26 Ağustos 2018 Pazar

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI NİJERYA BÖLÜM 28

KARŞILAŞTIRMALI HÜKUMET SİSTEMLERİ, BAŞKANLIK SİSTEMİ, ARAŞTIRMA HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI NİJERYA  BÖLÜM 28



7. SONUÇ

Anayasa’da devlet başkanının Meclisi feshedebileceğine dair bir düzenlemenin mevcut olmaması, yürütme erkinin sadece devlet başkanından oluşması ve devlet başkanının başbakan ve ilgili bakanların karşı imzaları olmaksızın tek başına kararlar alabilmesi nedeniyle Nijerya’daki sistem başkanlık sistemi’dir.

Nijerya 1999’dan günümüze kesintisiz şekilde sivillerce yönetilmiştir. Bu durum ülke tarihindeki en uzun süreli sivil yönetimdir. Bu özelliği ile Nijerya çok genç bir demokrasi olarak görülmek durumundadır. Ayrıca ülkede yaygın iç karışıklıklar, militarist siyasi kültür, derin yoksulluk ve yolsuzluk bulunmaktadır. Bu sebeplerle ülkede başkanlık sisteminin olumlu ya da olumsuz etkilerinin anlaşılması oldukça güçtür; zira, ülkedeki aksaklıkların pek çoğu, sistemin başkanlık sistemi olmasından bağımsız şekilde mevcuttur. Bununla birlikte yine de Nijerya’daki başkanlık sistemi konusunda bazı sonuçlara ulaşmak mümkündür.

Nijerya’da kolonyal dönem, etnik parçalanmışlık ve askeri darbelerin etkilediği siyasal kültür nedeniyle yürütmenin yasama ve yargı karşısında olması gerektiğinden çok daha öte bir konumda olduğu söylenebilir. Öte yandan temel fren ve denge unsurlarından başkanın güçleştirici veto yetkisinin zaman zaman kullanılıyor olması yasamanın yürütmenin tam bir tahakkümü altında olmadığının bir göstergesidir. Zira başkanın mutlak kontrolü altında olan bir parlamentoda başkanın veto yetkisini kullanmasına neden olacak bir yasama faaliyetinin en baştan yapılması -normal şartlar altında- mümkün olamaz. Ayrıca Ulusal Meclisin veto kullanılan bazı yasaları nitelikli çoğunlukla kabul ederek yasalaştırdığı örneklerin de bulunması başkanın parlamentoya hâkimiyetinin yine de zaman zaman sınırlandırılabilir olduğunu teyit etmektedir. Yine Senatonun
atama yetkisini kullanırken zaman zaman başkanın atamalarını tartışma konusu yapması ve kabul etmeme gibi bir durum olmamasına karşın en azından geciktirmesi başkanın hâkimiyeti nin sınırlanabilirliği açısından bir diğer önemli örnek olarak gösterilebilir.

Nijerya’da başkanlık sisteminin etkilerine ilişkin ulaşılabilecek bir diğer sonuç da başkanlık sisteminin bir unsuru olan kuvvetlerin sert ayrılığının sistemin işleyişine ilişkin bazı olumlu sonuçlar doğurmasıdır.

Buna göre başkanın parlamentoda çoğunlukta olan partiden olmasına karşın parlamentonun başkanın politikaları dışına çıkabildiği görülmektedir. Ülkede ortalama her iki yılda bir yürütmeye ilişkin bir yolsuzluk skandalının parlamento tarafından gündeme taşınması bunun bir göstergesidir. Yine kamu harcamalarının denetimi konusunda parlamentonun göstermelik faaliyetlerin ötesinde etkili olduğu yorumunu yapmak yanlış olmayacaktır.

Nijerya, yasama üyeleri de dâhil olmak üzere ülkenin yönetici kesimi arasında yolsuzluğun ve kişisel çıkar peşinde koşmanın oldukça yaygın olduğu bir ülkedir. Başkanlar demokratik bir ülkede olması gerektiğinden çok daha güçlü ve müdahalecidir. Yasama üyeleri tüm ulusun ya da kendisine oy verenlerin çıkarlarını savunmaktan çok kendi çıkarlarını gözetmektedir. Ülkedeki seçimler oldukça şaibelidir. Ancak bunların hiçbiri doğrudan başkanlık sisteminin bir kusuru olarak nitelendirilmemektedir, zira parlamenter sistemlerde de benzeri sorunlar yaşanabilmektedir. Tüm sorunlarına rağmen ülkedeki başkanlık sistemi, demokrasinin siyasi aktörlerin barışçıl şekilde değişmesi, yasamanın yürütmeyi
-kısmen de olsa- denetleyebilmesi, zaman zaman aksaklıklar yaşansa da hukukun üstünlüğü gibi alanlarda olumlu gelişmelerin sağlanmasında etkili olmuştur. Nijerya örneğinde, ülkenin parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmesinin kötü sonuçlara yol açtığı düşünülmediği gibi başkanlık sisteminden yarı-başkanlık ya da parlamenter sisteme geçmesinin daha iyi sonuçları olacağına ilişkin herhangi bir kuvvetli argüman  da bulunmamaktadır.


SONSÖZ

Mehmet Solak* 

Murat Bilgin**
* Yasama Uzmanı, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü, e-posta: mehmet.solak@tbmm.gov.tr.
** Yasama Uzmanı, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü, e-posta: muratbilgin@tbmm.gov.tr.


    Başkanlık sistemi, genel kabul gören tanımıyla, halk tarafından sabit
bir süre için seçilen başkanın hem yürütme organının hem de devletin
başı olarak görev yaptığı; yasama ve yürütme organlarının birbirinin görevine
son veremediği hükümet sistemidir. İlk defa ABD’nin uyguladığı ve
günümüze kadar başarıyla sürdürdüğü bu sistemi, Latin Amerika ülkeleri
başta olmak üzere Asya ve Afrika’da çeşitli ülkeler benimsemiştir.
Başkanlık sistemi demokratik düzenin iyi işlemesi açısından yürütmenin
iki başlı olduğu diğer hükümet sistemleriyle karşılaştırılarak çeşitli
avantaj ve dezavantajlarıyla birlikte değerlendirilmektedir. Yürütmenin
sabit/katı görev süresi, bir taraftan istikrarlı yönetimin formülü olarak
öne çıkarılırken diğer taraftan yasama ve yürütme arasında kilitlenme ve
kriz nedeni olarak gösterilebilmektedir. Bu çerçevede başkanlık sisteminin
diğer sistemler gibi güçlü ve zayıf yönleri bulunmaktadır. Bunlardan
hangisinin öne çıkacağını ise her ülkenin kendi siyasal, sosyal ve ekonomik
koşulları belirlemektedir.

ABD, Arjantin, Azerbaycan, Brezilya ve Nijerya’da başkanlık sisteminin
incelendiği çalışmamızda başkanlık sisteminin temel unsurları olan yürütme
gücünün tamamen başkanın kontrolünde olması, başkanın ve parlamentonun
ayrı ayrı halk tarafından seçilmesi, yasama ve yürütme organlarının
görev sürelerinin sabit olması ile yasama ve yürütme organlarının
birbirinin varlığına son verebilecek hukuki araçlara sahip olmaması
durumlarının büyük oranda tüm ülkelerde geçerli olduğu görülmektedir.
Başkanlık sistemi çalışması çerçevesinde kuvvetler arasındaki dengeler
açısından önemli olan; başkanın ve parlamentonun seçim sistemleri,
parlamentoların yapısı, başkanın üst üste ya da toplamda görev yapabileceği
dönem sayısının sınırlı olması, başkanın yasama sürecini başlatabilmesi,
çıkarılan kanunların başkan tarafından veto edilebilmesi ile vetonun
aşılabilmesi, başkanlık kararnamesi, başkanın suçlandırılması süreci
ile yargı bağımsızlığı ve yargının sistem içerisindeki rolü gibi hususların
ise ülkeden ülkeye farklılıklar gösterebildiği görülmektedir.
İncelenen ülkeler başkanlık seçimlerinde uygulanan seçim sistemleri açısından
ele alındığında, başkanlık sisteminin temel unsurlarından olan başkanın
parlamento tarafından değil de doğrudan halk tarafından seçilmesi
şartının tüm ülkelerde geçerli olduğu görülmektedir. Bu durumun tek istisnası
ABD’de görülmektedir. ABD’de seçmenlerin doğrudan başkanı değil de
başkanı seçecek olan delegeleri seçmesi nedeniyle söz konusu seçim doğru dan değil, dolaylıdır. 
Bununla birlikte delegelerin hangi aday için seçilmişlerse o adaya oy vermek zorunda olması uygulamada ABD’deki seçimleri diğer başkanlık sistemlerinden çok da farklı kılmamaktadır. ABD’deki bir diğer farklı durum da başkanlık seçiminde hiçbir adayın delegelerin yarısından bir fazlasının oyunu alamadığı durumda ikinci tur seçimlerin yapılması yerine, Temsilciler Meclisinin başkanı seçmesidir.

Arjantin, Azerbaycan, Brezilya ve Nijerya’da başkanlık seçimi doğrudan
halkın oylarıyla yapılmaktadır; ancak seçim sistemleri arasında bazı
farklılıklar bulunmaktadır. Arjantin’de birinci turda en çok oy alan aday
%40-45 arası oy almışsa ve ikinci sıradakiyle arasında 10 puan fark varsa
ya da %45’ten fazla oy almışsa ikinci tura gerek kalmaksızın doğrudan
başkan seçilmektedir. Diğer hallerde ise en çok oy alan iki aday arasında
ikinci tur seçimleri yapılmaktadır. Azerbaycan ve Brezilya’da başkanın
doğrudan halk tarafından seçildiği pek çok ülkede olduğu gibi seçmenlerin
yarısından fazlasının oyunu alan aday başkan seçilmektedir. İlk turda
gerekli oyun alınamaması halinde en çok oyu alan iki aday arasında ikinci
tur seçimler yapılmakta ve başkan belirlenmektedir. Nijerya’da başkanlık
seçimlerinde tarihsel nedenlerle tüm ülkede destek sahibi olmak daha
önemli bir kriter olarak ortaya konulmuştur. Buna göre seçimlerde en çok
oyu alan aday başkan seçilmektedir; ancak adayın aynı zamanda tüm eyaletlerin
en az üçte ikisinde oyların en az dörtte birini almış olması gerekmektedir.
Bu koşulun sağlanamaması halinde en çok oyu alan adayla en çok eyalette oyların çoğunluğunu alan aday arasında ikinci tur; koşulun yine sağlanamaması halinde ise üçüncü tur seçimleri yapılmaktadır. Bu seçimde en çok oyu alan aday, eyaletlerin en az üçte ikisinde en az dörtte bir oy alma şartı aranmaksızın başkan seçilmektedir.
İncelenen ülkelerin tümünde başkanın parti üyeliği ve partisi ile ilişkileri
başkan seçiminden sonra da devam etmektedir. ABD, Arjantin, Brezilya
ve Nijerya’da başkanlar partilerinin genel başkanı olmamakla birlikte
önemli birer parti önderi konumundadır. Azerbaycan’da ise başkan aynı
zamanda partisinin de genel başkanıdır.

Başkanın seçim dönemine bakıldığında beş ülkenin dördünde başkan
dört yıllığına ve bir başkan yardımcısı ile birlikte seçilmekte, başkan ve
başkan yardımcısı göreve başlarken yemin etmekte ve başkanın süresi dolmadan görevden ayrılması halinde görev süresinin sonuna kadar başkan
yardımcısı görevi devralmaktadır. Azerbaycan’da ise başkan beş yılda bir
seçilmekte ve başkan yardımcısı bulunmamaktadır. Başkan görevden ayrıldığında başkanlık görevini seçimlere kadar başbakan sürdürmektedir. ABD,
Brezilya ve Nijerya’da bir kişi en çok iki dönem başkanlık yapabilmektedir.
Arjantin’de üst üste iki dönemden fazla başkanlık yapamama şartı vardır;
ancak bir dönem ara verildiğinde yeniden başkan olmak mümkündür. Azerbaycan’da ise üst üste iki dönemden fazla başkanlık yapamama sınırı, 2009 yılında yapılan  Anayasa değişikliği ile kaldırılmıştır ve mevcut durumda herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır.

Parlamentoların yapısı açısından her ülkenin oldukça farklı olduğu tespiti
yapılabilir. ABD, Arjantin, Brezilya ve Nijerya’da parlamento çift meclisli
iken Azerbaycan’da tek meclislidir. Temsilciler Meclisi üye sayıları ABD’de
435, Arjantin’de 257, Brezilya’da 513, Nijerya’da ise 360’tır. Senato üye sayıları
ise ABD’de 100, Arjantin’de 72, Brezilya’da 81, Nijerya’da ise 109’dur.
Azerbaycan Milli Meclisi ise 125 milletvekilinden oluşmaktadır. ABD, Azerbaycan
ve Nijerya’da meclislerin toplam üye sayısı sabitken Arjantin ve Brezilya’da
değişebilmektedir. Temsilciler Meclisi seçimleri ABD’de iki yılda bir,
Brezilya ve Nijerya’da ise dört yılda bir yapılmaktadır. Arjantin’de Temsilciler
Meclisi seçimleri iki yılda bir yapılmakla birlikte milletvekillerinin görev
süresi dört yıldır. Senato seçimleri ABD ve Arjantin’de iki yılda bir yapılmakta;
ancak, senatörler altı yıl görev yapmaktadır. Brezilya ve Nijerya’da
senato seçimleri dört yılda bir yapılmaktadır. Brezilya’da bir seçimde Senatonun
üçte biri değişirken diğer seçimde üçte ikisi değişmektedir. Azerbaycan
Milli Meclisinde seçimler beş yılda bir yapılmaktadır.
Ülkeler parlamento seçimlerinde uygulanan seçim sistemleri açısından
ele alındığında Temsilciler Meclisinin ABD ve Nijerya’da dar bölge basit
çoğunluk sistemiyle, Arjantin ve Brezilya’da her eyaletin bir seçim bölgesi
sayılarak liste usulü nispi temsil sistemiyle seçildiği görülmektedir. Senato
seçimleri ise ABD ve Nijerya’da her eyalet için basit çoğunluk sistemiyle,
Arjantin’de bir eyalette oyların çoğunluğunu alan partinin o eyaletin iki
senatörünü çıkarması, en çok oyu alan ikinci partinin ise üçüncü senatörü
çıkarması usulü ile Brezilya’da ise blok oy sistemiyle yapılmaktadır. Azerbaycan
Milli Meclisi üyeleri çoğunluk seçim sistemine göre seçilmektedir.
Seçimlerin özgür ve adil olması açısından ABD, Arjantin ve Brezilya’da büyük
sorunlar yaşanmazken Azerbaycan ve Nijerya’da seçimler şaibe iddiaları
ile geçmektedir.

