Geçişi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Geçişi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Eylül 2018 Çarşamba

Peşmergenin TÜRKİYE ÜZERİNDEN Geçişi bilerek mi 29 Ekim'e getirildi.,



Peşmergenin TÜRKİYE ÜZERİNDEN Geçişi bilerek mi 29 Ekim'e getirildi.,



30.10.2014 01:35 















    Türkiye, Amerika’nın talebi üzerine izin verdiği Peşmergeler'in Habur Sınır Kapısı'ndan giriş yaparak, Kobani'ye geçişi nedeniyle sıkıntı yaşıyor. Peşmerge geçişi sırasında yaşanan görüntüler ve bunun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'na denk gelmesi Türkiye'de Kürt Sorunu açısından ulus-devlet tepkilerini ateşledi.

Amerika'nın Sesi sitesinden Yıldız Yazıcıoğlu, peşmergenin geçiş zamanına dikkat çeken bir analiz kaleme aldı.

"29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile ulus-devlet ve bağımsızlığını kutlayan Türkiye'de zamanlama açısından da sabah Peşmerge geçişine izin verilmesi dikkat çekti." diyen Yazıcıoğlu, birçok siyasinin de görüşlerine yer verdi.

Amerika'nın Sesi sitesinde yer alan analiz şöyle:

"Erbil'den karayoluyla Türkiye'de Habur Sınır Kapısı'na ulaşan 80 araçlık Peşmerge konvoyu sabah 6 civarında sınırı geçti. Şırnak'ın Silopi ve Cizre, Mardin'in Nusaybin ve Kızıltepe ilçeleri ardından Şanlıurfa'nın Suruç ilçesi olarak belirlenmiş yol güzergahı boyunca Peşmerge'nin geçişi, Kürtler açısından "varlık gösterme ve birleşme" mesajı nitelediğinde toplumsal gösterilerle gerçekleşti. Habur'dan itibaren Cizre ilçesi girişinde ellerinde PKK bayraklarıyla birlikte Peşmergeler'i karşılayan yerel halkın sevgi gösterileri konvoyun ilerlediği tüm noktalarda devam etti. Ancak Cizre gibi bazı noktalarda polis, PKK bayraklı gruplara biber gazıyla müdahale etti, ama Peşmergeler'in yol güzergahı boyunca karşılanması da sürdü.

Irak'ın kuzeyindeki Kürt Özerk Bölgesi'nin silahlı gücü olan ancak Irak Anayasası uyarınca "iç güvenlikten sorumlu" Peşmergeler'in, Kobani'ye savaşa gitmesi Türkiye'de siyasi tartışmaları alevlendirdi.

MHP'Lİ OĞAN:  ‘ REZALET VE ŞOV ’

MHP Milletvekili Sinan Oğan, Amerika'nın Sesi'ne yaptığı açıklamada, Türkiye'de geçmişte PKK'lıların silah bıraktıkları iddiasıyla Habur Sınır Kapısı'ndan giriş yaptığı günü anımsattı. 'AKP iktidarı nedeniyle Türk tarihine o gün Habur rezaleti diye yazılmıştı. Bugün de ikinci Habur rezaleti yaşanmıştır" diyen Oğan, Türkiye'nin bugün tam anlamıyla bir hakimiyet kaybı yaşadığını söyledi.

Peşmergeler'in Türkiye topraklarından geçişiyle ilgili ne Birleşmiş Milletler kararı ne de NATO kararı bulunmadığına dikkat çeken Oğan, Irak Anayasası uyarınca da Irak Parlamentosu'nda Peşmergeler'in ülke dışına çıkmasıyla ilgili bir karar alınmadığını vurguladı. Oğan, "Bu noktada ne uluslararası hukuk bakımından ne Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ne de tezkere açısından yasal dayanak yoktur. Hukuka aykırı, yasal dayanaktan yoksun bir süreç yaşanmaktadır" dedi.

AKP iktidarı nedeniyle Türkiye'nin “böyle bir rezalete” şahit olduğunu savunan Oğan, "Peşmerge adeta Türkiye'yi yenmiş ve zafer turu atıyor edasıyla Türk topraklarına sokulmuştur. Türkiye'nin hem de 29 Ekim gibi Cumhuriyet Bayramı gibi önemli bir gününe rastlaması da talihsizliktir. MİT kontrolünde askeri geçiş söyleniyorsa bunun asker kontrolünde olması gerekirdi. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bunun hiçbir tarafında yok. Eğer MİT o gösteri yapan halkın arasına karışmış ise bunu bilmiyoruz ama ortada kontrollü geçmiş gözükmüyor. Tam bir hakimiyet kaybı tam bir başıboşluk gibi Peşmerge güçleri tarafından istila edilmiş gibi bir durum var" diye konuştu.

Türkiye'de vicdanların sızladığını kaydeden Oğan, Peşmerge gücü içerisinde muhtemelen PKK'lıların da bulunduğunu ifade etti. Oğan, "Özgür ve bağımsız devletin topraklarına askeri donanımlı yabancılar zafer işaretleri yaparak giriyor. Devlet gururu ayaklar altına alınmıştır" dedi.

AKP'nin bu geçişe herhangi bir anayasal yetkiyle izin vermediğini söyleyen Oğan, ne Peşmerge ne de Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından bir devletin temsil edilmediğini belirterek, "Bu kişiler aslında bir dönem Esat’a karşı savaştığı iddia edilen şimdi IŞİD saflarında savaşan kişilerden farklı değildir. Bu kişilerin Türkiye'den geçişine izin vermek kesinlikle yasal değildir. AKP Hükümeti suç işlemektedir" diye konuştu.

HDP'Lİ AYHAN: ‘TÜRKİYE KENDİ BARIŞINA HİZMET ETTİ’

HDP cephesindeki tepkiler ise tamamıyla farklı. Kobani'nin sınır komşusu Suruç ilçesinde Peşmegeler'i bekleyenler arasındaki HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan da Amerika'nın Sesi'nin sorularını yanıtladı. Türkiye'deki tepkilere rağmen Peşmergeler'in geçişiyle Türkiye'nin ulusal Birliği'ne hizmet edildiğini savunan Ayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tepkileri yerinde ve doğru bulmuyoruz. 29 Ekim tarihine denk gelmesi ise tamamıyla tesadüfi. Şimdi aslından Türkiye'de ulusal ortak bir savunma ifade edilmiş oldu. Peşmerge'nin geçişi, Türkiye'deki çözüm sürecine de katkı sağlayacaktır. Biz HDP olarak bunu, Türklerle Kürtler'in ortak birliğini kurmak açısından önemsiyoruz."

Bu noktada, " PKK bayraklarıyla yapılan karşılama gösteriler, Türkiye'nin ulusal birliğine nasıl hizmet edecek?" sorusunu yönelttiğimiz HDP'li Ayhan, "Türkiye ile PKK Arasında hali hazırda yürüyen bir süreç vardır. Bugün Türkiye ile PKK yüz yıllık bir sorunun çözümünü görüşmektedir. Dolayısıyla bu gösteriler farklı noktalara çekmek yanlıştır" dedi.

Türkiye'de öteden beri barışa karşı güçler bulunduğunu kaydeden Ayhan, "Barış sürecine karşı güçler kendilerini Kobani olayı ile iyice ortaya koydu. Ancak biz Türk ve Kürt kardeşliğine savunan bir kesim olduğunu düşünüyoruz. şimdi bu kesimdekilerim daha cesur olmaları gerekiyor" diye konuştu.

Ayhan, Peşmerge gücü içerisinde Kandil'den PKK'lı katılımı olup olmadığı noktasında ise, "Bunlar spekülasyondur. Kobani'nin savunmasını engellemeye çalışan kesimler var. Ancak Türkiye için bizim için tarihi süreçtir. Biz parti olarak birliği esas alan bir süreç olarak düşünüyoruz. Farklı noktalara çekilmemesi lazım. Kobani'nin savunulmasının Türkiye'nin de birlik harcı olduğunu düşünüyoruz. IŞİD'e karşı demokrasi ve barıştan yana olan kesimler birlikte hareket etmelidir" dedi.

Bu arada Peşmerge öncesinde bugün Anadolu Ajansı tarafından 200 Kişilik ÖSO'nun Kobani'ye geçtiği bilgisi paylaşıldı. HDP'li Ayhan ise, önümüzdeki dakikalarda Suruç'a ulaşması beklenen Peşmerge’lerin geceyarısı Kobani'ye geçmiş olacağını söyledi.

https://odatv.com/pesmergenin-gecisi-bilerek-mi-29-ekime-getirildi-3010141200.html

***


Peşmerge'nin Beklediği Destek yolda.,


03.11.2014 21:24 

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Peşmerge Bakanlığı, Kobani’ye ikinci silah ve askeri teçhizat paketi gönderdi. Bakan İsmet Yılmaz yaptığı açıklamada da ikinci grup Peşmerge için talep olmadığını söyledi.

Silahla ve askeri teçhizat, Türkiye üzerinden kara yoluyla Kobani'deki peşmergelere ulaştırılacak.

Rûdaw’a konuşan Peşmerge Bakanlığı yetkililerinden Tuğgeneral Karzan Şaklawayi, Kobani'ye silah ve askeri teçhizat ek paketi gönderildiğini belirterek, silahların Türkiye üzerinden karayoluyla IŞİD’e karşı savaşan "Peşmerge Güçleri ve YPG savaşçılarına" ulaştırılacağını ifade etti.

Bakanlık yetkilisi, Kobani’de bulunan Peşmerge grubunun, şimdiye kadar hedeflenen amaçları gerçekleştirdiğini ve durumlarının iyi olduğunu da belirtti.

Suruç üzerinden Kobani'ye geçen ilk peşmerge grubunun geçişinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'na denk gelmesi tartışmalara neden olmuştu.

MİLLİ SAVUNMA BAKANI'NDAN AÇIKLAMA.,

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz 100'ün üzerinde Peşmergenin Kobani'ye geçtiğini belirterek, ikinci grup Peşmerge için talep olmadığını söyledi.

***

Peşmergenin Geçişi Anayasal Suçtur.

Peşmergenin TÜRKİYE ÜZERİNDEN Geçişi Anayasal Suçtur.,

Yusuf Halaçoğlu,
24 Ekim 2014 Cuma 18:50














Peşmergenin Geçişi Anayasal Suçtur.,

Halaçoğlu: 'Peşmergenin geçişi anayasal suçtur' MHP Grup Başkan Vekili ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Peşmergenin Türkiye üzerinden 
geçirilecek olmasının anayasal suç oludğunu söyledi. 


Halaçoğlu, düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. MHP Grup Başkan Vekili Yusuf Halaçoğlu, “Özellikle Güneydoğu’da, Suriye ve Irak bölgesinde Türkiye’nin sıkıntıları var. Kobani’yi bahane ederek 35 ilde meydana gelen olaylarda bin 113 binanın, kan merkezlerinin ve okullarının yakılıp yıkıldığı belirlendi. Bin 177 araç yakıldı. 6-10 ekim arasında meydana gelen olaylarda 32 vatandaş hayatını kaybetmişti, sayı 47’ye çıktı. Basına da yansımayan olaylar var” dedi. Halaçoğlu, hükümetin şantajla karşı karşıya olduğunu belirterek, “3 PKK’lı öldürüldü. 

Ciddi çatışmalar var ama politika icabı hükümet akil insanları çağıran ve çözüm sürecinin provokatörlere rağmen süren bir politika takip ediyor. 

Provokatör dedikleri doğrudan doğruya PKK’dan başka bir şey değil. Ayaklanma provalarının temelinde KCK yatıyor. Bu KCK çözüm süreci çerçevesinde 
serbest bırakıldı. Hükümet şantajla karşı karşıya. Öcalan’ın 15 Ekim’e kadar süre verdiğini biliyorsunuz. Çözüm süreci adı altında sekreterya verecekler. 

Öcalan’ın şartlarının iyileştirilmesinden söz ediliyor. Ömür boyu hapse mahkum olmuş ve 40 bin kişinin katili olan bir kişinin bu pozisyona gelmesi hükümetin 
yaptığı yanlış politikalarının göstergesi olarak önümüze çıkmıştır” diye konuştu. Halaçoğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Yapılan yanlış hareketin 
ortadan kaldırılması gerekirken devam edilmesi hayret verici. Kobani meselesi ön plana çıkarılarak yapılan ayaklanmada, buna karşılık olmak üzere güvenlik 
paketi ortaya sunuluyor. Bu paketlerde MHP’nin tasvip ettiği konular ve tasvip etmediği konular var. İnsanların mallarını yağmalayan konularda cezaların 
artırılması taraftarıyız. Daha da ağırlaştırılmalı. Caydırıcılık unsuru olacak bir cezanın ortaya getirilmesi lazım. Masum insanların hak ve hukukunu gözetmeden onları da gözaltına alabilecek bir hareketi kabul etmek mümkün değildir. Polis devletine gidecek bir Türkiye’yi kabul etmek mümkün değil. Hükümetin ileri demokrasi dediği bu olsa gerek. İnsanların mülklerine sahip olmaları en tabii hakkıdır. Hükümet bu gibi konularda hukuku hiçe sayan bir tavır sergiliyor. 

