11 Ocak 2019 Cuma

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 21

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 21


Aydınlılar, yeni yetisen gençler, 

Siyasi münakasalar içinde hangi parti hosunuza giderse gitsin birbirinize ve 
ailelerinize düsman olmamayı esas ahlak olarak tanıyacaksınız. Sizin içinizde siyasetin kolay cezbeden maceralarına kendisini erkenden kaptıracak olanlar bulunacaktır. 
Fakat gençlik büyük mikyasta ögrenme, çalısma, memlekete hizmet etme idealleriyle kendisini bezemistir. Siz gençler, siyaset hastalıklarına galebe çalabilmek için canlı misaller olabilirsiniz. Vatanda huzur mahfuz tutulacaktır. Memleketin karsılasacagı tehlikeler karsısında vatandaslarımız karar ve kanaat sahibidir. Vatandasların, ister bir siyasi partiye mensup olsun veya olmasın siyaset adamlarının istedikleri gibi sevk edebilecekleri sekilde gözleri kapalı degildir. Vatandas bunu siyaset adamlarına ispat ettigi anda ve gerek iktidar partisinin gerekse muhalefetin ve de gazetelerin bunu takdir ettikleri gün, memleket pek çok mugalâtadan kurtulacaktır. 

Su anda 4 farklı siyasi partiden yurttaslarımız ve parti temsilcileri yan yana beni 
dinlemektedir. 4 farklı partiden de olsa yurttasımızın omuz omuza bir adamı 
dinleyebileceklerini dıs dünyaya da gösterdigimiz anda memleketimizin istikbali için çok büyük bir delile sahip olacagız… Kimi siyaset adamları sizin dostça yan yana bulunmanızdaki kuvveti anlamamıs olabilirler. (Anlatacagız sesleri). Bu durum farklı siyasi görüslere sahip olsalar da vatandaslarımızın yan yana gelebileceklerini tüm dünyaya göstermemize mani olmaktadır…” diyerek milli birlik ve beraberlige vurgu yapmıs, siyasi rekabetin düsmanlıga dönüsmemesi gerektigini devlet baskanı olarak ögütlemistir. 

İsmet İnönü Aydın’da bulundugu sırada Kurtulus Savası kahramanlarından 
Demirci Mehmet Efe, Erbeylili Durmus Ali Efe, Sancaktarın Ali Efe, Mahmut Ali Efe, Baspınarlı Sinan Efe, Kara Durmus Efe, Aydın’dan Muharrem Efe, Kösk’ten Tekeli İbrahim Efe’yi kabul ederek onlarla görüsmüs ve onlara iltifat etmistir. İnönü temaslarından sonra Mugla’ya geçmistir. İsmet İnönü, yol üzerinde bulunan Çine’de büyük kalabalık ve tezahüratlarla karsılanmıstır.700 

İnönü’nün Nazilli’ye gelecegi haber alınınca CHP Nazilli İlçe Baskanlıgı 
İnönü’nün Nazilli’de bir konusma yapacagına dair bir beyanname nesretmistir. 
stasyonda DP’li vatandaslarında bulundugu büyük bir kalabalık nönü’yü beklemistir. Kaymakam Hilmi Dagcıoglu, CHP İlçe İdare Kurulu Baskan Vekili Alim Mumcu, Belediye Baskanı Rıfat Tuncer, Demirci Mehmet Efe, Menderes gazetesi Basyazarı Gani Dikmen’den olusan bir heyet İnönü’yü karsılamıstır. Ancak İsmet İnönü Nazilli’de bes dakika oyalandıktan sonra Denizli’ye hareket etmistir. DP’liler, İsmet İnönü’nün ‘partiler arasında ayırım yapılmayacagını’ söylemesine ragmen CHP’ye hamilik etmeyen ve partiler arası esit muamele eden idari ve adli mensuplarının uzak yerlere tayinlerinin çıkarıldıgını, Devlet İktisadi Tesekkülleri’nde çalısan DP’lilerin isten atıldıgını, DP mensubu vatandaslara bazı kooperatiflerce kredi verilmedigini iddia etmislerdir. DP, Nazilli İdare Kurulu İsmet İnönü’nün ziyaretleriyle ilgili bir beyanname yayımlamıs, bu beyannamede ‘İnönü’nün, seçim kanununun bir an evvel ele alınmasını sagladıgı takdirde samimi oldugu anlasılacaktır.’ denmistir.701 

Denizli dönüsü sırasında nönü Nazilli, Söke ve Kusadası’nı ziyaret etmistir. 
İnönü, Nazilli’de istasyon binasının balkonundan vatandaslara bir konusma yapmıstır. Konusmasında; 

“Nazilli bizim siyaset hayatımızda faal bir kösedir. Burada vatandaslar muhtelif 
partiler ve münakasalar içerisinde birbirlerine karsı bazı sert vaziyet almıslardır. 
sterim ki bana gösterdiginiz muhabbeti birbirinize de gösterin. Ta ki Nazilliler siyasi partilerin mücadelesi içinde saglam, verimli, feyizli bir yol tutmakta en önde olsunlar… Siyaset mücadelesinin vatandaslar arasında her türlü münasebeti zedeleyecek hale gelmesinden cidden endise ediyorum. Nazilliler, sözlerimi iyi anladınız mı? (Anladık Paşam sesleri). Birbirinize itimat ediniz. Serbest seçimle sizin iradenizi tahakkuk ettirmeye bu memlekette hiçbir mani yoktur. Bu itimat teessüs etmezse ne halk için ne ati için rahat yoktur. Bugünkü gerginlik devam ederse yarın ki seçimi hangi parti kazanırsa kazansın gerginlik devam eder. Yarın seçimi kim kazanırsa kazansın huzur halinin devam edecegine inanmak lazımdır. Bugünden birbirinizi severseniz yarın ki seçimin neticeleri karsısında memleketin huzuru bozulmaz. Yoksa yarın ki seçim ne netice verirse versin gerginlik daha ziyade artacaktır. Demokrasi rejimi vatandaşların birbirine emniyet ve itimadı üzerine kurulacaktır. İnsafsız sekilde bir tarafın diger tarafı kötülemesiyle demokrasi rejimi kurulamaz. Serbest seçim olacak ve siyasiler boyun egecektir. Buzlar çözülmüstür, iyilige ve emniyete dogru gidiyoruz.” demistir. 

İsmet İnönü istasyondaki hitabesinden sonra büyük bir kalabalık esliginde 
Nazilli Mensucat Fabrikası’na geçmis ve burada isçilerle sohbet etmistir. İnönü fabrika salonunda isçilere karsı yaptıgı konusmasında; 

“İsçiler kendi siyasi kanatlarının sahipleri olabilirler. Fakat fabrika içerisinde 
hem müessesenin hem de kendilerinin islerini siyaset münakasaları dısında dostluk hisleri içerisinde yürüteceklerdir. Her vatandas gibi isçiler de kendi meslek menfaatlerini ve kanuni haklarını korumak için feyizli ve nurlu bir sekilde çalısacaklardır. İsçilerin mesleki haklarında kanun teminatından tamamıyla yararlanmak istemeleri ya da vazife (is yeri) dısında siyasi kanaatlerini göstermeleri ve bununla ilgili faaliyetlere katılmalarından dolayı herhangi bir rahatsızlık duyulmamalıdır. Anlıyor musunuz? (Anlıyoruz ve alkıs sesleri). Muhtelif tabakalardan toplanmıs yurt çocuklarını ordunun iyi birer muharip olarak yetistirmesi gibi fabrikalar da muhtelif tabakalardan gelen ve muhtelif siyasi kanaatlere sahip olan isçileri iyi, dost ve birer uzman vatandas olarak birbirleriyle kaynastırır.” diyerek temel hak ve özgürlükler, isçilerin sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının karsılanması konularına vurgu yapmıstır. 

İnönü Nazilli’den ayrılırken istasyondan büyük bir kalabalık tarafından 
ugurlanmıstır. Çamlık’ta özel vagonunda geceyi geçiren nönü ertesi gün trenle 
Selçuk’a gitmis, buradan otomobille Kusadası’na geçmistir. Selçuk İstasyonu’nda İnönü’yü İzmir Valisi ve milletvekilleri karsılamıslardır. İnönü’nün Kusadası’ndaki temaslarında pek çok DP’li de hazır bulunmustur. nönü burada halka yaptıgı konusmada da sunları söylemistir: 

“İktidarda bulunanlar kendilerini begenmeyenlerin emniyet ve kanun teminatı içinde çalıstıklarını görmekten seref duymalıdırlar. Muhalefet safında bulunanlar türlü güçlükler karsısında hür vatandaslıgın misali olarak gururla çalısmakta haklıdırlar. Bugün buhrandan geçiyoruz. Ve bu söylediklerim vatandası sükûnetle düsünmeye sevk eden ilaçlardır. Bundan 20 yıl sonra vatandasların iktidar ya da muhalefet partisinin bir üyesi olmaktan dolayı birbirlerine çalım satmaları gülünecek bir mevzuu olacaktır. Fakat bugün için böyle bir hastalık devresinden geçmekteyiz. Bu söylediklerim vatandasların birbirlerine itimat ve hürmet etmesini saglamak amaçlıdır. Hiç böyle münakasa ve tartısmalara alısmamıs bir memlekette iktidarda bulunanlar sürekli sert elestirilerle karsılasırlarsa, ister istemez olumsuz davranıslar göstermeye meylederler. 

Böyle bir zamanda iyi niyetle iktidar içinde vazife görmeye çalısmıs insanları sahsi teessüre kapılmaktan men edecek baslıca unsur vazife duygusudur. İktidarda bulunanlar kendi kendilerine bütün siyaset cereyanlarını tabii bir hale getirilmesi iktidarda bulunanların sükûnetine ve vazifesini hakkıyla yapmasına baglıdır. O şerefli vazifeyi yapıyorum diyip tahammül gösterecektir. Eger iktidarı tahammülsüzlüge tesvik edenler olursa biliniz ki bunlar maksatları belli karanlık politikacılar ya da maksatları belli karanlık dıs güçlerdir. Muhalefet hareketine gelince, Muhalif hareket içinde bulunan insanlarımız, tarihten bugüne sürekli tehdit altında kalmıstır. Simdi de muhalefet içerisinde bulunan kimi yurttaslarımız yine fena bir akıbete mi ugrayacagız seklinde endise içindedir. Demokratik rejimi bu memlekette yerlestirmek isteyenler daima bu endiseyi tedaviye mecburdurlar. Maksatları karanlık olan politikacılar yada dıs güçler muhalefet safında bulunan vatandasların tarihten gelme endisesini 
mütemadiyen uyandırıp isletmeye çalısacaklardır. Zaman kâfi derece de geçtikten sonra mesela 20 sene sonra artık bu memlekette siyasi kanaatlerin emniyet içinde çarpısmaları, siyasi istikametlerin serbest seçimlerle taayyün etmesi gibi hakikatlerden kimse bahsetmeyecektir. Ama bugün bu hadiselerin üstesinden gelmek için vatandasların birbirine muhabbetini, birbirlerine karsı itimatlarını uyandırıp beslemege mecburuz. (Varol, yasa ve alkıs sesleri). Vatandasların birbirlerine karsı olan itimatlarını zehirleyecek vesveselerin temelini kazımak ve vatandasların seçtikleri siyaset saflarında serefle vazife ifa eden insanlar gibi huzur içinde, teselli ve gurur içinde yasatmak zorundayız. (Yasa varol sesleri). Türk halkı düsünmeye muktedirdir. 

Düsüncelerinin basında haksızlıga karsı vaziyet almak gelir.” 

İsmet İnönü Kusadası üzerinden Söke’ye geçmistir. nönü kentin ileri gelenlerini 
kabul edip bir müddet görüstükten sonra belediye balkonundan halka hitap etmistir. DP’liler nönü’nün konusmasına gögüslerine taktıkları DP rozetleriyle katılmıslardır. İnönü buradaki konusmasının ardından trenle Ortaklar, Çamlık üzerinden tekrar Selçuk’a; buradan da İzmir’e geçmistir.702 

İsmet İnönü’nün Cumhurbaskanı olarak gerçeklestirdigi son Ege gezisini 
Anadolu gazetesi ‘III. İnönü Zaferi’ olarak nitelendirmistir.703 Fakat DP’liler İnönü’nün bu gezisine farklı elestiriler getirmislerdir. Osman Kapani İsmet İnönü’nün son Ege gezisiyle ilgili su yorumu yapmıstır: “ Sayın nönü, önümüzdeki genel seçimlerde mensup oldugunuz parti, dürüst ve namuslu bir seçim sonunda iktidarda kalırsa sizi Cumhurbaskanı olarak tebrik etmekten geri kalmayacagız. Aksi olursa, bir muhalif lideri olarak daha uzun yıllar siyasi bilgi ve tecrübenizle bu memlekete yapacagınız hizmetler tarihi söhretinize yeni basarılar ilave edecektir.” Osman Kapani devamla: “Sayın baskan, acaba Cumhurbaskanı olarak mı yoksa bir parti genel baskanı olarak bu ziyaretleri gerçeklestirmektedir. Eger bir parti genel baskanı olarak bu ziyaretleri 
gerçeklestiriyorsa gittigi her yerde devletin valileri niçin kendisine refakat etmektedir? Eger bir Cumhurbaskanı olarak bu ziyaretleri gerçeklestiriyorsa CHP bölge müfettisleri ve resmi sıfata haiz olmayan diger kimseler niçin gittigi her yerde İnönü’nün yanı basındadır. Dünyanın hiçbir yerinde devlet baskanlarının siyasi bir nutuk söyledikleri görülmemistir. Devlet baskanlarının tarafsız olması gerekir. Aslında problem devlet baskanlıgı ile bir genel baskanlıgının aynı sahısta toplanmasından ileri gelmektedir. Sayın Baskan’ın önce bu durumu düzeltmesi gerekir. Burada Fransız Cumhurbaskanı Millerand’ın durumu hatırlatmak yerinde olacaktır. Cumhurbaskanı genel seçimler öncesi birlesen sol siyasi partilerin aleyhinde bir nutuk söylemistir. Ancak seçimi sol cenah kazanınca istifa etmek zorunda kalmıstır.”704 diyerek İnönü’nün konusmalarında kullandıgı üsluba benzer incelikte elestiri getirmistir. İsmet İnönü, yaptıgı konusmalarda CHP’nin seçimleri kaybetmesi durumunda iktidarı devredecegini açıkça söylemistir. Buna karsılık DP’li yöneticiler de, kendilerinin seçimleri kaybetmesi durumunda İsmet İnönü’yü devlet baskanı olarak tanımaya devam edeceklerini ifade etmislerdir. Bu açıklamalar kısa bir süre sonra yapılacak 1950 genel seçimlerin akıbeti açısından oldukça önemlidir.

