12 Eylül 1980 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
12 Eylül 1980 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Şubat 2020 Perşembe

12 Eylül’den 31 yıl sonra

12 Eylül’den 31 yıl sonra




Agah Oktay GÜNER
agahoktayguner@hotmail.com
12 Eylül 2011



12 Eylül 1980’de gece televizyon ve radyolarda Genelkurmay Başkanı Kenan Evren silahlı kuvvetlerin yönetime el koyduğunu bildiriyordu. Mecliste partilerin genel başkanları gözaltına alınmış eşleriyle birlikte mecburi ikamet edecekleri Gelibolu Hamzaköy’e götürülmüşlerdi. Ilgın ve Kadınhanı kongreleri sebebiyle Konya’ya gitmiştim. Aziz dostum İdris Bey’in evinde geç saate kadar oturmuş, memleketin durumu hakkında uzun uzun konuşmuştuk. Sokağa çıkma yasağı kalkınca Ankara’ya döndüm. Merkez Komutanlığı’nın Agah Oktay Bey döndü mü? diye soran telefonları ben eve girdikten sonra kesildi. Gece saat 01’e doğru eve iki Reo dolusu otomatik silahlı asker ve komutanları geldi. Komutanlar (iki yüzbaşı) teslim olmamı istediler. Kirazlıdere Ordu Dil Okulu’ndaki esaretim böyle başladı. Esaret diyorum çünkü ailelerimiz nerede olduğumuzu bilmiyordu. İki aya yakın ne bir haber alabildik, ne de verebildik. O dönemin ruhumda açtığı dört yara vardır. Birincisi Alparslan Beyin üç buçuk ay diş ağrısı çekmesi ve doktora gönderilmemesi, İkincisi kalp krizi geçiren arkadaşımız Şahzafer Bey’in tutukevinin dış kapısına kadar yürütülerek hastaneye gönderilmesidir. Annemin karlı bir ziyaret gününde binanın merdiveninden yukarıdan aşağıya yuvarlanarak düşmesi hâlâ gözümün önünde olan üçüncü yaramdır. Merasim kıtalarıyla karşılanmış bir adam olarak Mehmetçiklerin bizimle konuşmalarının yasaklanması ve ailelerimizin karşısına demir parmaklık lar arkasında görüşmeye çıkmamız kapanmayan diğer yaralardır. Darbe öncesi gerçekten kan gövdeyi götürüyordu. Memleket yerli ve yabancı ajanların oyunlarıyla tam bir iç savaş öncesi durum yaşıyordu. Evren Paşa’nın görmek istemediği tamamen haksız olduğu  konu ise şuydu: Tablonun arka yüzünde peşin hükümlü MHP’yi mutlak suçlu gören, zalimle mazlumu ayıramayan sıkıyönetim komutanları ve onların çekirdek kadroları vardı.Evren Paşa darbeden birkaç ay sonra Konya meydanında konuşurken, “Biz beş sene sabrettik muradımıza erdik!” diyordu. Bu beyan açık ve seçik Evren paşa başta olmak üzere kadronun emellerine varabilmek için beş yıl süresince görevlerini tam anlamıyla yapmadıklarını gösteriyordu. Sıkıyönetime rağmen bir türlü hız kesmeyen terör olaylarının 12 Eylülün ertesi günü bıçakla kesilir gibi azalması da bu meyanda dikkat çekicidir. Darbe gecesi evime gelen subaylar karımdan silahlarımı istemişler. O da Kırıkkale yapımı birisi gümüş kaplama diğeri altın kaplama iki tabancayı makbuzlarını alarak ilgili subaya teslim etmiş. Bu iki silahın benim hayatımda büyük rolü var. Türk İş Koleji’nde işçi liderlerine, sendika temsilcilerine yıllarca ders verdim. Ekonomi derslerim çok ilgi görürdü. Burada tanıdığım değerli işçi liderlerinin sağduyulu tavırlarını, ülke sorunlarıyla ilgili değerlendirmelerini her kademede çok faydalı bir bilgi olarak değerlendir dim. Müsteşar olunca bu güzel insanlar Kırıkkale’de bir tabanca yaptırmışlar ve kabzasını gümüşle kaplayarak bana hediye getirmişlerdi. Ticaret Bakanı olunca bu hediye altın kaplanarak tekrar edilmişti.31 sene geçti. Bütün araştırmalarıma rağmen hatırası cihan değer bu iki silahıma ulaşamadım.  1980 darbesinin çukurunu erken seçime  “hayır” diyen Ecevit ve Erbakan açmış, sabırlı askerler de hemen temel atarak zulüm kulesini örmüşlerdir. Bizimle ilgili iddianame bir yıldan sonra açıklandı. 

  Rüyamızda görmediğimiz insanlarla birlikte yargılandığımız için duruşmalar fevkalade uzun sürdü. Duruşmalara gençler birbirlerine kelepçeli getiriliyor, tuvalet ihtiyaçlarını görürken bile kelepçeler çözülmüyordu. Dünya işkence tarihi yazıldığında Mamak hapishanesi birinci sırayı kaptırırsa mutlaka ikinci sırada olacaktır. Milliyetçi ve solcu gençlerin ezilmesi, adeta yok edilmesi için her şey yapılmıştır. Türk Ordusu bu milletin göz bebeği idi. 
Millet ordusuna toz kondurtmazdı. 
Bugün orduya karşı yapılan hareketlere halk sadece bakıyorsa bunun sorumluları artık arşivlerin malı olmuş 27 Mayıs darbesinin zulmünde, 12 Mart muhtırasının mantıksızlığında, 12 Eylül darbesinin insafsızlığında aranmalıdır. İdamımızı isteyenler 8,5 yıl sonra, evet duruşmaların sonunda tam 8,5 yıl sonra beraatimizi istediler. Beraat ettik. Ancak yattığımız süreye eklerseniz 10 yılı aşan bir zaman pasaportsuz, kamu görevlerinden mahrum yaşadık. 

  Çok şükür başımız dik, alnımız ak, karanlık kalmış tek işi olmayan insanların vicdan huzuruyla yaşıyoruz. Acaba zalimler bu huzuru duyabiliyor mu? 

Kaynak Yeniçağ:
12 Eylül’den 31 yıl sonra 
Agah Oktay GÜNER 


https://www.yenicaggazetesi.com.tr/12-eylulden-31-yil-sonra-19703yy.htm


***

1 Ekim 2017 Pazar

Öncesi ve Sonrasıyla 12 Eylül Kronoloji

Öncesi ve Sonrasıyla 12 Eylül Kronoloji


Öncesi ve Sonrasıyla 12 Eylül Kronoloji

Siyasi cinayetler, kanlı 1 Mayıs, Çorum ve Maraş olayları, Meclis'in kilitlenmesi, ekonomik buhran ve diğerleri... Türkiye tarihine bir balyoz gibi 
inen sürecin kilometre taşları.

Darbenin ardından 1982 yılında yapılan referandumla Kenan Evren'in yedi yıllığına Cumhurbaşkanlığı'na getirilmesi kabul edildi. [AA]
Türkiye'nin siyasi ve sosyal hayatını yeniden dizayn eden 12 Eylül süreci öncesindeki çalkantılar, askeri müdahalenin ardından yerini mutlak 
baskının hakim olduğu bir atmosfere bıraktı. 

Darbenin ardından 650 bin kişi göz altına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 bin kişi için idam 
cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi, 50 kişinin cezası infaz edildi.

98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı, 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı, 30 bin kişi 
siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti. 

171 kişinin gözaltında işkenceden öldüğü belgelendi. 937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. 
3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi.

31 gazeteci cezaevine girdi, 300 gazeteci saldırıya uğradı. Üç gazeteci silahlı saldırıda öldürüldü.

Gazeteler 300 gün yayın yapamadı, 13 büyük gazete için 303 dava açıldı, 39 ton gazete ve dergi imha edildi.

Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi, 14 kişi açlık grevinde öldü.

1977

1 Mayıs: İstanbul Taksim Meydanı’nda düzenlenen İşçi Bayramı kutlamalarında kalabalığın üzerine meçhul saldırganlar tarafından bir binanın 
çatısından ateş açıldı. Hâlâ aydınlatılamayan ve tarihe 'Kanlı 1 Mayıs' olarak geçen olayda 33 kişi hayatını kaybetti.
13 Haziran: Dönemin başbakanı Süleyman Demirel istifa etti. Milliyetçi Cephe Hükümeti sona erdi.

29 Mayıs: İzmir Havaalimanı'nda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Bülent Ecevit’e silahlı saldırı düzenlendi. Sağ kurtulan Ecevit, kontrgerillayı 
suçladı.

21 Haziran: Hükümeti kurma görevini alan CHP lideri Bülent Ecevit kabineyi açıkladı.

1978

15 Ocak: Sol ve sağ örgütler arasındaki şiddet olayları arttı, son iki haftada 30’dan fazla kişi öldü. 

16 Mart: İstanbul Üniversitesi’nden çıkan sol görüşlü kalabalık bir öğrenci grubunun üzerine bomba atıldı ve otomatik silahlarla ateş açıldı. 
'16 Mart Katliamı' adı verilen olayda yedi öğrenci öldü, 47 kişi yaralandı. Saldırı aydınlatılamadı, üç kişinin yargılandığı dava 2008 yılında 
zamanaşımından düştü.

17 Nisan: Adalet Partisi üyesi Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu, kendisine gönderilen bir bombalı paketi açarken, gelini ve iki torunuyla 
birlikte öldü. Malatya’da büyük olaylar yaşandı. Sokak gösterileri günlerce sürdü.

19 Mayıs: Ankara’da, Gençlik ve Spor Bayramı’nda kız öğrencilerin kıyafetlerinden dolayı aleyhte tezahürat yapıldı. İstanbul’da tribünlerin önünde 
bomba patladı. Antakya’da kız öğrencilere saldırıldı, elbiseleri yırtıldı. MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Anıtkabir’deki anma törenine 
katılmadı.

2 Haziran: Madrid’de Ermeni örgütü ASALA’nın düzenlediği silahlı saldırı sonucunda, Türkiye’nin Madrid Büyükelçisi Zeki Kuneralp’in makam 
arabasında bulunan eşi Necla Kuneralp, emekli Büyükelçi Beşir Balcıoğlu ve aracın şoförü öldü. Büyükelçi araçta bulunmadığı için kurtuldu. 
Bu tarihten sonra Ermeni örgütü 21 ülkede gerçekleştirdiği saldırılarda 42 Türk diplomat hayatını kaybetti.

4 Ekim: MHP İstanbul İl Başkanı Recep Haşatlı, oğluyla birlikte evinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Cinayeti, 'Marksist Leninist 
Silahlı Propaganda Birliği' örgütü üstlendi.

9 Ekim: Ankara’da Bahçelievler semtinde yedi Türkiye İşçi Partisi üyesi öğrenci, Abdullah Çatlı ve Haluk Kırcı’nın da aralarında olduğu 
ülkücüler tarafından evlerinde öldürüldü. Kırcı 1999'da yakalanıp yargılandı ve hüküm giydi. Cezaevinden çıktıktan sonra verdiği röportajda, 
"O zaman gençtik; bizleri kullandılar" dedi. 

20 Ekim: İTÜ Elektrik Fakültesi Dekanı Bedri Karafakioğlu İstanbul’da uğradığı silahlı saldırı sonucunda yaşamını yitirdi.

27 Kasım: Abdullah Öcalan PKK örgütünü kurdu.

19 Aralık: Kahramanmaraş’ta Çiçek Sineması’na bomba atılması olayının sol görüşlü gruplar tarafından gerçekleştirildiği haberinin yayılmasıyla 
ayaklanan sağcı ve ülkücü gruplar, sol partilerin ve derneklerin binalarına saldırdı. Kısa sürede karşılıklı çatışmaya dönen olaylar bir hafta sürdü. 
100’den fazla vatandaşın öldüğü olaylarda Alevilere ait 200'ün üzerinde ev yakıldı, işyerleri tahrip edildi.

Şiddet olaylarının kontrolden çıkma nedeni olarak, güvenlik güçlerinin, saldırıların kendilerine yöneldiği iddiasıyla kentten çekilmesi gösterildi. 
Bu durum Aleviler üzerindeki baskının ve saldırıların artması anlamına geliyordu. Olaylar Kayseri ve Gaziantep'ten gönderilen askeri birliklerin 
müdahalesiyle bastırıldı.

Olayların ardından İstanbul ve Ankara dahil çok sayıda ilde sıkıyönetim ilan edilmiş, Başbakan Ecevit ise olayların kendisini, uzun süredir direndiği 
sıkıyönetim talebine zorlamak için kontrgerilla tarafından çıkarıldığını söylemişti. 

26 Aralık: 13 ilde daha Sıkıyönetim ilan edildi.

1979

1 Şubat: Milliyet Gazetesi Başyazarı ve Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, İstanbul Nişantaşı’ndaki evinin önünde otomobilinin içindeyken 
uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü. Saldırının faili Mehmet Ali Ağca 5 ay sonra yakalandı. Ağca, 6 ay sonra ülkücü bir grubun yardımıyla, tutulduğu 
askeri cezaevinden kaçtı ve Bulgaristan'a geçti.

9 Nisan: CIA hesabına casusluk yaptığı öne sürülen MİT İstihbarat Başkan Yardımcısı emekli Albay Sabahattin Savaşman 17 yıl 6 ay hapis 
cezasına mahkum oldu.

25 Nisan: Sıkıyönetim TBMM tarafından 2 ay daha uzatıldı.


13 Mayıs: TÜSİAD gazetelere ilan vererek, Bülent Ecevit Hükümeti’nin çekilmesini istedi.

11 Haziran: IMF’nin baskısıyla Türk Lirası’nda devalüasyon yapıldı.

13 Temmuz: Ankara’da Mısır Büyükelçiliği’ni basan üç Filistinli, elçilik personelini rehin aldı. Çıkan çatışmada bir polis ile bir bekçi öldü. 
Eylemciler 15 Temmuz’da teslim oldu.

5 Ekim: İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş sinema oyuncusu Aynur Aydan’la ilişkisinin basına yansıması sonucu görevinden istifa etti.

19 Kasım: Milliyetçi gazeteci - yazar, eski AP milletvekili İlhan Egemen Darendelioğlu İstanbul’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetti.

27 Aralık: Türk Silahlı Kuvvetleri, Cumhurbaşkanı'na uyarı mektubu verdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ile kuvvet komutanlarını 
imzasını taşıyan mektupta ülkedeki iç karışıklıkla ilgili rahatsızlıklar dile getirildi. 

Mektup 2012 yılında mahkeme tarafından kabul edilen 12 Eylül davası iddianamesinde 'müdahalenin şartlarını olgunlaştırma' kararınının bir yıl 
önce alındığının delili olarak gösterildi.

Mektupta "Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin bugünkü hayati sorunları karşısında siyasi partilerimizin bir an önce, milli menfaatlerimizi ön plana 
alarak, anayasamızın ilkeleri doğrultusunda ve Atatürkçü bir görüşle bir araya gelerek anarşi, terör ve bölücülük gibi devleti çökertmeye yönelik 
her türlü hareketlere karşı bütün önlemleri müştereken almalarını ve diğer anayasal kuruluşların da bu yönde yardımcı olmalarını ısrarla 
istemektedir" ifadelerine yer verildi.

1980

1 Ocak: Genelkurmay Başkanı Evren ile kuvvet komutanları Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ile görüştü.

24 Ocak: '24 Ocak Kararları' olarak bilinen ekonomik program açıklandı. Yaşanan ekonomik istikrarsızlık, üretimin azalması ve karaborsacalığın 
oluşması gibi nedenlerin ortadan kaldırılması için kamu harcamalarının sınırlandırılması, ücretlerin düşürülmesi, serbest döviz kuru gibi ekonomik 
önlemlerin alınması kararlaştırıldı. Bunun için Süleyman Demirel, daha sonra Türk siyasi yaşamına damgasını vuracak bir ismi, Turgut Özal'ı 
Başbakanlık Müsteşarı olarak atadı. IMF ile bu kapsamda bir anlaşma imzalandı.

6 Nisan: Fahri Korutürk’ün cumhurbaşkanlığı süresinin sona ermesiyle TBMM’de seçim bunalımı başladı. CHP ve AP adaylarını son anda gösterdi. 
Seçimler sırasında hiçbir aday cumhurbaşkanı olmak için yeter oyu alamadı. Meclis onlarca defa tekrar oylama yaptı fakat bir türlü yeni 
cumhurbaşkanı seçilemedi.

Korutürk’ün görevinin bitişinin ardından 9 Kasım
1982’ye kadar cumhurbaşkanı seçilemedi. [AA]

27 Mayıs: MHP’li eski bakanlardan Gün Sazak Devrimci Sol örgütü üyeleri tarafından aracına binerken öldürüldü.

17 Haziran: Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, kuvvet komutanları ve Genelkurmay 2. Başkanı Necdet Öztorun'a kod adı 'Bayrak Harekatı' 
olan bir darbenin 11 Temmuz 1980'de gerçekleştirilmesi talimatını verdi.

2 Temmuz: 'Bayrak Harekatı' Süleyman Demirel hükümetinin güvenoyu almasıyla ertelendi. 

4 Temmuz: Kahramanmaraş’ta yaşanan Alevi-Sünni çatışmasına benzer olayların tekrarı Çorum'da yaşandı. Olaylarda resmi kayıtlara göre 57 
kişi hayatını kaybetti.

19 Temmuz: Eski başbakanlardan Nihat Erim İstanbul Dragos'ta öldürüldü.

22 Temmuz: DİSK'in eski genel başkanı, Maden-İş Sendikası Başkanı Kemal Türkler, Nihat Erim cinayetine misilleme olarak öldürüldü.

28 Ağustos: '5 Eylül 1980'den itibaren her an hazır olunması' bildirilen 'Bayrak Harekatı' emirleri özel kuryelerle kuvvet komutanlarına teslim edildi.

5 Eylül: Dışişleri Bakanı AP’li Hayrettin Erkmen, TBMM’de gensoru ile düşürülen ilk bakan oldu.

6 Eylül: MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan tarafından İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etmesini protesto etmek amacıyla Konya’da düzenlenen 
mitingde söylenen sözler, TSK tarafından "şeriat amaçlı bir kalkışma girişimi" olarak değerlendirildi.

Kenan Evren darbe bildirisini okurken Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun 
yanındaydı. [AA]

12 Eylül: Ordu ülkenin yönetimine el koydu. Genelkurmay Başkanı Evren ve kuvvet komutanlarından oluşan Milli Güvenlik Konseyi üyeleri darbe 
bildirisini TRT aracılığıyla duyurdu.

Bildiride, "Türk Silahlı Kuvvetleri el ele vererek İç Hizmet Kanunu'nun verdiği Türkiye Cumhuriyeti'ni kollama ve koruma görevini yüce Türk milleti 
adına emir ve komuta zinciri içinde ve emirle yerine getirme kararını almış ve ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur" ifadelerine yer verildi.

Daha sonraki bidirilerle sıkıyönetim bölgelerine komutanlar atandı. Siyasi partiler ile Türk Hava Kurumu ve Çocuk Esirgeme Kurumu dışındaki 
derneklerin faaliyetleri yasaklandı. Polis, jandarmanın emrine verildi.

Darbenin gece 03:00'te ilanından sonra aynı gün sabah saat 5:30'da Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan'a Genelkurmay 
Başkanı imzasıyla birer tebliğ gönderildi. 

Tüm tebliğlerde "TSK yönetime el koymuştur. Hükümetiniz feshedilmiş, parlamento üyeliğiniz düşmüştür. Talimatı getiren subayın ikazlarına 
uyunuz" ifadesiyle birlikte gidecekleri adresler belirtildi.

17 Eylül: Gözaltı süresi uzatıldı.

18 Eylül: Milli Güvenlik Konseyi'nin başkan ve dört üyesi TBMM Onur Salonu'nda törenle yemin etti.

Erdal Eren mahkeme salonunda jandarma ile birlikte.

Erdal Eren’in yaşının tespiti için kemik muayenesi yapılmadı. [AA]

19 Eylül: 1402 Sayılı Yasa, sıkıyönetim komutanlarının bütün kamu personelini gerekçesiz görevden alabilecek şekilde yeniden düzenlendi.

8 Ekim: Darbeden sonra ilk idam edilenler solcu Necdet Adalı ve sağcı Mustafa Pehlivanoğlu oldu. Cezaları sabaha karşı Ankara Merkez Kapalı 
Cezaevi'nde infaz edildi.

Kenan Evren, 2012 yılındaki 12 Eylül davası’nda "Bir sağdan, bir soldan astık" diyerek tarafsız davrandıklarını söyledi. 

11 Ekim: Aranan MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş ve diğer milletvekilleri dahil 36 MHP'li hakkında gıyabi tutuklama kararı verildi.

15 Ekim: Erbakan ve diğer MSP'liler 2 Numaralı Askeri Mahkeme tarafından tutuklandı.

10 Kasım: Onur Yayınları Sahibi İlhan Erdost, Mamak Askeri Cezaevi'ne götürülürken, dövülerek öldürüldü.

3 Aralık: 17 yaşında olduğu söylenen Erdal Eren, resmi nüfus kaydındaki yaşı göz önüne alınarak idam edildi. Eren, 17 günlük yargılamadan 
sonra idam edildi.

19 Aralık: DİSK davası başladı.

1981

24 Nisan: MSP'lilerin yargılanmasına başlandı. Erbakan için 14-36 yıl hapis istendi.
29 Nisan: Toplam 587 sanıklı MHP ve Ülkücü Kuruluşlar davasında Türkeş dahil 220 sanık hakkında idam istendi. 
22 Temmuz: Evren, Erzurum konuşmasında "Artık yeni aldığımız bir kararla ilk ve ortaokullara, liselere mecburi din dersi konulacaktır" dedi.
15 Ekim: Ülkedeki bütün siyasi partiler kapatıldı.

1982

13 Temmuz: Geçici maddeler dışında 200 maddeden oluşan yeni anayasa tasarısı açıklandı.
7 Kasım: Yeni anayasa için halk oylaması yapıldı. Anayasa yüzde 90'ın üzerinde oyla kabul edildi. Evren yedi yıllığına Cumhurbaşkanı seçilirken, 
Milli Güvenlik Konseyi de Cumhurbaşkanlığı Konseyi'ne dönüştü.

1983

24 Nisan: Siyasi Partiler Yasası çıktı.
20 Mayıs: Anavatan Partisi (ANAP) kuruldu.
6 Kasım: Darbe sonrası ilk genel seçimler yapıldı. Turgut Özal liderliğindeki Anavatan Partisi oyların yüzde 45‘ini alarak tek başına iktidar oldu.

2010

12 Eylül: Anayasa değişikliği için yapılan referandum sonucunda 12 Eylül darbesinin sorumlularının yargılanmasını engelleyen geçici 15. madde 
kaldırıldı.

2012

4 Nisan: Darbeden sonra ülkeyi yöneten Milli Güvenlik Konseyi’nin hayatta kalan iki üyesi yargılanmaya başlandı. Genelkurmay Başkanı Kenan 
Evren ve Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya ilk duruşmaya sağlık raporu göndererek gelmedi.
İki isim, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya ve Anayasa ile teşekkül etmiş olan 
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engel olmaya cebren teşebbüs etmek'' suçlamasından 'ağırlaştırılmış 
müebbet hapis cezası' istemiyle yargılanıyor.
11 Nisan: TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu kurulması için verilen önergeler oybirliği ile kabul edildi. 17 milletvekilinden oluşan 
komisyon, 1404 sayfalık bir rapor hazırladı. (raporun birinci ve ikinciciltleri)
20 Kasım: Hastanede yatan Evren ve Şahinkaya telekonferans yöntemiyle ilk kez hakim karşısına çıktı.
21 Kasım: Evren ve Şahinkaya, 'kurucu iktidar' olduklarını belirterek, mahkemenin kendilerini yargılayamayacağını iddia ettiler. "Bugün de olsa 
aynı şekilde ihtilal yapardık" diyen Evren, sorulara yanıtvermedi.

2013

13 Şubat: Dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, davada haklarının ihlal edildiği 
gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptı.
27 Mart: 32 yıldır süren ve 1243 sanıkla başlayan Devrimci Sol örgütü ana davası "olağanüstü zamanaşımı" gerekçesiyle düştü. 2009’da 
ömürboyu hapis cezasına çarptırılan 39 sanık da serbest kaldı.

2014

18 Haziran: Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'yı 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Devlet kuvvetleri aleyhine 
cürümler" başlıklı 146. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme daha sonra takdirini kullanarak sanıklar 
hakkındaki cezayı müebbet hapse çevirdi.

http://www.aljazeera.com.tr/kronoloji/kronoloji-oncesi-ve-sonrasiyla-12-eylul

***