18 Şubat 2021 Perşembe

ASELSAN DA GELECEKTE BİZİ NELER BEKLİYOR?

ASELSAN DA GELECEKTE BİZİ NELER BEKLİYOR? 



Ebubekir ARSLAN 
Nevin PİRGAİP 
Sanayileşme ve Tedarik Direktörlüğü 
Kasım 2019 

    İleri teknoloji gerektiren sektörlerde faaliyet gösteren firmalar için doğru teknolojiyi kullanmak rekabet avantajı için önemli bir kaynak olarak algılanmaktadır. 
Stratejik teknoloji trendlerinin gelecekte rekabet avantajı oluşturma ve faaliyet gösterilen sektörü altüst etme (yeni yaklaşımlarla) adına ciddi potansiyeli 
bulunmaktadır. Bu konuda geleceği şekillendirecek aşağıdaki 10 önemli teknoloji trendini anlamak, Tedarik Zincirine katkı sağlayabilecek alanlara yatırım yapmak ve bu alanlardaki yeni uygulamalara adapte olmak şirketlerin gelecekte bir adım önde olmaları için fırsat olarak değerlendirilmelidir. 
Bu trendlerden halihazırda küresel firmaların Tedarik zinciri faaliyetleri kapsamında kullanılan veya üzerinde çalışmalara başlanan teknolojiler ise aşağıdaki gibidir: 

1. Otonom Nesneler 

Otonom nesneler önceden insanlar tarafından yerine getirilen fonksiyonları yapay zeka kullanarak otomatize eden uygulamalardır. 
Bu otomasyon geleneksel mantıksal programlama tabanlı otomasyonun ötesinde, yapay zeka sayesinde çevreleriyle ve insanlarla etkileşim halinde olarak daha gelişmiş davranışlar sergilenmesinin sağlanmasıdır. Otonom nesneler yetenek, koordinasyon ve zeka seviyelerine göre farklılaşarak değişik ortamlarda faaliyet gösterecek şekilde oluşturulmaktadır. 

2. Arttırılmış Analitikler 

Arttırılmış analitikler arttırılmış zeka gibi spesifik bir alana odaklanmaktadır. 
Bu analitikler, analitik içerik oluşturma, tüketme ve paylaşmaya yönelik otomatik makine öğrenmesi uygulamalarını kullanmaktadır. Modern analitikler ve iş zekası platformları, kullanıcıların analitik iç görüler oluşturmasına olanak sağlayan yöne doğru dönüşmektedir. 

3. Yapay Zeka Tabanlı Tasarım 

Yapay zeka tabanlı tasarım, tasarım uygulamalarına yönelik araçların, teknolojilerin ve iyi uygulamaların yapay zeka yetenekleriyle donatılarak 
evrilmesine yönelik fırsatları keşfetmektir. Tasarım süreçlerin yapay zeka kullanımına yönelik yeni uygulamalar geliştirilmektedir. 

4. Dijital İkizler 

Dijital ikiz, gerçek bir sistem veya sistem parçasının dijital olarak eşleniğidir (temsili). Bir dijital ikizi oluşturmak, özel yazılım veya modeller ile benzersiz bir fiziksel nesneyi yansıtmaktır. Birden çok dijital ikizden alınan veriler belirli amaçlar doğrultusunda birleştirilebilmektedir. 

5. Güçlendirilmiş Köşe 

Köşe programlama kavramı, bilgi işleme, içerik toplama ve dağıtma işlemlerinin bilginin kaynağına yakın konumlandırılması yöntemiyle yapılan programlama topolojisini açıklamaktadır. Bağlanabilirlik gecikme zorlukları, bant genişliği kısıtları ve daha büyük fonksiyonellik Köşe mantığıyla kurgulanan modellere gömülmektedir. 

6. Çevreleyen (üç boyutlu) Deneyimler 

2028’e doğru, kullanıcıların dijital dünyayı nasıl algıladıkları ve onuna nasıl etkileşime geçtiklerine göre kullanıcı deneyimi önemli geçişlere uğrayacaktır. 
Konuşan platformlar insanların dijital dünya ile etkileşim yöntemlerini değiştirmektedir. Sanal gerçeklik (VR), arttırılmış gerçeklik (AR) ve karışık gerçeklik (MR) insanların dijital dünyayı algılamalarını da değiştirmektedir. 
Bu değişimler gelecekteki çevreleyen kullanıcı deneyimlerine öncülük etmektedir. 

7. Blok Zinciri 

Bir blok zinciri, katılımcılar tarafından bağımsız olarak tutulan ve güncellenen bir tür veri tabanıdır. Bu dağıtık veri tabanı; sürekli genişleyebilen, ağ içerisindeki katılımcılar arasında paylaşılan değiştirilemez, kronolojik şekilde sıralanmış ve kriptografik olarak imzalanmış şekildeki işlemlerin kaydıdır. 

Her bir kayıt bir zaman bilgisi ve önceki işlemlere referans veren bir bağlantı içermektedir. Bu sayede, giriş hakkı olan herhangi biri diğer katılımcıların 
germişe yönelik işlemlerini kolayca takip edebilir. 

Bu da blok zinciri teknolojisini güvensiz ortamlarda güvenli işlem yapmayı sağlayarak, güvenilir bir merkezi otoriteye olan ihtiyacı ortadan kaldırmaktadır. 

8. Akıllı Mekanlar 

Bir akıllı mekan, insanların ve teknoloji tabanlı sistemlerin açık, bağlantılı, koordine ve zeki ekosistemler sayesinde etkileşim halinde oldukları fiziksel 
veya dijital mekandır. 
Bu amaçla insanlar, süreçle ve nesneler belirli hedeflere yönelik akıllık mekanlar sayesinde bir araya gelerek çalışmaktadır. 

9. Dijital Etik ve Gizlilik 

Dijital etik ve gizlilik bireyler, kurumlar ve hükümetler açısından önemi gün geçtikçe artan konulardır. Tüketiciler artık kişisel bilgilerinin değerli olduğunun 
farkındadır ve bunun için kontrol mekanizmaları beklemektedir. Kurumlar da kişisel ve kurumsal verilerin gizliliğinin sağlanmasının artan bir risk altında 
olduğu gerçeğiyle sürekli bu alanda yatırım yapmaktadır. 

10. Kuantum Programlama 

Kuantum programlamanın (QC) tüm endüstrileri dönüştüreceği beklenmektedir. Bu alandaki çalışmalar son iki yılda üçe katlanmaktadır. 
Bu teknoloji sayesinde çok daha hızlı programlama yapılabilmekte ve programların çok daha hızlı çalışması ve sonuç alınması sağlanmaktadır. 
Tedarik Zinciri uygulamaları bakımından en önde gelen şirketlerde yapılan bir araştırmaya göre (60 büyük küresel şirket incelenmiştir); 
bu teknolojilerle çalışan ve bu teknolojilere yatırım yapan firmaların oranları aşağıdaki gibi ortaya çıkmıştır: 





Şekil-10: 2018’deki Tedarik Zinciri Teknolojileri Trendleri 

Teknoloji trendlerinin tedarik zincirindeki yerine baktığımızda, ileri teknolojinin lojistik yönetimi ve depo yönetimi uygulamalarında daha sıklıkla kullanılmaya başlandığı görülmektedir. 

Örneğin, DHL firmasında, EffiBOT adı verilen akıllı robotların lojistik depolarında insanlarla birlikte çalışmaya başladığı, insanları sürekli takip ederek, ağır yükleri bir yerden başka bir yere taşıdığı ve depo envanterlerini taşıdığı bilgisine sahibiz. 
Aynı zamanda yine DHL’de firma yetkilileri, arttırılmış gerçekliğin kullanılarak, yeni çalışanların artırılmış gerçeklik gözlüklerinden gelen yönergeleri takip ettiği ve bu uygulamanın çalışanların işe uyum sürecini hızlandırdığını belirtmektedir. 

Bunun yanında; artırılmış gerçeklik özellikle montaj olmak üzere tüm üretim süreçlerinde, bakım-onarım ve eğitim faaliyetlerinde yaygın olarak kullanılmakta dır. 
Bu teknoloji sayesinde operasyonel verimlilik anlamında fayda sağlanmakta dır. 

Depolama sistemlerinde nesnelerin interneti (IoT) ve bulut tabanlı analitik çözümler sayesinde, depolarda kullanılan akıllı kameralar ve sensörlerden 
elde edilen veriler anlamlı bilgiler haline getirilmekte ve böylelikle depo alanlarının verimli kullanımı, stok kontrolü ve stok izlenebilirliği de mümkün olmaktadır. 
Yine 5G teknolojisi de hızla adapte olunan bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Anlık veri akışının muazzam hıza ulaştığı bu teknoloji sayesinde cerrahlar binlerce kilometre uzaktaki hastaları ameliyat edebilmektedir. 
Endüstri uygulamalarına baktığımızda da, 5G sayesinde firmalar birbirlerinin altyapılarına gerçek zamanlı (real-time) olarak ulaşabilmekte ve bu sayede birlikte çalışma imkanına sahip olmaktadır. 
Yeni teknolojilerin sadece depo yönetimi uygulamalarında optimizasyon sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda, taşımacılıkta verimliliği arttırırken, 
maliyetleri de azaltması beklenmektedir. 
Blok zinciri (blockchain) örneğinden yola çıkarsak, blok zinciri birden fazla paydaşın, bir ürün veya malın, tedarik zinciri içerisindeki mevcut yeri ve 
hareketlerini izleyebilmesini sağlar. 
Blok zinciri, nesnelerin interneti, radyo frekansları ile tanımlama ve sensör teknolojileri ile birlikte kullanıldığında, ağ katılımcıları, tüm verilere ve iş 
süreçlerine çok daha hızlı ve sorunsuz bir şekilde ulaşabileceklerdir. Bu veriler, tedarik kaynakları, ürünlerin nereden geldiği, güvenilirliği, kalitesi, vb 
bilgilerle beraber, lojistik aşamasında ürün takibi, uygun koşullarda sevk edilip edilmediği gibi bilgileri de içerecektir. Yapay zeka ve nesnelerin interneti destekli bir blok zincirinde şeffaf ve güvenilir bilgi, sadece lojistik alanında değil, tedarik zincirindeki aksamaları da görünür kılacak, böylelikle, aksamaların düzeltilmesi ve önlenmesi noktasında da hızlı aksiyon alınmasını ve yöntemler geliştirilmesini sağlayacaktır. 
Blok zincirinde yer alan ağ katılımcıları, sadece iç paydaşlar olarak tanımlana bileceği gibi, iç ve dış paydaşların birlikte yer aldığı bir ağ kurulumu da düzenlenebilir. İç ve dış paydaşların birlikte yer aldığı bir platform, stratejik işbirliklerinin geliştirilmesini, yatay tedarik zinciri uygulamalarının verimli bir şekilde inşa edilmesini, tedarikçi ilişkileri yönetiminin hızlı ve sağlam temeller üzerine oturmasını tetikleyecek ve sürdürülebilirlik noktasında, tedarik zincirinin temel destekleyicilerinden biri olacaktır. 
Biliyoruz ki tedarik zinciri, karmaşık ve kesişen iş süreçleri göz önüne alındığında, aynı zamanda çoğalarak büyüyen bir veri topluluğunu da ifade etmektedir. Yeni teknoloji uygulamalarının tedarik zinciri için bir fırsat haline gelebilmesi, “Büyük Veri” yönetimi çözümlerinin devreye girmesini zorunlu kılmakta, bunun ilk aşaması olarak da verilerin ayıklanarak “temiz veri”ye ulaşılması gerekmektedir. Ulaşılan temiz veri bulut teknolojisi ile muhafaza edilebilecek ve paylaşılabilecek tir. Elde edilen verilerle beraber, arttırılmış analitikler öngörü yapmayı, bu 
öngörüler çerçevesinde de değişen piyasa koşullarına uyumu, müşteri eğilimleri tahmin etmeyi ve şirketlerin esneklik kabiliyeti kazanmalarını sağlayacaktır. Aynı zamanda yapay zeka ve modelleme uygulamaları ile, oluşabilecek tedarik ve lojistik risklerine karşı önlem alınması sağlanacaktır. Örneğin, yapay zeka uygulamaları ile harcama analizi yapılırken, şirket verileri ile, piyasa verileri birlikte değerlendirilebilecek veya tedarikçi risk yönetiminde, alternatif tedarik kanalları tespitinde optimizasyon sağlanabilecektir. Veya, IBM örneğinde görüleceği gibi, hava durumu verileri sisteme entegre edilip izlenerek, oluşabilecek ani hava değişikliklerinin, tedarik zincirine etkileri modellenecek ve olası tedarik risklerine karşı kriz senaryoları oluşturulacaktır. 
Yine Toyota firmasında yapıldığı gibi, deprem vb doğal afetlere karşı, tedarik zincirinin hazırlıklı olması ve sistemde aksaklık yaşanmaması için, varsayımsal  modelleme uygulamaları kullanılabilecektir. 

Tüm bu bahsettiğimiz ileri teknoloji uygulamalarının tedarik zincirinde kullanımı, iyi bir altyapı ve yüksek bütçeli yatırım gerektirmesinin yanı sıra, tedarik zinciri iş süreçlerinin karmaşıklığı da dijitalleşmeyi zorlaştırıcı etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple, kurumların dijitalleşme ve ileri teknolojiye uyum süreçlerinde, ilk etapta bir yol haritası çıkarmaları, süreç yönetimlerini gözden geçirerek, iş süreçlerinde ara yüzlerin dijitalleştirilmesine öncelik vermeleri onlar için iyi bir başlangıç noktası oluşturacaktır. Örneğin e-imza kullanımı veya 
sözleşme yönetiminin ERP ve Kurumsal Kaynak Planlama Sistemlerine entegre edilerek dijitalleştirilmesi, bir sonraki aşamada, uçtan uca (E2E) teknoloji tabanlı uygulamaların ve sorunsuz veri akışını sağlayan dijital platformların kullanımının yolunu açacaktır. 
Sonuç olarak, savunma sanayi gibi ileri teknoloji barındıran ve sürekli yeni teknolojilere adapte olmayı gerektiren bir sektörün oyuncularının özellikle tedarik zinciri uygulamalarında çağın gereklerine adapte olmalarının sürdürülebilirlik anlamında önemli kazanımlar sağlayacağı öngörülmektedir. Bu konudaki gelişmeleri takip etmek, süreçlerinin etkinliğine ve verimliliğine katkı sağlayabilecek alanlara yatırım yapmak ve bu alanlarda sektördeki paydaşlarıyla işbirliği imkanları oluşturmak savunma sanayii firmalarının öncelikleri arasına girmelidir. 
 
Ebubekir ARSLAN 
Nevin PİRGAİP 
Sanayileşme ve Tedarik Direktörlüğü 

ASELSAN A.Ş. 
KAYNAKÇA: 
www.gartner.com 
http://tr.fujitsu-news.com 
https://cloudblogs.microsoft.com 
http://res.cloudinary.com/zycus-com 
https://azurecomcdn.azureedge.net 

 
***

ABD’nin Karadeniz’de Nüfuz Tesis Etme Girişimi

ABD’nin Karadeniz’de Nüfuz Tesis Etme Girişimi






Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI
Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi
Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi 
Yıl: 5 
Sayı: 17 
Kış 2012 


      Amerika Birleşik Devletleri diğer büyük güçler gibi kendi çıkarları doğrultusunda dönem dönem ekonomik, kültürel ve siyasi yayılma siyaseti 
uyguladığı gibi fiilen askeri birliklerle de müdahalelere yönelebilmektedir. ABD’nin bu harekât tarzına ait örnekler yakın tarihte Güneydoğu Asya’da, Afrika’da, bugün ise Afganistan ve Irak’ta görülebilir.
     Karadeniz (1) havzası, dünyanın diğer çatışma bölgelerine yakın olmasına rağmen nispi bir istikrara sahiptir.
Amerika Birleşik Devletleri ve diğer Batılı güçler çeşitli siyasi gelişmeleri gerekçe göstererek Karadeniz havzasında doğrudan veya dolaylı yoldan müdahil olma girişimlerini sürdürmektedir.
Bu çalışmada, ABD ve diğer batılı güçlerin müdahale sahasına dönüşen Afrika, Afganistan ve Irak gibi kriz bölgelerinden örnek verilerek, ABD’nin Karadeniz bölgesine yönelik politikaları incelenecektir. ABD’nin insan hakları, demokrasi ve benzeri gerekçeler üzerinden Karadeniz bölgesine nüfuz etme ve bölgede sürekli varlık tesis etmeye yönelik izlediği siyaset analiz edilecektir.

Karadeniz havzası bulunduğu coğrafi konum itibariyle çok önemli stratejik, jeopolitik ve jeostratejik öneme sahiptir.

Öncelikle bu coğrafya Rusya, Kafkasya ve Orta Asya’ya yakınlığı nedeniyle enerji, nakil ve ulaşım yolları üzerinde bulunmaktadır. Rusya Federasyonu’nun en önemli ticari ve askeri limanları Karadeniz kıyısında bulunmaktadır. 
Deniz taşımacılığı bakımından Rusya’nın bu limanları ülke ekonomisi bakımından hayati konumda dır. Rusya Batı’nın özellikle Avrupa’nın enerji ihtiyacını karşılarken Karadeniz limanlarını kullanmaktadır.
Ayrıca Orta Asya’nın Batı pazarlarına ulaşmak için kullanabileceği en önemli alternatiflerden biri Karadeniz’dir.
Kafkasya ülkelerinin, özellikle Azerbaycan’ın Batı pazarlarına ulaşmakta en rasyonel alternatifi Karadeniz’dir. Karadeniz’de bulunan mevcut enerji, nakil hatları ve gelecek dönemde yenilerinin yapılması düşüncesi bir gerçeği ortaya koymaktadır.
Bu gerçek, Avrupa’nın enerji ihtiyacını tedarik ve temin için Karadeniz’in vazgeçilmez olduğudur. Soğuk Savaş döneminde Karadeniz havzası Türkiye hariç doğu bloğu ülkelerinin egemenliği altında bulunduğundan genellikle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği hâkimiyeti altındaydı. Rusya’nın yanı sıra o dönem Sovyetler Birliği’nin bir parçası konumunda bulunan Gürcistan ve Varşova Paktı (2) üyeleri olan Romanya ve Bulgaristan Karadeniz ülkesiydi.

Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’nin nüfuz sahasında yer alan Karadeniz’ de, Sovyetler Birliği’nin ve ardından Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra dengeler Batı lehine değişmiş oldu. Gürcistan bağımsızlığını kazandıktan sonra liderlerinin tercihi neticesinde hızlı bir şekilde Rusya’dan uzaklaştı ve Batı eksenine yaklaştı.
Etnik sorunların ortaya çıkmasıyla kısa süre içinde ülkenin bazı bölgelerinde (3) Tiflis’in hâkimiyeti zedelendi. Daha sonra Rusya’nın Güney Osetya meselesini gerekçe göstererek Gürcistan’a savaş açması bağımsızlığına yeni kavuşan bu küçük ülkeyi önemli sorunlarla baş başa bıraktı. Gürcistan’ın Rusya ile sorunları halen devam etmektedir.
    Romanya ve Bulgaristan da Sovyetlerin dağılmasından sonra kısa zaman içinde Batı eksenine müdahil oldu.
İki ülke de çok kısa sürede NATO’ya (2004), gerekli reformları gerçekleştirerek Avrupa Birliği’ne (2007) katıldı. Romanya ve Bulgaristan’ın NATO’ya üye olması ise özellikle ABD’nin Karadeniz üzerinde nüfuz tesis etme hedefiyle açıklanabilir. Bu iki ülkenin hem AB’ye hem de NATO’ya katılması, Gürcistan ve Azerbaycan’ın da başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerle yakın ilişkiler geliştirmesi Karadeniz’deki dengelerin değişmesine neden olmuştur.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Karadeniz havzasında daha önceleri Sovyetler Birliği sınırları içerisinde bulunan yeni devletlerin ortaya çıkması ve bağımsızlıklarını kazanması Batı’nın ilgisini çekmiştir. Özellikle Ukrayna,
Beyaz Rusya ve Moldova bu hususta öne çıkmış görünmektedir.

ABD ve Avrupa devletleri bütün olanaklarını kullanarak bu ülkeler üzerinde nüfuz tesis etmeye yönelik girişimlerde bulunmuştur.
Bu girişimler zaman zaman söz konusu ülkelerin iç işlerine müdahil olmak şeklinde de tezahür etmiştir. Bu nüfuz yöntemi özellikle genel seçimler sırasında, parlamento veya başkanlık seçimleri dönemlerinde büyük fonlarla ve kitle iletişim araçlarının imkânlarıyla gerçekleştirilmiştir.

Nitekim George Soros’un (4) Ukrayna ve Beyaz Rusya’daki seçim dönemleri esnasında ve sonrasında meydana gelen toplumsal hareketliliklerde yönlendirici rol oynadığı bilinmektedir.
Soğuk Savaş sonrası dönemde ABD, Karadeniz havzasında nüfuz tesis etmeye yönelik somut girişimlerde bulunmuştur.
Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova arasında oluşturulan GUAM Demokrasi ve Ekonomik Kalkınma Teşkilatı, Washington’ın teşvikiyle ortaya çıkmıştır. 1997 yılında kurulan teşkilat ile hedeflenen NATO’nun Karadeniz havzasında etkinliğini artırması ve Rusya’nın nüfuzunun sınırlandırılmasıdır. Teşkilatın adı 1999’da Özbekistan katılımıyla GUUAM olarak değiştiyse de, 2005’te Taşkent’in bu oluşumdan ayrılması ile tekrar GUAM olmuştur. GUAM’ın Şangay İşbirliği Teşkilatı’na alternatif olarak kurulduğu da ileri sürülmektedir.
Bu teşkilatın, bünyesindeki ülkeleri Avrupa-Atlantik kurumlarına yaklaştırdığı gözlemlenmektedir.
ABD, Karadeniz’de etki alanı tesis etme hedefiyle, 2001’den beri Akdeniz’de faal olan NATO’nun Aktif Çaba Harekâtı’nı terörle mücadele gerekçesi ile Karadeniz’e genişletmeye çalışmıştır. Türkiye ve Rusya bu girişime birlikte muhalefet etmiş, Türk yetkililer böyle bir adımın Karadeniz’de gereksiz yere gerilim doğurabileceği ne işaret etmiştir. Türkiye, Karadeniz’de terörle mücadeleyi mevcut oluşumların yürütebileceğini beyan etmiştir. Bu oluşumlar 2001’de teşkil edilen Karadeniz İşbirliği Görev Grubu ve 2004’te faaliyete geçen Karadeniz Uyumu Harekâtı’ dır. Diğer taraftan, 2005 yılında ABD, Karadeniz Ekonomik İşbirliği’ne gözlemci statüsüyle katılmak istemiş, Rusya veto etmiştir.
ABD’nin Trabzon’da bir askeri üs talebinde de bulunduğu, Türkiye’nin ise bu talebe sıcak bakmadığı basına yansımıştır.
ABD’nin Karadeniz havzasında etki kurma çabası Bulgaristan ve Romanya’nın 2004’de NATO’ya üye olması ile hız kazanmıştır.
ABD Bulgaristan’la 2006 yılında bir savunma işbirliği antlaşması imzalamıştır. Romanya ile de balistik füzelere karşı konuşlandırılacak bir savunma kalkanı konusunda işbirliği kararlaştırılmıştır. Bu işbirliği doğrultusunda Romanya’ya 2015 yılında kıyı konuşlu radar sistemi ve kara konuşlu füze bataryaları yerleştirilecek tir. ABD hâlihazırda iki ülkede de askeri üs bulundurmaktadır. Bulgaristan ve Romanya’nın ABD ile gelişen ilişkileri, İsrail’in de bu ülkelerle münasebetlerini güçlendirmesi için gerekli zemini hazırlamıştır. İsrailli pilotlar Romanya semalarında eğitim uçuşları yapmaya başlamıştır. İki ülkenin hava kuvvetleri ortak tatbikatlar gerçekleştirmektedir.
İsrail, Bulgaristan ile de 2011 yılında bir askeri işbirliği anlaşması imzalamıştır.
Son dönemde Avrupa Birliği de Karadeniz bölgesindeki siyasi nüfuzunu artırmaya yönelik somut girişimlerde bulunmuştur. 
     AB, 2007’de bölge ülkeleriyle çevre, ulaşım ve enerji alanlarında sektörel işbirliği ve ortak projeler hedefiyle Karadeniz Sinerjisi girişimini başlatmıştır. AB, Komşuluk Politikası’nın bir parçası olarak geliştirdiği Karadeniz Sinerjisi ile birlikte AB-Rusya ilişkilerinde ve AB-Türkiye ilişkilerinde yeni bir strateji geliştirmiş, Karadeniz’deki varlığını artırmayı amaçlamıştır. AB; Ukrayna, Moldova, Beyaz Rusya, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan ile imzaladığı Doğu Ortaklığı stratejisi ile de aynı doğrultuda hareket etmektedir. AB ile gümrüksüz ticaret ve vizesiz seyahatin öngörüldüğü bu strateji ile Birlik, Karadeniz havzası üzerindeki ekonomik ve siyasi nüfuzunu artırmaya çalışmaktadır.

Karadeniz Havzası, enerji kaynaklarına yakınlığının yanı sıra bölgesel kriz merkezlerine de yakın mesafede bulunması bakımından önem arz etmektedir. Etnik gerilimin dinmediği Kafkasya, Karadeniz’in güneydoğu bölgeleriyle iç içedir. Gürcistan’da filli bir parçalanmışlık söz konusudur.

   Kuzey Kafkasya’da Çeçenistan ve Dağıstan sorunlarının ciddiyeti devam etmektedir. Azerbaycan topraklarının başta Karabağ olmak üzere %20’si (5)
Ermenistan işgali altındadır. Bütün bu kriz bölgeleri, Güney ve Kuzey Kafkasya coğrafyasını bir çatışma alanına çevirmiş durumdadır.

Karadeniz güneybatıdan Balkanlar’la iç içedir. Eski Yugoslavya’nın parçalanmasıyla birlikte Balkanlar’da ortaya çıkan uyuşmazlıklar; etnik çatışmalar, iç savaşlar, etnik temizlik ve soykırımı beraberinde getirmiştir. Balkanlar’da nispi bir barış ortamı sağlanmış ise de bölgedeki hiçbir etnik ve dinsel sorun tamamen çözülmemiştir. Ortaya çıkan yeni devletlerin iç siyasi karışıklıkları, birbirleriyle olan sınır anlaşmazlıkları ve diğer sorunları varlığını devam ettirmektedir.
     Karadeniz, Kafkasya ve Balkanlar’ın yanı sıra dünyanın diğer çatışma bölgelerine de yakın mesafede bulunmaktadır.
İsrail’in Filistin meselesindeki uzlaşmaz tutumu ve bölgesel hegemonya hedefi doğrultusundaki Makyavelist politikaları sebebiyle Orta Doğu’nun kalıcı barış ve huzura ermesinin uzak olduğu söylenebilir.
Öte yandan Kuzey Afrika ve Orta Doğu coğrafyasındaki hâkim konumdaki otoriter iktidarları sarsan, Arap Baharı(6) diye adlandırılan toplumsal hareketlilik ve değişim rüzgârı bölgenin istikrarını ve güvenliğini doğrudan etkilemektedir. Diğer taraftan Irak ve Afganistan işgalleri de Karadeniz havzasını yakından ilgilendirmektedir.
    Zira Irak ve Afganistan Karadeniz’e çok yakın mesafededir. Karadeniz’de meydana gelen gelişmeler; Rusya, Bulgaristan, Ukrayna, Romanya, Beyaz Rusya, Moldova, Ermenistan ve Gürcistan’ı etkilediği kadar Türkiye’yi de yakından ilgilendirmektedir.
Türkiye, Karadeniz’e 1685 km’lik kıyı şeridiyle bu havzanın en önemli aktörlerinden biri konumundadır.
Karadeniz’in açık denizlere tek ulaşım yolu olan boğazların da sınırları içinde bulunması Türkiye’nin konumunu daha da güçlendirmektedir. Uzun kıyı şeridi boyunca irili ufaklı yüzlerce yerleşim merkezi ve Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon gibi önemli limanların bulunması bu havzayı Türkiye için ekonomik bakımdan oldukça önemli kılmaktadır. Bu nedenle Karadeniz ve havzasında meydana gelebilecek herhangi bir istikrarsızlık ve sıcak çatışma, doğrudan doğruya Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit edebilir.
Türkiye’nin enerji ihtiyacının büyük kısmı Rusya ve Azerbaycan’dan doğrudan, Hazar’ın doğu kıyısından dolaylı yoldan enerji nakil hatları vasıtasıyla Karadeniz havzası üzerinden karşılanmaktadır.

Karadeniz coğrafyası üzerinden Türkiye’ye nakledilen enerji kaynakları Akdeniz limanlarından, boğazlardan ve batı sınırından dünya ve Avrupa piyasalarına taşınmakta, bu vesileyle ülkeye önemli bir döviz girdisi sağlanmaktadır. Diğer taraftan Karadeniz’de deniz taşımacılığının yaygınlaşması Türkiye limanları üzerinden gerçekleşen ticaret açısından oldukça faydalıdır. Mesela, Trabzon limanı komşu İran devleti için çok önemlidir. İran’ın bütün dünyadan ithal ettiği mal ve ihtiyaçlarının önemli bir kısmı Trabzon limanı üzerinden bu ülkeye sevk edilmektedir. 
   Bu liman İran dış ticareti bakımından en önemli alternatiflerden birisidir. Dolayısıyla Karadeniz; Türkiye için olduğu kadar komşularla yürütülen ticari ve ekonomik ilişkiler açısında da önem teşkil etmektedir.
Özetle, ABD Soğuk Savaş sonrası dönemde Karadeniz’de bir etki alanı meydana getirmeye çalışmıştır. 
Bu çabanın 2000’li yıllarda arttığı, somut girişimlere dönüştüğü gözlemlenmekte dir.
ABD’nin girişimlerine karşın, bölgede Türkiye ve Rusya’nın mevcut dengelerin muhafaza edilmesi doğrultusunda tutum sergilediği fark edilmiştir. Karadeniz’deki mevcut dengenin ABD lehine değişmesi, özellikle Karadeniz’de olduğu gibi Kafkasya ve Orta Doğu’daki hassas süreçleri de olumsuz etkileyebilir.

DİPNOTLAR:

(1.) Karadeniz: 461.000 km2‘lik alanı kapsayan 8350 km’lik kıyı şeridine sahip olan Karadeniz’in doğudan batıya en geniş noktalarının arası 1175
       km, en derin noktası 2210 m’dir.
(2.) Varşova Paktı: Soğuk Savaş döneminde ABD önderliğindeki Batı bloğunun oluşturduğu Kuzey Atlantik Antlaşması’na (NATO) karşı Sovyetler
       Birliği ve güdümündeki ülkeler tarafından iş birliği ve karşılıklı yardımlaşma amacıyla kurulan askeri ve siyasi bir birliktir. 14 Mayıs 1955
       yılında Polonya’nın başkenti Varşova’da kurulan Birliğe, Sovyetler Birliği’nin yanı sıra Arnavutluk, Demokratik Alman Cumhuriyeti, Polonya, Çekoslovakya
       ve Romanya üye olmuştur. Varşova Paktı 1990’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla feshedilmiştir.
(3.) Gürcistan: 69.700 km2 yüzölçüme sahip ülkede nüfus 5 milyon (tahmini 2010) civarındadır. Acaristan, Abhazya ve Güney Osetya bölgeleri
       merkezi hükümetin denetimi dışında bulunmaktadır. Gürcistan, NATO ve AB üyesi olmak için uğraş vermektedir.
(4.) George Soros: 1930 doğumlu Soros, Macar Yahudi bir ailenin mensubu olup, halen ABD vatandaşıdır. Soros, finans spekülatörü olarak
       özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan ülkelerdeki açık ve kapalı faaliyet ve toplumsal hareketleri yönlendirmesiyle
        üne kavuşmuştur.
(5.) Azerbaycan: Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Dağlık Karabağ’ın yanı sıra halen 7 ilçesi Ermenistan işgali altında bulunmaktadır. Bu ilçeler:
       Ağdam, Fuzuli, Cebrail, Zengilan, Laçin, Kelbecer ve Gubatlı’dır.
(6.) Arap Baharı: Bkz:
       http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=1067:arap-baharna-farklbak&catid=77:ortadogu-analizler&Itemid=150

https://www.turansam.org/makale.php?id=3882

***

9 Şubat 2021 Salı

21. Yüzyılda İstihbarat BÖLÜM 2

21. Yüzyılda İstihbarat  BÖLÜM 2






 İstihbaratın Askerileşmesi 

Uluslararası arenada söz konusu olabilecek ve geçmişte de yaşanmış güvenlik riskleri ile baş edebilmenin en ekonomik ve etkin yolu zorlayıcı diplomasi ile 
desteklenen örtülü yöntemler ve gizli savaşlar olacaktır. 21. yüzyılda politikanın gizli ve örtülü yöntemlerle devam ettirilmesi teknolojinin sağladığı yeni 
avantajlar ve yöntemlerle çeşitlenerek devam edecektir. istihbarat fonksiyonları nın uluslararası güç mücadelesi içinde daha yaygın ve etkin kullanımı ile 
örtülü operasyonlar ve düşük yoğunluklu çatışmalar bazen değişime uğrayarak yaygınlaşacaktır. İstihbarat fonksiyonları ile güvenlik ortamını şekillendiren 
güçlerin sağladığı bölgesel etkinlik küresel etkinliğin de kapısını açacak, çokkutuplu ve rekabetin genellikle örtülü yöntemlerle sertleşerek sürdüğü bir 
uluslararası ortam yaşanacaktır. İstihbarat fonksiyonları ve ileri teknoloji konusunda ön plana çıkan ülkeler, ittifaklar sistemi ile dünya liderliğine 
oynayacaklardır. Askeri güç bu tür sorunlarla başa çıkmak için tek başına uygun bir araç olmadığından istihbarat fonksiyonları ile desteklenen diplomasi 
veya müdahale biçimleri daha uygun yöntemlerdir. Bu gelişmeler; ülkelerin dış güvenliklerinin daha etkin ve gelişmiş yapılanmalara, imkânlara ve yöntemlere sahip olmalarını gerektiğini göstermektedir. Günümüzde siyasi-stratejik ve ekonomik istihbarattan çok askeri-stratejik istihbarata odaklanılmaktadır. 

Bu istihbaratın yeni oryantasyonu oldu. İstihbarat sadece sivilleşmedi, son 20 yılda oldukça özelleşti ama bir yandan da yeşilleşti yani askerileşti. 

2000‟lerin istihbarat paradigmasının tarifi 11 Eylül sonrası dönemde yapılmaya başlandı. İstihbarat, belirli bir alanda ve taktik kullanıma uygun olmalıydı. 
11 Eylül 2001 sonrası CIA geleneksel görevi olan ordu ile ortak görevlere başlarken, ajanlar askerlere dönüşüyordu. Askerler ise timler halinde Amerikan 
dış politikasının karanlık boşluklarına dağılıyordu. Yeni Amerikan savaş metodu için askeri-istihbarat kompleksi yaratılmıştı. Birbirinden ayrı ve paralel 
yürüyen pek çok savaşta özel kuvvetler ve istihbaratçılar yan yana çalışmalı idi. Sözleşmeci özel şirketlere gizli casusluk ağları kurulması görevi verildi 
ve bölgedeki diktatörler, güvenilmez yabancı istihbarat servisleri ve vekilli savaş güçleri ile işbirlikleri geliştirildi 14. 

ABD, terörle gizli savaşta en önemli vasıta olarak silahlı insansız hava aracını (Predator) keşfetti ve halen onun yanına bir şey koyamadı. ABD‟deki 
istihbarat servisleri gittikçe askerileşiyor hatta yapıları askeri modele kayıyor; daha merkezi ve yukarıdan aşağı liderlik. Geleneksel espiyonaj yani ajan 
kullanımı ile insan istihbaratı açık kaynak istihbaratında daha az değerli olacak, sosyal medya istihbaratı genişleyecektir 15. 

Siber savaş, drone ve robotlar, özelleşmiş savaş, teknoloji ile güçlendirilmiş kişi ve küçük gruplar savaşın doğasını değiştirecektir. 
Düzensiz savaşlar; fiziksel, entelektüel ve moral olmak üzere üç alanda yapılır. Modern savaş ise çifte bir vizyon krizi yaşıyor. Birincisi entelektüel vizyon 
sorunudur. 
Gerçek bir teknolojik devrimle karşı karşıya olduğunu kabul etmek istemiyor. Diğer sorun alanı ize yeni teknolojilerin yarattığı çözülemeyen problemlerdir; 
komuta-kontrol ve istihbarat krizi. ABD‟nin terörle mücadelesi 5 yıl içinde iki büyük savaştan sonra İŞİD ‟a yönelik hava harekâtına, özel kuvvet 
operasyonlarına ve CIA‟ nın vekilli savaşlarına indirgenmiş durumdadır. Çare “akıllı savunma” ama bu çok para ve çok güçlü ordu anlamına gelmiyor. 
Yeni durumları önceden görmek, adapte olmak yani akıllı istihbarat ile operasyonel zorluluk ları yenecek eğitim ve kabiliyetlere sahip olmaktır. 
Ancak, Soğuk Savaş‟tan kalma yapılara sahip istihbarat servisleri terörle mücadele için yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyuyor. 21. yüzyılın istihbaratı için saldırgan avcı stratejisi gerekli ancak bu sadece teröristleri avlamayı yani öldürmeyi değil, yerel istihbarat ve güvenlik servisleri ile birlikte çalışmayı ve yerel hassasiyetleri dikkate almayı gerektiriyor 16. 

Küresel terörün geldiği aşama yeni, saldırgan ve Ortodoks olmayan taktikler gerektiriyor 17. 
Bir istihbarat teşkilatı olmasına rağmen CIA, ABD‟nin terörle mücadelesinde ana vasıtalarında biri oldu 18. 
Bu amaçla örtülü faaliyet alet kutusu (psikolojik savaş, bilgi savaşı, aldatma, siyasi-ekonomik ve paramiliter örtülü operasyonlar) koordineli bir şekilde 
kullanılmalıdır. Son yıllarda paramiliter programlar içinde eğit-donat, hedefli öldürme programları öne çıktı. 

 İstihbaratın Öncelikli İşi; Terörle Mücadele 

 Uluslararası güvenlik çevrelerinde gene kabul gören anlayışa göre, tehdidin doğası, dolayısıyla istihbaratın hedefi büyük ölçüde, ulus-devletlerden devlet dışı 
aktörlere kaydı. Devlet dışı aktörler, öncelikli hedef oldu. Ulus-devletler coğrafidir yani belirli bir coğrafya içindedir ve adresi bellidir. Onların uzun bir hikâyesi 
vardır ve istihbarat, bu hikâyelerden yola çıkarak kendi liderlerine yön verecek çalışmalar yapar. Hikâye olmadan, yeni bir bilgi sadece boş bir bilgidir. 
Devletlerarası ilişkiler hiyerarşik ve bürokratiktir, tehdide dayalıdır. Devletlerin çıkarları ve hedeflerini anlamak için savunma yeteneklerine bakılır; tanklar, 
füzeler, ordunun büyüklüğü vs. 

Teröristler (bireyler, şebekeler ve örgütler) ise her yönden devletlerden farklıdır. Küçük yapılardır ama bir intihar bombacısı bile büyük sonuçlar doğurabilir. 
Dönüşen, akıcı ve gizli yapıları hakkında istihbarat toplamak zordur. Ne adresleri vardır ne de sadece oradadırlar. Teröristler genellikle bir halkın içinde saklıdır 
ve onlar hakkında bilgi toplarken sivil halkın özgürlüklerine zarar vermemelisiniz dir. Onlarla ilgili çok az hikâye vardır ya da yoktur. 11 Eylül 2001‟den beri 
hala El Kaide‟nin hiyerarşisi, şebekesi, eylemleri, ideolojisinin ne olduğu tartışılıyor. 
Bütün bu gelişmeler istihbarat örgütlerine de etki ediyor ve geleceğe ilişkin çalışmalara önem kazandırıyor. İlk yaşanacak etki bugün bahsettiğimiz 
“istihbarat” ya da “gizli istihbarat” kavramı ile 20 yıl sonra aynı şeyi mi kast edeceğiniz sorusunun cevabıdır. Gizli istihbarat, başkasının sizin bilmenizi 
istemediği ve vermediği bilgiyi elde etmek başarısıdır. Bunun için hala ajanlar eğitiliyor, yabancı ülkelerde irtibat personeli kullanılıyor ve özel haberleşmeler 
elektronik olarak takip ediliyor. Bilgi ve haberleşme teknolojileri şirketleri halen uluslararası çatışmalarda çok önemli roller oynuyorlar. 

Arap hareketlerindeki devrimlerin alt yapısını kurdular 19. 

Örneğin. 
Suriye‟de muhalif gruplar şirketlerden istifade ederek (Google Map Maker) bölgenin haritasını çıkardılar, insan kaynağı temin ettiler (crowd-sourcing program) ve rejim üyelerinin ailelerine kadar tüm bağlantılarını ve yerlerini öğrendiler. Protestolar başladığında yerel olarak muhaliflerin elinde Google editörleri tarafından onaylanmış isim listeleri vardı 20. Protestocular, Google sayesinde sadece elektronik haritaları değiştirmediler, cadde ve sokaklara kendi isimlerini verdiler. Böylece muhtemel bir barış anlaşması için Google sayesinde kendilerine göre bir meşru harita geliştirdiler. 

Suriye hükümeti BM de Google dan şikâyetçi olunca, şirket yetkilileri bu bilgileri yetkili (!) kaynaklardan aldıklarını söylediler 21. Ayaklanmacılar ile teknoloji 
şirketleri işbirliği içinde bu tür oyunları Ortadoğu genelinde, Güney Asya ve Latin Amerika‟da da oynuyorlar. 

 21. yüzyılın tehditleri artık devletlerden çok devlet dışı aktörlerden, teröristler den, ayaklanmacılardan, aşırılık yanlılarından, organize suçlardan, siber 
hacker‟ lar dan, korsanlardan kaynaklanıyor. İletişim ve haberleşme alanındaki teknolojik gelişmeler açlık, kıtlık, insan hakları, göç, hastalıklar gibi tehditleri 
daha görünür hale getirdi. Dış politikada ulusal hükümetlerin ikna edilmesi için gene kendi halkı kullanılacaktır. Bu amaçla, bölgesel güvenlik aracı olarak 
“ikna” yöntemi için yenilikçi yaklaşımlara başvurulabilir. Uzmanlaşmış, yüksek teknolojiye sahip gizli faaliyetler yerel hareketlerin desteklenmesinde rol 
alabilir. Küresel kamuoyu, stratejistlerin dikkate alması gereken gerçekten önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Küresel iletişim “kopyacılığı” mümkün kılmaktadır. Anında ve yoğun küresel haberleşme; ülkelerin, kendi vatandaşlarının (veya diğer ülke vatandaşlarının) neyi duyması, görmesi, okuması, bilmesi ve inanması gerektiğini etkileyecek kabiliyetlerini erozyona uğratmıştır. Teknoloji insanların hayatının kalitesini artırır ve toplum yaşamını dönüştürürken, özel hayatın gizliliği endişe konusu oldu. 
 
İstihbaratın Özelleşmesi 

17. yüzyıldan beri özel şirketler ülke kaynaklarının (İngilizlerin Doğu Hindistan Çay şirketi ya da Amerikalıların Standart Oil‟i gibi) sömürülmesinde kullanılırdı. 
Bugün teknoloji şirketleri ile ülke egemenlikleri ve kendini savunma hakları ellerinden alınıyor. ġüphesiz bu şirketlerin istihbarat servisleri ile iç içe çalıştığını 
düşünüyorsunuz ama bu bile yetersiz çünkü daha da ötesinde birçok devletten ya da devletler grubundan daha etkili bir “istihbarat silahı” olarak kullanılıyorlar. 
Tarihte hiç olmadığı kadar uluslar arası politikada bir güç çarpanı haline geldiler. Soğuk Savaş döneminde çok büyük, çok yavaş ve çok katı bir rakip vardı. 
Bugün ise rakiplerimizden daha hızlı karar alma ve harekete geçme kabiliyetine sahip değiliz. 

Özel ticari şirketler ve akademik ortaklar hükümetlerin daha hızlı hareket etmesine yardım edecektir. Soğuk Savaş döneminde istihbarat gizli bilgi demekti 
ve karşı tarafın sakladığı bu bilgiyi almak istihbarat servislerinin işi oldu. Toplanan bilgiler bir süreçten geçirilir ve gene gizli kanallardan üst makamlara rapor edilirdi. Bugün bu sistem ne yeterli ne de kabul edilebilir. Artık özel sektörü kaynak olarak kullanma dönemindeyiz. Örneğin ticari bir şirketin uzaydan aldığı bir görüntü ile Çin‟de bir hava alanına park etmiş bir askeri uçak resimlenmektedir. Dış kaynağa başvurmak işi başkasına yani özel sektöre yıkmak değildir. Ticari ve akademik dünya ile birlikte stratejik ortaklıklar ve müşterek projeler içinde iyi düşünülmüş süreçlerin kullanılmasıdır. 

Resmi ve özel istihbarat üreticileri ve tüketicileri farklı ürünler için artan şekilde iç içedirler. Haber analizinden kamu diplomasisine, dezenformasyondan 
aldatmaya ortak projeler uygulanmaktadır. 

11 Eylül 2001 sonrası ABD istihbarat toplumunda sessiz bir devrim oldu ve pek çok büyük çaplı iş, dış kaynak kullanımı (outsourcing) ile sözleşmeci özel 
şirketlere verildi. Artık istihbarat servislerinin temel fonksiyonları özel şirketler tarafından yerine getirilmektedir. 2007 yılında ABD hükümeti kabaca 2.8 
trilyon dolar olan federal bütçesinin yaklaşık 1 trilyon dolarını güvenlik işlerine harcadı 22. ABD‟de özel sözleşmeci Şirket çalışanı sayısı 7.5 milyondan 
fazla olup, bu federal işgücünden dört kat daha fazladır. Bütçe açığının 10 trilyon doları geçtiği ABD‟de, sözleşmeci şirketlere yılda yarım trilyon dolar 
verilmektedir 23. Mayıs 2007‟de yayınlanan ODNI‟nin bütçesinin %70‟inin sözleşmelere gittiği görüldü. NSA‟nın işlerini özel şirketler olmadan yapması 
mümkün değildir. Pentagon‟un yeni istihbarat birimi Terörle Mücadele Sahra Hareketi (CIFA24) personelinin %70‟i gene sözleşmeci şirket elemanıdır. DIA‟nın 2007‟deki çalışanlarının %51‟i aynı durumda idi. CIA‟da da durum farklı değildi. CIA iş gücünün %50-60‟ı, özellikle Ulusal Gizli Servis (NCS) ve insan istihbaratı bölümü çalışanları özel şirketlere mensuptur 25. 

Özel şirket çalışanları, CIA içindeki adı ile “Yeşil Porsuklar”, Irak‟ta örtülü operasyonlardan casusları işe alma ve çalıştırmaya kadar pek çok hassas 
hizmet verdiler. CIA adına insan istihbaratı toplayıp analiz ettiler ve istihbarat ürünlerini diğer ülke istihbarat servisleri ve hükümetin diğer daireleri ile 
paylaştılar. Lockheed Martin, Raytheon, Booz Allen Hamilton, SAIC ve diğer şirketlerin istihbaratçı profesyonelleri, ODNI ve diğer istihbarat servislerinin 
analitik bölümlerine entegre oldular. 

   Güvenlik ve istihbarat şirketleri, iç içe her gün pek çok yeniliğe yol açmakta ve siyasi arenada sözü geçen birer aktör haline gelmeye başladılar. 
Lobicilik ya da danışmanlık gibi görüntüler altındaki bu şirketlerin yönetiminde çalışanlar ve elemanlarının çoğu eski istihbarat servisi ya da özel kuvvetler çalışanlarıdır. Hemen her gün istihbarat dünyasından iş dünyasına bir transfer haberi rutin hale geldi. 

İstihbarat servislerinin bütçe detayları gizli olduğu için hangi serviste ne kadar özel şirket elemanı olduğunu net olarak söylemek mümkün değildir. 
Sözleşmeci şirket kullanımı bir seçenek olmaktan giderek zorunluluk hale geldi. Gittikçe yasal ve yasal olmayan güç kullanımı arasındaki çizgi de kayboldu. 
Ulusal güvenlik ya da devlet istihbaratının temel amacı, ulusal çıkarları geliştirmektir. Ancak, özel şirketler gittikçe istihbarat, güvenlik ve savunma 
politikalarında etkili olmaya başlıyor. Özel şirketlerin istihbarat alanına da yoğun şekilde girmesi ile bu çıkarların belirlenmesinde şirketlerin hissedarları da 
söz sahibi olmaya başladı. Devletin özel istihbarat şirketlerine ait personel, bilgi ve uzmanlığı ne kadar kontrol edebildiği tartışılmaya başlandı 26. 

Bu yabancı kaynakların gizlilik dereceli bilgiye nüfuz etmesine imkân sağlayabilir. 
İstihbarat örgütleri ve büyük şirketler arasındaki ilişkiler nedeniyle gözetleme ve izleme işlerinin örtülü operasyonlar içerisindeki rolü çok daha büyümüş 
ve küresel bir hal almıştır. ABD ve Avrupa‟da ortalık iş istihbaratı ile ilgili şirket kaynamaktadır. 

İstihbarat servisleri ve özelde istihbarat şirketleri kendilerine iş dünyasında finans ve yatırım danışmanlığı işlerinden sonra yeni pazarlar bulmak ve görünümlerini kamufle etmek için lobicilik, güvenlik ve kriz yönetimi alanlarına da el attılar. Önemli ölçüde güç kaybeden istihbarat servisleri çare olarak emekli personelinin özel şirketlere gitmesini yasaklamayı düşünüyor. 

 İstihbarat Fonksiyonlarında Yeni Trendler 

 İstihbarat, örtülü operasyonlar, propaganda ve koruyucu güvenlik kabiliyetleri; birer istihbarat fonksiyonu olarak ulusal güvenlik önlemlerinin daha belirgin bir öğesi haline gelmiştir. İstihbarat dün olduğu gibi bugün de bir insan gayreti olarak kalmaktadır. Örgütler ve teknolojiler gelişirken yeni vasıtalar ve yöntemler bulmakta ama eski moda olanlar göz ardı edilemeyecek kadar geçerli olmaya devam etmektedir. Düşük teknolojilerin tek başına yeterli olmayacağı durumlarda vardır ve bu yüzden istihbaratçı her türlü vasıtayı birbirini tamamlayacak şekilde kullanmak zorundadır. Bilgi çağında istihbarat planlama süreci, modern yönetim şekillerinin uygulanmasını zorunlu kılmaktadır. 

Daha esnek, daha uyumlu ve daha sorumluluk sahibi bir planlama süreci oluşturulmalıdır. İstihbarat İçin değişim alanları şu şekilde sıralanabilir 27; 
- Toplama, 
- Değerlendirme, 
- Uyarı, 
- Güvenlik, 
- Dağıtım, 
- Bütçe ve Programlar, 
- Organizasyon, 
- İnsan gücü, 
- Uyum gösterme, 
- Radikal çözümler. 

Toplama kabiliyetleri ile ilgili değerlendirmeler şu şekildedir; 

HUMINT; eskisi kadar önemli çünkü teknoloji her yere giremez. İnsan istihbaratının öncelikli amacı hedefin niyetini öğrenmek. Örtü sağlamak ve 
dokümantasyon gittikçe zor hale geliyor. Espiyonaj gittikçe dijital hale geliyor. 
Ajan tipi değişiyor. 
SIGINT: en önemli güç çarpanlarından biri haline geldi. Özel kriptolama kullanımı kritik bir kabiliyet. 
IMINT; rolü değişiyor, istatistik geliştirmek artık çok önemli değil. Ticari hale gelirken, operasyonel güvenliğe etkileri konusunda dikkatli olunmalıdır. 
OSINT; bütün yararlı bilgiler açık değildir, bütün gizli bilgiler de yararlı değildir. Kaynakların güvenilirliğini araĢtırmak önemli ama zordur. 
ABD istihbaratı teknik istihbarata özellikle GEOINT, SIGINT ve MASINT a yöneliyor, HUMINT gittikçe kayıp tarafta kaldığı için analizciler büyük resmi 
haberleşmeler, gazeteler ya da ölçülen emisyonlardan okumaya çalışıyor 28. 
HUMINT olmadan bu verilerin teyit edilmesi, rakibin niyet ve kabiliyetleri anlaşılması zordur. 
Taktik istihbarat alanında da aynı sıkıntı yaşanıyor. 21. yüzyılın operasyonel istihbarat ihtiyacı insansız hava araçlarına bağımlılığı oldukça artırırken, insan 
istihbaratı da tersi bir trend izliyor. İstihbarat başarısızlıklarının çoğunun arkasında HUMINT eksiği yatıyor. 21. yüzyılda gizli istihbaratın rolü dönüşüm içindedir. 
İstihbarat ve güvenlik konularının politikadaki yeri ve bu konuda kamuoyu bilinci daha arttı. 




Şekil 1: İstihbaratın Yeni Dengesi 
 
Robert David Steele, The Evolving Craft of Intelligence, in Robert Dover, Michael Goodman, and Claudia Hillebrand (eds.). Routledge Companion to 
Intelligence Studies, Routledge, (Oxford, 2013). 

 Analiz ve değerlendirme; rakamlar çok önemli olmaktan çıkıyor, gizli bilginin kullanımı azalıyor. Büyük bilgi yığını içinde neye baktığımız, neyi aradığımız önemli hale geliyor. Devlet-dışı aktörlerle ilgili analiz yapmak farklı yetenek setleri gerektiriyor. “Yeterli olmak” yerine “zamanında bilgi”, bazen de “konuya özel istihbarat” öne çıkıyor. Kültürel istihbarat geliştirilmelidir. 

 İstihbarat kaynaklarının çokluğu, operasyonel ihtiyaçlar için gerçek zamanlı bilgi ihtiyacı istihbaratın entegrasyonunu gerekli kılmaktadır. Toplanan bilgi işlem 
görmedikçe istihbarat değildir ve bundan dolayı potansiyel olarak yararsızdır. 
İstihbarat servisleri, toplama ve analiz konusunda kendi özel yöntemlerini geliştirmek zorundadır. Yeni teknolojiler entegre ederek toplama kaynakları ve 
analiz için uzmanlaşma geliştirilmelidir. Günümüzün karmaşık istihbarat ürünleri için iş ve akademi dünyası ile işbirliği ve ortaklıkların gayri resmi olarak 
sürdürülmesi artık olanaksızdır. 

Bilgiyi nasıl işlediğimiz de değişmelidir. Evrensel olarak pek çok bilgi sıradan insanlar gibi tüm istihbarat servislerine de açıktır ve internet yolu ile ülkelerin iç istikrarı takip edilmektedir. 

Güvenilir özel şirketler varken istihbarat toplama, işlem ve sunma görevlerini sadece resmi makamlara bırakma fikri artık geride kaldı. 

Bu tür işbirliklerinin büyük avantajları görülmektedir. 

Uzun dönemli analiz ve temel araştırmalar azalma sürecindedir. Uygulanan politikaların desteklenmesi için gerekli günlük talepler artık analitik kabiliyetlerin 
ötesine geçmektedir. Uzun vadeli analizler için gerekli kaynaklar ve analitik programlar yetersizdir. Analiz konusuna yatırım artırılmalıdır. Stratejik izleme ve 
terörle mücadele klasik bütçe uygulamaları ve sınır kontrolleri ötesinde ihtiyaçlar doğurmaktadır. Ulusal güvenlik, iç güvenlik, suç ve yolsuzluklar, uzay ve havacılık teknolojisi, gelişmiş malzemeler, biyografik bilgiler, askeri doktrin ve strateji alanında edinilen devasa bilgi yığının analiz edecek yeterli analiz kabiliyeti yoktur. Açık kaynaklar arttıkça kültür, tarih ve dil daha önemli hale gelmektedir. Gerçek zamanlı istihbarat için analizciler yabancı kaynaklardaki bilgileri hızlı bir şekilde arayacak, sınıflandıracak, depolayacak ve yeniden ilave edecek makine tercüme kabiliyetlerine sahip olmalıdır. 

İkinci Dünya Savaşı‟ndan beri hava tahminler bir istihbarat işlevi olarak görüldü. Bugün bu işlev kamu hizmeti olarak görülüyor. Ancak, istihbarat alanındaki 
değişim ihtiyaçları yeni görev bölümleri getirebilir. 
İstihbarat analizi hala entelektüel bir iş ve analizcilerin beyninde oluşmaktadır. 
İstihbaratçılık gittikçe kötümser bir eğilimde gidiyor. Bob Gates bir zamanlar şöyle demişti; CIA analizcisi çiçekleri koklamayı bıraktığında daima etrafına bir cenaze için bakmalıdır. Eğer politika yapıcı iyimser değilse o işini yapamaz. Gerçeklere dayalı, tümevarımlı, mevcut dünyaya kötümser bir bakış ile vizyona dayalı, tümdengelimci, dünyayı hayal ettiği gibi iyimser görmeye çalışan iki anlayıştan biri içindeyizdir. 
İstihbarat politika üretmez ama doğru yapıldığında onun sınırlarını belirler, işte katkısı budur. 
İkaz İstihbaratı; erken uyarı için emareler geliştirilmelidir. Risk yönetimi problemin özüdür. İkaz istihbaratı gittikçe taktik hale geliyor ama bazen tüm uyarılar 
stratejik olabiliyor. 
Güvenlik; güvenlik geçmişte hiç olmadığı kadar önemli hale geldi ve paranoya ile karışmaya başladı. Ekonomik güvenlik, fiziksel güvenliğin önüne geçti. 
İstihbarat Karşı Koyma ve Karşı Espiyonaj dijital hale geliyor. 
Dağıtım; kâğıt ürünler kalkıyor, yerini gayri resmi konuşmalar alıyor. 
Zamanın dalık içerikten önemli hale geliyor. Hem bizim hem de rakibin karar verme sistemine göre davranmak zorundayız. Gizlilik derecesi ile sınıflandırma 
minimal hale geliyor. 
 Bütçe ve programlar; teknolojinin ömrü aylarla sınırlı olmaya başladı. Özel Şirketlere bağımlılık arttıkça hükümetler de iş adamı gibi davranmak zorundadır. 
Organizasyon; “düşündüğümüz şekilde mi organize olmalıyız, organize olduğumuz şekilde mi düşünmeliyiz çelişkisi yaşanıyor. Kendi konumlarını her zaman 
korumaya çalışanlar ve bürokratlar en büyük engel. 

İnsan gücü; eğitim ve profesyonellik öne çıkarken kaliteli personeli tutmak veya işe almak özel teşvikler ve tatmin gerektiriyor. Dil bilen, yerli eleman temini 
ihtiyacı hassasiyet oluşturuyor. 
Uyum gösterme; Stratejik U dönüşleri için gerekli, keskin uçlarda çizgide oynamak zorunlu ama sıkıntılıdır. 
 Radikal çözümler; reform içerden gelmeyecek, sivil memur sistemi kalkmalı. Sürekli kriz ortamında yaşamaya alışkın ama paranoya içinde olmayan bir ortamda çalışmaya dayanıklılık gerekli. İstihbarat, kötü politikayı kurtarmaz, işin köküne gidilmelidir. 
 
Sonuç 

İstihbarat, belirsizliğin azaltılması ile ilgilenir, yani belirsizlik arttıkça istihbarata olan ihtiyaç da artacaktır. Soğuk Savaş sonrasının artan belirsizlik ortamı ve 
karmaşık ilişkileri iddia edildiğinin aksine istihbarata olan ihtiyacı arttırmıştır. 21. yüzyılda istihbarat tarihte hiç olmadığı kadar dünya politikaları için 
önemli hale geldi. 
Körfez Savaşı, 11 Eylül 2001 saldırıları, Afganistan ve Irak Savaşları‟nın ardından yaşanan Renkli Devrimler ve Arap Hareketleri istihbaratın gerek resmi, gerek 
akademik ve gerekse popüler medya içinde güvenlik ve uluslararası ilişkiler bakımından önemini artırdı. Geleceğin kriz ve çatışmaları için artan bir şekilde ilave ve yeni istihbarat kabiliyetleri gerekmektedir. Tehditteki değişim kadar savaş alanındaki değişim de istihbarat toplumunda değişiklikleri zorunlu kılmaktadır. 
Bugünün cevap bekleyen soruları ise şunlardır; terörle mücadelenin istihbarat faaliyetlerinin diğer alanlarını nasıl etkilediği, erken ikazın hala istihbaratın 
öncelikli işi olup olmadığı, savaşın değişen doğasının istihbarata olan etkileri, Ortadoğu başta olmak üzere bölgesel olarak istihbaratın çatışma yönetimine 
katkısı, istihbarat vasıtalarının kriz yönetiminde en etkili nasıl kullanılabileceği, demokrasilerde istihbaratın karşılaştığı sınırlamalar. İstihbarat ve güvenlik 
teşkilatları için istenen bilginin doğası gittikçe hükümetlere ve kuruluşlarına muhalif olan bireyler ve devlet dışı aktörlere doğru kaymaktadır. 

Bu ihtiyaç seyahatlerinden bankacılık işlemlerine kadar SIGINT ya da HUMINT yolu ile bu kişilerin özel bilgilerine nüfuz etmeyi gerektirmektedir. 

Böylece kişilerin özel bilgilerinin korunmasının ahlaki önemi yanında devletin modern teknolojiyi kullanarak gittikçe daha çok insan hakkında bilgi toplaması, özel hesaplarına nüfuz etmesi, bilgi madenciliği yapması “gözetlenen toplum” korkusu artmaktadır. Bugün tüm dünya, uluslararası izleme ve insan avına dur demek için hala durum farkındalığı ve tepkimizi belirleme aşamasındadır. 
 Soğuk Savaş sonrası dikkati çeken bir diğer husus, artık ulus devletlerin dünya uluslararası ilişkilerinde tek aktör olmadıkları ve hatta egemenliklerinin bir kısmını devlet dışı aktörlere gönüllü ya da zorunlu olarak devretmek zorunda kaldıkları dır. 

   İstihbarat servisleri, hem bu örgütlerle hem de bu örgütlere karşı yeni eylem stratejileri geliştirmişlerdir. 

Özellikle istihbaratın toplanması ve örtülü faaliyetlerin yürütülmesi safhalarında bu örgütlerden faydalanılmaktadır. Soğuk Savaş sonrası ticarî Şirketler, hükümet dışı organizasyonlar, devlet dışı örgütler, yardım kuruluşları, gönüllü teşkilatlar ve misyoner okulları gibi enstrümanları da dahil ederek, espiyonaj ağını resmi ajan dışı unsurlarla genişleten istihbarat servislerine karşı farklı metotlarla mücadele edilmelidir. İstihbarat teşkillerinin üç temel dinamiği aynıdır; müşteri kimdir, ne istemektedir, ne zaman istemektedir. İstihbarat kullanıcıları başta ülke liderleri ve danışmanları olmak üzere politika yapıcı daire ve teşkiller ile teknik istihbarat ile ilgili analiz unsurlarıdır. 21. yüzyılın operasyonları için istihbarat profesyonelleri, pratik ama yenilikçi, hızlı ama karara etki edecek kalitede bilgi temin edecek bir sistem geliştirmelidir. 

İstihbarat, bir silah sistemi gibi olmalı; kaynaklar gerektiğinde bir araya getirilmeli, manevra yapmalı, geleneksel ve kinetik sistemlere adapte olabilmelidir. 

Doğru şekilde hareket eden, kolaya kaçmayan, uzun vadeye odaklanan bir istihbarat sistemi ve güç projeksiyonu tasarlamalıyız. Şimdi 21. yüzyıl paradigmasını yakalamak, uyum sağlamak, fırsatları değerlendirmek için yeniden yapılanmalara gitmek ve anlaşılması zor, yeni yöntemler bulmak zamanıdır. 
Geleceği öngörmenin en iyi yolu geleceği kendimizin tasarlaması dır. İstihbarata düşen ise ülkenin önünün açılması, yani geleceğinin hazırlanmasıdır. 
 
DİPNOTLAR:

1 Robert M Clarck, Intelligence Analysis, A Target-Centric Approach, CQ Press, (Washington DC, 2007), 172.
2 Harp Akademileri Komutanlığı, Geçmişte ve 21 nci Yüzyılda Savaşlar, Stratejiler ve Stratejler, ( Yenilevent-İstanbul, 2002), 184.
3 Wilhelm Agrell, The Next 100 Years? Reflections on the Future of Intelligence, in Isabelle Duyvesteyn, Ben de Jong, Joop van Reijn: The Future of Intelligence Challenges in the 21 st Century, Routledge, (New York, 2014), 144-145.
4 John Jacob Nutter, CIA‟nın Karanlık Operasyonları: Örtülü Operasyonlar, Dış Politika ve Demokrasi, Güncel Yayıncılık, Çev.: Ahmet SARAÇOĞLU,  (İstanbul, 2005), 497-498. 
5 Zalmad Khalilzad, Ian O. Lesser, O. Sources of Conflict in the 21st Century: Regional Futures and U.S. Strategy, (Washington D.C., 1998), 21. 
   Public Eye, Scientific American, (August 1996), 18. Charles Lane, The Satelllite Revolution, The New Republic, Vol.215, No.7, (August 12, 1996), 22. 
6 Sait Yılmaz, 2070 Sonrası Dünya; İnsan 2.0, Academia.edu, (22 Nisan 2015). 
7 Alvin ve Heidi Tofler, 21. Yüzyılın Şafağında Savaş ve Savaş Karşıtı Mücadele. Çev.Mehmet Harmancı, Sabah Kitapları, (İstanbul, 1994), 181. 
8 Stephen C. Mercado, Sailing the Sea of OSINT in the Information Age, Studies in Intelligence, Vol.48, No.3, (2004). 
   https://www.cia.gov/library/center-for-the-study-of-intelligence/csi-publications/csi-studies/studies/vol48no3/article05.html 
9 James R. Clapper, How 9/11 Transformed The U.S. Intelligence Community, Wall Street Journal, (7 September, 2011). 
10 Toffler, a.g.e., (1994), 153. 
11 Gregory F. Treverton, The Future of Intelligence Changing Threats, Evolving Methods, in Isabelle Duyvesteyn, Ben de Jong, Joop van Reijn: 
     The Future of Intelligence Challenges in the 21 st Century, Routledge, (New York, 2014), 25. 
12 Deborah G. Barger, Toward A Revolution in Intelligence Affairs, Rand Corporation, (Arlington/VA, 2005), 3-4. 
13 Barger, a.g.e., ( 2005), 108-109. 
14 Mark Mazetti, The Way Of The Knife, The CIA, A Secret Army, And A War At The Ends of The Earth, Penguin Books, (New York, 2013), 4-5. 
15 Jane Harman, Disrupting the Intelligence Community, Foreign Affairs, March-April 2015, 
      https://www.foreignaffairs.com/articles/united-states/2015-03-01/disrupting-intelligence-community 
16 Cogan Charles, Hunters not Gatherers: Intelligence in the 21st Century, Intelligence and National Security 18, No. 2 (Summer 2004), 316. 
17 William Akin, The Secret War, Los Angeles Times, (27 October 2002). 
18 Commission on the 9-11 Terror Attacks, Intelligence Policy, Staff Statement No.7, (Washington DC, 2004). 
http://govinfo.library.unt.edu/911/staff_statements/staff_statement_7.pdf 
19 Sims, ibid, (2014), 58. 
20 Column Lynch, Syrian Opposition Seeks to Wipe the Assad Name Off the Map -via Google, Washington Post, (14 February 2012). 
21 Lynch, ibid, (14 February 2012). 
22 Christopher Hellman, U.S. Security Spending: How Much Do We Really Spend?, Center For Arms Control and Non-Proliferation, (Oct. 1, 2007), 
http://www.armscontrolcenter.org/policy/securityspending/articles/how_much_do_we_spend/. 
23 Shane Scott, Ron Nixon, In Washington, Contractors Take on Biggest Role Ever, New York Times, (Feb. 4, 2007). 
24 CFA: Counterintelligence Field Activity. 
25 Raelynn J. Hillhouse, Outsourcing Intelligence, The Nation, (July 24, 2007). 
26 Janine R. Wedel, Is the intelligence Community Out of Control? Washington Post, (July 25, 2010). 
27 Douglas H. Dearth, Intelligence in the 21 st Century Re-focuing INtelligence to Shape Strategic Environment, Joint Military Intelligence Center,  (March 1, 2016). 
  http://www.oss.net/dynamaster/file_archive/040319/cb248eb2338cc18756bdf71de8db26a0/OSS1999-P2-30.pdf 
28 Gabriel Margolis, The Lack of HUMINT: A Recurring Intelligence Problem, Global Security Studies, Volume 4, Issue 2, Spring 2013, p.4-7. 

***

21. Yüzyılda İstihbarat BÖLÜM 1

21. Yüzyılda İstihbarat  BÖLÜM 1




Prof.Dr.Sait Yılmaz 
 
21. Yüzyılda İstihbaratın Değişen Paradigmaları 
 
Tarihçilere göre 20. yüzyıl “istihbarat yüzyılı” idi. Birçok devlet istihbarat için resmi kurumlar teşkil ettiler ve birbirilerine karşı casusluk yaptılar. Yüzyılın sonunda,
 Batılı ülkeler istihbarat teşkilatlarını yeniden düzenleyerek, kamu denetimine açtılar, diğer ülkelere irtibat personeli gönderdiler. 20. yüzyıl teknolojisi bize istihbarat vasıtası olarak telsiz, radar, katı halli elektronikler, uydular, bilgisayar ve internet kazandırdı. Son yıllarda buna açık kaynak istihbaratı için yeni arama motorları ve semantik web eklendi. Uluslararası istihbarat yöntem ve vasıtaları sürekli gelişmektedir. Önümüzde biyo-bilimsel devrimler var ve insan benzeri makinelerin harekât ortamında yer alması ve istihbaratçının yerine bilgiyi füzyon etmesi bekleniyor. Gerçek istihbarat, gelecek hakkındadır ve ilerideki bir zamanda ne olacağı ile ilgilidir 1. 

Geleceğin istihbaratında sadece kurumlar ve yöntemler değil, özel ve bürokratik karakterdeki konseptler de değiĢecektir. İstihbaratın çok daha kullanılması ve entegre edilmesi ile istihbarat yayılması yaşanacak ama aynı zamanda artan ölçüde farklı, caydırıcı ve tanımlanması zor hale gelecektir. 

İstihbarat hem yaygınlaşacak hem de dönüşüme uğrayacak, yapılanların istihbarat çalışması olduğunu söylemek zorlaşacaktır. Geleceğin daha belirsiz ve karmaşık güvenlik ortamı içinde bir istihbarat teorisi geliştirmek daha zor olacaktır. 

Artan bilgi akışı, istihbarat örgütlerini aşırı yükleme nedeniyle bunaltmaya başlamıştır2. Bilgi teknolojisinin böyle durumlarda karar verme sürecini 
basitleştirmeyeceği, gerçekte daha da karışık hale getireceği oldukça açıktır. 
Dünyanın gittikçe belirsiz bir güç mücadelesine girmesi ve düşük yoğunluklu çatışmaların değişik boyutları eylemlerde ve çatışmalarda ileri teknolojiye sahip 
silahların kullanılmasını teşvik edecek ve kitlesel ölümler yaşanabilecektir. İletişim teknolojisindeki gelişmeler; ekonomik avantajların yer değiştirmesi, insanların artan dolaşımı ve terörist ağların genişlemesi; toplumsal kırılmaların kolaylaşması, iletişim teknolojilerine bağımlı ülkelerin artan hassasiyeti, daha zor ve çok hedef, hedefe nüfus etmeye daha çok ihtiyaç, daha gelişmiş savaş sistemleri ve anında geri besleme ihtiyacı gibi sonuçlar doğuracaktır. 

İstihbaratın geleceği ile ilgili şu genel beklentileri yapabiliriz 3; 
 
- Ulusal istihbarat paradigması zamanla geçersiz hale gelecek, değişikliklere uyum sağlamak için reform yapmak yeterli olmayacak, yeni istihbarat kurumları ve sistemleri gerekecektir. 
- İstihbarat çalışmalarında yeni uzmanlık ve anlama alanları ortaya çıkacak. 
- Bugün kullanılan bazı önemli kaynaklar ve yöntemler önemini kaybedecektir. 
- İstihbarat üretimi ve temininde yeni aktörler ortaya çıkacaktır. 
- Rekabetçi anlama ortamının doğması ile entelektüel tekel olmayacaktır. 
- Bilginin kırılgan dünyası güvenirliğe verilen önemi artıracaktır. 
 İletişim ve ulaşım teknolojisinin ve yöntemlerinin yaşamı daha da etkisi altına alacağı 21. yüzyılda, propaganda ve psikolojik savaş en önemli güvenlik-tehdit 
yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Hâkim güçler, kendi çıkarlarına tehdit olan unsurları belirleyip, bu temelde ürettikleri güvenlik ve tehdit tezlerini diğer aktörlere benimsetebildikleri ölçüde hegemonyalarını kurup sürdüreceklerdir. Ekonomik, siyasal, askeri gücün etkisini artıran güç çarpanı propaganda 
ve psikolojik savaştır. 

Propaganda ve psikolojik savaş yolu ile hedef ülkeler, toplumlar ya da gruplar kendilerine yöneltilen tehdit tezlerine sanki kendilerinin güvenliklerini, çıkarlarını 
sağlıyormuş çasına sahip çıkmakta ve bu tür politikalara “rıza” gösterebilmekte dirler. Ya da hâkim güçlerin ulusal politikaları erozyona uğratma girişimleri ve örtülü operasyonlarına karşı duran güçler, yine ulusal düzeyde psikolojik savaşın 
çeşitli yollarla kullanılmasıyla yıpratılmaya çalışılmaktadır. Aç gözlülük, paranoya, fanatizm ve rekabet sonucu ortaya çıkan düzensizlikler ulus-devlet yapılarını istismara açık hale getirmektedir. Saldırgan istihbarat fonksiyonları medya ve haber kaynakları yanında iletişim ve ulaşım vasıtalarını da hedef almaktadır. Örtülü teşkillerin varlığı demokrasiye zarar verir ve kanunların değil, kişilerin yönettiği bir devlet oluşmasına neden olur. 

Soğuk Savaş sonrası yoğunluğunu yitirmiş gibi görünen örtülü faaliyetler de küresel güç mücadelesi veren devletlerin istihbarat servisleri için önemli 
bir argüman olarak etkinliğini arttırmaktadır. Örtülü faaliyetler, Soğuk Savaş sonrası belirli devletlere karsı, “demokrasi” ve “devlet inşası” gibi özel 
operasyonlarda kullanılmak üzere yeni yöntemlerle icra edilmektedir. Örtülü operasyonların gelecekte de dış politikanın temelini oluşturmasının dört temel sebebi vardır 4. 

(1) Hala güvenlik ortamında pek çok düşman, tehdit ve çözülmeyi bekleyen sorun bulunmaktadır. 
(2) Kurulan örtülü bürokrasiler kendilerine yeni roller bularak var olmaya devam edecektir. 
(3) Örtülü operasyonlar geçmişteki nedenlerden dolayı yönetimlere çekici bir seçenek oluşturmaya devam edecektir. 
(4) Soğuk Savaş sonrası güvenlik ortamı örtülü operasyonlar için yeni olanaklar ve hedefler sunmaktadır. 11 Eylül 2001 sonrasında örtülü faaliyetler 
özellikle terörizmle mücadele alanında odaklandı. 

 Ekonomik istihbarat alanında en önemli görev istihbarat servislerine düşmektedir. İstihbarat çarkının ekonomik istihbarat için de uygulanması, özel sektörle işbirliği ve karşı istihbarat faaliyetleri ekonomik istihbarat alanında istihbarat servislerinin görevlerindendir. Ekonomik istihbarat alanında bir devletin alması gereken en önemli tedbir; bir ekonomik istihbarat sistemi teşkil etmektir. Daha sonra kendisine yönelen ekonomik istihbarat faaliyetlerine karşı saldırgan bir ekonomik istihbarat politikası belirlemelidir. Bunu sağlamak için, ekonomik ve endüstriyel istihbarat faaliyetlerinde bulunan devletlere karşı özellikle ekonomik ve ticari yaptırımların uygulanması ve uluslararası alanda ikili ve çoklu antlaşmalarla ekonomik casusluğun karşılıklı olarak yürütülmemesine dair taahhüt altına girilmesi gibi girişimlerde bulunabilir. 

 Teknoloji ve İstihbarat 

1920‟lerden itibaren hava araçlarında yaşanan teknolojik gelişmeler nedeni ile Soğuk Savaş boyunca ve hatta 11 Eylül 2001‟e kadar güvenlik uzmanlarının genel anlayışı „havaya hâkim olmak‟ üzerine olmuştu. Bilgi devrimi ile yaşananlar bu anlayışı tekâmül ettirdi çünkü artan bir şekilde “bilgi ve istihbarat” konuşuyoruz. 21. yüzyılın savaşları politika ve güç, ticaret ve endüstri, sanat ve kültür, bilim ve teknoloji gibi alanlarda internet üzerinden bilgi için yapılacaktır. Dünyada yeni çatışmalar artık Doğu-Batı veya Kuzey-Güney etkisinde kalmayacak, hızlı ve yavaş ülkeler arasında olacaktır. Savaşlarda insanın yerini robotlar alacak, siber savaşlar ile ülkelerin güç kaynakları kesilecek, savaşın boyutları ve sınırları sonsuz hale gelecektir. 

Başta uydu sistemleri olmak üzere teknolojinin kullanımı, özel olarak ise ekonomik istihbarat çok daha önemli hale gelmiştir. Rakiplerimiz karşısında üstünlüğü belirleyen artık yeni teknolojiler ile istihbaratı toplamak, geliştirmek, analiz etmek ve dağıtmak konusundaki yeteneklerimiz oluşturacak. Rakiplerimize üstünlük sağlamak için birleşik ve adrese özel bir istihbarat sistemi geliştirmeliyiz. Savunma stratejileri için gerekli olan; uzaktan kontrol sistemleri, uzun menzilli isabetli vuruş kabiliyetleri, manevra ve sefer kuvvetlerindeki değişimin istihbarat kabiliyetlerindeki yenilikler ile tamamlanmasıdır. 
Bilim ve teknolojinin sağladığı istihbarat üstünlüğü daha kısa karar süreçlerini ve istihbarat ile operasyon arasında daha sıkı işbirliğini ve reaksiyon  zamanlamaları na odaklanmayı gerektirmektedir. 
21. yüzyıl, teknolojinin getirdiği imkânlar vasıtası ile gözetleme, izleme ve dinleme çağı olacaktır. Potansiyel olarak rakip olan ülke ve kurumlar, bilgiye bağımlı 
kalmadan kendilerine uyan teknolojileri üretme yarışına gireceklerdir. Teknoloji istihbarat toplama vasıtalarının etkinliğini artıracak, özellikle uzaya dayalı, 
elektronik görüntü ve dinleme istihbarat vasıtaları alanındaki teknolojik üstünlük güvenlik alanında önemli bir kuvvet çarpanı haline gelecektir. 

Uzaya yayılan her sinyal birileri tarafından dinlenilebilmektedir. Uzaya dayalı kabiliyetlerde önemli gelişmeler olacak ve yüksek çözünürlüklü görüntü temini 
daha düşük maliyetlerle sağlanacaktır 5. 

Teknolojik gelişmeler neticesinde gizlilik kavramı boyut değiştirmiş ve gizli bilgilere nüfuz etme kolaylaşmıştır. Hızlı reaksiyon gösterebilmek için daha 
esnek istihbarat kabiliyetlerine ihtiyaç duyulacaktır. Teknolojideki gelişmeler öncelikle hedef tespit imkânlarının gelişimi ile örtülü operasyonların etkinliğine önemli bir katkı sağlayacak; cezalandırma, suikast, sabotaj, arama-kurtarma gibi operasyonlara teknolojinin sağladığı imkânlar ile daha sık başvurulacaktır. GPS veya bunun devamı olan uydu yönlendirme aletleri ve uydu iletişimi birçok ülke tarafından kullanılmaya başlanacaktır. 
Öte yandan, medya ve internet gibi küresel iletişim vasıtalarının yaygınlaşması, bu alanda yapılan yeni çalışmalar; psikolojik harekat için yeni vasıta ve yöntemlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. 
Teknoloji, sadece güç katan bir araçtır ve ne kadar ilerlerse ilerlesin insan, gelecekteki hayatın en önemli unsuru olmaya devam edecektir. İleri teknolojik 
istihbarat kullanımlarının, araçları da sonuçları da yöntemleri de hala çok açık değildir. Çoğu kez kullanılan yöntem ve araçlardan ziyade, ortaya çıkan 
olaylar eliyle yaratılan sansasyonlar arka odalardaki çalışmaları gizlemektedir. Elektronik ortamda her şey dinlenir veya okunur, bunlar manyetik bantlara 
kaydedilir ve buradan da tercüme, analiz ve kıymetlendirme için ilgili merkeze gönderilir. Bu işlemden sonra tekrar ama farklı disklere depolanır, özetleri 
ve indeksleri çıkarılarak karar merciine ulaştırılır. Bu da bilgisayar ve iletişim teknolojisi demektir. 
Bu bilgisayar sistemlerinin içeriği, güçleri, uyumlulukları, esneklikleri ve dahası uydular gibi iletişim ağı bağlantıları teknik istihbaratın bir parçasıdır. Diğer teknolojik (biyoteknoloji, biyometri, mikroelektronik, nanoteknoloji ve materyal teknolojisi) gelişmelerin ise; DNA, kan ve genetik analizlerinde gelişme, toplum sağlığına zarar veren maddeleri tespit edecek yeni sensörler bulunması, espiyonaj ve siber suçlarda artış, nanoteknoloji ile ürün dizaynında değişim gibi güvenlik kapsamlı sonuçlar yaratabileceği değerlendirilmektedir. Askeri teknolojideki gelişmelerin ise özellikle sensör ağı ile vuruş kabiliyetinin artması, istihbarat ve harekât arasında daha yakın ilişki gibi gelişmeler sağlaması beklenmektedir. Uzun vadede istihbarat anlayışını değiştirecek önemli teknolojik beklentiler şunlardır 6; 

- 2030‟da 90 milyar alet internete bağlı olacak, her şey birbirine irtibatlanacak, internetten çıkmak suç olacaktır. Bugünkü ikinci nesil polislerin yerini elektronik 
olarak her ortamı izleyen ve kayıt altına alan, robotlar vasıtası ile suç mahalline müdahale eden polis sistemi alacaktır. 
- 2040‟lardan itibaren beyine yerleştirilen çipler ile suçlular izlenecek, insanlar sadece işlediği değil işleyeceği suçlar için de tutuklanacaktır. 
- 2050‟den itibaren DNA bilgi bankaları ile insanın evrimi kontrol altına alınacak, biyokrimonoloji çalışmaları ile insanları suç işlemeye iten nedenlere önlem 
getirilecektir. 
- Nükleer devletler ve nükleer malzemelerin terörist maksatlar ile kullanımı gittikçe artacak, 2060‟da dünyadaki devletlerin %25‟inin açık ya da gizli nükleer 
programları olacak, 2080‟de nükleer silahların yerini daha örtülü kitle imha silahları alacaktır. 
- Bütün insanlığı tehdit eden en önemli olgulardan biri iklim değişikliği ve beraberinde getirdiği küresel ısınma, ozon delinmesi, çölleşme ve ormanların yok 
olması, büyük göçler, içilebilir su kaynaklarının azalması gibi çevre sorunları olacaktır. 
 
   Siber & Açık İstihbarat 

Önceki yüzyıllardaki toprak, demir, petrolün yerine, 21. yüzyılın stratejik kaynağı satabileceğimiz, saklayabileceğimiz ve hala elimizde tutabileceğimiz “bilgi” 
olacaktır. Bilgi; zenginlik ve güç, başkalarının hayatlarını kontrol, sürpriz saldırgan yöntemler için kullanılacaktır. Bilgisayarlar, bilgi ağları ve uydular artan 
bir şekilde, endüstri üretimini ve modern silah teknolojisini belirleyecektir7. 
Siber yollardan ekonomik casusluk istihbaratta öncelik kazanacaktır. 
NSA‟nın açık olarak sadece tüm Amerikalıların değil, tüm dünyanın dijital yaşamlarına direkt erişimi olduğu açıktır. İstihbaratçıların işini sokaklardan 
masa başlarına taşıyan daha çok bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler olmuştur. Dönem artık bilgisayarlarla casusluk dönemidir. 

Apple, Google, Facebook, Twitter, MSN şirketleri ABD‟dedir ve uzun zamandır ABD istihbaratı ile işbirliği yapmakta, sizin hakkınızda hiçbir yasal temeli 
olmadan özel bilgilerinize ulaşım sağlamaktadırlar. Bunu da terör ya da çocuk pornosu ile mücadele gibi insani gözüken nedenler kisvesi altında yapmaktalar. 
Dijitalleşmenin güvenliğe iki önemli etkisi; mesafelerin yok olması ve özel bilgilerin ortadan kalkması, elektronik ortamda her türlü bilginin edinilebilmesi 
ya da çalınabilmesidir. Bugün terörle mücadele yasası maskesi altında banka işlemlerimiz, alışverişlerimiz, internette gezdiğimiz sayfalar, sohbetlerimiz, 
sağlık durumumuz, seyahatlerimiz, telefon konuşlarımız kaydediliyor, izleniyor. Yeni casus yazılımları ile telefonunuz uzaktan kontrol ile açılabilmekte, 
kapalı olsa bile bilgisayarınızın kamerası ve mikrofonu ile haberiniz olmadan konuşmalarınız kaydedilmekte, resimleriniz ya da videonuz çekilmektedir. 
OnStar sistemi dâhilinde arabanıza yerleştirilen mikrofonlar ile konuşmalarınız takip edilmektedir. 

Yazılım programları ile klavyenizdeki vuruşlar takip edilerek şifreleriniz ve diğer özel bilgileriniz kaydedilmektedir. İnternetteki hareketleriniz, kullandığınız 
telefonlar uzun zamandır izleniyor olabilir ya da en azından istendiği zaman konuşma arşivinize girilebilir. PRISM programı sürekli genişliyor, Hotmail 
veya Google gibi servislerdeki hesaplarınız kontrol altındadır. Eğer Apple, Google veya Microsoft üzerinden izleniyorsanız, takip edilmekten kaçınmanın 
en iyi yolu akıllı telefonlardan kurtulmaktır. Yakın gelecekte kara kutuların arabalara da konulması zorunlu olacak, halka açık yerlerde detektör kullanılacak, 
milyarlarca kamera her açıdan sizleri izleyecek, dünya genelinde DNA örnekleriniz tutulacak, özel hayat bitecektir. Önce, bilgisayarlarda klavye, maus kalkacak, doğrudan beyin-makine etkileşimi sağlanacak, bu gelişme beyin kontrolünde de kullanılacaktır. Her şeyiniz internette kayıt altında olacak, çorabınızın bile IP no.su olduğundan dolapta hangi renkte kaç çorap kaldığını izleyebileceksiniz, herkes de sizin tam kimliğinizi, yerinizi ve statünüzü gerçek zamanlı olarak takip edebilecektir. Güvenlik olmadan özgürlük tehlikelere açıktır ama özgürlük olmadan güvenlik ise baskı rejimidir. Snowden ifşaatları ortaya çıkınca, ABD istihbaratının en büyük üzüntüsü insanları yasal olmayan izleme yöntemlerinin ortaya çıkması değil, bu yöntemlerin öğrenilmesi nedeni ile hedef kişilerin davranışlarını değiştirmesi olmuştu. Yakın bir gelecekte arkamızda dijital bir iz bırakmadan çalışmamız, seyahat etmemiz, haberleşmemiz mümkün olmayacaktır. 

Açık kaynak istihbaratının önemi önümüzdeki yıllarda artarak devam edecektir. Örneğin „amazon.com‟ da bir tık ile ulaşamayacağınız akademik kaynak 
kalmadı 8. İstihbarat servislerindeki sürekli bilgi akışı, toplanan verilerin tamamının analiz edilememesi bir tür „analiz felci‟ne yol açmıştır. 

Yeni dönemin istihbarat faaliyeti; elektrik süpürgesi gibi hiçbir ayırım yapmadan her şeyi toplamak yerine, isteğe göre bilgi toplamak ya da analizleri 
seçerek yapmak olmalıdır. Bununla beraber açık istihbaratın „ çok gizli ‟ dünyasına pek fazla katkısı yoktur. Özellikle internet yolu ile sağlanan açık 
kaynak bilgileri giderek daha yoğun hale gelirken istihbarat toplayıcıları aşırı yükten ziyade işe yarar bilginin azlığından şikâyet edeceklerdir 9. 
Bilgi teknolojilerinin gelişmesi açık istihbaratın önünü açmaktadır. Bir süre sonra parası olan özel kişiler veya şirketler, devletlerin kullandığı bazı teknik 
istihbarat süreçlerini kullanmaya başlayacaklardır. Hatta bazı şirketler uydu istihbaratının sağladığı görüntülerden faydalanmaya başlamışlardır. 
Bu süreç istihbarat toplama ve analiz için merkezi olmayan, yatay yapılanmaları da beraberinde getirmiştir ve eğilim bu yönde artacaktır. 

 İstihbarat Servisleri 

    İstihbarat artık sadece istihbarat teşkilatlarının oyun alanı olmaktan çıkmakta, çeşitli özel, kamu, kolektif ve ticari ajanlar artan ölçüde alana dahil olmaktadır. 
İstihbarat teşkilatları bilgi toplama servisi olmaktan „anlama doğrulama (teyit)‟ ve anlama (knowledge) yönetimi örgütlerine dönüşebilir. 
Yeni dönemde istihbarat servisleri sadece bilgi toplayan ve analiz eden statik konumundan çıkarak, sorunlu ülkelerde demokrasi ve hukuk kurallarının tesisi 
ve geliştirilmesi konularında aktif roller alan dinamik bir yapıya kavuşacaktır. 
Eski istihbarat organizasyonları; çok büyük boyutlu, merkezi ve çok gizlilik 
yanlısıydılar. Bu tür organizasyonların, ekonomide olduğu gibi istihbaratta da modaları geçmiştir. Tıpkı büyük şirketler gibi istihbarat dünyasının kurumları 
da temel görev ve fonksiyonlarını sorgulamak zorunda kalmışlardır. Güvenlik pazarı harekete geçip genişledikçe yeni ortaya çıkan sorunları çözümlemek 
için yeni ürünler gerekecektir 10. 
21. yüzyılın operasyonları için istihbarat profesyonelleri, pratik ama yenilikçi, hızlı ama karara etki edecek kalitede bilgi temin edecek bir sistem geliştirmelidir. 
Yenilikçilik ve yaratıcılığın öne çıkacağı bu yapılar, yeni durumlara süratle adapte olacak, kısa sürdüğü oluşturduğu timlerle teşkilat içi ve dışı tüm tecrübe 
ve yeteneği kullanacaktır. Bu, 20. yüzyılın sonunda barış zamanında bir hükümetin uzun zamanda başardığı bir işi, yeni yapının savaĢta çok kısa sürede 
başarması anlamına gelmektedir 11. İstihbarat, bir silah sistemi gibi olmalı; kaynaklar gerektiğinde bir araya getirilmeli, manevra yapmalı, geleneksel 
ve kinetik sistemlere adapte olabilmelidir. Bu yüzden yenilikçi ve cesur düşünme gereklidir. Bütün bunlar yapılırken karmaşık ve belirsiz operasyon alanında 
bilgiyi ayırt etmek, korumak ve kontrol etmenin önemi de unutulmamalıdır. İstihbaratçıların yapması gereken bir kez daha yeni güvenlik ortamının şartlarına ve ihtiyaçlarına adapte olmak, yeni durumun gerektirdiği düşünsel ve yapısal değişimleri gerçekleştirmektir. Yani modası geçmiş ile adapte olunması gereken arasında mantıklı tercihler yapmaktır. Bu yapılmadığı takdirde önce ortamın kontrolünü kaybedersiniz nihayetinde onlar sizi kontrol etmeye başlar. 

Sınırsız sayıda rakibin olduğu, çalkantılı ortamın karmaşıklığı istihbarat örgütünün de karmaşık bir yapıda olmasına neden olacaktır. Yeni güvenlik ortamında 
istihbarat örgütleri daha akıcı ve yatay olmak zorundadır. Yeni görevler ve karmaşıklığın getirdiği iş yükü bürokratik engellerin azaltılmadığı takdirde işleri 
daha da çıkmaza sokacaktır. Yapılan işlerin stratejik önemi bazen mikro yönetim isteyen işlerin en tepeden gerçek zamanlı takibini gerektirebilir. 

Bu örneğin terör örgütü liderine yapılan baskının veya insansız hava aracı ile bir hedefin vurulmasının etkilerinin görülmesi için Ulusal Durum Merkezi‟nde 
en üst düzey devlet liderlerinin durumu takibi şeklinde olabilir. 
İstihbarat örgütleri sürekli bir değişim ve arayış içinde bir yandan yeni teknolojilere adapte olurken, diğer yandan yeni yüzler edinmektedirler. İstihbarat 
servisleri „kimleri izlemekle yükümlüyüz‟ sorusunun cevabını aramaktadır. Dolayısıyla, Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan çeşitli jeopolitik teoriler bu gözlükle 
bakıldığında istihbarat açısından anlam kazanacaktır. Yeni istihbarat görevleri ülke güvenliğinden, ekonomi, uzay, siber-uzay, medya operasyonları ve yurt 
dışında diplomasinin örtülü faaliyetler ile desteklenmesine kadar geniş bir yelpazede değişmektedir. İstihbarat kabiliyetleri, fonksiyonları, politikaları ve 
teşkilatları değişen güvenlik ortamının gereklerine uyum sağlamalıdır. İstihbarat servislerinin her şeyden önce kültürel bir değişime, yeni durumlara kendini 
adapte edebilecek şekilde yeniden organize olmalarına gerek vardır. Bu değişim, sistemi sorgulayacak, statüko yerine alternatif gelecekler bulacak bir kadro 
ihtiyacı ortaya çıkarmıştır 12. 

Öncelik yelpazesinin genişliği istihbarat servisleri içinde uzmanlaşmayı ve dışarıdan tedarik usullerini de beraberinde getirmiştir. Güç, gittikçe devlet dışı 
aktörlere (NGOs, terör örgütleri vb.) kaymaktadır. 

İstihbarat servislerinin teşkilat yapılarının gözden geçirilmesi gereklidir. Pek çok ülke kendi içinde güçlü gelenekleri, kadroları ve sadakatleri olan farklı istihbarat 
örgütlerine sahiptir. Bunlar kendi dünyalarından kendi çözümlerini geliştirdiler. Bunu yaparken bazen bürokrasi ve siyasi nedenlerle uyarmak istediklerinden 
daha kötü sonuçlar doğurdular. Bugün ise örgütler arası uyum için yatay bilgi kullanıcıları dönemindeyiz. 

11 Eylül sonrası gelişmeler istihbaratın dört fonksiyonunu ön plana çıkardı 13; dış istihbarat, örtülü faaliyet, karşı istihbarat ve iç istihbarat. 

İç ve dış tehditler arasındaki ayırım gittikçe yok olmaktadır. Teoriye Soğuk Savaş sonrası istihbarat servislerinin raporlarında en sık kullanacakları kelime belki de “karşı” terimi olacaktır. Karşı istihbarat, kontr terörizm, karşı narkotik ve karşı silahlanma, modern servislerin kendi devletlerine yönelik saldırıları engellemek için gerçekleştirecekleri en önemli faaliyetler olacaktır. İstihbarat servislerinin Weber tarzı yapılanması, üretim sürecinin bürokratik engellere takılarak zaman, para ve kalite kaybına uğraması sonucu, istihbarat analistleri ile karar vericiler arasındaki hiyerarşik yapılanma kaldırılmış ve karar vericilerin de üretim sürecine aktif olarak katılmaları sağlanmıştır. 

Ancak, analistler ile karar vericilerin bir araya gelmesi istihbaratın politize olmasını, yani politikacılara karar verme aşamasında destek olmak yerine, 
politikacıların vermiş oldukları kararları destekleyici yönde istihbarat üretimi sorununu çözememiştir. 

Önemli olan siyasi karar vericiye en iyi ürünü sunmak olduğuna göre bunu zamanında ve en doğru yapacak yatay entegrasyon sağlanmalıdır. 
Güç konseptlerindeki değişimler ve güç dağılımı geleceğin istihbarat servislerinin gelişimine de etki edecektir. İstihbarat servisi için oyunun yeni kuralları 
şu şekilde sıralanabilir; 

- Gizli bilgi toplamak yerine politika yapıcıyı bilgilendirme. 
- Sert hedefleri küresel kaplama ile aşındırmak. 
- Öncelik 28 dilde olmak üzere bütün dillerde çeviri kabiliyeti. 
- Devletin iki aşağı kademesine (devlet altı istihbaratı) odaklanmak. 
- Kültürel istihbaratın temel olması. 
- Jeouzaysal ve zaman sınırlaması. 
- Küresel açık istihbaratı güç çarpanı yapmak. 
- Karşı istihbarat satrancını kazanmak. 
- İnsan & teknik istihbarat arasında verimlilik çekişmesini çözmek. 
- Merkezi olmayan bilgi bankası (NGO, Özel vb.) kurmak. 
- İstihbarat için; “Değer = İçerik + ġartlar + Hız” formülü. 
- Öncelikler yerine bilgi açığı kapama amaçla istihbarat toplaması. 
- İhtiyaca dayalı üretim & kabiliyetler 
- Stratejik istihbarata daha çok önem verilmesi. 
- Etkili bütçe yönetimi. 
- Kamu istihbaratının kamu diplomasisine etki etmesi. 
- Analizcilerin yönetici olarak çalışması. 
- Uluslar arası işbirliği için çoktaraflı masraf paylaşımı. 

    İstihbarat örgütlerinin gelecekte en büyük zorluklarından biri istihbaratın dağıtımında olacaktır. Bugünün ve geleceğin istihbarat örgütleri bulmaca çözmeye daha az, sırları ya da cevabı kolay olmayan büyülü problemlere daha çok angaje olacaklardır. İstihbarat analizcileri artık düşman füzelerinin menzilinin ölçülmesi, denizaltılarını rotaları gibi analitik sorunlardan çok algı yönetimine odaklanacaklar ve algı için önemli olan bilgi için toplayıcı ile yakın çalışacaktır. İstihbarat analizcisi, kendi halkı için rakipleri, teröristleri, ayaklanmacıları, sosyal hareketleri, dini fanatikleri tanımlayan algı-yapıcı olacaktır. Bu nedenle, açık kaynaklar kullanmaya eğilimli karar vericilere angaje olabilecek iyi bir iletişimci olmalıdır. Analizciler ve karar vericiler gerçekleri inşa etmek (yeniden inşa değil) için birlikte çalışmalıdır. Anlamaya dayalı alanı olan istihbarat analizcisi, değere dayalı alanı olan politikacı ve diğer karar vericiler bir araya gelerek insanlara 
gerçekleri anlatacakları hikâyeleri yazmalıdırlar. 

Bu yüzden istihbarat artık politikanın sadece destekleyen bir süreç değil, analizcilerin algı yaratma işlevi ile aynı zamanda politika şekillendiricisi de oldular. 
Bu yeni işlev, istihbarat toplumunun görev alanını da genişletmektedir. Ancak, algı yönetimi; demokratik bir toplumda halka gerçekleri söylemek, şeffaflık ve yapılan işlerin meşruiyeti konusunda sorunlar çıkaracaktır. 
Öte yandan, istihbaratçı ve politikacı arasındaki bağlar böylesine sürekli ve yakın hale gelirken, istihbaratın siyasallaşmasının önüne geçilmesi ve bunun kamu denetimi de ciddi bir tartışma konusu haline gelecektir. 


***