1946-1950 YILLARI ARASINDA AYDIN’DA SİYASAL YAŞAM BÖLÜM 19
2.12.4. Millet Partisi’nin Kurulusu
1948 yılının baslarında yeni bir parti’nin kurulacagı basında yer almıstır. Yeni
partinin kurucuları arasında Rauf Orbay, Mustafa Kentli, Rasim Aktoglu, Harun İlmen, Kenan Öner ve Fevzi Çakmak’ın adı geçmistir.653 Kurulacak bu partiye DP’den ihraç edilmis kisilerin de katılacagı haberi basında yer almıstır.654 DP içindeki sertlik yanlılarının harekete geçmesiyle Millet Partisi dogmustur. 20 Temmuz 1948 tarihinde Fevzi Çakmak, Enis Akaygen, Hikmet Bayur, Osman Bölükbası, Sadık Aldogan, Kenan Öner önderliginde Millet Partisi’nin kuruldugu ilan edilmistir. Parti kurucuları, milletin iki siyasî seçenek arasında sıkıstırılmıs oldugunu ileri sürerek milliyetçi-muhafazakâr çizgiyle üçüncü bir seçenek sunmak istemislerdir.655 Millet Partisi’nin programında parti’nin devletçilik ile hür tesebbüs arasında bir denge kuracagı ifade edilmistir. Katı devletçilige de kar hırsını ön planda tutan ve sömürüye dayalı hür tesebbüse de karsı çıkılmıstır. Yine programda Türkiye’de degisik din ve mezhebe mensup cemaatlerin dini örgütler kurmaları fikri savunulmustur. Millet Partisi, kendini programında Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Liberal olarak tanımlamıstır.656
2.12.5. Millet Partisi’nin Aydın İl Teskilatı
Millet Partisi ülke genelinde bekledigi hızda örgütlenememistir. Millet
Partisi’nin çok kısa bir zaman içerisinde iç kavgalara düsmesi ve Fevzi Çakmak’ın vefatı üzerine bu parti toplumda kendisine belli bir hava yakalayamamıstır. İzmir avukatlarından Sahap Gürsel Millet Partisi Aydın teskilatının kurulması için öncülük yapmıstır. MP Aydın İl Mütesebbis Heyeti söyle olusmustur:
1-Dr. Cemal Islak
2- Eczacı Namık
3-Yagcı Kırımlı Muzaffer
4-Dis Dr. Fahri Eminakar
5-Manifaturacı Selahattin Pehlivanoglu
6-Av. Refik Gürsel
7-Avukat Adayı Feyiz Turhan.657
2.12.6. Demokrat Parti’nin Parçalanması ve MP ile DP Arasındaki Rekabet’in Aydın İline Etkileri
Demokrat Parti’nin parçalanmasını parti yöneticileri bunu bir temizlenme,
tazelenme süreci olarak degerlendirmislerdir. Yöneticiler tarafından Demokrat Parti’nin sahıslara baglı olmadıgı, bir Kenan Öner giderse bin Kenan Öner gelecegi ifade edilmistir.658 Ancak söz konusu sürecinin Demokrat Parti’yi derinden etkiledigi görülmüstür. Demokrat Parti yöneticileri söz konusu sıkıntıyı açıkça dile getirmemis olsalar bile partiyi toparlama çalısmalarına hızla baslamıslardır. Bunun için mitingler, toplantılar tertip etmisler, parti teskilatlarının birbirleriyle kaynasmalarını saglayacak çalısmalar yapmıslardır. Örnegin zmir’de 45 otobüs dolusu, 1200 kisilik bir hürriyet kafilesi olusturarak degisik ilçe ve kasabalara ziyarette bulunmuslardır. Ziyaret ettikleri
kasabalardan bir tanesi de o dönemde zmir’e baglı olan Kusadası’ydı.659
Yasanan olaylar üzerine DP Genel İdare Heyeti Aydın’da büyük bir toplantı
düzenlemistir. Bu toplantıya Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Fevzi Lütfü
Karaosmanoglu, Ahmet Veziroglu ve Serif Özgen gibi partinin etkin kisileri de istirak etmistir. Toplantı Aydın Yeni Sinema Salonu’nda yapılmıstır ve iki gün sürmüstür. Bu heyete DP İzmir, Mugla, Milas, Yatagan, Sarayköy ve Ödemis idare heyetlerinden pek çok kisi eslik etmistir. Burada Adnan Menderes, Ali Rıza Gökdag, Fuat Köprülü, İhsan Serif Özgen birer konusma yapmıslardır.
Bu konusmalar, MP kurulduktan sonra DP taraftarlarına verilen mesajlar açısından oldukça önemlidir. Adnan Menderes toplantıda yaptıgı konusmada; “Acaba partimiz iç ihtilafların girdaplarında bogulmak tehlikesine mi maruzdur gibi endiselere asla mahal yoktur. 40– 50 mebus, 10–15 genel kurul azası arasında nazar farkı nedeniyle maksat ve niyet ayrılıgı vardır diye partinin zayıf düstügüne ve çözülüp dagılacagına hükmetmek katiyen dogru olmaz. Çünkü DP’nin davası, hürriyet, refah ve saadet davası olarak milletçe benimsenmistir. Bu Parti, genel kurul ve meclis gurubundan ibaret degildir.
Bunun gövdesi yurdun dört tarafına kök salmıstır… Sadece ıstıraptan ibaret olan ilk zamanlar geçtikten sonra partiye sahiplenme, parti iktidarından nasip ve pay elde etme hareketlerinin baslaması tabii görülmelidir. Bundan sonra sahlandıgını görmemiz mukadder olan ihtiraslara karsı siyasi ahlak mücadelesi yapmak zorundayız. Bu mücadelesinin metot ve esasını da açıklık olarak kabul etmek gerekir. Demokrasilerin en büyük düsmanı demagojidir. Demokrasilerin soysuzlasması demagoji çukuruna düsmeleriyle baslar. Sabotajcı bir amele, mühendis, idareci olarak bir müessesinin en nazik noktalarına kadar sokulup itimat kazandıktan sonra o müesseseye en büyük darbeyi vurma imkânını elde ederse elbette böyle kisilerin partimize yapabilecek zararlara karsı daima uyanık olmak mecburiyetindeyiz. Bir taraftan iktidar partisi ve idare mekanizmasının tarafgirine hareketlerine karsın mücadelemizi sürdürürken içimizdeki ihtiras ve demagoji sahiplerine karsı bir prensip, siyasi ahlak ve açıklık mücadelesi yapmak zorundayız. ktidara karsı mücadelemizde nasıl muvaffak olmussak bu iç mücadelemizde de muvaffak olacagımızdan asla süphe edilmemelidir. Partimiz bir ihtiras, bir intikam, bir intifa partisi olarak vücuda gelmemistir. DP bütün hürriyetlerin teminat altına alınması yoluyla memleketin refah ve saadetine emel edinmis oldugu için milletçe bu denli benimsenmistir.” diyerek DP’den ayrılanları sabotajcı ve hain olarak nitelendirmis, DP’nin her seye ragmen dimdik ayakta oldugunu belirtmistir.
Ali Rıza Gökdag ise; “Bu parti milletin partisidir. Böyle bir partide nasıl
çözülme ve çatlaklık olabilir. Kenan Öner kendine baglı âmâlarla birtakım toplantılar yapmaktadır. DP’nin mirasına konmak isteyen bu adamla birlikte davranan milletvekilleri var. Gelecek sefer milletvekillerini seçerken gözlerinizi dört açın. Sizi anlamayanlara oy verirseniz en büyük hainligi yapmıs olursunuz.” diye konusmus, Kenan Öner’i DP’nin mirasını konmayı istemekle suçlamıstır.
