15 Ekim 2014 Çarşamba

BU YOL, YOL DEĞİL!.

BU YOL, YOL DEĞİL!.

bu_yol_yol_degil
Ulusal gurur, bir millet için şerefiyle ve haysiyetiyle yaşamını sürdürmek demektir. Bu öyle bir duygudur ki, kendi milli futbol takımlarının başka bir ulusun milli takımına karşı hezimete uğraması bile, onların zihinsel ve fiziksel güçlerini yerle bir edip çökertmeye yeter..
Türkiye, Ortadoğu denilen batak coğrafya da eğer üniter yapısını ve toprak bütünlüğünü koruyamaz ise, kesinlikle bir kaosun içine düşecek ve büyük acılarla karşı karşıya gelecektir. Durum gün gibi ortadadır ve egemenlikle ilgilidir. Asla taviz vermemeli ve bataklık daha da genişlemeden önü kesilmelidir.. 30 yıla dayanan PKK illetini siyaseten ve askeri olarak ortadan kaldırmadan bizim topraklarımıza huzur geleceğini beklemek, kumdan kaleye sığınmak kadar abestir..
Kürtçülüklerini kamufle etmek için terörist başının direktifiyle ikide bir, isim değiştiren, son olarak da HDP adını alanlarını sözcülerinin şu lafları, gelecekte nelerin olabileceğinin kanıtıdır: “Başta sayın Öcalan dahil, siyasetin önü açılmalıdır. Genel af çıkarılmalıdır. Bir gece de bütün köy, kasaba ve şehir isimleri değiştirilmelidir. Hakikatleri araştırma komisyonu kurulmalıdır. Bölgenin kaynakları bölgede kullanılmalıdır ve daha uzadıkça uzayan listeler, vs.”
Koskoca ulusu ahmak yerine koyarak, bölgenin, önce özerklik sonra da bağımsızlık olarak Türkiye’den kopartılmasını, “demokratikleşme ve toplumu rahatlatma” diye yutturmaya çalışıyorlar..
Meclis genel kurulunda iki gündür, laf olsun torba dolsun anlamında PKK’nın taleplerinin bir bölümü olan 6 maddelik yasa teklifi görüşülüyor. Bu yasa içerik olarak Anayasanın temel hükümlerine aykırıdır ve suç işlenmektedir. Netice de yasa AKEPE+CHP+HDP sayesinde çıkacak ve yürürlüğe girecektir. Günü geldiğinde bu yasayı hazırlayan ve oylayanlar kimlerse, herkes ismi kadar bilsin ki bunun hesabını en ağır şekilde yargı önünde vereceklerdir..
Hadi, AKEPE ve HDP bu yolun yolcusu; peki, CHP’ye ne demeli? Şunu bile hala kavrayamamışlar. Türkiye’de Kürt vatandaşlarımızın sayısı 10 ile 12 milyon arasında. PKK’lıların seçime girerek aldığı oy ise en fazla 3 milyon.. Türkiye’de 55 milyon kişinin oy kullanma hakkı var. 52 milyonluk bir kitle ortada dururken, 3 milyona göz dikmek nasıl bir politika stratejisi! Ki, bu üç milyon da Türkiye’den kopalım diyenler ve bunu silah gücüne güvenerek, tehdit ve şantajla yapmaya kalkışanlar. CHP sözcüsünün laflarına bakın: “6 maddelik yasayı destekliyoruz, bunu Türkiye’de yaşayan halklar için yapıyoruz.(Halklarmış!) 4’üncü maddeye itirazımız var. Bu madde Anayasaya aykırı olduğu için.” Bu, köy kurnazlığı yaparak, kamuya karşı, biraz itiraz ediyor görünmekten başka bir şey değildir.. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Gelini ata bindirmiş götürüyorlar, bunların yaptığı da atın nalındaki mıh’ı beğenmediğini söylemek gibi.. Gelin gidiyor, be adam gidiyor.. Siz, bu yasaya ve bundan sonra gelecek olanlara da tam destek vermeye devam edin. Sonun da, olacağı söyleyeyim mi? Ana muhalefetten de düşeceksiniz. Yerel seçimler de birden bire MHP’nin 2 milyon 400 bin oy alarak neden yükselişe geçtiğini de anlayamadınız değil mi?.
Kimlerin istek ve arzusuyla geldiği çok açık belli olan çatı adayınız “Çözüm istemeyen savaş istiyor demektir.” demiyor mu? Ulu Önder Atatürk’ün kemiklerini sızlatıyorsunuz, yeter artık onun ismine ve “çocuğum” dediği partisine çöreklenerek politika yapmayın. Sizin neyiniz benziyor Atatürk’e, mesleğiniz benzemez, eğitiminiz benzemez, kişiliğiniz benzemez, Uludere’ye Roboski, Tunceli’ye Dersim diyerek ve devrimlerin en yoğun olduğu 1930 dönemlerini reddederek ona nankörlük yapmak ise sizin haddiniz değil. Kendinize yeni bir parti kurun, eğer arkanızdan 1000 kişi (yanlış değil, yazı ile bin kişi) gelirse, ben de Karadeniz’e 20 metre mesafedeki bir evde doğmuş çocuk olarak, Atlantik’i, bir kıtadan diğerine yüzerek geçeceğim; sözüm söz!.
2002 seçimlerin de RTE milletvekili olamıyordu. ABD’ye gitti geldi. (Kırmızı halılı karşılamalar!) CHP yasa değiştirdi, bir hülle seçimi yapıldı ve Başbakanlığa oturtturuldu. Aradan 12 yıl geçti, bir sipariş aday bularak, bu kez RTE’yi gene aynı parti, Cumhurbaşkanlığına taşıyor..
MHP ortaya atılan adayın “Barıştan yana olmayan savaş istiyor demektir” lafının sonunda nereye varacağını kestirdiği için, “her konuda aynı düşünmeyebiliriz” diye, bir manevraya başvurdu bile..
Son Söz:
1. İnsanlar köklerinin ve kültürlerinin ürünüdür. Armudun dibinde elma aranmaz.
2. Savaş ve barıştan bahsedilen yerde, hangi ülkenin ordusu olursa olsun genç askerler, nine tavırlı bir generalden hoşlanmazlar. Çünkü, onun kendilerini zafere değil, yenilgiye götüreceğini içgüdüsel olarak bilirler…
TEK UMUT TEK YOL HEPAR
Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
http://hepar.org.tr/bu-yol-yol-degil.aspx

..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder