Suriye Kürtleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Suriye Kürtleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ağustos 2019 Perşembe

AMERİKA'NIN GÖREMEDİĞİ PKK - BÖLÜM 4

AMERİKA'NIN GÖREMEDİĞİ PKK - BÖLÜM 4


KİTABIN 4. BÖLÜMÜ .,
BATI'DA PKK ALGISI



PKK, çeşitli kılıklar ve söylemler değiştirerek Batı'nın gözüne girmeye çalışırken elbette Batı'da PKK'ya yönelik bir algı gelişmesi de gecikmemiştir. Yıllardır komünizme karşı amansız bir mücadele veren, bunun için Sovyetler Birliği ile sonuçları çok büyük olan bir soğuk savaşın içine bile giren, Vietnam'da, Kore'de savaşan ABD ve onu destekleyen Batılı güçler, komünist terörist kimliği nedeniyle PKK'yı terör örgütleri listesine dahil etmişlerdi. Gerçi elbette, PKK'nın yıllar boyunca Avrupa devletlerinin bir kısmı tarafından desteklendiği, o ülkelerde örgütlendiği bilinen bir gerçektir. Örgütün, yıllar süren mücadeleye rağmen tamamen ortadan kaldırılamamasının en önemli sebeplerinden bir tanesi kuşkusuz aldığı dış destek olmuştur. 

  PKK bu nedenle, yurt içinde gerçekleştiremediği bir kısım faaliyetleri yurt dışında rahatlıkla gerçekleştirebilecek ortam bulabilmiştir. Örneğin çeşitli televizyon ve radyo kanalları vasıtasıyla örgütün propagandası kolaylıkla yapılabilmiş, örgüt yöneticilerinin yazıları çeşitli dergilerde yer almış, paravan şirketler vasıtasıyla örgütün finans kaynakları oluşturulabilmiştir. Yurt dışındaki Marksist parti, dernek ve kurumların bu konuda çabaları ciddi boyutlardadır. 
Fakat yine de, özellikle ABD ve diğer komünizm karşıtı ülkeler, kağıt üzerinde de olsa PKK'nın Marksist kimliğine büyük ölçüde karşı koymuşlardır. Önceki satırlarda da belirttiğimiz gibi Batı ülkelerinin bu karşıtlığı zaman içinde PKK'nın işine gelmemiş, PKK içinde söylem ve görünüm değişikliği bundan sonra kendisini göstermiştir. Gerçekten de, büyük ölçüde ABD'nin gözüne girme hedefi taşıyan emperyalizm maskesi, PKK'nın tıkanan yollarını büyük ölçüde açmıştır. Şu anda ABD'li ve Avrupalı yazarların arasından "PKK'yı terör listesinden çıkarmayı" önerecek kadar pervasız kimselerin çıkması boşuna değildir. Burada sorulması gereken soru ise şudur: ABD, gerçekten bu maskeye inanmış mıdır? 
ABD yönetimi ve derin devleti içinde bu maskeye inananlar olabileceği gibi gerçekte bu maske pek çoklarının işine gelmiştir. Öyle ki, PKK'nın kimlik değişiminde dahi söz konusu derin devletin rolü olması kuvvetle muhtemeldir. Dolayısıyla özellikle Batı'nın PKK'ya bakış açısını iki yönden değerlendirmek gerekmektedir: 

1. PKK'yı kullanmak isteyenler 
2. PKK'nın tuzağına düşenler 

1. PKK'yı Kullanmak İsteyenler.,

Batı derin devletlerinin bir kısım şahin kanadı, Ortadoğu'daki tüm aktörlerden, onların gelişim stratejileri ve hedeflerinden haberdardırlar. Kitabın başında anlattığımız özellikle Evanjelik yeni muhafazakar kanadın belli bir kesimini oluşturan bu kişiler, kuşkusuz ki PKK'nın Marksist özünden hiçbir şekilde kopmadığını, örgütün hedefinin dört ülke üzerinde oluşturacakları bir Komünist Kürdistan ile komünist dünya devletine ulaşmak olduğunu, bu hedef dahilinde ABD'ye yönelik sadece rol yapıldığını ve asıl amacın bütün komünist ülke ve örgütlerle bir araya gelip emperyalizmi yok etme düşüncesi olduğunu bilmektedirler. Bu gerçeğe rağmen, Amerika destekçisi, demokratik bir Kürdistan oluşturmak için PKK'yı kullanmaktadırlar. Çünkü onlar için, Amerika yanlısı bir demokratik Kürdistan'ın kağıt üzerinde oluşmasından hemen sonra ilk harcanacak örgüt PKK olacaktır. Söz konusu kesim, PKK'ya verdikleri yardım ve desteğin kesilmesi ve yönetimin doğrudan ABD'nin eline geçmesinin ardından bölgede PKK'nın hiçbir şekilde hakimiyeti kalmayacağına inanmakta ve örgütü kolayca saf dışı edebileceklerini düşünmektedirler. 

Bu noktada, söz konusu Neocon kesimin çok büyük sonuçlara mal olacak bir yanılgısı vardır. Yanılgı, komünizm tehdidinin boyutlarını fark edememekten kaynaklanmaktadır. Şu bir gerçektir ki, PKK, Amerika'nın desteğini alıp bölgede kendi planlarına uygun bir Komünist Kürdistan kurduktan sonra, yıllar boyunca alttan alta bağlantıda olduğu komünist örgüt ve ülkelerin de desteği ile güçlü bir bölge hakimiyetine geçiş yapacaktır. Bunun için Avrupa komünist örgüt ve partilerinden de destek alacak, yaygınlaşma politikasını ciddi şekilde artırabilecektir. Komünizm, ideolojik bir sistem olduğu için ideolojik altyapı ve destekçilerini daima bulacaktır. İşte bu altyapı vesilesi ile, ABD'ye karşı komünist bir birlik olarak ortaya çıkmaları mümkün olabilecektir. ABD, hedefine ulaşmak için PKK'yı kullanma peşinde iken, aslında PKK ABD'yi kullanmış olacaktır. İşte o zaman ABD'nin söz konusu kesimi, karşı olduklarını iddia ettikleri komünizmi kendi elleriyle beslemiş ve dünyaya hakim olmaya hazırlanan bir komünist ülkeyi kendi elleriyle inşa etmiş olacaklardır. 

2. PKK'nın Tuzağına Düşenler.,

Batı'da, demokratik bir Kürdistan oluşturmanın en kolay yolunun PKK'ya destek vermek olduğunu zanneden ve daha da vahimi PKK'yı bir Kürt etnik hareketi olarak tanımlayan, PKK'nın ciddi şekilde tuzağına düşmüş bir kesim olduğu da bir gerçektir. Bu propaganda, daha çok PKK'nın bir parçası olan Suriye'deki PYD üzerinden yapılmaktadır. Çünkü PYD, PKK gibi çeşitli ülkelerin terör listelerinde değildir ve PYD üzerinden yapılan spekülasyonlar bu nedenle kolaylaşmıştır. Bu konu ilerleyen satırlarda daha detaylı incelenecektir. Şimdi, Batı'nın, PKK'nın gerçek yüzünü gerek bilerek gerekse bilmeyerek verdiği desteğin boyutlarını inceleyelim. 

Batı'nın Kobani hassasiyeti.,


Kürdistan planlarının somut anlamda başlangıç noktası olan I. Dünya Savaşı sonrasından günümüze geldiğimizde, elbette artık NATO, BM gibi uluslararası ittifaklar nedeniyle Ortadoğu'daki planlar geçmişteki kadar aleni dile getirilmemektedir. Sykes-Picot gibi gizli anlaşmalar veya Sevr gibi ürkütücü mutabakatlar belki günümüzde yoktur; fakat uygulanmak istenen plan aynıdır. 
Söz konusu plan dahilinde, mevcut Kürt bölgelerine olan Batı hassasiyetini aslında yakın zamanda tüm çıplaklığıyla bir kez daha görmek mümkün olmuştur. 2011'de başlayan Arap Baharı protestolarının özellikle Suriye'yi derinden vurup yıkıma götürdüğünü biliyoruz. Temelde beş ayrı bölüme ayrılmış olan ve hala parçalanmakta olan Suriye toprakları üzerinde güçlenen IŞİD (Irak Şam İslam Devleti veya yeni adıyla İslam Devleti), hem Irak hem de Suriye'de temel stratejik bölgeleri tümüyle ele geçirdi. İlginçtir ki IŞİD, Suriye'de Rakka, Deyr ez Zor gibi hem petrol hem de sınır açısından stratejik bölgeleri ele geçirirken; Irak'ta Felluce, Ramadi, Tikrit ve Musul'u tümüyle işgal edip Türkmen bölgeleri Tuzhurmatu ve Beylice'yi hakimiyeti altına almışken; Anbar vilayetinde ilerlemesini sürdürüp, başkent Bağdat'a oldukça yaklaşmışken sesini çıkarmayan Batı, IŞİD'in mevcut planlarını değiştirip Kürt bölgelerini hedeflemeye başlamasıyla birlikte hemen harekete geçmiştir. Ortadoğu'daki neredeyse tüm işgallere ciddi anlamda kayıtsız kalan Batı, Irak'ta Kürt bölgesine yönelik bir atak sezildiğinde, hiç tereddüt etmeden bu bölgelerin korunması için bir koalisyon gücü hazırlamıştır. 

İkinci ve asıl hareketlenme ise IŞİD'in Suriye'deki Kürt kantonu Kobani'ye yönelik saldırısında gerçekleşmiştir. 

Hatırlanacağı gibi IŞİD, Kobani kantonunda, sivillerin geçişine izin verdikten sonra, o bölgenin kontrolünü elinde bulunduran PYD'ye yönelik bir gerilla operasyonu başlatmıştı. Koalisyon güçleri tereddütsüz ve oldukça seri bir biçimde PYD'nin (PKK terör örgütünün Suriye kolu) yanında yer aldı ve işgal altındaki bölgeleri bombalamaya ve PYD'nin silahlı gücü olan YPG'ye silah yardımı yapmaya başladı. Bu arada bütün Batı basını ağız birliği etmişçesine Kobani'yi gündem yapmakta, dünyada görülmemiş bir felaket yaşandığı izlenimi vermekte, ana akım TV kanalları neredeyse sadece bu konuyu dile getirmekteydi. Sosyal medyada, benzerine az rastlanır bir Kobani'ye destek kampanyası başlatıldı. Sanki IŞİD'in ele geçirdiği topraklar sadece bu küçük kasabadan ibaretmiş gibi olağanüstü bir uluslararası ayaklanma başlatıldı. Oysa bütün bunlar olurken "İslami bir devlet" kurduklarını açıklayan IŞİD, Irak ve Suriye'nin kilit şehirlerinde kendi düzenini kurmuş, kendi ordusunu oluşturmuş, kendi eğitim sistemini müfredata almış, kendi kanunlarını devreye sokmuş ve kendi yargı sistemini kurmuştu. Fakat kimse bu bölgelerden bahsetmiyordu bile. 
Elbette, kasaba veya şehir, köy veya ülke olsun hiçbir bölgede hiç kimsenin mağdur olmasını istemeyiz. Kobani'deki halk bizim halkımızdır. Nitekim Kobani işgalinin hemen sonrasında insani anlamda duyarlılık gösteren tek ülke Türkiye olmuştur. 200 bine yakın Kobanili Kürt bir gecede mülteci olarak ülkemize kabul edilmiştir. Dolayısıyla Kobani halkı koruma altına zaten alınmıştır. 
Şunu da ayrıca belirtmek gerekir ki, bizlerin, IŞİD'e karşı bir askeri eylem için oluşturulmuş koalisyon güçlerinin de taraftarı olmamız mümkün değildir. Söz konusu koalisyonun IŞİD'i etkisizleştirmek için Musul, Rakka veya başka bir bölgeye yönelik askeri eylem içinde olmasını desteklemediğimiz gibi, Kobani'ye yönelik saldırıları da desteklememiz imkansızdır. Bölgeye çözüm ve barış silahla değil ancak akılcı bir ilmi yaklaşımla olabilir. Unutulmamalıdır ki tarih boyunca barış hiçbir zaman savaşla gelmemiş, silah hiçbir zaman çözüm getirmemiştir; getirmesi de mümkün değildir.
Burada dikkat çekmek istediğimiz Batı'nın hassasiyet alanlarıdır. Koalisyon güçlerinin sadece Kürt bölgeleri konusunda hiç vakit kaybetmeksizin harekete geçmeleri, Batı için en hayati noktaların bu bölgeler olduğunu bir kez daha teyit etmektedir. Suriye ve Irak topraklarının karışıklığa uğraması, parçalanıp bölünmesi pek de fazla ciddiye alınmamıştır. Çünkü plana göre, Ortadoğu'nun zaten çeşitli faktörlerle bu hale gelmesi, hatta İncil'e göre defalarca yıkılıp tekrar tekrar inşa edilmesi gerekmektedir. Burada söz konusu kesimlerin hatası, İncil'de geçen ve kader dahilinde zaten gerçekleşecek, hatta pek çoğu gerçekleşmiş olan bu ahir zaman alametlerini kendi elleriyle oluşturmaya çalışmalarıdır. Nitekim koalisyon güçlerinin, Kobani'deki IŞİD işgaline tereddütsüz ve anında müdahale ederken, 4. yılını neredeyse bitiren ve adeta bir trajediye dönüşen Suriye iç savaşına hiç ses çıkarmamaları bundandır. 
Batı'ya göre, istikrar gösterip kendi başına bağımsızlık alması ve güçlenmesi beklenen Kürt bölgeleri, beklenmedik IŞİD saldırısı sonucunda ciddi yara almıştır. Elbette Kürt bölgelerinin böyle bir duruma düşmesi istediğimiz bir şey değildir. Burada bu konunun özellikle belirtilmesinin nedeni, 100 yıldır geliştirilen ve uygulamada olan planın, beklenmedik bir şekilde sekteye uğramasıdır. Özellikle bir kısım Neoconların bu konuda duydukları panik, bu anlamda değerlendirilmelidir. 

Bu arada IŞİD'in gerçekte, İslami kaynaklara bakıldığında "beklenen" bir ahir zaman alameti olduğu gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Ahir zamanda Hz. Mehdi (as)'ın çıkışı için gerçekleşecek olan "doğum sancılarından" bir tanesi de budur. Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru öncesi, dünyaya felaket üzerine felaket yağacak, zorluklar peş peşe gelecek, insanlar maddi ve manevi korkunç bir çöküşe sürükleneceklerdir. İşte bu alametlerin belki de en dikkat çekenlerinden biri olan IŞİD, tüm detayları ile hadislerde tarif edilmiştir. Bu tarife göre, Ortadoğu'da "yenilemeyecek" bir güç olarak ortaya çıkacak ve ancak ve ancak Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru sonrası ona tabi olarak, Hz. Mehdi (as)'ın sözü ile şiddete son verecektir. 

PEYGAMBERİMİZ (SAV), BUGÜN IRAK'TA YAŞANAN OLAYLARI VE IŞİD'İ 1400 YIL ÖNCE HABER VERMİŞTİR.,

1. DOĞU TARAFINDAN SİYAH BAYRAKLILAR ÇIKACAK
Horasan'da (DOĞU'DA) SİYAH BAYRAKLAR ZUHUR ETTİĞİNDE... (Gaybet-i Numani, sf. 228)

2. YİNE DOĞU'DAN BU KEZ DAHA KÜÇÜK SİYAH BAYRAKLI BİR GRUP ÇIKACAK
... Onlar bir süre devam ettikten sonra, YİNE DOĞU'DAN BU KEZ KÜÇÜK SİYAH BAYRAKLAR ÇIKAR... (Celâleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zamân Mehdisinin Alametleri, s.61, hadis no. 7.77)

3. SİYAH BAYRAKLILARIN ORTAYA ÇIKIŞINDAN ÖNCE SURİYE'DE ÇATIŞMALAR OLACAK
Üç alametin ardından imam kaim (Mehdi as)'ın çıkışını bekleyin.
Kendisine sordular: "Bu alametler nelerdir?”
SURİYELİLERİN KARŞILIKLI ANLAŞMAZLIKLARI, Horasan'dan siyah bayrakların çıkması ve Ramazan ayında korku. (Bihârü'l-Envâr, 14)

4. SİYAH BAYRAKLILAR SURİYE'DE BULUNACAKLAR
... Ve yine ŞAM'DAN (SURİYE'DEN) KÜÇÜK SİYAH BAYRAKLI BİR ADAM görüldüğünde... (Celâleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zamân Mehdisinin Alametleri, s.61, hadis no: 7.8)
... (Mehdi'nin çıkışının) diğer bir alameti de, SİYAH BAYRAKLI ORDUNUN ASKERLERİNİN, ATLARINI ŞAM'DAKİ ZEYTİN AĞAÇLARINA bağlamalarıdır... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-İl Mehdiyy-İl Muntazar, s. 23)

5. ESAD İLE SAVAŞACAKLAR
... EBU SÜFYAN'IN SOYUNDAN BİR ADAMLA (BEŞER ESAD İLE) SAVAŞIRLAR... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-İl Mehdiyy-İl Muntazar, s. 29) 

6. SURİYE'DEN SONRA IRAK'A YÖNELECEKLER
BENİ ABBAS'A AİT (IRAK) SİYAH BAYRAKLAR çıkar … (Nuaym bin Hammad, Kitab al-fiten)
(Siyah Bayraklılar) FIRAT KIYILARINDAKİ ŞEHİRLERİNDE, KARADA VE DENİZDE ONLARI (KENDİLERİNE KARŞI GELENLERİ) ÖLDÜRECEKLERDİR. (Gaybet-i Numani, sf. 327)

7. ÇOK HIZLI NETİCE ALACAKLARDIR
Onlar o durumda iken Horasan taraflarından bayraklar gelecek, ONLAR SÜRATLE HAREKET EDECEKLER. (Gaybet-i Numani, sf. 327)
Oradan bir ordu ile geri dönüp Kufe'yi ve Basra'yı BİR GECEDE ELİNE GEÇİRECEK... (Kitab El Haft El Şerif, s.174)
8. GİRDİKLERİ ŞEHİRLER ADETA KENDİLERİNE TAKDİM EDİLECEKTİR
Kendilerine bu verilmediğinde savaşarak zafer kazanacak ve İSTEDİKLERİ KENDİLERİNE TAKDİM EDİLECEKTİR. (Meclisî, Bihârü'l-Envâr, c.51, s.87)
9. SAÇLARI VE SAKALLARI UZUN OLACAKTIR 
Onun (siyah bayraklıların kumandanı) ASKERLERİNİN SAÇLARI VE BIYIKLARI ÇOK UZUN OLACAK, elbiseleri siyahtır ve ONLAR KARA BAYRAKLARIN ADAMIDIRLAR.  (Gaybeti Numani, sf. 303)
10. TOPLU KIYIMLAR YAPACAKLARDIR 
Allah taş kalpli ve soyu belli olmayan birini gönderecek ve zaferler onunla olacak... ONLARI (kendilerine karşı gelenleri) HİÇBİR FARK GÖZETMEKSİZİN TOPLUCA ÖLDÜRECEKLERDİR. (Gaybeti Numani, sf. 303)
11. KUFE'YE DOĞRU İLERLEYECEKLER
Horasan'dan çıkan SİYAH BAYRAKLILAR KÜFE'YE İNER... (Celâleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zamân Mehdisinin Alametleri, s.61, hadis no: 7.12)
12. ŞİDDETİN VE ÇATIŞMALARIN ARTMASI SEBEBİYLE İNSANLAR MEHDİ'Yİ   TEMENNİ EDECEK HALE GELECEK
Büyük bir savaş olur. Neticede siyah bayraklılar galip gelir. Süfyani kuvvetleri kaçar. İŞTE O ZAMAN İNSANLAR MEHDİ'Yİ TEMENNİ EDERLER VE ARARLAR. (Celâleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zamân Mehdisinin Alametleri, s.61, hadis no: 7.26)
13. SİYAH BAYRAKLILAR SONUNDA MEHDİ'YE TABİ OLACAKLARDIR
ve MEHDİ'NİN İTAATINA GİRERLER. (İmam-ı Suyûtî)
Fakat bunu kabul etmeyip EHL-İ BEYT'İMDEN (BENİM SOYUMDAN) OLAN MEHDİ (AS)'A VERECEKLERDİR... (Meclisî, Bihârü'l-envâr, c.51, s.87)
14. MEHDİ DEVRİNDE SAVAŞLAR TAMAMEN SON BULUR VE TEK DAMLA KAN DAHİ AKMAZ 
Mehdi'nin en önemli özelliklerinden beri asla kan akıtmamasıdır. Kan akıtan, savaşan, zulmeden Mehdi değildir. Bu tip sahte Mehdiler yenilgiye mahkumdur. 
(Mehdi'nin) Adaleti o denli olur ki, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. (Meclisî, Bihârü'l-envâr, c.51, s.87) 
HARP (ERBABI) AĞIRLIKLARINI (YANİ SİLAH VE SAİREYİ) BIRAKIR. Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık kalmayacaktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir. (İmam Şarani, Ölüm-KıyametAhiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 496)

PYD Üzerine Spekülasyonlar.,

Kobani koruyuculuğu konusunda en dikkat çeken unsur ise Suriye Kürt bölgesinin yönetimini elinde barındıran PYD (Partiya Yekîtiya Demokrat) üzerine yapılan spekülasyonlar olmuştur. Özellikle Batı medyası ve bir kısım Neocon yazarlar tarafından yapılan bu yönlendirme kimi zaman kasıtlıdır kimi zaman da bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bu konuda pek az kişinin bildiği bazı unsurların açıklanması gerekmektedir. 
PYD, 2003 yılında kurulan ve PKK'nın uzantısı olan bir örgüttür. Öcalan ve diğer PKK liderlerinin 1998 yılında Türkiye'nin baskısıyla, Suriye'yi terk etmek zorunda bırakılmalarından sonra geride kalan PKK'lılar tarafından kurulmuştur. YPG, PYD'nin silahlı koludur. PYD, her ne kadar şu günlerde tıpkı PKK gibi emperyalizm maskesi takmış olsa da, yine tıpkı PKK gibi Leninist ve komünisttir. Her iki grubun da lideri Abdullah Öcalan'dır. Resmi tanımlarında, PKK'ya bağlı bir örgüt olarak kuruldukları, Öcalan'ı ideolojik liderleri olarak kabul ettikleri ve Kongra-Gel'i (PKK'nın siyasi yapılanması) "Kürt halkının en yüksek yasama organı olarak gördükleri" belirtilmektedir. Nitekim KCK soruşturması kapsamında (PKK'nın şehir yapılanması olarak adlandırılan KCK, aslında PKK'nın sözde devlet yapılanmasıdır. Bu yapılanmayla ilgili olarak Nisan 2009 tarihinde Türkiye'de soruşturma başlatılmıştır. Kitabın ilerleyen sayfalarında KCK ile ilgili detaylar belirtilmiştir) 2012 yılında hazırlanan ikinci iddianamede PYD ile ilgili bilgilere de yer verilmiştir. İddianamede, Öcalan'ın Nisan 2011'de avukatları aracılığıyla Beşar Esad'a bir işbirliği mektubu gönderdiği, mektupta PYD'ye ülkenin kuzeyinde sağlanacak idari yetkiler karşılığında örgütün rejimi destekleyeceğinin ifade edildiği bilgisi yer almaktadır. 62
Yine 2014 yılı Ekim ayında, Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Türkiye'ye getirilen bir Rojavalı için YPG'li olduğu iddiasıyla "terör örgütüne" üye olmak suçundan hapis cezası vermiştir. Mahkemenin bu kararıyla "terör örgütü" listesinde yer almayan PYD ve YPG, resmen "terör örgütü" olarak kabul edilmiştir. 
Nitekim PYD Eş Başkanı Salih Müslim verdiği konferansları Öcalan posterleri altında gerçekleştirmekte, diğer Eş Başkan Asya Abdullah örgütü doğrudan Kandil'den yönetmekte, YPG militanları ceplerinde ve evlerinde Öcalan'ın resmini taşımaktadırlar. 
Bu konuda Emekli tümgeneral Armağan Kuloğlu'nun açıklamaları ise şu şekildedir: 
YPG başlı başına terör örgütü olarak kurulmuş bir terör örgütü değil. PKK'nın Suriye'nin kuzeyindeki bir uzantısı. Suriye'nin kuzeyindeki olaylar patlak verince, kuzeyde bir Kürt oluşumu ortaya çıktı. YPG de o bölgenin kontrolünü sağlayan, oradaki halkı kontrol eden bir örgüt olarak PKK tarafından kuruldu. PKK'nın uzantısı, onun kontrolünde olan bir örgüt. PKK bir terör örgütü olduğuna göre, YPG de bir terör örgütüdür.63 
Irak Kürdistan Özerk Bölgesi Başkanı Mesut Barzani, PYD'yi, Suriye yönetimiyle işbirliği içerisinde Rojava'ya silah zoruyla el koymakla suçlamaktadır ve PYD'nin antidemokratik uygulamalarını sürekli olarak dile getirmektedir. Barzani, 
"Her geçen gün belirsiz birtakım bahanelerle silahlanıyorlar... Serbest seçimler yapılmadıkça hiçbir grubun kendisini başkalarına dayatma hakkı bulunmamaktadır. Suriye Kürtlerinin gerçek temsilcisi yalnızca Yüksek Kürt Konseyi'dir"64 dese de PKK bu sözleri hiç önemsememektedir. Barzani'nin, "PYD, bizim oluşturmaya çalıştığımız ittifakı bozdu ve bölgede sadece kendisinin istediği bir siyaset yürütmeye başladı. PYD, Suriye Kürdistan Demokrat Partisi'nin yöneticileri ve üyelerine yönelik gözaltı, tutuklama, sınır dışı etme ve saldırma politikalarına ara vermeden devam etti ve bunu gittikçe genişletiyor. PYD'nin, bu tekçi ve meşru olmayan siyaseti nedeniyle bölgede demokratik bir sistem kurulamadı. Rojava'daki durum, rejimin kontrolü altındakilerden daha kötü hale geldi. Siyasi özgürlüğün olmadığı Rojava'da talepler şiddetle bastırılıyor, Rojava halkı diktatörce yönetilmeye çalışılıyor" 65 tespitleri oldukça önemli ve doğrudur.

Peşmerge komutanı Binbaşı Muhammet Hasan'ın, PYD'nin, kontrol ettiği sınır bölgesini ticari bir yola dönüştürdüğünü, sınırı geçen kişilerden gümrük vergisi adı altında para aldığını belirtmesi, PKK/PYD'nin Kürtlere hayatı nasıl zindan ettiğini gösteren önemli bir husustur. 



İlginçtir ki, günümüze kadar neredeyse tüm siyasilerin bildiği bir gerçek olan ve PYD'nin kendisi tarafından açıkça ifade edilen PKK-PYD bağlantısı bugün her nedense bir kısım kişiler ve ülkeler tarafından inkar edilmektedir. 
Batı'da pek çok siyasetçi ve yazarın, Suriye'deki PYD gerçeğinden habersiz oldukları da açıkça görülmektedir. Onlara göre Türkiye'nin Güneydoğu'sunda ve Suriye'nin kuzeyinde Kürt etnik kökeninde insanlar vardır ve bu insanlar sadece birer özgürlük savaşı vermektedirler. İşte bu bilgisizlikten dolayı, bu "özgürlük savaşçılarının" Türkiye tarafından neden tepkiyle karşılandığı, Kobani eylemleri sırasında neden Türkiye'nin o bölgede "Kürt savaşçıları" olarak gösterilen teröristlere destek vermediği anlaşılamamaktadır. Kıyasıya Türk hükümetine yönelik bir "etnik ayırımcılık" suçlaması yöneltmektedirler. İşin ilginç yanı, Türkiye'deki siyasetçi ve yazarlar arasında bile bunu yapanlar vardır. 
İşin gerçeği ise şudur: Kobani'de IŞİD'e karşı savaşanlar "Kürt savaşçılar" falan değil, PKK'nın uzantısı olan terörist bir gruptur. PKK, yaklaşık 40 yıldır Türkiye'de bölücülük propagandası yapmış, haince arkadan saldırmış, özellikle "Kürt vatandaşlarımıza" dehşet yaşatmış ve on binlerce askerimizi şehit etmiş kalleş bir terör örgütüdür. Böyle bir terör örgütüne Kobani'de Türkiye'nin yardım etmesini istemek, olağanüstü derecede bir şuur kapalılığı veya art niyet gerektirir. Türk hükümeti, kendisini yıllardır enseden vuran, ülkesini bölmeye çalışan, hain ve kalleş bir terör örgütüne elbette ki yardım etmeyecektir. Türkiye oradaki mazlum halkı zaten himayesine almıştır. Kobani'de IŞİD ile savaşanlar ise, Türk halkının otuz yıldan fazla bir zamandır düşmanı olan topluluğun ta kendisidir. 

Kuşkusuz Türkiye'yi ayırımcılık yapmakla suçlayanlar sadece bu konuda bilgisiz olan kişiler değildir. PYD'nin gerçek mahiyetini çok iyi bilmesine rağmen, o bölgede bir Kürt devletinin oluşması için elinden geleni yapmaya hazır bir kısım istihbaratçılar, siyasetçiler ve yazarlar; buradaki durumu kendi lehlerine kullanma telaşı içindedirler. Nitekim bunu yapabilmek için neredeyse bütün ana akım medya kullanılmış, Avrupalı ve Amerikalı siyasetçilerden Türk hükümetine yönelik bu konuda ciddi eleştiriler umarsızca yöneltilmiştir. Defalarca Türkiye'nin neden YPG'li teröristlere yardım etmediği sorgulanmış ve Türkiye bu dönemde adeta uluslararası bir diktatörlük tarafından baskı altına alınmıştır. Türkiye şu anda, dünya tarihinde, "yıllardır vatandaşını öldürmüş eli kanlı teröristlere neden yardım etmiyorsun" diye sorgulanan belki de tek ülke konumundadır. Bu olağanüstü garip durum nedense kimse tarafından ciddi anlamda dile getirilememiş, Türkiye, özellikle uluslararası medya diktatörlüğü tarafından ustaca planlanan ve uygulanan bir karalama kampanyasının hedefi olmuştur. 
Şunu belirtelim; PKK, Türkiye'nin güneydoğusunda yıllardır özellikle Kürt kardeşlerimizi baskı altına almıştır ve katlettiği insanların büyük çoğunluğu Kürt'tür. Aynı durum Suriye'nin kuzeyindeki Rojova bölgesi için de geçerlidir. Buradaki Kürt kardeşlerimiz, PKK'nın uzantısı olan PYD'nin dehşetli baskısı altında yıllardır ezilmektedir. 

5. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

7 Eylül 2016 Çarşamba

Suriye Kürtleri: Suriye'nin Kuzeyinde Etnik Yapı ve Kürt Nüfusu BÖLÜM 2







Suriye Kürtleri: Suriye'nin Kuzeyinde Etnik Yapı ve Kürt Nüfusu BÖLÜM 2




Kamışlı İlçesi

Kamışlı İlçesi Kamışlı, Tel Hamis, Amuda ve El-Kahtaniye (Tırbesipi) nahiyelerinden oluşmaktadır. 2004 yılı sayımlarına göre ilçe merkezinin nüfusu 184.231; kasaba nahiye ve köyleri ile toplam nüfusu ise 423.368’dir. Arap Gençlik Merkezi’ne göre ilçenin 557 köyünden 360 köyü Arap (yüzde 65), 191 köyü Kürt (yüzde 34) ve 6 köyü ise karışıktır. Süryanileri ayrı bir grup olarak dikkate alan çalışmaya göre toplam 549 köy vardır. Bunların 185’i Kürt köyü (yüzde 33.70), 345’i Arap köyü, 6’sı Süryani köyü, 9’u Arap Kürt karışık, 3’ü Süryani Arap karışık, 1’i de Arap Süryani Kürt karışık nitelikte köydür. [43]
 Kamışlı ilçesinin en büyük nahiyesi olan Kamışlı’da nüfusun yüzde 75’i ilçe merkezinde yaşamaktadır. Kürt kaynakları ilçenin (merkezinin) nüfusunun 400.000’e yakın olduğunu ve bunun yüzde 70’inin Kürt, yüzde 20’sinin Arap, yüzde 10’unun Hıristiyan olduğunu iddia etmektedir.[44] El-Cezire, Kürt oranı hakkında bilgi vermezken, Hıristiyan oranının yüzde 20 olduğu iddiasındadır.[45] İlçe merkezinde Kürt ağırlığı bulunsa da (muhtemelen yüzde 40-60) Harita 5’ten de görüleceği üzere köylerin büyük çoğunluğu Arap olduğu için ilçe genelinde Kürt oranı daha düşüktür.

Kamışlı’nın bir diğer ilçesi olan Kahtaniye (Qubur Bid-Tırbe Sipi) 2004 nüfus sayımlarına göre 65.000 nüfusa sahip olup, nahiye merkezi Kamışlı şehrinin 18 kilometre doğusundaki verimli ovada yer almaktadır. Kürt kaynaklarına göre ilçe 120.000 nüfusa (25.000’i merkezde) sahip olup Kürt, Ermeni, Süryani ve Arapların yerleştiği bir idari birimdir.[46]  Arap kaynakları Kahtaniye nahiyesinde Arap oranın yüzde 45’lere ulaştığını ifade etmektedir.[47] Harita 5’te de görüleceği üzere nahiyenin Arap köy sayısının oldukça yüksek bulunması ilçede Kürt oranının yüzde 50-60 civarında olabileceğini düşündürtmektedir.
Amuda nahiyesi ise 2004 sayımlarına göre 56.100 nüfusa sahip ilçenin en küçük nahiyesidir.  Kürt kaynakları ilçenin nüfusunun 200.000’e ulaştığı iddiasındadır.[48] Nahiye merkezinde ve nahiye köylerinde Kürt oranının yüksek olduğundan nahiye genelinde Kürt oranı yüzde 70’in üzerindedir.


Harita 5:Haseke Vilayetinde Arap ve Kürt köyleri

 


Kürtlerin en büyük grup olduğu Kamışlı merkez, Kahtaniye merkez ve Amuda merkeze karşılık Arapların köy sayısı olarak üstünlüklerinin bulunması, bu ilçede Kürtlerin daha çok kentli iken Arapların daha yüksek oranda kırsal kesimde yaşadıklarını göstermektedir. 


 Resulayn İlçesi


Hasaka ilinin en batısındaki ilçesi Rasulayn’da Kürt, Arap, Çeçen ve Hristiyan nüfus birlikte yaşamaktadır. Resulayn ilçesinin kent merkezinde Kürt milliyetçilerinin de kabul ettiği üzere Arap çoğunluğu vardır.[49] İlçenin batısı ve merkezi Arap çoğunluğa sahip iken doğu tarafındaki Dirbesiye nahiyesinde Kürtlerin çoğunluğu bulunmaktadır.
Resulayn ilçesi Haseke vilayetinin en az nüfusa sahip ilçesidir. İlçenin 271 köyünün 160’ı Arap köyü (yüzde 59), 97’si Kürt köyü yüzde 36, 14’ü karışık köylerden oluşmaktadır. Süryanileri de hesaba katan çalışmaya göre de ilçenin 279 köyü bulunmakta ve bunların 96’sı Kürt (yüzde 34.41), 167’si Arap  (yüzde 59.85), 16’sı Arap-Kürt karışıktır.

Haseke İlçesi

Haseke ilçesi, Haseke, Şeddada, Tel Tamer, Margade, Bir El-Helo, El-Arişe, Al-Hawl nahiyelerinden oluşmakta ve toplam 577 köyü (Şeddade Dahil) bulunmaktadır. Bu köylerden 520’si Arap köyü (yüzde 90), 48’i Kürt köyü, yüzde 8, 9’u ise karışık köydür. Kürtler ilçenin kuzeyinde bulunurlarken ilçenin kuzeyinde Arap nüfus bulunmaktadır. Süryanileri de dikkate alan çalışmaya göre de 595 köyün, 57’si Kürt köyü, 501’i Arap Köyü, 28’i Asuri köyü, 9’u Arap-Kürt karışık köydür.
Hasaka vilayetinin tüm köyleri hesaba katıldığında,  1717 olan toplam yerleşim yeri sayısının yüzde 67.62’si olan 1161 köy Arap köyü,  yüzde 26.38’i Kürt köyü (453 köy), 50 adedi Hristiyan köyü,  48 adedi Kürt-Arap karışık, 3 köy Arap Süryani, 2 köy Kürt Süryani karışık köylerden oluşmaktadır.[50] Her ne kadar Kürt köylerinin oranı yüzde 26,38 olsa da, Kürt oranının daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Kürtler ağırlıklı olarak daha kalabalık olan şehirlerde yaşarken Araplar kırsal alanda daha yoğundurlar.


Harita 6:Haseke İlçesinde Arap ve Kürt köyleri






Haseke vilayeti ile ilgili, Arap, Kürt ve Hıristiyan kaynakları beraber değerlendirildiğinde, vilayet içinde Kürt nüfus çoğunluğunun bulunmadığı görülmektedir. Bununla birlikte kuzeydeki 6 nahiyede Kürt nüfusun en azından en büyük grup olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda Haseke vilayetinde Kürt nüfusunun Asuri kaynaklarında belirtildiği üzere yüzde 40 civarında olduğunu söylemek hata olmayacaktır.


Halep Vilayeti


Halep Vilayetinin Beşeri ve İdari coğrafyası


Kürtlerin nahiyeler düzeyinde çoğunluğa sahip olduğu vilayetlerden bir diğeri de Halep vilayetidir. Tarihi bir şehir olan Halep 18.482 km²’lik yüzölçümü ve 4.868.000 nüfusu ile Suriye’nin en kalabalık vilayetidir. Vilayet kuzeyde ve batıda Türkiye (Hatay, Kilis, Gaziantep), doğusunda Rakka, güneybatısında İdlip, güneyinde Hama vilayetlerine komşudur.
Halep vilayetinde Kürt nüfusunun çoğunlukta olduğu idari birimler, Ayn El Arap nahiyesi ile Afrin ilçesidir. Bunun dışında Kürtler Halep kent merkezinde vilayetin diğer ilçelerindeki köy, kasaba ve ilçe merkezlerinde dağınık olarak yaşamaktadırlar.  Örneğin Kürt milliyetçilerinin katliam yapıldığını iddia ettikleri Tel Hasel ve Tel Arran kasabaları Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı coğrafyanın oldukça uzağında El Safira ilçesinde bulunmaktadır.[51]

Tablo 3:Halep Vilayetinin Nüfus Yapısı[52]





Afrin

Afrin, Halep kent merkezi dışında Halep vilayetinde en fazla Kürdün yaşadığı idari birimdir. İlçe nüfusu 2004 sayımlarına göre 172.095 kişidir. Ancak ilçenin nüfusu ve köy nüfusu hakkında birbiri ile çelişen bilgiler bulunmaktadır. Kürt milliyetçileri genel olarak nüfuslarını abartma eğilimindedirler. Kürt milliyetçilerini kaynak olarak kullandığı izlenimi veren Çiçek; “Afrin’in toplam nüfusu 250.000 civarıdır. Bunun yaklaşık 70.000’i Afrin merkezde yaşamaktadır.  Nüfusun çoğunluğunu Kürtler oluşturmaktadır. Ancak Kürt nüfus olarak kabul edilenler arasında Kırmançi konuşan Yezidiler de (Yezidiler ya da Ezidiler Kürttür; inanış olarak farklıdırlar) bulunmaktadır. Afrin kırsalında Sünni Araplar da bulunmaktadır” derken PKK-PYD çizgisinde olduğu izlenimi veren Dicle ise “Bölgenin nüfusu 500 bin civarında ancak Suriye'nin diğer kentlerinde yaşanan son göçlerle birlikte nüfusu şuan ikiye katlanmış durumda”[54] iddiasında bulunmaktadır. Barzani çizgisinde olduğu izlenimi veren Kurdwathc ise Afrin’in nüfusunun 470.000 olduğunu ilçe merkezinin ise 80.000 olduğunu savunmaktadır.[55] Ancak harita incelemesi sonucunda ilçenin (merkezinin) 80.000 nüfuslu bir yerleşim yerinden daha çok 40-45.000 nüfuslu bir yerleşim yeri olduğu sonucu çıkmaktadır. Nüfusunun da 50.000 olarak gösterildiği bilinmektedir.[56] Bir başka Kürt siyasetçi ise Afrin-Kürt dağı bölgesinin nüfusunun 80-90.000 olduğunu, çevre il ve ilçelere bağlı olan Kürt köylerinin dahil edilmesi halinde ise nüfusun 150.000’e ulaşabileceğini ancak şehirlerdeki Kürt nüfusun dahil edilmediğini belirtmektedir.[57]
İlçenin köy sayısı hakkında da birbirinden uzak farklı rakamlar telaffuz edilmektedir. Chaliand, Afrin-Kürt dağı bölgesinde, Kürtlerin 360 civarında köyde yaşadıklarını, 290.000 civarında nüfusları olduğunu belirtmektedir.[58]Rizgar Kurdaxî ise Afrin bölgesinde yaşayan Kürtlerin 366 adet köyde yaşadığını, az miktarda da Arap nüfus bulunduğunu belirtmektedir.[59] Kürtçe kaynaklarda köy sayısı olarak 253 zikredilmektedir. Bununla birlikte köylerin nüfusları yüksek gösterilerek ilçenin 490.000 kişiye ulaştığı iddia edilmektedir.[60] Trejafrin sitesi ise köy sayısının 292, nüfusun 446.000 olduğunu iddia etmektedir.[61]
Gerek ilçenin nüfusu gerekse köy sayıları konusunda resmi rakamlarla Kürt milliyetçilerinin verdiği sayılar arasındaki uçurum olmasının temel sebebi, Kürt milliyetçilerinin abartıları olduğu şüphesizdir. Kürt milliyetçilerinin verdiği rakamlara ilişkin yaptığımız çalışmada Kürt milliyetçilerinin abartı yaptığı net olarak anlaşılmaktadır.  Bu bağlamda yapılan harita incelemesinde köylerdeki hane sayıları sayılmış ve Kürt milliyetçilerinin verdiği köy nüfusu sayıları ile karşılaştırılmış ve büyük tutarsızlıklar olduğu görülmüştür. Örneğin, 35-40 hane görünen Şengal köyünün nüfusu için 619 nüfusu verilmekte ya da yine 40-50 hane görünen Bek Obası köyünün nüfusu 1.112, Meydanı Ekbez köyününki ise 300-400 hane nüfusu görünmesine mukabil 1.166 kişi olduğu ifade edilmektedir. Bu durum Kürt milliyetçilerinin verdiği rakamlardaki tutarsızlıkları net olarak ortaya koymaktadır. Bu bağlamda Afrin köy sayısının 250-300 arasında olduğunu, nüfusunun ise 200.000 civarında olduğunu söyleyebiliriz.  
Afrin bölgesinde yaşayan belli başlı Kürt aşiretleri, Bülbül ve Reco nahiyelerinde Amikî, Bülbül nahiyesindeki Biyan (Biyî), Bu iki nahiye ile birlikte Hastiyan Dağı civarında bulunan Şeyhan, Hastiyan Dağı’nda (Mabetan) Hastiyan aşireti, Cinderesi nahiyesindeki Cumiyan aşireti olarak sıralanmaktadır. Ayrıca, Şikakan, Rubaran, Heştiyan, Şerevan, Çakallı aşiretleri de bulunmaktadır. Afrin Kürtlerinin tamamına yakını Sünni Hanefi’dir.[62]

Tablo 4:Afrin İlçesinde idari yapı ve nüfus[63]





Afrin-Kürt dağı bölgesinde nüfus büyük ölçüde Kürt olsa da Türkiye’ye komşu kuzey bölgesinde Kızılbaş ve Bek obası Küçük Kargın gibi oldukça fazla Türkmen köylerinin de bulunduğu ifade edilmektedir.[65] Afrin bölgesinde Türkmen köylerinin hakimiyeti için Özgür Suriye Ordusu mensupları ile PYD arasında çatışmalar da yaşanmıştır.[66] Ayrıca Kürt Dağı’nın uzantısı olacak şekilde Azzaz ilçesi ve İdlip ilinde de Kürt köyleri bulunmaktadır. Ancak bunlar Afrin ilçesinde olduğu gibi toplu şekilde değil, dağınık şekilde yaşamaktadır. Kürt kaynakları Azzaz bölgesinde Türkmenler, Kürtler, ve Arapların bulunduğu ancak Kürtlerin burada azınlıkta olduklarını ifade etmektedir.[67]

Ayn-el Arap İlçesi (Kobani)


Aynul Arap ilçesi Osmanlı kaynaklarında Arap Pınar olarak adlandırılan yerleşim birimin Suriye yönetimince Arapçaya çevrilerek Ayn-el Arap olarak değiştirilmesi ile ortaya çıkmıştır. Bağdat demiryolu kenarında 1910’lı yıllarda kurulan Alman şirketine ithafen kullanılan ‘kompany’ kelimesi Kürtçeleşerek ‘Kobani’ şeklinde söylenişi ile Kürtler tarafından Kobani olarak ilçe merkezi adlandırılır olmuştur.[68] Chailand Kobani bölgesinde yaşayan Kürtlerin sayısı hakkında rakam vermemekle birlikte, Kürtlerin 120 adet köyde yaşadıklarını ifade etmektedir.[69]


Tablo 5:Aynel Arap ilçesi nüfusu[70]

Nahiye Adı
Nüfus
Merkez Nüfusu
Nahiye Adı
Nüfus
Merkezi Nüfus
Ayn El Arap
81.424
44.821
Serrin
69.931
6.140
Şeyuk Tahtani
43.861
4.338
TOPLAM
192.513



İlçenin 3 nahiyesi olup bu nahiyelerinden en kalabalığı olan Ayn El Arap’ta Kürtler çoğunluktadır. Diğer iki nahiyede Kürt nüfus çoğunluğu bulunmamaktadır. İlçenin Şeyuk Tahtani merkezi ve çevre köyleri temel olarak Tay aşireti tarafından oluşturan köylerden oluşmaktadır.[71] Serrin nahiyesinde kayda değer bir oranda Kürt nüfus bulunmamakta ve nahiye merkezi muhalifler tarafından kontrol edilmektedir.


Aynül Arap-Kobani Kürt milliyetçileri açısından çok önemlidir.  Dicle “Bölgede 500 binden fazla Kürt yaşıyor. Kent merkezi ve köylerin önemli bir kısmı Kürtlerin denetiminde. Bilindiği gibi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Temmuz 1979'da Suruç'tan Kobanê'ye geçerek Orta Doğu’ya açıldı ve orada tanışmadığı aile neredeyse hiç yok. PKK'nin yaşamını yitiren ilk Rojavalı gerillası da Kobanê'dendir. Kobanê'nin böylesi tarihsel bir önemi var Kürtler için… Yine aynı öneme dayanarak, Rojava Devrimi 19 Temmuz 2012'de Kobanê'de başladı”[72] diyerek hem Kobani nüfusunu abartmakta hem de Kürt milliyetçileri açısından Ayn El Arap’ın önemini vurgulamaktadır.
Kobani-Aynul Arap bölgesinde yaşayan Kürt aşiretleri ise temel olarak Berazi aşiretinin kollarından oluşmaktadır. Bunları Aladînan, Didan, Dinan, Kêtikan, Mîran, Ohîyan, Pîjan, Kurdîkan, Şedadan, Şêxan olarak sıralayabiliriz. Aşiretin lideri olan Şahin Bey ailesi uzun süre Suriye parlamentosunda görev yapmıştır.[73]

Harita 7:Suriye’de İlçeler ve nahiyeler bazında Kürt oranları




İç Savaş Sonrası Etnik Yapıda Değişim


Suriye’deki iç savaş sebep olduğu büyük göç hareketleri ve etnik-dini çatışmalar nedeniyle etnik yapının değişmesini beraberinde getirmiştir. Suriye’deki iç savaş 2 milyondan fazla kişinin ülke dışına 4,5 milyon kişinin ülke içinde muhacir-mülteci durumuna düştüğü bir devasa bir nüfus hareketliliğine neden olmuştur.[74] Ülke nüfusunun üçte birinin göç etmek durumunda kaldığı göç hareketleri ile ülke içindeki etnik dengede bölgesel düzeyde kısmi düzeyde değişmelerin olacağı aşikârdır. İnsanların daha güvenli bölgelere göçmesi sonucu bu bölgelerde nüfus yoğunluğu artmıştır. Örneğin, daha güvenli olan Hasaka vilayetine çoğunluğu Arap olan Deyr-i Zor, Rakka ya da Halep gibi vilayetlerden olan göçün 115.000 kişiye ulaştığı ifade edilmektedir.[75] Önemli bir kısmı Kamışlıya da yerleşen bu göçmenler Kürt milliyetçilerce hassas olan dengenin Kürtler aleyhine değişebileceği korkusunu doğurmuştur.[76]Kamışlı’ya olan göçün Arap oranını artırdığını söylemek mümkünse de ancak bunu hesaplamak zor görünmektedir.[77]

Diğer taraftan Suriye’de zorla yerinden etme de devam etmektedir. Bundan, yerine göre bütün gruplar etkilenmektedir. PYD bölgedeki Hıristiyan ahaliye baskı yapmış ve onlardan zorla para toplamıştır.[78] Ayrıca Kamışlı şehrinde radikal Kürt gruplar Hristiyanlara ait evlere saldırılarda bulunmuşlardır.[79]Melkiye-Derik’te Kürt gruplar Hıristiyanlara ait işyeri ve araçları yakarak şehirde terör estirmişlerdir.[80] Yine Nusra gibi radikal örgütler de Hristiyanları hedef almaya devam etmektedir.[81] Ekonomik sorunlar, genel asayişsizlik sorunları, gruplar tarafından hedef alınmaları Hıristiyanların bölgeden göçünü beraberinde getirmektedir.

PYD’nin Arapların çoğunlukta olduğu Resulayn kasabasını ele geçirmesi Kürtlerle Araplar arasında gerilimi artırmış, bu durum kısmi etnik temizliklere neden olmuştur. Buna karşılık Nusra ve diğer gruplarda özellikle Tel-Abyad çevresinde Kürtleri bölgeden çıkararak etnik temizlik uygulamıştır.[82] Kürt milliyetçisi gruplar da Kürtlerin azınlık ya da çoğunluk oldukları Kürt bölgesi olarak nitelendirdikleri bölgeleri ele geçirdiklerinde bölgedeki diğer gruplara etnik temizlik uygulayabilmektedirler. PYD’li gruplar ele geçirdikleri bölgelerde yaşayan Araplara ‘artık buralar bizim toprağımız; buraları terk edin’ diyerek bazı köylerde Araplara karşı etnik temizlik uygulamışlardır.[83]Bununla birlikte Kürt milliyetçileri ile onlara karşı savaşan muhaliflerin geniş çaplı sistematik bir etnik temizlik yaptığını söylemek zordur. Bunda hala PYD ile ittifak içinde bulunan bazı Arap aşiretlerinin bulunması[84] ve Kürt İslamcılarında PYD’ye karşı savaşmaları[85]bölgedeki savaşın tamamen etnik savaş görünümünü almasını engellemektedir.

Suriye’den Kuzey Irak’a 200-300.000 civarında olan Kürt göçü Amerika’nın eski Ankara Büyükelçisi Abramowitz’in de söylediği üzere çatışmalardan değil, temel olarak bölgedeki gıda yokluğu ve ekonomik kaygılardan kaynaklanmaktadır.[86] Kaldı ki PYD bölgede Kürtlerin çoğunluk olduğu bölgelerin büyük kısmını ele geçirmiş durumdadır. Şu anda çatışma büyük ölçüde Kürtlerin azınlıkta olduğu yerlerin (Resulayn, Yarubiye gibi) PYD tarafından elde tutulması ya da ele geçirilmesine çalışılmasından kaynaklanmaktadır.

Bölgede diğer etnik gruplar Kürt milliyetçilerinin maksimalist bir tutum içinde olduklarını, azınlık oldukları yerleri dahi ele geçirme gayretinde olduklarını ifade etmektedirler. “Aslında Kürt bölgesi diye zikredilen bu bölgeler normalde Kürtlerin azınlık oldukları yerlerdir. Örnek vermek gerekirse, 3 Ağustos 2013’te Şiyuh bölgesine ait, yüzde 20’si Kürt olan bir köye PYD askeri nokta kurdu. Bunu Araplar da kabullenemedi ve çatışmalar arttı. Şiyuh gibi Kürtlerin azınlıkta oldukları birçok köy de PYD’nin elinde; nitekim PYD, bir köyde üç Kürt evi varsa orayı Kürdistan ilan ediyor. Buna biran önce dur denmesi gerekmektedir”.[87]

Sonuç

Suriye’de Kürt nüfusu büyükşehirler ve dağınık olarak yaşadıkları yerler dışında yoğun olarak Suriye’nin kuzeyinde birbiri ile toprak bağlantısı olmayan Afrin-Kürt dağı, Ayn-el Arab-Kobani ve Cezire-Haseke bölgelerinde meskûndurlar. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bu bölgeler Suriye’deki Kürt nüfusunun ancak yüzde 40-45’ine ev sahipliği yapmakta, geri kalan nüfus Kürtlerin yüzde 30 oranından daha az oldukları büyük şehirler ile diğer bölgelerde yaşamaktadırlar. Ayrıca, Kürtlerin yaşadığı diğer ülkelerden farklı olarak Kürtler Suriye’de daha şehirli olup nüfus artışı Kürtlere komşu bölgelerde yaşayan Araplara göre daha azdır.
Suriye’deki Kürtlerin geleceği temel olarak Kürt milliyetçilerinin ne yapacağı ve Suriye’nin ne olacağında düğümlenmektedir. Mevcut durum itibariyle PYD-YPG birbiri ile toprak bağlantısı olmayan Afrin, Kobani ve Cezire bölgelerinde yaşayan Kürtlerin yüzde 30’dan fazla nüfusa sahip oldukları yerlerin tamamını (Kamışlı dışında) Esad rejiminin de onayı ile büyük çoğunlukla çatışmasız olarak ele geçirmiş durumdadır. Bununla birlikte Kürt nüfusunun ancak yüzde 40-45’inin bu bölgelerde yaşıyor olması, Kürt milliyetçilerinin Kürtlerin kurtarıcısı olmasını engellemektedir. Kürt milliyetçilerinin Kürtlerin azınlıkta olduğu ya da karışık nüfuslu bölgeleri (Resulayn gibi) ele geçirmek veya elde tutmak için yaptığı saldırılar karşıt tepkiye neden olmakta ve Kürtlerin azınlıkta olduğu yerlerde Kürt nüfusunun etnik temizliğe uğramasına (PYD’nin Arap çoğunluğa sahip Resulayn’ı ele geçirmesi sonrasında Tel Abyad’taki Kürt nüfusun sürülmesi ya da kaçması gibi) yol açmaktadır. Bu durum orta veya uzun vadede Kürt milliyetçilerinin Kürt halkının kurtarıcıları değil, felaket getiricileri olarak nitelendirilmelerine neden olabilecektir.

Diğer taraftan, Suriye’de Kürtlerle Kürt olmayanlar arasındaki doğal bir sınır olmadığı için Kürt bölgesi olarak tanımladığı bölgeyi elinde tutabilmek için Kürt milliyetçileri alanını genişletmek ya da devamlı olarak savunmada kalmak gibi ikilem içinde olmaktadırlar.  Suriye’deki dengelerin büyük ölçüde bugünkü gibi kaldığı varsayımı altında savunma amaçlı alan genişletmek, etnik çatışmayı artıracağı için beraberinde Kürt nüfusun diğer bölgelerde hedef olmasını getirebilecektir. Öte taraftan savunmada kalmak ise radikal örgütler karşısında devamlı kan kaybedilmesine neden olabilecektir.

Ayrıca Suriye’de genel olarak Kürt nüfusun artış hızının komşuları Araplara göre daha az olması Kürt nüfusun orta uzun vadede bazı bölgelerde çoğunluktan azınlığa düşmelerine neden olabilecektir. Ayrıca, Arap nüfus için yakın coğrafyalarında cazibe merkezi bulunmazken, Suriye’deki Kürt nüfus için cazibe merkezi olan Kuzey Irak’taki Kürdistan federe bölgesinin varlığı ve bu bölgenin Suriye’den göç çekmesi Suriye Kürtlerinin nüfus oranının özellikle Cezire bölgesinde azalmasına sebep olabilecektir. 



NOT
Bu yazı 21.YÜZYIL DERGİSİ  60.Sayı'da yayınlanmıştır.

[1]Abdi Noyan Özkaya, “Suriye Kürtleri: Siyasi Etkisizlik ve Suriye Devleti’nin Politikaları”,
http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/IdZgitj2V2vbuyxGGkzJnS8yvQqpT5.pdf, 10 Eylül 2013.
[2]Serhat Erkmen, “Suriye’de Kürt Hareketleri”,http://www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/Dosyalar/201286_127%20yeniraporson.pdf, bu çalışmada; “Fırat Nehri’nin Suriye’ye giriş yeri olan Ayn El Arab” gibi bariz bilgi hatalarının yanında http://www.kurdwatch.org/index.php?cid=183&z=ensitesindeki bilgilere dayanıldığı görülmekte ve bölgede Arapların bölgeye Suriye devleti tarafından yerleştirildiğine dair Kürt milliyetçisi söylem tekrar edilmektedir.
[3]Özkaya Abdi Noyan,  “Suriye Kürtleri: Siyasi Etkisizlik ve Suriye Devleti’nin Politikaları”, USAK, Cilt 2,  No: 8 ss.90-116, 2007,http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/IdZgitj2V2vbuyxGGkzJnS8yvQqpT5.pdf, 13 Temmuz 2012.
[4]التوزع الجغرافي لسكان,http://syriapop.wordpress.com/2011/04/14/%D8%A7%D9%84%D8%AA%D9%88%D8%B2%D8%B9-%D8%A7%D9%84%D8%AC%D8%BA%D8%B1%D8%A7%D9%81%D9%8A-%D9%84%D8%B3%D9%83%D8%A7%D9%86/
[5]David McDowall, The Kurds, Minority Rights Group 1996, December 1996.
[6]Maria T. O’shea, Trapped Between Map and Reality: Geography and Perceptions of Kurdistan, Routledge 2004.
[7]Bruinessen Martin Van, Agha, Shaikh and State: The Social and Political Structures of Kurdistan, Zed Books, London, 1992, s. 15.
[8]Gerard Chaliand, Kurdish Tragedy, Zed Books, 1994, s.194.
[9]Jawad Mella, Kürdistan ve Kürtler Parçalanmış bir Ülke ve Devletsiz bir Ulus, Batı Kürdistan Derneği Yayınları, Londra, 2011, s. 23.
[10]“Syria”, https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/sy.html, 25 Eylül 2013.
[11]N. E. Bou-Nacklie, “Les Troupes Speciales: Religious and Ethnic Recruitment, 1916-46”, International Journal of Middle East Studies, Vol. 25, No. 4, 1993, ss. 645-660.
[12]Fuccaro Nelida, “SömürgeYönetimi Altındaki Suriye’de Kürtler ve Kürt Milliyetçiliği: Siyaset, Kültür ve Kimlik”, 17 Mayıs 2012 / Ji aliyê Kovarabir ve Di nav de, BÎR Hejmar 1, Kurd li Sûryê, Lêkolîn & Analiz,http://www.kovarabir.com/?p=1208.
[13]Syrian Commission for Family Affairs, تحليل الواقع الراهن للقضايا السكانية والتحديات المستقبلية
في الجمهورية العربية السورية,  شباط، فبراير  wikileaks.org/.../329623_13-3-2011المحور%20الديموغرافي8-3-2011.doc, 25 Eylül 2013.
[14]Gary C. Gambill, “The Kurdish Reawakening in Syria”,http://www.meforum.org/meib/articles/0404_s1.htm.
[15]“SYRIA”, http://www.citypopulation.de/Syria.html#Land, 14 Eylül 2013.
[16]“El Tecemmu El Vatani El Şebab El Arabi”, النتائج النهائية للاحصائيات الديموغرافية في محافظة الحسكة > من وجهة نظر عربي   http://www.zengil.net/web/?p=18341, 5 Eylül 2013. Süryani köylerini de hesaplayan ve aşağıda bahsettiğimiz araştırmaya göre ise köy sayısı 1717 olarak gösterilmiştir.
[17]Ziya Gökalp, Kürt Aşiretleri Hakkında İçtimai Tetkikler, Toker Yayınları, İstanbul 2007, ss. 66, 68.
[18]Ali Rabu Turki,  الــقبــائل والــعــشـائر الــعــربـيـة فـي الجــزيــرة الــســوريــة,http://hem.bredband.net/b155908/m129.htm, 21 Eylül 2013.
[19]Dicle Amed,  http://www.jadaliyya.com/pages/index/13840/final-sahnesi_rojava, http://timeturk.com/m/haber.asp?id=617027, 17 Eylül 2013.
[20]Jordi Tejel, Syria's Kurds: History, Politics and Society, Routledge, 2008, ss. 61, 62.
[21]Nelida Fuccaro, “SömürgeYönetimi Altındaki Suriye’de Kürtler ve Kürt Milliyetçiliği: Siyaset, Kültür ve Kimlik”,http://www.kovarabir.com/tag/heverkanli-haco-aga/, 12 Eylül 2013.
[22]David McDowall, A Modern History of the Kurds,  I.B.Tauris, 2000, ss. 473, 474.
[23]El meclis el-askeri haseke fi haseke, http://www.rihabnews.com/?p=45134, 11 Eylül 2013.
[24]Ali Şemdin,  تركي علي الربيعو بين ( ربيع ) الأقوال و ( خريف ) الأفعال,http://www.amude.net/erebi/eli-semdin.html, 11 Eylül 2013; http://ar.wikipedia.org/wiki/%D8%A7%D9%84%D9%82%D8%A7%D9%85%D8%B4%D9%84%D9%8A,
[25]Gambill, a.g.e.
[26]“Stateless Kurds in Syria granted citizenship”,http://articles.cnn.com/2011-04-07/world/syria.kurdish.citizenship_1_kurdish-region-kurdish-identity-stateless-kurds?_s=PM:WORLD.
[27]McDowall, a.g.e., ss.460-480.
[28]Amed Dicle, “Rojava'da Kürt-Arap savaşı!”http://www.firatnews.com/news/guncel/rojava-da-kurt-arap-savasi-amed-dicle.htm, 5 Eylül 2013.
[29]“Al-Hasekeh Governorate”, http://en.wikipedia.org/wiki/Al-Hasekeh_Governorate.
[30]“Districts of Syria”, http://www.statoids.com/ysy.html , 4 Eylül 2013.
[31]“Al-Hasekeh Governorate”, a.g.e., http://en.wikipedia.org/wiki/Al-Hasekeh_District; http://en.wikipedia.org/wiki/Al-Qamishli_District.
[32]“El Tecemmu El Vatani El Şebab El Arabi”, النتائج النهائية للاحصائيات الديموغرافية في محافظة الحسكة > من وجهة نظر عربي   http://www.zengil.net/web/?p=18341, 5 Eylül 2013.
[33]Khallouf Nadia, مقابلة مع الكاتب والباحث الآشوري … (سليمان يوسف),http://www.almahatta.net/news2536.htm; Augin K. Haninke, “The Assyrians and Kurdish Autonomy in Syria”,http://aina.org/releases/20130819193827.htm, 5 Eylül 2013; Dicle Amed, a.g.e..
[34]النتائج النهائية للاحصائيات الديموغرافية في محافظة الحسكة, http://1.bp.blogspot.com/-LQuz8qACBN0/UWCnHart6AI/AAAAAAAAfuA/OZF3qC9dIQE/s1600/478008_10151123268842691_1087112303 _o.jpg., 20 Eylül 2013;  حسين شيخموس : الرد على الدراسة الهامة حول التوزيع السكاني في محافظة الحسكة السورية, http://www.gemyakurdan.net/gotar-nerin/gotari/item/13514-2013-08-21-17-28-39. 20 Eylül 2013. İlk kaynakta yer alan bilgileri değerlendiren Hüseyin Şeyhmuz, Arapların bugün yaşadığı yerlerin aslında-eskiden Kürtlere ait olduğunu söyleyerek ilk kaynakta yer alan bilgileri dolaylı olarak doğrulamaktadır. Hasaka vilayetinde Kürt ve Arap köylerini gösteren haritalar temel olarak Arap Gençlik Merkezi’nin oluşturduğu bu haritadan meydana getirilmiştir. Bu nedenle onlar için yeni dipnot verilmemiştir.  
[35]المالكية (الحسكة),http://ar.wikipedia.org/wiki/%D8%A7%D9%84%D9%85%D8%A7%D9%84%D9%83%D9%8A%D8%A9_(%D8%A7%D9%84%D8%AD%D8%B3%D9%83%D8%A9), 15 Eylül 2013.
[36]  Dêrika Hemko, http://ku.wikipedia.org/wiki/D%C3%AArika_Hemko, 15 Eylül 2013.
[37]“El Tecemmu El Vatani El Şebab El Arabi”, النتائج النهائية للاحصائيات الديموغرافية في محافظة الحسكة > من وجهة نظر عربي   http://www.zengil.net/web/?p=18341,  5 Eylül 2013.
[38]دراسة هامة حول التوزع السكاني في محافظة الحسكة السورية,http://www.inewsarabia.com/485/%D8%AF%D8%B1%D8%A7%D8%B3%D8%A9-%D9%87%D8%A7%D9%85%D8%A9-%D8%AD%D9%88%D9%84-%D8%A7%D9%84%D8%AA%D9%88%D8%B2%D8%B9-%D8%A7%D9%84%D8%B3%D9%83%D8%A7%D9%86%D9%8A-%D9%81%D9%8A-%D9%85%D8%AD%D8%A7%D9%81%D8%B8%D8%A9-%D8%A7%D9%84%D8%AD%D8%B3%D9%83%D8%A9-%D8%A7%D9%84%D8%B3%D9%88%D8%B1%D9%8A%D8%A9.htm, 21 Eylül 2013.
[39]Nevzat Çiçek, “Rojava'da gerçekten ne oldu işte cevabı”,http://www.timeturk.com/tr/makale/nevzat-cicek/rojava-da-gercekten-ne-oldu-iste-cevabi.html, 11 Eylül 2013.
[40]Cities, http://www.kurdwatch.org/index.php?cid=183&z=en, 11 Eylül 2013.
[41]ANHA/EFRÎN, “YPG 3 merkezde vurdu”,http://yeniozgurpolitika.blogspot.com/2013/09/ypg-3-merkezde-vurdu-ypg-gucleri-til.html?spref=tw, 11 Eylül 2013.
[42]Hindissa, “War Over Oil Adds to Kurdish-Islamist Tension”,http://shabab.ayyam.org/en/story/war-over-oil-adds-kurdish-islamist-tension,13 Eylül 2013.
[43]دراسة هامة حول التوزع السكاني في محافظة الحسكة السورية, adı geçen internet sitesi.
[44]Cities, http://www.kurdwatch.org/index.php?cid=183&z=en11 Eylül 2013.
[45]القامشلي, http://www.aljazeera.net/news/pages/145e5cc8-760c-40fd-85f2-c7c104d665c2, 21 Eylül 2013.
[46]Cities, a.g.e.
[47]دولة الأكراد المتخيّلة في سوريا...هل قابلة للحياة اقتصادياً؟,http://www.zamanalwsl.net/readNews.php?id=36225,  21 Eylül 2013.
[48]Cities, a.g.e.
[49]İso Barzan, https://twitter.com/barzaniso, “Serê Kanî (Resulayn) çok farklı, Arap nufüsü çoğunlukta, Kürtlerin Serêkaniye'de bir yanlışı Arap-Kürt çatışmasına neden olurdu”, 12 Haziran 2013; Serêkaniyê saldırılarının arka planı, http://www.haberdiyarbakir.com/serekaniye-saldirilarinin-arka-plani-56835h/, 15 Eylül 2013.
[50]دراسة هامة حول التوزع السكاني في محافظة الحسكة السورية, adı geçen internet sitesi.
[51]تل حاصل,http://ar.wikipedia.org/wiki/%D8%AA%D9%84_%D8%AD%D8%A7%D8%B5%D9%84Nahiye’de bulunan Kürtler Yezidi olup Dına aşiretinden gelmektedirler.
[52]Aleppo Governorate, http://en.wikipedia.org/wiki/Aleppo_Governorate, erişim 15 Eylül 2013
[53]A.g.e.
[54]Amed Dicle, http://www.ajansafirat.net/news/guncel/rojava-nedir-ne-degildir-orada-neler-oluyor-amed-dicle.htm, 15 Eylül 2013.
[55]http://www.kurdwatch.org/index.php?cid=183&z=en, 15 Eylül 2013.
[56]عفرين,http://ar.wikipedia.org/wiki/%D8%B9%D9%81%D8%B1%D9%8A%D9%86, 15 Eylül 2013.
[57]Civan Sadun, جبل الأكراد - اللاذقية - دراسة ديموغرافية,http://sawtalkurd1.blogspot.com/2012/06/blog-post_8648.html, 15 Eylül 2013.
[58]Chaliand Gérard, A people without a country: the Kurds and Kurdistan, Interlink Books, 1993, s.195.
[59]Kurdaxî Rizgar,  Kurdax Herêma Çiyayê Kurmênc,http://www.efrin.net/cms/kurdi/index.php?option=com_content&task=view&id=18&Itemid=7, 27 Temmuz 2012.
[60]Efrîn, http://ku.wikipedia.org/wiki/Efr%C3%AEn;http://lokmanafrin.com/images/mapefrin/xerite-efrin-hayr.jpg, 11 Eylül 2013.
[61]http://tirejafrin.com/index.php?page=category&category_id=180&lang=ar http://tirejafrin.com/index.php?page=category&category_id=182&lang=ar http://tirejafrin.com/index.php?page=category&category_id=184&lang=ar http://tirejafrin.com/index.php?page=category&category_id=181&lang=ar http://tirejafrin.com/index.php?page=category&category_id=183&lang=ar http://tirejafrin.com/index.php?page=category&category_id=185&lang=ar http://tirejafrin.com/index.php?page=category&category_id=179&lang=ar,11 Eylül 2013.
[62]Reşîd Mustefa,  Herêma Çiyayê Kurmênc (Efrîn),http://www.efrin.net/cms/kurdi/index.php?option=com_content&task=view&id=12&Itemid=7,    14 Haziran 2012.
[63]Afrin District, http://en.wikipedia.org/wiki/Afrin_District, 14 Haziran 2012.
[64]Efrîn, http://ku.wikipedia.org/wiki/Efr%C3%AEn,http://lokmanafrin.com/images/mapefrin/xerite-efrin-hayr.jpg, 11 Eylül 2013.
[65]Mustafa Kafalı, “Suriye Türkleri”, http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/haber60008-Suriye_Turkleri.html, 11 Eylül 2013.
[66]Halep’ten sonra Afrin’e saldırı, http://www.ozgur-gundem.com/?haberID=53970&haberBaslik=Halep%E2%80%99ten%20sonra%20Afrin%E2%80%99e%20sald%C4%B1r%C4%B1&action=haber_detay&module=nuce, 21 Eylül 2013.
[67]Anf, Halep ve Afrin’de hangi silahlı gruplar var?,http://www.aykiridogrular.com/haber-1004-Halep-ve-Afrinde-hangi-silahli-gruplar-var.html, 15 Eylül 2013.
[68]Kobanê, http://ku.wikipedia.org/wiki/Koban%C3%AA, 15 Eylül 2013.
[69]Chaliand Gérard, A people without a country: the Kurds and Kurdistan, Interlink Books, 1993, s. 195.
[70]Ayn al-Arab District, http://en.wikipedia.org/wiki/Ayn_al-Arab_District, 15 Eylül 2013.
[71]محمد علو, ناحية "الشيوخ".. التاريخ يزامن الحاضر,http://www.esyria.sy/ealeppo/index.php?p=stories&category=places&filename=200910191215011, 17 Eylül 2013.
[72]Amed Dicle, http://www.ajansafirat.net/news/guncel/rojava-nedir-ne-degildir-orada-neler-oluyor-amed-dicle.htm, 15 Eylül 2013.
[73]Jordi Tejel,  Syria's Kurds: history, politics and society,  Routledge, 2009.
[74]Bowen Jeremy, “Syria crisis: UN says more than 2m have fled”,http://www.bbc.co.uk/news/world-middle-east-23937972, 23 Eylül 2013.
[75]Mesud Hasan, المعابر الحدودية حول القامشلي: مخرج ومدخل الأزمات الكردية,http://www.assafir.com/Article.aspx?EditionId=2531&articleId=307&ChannelId=61079#.UkFB5IbIYt0
[76]Aziz Köylüoğlu, “Rojava’ya ikinci ‘Arap kemeri’ tehdidi”,http://www.ozgur-gundem.com/?haberID=81911&haberBaslik=Rojava%E2%80%99ya%20ikinci%20%E2%80%98Arap%20kemeri%E2%80%99%20tehdidi&action=haber_detay&module=nuce, 23 Eylül 2013.
[77]آلجي حسين, الديموغرافيا الكردية.. معادلة غير مستحيلة الحل,http://www.gemyakurdan.net/gotar-nerin/gotari/item/14495-2013-09-18-13-47-34.
[78]Haninke Augin K.,  “The Assyrians and Kurdish Autonomy in Syria”,http://aina.org/releases/20130819193827.htm, 23 Eylül 2013.
[79]Abdulkadir Reşad, رشاد عبدالقادر, مسيحيو القامشلي السورية يخشون تعرضهم للتهجير
بعضهم يقف مع النظام السوري ليس حباً فيه وإنما خوفاً من المستقبل,http://www.alarabiya.net/articles/2012/02/13/194406.html, 23 Eylül 2013.
[80]“Kurdish Attack on Assyrians Leaves Two Dead in Syria”,http://www.christiansofiraq.com/2deadsyriaap107.html, 23 Eylül 2013.
[81]Aina, “25,000 Christians Besieged By Muslim Rebels in Hasaka, Syria”,http://www.aina.org/news/20130118140722.htm, 23 Eylül 2013.
[82]Köylüoğlu, a.g.e.
[83]Basil Abdülkerim, http://m.ahewar.org/s.asp?aid=348144&r=0&cid=0&u=%C8%C7%D3%E1+%DA%C8%CF+%C7%E1%DF%D1%ED%E3&i=0&q= , 23 Eylül 2013.
[84]Amed Dicle, “Rojava'da Kürt-Arap savaşı!”, a.g.e.
[85]Fazel Hawramy, “Kurdish Jihadists Fight Kurds in Syria”, http://www.al-monitor.com/pulse/originals/2013/08/kurdistan-pyd-syria-jabhat-al-nusra.html.
[86]Morton Abramowitz, “No free pass on Syrian refugees”, http://www.post-gazette.com/stories/opinion/perspectives/no-free-pass-on-syrian-refugees-703566/#ixzz2f3WM0heh, 23 Eylül 2013.
[87]Türkmen Haber Ajansı, Türkmen’in Sesi Gazetesi, “PYD’nin Kuzey Suriye’de Faaliyetleri ve Rojava Gerçeği”,http://www.turkomania.org/tr/pydnin-kuzey-suriyede-faaliyetleri-rojava-gercegi-turkmenler.html
http://www.21yyte.org/ sitesinden 06.09.2016 tarihinde yazdırılmıştır









****