Yasama ve yürütme ilişkileri açısından başkanın kanun teklifinde bulunabilmesi,
başkanın kanunları veto yetkisi, başkanlık kararnameleri ve başkanın parlamento tarafından suçlandırılması (impeachment) konuları önemlidir.

Söz konusu ülkeler başkanın kanun teklifinde bulunabilmesi açısından
incelendiğinde Brezilya, Arjantin ve Azerbaycan’da devlet başkanının kanun
teklifinde bulunma yetkisinin olduğu görülmektedir. ABD’de başkanın
kanun teklifinde bulunma yetkisi yoktur. Nijerya’da da başkanın bütçe
kanunu dışında kanun teklifinde bulunma yetkisi yoktur. Bununla birlikte
başkan uygulamada -dolaylı da olsa- parlamento üyeleri aracılığıyla parlamentoya teklif sunmaktadır. Azerbaycan’da Başkanın Milli Meclise sunmuş
olduğu kanun teklifi üzerinde Başkanın rızası olmadan Milli Meclisin değişiklik
yapma yetkisi yoktur. Brezilya’da silahlı kuvvetlerin insan gücünün
belirlenmesi, ülkenin kamu personelinin statüleri, bakanlıkların ve diğer kamu kuruluşlarının  kurulması gibi önemli hususlar yalnızca başkanın kanun teklifinde bulunabileceği alanlar  olarak belirlenmiştir.

İncelenen ülkelerde başkanın kanunları veto yetkilerine bakıldığında
çalışma konusu ülkelerin tümünde başkanın veto yetkisinin bulunduğu
görülmektedir. ABD’de başkanların iki tip veto hakkı vardır. Birincisi normal
vetodur. Bu vetonun aşılması için her iki meclisin üçte iki çoğunluğu
gerekmektedir. Bir diğeri cep vetosudur. Cep vetosu, aşılması mümkün olmadığı
için mutlak veto niteliği göstermektedir. Başkanlar veto yetkilerini
günümüze dek 2564 kez kullanmıştır. Bunların 1066 tanesi cep vetosu,
1498’i normal vetodur.

Arjantin’de de başkanın tam veto yetkisi bulunmaktadır. Ayrıca kanunun
bütünlüğünün bozulmaması kaydıyla kısmi veto da mümkündür.
Vetonun meclisler tarafından aşılabilmesi için her iki meclisin üçte ikilik
çoğunluğunun sağlanması gerekmektedir. Demokrasiye geçişin sağlandığı
1983’ten 2007’ye kadarki 24 yıllık sürede Arjantin Kongresi 3258 kanun
çıkarmış, bunlardan 362’si başkan tarafından veto edilmiş, Kongre, bunlardan
42’sinde başkanın vetosunu aşarak kanunu çıkarmıştır. 1983-2007 arasında Kongre, tamamı veto edilen kanunların %20’sini aşma girişiminde bulunmuş, %14’ünde başarılı olmuştur.

Azerbaycan’da başkanın veto yetkisi bulunmaktadır. 125 üyeli Milli
Meclisin vetoyu aşması için 83 oy çokluğu ile kabul ettiği kanunları 95 oy
çokluğu ile; 63 oy çokluğu ile kabul ettiği kanunları ise 83 oy çokluğu ile
kabul etmesi gerekmektedir. Başkanın anayasa değişiklikleri konusundaki
vetoları ise mutlak veto niteliğindedir.

Brezilya’da tam veto ve kısmi veto olmak üzere iki veto türü bulunmaktadır.
Tam vetoda kanunun tamamı veto edilmekteyken kısmi vetoda
kanunun belli maddeleri veto edilmektedir. Veto, Kongrenin salt çoğunluğunun
gizli oyuyla aşılabilmektedir. Tam veto daha sık kullanılmaktadır.
Bununla birlikte kısmi veto, başkana daha esnek davranabileceği bir alan
sağlamaktadır. 1988-2013 döneminde toplam 1.091 tam ve kısmi veto
kullanılmıştır. 1988 Anayasası ile vetonun aşılması nispeten kolaylaştırılmış
olmasına rağmen Kongre bu yetkisini çok da sık kullanmamaktadır.
Bu da üyelerin çoğunluğunun birlikte hareket etme maliyetine katlanmak
yerine statükonun sürmesine itiraz etmedikleri şeklinde açıklanmakta ve
vetoyu güçlü bir araç haline getirmektedir.

Nijerya’da da başkanın veto yetkisi bulunmaktadır. Başkan, veto yetkisini
kullandığında vetonun aşılabilmesi için Ulusal Meclisin her iki kanadının
üçte iki oyu gerekmektedir. Nijerya’da veto yetkisi başkan tarafından
zaman zaman kullanılmaktadır.

Başkanların kararname yetkileri açısından farklı uygulamalar görülmektedir.
ABD’de aslında mevzuatta başkanın kararname çıkarabileceğine dair
bir hüküm yoktur; ancak uygulamada başkanlar yürütme kararnamesi (executive order)  çıkarabilmektedir. Yürütme kararnameleri 18’inci yüzyıl sonlarında ortaya çıkmıştır. Başkanlar, Anayasa’nın 2’nci maddesiyle tüm yürütme yetkisinin kendilerine verildiği gerekçesiyle federal yürütme kurumlarını
bağlayıcı emirler verebilmektedir. Bu yetkinin dayanağına dair belirsizliğin
olması, bu kararnameleri tartışmalı hâle getirse de, zaman içerisinde bu kararnamelerin yaygınlaştığı ve normalleştiğini söylemek mümkündür.

Arjantin’de başkan ancak kanunların öngörülen olağan şekilde yapılmasının
mümkün olmadığı olağanüstü ve acil hallerde kararname çıkarabilmektedir.
Bununla birlikte olağanüstü ve acil hal kriterleri anayasaca tanımlanmadığı için bu kriterlerin içi başkanlarca doldurulmakta ve bazı başkanların (Carlos Menem, Eduardo Duhade, Nestor Kirchner gibi) bu yetkiyi sıklıkla kullandığı görülmekte dir. Yürütmenin sıkça kararname yetkisini kullanması, Kongrenin kanun yapma işlevini zayıflatmış ve parlamento ile hükümet arasında güven kaybına yol açmış; bununla birlikte Kongre buna karşı bir direnç gösterme yoluna gitmemiştir.

Azerbaycan’da başkan tarafından çıkarılan kararnameler “ferman” ve
“serencam” olarak adlandırılmaktadır. Fermanlar ya mevcut bir kanuna
dayanarak kanunun nasıl uygulanacağını gösterir ya da hiçbir kanuna dayanmaz
kendisi hukuksal kaynak niteliğinde olur. Kanun hükmünde olan
fermanların yürürlüğe girebilmesi için Milli Meclis tarafından onaylanması
gerekir. Serencam ise genellikle kişileri göreve tayin etmek, görevden
almak veya ödüllendirmek için Başkan tarafından başvurulan hukuki işlem
türüdür.

Brezilya’da kural olarak “önemli ve acil” durumlarda başvurulabilecek
olan başkanlık kararnameleri sistem içerisinde oldukça önemli bir yetki
olarak ortaya çıkmaktadır. Başkan, bu kararnameler vasıtasıyla yasama
organı üzerindeki gücünü ve etkinliğini artırmaktadır. 2001 Anayasa değişiklikleriyle bazı konularda kararname çıkarılması yasaklanmış olsa da kararname yetkisi sık sık  kullanılmakta olan bir yetkidir. Kararname yetkisi, Kongrenin onayı şart olsa da hemen  yürürlüğe girmesi sebebiyle uygulamada başkana geçici bir süre için yasama yetkisi vermektedir. 

Ayrıca bu yetkiyle Başkan Kongrenin gündemine de hâkim olmaktadır.
Nijerya’da kural olarak başkanın kanun hükmünde kararname çıkarma
yetkisi yoktur. Ancak bu durumun istisnası 1999 öncesi askeri yönetim
döneminde çıkarılan kanunlarda değişiklik yapılmasıdır. Başkan, böylesi
değişiklikleri bir kararname ile yapabilmektedir.

Çalışma kapsamındaki ülkeler başkanın suçlandırma (impeachment)
yöntemi ile görevden alınması açısından incelendiğinde beş ülkeden
üçünde (ABD, Brezilya, Arjantin) Temsilciler Meclisinin suçlandırma sürecini
başlattığı, Senatonun ise yargılamada bulunduğu görülmektedir. Nijerya’da
suçlandırmayı ve yargılamayı meclisin her iki kanadı kurdukları
ortak bir komisyon vasıtasıyla yapmaktadırlar. Azerbaycan’da ise Anayasa
Mahkemesi suçlamakta, Yüksek Mahkeme görüş bildirmekte, Milli Meclis ise bunu oylamaktadır.

Suçlandırma nedenleri açısından bakıldığında ABD’de vatana ihanet,
rüşvet, diğer ağır suçlar ve görevi kötüye kullanmak, Brezilya’da anayasaca
tanımlanan iktidarın kötüye kullanılması (malversation) suçu, Arjantin’de
görevi suistimal etme veya cezayı gerektiren bir suç, Nijerya’da görevi kötüye kullanma, Azerbaycan’da ise ağır suç işlenmesinin suçlandırmaya neden olabilecek suçlar olarak tanımlandığı görülmektedir.
Başkanlar dışında ABD’de başkan yardımcısı ve Birleşik Devletler’in
bütün sivil yetkilileri; Brezilya’da başkan yardımcısı ve bakanlar; Arjantin’de
başkan yardımcısı, başbakan, bakanlar ve Yüksek Mahkeme üyeleri;
Nijerya’da ise başkan yardımcısı hakkında suçlandırma işlemleri başlatılabilmektedir.
Suçlandırma işlemlerinin başlatılması için gereken çoğunluk; ABD’de
Temsilciler Meclisinin basit çoğunluğu, Brezilya ve Arjantin’de Temsilciler
Meclisinin üçte iki çoğunluğu, Nijerya’da Parlamentonun her iki kanadının
üçte bir çoğunluğudur. Azerbaycan’da suçlandırma işlemi için Anayasa
Mahkemesinin girişimi gereklidir.

Suçlandırma uygulamalarına bakıldığında şunlar söylenebilir: ABD’de iki
başkan suçlandırılmış (Andrew Johnson (1968), William J. Clinton (1999));
ancak, yargılanma sonucunda suçsuz bulunmuş, bir başkan (Nixon) suçlandırma
süreci tamamlanmadan önce görevinden istifa etmiştir. Brezilya’da
bir başkan (Fernando Collor de Mello (1992)) yargılanmaya başladığında
suçlu bulunacağını düşündüğü için istifa etmiştir. Nijerya’da suçlandırma
süreci birden çok defa başlatılmış; ancak görevden alma süreci her defasında
başkanın ve başkan yardımcısının da üyesi olduğu ve Ulusal Mecliste
çoğunluğu oluşturan partinin oyları ile durdurulmuştur. Yalnız bir örnekte,
2006 yılında, Başkan Yardımcısı Alhaji Atiku Abubakar, hakkında suçlandırma
süreci başlatılmak üzereyken görevinden ayrılmıştır. Azerbaycan’da ise
şimdiye kadar suçlandırma işlemi uygulanmamıştır.
Yargının sistem içindeki konumu da sistemin işleyişi açısından önemlidir.
Fren ve denge mekanizmasının düzgün bir şekilde işlemesi için gerekli
hususlardan birisi de yargının yasama ve yürütmeden bağımsızlığıdır.
Yargının sistem içindeki yeri ülkeler açısından genel olarak ele alındığında
aşağıdaki tablo ortaya çıkmaktadır:

ABD’de yargı bağımsızlığı için sağlanan güvenceler iyi bir şekilde işlemektedir.
Ayrıca, yargı anlaşmazlıkların çözümünde etkili bir mekanizmadır ve Federal Yüce Mahkeme verdiği kararlar ile sistemin işleyişinde karşılaşılan sorunların aşılmasında ya da belirsizliklerin giderilmesinde rol oynamıştır. Yüce Mahkemenin başkanın gücünü sınırladığı örnekler yargının başkan karşısındaki bağımsızlığını göstermektedir.

Arjantin’de yargı genel olarak bağımsız olmakla birlikte ciddi sorunlara sahiptir. Yargı kurumsal olarak zayıftır. Federal yargının tepesinde Yüksek Mahkeme özellikle başkanın çıkardığı kanun hükmünde kararnamelerin anayasaya uygunluğunun denetlenmesinde kritik kararlar verebilmektedir.
Ancak bu kuruma yapılan siyasi müdahalelerin sıklığı yargı istikrarını ve bağımsızlığını zedelemektedir. Arjantin, bu haliyle yürütmenin yargıyı etkileme kapasitesinin en yüksek olduğu Latin Amerika ülkelerinden birisidir.

Brezilya’da güçler ayrılığı çerçevesinde yargı erki bağımsızdır. Sistemin genel işleyişi açısından en kilit noktada Federal Yüce Mahkeme bulunmaktadır. 1988 Anayasası ile yargı erkinin kendi bütçesini belirlemesi ve alt düzey yargıçları üst mahkeme yargıçlarının belirlemesinin öngörülmüş olması da yürütmenin yargı üzerindeki etkisini azaltmaya ve yargı bağımsızlığını sağlamaya yönelik önlemlerdir. Uygulamada görülen örnekler, anayasada tanımlanmış olan yargı bağımsızlığının sağlandığını göstermektedir.

Nijerya’da yargı bağımsızlığı konusunda olumsuz örnekler fazla olmakla birlikte Federal Yüce Mahkeme kararlarının başkanın gücünü sınırlayabildiği
bazı örneklere rastlamak mümkündür.

Azerbaycan’da Anayasa’da yargıçların bağımsızlıkları ve dokunulmazlıklarına ilişkin hükümler olmasına rağmen, yargıçların atanmasına ilişkin prosedür yargı bağımsızlığının sağlanmasını engelleyici niteliktedir.
Ayrıca, Anayasa’nın 95’inci maddesinde Cumhuriyet Başsavcısının görevden alınmasını başkan, Milli Meclisten talep edebilmektedir. Hâkimlerin atanması ve görevden alınması konusunda yürütmenin yetkisi, yargı bağımsızlığını ve hâkim güvencesini olumsuz şekilde etkilemektedir.

Çalışmamız kapsamında incelenen ülkeler hakkında son bir genel değerlendirme yapmak gerekirse; başkanlık sisteminin en bilinen örneği olan ABD’de, sert kuvvetler ayrılığı olmasına karşın fren ve denge mekanizmalarının düzgün çalışmasıyla ve demokratik siyasal kültürün etkisi ile zaman zaman bazı problemler çıksa da sistemin genel olarak iyi işlediği, organlar arasında uyum ve işbirliğinin yeterli ölçüde sağlandığı ve başkanın otoriterleşmesinin yeterli ölçüde önlendiği görülmektedir.

Arjantin hükümet sisteminin, başkanlık sistemine özelliğini veren genel nitelikleri taşımakla birlikte başkanlık sisteminin diğer önemli unsurlarından önemli ölçüde sapma gösterdiği görülmektedir. Başkan, hükümete başkanlık etmektedir; ancak başkana bağlı olarak görev yapan bir başbakan da bulunmaktadır. Başbakan, bakanlardan farklı olarak, meclise karşı sorumludur. Ayrıca başbakan yasama sürecini başlatabilmektedir.

Arjantin’de her ne kadar, başkanın siyasi gücünü dengelemek amacıyla başbakanlık kurumu güçlendirilmiş, bakanlara karşı imza yetkisi verilmiş
ve başbakana başkanın özellikle idari yetkilerinden bazıları aktarılmışsa da başkanın tek başına atayıp görevden alabildiği bu kurum, başkanın
siyasi otoritesi karşısında bir varlık gösterememiştir. Arjantin’in, genel özellikleri itibarıyla başkanın yasama ve yargı karşısında aşırı güçlü olduğu
bir örnek olduğu tespitini yapmak yanlış olmayacaktır.

Azerbaycan’da, Arjantin’e benzer şekilde başkana bağlı olarak görev yapan başbakan bulunmaktadır. Başbakanın atanmasında parlamentoya atamayı onaylama yetkisi verilmiştir ancak başkan, parlamentonun onaylamayı reddetmesi durumunda dahi başbakanı atama yetkisine sahiptir.

Başbakan ve bakanların görevden alınmasında Meclisin onayına gerek yoktur. Söz konusu ilginç durum da ülkedeki hükümet sistemini tipik başkanlık
sisteminden oldukça farklı kılmaktadır. Azerbaycan, başkanın aşırı güçlü olmasının da ötesinde “yarı- otoriter rejim” ya da “sultanistik yarı-otoriter
rejim” olarak sınıflandırılmaktadır. Parlamentonun başkan karşısındaki gücünün yok denecek kadar az olduğu görülmektedir. Başkanlık sisteminin sert kuvvetler ayrılığı ile bağdaşmayacak şekilde başkanın yasama sürecini başlatabilmesi, başkanın sunmuş olduğu kanun teklifi üzerinde başkanın rızası olmadan parlamentonun değişiklik yapma yetkisinin dahi olmaması, başkanın anayasa değişikliği teklifinde bulunabilmesi ve anayasa değişiklikleri üzerinde parlamentonun nitelikli çoğunluğu ile dahi aşılamayacak şekilde mutlak veto yetkisi olması, ülkedeki sistemi tipik bir başkanlık sistemi olmaktan oldukça uzaklaştırmaktadır.

Brezilya, incelenen ülkeler içerisinde ABD ile birlikte başkanlık sisteminin iyi bir şekilde işlediği diğer örnek ülke olarak nitelendirilebilir.
Brezilya’da 1988 Anayasasıyla getirilen sistem, özellikle son 15-20 yılda, yasama, yürütme ve yargı organlarının uyumlu bir şekilde çalıştığı bir örnek
olarak karşımıza çıkmaktadır. Brezilya’da ABD’den farklı olarak yasama süreci, yürütme tarafından başlatılabilmektedir. Ayrıca ülkedeki seçim sistemi nedeniyle, parlamentoya giren etkili parti sayısının fazla olması ve genellikle hiçbir partinin parlamentoda çoğunluğu sağlayamaması, başkanı kabinesini oluştururken tek taraflı davranmak yerine parlamentodaki siyasi partilerden oluşan bir koalisyon kurmaya teşvik etmektedir. Yargı bağımsızlığının sağlanmış olması, parlamentonun nispeten güçlü olması, yasama ve yürütmenin karşılıklı bağımlılık ilişkileri başkanın gücünün etkin bir şekilde frenlenmesine imkân tanımaktadır.

Nijerya, genel özellikleri itibarıyla başkanlık sisteminin tipik özelliklerini büyük ölçüde barındırmakla birlikte ülkedeki demokratik siyasal kültürün gelişmemiş olması nedeniyle uygulamada başkanlık sisteminin temel özelliği olan yasama ve yürütme ayrılığının yeterince sağlanamadığı bir ülkedir.
Başkanın yasama sürecini başlatma yetkisi bulunmamasına karşın, uygulamada, başkanın yasama içerisinden kendine yakın parlamenterler ile ilişkilerini kullanarak fiili olarak yasama sürecini başlattığı ve şekillendirdiği görülmektedir. Ülkede yargı bağımsızlığının ve hukukun üstünlüğünün de yeterince geliştiğini söylemek mümkün değildir.


KAYNAKÇA 

Ameh, John. “Reps May Soon Drop Impeachment Threat –Investigation.” Punch, 04.07.2012.
Adejumobi, Said. Governance And Politics in Post-Military Nigeria, New York: Palgrave Macmillan Publications, 2010.
Ajaero, Chris “Paralysis”, Newswatch, 23.01.2012
Aiyede, Remi E. “Executive-Legislature Relations in Nigeria’s Emerging Presidential Democracy,” UNILAG Journal of Politics, Cilt 2, Sayı 1 (2005), s. 65-87.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP). “Human Development Report 2013”, 
    http://hdr.undp.org/sites/default/files/reports/14/hdr2013_en_complete.pdf,     Erişim:16.05.2014.
Cheibub, Jose Antonio, Presidentialism, Parliamentarism and Democracy, New York: Cambridge University Press, 2007.
CIA. “The World Factbook”, 
    https://www.cia.gov/library/publications/the-worldfactbook/geos/ni.html,    Erişim: 28.11.2015
Cranenburgh, Oda van. “ ‘Big Men’ Rule: Presidential Power, Regime Type and Democracy in 30 African Countries,” Democratization, Cilt 15, 
    Sayı 5 (2008), s. 952-973.
Dakolo, Dianam. ‘The Siege is Over—Let the Bench say “Hurray”’, Daily Independent, 31.05.2007.
Ekwowusi, Sonnie. “Executive Lawlessness Vs Rule of Law,” allafrica İnternet Sitesi,
http://allafrica.com/stories/200607190163.html, Erişim:23.05.2014.
Falola, Toyin ve Ann Genova. Historical Dictionary of Nigeria, Plymouth: The Scarecrow Press Inc., 2009.
Falola ,Toyin ve Matthew M. Heaton. A History of Nigeria, New York: Cambridge University Press, 2008.
Fashagba, Joseph Olayinka. “Legislative Oversight under the Nigerian Presidential System,” The Journal of Legislative Studies, Cilt 15, Sayı 4 (Aralık 2009), 
   s. 439- 459
Freedom House, “Freedom in the World 2016”, 
     https://freedomhouse.org/report/freedom-world/2016/nigeria,    Erişim:28.11.2016.
IPU. “NIGERIA House of Representatives Last Elections”, 
http://www.ipu.org/parline-e/reports/2363_E.htm,    Erişim: 29.11.2016.
Lewis, M. Peter. Nigeria Country Report, Cape Town: University of Cape Town Centre
for Social Science Report, 2011.
Lewis, M. Peter, “Rules and Rents: Legislative Politics in Nigeria,” American
Political Science Association 2010 Annual Meeting Başlıklı Konferansta Yapılan
Konuşma, Washington DC: 2010.
Nijerya Federal Cumhuriyeti. “History of Nigeria: The Evolution of Nigeria, 1849-1960”,
http://www.nigeria.gov.ng/index.php/2012-10-29-11-05-46/history-ofnigeria,   Erişim: 29.12.2013.
Nijerya Hukuk Merkezi, “Constitution of the Federal Republic of Nigeria 1999,”
http://www.nigeria-law.org/ConstitutionOfTheFederalRepublicOfNigeria.htm,    Erişim:18.12.2013.
Nwauche, Enyinna, “Nigeria Inroductory Notes”, Rivers State University of Science and Technology, Nijerya,
http://www.icla.up.ac.za/images/country_reports/nigeria_country_report.pdf,     Erişim: 11.09.2014.
Okoosi-Simbine, A. T. “Understanding the Role of the Legislature in the Fourth Republic: The Case of Oyo State House of Assembly,” Nigeria Journal of
    Legislative Affairs, Cilt 3, Sayı 1 (2010), s.1-27.
Omoweh, D. A. “The Parliament and the Crisis of Democratization in Nigeria”, Legislature in Africa’s Democratic Transition Başlıklı Konferansta Yapılan
Konuşma, Dakar: CODESRIA Democratic Institute, Ağustos-Eylül 2006.
Philips, Douglas A. Modern World Nations: Nigeria, Philadelphia: Chelsea House Publishers, 2004.
Roskin, Michael G., Çağdaş Devlet Sistemleri, Çev.Bahattin Seçilmişoğlu, Ankara: Adres Yayınları, 2009.
Samuel, Oni. “Legislature-Executive Relations in the Presidential System: A Study of Lagos and Ogun States, Nigeria, 1999-2011”, 
     Yayınlanmamış Doktora Tezi, Lagos Üniversitesi, 2013, 
     http://dspace.covenantuniversity.edu.ng/bitstream/handle/123456789/211/Oni%20Samuel%20.O..pdf?sequence=1,     Erişim: 16.01.2013.
Tyoden, Sonny Gwanle, ed. Legislators and Legislature: A Guide for Legislators in Nigeria, Kuru: The National Institute Press, 2014.

EKLER




EK 1. 1999, 2003, 2007, 2011 ve 2015 Seçimleri İtibarıyla Ulusal Mecliste Yer 


29 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder