Erdoğan'ın Çiftliğinde Bir Bürokrat , Bir Kahya, Bir de Gül
Fatma Sibel Yüksek
Açık İstihbarat
Tarih:11/08/2014
Türü:İç Politika
Erdoğan'ın tahmin edilenden çok daha düşük bir profili Başbakanlık koltuğuna oturtması güçlü bir ihtimaldir.
Öyle ki Ahmet Davutoğlu bile hayalleri ile başbaşa kalabilir..
Başbakanlık koltuğuna 28 Ağustos'ta Yalçın Akdoğan, Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, hatta Çağatay Kılınç bile oturabilir..
Böyle bir Başbakan'ın üstünde sadece Çankaya'daki Erdoğan'ın değil, hükümetin iki derin gücü Hakan Fidan ve Efgan Ala'nın da vesayeti olacaktır.
www.acikistihbarat.com
11.08.2014
Cumhurbaşkanlığı muhabirlerine veda eden Abdullah Gül, (Bu arada böyle bir muhabirliiğin var olduğunu öğrendik)
"Bu partinin kurucusuydum. İlk başbakanı ve cumhurbaşkanıyım. Partiye dönmekten daha doğal bir şey yok. Cumhurbaşkanlığım bittiğinde şüphesiz ki partime döneceğim" sözleri ile siyasetin gündemini bir anda epey erken bir Erdoğan - Gül savaşına çekti.
Takip etmeyenler için özetleyelim, bu şu demek:
Gül'ün "devam" mesajı vermesi, " Başbakan olmak istiyor " olarak algılandı ve AKP bu açıklamanın ardından olağanüstü kongre tarihini Gül'ün görev süresinin bitiminden bir gün önceye, yani 27 Ağustos'a aldı. Böylece Gül'ün genel başkan adayı olmasının önü kesildi.
AKP yetkilileri kongre tarihinin asla Gül'ün pozisyonunu düşünerek alınmadığını söyleseler de cin şişeden çıktı ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin üzerinden 24 saat geçmeden ilk büyük krizin ayak sesleri duyuldu..
Bu durum ilginç bir durumdur ama Gül-Erdoğan savaşının başladığına inanıp erken sevinçlere kapılınmasının ne kadar mantıklı olduğundan emin değiliz.
Bir kere Gül, "Partimde devam edeceğim" sözünü "Genel Başkan adayıyım" anlamında değil, "öylesine" söylemiş olabilir. Ya da sırf kendisine bir dokunulmazlık zırhı ayarlanmasının pazarlığını yapıyor olabilir...
Neden?
Çünkü Gül, açık meydan okumaların, yüksek sesle savaş ilan etmelerin adamı değildir.
Sonra Gül, parti teşkilatlarının Erdoğan'a ne kadar bağlı olduğunu en iyi bilen kişilerden biri olarak bu şartlar altında genel başkan adayı olmanın ağır bir yenilgiye uğramak anlamına geldiğini bilmez mi?
Tabii bizlerin bilemeyeceği, Gül'ün bildiği başka bir şey yoksa..(Gülen'in sinsi bir şekilde teşkilatları ele geçirmiş olması gibi...)
Neticede, Tayyip Erdoğan'ın işaret etmeyeceği bir ismin Genel Başkan ve Başbakan olması mevcut durumda imkansız.
Ve Tayyip Erdoğan, Gül ve Arınç gibi parti kodamanlarını kesinlikle emekliye ayırmak istiyor.
Gül, bu şartlar altında riske girmez..
Erdoğan'ın tahmin edilenden çok daha düşük bir profili Başbakanlık koltuğuna oturtması güçlü bir ihtimaldir.
Öyle ki Ahmet Davutoğlu bile hayalleri ile başbaşa kalabilir..
Başbakanlık koltuğuna 28 Ağustos'ta Yalçın Akdoğan, Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, hatta Çağatay Kılınç bile oturabilir..
Böyle bir Başbakan'ın üstünde sadece Çankaya'daki Erdoğan'ın değil, hükümetin iki derin gücü Hakan Fidan ve Efgan Ala'nın da vesayeti olacaktır.
"Partinin bütünlüğünü kim ayakta tutacak?"
diye sorulacak olursa, partide bu konuda "bürokrat" veya "kâhya" sıkıntısı yaşanacağını sanmıyoruz, ipler nasılsa Erdoğan'ın elinde olacak..
Vitrine oturtulan düşük profilli Başbakan'ı nasıl Efkan Ala idare edecekse, partiyi de yine Erdoğan adına Hüseyin Çelik gibi orta düşüklükte profiller pekâlâ idare edebilir...
Sorun, Erdoğan'ın artık kendini bile aşmaya başlayan "tek adamlığı" doğanın ve Allah'ın kurallarına rağmen nasıl idare edeceği sorunudur..
Açık İstihbarat @ 2014
http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10504
...