Fuat Köprülü; “Demokrasiye âsık bir insan için en büyük seref milletin alelade
bir ferdi olmaktır. Bu son hadiseler kısmen içte, kısmen partimizin dısında hazırlanan ve bu partiyi zaafa ugratacaklarını zannedenlerin suikast hareketleridir. Bunlar acınacak bedbahtlardır.” diyerek, DP’den ayrılanları makam pesinde kosan, DP’ye süikast düzenleyen kisiler olarak nitelendirmistir.
İhsan Serif Özgen; “Biz buraya trenle geldik. Trenimiz her ugradıgı yerde aynı
gayenin heyecanı ile karsılasıyor, isini gücünü terk eden vatandaslar; millet sizin arkanızdadır, diye bagırarak bizleri selamlıyordu. Ortaklar, Germencik, İncirliova sade birer istasyon degil hürriyet güzergâhıdır.” seklinde konusarak DP’den kopmalara ragmen halkın çogunlugunun DP’nin çevresinde kenetlendigini vurgulamıstır. Aydın’daki etkinliklerden sonra heyet Nazilli’ye gitmistir.660
DP Genel Merkezi’nde yasanan olaylar üzerine Etem Menderes baskanlıgında
Aydın DP ilçe idare kurulları il merkezinde bir araya gelerek bir toplantı
düzenlemislerdir. Toplantı sonrasında DP genel merkezine bir telgraf çekerek her zaman DP Genel Merkezin yanında olduklarını belirtmislerdir. Telgraf söyle idi: “Partinin umumi düzen ve emniyetiyle oynayanlar, Demokrat Parti’ye dolayısıyla memleketin aziz davasına ihanet edenlerdir. Bozguncu hareketler parti saflarını sıkılastırmıs ve bünyesini daha da kuvvetlendirmistir. Parti umumi vicdanından yükselen feragat ve dürüstlük ahlakına intibak edemeyenlerin degil parti ailesi içinde parti azası olarak dahi yerleri yoktur. Umulmayan ve beklenmeyen bu kötü tezahürler parti ahlakında daha asil temayüller yaratmıstır.”661
Milli Kalkınma Partisi’nin pekte parlak olmayan çıkısı sonrası siyasi sahneden
silinmesinin ardından Millet Partisi’nin kurularak faaliyete geçmesiyle birlikte siyasi rekabet üç parti arasında yasanmaya baslamıstır. Aydın ili iktidar partisi CHP, muhalefet partileri DP ve MP arasında görülen sert bir rekabete sahne olmustur. 1949 yılı Mayıs sonralarında MP Genel Baskanı Hikmet Bayur, General Sadık Aldogan ve Resat Aydınlı, Aydın’a gelmistir. Daha önce böyle bir ziyaretin yapılacagı duyurulmasına ragmen heyeti ancak 50–60 kisilik bir gurup istasyonda karsılamıstır. El ilanlarında Fevzi Çakmak’ın da gelecegi duyuruldugu halde Pasa Aydın’a gelmemistir.
Ziyaret Aydın’da pazarın kuruldugu Salı gününe denk getirilmistir.662 Miting de pazarın kuruldugu alanda yapılmıstır. Miting de MP’lilerin sayısının 200 kadar oldugu Anadolu gazetesinin muhabiri tarafından belirtilmistir. Miting sakin geçmis, mitingde herhangi bir olay olmamıstır.663 MP’nin Aydın mitinginde yapılan konusmalarda: Sadık Aldogan; “Bizim ne CHP’yle nede DP’yle bir mücadelemiz yoktur. Bizim mücadelemiz DP’nin basındaki ise yaramaz bir zümre iledir. Bu zümrenin hiçbir ideali ve gayesi yoktur. Memleketi bunlardan kurtaracagız. stanbul gazeteleri bizim görüslerimizi yazmıyorlar. Fakat Memleketin hakiki evlatları hakikati biliyorlar.”664 diyerek DP yöneticilerini sert bir dille suçlamıs, MP’nin bu yöneticilerle mücadele edecegini duyurmustur.
Hikmet Bayur konusmasında Türkiye’de uygulanan laiklik anlayısını elestirirek söyle demistir: “CHP ve DP’nin programları hakiki anlamda laik degildir. Çünkü laiklik din ve devlet islerinin birbirine karıstırmamak demektir. Rumlar, Ermeniler, Yahudiler gibi 18 milyon Türk’e de evkaf isleri devredilerek cemaat kurma hakkı verilmelidir. İdare islerinde ise Bucak Müdürleri intihapla seçilmeli, vali ve kaymakamlar İçisleri Bakanlıgınca azledilmemelidir.” Süleyman Külçe ise “Din ile Dünya birbirinden ayrılmaz. Ayrılırsa din yok olur.” seklinde konusmustur. Süleyman Külçe, dini devlet yönetiminin bir parçası olarak sunarken, Hikmet Bayur ise tam tersi bir görüs ileri sürmüstür. Görünen o ki Millet Partisi yöneticileri pek çok alanda oldugu gibi laikligin tanımlanmasıyla ilgili görüs birligi içinde degillerdi.
Osman Bölükbası, Hikmet Bayur ve Süleyman Külçe yaptıkları konusmalarla
laiklik konusunu kendilerince tartısmaya açınca CHP ve DP basta olmak üzere pek çok kesimden çok sert tepkiler almıstı. Osman Bölükbası konusmasında: “ Bize gerici diyorlar, degiliz. Eger öyleysek buyursunlar bizi tevkif ettirip adalete versinler. Basında sarık, elinde tespih fakat koltugunun altında haç olan bir hükümete itimat edilemez.” diyerek kendilerine yöneltilen elestirilere cevap vermistir. Resat Aydınlı: “Memleketimizde çok partili idarenin tesisi San Francisco görüsmelerinden sonra bir emrivaki oldu. O zamanlar ben Bakanlarla temasım vardı. İnönü en emin bildigi Celal Bayar’ı çagırarak konustu. DP bu surette kuruldu. Bu sebeple bu parti muhalif olamaz. Memlekette esas muhalefet MP kurulduktan sonra baslamıstır.” seklinde konusmus, DP’yi açıkça muvazaa partisi olmakla suçlamıstır. Resat Aydınlı’ya göre; nönü dıs sartların agırlıgı altında çok partili yasama geçise izin vermistir. Aydınlı konusması sırasında Demokrat zmir gazetesinde kendileriyle ilgili haberi göstererek ‘bu haber yalandır, bir iftiradır’ deyip ve gazeteyi dinleyicilere dogru fırlatmıstır.
Aydın’da bir ocak toplantısında DP’li Recep Kaymak’ın ‘bu ülkeye
demokrasinin gelmesi için Fransız htilali’ne benzer ihtilal olmalıdır’ sözleri mitingde siddetle elestirilmistir. Türkiye’de ihtilalin olmayacagı, böyle konusanların susturulması gerektigi söylenmistir.665 DP’liler bir kez daha ihtilal hazırlıgı yapmakla suçlanmıstır. Mitingden sonra MP üst düzey yöneticileri, Aydın’da köy köy, bucak bucak dolasıp parti propagandası yapmıslardır. Millet Partisi Baskanı Hikmet Bayur, milletvekillerinden Sadık Aldogan, Resat Aydınlı yapılan toplantılarda da DP ve CHP’ye siddetli hücumlarda bulunmustur. Demokrat zmir gazetesinin iddiasına göre bu heyet DP ileri gelenlerine hakaret sayılabilecek sözler söylemistir. Hatta MP heyetinden kimilerinin, Aydın DP İl Baskanı Etem Menderes’in dayagı hak ettigini söyledigi bile iddia edilmistir.666 MP Aydın Mütesebbis Heyeti Baskanı Dr. Cemal Islak tarafından bir tekziple söz konusu iddia yalanlanmıstır. DP’liler ise Millet Partilileri yaptıklarını inkâr etmekle suçlamıslardır.667