Anlaşılan 12 yıl hareket ettiği paralel yapıyı cezalandırmak istiyor. Kim kanunlara aykırı davranıyorsa hukuk çerçevesinde hakkından gelmek gerekir. 
Polis devleti ile mücadele edemezsiniz. Adil bir hukuk sistemini muhakkak getirmeniz lazım. Siyaseten HSYK üyelerinin nasıl seçileceği gibi birtakım 
yanlış politikalar içine düşmüştür. Hukuka da siyaset bulaştırılmıştır. Hukuk herkes için gerekir. Ülkelerin ayakta kalmasının en önemli direği siyaset 
üstü bir hukuk sistemi kurmaktır. Aksini yaptığınız takdirde o devleti ayakta tutamazsınız. Maalesef bu konuda büyük bir sıkıntı yaşanmıştır. 

Hükümet yanlısı ve paralel yanlısı diye alternatifli bir seçim yapılmıştır. Seçilen hakimlerimizin illaki tarafgir olduklarını düşünmüyorum ama siyasete alet ettiğiniz takdirde bu hakimler ne kadar adil karar verecek olursa olsun birçok kesim siyaseten karar verdiğine inanacaktır. Hakimler ve hukuk adamlarımız da siyasete alet edilmesinden nasibini alacaklardır." "Ağustos 28’de Cumhurbaşkanının yemininden itibaren yeni bir hükümet yapılanması 
meydana gelmiştir" diyen Halaçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmuştur. Bu tarihten itibaren partiler üstü bir  konumda bulunması gerekirken Meclis'e hangi kanunların gelip gelmeyeceğine karar veren bir tavır takınıyor. Cumhurbaşkanları Meclis'e gelmeden önce tavır takınmazlar. Bu iş Başbakana aittir. Başbakan bu konularda sessiz kalmaktadır. Son derece hatalı ve yanlış bir yönetim biçimi sergilenmektedir. 












Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında yapılan değerlendirmelerde tenakuz söz konusu. 
Bir saat önce Peşmergelerin Türkiye’ye girmeyeceğini söyleyen 
Cumhurbaşkanı, bir saat sonra Obama ile görüştüğünü ve Peşmergelerin Türkiye’den geçeceğini ve bununla ilgili olarak da Obama’ya teklifte bulunduğunu söylüyor. 

Kobani ABD’nin sınırlarında değil, ‘Peşmergelerin Türkiye’den geçmesini teklif ettim’ derken, ABD’deki peşmergelerin Kobani’ye geçmeleri için Obama ile bilgi alışverişi yapmış pozisyonunda olmuyor. Türkiye’nin sınırlarında olan bir bölgeden Obama’ya nasıl teklif götürüyor? Obama mı karar veriyor buna? Eğer Cumhurbaşkanının söylediğine bakacak olursak. Ama diğer taraftan Cumhurbaşkanı PYD’ye yardımın PKK’ya yardım olduğunu söylüyor. 
ABD’nin de bölgeye silah yardımı yapmasını tenkit ediyor. Ama diğer taraftan da Peşmergelerin geçişine teklifte bulunduğunu söylüyor. O zaman Peşmerge 
kime yardıma gidiyor? PYD’ye yardıma gidiyor. PYD’ye yardım hani PKK’ya yardımdı? O zaman Cumhurbaşkanı PYD’ye yardım ile PKK’ya yardımı sürdürüyor. 
Kimin ne yaptığı belli değil, hükümet burada da dış politikada da eline yüzüne bulaştırdı her şeyi. Bu pozisyonda Türkiye’nin ne yapacağını bilmez hale geldi. 
Peşmergelerin Türkiye üzerinden geçmesi anayasal suçtur, anayasal suç işleniyor. Hükümetin böyle bir yetkisi yok. Hükümet kanunlara ve hukuka saygısızlık göstermektedir. Peşmergelerin istediğiniz zaman listesini alın oraya siz teslim edin. Bunlar kaydı olmayan silahlarla gidiyorlar. Silahlarının hangisini orada bırakıp bozuk silahla dönüp dönmediğini bilemezsiniz. Yarın bu silahlarla PYD ve PKK Türkiye’nin karşısına çıkacaktır. Burada da hükümet yanlış bir politika izliyor. ABD yukarıdan PYD’ye silah attı. Onun karşısında PYD’yi meşru hale getirdi. PYD meşru olursa PKK da meşru oluyor. İster istemez Türkiye 
Peşmergelerin geçmesine izin verdi. Irak’tan sonra Suriye'de de bağımsız Kürdistan ve Akdeniz'e uzanan bir yapılanma var. Bunun arkası Türkiye’dir. Sayın başbakan, 'İnce bir satranç oyunu oynamaktayız' dedi ama veziri, kalesi ve atı oyun dışında kalmış. Kaybetmeye mahkumsunuz. Yarın ‘şah-mat’ derler size. Tezkere sırasında Suriye'de güvenli bölge oluşturulmasını istediklerini belirten Halaçoğlu, 



   " Türkiye’nin yapacağı tek bir yol kaldı, onu zamanında yapsalardı  belki bu duruma düşmeyeceklerdi. Türkmenleri silahlandırmadılar. PKK ve PYD gibi bir örgüt değil IŞİD, öylesine rastgele bir toplanmış örgüt değil. 
Temelini Irak eski ordusunun oluşturduğu bir örgüttür. Bunlar Katar’dan ve Suudi Arabistan’dan maddi destek alıyorlar. Oynanan oyun tek taraflı değil. 
Satranç oyunu bu bölgede çok ciddi bir şekilde oynanıyor. Tezkere sırasında Suriye’de güvenli bölge oluşturulmasını istemiştik. Bugün Suriye’den Türkiye’ye sığınmış 1 milyon 800 bin insan var. Birçoğunun nerede olduğu belli değil. Çözüm sürecinin bittiğini herkes biliyor, hükümet de biliyor. Olayları KCK’nın organize ettiğini herkes biliyor. 

Biz MHP olarak hiçbir zaman ülkücü gençliğin sokağa çıkarılmasını kabul etmiyoruz. Genel Başkanımızın da kesin talimatı var. 

Sokağa çıkmak, Türkiye’yi parçalamak ve Türkiye’de kan gövdeyi götürecek bir ortam sağlamak demektir. Devletin polisi ve askeri gücü, bu bozguncuların üstesinden gelmek zorundadır. Bunun için vardır onlar. Bugün Türkiye’de kaç kişi Türkiye’nin huzur içinde olduğunu iddia edebilir? Kaç kişi, 'Ekonomik sıkıntı içinde değilim' diyebilir. Her birimiz şu an 7-8 bin dolar borçluyuz. Türkiye’nin borçları 580 milyar dolara ulaştı. Bu önümüzdeki yıl ödeyeceğimiz borç 150 milyar dolarlar civarındadır. Bunu nasıl karşılayacaksınız?" şeklinde konuştu. 













"Önümüzdeki seçimlerde Türkiye’yi bu hale getiren iktidardan Türkiye’nin kurtulacağını düşünüyoruz" diyen Halaçoğlu, "Doğu’da korucular enselerinden vurularak şehit ediliyorlar. Artık o bölgelerde asayiş kalmamıştır. 

Asker taş yağmuruna tutuluyor. Artık öylesine rahat hareket eder hale geldiler ki, bunu gidip orada görmek lazım. Söylediklerim, olanların yüzde 50’sini 
oluşturuyor. İş yerlerinden haraç topluyorlar. Birçok okulda eğitim yapılamıyor. Bütün bunları göz önüne alarak diyorum ki Allah sonumuzu hayır getirsin" 
ifadelerini kullandı. Sultan Alparslan’ın mezarının yeri konusunda sorulan bir soruya ise Yusuf Halaçoğlu, “Savunma Bakanı İsmet Yılmaz Bey, Kültür Bakanlığı Müsteşarı idi. Onun döneminde birlikte Türkmenistan’a gittik. Ben daha önceden bununla ilgili olarak çalışmalar yapmıştım. Mezarın yerini yüzde 99 derecesinde tespit etmiş durumdayım. Şimdiki Cumhurbaşkanı Başbakan iken, Alparslan’ın mezar yerini bulduğunu söylemişti ve türbe yapacağını söylemişti. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ‘5 yerde arıyoruz, henüz bulmadık’ demişti. Anladım ki bunu siyaseten kullanacaklardı. Gelip benden bununla ilgili herhangi bir şey istemediler. Türbe yapacaklarmış. Türbenin nasıl olacağına dair resim olmadığı için türbe yapamazlar. Bunu siyaseten kullanacaklarını düşündüğüm için söylemedim. Yerini tespit etmiş bir ilim adamına gelinir, MHP’ye girdim diye ilmi sıfatımı yitirmiş değilim, gerekli bilgi alınır, komisyon içinde yer alır ve yapılır. Demek ki bunu siyaseten yapacaklar” cevabını verdi.


Gazete2023

http://www.gazete2023.com/siyaset/halacoglu-pesmergenin-gecisi-anayasal-suctur-h23367.html