cumhuriyet’in ilk yıllarından 1940’a kadar sürekli artmıstır. II.
Dünya Savası yıllarında Aydın’da neredeyse durma noktasına gelen nüfus artıs hızı, çok partili yasama geçis sürecinde tekrar çok hızlı bir artıs sürecine girmis, buna baglı olarak Aydın ilinde seçmen sayısı ve niteliginde degisiklik meydana gelmistir. Savas yıllarında pek çok sıkıntı yasanan Aydın ilinde 1946 yılından sonra tekrar ekonomik bir canlanma, idari yapıda degisiklik, tarım ve hayvancılıkta verimlilik, saglık, belediye, egitim, imar-bayındırlık ve ulastırma hizmetlerinde iyilesme görülmüstür. 1946-1950 arasında Aydın ilinde görülen yeniden kalkınma, halkın sorunlarını hızla çözme hamlesi 1950 seçimlerinin sonucunu etkilemistir. 1950 genel seçimlerinde DP ile CHP’nin aldıkları oy sayısında ciddi bir farkın olmaması çok partili yasama geçis sürecinde
Aydın ilinde II. Dünya Savası yıllarında yasanan sıkıntıların büyük bir hızla ortadan kaldırılmasının sonucudur.
Avrupa’nın sömürü kolları demiryolu ve telgraf aglarıyla Batı Anadolu içlerine
dogru girdikçe özgürlükçü akımlardan etkilenen bölge insanı, sosyal adaletin
bozulmasına baglı olarak muhalif bir durus sergilemeye baslamıstır. Geç Osmanlı’dan çok partili yasama geçis sürecine kadar Aydın’ın sosyal dokusunda da muhalif bir durus egemen olmustur. 19 yüzyıl sonu, 20 yüzyıl baslarında Aydın ve çevresinde görülen zeybeklik ve eskıyalık olayları; Cumhuriyet döneminde Aydın ilinde yasanan SCF deneyimi savımızı desteklemektedir. Etem Menderes, Adnan Menderes Serbest Cumhuriyet Fırkası dönemi muhaliflerinden di. Serbest Fırka’nın kapatılmasıyla adı geçen kisiler CHP’ye geçip bu parti içerisinde önemli görev ve fonksiyonlar üslenmislerdir. Serbest Cumhuriyet Fırkası deneyiminden sonra siyasi yasamda bir sessizlik dönemine girilmistir. Ancak CHP içerisinde açıga çıkmak uygun zaman ve zemin bekleyen bir muhalefet vardı. Bu muhalifler pek çogu eski Serbest Fırkalılar idi.
II. Dünya Savası sonrası Adnan Menderes DP parti kurucuları arasında yer alırken Etem Menderes, bu partinin Aydın teskilatlanmasında önemli bir görev üslenmistir. Aydın, Ankara’dan hemen sonra DP’nin il teskilatının kuruldugu ikinci vilayet idi. CHP Aydın il idare kurullarında görev alan pek çok kimse bu görevlerinden istifa ederek DP mütesebbis heyetlerinde yer almıslardır. CHP Aydın il teskilatı neredeyse çözüle safhasına gelen idare kurullarını 1946 kongrelerinde yenilemistir. DP ise önce mütesebbis heyetleri olusturarak Aydın ilçe, belde, köy ve mahallelerinde teskilatlanmıstır. 1946 kongrelerinde mütesebbis heyetleri kaldırılarak yerlerine idare heyetleri olusturulmustur. Basta Adnan Menderes olmak üzere DP kurucu ve üst düzey yöneticilere Aydın’a her fırsatta yaptıkları ziyaretle ilde partinin teskilatlanma çalısmalarını refakat etmislerdir. Söz konusu ziyaretler partilileri çalısmalarında sevk verirken, halkın DP’ye olan ilgisini artırmıstır. DP’nin kurulma asamasındaki olumlu hava kısa sürede sona ererek, yerini CHP ve DP arasındaki gerginlige bırakmıstır. DP, kendisine baskı yapıldıgını her fırsatta iddia ederek genis halk kitlelerini arkasında toplayabilmistir.
