Hizbullah, Başbakanı da Asar Fethullah'ı da Keser!
Necati Doğru,.
28 OCAK 2011 KÖŞE YAZARLARI YAZILARI.,
Biz yazmış olalım. Hizbullah'ın bundan sonra "Korku salacağı" bir numaralı hedefi "Mahkemelerin hakimleri ile adalet yerine gelsin diye çalışan" polis şefleri dir.
Hizbullah, keser, asar!
Domuz bağıyla bağlar.
Kafatası na beton çivisi çakar.
Bodruma mezar kazar.
Cenin pozisyonunda gömer.
Üstüne beton döker.
Namazlık serer!
Gömdüğü ceset üstü namaz kılar.
Hizbullah, kelime anlamı olarak "Allah'ın Partisi" demektir. Hizbullah'ın liderleri, "Tek ve yüce olan Allah adına siyaset" yapan; "Kuran'ı Kerim'in yasalarını
iktidara getirmek isteyen" insanlardır. Öldürmeyi Allah adına yaptıklarını söylerler ve "bu inanç etrafında" toplanmış mümin insanlardır.
188 kişiyi öldürmüşlerdi.
84 kişiyi yaralamışlardı.
Yakalandılar.
Yargılanmaları 9 yıl sürdü.
Dikkatinizi verin.
Bir yıl değil...
İki yıl değil...
Beş yıl değil...
Tam dokuz yıl...
Dokuz yıl sonunda "Ağırlaştırılmış hapse mahkum" edildiler ve hakimlerin verdiği kararın "usule uygun olup olmadığı incelensin" diye gönderildiği üst mahkeme
(Yargıtay) dosya yığınları içinde kalmaya mahkum hale geldiği için Hizbullah tutukluları serbest kaldılar.
Halay çekilerek karşılandılar. Tekbir sesleriyle kucaklandı lar. Arkalarında onlara inananlar var.Bunu da göstermiş oldular ve başta dini kullanarak siyaset yapmakta olan Başbakan ile Fethullah Gülen olmak üzere herkese; internet siteleri aracılığıyla "Hizbullah cemaati, doğduğu topraklarda geniş halk kitlesinden aldığı destekle varlığını sürdürmektedir... Bu süreçten sonra herkes, bu ülkenin gerçeği olan Hizbulah'ı kabul etmeli, Hizbullah ile yaşamayı öğrenmelidir..." dediler.
(Bu haber dünkü gazetelerde yer aldı.)
Şimdi düşünün Yargıtayın hakimleri dosyaları inceledi.
Usul hatası buldu.
Hizbullah sanıklarını dokuz yıl yargılama sonucunda mahkum etmiş hakimlere "usulüne göre yeniden yargılayın" diye geri gönderdi.
Bu hakimleri kim koruyacak Hakimlerin topu yok.
Tüfeği, bombası yok.
Hizbullah'ın arkasında halk var.
Hakimin arkasında kimsesi yok!
Bu durumda hangi hakimin eli varacak da, hangi polis şefinin yüreği yetecek de "Allah'ın kanunlarını iktidara getirme" davası için yola çıkmış; halay çekerek,
tekbir getirerek destek veren halkı da arkasında bulmuş Hizbullah'ı "laik hukuk adına" sorgulayacak, belge toplayacak, kanıt bulacak, yargılayacak, mahkum
edecek!
Ülkeyi bu noktaya getirdiler.
Adalet sisteminde "usul esasın önüne geçmiş", hukuk sistemi "usul bataklığına" gömülmüş ve "hakimle de usulün esiri yapılmış" bir düzende köklü reform
düşünmek yerine iktidar ve onun yandaşları; yargıyı ele geçirme peşinde koşuyor.
Görünen köy!..
Hizbullah, Başbakan'ı da asar
Fethullah Hoca'yı da keser!
Örgüt bizi asla unutmaz uykularımız kaçıyor
Beykoz operasyonuna katılan polis:
HİZBULLAH lideri Hüseyin Velioğlu'nun öldürüldüğü Beykoz'daki villa baskınında en önde bulunan ve güvenlik nedeniyle adını açıklamadığımız
Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli polis memuru SOZCÜ'ye şunları söyledi:
"Hizbullah'ın kafa adamlarının serbest bırakıldığı bize tebliğ bile edilmedi. Örgüt, operasyonlara katılanları unutmaz.
Ben o operasyona görevim gereği canımı ortaya atarak seve seve katıldım. Şimdi böyle bir operasyon görevi verilse yine yaparım.
Teröristlerin serbest kaldığını ben teşkilatımdan değil, televizyonlardan öğrendim.
Açıkçası Uykularım kaçtı. Biz canımızı boş yere mi ortaya koymuşuz?"
***