TAŞLARI BİLE GÜLDÜRMEK!
TAŞLARI BİLE GÜLDÜRMEK!
Voltaire “İhtilal ve darbe yapılmaz, gelir!” diyerek; tüm ihtilaller, darbeler, ayaklanmalar ve devrimler tarihinin hem nesnel hem de ruhlar yapısını açıklamıştır..
İhtilali halk yapar, darbeyi ordular. Halkın da ordunun da var olduğu yerde, devlet ve onun bir hükümeti de olduğuna göre, bu nasıl bir hükümet ki, olup bitecek olanı önceden sezemiyor, ön göremiyor ve tedbir alamıyor!. Demek; hükmedemiyor, yönetemiyor, acze ve çaresizliğe düşüyor, fakat bütün bunlara rağmen kendisinin “hükümet ettiğini” sanıyor..
Darbeler Türkiye’yi hırpalamış, üniformayı siyasetin içine sokmuş, suyun doğal yatağından çıkmasını sağlamış, insanların bir kısmının da “nasıl olsa ordu müdahale eder” gibi düşüncelerle vatandaşlık sorumluluğunu bir kenara bırakarak siyasi tembelliğe düşmesine yol açmıştır..
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 211 sayılı iç hizmet kanun ve yönetmeliğinde ki 35′inci maddeyi değiştirerek, akılları sıra bir iş yaptıklarını sanıyorlar. Eski madde ile yeni madde ifadelerine bakıldığında; sözcüklerin esnekliği ve algı yorumlaması dışında eski ile yeni arasında hiçbir fark olmadığı gibi yenisi daha da tahrikkâr..
Bence tümünü kaldırın da, rahatlayın..
Ordunun vazifesini tarif etmekte neymiş!
Maddeye istinad ettirerek, devrim, ihtilal, darbe olur mu be aymazlar!
Eğer bu işlere yeltenenler “hareketi şu maddeye dayadık” diyorlarsa onlar bu işten paçaları tutuşanlardır. 1913’de İstanbul Babıali’yi basıp, bakanları vurarak hükümeti deviren subayların 35′inci maddesi var mıydı?.
Maddeye istinad ettirerek, devrim, ihtilal, darbe olur mu be aymazlar!
Eğer bu işlere yeltenenler “hareketi şu maddeye dayadık” diyorlarsa onlar bu işten paçaları tutuşanlardır. 1913’de İstanbul Babıali’yi basıp, bakanları vurarak hükümeti deviren subayların 35′inci maddesi var mıydı?.
Bu İç hizmet kanun ve yönetmeliğinin bir bölümünde hala, hayvanlı birliklere ait sayısız maddeler ve bölümler vardır. Türk ordusunda hayvanlı birlikler kalkalı 40 yıl oldu. Tımar nasıl yapılır, gebre nasıl kullanılır, yemler nasıl verilir, koşum takımlarının bakımı gibi sayısız, galubeladan kalma komik ve mizah konusu onlarca madde niye oralarda duruyor? Herhalde sıra gelmedi!.
Çözüm süreci diye yavaş beyinleri ikna etmek için kullanılan, PKK’nın temel istekleri konusunda halka masal anlatanlar, siz daha devam edin. Elbette herkes çözüm istiyor ve bu mesele kökü saçağı ile bitirilmeden ülkeye huzur gelmeyecek..
Ama bu, İmralı fırıldağının politik manevralarına boyun eğerek değil. Bunların çözüm süreci, Ege türküsündeki sözlere benziyor: “Çöz de gel Mustafa Ali’m çözde gel!” Mustafa Ali çözdü mü çözmedi mi, bilen yok ama; çözüm süreci yutturmacası bu hükümeti öyle bir çözecek ki, bir daha da kimse yukarı çekip bağlayamayacak..
Gün yurtsever ve mert insanların günüdür.
Gün yurtsever ve mert insanların günüdür.
Türkiye Stalin Rusya’sına döndü.
Gerçek yürür ve onu hiç kimse durduramaz.
Haine şeref kazandırarak, Türk milletini bir haysiyetsizlik dalgası altında boğmak kimsenin haddine değildir. Çokluk diye bir şey yoktur. Çokluk şeylerin birikmesi anlamına gelir. Sonuç olarak bir tek varlık vardır. O’da bilinçli yurtsever bireydir. Baştakilerin ziftlendiği ve yandaşların kayrıldığı bir memleket adam olmaz..
Gerçek yürür ve onu hiç kimse durduramaz.
Haine şeref kazandırarak, Türk milletini bir haysiyetsizlik dalgası altında boğmak kimsenin haddine değildir. Çokluk diye bir şey yoktur. Çokluk şeylerin birikmesi anlamına gelir. Sonuç olarak bir tek varlık vardır. O’da bilinçli yurtsever bireydir. Baştakilerin ziftlendiği ve yandaşların kayrıldığı bir memleket adam olmaz..
Gençlik; yurdun görülmeyen gücüdür ve geleceğin kurucusudur.
Rejimin ve toprakların şansı da onlardır..
Rejimin ve toprakların şansı da onlardır..
Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
http://hepar.org.tr/taslari-bile-guldurmek.aspx
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder