TARİH EĞİTİMİ MAKALELERİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TARİH EĞİTİMİ MAKALELERİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ekim 2017 Cumartesi

Cumhuriyet Dönemi Liselerde İlkçağ TARİH EĞİTİMİ MAKALELERİ BÖLÜM 2




Cumhuriyet Dönemi Liselerde İlkçağ TARİH EĞİTİMİ MAKALELERİ BÖLÜM 2


TARİH I’de Eti, Frikya ve Lidyalıların başarılarından ve çeşitli alanlardaki önderliklerinden bahsedilmiş, diğer uygarlıkların nasıl bunlardan etkilendikleri ayrıntılı sayılabilecek biçimde gösterilmiştir. Tarih 9’da Hattiler, Hititler ayrı başlıklar altında alınmışken TARİH I’de Etiler’in Hitit ve benzeri adlarla anılan “Hata Türkleri” olduğu bilgisi verilmiştir. Lise 1 Tarih’te ise Hititler Eski ve 
Yeni Hitit Krallıkları olarak ele alınmış, Hititlerin kültürel hayatı ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. 

TARİH I’de Etilerin dilinin Elamlıca, Sümerce gibi Türkçe asıllı olduğu anlatılmıştır (s. 128). Bu cümlelerle Etilerin Türk olduğu ve Anadolu’ya uygarlığı getirdikleri ispatlanmaya çalışılmış, Türk Tarih Tezine uygun olarak davranılmıştır. Tarih 9’da ise Hattilerin Anadolu’nun ilk yerli halkı olduğu, Hititler’i etkilediği, en önemli eserlerinin Çorum ili sınırlarındaki Alacahöyük’te yer aldığı, günümüze gelen altın taç, kolye, bilezik gibi süs eşyaları ve kapların kazılar sonucu elde edildiği bilgisi verilmiştir. Lise 1 Tarih ve Tarih 9’da Hattilerin ya da Hititlerin Türk soylu olduklarına ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmemiştir. 

Tarih 9’da Eskiçağ Anadolu uygarlıkları içinde en yüksek ve gelişmiş toplumun İyonyalılar olduğu, İyonya kültürünün Avrupa kültürünün özünü oluşturduğu, önemli bilim insanlarından ve İyon alfabesinden kısaca bahsedilmişken, TARİH I’de Anadolu uygarlıkları içinde değil de Ege Havzası başlığı altında işlenmiştir (s. 181, 186-187). İyonyalılarla ilgili olarak da Türk kökenli olduğu şöyle 
vurgulanmıştır: 

İyon kelimesi İyedir. Türkçe sahip, efendi demektir. Bu kelimenin Ege (Eke), Aka kelimeleriyle ilişkisi vardır ve aynı anlamda kullanılır. İyon bugünkü lehçemizde Yunan olmuştur. İyonya denilen Batı Anadolu’nun bir kısmında Eti, Minos ve Miken medeniyeti varisi olan Türkler 8. asra doğru yeni bir medeniyet kurdular. Bu medeniyete İyon medeniyeti adı verildi (s. 199-200). 

Bu yaklaşıma, Fransızca ders kitabında yer alan “Türkler medeniyet yaratama yan barbar kavimlerdir” iddiasına karşılık, Batılı tarih yazarlarının uygarlığın başlangıç yeri olarak Yunanı görmeleri sebebiyle yer verildiği düşünülebilir. Böylece aslında Türklerin medeniyetin mimarları olduğu, s.106’da da geçen “Ege havzasının asıl halkı(nın) Türk olması…” cümlesiyle ifade edilmiştir. 

İyonlar, Lise 1 Tarih ders kitabında da Tarih I ders kitabındaki gibi Anadolu uygarlıkları içerisinde yer bulmamıştır. 

Friglerle ilgili olarak Lise 1 Tarih kitabında Hitit Devleti’ni ortadan kaldırdıkları, Urartu Devleti ile birleşip Asur akınlarını önlemeye çalıştıkları, dillerinin Hint Avrupa grubundan oldukları, Tarih 9’da ise Orta ve Güneydoğu Anadolu’ya egemen oldukları, tarıma ve hayvancılığa verdikleri önem nedeniyle hayvan öldürenlere ölüm cezası verildiği ve her üç kitapta da Kibele Tanrıçasından 
bahsedilmiştir. TARİH I’de ise “Frigya’nın en eski sakinleri Etilerle beraber gelmiş olan Türk kabileleridir” (s. 137) cümlesiyle Friglerin de Türk olduğu iddia edilerek Türk Tarih Tezine uygun olarak Frigler daha ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Örneğin inanış biçimlerine ilişkin de şu bilgiye yer verilmiştir: 

“Kadın Allahların en büyüğü ana ilaheye Nana adı veriliyordu. Buna bazı alanlarda Ma veya Kibel adı da veriliyordu.” (s.139). Ayrıca Nana ile ilgili olarak “Türkçe ana veya büyükana demek olan nine kelimesini hatırlatır. Anadolu’da nine kelimesini (nene) şeklinde telaffuz ederler.” (s.139) şeklinde yer alan cümlelerle de Güneş Dil Teorisine uygun olarak uygarlıkların kullandığı dillerin temelinin de Türkçe kelimeler olduğu ispatlanmaya çalışılmıştır. 

Lidyalılarla ilgili olarak ise Tarih 9’da Gediz ve Küçük Menderes arasında kalan bölgenin Lidya olarak adlandırıldığı, Lise 1 Tarih ve Tarih 9’da da en parlak dönemini Krezüs zamanında yaşadığı, Persler tarafından son verildiği bilgisinden sonra tarihte ilk kez madeni parayı kullanan devlet olduğu bilgisine yer verilmiştir. TARİH I’de ise “Litler (Lidyalılar) tarihlerinin şafağında Atalar adını taşıyan sülalenin idaresi altında bulunuyorlardı. Bu Atalar Trakya’dan geçip sonraları Frikya’ya yerleşmiş olan Türk Trak kabilelerindendir” (s.141) cümleleriyle yine Lidyalıların da aslında Türk olduğu bilgisi verilmiştir. 

Her üç kitap içerik bilgisi bakımından karşılaştırıldığında görülmektedir ki TARİH I ve Lise 1 Tarih ders kitapları çok detaylı bilgiler içermektedir. Bu bilgilerin de en önemli kısmı Etiler veya Hititler hakkındadır. Bunda Erciyas’ın (2005) da belirttiği gibi dönemin arkeolojik kazılarının Hitit ve Yunan mirası etrafında yoğunlaşmasının ve bunun Türk geçmişi ortaya çıkarmada ve Türkiye’yi modern bir Avrupalı ulus olarak sunmada önemli bir rol oynayacağının düşünülmesinin etkili olduğu söylenebilir (Ergin, 2010: 38). 

2. Her Üç Kitabın Görseller Açısından Karşılaştırılması 
Her üç kitapta yer alan görsellerle ilgili olan Tablo 2 aşağıda gösterilmiştir: 



Tablo 2: Her Üç Kitaptaki Görsellerin Türleri ve Sayıları 


Her üç kitabı görseller açısından inceleyecek olursak TARİH I’de Anadolu Uygarlıkları başlığı altında kullanılan fotoğraf (resim olarak belirtilmiştir) sayısı 16’dır. Fotoğraflar ilgili numaralar parantez içinde verilmiş olup kitabın son bölümündeki Resimler başlığı altında yer almıştır. Bunlardan resim 89, 91, 92 ilgili konuyu açıklayıcı ya da destekleyici değildir. Belki TARİH I’deki görsellerin kitabın arka sayfasında verilmesi öğretimsel bir dezavantaj olarak değerlendirilebilir. Lise 1 Tarih ders kitabında ise toplam 5 adet fotoğrafa yer verilmiş olup fotoğraflar Frig ve Hititler’den kalma sanatsal eserleri 
tanıtan fotoğraflardır. Hitit tanrısı heykeli, vazosu ile Friglerden kalma Arslankaya anıtı, Frig bronz ve boyalı kap fotoğraflarıdır. Tarih 9’da ise Hattiler’den günümüze kalan sanat eserlerinin, Kadeş Antlaşması ile ilgili tabletin, Hitit tanrıçasının, Güneş Kursunun, İzmir Celcus Kütüphanesi’nin, Van Kalesi’nin, Kibele Tanrıçası’nın ve Hipokampos’un yer aldığı 8 fotoğraf kullanılmıştır. TARİH I’de 4 tane harita kullanılırken, Lise 1 Tarih ders kitabında 1 tane harita ve Tarih 9’da ise 2 harita kullanılmıştır. TARİH I’de yer alan ve Frikya Devleti’ni gösteren haritada yer alan sınırlar Tarih 9’da yer alan Frikya haritasından çok daha geniştir. 1. kitaptaki harita çok daha ayrıntılıdır ve diğer haritada olduğu gibi hangi zaman dilimini gösterdiği bilgisine yer verilmemiştir. Tarih 9’da yer alan haritada ise zaman aralığı belirtilmiştir. TARİH I’deki 3. harita ise sadece Lidya ile ilgili bir başlığa sahip olmayıp “Mısır, Babil, Asur, Met ve Lidyalıların Hükümet Sınırları” başlığı altında sunulmuştur. Lise 1 Tarih ders kitabında da diğer kitaplardaki gibi hangi zaman Arallığına ait olduğu bilgisi yer verilmezken Tarih I ders kitabında olduğu gibi Urartular hakkında bilgiye yer verilmezken haritada Urartu medeniyetine yer verilmiştir. Ayrıca diğer kitaplardan farklı olarak haritada Diyarbakır, Malatya, Uşak şehirlerine yer verilmiştir. 

3. Her Üç Kitabın Etkinlikler ve Dipnotlar Açısından Karşılaştırılması 

Lise 1 Tarih ders kitabında hiçbir dipnota yer verilmezken TARİH I’de 4 cümle içerisinde geçen kelimeyi açıklamaya yönelik dipnota yer verilmiştir. Tarih 9’da ise 5 dipnot kaynak bilgisini içermektedir. Tarih 9’da yer alan bu dipnotların, yapılandırmacı yaklaşıma uygun olarak öğrencinin öğrendiği bilgiyi sorgulamasını, başka kaynaklar kullanmasını, sadece ders kitabına bağlı 
kalmamasını amaçladığı söylenebilir. 

TARİH I ve Lise 1 Tarih ders kitaplarında hiçbir öğretim etkinliğine rastlanmaz iken, Tarih 9’da 3 öğretim etkinliğine yer verilmiştir. Hititlerde İnsan Hakları, İyonya’da Bilim ve Lidyalı’lardan kalma bir sanat eserinin nasıl ele geçirildiğini anlatan bir etkinliğe yer verilmiştir. Bunun dışında 2 ayrı “bilgi hazinesi” adı altında bazı önemli kısa bilgiler verilmiştir. 

4. Her Üç Kitabın Sorular ve Düzeyleri Açısından Karşılaştırılması 

TARİH I’de sorulara yer verilmezken Lise 1 tarih ders kitabında konu sonunda Soular başlığı altında 4 tanesi analiz, 6 tanesi bilgi düzeyinde olmak üzere 10 adet soru yer almaktadır Ayrıca 1 soru içerisinde birden fazla bilgiyi ölçmeyi amaçlayan sorulara yer verilmiş. Tarih 9’da ise konuya başlamadan önce Hazırlık Çalışmaları başlığı altında birincisi analiz, ikincisi kavrama, üçüncüsü  değerlendirme  düzeyinde olmak üzere 3 soruya yer verilmiştir. Ayrıca Tarih 9’da etkinliklerde yer alan sorular dışında toplam 7 soru yer almaktadır. Bu sorulardan 2 tanesi bilgi, 2 tanesi analiz, 2 tanesi kavrama ve 1 tanesi de uygulama düzeyinde sorulardır. 

Tartışma, Sonuç ve Öneriler 

Türk Tarih Tezinde kadim dönemlerden beri Türklerin laik bir kimliğe sahip olduğu iddia edilmiş ve Selçuklu-Osmanlı geçmişi yerine uzak Asya geçmişi merkeze alınmıştır. Türk Tarih Tezi ve Güneş dil Teorisi ile Türklerin uygarlığın yaratıcısı olduğu ve göçler yoluyla bu uygarlığı tüm dünyaya yaydığı, Batı uygarlığını aslında Türklerin kurduğu ve dolayısıyla aslında hedeflenen muasır uygarlığın eskiden beri bir mensubu olduğu iddia edilmiştir. Özellikle Yunan ve Ermenilerin hak iddialarına karşı Anadolu’nun neolitik çağlardan beri Türk olduğu; başta Eti olmak üzere, İyon ve Lidya uygarlıklarına atıf yapılarak savunulmuş ve kadim zamanlardan beri varolan Türklüğün tarihsel sürekliliği vurgulanmaya çalışılmıştır (Yıldırım ve Şimşek, 2015:327). Ayrıca Hititleri, Yunanlıları Küçük Asya’da ırksal ve coğrafi öneme sahip tek büyük güç olarak görüp yurdumuzda bulunan tarihi eserlerin “Eti, Firikya, Lidya, Roma, Bizans, Selçuk, Osmanlı ne ad verilmiş olursa olsun hepsinin Türk eseri olduğu söylenmiştir (Ergin, 2010: 24-40). Bütün bunların yeni Türkiye’nin toprak bütünlüğünü sağlamlaştırma girişimlerinin birer uzantısı olduğu görülmektedir. Diğer yandan laik bir toplum için laik geçmiş tasarımı çerçevesinde Müslüman ve özellikle Osmanlı’dan soyutlanmış bir kimlik yaratmak için Türklerin Orta Asya köklerini övmek, Anadolu’da kadim atalar bulmak, Hititleri Türklerin atası saymak yeterli değildi, Hititler’e de Türk atalar bulmak ve bu ataların Hitit uygarlığı gelişmeden önceki bir çağda batıya göç ettiklerini varsaymak gerekiyordu (Copeaux, 2006:50, 51). 

Türk Tarih Tezi, Batılıların Türkler hakkında sahip oldukları önyargı ve yanlış kanaatlerine cevap vermeyi, ayrıca yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı’nın bir devamı olarak algılanmasının önüne geçmeyi amaçlamıştır. Bunun arkasında yatan asıl sebebin ise Türk toplumuna yeni bir ruh vermeye çalışan Cumhuriyet idealizmi olduğu söylenebilir (Şimşek, 2012: 5,6). Çünkü Türk Tarih Tezinin Batı’ya yönelik taşıdığı cevap ile özellikle Avrupa kökenli tarih görüşlerinin çeşitli iddialarına karşı ulusun eğitiminde bir araç olarak kullanılması,  bu teze neden ihtiyaç duyulduğunun ipuçlarını verir. 

1970’li yıllardan itibaren Türkçü ve milliyetçi söylemin ağırlıkta olduğu bir dönem yaşanmıştır. Bu söylem zamanla İslam ile birleştirilmiş ve Türk-İslam Sentezi dönemi başlamıştır ve bu dönemde 

Kemalizm ders kitaplarında daha da güçlenmiştir (Keskin, 2012:111). Bu da aslında Kemalist eğitim ders kitaplarında olduğu gibi Lise 1 Tarih ders kitaplarında da en fazla bilginin Anadolu uygarlıkları üzerinde yoğunlaşmasının sebebinin kanıtı olarak gösterilebilir. 

Kaynakça 

Alkan, M. Ö. (2011). “II. meşrutiyette resmi ideoloji, resmi tarih ve eğitim”, Türkiye’de Tarih Yazımı, Ed. V. Engin & A. Şimşek, İstanbul: Yeditepe Yayınları. 
Alaslan, F. & Şimşek A. (2014). “Milliyetçi tarihten milli tarihe, çatışmacı eğitimden barışçı eğitime doğru Türkiye’de tarih ders kitapları”, Akademik Bakış Dergisi, Sayı:40, 
Alkan, N. “Tarihin çağlara ayrılmasında “üç”lü sistem ve “Avrupa merkezci” tarih kurgusu”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2, (9). 
Copeaux, E. (2006).Tarih ders kitaplarında (1931–1993)Türk tarih tezinden Türk İslam sentezine, İstanbul: İletişim Yayınları, 1. Baskı. 
Çalen, M. K. (2013). II. Meşrutiyet döneminde Türk tarih düşüncesi, İstanbul: Ötüken Neşriyat. 
Çapa, M. (2002). “Cumhuriyetin ilk yıllarında tarih öğretimi”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 29–30, 
Demir, Gökhan Yavuz, (2010). “Türk tarih tezi ile Türk dil tezinin kavşağında güneş-dil teorisi”, Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, (11). 
Demircioğlu, İ. H. (2006). “Avrupa birliği ülkeleri ve Türkiye’de tarih öğretiminin genel amaçlarının karşılaştırmalı bir değerlendirmesi ”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 12, (2). 
Dinç, E. (2011). “Eski ve yeni ortaöğretim tarih programının amaç ve içerik özelliklerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi ”, Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 11, (4). 
Ergin, N. (2010). Cumhuriyet döneminde geçmişe bakış açıları: klasik ve Bizans dönemleri, İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları, 2. Baskı. 
Kafesoğlu, İ.& Deliorman, A. (1977). Lise 1 Tarih, Ankara: M.E. Basımevi, 
Önder, B. (2014). Ortaöğretim tarih 9 ders kitabı, Ankara: Aydan Yayıncılık. 
Özer, S. (1999). “Atatürk ve Türk tarihi”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, XV, ( 44). 
Şimşek, A. (2007). “Türkiye’de tarih eğitiminin ulusallığı ve Avrupa merkezcilik”, TSA Dergisi, (1). 
Şimşek, A. (2012). “Türk Tarih Tezi Üzerine Bir Değerlendirme”, Türkiye Günlüğü Dergisi, (111), 
Şimşek, A. (2013). “Geçen yüzyılda Türkiye’de tarih dersleri”, Avrasya'da Türk Dili ve Tarihi Eğitimi 
Uluslararası Sempozyumu, 15-18 Haziran 2013, İstanbul: Marmara Üniversitesi 
Toprak, Z. (2012). “Antropolojik Dilbilim, Dil Devrimi ve Sadri Maksudi”, Toplumsal Tarih, (219), 38-49. 
Türk Tarih Tetkik Cemiyeti ______________, (2014).Tarih I kemalist eğitimin tarih dersleri (1931-1941), İstanbul: Kaynak Yayınları, 6. Baskı, 
Usta, Nazlı, (2011). “Türkiye’de tarih öğretiminin sorunlarına bir örnek Kemal Kara’nın “inkılâp tarihi ve Atatürkçülük” ders kitabında iç ve dış düşman algısı ”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari 
Bilimler Fakültesi Dergisi, (37). 
Yıldırım, A. & Şimşek, H. (2006). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri, Ankara: Seçkin Yayınları, 5. Baskı. 
Yıldırım, T. & Şimşek, A. (2015). “Erken cumhuriyet dönemi ders kitaplarında din anlatısı”, Eğitim ve Bilim Dergisi, 40, (179). 

9. Sınıf tarih ders programı, Çevrimiçi: http://ogm.meb.gov.tr/belgeler/tarih9.pdf 
15.10.2016 


 ***

Cumhuriyet Dönemi Liselerde İlkçağ TARİH EĞİTİMİ MAKALELERİ BÖLÜM 1


Cumhuriyet Dönemi Liselerde İlkçağ TARİH EĞİTİMİ MAKALELERİ BÖLÜM 1


Cumhuriyet Dönemi Liselerde “İlkçağ Anadolu Uygarlıkları” Konusundaki 
TARİH EĞİTİMİ MAKALELERİ



Değişim: Üç Kitap Üzerinden Bir Karşılaştırma
TARİH EĞİTİMİ MAKALELERİ
Ahmet ŞİMŞEK 
İstanbul Üniversitesi, ahmet.simsek@istanbul.edu.tr 

Ayşe TAŞKIN 
TARİH EĞİTİMİ MAKALELERİ
Abant İzzet Baysal Üniversitesi, aysetaskinfas@hotmail.com 


Özet 

Bu çalışmada 1931, 1977 yıllarında ve günümüzde liselerde öğretilen İlkçağ Uygarlıkları konusundaki değişim ve bu değişimin nedenleri incelenmiştir. Bunun için ilk basımı 1931’de yapılmış ve 1941 yılına kadar liselerde okutulan 4 ciltlik tarih kitapları, 1977 yılına ait lise 1 Tarih ders kitabı ve 2014’te MEB tarafından ücretsiz dağıtılarak 9. sınıflarda okutulan ders kitabında yer alan İlkçağ Anadolu 
Uygarlıkları konusu karşılaştırılmıştır. Çalışmada doküman analizi kullanılarak veri toplanmıştır. Her üç kitapta yer alan metinler, görseller, etkinlikler, dipnotlar ve sorular açısından değerlendirilmiştir. 

Çalışma sonucunda Kemalist eğitimin ders kitaplarının ve 1977 yılına ait ders kitabının da Türk Tarih Tezinin ve Türk İslam Sentezinin amacına uygun olarak Anadolu uygarlıklarının üzerinde daha vurgulu durduğu görülmüştür. Özellikle de Eti (Hitit) Uygarlığına diğer uygarlıklardan daha fazla yer verildiği, buna karşılık İyonya’yı Anadolu uygarlığı içerisinde değil de Ege medeniyetleri içerisinde işlediği tespit edilmiştir. Urartu medeniyetine ise ne Anadolu uygarlıkları ne de diğer uygarlıklar başlığı altında yer verilmezken sadece Lidyalılar ile ilgili harita üzerinde Urartu ismine yer verilmiştir. Günümüz kitapları ise yapılandırmacı yaklaşıma uygun olarak öğrencilere daha çok bilgi aktarmaya yönelik olmaktan ziyade düşünmeyi artırmayı amaçlayan etkinliklerle zenginleştirilmeye 
çalışılmıştır. Ancak Anadolu uygarlıklarına ayrılan sayfa sayısı Cumhuriyetin erken dönemlerine göre oldukça azalmıştır. Buna karşın her üç kitapta da en fazla bilginin paylaşıldığı uygarlık Hititler olmuştur. 


Giriş 

Tarih, geçmişten toplum olarak önemli bulduğumuz bazı kişi, olay ve gelişmeleri merkeze alarak bunları çeşitli kavramsallaştırmalarla yazılan, bu bağlamda geçmişin bilgisiyle bugünün ve geleceğin biçimlendirilmesine katkı sağlayan çalışma alanıdır. Yazının icadıyla başlatılan bu disiplin, kayıt altına alınan çok uzun bir zamanı konu olarak çalışır. İnsanlık tarihinin bir bütün halinde ele alınması, araştırılması ve anlaşılması zor olduğundan, bu uzun ve kesintisiz süreç, çağlara ve dönemlere ayrılmıştır (Alkan: 2009: 44). Tarih çağları olarak bu adlandırma çerçevesinde İlkçağ, Orta Çağ, Yeni Çağ ve Yakın Çağ belirlenmiştir. Tarihi çağlara ayırırken, evrensel etkileri olduğuna inanılan olaylar göz önünde bulundurulmuştur. Tarihyazımına ilişkin bu sınıflama ile hem araştırma ve hem de öğretim süreçleri düzenlenmiştir. Bu çağlardan biri de Antikite olarak da bilinen Eskiçağdır. 

Tarih Öğretiminde Eskiçağ 

Türkiye’de modern tarih eğitimi Osmanlı devletinin son zamanları olarak tanımlanan II. Meşrutiyet sıralarına rastlar (Şimşek, 2013). II. Meşrutiyetle birlikte Tarihi Umumi (Dünya Tarihi) dersleri varlığını devam ettirse de genel olarak millet merkezli bir tarih eğitimi önemsenmiştir. Bunda “Balkan Faciası” sonucunda Türklüğe yapılan vurgu da etkili olmuştur (Alkan, 2011: 158). Buna karşın Tarihi Umumi ders kitaplarındaki Fransız etkisi fazlasıyla hissedilmeye devam etmiştir (Toprak, 2012: 240). Türkiye’de Tarihi Umumi dersleriyle Eskiçağ konuları da öğretimde yer bulmuştur. Mizancı Murat, Ahmet Refik, Ahmet Muhtar gibi tarihçiler, insanlığın ilerlediği fikrinden hareketle tarihin ilk zamanlardan itibaren evrensel çapta işlenmesi gerektiğini düşünüyorlardı (Çalen, 2013, 37-39). Bu durum Türkiye’de tarih öğretiminde Eskiçağ konusunun yerini güçlendirmiştir. 

Cumhuriyetin kurulması ve yapılan inkılâplarla sürdürülen modernleşme ve millileşme çabaları tarih derslerini de derinden etkilemiştir. Özellikle 1930’lu yıllarda tarih ve dil çalışmalarına ağırlık veren Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları, modern bir ulus yaratma çabası yanında, Anadolu topraklarının Türk olduğu fikrini geçmişten elde edilecek en eski kanıtlarla ispatlamaya çalışmışlar dır (Demir, 2010:387; Özer,1999). Bu amaçla Türk Tarih Tetkik Cemiyeti kurulmuş, hemen sonrasında Afet Hanım ile Mehmet Tevfik, Hasan Cemil, Sadri Maksudi, Şemseddin, Vasıf ve Yusuf Ziya beylerden “Türk Tarihinin Ana Hatları” adlı bir eseri telif ve tercüme yoluyla kısa zamanda yazmalarını istemiştir. Yoğun bir çalışmadan sonra heyet mensupları, altı yüz sayfa tutan bir eseri ortaya koymuşlar ve bu eser devlet matbaasında bastırılmıştır. 

Kitabın önsözünde söyle denmiştir: “Şimdiye kadar memleketimizde neşrolunan tarih kitaplarının çoğunda ve onlara mehaz olan Fransızca tarih kitaplarında Türklerin dünya tarihindeki rolleri şuurlu ve şuursuz olarak küçültülmüştür. Türklerin kendini tanımasında, benliğini inkişaf ettirmesinde zararlı olmuştur” (Çapa, 2002: 49). 1930 sonunda yayımlanan ve sadece 100 adet basılan bu kitap neredeyse sadece tarihöncesi ve Antik tarihe yöneliktir. Tarih tezlerinin temelini oluşturan ikinci bölüm Orta Asya’daki anayurt kavramını, buradan başlayan göçlerle Türklerin nasıl dünyanın geri kalanını uygarlaştırdıklarını 
anlatmaktadır. Kitap, Neolitik ve Antikçağlar’da ilerlemenin evrensel mayasını oluşturan brakisefal Türklerin göçlerinin ve yola çıktıkları Anayurtlarının tarihidir (Copeaux, 2006:60,61). 

Türk Tarih Tezi 

Atatürk, ümmet anlayışından ulus anlayışına geçen Türk milletinin yaşadığı topraklardaki tarihini ve geçmiş kültürleri iyi bilmesi gerektiğine inanıyordu (Ergin, 2010:169-171). Bu sebepten geçmişi araştıracak tarih ve o dönemin bilim paradigmasına çok uygun düşen ve yıldızı parlayan arkeolojiye büyük bir görev verilmiştir. Dönemin ulus devletlerinin arkeolojiyi desteklemesinin sebebi, elde edilen en eski bulgularla ulus tarihlerini yazarak bir anlamda meşrulaşma ları dır. Arkeoloji ve milliyetçilik birbirini güçlendirdikçe arkeolojinin daha önceki evrimsel kültürel gelişime verdiği ağırlığın yerini bugünkü halklarla prehistorik halklar arasında etnik bağlantılar kurma ısrarı almıştır (Ergin, 2010:24). 

Cumhuriyetin kuruluş döneminde bir çeşit ulus inşa etme çalışması, milleti bir arada tutmak için ortak bir tarih ve dile politikası benimsenmiştir. Bu durum kendini dil ve tarih kongrelerinde göstermiştir (Usta, 2011:166,167). Bu dönemde ortaya çıkan Türk Tarih Tezini desteklemek amacıyla Güneş Dil Teorisi ortaya atıldı. Mademki Türkler uygarlıklarını Asya, Avrupa ve hatta Amerika’ya 
kadar yaymışlardı, öyleyse Türk dili de insanlık tarihinde arz ettiği önem açısından büyük bir ciddiyetle incelenmeliydi (Demir, 2010: 392). Güneş Dil Teorisi sonrasında dilbilim antropolojiyle kenetlendi ve dil, tarih ve antropoloji aynı çatı altında karşılaştırmalı bir biçimde çalışılır oldu (Toprak, 2012: 24). Türk ırkının dilini ve kültürünü bugüne kadar muhafaza etmiş büyük bir millet 
olduğu belirtilip bu yöndeki çalışmalar ders kitaplarına yansıtılmıştır. Bu teze bağlı olarak yazılmış TARİH I-II-III-IV ders kitaplarının gerek içerik, gerekse baskı, cilt, resim, harita ve içerik itibariyle öncekilerden çok farklı olduğu söylenebilir (Çapa, 2002: 49). 

Osmanlı’da olduğu gibi Cumhuriyetin tarihçileri de tarihi ilkçağdan itibaren başlatarak günümüze doğru getirme yaklaşımını benimsemişlerdir. Bu sebepten tarihsel süreçte Türk milletinin uzun macerasına odaklanıldığı için Eskiçağ öğretimini ayrıca önemsenmiştir. 

1945’te İkinci Dünya Savaşında yaşanan büyük insan kayıplarının bir nedeni olarak tarih ders kitapları mercek altına alınmıştır. Zira bilinmektedir ki 19. Yüzyılda güçlü bir biçimde yaşanan uluslaşma olgusu, devletler ve milletler arasında “biz ve öteki” ayrımını tarihyazımı ve öğretiminde keskinleştirmiştir. Tarih eğitiminde görülen bu öteki vurgusuyla diğer uluslara yönelik kin ve nefret 
duygularının yaşatıldığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda özellikle tarih ders kitaplarının barışçı bir bakışla revizyonu gündeme gelmiştir (Demircioğlu, 2006:134,135; Şimşek, 2007: 14). Bu amaçla 1945 yılında kurulan UNESCO tarih ders kitaplarında düşmanlık ifade eden kelimelerin ders kitaplarından çıkarılması için çalışmalar başlatmıştır. Türkiye tarafından da imzalanan UNESCO Sözleşmesi’yle barışçı tarih öğretimi vurgulanmıştır. “Nationalizm”den kaçınılması, bunun yerine konuların “Patriotism” odağında ele alınması tavsiye edilmiştir (Alaslan ve Şimşek, 2014). Yeni anlayışa göre, tarih öğretimi; barış, karşılıklı saygı ve etkin vatandaşlık becerilerinin kazandırıldığı bir alan olmanın yanında öğrencilere, problem çözme ve analitik düşünebilme gibi becerileri de kazandırmayı amaçlamıştır (Demircioğlu, 2006:134,135). 

Türk İslam Sentezi 

Hem barışçı eğitim arayışları hem de değişen eğitim paradigmasının bir sonucu olarak ortaya çıkan yapılandırmacılık, günümüz ders kitaplarını belirleyen asıl unsur olmuştur. Türkiye’de bu bağlamda 2005 yılında itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Yapılandırmacı tarih eğitimi, öğrencilerin tarihsel bilgilerini artırmanın yanı sıra, onları düşünmeye, araştırmaya, soru sorma ve sorgulama ile birbirleri ve öğretmenleriyle etkileşimde bulunmaya teşvik ederek kavram, değer ve beceri öğrenimini geliştirmeyi amaçlamıştır (Dinç, 2011:2139). Bu yaklaşıma göre çok önce meydana gelmiş olayları içeren tarih ders kitaplarının sunumdaki soyutluğu görseller aracılığıyla somut hale getirilerek giderilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle resim, fotoğraf, minyatür, gravür, karikatür, grafik, şema, plân ve harita gibi unsurlardan oluşan görseller, tarih ders kitaplarında daha yoğun ve anlamlı organizasyonlarla karşımıza çıkmaktadır. Mevcut okutulan 9. sınıf tarih ders kitabı da yapılandırmacı yaklaşıma uygun olarak harita ve fotoğraflarla zenginleştirilmiştir. 

Bu çalışmada İlkçağ’da Anadolu’da yaşayan uygarlıkların Cumhuriyetin erken döneminde, Türk İslam Sentezi döneminde ve günümüzde nasıl işlendiği, her üç dönemin ders kitapları karşılaştırılarak incelenmiştir. Cumhuriyetin erken dönemindeki tarih ders kitaplarını biçimlendiren Türk Tarih Tezi, 

Türk İslam Sentezi dönemi ve günümüzdeki tarih ders kitaplarını etkileyen yapılandırmacı öğrenme kuramı perspektifinden bir değerlendirme yapılmıştır. 

Yöntem 

Bu çalışmada doküman analizi kullanılmıştır. Doküman incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu veya olgular hakkında bilgi içeren yazılı materyallerin analizini kapsar (Yıldırım, Şimşek, 2006:188,224). Toplanan veriler betimsel analiz yöntemiyle çözümlenmiştir. 

Eskiçağ Anadolu Uygarlıkları konusunun işlendiği üç kitap incelenmiştir. Bunlar, 1931–1941 yılları arasında okutulan TARİH I, 1977 yılına ait lise 1 Tarih ve günümüzde okutulan 9. sınıf Tarih ders kitaplarıdır. Bu amaçla şu soruların cevaplanmasına çalışılmıştır: 

1. Her üç kitapta aynı konu için ayrılan yer bakımından anlamlı bir fark var mı? Her iki kitapta da hangi konulara, nasıl yer verilmiştir? 
2. Her üç ders kitabında görsellerin konuyla ilişkileri ve içerik değerleri bakımından bir fark var mıdır? 
3. Her üç ders kitabında bilgiyi öğretim amaçlı sunma biçimleri (etkinlik, dipnot, bilgi kutucuğu, şemalaştırma vs. organizasyonu) bakımından nasıl farklar vardır? 
4. Her üç ders kitabında yer alan hazırlık ya da değerlendirme amaçlı hangi soruların düzeyleri bakımından bir fark var mıdır? 

Bulgular 

1. Her Üç Kitabın İşlenen Konular ve Sayfa Sayıları Açısından Karşılaştırılması 

TARİH I kitabında Anadolu Uygarlıkları için 20 sayfa, 1977 yılına ait lise 1 Tarih ders kitabında 7,5 sayfa iken Tarih 9’da konuya ayrılan sayfa sayısı 6’dır. Her 3 kitapta yer alan konular ve bunlara 
ayrılan sayfa sayıları Tablo 1’de gösterilmiştir: 

Tablo1: Anadolu Uygarlıklarının Kitaplardaki Konular, Alt Başlıklar ve Sayfa Sayıları Bakımından Dağılımı 





4- Lidya’nın Yükselişi ve Yıkılışı 


Tablo 1’de de görüldüğü üzere Tarih 9’da altı uygarlıkla (Hatti, Hitit, Urartu, İyonya, Frigya ve Lidya) ilgili bilgiler 6 sayfaya sığdırılırken TARİH I’de üç uygarlık (Eti, Frigya, Lidya), verilen alt başlıklarla 
daha ayrıntılı bir şekilde 20 sayfada işlenmiştir. Lise 1 Tarih’de de Tarih I’deki gibi sadece 3 uygarlığa (Hititler, Frigler, Lidler) yer verilmiştir. 

2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.

***