25 Aralık 2018 Salı

TERÖRLE MÜCADELEDE YENİ SAFHA ZEYTİN DALI HAREKATI BÖLÜM 3

TERÖRLE MÜCADELEDE YENİ SAFHA ZEYTİN DALI HAREKATI BÖLÜM 3


Zeytin Dalı Harekatı ’nın İcrası 

Cenderis Beldesinin Ele Geçirilmesi:20 8 Mart 2018’de ZDH birlikleri Hatay’ın 
Reyhanlı ve Kırıkhan ilçelerine roketli saldırıların yapıldığı Cenderis beldesini 
ele geçirerek hem bu saldırı tehdidini ortadan kaldırıldı hem de bölgedeki 
terörist unsurları önemli oranda etkisiz hale getirildi. Bölgede etkisiz hale getirilen teröristler arasında temsili olarak bulunan Suriye rejimi yanlısı Şii milislerin olduğu da belirlendi. Ayrıca Afrin ilçe merkezine güneybatıdan yaklaşma istikametinde önemli bir avantaj kaydedildi. 

Afrin İlçe Merkezinin Çevrelenmesi:21 Bafilyon tepeleri ve Cenderis’in ele 
geçirilmesinin ardından devam eden operasyonlarda Afrin ilçe merkezi kuzey, 
doğu ve güney istikametinden çevrelendi ve harekat birlikleri ilçe merkezindeki 
müteakip meskun mahal harekatı için hazırlıklarını yapmaya başladı. Bu kapsamda sivillerin tahliyesi ve temel ihtiyaçlarının karşılanması için harekat bölgesinde AFAD ve Kızılay ile müşterek çalışmalar yapılmaya başlandı. 

HARİTA 12. AFRİN İLÇE MERKEZİNİN ÇEVRELENMESİ

Kaynak: “53. Gününde Zeytin Dalı Harekatı”, Suriye Gündemi, 13 Mart 2018, 
http://www.suriyegundemi.com/2018/03/13/53-gununde-zeytin-dali-harekati, (Erişim tarihi: 23 Mart 2018). 

Harekat alanında 20 Ocak-16 Mart 2018 arasındaki veriler göze alındığında 
PKK/PYD’nin direnek odakları ve operasyonun gayret süreçleri zaman çizelgesi 
ve harita üzerinden daha net anlaşılabilir. İleri harekatın başladığı 21-23 Ocak arasında etkisiz hale getirilen terörist sayısı ve ele geçirilen alanın nispeten dar olması PKK/PYD unsurlarının girme noktalarındaki terörist sayısı-arazi-hava koşullarını optimize ederek savunma etkisi yarattıklarını gösterdi. Teröristlerin yarattığı savunma etkisi özellikle batı cephesinde Racu’nun güneybatısındaki Ömeruşağı köyü ve çevresinde görüldü. Öte yandan kuzey sektöründeki Şeyh Horoz köyü, Kurni Dağı, Darmık Dağı ile kuzeybatı sektöründeki Burseya Dağı bölgesinde de benzer etkiler belirdi. Bahsedilen bu alanların gerisinde bulunan terörist unsurlara ait ikmal ve takviye hatları ve faaliyetlerinin İHA, Hava Kuvvetleri ve karadan ateş destek vasıtalarıyla etkili bir şekilde vurulması ve ZDH birliklerinin harekat temposunu gelişmelere bağlı olarak değiştirmesi teröristlerle olan temas süresini kontrollü olarak TSK/Milli Ordu lehine uzattı. Böylelikle teröristlerin savunma ve hayatta kalma yetenekleri zayıflatıldı. 3 Şubat 2018’de İdlib bölgesinde rejim muhalifi unsurlarca Rusya’ya ait bir SU-25 yakın hava destek uçağının yerden havaya alçak irtifalı güdümlü füze ile düşürülmesi ZDH üzerinde olumsuz etki yarattı.22 
Rusya bu gelişmenin ardından Suriye hava sahasını Türk Hava Kuvvetlerinin kullanımına füzelere karşı yeni bir savunma sistemi tesis etmek için geçici olarak 
kapatttı. Hava desteğinden mahrum bir şekilde ilerleyen harekatın temposunda 
da bundan sonra bir yavaşlama yaşandı. 9 Şubat 2018’de hava sahasının yeniden açılmasıyla birlikte harekat tekrar hava desteği imkanına kavuştu. 
Hava sahasının açılmasından bir gün sonra 10 Şubat 2018’de batı sektöründeki 
çatışmaların hızlandığı ve TSK/Milli Ordu birlikleriyle terörist unsurların arasındaki temas hattının düzensizleştiği ve PKK/PYD savunma hatlarının içine girildiği görülmeye başlandı. Bu süreçte etkisiz hale getirilen terörist sayısı ile TSK/Milli Ordu zayiatları da yakın mesafeden girilen silahlı temasları doğrulamakta.23 Şubat ayı boyunca ileri harekat alanları hakim arazi kesimlerine ulaşıp teröristlerden temizlenen alanların Türkiye sınır hattı boyunca birleştirilmesi gayretleriyle geçti. Bu bakımdan ZDH’nin ileri harekatın taktik uç sınırlarına ulaşmış olması hem hakim alanların tahkim edilmesi hem de komşu alanların birleştirilmesiyle devam etti. Bu noktada harekatın temposunda bir yavaşlamadan değil müteakip aşamalar için ele geçirilen hedeflerin başarısından faydalanılması için hazırlanması ve bağımsız bölgelerin konsolidasyonu faaliyetlerinden söz edilebilir. Nitekim ele geçirilen ve tahkimatlandırılan alanların yarattığı taktik ve operatif avantajdan rahatsız olan PKK/PYD’li 
teröristler tahkimatlandırılması devam eden Ali Beki köyünün 1 kilometre güneydoğusundaki hakim arazide bulunan operasyon birliklerine 1 Mart 2018’de kapsamlı bir saldırıda bulunarak konsolide edilen alanları ayrıştırma girişimi gerçekleştirdi. 
TSK/Milli Ordu unsurlarında zayiata neden olan bu saldırının püskürtülmesiyle birlikte harekatın temposu da gözle görülür bir şekilde arttı. 



GRAFIK 3. ETKİSİZ HALE GETİRİLEN PKK/PYD’Lİ TERÖRİST SAYISI 
GRAFIK 4. ŞEHİT OLAN TSK PERSONELİ SAYISI 

İkinci Safha: Meskun Mahal Safhası (13-18 Mart 2018) 
Harekatın ikinci safhasında Afrin merkezinin çevrelenmesi ve kontrol altına 
alınması sadece beş gün sürdü. Afrin’in doğusu kuzeydoğudan, batısı ise 
güneybatıdan yaklaşan harekat birliklerince çevrelendi. Bu istikametlerden 
yaklaşan harekat birlikleri şehre girerek kontrolü sağladı. Önemli bir dirençle 
karşılaşmayan harekat birlikleri kent merkezini 18 Mart 2018’de saat 08.30’da 
kontrol altına aldı. PKK/PYD’li teröristlerin bir kısmının Afrin merkezinin 
çevrelenme aşamasında şehri terk etmeye başladıkları ve Tel Rıfat, Zahra ve 
Nubul istikametine kaçtıkları değerlendiriliyor. Teröristlerin çok sayıda araç, 
silah, mühimmat ve teçhizatı geride bırakması, hazırlıklı bir geri çekilme 
yapmadıkları, taktik yetersizlikten dolayı mevzilerini terk edip kaçtıklarının 
göstergesidir. Her ne kadar şehir çatışması olmasa da teröristlerin EYP ve 
mayınlarla tuzakladığı alanlar bölge-bölge, mahalle-mahalle, sokak-sokak ve 
bina-bina temizlenmeye başladı. 

İHA ve SİHA’ların Harekata Etkisi 

Milli imkanlarla geliştirilen silahlı/silahsız insansız hava araçlarının ZDH’nin taktik ve operatif seviyede harekat etkinliğine önemli katkı sağladığı da görülmüştür. 
Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle son yıllarda milli ve yerli savunma teknolojilerinin geliştirilmesi konusunda ortaya koyduğu anlayış doğrudan Türkiye’nin sahadaki askeri etkinliğine de olumlu katkı sağlamıştır.24 Bilindiği gibi askeri operasyonların başarısı istihbarat ve harekat üstünlüğü üzerinden elde edilir ve kamu diplomasisindeki üstünlük sayesinde de başarı pekiştirilip sosyal ve siyasi alanda taşınarak kalıcı hale getirilir. 

İstihbarat üstünlüğü boyutundan bakıldığında insansız hava araçları (İHA) 
hedef tespiti, keşif ve gözetleme görevlerinde kullanılarak terörist mevzi, karargah ve barınaklarının yeri ile terörist unsurların taktik ve idari hareketlerini elektronik gözetleme vasıtalarıyla tespit edip harekat planlayıcılarının öncelikli istihbarat isteklerini karşılamıştır. Böylelikle hem hava ve karadan stratejik ateş destekleri hem de taktik unsurların manevraları etkili bir şekilde yönetilebilmiştir.25 Silahsız İHA’ların ise harekatın taktik birliklerine doğrudan havadan ateş desteği sağlaması ve teröristlerin taktik unsurlara münferit silahlı müdahalelerde bulunması hem harekat birliklerini rahatlatmış hem de teröristler unsurlar üzerinde imha ve korku etkisi yaratmıştır.26 

Öte yandan İHA’lar PKK/YPG’li teröristlerin sivillere dönük yaptığı saldırıların 
anbean görüntülenip dünya kamuoyuyla paylaşılmasında önemli katkı 
sağlamıştır.27 Bu noktada milli imkanlarla üretilen Bayraktar TB2 SİHA’nın 
PKK’nın kara propagandasının uluslararası alanda kırılmasında son derece 
önemli bir işlev gördüğünün de altının çizilmesi gerekir. Özellikle Afrin operasyonunun son aşamasında sivillerin şehir merkezini terk etmelerine mani olmaya çalışan PKK/YPG’li teröristlerin faaliyetlerinin anlık görüntülerinin uluslararası kamuoyuna aktarılmasında Bayraktar TB2 hayati fonksiyon üstlenmiştir. 
Bu bağlamda İHA ve SİHA’lar ZDH süresince harekatın başarısı ve bunun 
uluslararası alanda kamusallaşması bakımından istihbarat-harekat-kamu diplomasisi üçlemesinde ihtiyaç duyulan üstünlük gereksinimlerinin tamamını kesintisiz bir şekilde yerine getirmiştir.28 Bu bakımdan İHA’ların Türkiye’nin askeri etkinliğini artırma konusunda stratejik düzeyde katkısı söz konusudur. 
Afrin Meskun Mahal Çatışması Sonrasındaki Süreç ve Beklentiler Afrin merkezinin kontrol altına alınması ve harekatın birinci safhasında ele geçirilen alanların birleştirilmesinin ardından harekatın üçüncü safhasının Afrin’in doğusundaki Minnig Havalimanı ve Tel Rıfat hattında gelişeceğine yönelik bir beklenti olsa da bu durumun şu aşamada gerçekleşmesini beklemek yanıltıcı olabilir. 
Bu safhada Rusya ile daha yakın istişare yapılması beklenmelidir. Eğer bu 
konuda da bir uzlaşı ortaya çıkarsa söz konusu ilerleme gerçekleşecektir. Münbiç’te ABD ile diplomatik bir sonuca varılamaması Afrin harekatının Münbiç’e 
sirayet etmesine neden olabilir. ABD’nin Fırat Nehri’nin doğusundaki PKK/PYD 
varlığının konsolide halini muhafaza etme önceliğinden vazgeçmeyeceği göz 
önünde bulundurulduğunda Münbiç’teki PKK/PYD varlığını sona erdirmesinin 
bu maksada hizmet edeceğinden söz edilebilir. Öyle ki ABD ZDH’nin Fırat’ın 
doğusunda yarattığı dekonsolidasyon etkisini Türkiye’nin Münbiç’te gerçekleştireceği yeni bir askeri harekatla tekrar yaşamak istemez. 
Bu durumda Türkiye ve bölge ülkelerinin (özellikle Irak’ın) Fırat Nehri’nin 
doğusunda konsantrasyonu güçlenen ABD-PKK/PYD ortaklığının bundan sonra 
neye ya da nasıl evrileceğine dair kuvvetli öngörüde bulunması ve alternatif planlar geliştirmesi faydasına olacaktır. Zira PKK/PYD’nin uğradığı yenilgiden sonra yeni stratejiler geliştirmeye çalışması beklenmelidir. Yenilgi sonrası PKK/PYD’nin muhtemel stratejileri şu şekilde sıralanabilir: 

• ZDH ve FKH bölgesindeki TSK/Milli Ordu unsurları ile sivillere karşı sınırlı büyüklükte vurkaç taktiği gerçekleştirerek istikrarı tesis etme gayretlerini 
zayıflatmaya çalışmak 
• Tel Rıfat-Minnig hattından Azez-Mare hattındaki TSK/Milli Ordu unsurlarına düşük yoğunluklu saldırılar gerçekleştirmek ve eş zamanlı olarak 
Münbiç istikametinden FKH bölgesine yeni bir cephe açmaya çalışmak 
• Suriye rejimi ordusu unsurlarıyla iş birliği yaparak Zahra-Minnig Havalimanı-
Tel Rıfat üçgeninde savunmada kalarak elindeki terörist unsurları bu 
alanda muhafaza edip TSK/Milli Ordu unsurlarına kalıcı tehdit oluşturmak 
• Afrin’den kaçan teröristleri Fırat Nehri’nin doğusuna çekmek suretiyle ABD’nin koruması altına alıp nehrin batısındaki varlık iddiasından vazgeçerek 
Fırat’ın doğusunda ABD stratejisini kuvvetlendirmek 
• Fırat Nehri’nin doğusundaki alandan Türkiye’nin Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak hudut güvenliği birliklerini taciz ve saldırılarla provoke edip Ayn 
el-Arab, Tel Abyad, Rasulayn ve Kamışlı aksında Türk ve ABD askerlerini karşı karşıya getirmek 
• Afrin’den kaçan PKK/PYD unsurlarını Irak’ın kuzeyine göndermek suretiyle buradaki PKK varlığını takviye etmek ve Mayıs’ta gerçekleşecek Irak 
seçimlerinden sonra Türkiye-Irak iş birliği çerçevesindeki operasyonlara karşı kuvvet biriktirmek ZDH’nin stratejik etkisinin teröristlerden temizlenen 
bölgelerin Suriye’deki diğer harekat alanlarıyla birleştirilip istikrar modelinin geliştirilmesinden sonra net bir şekilde görüleceği söylenebilir. 
Bu noktada sürekli olarak taktik ortaklıkların stratejik hedeflere hizmet etme zemini aranmalı, gerektiğinde kuvvet-mekan-zaman 
arasındaki optimizasyon sağlandıktan sonra fiili durum yaratılmalıdır.

ZEYTIN DALI HAREKATI’NIN SIYASI VE JEOPOLITIK CEPHESI 

Türkiye, FKH ile birlikte Suriye sahasında doğrudan askeri güç bulundurmanın 
verdiği imkanla etkili bir aktör konumuna evrilirken, muhalif unsurlar ile kurduğu yeni “eğit-donat-birlikte savaş” konsepti sayesinde sahada önemli bir askeri oyuncu haline dönüştü. Suriye’nin kuzeyindeki denklem FKH ile kazanılan siyasi ve askeri üstünlük ile görece Türkiye lehine değişmeye başladı. Bu durum 
Türkiye’ye PKK tehdidinin minimize edilmesi konusunda stratejik bir kararlılık 
sağladı. Türkiye ayrıca Rusya ile ilişkileri normalleştirme ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması bağlamında tesis edilen ortak çıkarlar üzerinden Astana sürecinin bir parçası oldu. Türkiye, Rusya ile yürütülen askeri ve siyasi diplomasi ile Suriye sathında önemli manevra kabiliyeti kazanırken bunları sahada realize edebilmek adına ulusal güvenliği için birinci derecede tehdit olarak gördüğü PKK/PYD yapılanmasının Afrin’deki kontrol alanını hedef alacak şekilde kapsamlı bir harekat başlattı. Türkiye’nin yeni güvenlik doktrini bağlamında harekete geçerek ZDH olarak lanse ettiği Afrin’deki PKK varlığına yönelik kapsamlı harekat başta ABD olmak üzere Suriye rejimi ve İran’ı da ciddi anlamda rahatsız etti. Her üç aktör de farklı gerekçe ve çıkar hesaplarıyla Türkiye ve müzahir muhalif unsurların Afrin’de PKK’yı elimine ederek bölgeyi tamamen kontrol altına almasına karşı pozisyon ortaya koydu. Ancak bu hamle Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde gösterdiği siyasi kararlılık ve askeri caydırıcılıkla boşa çıktı. 
Bu bağlamda Rusya ile birlikte ZDH’nin dört aktör ile ilişkiler açısından değerlendirilmesi mümkündür. Afrin Türkiye’nin sınır hattında Suriye’nin toprak bütünlüğü içerisinde yer alan bir toprak parçasıdır. Ancak Şam yönetimi uluslararası meşruiyeti ile birlikte bu topraklar üzerindeki egemenliğini de 2012’de kaybetmiştir. Afrin’de PKK’nın Suriye kolundan müteşekkil paramiliter gruplar, asayiş yapılanması ve diğer silahlı güçler bulunmakta, şehrin içini ve sınırlarını mezkur silahlı gruplar kontrol etmektedir. Mesele bu açıdan ele alındığında ZDH ile Esed rejiminin egemenliği arasında hiçbir ilişki yoktur. Zira Afrin’de Esed rejiminin fiilen egemenliği bulunmamaktadır. Şehirde Esed rejiminin egemenliği bulunmadığı gibi PKK’nın özerk yönetimi altında Afrin’deki halkı tam anlamıyla örgütün tahakkümü altında yaşamaya zorlamaktadır. Dolayısıyla Türkiye rejimin harekata ilişkin itirazlarını hiçbir şekilde dikkate almamayı tercih etmiş, ABD, İran ve rejim eksenli girişimlerin operasyonu yavaşlatmasına da izin vermemiştir. 
Harekat boyunca ABD Afrin’in PKK’nın elinde bulundurduğu Haseki-Münbiç 
hattı ile kara bağlantısı olmaması nedeniyle izole olan bölgeye ilişkin kaygılarını 
diplomatik kanallardan dile getirmiştir. Ayrıca PKK’nın Fırat’ın doğusundan 
bölgeye militan ve silah sevkiyatı yapmasına engel olmayarak harekatın görece 
başarısız olmasını temin etmeye çalışmıştır. ABD diğer yandan yeni askeri gerçekliğe adapte olabilmek adına Türkiye ile Münbiç için müzakereler başlatmıştır. 
İran doğrudan siyasi, diplomatik ve medya kanallarını kullanarak ZDH’yi 
hedef alırken, yine Suriye rejimi ile birlikte nüfuz sahibi olduğu Nubl-Zahra 
bölgesindeki Şii milisleri bölgeye kanalize ederek TSK ve muhalifler karşısında 
PKK’ya askeri destek sağlamıştır. İran’ın arabuluculuğunda Esed yönetimi ve PKK arasında Afrin’in rejime devredilebilmesi adına görüşmeler gerçekleşse de taraflar tam olarak anlaşma zemini bulamamışlardır. 
Rusya ise Türkiye’yi Suriye siyaseti ve oyun planında bir denge unsuru olarak 
konumlayıp ZDH’ye olumlu bir perspektifle yaklaşırken temel olarak süreci 
kenti kontrolü altına alabilmek, tamamen ABD’nin güdümüne girdiğini düşündüğü PKK/PYD’nin zayıflatılmasını sağlamak ve Tel Rıfat bölgesi başta olmak üzere rejimin bölgedeki varlığını tahkim etmek arzusu ile hareket etmiştir. Öte yandan Rusya, Türkiye-ABD arasındaki siyasi ayrışmanın derinleşmesini bir fırsat olarak görmekte ve ZDH’nin bunu daha da ileriye götüreceğini varsaymaktadır. 
Türkiye yukarıda ifade edilen mezkur denklemde askeri ve siyasi kararlılığının 
sahada somut askeri bir adıma dönüştürülmesi sürecinde dışsal faktörleri 
minimize edebilmek için zamanlamayı çok dikkatli bir şekilde ayarlamıştır. Türkiye ABD’nin eleştirisini dikkate almadığı gibi, İran ve rejim eksenli girişimlere de set çekecek adımlar atmaktan çekinmemiştir. Hatta bu tür girişimlere harekatın temposunu artırarak yanıt vermiştir. Öte yandan Türkiye diplomasiyi aktif bir biçimde kullanarak belirsizliği büyük ölçüde karşı tarafın üzerine yıkmış ve kendi pozisyonundan hiç taviz vermemiştir. Afrin’de Türkiye’nin tüm uluslararası baskıları göğüsleyerek kendisine manevra kabiliyeti kazandıracak askeri ve siyasi diplomatik adımları atabilmesinin getirisi büyük olmuştur. Türkiye ZDH ile askeri ve siyasi caydırıcılığını ortaya koymuş sadece PKK değil diğer aktörler karşısında da kazanmasına imkan sağlayan bir zemin üretmiştir.29 

Türkiye ZDH ile askeri caydırıcılığının yanı sıra yıkıcı değil inşa edici bir güç 
olarak da kendisini ABD ve Rusya gibi örneklerden tamamen ayrıştırmayı başarmıştır. 
Önümüzde ABD ve Rusya’nın Musul, Rakka ve Deyrizor’da gerçekleştirdiği 
ve halen Guta’da devam eden harekat örnekleri bulunmaktadır. Buralarda ciddi 
sivil katliamı yapılıp kentler yok edilirken Türkiye ise tam tersine yok edici değil 
inşa edici bir güç olarak Afrin’de yeni bir rol model olmuştur. Bu bağlamda Türkiye hem dünyaya hem de bölge halklarına sadece terör unsurlarının temizlendiği, kentlerin yıkılmadan sivil zayiata sebep olunmadan da mücadele edilebileceğini göstermiştir. Türkiye FKH bölgesinde elde ettiği deneyimi doğrudan Afrin’e taşımaya, kenti inşa edip gerekli alt yapı çalışmalarını gerçekleştirerek bölgede emniyeti sağlamaya yönelik adımlar atarken şehrin asli yerel unsurları tarafından yönetileceği bir meclis oluşturmak için de harekete geçmiştir. Türkiye sivillerin katledilmediği ve kentlerin yok edilmediği farklı bir model olabileceğini böylelikle tüm dünyaya göstererek elini daha da güçlendirmiştir. 
Afrin’de beklenenden hızlı bir şekilde elde edilen askeri başarı PKK/PYD’nin 
Suriye’deki en etkili kara gücü olduğu mitini yok ederken, ABD’nin desteğinden 
mahrum bırakılmış örgütün askeri olarak ne TSK’nın ne de Suriyeli muhaliflerin 
karşısında tutunamayacağını da göstermiş oldu. Bu askeri hezimet PKK/PYD’nin 
elinde bulundurduğu tüm bölgelerde adeta bir domino etkisi yarattı. 

     Münbiç başta olmak üzere Fırat’ın doğusundaki Haseki, Tel Abyad, Rakka ve Deyrizor gibi bölgelerdeki Arap nüfus PKK’nın tahakkümüne karşı mobilize olmaya başladı. 
ABD ise Türkiye’nin kararlılığı ve sonuç alacak şekilde askeri olarak harekete geçmesiyle PKK’ya yaptığı yatırımın maliyetini daha fazla görmeye başlarken, ABDPKK angajmanının da sürdürülemez olduğu gerçeği ile yüzleşmek durumunda kaldı. Türkiye ise Afrin’de elde edilen zaferle birlikte siyasi karar alıcılar tarafından daha önce de zikredildiği şekilde Münbiç, Irak’ın kuzeyindeki PKK bölgeleri ve Sincar’a odaklanmış durumdadır. 



HARİTA 13. KUZEY SURİYE’DE SON DURUM (22 MART 2018) 
Kaynak: “Kuzey Suriye’de Son Durum [22.03.2018]”, Suriye Gündemi, 22 Mart 2018, 
http://www.suriyegundemi.com/2018/03/22/kuzey-suriyede-son-durum-22-03-2018, (Erişim tarihi: 23 Mart 2018).

4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

TERÖRLE MÜCADELEDE YENİ SAFHA ZEYTİN DALI HAREKATI BÖLÜM 2

TERÖRLE MÜCADELEDE YENİ SAFHA ZEYTİN DALI HAREKATI BÖLÜM 2



ZEYTİN DALI HAREKATI’NIN İCRASI HAREKAT ALANININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ZDH bölgesi harekata başlanmadan önceki haliyle Suriye’nin kuzeybatısında 
PKK/PYD tarafından kontrol edilen 2 bin kilometrekarenin biraz üzerinde bir 
alanı kapsamaktadır. Harekat alanının kuzeyi Gaziantep’in Islahiye ilçesi ve Kilis, doğusu Cilvegözü-Azaz-Mare-el-Bab hattı üzerindeki FKH bölgesi, batısı 
Dare’z-Izzat-Atme hattındaki Türkiye’nin gerginliği azaltma sorumluluğundaki 
bölge ve onun batısı olan Hatay ile sınırlandırılmıştır. Harekat alanı sınırlarının 
büyük bir bölümünün TSK ve Türkiye’ye müzahir Milli Ordu unsurlarınca çevrelendiği görülüyor. Harekat alanının güneybatı sektöründeki Zahra-Nubl-Tel Kara-Tel Rahval hattı ise Suriye rejim güçleri ile İran destekli Şii milisler tarafından kontrol edilmektedir. TSK’nın bu bölgede PKK/PYD unsurlarını çevreleme ihtimali bulunmamaktadır. Harekat alanı çevresinin 143 kilometrelik bölümü kuzey ve batı sektöründe doğrudan Türkiye sınırlarını paylaşmaktadır. 
Harekat alanının kuzey ve batı sektöründeki arazi Türkiye sınır hattı boyunca 
uzanan 800-1.100 rakım aralığında seyreden dağlık yapıya sahiptir. Türkiye sınırının 0-2.000 kilometre derinliğine kadar uzanan dağlık arazi terörist unsurların hat şeklinde mevzilenerek savunma yapmasına imkan sağlayabilmektedir. Zira kuzey sektörde TSK birliklerinin mevzilerinin bulunduğu yerleşkeler ile PKK/PYD mevzilerinin dağ zirveleri arasındaki rakım farkı 300-400, mesafe ise 1.500 metreyi bulabilmektedir. Bu ise yüzde 25’lik bir eğime tekabül etmekte ve TSK unsurlarının ileri harekatlarını mahkum araziden hakim arazi istikametinde ortalama her 100 metrede 25 metre tırmanarak gerçekleştirecekleri anlamına gelmektedir. 
Bu durum batı sektöründe yüzde 30 meyil tırmanmayı gerektirmektedir. Her iki 
cephede de arazi büyük ölçüde zeytin ağaçları ve makilik bitki örtüsüyle kaplı 
olup yer yer gizleme sağlayabilecek yoğunluğa sahiptir. Arazideki dalgalı yapı 
ise kuru dere yatakları, çatak, tarım maksatlı teraslar, tepe ve sırt gibi yükseltiler nedeniyle ilerleme esnasında terörist ateşlerinden korunmak için örtü sağlayacak olanaklar sunmaktadır. 

Doğu ve güney sektörü arazi arızaları itibarıyla daha yumuşak, kısmen dalgalı 
ve yer yer kuzey cephesine benzer özellikler göstermektedir. Doğu sektöründe 
Minnig Havalimanı ve Tel Rıfat yerleşim yerleri arasındaki hat suni engel yapımına elverişli olup Azaz-Mare hattındaki TSK/Milli Ordu kuvvetlerinin muhtemel ileri harekatları için tehdit teşkil etmektedir. Ayrıca Afrin’in güneydoğusunda bulunan ve Suriye rejimi tarafından kontrol edilen Nubl ve Zahra’ya erişim imkanına sahip olmasıyla hem Tel Rıfat hem de çevresindeki küçük yerleşim yerleri stratejik bir öneme sahiptir. Doğu ve güney sektöründe arazinin örtü ve gizleme imkanı kuzey ve batı sektörüne göre oldukça zayıftır. 

Harekatın kış koşullarında gerçekleştirilmesi nedeniyle hava şartlarının 
doğrudan ve belirleyici etkileri olmuştur.10 Harekat birliklerinin kontrol ve koordinasyonunu zorlaştıran arazi-hava durumunun ilerleyişi yavaşlattığı hatta 
zaman zaman harekatın durmasına neden olduğu görülmüştür. Afrin genelinde 
harekat öncesinde sekiz bin civarında PKK/PYD’li teröristin bulunduğu 
ve bunlara Rakka ve Deyrizor gibi yerleşim yerlerindeki çatışmalarda örgüte 
teslim olan ve sayıları belirlenemeyen DEAŞ’lı teröristlerin de Türkiye’ye karşı 
savaşmaları kaydı ve özgürlük vaadiyle eklemlendiği değerlendirilmiştir. Afrin 
bölgesinde PKK’lılarla birlikte SDG çatısı altındaki Arap Ceyşü’s-Suvar yapılanmasının da Türkiye’ye karşı direnç gösterme çabası içerisinde olduğuna şahit olunmuştur. PKK/PYD’li ve SDG’li teröristlerin bir kısmı ABD Özel Kuvvetlerince yürütülen eğit-donat kapsamındaki programı takip etmektedir. Böylelikle teröristlerin ABD Özel Kuvvetlerinin danışmanlığı ve nezaretindeki konsept bağlamında kuzey, doğu, güney ve batı cephelerinde tahkimatlı savunma hatları tesis ettiği anlaşılmıştır. Savunma hatları TSK/Milli Ordu’nun muhtemel ileri harekatını karşılamak maksadıyla özellikle kuzey, doğu ve batı sektörlerinde yoğun tahkimat, yer yer ağır silahlar ve engellerle (hendek, barikat, EYP ve mayın vb.) kuvvetlendirilmiş ve birbirini kademeleyen mevziler şeklinde tesis edilmiştir. 
Hatlar arasında hareketli savunma taktikleri ile ara savunma çözümleri de 
geliştirilmiştir. Yarı nizami, yarı gayrinizami yöntemlerle birbirini bütünleyen 
hibrid savunma stratejisinde PKK’nın yerleşim yerlerinde sivil halk ve sivil tesislere de yer verdiği görülmüştür. 



GÖRSEL 1. HAREKATA KATILAN MİLLİ ORDU BİLEŞENLERİ VE SURİYELİ MUHALİF GRUPLAR 

Kaynak: “Zeytin Dalı Harekatına Katılan Suriyeli Muhalif Gruplar [26 Şubat 2018]”, Suriye Gündemi, 26 Şubat 2018,
http://www.suriyegundemi.com/2018/02/18/zeytin-dali-harekatina-katilan-suriyeli-muhalif-gruplar-18-subat-2018, (Erişim tarihi: 23 Mart 2018).

ZDH birlikleri TSK’nın Kara Kuvvetlerine bağlı zırhlı, mekanize, topçu, 
komando birlikleri ile kara havacılık ve insansız hava aracı birlikleri, Hava 
Kuvvetleri taktik hava unsurları ve muharebe arama kurtarma unsurları, Genelkurmay Başkanlığına bağlı özel kuvvetler ve elektronik harp unsurları, Deniz Kuvvvetleri Komutanlığına bağlı sualtı savunma ve taarruz timlerinin özel 
ihtisaslı unsurları ve Milli Ordu adıyla yeniden teşkilatlanan ÖSO mensubu 
Suriyeli muhaliflerden oluşan, FKH’ye göre sayıca ve ihtisas çeşitliliğince daha 
fazla birlikten meydana gelmiştir. Harekatın lojistik hizmet desteği TSK ve devletin diğer sivil kurumlarınca sağlanmıştır. 

HAREKATIN ASKERİ SAFHALARI.,

Hem askeri yetkililer hem de siyasi karar vericilerin açıklamalarında harekatın 
hedeflerine ulaşması bakımından üç safhaya ayrıldığı görülmektedir:11 Bunlardan birincisi Afrin kırsalının terör unsurlarından temizlenmesidir. İkincisi kent merkezinin terör unsurlarından temizlenmesi ve Afrin genelinde topraksızlaştırılması dır. 
Üçüncüsü ise Afrin genelinde istikrar faaliyetlerinin yürütülmesi, asayiş, 
yeniden yapılanma, sosyal hizmetlerin tesisi ve ZDH bölgesinin Suriye’deki diğer harekat alanlarıyla birleştirilerek muhtemel terör hedeflerine harekat hazırlıklarının yapılmasıdır. Harekat mevcut durum itibarıyla ilk iki safhayı büyük oranda tamamlanmıştır. Üçüncü safha alan konsolidasyonu, meskun mahallerin mayın ve EYP’lerden temizlenmesi ve muhtemel harekat hazırlıkları kapsamındaki eş zamanlı faaliyetlerle devam etmektedir. 

Birinci Safha (20 Ocak-13 Mart 2018) 

ZDH 20 Ocak 2018 saat 17.00’da Afrin genelinde önceden belirlenmiş terörist 
hedeflere karşı yoğun hava harekatı ve karadan ateş destek vasıtalarıyla başlatıldı. 
TSK/Milli Ordu unsurları 21 Ocak 2018 saat 10.30’dan itibaren Türkiye sınırından Afrin’e yedi ayrı noktadan kara harekatı başlattı.12 TSK/Milli Ordu 
unsurlarının ileri harekatlarının hedefi öncelikle kuzey sektöründe Kilis ve 
batı sektöründe Hatay sınırına paralel uzanan ve sınırın 0-2.000 metre derinliğindeki hakim arazi hattındaki terör mevzileri oldu. Teröristlerin gayretlerini önemli ölçüde bu hatları tutmak için ayırdıkları da harekat sürecinde görüldü. Kuzeyde Bülbül beldesi Merseva köyü hattı ile Dikmetaş-Burseya hattı, 
batıda Şeyh Muhammedli-Adamlı-Bilal Köy hattı, Memelan-Atman-Şediya 
hattı (Raco sektörü), Ömer Uşağı-Mamal Uşağı-Halik Köy hattı, Şeyh Hadid 
ve Hamam Köy bölgelerinde PKK/PYD’lilerin hazırlıklı savunma hatları ve 
bu bölgelerin hakim noktalarında ve diğer kritik arazi arızaları çevrelerinde 
direnç noktaları oluşturdukları anlaşıldı. Mahkum araziden hakim araziye 
ileri harekatına devam eden TSK/Milli Ordu birliklerini durdurmak için teröristlerin yaklaşma istikametleri üzerindeki doğal engellerden de azami derecede istifade ederek savunma hazırlığı yaptıkları görüldü. Teröristler TSK/ 
Milli Ordu unsurlarının yaklaşma istikametlerindeki doğal engellerin yetersiz 
kaldığı alanları kapatmak için iki-beş metre derinliğinde ve beş metre genişliğinde hat şeklinde hendek kazıp operasyon birliklerine zayiat verdirmeyi 
ya da ilerlemelerini durdurmayı veya geciktirmeyi hedeflediler. Bu stratejiyle 
zaman zaman ağır silahlara başvurarak çatışmayı mevzilerin uzağında kabul 
ettiler.13 

Bu strateji hava koşullarının olumsuzlaştığı, görüşün düştüğü ve zeminin 
ağırlaştığı durumlarda etkili de oldu. Böylelikle tehdit-hava-arazi üçlemesinin 
olumsuz etkisi TSK/Milli Ordu unsurlarının zayiat vermesi, ilerleyişinin 
yavaşlaması veya kısmen durmasına neden oldu. Ancak havadan ve karadan 
sağlanan etkili ateş desteği terörist unsurların mevzilerinde tutunmalarını engelleyerek açık alanlara çıkmaya ya da meskun mahallere çekilmeye zorladı. 
Böylelikle teröristler hem silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve hava kuvvetleri 
unsurlarına havadan hem de harekat birliklerine karadan açık hedef 
haline geldiler. Çevredeki yerleşim yerlerine çekilmek zorunda kalan teröristler 
meskun mahallerde bir savunma stratejisi ortaya koyamayarak sivil kıyafetleriyle küçük taktikler geliştirip harekat birliklerine sınırlı direnç gösterebildiler. 

Bu kapsamda 21 Ocak-13 Mart 2018 arasındaki birinci safhada seri kırılma alanları yaşandı. 

Bu kırılma alanları teröristlerin direnç noktalarını ortaya koymakla birlikte imkan ve kabiliyetlerini de göstermektedir. Daha da önemlisi kuvvet-mekan-zaman ilişkisi açısından bakıldığında bu kırılmaların harekatın temposu üzerindeki olumlu/olumsuz ilişkisi anlaşılabilmektedir. 
Kara Harekatının Çoklu Cepheden Başlatılması: TSK/Milli Ordu’nun kuzey 
ve batı sektöründen aynı anda yedi farklı noktadan ileri harekata başlaması 
PKK/PYD üzerinde endişe yaratıp sektörler arasında bir savunma önceliği yapamamasına, takviye ve ikmal kaynaklarını çok cepheli kırsal alanlarda rasyonel bir şekilde yönetememesine neden oldu. Öte yandan PKK/PYD bu imkanların bir kısmını da Afrin ilçe merkezindeki nihai çatışmaları göz önünde bulundurup şehir merkezinde tutarak mobilize edemedi. 




HARITA 3. ATGM ATIŞLARININ HARİTA ÜZERİNDE GÖSTERİMİ
suriyegundemi.com 
ANALİZ 
Yapılan ATGM Atışlarının Harita Üzerinde Gösterimi 
Kaynak: “PKK/YPG’nin Zeytin Dalı Harekatı Boyunca Kullandığı ATGM’ler”, Suriye Gündemi, 5 Mart 2018, 
http://www.suriyegundemi.com/2018/03/05/pkk-ypgnin-zeytin-dali-harekati-boyunca-kullandigi-atgmler, (Erişim tarihi: 23 Mart 2018).

Zeytin Dalı Harekatı ’nın İcrası 


HARITA 4. TSK’NIN İLERİ HAREKATI BAŞLATTIĞI GİRME NOKTALARI 
Kaynak: “3. Gününde Zeytin Dalı Harekatı”, Suriye Gündemi, 22 Ocak 2018, 
http://www.suriyegundemi.com/2018/01/22/3-gununde-zeytin-dali-harekati, (Erişim tarihi: 23 Mart 2018). 

HARITA 5. ÖNCELIKLI HEDEFLERIN, TAKTIK HEDEFLERIN ELE GEÇIRILMESI 
Kaynak: “3. Gününde Zeytin Dalı Harekatı”, Suriye Gündemi, 22 Ocak 2018, 
http://www.suriyegundemi.com/2018/01/22/3-gununde-zeytin-dali-harekati, (Erişim tarihi: 23 Mart 2018). 


HARITA 6. BURSAYA DAĞI’NIN ELE GEÇIRILMESI 
Kaynak: “9. Gününde Zeytin Dalı Harekatı”, Suriye Gündemi, 28 Ocak 2018, 
http://www.suriyegundemi.com/2018/01/28/9-gununde-zeytin-dali-harekati, (Erişim tarihi: 23 Mart 2018). 

Öncelikli Taktik Hedeflerin Ele Geçirilmesi:14 24 Ocak 2018’de (harekatın 
üçüncü günü) Afrin kırsalına girilen alanlardan bazıları ele geçirildi. Kuzeydoğu 
cephesinde Burseya Dağı etekleri, kuzey cephesinde Hayuglu, Şeyh Obası, Mersava, Şeyh Horoz, Mahmud Uşağı ve Şinkal köyleri, batı cephesinde Adamanlı, Harmanlık ve Hamam köyleri ele geçirilerek ileri harekat için mevziler kazanıldı. Ele geçirilen bu alanlarda PKK/PYD’li teröristler tanksavar, havan, roket ve benzeri ağır silahlarla direnç gösterdiler. 

Bursaya Dağı’nın Ele Geçirilmesi:15 28 Ocak 2018’de harekatın kuzeydoğu sektöründe yer alan stratejik Burseya Dağı PKK/PYD’den alındı. Böylelikle hem harekatın bu cephedeki derinliği genişletildi hem de Kilis Öncüpınar ve kent merkezine bu noktadan yapılan saldırı mevzileri ele geçirildi. Bursaya Dağı’nın alınması kuzeybatısındaki Dikmetaş ile daha güneyindeki Bafilyon bölgesine el atmak için önemli bir taktik kazanım oldu. Diğer taraftan bu hedefin ele geçirilmesi PKK/PYD’nin hazırlıklı mevzi savunmasını test etmek bakımından da ayrıca önemliydi. Zira örgütün hazırlık savunma hattında inşa ettiği beton koruganlar, irtibat hendekleri, gözetleme kuleri, tüneller ve atış mazgallarından meydana gelen direnek noktalarının yapısı ile kuvvetli ve zayıf tarafları harekatta ilk defa bu hedef bölgesinde analiz edildi. 

HARITA 7. KURNİ DAĞI’NIN ELE GEÇİRİLMESİ

Kaynak: “9. Gününde Zeytin Dalı Harekatı”, Suriye Gündemi, 28 Ocak 2018, 
http://www.suriyegundemi.com/2018/01/28/9-gununde-zeytin-dali-harekati, (Erişim tarihi: 23 Mart 2018). 

Kurni Dağı’nın Ele Geçirilmesi:16 31 Ocak 2018’de kuzey sektörünün hakim 
arazisi Kurnik Dağı ele geçirilerek çevresindeki Zehran, Bali Köy, Kurni, Hay 
Oğlu, Heftar, Ursa ve Bak Ubasi köyleri PKK/PYD unsurlarından temizlenmiş ve 
kuzey cephesindeki harekat alanı derinleştirilerek harekat birliklerinin ilerleme 
mihverleri genişletilmiştir. Böylelikle stratejik Darmık Dağı ve Bülbül beldesine el atılabilmesinin önü de açılmıştır. 

Darmık Dağı ve Bülbül Köyünün Ele Geçirilmesi:17 1-2 Şubat 2018’de Bülbül 
beldesi ve Darmık Dağı ele geçirilerek kuzey sektöründeki en kritik terör hedefleri temizlenmiştir. Böylelikle harekatın cephesi genişletilip Kilis’in Gülbaba karşısındaki harekat alanları birleştirilerek kuzey sektöründeki sınır güvenliğine önemli bir katkı sağlanmıştır. Darmık Dağı sınırın Türkiye hattından gelecek her türlü askeri hamleye karşı bir gözetleme ve ateş üstünlüğü imkanına sahiptir. Bu bakımdan PKK/PYD tıpkı Burseya Dağı’nda olduğu gibi Darmık Dağı’nda da benzer bir savunma konsepti oluşturmuştur. Kuzey sektöründeki en önemli direnek noktası Darmık Dağı olarak belirlemiştir. Darmık Dağı aynı zamanda harekatın ileri safhaları için de stratejik bir ateş destek üssüne dönüştürülmüştür. 

HARİTA 8. DARMİK DAĞI VE BÜLBÜL KÖYÜNÜN ELE GEÇİRİLMESİ 

Kaynak: “9. Gününde Zeytin Dalı Harekatı”, Suriye Gündemi, 28 Ocak 2018, 
http://www.suriyegundemi.com/2018/01/28/9-gununde-zeytin-dali-harekati, (Erişim tarihi: 23 Mart 2018). 

Racu Beldesinin Ele Geçirilmesi:18 3 Mart 2018’de kritik bir öneme sahip 
Racu beldesi ve çevresindeki Hamilek, Ramadiye, Badinli, Karkin, Ali Bezanlı ve 
Çemenli köyleri hava ve karadan sağlanan ateş desteğiyle TSK/Milli Ordu’nun 
manevra unsurlarınca ele geçirildi. Böylelikle bu bölgedeki terörist unsurlara azami zayiat verdirildi ve Afrin ilçe merkezinden harekatın kuzeybatı sektörüne uzanan hat kontrol altına alındı. 


HARITA 9. RACU BELDESİNİN ELE GEÇİRİLMESİ 

Kaynak: “43. Gününde Zeytin Dalı Harekatı”, Suriye Gündemi, 3 Mart 2018, 
http://www.suriyegundemi.com/2018/03/03/43-gununde-zeytin-dali-harekati, (Erişim tarihi: 23 Mart 2018). 

Bafilyon Dağı’nın Ele Geçirilmesi:19 3-5 Mart 2018’de Afrin’in kuzeydoğusunda 
bulunan Bafilyon Dağı ve çevresindeki yerleşim alanları harekat birlikleri 
tarafından ele geçirildi. Bu sektörde Halep’in kuzeyinden PKK/PYD unsurlarına 
destek için gelen çok sayıda Suriye rejimi yanlısı Şii milis de etkisiz hale getirildi. 
Operasyon unsurlarının gayretinin Afrin ilçe merkezinin kuzeydoğu ile güneydoğusundaki hatta yoğunlaştığı ve bu iki hattı kontrol ederek Afrin ilçe merkezinin kuzey, doğu ve güney istikametinde çevrelenmeye başladığı görüldü. 

HARITA 10. BAFILYON DAĞI’NIN ELE GEÇİRİLMESİ 
Kaynak: “44. Gününde Zeytin Dalı Harekatı”, Suriye Gündemi, 4 Mart 2018, 
http://www.suriyegundemi.com/2018/03/04/44-gununde-zeytin-dali-harekati, (Erişim tarihi: 23 Mart 2018). 

HARITA 11. CENDERIS BELDESININ ELE GEÇIRILMESI 
Kaynak: “48. Gününde Zeytin Dalı Harekatı”, Suriye Gündemi, 8 Mart 2018, 
http://www.suriyegundemi.com/2018/03/08/48-gununde-zeytin-dali-harekati, (Erişim tarihi: 23 Mart 2018).

3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

TERÖRLE MÜCADELEDE YENİ SAFHA ZEYTİN DALI HAREKATI BÖLÜM 1

TERÖRLE MÜCADELEDE YENİ SAFHA ZEYTİN DALI HAREKATI BÖLÜM 1





NECDET ÖZÇELIK, 
CAN ACUN 
RAPOR
TERÖRLE MÜCADELEDE YENI SAFHA: ZEYTIN DALI HAREKATI

İÇİNDEKİLER 

TAKDİM  7 
GİRİŞ  9 
ZEYTIN DALI HAREKATI’NIN HAZIRLAYICI NEDENLERI | 11 
ZEYTIN DALI HAREKATI’NIN İCRASI | 15 
HAREKAT ALANININ DEĞERLENDIRILMESI | 15 
HAREKATIN ASKERI SAFHALARI | 18 
ZEYTIN DALI HAREKATI’NIN SIYASI VE JEOPOLITIK CEPHESI | 33 
ESED REJIMI VE İRAN | 36 
ABD-PKK/PYD ANGAJMANI | 39 
ZDH VE RUSYA | 42 
SONUÇ | 47 
TÜRK-AMERIKAN ILIŞKILERI | 50

TAKDİM 

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan liderliğinde ortaya koyulan güçlü siyasal 
kararlılıkla başlatılan Zeytin Dalı Harekatı (ZDH) iki aylık süreçte askeri 
ve siyasi hedeflerine büyük ölçüde ulaşarak Türkiye’nin askeri ve jeopolitik etkinliğiyle ilgili birçok tartışmaya nokta koymuştur. SETA tarafından hazırlanan 
Zeytin Dalı Harekatı raporu harekatı geçirdiği askeri süreç ve ortaya koyduğu 
jeopolitik sonuçlar açısından ele alarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) muharebe etkinliğinin Türkiye’nin terörle mücadelesi, jeopolitik etkinliği ve bölge istikrarına yaptığı katkıyı ayrıntılarıyla incelemektedir. 

Üç bölümden meydana gelen raporun birinci bölümünde harekatın hazırlayıcı 
nedenleri, Türkiye’nin sorunları ortadan kaldırmak için verdiği diplomatik 
mücadele, harekatın meşruiyeti ve askeri hazırlık süreci ortaya konuyor. 
Harekatın icrasının ele alındığı ikinci bölümde harekat alanına etki eden 
faktörler ve harekatın safhaları aktarılarak TSK’nın harekat etkinliğinin altı 
çiziliyor. Üçüncü bölümde ZDH’nin Suriye iç savaşında aktörleşen taraflar 
üzerindeki etkileri değerlendiriliyor. Raporun bölüm sonları ve sonuç bölümündeki tespitlerinde Türkiye’nin yerel unsurlarla çalışma kapasitesinin yarattığı üstünlük, TSK’nın harekat etkinliği ve terörle mücadeledeki bütüncül 
yaklaşımı önemli bulgularla vurgulanıyor. Türkiye’nin bölgesel jeopolitikte 
durum değiştiren ve durum yaratan bir aktör haline geldiğini de gösteren 
rapor PKK/PYD ile ABD arasındaki ittifakın sürdürülebilir ortaklıktan uzaklaşmaya başladığını ifade ediyor.

ZDH’nin PKK/PYD’nin Afrin’deki alan hakimiyetini sonlandırdığı ve ideolojik 
tahakküm kurmasına engel olduğunun vurgulandığı raporda harekatın Fırat Nehri’nin batısındaki Tel Rıfat ve Münbiç ile doğusundaki Tel Abyad ve Rakka kentlerinde PKK’nın varlığını sorunlaştıracak etki yarattığı ifade edilmektedir. Rapor aynı zamanda PKK/PYD’nin abartılmış imajını muhafaza edebilmek için bundan sonraki muhtemel stratejilerine de dikkat çekip uyarılarda bulunmakta dır. Türkiye’nin Suriye politikasının yeni bir denkleme oturduğunun altı çizilen 
raporda bu politikanın Irak’ın kuzeyine kadar uzanacağı ve PKK/PYD’yi bölgesel 
ve ortak bir tehdide dönüştüreceğine işaret edilmektedir. ABD’nin Ortadoğu 
politikalarının jeopolitik boşluklara neden olduğu ve bunun da bölge istikrarı ve 
Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit edecek sonuçlar ürettiğini düşündüğümüzde 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlı siyasal liderliği ile birlikte Türkiye’nin sert güç 
kullanımının ortaya çıkan jeopolitik kaos için çözüm getirdiğini söylemek mümkündür. 
Bu anlamda raporun en önemli bulgularından birisi Türkiye’nin sert güç 
kullanımını yerel unsurlarla geliştirdiği eğit-donat-birlikte savaş kavramıyla açıklıyor olmasıdır. Rapor ABD’nin “eğit-donat-savaştır” stratejisinden ayrışan Türk modeli “eğit-donat-birlikte savaş” kavramını müteakip bir raporla etraflıca incelemeyi de vadetmektedir. 

Prof. Dr. Burhanettin Duran 
SETA Genel Koordinatörü

GİRİŞ 

Türkiye’nin PKK terörüyle mücadelesi 2015’te iç güvenlik harekatı çerçevesinde 
kırsal ve kent merkezlerinde mukabele edici operasyonlarla başlayarak 2016 ve 
2017’de Suriye, Irak ve İran sınır hattında önleyici operasyon formatında gelişti. 
Bu süreçte yürütülen terörle mücadelenin ilk iki aşamasında yurt içindeki terör örgütü unsurlarının faaliyetleri, varlığı, insan, lojistik ve finansal kaynakları önemli oranda minimize edilerek sınır güvenliği tesis edildi. Akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dizayn edilen ve Türkiye’nin ulusal güvenlik anlayışını temellendiren yeni “güvenlik doktrini” çerçevesinde terör tehdidinin bütünüyle bertaraf edilebilmesi için Türkiye sınır ötesinde PKK’nın kaynağına müdahale edici operasyon aşamasına geldi. Nihayetinde birçok uluslararası ve yerel aktörün bulunduğu ve bu aktörler arasında ciddi çatışma ve güç mücadelesinin yaşandığı Suriye sahasında PKK’ya karşı kapsamlı bir askeri harekat düzenleyebilmek için Türkiye siyasi ve askeri açıdan kararlı bir duruş sergileyerek gerekli adımı attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan net bir şekilde Türkiye’nin ulusal güvenliğini temin etmek için ne gerekiyorsa yapılacağını ortaya koyarken içeride ya da dışarıda harekatı engelleme çabasında olan aktörleri bertaraf edecek hamleleri gerçekleştirdi. 
Bilindiği gibi Türkiye Zeytin Dalı Harekatı’na (ZDH) kadar Suriye’de PKK’ya 
yönelik kapsamlı bir askeri harekat düzenlememişti. 2016’da başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı’nın (FKH) askeri kapsamı da konjonktürel gelişmelerden dolayı büyük ölçüde DEAŞ ile sınırlı kalarak PKK’nın kontrol ettiği “kanton”lar arasındaki toprak bütünlüğünün oluşmasını engellemiş de olsa örgüt üzerinde arzu edilen etkiyi tam olarak yaratmadı. Bu bakımdan ZDH teröre kaynağında müdahale etmesi bakımdan Türkiye’nin terörle mücadelesini bütünleyici bir özellik taşımaktadır. 

Türkiye’nin Suriye ve Irak sınır hattındaki PKK tehdidi göz önünde bulundurulduğunda bu tür harekatların Suriye’de sadece Afrin ile sınırlı kalmayacağı değerlendirilebilir. 
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere siyasi karar alıcıların 
uluslararası kamuoyu nezdinde de net bir şekilde zikrettiği gibi benzer harekatların Irak’ta da gerçekleşmesi yakın vadede beklenmelidir. Türkiye PKK/PYD’nin Irak-Suriye bağlantısını kesmek ve örgütü her iki ülkede de izole ederek çevrelemeyi ve adım adım elimine etmeyi hedeflemektedir. 
Sınır ötesi harekatlar doğası gereği milli kapasite kullanımının yanı sıra birtakım 
yerel, bölgesel ve uluslararası dinamiklerin de göz önünde bulundurulmasını 
gerektirir. Dolayısıyla yerel ortaklar, bölgesel aktörler ve uluslararası güçler ekseninde taktik ve operatif müttefikliklerin önemi böylesi harekatlarda daha da artmaktadır. 
Kısa sürede sonuç alması bakımından istihbarat ve harekat ortaklığı çevresinde 
gelişecek bu tür ortaklıklar harekat etkinliğine de doğrudan tesir etmektedir. Türkiye milli güvenliğini tehdit eden terörle sınır ötesinde mücadelesini sürdürürken istihbarat, harekat ve bilgi kapasitesini azami seviyeye çıkarmayı hedeflemiştir. Bu konuda Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve diğer bileşenler gibi yerel unsurlarla, Irak ve İran gibi bölge ülkeleri, ABD ve Rusya gibi küresel aktörler, AB gibi uluslarüstü organizasyonlar, NATO ve BM gibi uluslararası örgütlerle askeri-siyasi-bilgi ilişkileri boyutunda denge geliştirmek suretiyle askeri ve diplomatik bir mücadele vermektedir. 
ZDH çerçevesinde siyasi ve askeri zemininin hazırlanışı ve icra edilişi bakımından büyük bir başarı elde edilerek Afrin şehir merkezi ve kırsalı 58 gün içinde PKK-YPG unsurlarından temizlenmiştir. Bu bakımdan Türkiye’nin sınır ötesi operasyonları tarihi içindeki en başarılı askeri harekatlar arasında yer almaktadır. Bununla birlikte harekatın askeri ve diplomatik cephesinde ortaya koyulan caydırıcılık, etkinlik ve temponun hem Türkiye’nin ulusal güvenliğini hem de Suriye’de sahip olduğu stratejik önceliklerini önemli ölçüde karşıladığı değerlendirilebilir. Öte yandan harekatın icrasında etkinliğin artmasının ana sebeplerinden olan teknolojik üstünlük ve saha istihbaratı etkisinin ZDH’de oyun değiştirici bir unsur olarak belirdiğinin altını bilhassa çizmek gerekir. Bu bakımdan ele alındığında ZDH Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Milli İstihbarat 
Teşkilatının (MİT) hem mevcut hazırlılık kapasitesini hem de etkinlik ve caydırıcılık düzeyini göstermesi bakımından da son derece önemlidir. İlgili kapasiteler TSK ve MİT gibi stratejik değerdeki güvenlik kurumlarının bölgemizde var olan yeni gerçeklik ve tehditlere ilişkin adaptasyonu açısından da önem arz etmektedir. Bu rapor ZDH sürecini hazırlayan zemine, harekatın askeri ve taktiksel düzeyde icrası sırasında hangi aşamalardan geçtiğine ve bundan sonra siyasi ve stratejik düzeyde Türkiye ve diğer aktörler arasında nasıl bir sürecin yaşanabileceğine odaklanmaktadır. 

ZEYTİN DALI HAREKATI’NIN HAZIRLAYICI NEDENLERİ 

Türkiye güney sınırına komşu Afrin’de 2012’den itibaren büyüyen PKK/PYD 
tehdidini ortadan kaldırmak ve kendi sınır hattında geniş çaplı çatışma ihtimalini 
azaltmak için askeri olmayan devletler arası müzakere yönetimine başvurdu. ABD’nin PKK/PYD ile doğrudan ve dolaylı irtibatını kesmesi ve Rusya’nın PKK/PYD ile angajmanına son vermesi için bir ikna süreci yürüttü. 
Bu süreçte Türk yetkililer Suriye’de meşru aktörler arasındaki hassas dengeyi 
de gözeterek alternatif planlar geliştirdi. ZDH’nin gerekçeleri, kapsamı, derinliği 
ve yöntemlerinin de yine bu süreçte jeopolitik denklem içindeki siyasi ve 
askeri faktörlere bağlı olarak belirlendiği görüldü. ZDH’nin gerçekleştirilmesi 
özellikle Rusya ile yürütülen askeri ve diplomatik çabaların yarattığı zeminde 
PKK/PYD terörünü etkisizleştirmek için kuvvet-zaman-mekan ilişkisinin 
Türkiye tarafından optimize edilmesiyle ilgiliydi. Çatışma dinamiklerinin yönetildiği harekat sürecinde Türkiye’nin diplomatik cephedeki dinamizminin 
de canlılığını koruduğu görüldü.. 

Harekatın başlatılmasının ardından TSK tarafından harekatın maksadı, 
kapsamı, hedefi ve hukuki çerçevesi açıklandı ancak harekatın süresiyle ilgili 
bir ifade yer almadı.1 Bu bağlamda harekatın maksadının Türkiye’nin hudutlarının ve içinde bulunduğu bölgenin güvenlik ve istikrarını sağlamak olduğu belirtildi. ZDH’nin kapsam ve hedefinin ise Suriye’nin kuzeybatısında Afrin bölgesindeki PKK ve türevi örgütler ile DEAŞ’a mensup teröristler olduğu ifade edildi.2 Türkiye’nin hudut güvenliği ve bölgenin istikrarına tehdit olarak 
DEAŞ ve PKK/PYD’yi birbirinden ayırmadığı harekatın kapsam ve hedefinden 
de anlaşılmaktadır. Türkiye bununla ulusal güvenliğine tehdit olan PKK/ 
PYD’yi de DEAŞ gibi bölgesel tehdit kapsamına sokarak uluslararası aktörlerin 
örgüt konusunda yeniden konumlanmalarını sağlamaya çalışmıştır. Öyle ki 
Rusya da ABD ile gelişen angajmanı çerçevesinde PKK/PYD’yi Suriye’de kendi 
çıkarları için bir tehdit olarak görmüş ve ZDH’ye kapsam-hedef bağlamında 
siyaseten destek verip harekatın askeri boyutunu kolaylaştıracak hamlelerde 
bulunmuştur.3 Bu noktada Rusya’nın örgütün Deyrizor bölgesinde artan etkisi 
ve Fırat Nehri’nin doğusundaki ABD-PKK/PYD ortaklığından rahatsızlığına 
da dikkat çekmekte fayda vardır.4 Türkiye harekatın hukuki çerçevesini de terörle mücadele kapsamında gerekçelendirerek uluslararası hukuk, Birleşmiş 
Milletler Genel Kurulunun (BMGK) terörle mücadeleye yönelik 1624 (2005), 
2170 (2014) ve 2178 (2014) sayılı kararları ve BM Sözleşmesi’nin 51. maddesinde yer alan Meşru Müdafaa Hakkı çerçevesinde meşrulaştırmıştır.5 
Suriye’de yaşanan kaostan faydalanan, makyavelist doğasıyla Esed rejimi, 
Rusya ve ABD ile kurduğu angajmanlar sayesinde kontrol alanını giderek 
artıran PKK/PYD açısından “Afrin kantonu” özel bir öneme sahiptir. Örgüt 
burayı Akdeniz’e açılan bir zıplama tahtası olarak görmüş, söz konusu bölgede 
gerçekleştirdiği terör saldırıları için bir üs olarak da kullanmıştır. 

   PKK/ PYD’nin 2015-2018 arasında Afrin’e komşu eylem alanında (Hatay, Kilis, Osmaniye ve Gaziantep’in Islahiye ilçesi ve il merkezi) ve bu bölgenin Suriye sınır hattında gerçekleştirdiği eylemlere bakıldığında ZDH’nin Türkiye’nin terörle mücadelesindeki önemi daha net anlaşılabilir. 

Zeytin Dalı Harekatı ’nın Hazırlayıcı Nedenleri 



HARITA 1. 30 TEMMUZ 2015-9 HAZIRAN 2017 ARASINDA GERÇEKLEŞEN PKK SALDIRILARI 6 
GRAFIK 1. PKK SALDIRILARININ TÜRLERI VE HEDEFLERI 7 

30 Haziran 2015-9 Haziran 2017 arasında kaydedilen yirmi PKK saldırısının 
yüzde 30’u el yapımı patlayıcı madde (EYP), yüzde 25’i kundaklama, yüzde 15’i 
pusu, yüzde 15’i taciz ateşi, yüzde 5’i baskın, yüzde 5’i hava saldırısı ve yüzde 5’i adam kaçırma şeklinde gerçekleşmiştir. Öte yandan saldırıların yüzde 45’i bölgede faaliyet gösteren özel ticari girişimlerin tesislerini (maden ocağı vb.), yüzde 45’i taktik operasyon birliklerini, yüzde 5’i sivil şahısları ve yüzde 5’i de devlet yatırımlarını hedef almıştır. Saldırıları ortaklaştıran temel özellikler ise planlama, sızma ve ikmalinin Afrin kırsalından yapılıyor olmasıdır. Ayrıca bu saldırıların PKK’nın 2015’ten sonra başlattığı hendek/barikat eylem süreciyle eş zamanlı yürütülmesi ortak özellikler arasındadır. Bununla birlikte Hatay, Osmaniye, Kilis ve Gaziantep’te PKK’nın sosyolojik bir alanı olmamasına rağmen eylemler gerçekleştirmesi PKK/PYD’nin Akdeniz’e erişim stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir. 




HARITA 2. 2017 VE 2018 YILLARINDA GERÇEKLEŞEN PYD SALDIRILARI 8 
GRAFIK 2. PYD SALDIRILARININ TÜRLERİ VE HEDEFLERİ 9 

Kaydedilen toplam on sekiz saldırının yüzde 83’ünü oluşturan roket saldırılarının 
tamamı sivil yerleşim yerlerini hedef almıştır. Bu saldırılarda 100’den fazla 
roket kullanıldığı değerlendirilmektedir. Öte yandan saldırıların yüzde 17’si ise 
keskin nişancı, havan ve güdümlü tanksavar füze atışlarıyla sınır karakollarına 
karşı düzenlenmiştir. PYD saldırılarında riski az, uzaktan ve görmeyerek yöntemler ile taktik nokta hedeflerden çok sivil yerleşim yerleri gibi bölgelerin seçilmesi ayrıca dikkat çekmektedir. Bununla birlikte 2017 ve 2018’de artan PYD saldırılarının Hatay kırsalında etkisini yitirmeye başlayan PKK saldırılarını bütünleyici nitelikte olması ve Türkiye’nin sınır ötesi terörle mücadelesini önlemeye çalışması bakımından da PKK/PYD’nin ortak stratejisini ortaya koymaktadır. 


2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

21 Aralık 2018 Cuma

BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARI: ÇEK CUMHURİYETİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ ALT BÖLGE KARŞILAŞTIRMASI BÖLÜM 7

BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARI: ÇEK CUMHURİYETİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ ALT BÖLGE KARŞILAŞTIRMASI BÖLÜM 7


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 

Personel Rejimi, Bütçe ve Denetim Ajans personelinin nitelik, statü ve hakları 

 MADDE 18 — Ajans hizmetleri, iş mevzuatı hükümlerine göre istihdam edilen 
uzman personel ve destek personeli eliyle yürütülür. Ayrıca, ajanslarda iç denetim yapmak üzere bir iç denetçi istihdam edilir. Sekreterlik, halkla ilişkiler, arşiv, idarî, malî ve personelle ilgili işlemler gibi işleri yürütecek olan destek personelinin sayısı, ajans toplam personel sayısının yüzde yirmisini geçemez. 

 Uzman personel ve iç denetçi, hukuk, iktisat, maliye, işletme, kamu yönetimi, 
uluslar-arası ilişkiler, istatistik, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri, matematik, sosyoloji, mimarlık, şehir ve bölge plânlama ile mühendislik dallarından veya bunlara denkliği Yüksek-öğretim Kurulunca kabul edilen yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından lisans düzeyinde mezun olmuş, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavında İngilizce dilinden en az 70 puan almış veya buna denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan belgeye sahip adaylar arasından istihdam edilir. 
Ayrıca, iç denetçide kamuda denetim elemanı olarak en az on yıl çalışmış olma şartı aranır. 

 Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan, bu Kanunda belirtilen nitelikleri 
taşıyanlar, kendilerinin isteği ve kurumlarının muvafakati ile ajansta genel sekreter, iç denetçi veya uzman personel olarak istihdam edilebilir. Bunların kurumlarıyla olan ilişkileri iş akdinin yapılmasıyla son bulur. Bunlara verilecek ücret ile diğer malî ve sosyal haklar yapılacak iş akdi ile belirlenir. Bu şekilde istihdam edilenler, ajanstaki görevleri sona erdiğinde, öğrenim durumları, hizmet yılı ve unvanları dikkate alınarak önceki kurumlarında kariyerlerine veya durumlarına uygun boş bir kadro veya pozisyona en geç üç ay içinde atanırlar ve herhangi bir işleme gerek kalmaksızın en geç bir ay içerisinde göreve başlatılırlar. Ancak, bu kişilerin atanmalarında, önceki kurumlarındaki idarî unvanlar dikkate alınmaz. Bu fıkra kapsamındaki kişilerden, önceki kamu kurum ve kuruluşlarındaki kadrolarına müşterek kararname ile atananların, bu fıkraya göre yapılacak atama işlemleri ilgili bakan onayı ile yapılır. Bu fıkra uyarınca önceki kurumlarına dönen kişilerin ajansta geçen hizmetleri kazanılmış hak 
aylık derece ve kademelerinde değerlendirilir. Bu durumda kıdem tazminatları ödenmez ve bu süreler emeklilik ikramiyesinin hesabında dikkate alınır. Bu şekilde görevlendirilecek personel sayısı toplam personel sayısının yüzde otuzunu aşamaz. 

 Ajans personeli, emeklilik ve sosyal güvenlik yönünden 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tâbidir. 

 Yönetim kurulu üyeleri ile genel sekreter ve ajansta istihdam edilecek tüm personelde; 

 a) Türk Vatandaşı olmak, 

 b) Kamu haklarından mahrum bulunmamak, 

 c) Affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, 
ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, 
dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve 
istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak, şartları aranır. 

 Genel sekreter ile diğer personelin ücret ve gündelikleri ile diğer malî ve sosyal 
hakları Yüksek Planlama Kurulu kararıyla tespit edilen alt ve üst limitleri geçmemek üzere yönetim kurulunca belirlenir. 

 Ajans personeline ilişkin tüm ihtilaflar iş mahkemelerinde görülür. 

 Gelirler ve Yönetilecek Fonlar 

 MADDE 19 — Ajansın gelirleri ve yöneteceği fonlar şunlardır: 

 a) Bir önceki yıl gerçekleşen genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından, vergi 
iadeleri ile mahallî idarelere ve fonlara aktarılan paylar düşüldükten sonra kalan tutar üzerinden, binde beş oranında her yıl ayrılacak transfer ödeneğinden, Yüksek Planlama Kurulunca her bir ajans için nüfus, gelişmişlik düzeyi ve performans ölçütlerine göre belirlenecek pay. 

 b) Avrupa Birliği ve diğer uluslararası fonlardan sağlanacak kaynaklar. 

 c) Faaliyet gelirleri. 

 d) Bir önceki yıl gerçekleşen bütçe gelirleri üzerinden, bölgedeki il özel 
idareleri için; borçlanma, tahsisi mahiyetteki gelirler ile genel, katma ve özel bütçeli kuruluşlardan alınan yardım kalemleri hariç tutulmak üzere yüzde bir, belediyeler için; borçlanma ve tahsisi mahiyetteki gelir kalemleri hariç tutulmak üzere yüzde bir oranında, cari yıl bütçesinden aktarılacak pay. 

 e) Bölgedeki sanayi ve ticaret odalarının, bir önceki yıl kesinleşmiş bütçe 
gelirlerinin yüzde biri oranında, cari yıl bütçesinden aktarılacak pay. 

 f) Ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarca yapılan bağış ve yardımlar. 

 g) Bir önceki yıldan devreden gelirler. 

 Bakanlar Kurulu, il özel idareleri için belirlenen oranı yüzde beşe kadar 
yükseltmeye ya da bu Kanunda belirlenen oranına kadar indirmeye, belediyeler için belirlenen oranı ise; yarısına kadar indirmeye ya da bu Kanunda belirlenen oranına kadar yükseltmeye yetkilidir. 

 Birinci fıkranın (d) ve (e) bentlerinde belirtilen paylar, ilgili idare ve kuruluşlar 
tarafından haziran ayının sonuna kadar ajans hesabına aktarılır. (d) bendinde belirtilen paylar, süresi içerisinde aktarılmadığı takdirde, bu idarelere genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paydan ilgisine göre Maliye Bakanlığı ve/veya İller Bankasınca kesilerek ilgili ajans hesabına aktarılır. Diğer alacakların tahsilinde, genel hükümlere göre işlem yapılır. 

 Giderler 

 MADDE 20 — Ajansın giderleri şunlardır: 

 a) Plân, program ve proje giderleri. 

 b) Proje ve faaliyet destekleme giderleri. 

 c) Araştırma ve geliştirme giderleri. 

 d) Tanıtım ve eğitim giderleri. 

 e) Taşınır ve taşınmaz mal ile hizmet alım giderleri. 

 f) Yönetim ve personel giderleri. 

 g) Görevlerle ilgili diğer giderler. 

 Ajansın yıllık personel giderleri toplamı, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin yüzde on beşini aşamaz. 

 Malî saydamlık ve hesap verme sorumluluğu 

 MADDE 21 — Ajanslar, finansal kaynaklarının elde edilmesi ve 
kullanılmasında, denetimin sağlanması amacıyla, kamuoyunu zamanında 
bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu amaçla; 

 a) Görev, yetki ve sorumlulukların açık olarak tanımlanması, 

 b) Yıllık çalışma programı ile bütçenin hazırlanması, yetkili organlarda 
görüşülmesi, uygulanması ve uygulama sonuçları ile raporların kamuoyuna açık ve ulaşılabilir olması, 

 c) Ajanslar tarafından proje ve faaliyetlere sağlanan desteklerin bir yılı 
geçmemek üzere belirli dönemler itibarıyla kamuoyuna açıklanması, 

 d) Ajans hesaplarının standart bir muhasebe sistemi ve genel kabul görmüş 
muhasebe prensiplerine uygun bir muhasebe düzenine göre oluşturulması, zorunludur. 

 Ajansların malî ve finansal kaynaklarının elde edilmesi, kullanılması ve malî 
denetiminin sağlanmasında görevli ve yetkili olanlar; kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, 
muhasebe kayıt edilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur. 

 Bütçe 

 MADDE 22 — Ulusal ve bölgesel düzeyde plân ve programlara, Yüksek 
Planlama Kurulunca belirlenen ödenek tavanına ve yıllık çalışma programına göre hazırlanan bütçe, ajansın bütçe yılı içindeki gelir ve gider tahminlerini gösterir. Bütçe yılı takvim yılıdır. Bütçe dışı harcama yapılamaz. 

 Bütçenin Hazırlanması ve Kabulü 

 MADDE 23 — Ajans, Yüksek Planlama Kurulunca, 19 uncu maddenin birinci 
fıkrasının (a) bendinde belirtilen ölçütlere göre her yıl haziran ayında genel bütçeden ajanslara yapılacak transferlere ilişkin gösterge niteliğinde belirlenen payların tavanları ile diğer gelir kalemlerine ilişkin tahminleri dikkate alarak bir sonraki yılın bütçesini hazırlar. Ulusal ve bölgesel düzeydeki plân ve programlar dikkate alınarak genel sekreterlikçe hazırlanacak bütçe taslağı ve çalışma programı, ağustos ayı başında yönetim kuruluna sunulur. 

 Bütçe taslağı yönetim kurulunca kabul edildikten sonra çalışma programı ile 
birlikte en geç eylül ayı başına kadar görüş alınmak üzere Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına gönderilir. Bütçe, Genel Bütçe Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş gün içinde kesinleştirilerek Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına sunulur. 

 19 uncu maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre yapılacak transfer ödeneği, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı bütçesinde gösterilir. Bu ödenek aylık harcama programına göre Devlet Planlama Teşkilatınca ajanslara kullandırılır. 

 Bütçenin kesinleşme tarihine kadar devam eden işler için yapılacak harcamalar 
yılı bütçesi ile ilişkilendirilir. 

 Bütçe Sonuçları 

 MADDE 24 — Bütçe sonuçları, genel sekreter tarafından bütçe döneminin 
bitiminden sonraki mart ayı içinde yönetim kuruluna sunulur; yönetim kurulunda görüşülerek karara bağlanır. 

 Bütçe sonuçları onaylanmadığı takdirde İçişleri Bakanlığı ve Devlet Planlama 
Teşkilatı Müsteşarlığına gönderilir. Bu kurumlar bu Kanunun ve/veya diğer ilgili 
kanunların ilgili hükümlerine göre işlem tesis eder. 

 Denetim, 

MADDE 25 — Ajanslarda iç ve dış denetim yapılır. 

 İç denetimde; ajansın faaliyetleri, hesapları, işlemleri ve performansı yönetim 
kurulu başkanı veya genel sekreter ile bir iç denetçi tarafından denetlenir. İç denetim raporları yönetim kuruluna ve kalkınma kuruluna sunulur. 

 Dış denetimde; İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı ile Devlet Planlama 
Teşkilatı Müsteşarlığınca müştereken belirlenecek esas ve usûllere göre ajansın her türlü hesap ve işlemleri, yönetim kurulu tarafından her yıl en geç mart ayında ve gerekli görülen hallerde her zaman Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına göre kurulmuş bağımsız denetim kuruluşlarına inceletilir. Bağımsız dış denetim kuruluşları, hazırladıkları raporu eş zamanlı olarak İçişleri Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına sunar. Denetim sonucu suç teşkil eden hususlarla ilgili gerekli işlemleri yapmaya İçişleri Bakanlığı, performansla ilgili değerlendirmeleri yapmaya ve gerekli tedbirleri almaya Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı yetkilidir. 

 Bu maddeye göre bağımsız denetim yapan kuruluşların ortakları, yöneticileri ve 
çalışanlarının cezai sorumluluğu hakkında 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 47 nci maddesinin (B) bendinin (3) numaralı alt bendi ile 48 ve 49 uncu maddeleri hükümleri uygulanır. 

BEŞİNCİ BÖLÜM 

Çeşitli Hükümler 
Muafiyet 

 MADDE 26 — Ajanslar; bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili iş ve işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. 

 Uygulanmayacak Hükümler, 

 MADDE 27 — Ajans, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi 
ve Kontrol Kanunu, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tâbi değildir. 

 MADDE 28 — 19/6/1994 tarihli ve 540 sayılı Devlet Planlama Teşkilatı 
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesine aşağıdaki bent eklenmiştir. 

 "l) Kalkınma ajanslarının koordinasyonunu sağlamak ve bunlarla ilgili iş ve 
işlemleri yürütmek." 

 MADDE 29 — 540 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesine 
"yapısal uyum politikalarının uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek sorunların çözümü amacıyla projeler geliştirmek ve bu konularda yapılacak çalışmaları koordine etmek," ifadesinden sonra gelmek üzere "kalkınma ajanslarının genel koordinasyonunu sağlamak ve bunlarla ilgili iş ve işlemleri yürütmek," ifadesi eklenmiştir. 

 MADDE 30 — 27/10/1989 tarihli ve 388 sayılı Güneydoğu Anadolu Projesi 
Bölge Kalkınma İdaresi Teşkilatının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin (f) bendi "nazım ve uygulama imar plânlarını yapmak veya yaptırmak," şeklinde değiştirilmiş, maddeye aşağıdaki (i) bendi eklenmiş ve 3 üncü maddesinin son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. 

 "i) Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve 
Şırnak illerini kapsayan bölgelerde kurulacak kalkınma ajansları üzerindeki 
koordinasyon görevini, Devlet Planlama Teşkilatının belirleyeceği usûl ve esaslara göre 
yürütmek," 

 GEÇİCİ MADDE 1 — Bütün ajanslar kurulup faaliyete geçene kadar 19 uncu 
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca tahsis edilecek transfer ödeneği, 
kurulmuş ajans sayısı dikkate alınarak belirlenir. Ajanslar kuruldukları tarih itibarıyla yılın geri kalanı için kendilerine düşen payı kullanma hakkını kazanır. 

 GEÇİCİ MADDE 2 — İlk yıl için ajansta istihdam edilebilecek olan azamî 
personel sayısı kuruluş kararnamesinde belirtilir. 

 GEÇİCİ MADDE 3 — Türkiye-Avrupa Birliği Malî İşbirliği kapsamında 
yürütülen bölgesel programların; bölgelerde yürütülmesi ve koordinasyonu amacıyla oluşturulan proje birimlerinin yürütmekte olduğu iş ve işlemler, bunlara ilişkin hak ve yükümlülükler ile her türlü taşınır mallar, kuruluş kararnamesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde ilgili ajansa devredilir. 

 Söz konusu proje birimlerinde çalışan personelden; görevli olduğu bölgede 
kurulan ajansın kuruluş kararnamesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde ilgili ajansa başvuranlardan, 18 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen öğrenim dalı dışındaki niteliklere sahip olanlar uzman personel, diğerleri ise destek personeli olarak bu Kanunun ilgili hükümlerine göre öncelikle istihdam edilir. 

 GEÇİCİ MADDE 4 — Kalkınma kurulu, kuruluş kararnamesinin yayımlandığı 
tarihten itibaren bir ay içinde, ajans merkezi olarak tespit edilen ilin valisinin 
başkanlığında ilk toplantısını yapar. 

 Yürürlük 
MADDE 31 — Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. 

 Yürütme 
MADDE 32 — Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 

ÖZGEMİŞ 

Kişisel Bilgiler 
Adı Soyadı 
Mazlum Çağrı YILDIRIM 
Doğum Yeri ve Tarihi 
Doğubayazıt- 26.09.1989 
Eğitim Durumu 
Lisans Öğrenimi 
İstanbul Marmara Üniversitesi 
Y. Lisans Öğrenimi 
Erzurum Atatürk Üniversitesi 
Bildiği Yabancı Diller 
İngilizce 
Bilimsel Faaliyetleri 
İş Deneyimi 
Stajlar 
REIDIN.com , Data Analisti 

Projeler,

   Bölgesel Kalkınma Ajanslarının Türkiye Cumhuriyeti ve Çek Cumhuriyeti Ülke Örnekleri Bağlamında Karşılaştırılması ve Bir Saha Araştırması, BAP Proje 
No:2012/324 
Çalıştığı Kurumlar, 
Finansbank A.Ş., Pazarlama Yetkili Yardımcı 
Mazuratelye, Satış Sorumlusu İletişim 
 +90 507 251 42 22 
E-Posta Adresi 
mazlum1228@hotmail.com 
Tarih 

 ***

BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARI: ÇEK CUMHURİYETİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ ALT BÖLGE KARŞILAŞTIRMASI BÖLÜM 6

BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARI: ÇEK CUMHURİYETİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ ALT BÖLGE KARŞILAŞTIRMASI BÖLÜM 6


Bir başka öneri ise üniversite ve eğitim kurumlarının Kalkınma kurumlarıyla 
olan ilişkilerinin etkin kullanılmasıdır. Seçmeli olarak sunulan girişimcilik dersleri 
neticesinde KOSGEB tarafından verilen desteklerin ön şartı olan Girişimcilik belgesinin verilmesi başarılı bir uygulamadır. Fakat geliştirilmesi gerekmektedir. Eksiklerin bulunduğu alan KOSGEB ve diğer kalkınma kurumlarının bilinirliğinin çok düşük olmasıdır. Bu konuda hem meslek liselerine hem üniversitenin bütün bölümlerine tanıtım ve reklam faaliyeti yürütülmelidir. Bu kapsamda Çek Cumhuriyeti örneğinde yürütülen “Uniplanet” çalışmaları Erzurum Bölgesi içinde uygun olabilir. Bu kapsamda her dönem belirli aralıklarla yapılan konferans ve atölye çalışmaları hem öğrencilere gerekli tanıtımların yapılmasında hem öğrencilerin parlak fikirlerinin desteklenmesinde önemli katlılar yapmaktadır. 

KAYNAKLAR 

Acar, Y. (2002). İktisadi Büyüme ve Büyüme Modelleri. Bursa: Vipaş Yayınları. 

Adelman, I. ve Yeldan, E. (2000).” Is this the end of economic development?”. 
Structural Change and Economic Dynamics 11, I(2), 95-109. 

Arıkan, E.A. (2004). Bütünleşen Avrupa’da Yerel Yönetimler. İstanbul: TÜSİAD 
Yayınları 

Arslan, E. (2010). Kalkınma Ajansları ve Kalkınma Ajanslarının Türkiye Ekonomisine 
Beklenen Katkıları. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Konya: Selçuk 
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 

Atay, N. (2011). Avrupa Birliği Bölgesel Gelişme Politikası. Malatya: Fırat Kalkınma 
Ajansı. 

Avaner, T. (2005). BKA Siyasal Rejim Sorunu Yaratır mı?. Ankara: Paragraf Yayınevi. 

Berber, M. (2006). İktisadi Büyüme ve Kalkınma. Trabzon: Derya Kitabevi. 

Berber, M. ve Çelepçi, E. (2005). Türk Bölgesel Kalkınma Politikalarında Yeni 
Arayışlar: Kalkınma Ajansları ve Türkiye’de Uygulanabilirliği, Doğu Karadeniz 
Bölgesel Kalkınma Sempozyumu.13-14 Ekim 2005. 

Çarkçı, A. (2008). Ulusal Kalkınma İçin Yerel Teklifler. İstanbul: Şehir Yayınları. 

Devlet Planlama Teşkilatı. (2000). Bölgesel Gelişme Özel İhtisas Komisyonu Raporu. 
Ankara: DPT Yayını. 

Dinler, Z. (2001). Bölgesel İktisat. Bursa: Ekin Kitabevi Yayınları. 

Dinler, Z. (2005). Bölgesel İktisat. Bursa: Ekin Kitabevi Yayınları. 

Ekiz, D.(2003). Eğitimde Araştırma Yöntem ve Metotlarına Giriş. Ankara. 

Erkal, M. (1982). Bölge Açısından Azgelişmişlik, İstanbul: Boğaziçi Yayınları. 

Ersungur, Ş. M. (2005). Bölgesel İktisat. Erzurum: Atatürk Üniversitesi İktisadi Ve İdari 
Bilimler Fakültesi Z.F. Fındıkoğlu Araştırma Merkezi 

Flammang, R. A. (1979). Economic Growth and Economic Development: Counterparts 
or Competitors?, Economic Development and Cultural Change. Chicago: The 
University of Chicago Press. 

Gençyürek, L. (2006). Kalkınma Ajansları'nın Geleceği. Erişim:07.12.2013, Maliye Ağ 
sitesi:http://www.alomaliye.com/agustos_06/levent_gencyurek_kalkinma_ajanshtm 

Gündüz, A.Y. (2006). Bölgesel Kalkınma Politikası. Bursa: Ekin Kitabevi Yayınları. 

Hampl, M. (1999). Geography of Societal Transformation in the Czech Republic. Prag: 
Department of Social Geography and Regional Development, Charles University 
of Prague 

Hart, M. (1999). The guide to sustainable community ındicators. North Andover: Hart 
Environmental Data. 

Ildırar, M. (2004). Bölgesel Kalkınma ve Gelişme Stratejileri. Adana: Nobel Yayın 
Dağıtım 

Işık, N. Vd.(2010). Bölgesel Kalkınma Farklılıklarının Giderilmesinde Bir Politika 
Aracı Olarak Kalkınma Ajansları. Niğde Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:3, 
Sayı:2. 

Izáková, G., Hrcková, E. Sántai, M. (2009). The Slovak Republic 2009 Strategic Report. 
Bratislava: Evaluation Unit 

Kayasü, S, ve Yasar, S. (2004). “Bölgesel Kalkınma Ajansları: Türkiye Üzerine 
Öneriler”. Kentsel Ekonomik Araştırmalar Sempozyumu Cilt 1. Ankara: DPT 
Yayınları, 

Kahoun, J. (2009). Regional disparities in the Czech Republıc: GDP and disposable 
income. Prag: Centre for Economic Studies, University of Economics and 
Management 

Maç, N. (2006). Bölgesel Kalkınma Ajansları ve Türkiye. Konya: Konya Ticaret Odası 
Etüd- Araştırma Servisi. 

McMaster, I. (2006). Czech regional development agencies in a shifting institutional 
landscape. Glasgow: University of Strathclyde 

Özdemir, Z. (2014). Küreselleşme Sürecinde Kalkınma Ajanslarının Rolü ve Türkiye 
Örneği. Erişim: 07.06.2014, Akademik Prespektif Ağ sitesi: 
http://akademikperspektif.com/2014/05/23/kuresellesme-surecinde-kalkinma 
ajanslarinin-rolu-ve-turkiye-ornegi/ 

Özen, A. ve Özmen, Y. (2010). “Öğrenen Bölgeler” Perspektifinde AB Bölgesel 
Kalkınma Ajanslarının Gelişimi, Mevcut Durumu ve TR’nin Alacağı Dersler. 
Denizli: Denizli İl Özel İdaresi 

Özen, P. (2005). Bölge Kalkınma Ajansları. Tepav- Epri. 

Seyidoğlu, H. (2002). Ekonomik Terimler Sözlüğü. İstanbul: Güzem Can Yayınları. 

Onions, C.T.(Ed). (1964). The Shorter Oxfort English Dictonary. Oxford: Clarendan 
press. 

Statistická rocenka Plzenského kraje. (2013). Characterıstıc of The Regıon. Plzen. 

Şen, Z. (2004). Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylığı ve katılım öncesi stratejisi 
çerçevesinde bölgesel politika alanında uyum durumunun değerlendirilmesi. 
Ankara: Ekonomik ve Mali Konular Dairesi Başkanlığı 

Taş, B.(2006).”AB uyum sürecinde Türkiye için yeni bir bölge kavramı: İstatistiki 
Bölge Birimleri Sınıflandırması(İBBS)”.Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal 
Bilimler Dergisi, VII(2),187-197. 

TBMM. (2011). Türkiye Cumhuriyeti Anayasası. Ankara 

TEPAV – Ekonomi Politikaları Araştırma Enstitüsü (2007). Macaristan’da Bölgesel 
Kalkınma ve Kalkınma Meclisleri. İstanbul: TEPAV. 

TEPAV – Ekonomi Politikaları Araştırma Enstitüsü (2007). Polonya’da Kalkınma 
Ajansları. İstanbul: TEPAV. 

Tıraş, H. (2012). Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre: Teorik Bir İnceleme. 
(Yayımlanmış Doktora Tezi). Kayseri: Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler 
Enstitüsü Dalı. 

Tuncer, A. ve Alodalı M. F. B. (2011). Merkeziyetçilikten Yeni Merkeziyetçiliğe: 
Macaristan’da Yerel ve Bölgesel Politikalara. Bilgi Ekonomisi ve Yönetimi 
Dergisi. 1 Cilt: VI Sayı: II. 

Uzay, Nısfet. (2005). Bölgesel Gelişmişlik Farklarının Giderilmesi ve Bölgesel 
Kalkınma Ajansları. Ankara: Seçkin Yayınları. 

Yavilioğlu, C. (2002). “Kalkınmanın Anlamı, Bilimsel Tarihi ve Kavramsal Kökenleri”. 
C. Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 3(1), 59-77. 

Yüceyılmaz, H. (2007). AB Sürecinde Bölgesel Gelişmeler ve Kalkınma Ajansları. 
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal 
Bilimler Enstitüsü. 

EKLER 

EK- 1. Erzurum Büyükşehir Belediyesi Teşkilat Şeması 


EK- 2. ATA Tekno Kentte Faaliyet Gösteren Firmalar 2014 


EK- 3. BKA Kanunu 
Kanun 

Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun 
Kanun No. 5449 Kabul Tarihi: 25.1.2006 

BİRİNCİ BÖLÜM 

Amaç ve Kapsam, Tanımlar, Kuruluş, Genel Koordinasyon, 

Amaç ve Kapsam 
 MADDE 1 — Bu Kanunun amacı; kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum 
kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek, kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlamak ve yerel potansiyeli harekete geçirmek suretiyle, ulusal kalkınma plânı ve programlarda öngörülen ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürülebilirliğini sağlamak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak üzere oluşturulacak kalkınma ajanslarının kuruluş, görev ve yetkileri ile koordinasyonuna ilişkin esas ve usûlleri düzenlemektir. 

Tanımlar, 
MADDE 2 — Bu Kanunun uygulanmasında; 
a) Bölge: EK 1 listede belirtilen Düzey 2 İstatistikî Bölge Birimini, 
b) Ajans: Kalkınma ajansını, 
c) Kuruluş kararnamesi: Kalkınma ajanslarının kuruluşuna dair Bakanlar Kurulu kararını, ifade eder. 

 Kuruluş, 

MADDE 3 — Ajanslar, bölgeler esas alınarak, Devlet Planlama Teşkilatı 
Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile kurulur. Ajans merkezinin bulunacağı il, kuruluş kararnamesinde belirtilir. 

 EK 1 listede belirtilen bölgelerin yeniden düzenlenmesine ve kurulmuş olan 
Ajansın kaldırılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. 

 Ajanslar, tüzel kişiliği haiz ve bu Kanunla düzenlenmemiş bütün işlemlerinde 
özel hukuk hükümlerine tâbidir. 

 Genel Koordinasyon, 

MADDE 4 — Ajansların ulusal düzeyde koordinasyonundan Devlet Planlama 
Teşkilatı sorumludur. 

 Devlet Planlama Teşkilatı; 

 a) Bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltıcı tedbirleri alır; 
plânlama, programlama ve projelendirme konularında ajanslara rehberlik ve 
danışmanlık yapar, plân ve programların uygulanmasını izler ve değerlendirir. 

 b) Ajansların kurumsal performansları ile yürütülen programların 
performanslarının ölçülmesine dair usûl ve esasları belirleyerek, bunların 
değerlendirmesini yapar veya yaptırır. 

 c) Bölgesel gelişmeye yönelik iç ve dış kaynaklı fonların ajanslara tahsisi ile 
bunların kullanımına ilişkin usûl ve esasları belirler. 

 d) Ajanslar arası işbirliğini sağlar ve ortak proje üretimini destekler. 

 e) Ajansların işlevlerini etkili ve verimli olarak yerine getirebilmesi için 
merkezî düzeyde ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonu sağlar. 

 f) Ajansların yıllık çalışma programlarını onaylar. 

 g) Yönetim kurulu tarafından, nitelikleri uygun kişiler arasında seçilen ve teklif 
edilen ajans genel sekreterini onaylar. 

 h) Plân ve programlara, yapılacak yardım ve transferlere, personelin nitelik ve 
istihdamına, bütçe ve muhasebe standartlarının kullanımına, faaliyet raporlarına, izleme, değerlendirme ve denetime ilişkin esas ve usûller ile yatırım destek ofislerinin çalışma esas ve usûllerini ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşünü alarak belirler. 


İKİNCİ BÖLÜM 

Görev ve Yetkiler 
Ajansın görev ve yetkileri 

 MADDE 5 — Ajansın görev ve yetkileri şunlardır: 

 a) Yerel yönetimlerin plânlama çalışmalarına teknik destek sağlamak. 

 b) Bölge plân ve programlarının uygulanmasını sağlayıcı faaliyet ve projelere 
destek olmak; bu kapsamda desteklenen faaliyet ve projelerin uygulama sürecini izlemek, değerlendirmek ve sonuçlarını Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına bildirmek. 

 c) Bölge plân ve programlarına uygun olarak bölgenin kırsal ve yerel kalkınma 
ile ilgili kapasitesinin geliştirilmesine katkıda bulunmak ve bu kapsamdaki projelere destek sağlamak. 

 d) Bölgede kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları tarafından 
yürütülen ve bölge plân ve programları açısından önemli görülen diğer projeleri 
izlemek. 

 e) Bölgesel gelişme hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik olarak; kamu kesimi, 
özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek. 

 f) 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (c) bendi çerçevesinde ajansa tahsis edilen 
kaynakları, bölge plân ve programlarına uygun olarak kullanmak veya kullandırmak. 

 g) Bölgenin kaynak ve olanaklarını tespit etmeye, ekonomik ve sosyal 
gelişmeyi hızlandırmaya ve rekabet gücünü artırmaya yönelik araştırmalar yapmak, yaptırmak, başka kişi, kurum ve kuruluşların yaptığı araştırmaları desteklemek. 

 h) Bölgenin iş ve yatırım imkânlarının, ilgili kuruluşlarla işbirliği halinde ulusal 
ve uluslararası düzeyde tanıtımını yapmak veya yaptırmak. 

 i) Bölge illerinde yatırımcıların, kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve yetki 
alanına giren izin ve ruhsat işlemleri ile diğer idarî iş ve işlemlerini, ilgili mevzuatta belirtilen süre içinde sonuçlandırmak üzere tek elden takip ve koordine etmek. 

 j) Yönetim, üretim, tanıtım, pazarlama, teknoloji, finansman, örgütlenme ve 
işgücü eğitimi gibi konularda, ilgili kuruluşlarla işbirliği sağlayarak küçük ve orta 
ölçekli işletmelerle yeni girişimcileri desteklemek. 

 k) Türkiye'nin katıldığı ikili veya çok taraflı uluslararası programlara ilişkin 
faaliyetlerin bölgede tanıtımını yapmak ve bu programlar kapsamında proje 
geliştirilmesine katkı sağlamak. 

 l) Ajansın faaliyetleri, malî yapısı ve ajansla ilgili diğer hususların güncel olarak 
yayınlanacağı bir internet sitesi oluşturmak. 

