Sevinelim mi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sevinelim mi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Şubat 2015 Perşembe

Avrupa bizi Alkışlamış. Sevinelim mi?





Avrupa bizi Alkışlamış. Sevinelim mi?




21 Ocak 2000 Cuma 

Türkiyede anlayamadığım ve hiç bir zaman da anlayamayacağım bir şeyler oluyor. Ülkeyi yöneten üç partinin sayın liderleri biraraya geliyorlar ve 7.5 saat görüşüyorlar. Sonunda Türk ve dünya kamuoyu tarafından 30 000 den fazla insanımızın ölümünün baş sorumlusu olarak kabul edilen eşkiyabaşı hakkında bağımsız yargı tarafından verilen ölüm cezasının infazi işleminin ertelenmesi için karar alıyorlar. Atatürkçü geçinenler, aydın olduğunu iddia edenler tarafından tebrik ediliyor ve alkışlanıyorlar. Devlet için yaptıkları bu büyük hizmet dolayısıyla kutlanıyorlar. Kamuoyunu yöneten ve yönlendiren muhterem basın organlarımız bu başarının büyüklüğünü ballandıra ballandıra anlatıyorlar. Avrupa'da çok önemli kimselerin ve kuruluşların bu muhteşem ve tarihi karar için bize "AFERİN " dediklerini vurguluyorlar.

Beyefendiler; AFFEDERSİNİZ ! Bunun adına SÖMÜRGECİLİK denir. 20 nci asrın başında ulu önder ATATÜRK tarafından tarihi yenilgiye uğratılan ve artık tarihin tozlu sayfalarına gitmeye hazırlanan sömürge yönetimi sizin uğurlu ellerinizle diriltilmiştir. Dünyaya hayırlı olsun.

Evet böyle şeyler yetiştirilerek tayin edilmiş sömürge yönetimlerinde görülür. Ne yazıktır. Bugün sömürge yönetimi izlenimi verenler; dünyada sömürge ve sömürgeciye karşı başarılı bir mücadele vererek, başta kapitülasyonlar olmak üzere kendi varlık ve egemenliğine ortak olan bütün unsurları yurdundan kovup ve tam bağımsızlığını kazanmış olan Türkiye Cumhuriyetini temsil etmektedirler.

Heyhat ki ! Ne Heyhat ! Nereden Nereye ! Atatürk 'ten; Demirellere, Ecevitlere, Yılmazlara, adı bile milliyetçi olan bir partinin lideri Devlet Beylere. Bu kadarmı zayıfız ? Bu kadarmı iradesiziz? Bizi kim idare ediyor millet olarak bilmeye hakkımız var. Sizi biz seçtik. Bu halk seçti. Sizi bu halk yıllardır o mevkilerde tuttu. Siz ise bu halka düşman olanlara , daha birkaç gün önce 6 yetişmiş vatan evladını katleden devlet ve millet
düşmanlarına arka çıkıyorsunuz. Sizde çok iyi biliyorsunuz ki, bu insanları şehid edenlerin arkasında size bugün " aferin" diyenler var. Yani bu eli kanlı PKK örgütünü hazırlayıp Türkiye Cumhuriyetinin başına musallat edenler var. Bunlar tabiidir ki sizi alkışlayacaklar. Demek ki bunu istiyormudunuz? Alkışlarınız hayırlı olsun.

Bizi Avrupaya almayacaklar korkusu niye. Biz zaten Avrupalıyız. Bugün sadece birkaç devletin birarada bulunduğu bir örgüte yaranabilmek için egemenlik hakkımızdan taviz veriyoruz. Gerek yoktur. Biz bu avrupaya 1363 te girdik. Sadece girmekle kalmadık, bugün bizim alınmamız için karar verme durumunda olan ülkeleri de asırlarca yönettik. Onlara tarihlerindeki en uzun huzur ve güven ortamını yaşattık. Bunu unutmak gaflettir.
Atatürk'ün deyimiyle delalettir.

Türkiye başlıbaşına bir devlettir. Ve BAĞIMSIZDIR. Bu bağımsızlığın bedeli ise milyonlarca Türk canı ve şehit kanıdır. İcazet almasına gerek yoktur. Halk yönetime zaten destek vermiştir. Bu en büyük ve en geçerli destektir. Başka desteğe ihtiyaç yoktur.

Şimdi sizlere soruyorum. Ey bizim sayın yöneticilerimiz!
Sizler Türkiye Cumhuriyetinin kanunlarını bilmiyormuydunuz? PKK'nın başının bağımsız Türk mahkemelerinde idamdan başka ceza alamayacağını yeni mi öğrendiniz? Bu durumda onu ve örgütünü başımıza bela edenlerin bugünkü tutum ve davranışlarını daha önceden kestiremedinizmi ? Bunun için yüksek makamlar işgal etmeye ve üniversiteler bitirmeye hiç gerek yoktu. Sokaktan geçen herhangi bir Türk insanına
sorsanız bunu size söylerlerdi.

Cevap veremiyorsunuz değil mi? Neden getirdiniz bu cani başını ülkeye. Kalsaydı İtalya'da, kalsaydı Rusyada. Hiç değilse bu kutsal vatan topraklarını mevcudiyetleri ile kirletmezlerdi. Oralarda kalsaydı." Gücümüz yoktu .Hukukumuz yetersizdi. Veya Ne yapalım vermiyorlar" diyerek bugün galeyana gelmiş , acılarını haykıran ve milletle paylaşmaya çalışan şehit yakınlarının duygularını belki bastırabilirdiniz. Ancak bugün bu şansınızı kaybettiniz. Özürünüz yoktur. Eğer var diyorsanız, bu özürünüz kabahatinizden büyük olacaktır......

Anlamak istiyorum. Ne kazandık? Basınımız söz birliği etmişcesine büyük bir başarıdan ve büyük uzlaşmanın ülke için yararından bahsediyor. Aydın bellediğimiz koca koca lakaplı gravatlı beyefendiler "aman ne güzel yaptık" diyerek seviniyorlar. Anlayamıyorum. ÇÜNKÜ YAPILANLAR AKLIMA, FİKRİME, BİLGİME ve 30 YILLIK DEVLET TECRÜBEME uymuyor.

Keşke bu milletin yetiştirdiği bir aydın olarak anlayabilsem. Ve aynen benim gibi anlamakta zorlanan bu asil millete olanları anlatabilsem.

Anladığım kavrayabildiğim ve bilebildiğim kadarıyla bunun adına " SÖMÜRGE YÖNETİMİ" denir. Hani yüce önderimizin emir ve komutası altında tarihe gönderdiğimiz yönetim. Ankarada Anıttepede Atatürk; HAYRETLE VEDE İBRETLE BU ACI MANZARAYI SEYREDİYOR. Bilin ki yattığı yerden duruma bakarak acı duyuyor ve kemikleri sızlıyor.

Yüce önderimize bunu yapmaya hakkınız olmadığını ve bu milletin bunu haketmediğini düşünüyorum. Huzurlarınızda bu asil millete sabırlar diliyorum...

Dr. Tahir Tamer Kumkale
21 Ocak 2000 Cuma

http://www.kumkale.net/yazi.asp?id=5

..