Ne Anlama Geliyor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ne Anlama Geliyor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Haziran 2016 Cumartesi

Son Terörist Eylemler Ne Anlama Geliyor?



Son Terörist Eylemler Ne Anlama Geliyor?



Yazar: Ümit Özdağ


             2015’in hem Türkiye hem de çevresi için çok ağır sorunlar ile geçeceği anlaşılıyordu. PKK’nın bir ayaklanmaya hazırlandığının bütün kanıtları ortada. PKK’nın ayaklanmayacağını söyleyenlerde buna gerekçe olarak IŞİD’in PKK üzerindeki baskısını gösteriyorlar. Kimse “Öcalan ile müzakereler çok iyi gidiyor ondan dolayı PKK ayaklanmaz” demiyor. PKK’nın ayaklanmayacağını düşünenler, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta PKK üzerinde uyguladığı baskının PKK’nın ayaklanma için Türkiye’ye eleman aktarmasını engelleyeceğinden hareket ederek ayaklanma olmayacağını ileri sürüyorlar.    

             PKK, sadece Güneydoğu Anadolu’da değil, İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde de örgütlenmesi sürdürüyor. Önümüzdeki günlerde büyük şehirlerde PKK eylemlerinin daha da yoğunlaşması şaşırtıcı olmayacak. PKK’nın gençli örgütü olan YDG-H, dün twitter hesabından şu mesajı yayınladı: “Hareket Olarak Tek Taraflı Yürütülen Adına Çözüm Süreci Dedikleri Süreci Askıya Alıyor, Silahlarımız Katillerin Ensesinde olduğunu Duyuruyoruz.” Bu açıklamanın anlam ve sonuçlarını önümüzdeki günlerde göreceğiz.

          Öte yandan terör eylemlerinin bu sene sadece PKK ile sınırlı kalmayacağı anlaşılıyor. İstanbul’da DHKP-C tarafından gerçekleştirilen polise yönelik birisi başarısız öteki bir polisimizin şehit olmasına yol açan eylemler, DHKP-C’nin ve belki de küçük terörist grupların önümüzdeki dönemde gündeme gelmek için eylem geliştireceklerini gösteriyor. Arka arkaya gerçekleşen iki terör eylemi tesadüf değildir. Anlaşılan Türkiye önümüzdeki dönemde yaşama geçirilmeye hazırlanan bir eylem bütünü ile karşı karşıyadır. İstihbarat analizcileri DHKP-C eylemleri söz konusu olduğu zaman özellikle dış dinamikler üzerinde dururlar. Bu eylemlerde güvenlik görevlilerinin dış dinamikler üzerinden tahliller yapacaktır. DHKP-C tahlillerinin arkasında dış dinamik aranmasının önemli bir nedeni, anılan örgütün yönetici kadrolarının Avrupa ülkelerinde yaşamaları ve yaşadıkları ülkelerin istihbarat servislerinin “gözetiminde” yaşamalarıdır. Hiçbir ülke ve istihbarat servisi bir terör örgütünün lider kadrosunu bedava yani ödeme yapmadan ülkesinde bulundurmaz.


            DHKP-C eylemlerinin kısmi istikrarsızlık yaratıcı etkisi muhakkak ki olacaktır. Ancak şu ana kadar gerçekleştirilen tek başına türde eylemler ile Türkiye gibi ağır terör eylemi travmaları yaşamış bir ülke olan Türkiye’yi değil istikrarsızlaştırmak, kısa süreli sarsmak dahi mümkün değildir. 1968’den bu yana aşamalı olarak terör dalgalarının hemen her türlüsünü yaşayan bir ülke olan Türkiye’de insanlar bir anlamda psikolojik olarak aşılanmışlardır. Eğer Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması için  özellikle Batı kaynaklı bir siyaset var ise ülkemizin çok daha etkili/kapsamlı terör dalgaları yaşaması planlanmaktadır demektir.
            Türk halkı gibi Türk güvenlik sistemi de MİT-Jandarma-polis terör konusunda dünyadaki en deneyimli güvenlik sistemlerinin başında gelmektedir. Terör dalgası boş ve direnç olmayan bir alanda değil, terör deneyimli bir halk ve güvenlik teşkilatının var olduğu ülkede gerçekleşecektir. Ancak Türkiye açısından sorun, PKK’nın Güneydoğu Anadolu’da ayaklanmaya hazırlandığı, büyük şehirlerde küçük ayaklanmalar ile belirli semtleri işgal edip kurtarılmış bölge oluşturmak için hazırlandığı bir dönemde güvenlik bürokrasisinin suikastler ile baskı altına alınması, diğer bir ifade ile terörize edilmesidir.

         PKK-DHKP-C eylemleri “organik bir birliktelik olmasa dahi” eş zamanlı ve üzerinden anlaşılmadan dahi olsa “koordineli” şekilde gerçekleşir ise zaten 2015 senesini çok zor geçireceği anlaşılan Türkiye daha da zor bir yıl geçirecektir.   



..

20 Haziran 2016 Pazartesi

ABD-PKK Askeri İşbirliği Ne Anlama Geliyor?




ABD-PKK Askeri İşbirliği Ne Anlama Geliyor?



Yazar: Ümit Özdağ
22 EKİM 2014 ÇARŞAMBA


ABD-PKK’nın Suriye kolu olan PYD ile açık görüşmelerinin dışında Ayn El Arap’da IŞİD ile PKK/PYD arasında devam eden çatışmalara  PKK lehine yoğun bir şekilde müdahale etti. Amerikan uçakları günlerden beri, PKK/PYD’li terörist unsurlara hava desteği veriyorlar. Bu hava desteği PKK’lıların Amerikalı pilotları yerden yönlendirmesi şeklinde gelişmiş durumda. Ya da  Amerikalı özel kuvvet mensupları, Amerikalı pilotların IŞİD hedeflerini daha etkili vurabilmesi için yerden Ayn El Arap içinden hedef yönlendirmesi yapıyorlar. Buna askeri dilde ileri hava kontrolörlüğü deniliyor. Amerikalı askerler orada olsa da olmasa da, PKK-ABD hava-kara işbirliği bütün boyutları ile gerçekleşiyor. Amerikan uçaklarının PKK/PYD’ye atmış olduğu silah ve cephane yardımı da işbirliğini geliştiren bir başka husus.
PKK-PYD ile ABD arasındaki işbirliği/temas sadece askeri alanda kalmıyor. Amerikalı yetkililer, “PYD’yi terörist örgüt olarak tanımlamıyoruz” diyerek,  PKK/PYD ile siyasi temas ve görüşmeleri çok açık ve rahat bir şekilde sürdürüyorlar. ABD’nin PYD’yi terörist örgüt olarak tanımlamadığını açıklaması, PKK içinde dolaylı bir aklanma niteliği taşımaktadır. ABD-PKK/PYD ilişkilerinin anlamı,  ABD’nin Ortadoğu’daki Kürt politikasının parçası. ABD, içinden geçilen süreçte, Kuzey Irak dahil bağımsız bir Kürt devletine karşı. Ancak burada belirleyici olan kavram “içinden geçilen süreçte” kavramı; yani ABD Kürt devletini bağımsız birleşik Kürdistan anlamında bir kaçınılmazlık olarak görüyor. Ancak Washington, “içinden geçilen süreci” bağımsızlık süreci olarak değil, Türkiye-Irak-Suriye’de birleşik Kürt devletinin temellerinin hazırlanacağı süreç olarak değerlendiriyor.
2003-2004’de Amerikan ordusunun Irak’ı işgali sırasında gerçekleşen ABD-Kuzey Irak Kürt gruplar işbirliği ki, bugünkü Amerikan-Kürt silah arkadaşlığının/ittifakının oluştuğu dönemdir. Şimdi Suriye’de Ayn El Arap’ta PKK/PYD ile ABD arasında bir silah arkadaşlığının temelleri atılmaktadır.
ABD, PKK/PYD ile ilişkilerini geliştirirken, diğer yandan da AKP Hükümetinden geçmişin intikamını almaktadır. ABD, geçtiğimiz yıllarda AKP Hükümetinden IŞİD’in Suriye kolu olan El Nusra’yı desteklememesi ve El Kaideci diye nitelendirdiği cihatçı mobil selefi unsurların dünyanın dört bir köşesinden gelip Türkiye’yi koridor olarak kullanmasına izin vermemesi konusunda ısrarla talepte bulunmuştur. Ankara bu talepleri El Nusra’yı terörist örgüt olarak görmediği gerekçesi ile  reddetmiştir. Şimdi Washington bunun intikamını almaktadır.
Öte yandan ABD, AKP Hükümetini Ayn El Arap’a Barzani’nin peşmerge yollamasını kabul etmesi için zorlamış ve bunu başarmıştır. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun peşmergelere Türkiye üzerinden geçiş hakkı verildiğine dair açıklamayı yaptığı sırada ses tonu ve kurduğu cümleler baskının  ağırlığını göstermektedir. Öte yandan bu konuda baskı sadece Amerikan baskısı değildir. PKK’nın son haftalarda çıkarmış olduğu ve bütün Türkiye’yi kapsayan terör eylemleri de AKP Hükümetinin geri adım atmasına neden olan diğer gelişmedir.
Özetle, ABD-PKK ilişkilerinin yeni bir aşamaya girdiği kesindir. Ancak PKK ile müzakere eden AKP Hükümeti, bu müzakereler PKK’yı meşrulaştırırken bunu düşünmeli idi. 
http://www.21yyte.org/ sitesinden 20.06.2016 tarihinde yazdırılmıştır


..