DP’nin Aydın’da hızla teskilatlanması karsısında CHP, örgütlerini tekrar gözden
geçirmis ve yeniden yapılandırmıstır. CHP’nin tek parti oldugu dönemlerde ocak
kurmayı düsünmedigi pek çok yerde parti teskilatı kurdugu görülmüstür. Demokrat Parti’nin hayat pahalılıgını sona erdirecekleri; özgürlükleri genisleteceklerine dair yaptıkları propaganda çalısmalarına CHP’liler kendilerinin vatanı kurtaran, Cumhuriyet’i kuran, inkılapların banisi olan bir parti olduklarına dair söylemlerle cevap vermislerdir. Ancak söylem ve yöntem açısından propaganda konusunda DP’nin daha basarılı oldugu söylenebilir.
Aydın ilinde CHP ve DP arasında, Halkevlerinden yararlanma, CHP’nin kamu
kaynaklarından yararlanması, CHP’ye il özel idare ve belediye bütçelerinden kaynak aktarılması, CHP’li baskanların devlet protokolünde yer alması gibi konularda ciddi tartısmalar çıkmıstır. Tartısmalarda getirilen elestiriler, saygı sınırını asınca taraflar birbirleri aleyhinde yüzlerce dava açmıstır. Açılan davalarda onlarca kisi degisik cezalara mahkum edilmistir. DP’lilerin siddetli itirazlarına ragmen 1950 genel seçimleri sonuna kadar CHP’ye kamu kaynaklarından pay aktarılmasına devam etmistir. Ancak aynı kaynaklardan yararlanamayan DP kendisine deve güresleri düzenlemekten esya piyangolarına varıncaya kadar çok farklı gelir kaynakları yaratmıstır. Halkevleri ise çok
partili yasama geçis sürecinde yapılan tartısmalar nedeniyle eski canlılıgını
kaybetmistir. DP iktidarı döneminde Halkevlerinin kapatılmasının alt yapısını
olusturacak pek çok olay Aydın ilinde yasanmıstır.
Tek parti döneminde devlet ve parti esdeger anlam tasımıstır. Bu nedenle devlet memurları birer CHP’liydi. Demokrat Parti’nin kurulmasıyla birlikte devlet memurları ve bürokratlar önceleri nasıl davranacakları konusunda sasırmıslardır. Parti-devlet bütünlesmesinin getirmis oldugu anlayıstan hemen kopmak mümkün degildi. Devlet memurlarının pek çogu çok partili yasama geçis süreci baslarında tarafsız kalamadılar ve DP’ye karsı açıkça tavır aldılar. Hatta 21 Temmuz 1946 seçimlerinde Aydın ilinde pek çok bürokrat ve memurun CHP lehinde çalısma yaptıgı CHP müfettis raporlarına yansıyan bir durum idi. Demokrat Parti’nin güçlenmesine baglı olarak bazı bürokrat ve memurların saf degistirip DP propagandası yapmaya baslamıstır. Bunun üzerine önceleri kendisi lehine çalısma yapıldıgında bunu öven, tesvik eden CHP iktidarı aynı
devlet memurlarını tarafsızlılarını kaybettikleri gerekçesiyle cezalandırma yoluna
gitmistir. Gelinen noktada devlet memurları DP ve CHP yanlısı olarak ikiye
bölünmüstür. Bu durum vatandasların islerini ve devlet hizmetlerinin görülmesini aksatmıstır. Ülkemizde çok partili yasama geçis sürecinde ismen varolan kamu personeli kavramının demokratiklesmemis toplumlarda sindirilmesi için zamana gereksinim duyulmustur.
Aydın ilinde DP ile CHP arasında tam bir propaganda savası yasanmıstır.
