10 Ocak 2019 Perşembe

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 8

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 8


    Çok partili yasama geçis sürecinde Orman Kanunu ile Tarım Kanunu arasındaki çeliskiler zeytin varlıgının 3–4 misli birden artmasını engellemistir. Kimi delicelikler, orman içerisinde gösterilmistir. Yine köylüye ıslah edilme sartıyla hibe edilen deliceliklerin sınırlarının net tespiti yapılamadıgından köylüler ile orman daireleri arasında deliceliklerin ıslahı konusunda sürekli sorun çıkmıstır. Kimi delicelikler, Aydın’da odun fiyatlarının yükselmesi üzerine, asılanmayıp, köylü tarafından odunluk olarak degerlendirilmis ve kesilen agaçlar satılmıstır. Aydın ilinde hesaplanan 200.000 dönümlük delicelik sahasının sadece 12.000 dönümü köylüye dagıtılabilmistir.201 

Ziraat uzmanlarının tespitlerine göre zeytincilikle ilgili köylüden ya da kanundan yana hiçbir problem yasanmasaydı zeytin üretimi konusunda en az on misli artıs olabilecekti. 
Türkiye’de iktidar, II. Dünya Savası sonrasında sanayi bitkilerinin üretimini 
artırmak için büyük bir çaba içerisine girmistir. Aydın ili için önem arz eden önemli bir ürün de pamuktu. Bunun için Nazilli’de Pamuk Arastırma Enstitüsü kurulmustur. Bu kurulusun, sanayide kullanılabilecek vasıflı pamuk üretimine yaptıgı çalısmalarla çok büyük katkısı olmustur. Bu kurum 1949 senesinde 42.762 kilo kaliteli pamuk tohumu dagıtmıs ve bölgede tohum temin eden diger istasyonların da açılmasına öncülük etmistir.202 1949 senesine geldigimizde yapılan çalısmalarla Aydın ilinde pamuk ekilen yerler mevcut tarım alanlarının %35’ine denk gelmistir.203 Nazilli de ise Feslek regülâtöründen Kuyucak, Nazilli, Atça hattına uzanan bir sulama kanalının tamiri bitirilmistir. Kanalın, Arpaz Köyü’ne oradan Pirlibey’e kadar uzatılması, Akçay kullanılarak Yenipazar’a kadar uzanan bir sulama sisteminin kurulması hükümet tarafından planlanmıstır. Söke ovasını taskınlardan korumak için Menderes üzerindeki setler tamir ettirilmistir. Yine selleri önlemek için Menderes’e dökülen derelerin ıslah çalısmaları baslatılmıstır.204 Ayrıca taskınları önlemek için Allangüllü çayının suyunu 
Menderes’e bosaltacak kanal da Kasım 1948’de açılmıstır.205 Pamuk ziraatı için oldukça önemli Nazilli civarındaki su yolları yenilenecektir. Kimi su yolları Akçay’ın bir uzantısı oldugundan ve bu yenileme olayları Bozdogan ilçesine baglı köyleri de ilgilendirdiginden iki ilçe kaymakamı bu konuyla ilgili ortak çalısmaya karar vermistir.206 Aydın’da bir tohum temizleme atölyesi kurulmustur. Bu atölye 1948 yılında 555.925 kilogram tohumlugu arındırmıstır.207 Yapılan çalısmalar sonucunda her geçen yıl pamuk ekilen arazi miktarında ve pamuk üretiminde bir artıs olmustur: 




Tablo 2.23: Pamuk Ekilen Arazi 
Pamuk ekim alanları artarken hem sulama, hem tarımda makinelesme sebebiyle dekar basına alınan pamuk miktarında % 20-30’luk bir verim artısı olmustur.208 1948 yılında Aydın ilinde her biri 200 kilo olan 30 bin balya pamuk üretilmistir. 1949 yılında ise 55–60 bin balya pamuk üretimi beklenmistir. Bu tahmin büyük ölçüde tutmustur. 