 Bilgi Toplama, 

 MADDE 6 — Ajans, görevleri kapsamında gerekli gördüğü bilgileri kurum ve 
kuruluşlardan istemeye yetkilidir. Kendilerinden bilgi istenilenler bu bilgileri 
zamanında vermekle yükümlüdür. 


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 

Ajansın Teşkilâtı, 
Teşkilât yapısı, 

 MADDE 7 — Ajansın teşkilât yapısı aşağıdaki gibidir: 

 a) Kalkınma kurulu. 

 b) Yönetim kurulu. 

 c) Genel sekreterlik. 

 d) Yatırım destek ofisleri. 

 Kalkınma kurulu, 

 MADDE 8 — Bölgesel gelişme hedefine yönelik olarak; bölgedeki kamu 
kurum ve kuruluşları, özel kesim, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve yerel 
yönetimler arasında işbirliğini geliştirmek ve ajansı yönlendirmek üzere kalkınma kurulu oluşturulur. 

 Kalkınma kurulu, illerin dengeli şekilde temsilini sağlayacak yapıda, en fazla 
yüz üyeden oluşur. 

 Kalkınma kuruluna temsilci gönderecek kamu kurum ve kuruluşları ile özel 
kesim ve sivil toplum kuruluşlarının gönderecekleri temsilcilerin sayısı, görev süresi ve diğer hususlar kuruluş kararnamesi ile belirlenir. 

 Kalkınma kurulu, yapacağı ilk toplantıda kendi üyeleri arasından bir Başkan ve 
bir Başkan Vekili seçer. Başkan ve Başkan Vekilinin görev süresi iki yıldır. 

 Başkan ve Başkan Vekilinin temsil ettiği kurum ile mensubiyeti sona erdiğinde 
Kurul Başkanlığı ve Başkan Vekilliği görevleri de sona erer ve ilk toplantıda yeniden Başkan ve Başkan Vekili seçimi yapılır. 

 Kalkınma kurulu, Kurul Başkanının daveti üzerine yılda en az iki defa toplanır. 
Ayrıca Kurul, üye tam sayısının beşte birinin talebi üzerine Kurul Başkanı tarafından toplantıya çağrılır. 
 Kalkınma kurulu, üye tam sayısının yarıdan bir fazlası ile toplanır, katılanların 
çoğunluğu ile karar alır. Toplantı yetersayısı sağlanamayan hallerde onbeş günü 
aşmayacak şekilde yeni toplantı tarihi Başkan tarafından belirlenir ve bu toplantıda toplantı yetersayısı aranmaz. 

 Kalkınma kurulunun görev ve yetkileri, 

 MADDE 9 — Kalkınma kurulunun görev ve yetkileri şunlardır: 

 a) Tek ilden oluşan bölgelerde yönetim kurulunda yer alacak özel kesim 
ve/veya sivil toplum kuruluşları temsilcilerini ve iki katı yedeklerini sırasıyla seçmek. 

 b) Ajansın yıllık faaliyet ve iç denetim raporlarını görüşmek, değerlendirmek ve 
yönetim kuruluna önerilerde bulunmak. 

 c) Bölgenin sorunlarına ve çözüm önerilerine, tanıtımına, potansiyeline ve 
önceliklerine yönelik olarak yönetim kuruluna tavsiyelerde bulunmak. 

 d) Toplantı sonuçlarını Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına raporlamak ve 
toplantıya ilişkin bir sonuç bildirisi yayımlamak. 

 Yönetim kurulu, 

 MADDE 10 — Yönetim kurulu, ajansın karar organıdır. 

 Yönetim kurulu, tek ilden oluşan bölgelerde vali, büyükşehir belediye başkanı, 
il genel meclisi başkanı, sanayi odası başkanı, ticaret odası başkanı ile kalkınma kurulu tarafından özel kesim ve/veya sivil toplum kuruluşlarından seçilecek üç temsilciden; birden fazla ilden oluşan bölgelerde il valileri, büyükşehir belediye başkanları veya büyükşehir olmayan illerde il merkez belediye başkanları, il genel meclisi başkanları ve her ilden birer kişi olmak kaydıyla ticaret ve sanayi odası başkanlarından oluşur. Ancak, birden fazla ilden oluşan bölgelerdeki illerde; ticaret ve sanayi odalarının ayrı ayrı kurulmuş bulunması halinde, yönetim kurulunda yer alacak temsilci Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu tarafından belirlenir. 

 Ajansı, yönetim kurulu başkanı temsil eder. Yönetim kurulunun başkanı validir. 
Yönetim kurulu ilk toplantısında üyeleri arasından bir başkan vekili seçer. 

 Birden fazla ilden oluşan bölgelerde yönetim kurulu başkanlığı; ilk yıl ajans 
merkezi olarak tespit edilen ilin valisi tarafından, müteakip yıllarda illerin alfabetik sırasına göre bölgedeki valiler tarafından birer yıl süreyle dönüşümlü olarak yürütülür. 

 Tek ilden oluşan bölgelerde kalkınma kurulu tarafından seçilen yönetim kurulu 
üyelerinin görev süresi iki yıl olup görev sürelerini tamamlamadan herhangi bir şekilde üyeliklerinin sona ermesi halinde, kalan süreleri sırasına göre yedek üyelerce tamamlanır. Görevi sona eren üyeler tekrar seçilebilir. Yönetim kurulu üyeliği, üyelerin temsil ettikleri kurum ve kuruluşlardaki görevlerini sürdürmelerine engel teşkil etmez. 

 Yönetim kurulu üyeleri ajans ile ilgili gizlilik taşıyan bilgileri ve bu Kanunun 
uygulanması sırasında öğrendikleri çalışma alanlarındaki sırları, görevlerinden ayrılmış olsalar bile ifşa edemezler, kendilerinin veya başkalarının menfaatine kullanamazlar. 

 Yönetim kurulu üyeleri, kendileri, eşleri ve ikinci dereceye kadar kan ve kayın 
hısımlarını doğrudan ilgilendiren konular ile sahibi ya da ortağı oldukları ticarî 
işletmelere ilişkin toplantıya ve oylamaya katılamaz. 

 Yönetim kurulu, başkanın daveti üzerine üye tamsayısının yarısından bir fazlası 
ile her ay en az bir kere toplanır. Yönetim kurulu toplantılarına başkanın yokluğunda başkan vekili başkanlık eder. 

 Yönetim kurulu, toplantıya katılanların oy çokluğu ile karar alır. Eşitlik 
durumunda, başkanın oyu yönünde karar alınır. 

 Ajans genel sekreteri, oy hakkı olmamak kaydı ile yönetim kurulu toplantılarına katılır. 

 Yönetim kurulunun görev ve yetkileri 

 MADDE 11 — Yönetim kurulunun görev ve yetkileri şunlardır: 

 a) Yıllık çalışma programını kabul etmek ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının onayına sunmak. 

 b) Yıl içinde ihtiyaçlara göre bütçeyi revize etmek. 

 c) Yıllık malî raporu ve kesinleşen bütçe sonuçlarını onaylamak. 

 d) Taşınır ve taşınmaz mal alımı, satımı ve kiralanması ile hizmet alımına karar vermek. 

 e) Altı aylık ara rapor ile yıllık faaliyet raporunu Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına göndermek. 

 f) Ajans bütçesini onaylamak ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına göndermek. 

 g) Genel sekreterlik tarafından sunulan program, proje ve faaliyetlerin desteklenmesine ilişkin teklifler ile kişi ve kuruluşlara yapılacak yardımları onaylamak. 

 h) Ajansa yapılacak bağış ve hibeleri kabul etmek. 

 i) Personelin işe alınması ve işine son verilmesine karar vermek. 

 j) Genel sekreterce belirlenen çalışma birimlerini ve bunlar arasındaki iş bölümünü onaylamak. 

 k) Genel sekreteri belirlemek ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının onayına sunmak. 

 l) Taşıt dışındaki taşınır malların alımı, satımı ve kiralanması ile hizmet alımı konularında genel sekreterin yetkili olacağı sınırları tespit etmek. 

 Yönetim kurulu gerekli gördüğü hallerde yukarıda sayılan yetkilerinden bir kısmını, sınırlarını açıkça belirlemek şartıyla genel sekretere devredebilir. 

 Genel Sekreterlik, 

 MADDE 12 — Genel sekreterlik Ajansın icra organıdır. Genel sekreterliğin ve 
yatırım destek ofislerinin en üst amiri genel sekreterdir. Genel sekreter yönetim 
kuruluna karşı sorumludur. 

 Genel Sekreterin Nitelikleri ,

 MADDE 13 — Genel sekreter olarak istihdam edileceklerin aşağıda belirtilen 
niteliklere sahip olmaları şarttır: 

 a) Hukuk, iktisat, maliye, işletme, kamu yönetimi, uluslararası ilişkiler, 
istatistik, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri, matematik, sosyoloji, mimarlık, şehir ve bölge plânlama ile mühendislik dallarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından lisans düzeyinde mezun olmak. 

 b) Ajansın faaliyet alanına giren konularda yeterli bilgi ve deneyime sahip; 
uzmanlık gerektiren işlerde en az on yıl fiilen çalışmış olmak. 

 c) Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavında İngilizce 
dilinden en az 70 puan almış veya buna denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan belgeye sahip olmak. 

 Genel Sekreterin görev ve yetkileri 

 MADDE 14 — Genel sekreterin görev ve yetkileri şunlardır: 

 a) Yönetim kurulu kararlarını uygulamak. 

 b) Yıllık çalışma programı ile bütçeyi hazırlamak ve yönetim kuruluna sunmak. 

 c) Ajans gelirlerini toplamak, 4 üncü maddeye göre belirlenecek usûl ve esaslar 
ile bütçe ve yönetim kurulu kararlarına uygun olarak harcamaları yapmak. 

 d) Yönetim kurulu tarafından tespit edilecek sınırlar içerisinde, taşıt dışındaki 
taşınır malların alımına, satımına, kiralanmasına ve hizmet alımına karar vermek. 

 e) Bölgedeki kişi, kurum ve kuruluşların proje üretme ve uygulama kapasitesini 
geliştirici faaliyetlerde bulunmak. 

 f) Özel kesim, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin proje ve faaliyet 
tekliflerini değerlendirerek malî destek sağlamak üzere yönetim kuruluna öneri 
götürmek. 

 g) Desteklenen proje ve faaliyetleri izlemek, değerlendirmek, denetlemek ve 
raporlamak. 

 h) Bölgesel kalkınmayla ilgili yurt içindeki ve dışındaki ajans ve kuruluşlarla 
işbirliği yapmak ve ortak projeler geliştirmek. 

 i) Yerel yönetimlerin plânlama çalışmalarına teknik destek sağlamak. 

 j) Personelin performans ölçütlerini belirlemek ve performansını değerlendirmek. 

 k) Personelin işe alınması ve işine son verilmesini yönetim kuruluna teklif etmek. 

 l) Ajans genel sekreterliğini temsilen, bölgesel gelişme ile ilgili ulusal ve 
uluslararası toplantılara katılmak ve yurt dışı temaslarda bulunmak. 

 m) Ajansın sekretarya işlerini ve görev alanına giren diğer hizmetleri yürütmek. 

 n) Yönetim kurulunun devrettiği yetkileri kullanmak. 

 Yatırım Destek Ofisleri ,

 MADDE 15 — Bölge illerinde, yönetim kurulu kararı ile biri koordinatör olmak 
üzere, en çok beş uzmandan oluşan yatırım destek ofisleri teşkil edilir. Yatırım destek ofislerinde çalışan uzman personel sayısı, bölge ve ilin ihtiyaçlarına cevap veremez hale geldiği takdirde bu sayı, yönetim kurulu kararı ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının onayı ile artırılabilir. 

 Yatırım destek ofisleri görevleri ile ilgili olarak genel sekreterliğe karşı sorumludur. 
Yatırım destek ofislerinde yatırımcılara sunulan hizmetler tamamen ücretsizdir. 

 Yatırım destek ofislerinin görev ve yetkileri 

 MADDE 16 — Yatırım destek ofislerinin görev ve yetkileri şunlardır: 

 a) Bölge illerinde, özel kesimdeki yatırımcıların kamu kurum ve kuruluşlarının 
görev ve yetki alanına giren izin ve ruhsat işlemleri ile diğer idarî iş ve işlemlerini ilgili mevzuatta belirtilen süre içerisinde, ilgili mevzuatta bir süre belirtilmemişse öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırmak üzere yönetim kurulu adına tek elden takip ve koordine etmek, yatırımları izlemek. 

 b) İlgili mevzuattaki başvuru koşulları ve istenen belgeler doğrultusunda 
yatırımcıya bilgi vermek ve yol göstermek. 

 c) Başvurular hakkında ön inceleme yapmak. 

 d) 4 üncü madde uyarınca çıkarılacak olan düzenlemelerde belirtilen işlemleri 
yapmak. 

 e) İş ve işlemler konusunda valiliğe ve genel sekreterliğe bilgi vermek. 

 Yatırım Destek ofislerine başvuru, 

 MADDE 17 — Yatırımcılar, ilgili mevzuatta belirtilen bilgi ve belgelerle 
yatırım destek ofislerine başvurur. Bu başvuru sonucunda yatırım destek ofislerinde geçen süreler, ilgili mevzuatta belirtilen sürelerden sayılmaz. Yatırımcıların bu Kanun kapsamında yatırım destek ofislerine başvurması kendi isteklerine bağlıdır. 

 İzin ve ruhsat işlemleri ile diğer idarî iş ve işlemler için yatırım destek ofisleri 
tarafından ilgili mercilere yapılan başvurular, yatırımcı tarafından yapılmış sayılır. 

 Yatırım destek ofislerine hangi yatırım ve işlemlerle ilgili başvuru yapılacağı, 4 
üncü maddenin (h) bendi uyarınca çıkarılacak düzenlemeler kapsamında belirlenir. 

7 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***