26 Ağustos 2018 Pazar

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI NİJERYA BÖLÜM 29


KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI NİJERYA  BÖLÜM 29



SONSÖZ 

Mehmet Solak* 
Murat Bilgin** 
* Yasama Uzmanı, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü, e-posta: mehmet.solak@tbmm.gov.tr. 
** Yasama Uzmanı, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü, e-posta: muratbilgin@tbmm.gov.tr. 

Başkanlık Sistemi, genel kabul gören tanımıyla, halk tarafından sabit bir süre için seçilen başkanın hem yürütme organının hem de devletin başı olarak görev yaptığı; yasama ve yürütme organlarının birbirinin görevine son veremediği hükümet sistemidir. İlk defa ABD’nin uyguladığı ve günümüze kadar başarıyla sürdürdüğü bu sistemi, Latin Amerika ülkeleri başta olmak üzere Asya ve Afrika’da çeşitli ülkeler benimsemiştir. 

Başkanlık Sistemi Demokratik düzenin iyi işlemesi açısından yürütmenin 
iki başlı olduğu diğer hükümet sistemleriyle karşılaştırılarak çeşitli avantaj ve dezavantajlarıyla birlikte değerlendirilmektedir. Yürütmenin sabit/katı görev süresi, bir taraftan istikrarlı yönetimin formülü olarak öne çıkarılırken diğer taraftan yasama ve yürütme arasında kilitlenme ve kriz nedeni olarak gösterilebilmektedir. Bu çerçevede başkanlık sisteminin diğer sistemler gibi güçlü ve zayıf yönleri bulunmaktadır. Bunlardan hangisinin öne çıkacağını ise her ülkenin kendi siyasal, sosyal ve ekonomik koşulları belirlemektedir. 

ABD, Arjantin, Azerbaycan, Brezilya ve Nijerya’da başkanlık sisteminin incelendiği çalışmamızda başkanlık sisteminin temel unsurları olan yürütme 
gücünün tamamen başkanın kontrolünde olması, başkanın ve parlamentonun 
ayrı ayrı halk tarafından seçilmesi, yasama ve yürütme organlarının görev sürelerinin sabit olması ile yasama ve yürütme organlarının birbirinin varlığına son verebilecek hukuki araçlara sahip olmaması durumlarının büyük oranda tüm ülkelerde geçerli olduğu görülmektedir. 

Başkanlık sistemi çalışması çerçevesinde kuvvetler arasındaki dengeler 
açısından önemli olan; başkanın ve parlamentonun seçim sistemleri, parlamentoların yapısı, başkanın üst üste ya da toplamda görev yapabileceği 
dönem sayısının sınırlı olması, başkanın yasama sürecini başlatabilmesi, 
çıkarılan kanunların başkan tarafından veto edilebilmesi ile vetonun 
aşılabilmesi, başkanlık kararnamesi, başkanın suçlandırılması süreci ile yargı bağımsızlığı ve yargının sistem içerisindeki rolü gibi hususların ise ülkeden 
ülkeye farklılıklar gösterebildiği görülmektedir. 

İncelenen ülkeler başkanlık seçimlerinde uygulanan seçim sistemleri açısından  ele alındığında, başkanlık sisteminin temel unsurlarından olan başkanın 
parlamento tarafından değil de doğrudan halk tarafından seçilmesi şartının tüm ülkelerde geçerli olduğu görülmektedir. Bu durumun tek istisnası ABD’de görülmektedir. ABD’de seçmenlerin doğrudan başkanı değil de başkanı seçecek olan delegeleri seçmesi nedeniyle söz konusu seçim doğrudan değil, dolaylıdır. Bununla birlikte delegelerin hangi aday için seçilmişlerse o adaya oy vermek zorunda olması uygulamada ABD’deki seçimleri diğer başkanlık sistemlerinden çok da farklı kılmamaktadır. ABD’deki bir diğer farklı durum da başkanlık seçiminde hiçbir adayın delegelerin yarısından bir fazlasının oyunu alamadığı durumda ikinci tur seçimlerin yapılması yerine, Temsilciler Meclisinin başkanı seçmesidir. 

Arjantin, Azerbaycan, Brezilya ve Nijerya’da başkanlık seçimi doğrudan halkın oylarıyla yapılmaktadır; ancak seçim sistemleri arasında bazı farklılıklar 
bulunmaktadır. Arjantin’de birinci turda en çok oy alan aday %40-45 arası oy almışsa ve ikinci sıradakiyle arasında 10 puan fark varsa ya da %45’ten 
fazla oy almışsa ikinci tura gerek kalmaksızın doğrudan başkan seçilmektedir. Diğer hallerde ise en çok oy alan iki aday arasında ikinci tur seçimleri yapılmaktadır. Azerbaycan ve Brezilya’da başkanın doğrudan halk tarafından seçildiği pek çok ülkede olduğu gibi seçmenlerin yarısından fazlasının oyunu alan aday başkan seçilmektedir. İlk turda gerekli oyun alınamaması halinde en çok oyu alan iki aday arasında ikinci tur seçimler yapılmakta ve başkan belirlenmektedir. Nijerya’da başkanlık seçimlerinde tarihsel nedenlerle tüm ülkede destek sahibi olmak daha önemli bir kriter olarak ortaya konulmuştur. Buna göre seçimlerde en çok oyu alan aday başkan seçilmektedir; ancak adayın aynı zamanda tüm eyaletlerin en az üçte ikisinde oyların en az dörtte birini almış olması gerekmektedir. 
Bu koşulun sağlanamaması halinde en çok oyu alan adayla en çok eyalette oyların çoğunluğunu alan aday arasında ikinci tur; koşulun yine sağlanamaması 
halinde ise üçüncü tur seçimleri yapılmaktadır. Bu seçimde en çok oyu alan aday, eyaletlerin en az üçte ikisinde en az dörtte bir oy alma şartı aranmaksızın 
başkan seçilmektedir. 

İncelenen ülkelerin tümünde başkanın parti üyeliği ve partisi ile ilişkileri başkan seçiminden sonra da devam etmektedir. ABD, Arjantin, Brezilya ve Nijerya’da başkanlar partilerinin genel başkanı olmamakla birlikte önemli birer parti önderi konumundadır. Azerbaycan’da ise başkan aynı zamanda partisinin de genel başkanıdır. 

Başkanın seçim dönemine bakıldığında beş ülkenin dördünde başkan dört yıllığına ve bir başkan yardımcısı ile birlikte seçilmekte, başkan ve başkan yardımcısı göreve başlarken yemin etmekte ve başkanın süresi dolmadan görevden ayrılması halinde görev süresinin sonuna kadar başkan yardımcısı görevi devralmaktadır. 
Azerbaycan’da ise başkan beş yılda bir seçilmekte ve başkan yardımcısı bulunmamaktadır. Başkan görevden ayrıldığında başkanlık görevini seçimlere kadar başbakan sürdürmektedir. ABD, Brezilya ve Nijerya’da bir kişi en çok iki dönem başkanlık yapabilmektedir. Arjantin’de üst üste iki dönemden fazla başkanlık yapamama şartı vardır; ancak bir dönem ara verildiğinde yeniden başkan olmak mümkündür. Azerbaycan’da ise üst üste iki dönemden fazla başkanlık yapamama sınırı, 2009 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile kaldırılmıştır ve mevcut durumda herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. 

Parlamentoların yapısı açısından her ülkenin oldukça farklı olduğu tespiti yapılabilir. ABD, Arjantin, Brezilya ve Nijerya’da parlamento çift meclisli iken 
Azerbaycan’da tek meclislidir. Temsilciler Meclisi üye sayıları ABD’de 435, Arjantin’de 257, Brezilya’da 513, Nijerya’da ise 360’tır. Senato üye sayıları 
ise ABD’de 100, Arjantin’de 72, Brezilya’da 81, Nijerya’da ise 109’dur. Azerbaycan Milli Meclisi ise 125 milletvekilinden oluşmaktadır. ABD, Azerbaycan 
ve Nijerya’da meclislerin toplam üye sayısı sabitken Arjantin ve Brezilya’da değişebilmektedir. Temsilciler Meclisi seçimleri ABD’de iki yılda bir, Brezilya 
ve Nijerya’da ise dört yılda bir yapılmaktadır. Arjantin’de Temsilciler Meclisi seçimleri iki yılda bir yapılmakla birlikte milletvekillerinin görev süresi dört yıldır. 

Senato seçimleri ABD ve Arjantin’de iki yılda bir yapılmakta; ancak, senatörler altı yıl görev yapmaktadır. Brezilya ve Nijerya’da senato seçimleri dört yılda 
bir yapılmaktadır. Brezilya’da bir seçimde Senatonun üçte biri değişirken diğer seçimde üçte ikisi değişmektedir. Azerbaycan Milli Meclisinde seçimler beş 
yılda bir yapılmaktadır. 

Ülkeler parlamento seçimlerinde uygulanan seçim sistemleri açısından ele alındığında Temsilciler Meclisinin ABD ve Nijerya’da dar bölge basit çoğunluk 
sistemiyle, Arjantin ve Brezilya’da her eyaletin bir seçim bölgesi sayılarak liste usulü nispi temsil sistemiyle seçildiği görülmektedir. 

Senato seçimleri ise ABD ve Nijerya’da her eyalet için basit çoğunluk sistemiyle, Arjantin’de bir eyalette oyların çoğunluğunu alan partinin o eyaletin iki 
senatörünü çıkarması, en çok oyu alan ikinci partinin ise üçüncü senatörü çıkarması usulü ile Brezilya’da ise blok oy sistemiyle yapılmaktadır. Azerbaycan 
Milli Meclisi üyeleri çoğunluk seçim sistemine göre seçilmektedir. Seçimlerin özgür ve adil olması açısından ABD, Arjantin ve Brezilya’da büyük 
sorunlar yaşanmazken Azerbaycan ve Nijerya’da seçimler şaibe iddiaları ile geçmektedir. 

Yasama ve yürütme ilişkileri açısından başkanın kanun teklifinde bulunabilmesi, başkanın kanunları veto yetkisi, başkanlık kararnameleri ve başkanın 
parlamento tarafından suçlandırılması (impeachment) konuları önemlidir. 

Söz konusu ülkeler başkanın kanun teklifinde bulunabilmesi açısından incelendiğinde Brezilya, Arjantin ve Azerbaycan’da devlet başkanının kanun 
teklifinde bulunma yetkisinin olduğu görülmektedir. ABD’de başkanın kanun teklifinde bulunma yetkisi yoktur. Nijerya’da da başkanın bütçe kanunu dışında 
kanun teklifinde bulunma yetkisi yoktur. Bununla birlikte başkan uygulamada -dolaylı da olsa- parlamento üyeleri aracılığıyla parlamentoya teklif sunmaktadır. 
Azerbaycan’da Başkanın Milli Meclise sunmuş olduğu kanun teklifi üzerinde Başkanın rızası olmadan Milli Meclisin değişiklik yapma yetkisi yoktur. 
Brezilya’da silahlı kuvvetlerin insan gücünün belirlenmesi, ülkenin kamu personelinin statüleri, bakanlıkların ve diğer kamu kuruluşlarının kurulması gibi önemli  hususlar yalnızca başkanın kanun teklifinde bulunabileceği alanlar olarak belirlenmiştir. 

İncelenen ülkelerde başkanın kanunları veto yetkilerine bakıldığında çalışma konusu ülkelerin tümünde başkanın veto yetkisinin bulunduğu görülmektedir. 
ABD’de başkanların iki tip veto hakkı vardır. Birincisi normal vetodur. Bu vetonun aşılması için her iki meclisin üçte iki çoğunluğu gerekmektedir. 
Bir diğeri cep vetosudur. Cep vetosu, aşılması mümkün olmadığı için mutlak veto niteliği göstermektedir. Başkanlar veto yetkilerini günümüze dek 2564 kez 
kullanmıştır. Bunların 1066 tanesi cep vetosu, 1498’i normal vetodur. 

Arjantin’de de başkanın tam veto yetkisi bulunmaktadır. Ayrıca kanunun bütünlüğünün bozulmaması kaydıyla kısmi veto da mümkündür. Vetonun meclisler  tarafından aşılabilmesi için her iki meclisin üçte ikilik çoğunluğunun sağlanması gerekmektedir. Demokrasiye geçişin sağlandığı 1983’ten 2007’ye kadarki  24 yıllık sürede Arjantin Kongresi 3258 kanun çıkarmış, bunlardan 362’si başkan tarafından veto edilmiş, Kongre, bunlardan  42’sinde başkanın vetosunu aşarak kanunu çıkarmıştır. 1983-2007 arasında Kongre, tamamı veto edilen kanunların %20’sini aşma girişiminde  bulunmuş, %14’ünde başarılı olmuştur. 

Azerbaycan’da başkanın veto yetkisi bulunmaktadır. 125 üyeli Milli Meclisin vetoyu aşması için 83 oy çokluğu ile kabul ettiği kanunları 95 oy çokluğu ile; 
63 oy çokluğu ile kabul ettiği kanunları ise 83 oy çokluğu ile kabul etmesi gerekmektedir. 
Başkanın anayasa değişiklikleri konusundaki vetoları ise mutlak veto niteliğindedir. 

Brezilya’da tam veto ve kısmi veto olmak üzere iki veto türü bulunmaktadır. 
Tam vetoda kanunun tamamı veto edilmekteyken kısmi vetoda kanunun belli maddeleri veto edilmektedir. Veto, Kongrenin salt çoğunluğunun  gizli oyuyla aşılabilmektedir. Tam veto daha sık kullanılmaktadır. Bununla birlikte kısmi veto, başkana daha esnek davranabileceği bir alan sağlamaktadır. 
1988-2013 döneminde toplam 1.091 tam ve kısmi veto kullanılmıştır. 1988 Anayasası ile vetonun aşılması nispeten kolaylaştırılmış olmasına rağmen 
Kongre bu yetkisini çok da sık kullanmamaktadır. Bu da üyelerin çoğunluğunun birlikte hareket etme maliyetine katlanmak yerine statükonun  sürmesine itiraz etmedikleri şeklinde açıklanmakta ve vetoyu güçlü bir araç haline getirmektedir. 

Nijerya’da da başkanın veto yetkisi bulunmaktadır. Başkan, veto yetkisini kullandığında vetonun aşılabilmesi için Ulusal Meclisin her iki kanadının 
üçte iki oyu gerekmektedir. Nijerya’da veto yetkisi başkan tarafından zaman zaman kullanılmaktadır. 

Başkanların kararname yetkileri açısından farklı uygulamalar görülmektedir. ABD’de aslında mevzuatta başkanın kararname çıkarabileceğine dair bir  hüküm yoktur; ancak uygulamada başkanlar yürütme kararnamesi (executive order) çıkarabilmektedir. Yürütme kararnameleri 18’inci yüzyıl sonlarında  ortaya çıkmıştır. 

  Başkanlar, Anayasa’nın 2’nci maddesiyle tüm yürütme yetkisinin kendilerine verildiği gerekçesiyle federal yürütme kurumlarını bağlayıcı emirler verebilmektedir. 
Bu yetkinin dayanağına dair belirsizliğin olması, bu kararnameleri tartışmalı hâle getirse de, zaman içerisinde bu kararnamelerin yaygınlaştığı ve  normalleştiğini söylemek mümkündür. 

Arjantin’de başkan ancak kanunların öngörülen olağan şekilde yapılmasının mümkün olmadığı olağanüstü ve acil hallerde kararname çıkarabilmektedir. 
Bununla birlikte olağanüstü ve acil hal kriterleri anayasaca tanımlanmadığı için bu kriterlerin içi başkanlarca doldurulmakta ve bazı başkanların  (Carlos Menem, Eduardo Duhade, Nestor Kirchner gibi) bu yetkiyi sıklıkla kullandığı görülmektedir. Yürütmenin sıkça kararname yetkisini kullanması,  Kongrenin kanun yapma işlevini zayıflatmış ve parlamento ile hükümet arasında güven kaybına yol açmış; bununla birlikte Kongre buna karşı bir direnç  gösterme yoluna gitmemiştir. 

Azerbaycan’da başkan tarafından çıkarılan kararnameler “ferman” ve “serencam” olarak adlandırılmaktadır. Fermanlar ya mevcut bir kanuna dayanarak kanunun nasıl uygulanacağını gösterir ya da hiçbir kanuna dayanmaz kendisi hukuksal kaynak niteliğinde olur. Kanun hükmünde olan fermanların yürürlüğe  girebilmesi için Milli Meclis tarafından onaylanması gerekir. Serencam ise genellikle kişileri göreve tayin etmek, görevden almak veya ödüllendirmek için Başkan tarafından başvurulan hukuki işlem türüdür. 

Brezilya’da kural olarak “önemli ve acil” durumlarda başvurulabilecek olan başkanlık kararnameleri sistem içerisinde oldukça önemli bir yetki olarak ortaya 
çıkmaktadır. Başkan, bu kararnameler vasıtasıyla yasama organı üzerindeki gücünü ve etkinliğini artırmaktadır. 2001 Anayasa değişiklikleriyle  bazı konularda kararname çıkarılması yasaklanmış olsa da kararname yetkisi sık sık kullanılmakta olan bir yetkidir. Kararname yetkisi,  Kongrenin onayı şart olsa da hemen yürürlüğe girmesi sebebiyle uygulamada başkana geçici bir süre için yasama yetkisi vermektedir. 

Ayrıca bu yetkiyle Başkan Kongrenin gündemine de hâkim olmaktadır. 

Nijerya’da kural olarak başkanın kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi yoktur. Ancak bu durumun istisnası 1999 öncesi askeri yönetim  döneminde çıkarılan kanunlarda değişiklik yapılmasıdır. Başkan, böylesi değişiklikleri bir kararname ile yapabilmektedir. 

 Çalışma kapsamındaki ülkeler başkanın suçlandırma (impeachment) yöntemi ile görevden alınması açısından incelendiğinde beş ülkeden üçünde (ABD, Brezilya, Arjantin) Temsilciler Meclisinin suçlandırma sürecini başlattığı, Senatonun ise yargılamada bulunduğu görülmektedir. 

Nijerya’da  Suçlandırmayı ve yargılamayı meclisin her iki kanadı kurdukları ortak bir komisyon vasıtasıyla yapmaktadırlar. Azerbaycan’da ise Anayasa 
Mahkemesi suçlamakta, Yüksek Mahkeme görüş bildirmekte, Milli Meclis ise bunu oylamaktadır. 

Suçlandırma nedenleri açısından bakıldığında ABD’de vatana ihanet, rüşvet, diğer ağır suçlar ve görevi kötüye kullanmak, Brezilya’da anayasaca 
tanımlanan iktidarın kötüye kullanılması (malversation) suçu, Arjantin’de  görevi suistimal etme veya cezayı gerektiren bir suç, Nijerya’da görevi kötüye kullanma, Azerbaycan’da ise ağır suç işlenmesinin suçlandırmaya neden olabilecek suçlar olarak tanımlandığı görülmektedir. 

Başkanlar dışında ABD’de başkan yardımcısı ve Birleşik Devletler’in bütün sivil yetkilileri; Brezilya’da başkan yardımcısı ve bakanlar; Arjantin’de 
başkan yardımcısı, başbakan, bakanlar ve Yüksek Mahkeme üyeleri; Nijerya’da ise başkan yardımcısı hakkında suçlandırma işlemleri başlatılabilmektedir. 

Suçlandırma işlemlerinin başlatılması için gereken çoğunluk; ABD’de Temsilciler Meclisinin basit çoğunluğu, Brezilya ve Arjantin’de Temsilciler Meclisinin 
üçte iki çoğunluğu, Nijerya’da Parlamentonun her iki kanadının üçte bir çoğunluğudur. Azerbaycan’da suçlandırma işlemi için Anayasa Mahkemesinin 
girişimi gereklidir. 

Suçlandırma uygulamalarına bakıldığında şunlar söylenebilir: ABD’de iki başkan suçlandırılmış (Andrew Johnson (1968), William J. Clinton (1999)); ancak, 
yargılanma sonucunda suçsuz bulunmuş, bir başkan (Nixon) suçlandırma süreci tamamlanmadan önce görevinden istifa etmiştir. 
Brezilya’da bir başkan (Fernando Collor de Mello (1992)) yargılanmaya başladığında suçlu bulunacağını düşündüğü için istifa etmiştir. 
Nijerya’da suçlandırma süreci birden çok defa başlatılmış; ancak görevden alma süreci her defasında başkanın ve başkan yardımcısının da üyesi 
olduğu ve Ulusal Mecliste çoğunluğu oluşturan partinin oyları ile durdurulmuştur. 
Yalnız bir örnekte, 2006 yılında, Başkan Yardımcısı Alhaji Atiku Abubakar, hakkında suçlandırma süreci başlatılmak üzereyken görevinden ayrılmıştır. 
Azerbaycan’da ise şimdiye kadar suçlandırma işlemi uygulanmamıştır. 

Yargının sistem içindeki konumu da sistemin işleyişi açısından önemlidir. 
Fren ve denge mekanizmasının düzgün bir şekilde işlemesi için gerekli hususlardan birisi de yargının yasama ve yürütmeden bağımsızlığıdır. 
Yargının sistem içindeki yeri ülkeler açısından genel olarak ele alındığında aşağıdaki tablo ortaya çıkmaktadır: 

ABD’de yargı bağımsızlığı için sağlanan güvenceler iyi bir şekilde işlemektedir. 
Ayrıca, yargı anlaşmazlıkların çözümünde etkili bir mekanizmadır ve Federal Yüce Mahkeme verdiği kararlar ile sistemin işleyişinde karşılaşılan sorunların aşılmasında ya da belirsizliklerin giderilmesinde rol oynamıştır. 
Yüce Mahkemenin başkanın gücünü sınırladığı örnekler yargının başkan karşısındaki bağımsızlığını göstermektedir. 

Arjantin’de yargı genel olarak bağımsız olmakla birlikte ciddi sorunlara sahiptir. Yargı kurumsal olarak zayıftır. Federal yargının tepesinde Yüksek Mahkeme özellikle başkanın çıkardığı kanun hükmünde kararnamelerin anayasaya uygunluğunun denetlenmesinde kritik kararlar verebilmektedir. 
Ancak bu kuruma yapılan siyasi müdahalelerin sıklığı yargı istikrarını ve bağımsızlığını zedelemektedir. Arjantin, bu haliyle yürütmenin yargıyı etkileme 
kapasitesinin en yüksek olduğu Latin Amerika ülkelerinden birisidir. 

Brezilya’da güçler ayrılığı çerçevesinde yargı erki bağımsızdır. Sistemin genel işleyişi açısından en kilit noktada Federal Yüce Mahkeme bulunmaktadır. 
1988 Anayasası ile yargı erkinin kendi bütçesini belirlemesi ve alt düzey yargıçları üst mahkeme yargıçlarının belirlemesinin öngörülmüş olması da yürütmenin yargı üzerindeki etkisini azaltmaya ve yargı bağımsızlığını sağlamaya yönelik önlemlerdir. Uygulamada görülen örnekler, anayasada tanımlanmış olan yargı bağımsızlığının sağlandığını göstermektedir. 

Nijerya’da yargı bağımsızlığı konusunda olumsuz örnekler fazla olmakla birlikte Federal Yüce Mahkeme kararlarının başkanın gücünü sınırlayabildiği bazı örneklere rastlamak mümkündür. 

Azerbaycan’da Anayasa’da yargıçların bağımsızlıkları ve dokunulmazlıklarına 
ilişkin hükümler olmasına rağmen, yargıçların atanmasına ilişkin prosedür yargı bağımsızlığının sağlanmasını engelleyici niteliktedir. Ayrıca, Anayasa’nın 95’inci maddesinde Cumhuriyet Başsavcısının görevden alınmasını başkan, Milli Meclisten talep edebilmektedir. Hâkimlerin atanması ve görevden alınması konusunda yürütmenin yetkisi, yargı bağımsızlığını ve hâkim güvencesini olumsuz şekilde etkilemektedir. 

Çalışmamız kapsamında incelenen ülkeler hakkında son bir genel değerlendirme 
yapmak gerekirse; başkanlık sisteminin en bilinen örneği olan ABD’de, sert kuvvetler ayrılığı olmasına karşın fren ve denge mekanizmalarının düzgün çalışmasıyla ve demokratik siyasal kültürün etkisi ile zaman zaman bazı problemler çıksa da sistemin genel olarak iyi işlediği, organlar arasında uyum ve işbirliğinin yeterli ölçüde sağlandığı ve başkanın otoriterleşmesinin yeterli ölçüde önlendiği görülmektedir. 

Arjantin hükümet sisteminin, başkanlık sistemine özelliğini veren genel nitelikleri taşımakla birlikte başkanlık sisteminin diğer önemli unsurlarından önemli ölçüde sapma gösterdiği görülmektedir. Başkan, hükümete başkanlık etmektedir; ancak başkana bağlı olarak görev yapan bir başbakan da bulunmaktadır. Başbakan, bakanlardan farklı olarak, meclise karşı sorumludur. Ayrıca başbakan yasama sürecini başlatabilmektedir. Arjantin’de her ne kadar, başkanın siyasi gücünü dengelemek amacıyla başbakanlık kurumu güçlendirilmiş, bakanlara karşı imza yetkisi verilmiş ve başbakana başkanın özellikle idari yetkilerinden bazıları aktarılmışsa da başkanın tek başına atayıp görevden alabildiği bu kurum, başkanın siyasi otoritesi karşısında bir varlık gösterememiştir. 

Arjantin’in, genel özellikleri itibarıyla başkanın yasama ve yargı karşısında aşırı güçlü olduğu bir örnek olduğu tespitini yapmak yanlış olmayacaktır. 

Azerbaycan’da, Arjantin’e benzer şekilde başkana bağlı olarak görev yapan başbakan bulunmaktadır. Başbakanın atanmasında parlamentoya atamayı 
onaylama yetkisi verilmiştir ancak başkan, parlamentonun onaylamayı 
reddetmesi durumunda dahi başbakanı atama yetkisine sahiptir. Başbakan ve bakanların görevden alınmasında Meclisin onayına gerek yoktur. 
Söz konusu ilginç durum da ülkedeki hükümet sistemini tipik başkanlık sisteminden oldukça farklı kılmaktadır. Azerbaycan, başkanın aşırı güçlü olmasının da ötesinde “yarı- otoriter rejim” ya da “sultanistik yarı-otoriter rejim” olarak sınıflandırılmaktadır. Parlamentonun başkan karşısındaki gücünün yok denecek kadar az olduğu görülmektedir. Başkanlık sisteminin sert kuvvetler ayrılığı ile bağdaşmayacak şekilde başkanın yasama sürecini başlatabilmesi,  başkanın sunmuş olduğu kanun teklifi üzerinde başkanın rızası olmadan parlamentonun değişiklik yapma yetkisinin dahi olmaması, başkanın anayasa  değişikliği teklifinde bulunabilmesi ve anayasa değişiklikleri üzerinde parlamentonun nitelikli çoğunluğu ile dahi aşılamayacak şekilde mutlak veto yetkisi olması, ülkedeki sistemi tipik bir başkanlık sistemi olmaktan oldukça uzaklaştırmakta dır. 

Brezilya, incelenen ülkeler içerisinde ABD ile birlikte başkanlık sisteminin iyi bir şekilde işlediği diğer örnek ülke olarak nitelendirilebilir. 
Brezilya’da 1988 Anayasasıyla getirilen sistem, özellikle son 15-20 yılda, yasama, yürütme ve yargı organlarının uyumlu bir şekilde çalıştığı bir örnek 
olarak karşımıza çıkmaktadır. Brezilya’da ABD’den farklı olarak yasama 
süreci, yürütme tarafından başlatılabilmektedir. Ayrıca ülkedeki seçim sistemi nedeniyle, parlamentoya giren etkili parti sayısının fazla olması ve genellikle 
hiçbir partinin parlamentoda çoğunluğu sağlayamaması, başkanı kabinesini oluştururken tek taraflı davranmak yerine parlamentodaki siyasi partilerden oluşan bir koalisyon kurmaya teşvik etmektedir. Yargı bağımsızlığının sağlanmış olması, parlamentonun nispeten güçlü olması, yasama ve yürütmenin karşılıklı 
bağımlılık ilişkileri başkanın gücünün etkin bir şekilde frenlenmesine imkân tanımaktadır. 

Nijerya, genel özellikleri itibarıyla başkanlık sisteminin tipik özelliklerini büyük ölçüde barındırmakla birlikte ülkedeki demokratik siyasal kültürün gelişmemiş olması nedeniyle uygulamada başkanlık sisteminin temel özelliği olan yasama ve yürütme ayrılığının yeterince sağlanamadığı bir ülkedir. 
Başkanın yasama sürecini başlatma yetkisi bulunmamasına karşın, uygulamada, başkanın yasama içerisinden kendine yakın parlamenterler ile ilişkilerini 
kullanarak fiili olarak yasama sürecini başlattığı ve şekillendirdiği görülmektedir. Ülkede yargı bağımsızlığının ve hukukun üstünlüğünün de yeterince geliştiğini söylemek mümkün değildir. 

TBMM ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI HAKKINDA 



Araştırma Hizmetleri Başkanlığı (Araştırma Merkezi), milletvekillerinin yasama ve denetim çalışmaları sırasında ihtiyaç duyduğu analiz edilmiş bilgi ihtiyacını karşılamaktadır. 

Araştırma Hizmetleri Başkanlığı, yasama uzmanları marifetiyle, milletvekilleri tarafından iletilen bilgi taleplerini, değişik ve güncel kaynaklar araştırıldıktan sonra içlerinden konuyla ilgili, doğru, güvenilir ve işlevsel bilgilerin tespit edilmesi ve analiz edilmesinin ardından sade ve anlaşılır bir üslup ile milletvekillerinin istifadesine sunmaktadır. 

Başkanlık, araştırma hizmetini aşağıdaki ilkeler çerçevesinde yürütmektedir: 

a. Doğru, güvenilir, kısa, sade ve anlaşılır içeriğe sahip olma, 

b. Herhangi bir siyasî görüşü temsil etmeme, farklı görüş ve siyasî gruplara eşit mesafede ve objektif olma, 

c. Önermeci veya yönlendirici olmayan, tanımlayıcı, belgeleyici ve analitik dil kullanma, 

d. Kapsam, biçim ve hazırlama süresi açısından milletvekillerinin kullanım amacına uygun olma, 

e. Talep sahiplerinin kimlik bilgilerinin ve talep konularının gizliliği koruma. 

Bilgi taleplerini karşılamak amacıyla konu odaklı temelde olmak üzere Ekonomi ve Maliye, Hukuk, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Sosyal Politika ile 
Uluslararası İlişkiler bölümleri şeklinde yapılanmıştır. 

Araştırma Hizmetleri Başkanlığı ürün türleri, Rapor, Bilgi Notu, Kısa Bilgi Notu, Gösterge, Sözlü Bilgi, Doküman Derleme ve Tartışma Paketi şeklindedir. 

Başkanlıkça uygun görülen ürünler, kitaplaştırılabilmektedir. Günümüze kadar yayınlanmış olan kitap başlıkları şöyledir: “ Anayasa Değişiklik Yöntemleri ”, 
“ Bir Doğrudan Demokrasi Aracı Olarak Referandum ”, “ Venedik Komisyonu (Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi) ”, “ Karşılaştırmalı Anayasa Çalışmaları ”, 

Araştırma Hizmetleri Başkanlığı, 
Avrupa Parlamento Araştırma ve Dokümantasyon Merkezi (ECPRD), 
Uluslararası Kütüphaneler Birliği (IFLA) ile 
Asya-Pasifik Ülkeleri Parlamento Kütüphaneleri Birliği (APLAP) gibi uluslararası kurumlara üye olup bu kurumlarla işbirliğini sürdürmektedir. 

Araştırma Hizmetleri Başkanlığı’nın diğer çalışmalarına 
http://tbmm.intranet/owa/armer.     
Sayfa adresinden ulaşılabilmektedir. 

2016 Mayıs Ayında açılan Başkanlık İngilizce web sayfasına ise 

https://www.tbmm.gov.tr/armer_eng/index.html    adresinden erişilebilmektedir. 


ARAŞTIRMA SONUÇ;

    Siyasi krizler, Başkanlık sisteminin uygulandığı örneklerde parlamenter sistemi, parlamenter sistemin bulunduğu ülkelerde başkanlık sistemini “avantajları” 
üzerinden siyasi gündeme taşımaktadır. Hükümet sistemi tercihi diğer belirleyici unsurlardan yalıtılarak değerlendirilebilecek bir tercih değildir. 

Hükümet sistemlerinin nispi üstünlükleri; siyasi kültür, siyasi parti sistemi ve seçim sistemi gibi faktörlerin ışığında ele alındığında anlamlı hale gelir. 

Bu çalışma bütün bu hususlar ışığında konuya başkanlık sistemini benimsemiş ülke uygulamaları  üzerinden bakmakta ve herhangi bir sonuca ulaşmadan, 
bu sistemin uygulamada aldığı biçimleri ortaya koymaya çalışmaktadır. İncelenen ülkeler başkanlık sisteminin klasik ve en başarılı örneği olan ABD’den 
başlayarak demokratiklik-otoriterlik yelpazesinde “devlet başkanı endeksli” Azerbaycan örneğine kadar uzanmaktadır. Latin Amerika’daki işleyen bir 
demokrasi örneği olarak Brezilya ve kurumsallaşma sürecini devam ettiren Arjantin, başkanlık sisteminin başarısını etkileyen unsurlar konusunda çarpıcı 
bir resim ortaya koymaktadır. Demokrasiye geçiş sürecinde başkanlık sistemi örneği olarak Nijerya, bu resmi tamamlamaktadır. 


TÜRKIYE BÜYÜK MILLET MECLISI ARMER 

ISBN: 978-975-8805-51-8 
978-975-8805-52-5 (e-kitap) 
TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı 
06543, Bakanlıklar/ANKARA Tel: 0312 420 68 38 Fax: 0312 420 78 00 
TBMM Basımevi/Şubat 2017 
Fransa, Polonya ve Rusya Örnekleri 
ABD, Arjantin, Azerbaycan, 
Brezilya, Nijerya, Örnekleri, 

EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR 
TBMM ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI YAYINLARI 

Karşılaştırmalı Hükümet Sistemleri: Başkanlık Sistemi (ABD, Arjantin, Azerbaycan, Brezilya ve Nijerya Örnekleri) Yayın No: 7 © TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı 

Yayın Yönetmeni ;

Emrah Hurma 

Editör 

Semra Gökçimen 

Bölüm Yazarları

Halit Tunçkaşık 
Konur Alp Koçak 
Mehmet Solak 
Meltem Doğan 
Murat Bilgin 

Kapak Tasarımı 
Demet Çınar 
Grafik Tasarım 
Zeynep Ayşe Tarhan 

Araştırma Hizmetleri Başkanlığı 
Türkiye Büyük Millet Meclisi 
Bakanlıklar -ANKARA 06543 
Telefon: +90 312 420 68 38 
Faks: +90 312 420 78 00 

e-posta: iletisim.armer@tbmm.gov.tr 
TBMM Basımevi –ANKARA 
özden Geçirilmiş 2. Baskı / Şubat 2017 

DİPNOTLAR ;

1 Bu bölümdeki bilgiler büyük oranda şu kaynaktan derlenmiştir: “The World Factbook”, CIA İnternet
Sitesi, https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/ni.html,
Erişim:28.11.2016
2 “Human Development Reports”, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İnternet Sitesi,
http://hdr.undp.org/en/composite/HDI Erişim:28.11.2016.
3 “Constitution of the Federal Republic of Nigeria 1999”, Nijerya Hukuk Merkezi,
http://www.nigeria-law.org/ConstitutionOfTheFederalRepublicOfNigeria.htm, Erişim:18.12.2013.
(Çalışma boyunca referans verilen tüm anayasa maddelerinde bu kaynaktan yararlanılmıştır).
4 Söz konusu puanlama sisteminde 1 en özgür durumu, 7 ise özgürlüğün en az olduğu durumu ifade etmektedir.
5 “Freedom in the World 2016”, Freedom House İnternet Sitesi,
https://freedomhouse.org/report/freedom-world/2016/nigeria, Erişim: 28.11.2016
6 Michael G. Roskin, Çağdaş Devlet Sistemleri (Çev. Bahattin Seçilmişoğlu, Ankara: Adres Yayınları,2009), s. 654, 656.
7 Roskin, Çağdaş Devlet Sistemleri, s. 656.
8 Douglas A. Philips, Modern World Nations: Nigeria (Philadelphia: Chelsea House Publishers, 2004),s.106.
9 Roskin, Çağdaş Devlet Sistemleri, s.646.
10 “History of Nigeria: The Evolution of Nigeria, 1849–1960”, Nijerya Federal Cumhuriyeti İnternet Sitesi,
http://www.nigeria.gov.ng/index.php/2012-10-29-11-05-46/history-of-nigeria, Erişim: 29.12.2013; 
Toyin Falola ve Ann Genova, Historical Dictionary of Nigeria (Plymouth: The Scarecrow Press Inc., 2009), s. xxii.
11 Toyin Falola ve Matthew M. Heaton, A History of Nigeria (New York: Cambridge University Press, 2008), s. xvi.
12 Jose Antonio Cheibub, Presidentialism, Parliamentarism and Democracy (New York: Cambridge University Press, 2007), s.45.
13 Falola ve Genova, Historical Dictionary of Nigeria, s. xxxvii.
14 Falola ve Genova, Historical Dictionary of Nigeria, s. xxxvii.
15 Falola ve Genova, Historical Dictionary of Nigeria, s. xxxviii.
16 Peter M. Lewis, “Rules and Rents: Legislative Politics in Nigeria”, American Political Science Association
2010 Annual Meeting Başlıklı Konferansta Yapılan Konuşma, (Washington DC: 2010), s.23; 1998,
2003, 2007 ve 2011 seçimleri itibarıyla Ulusal Mecliste yer alan partilerin sandalye dağılımı için bkz.
17 Falola ve Genova, Historical Dictionary of Nigeria, s. xxxviii, xxxix.
18 Falola ve Genova, Historical Dictionary of Nigeria, s. xxvi, xl, xli.Nijerya 267
19 Philips, Modern World Nations: Nigeria, s.76.
20 PDP, Partinin orijinal ismi olan “Peoples Democratic Party”nin kısaltmasıdır.
21 ACN, Partinin orijinal ismi olan “Action Congress of Nigeria”nın kısaltmasıdır.
22 CPC, Partinin orijinal ismi olan “Congress for Progressive Change”in kısaltmasıdır.
23 ANPP, Partinin orijinal ismi olan “All Nigeria People’s Party”nin kısaltmasıdır.
24 Lewis, “Rules and Rents: Legislative Politics in Nigeria,” s.24; “NIGERIA House of Representatives Last Elections”, IPU İnternet Sitesi, 
    http://www.ipu.org/parline-e/reports/2363_E.htm,   Erişim: 29.11.2016.
25 Nijerya Anayasası, part I Exclusive Legislative List.
26 Sonny Gwanle Tyoden, ed., Legislators and Legislature: A Guide for Legislators in Nigeria (Kuru: The National Institute Press, 2014), s. 143-145.
27 Enyinna Nwauche, “Nigeria Inroductory Notes”, Rivers State University of Science and Technology, Nijerya, 
    http://www.icla.up.ac.za/images/country_reports/nigeria_country_report.pdf,   Erişim: 11.09.2014, s.26.
28 S. Akinboye ve R. Anifowose, “Nigerian Government and Politics,” Elements of Politics içinde, Anifowose R. ve Enemuo F. ed. (Lagos: 
    Sam Iroanusi Publication, 1999), s. 238-260.
29 Remi E. Aiyede, “Executive-Legislature Relations in Nigeria’s Emerging Presidential Democracy,” UNILAG Journal of Politics, Cilt 2, Sayı 1 (2005), s. 76.
30 Ayo R. Dunmoye, “Legislative Powers and Executive- Legislature Relations in Nigeria: 1999 to 2003,”
    Nigerian Journal of Political Science, Cilt 9, Sayı 1 ve 2’den aktaran Oni Samuel, “Legislature-Executive Relations in the Presidential System: 
    A Study of Lagos and Ogun States, Nigeria, 1999-2011” (Yayınlanmamış Doktora Tezi, Lagos Üniversitesi, 2013), 
    http://dspace.covenantuniversity.edu.ng/bitstream/handle/123456789/211/Oni%20Samuel%20.O..pdf?sequence=1,     Erişim: 16.01.2013, s.162.
31 Samuel, “Legislature-Executive Relations in the Presidential System”, s.162.
32 Samuel, “Legislature-Executive Relations in the Presidential System”, s.162.
33 B. O. Nwabueze, Nigeria’s Presidential Constitution: the Second Experiment in Constitutional Democracy
    (London: Oxford Publications, 1985)’den aktaran Samuel, “Legislature-Executive Relations in the Presidential System”, s. 163.
34 Samuel, “Legislature-Executive Relations in the Presidential System”, s. 163-164.
35 Awotokun Kunle, “Legislative-Executive Relations: Case Studies,” Nigeria’s Second Republic içinde, Ayeni Victor ve Kayode Soremekun ed. 
    (Apapa: Daily Trust Publications, 1988), s.85-106’dan aktaran Samuel, “Legislature-Executive Relations in the Presidential System”, s. 161.
36 Nwabueze, Nigeria’s Presidential Constitution’dan aktaran Samuel, “Legislature-Executive Relations in the Presidential System”, s. 161.
37 Bkz. S. 227’deki tablo.
38 Aiyede, “Executive-Legislature Relations in Nigeria’s Emerging Presidential Democracy,” s.165.
39 Samuel, “Legislature-Executive Relations in the Presidential System”, s.167. Olusegun Obasanjo
40 Said Adejumobi, Governance And Politics in Post-Military Nigeria (New York: Palgrave Macmillan Publications, 2010), s.10.
41 Joseph Olayinka Fashagba, “Legislative Oversight under the Nigerian Presidential System,” The Journal of Legislative Studies, Cilt 15, 
    Sayı 4 (Aralık 2009), s.448-449.
42 Fashagba, “Legislative Oversight under the Nigerian Presidential System,” s.447.
43 Fashagba, “Legislative Oversight under the Nigerian Presidential System,” s.449.
44 Lewis, “Rules and Rents: Legislative Politics in Nigeria,” s.1.
45 Lewis, “Rules and Rents: Legislative Politics in Nigeria,” s.15.
46 Adejumobi, Governance And Politics in Post-Military Nigeria, s.11.
47 M. Peter Lewis, Nigeria Country Report (Cape Town: University of Cape Town Centre for Social Science Report, 2011), s.11.
48 Fashagba, “Legislative Oversight under the Nigerian Presidential System,”s.449.
49 Samuel, “Legislature-Executive Relations in the Presidential System,” s.168.
50 Chris Ajaero, “Paralysis”, Newswatch, 23.01.2012 
51 John Ameh, “Reps May Soon Drop Impeachment Threat –Investigation”, Punch, 04.07.2012.
52 Adejumobi, Governance And Politics In Post-Military Nigeria, s.8.
53 Sonnie Ekwowusi, “Executive Lawlessness Vs Rule of Law,” allafrica İnternet Sitesi,
    http://allafrica.com/stories/200607190163.html, Erişim:23.05.2014.
54 Dianam Dakolo, ‘The Siege is Over—Let the Bench say “Hurray”’, Daily Independent, 31.05.2007.
55 Adejumobi, Governance And Politics in Post-Military Nigeria, s.8-9.
56 Adejumobi, Governance And Politics in Post-Military Nigeria, s. 10, 11, 20.
57 Adejumobi, Governance And Politics in Post-Military Nigeria, s. 8.
58 Adejumobi, Governance And Politics in Post-Military Nigeria, s.8-11.
59 Adejumobi, Governance And Politics in Post-Military Nigeria, s.2.
60 Samuel Huntington, “Democracy for the Long Haul,” Consolidating the Third Wave of Democracies: Themes and Perspectives içinde, L. Diamond v.d., ed. 
    (Baltimore ve Londra: Johns Hopkins University Press, 1997).
61 Adejumobi, Governance And Politics in Post-Military Nigeria, s.5.
62 Cheibub, Presidentialism, Parliamentarism, and Democracy, s.146
63 Falola ve Genova, Historical Dictionary of Nigeria, s.xxxviii, xxxix.
64 D. A. Omoweh, “The Parliament and the Crisis of Democratization in Nigeria”, Legislature in Africa’s Democratic Transition Başlıklı Konferansta 
    Yapılan Konuşma (Dakar: CODESRIA Democratic Institute, Ağustos-Eylül 2006).
65 Fashagba, “Legislative Oversight under the Nigerian Presidential System,”s.441-443.
66 Fashagba, “Legislative Oversight under the Nigerian Presidential System,” s.441.
67 Adejumobi, Governance And Politics in Post-Military Nigeria, s.6,7,18,19.
68 Fashagba, “Legislative Oversight under the Nigerian Presidential System,” s.448.
69 Fashagba, “Legislative Oversight under the Nigerian Presidential System,” s.445,459.
70 Lewis, “Rules and Rents: Legislative Politics in Nigeria,” s.1-2.
71 Fashagba, “Legislative Oversight under the Nigerian Presidential System,” s.448-450.
72 Samuel, “Legislature-Executive Relations in the Presidential System,” s. 178.
73 A. T. Okoosi-Simbine, “Understanding the Role of the Legislature in the Fourth Republic: The Case of Oyo State House of Assembly,” 
    Nigeria Journal of Legislative Affairs, Cilt 3, Sayı 1 (2010), s.1-27.
74 Oda van Cranenburgh, “ ‘Big Men’ Rule: Presidential Power, Regime Type and Democracy in 30 African Countries,” Democratization, Cilt 15, 
    Sayı 5 (2008), s. 952 - 973.