Pamuk fiyatında ise geçen yıla göre çok az bir düsme olmustur. Örnegin 1948 yılında mahliç pamugun fiyatı kilo basına 254 kurus iken 1949’da 251 kurusta kalmıstır.209 

Pamuk üretiminin artısında tarımda makinelesme etkili olmustur. Aydın 
ovasında 70 traktör pamuk ziraatının hizmetine sokulmustur. Ovada 10–15 su motoru da çalısmaktadır. Bu yüzden pamuk tarımı her geçen gün iyilesmistir.210 
Aydınlı çiftçiler Marshall yardımı çerçevesinde Aydın ovası için 144 traktör, 445 çesitli tarım makinelerinin saglanabilmesi için gerekli resmi tesebbüslerde bulunmuslardır.211 Ancak tarımda makinelesme Aydın’da büyük ekonomik kazanç saglayan meyan kökü ticaretinin yavas yavas tarihe karısmasına da neden olmustur. Her yıl Orta Anadolu’dan binlerce kisi kıs aylarında Aydın ovasına meyan kökü kazmak için geliyordu. 1948 yılı itibariyle Aydın ilinde ortalama 9.000 tonluk meyan kökü üretimi mevcuttu. Bunun 8000 tonunu Forbes Sirketi; geri kalan kısmını diger sirketler satın alıyordu. Forbes 
Sirketi’nin Söke ve Aydın’da iki tane meyan kökünü presleyen fabrikası vardı ve bu fabrikalarda pek çok isçi çalısıyordu. Meyan kökü II. Dünya Savası öncesinde kilosu 1,5–1,175 kurusa satın alınırken, bu fiyat üretimin düsmesi sonucu 1948 yılında kilosu 6,5 kurusa kadar çıkmıstır.212 Traktör ova yüzeyine girdikçe meyan kökü tarih olmustur. 

Tarımda kalkınmayı saglamak ve Türkiye’yi feodal yapıdan kurtarmak için 
Toprak Reformu Kanunu çıkartılmıstır. Bu kanunun uygulanısı sonucu istenen amaca ulasılamamıstır. Ancak bu kanunun uygulama safhasında Aydın ayagında önemli gelismeler olmustur. Nazilli’nin Kuyucak Bucagı’nda 1600 dekarlık Mali Pasa Çiftligi köylüye toprak edindirme kanunu çerçevesinde dagıtılmaya baslanmıstır. Bununla ilgili burada kurulan komisyona 360 aile müracaat etmistir. Aile basına 20’ser dekar arazi verildiginden, komisyon en fakir ailelerden baslamak üzere toprak dagıtımına baslamıstır. Araziler her müracaat edene verilmemistir. Yine aynı kanun çerçevesinde Nazilli’nin Bucak köyü civarındaki 70 bin dekar arazi ve 15 bin dekar ormanlık alana sahip baska bir bölge 213 ile Söke’de Atburgazı ve Kumburgazı köylerinde hazineye ait 
25 bin dönüm arazi topraksız köylülere dagıtılmıstır.214 

Köylünün desteklenmesi gerçekten bu dönemde önemli bir konu olmustur. 
Ziraat Bankası kanalıyla tütün üreticisine ödenen avans uygulaması kaldırılınca Söke civarında köylülerin tefecilerin eline düsme riski ortaya çıkmıstır.215 Köylüyü topraklandırma projeleri çogu zaman kesintiye ugramıstır. Çünkü kendisine toprak verilen köylü bir müddet sonra bu topragı isleyecek finansal güce sahip olmadıgı için topragını tekrar satısa çıkarmıstır. Bu açıdan tarımın finanse edilmesi için Aydın ilinde pek çok kooperatif ve kurum faaliyet göstermistir. Bu kooperatifler faaliyetleriyle çiftçiye kolay üretim kredisi imkanı ve tarım ürünlerinin degeri üzerinden satılabilmesini saglamıs; çiftçiyi sermaye sahibi yapmıs; iktisadi konularda egitmis ve Türk köylüsünü komisyoncu ya da tefecilerin elinden kurtarmıstır.216 1946 senesinde Aydın’da Ziraat Bankası’nın destekledigi 14 tarım kredi kooperatifi bulunmaktaydı. 

Ortaklar, Germencik, Kösk, Koçarlı, Aydın Merkez, Dalama, Gölhisar, İncirliova, 
Umurlu, Bıyıklı, Ömerbeyli, Cincin, Üzümlü, Hızırbeyli kooperatiflerin bulundukları yerlerdi. Bu kooperatiflerin toplam 6.254 ortagı vardı. Bu kooperatifler 1946 yılında 37.747 lira kar etmistir. Bu kooperatifleri finanse eden Ziraat Bankası faiz oranını % 6’dan % 5’e çekmistir. Yine yardım miktarlarını da arttırmıstır.217 Bu kooperatiflerin sayısı 1 yıl sonra 16’ya çıkmıstır. II. Dünya Savası’yla ciddi sarsıntı yasayan kooperatifler yıl yıl gelisen bir performans sergilemistir. 


Tablo 2.24: Tarım Kooperatifleri 


Aydın ilinde tarımsal ürünlerin en büyük belalısı olan çekirgelerle Amerika’dan 
getirilen alev makineleriyle mücadeleye edilmistir.219 Tarım Bakanlıgı’nın direktifiyle mücadele Aydın, Koçarlı, Milas, Mugla ve Yatagan’da ortak bir çalısmayla yürütülmüstür.220 Bu direktif çerçevesinde sadece çekirgeyle degil karga, domuz gibi zararlılarla da mücadele edilmistir.221 

Zirai Donatım Kurumu aracılıgıyla uzun vadeli ödeme imkânlarıyla çiftçiye 
tarım makineleri saglanmıstır. Böylece tarımda makinelesme faaliyetleri hız 
kazanmıstır.222 II. Dünya Savası sonrası tarım üzerindeki sıkı ekonomik önlemler kaldırılmıs ve tarım ürünlerinin ihracına tekrar izin verilmistir. Bununla ilgili çiftçiye pazar bulunulmasına çalısılmıstır. Bu nedenle henüz 1950 yılına gelmeden Aydın’da incir ve pamuk alımlarında Taris ve hükümetin ortak çalısması sonucu çiftçiye ödenen ücretlerde % 35’lere varan artıs olmustur.223 Çok partili yasama geçis sürecinde Aydın’da yasayan halkın büyük çogunlugu köy ya da kırsal alanda yasıyordu. Bu nedenle uygulanan tarımsal politikalar birinci derecede halkın siyasi tercihinin ortaya çıkmasında etkili olmus; çok partili yasama geçis sürecinde iktidar da muhalefet de köylüyü memnun edecek söylemler pesinde kosmustur. 

2.1.6. Aydın İlinde Saglık Durumu 

II. Dünya Savası Türkiye’de etkisini önce ülke ekonomisinde göstermistir. Bu 
durum, diger hizmet sektörlerini hızla etkilemistir. Gıda yokluguna baglı olarak ülkede hastalıklar hızla artmıstır. çme suyunun saglıklı sekilde temin edilememesi tifo, kolera ve dizanteri vakalarını artmıstır. Bu tür vakalar yoksul kesimlerde daha yaygın görülmüstür. Yoksul kesim ilaç temini konusunda zorluklar yasamıstır. Sıtma, verem ülkede görülen diger yaygın hastalıklar olmustur. Bulasıcı olan verem, uygun saglık kosullarına sahip olmayan ve açlık sınırına gelmis ülkenin neredeyse tamamını etkisi altına almıstır. 
II. Dünya Savası sırasında Aydın ilinde sıtma, verem gibi hastalıklar yaygın 
olarak görülmüstür. Bu hastalıkların önlenmesiyle ilgili baslangıçta birtakım sorunlar yasanmıstır. Hastalıklarla daha etkin mücadele etmek için kurslar açılmıstır. 1946 yılı Mart’ında Aydın’da açılan sıtma ile savas kursuna 95 kisi katılmıstır. Kursa katılan kisiler uzak köylerden gelmis ve kendi masraflarını kendileri karsılamıslardır. Kurs sonunda yapılan sınavda 62 kisi basarılı olmustur. Ancak konu acil olmasına ragmen ekonomik yetersizlikten dolayı ilgili kisilerin bir türlü tayinleri yapılamamıstır.224 

Demokrat İzmir gazetesinin yazdıgına göre hastalıklarla mücadelede çogu zaman yetersiz kalınmıstır. Aydın ilinin Çine ilçesinde sıtmadan halk kırılmıstır. Halk ilacını parasıyla satın almak zorunda kalmıstır. Bataklıklar kurutulamamıs tır. Mahalle araları ve evlerin önü çamurdan geçilmeyen Çineliler, konuyla ilgili olarak Bakanlıga birçok defa sikâyette bulunmuslar, ancak bir sonuç alamamıslardır. 225 

1946 yılında Aydın’da yapılan CHP ilçe kongrelerine ve il kongresine, saglık hizmetleriyle ilgili yapılan tartısmalar ve istekler damgasını vurmustur. Konuyla ilgili yapılan tartısmalar, istek ve öneriler zabta geçirilip geregi yapılması için CHP Genel Sekreterligi’ne gönderilmistir. 

Bu tartısma ve isteklerden bazıları sunlardır: 

—Dogumla ilgili acil durumlarda köylü Aydın’a gelinceye kadar bebek yâda anne 
kaybedilmektedir. Germencik bucagına bir dogum evinin açılması saglanmalıdır. 
—Büyük köylerde dahi ebe bulunmamaktadır. Bunlardan bir tanesi Kösk’ün Basçayır köyüdür. Buralara Ebe gönderilmesi saglanmalıdır. 
—Saglık çalısanları tam olarak görevlerini yerine getirmemektedir. Bunların köyleri sık sık gezerek halkın saglıgıyla daha çok ilgilenmeleri saglanmalıdır. 
—Koçarlı ve Karacasu’ya baglı köylerde vatandaslar, saglık çalısanlarını köylerinde daha çok görmek istemektedir. Gezici saglık memurları, bu köylere yılda bir kez ugramaktadır. Bunların, 15 günde bir köyleri dolasmaları temin edilmelidir. 
—Akköy, Kuyucak bucaklarına ebe ve saglık memuru gönderilmelidir. 
—Memleket Hastanesi’nde röntgen çekilmesi gereken hastalar oldukça çok uzun zaman beklemektedir. Bunun çabuklastırılması saglanmalıdır. 
—Pek çok yerde hasta nakledecek otomobil yoktur. 
—Germencik Bozköy, Karacasu’ya baglı Dikmen, Geyre, Kepre köyleri, Nazilli’ye 
baglı Asagıavra köylerinde sıtma hortlamıstır. Bu yerler Sıtma Savas Bölgesi’ne dâhil edilmelidir. 
—Sıtmalı hastaların, muayene ve tedavi islemleri uzun sürmektedir. Hastalar acı 
çekmektedir. Bu sürelerin kısaltılması temin edilmelidir. 
—Çakırbeyli Köyü’ndeki Karagöl sıtma kaynagı oldugundan kurutulmalıdır. 
—Sıtmayla mücadele için açılan pek çok kanalın bakımı yapılmamaktadır.226 
Büyük Menderes vadisinde, Cumhuriyet’in ilk yıllarında en önemli hastalık 
tartısmasız sıtma idi. Sıtmanın en yaygın olarak görüldügü yer ise Kösk olmustur. Bu nedenle “Kösk’ün kuslarını bile sıtma tutar.” sözü darb-ı mesel haline gelmistir. Bu bölgede yasayan her bir vatandasın hayatlarında en az bir defa sıtmaya tutuldugu söylenebilir. Bataklıkları Menderes nehrine dikey olarak akmakta olan çaylar olusturuyordu. Bunlar sıtmaya neden olan sivrisinek yuvaları idi. Gerek II. Dünya Savası’nın bitmesinin yarattıgı olumlu etki ve gerekse çok partili yasama geçisin verdigi rekabetle Aydın ilinde pek çok konuda oldugu gibi saglık alanında da hızla nispi bir iyilesme saglanmıstır. Saglık Bakanlıgı sıtmanın kökünü kazımak için ülkeyi sıtmayla savas bölgelerine ayırmıstır. Bunlardan bir tanesi Aydın-Denizli-Mugla Sıtma Savas Bölgesi olmustur. Daha sonra bu bölge, sıtmayla daha iyi mücadele yapılabilmesi için 
Aydın-Denizli Sıtmayla Savas Bölgesi seklinde daraltılmıstır. Sıtmayla Savas Bölge Müdürlükleri bir yandan sıtma hastalarını tedavi etmeye çalısırken, bir yandan da bataklıkları kurutmaya çalısmıstır. Aydın Merkez Çestepe, Tepecik, Hızırbeyli, Gümüs, Karahayıt köylerinde; Nazilli, Söke ve Bozdogan’a baglı köylerde; Denizli ilinin Çivril ve Acıpayam ilçelerinde 1945 yılında toplam 29.535 metre kanal ve arık açılmıs; 17.912.512 metre karelik bataklık ve su birikintisi kurutulmustur. 1946 yılında bataklık kurutma ve kanal açma çalısmalarının daha iyi yürütülebilmesi için Saglık Bakanlıgı bölgeye bir yüksek mühendis göndermistir. Bu mühendis sıtma ile savasta görevli doktorlarla koordineli çalısmıstır. Bataklık kurutma çalısmaları, Saglık Bakanlıgı kanalıyla yürütülmüs ve kurutulan yerler tarım arazisi olarak köylüye dagıtılmıstır. 

Zaman zaman bataklık kurutma islerine yerel kuruluslar da katılmıstır. Örnegin 
Nazilli’de Basma Fabrikası’na yakın bataklıklar, burada çalısan isçilerin saglıklarını tehdit edince fabrika isçileri ve Nazilli Belediyesi tarafından ortaklasa bu bataklıkların kurutulmasına çalısılmıstır. Bayındırlık Bakanlıgı da Menderes Nehri’ne dikey olarak akmakta olan dere yataklarını ıslah etmistir.227 
1942–1945 yılları arasında Nazilli Basma Fabrikası’nda ciddi verim düsüklügü 
yasanmıstır. Uzun vadede, fabrikadaki verim düsüklügü’ne isçilerin sık sık sıtmaya tutulmasının neden oldugu anlasılmıstır. Bu yüzden 1946–1947 döneminde fabrikada sıtmayı önleme çabaları hızlanmıstır.228 Fabrika çevresinde yer alan tüm bataklıklar isçiler tarafından kurutulmustur. Bu, Nazilli’de halk saglıgına da olumlu katkı yapmıstır. Sıtma ile mücadele için Aydın Merkez, Bozdogan, Çine, Karacasu, Nazilli, Söke ilçeleriyle beraber Bagarası Bucagı’nda olmak üzere 7 tane sıtmayla mücadele hekimligi olusturulmustur. 

1945 yılının sonuna kadar Aydın ilinde toplam 10.575.714 metre kare bataklık 
kurutulmus, 38.542 metre kare çukur doldurulmustur. 590.046 metre uzunlugundaki arık ile 101.336 m. uzunlugundaki kanal temizlettirilmis; 71.652 m. arık ile 61.436 m. uzunlugundaki kanal yeniden açılmıstır. Su baskınlarını önlemek için 1.300 m. set ile 6 bent yaptırılmıstır. 8.084 adet çesme ve bunların suyolları ıslah edilmis ve 46 kuyu kapattırılmıstır. 65.000 metre karelik alan mazotlanmıs; 60.418 metre karelik sazlık temizlettirilmistir. 530.523 metre karelik gölcügün suları bosaltılmıstır. Sıtmayla mücadele için kurulan seyyar hastaneye basvuran her sıtmalı hasta kabul edilmistir.229 

Bozdogan’da sıtma vakalarında artıs görülünce, bölgeye bir doktor atanmıstır. Bu doktor 52.450 hastayı görmüs ve 200.000 ataprin dagıtmıstır. 50.000 metrekarelik su tutan bölgeler bu doktorun gözetiminde mazotlanmıstır. Böylecesıtmanın önüne geçilmistir. Halk sükranlarını bakanlıga telgrafla bildirmistir.230 

1947 yılında yapılan çok büyük mücadelelerle sıtma vakaları sonucunda dalak 
büyümesi hastalıgına yakalananların oranı %3’e düsürülmüstür.231 Fakat bu gelisme yeterli görülmemis, çalısmaların hızla devamına karar verilmistir. Saglık Bakanlıgı’nın yardımı ile Sıtma Savas Bölge Müdürlügünce Germencik Turanlar Köyü’nde insa edilen 4 km.lik kurutma kanalı törenle açılmıstır.232 Söz konusu kanalla 5000 hektar arazinin kurutulması amaçlanmıstır.233 1947 yılında zmir’e baglı Kusadası, Aydın Sıtma Savas Bölgesi içine alınmıstır. 1947’de kurutulan bataklıkların metre karesinde düsüs yasanmıstır. Ancak bu durum, çalısmaların yetersizliginden degil, kurutulacak bataklıkların oran olarak azalması sonucu ortaya çıkmıstır. Örnegin bu dönemde Dalama Bucagı’nda yapılan çalısmalar sonucunda sıtma sorunu tamamen bitirilmistir. Halkevi baskanı ve sıtma savas doktoru Sakir Saraçoglu’nun yapılan çalısmalara büyük katkısı olmustur.234 Aynı yıl içerisinde yapılan çalısmalar sonucu Bafa Gölü sivrisinek yuvası ve sıtma kaynagı olmaktan kurtarılmıstır.235 Germencik ilçesinde DDT kullanılarak sıtmayla mücadele edilmistir. Uzunkum Köyü civarındaki mevcut azmak, 3 
km. kanal açılarak kurutulmustur. 3000 dönümlük arazi böylece ekilebilir hale 
getirilmistir. Alangüllü çayı tastıgı zaman Kara, Turan, Reis köyleri arazisini bataklık haline getirmekte ve bazen sel suları Turan Köyü’nü istila ederek pek çok evin yıkılmasına neden oluyordu. Çayın ıslahı ve temizlenmesi çalısmalarına 1948 yılı bahar aylarında baslanmıstır. Böylece bölgede 4000 bin dönüm arazi tarıma kazandırılırken, bu bölgenin sıtmadan kurtarılacagı yetkililer tarafından ifade edilmistir.236 




Tablo 2.25: Sıtmalı Hasta Durumu 


Tablo 2.26: Sıtmayla Mücadele Senesi Sıtma Tedavisi İçin Verilen Kinin Sayısı 

1950 yılı için Nazilli’ye baglı Pirlibey Köyü , Kuyucak, Aydın Merkez Ilıcabası ve 
Beyköy, Hocaoglu’nda kanal açma faaliyetleri projelendirilmistir.237 Germencik Moralı Köyü’nde bataklıklardan Menderes nehrine su verecek olan ve Genç Yılmaz kanalı Aydın, Söke ve Germencik’ten bu bölgeye gelenler ve etraftaki köylerin istirakiyle açılmıstır. Kanal ile 8 bin dönüm arazinin bataklıktan kurtarılması hedeflenmistir.238 Çok partili yasama geçis sürecinde yeniden yapılan yada onarılan saglık kuruluslarının sayısında bir artıs olmustur. 1950 yılının basında Aydın’da Veremle Savas Dernegi kurulmustur. Açılısa takiben 2 gün içerinde bu dernege 3.099 lira bagıs yapılmıstır.239 Nazilli’de de Verem Savas Dernegi açılmıstır.240 Yine Nazilli’de yeni bir hastane yapılabilmesi için gerekli ihaleler yapılmıstır.241 Söz konusu dönemde Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisi çocuk ölümleri olmustur. Bu ölümlerin Aydın il ölçeginde azaltılması için Memleket Hastanesi bünyesinde 20 yataklı dogum ve çocuk ünitesi olusturulmustur.242 

II. Dünya Savası sonrası Memleket Hastanesi, Aydın’da saglık hizmetlerinin 
yürütüldügü en büyük kurum olmustur. Burada 8 uzman doktor görev yapmıstır. Hastane, 110 yatak kapasitesine sahip olmasına ragmen ödenek yetersizliginden 70 yatak kapasitesi ile çalısmıs ve asgari 4 uzman doktora daha ihtiyaç hissetmistir. Dolayısıyla uzman doktor ihtiyacı duyulan hastane servislerinde ciddi sıkıntılar ortaya çıkmıstır. Memleket Hastanesi’nin sahip oldugu 110 yatak tam anlamıyla degerlendirilse bile bu, nüfusu sürekli artan Aydın için yeterli degildi. 1947 yılı için en az 50 yataklıga daha ihtiyaç duyuluyordu. Veremli hastalar için ayrılmıs 50 yatagın 40’ı ödenek yoklugundan bos tutulurken, bu sorunun da bir an evvel çözülmesi yetkililerden istenmistir. Tüm olanaksız kosullara ragmen Aydın Memleket Hastanesi iyi hizmet üretmis, günde ortalama 60 hastanın poliklinik muayenesini yapmıstır. 1932’den 1946 yılına kadar Memleket Hastanesi’nin hizmet üretimindeki artıs asagıdaki tablodan daha iyi anlasılabilir.243 




Tablo 2.27: Aydın Memleket Hastanesi 

1947 yılında röntgen dairesine yeni cihazların alınması, bununla ilgili uygulama 
sayısını artırdıgı gibi teshis ve tedavi hizmetlerini de kolaylastırmıs ve hızlandırmıstır. dis servisi de bulunan hastanede hekim olmadıgından servis haftada 3 gün çalısmıs ve yeterli ve kaliteli hizmet üretememistir. Hastaneye acilen dis hekimi atanması istenmistir.244 Aydın’da yapılan yatırım ve alınan önlemlerle saglık hizmetlerinde hızla iyilesme kaydedilmistir. 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

201 Ancak söz konusu dönemde 12.000 dönümlük bir alanın dahi zeytincilige kazandırılması büyük bir gelisme olarak degerlendirilebilir. 
202 Anadolu, 19 Aralık 1949. 
203 Demokrat İzmir, 30 Nisan 1949. 
204 Anadolu, 14 Mart 1947. 
205 Demokrat İzmir, 16 Kasım 1948. 
206 Anadolu, 29 Aralık 1948. 
207 Anadolu, 13 Aralık 1948. 
208 Anadolu, 26 Agustos 1949. 
209 Anadolu, 9 Kasım1949. 
210 Anadolu, 15 Agustos 1948. 
211 Anadolu, 27 Nisan 1949. 
212 Anadolu, 5 Aralık 1948. 
213 Anadolu, 18 Temmuz 1948. 
214 Anadolu, 4 Eylül 1948. 
215 Anadolu, 15 Agustos 1948. 
216 Anadolu, 18 Nisan 1947. 
217 Anadolu, 18 Nisan 1947. Bu kooperatifler çiftçinin hemen her sorunuyla ilgilenmislerdir. Örnegin, Tarım Satıs Kooperatifleri Birligi Nazilli’de pamuk ziraatının sulama sorununu çözmek için ovaya 4 adet sulama türbini yerlestirmistir (Anadolu, 18 Temmuz 1948). 
218 Anadolu, 5 Aralık 1948. 
219 Anadolu, 23 Nisan 1949. 
220 Anadolu, 23 Nisan 1949. 
221 Anadolu, 29 Nisan 1949. 
222 Anadolu, 30 Eylül 1946. 
223 Anadolu, 26 Eylül 1946. 
224 Demokrat İzmir, 11 Temmuz 1946. 
225 Demokrat İzmir, 26 Eylül 1947. 
226 BCA, 490.1/233.718.2. 
227 Anadolu, 11 Ekim 1946. 
228 Anadolu, 1 Eylül 1947. 
229 Anadolu, 21 Ocak 1946. 
230 Anadolu, 24 Ocak 1947. 
231 Cumhuriyetin 50. yılında Aydın (1973), Aydın Valiligi, s.207. 
232 Demokrat İzmir, 16 Kasım 1948. 
233 Demokrat İzmir, 25 Kasım 1949. 
234 Anadolu, 3 Ekim 1947. 
235 BCA, 490.1/824.261.1. Aydın Gazetesi, 25.03.1947.
236 Anadolu, 9 Nisan 1948. 
237 Anadolu, 25 Eylül 1949. 
238 Anadolu, 16 Temmuz 1947. 
239 Anadolu, 18 Ocak 1950. 
240 Anadolu, 5 Subat 1950. 
241 Anadolu, 26 Mart 1947. Hastane’nin 150 bin liraya mal olması öngörülmüstür. Bunun 60 bin lirası 
halktan toplanan bagıslarla karsılanacaktır. Anadolu, 11 Kasım 1946. 
242 Ugur A. agt., s.250. 
243 Anadolu, 13 Agustos 1947. 
244 Anadolu, 8 Mart 1948. 


9 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder