10 Ocak 2019 Perşembe

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 10

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 10


    Aydın Belediyesi, bu dönemde her alanda hizmet üretmeye baslamıstır. 1947 
yılının kıs aylarında sehirde bas gösteren kömür sıkıntısını Aydın Belediyesi almıs oldugu tedbirlerle ortadan kaldırmıstır. Belediye bununla ilgili sıkıntıyı gidermek için Ortaklar’dan iki vagon kömür getirmis ve bu kömürleri maliyetine satarak sıkıntıyı gidermeyi amaçlamıstır.282 

Nazilli: 

Aydın’ın en büyük ilçelerinden Nazilli’de 1946 senesinde 20.000’e yakın insan 
yasamaktaydı. Bu sehre et 1 saat uzaklıktaki mezbahadan belediyenin çöp arabasıyla ve yolların bozuk olması nedeniyle tozun topragın içinde getiriliyordu. Belediye sehre, kuyu ve dere suyunu karıstırarak veriyordu. Bu durum muhalif basın tarafından ciddi bir biçimde elestirilmistir. Kentin su sebekesi bozuk oldugu gibi su depolarının da üstü açıktı. Belediyenin saglamıs oldugu içme suyu bu yüzden saglıklı degildi. Zenginler, litresi 40 kurusa memba suyu alabiliyorken çesme suyu kullanan fakir halk arasında dizanteri, tifo gibi hastalıklar yaygın olarak görülüyordu. Söz konusu dönemde Nazilli’de pazar hafta sonları kurulmaktaydı. Ancak her sey tozun topragın içerisinde satılıyor, belediye ise bununla ilgili bir önlem alamıyordu.283 Yine Nazilli Belediyesi’nin elektrik dagıtımında halktan usulsüz para topladıgına dair iddialar olmustur. Gazeteler, usulsüz olarak toplanan bu paraları belediye tarafından halka iade edilmesini istemislerdir.284 Nazilli içinden geçen dere defalarca tasıp civar evleri sular 
altında bıraktıgı halde mülki idare ve belediye derenin ıslahı için uzun süre hiçbir sey yapamamıstır. Aynı zamanda bu civarda izinsiz palamut kesilip demiryoluyla sevk edildigi halde hiçbir sorumlu tarafından olaya müdahale edilmemistir.285 
1947 yılından sonra ülke II. Dünya Savası’nın getirmis oldugu sıkıntılardan 
kurtuldukça Nazilli Belediyesi tekrar hizmet atagına geçmistir. Bu dönemde Nazilli Belediyesi’ne bulundugu bina dar gelmeye baslayınca 1947 yılı belediye bütçesine kentin adına yakısır bir hizmet binası yapılabilmesi için ödenek konmustur.286 

1950 senesinin baslarında Nazilli Belediyesi hizmet binasının temel atma töreni yapılmıs ve insasına baslanmıstır.287 

Sümerbank Basma Fabrikası ürettigi elektrigin bir kısmını Nazilli’ye vermistir. 
Ancak verilen bu enerji kentin tamamının aydınlatılması için yeterli degildir. Nazilli Belediye Baskanı Rıfat Tuncer, kentin aydınlatma projesine destek saglamak için defalarca Ankara’ya gidip gelmistir. Burada çesitli anlasmalar yapmıstır. Yapılan planlamayla 23 Nisan 1947’ye kadar tüm Nazilli’nin aydınlatılması öngörülmüstür.288 

Belediye, Nazilli’nin su sebekesi için ller Bankası’ndan 250 bin liralık ödenek 
çıkartmıstır. Sebekede kullanılacak boruların bir ngiliz firmasının tarafından ithal edilebilmesi için Sanayi Bakanlıgı’ndan ilgili onayı vermistir. Nazilli’ye 25 km uzaklıktaki 16 pınarın suyu toplanarak bir boruya alınacak ve sehre aktarılacaktı.289 

Bunun yanında CHP idaresinde olan Nazilli Belediyesi, sehirdeki susuzluk sorununu çözmek için sehre yakın bir yerde sondaj çalısması yapmıstır. 230 metre derinlikte çok güçlü bir su kaynagı bulunmustur. Amerika’dan ithal edilen pompalarla sehre saatte 36 ton su bu derinlikten pompalanmaya baslanmıstır .290 

Bu yatırımların dısında Sümerbank Basma Fabrikası’yla sehir arasına otobüs konmustur. Sehir ortasındaki yıkıntılar kaldırılıp yerine park yapılmıstır. Yeni bir pazaryeri ve hal binası insa edilmistir.291 

Yapılan çalısmalarla Nazilli’de çagdas bir kent yaratma yolunda önemli mesafeler katledilmistir. 

Söke: 

II. Dünya Savası sürecinde Söke’de belediye hizmetlerinde sokakların 
temizlenmemesi, sehrin gece aydınlatılamaması, vergilendirmede ve sunulan hizmette mahalleler arasında adalet ilkesine uyulmaması gibi ciddi sorunlar yasanmıstır.292 

Ancak ilerleyen süreçte yıgılan sorunların bir bir çözümlendigi görülmüstür. Bu 
baglamda Söke Belediyesi ve kaymakamlıgı öncülügünde, Söke’nin elektrik isleri tamamen bir çözüme kavusturulmustur.293 Söke Belediyesi’nin 1950 yılı bütçesi 277.860 liradır. Bu bütçede yer alan yatırım planlamasına göre Belediye, ileride kentte çıkabilecek mesken buhranını önlemek için ilçenin genisleme alanları içerisinde kamulastırma çalısmalarına hız vermis ve vatandasa ucuz ve imarlı arsa saglamıs, kentin içme ve kullanma suyunu takviye etmis ve kent sokaklarına parke tası dösetmistir. 

Belediye aynı zamanda merkezi hükümetin yetki ve sorumlulugundaki kentteki 
yatırımlara da destek olmustur. Örnegin Söke Belediyesi kentte yapılmakta olan 
hastanenin biran evvel bitirilmesi için 10.000 lira yardım etmistir.294 
Söke’de Belediye Baskanı Adil Azbardar öncülügünde Söke’de çok büyük bir 
hayvan panayırı açılmıstır. Açılısa Aydın Valisi Rüknettin Nasuhioglu, Milletvekili 
General Refet Alpman ve Aydın Veteriner Müdürü Selim Yatagan da katılmıstır. 
Panayırda Aydın ovasında yetistirilmesi amaçlanan merinos koyunlar, damızlık bogalar, inekler sergilenmistir.295 

Diger Belediyeler: 

Çok partili yasama geçis sürecinde Aydın ilinde Merkez ilçe, Söke ve Nazilli 
dısında Atça, Sultanhisar, Kuyucak, Koçarlı, Karacasu, Çine, Bozdogan, Kusadası, Yenipazar, Germencik, ncirliova ve Umurlu belediye teskilatı olan diger yerlerdir. 1945’li yıllarda Kuyucak Belediyesi’nin, vergilerin toplanmasında gösterdigi hassasiyeti sokakların temizligi ve aydınlatılması konusunda göstermedigi dönemin gazeteleri tarafından iddia edilmistir. Buna ragmen Belediye azalarının kapılarının önünde ise lambaların muntazam yanması halk nezdinde sikayet konusu oldugu muhalif gazetelerde sıkça dile getirilmistir.296 

II. Dünya Savası yıllarında Kusadası’nda herhangi kalkınma hamlesi 
gözlemlenmemis, bunun ötesinde Ada’nın sokakları dogru dürüst süpürülmemistir. 
Belediye bununla ilgili olarak tahsilâtın yeterli olmadıgını söylemistir. Ancak sonuç olarak halk Kusadası’nda belediye hizmetlerinden memnun kalmamıstır.297 
Kusadası halkı kuyu suyu kullanmıstır. Kent, uzun süre susuzluk çekince Dr Hulusi Buyral ve Cihan Acun, zeytin müstahsillerinin prinaların su sebekesi ve yolunu yaptırmak üzere belediyeye teberru etmelerini saglamıstır. İlçe Kaymakamı Cezmi Özısık da buna destek çıkmıstır. Cezmi Özısık baskanlıgında bu konuyla ilgili müstahsil ve fabrikatörlerle bir toplantı yapılmıstır.298 Toplantıya Mustafa Berberoglu (Ali Demirel adına), Sedat Akdogan (Naci Akdogan adına), Mustafa Adalıoglu, Kemal Kutucu gibi kentin ileri gelenleri katılmıstır.299 Halkın belediyeye teberrularla yardım etmesi, suyun kente 
getirilme isini kolaylastırmıstır. 

Hükümet tarafından Atça’nın su ve elektrik tesisatının tamamlanması için 
belediye’ye 92.520 lira bir ön ödenek çıkartılmıstır. 40.000 lira ayrıca fonlardan tahsisat yapılmıstır. Belediye bu islerin ihalesini yaparak kenti 3–4 ay içerisinde elektrik ve suya kavusturmustur.300 Germencik’in ilçe oldugu 2 Ocak 1948 tarihinde kentin elektrik tesisatının açılısı, birçok davetlinin hazır bulundugu bir törenle Aydın Valisi Salim Gündogan tarafından yapılmıstır.301 

1947 yılında ncirliova Belediyesi’nin kentin aydınlatılması için hazırladıgı 
elektrik projesi ve fenni mezbaha ile302 belediyeye ait yeni hizmet binası projeleri Bayındırlık Bakanlıgı tarafından onaylanmıstır.303 Yeni hizmet binası 10 odalı kâgir bir bina seklinde projelendirilmistir. Bir de hizmet binasına baglı büyük bir nikâh salonu yapılması düsünülmüstür.304 2007 yılına gelindiginde Kösk ve ncirliova’da bu kentleri süsleyen pek çok çam fıstıgı 1947 yılında dikilmistir.305 Bozdogan Belediyesi ise, kentte pazar kuruldugu zamanlarda köylerden gelen kisilerin hayvanlarını baglayabilecekleri bir ahır insa etmeye baslamıstır. Bununla ilgili gerekli istimlaklar yapılmıstır. Sehir böylece hayvan pisliklerinden kurtarılmıstır. Yine belediye sehre yakın meyve bahçelerinin sulanabilmesi gerekli yatırımlara girismis, aynı zamanda sehir meydanına 
çok büyük bir çesme yaptırmıstır. 306 

II Dünya Savası sırasında ortaya çıkan sorunların agırlıgı nedeniyle, savas 
sonrasında ülke ekonomisindeki sıkıntıların giderilmesine paralel olarak belediye 
hizmetlerindeki görülen hızlı iyilesmeye ragmen halkın çogunlugu belediye 
seçimlerinde tercihini DP’den yana kullanmıstır. 

2.1.9. Aydın İlinde İmar ve Ulasım Faaliyetleri 

28 Aralık 1946 yılında yapılan CHP Aydın İl Kongresi’ne, ilçe ve bucak 
kongrelerinden yazılı olarak belirtilen köprü, yol yapım ve onarımı hakkında onlarca istek damgasını vurmustur. Bu isteklerin her biri il kongresinde tartısıldıgı gibi yazılı olarak geregi yapılmak üzere CHP Genel Sekreterligi’ne iletilmistir.307 Bu kongreden sonraki süreçte hükümet tarafından bayındırlık sahasında gereken pek çok seyin yapıldıgı görülmüstür. II. Dünya Savası’nı atlatan Türkiye, tekrar imar faaliyetlerine yönelebilmistir. Bu nedenle aynı dönemde Aydın ilinin imar faaliyetlerinde ciddi bir gelisme görülmüstür. 

Aydın Merkez İlçe 

Milli Mücadele döneminde Yunan isgal güçleri tarafından yakılmıs ve yıkılmıs 
Aydın’da bulunan Eski Rum Mahallesi, 23 yıl boyunca yıkıntıların tam anlamıyla 
kaldırılamaması sonucu harabe görüntüsünden kurtarılamamıstır. Buradaki kalıntılar II. Dünya Savası sonrası dönemde tamamen temizlenebilmistir. Vali Salim Gündogan önderliginde kurulan bir kooperatif eliyle Aydın’da 103 evin yapımına baslanmıstır. Zahire pazarı, yüzme havuzu, hal, mezbaha, sehir gazinosu ve misafirhanesi, talebe yurdu, pazaryeri insaatı planlanan yatırımlardan bir kaçı olmustur.308 Vali önderliginde kurulan kooperatif Kepez mevkiinde yapılmakta olan 40 evin 35’ini kısa sürede bitirerek sahiplerine teslim etmistir. Kepez mevkiinde Aytepe adında yeni bir mahalle kurulmus ve bu mahalle Cumhuriyet’in imar ve bayındırlık anlayısıyla olusturulmustur. Evler üç tipte ve kooperatif ortaklarından toplanan aidatlarla ve Emlak Bankasın dan saglanan krediyle yapılmıstır.309  

Aydın kent merkezi için planlanan yüzme havuzu insaatı da bitirilerek hizmete sokulmustur.310 Tüm ülkeye hizmet için dagılacak olan kaymakam stajyerleri atama öncesi Aydın’a getirilmis ve onlara buradaki yüzme havuzu, kooperatif evleri örnek uygulama olarak gösterilmistir.311 1949 yılı il idare bütçesinden Memleket Hastanesi’ne ek pavyon yapılması için ödenek ayrılması parti 
kongrelerinde önerilmistir. Memleket Hastanesi’nin ahsap olan pek çok yerinin 
betonarme hale getirilmesi için 90 bin liraya ihtiyaç duyulmustur. 1948 yılında Gençler için spor kompleksleri yapılması düsünülmüs fakat gerekli ödenek saglanamamıstır.312 

