Emcet Olcaytu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Emcet Olcaytu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Kasım 2017 Çarşamba

DOĞU PERİNÇEKE MUHALEFET EDENLER NEDEN ÖLÜYOR.


DOĞU  PERİNÇEK'E  MUHALEFET EDENLER  NEDEN ÖLÜYOR. 

ÖZGÜR ERDEM 
GÜNDEM
05/07/2015 



Ölümleri şüpheli karşılanan diğer Perinçek muhalifleri: (soldan sağa) Bora Gözen, İbrahim Kaypakkaya, Gani Bozarslan, Hasan Yalçın.

Doğu Perinçek’in dayısının oğlu, 40 yıllık parti arkadaşı, avukatı ve Silivri’deki hücre arkadaşı Emcet Olcaytu 25 Haziran 2015’te vefat etti. 

Perinçek muhalifti diye kuzeni Emcet Olcaytu’nun cenazesine bile katılmadı Doğu Perinçek’in dayısının oğlu, 40 yıllık parti arkadaşı, avukatı ve Silivri’deki hücre arkadaşı Emcet Olcaytu 25 Haziran 2015’te vefat etti. Ölüm nedeni olarak yapılan açıklama kalp krizi ve ardından solunum yetersizliği.

Bu açıklamaya rağmen Emcet Olcaytu’nun ölümü “şüpheli” olarak değerlendirildi, çünkü Olcaytu ile Perinçek arası son dönem bozulmuştu. Emcet Olcaytu özellikle sosyal medyada facebook hesabında Perinçek’e muhalefet yürütmeye başlamıştı. Perinçek’i partiyi “tek adam” olarak yönetmekle suçlayan Olcaytu, 7 Haziran seçimlerinde Vatan Partisi’nin yaşadığı %0.33’lük hezimetin sorumlusu olarak da Perinçek’i işaret etmişti. Yazımızda Emcet Olcaytu’nun SON YAZISI AŞAGIDADIR..

Emcet Olcaytu’nun ölümünden bir hafta önce yazdığı yazı.., ''  Perinçek Partiyi
'' Tek Adam Partisi ’' haline getirdi..,

İŞTE O YAZI ;

 2002 seçimlerindeki hezimetten itibaren bunu görmeliydim...Ne var ki ancak 2007 seçimlerinden sonra yanlışlarımızı görmeye başladım. 2007 seçimlerinden sonra bir değerlendirme toplantısında Kadıköy ilçede Ferit İlsever’le tartıştık. Sonra başkalarıyla tartışmalarım sürdü.

Ergenekon davasında Genel Başkanın hayallerine karşı çıktım.Genel Başkan 6 ay içinde tahliye olacağını zannediyordu. O davadabir yıl boyunca bu hayalini devam ettirdi. 

Bunu bütün avukat arkadaşlar biliyor.

Zaten tututklanmasından 11 ay sonra mahkemedeki ifadesinde bunu özlü bir cümle ile kayda geçirdi. O tutanaklar, herkese açık bir vesile olursa onu da aynen aktaracağım. Şunu da eklemeliyim. 
Ergenekon tertibinin belgelerini Fethullahçıların hazırladığını da, Ergenekon savcılarının hedefi olacağımı bile bile Aydınlık’ta ilk defa ben yazdım.
(Genel Başkanın görüşüne uygun olmadığı için birçok yazı gibi bu dizi yazı da, Aydınlık’ın internet sitesinden silindi. Neyse ki Can Dündar’ın sitesinde ilk yazı duruyor.)30 Mart 2008 tarihinden itibaren Aydınlık’ta imzalı olarak arka arkaya “Ergenekon belgelerini Fethullahçılar yazdı” başlığı ile 5 yazı yazdım. 

(Aydınlık’ın bu sayıları sahaflarda kitap fiyatına satılıyor. Bunlardan birinin fotoğrafını ekliyorum.) Genel başkan, bu tespitlerime itibar etmedi. O, savcıları ve mahkemeyi ikna ederek tahliye olacağını zannedecek kadar iyimserdi. Mahkeme başkanı Köksal Şengün’e çok güveniyordu. Bu nedenle de Silivri’de aynı koğuşta kalırken sık sık tartıştık. Benden başka hiçbir arkadaş, Genel Başkana karşı çık(a) madı..

Genel Başkan o dönemde partiye yaptırdığı açıklamaları, yazdığı yazıları partinin sitesinden sildirdi. Yetmedi, kendisinin hatalı görüşlerini içeren yazılarla birlikte benim yazdıklarımı da Aydınlık’ın sitesinden sildirdi.

O süreçte yönetici geçinen diğer arkadaşların kapasitelerini (!) Genel Başkan Vekili Hasan Basri’nin emireri gibi talimatlara boyun eğdiğini yakından gördüm. 
Sonunda Hasan Basri de buna daha fazla dayanamayarak istifa etti. “Oda Tv’de yayınlanan mektubu” da yalanlayamadı. Genel Başkan o konuda da gerçeğin üzerini örtmeye çalıştı. O zaman da buradan eleştirdim.