Yapılan psikolojik harpte partiler kendilerine baglı gazeteler aracıgıyla birbirlerini yıpratmak, kendi taraftarlarına sevk vermek için her türlü propaganda silahını kullanmıslardır. Gazetelerde her gün partilere katılım ya da partilerden istifa haberleri yayımlanmıstır. Partiler bandolar olusturarak eglenceler tertip etmisler ve sıkça mitingler yapmıslardır. Ufak bir köyde dahi yapılan mitinge binlerce kisi katılmıstır.
Partiler için bu propaganda aracı çok önemli oldugundan baska yerlesim yerlerinden yüzlerce kisi bu miting alanlarına tasınmıstır. Rekabet Ticaret Odaları idare kurulu seçimlerinden kooperatiflere varıncaya kadar her alana yayılmıstır. Öyle ki partilerin gençlere ulasmak için spor klüpleri kurdukları görülmüstür. Gelinen noktada resmi bayram kutlamaları bile partiler tarafından tam bir gövde gösterisine dönüstürülmüstür.
Partiler resmi bayram kutlamalarını olusturdukları ayrı ayrı kortejlerle katılmıslardır.
Taraftar sayısını fazla göstermek isteyen partiler en ücra köylerden dahi insan getirerek bu kortejlere katılımını saglamıslardır. Keskin rekabet nedeniyle partiler arası iliskiler kimi zaman gerginlesmis, vatandaslar arasında kavgalar çıkmıstır. Yasanan olaylar cinayetle sonuçlanacak boyuta ulasmıstır. Bunlardan en önemlisi 21 Temmuz 1946 genel seçimlerinden 48 saat önce islenen Çakırbeyli Cinayeti’dir.
21 Temmuz 1946 genel seçimlerini Aydın’da CHP kazanmıstır. Ancak
toplumdaki genel atmosferi okumakta gecikmeyen CHP Aydın’da büyük bir çalısma baslatmıs, seçim galibi olmasına ragmen teskilatlarını kuvvetlendirme çabası içerisine girmistir. Pek çok bakan bu asamada Aydın’ı ziyaret etmistir. CHP iktidarı tarafından Aydın iline yapılan yatırımlar artırılmıs, çiftçi ve esnaf II. Dünya Savası yıllarından kalma pek çok mükellefiyetten kurtarılmıstır. Bölge için oldukça önemli olan zeytin ve zeytin yagından alınan muamele vergisi kaldırılmıs, bunun yanında bölge için yardım ve kredi muslukları sonuna kadar açılmıstır. Amerikan Marshall yardımından yararlandırılan pek çok çiftçi bu dönemde traktör sahibi yapılmıstır. Buna karsılık ise Demokrat Parti ortamı sürekli gergin tutmaya çabalamıs, sürekli II. Dünya Savası yıllarında yasanan sıkıntıları vurgu yapmıs, bundan CHP iktidarını sorumlu tutmustur.
Partiler arası iliskiler önüne geçilmez sekilde gerginlesince Demokrat Parti,
Hürriyet Misakı adlı bir bildirge yayımlayarak sine-i millete dönme tehdidinde
bulunmustur. Bunun üzerinde Cumhurbaskanı nönü devreye girerek partiler arasındaki bu gerginligi bitirmek istemistir. smet nönü, 12 Temmuz 1947 yılında yayımlamıs oldugu beyannamede partiler arasında esitlik ilkesinin gözetilecegini ifade etmistir. Gelinen noktada sertlik yanlısı Basbakan Recep Peker görevinden istifa etmistir. DP, içerinden bir gurup ise DP genel idare kurulunu CHP’yle anlasma yapmakla suçlayıp bu partiden istifa etmislerdir. Demokrat Parti parçalanma sürecine girmistir. Millet Partisi bu süreçte dogmustur. Demokrat Parti yöneticileri izledikleri ince taktikle yasanan
sarsıntıyı atlatmayı basarmıslardır. DP Aydın il teskilatı yasanan bu sarsıntının
atlatılmasında önemli bir fonksiyon üslenmistir. Yeni kurulan Millet Partisi, DP Aydın teskilatına büyük bir darbe vurmak için çok çabalamıs ancak bunda basarılı olamamıstır.
Recep Peker hükümeti döneminde CHP iktidarı, DP’ye karsı çok sert bir tutum
takınmıstır. Adı geçen basbakanın görevinden istifa etmesinden sonra CHP iktidarı DP’ye karsı daha anlayıslı davranmaya baslamıstır.
Ancak gergin siyasi atmosferin kendisine fayda getirecegini gören DP, Aydın ilinde yapılan 1948 yılı ara seçimlerini boykot etmistir. 1948 yılı genel kongresinden sonra ise Milli Husumet Andı adı verilen bir bildirge yayımlamıstır. Bu bildirge nedeniyle takındıgı olumlu tutum karsısında CHP oldukça sasırmıs ve buna bir anlam verememistir. 1950 seçimleri yaklastıkça Aydın ilinin önemi bir kez daha ortaya çıkmıs, DP ve CHP’den pek çok yönetici Aydın’ı daha çok ziyaret etmistir. Bu dönemde Aydın’a en üst düzeyde ziyaret Cumhurbaskanı İsmet
İnönü tarafından gerçeklestirilmistir. DP’liler ise CHP’nin bu ataklarına cevap vermekte gecikmemislerdir. DP’liler, CHP’nin gerçekte bir halk partisi olmadıgını iddia etmislerdir. Bu iddialarını ispatlamak için Kerim Cevdet ncedayı’nın Aydın’ı ziyareti sırasında belki iyi niyetle söylemis oldugu bir sözü 1950 genel seçimlerine kadar yaklasık bir yıl CHP aleyhine propaganda aracı haline getirmislerdir. Cumhurbaskanı İsmet İnönü’yü ise Aydın’ı ziyaretleri sırasında tarafsız kalmayıp CHP propagandası yapmakla suçlamıslardır.
Çok partili yasama geçis sürecinde partilerin Aydın ilindeki 1946-1950 yılları
arasındaki kongreleri oldukça heyecanlı gerçeklesmistir. Dönemin gazeteleri bu
kongreleri özel muhabirleriyle takip etmisler ve tüm ayrıntılarıyla okuyucularına
iletmislerdir. Kongrelerde hemen hemen her partiliye konusma hakkı tanınmıs ve kongreler tam bir demokratik çerçevede yapılmıstır. Kongrelerde yapılan konusmalar dönemin siyasi atmosferini anlamamıza yardımcı olacak niteliktedir. Kongrelerde dile getirilen istek ve temenniler Aydın ilinin çok partili yasama geçis sürecindeki sosyal, ekonomik, kültürel dokusu ya da sorunlarıyla ilgili önemli ip uçları vermektedir.
1946-1950 yılları arasında Aydın’da Koçarlı belediye seçimi, belediye seçimleri,
21 Temmuz 1946 genel seçimleri, l Meclisi genel seçimi, muhtarlık seçimleri, 1948 yılı ara seçimleri, Ortaklar belediye seçimi, 14 Mayıs 1950 genel seçimi gibi seçimler yapılmıstır. Koçarlı belediye seçimi ve belediye seçimlerine DP katılmamıstır. 21 Temmuz genel seçimlerine katılan DP seçimlere itiraz etmis ve seçimlere hile karıstırıldıgını iddia etmistir. Aydın’daki seçimleri düzenledikleri mitinglerle protesto eden DP’liler bu itirazlarını TBMM’ye tasımıslardır. tirazları degerlendiren TBMM seçimleri geçerli saymıstır. Muhtarlık seçimlerinde de DP’liler yine seçimlerin baskı altına yapıldıgını iddia etmislerdir. Uygun bir seçim kanunu çıkartmak isteyen DP’liler 1948 yılında yapılan ara seçimleri boykot etmislerdir. Bunun üzerine seçim kanununda ilgili degisikliklerin bir kısmı CHP tarafından gerçeklesince DP Ortaklar Belediye seçimine katılmıstır. Seçimi DP kazanmıstır. CHP, bunun üzerine uzun süre Ortaklar Belediyesi’ni gözetim altında tutmus, bu belediyenin her türlü aksaklıgını kamuoyuna aktarmıstır. 1950 genel seçimlerine giderken DP seçim kanunda ilgili düzenlemelerin
tam anlamıyla yapılmaması durumunda bir kez daha seçimleri boykot edecegini
duyurmustur. Bunun üzerine iktidar ve muhalefet yeni bir seçim kanunu konusunda anlasmıslar ve Türkiye yeni bir seçim kanunuyla 1950 seçimlerini gerçeklestirmistir.
