İttifaklar Çöküyor, Çok şey değişiyor
Bülent ESİNOĞLU
bulentesinoglu@gmail.com
Tarih: 15-10-2014 14:06
Aslında başlık dünya içinde geçerli ama biz iç dünyamıza bakalım.
2002 Genel Seçimleri yapılmadan önce, Erdoğan’ı iktidara taşıyan, Kutsal İttifakı hatırlatmak, neden çok şeyin değiştiğini ve değişeceğini bize anlatacaktır.
Bölücü Kürtler, Türkiye sermayesini elinde tutan kişiler ve başta F-Tipi olmak üzere dini cemaatler bu kutsal ittifakın bileşenleriydi.
Kutsal İttifakın yapıştırıcısı da, Atlantik ötesiydi. Ve uzantısı olan Avrupa’ydı.
Kutsal İttifakın önüne konulan program da, Amerika’nın programıydı.
Programın içinde, üniter devletin bölünmesi ve uluslararası sermayenin önündeki tüm engellerin kaldırılmasıydı.
İttifak ve yapıştırıcısı tamam da, halk Erdoğan’ın arkasına nasıl yığılacaktı?
İktidarı ele geçirme, bir medya savaşı meselesi olduğundan, medyada halka karşı ağır bir savaş sürdürüldü. Bildiğiniz gibi tüm savaşlar medyada başlar orada biter.
Siyasi iktidar kuvvet kazandı. 13 yıldır iktidarını medya savaşı ile sürdürüyor.
Ancak kutsal ittifakın önemli bileşenlerinden olan Cemaat, iktidardan aldığı payı büyütmek isteyince, kutsal ittifakın anlaşmalarını bozdu.
Cemaatin ittifaktan çıkarılması pek de kolay olmadı.
Ayrılma tam olarak gerçekleşmiş değil.
Cemaat polis ve yargıda örgütlü olduğundan bu iş uzadı.
Sonuç itibariyle, Cemaatle olan ittifak bitmiştir.
Cemaatin, ABD ile olan ilişkileri düzenliyor olmasından ötürü, ABD’nin ittifak içindeki yapıştırıcı işlevini sekteye uğratmıştır.
Yeni bir gelişme olarak; Yargının bağımsızlığını yeniden elde etmiş olması; hem siyasi iktidara, hem de Cemaati zayıflatmıştır.
Kutsal İttifakın Kürt bileşenine gelince; Açılım adı altında bir süreç yürütülmüşse de, bunda da sona geliniştir.
Çünkü İttifakın karşısında tek bir Kürt Hareketi yoktur. Kürt burjuvazisi başka şey istiyor, silahlı ve şiddet yanlısı olanlar başka şey istiyor.
Şiddet ve Türk devleti ile savaştan yana olanlar ittifakı bitirmiştir.
Başka bir deyişle, siyasi iktidarın, Açılım süreci diye yürütebileceği bir süreç ortadan kalkmıştır. Her ne kadar Amerikan bağımlısı liberal sermaye bölünmeye desteğini sürdürse de…
Yetmez ama Evetçiler, yani liberal sermayenin kültürel temsilcileri ittifaktan zaten çekilmişlerdi.
İttifakın bu üç ana bileşeni siyasi iktidarı desteklemekten vaz geçince, ya da kerhen destekler gibi görününce, ABD desteği de sorunlu hale gelmiştir.
Buna, ABD ve Batının, Türkiye çıkarları ile uyumlu olmayan talepleri de gelince, bu uygulanması imkânsız taleplere TSK direnince, ABD desteği iyice azalmıştır.
Amerikan gazetelerinde “Türkiye artık bilim müttefikimiz değil” manşetleri gelince; ABD’nin siyasi iktidara karşı tavrı sertleşmiş olduğu netlik kazanmıştır.
Böyle bir durumda, siyasi iktidarın Türk Ordusunun dediklerini yapmaktan başka sığınacak yeri kalmamıştır.
İttifak dağılmış, siyasi iktidar boşlukta kalmıştır.
Amerika Türkiye’de destekleyebileceği bir düzen partisi aramaktadır.
ABD, CHP ve MHP’yi, Türkiye’yi yönetebilecek ve bölgedeki Amerikan çıkarlarını koruyabilecek örgütlenmeler, olduğuna inanmıyor.
Özetle, düzen partisi olabilecek ve ABD’nin çıkarlarını sürdürebilecek bir örgütlenme ortada görünmüyor.
Onun için, sermaye çevreleri, milli görünümlü bir Amerikancı parti nasıl üretebilirizin çabası içindedir.
Kolay bir iş değil. Görüntü milli ve halkçı olacak, işlev egemen çevrelerin isteklerini yerine getirecek bir parti!
Öte yandan Türkiye’yi zorlu bir ekonomik kriz bekliyor.
Siyasi iktidarın zayıfladığı, ancak, kriz sebebiyle acıtıcı karalar almak sürecinin dayattığı, bir döneme giriyoruz. Yani zor kullanan iktidar gerekiyor.
Böyle durumlarda, ABD’nin Türkiye’de ne yaptığını çok iyi biliyoruz. Amerika ile bütünleşen bir darbe; Türkiye ve halkımız için yıkım olur.
Öyle inanıyorum ki, büyük sermaye çevrelerinin tek isteği; ABD’nin örgütlediği bir darbedir.
15.10.2014,
bulentesinoglu@gmail.com
http://www.kemalistler.org/yazarlar/bulent-esinoglu/ittifaklar-cokuyor-cok-sey-degisiyor/324/
.