2.15.3. Cevdet Kerim İncedayı Olayı 

Cevdet Kerim İncedayı Türk tarihinde yer etmis önemli bir siyaset ve devlet 
adamıdır. 1893 tarihinde dogmus, 1914 yılında Harbiye’yi bitirmis, I. Dünya Savası’na katılmıs, Kafkas Cephesinde savasmıstır… Kurtulus Savası’nda görev aldıktan sonra Kurmay Binbası rütbesinde iken ordudan ayrılmıs ve siyasete atılmıstır. 1940-1941 yılları arasında Ulastırma Bakanlıgı yapmıstır. V, VI, VII, VIII ve IX. dönemde Sinop Milletvekili olarak TBMM’de bulunmustur. Cevdet Kerim ncedayı, VIII. Dönem CHP Sinop Milletvekili ve TBMM Baskan vekiliyken 1949 yılının ocak ayı sonu, subat ayı basında Aydın ilini ziyaret etmistir. Ancak bu ziyaret DP ve CHP arasında sert tartısmaların çıkmasına neden olmustur. Bu tartısmalara dönemin basını genis yer vermistir. 21 Temmuz 1946 genel seçimleri sırasında Cevdet Kerim İncedayı CHP İstanbul müfettisligini yapmıstı. İstanbul’daki seçimler esnasında milletvekili adayı Recep Peker’in seçilebilmesi için İncedayı’nın seçim yolsuzluklarını tesvik ettigi iddiası olmustu.705 ncedayı, seçimlerden sonra 7 Agustos 1946 tarihinde kurulan ve DP’ye karsı çok sert tutum takınan Recep Peker Hükümeti döneminde Bayındırlık Bakanlıgı 
yapmıstı. Bütün bu nedenlerden dolayı Cevdet Kerim İncedayı, DP’liler tarafından sevilmeyen bir sima olmustur. Cevdet Kerim İncedayı’nın Aydın ziyaretiyle ilgili o dönemde muhalefetle iktidar arasında tartısmanın çok uzun sürmesi ve sert olusunun alt yapısındaki nedenler bunlardır. 

Cevdet Kerim İncedayı’yla birlikte Aydın milletvekilleri Dr. Sabri Akın, Dr. 
Mazhar Germen, ve Mithat Aydın da Aydın’a gelmistir. Heyet önce Nazilli’ye 
ugramıstır. Heyeti burada CHP İlçe Baskanı Av. Hulusi Çogullu, Belediye Baskanı Rıfat Tuncer, Halkevi Baskanı Cengiz Özkavruk, ve Alim Mumcu, CHP Müfettisi Hulki Cura, Kaymakam Hilmi Dagcıoglu ve pek çok yurttas karsılamıstır.706 Bu Heyet CHP Horsunlu Ocagı açılıs törenine katılmıstır. İncedayı’nın açılısta yaptıgı konusma büyük yankı uyandırmıstır.707 Cevdet İncedayı, Horsunlu’dan Aydın’a geçmis, belediyeye gelerek burada dilek ve sikâyetleri dinlemistir. ncedayı’ya Aydın Valisi ve Ticaret Odası Baskanı da eslik etmistir. Belediye’ye gelen halk Aydın ilinin elektrik tesisatında yasanan sorunlar nedeniyle sehrin karanlıklara bogulmasından sikâyetçi olmustur. Vali ise konuyla ilgili olarak sehre ait üç elektrik motorunun da bozuk oldugunu söylemistir.708 
İncedayı Aydın Halkevi’nde bir konusma yapmıs, sonra da Germecik, Söke 
Ortaklar’ı da ziyaret etmistir. Ortaklar Halkevi’nde bir konusma yaparak milletin büyük çogunlugunun CHP ideali etrafında toplandıgını belirterek 1950 seçimlerini CHP’nin kazanacagını iddia etmistir.709 Demokrat zmir gazetesine göre İncedayı’nın Halkevlerinde yapılan konusmalarına halk fazla ilgi göstermeyince, dinleyici olarak memurlar gönderilmistir. ncedayı konusmalarında özetle sunları söylemistir: “Demokrasi birdenbire dogarsa anarsi ve diktatörlük dogar. Memleket o zaman zarar görür. Demokrasi sulh sartları içinde bahar günesi gibi dogmalıdır. Dogu vilayetlerinde millet cahildir. Okuyup yazma bilmemektedirler. Türkçe konusamamaktadırlar. O ahaliyi gezerken mektep talebelerinin tercümanlıgıyla zorlukla anlasabildim. Seçimin yapıldıgı günlerde jandarma vasıtasıyla tedbir almazsak o cahil halk reylerini Hasoya, Memoya verir. Kimsenin buna vicdanı elvermez…1950 senesinden evvel Meclis feshedilmeyecektir. Böyle oldugu takdir de hangi parti iktidara 
gelirse gelsin milletin yaptıgı mitinglerin tesirine tabi olarak Meclis’in daima vaktinden evvel degisip yenilenmesi adet haline gelecektir.710” ncedayı’nın konusmasına DP’liler sert tepki göstermisler ve ncedayı’nın doguda yasayan vatandasları asagıladıgını iddia etmislerdir. Demokrat zmir gazetesi konuyla ilgili olarak günlerce yayın yapmıştır.711 

CHP Aydın İl Baskanı Ekrem Çiftçi bunun üzerine bir tekzip yayımlamıs ve söz konusu nesriyatı ncedayı’nın sözlerini çarpıtmakla itham etmistir. Ona göre, İncedayı irfan meselesinin ülkede hızla ele alınması gerektigini söylemistir. Yoksa bilinçlendirilmeyen halk demokratik yasama geçiste zorluk çekebilir. Bu açıdan CHP en ücra köylere dahi okul açarak buna katkı saglamaktadır.712 CHP, Demokrat Parti’nin yayın organları tarafından agır elestirilere maruz kalan Cevdet Kerim İncedayı’ya sahip çıkmıs, Ekrem Çiftçi’nin tekzibi dısında pek çok CHP ocak baskanının imza attıgı su bildirge yayımlanmıstır: “CHP her alanda yaptıgı çalısmalarla irfan ve kültür alanında önemli gelismeleri tebarüz ettirmistir. Memlekette demokrasinin tam olarak tekâmülü ve tekevvünü için milletin kültürel yükselmesini saglamak her partinin baslıca görevidir. 

Biz doguda yasayan vatandaslarımızın her birisinin kıymet oldugunu, onların güzel hasletlere sahip oldugunu bilmekteyiz. Sadece bir bölge için degil yapılan hizmetlerin henüz ihtiyaca kâfi gelmedigini söyleyebiliriz. Ancak İncedayı’nın ferah verici bu ifadelerinin degistirerek bir iftira yagmuru halinde aksettirilmis olması teessüfe sayandır. İncadayı’yı söylenenlerden tenzih eder ve kendisine sonsuz sevgi ve baglılıklarımızı bildiririz. Canımız kadar sevdigimiz dogulu kardeslerimiz de böylece aydınlatmayı kendimize bir borç biliriz. İncedayı aleyhine yapılan haberler bilhassa dogu illerindeki vatandasları Halk Partisi aleyhine tahrik etmek ve önümüzdeki seçime karsı güvensizlik meydana getirmek ve Cevdet İncedayı gibi tüm milletin sevdigi bir sahsiyeti çürütme amacındadır.”713 

İncedayı Ankara’ya döndükten sonra muhalefet kendisi hakkında Aydın’da 
yaptıgı konusmalar için TBMM Baskanlıgı’na bir soru önergesi vermistir. Soru 
önergesini cevaplayan ncedayı kesinlikle böyle sözler söylemedigini, gazeteleri 
hayretle okudugunu, söz konusu gazetelere de tekzip gönderdigini, bahsi geçen sözleri bir delinin dahi söylemeyecegini ifade etmistir. Kendisinin I. Dünya Savası’nda Dogu Cephesinde yaralandıgını, bu ahalinin çocukları tarafından kurtarıldıgı, Türkiye’de dogu ve batı ayırımı olmadıgını ve Türkiye’nin bir bütün oldugunu belirtmistir.714 

İncedayı’nın TBMM’deki konusmasında hakkındaki iddiaları ret etmesi üzerine, 
muhalefet ve muhalif gazeteler kendisine mahkeme yolunun açık oldugunu, eger gazeteler kendisinin sözlerini çarpıtıyorsa bunu mahkeme nezdinde ispat etmesi gerektigini söylemistir. Bu açıkça muhalefetin meydan okumasıydı.715 Muhalif gazeteler okuyucu mektuplarını yayımlayarak İncedayı’nın bu sözleri söyledigini ispatlamaya çalısmıslardır.716 DP’liler, ncedayı hakkındaki iddialarını defalarca tekrar etmislerdir. ‘İncedayı’nın söyledigi sözlere tüm Aydın halkı sahittir’ seklinde gazetelerde bir haber çıkmıstır. İncedayı’nın görevinden istifa etmesi gerektigi belirtilmistir.717 Demokrat İzmir gazetesine göre “Bütün bir matbuatı yalancılıkla suçlayan ncedayı, yasayan bir ölü haline gelmistir. Türk siyasi yasamından silinmek üzeredir. ncedayı gerçegi tahrif edecegine milletten özür dilemelidir. Kendisine yakısacak olan da budur.718” 

Cevdet Kerim İncedayı’nın Aydın’ı ziyareti sırasında söyledigi iddia edilen 
‘Hamallarla, Hasso ve Memolarla demokrasi olmaz’ açıklamasından 5 ay sonra bile bu sözlere tepki olarak DP Aydın il teskilatı Sögütlü Kahve’de tüm hamallarla birlikte çay içmistir. Toplantıda Aydın il, Germencik ilçe idare kurulu üyeleri ve Umurlu DP baskanı hazır bulunmustur. Toplantıda Kamil Sözer, Ulvi Öngel, Rıza Gökdag, Mehmet Perici, Refik Gürel, Hasan K. Erimez, Cevat Ülkü, Etem Menderes birer konusma yapmıslardır.719 

CHP Aydın il ilçe örgütleri muhalefet tarafından iyice sıkıstırılmıs olan 
İncedayı’yı yalnız bırakmamıs, Nazilli’deki 70’ten fazla köy, bucak CHP ocak baskanı Cevdet İncedayı için Ankara’ya destek telgrafları çekmistir. Anadolu gazetesi ise İncedayı’nın yaptıgı konusmaların tutanaklarını yayımlamıstır. DP’lilerin ileri sürdükleri iddiaların ise asılsız tutanaklara dayandıgını söylemistir.720 Olay üzerinden aylar geçmesine ragmen DP’liler, İncedayı’yla ilgili iddialarını devam ettirince Nazilli Belediye Meclis’i 1949 yılı Nisan ayının basındaki toplantısında Kerim İncedayı’nın Nazilli ve civarını ziyaretleri sırasında kentin sorunlarıyla gönülden ilgilenmesinden dolayı İncedayı’yı Nazilli’nin fahri hemsehrisi kabul etmistir. Meclis kararında, İncedayı’nın Nazilli halkının sevgisini kazandıgı, meclisin ise aldıgı kararla sadece buna tercümanlık yaptıgı belirtilmistir.721 Daha sonraları Horsunlu Okulu yararına düzenlenen gecede gelir saglamak için CHP ocagında İncedayı’nın çerçevelenmis fotografı açık artırma usulü satılmıstır.722 

Kerim Cevdet İncedayı’yla ilgili tartısmalar 1950 yılı genel seçimlerine kadar 
sürmüstür. Demokrat Parti bu olayı CHP’yi yıpratma aracı olarak kullanmıstır. 1950 seçimlerinde CHP iktidarı kaybederken, tartısmaların odagındaki İncedayı CHP Sinop milletvekili olarak tekrar meclise girmistir. 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

700 Anadolu, 17 Agustos 1949. 
701 Demokrat zmir, 18 Agustos 1949. 
702 Anadolu, 20 Ağustos 1949. 
703 Anadolu, 19 Ağustos 1949. 
704 Demokrat İzmir, 17 Agustos 1949. 
705 Burçak, Rıfkı S. age., s. 97-98. 
706 Anadolu, 30 Ocak 1949. 
707 Anadolu 31 Ocak 1949. 
708 Demokrat İzmir, 9 Şubat 1949. 
709 Anadolu, 2 Şubat 1949. 
710 Demokrat İzmir, 2 Şubat 1949. 
711 Demokrat İzmir, 9 Şubat 1949. 
712 Demokrat İzmir, 10 Şubat 1949. 
713 Anadolu, 15 Subat 1949. Bu bildiriye Nazilli CHP’den dokuz tane ocak baskanı imza koymustur. 
714 Demokrat İzmir, 11 Şubat 1949. 
715 Demokrat İzmir, 12 Şubat 1949. 
716Demokrat İzmir, 13 Şubat 1949. 
717 Demokrat İzmir, 17 Şubat 1949. 
718 Demokrat İzmir, 18 Şubat 1949. 
719 Demokrat İzmir, 2 Haziran 1949. 
720 Anadolu, 23 Şubat 1949. 
721 Anadolu, 2 Nisan 1949. 
722 Anadolu, 22 Nisan 1949. 


22 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 20

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 20


2.13.2. Köşk Çiftlik Köyü DP Toplantısı 

Köylerden kasabalara her kademede DP sıkça toplantılar yapmaya gayret 
göstermistir. Köy toplantıları bile bazen DP’nin en üst düzeydeki temsilcilerin 
katılımıyla gerçeklestirilmistir. Söz konusu toplantılar, DP ideolojisini, düsüncesini, ve fikrini canlı tutmayı amaçlamıstır. 

Adnan Menderes’in katılımıyla Kösk’ün Çiftlik köyünde bir toplantı yapılmıstır. 
Adnan Menderes toplantıda sunları söylemistir: “Arkadaslarım, buraya gelirken bana Halk Partili vatandasların bizleri dinlemek üzere toplantımıza istirak ettiklerini söylediler. Bundan memnunluk duyarız. Bu arkadaslara söylüyorum: Bizim sitemli sözlerimizden gücenmesinler. Çünkü partimiz kuruldugundan beri çok agır tazyiklere ugradık. Çok ıstıraplar çektik. Onun için bütün ıstıraplara Halk Partisi’nin umumi tedbiri içinde ifade etmeye alısmıs bulunuyoruz. Fakat biraz düsünürsek su neticeye varırız. Halk Partisi’nin bir manevi hürriyeti vardır. Bir de onun ötesinde maddi varlıkları ve mensupları vardır. Bu mensupların da bir de idarecileri vardır. Bu idarecilerin içinde de partinin fena gidisinden ıstırap duyanlar, DP’ye hak verenler pek çoktur. Bunun için bizim sitemlerimiz Halk Partisi’ne degil, takip ettigi zihniyete ve bu zihniyeti devam ettirmek isteyenlere karsıdır. Öte yandan DP’yi yok etmek için çalısanlara gelince, artık bugün bu kadar hakikatler meydana çıktıktan ve DP bir millet partisi olarak köklestikten sonra bu emellerine muvaffak olamayacaklardır.”675 

2.13.3. 1948 Yılında Aydın İlinde CHP İle DP Arasında Görülen Rekabet 

1948 yılı, Aydın’da CHP ve DP arasında rekabetin en üst düzeye çıktıgı yıl 
olmustur. Bu rekabet önceki yıllara göre nispeten sertlikten arınmıs, daha olgun bir düzeyde gerçeklesmistir. Ancak yine de münferit kavgalarda yasanmamıs degildi. 1948 senesinde de dönemin gazeteleri partilerden istifa haberlerini yayınlamaya devam etmistir. Anadolu gazetesi DP’den istifaları kendisine haber yapmıstır. Kusadası- Davutlar’da meydana gelen istifa olayları buna örnektir.676 Yine aynı gazete, Davutlar DP toplantısında Türk Ordusu aleyhinde konusuldugunu ve DP’lilerin Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında olumsuz tutum takındıklarını iddia etmistir Bu nedenlerden dolayı DP’den tepki istifaları günlerce devam etmistir.677 Kurban derisi toplama çalısmaları, piyango isinin becerilememesi ve yukarıda geçen diger nedenlerden dolayı Kusadası DP, üyelerinin yarısını kaybetmistir. Anadolu gazetesi, Kusadası’nda DP teskilatının çöktügünü iddia etmistir. Bütün bunlardan dolayı DP yöneticileri iyice hırçınlasmıstır. CHP üyesi köylülerle, DP idare kurulu üyesi Sükrü Küçük arasında bir lokantada kavga çıkmıstır. Yapılan sikâyet sonucu açılan davada Sükrü Küçük bes gün hapis cezasına çarptırılmıstır.678 Demokrat zmir gazetesi Kusadası’nda DP’den istifaların oldugunu kabul etmekle beraber bu konuyla ilgili CHP’yi sert bir sekilde suçlamıstır. Bu gazeteye göre Kusadası’nda CHP idarecileri maddi menfaat temini ve vaadiyle DP’li üyeleri partilerinden istifa ettirmektedir.679 Demokrat İzmir gazetesi, Anadolu gazetesinin tam aksine CHP’den istifaların arttıgını söylemistir.680 

DP’nin resmi yayın organı gibi hareket eden Demokrat İzmir gazetesi 29 Subat 
1948 tarihli sayısında senelerden beri köy muhtarlarının teftis ve denetimden uzak keyfi davrandıgını iddia etmistir.681 CHP’li belediyeler veya yönetimlerin iyi çalısmadıgını söylemistir. Bu tip haberlere karsı CHP, gazetelere tekzip göndererek yazılanları yalanlama yoluna gitmistir.682 Anadolu gazetesi CHP’li belediye ve yönetimlerin yaptıkları hizmetleri övmüstür. Anadolu gazetesinin 2 Subat 1948 tarihli haberine göre İller Bankası’yla temasa geçilerek Atça’ya elektrik getirilmeye çalısılmıstır. Bununla ilgili insaatlara baslanmıstır.683 Anadolu gazetesinin bir baska haberine göre Bozdogan genç Belediye Baskanı Nurettin Karakas önderliginde kasabadaki birçok cadde yeniden yapılarak daha düzenli hale getirilmistir. 

1947 senesinde çimento yoklugundan  tamamlanamayan çarsı çesmesi tamamlanmıs ve ilçe merkezi on kurnalı modern bir çesmeye kavusmustur.684 
Siyasi partilerin kendi içinde yasadıgı tartısmalar bu dönemin gazetelerine 
yansıyan olayları olarak dikkati çekmistir. Anadolu gazetesi Aydın DP teskilatları 
içerisinde meydana gelecek en ufak antlasmazlıgı ya da uyumsuzlugu hemen 
sütunlarına tasımıstır. Anadolu gazetesinin bir haberine göre Germencik DP 
kongresinden sonra 20 Aralık 1948 tarihi aksamı DP binasında eski idare kurulu ile yeni idare kurulu arasındaki münakasa kavgaya dönüsmüs, kavga sırasında parti binasının camları kırılmıstır.685 

Demokrat zmir ise bu haberi yalanlamıstır.686 Anadolu gazetesi’nin bir baska haberine göre Kösk Bucak köyünde, köy kahvecisi Durmus, Ata’nın ölüm yıldönümü için kahvehanesinde oyun oynamayı durdurmustur. Bu nedenle DP ocak baskanı Mehmet Emin Apaydın’la aralarında tartısma çıkmıstır. Kahvede oyun oynamak isteyen bu zat hararet ve tahkir etme suçuyla adliyeye  verilmis tir.687 

Aydın’da 1948 yılı, partiler arası meydana gelen münakasalarla geçmistir. 
Partiler genelde çok nadir isbirligi yapmıstır. Kösk Çarsı camisini harap halden 
kurtarmak için DP, CHP ve MP idare kurulları yan yana gelerek bu camii yararına deve güresi tertip edilmesine karar vermislerdir. sleri yürütmek üzere ortak bir heyet olusturulmustur. Bu hayırlı is için partilerin birlik olması ilçede hayranlıkla 
karsılanmıstır. Bu isbirligi 1948 yılı için partiler arası isbirliginin ender görülen örnegini olusturmus tur.688 

2.13.4. Orhan Çiftçi’nin Aydın Belediye Baskanlıgı’ndan İstifası 

1948 yılında Aydın ilinde partiler arasında en çok tartısılan konulardan birisi 
General Kazım Karabekir’in kayınbiraderi olan dönemin Aydın Belediye Baskanı 
Orhan Çiftçi’nin 26 Nisan 1948 tarihinde görevinden istifa etmesi olmustur. Orhan Çiftçi için hazırlanan saglık raporunda kendisine hipertansiyon, sürmenage teshisi konmustur. Bu nedenle Belediye Baskanı Orhan Çiftçi saglık durumunu gerekçe göstererek görevinden ayrılmak istedigini CHP Aydın l dare Kurulu’na iletmistir. Çiftçi istifa dilekçesinde partisine baglılıgının devam edecegini belirtmistir. CHP İl İdare Kurulu saglık nedeniyle Orhan Çiftçi’nin Belediye Baskanlıgı’ndan çekilme istegini onaylamıs, 17 Mayıs 1948 tarihli bir yazıyla da CHP Genel Sekreterligi’ne bildirmistir. 
CHP Genel Sekreterligi 22 Mayıs 1948 tarihli cevap yazısında yaptıgı 
hizmetlerden dolayı Orhan Çiftçi’nin kendisine tesekkür etmistir. Yazının devamında Orhan Çiftçi’ye acil sifalar ve tekrar parti çalısmalarına hızla dönebilmesini dilemistir. Bu yazı üzerine Orhan Çiftçi, CHP’nin emrinde oldugunu CHP Genel Sekreterligi’ne 15.06.1948 tarihli mektubuyla bildirmistir.689 

Demokrat İzmir gazetesi ise Orhan Çiftçi’nin saglık sorunları nedeniyle 
görevinden ayrıldıgı resmi raporlarla belgelenmis olmasına ragmen konuyu istismar etmis, Orhan Çiftçi’nin CHP tarafından istifa ettirildigini iddia etmistir.690 Bunun üzerine Aydın CHP İdare Heyeti ve Orhan Çiftçi bu gazeteye ayrı ayrı birer tekzip göndermislerdir. Bu tekziplere göre Orhan Çiftçi, saglık sorunları nedeniyle, doktorların görüsü ve raporuyla görevinden ayrılmıstır. İstifasından öncede parti İl İdare Kurulu’ndan bununla ilgili izin istemistir. İl İdare Kurulu bu izni önce vermemistir. 
Ancak Belediye Baskanı’nın saglık durumu kötüye gitmeye baslayınca gerekli izin verilmis ve baskanın istifa dilekçesi vilayet makamına sunulmustur. Kimi gazetelerin Orhan Çiftçi’nin görevine liyakat göstermedigi için baskanlık görevinden CHP tarafından istifa ettirildigi haberlerinin asılsız oldugu vilayete sunulan yazı ile belgelenmiştir.691 

Orhan Çiftçi’nin istifası üzerine toplanan CHP İl İdare Kurulu oybirligiyle uzun 
yıllar Aydın Belediyesi’nde fen memuru olarak çalısmıs İrfan Saylam’ı belediye 
baskanı seçmistir. 
Durumu İl İdare Kurulu, CHP Genel Sekreterligi’ne bir yazıyla bildirmistir. Genel Sekreterlik de İrfan Saylam’a bir kutlama mesajı göndermistir. 692 

2.14. DEMOKRAT PARTİ’NİN II. BÜYÜK KONGRESİ ve MİLLİ ANT 

Demokrat Parti’nin II. Olagan Kongresi 20 Haziran 1949 tarihinde Ankara Sergi 
Evi’nde açılmıstır. Demokrat Parti II. Olagan Kongresi’ni toplarken Semsettin Günaltay hükümeti is basındadır. Bu hükümet, yapımı henüz bitmis olan sergi salonunu DP’ye kongre yapabilmesi için tahsis etmistir. Kongreye gelenlerin bir kısmı Maliye Yüksek Okulu’nda misafir edilmislerdir.693 

Demokrat Parti II. Olagan Kongresi’ne büyük bir sarsıntı geçirmis olarak 
girmistir. Kongre, DP Genel dare Kurulu için oldukça önemliydi. Çünkü DP’den 
ayrılma ya da tasfiyelerin sebebi olarak Genel dare Kurulu’nun uygulamıs oldugu politikalar gösteriliyordu. 1500 delegenin huzurunda parti Genel dare Kurulu bu çerçevede hesap vermek için kongre huzuruna çıkmıstır. Genel dare Kurulu yürüttügü politikaları kongrenin tasvibine sunmustur.694 

Kongre Baskanlıgı’na zmir delegesi Ekrem Hayri Üstündag, baskan 
vekilliklerine Erzurum delegesi Memis Yazıcı ile Balıkesir delegesi Sıtkı Yırcalı 
seçilmistir. Genel dare Kurulu’nun faaliyet raporu Celal Bayar tarafından okunmustur. 

Faaliyet raporunda DP’den kopanlar ya da tasfiyeyle DP’den çıkarılanlar için 
bozguncular olarak söz edilirken, agır ifadeler kullanılmıstır. 

Kongrede iktidar Seçim Kanunu’nu degistirmeyip, seçimlerde adli teminat 
saglamaması durumda DP’nin izleyecegi strateji üzerinde sert tartısmalar yasanmıstır. 

Öyle ki delegelerden Pertev Arat söz alıp söyle demistir: “21 Temmuz seçimlerini burun kanamadan yapmak için her türlü çareye basvurduk. Fakat günü geldigi zaman halkı artık serbest bırakacagız. Ölmek icap ederse ölecegiz, öldürmek icap ederse öldürecegiz. Bu davanın baska hal yolu kalmamıstır.” 
Kongrenin ilk günü olusturulan Ana Davalar Komisyonu’nun hazırladıgı rapor 
altıncı günde kongreye sunulmustur. Milli Ant olarak anılan bu rapor kongrece 
onaylanmıstır. Bu raporda seçimlerin serbestçe gerçeklesmesi gerektigi; millet iradesine müdahale edilmesi durumunda vatandasların mesru müdafaa hakkını kullanacagı söylenmistir. Millet iradesini hiçe sayanların milletin husumetiyle karsılasacakları belirtilmistir. Hükümet yayımlanan bu andın “Hukuk devleti anlayısına tamamen ters nitelikte” oldugunu duyurmustur.695 

2.15. DP II. BÜYÜK KONGRESİ SONRASINDA İKTİDAR VE MUHALEFET İLİŞKİSİ

DP Kongresi’nde ilan edilen Milli Ant iktidarda tam bir saskınlık yaratmıstır. 
Çünkü iktidar Recep Peker hükümeti zamanından oldukça farklı bir noktaya gelmistir. 

Günaltay hükümeti döneminde iktidar demokrasi yolunda hızla ilerlemis ve muhalefete karsı da anlayıslı davranmıstır. Bu nedenle iktidar, Milli Ant gibi bir beyannameyi hak etmedigini düsünerek, beyannameye çok sert bir tepki göstermistir. Basbakanlık bu beyannameyle memurların tehdit edildigini, vatandasların korku ve baskı altına alındıgını açıklamıstır. CHP, bu andı ‘Milli Husumet Andı’ olarak nitelendirmistir.696 

2.15.1. Nihat Erim Aydın’da 

Siyasi ortamın iyice gerildigi bir dönemde Basbakan Yardımcısı Milli Egitim 
Bakanı’yla beraber Ege gezisine çıkmıstır. Bakanlar önce zmir’e ugramıs, 19 Temmuz 1949 tarihinde ise Aydın’a gelmistir. Bu ziyaret esnasında Nazilli Kaymakamı Hilmi Dagcıoglu, CHP Nazilli lçe Baskanı Hulusi Çogullu, Belediye Baskanı Rıfat Tuncer’den olusan Nazilli ekibi hükümet üyelerini Aydın’da ziyaret edip Nazilli’nin sorunlarını iletmistir. Basbakan Yardımcı ve diger bakanlar dilek ve sikâyetleri not almıs ilgileneceklerine dair söz vermistir. Hatta Nihat Erim aynı gün içerisinde Nazillili pamuk üreticileri için gerekli yardımların yapılması için Ziraat Bankası Genel Müdürlügü’ne talimat vermistir. Böylece 637 bin liralık yatırım Nazilli’ye tahsis edilmistir. Olayın hızlılıgı çiftçiyi sevindirmis ve Basbakan Yardımcısı Nihat Erim’in enerjikligi takdir edilmistir.697 Ancak muhalefet bu gezinin baska amaçlar tasıdıgını iddia etmistir. Adnan Menderes’e göre; CHP, iktidarın süresiz bir sekilde kendisinde kalması için ordu ve idare teskilatının destegini saglamak ve anlasmak için böyle bir gezi tertip etmistir. Çünkü Nihat Erim gittigi her yerde idari mekanizmayla kapalı toplantılar yapmıs ve durup dururken Aydın’da yapmıs oldugu bir toplantıda muhalefete çok sert bir sekilde tepki göstermistir. Ancak kısa bir zaman sonra iktidarla muhalefet arasındaki iliskiler tekrar normale dönmüstür. Bu asamada partiler yeni bir seçim yasası 
çıkartılması hususunda uzlasmıslardır. Yeni Seçim Kanunu’yla, seçimlerin yönetimi yargıya bırakılmıs, Yüksek Seçim Kurulu olusturulmustur. Gizli oy ve açık tasnif bu yasanın unsurlarından birisidir. Ayrıca ilk kez devlet radyosundan diger partilere de propaganda yapma olanagı saglanmıstır. 

2.15.2. İsmet İnönü Aydın’da 

23 Temmuz 1949 tarihinde İzmir’e baglı Karaburun ve Çesme’de can ve mal 
kaybının yasandıgı siddetli bir deprem meydana gelmistir.698 
Cumhurbaskanı İnönü, deprem bölgesini ziyaret etmeye karar vermistir. Bu gezi sadece deprem bölgesiyle sınırlı degil Aydın, Denizli ve İzmir’i içine alacak sekilde uzun ve kapsamlı bir Ege gezisi seklinde düsünülmüstür. Cumhurbaskanı İnönü’nün gezi kararı üzerine Ege’deki CHP teskilatları devlet baskanını en iyi sekilde karsılamak ve CHP’nin gücünü göstermek amacıyla ciddi sekilde hazırlık yapmıslardır. Bu arada DP’lilerin bir milis teskilatı kurmak üzere oldukları söylentileri çıkınca DP’liler kendilerine karsı bir tertip planlandıgı konusunda endiseye kapılmıslardır. Buna karsılık es zamanlı olarak Celal Bayar da İzmir’e gelmis ve DP en büyük silahını ortaya koymus ve nönü zmir’deyken 
60.000 kisilik protesto mitingi toplanmıstır.699 

Cumhurbaskanı İnönü İzmir’deki temaslarından sonra Aydın’a gelmistir. 
İnönü’ye bu ziyaretlerinde TBMM Baskanı Sükrü Saraçoglu, Bayındırlık Bakanı Sevket Adalan, İkinci Ordu Müfettisi Orgeneral Hakkı Akoguz eslik etmistir. Aydın CHP milletvekilleri, CHP Aydın Bölge Müfettisi, Aydın Valisi, İnönü’yü Çamlık İstasyonu’nda karsılamıslardır. İnönü Aydın İstasyonu’na geldiginde ise büyük bir kalabalık tarafından karsılanmıstır. İnönü, otomobille önce belediye binasına gitmistir. 

İzdiham nedeniyle belediyeye ulasmak kolay olmamıstır. İnönü’nün karsılanması sırasında Aydın’da teskilatı bulunan tüm siyasi parti temsilcileri hazır bulunmasa bile tüm siyasi partiler Aydın’daki İnönü’nün faaliyetlerini dikkatlice takip etmislerdir. 

İnönü, istasyon ile belediye binası arasında kalan meydanda bir konusma yapmıstır. 

İnönü’yü 10 bine yakın vatandas dinlemistir. İnönü burada yaptıgı konusmada; 
“Düsmanlık istidadı ortadan kalktıktan sonra gözlerimizden perdeler de 
ortadan kalkacaktır. Siyasi partiler arasındaki gerginlik ne olursa olsun bunların 
faaliyetlerinde kanun içerisinde kalan hakları sekteye ugramayacaktır. Birbirimize düsman olmayacagımıza sesimizin bütün kuvvetiyle bagırarak söylüyoruz… 

Benim kibar, Çalıskan Aydınlı hemserilerim, 

Bir demokratik cemiyette insana her seyi- dünyanın ve vatanın bütün 
güzelliklerini - haram eden, vatanı insana cehennem çeviren sövme edebiyatı, küfür devri ve hastalık buhranı sona ermek üzeredir. Buraya, Aydın’da bulundugunu bildigim her 4 siyasi partinin bütün üyeleri ve bütün vatandaslar karsısında birbirinizi örselemekten ve birbirinize düsman olmaktan uzak durmanız gerektigini anlatmak için geldim. Partili partisiz tüm vatandaslarımız zihinlerinde beliren bir sorunun ıstırabı içindedir. Bu halin sonu nereye varacak, biz bu rejimi yürütebilecek miyiz yoksa bu rejimi yürütelim derken vatanımızı mı kaybedecegiz? (Asla sesleri). Cevap veriyorum. 

Selamet yolundayız. Bu hastalıgı yenecegiz. Yalnız bir sartım var. Hiçbir sebep ve bahaneyle birbirimize düsman olmayacagız. (Asla sesleri). Bütün Türkiye’de oldugu gibi Aydınlılar da bana vatandasların asla birbirine düsman olmayacaklarını söylüyorlar. 

Dogru mu? 

(Dogru sesleri). Vatandaslar arasındaki siyasi münakasalar ne kadar anlasılmaz, ne kadar uzlasılmaz olsa ve göz karartır manzaralar gösterse de vatandaslar birbirlerinin bogazını sıkmaya götürecek olan düsmanlıkları reddedeceklerdir. Vatandaslarımız da bu mizaç, ahlak ve kararlıkta olunca memleket müsküllerin hepsini yenecektir… Hadiseler ne olursa olsun hükümet memlekette vatandasın emniyetini, huzurunu temin edecek kudrettedir. Ve bu kudretini tereddüt  etmeden ve düsünmeden her hadiseye tatbik edecektir. Siyasi Partiler arasındaki gerginlik, uzaklık, münakasanın sertligi ne olursa olsun, hiçbir sebeple bunların faaliyetleri içinde haiz oldukları haklar sekteye ugramayacaktır. Hatta bir siyasi partinin içinde memleketin bir kösesinde herhangi bir vukuat çıkarsa bilin ki bu vukuat o siyasi partinin tamamına tesmil edilmeyecektir. Ama buna karsılık siyasi partilerden hiç birisi digerinden üstünlük, ötekinden daha fazla hak ve imtiyaz istemeyecektir. 

Ve hiçbir sebep ve bahane ile kanun dısı vasıtalarla meramına nail olmaya çalısmayacaktır. Bu çerçeveleri vatandaslarımız kabul ettigi sürece karsısında bulundugumuz güçlükleri halletmek kolay olacaktır. Aydınlılar, 

Bu isler dönüp dolasıp seçime varacaktır. Seçimde memleketi kimin idare 
edecegini rey veren vatandaslar tayin edecektir. Dünyada her iyiligi biz nefsimizle yaparız. Her iktidar bizde toplanmıstır. Bütün fenalıklar karsımızdadır. Aciz degiliz. Bu zihniyetten arınacagız… Birbirimizin sözüne inanır hale gelecegiz. Birbirimizi bir elmanın diger yarısı gibi görecegiz. 

Aydınlılar, 

Seçim emniyeti üzerinde durulmaktadır. Tüm Türkiye’ye sesleniyorum; seçim 
emniyeti denilen mevzuu üzerinden vesveseyi kaldıracak, selameti bulacak tedbirler vardır. Bunlar iyi niyetle bulunur ve tatbik olunur…Bu konuyla ilgili çalısanları hürmete ve sükûnetle çalısmaya davet ediyorum. Seçim emniyeti hile ihtimalini ortadan kaldırdıgı gibi seçimlerde zorlama imkânını da ortadan kaldıracaktır. Zorlama, seçimi mutlaka kapatmak sartı ile vatandasa baskı uygulanmasıdır. Hükümet seçim için makul arzuları yerine getirecek ve hatta masum olan seçim vesveselerini izale edecek bütün tedbirleri alacaktır. Artık seçimi kazanamamıs parti, seçimlerde haksızlık yapıldı iddiasında bulunamayacaktır. Seçim üzerinde vatandasları neticenin kabulünde tereddüde sevk edecek hiçbir açık kapı bırakılmayacaktır. Seçim münakasaları senelerden beri memleketin huzurunu ihlal eden baslıca sebeptir. 
Bu hastalıktan kurtulacagız. 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

675 Demokrat İzmir, 10 Kasım 1948. 
676 Anadolu, 14 Kasım 1948. 
677 Anadolu, 3 Kasım 1948.
678 Anadolu, 17 Kasım 1948. 
679 Demokrat İzmir, 10 Kasım 1948. 
680 Demokrat İzmir, 26 Aralık 1948. 
681 Demokrat İzmir, 29 Şubat 1948. 
682 Demokrat İzmir, 23 Aralık 1948. 
683 Anadolu, 2 Şubat 1948, Mezbahadan etler üstü açık arabayla kente nakledilmektey di. Mezbahaya kapalı bir araba yaptırılmıştır. Kentte umumi bir tuvalet yaptırılmıs, güres festivali düzenlenmiştir. 
Buradan elde edilen gelirle eski kabristanlık asri kabristanlıga dönüstürülerek halkın hizmetine sunulmustur. Ova yüzüne giderken çiftçiye sıkıntı veren dereler üzerinde 3 adet betonarme köprü yaptırılmıstır. Bucakta bir mandolin, bir de nakıs olmak üzere iki adet kurs açılmıstır. Nakıs kursuna bakanlıktan ögretmen tayini yaptırılmıstır. Aydın’a ortaokula giden fakir ögrencilere halkevleri kanalıyla ücretsiz tren pasosu temin edilmistir. Halkevinin yeni bir binaya tasınması temin edilmistir. 
684 Anadolu, 16 Şubat 1948.
685 Anadolu, 24 Aralık 1948. 
686 Demokrat İzmir, 26 Aralık 1948. Demokrat İzmir Gazetesinin anlatımına göre olay su sekilde gerçeklesmistir: 20 Aralık 1948 Pazartesi günü yeni idare kurulu aralarında isbölümü yapmak üzere toplanmıstır. Bir iki üyenin gelmesi beklendigi anda parti üyelerinden Ahmet Akyar adlı vatandas herhangi bir ziyafet ya da dügünden evine dönmekte iken kendisini muktedir olamayacak kadar içkili halde parti merkezine ugramıstır. Bir iki arkadas onu eve götürmek isterken binanın iki camı kırılmıstır. 
Durum jandarma’ya bildirilmistir. Yine durum parti prensiplerine mugayir bulundugundan tutulan bir zabıtla kisi parti haysiyet divanına sevk edilmistir. Anadolu gazetesi basit bir durumu abartmak ve DP’li üyeler arasında birbirlerine sandalye atacak kadar kavga çıktıgını iddia etmektedir. Bu iddialar dogru degildir. 
687 Anadolu, 21 Kasım 1948. 
688 Anadolu, 15 Aralık 1948. 
689 BCA, 490.01/245.974.1. 
690 Demokrat İzmir, 13 Mayıs 1948. 
691 Anadolu, 27 Mayıs 1948. 
692 BCA, 490.01/245.974.1. 
693 Uran, H.(1960) Hatıralarım, s.507-508. 
694 Burçak Rıfkı S. age., s.168. 
695 Ağaoglu, S.(1992) Siyasi Günlük Demokrat Parti’nin Kurulusu, s.334-335. 
696 Eroğul C. age., s.41-42. 
697 Anadolu, 20 Temmuz 1949. 
698 24 Temmuz 1949, Anadolu. 
699 Eroğul, C. age., s.41-48. 


21 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 19

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 19


2.12.4. Millet Partisi’nin Kurulusu 

1948 yılının baslarında yeni bir parti’nin kurulacagı basında yer almıstır. Yeni 
partinin kurucuları arasında Rauf Orbay, Mustafa Kentli, Rasim Aktoglu, Harun İlmen, Kenan Öner ve Fevzi Çakmak’ın adı geçmistir.653 Kurulacak bu partiye DP’den ihraç edilmis kisilerin de katılacagı haberi basında yer almıstır.654 DP içindeki sertlik yanlılarının harekete geçmesiyle Millet Partisi dogmustur. 20 Temmuz 1948 tarihinde Fevzi Çakmak, Enis Akaygen, Hikmet Bayur, Osman Bölükbası, Sadık Aldogan, Kenan Öner önderliginde Millet Partisi’nin kuruldugu ilan edilmistir. Parti kurucuları, milletin iki siyasî seçenek arasında sıkıstırılmıs oldugunu ileri sürerek milliyetçi-muhafazakâr çizgiyle üçüncü bir seçenek sunmak istemislerdir.655 Millet Partisi’nin programında parti’nin devletçilik ile hür tesebbüs arasında bir denge kuracagı ifade edilmistir. Katı devletçilige de kar hırsını ön planda tutan ve sömürüye dayalı hür tesebbüse de karsı çıkılmıstır. Yine programda Türkiye’de degisik din ve mezhebe mensup cemaatlerin dini örgütler kurmaları fikri savunulmustur. Millet Partisi, kendini programında Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Liberal olarak tanımlamıstır.656 

2.12.5. Millet Partisi’nin Aydın İl Teskilatı 

Millet Partisi ülke genelinde bekledigi hızda örgütlenememistir. Millet 
Partisi’nin çok kısa bir zaman içerisinde iç kavgalara düsmesi ve Fevzi Çakmak’ın vefatı üzerine bu parti toplumda kendisine belli bir hava yakalayamamıstır. İzmir avukatlarından Sahap Gürsel Millet Partisi Aydın teskilatının kurulması için öncülük yapmıstır. MP Aydın İl Mütesebbis Heyeti söyle olusmustur: 

1-Dr. Cemal Islak 
2- Eczacı Namık 
3-Yagcı Kırımlı Muzaffer 
4-Dis Dr. Fahri Eminakar 
5-Manifaturacı Selahattin Pehlivanoglu 
6-Av. Refik Gürsel 
7-Avukat Adayı Feyiz Turhan.657 

2.12.6. Demokrat Parti’nin Parçalanması ve MP ile DP Arasındaki Rekabet’in Aydın İline Etkileri 

Demokrat Parti’nin parçalanmasını parti yöneticileri bunu bir temizlenme, 
tazelenme süreci olarak degerlendirmislerdir. Yöneticiler tarafından Demokrat Parti’nin sahıslara baglı olmadıgı, bir Kenan Öner giderse bin Kenan Öner gelecegi ifade edilmistir.658 Ancak söz konusu sürecinin Demokrat Parti’yi derinden etkiledigi görülmüstür. Demokrat Parti yöneticileri söz konusu sıkıntıyı açıkça dile getirmemis olsalar bile partiyi toparlama çalısmalarına hızla baslamıslardır. Bunun için mitingler, toplantılar tertip etmisler, parti teskilatlarının birbirleriyle kaynasmalarını saglayacak çalısmalar yapmıslardır. Örnegin zmir’de 45 otobüs dolusu, 1200 kisilik bir hürriyet kafilesi olusturarak degisik ilçe ve kasabalara ziyarette bulunmuslardır. Ziyaret ettikleri 
kasabalardan bir tanesi de o dönemde zmir’e baglı olan Kusadası’ydı.659 

Yasanan olaylar üzerine DP Genel İdare Heyeti Aydın’da büyük bir toplantı 
düzenlemistir. Bu toplantıya Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Fevzi Lütfü 
Karaosmanoglu, Ahmet Veziroglu ve Serif Özgen gibi partinin etkin kisileri de istirak etmistir. Toplantı Aydın Yeni Sinema Salonu’nda yapılmıstır ve iki gün sürmüstür. Bu heyete DP İzmir, Mugla, Milas, Yatagan, Sarayköy ve Ödemis idare heyetlerinden pek çok kisi eslik etmistir. Burada Adnan Menderes, Ali Rıza Gökdag, Fuat Köprülü, İhsan Serif Özgen birer konusma yapmıslardır. 

Bu konusmalar, MP kurulduktan sonra DP taraftarlarına verilen mesajlar açısından oldukça önemlidir. Adnan Menderes toplantıda yaptıgı konusmada; “Acaba partimiz iç ihtilafların girdaplarında bogulmak tehlikesine mi maruzdur gibi endiselere asla mahal yoktur. 40– 50 mebus, 10–15 genel kurul azası arasında nazar farkı nedeniyle maksat ve niyet ayrılıgı vardır diye partinin zayıf düstügüne ve çözülüp dagılacagına hükmetmek katiyen dogru olmaz. Çünkü DP’nin davası, hürriyet, refah ve saadet davası olarak milletçe benimsenmistir. Bu Parti, genel kurul ve meclis gurubundan ibaret degildir. 

Bunun gövdesi yurdun dört tarafına kök salmıstır… Sadece ıstıraptan ibaret olan ilk zamanlar geçtikten sonra partiye sahiplenme, parti iktidarından nasip ve pay elde etme hareketlerinin baslaması tabii görülmelidir. Bundan sonra sahlandıgını görmemiz mukadder olan ihtiraslara karsı siyasi ahlak mücadelesi yapmak zorundayız. Bu mücadelesinin metot ve esasını da açıklık olarak kabul etmek gerekir. Demokrasilerin en büyük düsmanı demagojidir. Demokrasilerin soysuzlasması demagoji çukuruna düsmeleriyle baslar. Sabotajcı bir amele, mühendis, idareci olarak bir müessesinin en nazik noktalarına kadar sokulup itimat kazandıktan sonra o müesseseye en büyük darbeyi vurma imkânını elde ederse elbette böyle kisilerin partimize yapabilecek zararlara karsı daima uyanık olmak mecburiyetindeyiz. Bir taraftan iktidar partisi ve idare mekanizmasının tarafgirine hareketlerine karsın mücadelemizi sürdürürken içimizdeki ihtiras ve demagoji sahiplerine karsı bir prensip, siyasi ahlak ve açıklık mücadelesi yapmak zorundayız. ktidara karsı mücadelemizde nasıl muvaffak olmussak bu iç mücadelemizde de muvaffak olacagımızdan asla süphe edilmemelidir. Partimiz bir ihtiras, bir intikam, bir intifa partisi olarak vücuda gelmemistir. DP bütün hürriyetlerin teminat altına alınması yoluyla memleketin refah ve saadetine emel edinmis oldugu için milletçe bu denli benimsenmistir.” diyerek DP’den ayrılanları sabotajcı ve hain olarak nitelendirmis, DP’nin her seye ragmen dimdik ayakta oldugunu belirtmistir. 

Ali Rıza Gökdag ise; “Bu parti milletin partisidir. Böyle bir partide nasıl 
çözülme ve çatlaklık olabilir. Kenan Öner kendine baglı âmâlarla birtakım toplantılar yapmaktadır. DP’nin mirasına konmak isteyen bu adamla birlikte davranan milletvekilleri var. Gelecek sefer milletvekillerini seçerken gözlerinizi dört açın. Sizi anlamayanlara oy verirseniz en büyük hainligi yapmıs olursunuz.” diye konusmus, Kenan Öner’i DP’nin mirasını konmayı istemekle suçlamıstır. 
Fuat Köprülü; “Demokrasiye âsık bir insan için en büyük seref milletin alelade 
bir ferdi olmaktır. Bu son hadiseler kısmen içte, kısmen partimizin dısında hazırlanan ve bu partiyi zaafa ugratacaklarını zannedenlerin suikast hareketleridir. Bunlar acınacak bedbahtlardır.” diyerek, DP’den ayrılanları makam pesinde kosan, DP’ye süikast düzenleyen kisiler olarak nitelendirmistir. 
İhsan Serif Özgen; “Biz buraya trenle geldik. Trenimiz her ugradıgı yerde aynı 
gayenin heyecanı ile karsılasıyor, isini gücünü terk eden vatandaslar; millet sizin arkanızdadır, diye bagırarak bizleri selamlıyordu. Ortaklar, Germencik, İncirliova sade birer istasyon degil hürriyet güzergâhıdır.” seklinde konusarak DP’den kopmalara ragmen halkın çogunlugunun DP’nin çevresinde kenetlendigini vurgulamıstır. Aydın’daki etkinliklerden sonra heyet Nazilli’ye gitmistir.660 
DP Genel Merkezi’nde yasanan olaylar üzerine Etem Menderes baskanlıgında 
Aydın DP ilçe idare kurulları il merkezinde bir araya gelerek bir toplantı 
düzenlemislerdir. Toplantı sonrasında DP genel merkezine bir telgraf çekerek her zaman DP Genel Merkezin yanında olduklarını belirtmislerdir. Telgraf söyle idi: “Partinin umumi düzen ve emniyetiyle oynayanlar, Demokrat Parti’ye dolayısıyla memleketin aziz davasına ihanet edenlerdir. Bozguncu hareketler parti saflarını sıkılastırmıs ve bünyesini daha da kuvvetlendirmistir. Parti umumi vicdanından yükselen feragat ve dürüstlük ahlakına intibak edemeyenlerin degil parti ailesi içinde parti azası olarak dahi yerleri yoktur. Umulmayan ve beklenmeyen bu kötü tezahürler parti ahlakında daha asil temayüller yaratmıstır.”661 

Milli Kalkınma Partisi’nin pekte parlak olmayan çıkısı sonrası siyasi sahneden 
silinmesinin ardından Millet Partisi’nin kurularak faaliyete geçmesiyle birlikte siyasi rekabet üç parti arasında yasanmaya baslamıstır. Aydın ili iktidar partisi CHP, muhalefet partileri DP ve MP arasında görülen sert bir rekabete sahne olmustur. 1949 yılı Mayıs sonralarında MP Genel Baskanı Hikmet Bayur, General Sadık Aldogan ve Resat Aydınlı, Aydın’a gelmistir. Daha önce böyle bir ziyaretin yapılacagı duyurulmasına ragmen heyeti ancak 50–60 kisilik bir gurup istasyonda karsılamıstır. El ilanlarında Fevzi Çakmak’ın da gelecegi duyuruldugu halde Pasa Aydın’a gelmemistir. 

Ziyaret Aydın’da pazarın kuruldugu Salı gününe denk getirilmistir.662 Miting de pazarın kuruldugu alanda yapılmıstır. Miting de MP’lilerin sayısının 200 kadar oldugu Anadolu gazetesinin muhabiri tarafından belirtilmistir. Miting sakin geçmis, mitingde herhangi bir olay olmamıstır.663 MP’nin Aydın mitinginde yapılan konusmalarda: Sadık Aldogan; “Bizim ne CHP’yle nede DP’yle bir mücadelemiz yoktur. Bizim mücadelemiz DP’nin basındaki ise yaramaz bir zümre iledir. Bu zümrenin hiçbir ideali ve gayesi yoktur. Memleketi bunlardan kurtaracagız. stanbul gazeteleri bizim görüslerimizi yazmıyorlar. Fakat Memleketin hakiki evlatları hakikati biliyorlar.”664 diyerek DP yöneticilerini sert bir dille suçlamıs, MP’nin bu yöneticilerle mücadele edecegini duyurmustur. 

Hikmet Bayur konusmasında Türkiye’de uygulanan laiklik anlayısını elestirirek söyle demistir: “CHP ve DP’nin programları hakiki anlamda laik degildir. Çünkü laiklik din ve devlet islerinin birbirine karıstırmamak demektir. Rumlar, Ermeniler, Yahudiler gibi 18 milyon Türk’e de evkaf isleri devredilerek cemaat kurma hakkı verilmelidir. İdare islerinde ise Bucak Müdürleri intihapla seçilmeli, vali ve kaymakamlar İçisleri Bakanlıgınca azledilmemelidir.” Süleyman Külçe ise “Din ile Dünya birbirinden ayrılmaz. Ayrılırsa din yok olur.” seklinde konusmustur. Süleyman Külçe, dini devlet yönetiminin bir parçası olarak sunarken, Hikmet Bayur ise tam tersi bir görüs ileri sürmüstür. Görünen o ki Millet Partisi yöneticileri pek çok alanda oldugu gibi laikligin tanımlanmasıyla ilgili görüs birligi içinde degillerdi. 

Osman Bölükbası, Hikmet Bayur ve Süleyman Külçe yaptıkları konusmalarla 
laiklik konusunu kendilerince tartısmaya açınca CHP ve DP basta olmak üzere pek çok kesimden çok sert tepkiler almıstı. Osman Bölükbası konusmasında: “ Bize gerici diyorlar, degiliz. Eger öyleysek buyursunlar bizi tevkif ettirip adalete versinler. Basında sarık, elinde tespih fakat koltugunun altında haç olan bir hükümete itimat edilemez.” diyerek kendilerine yöneltilen elestirilere cevap vermistir. Resat Aydınlı: “Memleketimizde çok partili idarenin tesisi San Francisco görüsmelerinden sonra bir emrivaki oldu. O zamanlar ben Bakanlarla temasım vardı. İnönü en emin bildigi Celal Bayar’ı çagırarak konustu. DP bu surette kuruldu. Bu sebeple bu parti muhalif olamaz. Memlekette esas muhalefet MP kurulduktan sonra baslamıstır.” seklinde konusmus, DP’yi açıkça muvazaa partisi olmakla suçlamıstır. Resat Aydınlı’ya göre; nönü dıs sartların agırlıgı altında çok partili yasama geçise izin vermistir. Aydınlı konusması sırasında Demokrat zmir gazetesinde kendileriyle ilgili haberi göstererek ‘bu haber yalandır, bir iftiradır’ deyip ve gazeteyi dinleyicilere dogru fırlatmıstır. 

Aydın’da bir ocak toplantısında DP’li Recep Kaymak’ın ‘bu ülkeye 
demokrasinin gelmesi için Fransız htilali’ne benzer ihtilal olmalıdır’ sözleri mitingde siddetle elestirilmistir. Türkiye’de ihtilalin olmayacagı, böyle konusanların susturulması gerektigi söylenmistir.665 DP’liler bir kez daha ihtilal hazırlıgı yapmakla suçlanmıstır. Mitingden sonra MP üst düzey yöneticileri, Aydın’da köy köy, bucak bucak dolasıp parti propagandası yapmıslardır. Millet Partisi Baskanı Hikmet Bayur, milletvekillerinden Sadık Aldogan, Resat Aydınlı yapılan toplantılarda da DP ve CHP’ye siddetli hücumlarda bulunmustur. Demokrat zmir gazetesinin iddiasına göre bu heyet DP ileri gelenlerine hakaret sayılabilecek sözler söylemistir. Hatta MP heyetinden kimilerinin, Aydın DP İl Baskanı Etem Menderes’in dayagı hak ettigini söyledigi bile iddia edilmistir.666 MP Aydın Mütesebbis Heyeti Baskanı Dr. Cemal Islak tarafından bir tekziple söz konusu iddia yalanlanmıstır. DP’liler ise Millet Partilileri yaptıklarını inkâr etmekle suçlamıslardır.667 

Hikmet Bayur’un Aydın’da verdigi konferanslar hem iktidar partisini hem de 
DP’yi rencide edici nitelikteydi. Bayur’un konusmaları her iki kesim tarafından tepkiyle karsılanmıstır. Hikmet Bayur, Aydın Sögütlü Kahve’de bir konferans vermistir. Bayur, verdigi konferans’ta Atatürk ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni kötüleyince orada bulunan kimi vatandaslar bu duruma tepki göstermistir. Bayur’a tepki duyanlar apar topar dısarı atılmıstır. Bayur’un daha önce DP’ye söyledigi kötü sözler için DP’liler de Sögütlü Kahve etrafında toplanmıstır. Ancak çıkabilecek kavgadan çekinen Hikmet Bayur DP konusuna Sögütlü Kahve’deki konferansında hiç deginmemistir. Bayur’un aleyhine söyledigi sözler üzerine Anadolu gazetesi ise CHP’lilerin Hikmet Bayur’u ciddiye almadıgını söylemistir.668 

Hikmet Bayur’un Aydın’ı ziyareti sırasında birçok iddia ortaya atılmıstı. Bu 
dedikodular birbirinin tam aksiydi. Bir iddiaya göre; Hikmet Bayur Aydın’a gelmeden önce Ankara’da Adnan Menderes tarafından “Aydın’a gitme, orası benim memleketim, sonra dayak yersin” demistir. kinci dedikodu; Adnan Menderes’in Celal Bayar’la arası açılmıs, bunun için Bayur’la gizlice anlasmıstı. Bayur, Menderes’le kuracakları yeni partinin alt yapısını olusturmak için Aydın’a gelmisti.” Bu haber Anadolu gazetesinin ön sayfasında verilmistir. Öte yandan Adnan Menderes 3 Haziran 1949’da Söke’de yaptıgı konusmada MP’lilere cevap vermistir: “MP iktidarı bırakıp, DP’yle ugrasmaktadır. 20 milyonluk Türkiye’de 4–5 milyon gibi muazzam mensubu bulunan DP’yi idarecilerinin sahsında kötülemenin memleket hesabına faydalı olmayacaktır. Onlar hakiki muhalefetin kendilerinin oldugunu iddia etmektedir. Demokrat Parti’den daha fazla ne yapmıslardır? Muhalefetin, ikiye üçe bölünmesi iktidara kuvvet vermistir. 
İktidar alacagı oyu yine alacaktır. Fakat muhalefetin oyu bölünmüstür. Bundan iktidar kazançlı çıkacagından muhalefeti parçalayanlar davaya zarar vermistir. Saflarımızı sıkılastırdık. Bu mücadelede ser ve ihtiras tarafında bulunanlar muvaffak olamadılar. 
Aramızdan ayrılan 3–5 kisi yerine 300–500 bin kisi geldi. DP Türk milletinin gönülden sevgi ve itimadını kazanmıstır. Bu yüzden çökmedi. MP, DP’yi muvazaa partisi olmakla suçlarken İktidar partisi ihtilal hazırlıgı yapmakla suçlamaktadır. Bu durum karsısında DP’nin torpil tarlalarıyla dolu denizde halk gemisini dikkatle ve basiretle yürütmesi lazımdır.”669 

MP, DP ile giristigi siyasi mücadelede çok fazla mesafe kaydedememistir. 
Zaman zaman kısır tartısmalar her iki partiyi de yıpratacak boyuta ulasmıstır. MP, DP’ye karsı ciddi bir rakip olabilmek için çok büyük çaba harcamıstır. Örnegin 1948 yılı Eylül ayında DP Manisa’da miting yaparken Millet Partisi’nden Kenan Öner İzmir’e gelmis, ancak beklenen ilgiyi görememistir.670 Millet Partisi’nin kurulma çalısmaları Demokrat Parti’yi derinden etkilemistir. Ancak DP’li yöneticiler iyi bir kriz yönetimiyle parti teskilatlarını hızla toparlamıstır. DP içinde kopan fırtına partinin II. Olagan Kongresi’ne kadar durulmustur. 

Bu kongreden DP yönetimi saglam bir sekilde çıkmıstır. Sonuç olarak 1950 seçimlerinde DP tek basına % 52,68 oy oranıyla iktidar olurken, büyük iddialarla kurulan Millet Partisi ilk katıldıkları 1950 genel seçimlerinde % 3,11 oy almıs ve MP’den sadece Osman Bölükbası milletvekili seçilebilmistir. 

Alınan sonuç karsısında parti büyük bir hayal kırıklıgı yasamıstır. MP, Demokrat Parti iktidarı döneminde, 1954 yılında resmen kapatılmıstır. 

2.13. 1948 YILINDA AYDIN’DA MEYDANA GELEN SİYASİ GELİŞMELER 

Demokrat Parti, 1948 yılında Aydın ilinde çesitli etkinlikler gerçeklesmistir. 
Mitingler, toplantılar yapmıstır. Parti teskilatlarının kurulus yıl dönümleri için 
kutlamalar tertip etmistir. Bandolar olusturmus, eglenceler düzenlemistir.671 Parti üyelerinin dügün ve sünnet gibi sölenlerine tam kadroyla katılmaya çalısmıstır. 7 Mayıs 1948’de Çine Hallaçlar köyünde Demokrat Partili bir ailenin dügün töreni tam bir gövde gösterisine dönmüstür. Pehlivan güreslerinin de tertip edildigi dügüne Çine DP baskanı Ali Sen, 2. Baskan Hüsamettin Çoskun ve Etem Menderes de katılmıslardır.672 

Demokrat Partiler bu tür etkinliklerle bir araya gelerek birbirleriyle olan iliskilerini gelistirerek bütünlük saglamaya çalısmıslardır. Demokrat Parti, bu tür toplantıları halkla kaynasma, bütünlesme ve iliskileri kuvvetlendirme vesilesi olarak görmüs ve bu toplantılara ciddi bir katılım sergilemistir. 

10 Ocak 1948’de Aydın merkez DP Cumhuriyet Ocagı açılıs töreni yapılmıstır. 
Törende misafirlere seker, kahve, sigara ikram edilmistir. Aynı gün içerisinde Hürriyet Misak-ı’nın ilan günü kutlanmıstır. ibrahim Pehlivan (Cumhuriyet Ocagı Bsk), Mehmet Önüt (Makine Tamircisi), Emin Arslan (Tenekeci), Cemal Ekinci (Nakliyeci), Sadık Cantas (Demirci), Rıza Gökdag (DP Aydın Merkez lçe Bsk.), Av. Cevat Ülkü, Refik Gürel, Etem Menderes.673 birer konusma yapmıslardır. 

2.13.1. Nazilli DP’nin Kurulus Yıl Dönümü 

19 Mayıs 1948’de Nazilli DP teskilatının açılısının ikinci yılı kutlanmıstır. 
Demokrat zmir gazetesine göre yapılan törene 10 bine yakın kisi istirak etmistir. Bu törene Aydın, Denizli, Çine, Sarayköy, Bagarası, Dereköy, Germencik, Ödemis, Bayındır vb. ilçe ve ocaklardan ve Nazilli’nin köylerinden pek çok Demokrat Partili katılmıstır. Törene Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fevzi Lütfü Karaosmanoglu, Mustafa Nazlı da istirak etmistir. Törende yapılan konusmalarda; Sadık Giz (DP Tire Bsk): “Emek ve gayretlerimizin semeresini pek kısa zamanda göreceksiniz. 21 Temmuz ve Seçim Kanunu Türk milleti için bir kara lekedir. Seçim Kanunu Türk milletine saglam bir emniyet temin etmedikçe ve adli murakabeye dayanmadıkça ona hür seçim diyemeyiz.” 
Namık Kılıçoglu (DP Ödemis Bsk): “Nazilliler suanda çifte bayram kutlamaktadır. Hala mı inat edeceksiniz? Seçim gibi kutsal bir hakka elini ve dilini uzatan bu gerilik sistemine hitap ediyorum, milletin mukadderatıyla oynamayın. Sabır 
ve tahammülümüz kalmamıstır. Hakkımızı veriniz. Millet böyle kitle halinde bulundugu sürece önünde bas egmeyecek hiçbir kuvvet olmayacaktır.” 
Av. Rauf Onursal (izmir DP’den): “Bugün kahraman Atatürk Samsun’a 
çıkmıstır. Bunun nadide anlamı her an aklımızdadır. Ancak 29 seneden sonra Türk milleti hala hâkimiyetini eline almak için mücadele etmek zorunda bulunuyor. Müsebbipleri için hakikaten utanç vericidir. Seçimlerin fesat ve sahte zabıtlardan arî olarak tecellisini ve gizli oy, açık tasnif esasına dayalı ve adalet adamların murakabesinde yapılmasını istiyoruz. 21 Temmuz seçimlerinde bazı idare amirleri millet iradesinin tam olarak tecellisine mani olmalarına ragmen taltif edildiler. 
istikbalde yapılacak seçimlerin dürüstlügünden nasıl emin olabiliriz. Biz Türk 
hâkimlerinin tarafsızlıgına inanıyoruz. Türk hâkimleri itimada deger vazife 
görmüslerdir. CHP müfritlerinden birisi Seçim Kanunu selametle tatbik edilirse CHP iktidarı kaybedecektir diyor. Ne pahasına olursa olsun onlar iktidarı çalmak 
gayretinden vazgeçmedikleri takdirde kollarından tutulup sandalyelerinden yere 
vurulmaga müstahak olacaklardır.” 

Etem Menderes: “DP’nin gayreti ve ısrarıyla iktidar partisi yeni bir seçim 
kanunu yapmaya girismistir. Eger bu defa da milletin iradesi tecelli ettirilmeyecek olursa DP seçimlere istirak etmeyecektir.” 
Adnan Menderes: “Üç seneden beri harp bitmis olmasına ragmen ıstıraplarımız 
azalmıs degildir. Demokrat Parti etrafında toplandıgımızdan günden beri hayatı daha cazip, daha ümitli görüyor, ona daha kuvvetle baglanmıs oldugumuz için yeni ve taze bir heyecan hissediyor, istikbale gururla bakıyoruz… II. Dünya Savası’nın müthis ve emsalsiz tahribatına ugrayan diger memleketler büyük ıstırap içinde kıvrandı. Harbin nihayetlesmesinden 3 yıl sonra o diyarlarda artık ıstıraplar yok edilmis ve sikâyetler azalmıstır. Buna ragmen harbe girmeyen Türkiye’de türlü sıkıntıların yanında seker vesika usulüne dökülmekte, ekmek darlıgı çekilmektedir. Bunlar kötü idare edilmenin sonucudur. Artık çok iyi biliyoruz ki maddi ve manevi ıstırapların çaresi demokrasi davasının muzaffer olmasındadır… Siyasi bünyede esaslı bir ıslahat yapılması lazımdır. 
Dünya dev adımlarla ilerlerken memleketimiz yerinde saymakta hatta ileri dünya ile aramızda olan büyük mesafe gittikçe açılmaktadır. Nasıl 19 Mayıs Bayramı’nı vatan kurtarmanın mebdei sayıyorsak Demokrat Parti hareketini de bu memlekette hak ve hürriyetleri köklestirmenin bir mebdei saymamız lazımdır. Nazilli kasabasındaki toplantıda dahi on binleri topluyoruz. CHP iktidarda olmasına ragmen safları iyice seyreklesmistir. Ümit ederiz ki CHP muhalefete düstügü zaman saflarındaki bir avuç bakiyeyi muhafaza edebilsin… Memleket Türk milletinin olgunluguna inanmayanlar tarafından idare edilmektedir… Türk milletinin hürriyet davasını tahakkuk ettirmek, ıstırapları dindirmek için ihtiyar olunacak tek yoldur. 25 yıl evvel iktidarı eline alan CHP milletin beklentilerine cevap veremeyince millet ona ders vermesini bilerek dur artık sana güvenim yoktur, malın sahibi olan ben varım- diye bagırmıstır. Dogudan batıya, kuzeyden güneye milyonlarca vatandas – yeter söz milletindir, milletin olacaktır.- diyor. Henüz DP’nin kurulması 2,5 sene olmasına ragmen bu millette en az 
100 sene ileri giden bir zihniyet hâsıl olmustur… Partiler herhangi bir ciddi 
murakabeden mahrum kalırsa evvela kendisini sonrada gayesini kaybetmeye
mahkûmdur… Bütün hatalara ragmen degismez belediye reisleri, degismez mebuslar, degismez hükümet sistemleri devam ede gelmistir. Memleket namına her seyin degismesi lazımdır. Degismeyecek olan yalnız Türk milletinin hâkimiyetidir. Bunun içindir ki Türk milleti her zorlugu yenmesi nasıl bilmisse inkılâpların en ilerisi olan demokrasiyi tahakkuk ettirmeyi de behemehal basaracaktır… 19 Mayıs Türk milletinin mücadele ruhunun sahlandıgı ve millet iradesinin mümessili olan Türk’ün büyük evladı Atatürk’ün Samsun’a ayak bastıgı gündür. Bugün aynı zamanda milletin baslı basına ümit kaynagı olan gençligin de bayramıdır. Yine bugün Nazillilerin burada DP’yi kurdukları gündür…” 

Fevzi Lütfü Karaosmanoglu: “Geçirdigimiz hicranlı günlerden baska önümüze 
daha acılı günler yasayabiliriz. Yılmadan, iyi günlere kavusacagımız ümidiyle yasamak lazımdır. Mücadelemiz Hürriyet Misak-ı mücadelesidir. Seçim Kanunu’nun millete ferahlık ve güven verecek tarzda degistirilmemesi iktidar partisinin bu bahisteki namertligini göstermektedir. ktidar partisinin içi, iktidar elden gidecek diye ürpermektedir. Orhun Kitabesi’nde milletine iyi hizmet etmis bir devlet adamı için su satırların yazılı oldugunu okumustum, - Aç kavmini doyurdu, çıplak kavmini giydirdi, susuz kavmine su, nesesizlere nese getirdi.- Ölümlerinden sonra bu satırları mezar taslarına yazdıramayacak siyaset adamlarının hala iktidarda kalmak istemelerinde bir mana var mıdır?” demislerdir. 

Demokrat İzmir gazetesi yapılan konusmaları milletin birer sesi olarak 
degerlendirmistir.674 Biz ise inceledigimiz dönemindeki siyasi atmosferi mitinglerde yapılan konusmalar çok iyi yansıttıgı için tezimizde çogu kez bu konusmalara yer verdik. 



BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

653 Anadolu, 25 Ocak 1948. 
654 Anadolu, 14 Mart 1948. 
655 Burçak, Rıfkı S. (1979) Türkiye’de Demokrasi(1945-1950), s.156. 
656 Tunaya Tarık Z. age., ss.718-732. 
657 Anadolu, 23 Temmuz 1948. 
658 Burçak, Rıfkı S. age., ss.151-152. 
659 Demokrat İzmir, 22 Mart 1948. 
660 Demokrat İzmir, 21 Şubat 1948. 
661 Demokrat İzmir, 7 Mart 1948. 
662 Anadolu, 30 Mayıs 1949. 
663 Anadolu, 3 Haziran 1949. 
664 Anadolu, 30 Mayıs 1949.
665 Anadolu, 3 Haziran 1949. 
666 Demokrat İzmir, 31 Mayıs 1949.
667 Demokrat İzmir, 4 Haziran 1949. 
668 Anadolu, 5 Haziran 1949. 
669 Anadolu, 5 Haziran 1949. 
670 Demokrat İzmir, 27 Eylül 1948. 
671 Demokrat İzmir, 1 Ocak 1948. 
672 Demokrat İzmir, 9 Mayıs 1948. 
673 Konuşmaların tam metni için bkz; Demokrat izmir, 12 Ocak 1948.
674 Demokrat İzmir, 20 Mayıs 1948. 

20 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 18

1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 18


2.11.3. Partilere Gelir Sağlamak İçin Yapılan Etkinlikler 

Demokrat Parti, devlet ödeneklerinden muhalefet yıllarında yararlanamamıstır. 
İktidar Partisi CHP’nin de bu ödeneklerden yararlanmasına ise siddetle karsı çıkmıs ve bunu halka sürekli sikâyet konusu haline getirmistir. Partiler için en önemli gelir kaynagı parti üyelerinin ödeyecegi aidatlardı. Ancak aidatların tahsilâtında yasanan güçlükler ve parti harcamalarına karsılamada çok düsük bir miktar olarak kalması partileri baska gelir arayısları içerisine itmistir. Ekonomik durumu iyi üyelerin partilere yapmıs oldukları teberrular parti gelirlerinde önemli bir yekûn tutmustur. Bunun yanında partiler, çok partili yasama geçis sürecinde gelir temin etmek için çok farklı yollara basvurmustur. Kısıtlı ekonomik olanaklar bu alanda Demokrat Parti’yi öncülük yapmaya zorlamıs, gelir getirmek için parti ilginç buluslar ve yöntemler gelistirmistir. 

Parti adına tertiplenen deve güresleri binlerce kisiyi bir araya getirmis, partiler hem gelir temin etmis hem de kitle iletim araçlarının yaygın olmadıgı bir dönemde bu tip sosyal etkinliklerle binlerce kisiye ulasabilmistir. Yine partiler düzenledigi esya piyangolarıyla üyelerini seçim dönemi dısında bilet satısları gibi nedenlerle faal hale getirmis, istedigi zamanda vatandasa ulasma olanagı bulmustur. Bütün bu etkinliklerin sonucunda partilere önemli gelir elde edildigi görülmüstür. CHP bu alanda DP’den daha iyi bir durumda bulunuyordu. Parti, gayrimenkul, matbaa, sinema salonu gibi yerleri kiraya vererek önemli bir gelir saglamıstır. Demokrat Parti ise kimi yerde vatandasın fitre, zekât ve kurban derisine talip olmustur. Kongre zabıtlarına yansıyacak bir sekilde bu durum CHP tarafından siddetle elestirilmistir.634 

1949 yılının ilk günü DP, Çine’de bir deve güresi düzenledi. Güresler iki gün 
sürmüs, partiye önemli bir gelir elde edilmistir. Uzun süreden beri Çine’de böyle 
organizasyon yapılmamıstı. Kazanan develere halı hediye edilmis ve baspehlivan deveye ise para ödülü verilmistir. Ancak deve sahibi 150 liralık bu ödülü partiye teberru etmistir.635 Deve güresleri artık partiler için iyi bir gelir kapısı haline gelmisti. 5-6 Ocak 1949 tarihinde ncirliova’ya baglı Erbeyli Köyü DP binası yapımı yararına bu köyde deve güresi tertip edilmisti. zmir, Ödemis, Tire ve Salihli’den pek çok pehlivan deve gürese istirak etmistir.636 DP sık sık esya piyangoları düzenlemistir. Ev, arsa, otomobil çekilislerin büyük ödülleri olmustur. DP’nin düzenledigi esya piyangolarında verilecek ödüller zmir Fuarı’nda sergilenmistir.637 Gazetelerde bir süre çekilislerle ilgili ilanlar 
verilmistir. 7 Ocak 1949 günü gecesi Söke DP’nin üçüncü kurulus yıldönümü 
kutlamalarında parti yararına tombala çekilisi yapılmıstır.638 

Partiler birbirinin düzenledigi gelir elde etme amaçlı sosyal etkinlikler 
konusunda da rekabet içinde olmuslardır. Aydın CHP tarafından düzenlenen esya piyangosu ragbet görülmedigi için üç kez ertelenmistir. Demokrat zmir gazetesinin yazdıgına göre bu olay alay konusu olmustur. Gazete CHP’nin iktidar nüfuzunu kullanarak elindeki biletleri sattırmaya çalıstıgını iddia etmistir.639 
Çok partili yasama geçis süreci siyasi partiler arasında rekabet dogurmus, 
siyasetin daha genis tabanda konusulmasını ve yapılmasını saglamıstır. Bu durum atıl hale gelmis ve gevsemis olan CHP teskilatlarına belli bir dinamizm kazandırmıstır. 

1946-1950 yılları arası siyaset dünyası her açıdan Aydın ilinde renkli ve hareketli görüntülere sahne olmuştur. 

2.12. DEMOKRAT PARTİ’NİN PARÇALANMASI 

2.12.1. Demokrat Parti I. Büyük Kongresi 

Demokrat Parti I. Olagan Büyük Kongresi, 7 Ocak 1947 tarihinde Ankara Yeni 
Sinema Salonu’nda 906 delegenin katılımıyla toplanmıstır. Kongre, geceli gündüzlü çalısmak suretiyle bes gün sürmüstür. Basın, kongreyi büyük bir dikkatle takip etmistir. Kongreye sadece delegeler degil, Anadolu’dan gelen pek çok vatandas da katılmıstır. Demokrat Parti I. Büyük Kongresi’ni yaptıgı tarihte, TBMM’de bir guruba sahipti. Kongre, Celal Bayar’ın konusmasıyla baslamıs, yapılan yoklamayla Kenan Öner kongre baskanlıgına seçilmistir.640 Kongrede partinin 1 yıllık faaliyet raporu Celal Bayar tarafından okunmustur. Faaliyet raporunda özetle anayasada yer alan vatandaslık hak ve hürriyetlerini sınırlandıran kanunların kaldırılması, seçim emniyetinin saglanması ve 
bununla ilgili yasal düzenlemenin yapılması, devlet baskanlıgı ile parti baskanlıgı 
sıfatlarının aynı kiside toplamaması esasının uygulanması iktidar partisinden talep edilmistir.641 

Kongrede faaliyet raporunun okunmasının ardından delegeler diledikleri gibi 
konusmuslardır. Bu esnada Egeli delegelerin teklifiyle “Ana Davalar Komisyonu” 
kurulmasını kongre kabul etmistir. Adnan Menderes’in baskan olarak bulundugu 
komisyon Mükerrem Sarol, Kenan Öner, Osman Kapani, Samet Agaoglu gibi 
delegelerden olusmustur. Bu komisyonda yer alan delegelerin pek çogunun Egeli olması dikkat çekmistir. Komisyon üç günlük bir çalısma sonucu ‘Hürriyet Misakı’ adı verilen bir rapor hazırlamıstır. Bu rapor Kongrede oylanıp kabul edilmistir. Hürriyet Misakı’nda faaliyet raporunda dile getirilen talepler tekrar edilmistir. Ancak raporun getirdigi yenilik ise DP’nin söz konusu talepleri iktidar tarafından yerine getirilmedigi takdirde DP’nin Meclis’i terk edip mücadelesini milletin içinde sürdürme tehdidi olmustur. Hürriyet Misakı’nın kongrede kabul edilmesiyle İktidar-Cumhurbaskanlıgı- Muhalefet arasındaki iliskilerde yeni bir döneme girilmistir. İsmet İnönü, gelisen süreçte 21 Temmuz Beyannamesi’ni yayımlayarak iktidarla muhalefet arasındaki gerginligi bitirmek istemistir. Bu durum Recep Peker hükümetinin istifa etmesine neden olmustur. Yine aynı süreç, Demokrat Parti’nin parçalanmasına ve Millet Parti’sinin dogusuna zemin hazırlamıstır.642 

Kongrede Hürriyet Misakı’nın oylanmasının ardından parti Genel dare Kurulu 
seçimleri yapılmıstır. DP Genel dare Kurulu su isimlerden olusmustur: Celal Bayar (Parti Baskanı), Emin Sazak, Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fuat Köprülü, Refik Sevket nce, Fevzi Lütfü Karaosmanoglu, Cemal Tunca, Yusuf Kemal Tengirsek, Ahmet Tahtakılıç, Ahmet Oguz, Enis Akaygen, Samet Agaoglu, Celal Ramazanoglu, Hasan Dinçer. Kongre Türk siyasi tarihine yön verecek önemli sonuçlar dogurmustur. 

2.12.2. 12 Temmuz Beyannamesi 

21 Temmuz 1946 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimlerinden 12 Temmuz 
1947 tarihinde yayımlanan “12 Temmuz Beyannamesi” ne kadar geçen süre, iktidarla muhalefet arasında gerginliklere sahne olmustur. Muhalefet tarafından ileri sürülen 21 Temmuz seçimlerindeki yolsuzluk iddiaları, daha sonra yapılan seçimleri protesto mitingleri gerginligin baslangıç safhasını olusturmustur. DP tarafından I. Büyük Kongre sırasında yayımlanan Hürriyet Misakı’yla, sine-i millete dönmeyle hükümet tehdit edilmistir. Subat ayı içerisinde yapılan muhtarlık seçimleri iktidarla muhalefeti bir kez daha karsı karsıya getirmistir.643 Basbakan Recep Peker İzmir ziyareti sırasında İstiklal Mahkemeleri’nin henüz kaldırılmadıgını söyleyerek muhalefete gözdagı vermistir.644 
1947 yılı bütçesi Meclis’te görüsülürken Demokrat Parti grubu adına Adnan 
Menderes’in yönelttigi elestirileri, Recep Peker “Kötümser, psikopat, mariz bir ruhun ifadesi” olarak nitelendirince Mecliste çok büyük bir karısıklık meydana gelmistir. Açık oy, gizli tasnif yöntemine ragmen 1946 seçimlerinde Meclise 66 milletvekili sokan Demokrat Parti grubu bu söz üzerine Meclis’i terk etmistir. Bu durum çok partili hayata geçis sürecinde en kritik dönem olarak nitelendirilebilir. Demokrat Parti milletvekillerinin bir süre Meclisteki oturumlara katılmamaları üzerine ortam iyice gerilmistir. Cumhurbaskanı İsmet İnönü bunun üzerine DP Genel Baskanı Celal Bayar ve Fuat Köprülü ile CHP yöneticilerini alarak bir toplantı yapmıstır. Bu toplantılar sonucunda da bir beyanname yayımlamıstır. Siyasi tarihimizde 12 Temmuz Beyannamesi olarak bilinen belge budur. Bu beyanname, “Tek Partili Millî Sef Dönemi’nden” çıkan Türkiye’de çok partili sistemin kalıcı olarak yerlesmesinde önemli bir kilometre tası olmustur.645 

İki parti arasındaki gerginlik ve siyasal mücadele, karsılıklı suçlamalarla her 
geçen gün biraz daha artmıstır. Peker hükümeti, muhalefeti yasa dısına çıkmak ve halkı isyana kıskırtmakla; Celal Bayar ise, Peker’i DP üzerinde sürekli baskı uygulamak ve tek-parti geleneklerini sürdürmekle suçlamıstır. Cumhurbaskanı İsmet İnönü iktidarla muhalefet arasındaki gerginligi gidermek istemistir. Bu nedenle nönü tarafsız bir sekilde iki tarafla da müzakerelerde bulunmustur. Hakem rolünü üstlenen İnönü her iki tarafında haklı ya da haksız yanlarının olabilecegini söylemistir. Ancak nönü, yarar saglamayacagına inandıgı için tarafların haklı ve haksız yanlarını vurgulamaktan kaçınmıstır. 12 Temmuz Beyannamesi’nde nönü yasal sınırlar içinde muhalefet partisinin de iktidar partisi kadar hakları oldugunu ve buna saygı duyulması gerektigini belirtmistir. İnönü’nün söz konusu tespiti DP’nin lehine bir yaklaşım olarak yorumlanmıştır. Siyasal hayatın istikrar kazanması nönü’nün 12 Temmuz Beyannamesi’yle artmıs, DP ve CHP arasında yeni bir dönem baslamıstır. Beyanname 
iktidarı da muhalefeti de derinden etkilemistir. İki partiden de partiler arasındaki gerginligin azaltılması çabalarını olumlu karsılayanlar olmustur. Bununla birlikte, bu beyanname her iki partinin içinde muhalif grupların ortaya çıkmasına neden olmustur. DP içinden Kenan Öner önderliginde bir grup DP’nin artık bir muvazaa partisi haline geldigi tezini savunmustur. 12 Temmuz Beyannamesi’yle CHP’de sertlik yanlıları partilerinin muhalefete boyun egmeye basladıgını iddia etmistir. Böylece her iki parti içerisinde çatısmalar bas göstermistir. lerleyen zamanda partilerin kendi içlerinde muhalif sesler yükselmeye baslamıstır. 
Bu durum partilerden istifa ve ayrılıkları dogurmustur. 
Cumhurbaskanı İsmet İnönü’nün muhalefetle uzlasma yolları arayan yumusak 
politika kullanmayı tercih etmesi, muhalefete karsı tek parti dönemin geleneklerinin sürdürülmesi taraftarı olan Basbakan Recep Peker’i parti içinde zor durumda bırakmıstır. Mevcut durum karsısında Recep Peker, Meclis ve CHP içindeki gücünü belirlemek ve hükümetin gelecegini görmek için bir güvenoyu talep etmistir. Ancak Meclis’te yapılan oylamada Peker hükümeti güvensizlik oyu almıstır. Sonuç olarak daha fazla direnemeyecegini anlayan Recep Peker 9 Eylül 1947’de görevinden istifa etmistir.646 
Sertlik yanlısı Basbakan Recep Peker’in istifası ile çok partili hayata geçis 
sürecine devam edilecegi kesin olarak anlasılmıstır. 12 Temmuz Beyannamesi’yle DP içinde ortaya çıkan muhalefet gerek istifalarla gerekse partiden ihraçlarla parti dısına çıkartılmıstır. Gelismeler bir süre sonra Millet Partisi’nin kurulmasına neden olmustur.647 

2.12.3. Demokrat Parti çinde Bölünme 

12 Temmuz Beyannamesi olumlu yada olumsuz olarak nitelendirilen pek çok 
etki yapmıstır. Dolayısıyla bu durum CHP ve DP’nin iç dengelerini etkilemistir. Bu beyannameyle birlikte CHP içindeki ılımlı kanat parti üzerindeki etkisini artırmıstır. Ancak 12 Temmuz Beyannamesi DP üzerinde daha çok parti örgütünü dagılısın esigini getiren bir etki yapmıstır. Bu beyannamenin niçin DP üzerinde böyle bir etki yarattıgını anlamak için DP’nin yapısına bakmak gerekir. DP, olusum asamasında farklı fikirde ve siyasal kimlikteki kisileri bünyesinde toplamıstır. CHP’de aradıgını bulmayanlar, yâda bu partiye tepki duyanlar, DP çatısına yönelmistir. Çok genis bir kesim özellikle genç kusak siyasetle ilk kez DP’yle tanısmıstır. DP’liler bu karmasık yapıyı bir arada tutmak için uzun süre çaba harcamıstır. Diger taraftan CHP’yi ürkütmemek için devlet baskanlıgı ile parti baskanlıgı kavramlarını birbirinden ayrı olarak ele almıslar ve elestirilerini devlet baskanına degil dogrudan dogruya hükümet baskanına yöneltmislerdir. Ancak DP içindeki muhalefet aynı noktadan hareket ederek dogmustur. 
12 Temmuz Beyannamesi’yle smet nönü muhalefet ve iktidar iliskilerini 
yumusatmak istemistir. smet nönü, 12 Eylül 1947 tarihinde dogu gezisine çıkarken CHP’den Nihat Erim, DP’den Nuri Özsan’ı beraberinde götürmüstür. İsmet nönü bu davranısıyla partilere karsı bir devlet baskanı olarak esit mesafede oldugunu göstermek istemistir. Bazı DP’liler smet İnönü’nün samimiyetine inanmazken, CHP’ye karsı sert muhalefet yapılmasını istemistir. Ancak DP Genel dare Kurulu nönü’nün takındıgı tavırdan hosnut olmustur. nönü’yü bu gezisinden dönüsünde Fuat Köprülü ve bazı DP milletvekilleri karsılamıslardır. Böylece DP’nin kurulma asamasında ortaya atılan DP muvazaa partisidir iddiaları bir kez daha gündeme gelmistir. DP içindeki muhalefet bu asamaya kadar sesini yükseltmemis ve 17 Kasım 1947’de toplanacak olan CHP kurultayına kadar beklemistir. Ancak kurultay DP içindeki muhalif kanadın beklentilerine cevap verecek sekilde karar almamıstır. Örnegin İsmet İnönü’nün hem devlet baskanlıgı hem de parti baskanlıgı görevini birlikte yürütmesi uygulamasına kongreden sonra devam edilmistir. Bunun üzerine Ahmet Tahtakılıç, Yusuf Kemal Tengirsek, Kenan Öner’in basını çektigi muhalif gurup DP’den Hürriyet Misakı kararlarına uyup sine-i millete dönülmesini talep etmistir.648 

Yusuf Kemal Tengirsek defalarca bakanlık görevlerinde bulunmustur. Ahmet 
Tahtakılıç ise CHP’ye yönelttigi elestirilerle DP içerisinde dikkatleri üzerine çekmistir. Kenan Öner ise avukattı. DP’li Kenan Öner kimi Köy Enstitüleri’ni komünistleri himaye etmekle suçlamıstır. Dönemin Milli Egitim Bakanı Hasan Ali Yücel, bunun üzerine Öner hakkında hakaret davası açmıstır. Dava’da Kenan Öner iddialarını ispatlamıstır. Hasan Ali Yücel ise bakanlıktan ayrılmıstır.649 Kenan Öner’in de yıldızı DP içinde iyice parlamaya baslamıstır. Öner, aynı zamanda DP I. Kurultayı’nda kongre baskanı seçilmistir. DP’nin stanbul il baskanıdır. Bu gruba meclis dısından Hikmet Bayur da destek vermistir. Söz konusu bu üç kisinin basa geçtigi grup DP içerisinde sine-i millete dönmeyi dile getirince DP yöneticileri zor durumda kalmıstır. Kenan Öner, DP stanbul kongresi sırasında önce il baskanlıgından sonra DP üyeliginden 18 Ocak 1948 tarihinde istifa etmistir. Öner yaptıgı açıklamalarda Adnan Menderes ve 
Celal Bayar’ı agır bir dille suçlamıstır. Öner’e göre Bayar ve Menderes, smet İnönü’yle pazarlık içine girmistir. Bu yüzden bu iki kisi DP içerisindeki muhalefeti ve İnönü karsıtlarını yasatmamaya karar vermistir. 
Demokrat Parti içinde Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü CHP’ye 
karsı ılımlı kanadı temsil etmistir. Sertlik yanlılarıyla ılımlı kanat arasındaki rekabet Meclis’e de yansımıstır. Demokrat Parti Meclis Gurubu, 7 Subat 1948 tarihinde toplanmıstır. Adnan Menderes ve Celal Bayar’a ragmen gurup baskan vekilligine Fuat Köprülü yerine Fuat Hulusi Demirel seçilmistir. Bu apaçık sertlik yanlılarının Bayar ve Menderes’e bayrak açmasıydı. Buna karsılık Bayar, söz konusu seçimin tüzüge aykırı oldugunu iddia ederek gurup baskanlıgından çekilmistir. Yapılan ikinci seçimde de Fuat Köprülü tekrar seçilmemistir. Gelinen nokta DP içindeki bunalımı iyice derinlestirmistir. Bunun üzerine Demokrat Parti Genel dare Kurulu ihtilafları incelemek üzere 06 Mart 1948 tarihinde toplanmıstır.650 Uzun süren görüsmeler sonucunda Necati Erdem, Kemal Silivrili, Osman Nuri Koni, Sadık Aldogan, Mithat Sakaroglu gibi milletvekilleri parti Haysiyet Divanı’na sevk edilmistir. Haysiyet Divanı da bu milletvekillerinin partiden ihracına karar vermistir.651 Bu karar üzerine Yusuf Kemal Tengirsek gibi milletvekilleri DP’den istifa etmistir. stifa ve ihraçlar nedeniyle DP’nin Meclisteki sandalye sayısı 32’ye düsmüstür. Daha sonra bu sayı Muammer Alakan’ın DP’ye katılımıyla 33’e yükselmistir. DP’den ayrılan milletvekilleri Meclis’te müstakil bir grup olusturmuslardır.652 


BU BÖLÜM DİPNOTLARI;


634 CHP Aydın İl Kongresi Zabıtları (30.12.1949), s.13, Anadolu, 15 Ocak 1947. 
635 Demokrat İzmir, 11 Ocak 1949. 
636 Demokrat İzmir, 22 Ocak 1949. 
637 Demokrat İzmir, 17 Eylül 1948. 
638 Demokrat İzmir, 14 Ocak 1949. 
639 Demokrat İzmir, 9 Mayıs 1948. 
640 Burçak, Rıfkı S. (1979), Türkiye’de Demokrasiye Geçis(1945-1950), s.107. 
641 Orhan, M.(1947), Bütün Tafsilat ve Ayrıntılarıyla DP’nin I. Büyük Kongresi, s.5-16. 
642 Erogul, C. age., ss.24-33. 
643 Erer T. (1966),Türkiye’de Parti Kavgaları, ss.418-419. 
644 Demokrat İzmir, 2 Nisan 1947. Tasvir, 2 Nisan 1947. 
645 Cem Erogul, age., s.30. 
646 Toker, M. (1990) Demokrasimizin İsmet Pasalı Yılları (1944-1973), s.206. 
647 Tunaya, Tarık Z. age., ss.712-715. 
648 Ahmad F.ve Bedia T. Türkiye’de Çok Partili Politikanın Açıklamalı Kronolojisi (1871-1945), s.37-38. 
649 Bozdağ; İ. (1975) Demokrat Parti ve Ötekiler, s.32. 
650 Erogul, C. age., ss. 151-152. 
651 Demokrat İzmir, 10 Mart 1948. 
652 Demokrat İzmir, 25 Ekim 1948. 

19 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***