Hikmet Bayur’un Aydın’da verdigi konferanslar hem iktidar partisini hem de
DP’yi rencide edici nitelikteydi. Bayur’un konusmaları her iki kesim tarafından tepkiyle karsılanmıstır. Hikmet Bayur, Aydın Sögütlü Kahve’de bir konferans vermistir. Bayur, verdigi konferans’ta Atatürk ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni kötüleyince orada bulunan kimi vatandaslar bu duruma tepki göstermistir. Bayur’a tepki duyanlar apar topar dısarı atılmıstır. Bayur’un daha önce DP’ye söyledigi kötü sözler için DP’liler de Sögütlü Kahve etrafında toplanmıstır. Ancak çıkabilecek kavgadan çekinen Hikmet Bayur DP konusuna Sögütlü Kahve’deki konferansında hiç deginmemistir. Bayur’un aleyhine söyledigi sözler üzerine Anadolu gazetesi ise CHP’lilerin Hikmet Bayur’u ciddiye almadıgını söylemistir.668
Hikmet Bayur’un Aydın’ı ziyareti sırasında birçok iddia ortaya atılmıstı. Bu
dedikodular birbirinin tam aksiydi. Bir iddiaya göre; Hikmet Bayur Aydın’a gelmeden önce Ankara’da Adnan Menderes tarafından “Aydın’a gitme, orası benim memleketim, sonra dayak yersin” demistir. kinci dedikodu; Adnan Menderes’in Celal Bayar’la arası açılmıs, bunun için Bayur’la gizlice anlasmıstı. Bayur, Menderes’le kuracakları yeni partinin alt yapısını olusturmak için Aydın’a gelmisti.” Bu haber Anadolu gazetesinin ön sayfasında verilmistir. Öte yandan Adnan Menderes 3 Haziran 1949’da Söke’de yaptıgı konusmada MP’lilere cevap vermistir: “MP iktidarı bırakıp, DP’yle ugrasmaktadır. 20 milyonluk Türkiye’de 4–5 milyon gibi muazzam mensubu bulunan DP’yi idarecilerinin sahsında kötülemenin memleket hesabına faydalı olmayacaktır. Onlar hakiki muhalefetin kendilerinin oldugunu iddia etmektedir. Demokrat Parti’den daha fazla ne yapmıslardır? Muhalefetin, ikiye üçe bölünmesi iktidara kuvvet vermistir.
İktidar alacagı oyu yine alacaktır. Fakat muhalefetin oyu bölünmüstür. Bundan iktidar kazançlı çıkacagından muhalefeti parçalayanlar davaya zarar vermistir. Saflarımızı sıkılastırdık. Bu mücadelede ser ve ihtiras tarafında bulunanlar muvaffak olamadılar.
Aramızdan ayrılan 3–5 kisi yerine 300–500 bin kisi geldi. DP Türk milletinin gönülden sevgi ve itimadını kazanmıstır. Bu yüzden çökmedi. MP, DP’yi muvazaa partisi olmakla suçlarken İktidar partisi ihtilal hazırlıgı yapmakla suçlamaktadır. Bu durum karsısında DP’nin torpil tarlalarıyla dolu denizde halk gemisini dikkatle ve basiretle yürütmesi lazımdır.”669
MP, DP ile giristigi siyasi mücadelede çok fazla mesafe kaydedememistir.
Zaman zaman kısır tartısmalar her iki partiyi de yıpratacak boyuta ulasmıstır. MP, DP’ye karsı ciddi bir rakip olabilmek için çok büyük çaba harcamıstır. Örnegin 1948 yılı Eylül ayında DP Manisa’da miting yaparken Millet Partisi’nden Kenan Öner İzmir’e gelmis, ancak beklenen ilgiyi görememistir.670 Millet Partisi’nin kurulma çalısmaları Demokrat Parti’yi derinden etkilemistir. Ancak DP’li yöneticiler iyi bir kriz yönetimiyle parti teskilatlarını hızla toparlamıstır. DP içinde kopan fırtına partinin II. Olagan Kongresi’ne kadar durulmustur.
Bu kongreden DP yönetimi saglam bir sekilde çıkmıstır. Sonuç olarak 1950 seçimlerinde DP tek basına % 52,68 oy oranıyla iktidar olurken, büyük iddialarla kurulan Millet Partisi ilk katıldıkları 1950 genel seçimlerinde % 3,11 oy almıs ve MP’den sadece Osman Bölükbası milletvekili seçilebilmistir.
Alınan sonuç karsısında parti büyük bir hayal kırıklıgı yasamıstır. MP, Demokrat Parti iktidarı döneminde, 1954 yılında resmen kapatılmıstır.
2.13. 1948 YILINDA AYDIN’DA MEYDANA GELEN SİYASİ GELİŞMELER
Demokrat Parti, 1948 yılında Aydın ilinde çesitli etkinlikler gerçeklesmistir.
Mitingler, toplantılar yapmıstır. Parti teskilatlarının kurulus yıl dönümleri için
kutlamalar tertip etmistir. Bandolar olusturmus, eglenceler düzenlemistir.671 Parti üyelerinin dügün ve sünnet gibi sölenlerine tam kadroyla katılmaya çalısmıstır. 7 Mayıs 1948’de Çine Hallaçlar köyünde Demokrat Partili bir ailenin dügün töreni tam bir gövde gösterisine dönmüstür. Pehlivan güreslerinin de tertip edildigi dügüne Çine DP baskanı Ali Sen, 2. Baskan Hüsamettin Çoskun ve Etem Menderes de katılmıslardır.672
Demokrat Partiler bu tür etkinliklerle bir araya gelerek birbirleriyle olan iliskilerini gelistirerek bütünlük saglamaya çalısmıslardır. Demokrat Parti, bu tür toplantıları halkla kaynasma, bütünlesme ve iliskileri kuvvetlendirme vesilesi olarak görmüs ve bu toplantılara ciddi bir katılım sergilemistir.
10 Ocak 1948’de Aydın merkez DP Cumhuriyet Ocagı açılıs töreni yapılmıstır.
Törende misafirlere seker, kahve, sigara ikram edilmistir. Aynı gün içerisinde Hürriyet Misak-ı’nın ilan günü kutlanmıstır. ibrahim Pehlivan (Cumhuriyet Ocagı Bsk), Mehmet Önüt (Makine Tamircisi), Emin Arslan (Tenekeci), Cemal Ekinci (Nakliyeci), Sadık Cantas (Demirci), Rıza Gökdag (DP Aydın Merkez lçe Bsk.), Av. Cevat Ülkü, Refik Gürel, Etem Menderes.673 birer konusma yapmıslardır.
2.13.1. Nazilli DP’nin Kurulus Yıl Dönümü
19 Mayıs 1948’de Nazilli DP teskilatının açılısının ikinci yılı kutlanmıstır.
Demokrat zmir gazetesine göre yapılan törene 10 bine yakın kisi istirak etmistir. Bu törene Aydın, Denizli, Çine, Sarayköy, Bagarası, Dereköy, Germencik, Ödemis, Bayındır vb. ilçe ve ocaklardan ve Nazilli’nin köylerinden pek çok Demokrat Partili katılmıstır. Törene Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fevzi Lütfü Karaosmanoglu, Mustafa Nazlı da istirak etmistir. Törende yapılan konusmalarda; Sadık Giz (DP Tire Bsk): “Emek ve gayretlerimizin semeresini pek kısa zamanda göreceksiniz. 21 Temmuz ve Seçim Kanunu Türk milleti için bir kara lekedir. Seçim Kanunu Türk milletine saglam bir emniyet temin etmedikçe ve adli murakabeye dayanmadıkça ona hür seçim diyemeyiz.”
Namık Kılıçoglu (DP Ödemis Bsk): “Nazilliler suanda çifte bayram kutlamaktadır. Hala mı inat edeceksiniz? Seçim gibi kutsal bir hakka elini ve dilini uzatan bu gerilik sistemine hitap ediyorum, milletin mukadderatıyla oynamayın. Sabır
ve tahammülümüz kalmamıstır. Hakkımızı veriniz. Millet böyle kitle halinde bulundugu sürece önünde bas egmeyecek hiçbir kuvvet olmayacaktır.”
Av. Rauf Onursal (izmir DP’den): “Bugün kahraman Atatürk Samsun’a
çıkmıstır. Bunun nadide anlamı her an aklımızdadır. Ancak 29 seneden sonra Türk milleti hala hâkimiyetini eline almak için mücadele etmek zorunda bulunuyor. Müsebbipleri için hakikaten utanç vericidir. Seçimlerin fesat ve sahte zabıtlardan arî olarak tecellisini ve gizli oy, açık tasnif esasına dayalı ve adalet adamların murakabesinde yapılmasını istiyoruz. 21 Temmuz seçimlerinde bazı idare amirleri millet iradesinin tam olarak tecellisine mani olmalarına ragmen taltif edildiler.
istikbalde yapılacak seçimlerin dürüstlügünden nasıl emin olabiliriz. Biz Türk
hâkimlerinin tarafsızlıgına inanıyoruz. Türk hâkimleri itimada deger vazife
görmüslerdir. CHP müfritlerinden birisi Seçim Kanunu selametle tatbik edilirse CHP iktidarı kaybedecektir diyor. Ne pahasına olursa olsun onlar iktidarı çalmak
gayretinden vazgeçmedikleri takdirde kollarından tutulup sandalyelerinden yere
vurulmaga müstahak olacaklardır.”
Etem Menderes: “DP’nin gayreti ve ısrarıyla iktidar partisi yeni bir seçim
kanunu yapmaya girismistir. Eger bu defa da milletin iradesi tecelli ettirilmeyecek olursa DP seçimlere istirak etmeyecektir.”
Adnan Menderes: “Üç seneden beri harp bitmis olmasına ragmen ıstıraplarımız
azalmıs degildir. Demokrat Parti etrafında toplandıgımızdan günden beri hayatı daha cazip, daha ümitli görüyor, ona daha kuvvetle baglanmıs oldugumuz için yeni ve taze bir heyecan hissediyor, istikbale gururla bakıyoruz… II. Dünya Savası’nın müthis ve emsalsiz tahribatına ugrayan diger memleketler büyük ıstırap içinde kıvrandı. Harbin nihayetlesmesinden 3 yıl sonra o diyarlarda artık ıstıraplar yok edilmis ve sikâyetler azalmıstır. Buna ragmen harbe girmeyen Türkiye’de türlü sıkıntıların yanında seker vesika usulüne dökülmekte, ekmek darlıgı çekilmektedir. Bunlar kötü idare edilmenin sonucudur. Artık çok iyi biliyoruz ki maddi ve manevi ıstırapların çaresi demokrasi davasının muzaffer olmasındadır… Siyasi bünyede esaslı bir ıslahat yapılması lazımdır.
Dünya dev adımlarla ilerlerken memleketimiz yerinde saymakta hatta ileri dünya ile aramızda olan büyük mesafe gittikçe açılmaktadır. Nasıl 19 Mayıs Bayramı’nı vatan kurtarmanın mebdei sayıyorsak Demokrat Parti hareketini de bu memlekette hak ve hürriyetleri köklestirmenin bir mebdei saymamız lazımdır. Nazilli kasabasındaki toplantıda dahi on binleri topluyoruz. CHP iktidarda olmasına ragmen safları iyice seyreklesmistir. Ümit ederiz ki CHP muhalefete düstügü zaman saflarındaki bir avuç bakiyeyi muhafaza edebilsin… Memleket Türk milletinin olgunluguna inanmayanlar tarafından idare edilmektedir… Türk milletinin hürriyet davasını tahakkuk ettirmek, ıstırapları dindirmek için ihtiyar olunacak tek yoldur. 25 yıl evvel iktidarı eline alan CHP milletin beklentilerine cevap veremeyince millet ona ders vermesini bilerek dur artık sana güvenim yoktur, malın sahibi olan ben varım- diye bagırmıstır. Dogudan batıya, kuzeyden güneye milyonlarca vatandas – yeter söz milletindir, milletin olacaktır.- diyor. Henüz DP’nin kurulması 2,5 sene olmasına ragmen bu millette en az
100 sene ileri giden bir zihniyet hâsıl olmustur… Partiler herhangi bir ciddi
murakabeden mahrum kalırsa evvela kendisini sonrada gayesini kaybetmeye
mahkûmdur… Bütün hatalara ragmen degismez belediye reisleri, degismez mebuslar, degismez hükümet sistemleri devam ede gelmistir. Memleket namına her seyin degismesi lazımdır. Degismeyecek olan yalnız Türk milletinin hâkimiyetidir. Bunun içindir ki Türk milleti her zorlugu yenmesi nasıl bilmisse inkılâpların en ilerisi olan demokrasiyi tahakkuk ettirmeyi de behemehal basaracaktır… 19 Mayıs Türk milletinin mücadele ruhunun sahlandıgı ve millet iradesinin mümessili olan Türk’ün büyük evladı Atatürk’ün Samsun’a ayak bastıgı gündür. Bugün aynı zamanda milletin baslı basına ümit kaynagı olan gençligin de bayramıdır. Yine bugün Nazillilerin burada DP’yi kurdukları gündür…”
Fevzi Lütfü Karaosmanoglu: “Geçirdigimiz hicranlı günlerden baska önümüze
daha acılı günler yasayabiliriz. Yılmadan, iyi günlere kavusacagımız ümidiyle yasamak lazımdır. Mücadelemiz Hürriyet Misak-ı mücadelesidir. Seçim Kanunu’nun millete ferahlık ve güven verecek tarzda degistirilmemesi iktidar partisinin bu bahisteki namertligini göstermektedir. ktidar partisinin içi, iktidar elden gidecek diye ürpermektedir. Orhun Kitabesi’nde milletine iyi hizmet etmis bir devlet adamı için su satırların yazılı oldugunu okumustum, - Aç kavmini doyurdu, çıplak kavmini giydirdi, susuz kavmine su, nesesizlere nese getirdi.- Ölümlerinden sonra bu satırları mezar taslarına yazdıramayacak siyaset adamlarının hala iktidarda kalmak istemelerinde bir mana var mıdır?” demislerdir.
Demokrat İzmir gazetesi yapılan konusmaları milletin birer sesi olarak
degerlendirmistir.674 Biz ise inceledigimiz dönemindeki siyasi atmosferi mitinglerde yapılan konusmalar çok iyi yansıttıgı için tezimizde çogu kez bu konusmalara yer verdik.
BU BÖLÜM DİPNOTLARI;
653 Anadolu, 25 Ocak 1948.
654 Anadolu, 14 Mart 1948.
655 Burçak, Rıfkı S. (1979) Türkiye’de Demokrasi(1945-1950), s.156.
656 Tunaya Tarık Z. age., ss.718-732.
657 Anadolu, 23 Temmuz 1948.
658 Burçak, Rıfkı S. age., ss.151-152.
659 Demokrat İzmir, 22 Mart 1948.
660 Demokrat İzmir, 21 Şubat 1948.
661 Demokrat İzmir, 7 Mart 1948.
662 Anadolu, 30 Mayıs 1949.
663 Anadolu, 3 Haziran 1949.
664 Anadolu, 30 Mayıs 1949.
665 Anadolu, 3 Haziran 1949.
666 Demokrat İzmir, 31 Mayıs 1949.
667 Demokrat İzmir, 4 Haziran 1949.
668 Anadolu, 5 Haziran 1949.
669 Anadolu, 5 Haziran 1949.
670 Demokrat İzmir, 27 Eylül 1948.
671 Demokrat İzmir, 1 Ocak 1948.
672 Demokrat İzmir, 9 Mayıs 1948.
673 Konuşmaların tam metni için bkz; Demokrat izmir, 12 Ocak 1948.
674 Demokrat İzmir, 20 Mayıs 1948.
20 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder