Prof.Dr. Sait YILMAZ
07 Aralık 2019
Sizi bekleyen asıl tehlike; Göremediğiniz, Bilmediğimiz, Anlayamadığınızdır..
Sıra gene bir (akademik) istihbarat makalesine geldi. Bu sefer, alanla ilgili literatüre yeni bir kavram eklemek gayretindeyiz; ‘bilinmeyen bilinmeyenler’.
İstihbarat analizcisinin bilgi yığını içinde doğru resmi oluşturması yaratıcılık ister. Dört analitik kural, düşünmeye yardım eder1. İlk kural “Bütün, parçaların toplamıdır” der.
Önce parçalara ayrı ayrı bakmalı ve ilişkili olanları birbirine eklemelidir. İkinci kurala göre; ‘Davranışlar tekrar eder ve gelecekteki davranış muhtemelen geçmişe benzer olacaktır’.
için önemlidir. Yaratıcılığın temel sırrı “farklı düşünmek” ancak bu mistik ya da artist tipi düşünmek değildir. Daha çok yeni dünya koşullarına uygun olguları dikkatlice bulup, değerlendiren, hayati ve temel bir yetenektir. Analizcinin en büyük zorluklarından birisi trendleri oluşturma zorluğudur. Çünkü çağımızın pek çok önemli alanı 10-15 senelik bir gelişme alanına yani geçmişe sahiptir. Pek çok alan ise henüz keşfedilmemiştir. İstihbarat eski alanlarda daha iyi çalışır.
- Rakibin kendisi gibi düşündüğünü sanmak,
- (Bilmediği şeyler hakkında) yanlış veya hatalı varsayımlar,
- Daha uzman gözüken kişinin doğru düşündüğünü farz etmek,
- Hatalı etki-sonuç ilişkisi kurmak,
- Gerçekler ve kanıtlardan ziyade önyargılara, duygulara ve özel çıkarlara göre değerlendirmek (ad hominem),
- Faraziye ile sonucu aynı düşünme hatası,
- Aşırı basitleştirme ile ciddi sonuçları kavrayamama,
- Küçük kanıtlarla genelleştirme yapma,
- Bir olayın takip eden diğer olayın nedeni olduğunu düşünmek,
- Pek çok seçenek olma ihtimali varken bunları bir ya da ikiye indirerek diğerlerini dikkate almamak,
- Bir konudan çıkarılan sonucu, belirli bir benzerlikten dolayı diğer bir konuya da uygulamak,
- Önceki faraziyelerini bir kenara bırakıp düşüncelerinde ani değişiklikler yapmak.
İstihbarat analizcisinin mahareti birçok veri arasından doğru noktaları birleştirmek, anlamlı hale getirmek yani istihbaratı üretmektir. Bunun için tümden gelen, tümevarım, dışa çekim’in dâhil olduğu bilimsel bir metot içinde hipotezlerini test edecektir. Analizci, gelen bilgi yığını içinden gerçekleri, hipotezleri ve teorisini çıkarabilmesi için sosyal bilimler metodolojilerine aşina olmalıdır. Ayrıca, ulusal güvenlik için önemli olan uluslararası davranış ve eğilimleri sezecek, belirli zaman diliminde artan veya eksilen değişimleri tanımlayacak bir kabiliyette olmalıdır4. Analizci, genellikle üç aşamada işini yapmaya çalışır; mümkün olduğu kadar okumak, problemle ilgili cevap bulmaya çalışmak ve mümkün olduğu kadar düzenli bir şekilde yazıya dökmek5.
Analizcinin mahareti; doğru noktalar arasında bağlantı kurmak, önemli bilgi/veriyi ayırt edebilmek, daha da önemlisi bilinmeyenleri tespit etmek ve bilinmeyen bilinmeyenleri öngörebilmektir. Bu ise anlama seviyesi ile ilgilidir. Anlama, sadece çok okumak değil tecrübe yolu ile de kişinin bilgi ve yetenek kazanmasıdır.
“sözsüz anlama” gibi kavramlar9, anlama için dünya genelinde farklı kültürlerden beyinlerden istifade etmeyi öngörmektedir.
NATO’ya göre; günümüzün dünyasının süratle değişen ve geçmişte benzeri olmayan siyasi, stratejik ve operasyonel ortamında; kurumlar daha iyi uygulanacak planlar, politikalar ve prosedürler geliştirmek zorundadır. Karar vericilerin bu ortam içinde geniş bir görüş açısı sağlaması ve bağımsız eleştirel düşünce ile yaklaşması gereklidir. Alternatif Analiz (AltA), karar vericiler için bağımsız eleştirel düşünme ve alternatif perspektifler sağlayan ve bu yönde geniş bir uygulama alanı olan kabiliyet olarak düşünülmüştür. NATO tarafından
geliştirilen bu kabiliyet, karar verme süreçlerine entegre edilerek farklı bir yöntemle anlama kabiliyeti sağlayacaktır. Genel olarak AltA’nın, yaratıcı çözümler ile riskleri azaltacağı ve fırsatları artıracağı beklenmektedir. AltA; daha doğru karar vermek için tasarlanmış bağımsız, eleştirel düşünce ve alternatif perspektif uygulanmasıdır. Buradaki “bağımsız” kelimesi düşünmemize etki eden diğerlerinin etkisi ve kontrolünden uzak olmak anlamındadır. Eleştirel düşünce ise bilginin konseptleştirilmesi, işlenmesi, analizi, sentezi ve değerlendirilmesinde entelektüel olarak disipline edilmiş süreçtir. Alternatif perspektif ise duruma, probleme veya gerçeğe farklı bir zihniyet, kültürel çerçeve veya değer ve inanç yapısı ile bakma sonucu ortaya çıkacaktır.
- Yaratıcı teknikler (yeni düşünce ve tahayyülleri geliştirmek amacıyla); beyin fırtınası, karşı beyin fırtınası, yazılı beyin fırtınası, yıldızyağmuru, altı şapkalı düşünme ve yaratıcı kombinasyonlar.
- Teşhis teknikleri (problem teşhisi veya alternatif perspektiflerin test edilmesi için); SWOT, PMI (artılar, eksiler, ilginç noktalar), beş niçin, temel varsayımlar, bilginin kalitesinin kontrolü, dışarıdan düşünme, vekil rakip/rol oyunu, alternatif gelecekler.
- Meydan okuma teknikleri (zıt veya rakip düşüncelerin test edilmesi amacıyla); Şeytanın Avukatlığı, A Timi/B Timi Analizi, pre-mortem (ölüm öncesi) analizi, ya olursa analizi.
belirlenerek ulaşılır. Tam bir sonuçtan ziyade yüzde 80 civarında soruların cevaplanmış olması yeterli görülebilir. Nihai sonuç, başlangıçta tespit ettiğiniz soruların cevaplarını tartışırken farklı bakış açılarına sahip katılımcıların üzerinde anlaştığı konular veya yeni bir çalışma programı şeklinde ortaya çıkabilir. Ortaya çıkan ürün, bir eylem listesidir ve her eylem zamanlaması ile uygulama programının bir parçası olur. Analiz yöneticisi, nihayetinde her şeyin gözden geçirildiğine ve her konuda ne yapılacağına karar verildiğine emin olmalıdır.
Analiz için grup kurmak kolay iş değildir. AltA yöneticisi, beklenen çıktıya ve tartışma için ayrılan sürelere odaklanmalıdır. Her zaman istenen sonuçlara ulaşılamayabilir ama sorunlu pek çok konunun tartışılması sağlanmış olur. Katılımcıların nitelikleri kadar onlara sunduğunuz bilgiler hatta çok küçük bir bilgi kırıntısı dahi sonuca etki edebilir. Bu kişilere rehberlik etmek, tartışmaları yönlendirirken bağımsız düşünmeyi teşvik etmek kadar nelerin sonuca etki edecek değerde olduğunu da belirlemek önemlidir. Bu yüzden, başkalarına söz vermeden önce her katılımcıdan istenen katkıyı almaya dikkat edilmelidir. Tartışma uzadıkça grubun enerjisi düşebileceğinden analiz programını doğal bir ritim içinde
sürüklemek ve sonucu alacak şekilde programı düzenlemek gereklidir. Toplantı dâhilinde sürekli olarak süreç ve kapsam dengelenmeli, tarafsız bir tartışma ortamı sağlanmalı, bunu bozan davranışlar önlenmelidir. Bu ise sabırlı olmayı, ön yargılı olmamayı ve olumlu olmayı zorunlu kılar. Analiz programının her toplantısından elde edilen iyi sonuçları tespit ederken, işe yaramayanların diğer oturumları etkilemesinin önüne geçilmelidir.
İstihbarat analizinde ilk adım hangi bilginin analiz edileceğine karar vermektir11. Dört çeşit bilgi söz konusudur; açık, gizli, sahte ve henüz sır olan bilgiler. Bütün bunlar bulmacanın birer parçasını oluşturur ama istihbarat bulmacaları, kareli bulmacalar gibi doğru cevabı bulduğumuzdan emin olduğumuz bir form değildir. Analiz; açık bilgilerin toplanması, gizli bilgilerin ortaya çıkarılması ve sahte veya yanlış bilgilerin tanımlanması ve ayıklanması ile istihbarat kullanıcılarına istenen bilginin sağlandığı, diğer yandan hala cevaplanması gereken veya çözülememiş bilgilerin tespit edilerek resmi yetkililerin uyarıldığı bir süreçtir. Bir analizci normal olarak analizci üç tür kavram üzerine yoğunlaşır12;
- Bilinebilir ve bilinenler (gerçekler),
- Bilinebilir ve bilinmeyenler (gizli, sırlar),
- Bilinemeyenler (gizem, kehanet).
- Bilinmeyen bilinmeyenler (hiç akla gelmeyenler).
Soğuk Savaş döneminde bilgilerin az olduğu bir dünya vardı ve istihbaratçının işi gizlileri bulmaktı. Bugün teknolojilerin getirdiği bilgi çokluğu sadece gizli olanı bulmayı değil, bütün kaynakları kullanarak dünyayı çok iyi anlamayı gerektiriyor13.
Yakın gelecekte Ortadoğu ya da Afganistan’da neler olacağı bugünün trendleri ortaya koyamayacağız “bilinemeyenler” kategorisine girer. Bizim bahsettiğimiz ise yeni bir kavram kategorisidir; “bilinmeyen bilinmeyenler (BB)”. Bilinmeyen bilmeyenler, henüz ne olduğundan beri haberimizin olmadığı, daha önce hiç görmediklerimiz, bilmediklerimizdir. Örneğin 1950’lerde uzaya gitmeden önce
insanoğlunu orada neyin beklediği BB idi. Nitekim BB kavramını ilk defa dile getiren uzay bilimcileri oldular. Çünkü uzay çalışmaları için geçmişte olduğu gibi bugün de hala pek çok BB vardır. Yani ancak uzayın derinliklerine gittiğimizde farkına varmaya başlayacağımız yeni ortam ve tehditler. Başımıza geldiğinde “O neydi?” diyeceğimiz, şimdiden tedbir getiremeyeceğimiz bilinmeyen bilinmeyenler. BB’ler kehanet ya da gizem değil, ne olduğu ve nasıl ortaya çıkacağı henüz bilinmeyen bilinmedik durumlar ve tehditlerdir.
- M.S.374’de Hunların Avrupa’ya başlattığı saldırılar,
- 1492’de Amerika kıtasının bulunması ve 16. Yüzyıla kadar dünyanın düz olduğunun sanılması,
- 19. Yüzyılda elektriğin icadı ve sosyal hayatı değiştirmesi,
- Petrolün bulunması ile motorlu taşıt yapımının mümkün olması,
- II. Dünya Savaşı döneminde nükleer silahların geliştirilmesi,
- 1989’da internet ve klonlamanın ortaya çıkışı,
- 2003’te Amerikan askerlerini “Irak El Kaidesi”nin beklediği,
- 2014’de Suriye ve Irak’ta IŞİD’in ortaya çıkışı.
İşte bütün bu örnekler; sadece ulusal istihbarat servislerini değil, başta NATO gibi güvenlik örgütleri olmak üzere uluslararası teşkilatları da BB’ler konusunda özel çalışmalar yapmaya zorluyor. NATO, Afganistan’da olduğu gibi göremediği, anlayamadığı, bilmediği bir düşmanla savaşarak kazanma şansı olmadığını biliyor. NATO, dünyayı AltA ile anlamaya çalışıyor ama bu BB’leri yakalamak için çözüm değil.
İstihbarat servisleri son yıllarda veri analizindeki gelişmeler ile anlama seviyesini artırmaya çalışıyor. Ancak, veri tabanında o kadar fazla veri var ki, herhangi bir analizcinin hepsini değerlendirmesi imkânsızdır. Bunu denese bile çok bilgi olduğu için verinin içinde ne olduğunu gösterecek tutarlı bir resim ortaya çıkarmaları fazlasıyla zor. Öte yandan uygulanan veri madenciliği teknolojileri bazı sorunlarla doludur. İstihbarat analizcisi kendisini sonuca götürecek bir yol arar ama veri madenciliği ona genellikle bir kara kutu bırakır14. Makinenin sağladıkları ilişki ağları, istatistik model gibi bilgiler izlenmeyi sağlayan bir sonuç vermez. Güçlü bir istatistiksel model ortaya çıkması için veri madenciliği programının büyük bir bilgi
bankasına ihtiyacı vardır. Çünkü istihbaratı üretmek için sonucun arkasındaki kaynak ve gerekçe önemlidir. Teknolojinin ürettiği veri madenciliği size sadece bir hesap izlemesi verir belki bu teknoloji zamanla (örneğin yapay zekâ uygulamaları ile) daha yararlı bir hale getirilebilir.
çetrefillidir. Aynı problemler bulmaca çözme veya mozaik yöntemlerini de kullanırken de geçerlidir. Örneğin ortada 33 bin tane veri/kanıt olduğu halde, Amerikan istihbaratı 11 Eylül saldırılarının olacağı BB’sini göremedi.
İstihbarat analizcilerinin işi hep elde edilen bilgi, haber, data, olgu vb. verileri toplayıp, sınıflandırıp, işleyip, analiz edip, anlamlı sonuçlara ulaşmak oldu. Analizcinin işi dev bir bulmacayı çözmek, sonunda bütün ilgili gerçeklerin içinde açıklanabileceği bir resim anlatmaktır17 ama çağımızın asıl meselesi BB’leri bulmaktır. Analizci resme baktığı zaman sadece bir manzara görür ama anlama kabiliyeti yüksek olan analizci resimde saklı olan asıl tehlikeyi yani kaplanı fark eder. İşte bu BB’dir. Analizi derinleştirmek için diğer bir yöntem analiz türünü değiştirmek; veri (kanıt) bağımlı analiz yerine kavram (hipotez) bağımlı) analizleri tercih etmek olabilir. Nitekim bazı istihbarat teşkilleri artık kaynağa dayalı
çalışmaktan vazgeçiyor. CIA’nın denemeye başladığı çözüm ise kaynak ve analizciyi bir araya getirmek oldu. Bunu önce terörle savaşta denediler şimdi diğer alanlara da yayıyorlar.
1 Josh Kerbel, The U.S. Intelligence Community's Creativity Challenge, Defense Intelligence Agency, (October 13, 2014).
2 Stephen Marrin, Improving Intelligence Analysis, Bridging the Gap Between Scholarship and Practice, Routledge, (New York, 2011). ibid, (2011), 1.
3 Loch K. Johnson, Analysis for a New Age, Intelligence and National Security 11, No.4 (October 1996), 661.
4 Mark V. Kauppi, Counterterrorism Analysis 101, Defence Intelligence Journal, Vol.11, No.1, (Winter 2002), 47.
5 David Brooks, The Elephantiasis of Reason, The Atlantic Monthly 29, No.1 (Jan-Feb 2003), 34-35.
6 Çin istihbaratı için bakınız; Sait Yılmaz, Çin İstihbaratı, Sait Yılmaz (Edt.), İstihbarat Dünyası, Kripto Yayınları, (Ankara, 2014),
7 Bakınız; Sait Yılmaz, Temel İstihbarat Toplama-Analiz-Operasyonlar, Kripto Yayınları, (Ankara, 2018), Ek-II.
8 Russell L. Ackoff, From Data to Wisdom, Journal of Applied Systems Analysis, Volume 16, 1989, 3-9.
9 Bakınız; Sait Yılmaz, İşbirlikçi İstihbarat ve Küresel Kaplama, academia.eu.tr, (19 Mayıs 2018).
10 NATO Alternative Analysis Handbook, Second Edition – December 2017.
11 Yılmaz, a.g.e., (2018), 179
12 Jack Davis, Tensions in Analyst-Policymaker Relations: Opinions, Facts, and Evidence, Kent Center Occasional Papers, Volume 2, Number 2, (January 2003).
13 Gregory Treverton, Reshaping National Intelligence for an Age of Information, RAND Corporation, (California, 2003), 13.
14 Laura K. Bate, Can American Intelligence Leverage the Data-Mining Revolution? National Interest, (May 21, 2014).
15 Roger Hillsman Jr., Intelligence and Policy-Making in Foreign Affairs, World Politics, No.3, (April 1953), 13.
16 Jeffrey R.Cooper, Curing Analytic Pathologies: Pathways to Improved Intelligence Analysis, Center for the Study of Intelligence Monograp,. CIA, (December 2005), 26.
17 Hillsman Jr., ibid, (April 1953), 3.
***