BU BÖLÜMLER KAYNAK; TBMM ARŞİVİ
WEB ADRESİ;

https://www.tbmm.gov.tr/yayinlar/baskanlik_sistemi.pdf


***

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI NİJERYA BÖLÜM 28

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI NİJERYA  BÖLÜM 28



7. SONUÇ

Anayasa’da devlet başkanının Meclisi feshedebileceğine dair bir düzenlemenin mevcut olmaması, yürütme erkinin sadece devlet başkanından oluşması ve devlet başkanının başbakan ve ilgili bakanların karşı imzaları olmaksızın tek başına kararlar alabilmesi nedeniyle Nijerya’daki sistem başkanlık sistemi’dir.

Nijerya 1999’dan günümüze kesintisiz şekilde sivillerce yönetilmiştir. Bu durum ülke tarihindeki en uzun süreli sivil yönetimdir. Bu özelliği ile Nijerya çok genç bir demokrasi olarak görülmek durumundadır. Ayrıca ülkede yaygın iç karışıklıklar, militarist siyasi kültür, derin yoksulluk ve yolsuzluk bulunmaktadır. Bu sebeplerle ülkede başkanlık sisteminin olumlu ya da olumsuz etkilerinin anlaşılması oldukça güçtür; zira, ülkedeki aksaklıkların pek çoğu, sistemin başkanlık sistemi olmasından bağımsız şekilde mevcuttur. Bununla birlikte yine de Nijerya’daki başkanlık sistemi konusunda bazı sonuçlara ulaşmak mümkündür.

Nijerya’da kolonyal dönem, etnik parçalanmışlık ve askeri darbelerin etkilediği siyasal kültür nedeniyle yürütmenin yasama ve yargı karşısında olması gerektiğinden çok daha öte bir konumda olduğu söylenebilir. Öte yandan temel fren ve denge unsurlarından başkanın güçleştirici veto yetkisinin zaman zaman kullanılıyor olması yasamanın yürütmenin tam bir tahakkümü altında olmadığının bir göstergesidir. Zira başkanın mutlak kontrolü altında olan bir parlamentoda başkanın veto yetkisini kullanmasına neden olacak bir yasama faaliyetinin en baştan yapılması -normal şartlar altında- mümkün olamaz. Ayrıca Ulusal Meclisin veto kullanılan bazı yasaları nitelikli çoğunlukla kabul ederek yasalaştırdığı örneklerin de bulunması başkanın parlamentoya hâkimiyetinin yine de zaman zaman sınırlandırılabilir olduğunu teyit etmektedir. Yine Senatonun
atama yetkisini kullanırken zaman zaman başkanın atamalarını tartışma konusu yapması ve kabul etmeme gibi bir durum olmamasına karşın en azından geciktirmesi başkanın hâkimiyeti nin sınırlanabilirliği açısından bir diğer önemli örnek olarak gösterilebilir.

Nijerya’da başkanlık sisteminin etkilerine ilişkin ulaşılabilecek bir diğer sonuç da başkanlık sisteminin bir unsuru olan kuvvetlerin sert ayrılığının sistemin işleyişine ilişkin bazı olumlu sonuçlar doğurmasıdır.

Buna göre başkanın parlamentoda çoğunlukta olan partiden olmasına karşın parlamentonun başkanın politikaları dışına çıkabildiği görülmektedir. Ülkede ortalama her iki yılda bir yürütmeye ilişkin bir yolsuzluk skandalının parlamento tarafından gündeme taşınması bunun bir göstergesidir. Yine kamu harcamalarının denetimi konusunda parlamentonun göstermelik faaliyetlerin ötesinde etkili olduğu yorumunu yapmak yanlış olmayacaktır.

Nijerya, yasama üyeleri de dâhil olmak üzere ülkenin yönetici kesimi arasında yolsuzluğun ve kişisel çıkar peşinde koşmanın oldukça yaygın olduğu bir ülkedir. Başkanlar demokratik bir ülkede olması gerektiğinden çok daha güçlü ve müdahalecidir. Yasama üyeleri tüm ulusun ya da kendisine oy verenlerin çıkarlarını savunmaktan çok kendi çıkarlarını gözetmektedir. Ülkedeki seçimler oldukça şaibelidir. Ancak bunların hiçbiri doğrudan başkanlık sisteminin bir kusuru olarak nitelendirilmemektedir, zira parlamenter sistemlerde de benzeri sorunlar yaşanabilmektedir. Tüm sorunlarına rağmen ülkedeki başkanlık sistemi, demokrasinin siyasi aktörlerin barışçıl şekilde değişmesi, yasamanın yürütmeyi
-kısmen de olsa- denetleyebilmesi, zaman zaman aksaklıklar yaşansa da hukukun üstünlüğü gibi alanlarda olumlu gelişmelerin sağlanmasında etkili olmuştur. Nijerya örneğinde, ülkenin parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmesinin kötü sonuçlara yol açtığı düşünülmediği gibi başkanlık sisteminden yarı-başkanlık ya da parlamenter sisteme geçmesinin daha iyi sonuçları olacağına ilişkin herhangi bir kuvvetli argüman  da bulunmamaktadır.


SONSÖZ

Mehmet Solak* 

Murat Bilgin**
* Yasama Uzmanı, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü, e-posta: mehmet.solak@tbmm.gov.tr.
** Yasama Uzmanı, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü, e-posta: muratbilgin@tbmm.gov.tr.


    Başkanlık sistemi, genel kabul gören tanımıyla, halk tarafından sabit
bir süre için seçilen başkanın hem yürütme organının hem de devletin
başı olarak görev yaptığı; yasama ve yürütme organlarının birbirinin görevine
son veremediği hükümet sistemidir. İlk defa ABD’nin uyguladığı ve
günümüze kadar başarıyla sürdürdüğü bu sistemi, Latin Amerika ülkeleri
başta olmak üzere Asya ve Afrika’da çeşitli ülkeler benimsemiştir.
Başkanlık sistemi demokratik düzenin iyi işlemesi açısından yürütmenin
iki başlı olduğu diğer hükümet sistemleriyle karşılaştırılarak çeşitli
avantaj ve dezavantajlarıyla birlikte değerlendirilmektedir. Yürütmenin
sabit/katı görev süresi, bir taraftan istikrarlı yönetimin formülü olarak
öne çıkarılırken diğer taraftan yasama ve yürütme arasında kilitlenme ve
kriz nedeni olarak gösterilebilmektedir. Bu çerçevede başkanlık sisteminin
diğer sistemler gibi güçlü ve zayıf yönleri bulunmaktadır. Bunlardan
hangisinin öne çıkacağını ise her ülkenin kendi siyasal, sosyal ve ekonomik
koşulları belirlemektedir.

ABD, Arjantin, Azerbaycan, Brezilya ve Nijerya’da başkanlık sisteminin
incelendiği çalışmamızda başkanlık sisteminin temel unsurları olan yürütme
gücünün tamamen başkanın kontrolünde olması, başkanın ve parlamentonun
ayrı ayrı halk tarafından seçilmesi, yasama ve yürütme organlarının
görev sürelerinin sabit olması ile yasama ve yürütme organlarının
birbirinin varlığına son verebilecek hukuki araçlara sahip olmaması
durumlarının büyük oranda tüm ülkelerde geçerli olduğu görülmektedir.
Başkanlık sistemi çalışması çerçevesinde kuvvetler arasındaki dengeler
açısından önemli olan; başkanın ve parlamentonun seçim sistemleri,
parlamentoların yapısı, başkanın üst üste ya da toplamda görev yapabileceği
dönem sayısının sınırlı olması, başkanın yasama sürecini başlatabilmesi,
çıkarılan kanunların başkan tarafından veto edilebilmesi ile vetonun
aşılabilmesi, başkanlık kararnamesi, başkanın suçlandırılması süreci
ile yargı bağımsızlığı ve yargının sistem içerisindeki rolü gibi hususların
ise ülkeden ülkeye farklılıklar gösterebildiği görülmektedir.
İncelenen ülkeler başkanlık seçimlerinde uygulanan seçim sistemleri açısından
ele alındığında, başkanlık sisteminin temel unsurlarından olan başkanın
parlamento tarafından değil de doğrudan halk tarafından seçilmesi
şartının tüm ülkelerde geçerli olduğu görülmektedir. Bu durumun tek istisnası
ABD’de görülmektedir. ABD’de seçmenlerin doğrudan başkanı değil de
başkanı seçecek olan delegeleri seçmesi nedeniyle söz konusu seçim doğru dan değil, dolaylıdır. 
Bununla birlikte delegelerin hangi aday için seçilmişlerse o adaya oy vermek zorunda olması uygulamada ABD’deki seçimleri diğer başkanlık sistemlerinden çok da farklı kılmamaktadır. ABD’deki bir diğer farklı durum da başkanlık seçiminde hiçbir adayın delegelerin yarısından bir fazlasının oyunu alamadığı durumda ikinci tur seçimlerin yapılması yerine, Temsilciler Meclisinin başkanı seçmesidir.

Arjantin, Azerbaycan, Brezilya ve Nijerya’da başkanlık seçimi doğrudan
halkın oylarıyla yapılmaktadır; ancak seçim sistemleri arasında bazı
farklılıklar bulunmaktadır. Arjantin’de birinci turda en çok oy alan aday
%40-45 arası oy almışsa ve ikinci sıradakiyle arasında 10 puan fark varsa
ya da %45’ten fazla oy almışsa ikinci tura gerek kalmaksızın doğrudan
başkan seçilmektedir. Diğer hallerde ise en çok oy alan iki aday arasında
ikinci tur seçimleri yapılmaktadır. Azerbaycan ve Brezilya’da başkanın
doğrudan halk tarafından seçildiği pek çok ülkede olduğu gibi seçmenlerin
yarısından fazlasının oyunu alan aday başkan seçilmektedir. İlk turda
gerekli oyun alınamaması halinde en çok oyu alan iki aday arasında ikinci
tur seçimler yapılmakta ve başkan belirlenmektedir. Nijerya’da başkanlık
seçimlerinde tarihsel nedenlerle tüm ülkede destek sahibi olmak daha
önemli bir kriter olarak ortaya konulmuştur. Buna göre seçimlerde en çok
oyu alan aday başkan seçilmektedir; ancak adayın aynı zamanda tüm eyaletlerin
en az üçte ikisinde oyların en az dörtte birini almış olması gerekmektedir.
Bu koşulun sağlanamaması halinde en çok oyu alan adayla en çok eyalette oyların çoğunluğunu alan aday arasında ikinci tur; koşulun yine sağlanamaması halinde ise üçüncü tur seçimleri yapılmaktadır. Bu seçimde en çok oyu alan aday, eyaletlerin en az üçte ikisinde en az dörtte bir oy alma şartı aranmaksızın başkan seçilmektedir.
İncelenen ülkelerin tümünde başkanın parti üyeliği ve partisi ile ilişkileri
başkan seçiminden sonra da devam etmektedir. ABD, Arjantin, Brezilya
ve Nijerya’da başkanlar partilerinin genel başkanı olmamakla birlikte
önemli birer parti önderi konumundadır. Azerbaycan’da ise başkan aynı
zamanda partisinin de genel başkanıdır.

Başkanın seçim dönemine bakıldığında beş ülkenin dördünde başkan
dört yıllığına ve bir başkan yardımcısı ile birlikte seçilmekte, başkan ve
başkan yardımcısı göreve başlarken yemin etmekte ve başkanın süresi dolmadan görevden ayrılması halinde görev süresinin sonuna kadar başkan
yardımcısı görevi devralmaktadır. Azerbaycan’da ise başkan beş yılda bir
seçilmekte ve başkan yardımcısı bulunmamaktadır. Başkan görevden ayrıldığında başkanlık görevini seçimlere kadar başbakan sürdürmektedir. ABD,
Brezilya ve Nijerya’da bir kişi en çok iki dönem başkanlık yapabilmektedir.
Arjantin’de üst üste iki dönemden fazla başkanlık yapamama şartı vardır;
ancak bir dönem ara verildiğinde yeniden başkan olmak mümkündür. Azerbaycan’da ise üst üste iki dönemden fazla başkanlık yapamama sınırı, 2009 yılında yapılan  Anayasa değişikliği ile kaldırılmıştır ve mevcut durumda herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır.

Parlamentoların yapısı açısından her ülkenin oldukça farklı olduğu tespiti
yapılabilir. ABD, Arjantin, Brezilya ve Nijerya’da parlamento çift meclisli
iken Azerbaycan’da tek meclislidir. Temsilciler Meclisi üye sayıları ABD’de
435, Arjantin’de 257, Brezilya’da 513, Nijerya’da ise 360’tır. Senato üye sayıları
ise ABD’de 100, Arjantin’de 72, Brezilya’da 81, Nijerya’da ise 109’dur.
Azerbaycan Milli Meclisi ise 125 milletvekilinden oluşmaktadır. ABD, Azerbaycan
ve Nijerya’da meclislerin toplam üye sayısı sabitken Arjantin ve Brezilya’da
değişebilmektedir. Temsilciler Meclisi seçimleri ABD’de iki yılda bir,
Brezilya ve Nijerya’da ise dört yılda bir yapılmaktadır. Arjantin’de Temsilciler
Meclisi seçimleri iki yılda bir yapılmakla birlikte milletvekillerinin görev
süresi dört yıldır. Senato seçimleri ABD ve Arjantin’de iki yılda bir yapılmakta;
ancak, senatörler altı yıl görev yapmaktadır. Brezilya ve Nijerya’da
senato seçimleri dört yılda bir yapılmaktadır. Brezilya’da bir seçimde Senatonun
üçte biri değişirken diğer seçimde üçte ikisi değişmektedir. Azerbaycan
Milli Meclisinde seçimler beş yılda bir yapılmaktadır.
Ülkeler parlamento seçimlerinde uygulanan seçim sistemleri açısından
ele alındığında Temsilciler Meclisinin ABD ve Nijerya’da dar bölge basit
çoğunluk sistemiyle, Arjantin ve Brezilya’da her eyaletin bir seçim bölgesi
sayılarak liste usulü nispi temsil sistemiyle seçildiği görülmektedir. Senato
seçimleri ise ABD ve Nijerya’da her eyalet için basit çoğunluk sistemiyle,
Arjantin’de bir eyalette oyların çoğunluğunu alan partinin o eyaletin iki
senatörünü çıkarması, en çok oyu alan ikinci partinin ise üçüncü senatörü
çıkarması usulü ile Brezilya’da ise blok oy sistemiyle yapılmaktadır. Azerbaycan
Milli Meclisi üyeleri çoğunluk seçim sistemine göre seçilmektedir.
Seçimlerin özgür ve adil olması açısından ABD, Arjantin ve Brezilya’da büyük
sorunlar yaşanmazken Azerbaycan ve Nijerya’da seçimler şaibe iddiaları
ile geçmektedir.

Yasama ve yürütme ilişkileri açısından başkanın kanun teklifinde bulunabilmesi,
başkanın kanunları veto yetkisi, başkanlık kararnameleri ve başkanın parlamento tarafından suçlandırılması (impeachment) konuları önemlidir.

Söz konusu ülkeler başkanın kanun teklifinde bulunabilmesi açısından
incelendiğinde Brezilya, Arjantin ve Azerbaycan’da devlet başkanının kanun
teklifinde bulunma yetkisinin olduğu görülmektedir. ABD’de başkanın
kanun teklifinde bulunma yetkisi yoktur. Nijerya’da da başkanın bütçe
kanunu dışında kanun teklifinde bulunma yetkisi yoktur. Bununla birlikte
başkan uygulamada -dolaylı da olsa- parlamento üyeleri aracılığıyla parlamentoya teklif sunmaktadır. Azerbaycan’da Başkanın Milli Meclise sunmuş
olduğu kanun teklifi üzerinde Başkanın rızası olmadan Milli Meclisin değişiklik
yapma yetkisi yoktur. Brezilya’da silahlı kuvvetlerin insan gücünün
belirlenmesi, ülkenin kamu personelinin statüleri, bakanlıkların ve diğer kamu kuruluşlarının  kurulması gibi önemli hususlar yalnızca başkanın kanun teklifinde bulunabileceği alanlar  olarak belirlenmiştir.

İncelenen ülkelerde başkanın kanunları veto yetkilerine bakıldığında
çalışma konusu ülkelerin tümünde başkanın veto yetkisinin bulunduğu
görülmektedir. ABD’de başkanların iki tip veto hakkı vardır. Birincisi normal
vetodur. Bu vetonun aşılması için her iki meclisin üçte iki çoğunluğu
gerekmektedir. Bir diğeri cep vetosudur. Cep vetosu, aşılması mümkün olmadığı
için mutlak veto niteliği göstermektedir. Başkanlar veto yetkilerini
günümüze dek 2564 kez kullanmıştır. Bunların 1066 tanesi cep vetosu,
1498’i normal vetodur.

Arjantin’de de başkanın tam veto yetkisi bulunmaktadır. Ayrıca kanunun
bütünlüğünün bozulmaması kaydıyla kısmi veto da mümkündür.
Vetonun meclisler tarafından aşılabilmesi için her iki meclisin üçte ikilik
çoğunluğunun sağlanması gerekmektedir. Demokrasiye geçişin sağlandığı
1983’ten 2007’ye kadarki 24 yıllık sürede Arjantin Kongresi 3258 kanun
çıkarmış, bunlardan 362’si başkan tarafından veto edilmiş, Kongre, bunlardan
42’sinde başkanın vetosunu aşarak kanunu çıkarmıştır. 1983-2007 arasında Kongre, tamamı veto edilen kanunların %20’sini aşma girişiminde bulunmuş, %14’ünde başarılı olmuştur.

Azerbaycan’da başkanın veto yetkisi bulunmaktadır. 125 üyeli Milli
Meclisin vetoyu aşması için 83 oy çokluğu ile kabul ettiği kanunları 95 oy
çokluğu ile; 63 oy çokluğu ile kabul ettiği kanunları ise 83 oy çokluğu ile
kabul etmesi gerekmektedir. Başkanın anayasa değişiklikleri konusundaki
vetoları ise mutlak veto niteliğindedir.

Brezilya’da tam veto ve kısmi veto olmak üzere iki veto türü bulunmaktadır.
Tam vetoda kanunun tamamı veto edilmekteyken kısmi vetoda
kanunun belli maddeleri veto edilmektedir. Veto, Kongrenin salt çoğunluğunun
gizli oyuyla aşılabilmektedir. Tam veto daha sık kullanılmaktadır.
Bununla birlikte kısmi veto, başkana daha esnek davranabileceği bir alan
sağlamaktadır. 1988-2013 döneminde toplam 1.091 tam ve kısmi veto
kullanılmıştır. 1988 Anayasası ile vetonun aşılması nispeten kolaylaştırılmış
olmasına rağmen Kongre bu yetkisini çok da sık kullanmamaktadır.
Bu da üyelerin çoğunluğunun birlikte hareket etme maliyetine katlanmak
yerine statükonun sürmesine itiraz etmedikleri şeklinde açıklanmakta ve
vetoyu güçlü bir araç haline getirmektedir.

Nijerya’da da başkanın veto yetkisi bulunmaktadır. Başkan, veto yetkisini
kullandığında vetonun aşılabilmesi için Ulusal Meclisin her iki kanadının
üçte iki oyu gerekmektedir. Nijerya’da veto yetkisi başkan tarafından
zaman zaman kullanılmaktadır.

Başkanların kararname yetkileri açısından farklı uygulamalar görülmektedir.
ABD’de aslında mevzuatta başkanın kararname çıkarabileceğine dair
bir hüküm yoktur; ancak uygulamada başkanlar yürütme kararnamesi (executive order)  çıkarabilmektedir. Yürütme kararnameleri 18’inci yüzyıl sonlarında ortaya çıkmıştır. Başkanlar, Anayasa’nın 2’nci maddesiyle tüm yürütme yetkisinin kendilerine verildiği gerekçesiyle federal yürütme kurumlarını
bağlayıcı emirler verebilmektedir. Bu yetkinin dayanağına dair belirsizliğin
olması, bu kararnameleri tartışmalı hâle getirse de, zaman içerisinde bu kararnamelerin yaygınlaştığı ve normalleştiğini söylemek mümkündür.

Arjantin’de başkan ancak kanunların öngörülen olağan şekilde yapılmasının
mümkün olmadığı olağanüstü ve acil hallerde kararname çıkarabilmektedir.
Bununla birlikte olağanüstü ve acil hal kriterleri anayasaca tanımlanmadığı için bu kriterlerin içi başkanlarca doldurulmakta ve bazı başkanların (Carlos Menem, Eduardo Duhade, Nestor Kirchner gibi) bu yetkiyi sıklıkla kullandığı görülmekte dir. Yürütmenin sıkça kararname yetkisini kullanması, Kongrenin kanun yapma işlevini zayıflatmış ve parlamento ile hükümet arasında güven kaybına yol açmış; bununla birlikte Kongre buna karşı bir direnç gösterme yoluna gitmemiştir.

Azerbaycan’da başkan tarafından çıkarılan kararnameler “ferman” ve
“serencam” olarak adlandırılmaktadır. Fermanlar ya mevcut bir kanuna
dayanarak kanunun nasıl uygulanacağını gösterir ya da hiçbir kanuna dayanmaz
kendisi hukuksal kaynak niteliğinde olur. Kanun hükmünde olan
fermanların yürürlüğe girebilmesi için Milli Meclis tarafından onaylanması
gerekir. Serencam ise genellikle kişileri göreve tayin etmek, görevden
almak veya ödüllendirmek için Başkan tarafından başvurulan hukuki işlem
türüdür.

Brezilya’da kural olarak “önemli ve acil” durumlarda başvurulabilecek
olan başkanlık kararnameleri sistem içerisinde oldukça önemli bir yetki
olarak ortaya çıkmaktadır. Başkan, bu kararnameler vasıtasıyla yasama
organı üzerindeki gücünü ve etkinliğini artırmaktadır. 2001 Anayasa değişiklikleriyle bazı konularda kararname çıkarılması yasaklanmış olsa da kararname yetkisi sık sık  kullanılmakta olan bir yetkidir. Kararname yetkisi, Kongrenin onayı şart olsa da hemen  yürürlüğe girmesi sebebiyle uygulamada başkana geçici bir süre için yasama yetkisi vermektedir. 

Ayrıca bu yetkiyle Başkan Kongrenin gündemine de hâkim olmaktadır.
Nijerya’da kural olarak başkanın kanun hükmünde kararname çıkarma
yetkisi yoktur. Ancak bu durumun istisnası 1999 öncesi askeri yönetim
döneminde çıkarılan kanunlarda değişiklik yapılmasıdır. Başkan, böylesi
değişiklikleri bir kararname ile yapabilmektedir.

Çalışma kapsamındaki ülkeler başkanın suçlandırma (impeachment)
yöntemi ile görevden alınması açısından incelendiğinde beş ülkeden
üçünde (ABD, Brezilya, Arjantin) Temsilciler Meclisinin suçlandırma sürecini
başlattığı, Senatonun ise yargılamada bulunduğu görülmektedir. Nijerya’da
suçlandırmayı ve yargılamayı meclisin her iki kanadı kurdukları
ortak bir komisyon vasıtasıyla yapmaktadırlar. Azerbaycan’da ise Anayasa
Mahkemesi suçlamakta, Yüksek Mahkeme görüş bildirmekte, Milli Meclis ise bunu oylamaktadır.

Suçlandırma nedenleri açısından bakıldığında ABD’de vatana ihanet,
rüşvet, diğer ağır suçlar ve görevi kötüye kullanmak, Brezilya’da anayasaca
tanımlanan iktidarın kötüye kullanılması (malversation) suçu, Arjantin’de
görevi suistimal etme veya cezayı gerektiren bir suç, Nijerya’da görevi kötüye kullanma, Azerbaycan’da ise ağır suç işlenmesinin suçlandırmaya neden olabilecek suçlar olarak tanımlandığı görülmektedir.
Başkanlar dışında ABD’de başkan yardımcısı ve Birleşik Devletler’in
bütün sivil yetkilileri; Brezilya’da başkan yardımcısı ve bakanlar; Arjantin’de
başkan yardımcısı, başbakan, bakanlar ve Yüksek Mahkeme üyeleri;
Nijerya’da ise başkan yardımcısı hakkında suçlandırma işlemleri başlatılabilmektedir.
Suçlandırma işlemlerinin başlatılması için gereken çoğunluk; ABD’de
Temsilciler Meclisinin basit çoğunluğu, Brezilya ve Arjantin’de Temsilciler
Meclisinin üçte iki çoğunluğu, Nijerya’da Parlamentonun her iki kanadının
üçte bir çoğunluğudur. Azerbaycan’da suçlandırma işlemi için Anayasa
Mahkemesinin girişimi gereklidir.

Suçlandırma uygulamalarına bakıldığında şunlar söylenebilir: ABD’de iki
başkan suçlandırılmış (Andrew Johnson (1968), William J. Clinton (1999));
ancak, yargılanma sonucunda suçsuz bulunmuş, bir başkan (Nixon) suçlandırma
süreci tamamlanmadan önce görevinden istifa etmiştir. Brezilya’da
bir başkan (Fernando Collor de Mello (1992)) yargılanmaya başladığında
suçlu bulunacağını düşündüğü için istifa etmiştir. Nijerya’da suçlandırma
süreci birden çok defa başlatılmış; ancak görevden alma süreci her defasında
başkanın ve başkan yardımcısının da üyesi olduğu ve Ulusal Mecliste
çoğunluğu oluşturan partinin oyları ile durdurulmuştur. Yalnız bir örnekte,
2006 yılında, Başkan Yardımcısı Alhaji Atiku Abubakar, hakkında suçlandırma
süreci başlatılmak üzereyken görevinden ayrılmıştır. Azerbaycan’da ise
şimdiye kadar suçlandırma işlemi uygulanmamıştır.
Yargının sistem içindeki konumu da sistemin işleyişi açısından önemlidir.
Fren ve denge mekanizmasının düzgün bir şekilde işlemesi için gerekli
hususlardan birisi de yargının yasama ve yürütmeden bağımsızlığıdır.
Yargının sistem içindeki yeri ülkeler açısından genel olarak ele alındığında
aşağıdaki tablo ortaya çıkmaktadır:

ABD’de yargı bağımsızlığı için sağlanan güvenceler iyi bir şekilde işlemektedir.
Ayrıca, yargı anlaşmazlıkların çözümünde etkili bir mekanizmadır ve Federal Yüce Mahkeme verdiği kararlar ile sistemin işleyişinde karşılaşılan sorunların aşılmasında ya da belirsizliklerin giderilmesinde rol oynamıştır. Yüce Mahkemenin başkanın gücünü sınırladığı örnekler yargının başkan karşısındaki bağımsızlığını göstermektedir.

Arjantin’de yargı genel olarak bağımsız olmakla birlikte ciddi sorunlara sahiptir. Yargı kurumsal olarak zayıftır. Federal yargının tepesinde Yüksek Mahkeme özellikle başkanın çıkardığı kanun hükmünde kararnamelerin anayasaya uygunluğunun denetlenmesinde kritik kararlar verebilmektedir.
Ancak bu kuruma yapılan siyasi müdahalelerin sıklığı yargı istikrarını ve bağımsızlığını zedelemektedir. Arjantin, bu haliyle yürütmenin yargıyı etkileme kapasitesinin en yüksek olduğu Latin Amerika ülkelerinden birisidir.

Brezilya’da güçler ayrılığı çerçevesinde yargı erki bağımsızdır. Sistemin genel işleyişi açısından en kilit noktada Federal Yüce Mahkeme bulunmaktadır. 1988 Anayasası ile yargı erkinin kendi bütçesini belirlemesi ve alt düzey yargıçları üst mahkeme yargıçlarının belirlemesinin öngörülmüş olması da yürütmenin yargı üzerindeki etkisini azaltmaya ve yargı bağımsızlığını sağlamaya yönelik önlemlerdir. Uygulamada görülen örnekler, anayasada tanımlanmış olan yargı bağımsızlığının sağlandığını göstermektedir.

Nijerya’da yargı bağımsızlığı konusunda olumsuz örnekler fazla olmakla birlikte Federal Yüce Mahkeme kararlarının başkanın gücünü sınırlayabildiği
bazı örneklere rastlamak mümkündür.

Azerbaycan’da Anayasa’da yargıçların bağımsızlıkları ve dokunulmazlıklarına ilişkin hükümler olmasına rağmen, yargıçların atanmasına ilişkin prosedür yargı bağımsızlığının sağlanmasını engelleyici niteliktedir.
Ayrıca, Anayasa’nın 95’inci maddesinde Cumhuriyet Başsavcısının görevden alınmasını başkan, Milli Meclisten talep edebilmektedir. Hâkimlerin atanması ve görevden alınması konusunda yürütmenin yetkisi, yargı bağımsızlığını ve hâkim güvencesini olumsuz şekilde etkilemektedir.

Çalışmamız kapsamında incelenen ülkeler hakkında son bir genel değerlendirme yapmak gerekirse; başkanlık sisteminin en bilinen örneği olan ABD’de, sert kuvvetler ayrılığı olmasına karşın fren ve denge mekanizmalarının düzgün çalışmasıyla ve demokratik siyasal kültürün etkisi ile zaman zaman bazı problemler çıksa da sistemin genel olarak iyi işlediği, organlar arasında uyum ve işbirliğinin yeterli ölçüde sağlandığı ve başkanın otoriterleşmesinin yeterli ölçüde önlendiği görülmektedir.

Arjantin hükümet sisteminin, başkanlık sistemine özelliğini veren genel nitelikleri taşımakla birlikte başkanlık sisteminin diğer önemli unsurlarından önemli ölçüde sapma gösterdiği görülmektedir. Başkan, hükümete başkanlık etmektedir; ancak başkana bağlı olarak görev yapan bir başbakan da bulunmaktadır. Başbakan, bakanlardan farklı olarak, meclise karşı sorumludur. Ayrıca başbakan yasama sürecini başlatabilmektedir.

Arjantin’de her ne kadar, başkanın siyasi gücünü dengelemek amacıyla başbakanlık kurumu güçlendirilmiş, bakanlara karşı imza yetkisi verilmiş
ve başbakana başkanın özellikle idari yetkilerinden bazıları aktarılmışsa da başkanın tek başına atayıp görevden alabildiği bu kurum, başkanın
siyasi otoritesi karşısında bir varlık gösterememiştir. Arjantin’in, genel özellikleri itibarıyla başkanın yasama ve yargı karşısında aşırı güçlü olduğu
bir örnek olduğu tespitini yapmak yanlış olmayacaktır.

Azerbaycan’da, Arjantin’e benzer şekilde başkana bağlı olarak görev yapan başbakan bulunmaktadır. Başbakanın atanmasında parlamentoya atamayı onaylama yetkisi verilmiştir ancak başkan, parlamentonun onaylamayı reddetmesi durumunda dahi başbakanı atama yetkisine sahiptir.

Başbakan ve bakanların görevden alınmasında Meclisin onayına gerek yoktur. Söz konusu ilginç durum da ülkedeki hükümet sistemini tipik başkanlık
sisteminden oldukça farklı kılmaktadır. Azerbaycan, başkanın aşırı güçlü olmasının da ötesinde “yarı- otoriter rejim” ya da “sultanistik yarı-otoriter
rejim” olarak sınıflandırılmaktadır. Parlamentonun başkan karşısındaki gücünün yok denecek kadar az olduğu görülmektedir. Başkanlık sisteminin sert kuvvetler ayrılığı ile bağdaşmayacak şekilde başkanın yasama sürecini başlatabilmesi, başkanın sunmuş olduğu kanun teklifi üzerinde başkanın rızası olmadan parlamentonun değişiklik yapma yetkisinin dahi olmaması, başkanın anayasa değişikliği teklifinde bulunabilmesi ve anayasa değişiklikleri üzerinde parlamentonun nitelikli çoğunluğu ile dahi aşılamayacak şekilde mutlak veto yetkisi olması, ülkedeki sistemi tipik bir başkanlık sistemi olmaktan oldukça uzaklaştırmaktadır.

Brezilya, incelenen ülkeler içerisinde ABD ile birlikte başkanlık sisteminin iyi bir şekilde işlediği diğer örnek ülke olarak nitelendirilebilir.
Brezilya’da 1988 Anayasasıyla getirilen sistem, özellikle son 15-20 yılda, yasama, yürütme ve yargı organlarının uyumlu bir şekilde çalıştığı bir örnek
olarak karşımıza çıkmaktadır. Brezilya’da ABD’den farklı olarak yasama süreci, yürütme tarafından başlatılabilmektedir. Ayrıca ülkedeki seçim sistemi nedeniyle, parlamentoya giren etkili parti sayısının fazla olması ve genellikle hiçbir partinin parlamentoda çoğunluğu sağlayamaması, başkanı kabinesini oluştururken tek taraflı davranmak yerine parlamentodaki siyasi partilerden oluşan bir koalisyon kurmaya teşvik etmektedir. Yargı bağımsızlığının sağlanmış olması, parlamentonun nispeten güçlü olması, yasama ve yürütmenin karşılıklı bağımlılık ilişkileri başkanın gücünün etkin bir şekilde frenlenmesine imkân tanımaktadır.

Nijerya, genel özellikleri itibarıyla başkanlık sisteminin tipik özelliklerini büyük ölçüde barındırmakla birlikte ülkedeki demokratik siyasal kültürün gelişmemiş olması nedeniyle uygulamada başkanlık sisteminin temel özelliği olan yasama ve yürütme ayrılığının yeterince sağlanamadığı bir ülkedir.
Başkanın yasama sürecini başlatma yetkisi bulunmamasına karşın, uygulamada, başkanın yasama içerisinden kendine yakın parlamenterler ile ilişkilerini kullanarak fiili olarak yasama sürecini başlattığı ve şekillendirdiği görülmektedir. Ülkede yargı bağımsızlığının ve hukukun üstünlüğünün de yeterince geliştiğini söylemek mümkün değildir.


KAYNAKÇA 

Ameh, John. “Reps May Soon Drop Impeachment Threat –Investigation.” Punch, 04.07.2012.
Adejumobi, Said. Governance And Politics in Post-Military Nigeria, New York: Palgrave Macmillan Publications, 2010.
Ajaero, Chris “Paralysis”, Newswatch, 23.01.2012
Aiyede, Remi E. “Executive-Legislature Relations in Nigeria’s Emerging Presidential Democracy,” UNILAG Journal of Politics, Cilt 2, Sayı 1 (2005), s. 65-87.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP). “Human Development Report 2013”, 
    http://hdr.undp.org/sites/default/files/reports/14/hdr2013_en_complete.pdf,     Erişim:16.05.2014.
Cheibub, Jose Antonio, Presidentialism, Parliamentarism and Democracy, New York: Cambridge University Press, 2007.
CIA. “The World Factbook”, 
    https://www.cia.gov/library/publications/the-worldfactbook/geos/ni.html,    Erişim: 28.11.2015
Cranenburgh, Oda van. “ ‘Big Men’ Rule: Presidential Power, Regime Type and Democracy in 30 African Countries,” Democratization, Cilt 15, 
    Sayı 5 (2008), s. 952-973.
Dakolo, Dianam. ‘The Siege is Over—Let the Bench say “Hurray”’, Daily Independent, 31.05.2007.
Ekwowusi, Sonnie. “Executive Lawlessness Vs Rule of Law,” allafrica İnternet Sitesi,
http://allafrica.com/stories/200607190163.html, Erişim:23.05.2014.
Falola, Toyin ve Ann Genova. Historical Dictionary of Nigeria, Plymouth: The Scarecrow Press Inc., 2009.
Falola ,Toyin ve Matthew M. Heaton. A History of Nigeria, New York: Cambridge University Press, 2008.
Fashagba, Joseph Olayinka. “Legislative Oversight under the Nigerian Presidential System,” The Journal of Legislative Studies, Cilt 15, Sayı 4 (Aralık 2009), 
   s. 439- 459
Freedom House, “Freedom in the World 2016”, 
     https://freedomhouse.org/report/freedom-world/2016/nigeria,    Erişim:28.11.2016.
IPU. “NIGERIA House of Representatives Last Elections”, 
http://www.ipu.org/parline-e/reports/2363_E.htm,    Erişim: 29.11.2016.
Lewis, M. Peter. Nigeria Country Report, Cape Town: University of Cape Town Centre
for Social Science Report, 2011.
Lewis, M. Peter, “Rules and Rents: Legislative Politics in Nigeria,” American
Political Science Association 2010 Annual Meeting Başlıklı Konferansta Yapılan
Konuşma, Washington DC: 2010.
Nijerya Federal Cumhuriyeti. “History of Nigeria: The Evolution of Nigeria, 1849-1960”,
http://www.nigeria.gov.ng/index.php/2012-10-29-11-05-46/history-ofnigeria,   Erişim: 29.12.2013.
Nijerya Hukuk Merkezi, “Constitution of the Federal Republic of Nigeria 1999,”
http://www.nigeria-law.org/ConstitutionOfTheFederalRepublicOfNigeria.htm,    Erişim:18.12.2013.
Nwauche, Enyinna, “Nigeria Inroductory Notes”, Rivers State University of Science and Technology, Nijerya,
http://www.icla.up.ac.za/images/country_reports/nigeria_country_report.pdf,     Erişim: 11.09.2014.
Okoosi-Simbine, A. T. “Understanding the Role of the Legislature in the Fourth Republic: The Case of Oyo State House of Assembly,” Nigeria Journal of
    Legislative Affairs, Cilt 3, Sayı 1 (2010), s.1-27.
Omoweh, D. A. “The Parliament and the Crisis of Democratization in Nigeria”, Legislature in Africa’s Democratic Transition Başlıklı Konferansta Yapılan
Konuşma, Dakar: CODESRIA Democratic Institute, Ağustos-Eylül 2006.
Philips, Douglas A. Modern World Nations: Nigeria, Philadelphia: Chelsea House Publishers, 2004.
Roskin, Michael G., Çağdaş Devlet Sistemleri, Çev.Bahattin Seçilmişoğlu, Ankara: Adres Yayınları, 2009.
Samuel, Oni. “Legislature-Executive Relations in the Presidential System: A Study of Lagos and Ogun States, Nigeria, 1999-2011”, 
     Yayınlanmamış Doktora Tezi, Lagos Üniversitesi, 2013, 
     http://dspace.covenantuniversity.edu.ng/bitstream/handle/123456789/211/Oni%20Samuel%20.O..pdf?sequence=1,     Erişim: 16.01.2013.
Tyoden, Sonny Gwanle, ed. Legislators and Legislature: A Guide for Legislators in Nigeria, Kuru: The National Institute Press, 2014.

EKLER




EK 1. 1999, 2003, 2007, 2011 ve 2015 Seçimleri İtibarıyla Ulusal Mecliste Yer 


29 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR


***

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI NİJERYA BÖLÜM 27


KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI NİJERYA  BÖLÜM 27


5.1.2. Olusegun Obasanjo Dönemi (1999-2007)


     1999 yılında, 1979’da sivil yönetime geçişe imkân tanıyan askeri yönetimin başındaki general olan Olusegun Obasanjo, başkan seçilmiştir. Obasanjo döneminde yasama ve yürütme arasındaki krizlere ilişkin pek çok örnek yaşanmıştır. Bunlardan ilki başkan Obasanjo’nun askeri yönetim döneminde yapılan yasal düzenleme ile kurulan Petrol Tröst Fonuna ilişkin olarak bir başkanlık kararnamesi ile mevzuat değişikliği yapması üzerine yaşanmıştır. Bu durum Ulusal Meclis tarafından yasamanın yetki alanının ihlali olarak yorumlanmıştır. Yürütmeyi temsilen adalet bakanı ve yargıyı temsilen başsavcı ise yapılan değişikliğin Anayasa’nın “geçici hükümler” başlığı altındaki 315’inci maddesinde başkana tanınan 1999 öncesi askeri yönetim döneminde çıkarılan yasalarda kararname ile değişiklik yapma yetkisi kapsamında olduğunu belirtmiştir.38 Söz konusu durum askeri yönetim altında yapılan düzenlemelerin ne ölçüde meşru olduğu sorusuyla da ilgili olmakla birlikte Anayasa’daki yetki karmaşasını da ortaya çıkarmıştır.

Bir diğer önemli çatışma, bütçe konusunda yaşanmıştır. Önceki bölümde anlatıldığı üzere Anayasa’ya göre harcamalara yetki vermek Ulusal Meclisin görevidir. Öte yandan Anayasa, bütçe taslağının hazırlanması görevini yürütmeye vermiştir. Uygulamada örneğin 2002 yılında Obasanjo Yönetimi’nin bütçeye ilişkin bazı hususlarda Ulusal Meclisin kabul ettiği metin yerine yürütmenin hazırladığı taslağı esas alması büyük bir kriz yaratmıştır. Kriz, başkanın görevden alınmasına ilişkin sürecin başlatılmasına neden olduysa da söz konusu süreç çoğunlukta olan PDP’nin oyları ile durdurulmuştur.39

Obasanjo Dönemi’n de Ulusal Meclis, özellikle de Senato, işlerini yürütürken başkanın yoğun şekilde etkisinde kalmıştır. Özellikle Senato başkanı seçilirken kimin seçileceği konusunda başkan oldukça etkili olmuştur. Başkan ayrıca kendisi ile uyumlu şekilde çalışmayan Senato başkanlarının değişimi konusunda da etkili olmuştur. Bu sebeple Senato başkanının ortalama görev süresi oldukça düşük kalmıştır. Obasanjo Dönemi’nde sekiz yıl içerisinde beş ayrı Senato başkanı görev yapmıştır. Söz konusu değişikliklerin tümünde de, gizli bir şekilde yürütülse de,başkanın çok büyük etkisi olmuştur.40

2005 yılında Obasanjo Hükümeti, Ulusal Meclise danışmadan tek taraflı olarak petrol vergisi getirmiştir. Anayasa’da vergi koyma yetkisinin açıkça Ulusal Meclise ait olmasına karşın böyle bir uygulamaya gidilmesi Ulusal Meclis ile başkan arasında yeni bir krize neden olmuştur. Süreç, sonunda kamuoyu desteğini de arkasına alan Ulusal Meclis lehine sonuçlanmış ve söz konusu vergi iptal edilmiştir.41

2006 yılında başkan Obasanjo ve başkan yardımcısı Alhaji Atiku Abubakar’ın karşılıklı olarak birbirlerini kamu kaynaklarının şahsi menfaatler için kullanımı ile itham etmesi üzerine her iki isim için de parlamentoda soruşturma süreci işletilmiştir. Senatoda yürütülen soruşturmada başkan suçlu bulunmuştur; ancak, söz konusu kararın başkan yardımcısının manipülasyonu ile alındığı iddiası üzerine yeniden açılan soruşturmada bu kez başkan yardımcısı suçlu bulunmuştur. Başkan yardımcısı hakkında suçlandırma süreci başlatılmak üzereyken başkan yardımcısı görevden ayrılmıştır. Söz konusu durum yasamanın gözetim fonksiyonlarını ne şekilde gerçekleştir(eme)diğine ve yürütmenin güdümüne ne ölçüde girebildiğine ilişkin önemli bir örnek teşkil
etmektedir.42

2007 yılında Nijerya ve Kamerun arasında yaşanan bir uyuşmazlık,
Uluslararası Adalet Mahkemesince Nijerya aleyhine sonuçlandırılmıştır.
Başkan Obasanjo, Mahkemenin kararını doğrudan uygulamaya
koymuştur. Bu durum Ulusal Meclis ile Obasanjo arasında bir başka
krize neden olmuştur. Ulusal Meclis, Uluslararası Adalet Mahkemesinin
kararının parlamento onayı olmadan yürürlüğe konulamayacağını iddia
ederken başkan, Uluslararası Adalet Mahkemesinin yetkisinin parlamento
tarafından kabul edilen uluslararası bir anlaşmaya dayandığını belirterek
yaptığı eylemin Anayasa’ya uygun olduğunu iddia etmiştir.43

Obasanjo Dönemi’nde son olarak bahsedilmesi gereken diğer bir husus
Obasanjo’nun ikinci dört yıllık görev süresinin dolmasının yaklaştığı
dönemde Anayasa’daki başkanlık için öngörülen iki dönem şartının
kaldırılması teşebbüsüdür. Obasanjo’nun kurmaylarının, rüşvet vermek
ve olumlu oy kullanmayacak olanları Yolsuzlukla Mücadele Kurumu
tarafından soruşturulmakla tehdit etmek de dâhil olmak üzere çeşitli
yöntemlerle, Ulusal Meclis üyelerine baskı kurmalarına karşın söz konusu
teşebbüs başarısızlıkla sonuçlanmış ve bu sonuç Nijerya’da demokrasinin
gelişimi açısından zafer olarak yorumlanmıştır.44

Obasanjo Dönemi yasama yürütme ilişkileri açısından topluca
değerlendirilecek olursa bu dönemde Shehu Sagari dönemine kıyasla
yasamanın gücünü bir miktar daha fazla hissettirebildiği ve bazı
durumlarda etkili sonuçlar alabildiği ancak yine de yürütme karşısında
genellikle güçsüz kaldığı yorumunu yapmak yanlış olmayacaktır.
Yasamanın söz konusu güç artışının sebebi olarak Ulusal Meclis üyelerinin
gittikçe deneyim ve uzmanlık kazanması, parlamento idari teşkilatının
parlamento üyelerine verdiği bilgi desteğinin zamanla artması, darbe
korkusunun günden güne azalması ile demokratik siyasete olan güvenin
artması ve çoğunluk partisi olan PDP’nin tüm ülkeyi kapsayan ancak zayıf
bir koalisyona dayanması sebebiyle parti disiplinin görece düşük olması
gösterilmektedir.45 Bununla birlikte yine de Obasanjo’nun PDP içindeki
gücünün oldukça fazla olduğu unutulmamalıdır.46

5.1.3. Umaru Musa Yar’Adua Dönemi (2007-2010)



2007 yılında Yar’Adua’nın başkan olması ile yasama ve yürütme arasındaki
ilişkiler konusunda yeni bir sayfa açılmıştır. Yar’Adua’nın farklı yönetim tarzı Obasanjo’nun hükümetin pek çok kararını bizzat alan müdahaleci  tavrından farklılık göstermiştir.47 Ayrıca Yar’Adua’nın kurduğu hükümette iktidar partisi dışındaki partilerden de az sayıda da olsa bakan ataması ile kısmen ulusal hükümet kurması ilişkilerin yumuşamasına önemli katkıda bulunmuştur.

Bu dönemde, Obasanjo Dönemi’nde Ulusal Meclis tarafından soruşturulamayan Obasanjo Yönetimi’nin bazı uygulamaları da ilgili komisyonlarca mercek altına alınmış ve incelenmiştir.48

Yasama ve yürütme arasındaki en büyük kriz ise 2010 yılında başkan Yar’- Adua’nın sağlık durumu nedeniyle yaşanmıştır. Tedavi nedeniyle geçici süreyle görev yapamayacağını Temsilciler Meclisi ve Senato başkanlarına bildirmesi ve gereği halinde görevini geçici olarak başkan yardımcısına bırakması gereken Yar’Adua’nın Anayasa’da belirlenen bu işlemleri yapmaması ve Anayasa’da bu tür bir durumda ne yapılacağının belirlenmemiş olması, ülkede bir güç boşluğuna
neden olmuştur. Ulusal Meclisin ve yargı kurumlarının uzun süre sorunu çözememesi nedeniyle askeri darbe tehlikesi baş göstermiştir. Sorun,
sonunda Ulusal Meclisin Anayasa’yı -anayasaya aykırı şekilde- başkanın imzası olmaksızın değiştirmesi ve başkan yardımcısı Goodluck Jonathan’ı başkan ilan etmesi ile çözülmüştür. Söz konusu durum literatürde “ihtiyaç doktrini” olarak adlandırılmıştır.49

5.1.4. Goodluck Jonathan Dönemi (2010-2015)

Goodluck Jonathan dönemi yasama ve yürütme ilişkileri açısından yukarıda anlatılan krizle başlamıştır. Sonrasında petrol fiyatlarına ilişkin başkan tarafından yapılan bir düzenleyici işlemin Ulusal Meclis tarafından uygulamaya etkisi olmayan kınama mahiyetindeki bir karar ile karşılanması ve söz konusu kararın başkan tarafından şiddetle eleştirilmesi bir diğer kriz konusu olmuştur.50


Goodluck Jonathan
Umaru Musa Yar’Adua


Başkan Jonathan Dönemi’nde yasama ve yürütme arasındaki bir diğer kriz 2012 bütçesinin uygulanmasına ilişkin eleştirileri dolayısıyla başkanın Ulusal Meclis tarafından görevden alınma tehdidine maruz kalması ile yaşanmıştır. Söz konusu krizin altında yatan gerçek neden ise pek çok parlamento üyesinin seçim bölgesine ilişkin yatırımların 2012 yılı bütçesinde yer almasına karşın başkan tarafından yapılmaması olmuştur.51

Jonathan, 2015 yılında yapılan seçimleri kaybetmiştir. 2015 seçimlerinde önceki üç muhalefet partisinin birleşmesi ile kurulan APC partisinin adayı Muhammadu Buhari Başkan seçilmiştir. Buhari halen bu görevi yürütmektedir.

5.2. Başkanın Diğer Organ ve Kurumlarla İlişkileri

Anayasal organlar arası ilişkiler incelenirken yasama yürütme (Başkan- Ulusal Meclis) ilişkisi dışında incelenebilecek diğer önemli alanlar yasamanın yargı ile ilişkisi, yürütmenin yargı ile ilişkisi, yürütmenin kendi içerisinde sayılabilecek ancak bağımsız olması gereken kurumlarla ilişkisi, yürütmenin yerel yönetimlerle ilişkisi ve son olarak gayri resmi olarak işleyen ancak Nijerya’nın siyasi işleyiş yapısı incelenirken son derece önemli olan başkanın kendi partisi başta olmak üzere siyasi partiler ile ilişkisi konularıdır.

5.2.1. Başkanın Yargı ile İlişkileri

Yürütme yargı ilişkilerine bakıldığında başkanın çok geniş kapsamlı af yetkisi en önemli alan olarak göze çarpmaktadır. Buna göre başkan, Ulusal Meclisin çıkaracağı bir yasa üzerine af ilan edebilmekte ya da herhangi bir yasaya dayanmaksızın cezanın ertelenmesi kararı verebilmekte, cezaları
hafifletebilmekte ya da tümüyle kaldırabilmektedir.

Yürütme yargı ilişkilerinde özellikle Obasanjo Yönetimi’nin yargı ile ilişkisinin son derece sorunlu olduğu yorumu yapılmaktadır.52 Bu dönemde pek çok durumda yargı kararlarına uyulmadığı görülmüştür.53
    Örneğin Oyo Eyaleti Valisinin bakan tarafından görevinden alınması mahkeme kararı ile usulsüz  bulunmasına karşın uzun bir süre söz konusu Vali görevine geri dönememiştir. Bir diğer örnek ise -Yüce Mahkeme tarafından usulsüz bulunmasına karşın- Lagos Eyaletine ilişkin bazı ödeneklerin başkan tarafından serbest bırakılmamasıdır. 2002 yılında başkanın Nijerya Ulusal Petrol Şirketine ilişkin bir kararı da Yüce Mahkemece iptal edilmesine karşın söz konusu iptal yok sayılmıştır.54

Öte yandan Yüce Mahkeme kararlarının başkanın gücünü sınırlayabildiği bazı örneklere rastlamak da mümkündür. 
Örneğin 2006 yılında kendisi ile fikir ayrılığına düşmesi sebebiyle Obasanjo tarafından görevden alınan Başkan Yardımcısı Atiku Abubakar, Yüce Mahkeme kararı sonrasında tekrar göreve dönmüştür.55

5.2.2. Başkanın Bağımsız Kurumlarla İlişkileri

Yürütmenin kendi içerisinde sayılabilecek ancak bağımsız olması gereken kurumlarla ilişkileri açısından Nijerya’da ilişkilerin demokratik bir hukuk devletinde olması gerektiği gibi gittiğini söylemenin güç olduğu yorumu yapılmaktadır. Örneğin, Obasanjo döneminde Ekonomik ve Mali Suçlar Komisyonu ile Bağımsız Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu adı altında iki farklı yolsuzlukla mücadele kurumu, Ulusal İnsan Hakları Kurumu, Genel Denetçi ve Ombudsman kurumları kurulmuş olmasına karşın söz konusu kurumlar yürütmeyi etkili şekilde denetlemekte zayıf kalmıştır. Ayrıca, bağımsız kurumların başkanlarının başkanın isteği doğrultusunda çalışmadığı durumlarda görevden alınmaları söz konusu olmuştur. Nijerya’daki yaygın insan hakları ihlallerini dünya kamuoyunun dikkatine sunan İnsan Hakları Kurumu Başkanı Bukhari Bello bu şekilde “usulsüzce” görevden alınmıştır. Son olarak kağıt üstünde olmasa da uygulamada başkanın şahsına bağlı olarak hareket eden
kurumların yasama organı üyelerini itibarsızlaştırmaya yönelik çalışma
ve açıklamalarda bulunması konunun yasama ve yürütme ilişkilerini
de etkileyen diğer bir boyutudur. Örneğin Ekonomik ve Mali Suçlar
Komisyonu Başkanı Nuhu Ribadu döneminde söz konusu kurum sık sık
çeşitli parlamento üyeleri aleyhinde asılsız ithamlarda bulunmuştur.56

5.2.3. Başkanın Yerel Yönetimlerle İlişkileri

Nijerya’da yürütmenin yerel yönetimlerle ilişkisi yürütmenin gücünü
orantısızca hissettirdiği alanlardan bir diğeri olarak gösterilmektedir.
Başkan, pek çok durumda yetkisini aşarak başta fonların aktarımı olmak
üzere eyalet meselelerine karışmış ve eyalet yönetimleri ile kişisel vesayet
ilişkileri geliştirmiştir. 57

5.2.4. Başkanın Siyasi Partilerle İlişkileri

Özellikle Obasanjo döneminde başkanın baskın rolü siyasi partilerle
ilişkilerinde de gözlemlenmektedir. Obasanjo, kendi partisi olan PDP’nin
yönetiminde oldukça etkin olmuştur. Obasanjo, Partiyi doğrudan şahsına
bağlı olarak işlemesi yönünde düzenlemiş, Partinin herhangi bir reform
girişimine ve parti içi demokrasiye kapalı olmasını sağlamıştır. Bunun en
önemli belirtisi Obasanjo ile birlikte Partinin kurucu kadrosunda yer alan
ve sonrasında Obasanjo’nun bazı kararlarına karşı olan pek çok ismin
Partiden atılması ya da susturulmasıdır. Bu durum ayrıca iktidar partisinin
eyaletler düzeyindeki örgütlenmesinde de yaşanmıştır. Obasanjo ile aynı
fikirde olmayan yerel partililer çoğunlukla haksız yere cezalandırılmıştır.
Obasanjo, Partisinin Senatodaki Grup Başkanını kendisi ile uzlaşmaması
nedeniyle sekiz yıl içerisinde dört kez görevden aldırmıştır. Parti içerisinde yürütmeye bağlılık ve yürütmenin kontrolü baskın bir hal almıştır. Bununla birlikte ülkedeki diğer partilerin de parti içi demokrasi konusunda iktidar partisinden daha iyi konumda olmadığını belirtmek gerekmektedir.58

6. SİYASAL SİSTEM HAKKINDAKİ TARTIŞMALAR

Nijerya’da ülkenin bağımsızlığa kavuştuğu tarihten bugüne değin
pek çok askeri darbe yaşanmıştır. Ülkede siyasi iktidarın değişmesinin
seçimlerle olduğu durumlarda da seçim hileleri nedeniyle seçimlerin
meşruiyeti son derece tartışmalı olmuştur. Yıllar süren baskıcı askeri
rejimin tahripkâr etkisi ülkede demokrasinin gelişimini son derece güç bir
hale getirmiştir. Ülkede demokratik seçimler yapılabilse bile demokratik
kültürün gelişebilmesi için uzun bir zaman gerekmektedir.59

Adejumobi’ye göre Nijerya’da demokrasinin yerleşmesi önündeki
en büyük engel askeri yönetim yerine gelen sivil iktidarın yönteminin
askerlerden neredeyse ayırt edilemeyecek şekilde olmasıdır. Bu bağlamda
Nijerya’da yürütmenin Samuel Huntington’un 1997’de ortaya koyduğu
yeni gelişen demokrasilerin önündeki en büyük engelin devrimciler ya
da asker değil de bizzat seçimlerle gelen iktidar olacağı60 tezini doğrular
nitelikte olduğu savunulmaktadır.61

Cheibub’a göre Nijerya’daki durum da dâhil olmak üzere askeri yönetimlerin başkanlık sistemini daha fazla tercih ettiğini söylemek ya da başkanlık sisteminin askerlerin yönetimi ele geçirmesini kolaylaştırdığını iddia etmek tarihsel örnekler açısından düşünüldüğünde pek mümkün değildir. Dahası Cheibub’a göre Nijerya örneğinde başkanlık sistemi, askeri yönetimden sivil yönetime geçişte askeri yönetim taraftarlarından çok demokrasiye geçiş taraftarlarının savunduğu bir görüştür.62

Nijerya’daki demokratikleşememe sorununun ülkede uygulanan başkanlık sisteminden çok ülkedeki antidemokratik siyasi kültür nedeniyle olduğu öte yandan başkanlık sisteminin ülkenin demokratikleşmesine yönelik herhangi bir olumlu etkisinin de olmadığına ilişkin yorumlar da yapılmaktadır. Falola ve Genova’ya göre Nijerya’da başkanlık sistemine geçilen İkinci Cumhuriyet’in bir askeri darbe ile çökmesi, başkanlık sisteminin bir kusuru olmaktan çok yolsuzlukların ve ekonomik sorunların artması nedeniyle dir.63 Öte yandan Omoweh, Nijerya’da İkinci Cumhuriyet’in çöküşünde parlamentonun etkisizliğinin önemli bir payı olduğunu iddia etmektedir.64 

Fashagba’ya göre hem parlamenter sistemin uygulandığı Birinci Cumhuriyet’in çökmesi hem de başkanlık sisteminin uygulandığı İkinci Cumhuriyet’in çökmesi zayıf parlamento nedeniyledir. Fashagba, İkinci Cumhuriyet’i kuranların başkanlık sistemini tercih etmelerinin ardında yasamayı güçlendirme düşüncesi olduğunu belirtmektedir. Bunun da en temel argümanları Ulusal Meclisin önemli
atamaları onaylama yetkisinin olması ve tüm harcamaların yasama gözetim ve onayından geçmesi olarak sayılmaktadır.65 Fashagba’ya göre Nijerya’nın parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmesinin diğer önemli nedeni, etnik ve dini açıdan parçalı bir siyasi yapıya sahip insanların bir araya gelmesi ile oluşan ve sürekli şekilde dağılma tehlikesi ile karşı karşıya olan ülkenin bir arada tutulmasının ancak güçlü bir başkan sayesinde olabileceği düşüncesidir.66 Bu düşünceden hareketle ülkedeki başkanlık sisteminin etnik ve dini açıdan parçalı siyasi yapının bir arada tutulmasını amaçladığı iddia edilmektedir.

Adejumobi’ye göre Nijerya’daki siyasi sistemi karakterize eden temel
unsurlar şaibeli ve güvenilirliği olmayan seçimler, demokratik kurallara
saygısı ve bağlılığı olmayan siyasi elitler, toplumda derin bölünmeler
ve çatışmalar ile muhalefete yeterli alanın bırakılmıyor oluşudur.
Adejumobi; özellikle Obasanjo yönetiminin tüm kararların tek merkezden
alındığı, gücü sürekli şekilde elinde toplayan, gerek yasal gerek yasa dışı
yollarla muhalefetin ve aykırı seslerin acımasızca bastırıldığı yatay ve
dikey hesap verebilirliğin neredeyse hiç olmadığı bir yönetim olduğunu
belirtmektedir. Adejumobi, yürütmenin kendisini sınırlayabilecek hiçbir
anayasal organı dikkate almamayı seçtiği ve süreçlerin sonucunda da
çoğunlukla yürütmenin kararlarının geçerli olduğu yorumunu yapmakta
ve bunu bazen yasal gibi gözüken yollarla yapılırken bazen de yasa dışına
çıkılarak gerçekleştirildiğini belirtmektedir. Adejumobi bu karamsar
tabloyu çizmesine karşın -her şeye rağmen- yasama ve yargının zaman
zaman, yürütmeden bağımsız hareket etme girişimlerinin ülkedeki
demokratik gelişim açısından olumlu olduğunu belirtmektedir.67
Fashagba, Nijerya’da Ulusal Meclisin başkan ile olan uyuşmazlıklarının
büyük ölçüde kamu kaynaklarının düzgün kullanımına ilişkin olduğunu
tespit etmiştir.68 Fashagba, söz konusu uyuşmazlıkların ve daha spesifik
olarak bazı durumlarda komisyonlar aracılığıyla ilgili ve sorumluların
dinlenmesi (hearing) usulüyle çeşitli rüşvet ve yolsuzlukların üzerine
gidilmesinin kamuoyu oluşumu açısından etkili olan ve zaman zaman
sorumluların istifasını getiren önemli bir parlamenter denetim faaliyeti
olduğunu belirtmektedir. Fashagba, yaptığı araştırma neticesinde bu
kategoride değerlendirilebilecek dinleme (hearing) sayısının yasama
dönemi başına ortalama iki olduğunu tespit etmiştir.69 Lewis’e göre
de Dördüncü Cumhuriyet Ulusal Meclisi, tüm eksikliklerine rağmen
Nijerya’daki daha önceki demokrasi denemelerine kıyasla yasaların
yazımına etki etme, hükümeti denetleme ve diğer anayasal organlar
karşısında bir denge oluşturma konularında daha aktif ve başarılı
olmuştur.70 Bununla birlikte Fashagba -Adejumobi’yle paralel şekilde-
Nijerya’nın özellikle asker kökenli Başkan Obasanjo döneminde oldukça
otoriter bir şekilde yönetildiğini, önceki bölümde de anlatıldığı üzere
Senato başkanlarının başkan ile iyi geçinmeme halinde başkanın
kontrolünde olan senatörlerce görevden alınması, başkanın Temsilciler
Meclisi başkanının seçiminde de zaman zaman etkili olması ve diğer pek
çok durumda da başkanın yasama üyelerini etkisi altına alması sebepleriyle
yasamanın yürütme karşısında güçsüz kaldığını belirtmektedir.71

Pek çok akademisyen Nijerya sisteminde yasamanın yürütme karşısında olması gerekenden daha güçsüz olduğu üzerinde birleşmektedir. Öte yandan bunun nedeni hakkındaki görüşler başkanlık sisteminden daha farklı unsurları adres olarak göstermektedir. Örneğin Schraeder’e göre Nijerya’da organlar arasındaki dengesizliğin nedenini İngiliz sömürge valisinin dönemin yasama organı ile ilişkilerindeki hiyerarşik konumunda aramak gerekmektedir.72 Okoosi ve Simbine’ye göre ise yasamanın güçsüzlüğünün en önemli nedeni sürekli askeri
darbelerle sekteye uğrayan parlamentonun kurumsal kültür geliştirmesi
güçleşirken yürütme aygıtının tersine güçlenmesidir.73

Cranenburgh’un Nijerya dâhil 30 Afrika ülkesindeki siyasi sistemi
incelediği bir çalışmaya göre Afrika’daki siyasi liderlerin ne kadar güçlü
oldukları hususunda sistemin başkanlık ya da parlamenter sistem
olması belirleyici faktör olmaktan uzaktır.74 Buna göre ülkedeki sistemin parlamenter sistem olması halinde de başkanlık sistemindekiyle aynı
derecede aşırı güçlü başbakanlar var olabileceği söylenebilir.


28 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,



**