“Açık Oy Gizli Tasnif” seklinde yapılan 21 Temmuz 1946 Milletvekili
seçimlerindeki olaylar Demokrat Parti’ye olan ilgiyi artırmıstır. Demokratlar Adnan Menderes’in bu muhitten seçilememesine içlerine sindirememislerdir. Buna karsılık varlıgının bekası için CHP var gücüyle çalısmıstır. Bu durum Aydın sathını iktidar ile muhalefet arasında sert bir rekabet alanına çevirmistir. Aydın’da meydana gelen pek çok gelisme genel siyasi gidise yön verecek nitelige kavusmustur.
BU BÖLÜM DİPNOTLARI;
1028 Anadolu, 2 Mart 1950.
1029 Anadolu, 23 Nisan 1950.
1030 Demokrat İzmir, 25 Nisan 1950.
1031Demokrat İzmir, 9 Mayıs 1950.
1032 Burçak, age., s.204.
1033 Yılmaz, Mustafa K. ve Demirayak, S.Görüme tarihi ve yeri: 15 Mayıs 2007; Aydın.
1034 Anadolu, 6 Mayıs 1950.
1035 Anadolu, 10 Mayıs 1950.
1036 Anadolu, 8 Mayıs 1950.
1037 Demokrat İzmir, 9 Mart 1949.
1038 Anadolu, 3 Nisan 1950.
1039 Burçak, a.g.e. s.219.
1040 Anadolu, 14 Nisan 1950.
1041 Anadolu, 13 Nisan 1950.
1042 Anadolu, 12 Nisan 1950.
1043 Anadolu, 14 Mayıs 1950.
1044 Milletvekillerine mahsus Sicil Defterleri, zarf No:6 TBMM.
1045 Demokrat İzmir, 15 Mayıs 1950.
1046 Demokrat İzmir, 16 Mayıs 1950.
1047 Milletvekillerine mahsus Sicil Defterleri, zarf No: 6.
1048 Demokrat İzmir, 7 Mayıs 1950.
1049 TBMM Üyelerine Mahsus Sicil Defterleri, zarf NO:6, Defter NO:103.
1050 TBMM Üyelerine Mahsus Sicil Defterleri, zarf NO:6, Defter NO:105.
1051 Burçak, a.g.e, 219.
1052 www.tbmm.gov.tr.
1053 Anadolu, 17 Mayıs 1950.
1054 Anadolu, 22 Mayıs 1950.
1055 Anadolu, 24 Mayıs 1950.
1056 Telgraflar için bkz; Anadolu, 22 Mayıs 1950.
1057 Anadolu, 18 Mayıs 1950.
1058 Erogul, C. age., s.202.
1059 Erogul, C. age., s.70.
1060 Cumhuriyet, 5 Eylül 1950. 1950–1960 Yılları arasında Adnan Menderes baskanlıgında, 19, 20, 21, 22, 23. hükümetler kurulmustur.
Bu hükümetler, 1, 2, 3, 4, 5. Menderes hükümetleri seklinde anılır.
41 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***