Partide kapalı kapılar arkasında yapılan tartışmalar kimseyi doğru yola sevk etmiyor. Çünkü Genel Başkan partiyi tek adam partisi haline getirdi. Partinin içinde neler olup  bittiğine dair, bir çok bilgi geliyor. Ama ben, sadece “halka açıklanan politikalar üzerinden” eleştirilerimi yazıyorum.
Durum kısaca böyle...! 
(Facebook, 20 Haziran 2015, orijinali için: https://goo.gl/cbaUlt)

DEVAM EDELİM..

Perinçek’e yönelik eleştirilerine çok girmeyeceğiz. Merak eden okurlarımız facebook’ta Emcet Olcaytu’nun kişisel sayfasına bakıp öğrenebilir. Ancak Doğu Perinçek,  Olcaytu’nun 28 Haziran Pazar günü kaldırılan cenazesine katılmadı bile. Bu da elbette “şüphe”leri artırdı, bunu ifade etmeden geçemeyeceğiz.

Bu nasıl bir kindir? Sırf muhalefet yürütmeye başladı diye insan 40 yıllık partili dostu, yakın akrabası ve hücre arkadaşının cenazesine
katılmaz mı?

Emcet Olcaytu bilindiği gibi Perinçek’in dayısının oğluydu. 70’li yılların başından beri Aydınlık hareketi içinde yer alan Olcaytu, bir avukat olarak da yaklaşık 40
yıldır Perinçek’in davalarına giren isimdi. İşçi Partisi’nde de 1999’dan 2010’a kadar Merkez Disiplin Kurulu üyeliğini yapmış, hatta Perinçek’in ancak çok güvendiği birisine emanet edebileceği başkanlığını da uzun bir süre yürütmüştü.

Olcaytu, 11 Eylül 2005 ile 5 Kasım 2006 tarihleri arasında Aydınlık dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yürütmüştü. Ergenekon operasyonları kapsamında 28 Eylül 2008’de tutuklanmış, 11 Kasım 2010’a kadar toplam 26 ay Silivri Cezaevi’nde kalmıştı. Bu sürede Perinçek ile aynı hücreyi paylaşmıştı. Olcaytu-Perinçek anlaşmazlığının Ergenekon davaları sırasında başladığını Olcaytu’nun facebook sayfasında yaptığı bir paylaşımdan anlıyoruz.

(Bu paylaşımı yazımızın ÜST ekinde okuyucularımıza sunduk )

Olcaytu’nun 28 Haziran 2015’te gerçekleşen cenazesine Doğu Perinçek katılmadı. Aydınlıkçı hareketin önde gelen isimlerinden de katılımın az olması dikkat çekiciydi. 
Perinçek, Emcet Olcaytu’nun ölümünün ardından tek bir satır yazı yazmadığı gibi Aydınlık ve Ulusal Kanal’ın internet sitelerinde cenazeyle ilgili haber bile yer almadı. 

Halbuki, aynı gün kaldırılan Ahmet Davutoğlu’nun eniştesinin cenazesi ana sayfadan “Davutoğlu ailesinin acı günü” başlığıyla haberleştirilmişti!
Anlaşılan Emcet Olcaytu’nun ölümü Perinçek ailesi için bir “acı gün” değildi! Ve Olcaytu’nun cenazesinin Davutoğlu’nun eniştesininki kadar bir haber değeri yoktu!

Tabii, bu durum da Olcaytu’nun ölümü üzerindeki “şüphe”leri artırdı.

Perinçek’e muhalefet yürütenlerin şüpheli ölümleri..,

Bu ilk değil... Perinçek’in siyasi hayatı devam ettiği sürece (maalesef) son da olmayacak... Ne hikmetse Perinçek’e muhalefet yürüten pek çok kişinin sonu “şüpheli” ölüm olmuştur:

İbrahim Kaypakkaya, Bora Gözen, Gani Bozarslan, Hasan Yalçın...

Kısaca anlatalım...

İbrahim Kaypakkaya:

İbrahim Kaypakkaya, 12 Mart’tan sonra Perinçek’ten ayrılıp TİKKO’yu kurmuştu. 12 Mart cuntası tarafından yakalandıktan sonra işkencede öldürüldü.

Saklandığı yerin jandarmaya Perinçekçiler tarafından söylendiği yıllardır anlatılır. Ayrıca o dönem Perinçek’in sağ kolu olarak bilinen Halil Berktay’ın Perinçek’e yazdığı bir mektupta İbrahim Kaypakkaya’yı öldürmeyi planladıkları anlatılır. (Bu mektup OdaTV.com’da da yayınlanmıştı. Ama ne hikmetse OdaTV. com Berktay’ın bu mektubu Perinçek’e yazdığının üzerinde hiç durmamış sorumluluğu sadece Berktay’a yüklemişti!)

Bora Gözen:

Bora Gözen, Perinçek’in 12 Mart döneminde lideri olduğu TİİKP’nin (Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi) önde gelen 5-6 isminden biriydi. 1973’te,

Filistin kamplarında öldürülen 8 Aydınlıkçıdan biridir. Aydınlıkçılar saldırıyı İsrail’in düzenlediğini söyler. Ancak ilginç olan bir durum var.

Bilindiği gibi, 12 Mart öncesinde Filistin kamplarına o kadar devrimci gitmişti. Ne hikmetse

İsrail bir tek Aydınlıkçılara operasyon düzenlemişti. Ve ne hikmetse Filistin’e giden o kadar Aydınlıkçı içinde bir tek Bora Gözen’in içinde bulunduğu grup hedef olmuştu. 

Şüpheleri artıran bir diğer unsur ise Bora Gözen’in Perinçek’e muhalif olması. Bora Gözen’in de Perinçek’e muhalefet yürütenler arasında yer aldığı, bu 
yüzden Kaypakkaya grubunu desteklediği ve Filistin’den dönünce Perinçek’ten ayrılmaya karar verdiği anlatılır. Hatta başka bir söylentiye göre, Filistin’de saldırıya uğrayan 8 Aydınlıkçının tümü hareketten ayrılıp Kaypakkaya taraftarlarına katılmaya karar vermişti! 

Gani Bozarslan: 

80 öncesi Aydınlıkçı hareket içinde muhalefet yürütmesiyle tanınan bir şairdi. Kürtçü yazar Mehmet Emin Bozarslan’ın oğludur. 
Mayıs 1978’de cesedi Üsküdar sahilinde bulundu. “Gizli bilgiler” yayınlamakla övünen ve siyasi cinayetlerin failleri hakkında doğru-yanlış yayın yapmayı çok 
seven Aydınlık ne hikmetse “Gani Bozarslan’ın katillerini bulacağız” açıklaması yapmasına rağmen bu konuya bir daha hiç değinmedi. 
Katilleri bir türlü bulunamayan Gani Bozarslan’ın babası Mehmet Emin Bozarslan oğlunun ölümünden hep Aydınlıkçıları sorumlu tuttu. Hatta bu konudaki 
iddialarını “Kalemim Silahımdır” kitabında uzun uzun anlatır. 

Hasan Yalçın: 

Aydınlık hareketinin kuruluşundan itibaren içinde ve önde gelen yönetici kadrosu içinde yer alan Hasan Yalçın, 12 Eylül’den sonra hep muhalif çizgiyi temsil etmişti. 2002’de kalp krizinden öldüğü açıklandı. Ne hikmetse Perinçek, 40 yıllık bu yol arkadaşının ölümünün ardından çıkan Aydınlık’taki başyazısında Hasan Yalçın’dan tek satır bile bahsetmedi. Aydınlık, bir “Hasan Yalçın özel sayısı” 
hazırlayacağını duyurdu ama o özel sayı hiç çıkmadı. Cenazeden bir hafta sonra ise Aydınlık’ta sadece cenazeye katılanların bir listesi yayınlandı. Ne Hasan Yalçın’ı anlatan değerlendirme, ne de tanıtan bir yazı!.. Anlaşılan Perinçek de Hasan Yalçın hakkında yazmamakta ısrar etmişti ki cenazede yaptığı konuşma metni “başyazı” olarak konulmuştu! (Perinçek’in Hasan Yalçın’a gösterdiği bu vefasızlık “Doğu Perinçek’in 50 Yılı” kitabında kupürleri ve belgeleriyle mevcuttur.) 

Sandık Cinayeti: 

Her ne kadar Perinçek ile direkt bir bağlantısı kanıtlamamış olsa da, Türkiye’de “sol içi şiddet”in ilk örneği olarak bilinen ünlü “Sandık Cinayeti”nde de Aydınlıkçıların rolü vardır. Sanıkların hemen hemen hepsi ya Aydınlıkçıydı ya da bir dönem onlarla birlikte hareket edip ayrılmış isimlerdendi. 
Hatta davanın firari sanıklarından birisi halen Perinçek’in genel başkan yardımcısıdır! 

Bütün bu ölümler ve son olarak Olcaytu’nun vefatı, Perinçek’e muhalefet yürütmek isteyenlere bir gözdağı. 

Perinçek partisindekilere iki seçenek sunuyor: “Ya liderliğimi kabul edin ya da çekip gidin.” Üçüncü bir seçeneğe imkan vermiyor!..

ÖZGÜR ERDEM 
05/07/2015
Türk Solu Dergisi
Sayı 491

http://www.turksolu.com.tr/dogu-perinceke-muhalefet-eden-oluyor/


..