Kürdistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kürdistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Aralık 2020 Pazartesi

ÇÖZÜM SÜRECİ EKSENİNDEN "GEZİ'YE BAKMAK" 2

ÇÖZÜM SÜRECİ EKSENİNDEN "GEZİ'YE BAKMAK" 2



Feyzi Çelik ÇÖZÜMÜN UÇURUMUNDAKİ SÜREÇ VE KÜRDİSTAN 03.06.2014
KSH kendisine özgü bir mecra oluşturmuştur. Her ne kadar Türkiye solunun modernist etkisinde gelişme alanı bulmuş ise de onun asıl mecrası Ortadoğu'da yolunu bulmuştur. Dine bakışı, devlete yaklaşımı, demokratik anlayışı ister istemez Ortadoğu ve Kürdistan gerçekliğinde şekillenmiştir. Devlet veya benzeri bir güç olmasa Ortadoğu'nun dengeleri içinde yerini almıştır. Bu denge durumu KSH'nin dost/düşman anlamında ona farklı seçenekler sunmamaktadır. Gezide ise, Ortadoğululuk özelliği yoktur. Arap baharı sonrasında meydana gelmiş olsa da Arap baharından çok Batı'da gelişen sınıfsal karakteri belirsiz olan anti-kapitalist çevreci hareketlere benzemektedir. Sonrasında Gezi'nin bazı bileşenlerinin "İşgal et" türü eylemlerle benzerliği bu yakınlığın göstergesidir. Zizek, Bodio, Laclau, Hardt gibi yeni Marksist ideologların Gezi'ye ilgisi de bunu doğrulamaktadır. Her ne kadar Öcalan, Kürt sorununun çözümü için yukarıda yazılı düşünürlere benzer düşünürleri bol bol okuyup yazmış ise de Ortadoğu gerçekliği ve dengesi onların anladığı anlamda yorumlamak o kadar kolay değildir. Bu nedenle, Gezi'de "Kürtler nerede?" sorusunu sormak o kadar anlamlı değildir. Kuşkusuz Gezi'de kendisini ifade eden Kürtlerin sayısı da az değildir. Yer yer Kürtlerin siyasal örgütleriyle Gezi'yi destekledikleri bir gerçektir. Ancak Kürtlerin, Gezi'nin motor gücü haline gelmesi mümkün değildir. Çünkü, kökeni ve beslenme kaynakları bakımından temel farklılıklar vardır. KSH ile AKP arasında yürütülen çözüm sürecinin devamı konusunda özellikle AKP'nin koyduğu angajmanlardan en önemlisi temeli AKP ve Erdoğan karşıtlığına dönüşebilecek Gezi ile KSH arasında gelişebilecek birlikteliklerin çözüm sürecini zora koyabilecek konusundaki eğilimlerdir. Öcalan'ın odağında yer aldığı, BDP'nin yürüttüğü Qandil'in de uymaya çalıştığı çözüm sürecinin üzerinde yürüdüğü hassas ipin başka bir şekilde sağlam kalması da mümkün değildir. KSH de, AKP de bu hassas ipin üzerindedir. Kaderleri birbiriyle bağlı durumdadır. Gezi ve bileşenlerinin KSH'nin bu durumuna dikkat etmesi zorunludur.
Gezi, gerçekten herkese ders verdi. Herkes kendisine göre dersler çıkardı. Bu ders, Gezi ruhunun içselleştirilmesi şeklinde olmadı, Gezi'nin içini boşaltma veya kendisine mal etmek şeklinde oldu. Gezi'nin asıl önemli ve olumlu etkisi yine KSH'e kaldı. En azından "çözüm süreci rehavetinden" Gezi sayesinde uyandılar. Dikkat edilecek olursa, Çözüm sürecinin başlarında Reyhanlı patlaması olduğu, büyüklüğü ve kapsamı bakımından dünya çapında büyük bir eylemdi. 50'nin üzerinde ölü, yüzlerce yaralı vardı. O dönemde BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın sessizliği ve AKP'nin bu olayın sorumlusu olarak gösterilmesi halinde "çözüm sürecinin" zora gireceği kaygısıyla, tıpkı Türk toplumunun Roboski Katliamına benzer bir sessizlikle karşılayışı çözüm sürecinin verdiği rehavetten ileri geliyordu. Oysa çözüm sürecinin çıkış noktası daha fazla demokratik eylemliliğin oluşuydu. Gezi bu anlamda Kürt toplumunu rehavetten de kurtarmış oldu. Aslında Gezi ile Çözüm süreci arasında diyalektik bir ilişki vardır. Çözüm sürecinin hemen ardından Gezi'nin olması, Gezi'den sonra KSH'inde demokratik eylemliliklerin artmış olması bu ilişkinin kanıtıdır. Bu bilindiği için bilinçli bir şekilde çözüm süreci ile Gezi birbirine karşıymış gibi gösterilmeye devam edildi.

KSH'nin AKP ile ilişki düzeyi ve içeriği ve gündemi de farklı bir aşamaya gelmiştir. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi(KBY)'nin Irak merkezi hükümetiyle yaşadığı sorunlar nedeniyle KBY'nin "devletleşme" yönünde referandumdan söz etmeye başlamış olması hususu göz önünde bulundurulmalıdır. Türkiye'deki KSH'nin bunun karşısında kayıtsız kalması düşünülemez. Rojava'nın da bu yöndeki tercihi de dikkate alındığında Kürtlerin birlikteliğinin önemi daha fazla ortaya çıkmaktadır. Rusya gibi küresel bir gücün etkisiyle Kırım'ın referandum yoluyla kendi kaderini belirleme yoluna giderek, Ukrayna'dan ayrılıp Rusya Federasyonuna katılmış olması, Kürdistan'da yapılacak bağımsızlık oylaması için meşru bir örnek teşkil etmektedir. Üstüne üstlük Irak Anayasasında bunu engelleyecek hukuki bir engel ve de engelleyebilecek güçte merkezi bir Irak gücü vardır. Burada engel çıkarabilecek tek güç ABD'den başka bir güç değildir. Kırım'da olduğu gibi engel olmayacağı ortaya çıktığına göre Kürtlerin ABD'nin engelleyici tavrını ciddiye almalarının bir gereği de yoktur.
KSH ile Gezi bileşenleri bakımından İstanbul Gaziosmanpaşa'da HDP'nin düzenlemiş olduğu "Öcalan'a Özgürlük" standına kendilerini "ülkücü" olarak niteleyen bir grubun silahlı saldırısına karşı oluşan sessizliktir. Aynı gün, MHP'li milletvekili Sinan Ogan, CHP'nin yayın organı Halktv'deki Ruhat Mengü'nün sunuculuğunu yaptığı her açıdan programında Öcalan'a özgürlük adı altında yapılan etkinliği hedef gösterip kısa bir süre sonra silahlı saldırı yapılıyor, silahlı saldırıya karşı basın açıklaması yapan BDP'liler polisin saldırısına uğruyor buna karşı bir tepki verilmiyor. Lice'de kalekolların yapılmasını protesto edenlere "gösterici" sıfatı bile çok görülüp, "terörist" olarak adlandırılıyor. Öte yandan da "Gezi'de, 1 Mayıs'ta Kürtler nerede" diye feryat figan ediliyor. Gezi'den arta kalan bilinç CHP elinde tarumar edilirken, kendisini henüz CHP'nin şefkatli kollarına bırakmayan gün boyu kendisini dövdürmeye devam ediyor. CHP, Gezi'den gelen enerjiyi kendisine kattıkça Gezi'nin enerjisini yok etmekte, cemaatle de geçmiş iktidarla ittifakı yokmuş gibi ilişki geliştirebilmektedir. Hassas bir denge üzerinde kurulu bulunan Kürt hareketinin genel muhalefetle birlikte hareket etmesinin tüm yolları kendisine kapatılmaktadır. Kah, "AKP'yle anlaşıp başkanlık sistemini kabul edecekleri" kah "yaptıkları 'terör'den dolayı AKP'nin üzerine gitmediği" şeklinde propaganda yapmaktadırlar. Aslına bakılacak olursak, Türkiye'de en büyük çelişki ve çatışma AKP ile KSH. arasında yaşanmaktadır. KCK adı altında binlerce siyasetçi ya tutuklu ya da onlarca yıl ceza almakla karşı karşıya devam ediyor. Yine 30 Mart seçimlerinde görüldüğü gibi BDP ile olan yarışın basit bir siyasi mücadeleden çok devletin baskı aygıtlarının KSH'ne yönelik demokratik olmayan uygulamalar ortadadır. Tüm bu gerçeklere rağmen, KSH'nin AKP'ye muhalefet etmediği şeklindeki beyanların bir gerçekliği yoktur. Aynı şekilde Kürtlerin demokratik haklarını kullanmaktan başka bir anlama gelmeyen "kalekol protestoları"nı yapmaları da AKP karşıtlığı üzerinde kurulmuş muhalefet tarafından "neden bastırılmıyor" diye eleştiri konusu ediliyor. ***

25 Şubat 2019 Pazartesi

ŞEMDİNLİ VE YÜKSEKOVA İLÇELERİNDE TOPLUMSAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN DIŞINA ÇIKILARAK YAPILAN GÖSTERİLER VE OLAYLARI., BÖLÜM 7

ŞEMDİNLİ VE YÜKSEKOVA İLÇELERİNDE TOPLUMSAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN DIŞINA ÇIKILARAK YAPILAN GÖSTERİLER VE OLAYLARI., BÖLÜM 7



Cenazelerin defnedilmesinden önce, Yüksekova DEHAP ilçe binası önünde bulunan cezaevi kavşağına yaklaşık 5000 kişilik bir grubun toplandığı, burada lastiklerin yakıldığı, Cengiz Topel caddesi üzerine güvenlik kuvvetlerinin gelmemesi için barikatlar kurulduğu, ölen üç kişinin tabutlarına sözde PKK bayrakları sarıldığı, toplanılan yerdeki iş yerlerinin kepenklerine ve duvarlara terör örgütü yanlısı çok sayıda slogan yazıldığı, grubun cenazelerle birlikte eski tekel caddesi üzerinden zabıta meydanını takiben Abdullah CANAN köprüsü ve 
ipek yolu üzerinden cenazelerin defnedileceği Akalın Köyü mezarlığına doğru sloganlar atarak intikal ettikleri, cenazelerin defnedilmesinden sonra aynı güzergah üzerinden sloganlar atarak geri dönüldüğü, grup içinden bazı kişilerin Hükümet konağı önünde bulunan güvenlik güçlerine karşı saldırıya yeltendikleri ancak grubun içerisindeki kendi görevlilerinin müdahalesi ile vazgeçtikleri, grubun sloganlar atarak saat 16:00 civarında olaysız dağıldığı, cenaze töreninin de DEHAP tarafından organize edildiği bilgileri alınmıştır. 

6. Yüksekova Eski Kaymakamı Aytaç Akgül'ün Olaylara İlişkin Genel Değerlendirme Raporu Eski Yüksekova Kaymakamı Aytaç AKGÜL olaylara ilişkin olarak: 

" 1 - Yüksekova İlçesi ve genel olarak Hakkari İli ve ilçeleri terör tehlikesi ve tehdidi altındadır. Bölgede PKK-KADEK terör örgütü sempatizanlarının çok olduğu ve örgütün propagandasının etkili ve kuvvetli olduğu gözlemlenmektedir. 

2- Bölgede yasadışı terör örgütünün propagandasını yapan ROJ TV azımsanmayacak sayıda kişi tarafından seyredilmekte ve halka mezkur TV tarafından terör örgütüne katılma çağrısı yapılmaktadır. Dolayısıyla mezkur TV'nin kapatılması için sürdürülen girişimler hızlandırılmalıdır. 

3- Bölgenin aşiretlere dayalı bir sosyal yapısı bulunmaktadır. Bu aşiretlerden Pinyanişi Aşireti devlet yanlısı olup, aşiret reisi olan Ahmet ZEYDAN ve kardeşi milletvekili Mustafa ZEYDAN terör örgütüne olan karşıtlığı ile bilinmektedir. Aşiretler içindeki kuralların sert olması güvenlik güçlerimizin istihbaratını olumsuz yönde etkilemekte, muhbir bulunmasında sıkıntı çekilmektedir. 

4- Devleti ve güvenlik kuvvetlerimizi suçlayan CHP Milletvekili Esat CANAN'm 
Şemdinli olayları sonrasında ROJ TV'de canlı yayma çıkması gayet esef ve üzüntü verici durum olarak değerlendirilmektedir. 

5- Bölge uyuşturucu kaçakçılığı açısından da hassasiyet arz etmektedir. PKK terör örgütünün uyuşturucu işinde olduğu, bundan para sağlayıp silah ve mühimmat sağladığı bilinen bir gerçektir. İlçemizde de uyuşturucu kaçakçılığı ile uğraşan kişiler mevcut olup, bu kişilerin haksız yere zenginleştikleri ve PKK ile bağlantılarının olduğu aşikardır. İlçemizde son model ve daha çok İstanbul plakalı Jip ve arabaların mevcudiyeti ve yükselen çok katlı binalar ilçede dönen kara para trafiğini açıkça yansıtmaktadır. Halk arasında "ilçemize medeniyet girmeden para girdi" sözü çokça söylenmekte olup, bu durumu teyit etmektedir. 

6- Özetlemek gerekirse terör ve uyuşturucu, diğer bir deyişle şiddet ve kara para kol koladır. Bunun dışmda insan-hayvan-akaryakıt kaçakçılığı ve ilçede önemli asayiş olayları arasındadır. Tüm bu nedenlerle bölgede başta Mülki İdare Amirleri olmak üzere güvenlik güçlerimizin ve savcılarımızın ve diğer adli personelin görevleri zor ve oldukça önemlidir. 

Sayılan kamu görevlilerinin terör ve diğer suçlarla mücadele etmesi için ilgili bakanlıkların personel, araç-gereç ve moral motivasyon açısından çok daha fazla desteğine ihtiyaç bulunmaktadır. Bir öneri olarak da bölgeye terör ve kaçakçılık konusunda uzman, belli bir oryantasyon eğitiminden geçmiş uzman kaymakam, hakim, savcı ve uzman güvenlik baş ve kısım amirlerinin görevlendirilmesi ve istihbaratının sağlanması için iyi derecede Kürtçe bilen kişilerin istihbaratçı, tercüman vb. şekilde istihdam edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. 

7- Somut olarak olaylar hakkında özet bir değerlendirme yapmak gerekirse; 
Yüksekova da ayın 15 inde meydana gelen olaylar sırasında 3 kişi vefat etmiş olup, yine bir kesim bu ölümlerin mesuliyetini güvenlik güçlerine atmaya çalışmış ve Devleti suçlamışlardır. Oysa olaylar sırasında güvenlik kuvvetleri olayları çıkartan kişilerden kendilerine silah sıkılana kadar hiçbir şekilde silah kullanmamış, taşlı-sopalı-molotof kokteyli saldırılarına karşı modem metotlar (su panzeri, sis ve güz bombalan vs.) kullanmışlardır. Yine o gün meydana gelen olaylar esnasında Mezarlıklar Mahallesinde bulunan 2 Nolu Sağlık Ocağına silahlı ve maskeli kişilerin gelip sağlık personelini tehdit ettiği hususuna devleti töhmet altında bırakmaya çalışanlar tarafından hiç değinilmediği dikkatten kaçmaması 
gereken bir husus olarak değerlendirilmektedir. Yine Devleti ve güvenlik güçlerini suçlayan bu kesimlerin 3 kişinin cenazesinin kaldırılması sırasında tabutlarının PKK'nın bayrağına sarılması ve terör örgütü elebaşı Abdullah ÖCALAN'ın posterlerinin açılması ve lehine slogan atılması hususlarına hiç değinmemeleri ve yine sanki olayın PKK terör örgütünden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği şeklindeki çelişkili, umursamaz ve somut 
gerçeklikten yoksun tutumları da dikkatten kaçırılmamalıdır. Özetlemek gerekirse Yüksekova'daki toplumsal olaylar terör örgütünün gündeminde, desteğinde ve yönetiminde meydana gelmiş ve olaylann Devletin güvenlik güçlerini yıpratması oyunu açıkça oynanmaya çalışılmış ve Devletimize itibar kaybettirmek gayreti gösterilmiştir. PKK terör örgütünün silah ve eleman temini açısından sıkıntıya düştüğü ve güç kaybettiği için yeni hedef ve amacının siyasallaşmak, devlet ile halkı karşı karşıya getirmek ve T.C.Devletinin 1. sınıf 
vatandaşı olan ve her türlü haklardan eşit derecede yararlanan Kürt vatandaşlarımızın ve kardeşlerimizin arasına nifak sokmaya çalışma ve onlan provake etmeye çalışmak olduğu açıkça gözlemlenmektedir. PKK terör örgütünün olaylan metropollere, büyük kentlerimize çekmeye çalışma girişimi de bunun kanıtıdır. 

Başta Mülki İdare olmak üzere tüm güvenlik güçlerimizin özverili bir şekilde, vatan ve millet sevgisi içinde, vatandaşlarımızın arasında hiçbir aynm yapmadan, Türk-Kürt demeden, kanun önünde herkese eşit davranarak sadece ve sadece PKK terör örgütüne karşı aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin manevi desteği içinde görev yapmaya çalışmakta olup, vatanın ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğu gerçeğine karşı çıkmaya çalışan ve bu ilkeyi ortadan kaldırmaya çalışan tüm bölücü unsurlara karşı kutsal vazifesini kanunlar ve 
hukuk devleti normları içerisinde ifa etmeye devam edecektir." Şeklinde değerlendirmede bulunmuştur. 

7. Yüksekova İlçesindeki Olaylar Sırasında ve Sonrasında Alınan Tedbirler 

a) Yüksekova ilçesinde olaylann olduğu 15 Kasım 2005 günü, Hakkari Valisinin 
ilçeye intikal ettiği ve Kaymakamlık binasında Hakkari valisi, İl Jandarma Komutanı, İl Emniyet Müdürü, İlçe Kaymakamı, İlçe Jandarma Komutam, İlçe Emniyet Müdürü ve Üçe Garnizon Komutanlığı temsilcisinden oluşan Kriz Merkezinin kurulduğu, Kriz Merkezinin 15.11.2005 tarihinde yaptığı ilk toplantısında; Kriz Merkezi kurulmasına, Emniyet Genel Müdürlüğünden takviye kuvvet talep edilmesine, Yüksekova C.Başsavcısına destek olmak 
amacıyla her türlü araç, gereç ve personel desteğinin Kaymakamlıkça sağlanmasına, Olaylann büyümemesi, halkın sükunete davet edilmesi amacıyla Kaymakamlık binasında sivil toplum örgütleri, mahalle muhtarlan, il genel meclis üyeleri ve belediye başkanlarının katılacağı Vali 

Başkanhğında bir toplantı yapılmasına, Şemdinli ilçesinde bulunan Van Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne ait 40 kişilik kuvvetin Yüksekova'da görev almasına ve değiştirilmeleri için Van Emniyet müdürlüğü ile irtibata geçilmesine, İli Valisi tarafından halkı ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla Kaymakamlık binasında basın açıklaması yapılmasına, Geceleyin roketli ve bombalı terör saldırısı olabileceği duyumları alındığından lojmanlar dışında oturan asker ve polis evleri başta olmak üzere ilçenin kritik yerlerinde jandarma kuvvetlerinin polise 
yardımcı olmak amacıyla takviye olarak görevlendirilmesine, ,, 

b) 16.11.2005 günü saat 08:00'de tice Kaymakamı Başkanlığında Üçe Jandarma Komutanı, İlçe Emniyet Müdürü ve İlçe Garnizon Komutanlığı temsilcisinin katılımı ile toplanan Kriz Merkezinin ikinci toplantısında; Van'dan getirilen Abdülhaluk GEYLANI isimli vatandaşın cenazesinin gelişinin takip edilerek Özel Yüksekova Hastanesine intikal ettirilmesine, Takviye kuvvetler gelinceye kadar Hükümet konağının jandarma kuvvetlerince takviye edilmesine, Yüksekova-Şemdinli Polis Noktasının (15) adet korucu ile takviye edilmesine, Mekanize Komando D Timi (Betere) ile Asayiş Komando Bölüğünden bir Timin 
Kaymakamlık binası önünde hazır bekletilmesine, İl Emniyet Müdürü tarafından olaylar sırasında silah kullanılmaması konusunda personelin uyarıldığı anlaşıldığından, Hakkari merkezde de olabilecek olaylara karşı aynı yönde Emniyet Müdür Yardımcılarına da talimat verilmesine, Van Emniyet Müdürlüğünden takviye gelen kuvvetden (30) kişinin Şemdinli ilçesinde görevlendirilmesine, 17.11.2005 günü saat 07:307da Kaymakamlık Kriz Merkezi binasında toplanılmasına; 

c) 17.11.2005 günü saat 07:30'da Üçe Kaymakamı başkanlığında toplanan Kriz 
Merkezinin üçüncü toplantısında; Ü Valisinin talimatları doğrultusunda cenazelerin kaldırılması sırasında güvenlik güçlerinin sağduyulu hareket ederek provokasyona gelmemeleri, havaya ve topluluk üzerine ateş edilmemesi, ilçeye dışarıdan gelen kişilerin üstlerinin ciddiyetle aranması, kamu kurum ve kuruluşları çevresinde gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması, defin işlemlerinin sivil görevliler tarafından kamera ile izlenmesi, mümkün olduğunca gaz bombası kullanılmaması, su panzeri ile müdahale edilmemesi, bu tedbirlerin ilgili personele duyurulması ve personelin ikaz edilmesine, Üçe Emniyet  Müdürlüğü nün Kriz Merkezine sunduğu Güvenlik Tedbirleri ve güvenlik güçlerinin krokide 
belirtilen yerlerde konuşlanmasına, Yapılan görüşmeler ve alınan güvenlik tedbirleri çerçevesinde yerel idare temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile birlikte cenazelerin toprağa verilmesi törenine katılacak kalabalığın, ilçe merkezinden mezarlığa kadar güvenli bir şekilde intikal ettirilerek, defin işlemlerinin tamamlanmasından sonra kalabalığın herhangi bir olay çıkartmadan güvenli bir şekilde dağılmaları nın sağlanmasına, 
Kararlarının alındığı incelenmiştir.

IV. GENEL DEĞERLENDİRME 

Bölgede meydana gelen Toplumsal olaylar ve bu olaylar karsısında yetkililerce alman güvenlik tedbirleri hep beraber değerlendirildiğinde: 
Bombalama Eylemleri sonrasında il genelinde terör örgütü ve yandaşlarınca Temel hak ve hürriyetler konusunda ülkemizin geldiği noktayı baltalamak, Ülkemizi dış dünyaya karşı zor durumda bırakmak, toplumsal çatışma ortamı yaratmaya yönelik ve de güvenlik kuvvetlerim tahrik edici toplumsal gösteriler yapıldığı, Bu bombalama olaylarının adliyeye intikal etmesine rağmen, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurum ve kuruluşlarım hedef alan, halkı suça teşvik eden toplumsal eylemler karşısında güvenlik güçlerinin düştüğü durum, terör örgütünün halk üzerindeki etkinliğinin artmasına, örgütün kısa sürede olayları protesto etmek için binlerce inşam bir araya toplayabilme gücüne kavuşmuş obuası gibi imkânlara zemin hazırlanarak terör örgütünün lehine ve istediği sonuçları elde etmesine yönelik bir ortam meydana getirildiği, 

Toplumsal Olaylara Müdahale anlamında görevli olan Kamu Görevlilerinden: 
Halen TOKAT Valisi olan, olaylar sırasındaki Hakkari Valisi Erdoğan GÜRBÜZ'ün; 

İl genelinde son dönemde meydana gelen terör olayları konusunda etkili, caydırıcı tedbirler geliştiremediği, İl genelinde Emniyet görevlilerinin dengesiz dağılımına müdahale edemediği, Şemdinli olayı ile ilgili olarak ilçede kaldığı üç gün içerisinde Hükümet Konağından müdahale yerine Taktik Alaydan olayları izlemeyi ve yönlendirmeyi tercih ettiği, Şemdinli'de ve Yüksekova'da hayatim kaybeden kişilerin cenazelerinin Diyarbakır'dan getirilmesi konusunda müdahil olmaması nedeniyle terör örgütü ve yandaşlarına propaganda yapacakları önemli bir alanın bırakıldığı, Şemdinli'de polis noktasının faaliyete geçirilmesini 
24 saat geciktirdiği, 

Olaylar sırasındaki Hakkari Emniyet Müdürü Yaşar AĞDERE'nin; 
Son bir yıllık dönem içerisinde polis sorumluluk bölgelerinde meydana gelen ve ciddi can ve mal kaybına neden olan terör olayları konusunda etkili, caydırıcı tedbirler geliştirilmesi konusunda yeterli gayreti göstermediği, emrindeki polis gücünün ilçeler arasında dağıtılmasında hizmet gereklerine uygun hareket etmediği, emniyet teşkilatının araçgereç konusundaki eksikliklerinin giderilmesi için yazışma yapmak dışında gayret göstermediği, kısa süre içerisinde önemli patlamaların olduğu Şemdinli ilçesine bomba uzmanı ve ekibi görevlendirmediği, istihbarata önem verilmesi gerektiği halde Şemdinli'de istihbarat birimi oluşturmadığı, bu hizmetlerin bir saat uzaklıktaki Yüksekova ilçesinden 
karşılanmaya çalışıldığı, 9 Kasım günü Hakkari'den kara yoluyla hareket eden takviye polis gücünün zamanında Şemdinli'ye giremediği ve gece saatlerine kadar bekletildikten sonra ortalık kısmen yatışınca ilçeye intikallerinin sağlanabildiği, kendisinin de ilçede olduğu dönemde Şemdinli'deki polis noktasında dört polis memurunun yüzlerce kişinin taşlı sopalı saldırılarına uğraması sırasında polis memurlarının sürekli yardım çağrılarında bulunmalarına 
rağmen yardıma gidilmesini organize edemediği, olaylar sırasında kendisi ilçede olmasına rağmen emniyet Müdürlüğüne gidip olaylara vaziyet etmek yerine Taktik Alaydan olayları takip etmeyi yeterli gördüğü, bu konularda hatalı ve kusurlu davrandığı, Olaylar sırasındaki Şemdinli Kaymakamı Mustafa Cihad FESLİHAN'ın; 9 Kasım patlamasının olduğu andan itibaren bilgi ve tecrübe yetersizliğine rağmen elinden gelen gayreti gösterdiği, halkın fiziki saldırı teşebbüsüne de maruz kalmasına rağmen itidalini koruduğu, güvenlik güçlerine yardımcı olmaya çalıştığı, ilçedeki ilişkilerinin iyi düzeyde olduğu, 

Yüksekova Kaymakamı Aytaç AKGÜL'ün; Tecrübesizliğine rağmen olaylar 
esnasında ciddi bir eksikliğinin görülmediği, olaylara iyi niyetle müdahale ettiği, 
Şemdinli Emniyet Müdürü Tacettin ASLAN'in; İlçede polis bölgesinde son dönemde meydana gelen bombalama olaylarının önlenmesi konusunda ciddi gayret gösterdiğine ilişkin bir kanaatin oluşmadığı, istihbarata gerekli Önemi vermediğinin anlaşıldığı, İlçe Emniyet Müdürlüğü İş ve İşlemlerini 2004 yılı Haziran ayında teftiş eden Mülkiye Müfettişinin hazırladığı Teftiş Raporunda da belirttiği gibi "JGY:117-1 Sayılı Emniyet ve Asayiş Planları Hazırlama ve Uygulama Yönergesi ikinci bölüm 2. Kısım 5. Maddesine göre yapılan bütün Emniyet ve Asayiş Planlarının uygun zaman ve şartlarda provasının yapılması gerekirken bunun yapılmadığı, 

Yüksekova Emniyet Müdürü Ergin İŞLER'in; olaylara müdahale sırasında ciddi 
bir eksikliğine rastlanmadığı, Değerlendirilmektedir. 

KAYNAK;

https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss1153.pdf

https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/belge/kr_22HakkariSemdinli.pdf



***

ŞEMDİNLİ VE YÜKSEKOVA İLÇELERİNDE TOPLUMSAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN DIŞINA ÇIKILARAK YAPILAN GÖSTERİLER VE OLAYLARI., BÖLÜM 6

ŞEMDİNLİ VE YÜKSEKOVA İLÇELERİNDE TOPLUMSAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN DIŞINA ÇIKILARAK YAPILAN GÖSTERİLER VE OLAYLARI., BÖLÜM 6


Gene Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğünün 17.02.2005 tarihinde de ayın sayılı 
yazısı ile 15.11.2005 tarihinde meydana gelen olayların devam ettiğini, olay yerlerinin güvenli olmadığını, olayların ilçe merkezinde meydana gelmesi nedeni ile ölüm ve yaralanma olaylarının tam olarak tespit edilemediğini, olay yeri incelemesinin yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığımıza bilgi verileceği bildirilmiştir. Yüksekova İlçe Jandarma Komutanlığınca yukarıda sözü edilen yazısında 16.11.2005 tarihli 021-8427-05/16402 sayılı yazı ile cevap verilerek olaylarla ilgili olarak ilçe emniyet müdürlüğünün talebi, Kaymakamlık Makamının sözlü ve şifahi emri ile ilçe jandarma komutanlığında destek kuvvet istenildiğinin yazı ekinde gönderilen personelinin olayda görev aldığı, olaylar sırasında ilçe jandarma komutanlığı personelinin silahlı müdahalede bulunmadığını, olayla bilgisi ve görgüsü bulunan tanıkların bulunmadığını, olayla ilgili kamera fotoğraf makinası ve benzeri araçlarla tespit yapılamadığını, ancak emniyet müdürlüğü  nün bu konuda çalışma yaptığını bildirmiştir. 

Olaylar sırasında ölen şahıslardan İslam BARTİN1 in adli muayene işlemini Başkale Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılmış, Abdulhaluk GEYLANI'nin ölü muayene işleminin Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılmış olup ilgili evraklar Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmiştir. 

Olayların yatışması üzerine 18.1 1.2005 tarihinde de 19.11.2005 tarihinde olaylar sırasında güvenlik güçleri tarafından kullanılan panzerler le BTR tipi zırhlı araçlar üzerinde inceleme yapılmış, araçlar üzerindeki taş, mermi ve molotof kokteyli izleri tespit edilmiş buna dair tutanaklar düzenlenmiş, fotoğraflar çektirilerek soruşturma dosyasına eklenmiştir. Yukarıda sözü edilen yazılarımız gereği İlçe Jandarma Komutanlığına ve İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin olaylar sırasında bulundurdukları silahlar üzerinde keşif icra edilerek huzurda mukayese atışı yaptırılmış , ele geçirilen mermi kovanların C. Başsavcıığımız emanetine alınmıştır. 

Gene olaylar sırasında olaya katılan bir grup tarafından darp edildiği , üzerindeki silahının, cüzdanının ve cep telefonunun gasp edildiği, yoldan geçmekte olan binek tipi toros marka san renkli ticari taksiye zorla bindirilerek Yeşildere mahallesine götürüldüğü, burada kendisini zorla götüren üç şahsın elinden kaçarak kurtulduğunu beyan eden müşteki Uzm.çvş. Metin BALTACI' nın beyanı doğrultusunda Yüksekova ilçesinde tarife uygun ticari taksi şoförlerinin ve sahiplerinin beyanları alınmış bu kişiler özetle böyle bir olay hakkında bilgi 
sahibi olmadıklarım belirtmişlerdir.

Yine bu müştekinin olay sırasında gasp edildiğim beyan ettiği cep telefonunun seri numarasından bu telefonun kullanılan kişilerin tespiti için ilgili GSM şirketlerine müzekkereler yazılmıştır. Bu yöndeki araştırma da devam etmektedir. Olaylar sırasında Van ve Ankara ilinden gönderilen güvenlik güçlerinin de görev yaptığı anlaşıldığından bunlarla ilgili olarak da üzerlerinde bulundurdukları silahlarla mukayese atışı yapılarak ele geçecek olan kovanların Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesi hususunda bu iller C.Başsavcılıklarına talimatlar yazılmış olup cevaplan beklenilmektedir. 

Olayın mağdurlarının ve müştekilerinin bir bölümünün beyanları ve doktor raporları alınmış olup bunlardan eksik olanların tamamlanmasına çalışılmaktadır. 

İlgi sayılı yazı ile sorulan 17.11.2005 tarihinde Yüksekova da 15 Kasım gösterilerinde hayatım kaybeden şahısların cenazelerinin demine ilişkin olayla ilgili olarak da Cumhuriyet Başsavcılığımızca 2005/2270 Sor. Sayılı dosya üzerinden soruşturma başlatılmıştır. 

Her iki olay ile ilgili olarak soruşturmaya çok yönlü olarak devam edilmektedir." 
Şekilinde bilgi verildiği görülmüştür. 

c) Komisyonumuzun Değerlendirmesi 

2559 saydı Polis Vazife ve Selahiyet Kanonunun 16. ve Ek. 6. Maddeleri Polisin 
silah kullanma yetkisini düzenlemiştir. Buna göre; 
"MADDE 16 - Polis, aşağıda yazılı hallerde silâh kullanmağa salahiyetlidir: 

A) Nefsini müdafaa etmek; 

B) Başkanın ırz ve canına vuku bulan ve başka suretle men'i mümkün olmayan bir taarruzu savmak için; 

C) Ağır cezayı müstelzim bir suçtan maznun olarak yakalanıp nezaret altında bulunan veya her hangi bir suçtan mahkûm ve mevkuf olupta tutulması veya nakil ve şevki polise emir ve tevdi olunan şahısların kaçmaları veya bu maksatla polise taarruzları halinde yapılacak ihtarlara itaat edilmemiş ve kaçmağa ve taarruza mâni olmak için başka çare bulunmamışsa; 

D) Muhafazasına memur olduğu mevki veya elindeki silâha yahut kendisine yerilmiş veya teslim edilmiş olan karakolhane ile şahıslara karşı vuku bulacak taarruzu başka suretle defa imkân olmamışsa; 

E) Ağır cezayı müstelzim ve meşhut cürüm halinde bulunan suçlarda suçlunun saklı olduğu yerin arandığı şurada o yerden şüpheli bir şahıs çıkarak kaçtığı ve dur enirine kulak asmadığı görülerek başka suretle ele geçirilmesine imkân bulunmamışsa; 

F) Ağır hapsi müstelzim bir suçtan dolayı maznun veya mahkûm olupta zabıtaca 
aranmakta olan bir şahsın yakalanmasına teşebbüs edildiği sırada kaçar ve dur emrine de kulak asmayarak başka türlü ele geçirilmesi kabil olmazsa; 

G) Vazife esnasında polise tecavüze veya karşı koymağa elverişli aletlerin ve 
silâhların teslimi emredildiği hâlde emrin derhal yerine getirilmeyerek karşı gelinmesi veya teslim edilmiş silâh ve aletlerin zorla tekrar alınmasına kalkışılmışsa; 

H) Polisin vazifesini yapmasına yalnız veya toplu olarak fiili mukavemette 
bulunulmuş veya taarruzla mümanaat edilmişse; 

İ) Devlet nüfuz ve icraatına silâhlı olarak karşı gelinmişse; 

EK MADDE 6- (Ek: 16.06.1985 - 3233 s. Y. m.7) Polis, yakalanması gerekli kişi veya dağıtılması gereken topluluğun direnmesi, saldırıya yeltenmesi veya saldırıda bulunması hallerinde, bu fiilleri etkisiz hale getirmek için zor kullanabilir. Zor kullanma direnme ve saldırının mahiyetine ve derecesine göre etkisiz hale getirilecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedeni kuvvet, maddi güç ve kanunî şartlan gerçekleştiğinde her çeşit silah kullanma yetkilerini ifade eder. Toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda zor kullanmanın derecesi ile kullanılacak araç ve gereçler müdahale eden kuvvetin amiri tarafından tayin ve tespit edilir. Kanunda açıkça Toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda zor kullanmanın derecesi ile kullanılacak araç ve gereçler müdahale eden kuvvetin amiri tarafından tayin ve tespit edileceğini öngördüğü, incelediğimiz olayında Yasa dışı toplantı ve gösteri yürüyüşü olduğu, bu gösteri yürüyüşü sırasında Güvenlik Güçlerine ve bunların kullandıkları araç ve gerece karşı, Taşlı, Sopalı, Silahlı saldırıda bulunulduğu, Göstericilerin dağıtılması amacıyla öncelikle ihtar,su panzeri v.b gibi Polisin zor kullanma yetkisinin kademeli olarak işletilmeye çalışıldığı, ancak eylemcilerin gittikçe artan şekilde saldın ve tecavüz niteliğini alan eylemleri, Kalabalığa müdahale eden Polis Panzerinin devrilmesi ile Göstericilerin bu panzere yönelerek tahrip etme ve yakma girişiminde bulunmaları, bu eylemleri sırasında PKK Terör örgütünü öven slogan, Döviz, Sözde Bayrak v.b hareketleri nedeni ile kontrol edilmesinin, bastırılmasının oldukça zorlaştığı anlaşılmaktadır. Olayların tam bu 
safhasında bu göstericilerden 3 kişinin açılan ateş sonucu hayatını kaybettiği ortaya çıkmaktadır. Bahse konu 3 kişinin ölümüne yol açan silahla ateşin kim veya kimlerden, Güvenlik Güçlerinin silahından mı kaynaklanıp kaynaklanmadığı henüz aydınlatılamamıştır. Bu konunun Yüksekova Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda açıklığa kavuşturulacağı tabiidir. Ancak şayet anılan 3 kişinin ölümüne Güvenlik Kuvvetlerince açılan silahlı ateş sonucunda sebebiyet verilmişse bu durumda Güvenlik Kuvvetlerinin silah kullanma yetkilerinin doğup doğmadığını, doğmuşsa doğrudan öldürmeye mi yoksa etkisiz hale getirmeye yönelik mi ateş etmesi gerekeceği sorununun açığa çıkarılması zarureti doğar. Yüksekova İlçe Emniyet Müdürü Ergin İşler, Komisyonumuza 14.03.2006 günü verdiği ifadesinde, 15 Kasımda meydana gelen gösterilere Güvenlik Kuvvetlerince müdahale esnasında kesinlikle silah kullanma talimatı vermediğini ifade etmiş, Komisyonumuzca da olaya müdahale ile görevlendirilen diğer Polis Amirlerinin de böyle bir emir verdiklerine dair her hangi bir bilgi ve bulguya da ulaşılamamıştır. Bu halde ilgili kuvvet amirinin emri olmadan Polisin kendiliğinden ve hedefe doğrudan ateş açtığı yönünde kuvvetli bir şüphenin oluşmasına zemin hazırlanmıştır. Bu olayın gerçekleştirilmesinde Polisin silah kullandığı farz edildiğinde İlçe Emniyet Müdürü ve diğer olaya müdahale eden kolluk amirlerinin izni ve emri olmadan topluluğa silahla ateş açılması cezai ve idari yönden gerekli takibata konu olacaksa burada Kolluk amir ve memurları arasında emir komuta ilişkisinde ciddi bir güvenlik zafiyetini gösterdiğini, 
güvenlik algılamasında önemli bir sapmayı işaret ettiğini, olabilecek böylesi toplumsal olaylara bir bütünlük içerisinde müdahale edilmesi, sağlıklı tedbir alınıp uygulanması konusunda kriz işaretleri verdiğini belirtmek gerekir. 
Yüksekova'da meydana gelen bu olaylar ölçek alınarak Güvenlik kuvvetlerin 
toplumsal olaylara müdahale etkinliklerinin arttırılması ihtiyacı kendisini şiddetli bir şekilde hissettirmektedir.Bu nedenle Emniyet Genel Müdürlüğünce Polisin toplumsal olaylar konusunda eğitilmesine yönelik var olan Hizmet içi eğitim faaliyetlerinin yoğunlaştırılması komisyonumuzca tavsiyeye değer görülmektedir. 

2. Uzman Çavuş Metin BALTACI nın Kaçırılması Olayı 

15.11.2005 günü kaçırılan, şiddetli şekilde darp edilen ve daha sonra kurtulup tedavi altına alınan Efeler Jandarma Özel Harekit Tabur Komutanlığında görevli Uzman Çavuş Metin BALTACI'nın 22.11.2005 tarihinde Şemdinli İlçe Emniyet Müdürlüğünde Mülkiye Başmüfettişi tarafından alınan ifadesine göre; 
15.11.2005 günü saat 09:00 da nöbeti bittiğinde eve gittiğini, ailesi ve çocuklarıyla birlikte alışverişe gittiğini, saat 12:30 civarında çocuklarım eve bıraktığını, ilçede basm açıklaması yapılacağını duyduğunu, olayların büyüyebileceğini düşünerek aracım görev yaptığı Tabura götürüp bıraktığını, yaya olarak şehir merkezine doğru yürüdüğünü, bu sırada eşinin cep telefonu ile arayarak kirada oldukları evlerinin önünde kalabalık bir gurubun olduğunu, sloganlar attıklarım, korktuklarını, benim üzerimde bulunan daire kapışırım 
anahtarım getirmesini istediği, kendisinin de evine doğru gittiğini, eve yaklaştığı sırada eşinin tekrar arayarak grubun çok kalabalık olduğunu, gelmemesini istediği, Bu sırada 18-20 yaşlarında bir gencin kendisini göstererek "işte bir tanesi geldi, yakalayın" demesi üzerine 150-200 kişilik grubun üzerine doğru geldiğini, ellerindeki sopalar ve taşlarla darp ettiklerini, yüzleri kapalı 3-4 kişinin ellerinde kaleşnikof silahlar olduğu halde başında bekledikleri, bir tanesinin "öldürelim" diye etraftakileri tahrik ettiğini, kurtulmaya çalışmışsa da muvaffak olamadığını, ayrıca üzerinde bulunan Yavuz 16 marka tabancasının, kimlik belgelerinin, sürücü belgesinin, aracına ilişkin ruhsat belgelerinin, kredi kartlarının, cep telefonunun ve yaklaşık 550 YTL nakit parasının gasp edildiğini, 
Yoldan geçmekte olan ticari bir taksinin durdurularak kendisinin bu taksiye  bindirildiği ve üç kişinin daha binerek Yeşildere mahallesindeki mezarlığa götürdüklerini, bu arada cep telefonu ile birileriyle konuştuklarını, kendisinin Kürtçe bildiği için bu konuşmaları takip edebildiğini, konuşmalarda "Başkanım" diye hitap edilen kişiye benim ellerimde olduğumu, babayiğit olduğum için beni zapt etmekte zorlandıklarım, beni parti veya belediye başkanına teslim etmek istediklerini, bunu yapamazlarsa emniyetçe gözaltına alman kişilerle takas yapacaklarım söyledikleri, 

Yardım gelmeyeceğini anlayınca kendi kendine nasıl kurtulabileceğinin planını 
yapmaya başladığım, mezarlıkta yürürken tuvalet ihtiyacı olduğunu söylediğini, üç kişiden birinin yanında olduğu halde diğer ikisinden yaklaşık 50 mt kadar uzaklaştıklarını, kendisinin yanındaki tek kişiyi etkisiz hale getirmek suretiyle koşmaya başladığını, uzaktaki iki kişiden birinin peşine düştüğünü ve yaklaştığında onu da etkisiz hale getirdiğini, yakınlarda bulunan bir evin bahçesinden içeri atlayarak girdiğini, ancak ev sahiplerinin kendisini içeriye almak istemediğini, bunun üzerine oradan ayrılarak ara sokaklardan tekrar yürümeye devam ettiğini, durumunun kötü olduğunu düşünerek başka bir evin bahçesine girdiğini, 45-50 yaşlarında bir şahıstan Uzman Çavuş olduğunu söyleyerek yardım istediğini, şahsın kendisini eve aldığını, telefonla emniyet ve jandarma yetkililerini arayarak haber verdiğini, yaklaşık bir saat sonra 
güvenlik güçlerinin gelerek kendisini kurtardıklarını ifade ettiği, 3. Yüksekova 2 Nolu Sağlık Ocağına Zarar Verilmesi, Çalışanların Tehdit Edilmesi Olayı 

15.11.2005 günü saat 14:45'de Sağlık Ocağına gelen maskeli iki kişinin arkalarında çok kalabalık bir grup olduğu halde çalışanları tehdit ettikleri, maskeli kişilerden bir tanesinin "ocağınızı kapatın, 10 dk içinde kapatılmazsa ocağı yakacağız" şeklinde konuştuğu, durumun Sağlık Grup Başkanlığına iletilmesinden sonra oradan alınan talimat üzerine ocağın kapatıldığı, maskeli kişilerin silahlı olduğu, ocağın kapatılacağı sırada bir grubun yaralı getirmesi üzerine ocağın tekrar açıldığı, gerekli tedavinin yapılıp yaralının şevkinden sonra 
saat 16:00'da sağlık ocağının tekrar kapatıldığı ve çalışanların Devlet Hastanesine gittiği, Güvenlik güçleri tarafından 16.11.2005 günü saat 12:00'de yapılan tespitte; Sağlık Ocağının giriş istikametine göre sol ön duvarında yeşil sprey boya ile "HPG ZAGROS PKKTerör TC" yazısının yazıldığı, giriş istikametine göre sol bahçe duvarına san sprey boya ile bir metre kare ebadında yuvarlak daire üzerine yıldız yapılmış olduğu,giriş kapısının camlarının kınk olduğu, giriş istikametine göre sağ tarafla bulunan camlardan da üç tanesinin kırık olduğunun tutanağa bağlandığı, 

4. Muhtelif Yerlere Yasa Dışı Yazılar Yazılması, Pankart Asılması Olayı 
Mülkiye Müfettişinin hazırlamış olduğu Araştırma Raporunda Yasadışı yazılama ve Pankart olayları aşağıdaki şekilde anlatılmıştır. 
"19.11.2005 günü saat 15:00 civarında yapılan tespitlere göre; 
Cumhuriyet İlköğretim Okulunun bahçe duvarına 100cmx30cm ebadında "Tayip 
İstifa", Cezaevi kavşağında Imtx5mt ebadında "PKK Serok Apo", Imtx5mt ebadında Şehit Namınn HPG", Imtx3mt ebadında "Gever Ovası Apocular Yuvası", 2mtx30cm ebadında "Baş Apo Ceza Amiri", 2mtx2mt ebadında iki adet "Danimarka'ya Selam HPG", Cengiz Topel Caddesi üzerinde 6 adet PKK terör örgütünü simgeleyen 50cm ebadında yıldız, 8mtx3mt ebadında "Gençlik Aponun fedaisidir, Başkan Apo", l,5mtxlmt ebadında 'Terör TC", l,70cmx2mt ebadında "PKK Cezacılar", 18Ocmx3Ocm ebadında "www.hpg.online". 8mtx2mt ebadında "Gün bugündür kurtlar ayağa Başkan Apo", 2mtx4mt ebadında "gençlik Ruhuyla Başkan Apoyu Selamlıyoruz", 60cmx30cm ebadında iki adet "Apo", 130x40cm ebadında iki adet "HPG", elektrik direğinde bulunan 40x60cm ebadındaki 
tabelada "PKK", Cengiz Topel caddesi 1 nolu sokak üzerinde 2x1 mt ebadında 
"A.ÖCALAN,B.APO", 

Merkez 2 nolu Sağlık Ocağı ve çevresindeki binalarda l,5xlmt ebadında PKKterör 
örgütünü simgeleyen bayrak resmi, 100x50cm ebadında "Biji APO", 250x80cm ebadında "Satılık TC", 150x250cm ebadında "Başkan Apo Bayramın Kutlu Olsun", 150x80cm ebadında "Apocu Gençlik Y.Ova", Mezarlık Mahallesi bila sayılı, binanın bahçe duvarında değişik ebatlarda on adet "APO, ÖCALAN", 23 Nisan Caddesi üzerinde 200x70cm ebadında "Biji Serok Apo", 50x30cm ebadında "HPG" yazısı, Cengiz Topel caddesi DEHAP binası karşısında çöp konteynın üzerinde "Dur PKK Kontrol" 

Şeklinde san, siyah, kırmızı sprey boyalarla yazılamalar yapıldığının fotoğraf ve video kamera ile tespitlerinin yapıldığı," İncelenmiştir. 

5.17.11.2005 Günü Düzenlenen Cenaze Töreni 

09.11.2005 günü Şemdinli'de meydana gelen patlama olayını protesto etmek amacıyla 

15.11.2005 günü Yüksekova ilçesinde DEHAP tarafından organize edilen basın açıklaması ve devamında meydana gelen olaylar sırasında hayatını kaybeden Ergin MENGEÇ, Abdulhaluk GEYLANİ ve İslam BARTIN isimli vatandaşların cenazelerinin 17.11.2005 günü defnedildiği, 

7. Cİ BÖLÜM ,LE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

ŞEMDİNLİ VE YÜKSEKOVA İLÇELERİNDE TOPLUMSAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN DIŞINA ÇIKILARAK YAPILAN GÖSTERİLER VE OLAYLARI., BÖLÜM 5

ŞEMDİNLİ VE YÜKSEKOVA İLÇELERİNDE TOPLUMSAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN DIŞINA ÇIKILARAK YAPILAN GÖSTERİLER VE OLAYLARI., BÖLÜM 5



III- YÜKSEKOVA MERKEZDE MEYDANA GELEN OLAYLAR 

1.15 Kasım Olayları 

a) Güvenlik Görevlilerince Tutulan Tutanak İlce Emniyet Müdürü ile İlce Jandarma Komutanı da dahil olmak üzere Toplam (183) 
Emniyet ve Jandarma personeli tarafından yaşanan olaylara ilişkin 15.11.2005 günü saat: 18.20'de düzenlenen tutanakta aynen: 
"15.11.2005 günü DEHAP ilçe örgütü tarafından Şemdinli İlçesinde meydana gelen olayları Protesto etmek amacı ile basın açıklaması yapılacağı yapılacak olan basın açıklamasının yasadışı BTÖ PKKKONGRA/GEL ve Abdullah ÖCALAN lehine yasadışı gösteri haline getirileceği yönünde önceden alınan istihbarı bilgiler neticesinde, Van İl Emniyet Müdürlüğünden ve Ankara Özel Hareket Daire başkanlığından yeteri kadar kuvvet takviye edilerek, Bizim için önem arz eden ve Kritik konumda bulunan ilçe Hükümet Konağı İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Milli egemenlik caddesi üzerinde bulunan Kamu binalarının koruna bilmesi için gerekli önlemler alınmış olup; 15.11.2005 günü saat 12.30 sıralarında idaremiz Şemdinli yolu Alp iş merkezinde bulunan, DEHAP ilçe örgütü önünde yaklaşık 800- 1000 kişilik kalabalık grup Parti önünde toplanarak Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylarla ilgili olarak Basın açıklaması yapmak için 800-1000 kişilik grup Cengiz topel caddesi üzerinde Oslo Otel istikametine doğru grup 
yaya olarak sözde Demokratif Konfederalizm bayrağı, örgütün kullanmış olduğu kırmızı zemin üzerine san yeşil renkler yıldız arması bulunan bayraklar ve flamalar ile Abdullah ÖCALAN'ın posterini açarak yasadışı BTÖ PKK-KONGRA/GEL ve Abdullah ÖCALAN lehine slogan atarak ilerlemeye başlamışlardır. Saat: 13.00 sıralarında kalabalık grup Cengiz Topel Caddesi üzerinde bulunan Oslo Oteli önüne intikal etmiştir. Burada yine yasadışı PKKKONGRAL/GEL terör örgütü ve Abdullah ÖCALAN lehine slogan atmaya devam etmişlerdir.Daha sonra DEHAP ilçe teşkilatı Gençlik kollan başkam olan Şerafettin SIRMA isimli şahıs tarafından ellerinde bulunan metini Kürtçe konuşmaya başlamış, sık sık kalabalık grup tarafından sözü kesilerek "Katil Devlet, Şerefsiz Devlet" şeklinde sloganlar atılmıştır. Saat: 13.30 sıralarında Basın açıklaması son bularak basın açıklamasına katılan grup tekrar geldiği güzergahtan yani Cengiz Topel caddesi üzerinden geri dönüş yapmaya başlamışlardır. Bu esnada Kalabalık gruptan yaklaşık olarak 500-600 kişilik grup dağılmayarak, geri dönüp İlçe Hükümet konağı,İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde, yani Eczaneler kavşağı üzerinde bekleyen Biz Emniyet Görevlileri üzerine "Katil Devlet, Şerefsiz Devlet" ve 
Yasadışı PKK-KONGRAL/GEL Terör Örgütü ve Terörist başı Abdullah ÖCALAN lehine slogan atarak yoğun bir şekilde taşlı sopalı ve molotofkokteyli ile muhtelif yerlerden silahlı saldırılara başlamışlardır. Bunun üzerine Hükümet Konağı önünde Eczaneler kavşağında bekleyen Biz görevli Emniyet güçleri grubun dağılması için Megafonla defalarca grubu uyarmamıza rağmen grup dağılmayarak saldırılarına yoğun bir şeklide devam etmiş, Kalabalık grubun dağılması için grubun bulunduğu noktaya Gaz fişeği ve Gaz bombası ile 
müdahale edilmiş. Bunun üzerine grup geri çekilmeye başlayarak Cengiz Topel caddesi, Nedim Zeydan Caddesi, Zabıta meydanına giden yol üzerinde barikatlar kurarak, kurmuş oldukları barikatları ateşe vermek sureti ile yakmaya başlamışlar ve tekrar Hükümet Konağına doğru yine sloganlar atarak taşlı sopalı ve Molotof kokteyli ile muhtelif yerlerden ve ara sokaklardan silahlı saldırılara başlamışlar, tekrar güvenlik güçlerinin uyanlarına rağmen 

Hükümet konağı istikametine yürümeye devam etmişlerdir. Grubun dağılması ve olayların daha fazla büyümemesi için grubun üzerine Gaz fişeği ve Gaz bombası atılmak sureti ile grubun dağılması sağlanmak istenmiş, Bütün bu uyanlara ve gaz bombası atılmasına rağmen grup Yoğun bir şekilde taşlı sopalı ve Molotof kokteyli ile silahlı saldırılara devam etmişlerdir. Daha sonra Kalabalık grup tarafından ilçe merkezinin muhtelif yerlerinde yakılan ateşleri söndürmek için, Emniyet Müdürlüğü Hizmetlerinde kullanılan su panzeri devreye sokularak ateşler söndürülmeye çalışılmış ancak kalabalık grup tarafından su panzerine taşlı sopalı ve Molotof İle silahlı saldırılar devam etmiştir. 

Kalabalık Gösterici grupların dağıtılması yönünde ve Su panzerine yardım etmek 
üzere, diğer panzerlerde harekete geçmiş, yine bu esnada su panzerine ve diğer panzerlere yoğun bir şekilde taşlı sopalı ve Molotofkokteyli ile silahlı saldırıya başlamışlar. Bu esnada su panzeri Motoloflu saldırı neticesinde yanmaya başlamıştır, bunun üzerine su panzeri Eczaneler kavşağına geri çekilmiştir müddet sonra grup tekrardan Hükümet konağı ve üçe Emniyet Müdürlüğüne doğru ilerleyerek ve slogan atarak taşlı sopalı ve Molotof kokteyli ile 
silahlı saldırılarına devam etmişlerdir. Grubun dağılması için Cengiz Topel caddesi üzerinde Şemdinli yolu istikametine topluluk üzerine giden Su panzerine korumalık yapan Özel Hareket grubuna ait panzer yoğun saldın altında kalması ve camlarının kınlması neticesinde camlarının buğulanması, görüşünün kaybolması neticesinde, Zağros iş merkezi önüne dökülen çuvallanmış vaziyette bulunan çok miktarda kömür çuvalların yırtılması ve çuvallarla Cengiz Topel Caddesi üzerine Barikat kurulması neticesinde Özel Hareket grubuna ait panzer 
bu barikata çarpmak sureti ile takla atarak devrilmiştir. Bunun üzerine Kalabalık grup panzerin içerisinde yaralı olan görevli Polis memurlannı linç etmek ve devrilmiş olan panzeri ellerinde bulunan Molotof kokteylleri ve benzin bidonları ile yakma girişiminde bulunulmuş bu esnada Hükümet Konağı ve Üçe Emniyet Müdürlüğü önünde bekleyen hazır kuvvet, Panzerin devrildiği Zağros iş Merkezi yönüne doğru harekette geçmiştir. Grubun, harekete geçen hazır kuvvet güçlerine yönelik taşlı sopalı ve Molotofkokteyli ile silahlı saldırıya başlaması üzerine havaya uyan amaçlı ateş edilmiş ve Panzerin yanma intikal edilmiştir. 
Bu olaylar üzerine Üçe Kaymakamının talimatı ile İlçe Jandarma komutanlığına ait Zırhlı araçlar ve askeri personel takviye olarak olay mahalline intikal 
ettirilmiş, Panzerin içerisinde sıkışmış bir vaziyette yaralı bulunan Polis Memurlarının kurtanlması için Belediye* den ve Askeriyeden yardım istenilmiş, aynca İlçe Devlet Hastanesinden olay yerine Ambulanslar istenilmiştir 
Kurtarma çalışmalarının yapılabilmesi için zırhlı araçlardan iki tanesi Cengiz Topel caddesinin Şemdinli yolu cezaevi kavşağına yakın bir yere konuşlandırılmıştır. Bu esnada yaralı Polis memurlarının kurtarma çalışmalarına başlanılmış aynı zamanda Cezaevi Kavşağında bekleyen Panzerlere ve olay yerinde kurtanna çalışması yapan görevlileri yine aynı şekilde kalabalık grup tarafından, taşlı sopalı ve Molotof kokteyli ile silahlı saldınlara devam edilmiştir. Bu sırada grubun dağılması ve devrilmiş panzerin yanma kalabalık grubun 
yaklaşmamalan için Biz güvenlik güçleri tararından Havaya uyan amaçlı ateş açılmıştır. Daha sonra Biz görevlilerce Devrilen panzer etrafında güvenlik koridoru oluşturularak gerekli tedbirler alınmış, bu sırada karşı gruptan yoğun bir şekilde taşlı sopalı ve Molotofkokteyli ile silahlı saldınlara devam edilmiştir. Devrilen Panzeri kurtarmak için gelen, Askeri Kurtanna aracı ve İpek Yolundan geçmekte olan sivil bir vatandaşa ait kepçe ile devrilen panzer kaldınlarak içerisinde bulunan yaralı Polis Memurlan Metin AYDEMİR ve Nurettin ÇELEN 
kurtanlmışlar ve gerekli tedavilerin yapılması için olay yerinde bekleyen Ambulans ile Yüksekova Devlet Hastanesine intikal ettirilmişler, Yüksekova Devlet Hastanesinde yapılan ilk tedavilerine müteakip İleri Tetkik ve tedavileri için Helikopter ile Van illine sevk edilmişlerdir. 

Bu esnada 21.Sınır Taktik Tugay Komutanlığı, Emniyet Hizmetlerimizde kullanılan 155 Polis İmdat telefonunu arayarak Jandarma Özel Hareket timinde görevli Metin BALTACI isimli Uzman Çavuş grup tarafından TEDAŞ binası yanında bulunan İskender Camii karşısındaki ikametinin önünden Yasadışı gösteri yapan ve güvenlik güçleri müdahalesi sonucu ara sokaklara dağılan 80- 100 kişilik grup tarafından kaçırıldığının bildirmesi üzerine, Biz güvenlik güçlerinin bir kısmı olayın olduğu bölgeye geçmiş, cadde üzerinde 150-200 kişilik bir gurubu n olduğu görülmüş gruba gaz fişekleri ile müdahale edilmiş, grup Yeşildere 
caddesi istikametine kaçmaya başlamış yine kaçan grup, kaçtıkları esnada yoğun bir şekilde taşlı sopalı ve Molotof kokteyli ile ara sokaklardan muhtelif yerlerden silahlı saldırılarına devam etmişlerdir. Bir süre grubu takip ettikten sonra tekrar geriye dönülmüş, bölgede yapılan tüm araştırmalarımıza rağmen Uzman Jandarma Çavuş Metin BALTACI1 nın bulunamaması üzerine tekrardan Cengiz Topel Caddesi üzerine intikal edilmiştir. 

Bu sırada Zabıta meydanında 180-200 kişilik bir grubunun 23 Nisan caddesi ve Güngör caddesi istikametlerine barikatlar kurarak ve ateş yakarak tekrardan toplanmış olduklarım biz görevliler tarafından, kalabalık grubun dağılması için megafon ile defalarca ikaz yapılması üzerine grup dağılmayarak taşlı sopalı ve Molotof kokteyli ile Ara sokakların muhtelif yerlerinden silahla karşılık vermiştir. Bunun üzerine gruba su panzeri ve Hazır kuvvet unsurları ile müdahale edilmiş ve grup dağıtılmıştır. Grubun bir kısmı, Güngör caddesi istikametine Emniyet Lojmanları karşısına gelerek Emniyet Lojmanlarına yönelik taşlı ve Molotoflu 
saldırıda bulunmuşlardır. Emniyet Lojmanları önünde bekleyen Hazır kuvvet unsurları tararından müdahale edilerek grup dağıtılmıştır. 

Dağılan gruplar ara sokaklardan geçerek Şemdinli yolu üzeri Cezaevi kavşağında Alp iş merkezinde bulunan DEHAP ilçe örgütünün önüne gelerek toplanmışlar, burada Demokratif Konfederalizm Bayrağı, Terör Örgütü PKK/KONGRA-GEL* in kullanmış olduğu, Kırmızı zemin üzerine san yeşil renkler yıldız arması bulunan bayraklar ve flamalar ile Abdullah ÖCALAN1 in posterini açarak yasadışı BTÖ PKK-KONGRA/GEL ve Abdullah ÖCALAN lehine ve "Katil Devlet, Şerefsiz Devlet/Terörist Devlet ve Şemdinli'nin Hesabını sormaya geldik" vb. şeklinde sloganlar atmak sureti ile 350-400 kişilik grup toplanarak Askerlik Şubesi 
yolu, Şemdinli yolu ve Kuruköy yolu üzerine barikatlar kurarak ve bu bölgelerde büyük çapta ateş yakmak sureti ile yolu tamamen Araç ve Yaya trafiğe kapatmışlar, Bunun üzerine grubun tekrardan dağılması için uyanlarda bulunulmuş ise de; Biz güvenlik güçlerine yönelik, taşlı sopalı ve Molotof kokteyli ile Ara sokakların muhtelif yerlerinden silahla Saldırılara devam etmişlerdir. Daha sonra gruba su panzeri ve Askeri'ye ait zırhlı araçlar ile müdahale edilmiş ve grup dağıtılmıştır. Yasa dışı gösteri yapan kalabalık gruplar ellerinde bulunan taşlar sopalar ve Molotoflar' la bir çok İş yeri ve Araca da zarar vermiş, Saat: 16.30 sıralarında Yasadışı gösteri yapan bu gruplar ara sokaklara girerek dağılmaya başlamışlardır. Meydana gelen olaylarda, Kalabalık grup tarafından yapılan taşlı ve silahlı saldın sonucunda, devrilen Panzer 'de görevli Polis memurlan Metin AYDINER, Nurettin ÇELEN yaralanmışlar, Van il Emniyet Müdürlüp kadrosundan görevli Polis memurlan Hüseyin KAŞTAN Ateşli Silah ile ayak kısımdan, Bilal KURT isimli Polis memuru Yine Ateşli Silah ile elinde yaralanmış, gösterici gruplar tarafından atılan taşlar ve Molotoflar neticesinde; 
Melik ÇOBAN, Selahattin KESER, Fatih GÜRBÜZ, Attilla ÇETİN isimli Polis Memurları vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralanmışlardır. Polis memurlanndan Metin AYDINER ve Nurettin ÇELEN Yüksekova devlet hastanesinde yapılan ilk tedavilerine müteakip Van iline helikopterle sevk edilmişlerdir, diğer yaralı polis memurlarının tedavileri Yüksekova devlet hastanesinde devam etmektedir. Çıkan olaylarda, ERGİN MENGEÇ ve Yaralı olarak Yüksekova Devlet Hastanesine intikal ettirilen, Hastanede yapılan ilk tedavilerini müteakip Van illine sevk edilen Abdülhamit GEYLANİ ye İSLAM BARTIN isimli şahıslar Yolda (EX) 
olmuşlardır. Yine, Ahmet Durmaz, Erdal GÜNGÖR, Abidin AVCI, Erter AŞAN, Davut YANİK, Fatih SÜER, Nusret AKDOĞAN, İslam AKDOĞAN ve Hamit TEKİN isimli toplam On (10) vatandaş vücutlann çeşitli yerlerinden yaralanmışlardır. 
İlçe Merkezinde Meydana gelen olaylarla ilgili olarak, Tahsin DÜZSÖZ, Cahit 
DUZSÖZ, Olcay BAKİ, Rıdvan ÖRTAŞ, Naim BAHADIR, Banş IŞIK, Mehmet BELLİ, Nihat AKSU, Mehmet Sabir ORUÇ, İslam DUMAN, Şükrü DUMAN, Taner DUMAN, Tahir TEKİN toplam on üç (13) kişi yakalanmıştır. Saat: 18.00 sıralarında yasadışı gösteri yürüyüşü yapan güvenlik güçlerine yönelik taşlı sopalı ve molotofkokteyli ile muhtelif yerlerden silahlı saldırıda bulunan, Biz güvenlik güçlen müdahalesi neticesinde dağıtılan, Dize mahallesi Santral caddesi istikametine giden grup tarafından kaçırılan Uzman Çavuş Metin BALTACI, 
kendisini kaçıran grup tarafından darp edilmek sureti ile linç girişimde bulunulmuş, Yeşildere mahallesi üzerinde bulunan Vatandaşın evinde ağır yaralı bir vaziyette görevlilerimiz tarafımdan bulunmuştur. Seri bir şekilde Tugay Komutanlığı Revir'ine gerekli 'tedavisinin yapılması için intikal ettirilmiş, buradan da Durumu ağır olduğundan dolayı Tugay Komutanlığına ait askeri helikopter ile Van Askeri Hastanesine kaldırılmıştır. Olaylar havanın kararması ve grupların yer yer dağılmalan neticesinde sona ermiş olup; İş bu olay tutanağı aşağıda isimleri bulunan görevliler tarafından tanzim edilerek altı birlikte imza altına alınmıştır." Şeklinde yaşanan olaylar ifade edilmiştir. 

b) Ölen 3 Kişinin Yakınlarınca Mülkiye Müfettişliğine Verilen İfadeler 

15 Kasım gösterilerinde meydana gelen olaylarda hayatını kaybeden ûc kişinin 
vakınlannıa. bu konuda olayları araştıran Mülkiye Müfettişine verdikleri ifadelerinde: Yüksekova ilçesinde 15.11.2005 tarihinde meydana gelen olaylarda hayatını kaybeden İslam BARTİN'ın babası Abdurrahman BARTİN; "Ben 15 Kasım tarihinde meydana gelen olaylarda vefat eden İslam BARTİN'in babasıyım. Oğlum lise mezunu olup üniversiteye hazırlanmakta idi. Sefahlar iş merkezindeki berber dükkanımızda çalışırdı. O gün hadiseler nedeniyle eve gitmekte iken görgü şahitlerinin beyanına göre bir dürbünlü tüfekle 
yapılan ateş sonucunda öldürülmüştür. Oğlum herhangi bir örgütle ilişkisi olan bir kişi değildir. Biz aile olarak kendi halimizde işimizde gücümüzde insanlarız. Bölgede çok tanınan insanlarda değiliz. Dolayısıyla oğlumun şahsen hedef gözetilmesi durumu yoktur. Ateş eden şahıs birilerini öldürmek için ateş etmiş mermi oğluma isabet etmiştir. Cenazelerin toplu olarak törenle gömülmesi fikri topluluktan bize ifade edildi. Biz o acımızla farklı bir şey de düşünmedik." 

Yüksekova ilçesinde 15.11.2005 tarihinde meydana gelen olaylarda hayatını 
kaybeden Ergin MENGEŞ'in amcası Feki MENGEŞ; "Ben 15 Kasımda ilçemizde 
meydana gelen hadiselerde hayatını kaybeden Ergin MENGEŞ'in amcasıyım. Sanıyorum babası ile görüşmek istemişsiniz ancak babasının morali bu konuda ifade vermeye uygun olmadığı için ve ailenin büyüğü ben olduğum için ben bildiklerimi anlatacağım. Yeğenim lise 2.sınıfta öğrenci olup, abdestinde namazında son derece düzgün bir delikanlı idi. Biz aile olarak üç şeye değer veriyorduk. Yeğenimde aynı değerlerin farkındaydı, bunlar ailemiz, bayrağımız ve vatanımız. O gün yeğenim babası ile birlikte ikindi namazı için camiye gitmiş, 
cami çıkışmda babası oruçlu olduğu için ve ilçede tansiyon gergin olduğu için eve gitmeye karar vermiş, oğluna da sen de dükkana git ağabeyine söyle dükkanı kapatıp eve gelsin demiş. Çocuk dükkana giderken olaylann arasında kalarak aldığı tek kurşun yarası ile muhtemelen kan kaybından hayatını kaybetmiştir. 
Biz özellikle çocuklarımız ve kendimizi terör hadiselerinden uzak tutmak için gayret sarfediyoruz. Böyle bir hadise başladığında işyerlerimizi kapatıyoruz. Zira bu ilçedeki pek çok kişi bizim devlete olan bağlılığımızı bildiği için terör örgütü yandaştan zaman zaman gösteriler sırasında bizim işyerlerimize de zarar veriyor. O gün ben de olaylar nedeniyle eve dönmüştüm. Çocuğun vefat haberi 
saat: 16.30 gibi telefonla bildirildi. Ben hemen hastaneye geldim. Daha sonra hastaneye gelen Cumhuriyet savcısından çok rica ettim çocuğumuzu bize teslim edin biz aile mezarlığına defnetmek istiyoruz dedim. Bir yandan da yakınlarımıza haber vererek cenazenin defnedileceği aile mezarlığında gerekli hazırlıkları yaptık. Ne var ki cumhuriyet savcısı bölgenin de şartlarım yeterince bilmediğinden cenazeyi bize teslim etmeye yanaşmadı. 

Dolayısıyla Türk Bayrağına sararak defnedebileceğimiz cenazemiz maalesef örgütün gösterine alet edildi. Biz bir yandan genç bir evladımızı kaybetmenin üzüntüsünü yaşarken ikinci bir darbeyi de bu şekilde cenazemize yapılan muameleden aldık. Çocuğumuzun kim yada kimler tarafından vurulduğu konusunda net bir bilgim yok. Ancak ya bir kaza kurşunu değmiş olabilir, yada bizim devlete yakın tutumuzu bilen örgüt elemanlarının bizi provake 
etmek amaçlı bir cinayeti olabilir. Bunun şeklini adli mekanizma ortaya çıkaracaktır..." 

Yüksekova ilçesinde 15.11.2005 tarihinde meydana gelen olaylarda hayatını 
kaybeden Haluk GEYLANİ'nin amcasının oğlu Vahyettin GEYLANİ; "Ben 15 Kasım hadiselerinde ölen Haluk GEYLANİ'nin amca oğluyum. Önce bu olayda Haluk'un tanınarak, bilinerek hedef seçilmediğini söylemek istiyorum. Ancak duyduğum kadarıyla kendisine isabet eden kurşun polis panzerinden atılmış değil, muhtemelen Haluk'un vurulduğu yerin civarındaki bir apartmandan kalabalık üzerine sıkılan kurşunlardan kaynaklanmıştır. Ciddi bir araştırmada sözünü ettiğim yerdeki marketin üstünde oturanların kim olduğu ve ne amaçla 
ateş ettikleri anlaşılabilecektir. Biz aile olarak cenazemizi Yukan Güveç köyümüze götürerek hazırladığımız mezarda defnetmeyi planlıyorduk. Ancak birtakım insanların üç cenazenin bir arada defnedileceğini söylemeleri üzerine durumu değerlendirdik ve bu duruma razı olduk. Zira köye götürmüş olsaydık, bazı şahıslann provokasyonu ile yoldaki Efelerin olduğu arama noktası ile cenazeye katılmak isteyen grup arasında çatışma çıkmasından endişe ettik ve bu durumu kabul ettik.. .Yalnız ülkemizde değil başka ülkelerde de devlet içine sızan bazı zararlı gruplar olabilir. Bu grupların temizlenmesi millet devlet kaynaşması için gereklidir. Bu konuda adalete büyük görevler düşmektedir." 
Şeklinde ifadede bulunmuşlardır. 

İfadeler neticesinde konu Mülkiye Müfettişince; 

"İfadelerden anlaşıldığı kadarıyla 15 Kasım 2005 günü Yüksekova'da meydana gelen olaylarda hayatini kaybeden üç kişinin de terör örgütü ile bağlantısı yoktur. Bu kişiler belli bir bölgede rastgele ateş edilerek yada taranarak tesadüfen öldürülmüş kişiler de değildir. Adli süreç devam etmekte olup, bu konuda daha net sonuçlara ulaşılması ümit edilmektedir. Ancak tansiyonun yükseldiği bir ortamda ortalığı daha da karıştırmayı amaçlayan kişilerin halkın 
arasındaki sıradan birkaç kişiyi uzaktan belirleyip, nokta atışıyla vurmuş olmaları ihtimalinin olabileceği' şeklinde değerlendirilmiştir. 
Komisyonumuzun 14.03.2006 gün ve 10/322,323,324-192 sayılı yazısı ile 15.11.2005 günü Yüksekova'da üç kişinin ölümü ve 17.11.2005 tarihinde hayatını kaybeden şahısların cenazelerinin defnine ilişkin olaylarla ilgili olarak Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan işlemeler hakkında bilgi ve belge istenmiş; Komisyonumuza verilen 22.03.2006 gün ve 2005/2266 soruşuturma sayılı cevabi yazı ve eklerinde; 

"15.11.2005 tarihinde meydana gelen olaylarla ilgili olarak Cumhuriyet 
Başsavcılığımıza saat 16.00 sıralannda bir kişinin öldüğü ve devlet hastanesine kaldırıldığnın bildirilmesi üzerine Yüksekova Emniyet Müdürlüğüne ait zırhlı araç ile devlet hastanesine gidilerek ceset üzerinde ölü muayenesi yapılmış, ceset üzerinde ateşli silah yarası olduğu tespit edilmiş; içinde bulunulan koşullarda klasik otopsi yapılamayacağından Ergin MENGEŞ'e ait cesedin adli tıp kurumuna gönderilmesine karar verilmiştir. İlçe Emniyet Müdürlüğüne aynı tarihte yazılan 2005/2266 sor sayılı 15.11.2005 tarihli müzekkere ile olay sırasında ölen ve yaralanan şahısların tam olarak nerede, ne zaman, ne şekilde yaralandıklarının tespit edilmesi, olay yerinde müzekkeremizin yazıldığı saat itibariyle 
(19:43) C. Başsavcılığımızca olay yerinde inceleme işlemi yapılmasında güvenlik nedeniyle bir sakınca olup olmadığının bildirilmesi, ilçe merkezinde meydana gelen olaylar şırasmda görev yapan emniyet görevlilerinin isimlerinin bildirilmesi, bu görevlilerin olaylar şurasında kaçar tane silah kullandıklarının, bu silahların marka ve çap bilgilerinin silahlan kullanan görevlilerin isimleriyle birlikte ayn ayn bildirilmesi, olaylar sırasında görev yapan emniyet 
görevlilerinin her iki el svaplannın olayın önemine binaen acilen alınarak C. Başsavcılığımıza gönderilmesi, olaylar sırasında görev yapan emniyet görevlilerine gösteriye katılan şahıslar arasından veya başka yerden üçüncü kişiler tarafından ateş edilip edilmediği, ateş edilmiş ise nereden ateş edildiği hususunun tanık beyanları, kroki ve diğer delillerle tespiti ile bu yerlerde 
de müzekkeremizin yazıldığı saat itibariyle olay yeri incelemesi yapılmasında güvenlik yönünden herhangi bir sakınca bulunup bulunmadığı hususunun acilen C. Başsavcılığımıza bildirilmesi ,olayla ilgili tanıkların tespiti ile açık kimlik ve adres bilgilerinin bildirilmesi, olay sırasında kamera, fotoğraf makinesi ve benzeri araçlarla tespit yapılmış ise bununla ilgili CD, fotoğraf v.s. nin C. Başsavcılığımıza gönderilmesi, Yüksekova Devlet Hastanesinde yaralı 
bulunan şahısların tedavileri sırasında bedenleri üzerinde yapılan müdahaleler sonucunda çıkan mermi var ise bunlara el konularak C.Başsavcılığımıza bildirilmesi, tedavi sırasında vücudunda kurşun bulunup ta henüz çıkarılmamış şahıslar var ise bunlar hakkında da CMK m 76 uyarınca işlem yapılabilmesi için isimlerinin ve kurşunların hangi nedenle çıkarılmamış olduğunun devlet hastanesinden sorularak C. Başsavcılığımıza bildirilmesi, olaylar sırasında 
yaralanan Devlet Hastanesinde tedavi gören şahısların açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilmesi, bu şahıslardan tedavi görmekte olanların muhtemel taburcu tarihlerinin Devlet Hastanesinden öğrenilerek C Başsavcılığımıza bildirilmesi, olaylar sırasında yaralanan şahıslardan başka illerdeki hastanelere sevk edilenlerin açık kimlik ve adres bilgilerinin ve hangi hastanelerde tedavi altına alındıklarının tespit edilerek C. Başsavcılığımıza bildirilmesi,  C. Başsavcılığımızca yapılacak olan olay yeri incelemesinin müzekkeremizin gönderildiği tarih itibariyle mümkün olmadığının anlaşılması halinde olay yeri incelemesi yapılması için gerekli güvenlik önlemleri alındığında durumun derhal C Başsavcılığınıza bildirilmesi istenmiştir. 

Aynı şekilde aynı tarihte ilçe Jandarma Komutanlığına da müzekkere yazılarak ilçe merkezinde meydana gelen olaylar nedeniyle Üçe Jandarma Komutanlığına görev verilip verilmediğinin, İlçe Jandarma Komutanlığı tararından olaya müdahale de bulunulup bulunulmadığının bildirilmesi, olaylar sırasında görev alınmış veya müdahalede bulunulmuş ise görev yapan jandarma görevlilerinin isimlerinin bildirilmesi, bu görevlilerin olaylar sırasında kaçar tane silah kullandıklarının ve bu silahların marka ve çap bilgilerinin silahlan kullanan görevlilerin isimleriyle birlikte ayrı ayrı bildirilmesi, olaylar sırasında görev yapan jandarma görevlilerinin her iki  hesaplarının olayın önemine binaen acilen alınarak C. Başsavcılığımıza gönderilmesi, olaylar sırasında görev yapan veya müdahalede bulunan jandarma görevlilerine gösteriye katılan şahıslar arasından veya başka yerlerden üçüncü kişiler tarafından ateş edilip edilmediğinin bildirilmesi, ateş edilmiş ise nereden, ne zaman, ne şekilde ateş edildiğinin kroki ve diğer delillerle tespit edilmesi, olayla ilgili görgüye dayalı bilgisi olan tanıkların isimlerinin ve adreslerinin tespit edilerek C. Başsavcılığımıza bildirilmesi, olay sırasında kamera, fotoğraf makinesi ve benzeri araçlarla tespit yapılmışsa 
bununla ilgili CD, fotoğraf ve benzerlerinin C. Başsavcılığımıza gönderilmesi, olaylarla ilgili bilgi alış verişi açısından ilçe emniyet müdürlüğüyle koordineli olarak çalışılması istenilmiştir. 

15.11.2005 tarihinde Saat 22:15' te Yüksekova Üçe Emniyet Müdürlüğünce ayın tarih B.05.1.EGMA.30.35.14Ds.l52005/Suç No: 19 sayılı yazısı ile yukanda sözü edilen müzakeremiz e cevap verilerek 1S.11.2005 günü saat 13:30 ve 16:30 sıralarında Yüksekova ilçesinde meydana gelen olaylar sırasında emniyet güçlerine ateş edildiği, meydana gelen olayların ilçe genelinde olduğu, yeteri kadar güvenlik tedbiri alınamadığı, ölen yada yaralanan şahısların tam olarak nerede ve ne şekilde yararlandıklarının tespit edilemediği, tespit edildiğinde gerekli güvenlik önlemleri alınarak olay yerinde inceleme yapılması için C. Başsavcılığımıza bilgi verileceği bildirilmiştir. Gene Yüksekova Üçe Emniyet 
Müdürlüğünce yukarıda sözü edilen müzakeremiz ile ilgili olarak 16.11.2005 tarihinde B.05.1.EGMA.30.35.14.Ds.l5 2005/Suç No:19 sayılı yazısı ile 15.11.2005 günü ilçemizde meydana gelen olayların 16.11.2005 günü de devam ettiği, olayda ölen yada yaralanan şahısların olay yerinin tespit edilemediği, tespit edildiğinde gerekli güvenlik önlemleri alınarak olay yerinde incelemelerin yapılabilmesi için C.Başsavcılığımıza bilgi verileceği bildirilmiştir. 


6. CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***