Aydın Valisi Ruknettin Nasuhioglu Ankara’da Aydın’ın sorunlarını çözmek için pek çok temaslarda bulunmustur. Gelen egitim ödenegiyle Aydın Lisesi’ne ek bir pavyon daha yapılırken egitim binası eksigini gidermek için hayırsever vatandaslardan destek istenmis, bu destek bizzat Vali tarafından dile getirilmistir.313 

Diger İlçeler 

Bozdogan’da bir hükümet konagı yaptırılması için 200 bin liralık ödenek 
ayrılmıstır.314 Karacasu’da kasaba’nın gelisim alanında yeni bir Halkevi binası 
yaptırılmıstır. Bunun kasabının gelisimine katkı saglayacagı düsünülmüstür.315 
Bozdogan’da yeni cezaevinin insaatına baslanmıstır. Temel atma töreni mülki amirlerin katılımıyla yapılmıstır. Yapı, Cumhuriyet idaresinin yeni bir eseri olarak degerlendirilmis ve törende kurbanlar kesilmistir.316 

Germencik’e baglı Ortaklar köy muhtarlıgı kanalizasyon yaptırarak pis suların 
sokak aralarından akmasını engellemistir. Böylece sıtma tehlikesi kısmen önlenmistir. Köy Enstitüsü üzerindeki eski köprü yıktırılarak yerine betonarme bir köprü yaptırılmıstır. Hayvan pazarının duvarları yükseltilmistir. Vatandaslardan kimileri bir okul yaptırılması için muhtarlıga teberruda bulunmuslardır. Bir vatandas da köyün yıkık minaresini tamir ettirmis ve köy sokaklarına parke tası dösenmesi için yardımda bulunmustur. Muhtar vilayet tarafından yaptıgı çalısmalar nedeniyle takdirnameyle ödüllendirilmistir.317 

Ulasım ve Bayındırlık Sahasındaki Gelismeler 

Aydın-İzmir arasında çok zayıf bir karayolu baglantısı vardı.318 Ancak çok 
partili yasama geçis sürecinde Eski Aydın-İzmir yolunun tadilatına baslanmıstır. Tadilat çalısmaları sırasında Malgaç, Koçak ve Musluca köprüleri de yaptırılmıstır. Aydın- İzmir karayolunun Çamlık-Selçuk kesiminin bozuk olması nedeniyle genelde Aydın’dan İzmir’e gidecekler Söke-Kusadası-Pamucak-Selçuk güzergâhını kullanıyorlardı. Bu yol 64 km daha uzun ve 1946’lı yıllarda Amerikan cipleriyle yaklasık 7 saat sürmekte idi. Sonraki yıllarda Kusadası-Söke, Kusadası-Selçuk arasına sose yol yapılmıs ve bu hatlar üzerinde kalan bazı köprüler tamir edilmistir.319 

1948’li yıllarda Aydın il dâhilinde 430 kilometrelik yol vardı. Buna ragmen yeni 
yolların yapılmasına ihtiyaç duyulmus, mevcut yolların ise ciddi ıslahı gerekmistir. Yol islerinde en büyük güçlük köprü ve menfez yapımında yasanmıstır. II. Dünya Savası sonrası Aydın ilinin pek çok yerinde ulasımın saglanabilmesi için zaruri olan köprü yoktu. Mevcut köprülerin çogu agaçtan yapılmıstı. l Genel Meclisi’nce olusturulan üç yıllık imar planı Bayındırlık Bakanlıgı tarafından kabul edilmistir. Plana göre 1948 yılında 5–6 metre uzunlugundaki betonarme köprülerin yapılmasına agırlık verilecekti.320 Yine aynı plan dogrultusunda Söke-Bagarası yolu üzerinde yapılması zorunlu olan altı betonarme köprünün üçünün yapılması ve ncirliova-Koçarlı yolu üzerindeki Menderes köprüsünün köklü bir sekilde tamiri için ihale açılmıstır. Nazilli- 
Bozdogan yolu üzerindeki ahsap köprüler betonarme seklinde yeniden yapılmıs, 
Yenipazar ve Söke’de Menderes köprülerinin yeniden yapılması için gerekli projeler tamamlanmıstır. Vali Rukneddin Nasuhioglu, Bayındırlık, Milli Egitim ve Ziraat müdürleriyle beraber ilçe, belde ve köyleri dolasmıs, eksikler ve ihtiyaçları tespit ederek ileride tamamlanmak üzere not almıstır.321 Bu geziler esnasında edinilen izlenimlerle Bagarası-Söke yolu üzerinde Menderes üzerine 4,5 metre genisliginde tahtadan bir köprü yapılmasına karar verilmisti. Koçarlı ve Moralı köprülerinin tamiratı bitmistir.322 

Yenipazar’da Menderes Nehri üzerindeki ahsap köprünün yıkılmasından sonra uzun süre yenisi yaptırılmamıstır.323 1948 senesinde ise buraya bir köprü yaptırılması için vilayet tarafından ihaleye çıkılmıstır.324 Halkın da katılımıyla Nazilli’de fabrika yolu yenilenmistir. Aynı zamanda Hükümet, Nazilli-Mugla arasına sose yol yapımı için 30.000 lira tahsisat ayırmıstır. Anadolu Gazetesi bunu gelecek adına önemli bir yatırım olarak degerlendirmistir.325 ktidar Partisi CHP, Aydın-Marmaris arasına yol yapım projesini, 1.400.000 liralık ödenekle uygulamaya koymustur.326 Bu proje kapsamında daha önce ahsap olan Menderes nehri üzerindeki betonarme köprü ile Çine çayı üzerindeki köprü 1947 baharına kadar bitirilecektir. Küçük on dokuz köprünün yapımı 
ise bitirilmistir. Gazeteler proje kapsamında yirmi köprü daha yapılacagını 
duyurmustur.327 Yol yapım çalısmaları hızlansa dahi yol vergisinin zengin fakir 
demeden aynı miktarda alınması sıkça sikâyet edilen bir konu olmustur. Çünkü bu vergi fakire çok agır; zengine ise önemsiz bir sey gelmistir. Yine yol vergisi gelirlerinin, bu vergiyi veren kentlere tahsis edilmesi parti kongrelerinde dile getirilen önemli dilekler arasında yer almıstır.328 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

282 Anadolu, 10 Ocak 1947. 
283 Demokrat İzmir, 5 Mayıs 1946. 
284 Demokrat İzmir, 17 Mayıs 1946. 
285 Demokrat İzmir, 11 Aralık 1946. 
286 Anadolu, 5 Mart 1947. 
287 Anadolu, 2 Şubat 1950. 
288 Anadolu, 10 Subat 1947. 
289 Anadolu, 11 Kasım 1946. 
290 Anadolu, 3 Kasım 1949. 
291 Anadolu, 12 Mayıs 1946. 
292 Demokrat zmir, 16 Aralık 1947. 
293 Anadolu, 19 Agustos 1948. Elektrik isleri için 190 bin lira ller Bankası’ndan kredi saglanmıstır. Proje 
için kente 400 elektrik diregi dikilmis ve 120 beygir gücünde iki tane dizel elektrik motoru satın 
alınmıstır. Daha sonra bu islere katkı saglamak için çisleri Bakanlıgı fonlarından 148 bin liralık tahsisat 
yapılmıstır. Kentin elektrik isleri ihale usulüyle müteahhit firmalara yaptırılmıstır(Anadolu, 4 Mayıs 1949). 
294 Anadolu, 19 Subat 1950. 
295 Anadolu, 3 Ekim 1948. 
296 Demokrat İzmir, 23Aralık1948. 
297 Demokrat İzmir, 22 Subat 1947 
298 Demokrat İzmir, 19 Aralık 1947. 
299 Demokrat İzmir, 23 Aralık 1947. 
300 Anadolu, 23 Mart 1949. 
301 Demokrat İzmir, 7 Ocak 1948. 
302 Anadolu, 16 Haziran 1947. 
303 Anadolu, 26 Ocak 1947. 
304 Anadolu, 24 Subat 1947. 
305 Anadolu, 24 Subat 1947. 
306 Anadolu, 10 Mart 1947. 
307 BCA, 490.01/233.918.2. 
308 Anadolu, 2 Ocak 1946. 
309 Anadolu, 10 Ocak 1947. 
310 Demokrat zmir, 12 Aralık 1946. 
311 Anadolu, 11 Ekim 1946. 
312 Anadolu, 31 Mart 1948. 
313 Anadolu, 13 Aralık 1948. 
314 Anadolu, 10 Subat 1946. 
315 Anadolu, 18 Temmuz 1948. 
316 Anadolu, 22 Aralık 1948. 
317 Anadolu, 29 Mayıs 1946. 
318 Ugur A. agt., s.196. 
319 Anadolu, 20 Ekim 1946. Ortaklar-Çamlık-Selçuk arasında kalan yolda bir tüneldeki 2 kilometrelik tesviye çalısması bitirilemedigi için uzun zaman zmir’e gitmek için Ortaklar-Söke-Kusadası-Selçuk yolu kullanılmıstır. Hâlbuki Çamlık yolu üzerinde daha önce yirmiden fazla beton menfez ve birçok köprü 
buradan ulasımın bir evvel saglanabilmesi için bitirilmistir. Son kalan bu isin tamamlanmamıs olması dönemin basını tarafından elestirilmistir (Anadolu, 30 Temmuz 1948). 
320 Anadolu, 21 Mart 1947. 
321 Anadolu, 21 Nisan 1948. 
322 Anadolu, 13 Aralık 1948 
323 Demokrat zmir, 03.06.1948. Yenipazar, ‘Dertli Pazar’ olarak nitelendirilmistir. Anadolu Gazetesi ise bu iddiaları yalanlamıstır. Yenipazar’da Menderes üzerinde tahta köprü yıkılmıstır. Ancak bu köprü uzun süre II. Dünya savası nedeniyle yaptırılamamıstır. Vatandasın magdur olmaması için belediye Menderes üzerine bir sal koymustur. 
324 Anadolu, 9 Haziran 1948. 


11 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 9

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 9


2.1.7. Aydın İlinde Egitim Durumu 

Cumhuriyet’in ilk yıllarında laik, ulusal, kamusal, zorunlu, karma, çagdas bir 
egitim anlayısı amaçlanmıstır. Tevhid-i Tedrisat Kanunu, bu egitim anlayısının hukuki alt yapısını olusturmustur. Halkevleri ve Köy Enstitüleri egitim amaçlarına ulasmanın araçları olmuslardır. Cumhuriyet’in kurulusuyla birlikte Türkiye’de egitim alanında büyük atılımlar yapılmıstır. Örnegin 1923 yılından 1928 yılına kadar 4.770 olan ilkokul sayısı 6.060’a çıkmıstır. Bu rakam toprakları isgalden yeni kurtulmus, kaynakları talan edilmis bir ülke için oldukça büyüktür. Bu yatırımlar daha sonraki yıllarda da artarak devam etmistir. Ancak egitim yatırımları, II. Dünya Savası’nın baslaması nedeniyle neredeyse durma noktasına gelmistir.245 Bu durum, ülke içinde çesitli kentlerde oldugu 
gibi Aydın ilinde de ciddi egitim sorunlarını beraberinde getirmistir. Aydın’ın egitim durumuyla ilgili yapılan degerlendirmelerde 1940 senesinden 1948’e kadar Aydın merkezde ilkokullarda sınıfların kalabalık oldugu ifade edilmistir. CHP kongrelerinde Aydın merkeze en az dört tane daha ilkokulun acilen yapılması gerektigi vurgulanmıstır. Yine bu kongrelerde kimi ilkokulların geçici binalarda hizmet vermesi elestiri konusu olmustur.246 Anadolu’nun en seçkin kentlerinden birisi olan Nazilli için söz konusu dönemle ilgili verilecek egitim istatistigi karsılasılan sorunları bize açıkça göstermektedir. 1946 yılı itibariyle Nazilli’de kent merkezinde kız çocuklarının % 42’si, erkeklerin ise % 17’si; köylerdeyse kız çocuklarının % 51’i, erkeklerin % 21 okula devam etmemistir. Diger bir ifadeyle toplamda 5.789 kız çocugundan sadece 2.985 kisisi ilkokula gidebilmistir. 6.385 erkek çocugunun 4.793’ü okula gidebilmistir. 

Kızlarda okula gitmeme oranı % 49, erkeklerde ise % 25 olmustur. Nazilli merkez ilçede 4, köylerde 35 olmak üzere toplam 39 tane okul egitim-ögretim faaliyetini yürütüyordu. lçeye baglı 72 köyün yarısından fazlasında ilkokul yoktu. Nazilli’de mevcut bir ortaokulda okuyan 371 ögrencinin sadece 79’u kızdı. İlçede 1.795 kisi merkezde, 5.984 kisi köylerde olmak üzere toplam 5.984 ögrenci vardı. 36 ögretmen merkezde, 62 ögretmen degisik köylerde olmak üzere toplam ögretmen sayısı 98 idi. 

Her ögretmene ortalama 79 ögrenci düsüyordu.247 Aydın ilinin tamamında egitim alanında benzer sorunlar yasanmıstır. Örnegin inceledigimiz dönemde Aydın Merkez İlçe’ye baglı Erbeyli Köyü demiryolu güzergâhında kalmasına ragmen 1933-1953 yılları arasında Erbeyli lkokulu’na kaydolan toplam 692 ögrencinin sadece 150’si kız ögrenciydi. 104 ögrenci ise egitimlerini tamamlayamadan okulu terk etmislerdi. Erbeyli İlkokulu ögrenci kütüklerinde ögrenciler için “evlendiginden kaydı silindi, fakir olmasından dolayı aile kayıt sildirdi, göçmen olduklarından ögrencinin kaydı silindi.” gibi ifadelere sıkça rastlamak mümkündür.248 Kimi zaman yapılan okul binaları ögretmen yoklugundan zamanında açılamamıs, açılıs bir sonraki seneye ertelenmistir. 
Muhalif gazeteler bu durumu ögretmen yokluguna degil ekonomik sorunlara 
baglamıstır.249 Çok partili yasama geçis sürecinde egitim isleri sadece ögrenci ve bina boyutunda degil, egitim çalısanları da ciddi sorunlar yasamıstır. Ögretmenlerin maas ve özlük sorunları en basta geliyordu. Bu nedenle Aydın’da görev yapan ögretmenler Milli Egitim Bakanlıgı’na açık mektup yazmıs, sorunlarına çözüm bulunmasını istemislerdir.250 

Aydın ilinde okullasma oranında gözle görülür degisim 1945–1950 yılları 
arasında gerçeklesmistir. 1946 yılının basında dönemin Aydın Valisi Salim Gündogan 4 yıl içerisinde okulsuz köy bırakmamayı amaçladıklarını söylemistir.251 Rüknettin Nasuhioglu’nun Aydın valiligi döneminde egitim sorunlarını çözmek için kendi baskanlıgı’nda kaymakamlar, il süreli komisyon üyeleri, bayındırlık ve milli egitim müdürleri, müfettis ve memurları, gezici basögretmenler ve köy muhtarlarının katıldıkları bir toplantı yapılmıstır. Bu ciddi çabalar sonucunda 1948 senesi itibariyle Aydın ilinde ilkokul sayısı 105’ten 205 ulasmıstır. Aynı yıl itibariyle 64 okul ve 34 ögretmen evi (lojman) insaatı ise devam etmekteydi. Bunların yanı sıra 20 ögretmen evi daha yapılması planlanmıstı. Bütün iyi niyetli girisimlere ragmen köy okullarının kadro 
eksigi hayli fazlaydı. Bu eksikligi gidermek için 591.000 lira bakanlıktan yardım 
ödenegi istenmisti. 1948 yılı verilerine göre 248 köyde okul bulunmuyordu. Köy 
Enstitüsü mezunu ögretmenlerin bazılarının bu köylere gönderilmesiyle buralarda okul yapımının hızlanacagı düsünülmüs, çocuk sayısı 30’un altında olan köylere köy egitmeni gönderilmesi planlanmıstır. 1943-1948 yılları arası Aydın ilinde okullu köylerin sayısı hızla artmıstır. Ancak sorunlar o kadar büyüktür ki Salim Gündogan’ın valiligi dönemindeki egitim yatırımları planı revize edilmistir. Yeni yapılan planda 10 yıllık stratejiye göre 1957 senesine kadar Aydın ilinde okulsuz köy bırakılmaması hedeflenmistir.252 Okul durumu çok sıkısık olan Aydın merkezde l Genel Meclisi 1950 senesi bütçesine ilkokul yapımı için 100 bin liralık bir ödenek koymustur. Bu, kentte sevinçle karsılanmıstır.253 Asagı Nazilli’den Yukarı Nazilli’ye ögrencilerin kıs 
sartlarında okula gelmeleri güç olunca Asagı Nazilli’de ayrı bir okul yaptırılmıs, 
Sümerbank ve İl Özel daresi bu isin bitirilmesi için parasal kaynak saglamıstır.254 

Çok partili yasama geçiste ilkokul yatırımları yanında orta egitim yatırımlarına 
da büyük önem verilmistir. 1948 yılında Aydın Lisesi ve Aydın Ticaret Lisesi 
açılmıstır. Aydın Lisesi, ilin ilk lisesi olma özelligindedir.255 Aydın Lisesi’nin 
açılmasıyla azalmaya yüz tutan ortaokul talebesi yine artmaya baslamıs ve Aydın kültürel açıdan ileri kentlerden biri haline gelmistir. Aydın Lisesi, Ticaret Lisesi ve Kız Sanat Okulu’yla birlikte ilin üçüncü ve köklü bir okulu olmustur. Aydın Lisesi sıkıntılı bir dönemde açıldıgından bu durum, Cumhuriyet’in bir zaferi ve insanlarımızın is yapma becerisi olarak algılanmıstır.256 Aydın Lisesi, 60 ögrenciyle egitime baslamıstır. Aydın Halkevi 8 ögrenci kürsüsünü okula bagıslamıs, tüm varlıklı kimseleri de Aydın Lisesi’ne katkı yapmaya çagırmıstır.257 1943 yılında özel mahiyette açılan Söke Ortaokulu 1946 senesinde Milli Egitim Bakanlıgı’na devredilmistir. 1946 senesi itibariyle bu okulda 30’u kız, 105’i erkek olmak üzere 135 ögrenci egitim görmüstür. 

Bu okul ögrencileri tüm Sökelilerin takdirini kazanan faaliyetlerde bulunmustur.258 
Aynı dönem içerisinde Çine ilçesi tüm mülki erkânın katıldıgı bir açılıs töreniyle bir ortaokula kavusmustur.259 1949–1950 egitim yılında Karacasu ortaokulu açılacaktır. 
Okulun ögretmen kadrosu atanmıstır. Geçici olarak okul, bir ilkokul binasında hizmet verecektir.260 Kusadası’nda da bir ortaokul açılmıstır. 261 Koçarlı’da bir ortaokul yaptırılması için deve güresi tertip edilmistir. Buradan 4.500 lira gelir temin edilmistir.262 Nazilli Ortaokulunu sıkısıklıktan kurtarmak için 60 bin lira kesifle bu okula ek bir pavyon binası yaptırılmıstır.263 Ortaklar Köy Enstitüsü bünyesine 1949 senesi itibariyle 3 yeni bina daha kazandırılmıstır.264 Enstitü’nün kuruldugu saha bataklık, kıraç bir araziydi. Burası, tarım yapılabilecek bir sekle dönüstürülmüs ve köylüye örnek, modern bir irfan yuvası haline getirilmistir. Enstitü çevresindeki sıtma tehlikesi de ortadan kaldırılmıstır. Ögrencilere isliklerde marangozluk demircilik, yapıcılık (insaat), tarım alanlarında uygulamalı egitim verilmistir. Okula ait 3000 dekarlık arazinin 970 dekarında çiftçilik uygulamaları yapılmıstır. Okulun elindeki fazla arazinin ise köylüye dagıtılması düsünülmüstür. 1949–1950 egitim-ögretim döneminde 
ögrenci sayısı 400’den 481’e; 18 olan kız ögrenci sayısı da 51’e ulasmıstır.265 
görülmeyince Tekel daresi’ne ait bir binayı Milli Egitim istemistir. Bunun üzerine iki kurum arasında çok büyük bir tartısma çıkmıstır (Anadolu, 13 Kasım 1949). 




Tablo 2.28: Egitim Durumu Aydın İlinde İlkokul Düzeyinde Egitim Durumu266 

II. Dünya Savası’yla durma noktasına gelen egitim yatırımları, çok partili 
yasama geçis sürecinde tekrar ivme kazanmıstır. İktidar Partisi CHP, egitim kurumlarını bu dönemde tekrar güçlendirmeye, daha yaygın ve çesitle hale getirmeye çabalarken, bir yandan da muhalefetin bu egitim kurumlarına getirmis oldugu elestirilere cevap vermeye çalısmıstır. Yapılan çalısmalar halkın siyasi tercihinin ortaya çıkısında etkili olmustur. 

2.1.8. Aydın İlinde Belediye Hizmetleri 

Belediyeler, saglık alanından spor faaliyetlerine çok genis bir alanda hizmet 
üretirler. Ancak bir ülkenin saglık, egitim, sosyal, ekonomik ana politikalarını 
belirleyen kurumlar degillerdir. Ama ürettikleri hizmet oranıyla halk saglıgını, halkın sosyal ve kültürel dokusunu direk etkilerler. Bu açıdan çok partili yasama geçis döneminde Aydın halkının sosyal ve kültürel yapısını daha net koymak için bu ildeki belediye hizmetlerine deginmek yararlı olacaktır. Belediye meclisleri ve baskanlarının seçimle belirlendigi göz önüne alınacak olursa belediyelerin ürettikleri ya da üretemedikleri hizmetler halkın yeni siyasi tercihlerinin ortaya çıkmasında etkili olmaktadır. 

Kurtulus Savası’nın basarıyla bitirilmesiyle birlikte isgalci Yunan güçleri geriye 
yakılmıs ve yıkılmıs bir Aydın bırakmıslardır.267 Cumhuriyet ilan edildikten sonra belediyeler Aydın’ı yeniden imar etme konusunda yogun bir çaba harcamıslardır. 
Örnegin Cumhuriyet Devri’nin ilk Aydın belediye baskanı olan Fuat Sahin Erlaçin 
döneminde kent planı ve haritası hazırlanmıs ve bu plana göre arsa üretilip Aydınlılara dagıtılmıstır. Böylece kentin ilk dokusu ortaya çıkmıstır.268 Aydın ilinde belediyeler yaptıkları hizmetlerle isgalin izlerini büyük ölçüde silmislerdir. Bu sekilde hızla hizmet üreten belediyelerin çalısmaları II. Dünya Savası’nın getirmis oldugu zorluklar nedeniyle durma noktasına gelmistir. Kereste pahalılıgı, insaat malzemelerinin yoklugu, çimento sıkıntısı kentteki imar faaliyetlerini olumsuz etkilemistir. Bu sıkıntılar, II. Dünya Savası’nın bitimiyle bir süre daha devam etmistir. Bu süreç, aynı zamanda Türkiye’de çok partili yasama geçis dönemine denk gelmistir. 1940-1945 yılları arasında had safhada görülen belediyelerin hizmet sorunları, 1945’ten sonra tekrar iyilesmeye baslamıstır. Ancak yıgılan sorunların çözümlenmesi için zamana ihtiyaç 
duyulmuştur. 

Aydın Merkez İlçe: 

Türkiye’de çok partili yasama geçis süreci basında yerel yönetimler ciddi 
sorunlarla karsı karsıya kalmıstır. Örnegin II. Dünya Savası’yla ortaya çıkan fiyat artıslarından vatandası korumak isteyen Aydın Belediyesi’yle esnaf gurupları arasında kimi zaman sürtüsmeler çıkmıstır. Girdi fiyatlarındaki asırı artısı ve kazanç vergisini göz önünde bulundurmadan belediye çogu kez esnafın ürettigi mamuller için maliyetlerin altında fiyat belirlemistir. Gazeteler, aynı zamanda belediyenin esnaf gurupları arasında adil davranmadıgını iddia etmistir.269 Aydın’da itfaiye teskilatının ne kadar yetersiz oldugu Memleket Hastanesi’nde çıkan bir yangın sonucunda anlasılmıstır. Bu yangın askeriyenin yardımıyla söndürülebilmistir.270 Aydın Belediyesi, kentin aydınlatılması için 119 liraya mal olan üçüncü bir elektrik motoru satın aldıgı halde aydınlatma sorunu uzun süre çözülememistir.271 Elektrik motorlarının sık sık arızalanması nedeniyle kent genellikle ısıksız kalmıstır. talya’dan alınan elektrik motorlarının yedek parçası temin edilememistir. Bunun üzerine devreye sokulan Sanat 
Okulu’nun elektrik motorlarından sehrin çok az bir kısmına elektrik verilebilmiş tir.272 

Arızalanan elektrik motorları da günlerce tamir edilememistir. Aydın kenti uzun süre ısıksız kalmıstır. Tek parti döneminin yöneticilerine karsı acımasız bir elestiri politikası izleyen Demokrat zmir gazetesi Aydın halkının Aydın Valisi ve Belediye Baskanı’nın Sanat Okulu’nun elektriginden yararlandıkları için halkın derdini anlayamadıklarını ve bu nedenle konuyla ilgili istekli davranmadıklarını iddia etmistir. Gazeteye göre bu dönemde Aydın’ın iki önemli sorunu olmustur; ısıksızlık ve issizlik.273 Yagmur yagdıgı zaman Aydın’da caddelerin pek çogu sular altında kalmıstır.274 Aydın’da kentin içinden geçen Tabakhane Deresi ıslah edilemedigi için Orta, Tatar ve Cuma Mahalleri çogu kez sel baskınına ugramıstır. Halk kazma kürekle sel sularının yönünü çevirmek için çogu zaman kendisi mücadele etmek durumda kalmıstır.275 

Bunun yanında kentin içme suyu sıkıntısı uzun süre çözümlenememistir. 1930 
senesinden sonra Tabakhane Deresi kullanılarak yapılan sistemle Aydın kentine ilk kez su verilmeye baslanmıstır. Ancak II. Dünya Savası’nın araya girmesiyle bu su, filtre edilmeden sehre verilmistir. Bu saglıksız su sevkıyatı 1956 yılına kadar sürmüstür. 276 

II. Dünya Savası’nın bitimine müteakip Aydın Belediyesi’nin vatandasa 
sundugu hizmetlerde bir iyilesme görülmüstür. 1949 yılında Aydın Belediyesi daha iyi hizmet verebilmek için yeni binasına tasınmıstır. Sehir parkı içindeki eski bina kütüphane olarak düzenlenmistir.277 Çok partili yasama geçis sürecinde Aydın Belediyesi’nin özellikle sehir içme suyunun saglıklı bir sekilde temin edilmesi ve kentin aydınlatılması için tekrar büyük yatırımlar yaptıgı görülmüstür. Yine İller Bankası’ndan Aydın Belediyesi’ne kentin imarı için 300.000 liralık tahsisat ayrılmıstır. Belediye bu parayla asri bir mezarlık, hal, zahire pazarı, kültür park ve belediye sehir gazinosu yapmıs, mezbahayı da genisletmistir.278 Bunların yanında Aydın Belediyesi Pınarbası alanını güzellestirmis ve burada bir mesire alanı olusturmustur.279 
Yukarıda söz edildigi gibi Aydın Belediyesince kentin aydınlatılması için satın 
alınan elektrik motorları sürekli arızalanınca halk aylarca sıkıntı çekmistir. Bu elektrik motorlarının yedek parçalarını temin konusunda zorluklar çıkması üzerine Belediye elektrik motorlarını yenilemeye karar vermistir. Bunun için de İçisleri Bakanlıgı’ndan 175.085 liralık ödenek çıkartılmıstır. Yapılan yatırımlarla elektrik sebekesi yenilenmistir. Yol yapımı ve elektrik sebeke islerinde çalıstırılmak üzere belediye iki mühendis almıs, yapılan yatırımlarla sehre kesintisiz elektrik verilmeye çalısılmıstır. 

Belediye ayrıca bakanlıktan gelen ödenekle ayrıca içerisinde 40 dükkân bulunan bir pazaryeri yapmıstır. Bunun yanında üzeri örtülü bir yogurt ve peynir pazarı da insa etmistir. Gelen ödeneklerle sehir içme suyu tesisatı bir nebze de olsa iyilestirilmistir. Su sebekesinin tevsi, ıslahı ve filtresi için 282.229 lira kesif bedeli belirlenmistir. Bu paranın 25.094 lirasını Belediye, 157.135 lirasını hükümet karsılamıstır. Aynı zamanda 100 bin lira tutarında da ller Bankası kredisi kullanılmıstır.280 Su baglanan ev sayısı artmıstır. Bunun dısında sehre 11 tane daha umumi çesme konmustur. 

Aydın Belediyesi halk saglıgını korumak adına söz konusu dönemde esnaf 
üzerindeki denetimlerini artırmıstır. Aydın Belediye encümeni tüm han, dükkân ve kahvehanelerin kireçle boyanmasına karar vermis, han ücretlerinin han duvarlarına asılması saglanmıstır.281 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

245 Öztürk Adil A. (1999) Türkiye Modern Egitimin Gelisimi ve Aydın li, s.57-71. 
246 CHP Aydın İl Kongresi (3.12.1948) lçe Kongrelerinden Gelen Dileklerin Özeti, s.1.
247 Demokrat İzmir, 16 Mayıs 1946. 
248 Aydın, İncirliova, Erbeyli İlkögretim Okulu, 1 ve 2 Numaralı Ögrenci Kütükleri (1933-1953). 
249 Demokrat İzmir, 30 Ekim 1948. 
250 Anadolu, 10 Eylül 1948. 
251 Anadolu, 2 Ocak 1946. 
252 Anadolu, 24 Mart 1948. 
253 Anadolu, 30 Ocak 1950. 
254 Anadolu, 7 Mart 1949. 
255 Ugur A. agt., s.233. 
256 Anadolu, 26 Eylül 1948. 
257 Anadolu, 13 Ekim 1948. 
258 Anadolu, 5 Ocak 1946. 
259 Demokrat İzmir, 11 Ekim 1948. 
260 Anadolu, 30 Agustos 1949. 
261 Anadolu, 2 Ekim 1949. Bu okul ögretmen kadrosu geçici olarak ilkokul ögretmenlerinden olusturulmustur. Bu okula ait bina yapılması ise ekonomik sebeplerden dolayı kısa zamanda mümkün
262 Anadolu, 3 Subat 1950. 
263 Anadolu, 11 Kasım 1946. 
264 Bunlardan bir tanesi 500 kisilik yemekhane salonudur. Bu yemekhane salonunun üst katı yatakhane olarak kullanılacaktır. 
265 Anadolu, 18 Ocak 1950. 
266 Aydın İl Yıllıgı (1973) s.83. 
267 Gökbel, A. (1964) Milli Mücadelede Aydın, s. 345. 
268 Günes, G. (2003) Cumhuriyetin İlk Yıllarında Aydın, s.239. 
269 Demokrat İzmir, 21 Kasım 1946. 
270 Demokrat İzmir, 31 Ekim 1947. 
271 Demokrat İzmir, 18 Haziran 1947. 
272 Anadolu, 22Aralık 1948. 
273 Demokrat İzmir, 8 Subat 1949. 
274 Demokrat İzmir, 29 Temmuz 1947. 
275 Özden, Kadir. 1932 Bozdogan Güvendik köyü dogumlu, 1940 yılından beri Aydın’da yasıyor. Görüsme Tarihi: 22.10.2006. 
276 Ugur, A. agt., s.325. 
277 Ugur, A. a.g.t, s.243. 
278 Anadolu, 31 Mart 1946. 
279 Anadolu, 31 Ocak 1946. 
280 Anadolu, 5 Haziran 1949. 
281 Anadolu, 9 Nisan 1947.

10 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 8

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 8


    Çok partili yasama geçis sürecinde Orman Kanunu ile Tarım Kanunu arasındaki çeliskiler zeytin varlıgının 3–4 misli birden artmasını engellemistir. Kimi delicelikler, orman içerisinde gösterilmistir. Yine köylüye ıslah edilme sartıyla hibe edilen deliceliklerin sınırlarının net tespiti yapılamadıgından köylüler ile orman daireleri arasında deliceliklerin ıslahı konusunda sürekli sorun çıkmıstır. Kimi delicelikler, Aydın’da odun fiyatlarının yükselmesi üzerine, asılanmayıp, köylü tarafından odunluk olarak degerlendirilmis ve kesilen agaçlar satılmıstır. Aydın ilinde hesaplanan 200.000 dönümlük delicelik sahasının sadece 12.000 dönümü köylüye dagıtılabilmistir.201 

Ziraat uzmanlarının tespitlerine göre zeytincilikle ilgili köylüden ya da kanundan yana hiçbir problem yasanmasaydı zeytin üretimi konusunda en az on misli artıs olabilecekti. 
Türkiye’de iktidar, II. Dünya Savası sonrasında sanayi bitkilerinin üretimini 
artırmak için büyük bir çaba içerisine girmistir. Aydın ili için önem arz eden önemli bir ürün de pamuktu. Bunun için Nazilli’de Pamuk Arastırma Enstitüsü kurulmustur. Bu kurulusun, sanayide kullanılabilecek vasıflı pamuk üretimine yaptıgı çalısmalarla çok büyük katkısı olmustur. Bu kurum 1949 senesinde 42.762 kilo kaliteli pamuk tohumu dagıtmıs ve bölgede tohum temin eden diger istasyonların da açılmasına öncülük etmistir.202 1949 senesine geldigimizde yapılan çalısmalarla Aydın ilinde pamuk ekilen yerler mevcut tarım alanlarının %35’ine denk gelmistir.203 Nazilli de ise Feslek regülâtöründen Kuyucak, Nazilli, Atça hattına uzanan bir sulama kanalının tamiri bitirilmistir. Kanalın, Arpaz Köyü’ne oradan Pirlibey’e kadar uzatılması, Akçay kullanılarak Yenipazar’a kadar uzanan bir sulama sisteminin kurulması hükümet tarafından planlanmıstır. Söke ovasını taskınlardan korumak için Menderes üzerindeki setler tamir ettirilmistir. Yine selleri önlemek için Menderes’e dökülen derelerin ıslah çalısmaları baslatılmıstır.204 Ayrıca taskınları önlemek için Allangüllü çayının suyunu 
Menderes’e bosaltacak kanal da Kasım 1948’de açılmıstır.205 Pamuk ziraatı için oldukça önemli Nazilli civarındaki su yolları yenilenecektir. Kimi su yolları Akçay’ın bir uzantısı oldugundan ve bu yenileme olayları Bozdogan ilçesine baglı köyleri de ilgilendirdiginden iki ilçe kaymakamı bu konuyla ilgili ortak çalısmaya karar vermistir.206 Aydın’da bir tohum temizleme atölyesi kurulmustur. Bu atölye 1948 yılında 555.925 kilogram tohumlugu arındırmıstır.207 Yapılan çalısmalar sonucunda her geçen yıl pamuk ekilen arazi miktarında ve pamuk üretiminde bir artıs olmustur: 




Tablo 2.23: Pamuk Ekilen Arazi 
Pamuk ekim alanları artarken hem sulama, hem tarımda makinelesme sebebiyle dekar basına alınan pamuk miktarında % 20-30’luk bir verim artısı olmustur.208 1948 yılında Aydın ilinde her biri 200 kilo olan 30 bin balya pamuk üretilmistir. 1949 yılında ise 55–60 bin balya pamuk üretimi beklenmistir. Bu tahmin büyük ölçüde tutmustur. 

Pamuk fiyatında ise geçen yıla göre çok az bir düsme olmustur. Örnegin 1948 yılında mahliç pamugun fiyatı kilo basına 254 kurus iken 1949’da 251 kurusta kalmıstır.209 

Pamuk üretiminin artısında tarımda makinelesme etkili olmustur. Aydın 
ovasında 70 traktör pamuk ziraatının hizmetine sokulmustur. Ovada 10–15 su motoru da çalısmaktadır. Bu yüzden pamuk tarımı her geçen gün iyilesmistir.210 
Aydınlı çiftçiler Marshall yardımı çerçevesinde Aydın ovası için 144 traktör, 445 çesitli tarım makinelerinin saglanabilmesi için gerekli resmi tesebbüslerde bulunmuslardır.211 Ancak tarımda makinelesme Aydın’da büyük ekonomik kazanç saglayan meyan kökü ticaretinin yavas yavas tarihe karısmasına da neden olmustur. Her yıl Orta Anadolu’dan binlerce kisi kıs aylarında Aydın ovasına meyan kökü kazmak için geliyordu. 1948 yılı itibariyle Aydın ilinde ortalama 9.000 tonluk meyan kökü üretimi mevcuttu. Bunun 8000 tonunu Forbes Sirketi; geri kalan kısmını diger sirketler satın alıyordu. Forbes 
Sirketi’nin Söke ve Aydın’da iki tane meyan kökünü presleyen fabrikası vardı ve bu fabrikalarda pek çok isçi çalısıyordu. Meyan kökü II. Dünya Savası öncesinde kilosu 1,5–1,175 kurusa satın alınırken, bu fiyat üretimin düsmesi sonucu 1948 yılında kilosu 6,5 kurusa kadar çıkmıstır.212 Traktör ova yüzeyine girdikçe meyan kökü tarih olmustur. 

Tarımda kalkınmayı saglamak ve Türkiye’yi feodal yapıdan kurtarmak için 
Toprak Reformu Kanunu çıkartılmıstır. Bu kanunun uygulanısı sonucu istenen amaca ulasılamamıstır. Ancak bu kanunun uygulama safhasında Aydın ayagında önemli gelismeler olmustur. Nazilli’nin Kuyucak Bucagı’nda 1600 dekarlık Mali Pasa Çiftligi köylüye toprak edindirme kanunu çerçevesinde dagıtılmaya baslanmıstır. Bununla ilgili burada kurulan komisyona 360 aile müracaat etmistir. Aile basına 20’ser dekar arazi verildiginden, komisyon en fakir ailelerden baslamak üzere toprak dagıtımına baslamıstır. Araziler her müracaat edene verilmemistir. Yine aynı kanun çerçevesinde Nazilli’nin Bucak köyü civarındaki 70 bin dekar arazi ve 15 bin dekar ormanlık alana sahip baska bir bölge 213 ile Söke’de Atburgazı ve Kumburgazı köylerinde hazineye ait 
25 bin dönüm arazi topraksız köylülere dagıtılmıstır.214 

Köylünün desteklenmesi gerçekten bu dönemde önemli bir konu olmustur. 
Ziraat Bankası kanalıyla tütün üreticisine ödenen avans uygulaması kaldırılınca Söke civarında köylülerin tefecilerin eline düsme riski ortaya çıkmıstır.215 Köylüyü topraklandırma projeleri çogu zaman kesintiye ugramıstır. Çünkü kendisine toprak verilen köylü bir müddet sonra bu topragı isleyecek finansal güce sahip olmadıgı için topragını tekrar satısa çıkarmıstır. Bu açıdan tarımın finanse edilmesi için Aydın ilinde pek çok kooperatif ve kurum faaliyet göstermistir. Bu kooperatifler faaliyetleriyle çiftçiye kolay üretim kredisi imkanı ve tarım ürünlerinin degeri üzerinden satılabilmesini saglamıs; çiftçiyi sermaye sahibi yapmıs; iktisadi konularda egitmis ve Türk köylüsünü komisyoncu ya da tefecilerin elinden kurtarmıstır.216 1946 senesinde Aydın’da Ziraat Bankası’nın destekledigi 14 tarım kredi kooperatifi bulunmaktaydı. 

Ortaklar, Germencik, Kösk, Koçarlı, Aydın Merkez, Dalama, Gölhisar, İncirliova, 
Umurlu, Bıyıklı, Ömerbeyli, Cincin, Üzümlü, Hızırbeyli kooperatiflerin bulundukları yerlerdi. Bu kooperatiflerin toplam 6.254 ortagı vardı. Bu kooperatifler 1946 yılında 37.747 lira kar etmistir. Bu kooperatifleri finanse eden Ziraat Bankası faiz oranını % 6’dan % 5’e çekmistir. Yine yardım miktarlarını da arttırmıstır.217 Bu kooperatiflerin sayısı 1 yıl sonra 16’ya çıkmıstır. II. Dünya Savası’yla ciddi sarsıntı yasayan kooperatifler yıl yıl gelisen bir performans sergilemistir. 


Tablo 2.24: Tarım Kooperatifleri 


Aydın ilinde tarımsal ürünlerin en büyük belalısı olan çekirgelerle Amerika’dan 
getirilen alev makineleriyle mücadeleye edilmistir.219 Tarım Bakanlıgı’nın direktifiyle mücadele Aydın, Koçarlı, Milas, Mugla ve Yatagan’da ortak bir çalısmayla yürütülmüstür.220 Bu direktif çerçevesinde sadece çekirgeyle degil karga, domuz gibi zararlılarla da mücadele edilmistir.221 

Zirai Donatım Kurumu aracılıgıyla uzun vadeli ödeme imkânlarıyla çiftçiye 
tarım makineleri saglanmıstır. Böylece tarımda makinelesme faaliyetleri hız 
kazanmıstır.222 II. Dünya Savası sonrası tarım üzerindeki sıkı ekonomik önlemler kaldırılmıs ve tarım ürünlerinin ihracına tekrar izin verilmistir. Bununla ilgili çiftçiye pazar bulunulmasına çalısılmıstır. Bu nedenle henüz 1950 yılına gelmeden Aydın’da incir ve pamuk alımlarında Taris ve hükümetin ortak çalısması sonucu çiftçiye ödenen ücretlerde % 35’lere varan artıs olmustur.223 Çok partili yasama geçis sürecinde Aydın’da yasayan halkın büyük çogunlugu köy ya da kırsal alanda yasıyordu. Bu nedenle uygulanan tarımsal politikalar birinci derecede halkın siyasi tercihinin ortaya çıkmasında etkili olmus; çok partili yasama geçis sürecinde iktidar da muhalefet de köylüyü memnun edecek söylemler pesinde kosmustur. 

2.1.6. Aydın İlinde Saglık Durumu 

II. Dünya Savası Türkiye’de etkisini önce ülke ekonomisinde göstermistir. Bu 
durum, diger hizmet sektörlerini hızla etkilemistir. Gıda yokluguna baglı olarak ülkede hastalıklar hızla artmıstır. çme suyunun saglıklı sekilde temin edilememesi tifo, kolera ve dizanteri vakalarını artmıstır. Bu tür vakalar yoksul kesimlerde daha yaygın görülmüstür. Yoksul kesim ilaç temini konusunda zorluklar yasamıstır. Sıtma, verem ülkede görülen diger yaygın hastalıklar olmustur. Bulasıcı olan verem, uygun saglık kosullarına sahip olmayan ve açlık sınırına gelmis ülkenin neredeyse tamamını etkisi altına almıstır. 
II. Dünya Savası sırasında Aydın ilinde sıtma, verem gibi hastalıklar yaygın 
olarak görülmüstür. Bu hastalıkların önlenmesiyle ilgili baslangıçta birtakım sorunlar yasanmıstır. Hastalıklarla daha etkin mücadele etmek için kurslar açılmıstır. 1946 yılı Mart’ında Aydın’da açılan sıtma ile savas kursuna 95 kisi katılmıstır. Kursa katılan kisiler uzak köylerden gelmis ve kendi masraflarını kendileri karsılamıslardır. Kurs sonunda yapılan sınavda 62 kisi basarılı olmustur. Ancak konu acil olmasına ragmen ekonomik yetersizlikten dolayı ilgili kisilerin bir türlü tayinleri yapılamamıstır.224 

Demokrat İzmir gazetesinin yazdıgına göre hastalıklarla mücadelede çogu zaman yetersiz kalınmıstır. Aydın ilinin Çine ilçesinde sıtmadan halk kırılmıstır. Halk ilacını parasıyla satın almak zorunda kalmıstır. Bataklıklar kurutulamamıs tır. Mahalle araları ve evlerin önü çamurdan geçilmeyen Çineliler, konuyla ilgili olarak Bakanlıga birçok defa sikâyette bulunmuslar, ancak bir sonuç alamamıslardır. 225 

1946 yılında Aydın’da yapılan CHP ilçe kongrelerine ve il kongresine, saglık hizmetleriyle ilgili yapılan tartısmalar ve istekler damgasını vurmustur. Konuyla ilgili yapılan tartısmalar, istek ve öneriler zabta geçirilip geregi yapılması için CHP Genel Sekreterligi’ne gönderilmistir. 

Bu tartısma ve isteklerden bazıları sunlardır: 

—Dogumla ilgili acil durumlarda köylü Aydın’a gelinceye kadar bebek yâda anne 
kaybedilmektedir. Germencik bucagına bir dogum evinin açılması saglanmalıdır. 
—Büyük köylerde dahi ebe bulunmamaktadır. Bunlardan bir tanesi Kösk’ün Basçayır köyüdür. Buralara Ebe gönderilmesi saglanmalıdır. 
—Saglık çalısanları tam olarak görevlerini yerine getirmemektedir. Bunların köyleri sık sık gezerek halkın saglıgıyla daha çok ilgilenmeleri saglanmalıdır. 
—Koçarlı ve Karacasu’ya baglı köylerde vatandaslar, saglık çalısanlarını köylerinde daha çok görmek istemektedir. Gezici saglık memurları, bu köylere yılda bir kez ugramaktadır. Bunların, 15 günde bir köyleri dolasmaları temin edilmelidir. 
—Akköy, Kuyucak bucaklarına ebe ve saglık memuru gönderilmelidir. 
—Memleket Hastanesi’nde röntgen çekilmesi gereken hastalar oldukça çok uzun zaman beklemektedir. Bunun çabuklastırılması saglanmalıdır. 
—Pek çok yerde hasta nakledecek otomobil yoktur. 
—Germencik Bozköy, Karacasu’ya baglı Dikmen, Geyre, Kepre köyleri, Nazilli’ye 
baglı Asagıavra köylerinde sıtma hortlamıstır. Bu yerler Sıtma Savas Bölgesi’ne dâhil edilmelidir. 
—Sıtmalı hastaların, muayene ve tedavi islemleri uzun sürmektedir. Hastalar acı 
çekmektedir. Bu sürelerin kısaltılması temin edilmelidir. 
—Çakırbeyli Köyü’ndeki Karagöl sıtma kaynagı oldugundan kurutulmalıdır. 
—Sıtmayla mücadele için açılan pek çok kanalın bakımı yapılmamaktadır.226 
Büyük Menderes vadisinde, Cumhuriyet’in ilk yıllarında en önemli hastalık 
tartısmasız sıtma idi. Sıtmanın en yaygın olarak görüldügü yer ise Kösk olmustur. Bu nedenle “Kösk’ün kuslarını bile sıtma tutar.” sözü darb-ı mesel haline gelmistir. Bu bölgede yasayan her bir vatandasın hayatlarında en az bir defa sıtmaya tutuldugu söylenebilir. Bataklıkları Menderes nehrine dikey olarak akmakta olan çaylar olusturuyordu. Bunlar sıtmaya neden olan sivrisinek yuvaları idi. Gerek II. Dünya Savası’nın bitmesinin yarattıgı olumlu etki ve gerekse çok partili yasama geçisin verdigi rekabetle Aydın ilinde pek çok konuda oldugu gibi saglık alanında da hızla nispi bir iyilesme saglanmıstır. Saglık Bakanlıgı sıtmanın kökünü kazımak için ülkeyi sıtmayla savas bölgelerine ayırmıstır. Bunlardan bir tanesi Aydın-Denizli-Mugla Sıtma Savas Bölgesi olmustur. Daha sonra bu bölge, sıtmayla daha iyi mücadele yapılabilmesi için 
Aydın-Denizli Sıtmayla Savas Bölgesi seklinde daraltılmıstır. Sıtmayla Savas Bölge Müdürlükleri bir yandan sıtma hastalarını tedavi etmeye çalısırken, bir yandan da bataklıkları kurutmaya çalısmıstır. Aydın Merkez Çestepe, Tepecik, Hızırbeyli, Gümüs, Karahayıt köylerinde; Nazilli, Söke ve Bozdogan’a baglı köylerde; Denizli ilinin Çivril ve Acıpayam ilçelerinde 1945 yılında toplam 29.535 metre kanal ve arık açılmıs; 17.912.512 metre karelik bataklık ve su birikintisi kurutulmustur. 1946 yılında bataklık kurutma ve kanal açma çalısmalarının daha iyi yürütülebilmesi için Saglık Bakanlıgı bölgeye bir yüksek mühendis göndermistir. Bu mühendis sıtma ile savasta görevli doktorlarla koordineli çalısmıstır. Bataklık kurutma çalısmaları, Saglık Bakanlıgı kanalıyla yürütülmüs ve kurutulan yerler tarım arazisi olarak köylüye dagıtılmıstır. 

Zaman zaman bataklık kurutma islerine yerel kuruluslar da katılmıstır. Örnegin 
Nazilli’de Basma Fabrikası’na yakın bataklıklar, burada çalısan isçilerin saglıklarını tehdit edince fabrika isçileri ve Nazilli Belediyesi tarafından ortaklasa bu bataklıkların kurutulmasına çalısılmıstır. Bayındırlık Bakanlıgı da Menderes Nehri’ne dikey olarak akmakta olan dere yataklarını ıslah etmistir.227 
1942–1945 yılları arasında Nazilli Basma Fabrikası’nda ciddi verim düsüklügü 
yasanmıstır. Uzun vadede, fabrikadaki verim düsüklügü’ne isçilerin sık sık sıtmaya tutulmasının neden oldugu anlasılmıstır. Bu yüzden 1946–1947 döneminde fabrikada sıtmayı önleme çabaları hızlanmıstır.228 Fabrika çevresinde yer alan tüm bataklıklar isçiler tarafından kurutulmustur. Bu, Nazilli’de halk saglıgına da olumlu katkı yapmıstır. Sıtma ile mücadele için Aydın Merkez, Bozdogan, Çine, Karacasu, Nazilli, Söke ilçeleriyle beraber Bagarası Bucagı’nda olmak üzere 7 tane sıtmayla mücadele hekimligi olusturulmustur. 

1945 yılının sonuna kadar Aydın ilinde toplam 10.575.714 metre kare bataklık 
kurutulmus, 38.542 metre kare çukur doldurulmustur. 590.046 metre uzunlugundaki arık ile 101.336 m. uzunlugundaki kanal temizlettirilmis; 71.652 m. arık ile 61.436 m. uzunlugundaki kanal yeniden açılmıstır. Su baskınlarını önlemek için 1.300 m. set ile 6 bent yaptırılmıstır. 8.084 adet çesme ve bunların suyolları ıslah edilmis ve 46 kuyu kapattırılmıstır. 65.000 metre karelik alan mazotlanmıs; 60.418 metre karelik sazlık temizlettirilmistir. 530.523 metre karelik gölcügün suları bosaltılmıstır. Sıtmayla mücadele için kurulan seyyar hastaneye basvuran her sıtmalı hasta kabul edilmistir.229 

Bozdogan’da sıtma vakalarında artıs görülünce, bölgeye bir doktor atanmıstır. Bu doktor 52.450 hastayı görmüs ve 200.000 ataprin dagıtmıstır. 50.000 metrekarelik su tutan bölgeler bu doktorun gözetiminde mazotlanmıstır. Böylecesıtmanın önüne geçilmistir. Halk sükranlarını bakanlıga telgrafla bildirmistir.230 

1947 yılında yapılan çok büyük mücadelelerle sıtma vakaları sonucunda dalak 
büyümesi hastalıgına yakalananların oranı %3’e düsürülmüstür.231 Fakat bu gelisme yeterli görülmemis, çalısmaların hızla devamına karar verilmistir. Saglık Bakanlıgı’nın yardımı ile Sıtma Savas Bölge Müdürlügünce Germencik Turanlar Köyü’nde insa edilen 4 km.lik kurutma kanalı törenle açılmıstır.232 Söz konusu kanalla 5000 hektar arazinin kurutulması amaçlanmıstır.233 1947 yılında zmir’e baglı Kusadası, Aydın Sıtma Savas Bölgesi içine alınmıstır. 1947’de kurutulan bataklıkların metre karesinde düsüs yasanmıstır. Ancak bu durum, çalısmaların yetersizliginden degil, kurutulacak bataklıkların oran olarak azalması sonucu ortaya çıkmıstır. Örnegin bu dönemde Dalama Bucagı’nda yapılan çalısmalar sonucunda sıtma sorunu tamamen bitirilmistir. Halkevi baskanı ve sıtma savas doktoru Sakir Saraçoglu’nun yapılan çalısmalara büyük katkısı olmustur.234 Aynı yıl içerisinde yapılan çalısmalar sonucu Bafa Gölü sivrisinek yuvası ve sıtma kaynagı olmaktan kurtarılmıstır.235 Germencik ilçesinde DDT kullanılarak sıtmayla mücadele edilmistir. Uzunkum Köyü civarındaki mevcut azmak, 3 
km. kanal açılarak kurutulmustur. 3000 dönümlük arazi böylece ekilebilir hale 
getirilmistir. Alangüllü çayı tastıgı zaman Kara, Turan, Reis köyleri arazisini bataklık haline getirmekte ve bazen sel suları Turan Köyü’nü istila ederek pek çok evin yıkılmasına neden oluyordu. Çayın ıslahı ve temizlenmesi çalısmalarına 1948 yılı bahar aylarında baslanmıstır. Böylece bölgede 4000 bin dönüm arazi tarıma kazandırılırken, bu bölgenin sıtmadan kurtarılacagı yetkililer tarafından ifade edilmistir.236 




Tablo 2.25: Sıtmalı Hasta Durumu 


Tablo 2.26: Sıtmayla Mücadele Senesi Sıtma Tedavisi İçin Verilen Kinin Sayısı 

1950 yılı için Nazilli’ye baglı Pirlibey Köyü , Kuyucak, Aydın Merkez Ilıcabası ve 
Beyköy, Hocaoglu’nda kanal açma faaliyetleri projelendirilmistir.237 Germencik Moralı Köyü’nde bataklıklardan Menderes nehrine su verecek olan ve Genç Yılmaz kanalı Aydın, Söke ve Germencik’ten bu bölgeye gelenler ve etraftaki köylerin istirakiyle açılmıstır. Kanal ile 8 bin dönüm arazinin bataklıktan kurtarılması hedeflenmistir.238 Çok partili yasama geçis sürecinde yeniden yapılan yada onarılan saglık kuruluslarının sayısında bir artıs olmustur. 1950 yılının basında Aydın’da Veremle Savas Dernegi kurulmustur. Açılısa takiben 2 gün içerinde bu dernege 3.099 lira bagıs yapılmıstır.239 Nazilli’de de Verem Savas Dernegi açılmıstır.240 Yine Nazilli’de yeni bir hastane yapılabilmesi için gerekli ihaleler yapılmıstır.241 Söz konusu dönemde Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisi çocuk ölümleri olmustur. Bu ölümlerin Aydın il ölçeginde azaltılması için Memleket Hastanesi bünyesinde 20 yataklı dogum ve çocuk ünitesi olusturulmustur.242 

II. Dünya Savası sonrası Memleket Hastanesi, Aydın’da saglık hizmetlerinin 
yürütüldügü en büyük kurum olmustur. Burada 8 uzman doktor görev yapmıstır. Hastane, 110 yatak kapasitesine sahip olmasına ragmen ödenek yetersizliginden 70 yatak kapasitesi ile çalısmıs ve asgari 4 uzman doktora daha ihtiyaç hissetmistir. Dolayısıyla uzman doktor ihtiyacı duyulan hastane servislerinde ciddi sıkıntılar ortaya çıkmıstır. Memleket Hastanesi’nin sahip oldugu 110 yatak tam anlamıyla degerlendirilse bile bu, nüfusu sürekli artan Aydın için yeterli degildi. 1947 yılı için en az 50 yataklıga daha ihtiyaç duyuluyordu. Veremli hastalar için ayrılmıs 50 yatagın 40’ı ödenek yoklugundan bos tutulurken, bu sorunun da bir an evvel çözülmesi yetkililerden istenmistir. Tüm olanaksız kosullara ragmen Aydın Memleket Hastanesi iyi hizmet üretmis, günde ortalama 60 hastanın poliklinik muayenesini yapmıstır. 1932’den 1946 yılına kadar Memleket Hastanesi’nin hizmet üretimindeki artıs asagıdaki tablodan daha iyi anlasılabilir.243 




Tablo 2.27: Aydın Memleket Hastanesi 

1947 yılında röntgen dairesine yeni cihazların alınması, bununla ilgili uygulama 
sayısını artırdıgı gibi teshis ve tedavi hizmetlerini de kolaylastırmıs ve hızlandırmıstır. dis servisi de bulunan hastanede hekim olmadıgından servis haftada 3 gün çalısmıs ve yeterli ve kaliteli hizmet üretememistir. Hastaneye acilen dis hekimi atanması istenmistir.244 Aydın’da yapılan yatırım ve alınan önlemlerle saglık hizmetlerinde hızla iyilesme kaydedilmistir. 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

201 Ancak söz konusu dönemde 12.000 dönümlük bir alanın dahi zeytincilige kazandırılması büyük bir gelisme olarak degerlendirilebilir. 
202 Anadolu, 19 Aralık 1949. 
203 Demokrat İzmir, 30 Nisan 1949. 
204 Anadolu, 14 Mart 1947. 
205 Demokrat İzmir, 16 Kasım 1948. 
206 Anadolu, 29 Aralık 1948. 
207 Anadolu, 13 Aralık 1948. 
208 Anadolu, 26 Agustos 1949. 
209 Anadolu, 9 Kasım1949. 
210 Anadolu, 15 Agustos 1948. 
211 Anadolu, 27 Nisan 1949. 
212 Anadolu, 5 Aralık 1948. 
213 Anadolu, 18 Temmuz 1948. 
214 Anadolu, 4 Eylül 1948. 
215 Anadolu, 15 Agustos 1948. 
216 Anadolu, 18 Nisan 1947. 
217 Anadolu, 18 Nisan 1947. Bu kooperatifler çiftçinin hemen her sorunuyla ilgilenmislerdir. Örnegin, Tarım Satıs Kooperatifleri Birligi Nazilli’de pamuk ziraatının sulama sorununu çözmek için ovaya 4 adet sulama türbini yerlestirmistir (Anadolu, 18 Temmuz 1948). 
218 Anadolu, 5 Aralık 1948. 
219 Anadolu, 23 Nisan 1949. 
220 Anadolu, 23 Nisan 1949. 
221 Anadolu, 29 Nisan 1949. 
222 Anadolu, 30 Eylül 1946. 
223 Anadolu, 26 Eylül 1946. 
224 Demokrat İzmir, 11 Temmuz 1946. 
225 Demokrat İzmir, 26 Eylül 1947. 
226 BCA, 490.1/233.718.2. 
227 Anadolu, 11 Ekim 1946. 
228 Anadolu, 1 Eylül 1947. 
229 Anadolu, 21 Ocak 1946. 
230 Anadolu, 24 Ocak 1947. 
231 Cumhuriyetin 50. yılında Aydın (1973), Aydın Valiligi, s.207. 
232 Demokrat İzmir, 16 Kasım 1948. 
233 Demokrat İzmir, 25 Kasım 1949. 
234 Anadolu, 3 Ekim 1947. 
235 BCA, 490.1/824.261.1. Aydın Gazetesi, 25.03.1947.
236 Anadolu, 9 Nisan 1948. 
237 Anadolu, 25 Eylül 1949. 
238 Anadolu, 16 Temmuz 1947. 
239 Anadolu, 18 Ocak 1950. 
240 Anadolu, 5 Subat 1950. 
241 Anadolu, 26 Mart 1947. Hastane’nin 150 bin liraya mal olması öngörülmüstür. Bunun 60 bin lirası 
halktan toplanan bagıslarla karsılanacaktır. Anadolu, 11 Kasım 1946. 
242 Ugur A. agt., s.250. 
243 Anadolu, 13 Agustos 1947. 
244 Anadolu, 8 Mart 1948. 


9 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 7

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 7


II. Dünya Savası sonrası ekonominin seyri normale döndükçe Aydın ilinde vergi tahsilâtının ise iyilestigi gözlenmistir. 




Tablo 2.9: Vergi 

Zamanla tahakkuk eden vergi miktarı arttıgı gibi, tahsil edilebilen vergi oranı da 
artıs göstermistir. 1947 yılı sonu itibariyle Aydın vergi dairesi, 498.942 lira baska alanlardan da girdi saglamıstır. Böylece toplamda 8.369.221 lira tahsilât yapılmıstır. 1947 yılı Eylül ayından itibaren bitkisel yaglar üzerinden alınan muamele vergisi kaldırılmıstır. sçi yevmiyelerinin 200 kurustan asagı olan kısmı vergiden muaf tutulmustur. Yine toprak mahsulleri vergisinin kalan taksitleri ya da alacakları af edilmistir. Bütün bunlara ragmen tahakkuk eden ve tahsil edilen vergi miktarındaki artıs memleketteki is hacminin gittikçe büyüdügünü bize göstermektedir.162 Ekonominin düzelmesi Aydın kent merkezi ve ilçelerinin kültürel ve sosyal dokusuna olumlu etki yapmıstır. nsanların tüketim alıskanlıkları degismistir. 1948 yılında geçen yıllara göre pahalı (kaliteli) sigara ve bira tüketiminde Aydın ilinde bir artıs gözlenmistir.163 Nazilli’de Ege Bölgesi’nin en büyük sinema salonunun insasına bu dönemde baslanmıstır. İş olanaklarının artması gençlerin umutlarını artırken onları daha rahat yuva kurmaya yöneltmistir.164 

Aydın ilinde II. Dünya Savası’yla birlikte durma noktasına gelen bayındırlık 
faaliyetleri yeniden baslamıstır. Öyle ki talebi karsılayamayan arz nedeniyle kereste, çimento ve tugla gibi insaat malzemelerinin fiyatları hızla yükselmistir. Orman Müdürlügü, ormanları koruma adına yas agaç kesilmesine izin vermemistir. Ancak yönetmelige uygun kesilen agaç sayısı ihtiyacı karsılayamamıstır. Bu nedenle ormanlardan kaçak kesim artmıstır.165 

Devletin ekonomik durumu düzeldikçe yoksul aileler için sosyal yardım 
muslukları açılmıstır. Bununla ilgili olarak Aydın ilinde Kızılay, Vakıflar daresi, 
Çocuk Esirgeme Kurumu gibi kuruluslar önemli hizmetlerde bulunmustur. Bunun yanında Aydın ilinde birçok ilçede kentin ileri gelenleri tarafından kurulan hayır cemiyetleri de önemli görevler üslenmistir Bunlardan bir tanesi kentin bürokrat eslerinin meydana getirdigi Nazilli Yardım Cemiyeti’dir. Bunların içerisinde Basma Fabrikası Müdürü ve Cumhuriyet Savcısı’nın da esleri vardır. Bu cemiyet yoksullar yararına balolar ve müsamereler tertip etmistir. 1947 yılının ilk sekiz ayında 60 yoksul ögrenciye ayakkabı, elbise, gömlek ve fanila; 200 yoksul vatandasa da yakacak olarak 50’ser kilo mangal kömürü temin etmistir.(*) Kimi yoksul ailelere dogum yardımı yapmıs; fakir ögrencilere her ay verilmek üzere burs saglamıstır. Memleketlerine dönmek isteyen fakat yoksulluktan dönemeyen kisilere tren biletlerini temin etmistir. 

Pek çok hayırseverin yanında Kaymakam Feyzi Akkor da bu cemiyeti desteklemistir.166 

Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Türkiye ekonomisine yön veren ve Aydın 
ve Türkiye siyasi yasamında önemli olaylara ev sahipligi yapmıs Nazilli Basma 
Fabrikasını burada ayrıca degerlendirmek yararlı olacaktır. Cumhuriyet’in ilanıyla planlı ekonomi dönemine geçilmistir. Türkiye’yi tarım toplumu olmaktan çıkarmak isteyen Cumhuriyet’in kurucuları Tesvik-i Sanayi Kanunu’nu çıkartmıs ve sanayilesme planları yapmıslardır. ste Nazilli Basma Fabrikası, I. Sanayilesme Planı’na göre Sümerbank’ın kurmus oldugu ilk basma fabrikasıdır.167 Nazilli Basma Fabrikası 8 milyon lira sermaye ile kurulmustur. 1948 senesine gelindiginde bu sermaye miktarı 11 milyon lirayı bulmustur. Fabrikanın faaliyete geçmesinden 1948 senesine kadar 768 
adet olan tezgâh sayısında herhangi bir degisiklik olmamıstır. Ancak 1943 senesinde isçi sayısının düsmesine baglı olarak 140 tezgâhın zmir Sümerbank Halkapınar Fabrikası’na nakli düsünülmüstür. Nazilli Fabrikası çevresindeki bataklıklar kurutulup sıtma vakalarında azalma görülmesiyle birlikte fabrikaya isçi olma talebi artınca bu uygulamadan vazgeçilmistir. Fabrika’da hallaç ipligi, dokuma ve basma kısımları vardır. Fabrikaya kombina denmesinin nedeni budur. 1947 senesi sonunda fabrikanın basma kısmı yerli makinelerle takviye yapılıp üretimin artırılması planlanmıstır. Fabrika 24 saat çalıstırılmıstır. 1948 senesine gelindiginde fabrikada 3 vardiya halinde 2500 isçi çalısmaktadır. 

Fabrikanın yıllık basma üretim kapasitesi 16,5–17 milyon metredir. Savas 
yıllarında artan basma ihtiyacını karsılayabilmek için fedakârca çalısılmıs üretim 
miktarı 22 milyon metreye kadar çıkmıstır. Yine fabrika yıllık 2 milyon kilo pamuk isleme kapasitesine sahip olmustur. Baslangıçta 21 numara iplik kullanılırken, daha sonra daha kalın olan 25 numaralı iplik kullanılmaya baslanmıstır. Böylece fabrika 20 milyon metre basma için 600 bin kilodan daha fazla pamuk kullanmıstır. 




Tablo 2.10: Basma Fabrikasında Üretim 

Fabrikada II. Dünya Savası sırasında artan ihtiyaca cevap verebilmek için sadece üretime önem verilmistir. Savas sonunda kalite ön plana çıkmıstır. Basmaların desen, boya, mukavemetine (dayanıklılık) daha çok dikkat edilmistir. Bu daha çok emek ve zaman istediginden üretimde kısmi düsme olmustur. Yine fabrika savas sonrası bazı malların satısına hükümetçe izin verilmesi sonucu dısarıdan getirilen basmaya karsı rekabet edebilmek için üretim miktarından ziyade kaliteye önem vermistir. Nazilli Basma Fabrikası el dokuması için 20 numaralı, halı imalatı için 2–4 numaralı iplik imal etmistir. Bunların yıllık üretim miktarı 36.000 tondur. Yine bu fabrika, Bakırköy Sümerbank Fabrikası’na 100 ton çulaki iplik göndermistir. Fabrika’nın 1944 yılındaki günlük 40.000 metre karelik olan dokuma miktarı 1947 yılı sonu itibariyle 70.000 metre kareyi geçmistir. Fabrika, savas yıllarında baska fabrikalardan getirttigi dokumalara da 
basma isi yapmıstır. 1948 senesinden itibaren fabrika sadece kendinin büktügü iplikleri dokumaya baslamıstır. 

Zamanla isçi ücretlerindeki kazanç vergisi oranı düsürülmüs, hayat pahalılıgı 
göz önünde bulundurularak isçi ücretlerine zam yapılmıstır. Bu nedenle isçiye yıllık ödenen para 1.000.000 liradan 3.600.000 liraya çıkmıstır. sçiler, kendilerini zamanla müesseseye daha çok baglı hissetmistir. Böylece fabrikada is verimi ve kalite gittikçe artmıstır. 1947 yılına gelindiginde fabrikada isçi basına saatlik %50’lilik bir verim artısı meydana gelmistir.

Fabrikanın kuruldugu yıllarda kullanılan linyit miktarı günlük 150 ton iken 1947 
yılına gelindiginde üretim miktarı ve kalitedeki artısa ragmen aynı miktar kömür 
tüketimi olmustur. Bu da kaynakların zamanla daha rasyonel kullanıldıgını bize 
göstermektedir. I. Dünya Savası sırasında Aydın demiryolu lokomotiflerinin yakacagı kömür Gereniz Köyü’ndeki linyit ocaklarından temin edilmistir. Nazilli’de Basma Fabrikası’nın kurulması asamasında Sümerbank bu linyit yataklarının isletme imtiyazını almıstır. Ancak fabrika bu konuyla ilgili teknige sahip bulunmadıgı için bu ocaklar metruk (terkedilmis) ve atıl kalmıstır. Bu yüzden günlük ihtiyaç olan 150 tonluk kömür Soma’dan tasınmıstır. Bu durum maliyetleri artırdıgından Gereniz Köyü linyit yataklarının isletilebilmesi için fabrika Etibank’tan yardım istemistir. 

Bünyesinde çırçır ünitesi bulunan fabrika bu nedenle piyasadan ham pamuk 
almayı tercih etmis ve 1947 yılı sonu itibariyle bununla ilgili olarak bir satın alma komisyonu olusturmustur. Bu komisyon tarlaları dolasarak ürünü yerinde satın almıstır. 
Çevreden alınan bu pamuk üretim ihtiyacını karsılamadıgı için fabrika Sümerbank’ın gönderdigi preslenmis pamugu da kullanmıstır. Fabrikanın çırçır teskilatı son sistem makinelerle çalıstırılmıstır. Yıllık isleme kapasitesi 15 milyon kilo çigitli pamuktur. Fabrikada 1947 yılında 12,5 milyon kilo pamuk islenmistir. 

Pamuk ihtiyacını karsılamak için Nazilli’de Celal Egriboz’un öncülügünde 
pamuk üretme istasyonu kurulmustur. Akala cinsi pamuk ekimi bölgede baslatılmıs ve tesvik edilmistir. Sümerbank pamuk üretimini artırmak için her türlü tesvikte bulunmus ve köylüye kredi imkânı saglamıstır. Fabrika pamuk üreticisine kaput bezi ve basma yardımı yapmıstır. Devlet sulama kanalları üzerine 9 adet sifon koyarak sulama islemlerini kolaylastırmıstır.168 nceledigimiz dönemde Ege pamugunun alınmasında en büyük paya Taris ve Sümerbank sahiptir.169 

1937–1947 yılları arasında fabrikada 18 milyon kilo pamuk islenmis, yarım 
milyon tona yakın yerli linyit yakılmıs, isçiye 20 milyon lira ödenmis, 153 milyon metre basma, 6000 ton iplik üretilmistir. Bu rakamlar, II. Dünya Savası nedeniyle sanayilesme programının uygulanmasının zorluguna ragmen hamlenin durmadıgını bize göstermektedir.170 

Fabrika bünyesinde eskiyen yıpranan makinelerin tamir ve bakımının yapıldıgı 
çok büyük bir atölye ve 30 yataklı bir hastane bulunmaktadır. Her yıl eklenen binalarla burası çok büyük bir komplekse dönüsmüstür. Fabrika içindeki ilkokul, çesitli spor alanlarıyla isçi ailelerine modern bir yasam sunmustur. Fabrika, halkevi, müzik kolları, sineması, kantini ve magazalarıyla medeni ve sosyal bir kalkınma da saglamıstır. Bu fabrika sosyal, iktisadi, ticari, zirai kalkınmaya yaptıgı katkının yanında ürettigi elektrigin bir kısmını ucuz fiyata Nazilli’ye vermistir.171 Yine fabrika, kendi isçisinin saglıgını korumak için çevredeki tüm bataklıkları kurutmustur. Bu durum Nazilli’de sıtma hastalıgın önlenmesine büyük katkılar saglamıstır. “Dünya üzerindeki herhangi bir fabrika elbette o sehir üzerinde birtakım degisiklikler yapmıstır. Ama hiçbirisinin Nazilli Basma Fabrika’sının, Nazilli üzerinde yarattıgı sosyal, kültürel ve ekonomik 
degisimler kadar büyük sonuç yaratması mümkün degildir.”172 Cumhuriyet’in ilk yıllarında kalkınma hamlelerinin sembolü olan bu fabrika çok partili yasama geçiste hem muhalefetin hem de iktidar partisinin oldukça önemsedikleri bir mekân olmus ve siyasi partiler burada birer sube açmıslardır. ktidar ve muhalefet partisi üst düzey temsilcileri bu sanayi tesisini sürekli ziyaret etmislerdir. 

2.1.5. Aydın İlinde Tarım ve Hayvancılık 

Cumhuriyet’in ilanından çok partili yasama kadar geçen süreçte Türkiye 
ekonomisinde hayvancılık ve tarım oldukça önemli bir yer tutmustur. Örnegin bu süreçte hayvan sayısı üzerinden alınan vergiler bütçede önemli bir paya sahip olmus ve ulasım araçları henüz modernize edilemedigi için nakliyat hayvanlar aracılıgıyla yapılmıstır. Devlet, özellikle tasımacılıkta kullanılan hayvan varlıgını sıkı denetlemistir. 
Çünkü deve sahipleri bu dönemde hem deve âdeti üzerinden hem de tasımacılık 
nedeniyle iki kez vergilendirilmekteydi. Hayvancılık çok önemli bir vergi kaynagı 
oldugundan devlet tarafından her sene hayvan sayımları yapılmıs ve hayvancılıkla ilgili istatistikler düzenli olarak tutulmustur. Ancak II. Dünya Savası Türkiye’de her alanda oldugu gibi hayvancılıkla ilgili önemli sorunların yasanmasına neden olmustur. Tarih boyunca ç Anadolu’dan küçükbas hayvan sürüleri kıslamak için Aydın ovasına gelmistir. Uzun yıllar durgun bir seyir izleyen hayvancılık II. Dünya Savası sonrası gelisme göstermistir. Bölgede havyan varlıgı sayısında ciddi bir artıs olmustur. 
Ancak imar, tevzi ve tarla açma nedeniyle meralar hızla azalmıstır. Ciddi sorunlar çıkmadan Ziraat daresi’nin hayvan yemligi olabilecek bitkilerin ekimini tesvik etmesi gerekmistir. Yine yonca vb. bitkilerin tohumunun tedarikini söz konusu idare saglamalıydı. Ancak bu konuyla ilgili önlemler yavas alınmıstır.173 Hayvancılıgın modernize edilmemis olması kendi içinde riskler dogurmustur. 1948 senesinde Söke ve civarında yagmur olmaması nedeniyle müthis bir kuraklık yasanmıstır. Hububat ekimi yapılamamıs ve meralar kurumustur. Bu nedenle Orta Anadolu’dan kıslamak için getirilen 50–60 bin koyun tehdit altına girmistir.174 Yine aynı dönem içerisinde pek çok beldede ve köyde sıgır neslini saglayacak damızlık boga bulunamamıs, hayvan tohumlamada güçlükler yasanmıstır.175 

Köylünün bu dönemde yasadıgı en önemli sorunlardan bir tanesi hayvan 
hırsızlıkları olmustur. Hatta uzunca zaman Söke sahillerine adalardan gelen Yunan çeteleri buralardan hayvan çalmıstır. Hayvanı çalınanlar arasında Doganbey belediye baskanı da vardı. Zaman zaman hırsızlarla vatandas arasında silahlı çatısmalar çıkmıs, bu durumu vilayet makamı da dogrulamıstır.176 Yunan çetelerinin yapmıs oldugu bu havyan hırsızlıkları Hürriyet, Demokrat zmir, Anadolu gazeteleri arasında söz dalasına neden olmustur. Anadolu gazetesi olayı dogrulamakta, gerekli tedbirlerin alınmasını 
istemektedir. Ancak diger gazetelerin Söke’de herkesin silaha sarıldıgı seklindeki haberlerine karsı çıkmıs ve halk arasına bu tarz haberlerle korku salındıgını, devletin kolluk güçlerinin oldugunu ve bu güçlerin görevini yerine getirecegini belirtmistir.177 

Bölgede büyük sorunlar yaratan hayvan hırsızlıkları vatandası büyük zararlara 
ugratmıstır.178 

Hayvancılık üzerindeki vergiler II. Dünya Savası yıllarında çok fazla 
artırılmıstır. Bunun üzerine çift vergi uygulamasıyla karsı karsıya kalan deve sahipleri geçimlerini saglayamaz hale gelmistir. Kazanç karnesi olan develerden böyle çift vergi alınması Aydın’da halkın sikâyetlerine neden olmustur. Çünkü agır vergiler, dag köylerinde üretilen incir, zeytin gibi mahsulün deve sahiplerinin tasıma isini yapmak istememesi nedeniyle bahçelerde çürüme riskini ortaya çıkarmıstır.179 

Köylüyü zor durumda bırakan gelismelerden birisi de salgın sekilde ortaya çıkan 
hayvan hastalıklarıdır. 1946 yılında Aydın merkeze baglı Isıklı, Sevketiye ve İncirliova bucagına baglı Acarlar köylerinde çıkan pasteralloz hastalıgı ile Çine ilçesine baglı Dorumlar köyünde görülen sap hastalıgı buna örnek olarak verilebilir.180 Hayvan hastalıklarını önlemek için devlet tarafından ciddi ugras verilmistir. Bölgede görülen hastalıklarından 25.919 hayvan dolaylı ya da direk olarak etkilenmistir. 1946 yılı sonbaharında 590 hayvanda salgın hastalık belirtisi görülmüstür. Salgın hastalıkların önüne geçebilmek için 20.355 adet hayvan asılanmıstır. Hastalanan hayvanlardan 25.067’si kurtarılmıs, 207 hayvan ölmüstür. Bu veriler, döneminde hayvan kıran adıyla anılan salgın hastalıkların yavas yavas önüne geçilmeye baslandıgını bize göstermektedir. Çok partili yasama geçis sürecinin baslarında Aydın ilindeki hayvan sayımlarında elde edilen sonuçlar iyiye gidisin ipuçlarını vermistir.181 


Tablo 2.11: Hayvan Sayısı Hayvan Varlıgındaki Degisim 

Aydın ilinde tüm hayvan varlıgı sayısında bir artıs olmustur. Sadece büyük bas hayvan sayısında nispi gerileme söz konusudur. 

Tablo 2.12: Canlı Hayvan İhracatı Hayvan İhracatındaki Degisim 


Tablo 2.13: Kesilen Hayvan Sayısı Mezbahalarda Kesilen Hayvan Sayısındaki Degisim182 

Türkiye’de II. Dünya Savası sırasında ekmek, seker, tuz gibi temel gıda maddelerinin tedarikinde zorluk yasanmıstır. 1945 ve 1946 yıllarında Aydın mezbahalarında kesilen hayvan sayısının artması, savasın bitimiyle beraber halkın beslenme sorunlarının çözümlenmeye baslandıgının bir göstergesidir. 

1946–1950 yılları arasında Aydın vilayetinde tarım kesiminin en önemli 
sorununun sulama oldugu resmi makamlar tarafından da dile getirilmistir. Basına ulasan haberlere göre yazın dereler kurumus, su motorları da yetersiz oldugundan sebze tarlalarından tam verim alınamamıstır.183 Sulamayla ilgili yapılan yatırımlar yavas ilerlemis, Nazilli’de Bucak, Yamalak ve Azızabat mevkilerinin sulanması için baslatılan kanal çalısmaları 6 yılda bitirilememistir. Yeni kanal yapma adına eski kanal yatakları da bozulmustur. Kimi yerde yeraltı suları bol olmasına ragmen bunu çıkartacak imkânlar olusturulamamıstır.184 Sulama sorununa baglı olarak bölgede pamuk ekiminde ciddi sorunlar yasanmıstır. Yasanan sorunlar nedeniyle çiftçi borcunu ödeyememistir.185 
Tohumluk tedariki çiftçinin diger önemli sorunlarından birisidir. Tohumlukların kaliteli olmadıgı, üstelik çok pahalı oldugu görülmüstür.186 Ürününü devlete teslim eden köylü parasını zamanında alamamıstır. Köylüye yapılan ödemelerin, birtakım hesap kurnazlıklarıyla eksik yapıldıgı, bu konuyla ilgili hak arayısına giren köylülerin resmi makamlarda insan onuruna yakısmayan muameleyle karsılastıgı dönemin gazetelerinde çıkan haberler arasında yer almıstır. Demokrat zmir gazetesi özellikle üreticilerin, Aydın Tütün nhisar Heyeti’nin bu tip uygulamalarından sikâyetçi oldugunu yazmıstır.187 

1948 yılına gelinceye kadar Nazilli-Karacasu yolunda Menderes nehri üzerinde 
köprü yoktu. Yol olmadıgı için Nazilli’den Karacasu’ya Kuyucak üzerinden gidiliyordu. 
Bu nedenle tarım ürünlerinin pazarlanmasının oldukça güç oldugu görülmüstür. 
Karacasu mahsullerinin sevki için ise Arpaz yolu kullanılıyordu. Bu yol uzun, bakımsız ve çamurlu idi. Bu nedenlerden ötürü Karacasu’nun ziraat mahsulleri çürümeye terk edildigi özellikle tek parti yönetimine muhalif basın tarafından iddia edilmistir. Yol ve köprü yapımı için il idare bütçesinden Karacasu’ya pay aktarılmadıgını dönemin gazetelerinden ögreniyoruz.188 

Tarım ürünlerinden alınan vergilerin fazlalıgı önemli bir sorun olmustur. Batı 
Anadolu’da, özellikle Aydın’da, zeytin üzerinden alınan muamele vergisinden dolayı pek çok yaghane ve fabrika faaliyet alanından çekilmistir. Bu vergi ayakla yag sıkılan yerlerden dahi alınmıstır. Ayakta kalabilen kimi fabrikalar ise teknolojilerini yenileyememisler ve eski makinelerle üretim yapmaya çalısmıslardır. Bu durum üretim esnasında zeytinyagının ziyanına neden olmustur. Yine zeytin, sıkılma öncesi çok bekletildigi için yag asidi yüksek çıkmıstır.189 Gazeteler bu verginin kaldırılmasıyla mevcut fabrikaların genellikle yenilenecegi, hatırı derecede yag kaybına neden olan yaghanelerin tamamının fabrikaya çevrilecegi ve saraphane ile yag teknelerinin tarihe karısarak birer müze malı haline gelecegi konusunda sıkça yayın yapmıstır.190 

II. Dünya Savası öncesinde Aydın’da sabun imal eden isletmeler, Türkiye’nin  sabun ihtiyacının çok büyük bir kısmını karsılamıslardır.(*) 
(*) Bu isletmeler Kars’a kadar sabun göndermistir.

1940’lı yıllarda Aydın civarında 3 milyon kilo yıllık sabun üretimi varken, üretim II. Dünya Savası nedeniyle üretim 1,5 milyon kiloya kadar gerilemistir. Bunda devletin o yıllarda zeytinyagına el koyması da etkili olmustur. Savas bitmesine ragmen hükümet, söz konusu fabrikaların ve zeytinciligin inkisafı için gereken tedbirleri almakta yavas kalmıstır.191 
Zeytinyagını depolama imkânlarından yoksun olan Ege çiftçisi, tüccar ve köylüsü bölgedeki fiyat istikrasızlıklarından çok büyük zarar görmüslerdir. II. Dünya Savası bitmesine ragmen devlet zeytinyagının ihracıyla ilgili yasagı kaldırmada yavas davranmıstır. Aydınlı çiftçi hiç olmazsa pamuk çekirdegi, ayçiçegi, susam yagı gibi diger nebati yagların ihracatına izin verilmesini istemesini talep etmistir. Üretici söz konusu uygulamalardan kurtulamadıkça zeytin yetistirmek istememistir.192 

Köylü ve çiftçiler çok çalısıp üretmesine ragmen emeginin karsılıgını 
alamamıslardır. Söke’de 1949 yılına gelindiginde ortalama yıllık pamuk üretimi 10 bin tona çıkmıstır. Ancak kent ve kent halkı ekonomiye yaptıkları bu katkıya ragmen pek çok sorunla karsılasmıslardır.193 Çine, Germencik gibi yerlerde tütün, zeytin gibi ürünlerde kimi zaman bolluk yasanmıstır. Ancak bu ürünlerin pazarlanması konusunda sorunlar olmustur. Bolluk yasanan dönemlerde fiyatlar sürekli düsmüstür. Ürün pek çok yerde köylünün elinde kalmıstır. Örnegin Çine’de 1948 yılı tarım sezonunda üreticinin elinde 4000 balya tütün kalmıstır. Bu sıkça tekrarlanan bir tablo olmustur.194 Bazen de mahsulün kıt oldugu dönemlerde ülke, tarım ürünlerini depolama alt yapısına sahip olmadıgı için mahsul tedarikinde ciddi sorunlarla karsılasmıstır. Ülkede bolluk da kıtlık 
da dert olmustur. Özellikle hububat mahsulünün azlıgı kıtlık tehlikesi dogurmustur. 

1948 yılında Türkiye, hububat sezonunun kötü geçmesi üzerine ABD, Kanada ve 
Avustralya’dan 30.000 ton bugday satın almıstır. Durumun acilligi nedeniyle ABD hemen bugday sevkıyatına baslamıstır. Toprak Mahsulleri Ofisi genel müdürü hububat tarımının Türkiye’de iklime baglı oldugunu, ürünün bol oldugu yıllar da bile kıtlık olabilecegini çünkü Türkiye’nin bu vakte kadar hububatı saklayabilecegi silolara sahip olamadıgını, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin bundan sonraki öncelikli hedefi’nin silolar insa etmek oldugunu söylemistir.195 

II. Dünya Savası sonrası Türkiye’de en önemli sorunlardan birisi köylünün 
topraksız ve arazilerin pek çogunun tapusuz olmasıydı. Buna en güzel örnek Karacasu ilçesinin durumudur. 1946 senesi itibariyle Aydın Karacasu’da gayrimenkullerin % 70’i tapusuzdur. Arazi satısları genelde tapu tescili olmadan sözlü, yada alıcı ile satıcı arasında hazırlanan bir tutanakla; bazen de noter tasdikiyle yapılmıstır. 1946’lı yıllarda kimi arazilerden kadastro dahi geçmemis tir. Arazisini tapulandırmak isteyen köylü bürokrasiden yılmıstır.196 Arazi anlasmazlıkları çogalıp ve mahkemeler bunlarla ilgili karar vermede zorlanınca, özellikle CHP kongrelerinde hükümete tapulandırma çalısmalarının hızlandırılmasıyla ilgili bir baskı gelmistir. Bu baskıyla birlikte Aydın’da araziyi tapulandırma islerine önem verilmeye baslanmıstır. Ancak tapulandırma 
islemleri gerektigi hızla tamamlanamadıgı ve insanların arazi satıslarını tapu dairesine gelerek yapma alıskanlıgı henüz saglanamadıgından bununla ilgili sorunlar yasanmaya bir süre daha devam etmistir.197 

II. Dünya Savası’nın bitimiyle tarımda kalkınma hamleleri tekrar hızlanmıstır. 
Tarım modernlestirilmeye çalısılırken, bu sektör üzerindeki agır vergi ve kısıtlamaların kaldırılmasına baslanmıstır.(*) 

Topraksız köylüye, toprak dagıtılmaya çalısılmıstır. 

Devlet, hazine arazileri içerisinde kalan delicelikleri (ıslah edilmemis zeytinlik), imar edilmesi kosuluyla köylüye dagıtmıstır. Aydın’da tarımda kalkınma hamleleri daha çok pamuk ekimi ve zeytincilikte kendini göstermistir. Tarım Bakanlıgı zeytinciligi gelistirmek için Aydın’da Zeytin Bakım ve Gelistirme İstasyonu’nu kurmustur.(**) 
(*) Zeytinden alınan muamele vergisi bu dönemde kaldırılmıstır. 
(**) Bu kurumun düzenlemis oldugu fenni budama ve asılama kursları ragbet görmüstür. 

1946 senesi sonu itibariyle Aydın ilindeki zeytincilikle ilgili istatistikler söyledir: 




Tablo 2.14: Zeytin Agacı Sayısı Zeytin Agacı Varlıgı 
Zeytincigimiz söz konusu dönemde önemli bir gelisme göstermistir. 1942 yılındaki siddetli soguklar zeytin agaçlarını olumsuz etkilemistir. Bunun zararlarının atlatılmasında bu kursların faydası görülmüstür. 

Tablo 2.15: Dagıtılan Delicelik Miktarı 

Tabloda II. Dünya Savası’nın bitimiyle Aydın ilinde halka dagıtılan deliceliklerin 
yüzölçümü açısından 3 kat arttıgı açıkça görülebilir. Kendisine imar edilmek üzere delicelik dagıtılan kisi sayısı ise neredeyse 6 kat artmıstır. 



Tablo 2.16: Zeytin Üretimi 1946 Yılında Aydın lindeki Zeytin Üretimi 

1946 yılı toplam zeytin üretiminin 12.134.630 kilosunun yagı sıkılmıstır. Geri 
kalan ise salamura olarak degerlendirilmistir. Aydın’da prina maddesi Kusadası’na gönderilmekteydi. 1946 yılında Aydın’da bir prina isletmesi açılmıstır. Aynı zamanda Umurlu’da vakıflara ait zeytin isleme fabrikasına prina makinelerinin konulmasına karar verilmistir. Ortaklar’da ise özel sahsa ait bir prina fabrikasının açılmak üzere oldugu dönemin basınına yansıyan haberlerden birisi olmustur. Prina fabrikasının makineleri 1947 yılının baslarında Avrupa ülkelerine ısmarlanmıstır.198 




Tablo 2.17: Zeytinyagı Fabrikaları 


Tablo 2.17: Yaghaneler 



Tablo 2.18: Sarap kınalar 

Batı Anadolu’da Antik Çaglardan beri zeytinyagı önemli bir tarımsal 
mamul olmustur. Çok partili yasama geçis sürecinde ise Türkiye’nin ihraç ettigi 
mamuller arasında zeytinyagı oldukça önemli bir paya sahipti. II. Dünya Savası 
nedeniyle zeytincilik sektöründe önemli sorunlar yasanmıstı. Bu durum, halkın 
geçim sıkıntısına düsmesine neden olmustur. Demokrat Parti, Aydın’daki 
propaganda çalısmalarında zeytincilikte yasanan sorunları sürekli dile getirmistir. 
Bu pratik propaganda çalısması halk nezdinde oldukça etkili olmustur. Çünkü zeytin Aydın ili köylerinde yasamın ta kendisiydi. Öyle ki çocugunu evlendirmek ya da sünnet ettirmek isteyen çiftçi zeytin hasadını beklemekteydi. 


Tablo 2.19: Zeytinyagı Üretimi 
Yaghaneler ve sarap kınalar genelde teknelerde ayakla yag sıkılan yerlerdir. 
Buna ragmen fabrikalarda sıkılan yag miktarı ile yaghane ve sarap kınalarda sıkılan yag miktarı arasında derin bir fark görülmemistir. 


Tablo 2.20: Sabun Üreten İşletmeler 


Tablo 2.21: Zeytin Agacı Sayısı 

II. Dünya Savası sonrasında her geçen sene Aydın’da zeytin agacı sayısında bir 
artıs gözlenmistir. 1946’da 5.490.374 olan agaç sayısı, 1949’da 5.579.350’ye ulasmıstır. 




Tablo 2.22: 1949 Yılında İlçeler Göre Zeytin Agacı Sayısı 
İlçe Adı 200 



BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

162 Anadolu, 28 Ocak 1948. 
163 Anadolu, 20 Agustos 1948. 
164 Anadolu, 16 Temmuz 1948. 
165 Anadolu, 3 Ekim 1947. 
(*) Söz konusu dönemde, evlerde ısınma aracı olarak soba degil, mangal kullanılmaktadır. Mangal kömürü ısınmak için kullanılmasına ragmen kıs aylarında pek çok zehirlenme olayı meydana gelmistir. 
166 Anadolu, 17 Agustos 1947. 
167 Günes G. (2006), Atatürk ve Aydın, s.53. 
168 Bazen bundan aradaki komisyoncuların yararlanması gibi yanlıs sonuçlar da ortaya çıkmıstır. 
169 Söz konusu dönemde, kimi zaman Sümerbank’ın digerler alıcılarla birleserek pamuk alımında tröst olusturdugu iddiası olmustur. 
170 Anadolu, 19 Ocak 1948. 
171 Fabrikayı kuran Ruslar buraya 2500 kilovatlık iki tane elektrik motoru monte etmislerdir. 1943 yılına gelindiginde yıpranan bu makineler yedek parça yoklugundan islemez hale gelmistir. Bu yıllarda Rusya- Türkiye iliskileri bozuldugundan Rusya’dan teknik yardım alınamamıstır. Bunun üzerine İsviçre 
firmalarından yeni makineler temin edilmistir. Eski makinelerin tamiri konusunda bu firmalar yardımcı olmamıstır. Türk teknikerler uzun çabalardan sonra makinenin birini tekrar çalıstırmaya muvaffak olmustur(Anadolu, 19 Ocak 1948). 
172 Günes G. (2004) Atatürk’ün Nazilli Seyahatleri ve Seyahatlerin Yarattıgı Sonuçlar, s.128. 
173 Anadolu, 18 Subat 1947. 
174 Anadolu, 28 Kasım 1948. 
175 Anadolu, 7 Subat 1947.
176 Anadolu, 21 Kasım 1948. 
177 Anadolu, 28 Kasım 1948. 
178 Demokrat İzmir, 27 Kasım 1948. 
179 BCA, 490.01/233.498.2. 
180 Demokrat İzmir, 5 Mayıs 1946. 
182 Anadolu, 18 Subat 1947. 
183 Demokrat İzmir, 5 Mayıs 1946. 
184 Demokrat İzmir, 23 Mayıs 1947. 
185 Demokrat İzmir, 17 Nisan 1946. 
186 Demokrat İzmir, 24 Mayıs 1946. 
187 Demokrat İzmir, 1 Mart 1947. 
188 Demokrat İzmir, 5 Ocak 1948. 
189 Anadolu, 4 Mart 1947. 
190 Anadolu, 9 Subat 1947. 
191 Anadolu, 4 Mart 1947. 
192 Anadolu, 24 Ekim 1947. 
193 Demokrat İzmir, 7 Aralık 1949. 
194 Anadolu, 19 Mart 1948. 
195 Anadolu, 1 Mayıs 1948. 
196 BCA, 490.1/233.918.2. 
197 Anadolu, 25 Eylül 1948. Tarım Kredi Kooperatifleri’nin tapusuz araziye sahip köylülerin kredi islemlerini zorlastırması sonucunda arazisini tapulandıran köylü sayısında büyük artıs olmustur. 
      Bu süreçte arazi anlasmazlıkları oldugu için konuyla ilgili mahkeme sayılarında bir artıs olmustur (Anadolu, 16 Ocak 1949). 
198 Anadolu, 9 Şubat 1947. 
199 Anadolu, 4 Mart 1947. 
200 Anadolu, 3 Ekim 1949. 

8 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***