KAPALI DENİZ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KAPALI DENİZ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Nisan 2017 Pazar

HAZAR’DA TEHLİKELİ OYUNLAR: AVRASYA DOSYASI BÖLÜM 4


HAZAR’DA TEHLİKELİ OYUNLAR: AVRASYA DOSYASI  BÖLÜM 4


Hazar’da Silahlanma Yarışı 

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Hazar Denizi kıyısında yeni bağımsızlığını kazanmış cumhuriyetlerle beraber ortaya çıkan ve diplomatik 
kanallarla yürütülmesine üstünlük verilen paylaşım ve statü sorunu, bölgede yürütülen mücadeleye paralel olarak yerini askerî çözümlere bırakma eğilimi göstermiştir. Bu ise ciddî bir güvenlik sorununun bulunduğu Hazar’da silahlanma yarışını da beraberinde getirmiştir. 
Kıyıdaş ülkeler her ne kadar sorunların çözümünde diplomatik kanallara üstünlük verilmesinin önemini ve Hazar’ın silahsızlandırılması gerektiğine yönelik açıklamalar yapmalarına rağmen Hazar’daki petrol ve doğal gaz yataklarını olası bir komşu tecavüzüne karşı korumak için mevcut deniz güçlerini güçlendirmek için yoğun bir çaba içerisine girmişlerdir. 

Bu çabanın özellikle İran silahlı kuvvetlerinin 23 Haziran’da Azeri gemilerini taciz etmesiyle başlayan olaylardan sonra daha da hız kazandığı gözlenmektedir. 

Sovyetler Birliği askerî mirasından en büyük payı alan ve buna ek olarak Karadeniz’deki askerî varlığının bir kısmını da bu bölgeye kaydırarak Hazar bölgesinin en büyük askerî gücü konumuna gelen Rusya, yine de mevcut silahlı gücü ile yetinmek istememektedir. Son günlerde hızlı bir silahlanma çabası içerisine giren Rusya, Dağıstan’ı korumak için oluşturduğu 17 gemilik yeni deniz filosunu son derece modern silahlarla donatmıştır. Diğer yandan Rusya, Hazar’ın kıyısında bulunan Kaspisky, Heşterhan ve Mahaçkale’deki üslerin altyapısını 
yenileneceği de bildirilmiştir.138 Hazar’da İran’ın tacizleriyle başlayan askerî gerginliğin ardından Rusya Federasyonu Savunma Bakanı Sergey 
İvanov, Hazar Filosu’nu denetlemeye gitmiştir.139 

Rusya, Hazar’daki askeri gücünü "uluslararası terörizmle mücadele" için yenilediğini açıklamıştır. Ancak bu açıklamaların inandırıcılığı konusunda ciddî şüpheler bulunmaktadır. Zira, Hazar’da başlayan silahlanma yarışının statü ve kaynak paylaşımı konularından kaynaklandığı ve bölgede devam eden jeopolitik üstünlük sağlama yolundaki mücadelenin bir sonucu olduğu bilinmektedir.140 Hazar Denizi’nde en güçlü donanmaya sahip olan Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan ile yaptığı Hazar’ın dibinin ulusal sektörlere bölünmesi ve yüzeyinin ise ortak kullanılması yönündeki anlaşmalar ile aslında Hazar’da hiçbir engelle karşılaşmadan askerî gücünü bütün bu coğrafyada kullanabilme imkanı elde etmek niyetinden kaynaklanmaktadır.141 

Son günlerde Hazar’da politik çözümler yerine askerî çözümlere ağırlık veren İran'ın Hazar kıyısında 4 ayrı donanması bulunmaktadır. 

Hazar'ın güneydoğu ve güneybatı uçlarında yer alan üslerden ilki Enzeli'dedir. Bu üste makineli tüfeklerle donatılmış 12 devriye gemisi, 25 sürat teknesi ve 11 hücumbot görev yapmaktadır. İkinci üs Noushehr kentinde kuruludur. 400 personelin görev yaptığı bu üste 4 devriye gemisi, hafif makineli tüfeklerle donatılmış 12 tekne bulunmaktadır. İran'ın Hazar kıyısındaki üçüncü üssü Bender-Gez'de 280 asker, 12 devriye gemisi ve 30 tekne, Bender Humeyni'deki üste de 10 devriye gemisi ve 25 tekne görev yapmaktadır. İran'ın hava kuvvetleri de Azerbaycan'a yönelik ciddî bir tehdit oluşturmaktadır. Azerbaycan'a en yakın hava üssü Sardar kentindedir. Bu üste 17'şer uçaklık 2 F-5 filosu 
ve Amerikan yapımı helikopterler bulunmaktadır. Bunun yanı sıra İran'ın Azerbaycan'la olası bir savaşta kullanabileceği 4 hava üssü daha var. Tahran, Hamadan, Dizful ve İsfahan'daki bu üslerde 50 adet F-4 ve F-5, 48 adet F-14 savaş uçağı vardır.142 

1992’de paylaştırılan Sovyetler Birliği’nin Hazar’daki askerî mirasından pay alan ikinci ülke Azerbaycan’dır. Zira Sovyet mirası dört yere bölünmüş ve Azerbaycan’a ise yüzde 25’lik bir pay düşmüş ve Hazar’da bu mirastan 60 civarında savaş gemisi almıştır. Bununla Azerbaycan, Hazar’da Rusya ve İran’dan sonra üçüncü büyük deniz gücüne ulaşmıştır.144 Diğer yandan Azerbaycan’ın Bakü ve Mingeçevir şehrinde hava savunma sistemleri bulunmaktadır. Bu sistem içerisinde 49 adet Su ve Mig tipi savaş uçağı mevcuttur.145 Gebele bölgesinde bulunan ve Rusya’nın kullanımında olan bölgenin en büyük dinleme istasyonu "Gebele" Azerbaycan Hava Savunma sistemlerine önemli katkılar sağlayabilecek kapasitededir. Son zamanlarda sık sık İran’ın hava sahası ihlaline maruz kalan Azerbaycan bu nedenle Patriot ve SS300 füzeleri alarak hava savunmasını kuvvetlendirmek istemektedir.146 

12 Aralık 1995 tarihinde BM tarafından kabul edilen "sürekli tarafsızlık statüsü"yle ancak sınırlı sayıda ordu ve askeri donanım bulundurabilen Türkmenistan, SSCB’nin dağılmasından sonra Hazar’daki Sovyet askerî varlığı sadece Azerbaycan ve Rusya arasında paylaştırılmıştı. Rusya lehine yüzde 25’lik hakkından feragat eden Türkmenistan bu mirastan bir pay almamıştı. Hazar’daki askerî donanmasını sıfırdan kurmaya başlayan Türkmenistan özellikle Ukrayna ve Rusya'dan alacağı silah ve hücumbotlarla Hazar’daki deniz gücünü ve 
hava kuvvetlerini güçlendirmeye çalışmaktadır. Bu amaçla Ukrayna ile silah (hücumbot) alım anlaşmaları imzalayan Türkmenistan bu hücumbotları 
hem de Hazar’daki Türkmen petrol ve gaz yataklarının korunmasında kullanacağını açıklamıştır. Ukrayna’dan 20 adet Sahil Muhafaza gemileri (10 adet 40 tonluk ve 10 adet 8 tonluk gemiler) almak istemektedir.147 Türkmenistan diğer yandan hava gücünü de güçlendirmek kararındadır. Bu amaçla otuz adet SU 25 tipli savaş uçağını Gürcistan’da modernize etme çalışmalarını sürdürmektedir.148 

Hazar'da coğrafî olarak en büyük paya sahip olan Kazakistan Hazar’daki Sovyet askerî mirasından kendi rızasıyla feraget etmesi sebebiyle fazla bir askerî güce sahip değildi. Ancak Hazar’da gerginleşen ortamda Kazakistan, özellikle Rusya ve Türkiye’den aldığı hücumbotlarla bir deniz filosu oluşturmaya çalışmaktadır. 1997’de Sınır Muhafız Gücü oluşturan Kazakistan 1998’de ise "Bars" ismini verdiği özel bir deniz muhafız birliği kurmuştur. Bugün Aktau ve Atırau limanlarında 10 adet hücumbot, 3 adet Mi 8 ve 6 adet Mi 2 helikopter ile üç 
bin asker bulunmaktadır.149 Diğer yandan Kazakistan 1996’da Rusya’dan 1996’dan 5 adet sahil güvenlik gemisi almıştır. Ukrayna ile Kazakistan arasında deniz kuvvetleri için değişik silahların alımı ile ilgili görüşmeler de sürmektedir.150 Kazakistan’ın özellikle Türkiye ve ABD ile işbirliği yaparak deniz gücünü artırmayı hedeflediği düşünülmektedir. 

Sonuç: 

Zengin hidrokarbon kaynakları ve yeni jeopolitik konumu ile Hazar Denizi Avrasya coğrafyasının en önemli bölgesi konumundadır. 

Bu sebeple Hazar havzası, nüfuz mücadelesinin en sert geçtiği bölgelerin başında gelmektedir. 

Hazar’da bir türlü çözüme kavuşturulamayan "statü" sorunu, aslında bölgesel ve uluslararası çapta yürütülen jeopolitik üstünlük mücadelesinin bir neticesidir. Zira belirlenecek statü bir çok konuyu da aydınlığa kavuşturacaktır. Boru hatları güzergahları, kaynakların paylaşımı, ekolojik dengeler ve jeopolitik kazanımlar statü sorununun nasıl halledilmesine bağlı olarak şekillenecektir. 

Yeni jeopolitik düzende yaklaşık on yıldır uluslararası bir mücadeleye sahne olan Hazar’daki statü tartışmalarında bugün gelinen nokta oldukça farklı bir şekil almıştır. Zira bir çok ülke başlangıçta savundukları fikirlerden vazgeçmiş, bazıları ise karşılıklı tavizler vererek anlaşmaya varmışlardır. Özellikler Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan bu konuda oldukça önemli mesafeler katederek deniz dibinin ulusal sektörlere bölünmesi ve su yüzeyinin ise ortak kullanımı konusunda belirli bir konsensüse gelmişlerdir. Türkmenistan, Azerbaycan ile olan tartışmalı yataklar dışında bu gruba daha yakındır. İran ise en başından beri takındığı olumsuz tavrı sürdürmeye ve denizin beş eşit parçaya bölünmesi tezini savunmaya devam etmektedir. Bu sebeple eski Sovyet cumhuriyetlerinin bir şekilde anlaşabilecekleri varsayılsa bile çözümsüzlükten yana çıkarları bulunan İran’ın çözüm önerilerine sıcak bakmayacağı düşünülmektedir. 

Hazar Denizi, sadece zengin hidrokarbon ve deniz ürünleri kaynakları ile değil, aynı zamanda jeopolitik konumu sebebiyle de yeni dünyanın en önemli nüfuz mücadelesi mekanlarından birisidir. Dolayısıyla, bu bölgede yaşanan nüfuz mücadelesi sadece kıyıdaş ülkelerden ibaret değildir. Uluslararası aktörlerin de faal olarak iştirak ettiği bu nüfuz mücadelesinin kısa zaman dilimi içerisinde bir neticeye varması beklenmemelidir. 

Hazar’da devam eden statü sorununun kısa vadede bir neticeye varması düşünülmediği gibi, bu coğrafî mekân her an yeni tartışma kaynaklarını ortaya çıkaracak bir potansiyeli de içerisinde barındırmaktadır. 

DİPNOTLAR;

1 Vladislav Yuriçsın, "Kaspiiskie Şahmatı: Moskva vvodit Novuyu Figuru", 
http://www.uzbekistanerk.org/2ru280700.html, 28 Temmuz 2000 
2 "Orta Asya ve Hazar Denizi Petrolleri Üzerinde Poker Oyunu", 
http://www.turkiye.net/mbinay/news/analiz2.htm, 28 May›s 2001 
3 http://www.caspianenvironment.org/counrties.htm, 14 Eylül 2001 
4 Z. N. Eminov, Azerbaycan’ın Fiziki ve İktisadi Coğrafyası, Derslik, Bakü, 2000 ss. 36-40; R. Rehmanov, 
A. Rehimov, Xezer ve Neft, Azerneşr, Bakü 1961, s. 22; http://www.president.ir; http://www.president.az; 
http://www.grida.no/enrin/htmls/turkmen/soe2/russian/backgr/general.htm; 
http://www.undp.org/rbec/nhdr/1996/russia/; http://www.president.kz/main/mainframe.asp?lng=ru 
5 "Türkiye ve Dünyadan Petrol Haberleri Bülteni", Mart 1997, s. 4. 
6 Rehmanov, Xezer ve Neft, s. 108 
7 Rahman Kurbanov, "Morskaya Neftegazadob›ça i ee Problem›", Caspian Energy Dergisi, Bakü, No: 3, 2000 
8 Mahmud ‹smay›l, Azerbaycan Tarihi, Bakü, 1993, ss. 178-180 
9 R.F. Mamedov, "Mejdunarodno Pravavoy Status Kaspiyskogo Morya, Kak Pograniçnogo Ozera" Beynelhalg Hügug, Bakü, 1998, No: 1, s. 10 
10 L. Yevgraflina, "Azerbaycan Xezerin Statusunun Müeyyenleşdirilmesi Meselesinde Telesmelidirmi?", Ayna Gazetesi (Bakü), 2 Kasım 1996 
11 Dokumenti Vneşney Politiki SSSR. M. Politizdat, Moskova, 1965. s. 429 
12 Bir deniz mili 1.852 m’dir. 
13 E. Kamiloğlu, "Hezerin Statüsü Meselesinin Hellinin Merkezi Bakıya Keçmişdir", Ayna Gazetesi (Bakü) 1 Ağustos 1998 
14 Sbornik Deystvuyuşih Dogovorov, Soglaşeniy Konvektsiy Zaklyuçennıh SSSR s Inostrannımi Gosudarstvami, M. Gospolitizdat, Moskova, 1956, ss. 71-72. 
15 Arkadii Dubnov, Arif Hüseyinov, "Persidskii Razliv: Tegeran Naznaçil Rossiyu Sudyoy v Spore s Baku", 7 Ağustos 2001 
16 T. Tatarayev, "Hezerin Statusu ve Neft Mugavileleri", Azerbaycan Gazetesi (Bakü) 18 Ocak 1995 
17 "Dördlük, Yohsa Beşlik?", Bizim Esr Gazetesi (Bakü), 8 A¤ustos 2001 
18 Nikolay Sergeyeeviç Strolyarov, "Kak Sovmestit Moral i Vneflnyuyu Politiku: Rossiya Sama Vinovata v Tom, fito Utratila Svoe Vliyanie Na Kaspii", 
http://www.zakavkazye.org/projects/caspy/analatica#2up 
19 Hesen A¤acan, "Hezer Dü¤ünü Getdikçe Böyüyür", Ekspress Gazetesi, (Bakü) 26 Haziran 2001 
20 "Alma-Atinskaya Deklaratsiya", http://www.president.kz/main/mainframe.asp?lng=ru 
21 Artem Borisov, "Kaspiiskiy Pirog Bolfloy, Hvatit Na Vseh", 
http://www.transcaspian.ru/cgi-bin/web.exe/rus/6425.html 
22 Nikolay Sergeyeeviç Strolyarov, "Kak Sovmestit Moral i Vneflnyuyu Politiku: Rossiya Sama Vinovata v Tom, fito Utratila Svoe Vliyanie Na Kaspii", 
http://www.zakavkazye.org/projects/caspy/analatica#2up 
23 Azerbaycan’ın Azeri, Ç›rak ve Güneflli (derin sular) rezervuarlarını geliştirmek amacı ile kurulan 11 yabancı üyeli (TPAO da yüzde 6.75 hisseye sahip) 
Konsorsiyum 30 yıl içinde yaklafşık 4.5 milyar varillik üretilebilir petrol rezervlerini üretmek ve pazarlamak amacı ile, 1994’den beri faaliyettedir. 
A. Necdet Pamir, Bakü-Ceyhan Boru Hattı: Orta Asya ve Kafkasya’da Bitmeyen Oyun, Ankara, ASAM Yayını, 1999, s. 55 
24 Elman Nesirov, Azerbaycan Nefti ve Beynelhalk Mügavileler (1991-1999), Bakü 1999, s. 29 
25 BP-Statoil, Amoco, Gasprom, Lukoil, Penzoil, Unocal, Mc Dermott Int., Ramco, TPAO ve Delta firmaları 
26 Saule Baycaunova, " Kazakistan Petrol ve Gazının Türk ve Rus Dış Politikalarındaki Yeri ve Önemi", Avrasya 
Dosyası ABD Özel Sayısı, Ankara, ASAM YayInı, Cilt 6, SayI 2, Yaz 2000, s. 257 
27 Kadir Dikbaş " Hazar’da Dans ", da Diyalog Avrasya Dergisi, İlkbahar 2000, s. 17 
28 Sovyetler Birliği’nin Hazar’ı kapalı deniz olarak tanımlaması, 1940’lı yıllarda SSCB’nin uyguladığı askeri strateji doktrini ile ilgilidir. 
29 Sovyetler Birliği’nin dağılmasInın ardından paylaşılmaya başlanan Sovyet mirası içerisinde enerji sektörünün 
de taksimatı yapıldı. Bu taksimatta Hazar enerji kaynaklar› üzerinde öteden beri "öncü" rolü bulunması sebebiyle 
en çok payı (deniz platformları, helikopterleri, gemileri vs.) Azerbaycan aldı. " Na Kaspii Mojno Sozdat Ekonomiceskiy Soyuz", Nezavisimaya Gazeta, 28 Eylül 2000) 
30 Ayaz Gocayev, "Hezer Behanedir Dava Neft Davasıdır", Panaroma Gazetesi (Bakü), 14 Kasım 1996 
31 Şahin Memmedov, "Hezerin Satusu: Hereket Mexanizmi Yavaşladılmış Mina", Ekspert Dergisi (Bakü) No: 8-9, 2000 
32 Caspian Sea, http://www.wws.princeton.edu/wws401c/1998/caspian.html. 
33 Nijerya, Çad ve Niger aras›ndaki Çad Gölü; Kenya, Yanzanya ve Uganda aras›ndaki Viktoriya Gölü; Uganda ve Zaire aras›ndaki Alberta ve Edward Gölleri; 
İsviçre ve İtalya arasındaki Lugano ve Majore Gölleri, Tanzanya, Malawi ve Mozambik arasındaki Nyasa Gölü; Tanzanya, Zaire, Brundi ve Zambiya arasında 
Tangayika Gölü; Kanada ve ABD arasındaki Büyük Göller ile Fransa ve İsviçre arasındaki Ceneva Gölü bu kabilden göllerdir. 
Bkz: Clive Schofield and Martin Pratt, "Claims to the Caspian Sea", Jane’s Intelligence Review, fiubat 1996 
34 Yolbars A. Kepbanov, " Hazar Denizi’nin Yeni Yasal Statüsü Bölgesel İşbirliği ve İstikrarın Temelidir", 
Alaeddin Yalçınkaya (der.) Türk Cumhuriyetleri ve Petrol Boru Hatları, Ankara, Bağlam Yayıncılık, 1998, ss 57-58. 
35 "Prezident Aliyev Kritikuet Pozisiyu Aflxabada po Razdely Kaspiya", 
http://www.e-journal.ru/n18075186.html, 18 Temmuz 2001 
36 ibragim Mamedov, " Igrı Bez Galstukov: Itogom Geopolitiçeskogo Pasyansa, Razlojennogo Na Kaspii, Budet 
Formalnaya Vstreça Prezidentov", Echo Gazetesi (Bakü), 7 Ağustos 2001 
37 Mexman Gafarlı, "More Problem, Status Kaspiya Vryadli Budit Opredelen v Blijayflee Vremya", Nezavisimaya Gazeta (Moskova), 01 Mart 2001 
38 Ekaterina Teseminkova, "Rossiya Smeflflaet Aksent›", Nizavisimaya Gazeta (Bakü), 10 Haziran 2001 
39 V.F. Gurin, "Pravovoy Status Kaspiskogo Morya i Problemi Obespeçeniya Natsionalnıx İnteresov Rosiiskoy 
Federasii v Prikaspiyskom Regione", 19 Haziran 2001; İran’ın ve genelde diğer ülkelerin payları degişik kaynaklarda 
farklı Şekillerde verilmiştir. Ancak en çok değişiklik arzeden İran’ın payı yüzde 12 ile 14 arasında değişmektedir. 
http://caspian.ru/cgi/lenta.cgi#2235,  6 Haziran 2001; Bazı gözlemciler İran’ın belli tavizler 
vererek anlaşmaya yanaşması halinde Hazar’daki payının yüzde 16’lara kadar çıkabileceğini ileri sürmektedirler. 
40 Vladimir Babak, "Neft Kaspiya v Otnofleniyax Kazaxstana s Rossiey" Centralnaya Aziya i Kavkaz, No: 1 (2) 1999, s. 125. 
41 Fuad Hesenoğlu, "Neft Mügavilesinin Nece Müdafie Etmek Olar " Azadlıg Gazetesi (Bakü), 29 Eylül 1994. 
42 Sinan O¤an, "Azerbaycan’ın Tanımlanamayan Ekonomisi ve Türkiye ile Ekonomik ilişkileri", Avrasya Dosyası 
Azerbaycan Özel Sayısı, Cilt 7, Sayı 1, İlkbahar 2001, s. 65. 
43 Azerbaycan Gazetesi (Bakü), 7 Haziran, 1994. 
44 Cynthia M. Croissant, Michael P. Croissant, "Hazar Denizi Statüsü Sorunu: ‹çeri¤i ve yans›malar›", Avrasya Etüdleri Dergisi, TİKA Yayını, Cilt 3, Sayı 4, Kış 1996/97. 
45 Andrey Smirnov, "More ili Ozero: Politika Protiv Geografii", Kommersant Daily, (Moskova) 24 Ağustos 1994. 
46 Diğer yandan 23 KasIm 1993'te Azerbaycan sahillerine yak›n deniz kısmı da dahil olmak üzere Azerbaycan 
topraklarındaki petrol ve gaz yataklarınIn keşfedilme ve işlenme alanlarında iki ülkenin işbirliğinden bahseden 
Azerbaycan-Rusya hükümetler arası bir anlaşma imzalanmıştır. Lukoil'in temsilcileri görüşmelerde hiç bir 
şeyi kendi başlarına gerçekleştirmediklerini açıkladılar. Lukoil, o dönemde hisse senetlerinin kontrol paketinin 
devlete ait olduğu bir petrol Şirketidir. Yaptıkları işlerde yukarıda belirtilen hükümetler arası anlaşmaya 
dayanmıştır. Nikolay Sergeyeviç Strolyarov, "Kak Sovmestit Moral i Vneşnyoyo Politiku: Rossiya Sama 
Vinovat v Tom, fito Utratila Svoe Vliyanie Na Kaspii", 
http://www.zakavkazye.org/projects/caspy/analatica#2up 
47 Azerbaycan Gazetesi (Bakü), 24 Eylül 1994. 
48 "Problema Nefti i Gosudarstva Prikaspiskogo Regiona", http://eurasia.org.ru/book/aibol11.htm 
49 Rusya, Mart 2001’de yeni bir teklifte bulunarak Hazar’ın kuzeyini, Rusya ve Kazakistan arasında bugün iki 
ülkenin üzerinde anlaşmış olduğu paylara göre bölünmesini ve güney yarısını ise üç eşit parçaya (her bir ülkeye 
yaklaşık yüzde 17 pay düşmek üzere), Azerbaycan, İran ve Türkmenistan aras›nda paylafltırılmasını teklif etmiştir. 
50 Vladimir İliç Maksimenko, "Status Kaspiskogo Morya i Sotrudnicestvo Prikaspiskix Gosudarstv", 
http://www.transcapian.ru, 19 Eylül 2000 
51 Eldar İsmayılzade, "Gazaxistan Hezerin Dibinin Bölünmesine Razıdır", Azatlık Gazetesi (Bakü), 10 Nisan 1998 
52 Rusya’nın bir diğer endişesi ise Hazar’ın deniz olarak kabul edilmesi durumunda bu su havzasının Kara Deniz 
ile bağlantısını sağlayan ve Rusya Federasyonu coğrafyası içerisinde bulunan Don ve Volga nehirlerinin 
" Uluslararası su yolları " olarak tanınması ve Hazar’ın uluslararası denizciliğe açık hale gelebileceği korkusudur. 
53 Nazim Cafersoy, Eyalet Merkez Düzeyinden Eşit Statüye: Azerbaycan-Rusya İlişkileri (1991-2000), Ankara 
Çalışmaları, Ankara, ASAM yay›n›, Ekim 2000, s. 35. 
54 "Na Kaspii Mojno Sozdat Ekonomiceskii Soyuz", Nezavisimaya Gazeta (Moskova), 28 Eylül 2000. 
55 "Viktor Kalüjniy: Medlit c Opredeleniem Statusa Kaspiya", 
http://www.ng.ru/economics/2001-1002/3_kaluzhny.html ,   2 Ekim 2001. 
56 V. F. Gurin, "Rossiya Povoraçivayetsya Litson k Kaspiyu", 
http://www.e-journal.ru/bzarub-st5-14.html 
57 Magsudul Hasan Nuri, "Hazar Denizi Bölgesi: Sorunlar ve Belirtiler" Avrasya Etüdleri, Ankara, say› 19, İlkbahar-Yaz 2001, s. 15. 
58 T. Tatarayev, "Hezerin Statusu ve Neft Mugavileleri" Azerbaycan Gazetesi (Bakü), 18 Ocak 1995; Ayaz 
Gocayev, "Hezer Behanedir Dava Neft Davasıdır", Panaroma Gazetesi (Bakü), 14 Kas›m 1996; Sedreddin 
Hesensoy, "Hezer Her İki Variantda Azerbaycanındır", Ağrıdağın Sedası Gazetesi (Bakü), Kasım 1994; 
Hacıbaba Abbasov, "Hezer Göldür, Derdi ise Denizler Gederdir..." Ekonomiks Gazetesi (Bakü), 29 Temmuz 1995. v.b. 
59 Elnur Soltan, " Hazar’ın Hukuki Statüsü: Çizilemeyen Sınırlar", Stratejik Analiz, Cilt 12, Sayı 13, MayIs 2001, s. 65. 
60 Namık Kemal Yolga, " Kapalı Deniz Hukuku " 1996. 
61 Bu sözleşmenin ilgili maddeleri uyarınca; Devletler kendi karasularını 12 deniz mili uzunluğunda, karasal marjine bağlı olarak 200 ile 350 mil arasında 
kıta sahanlığı ve 200 mil uzunluğunda "münhasır ekonomik bölge" ilan etme hakkIna sahiptirler. 
62 Kenan Çelik, Cemalettin Kalaycı, " Azeri Petrolünün Dünü ve Bugünü ", Avrasya Etüdleri, TİKA Yayını, Ankara Sonbahar-Kış 1999, No: 16, s. 111. 
63 "Law, Basis of Iran’s Action in Caspian Sea", Tehran Times (Tahran), 14 Ağustos 2001. 
64 Arkady Dubov, "Kak Vladimir Putin Vişel iz Kaspiyiskogo Tupika". 
http://strana.ru/stories/2000/10/08/971006128/971177674.html, 10 A¤ustos 2000. 
65 Mustafa Adıgüzel, Azerbaycan Mevzuatı, (der) Ankara, Hazine Müsteşarlığı Yayını, 2000, s. 5. 
66 Sinan Oğan, " Yüzyılın Dramı: Azerbaycan’da Göçmen (Kaçkın) Sorunu", Avrasya Dosyası Azerbaycan Özel Sayısı, Ankara, ASAM YayınI, İlkbahar 2001, ss. 431-454. 
67 Viktor Grebsov, " Kaspii: fitormovoye Preduprejdenie", http://www.ng.ru/cis/2001-08-08/5_resourse.html, 8 Ağustos 2001. 
68 E. Ehmedov, "Xezerin Statusu ile Bağlı Mesele Yeniden Gündeme Gelir", 525. Gazete (Bakü), 7 May›s 2001. 
69 Rasim Musabeyov, "Türkmenistan Heç Neye Nail Olabilmeyecek", Yeni Musavat Gazetesi (Bakü), 6 Ağustos 2001. 
70 Yolbars A. Kepbanov, "The New Legal Status of the Caspian Sea is the Basis of Regional Co-operation and 
Stability", Perceptions, December 1997-February 1998 Volume II – Number 4, 
www.mfa.gov.tr/grupa/percept/ii4/II4-2.htm 
71 http://www.e-journal.ru/n06075075.html , 6 Temmuz 2001. 
72 "Aşgabat’taki Türkmenistan-Azerbaycan Görüşmeleri Sonuçlandı", Neytralnıy Türkmenistan, No: 116, 04 
Mayıs 2001; "Oil rich Caspian Causes Dispute," ISN, 30 Temmuz 2001. 
73 "Konfliktı Raznıx fiirot", Vremya Novostey Gazetesi (Moskova), 23 May›s 2001. 
74 Nezavisimaya Gazeta (Moskova), 12 May›s 2001. 
75 Arif Hüseynov, Arkadiy Dubnov, "Türkmenbaşi Smenil Milost Na Gnev Kaspiiskoe Primirenie Mejdu Baku i 
Aflhabadom Ne Sostoyalos", Vremya Novostey Gazetesi (Moskova), 8 Mayıs 2001. 
76 Neytralnıy Turkmenistan Gazetesi (Aşkabat), 3 Mayıs 2001 
77 İlya Bayko, "V Razdele Kaspiya vse Sredstva Haroı", 
http://www.eurasia.orgçru/200/econom/10_an3.2.htm, 3 Ekim 2000; Hazar’da Rusya Önerisi, 
http://www.ntv.msnbc.com/ , 15 Temmuz 2001. 
78 Viktor Andreev, "Viktor Kalyujnıy ‘Zakril’ Turkmenistan i Podderjal Pretenzii Azerbaydjana", Nezavisimaya 
Gazeta (Moskova), http://ng.ru/cis/2001-09-06/5_kaluzhny.html, 6.09.2001. 
79 Michael Levyled, "Russia: Criticism of Turkmenistan May Aim to Please Azerbajan", RFE/RL, 5 Eylül 2000. 
80 Vladimir Babak. "Neft Kaspiya v Otnofleniyax Kazatana s Rossiey", Aziya i Kavkaz, No: 4, 1994. 
81 A. Reşidoğlu, " Putin Türkmence Danışır ", Ayna Gazetesi (Bakü), 6 Temmuz 2001. 
82 Ludmila Romanova, Ekaterina Tecemnikova, "Putin Ostaivaet Rossiskie interesı Na Kaspii", Nizavisimaya 
Gazeta (Moskova), 10 Ekim 2000; Galina Bazina, 
http://www.strana.ru/stories/2001/01/08/978971938/979051693.html, 09 Ocak 2001. 
83 Cenk PALA, "Boru Hattı Oyununda Bitmeyen Oyun: Hazar’ın Hukuki Statüsü", PetroGas, Mayıs-Haziran 2001, Sayı 23. 
84 Gülnar Nugman, "Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsü", Avrasya Etütleri, SayI 13, İlkbahar 1998, s. 87. 
85 Nesip Nesipli, "İran Azerbaycan Görüşmeleri Gerçekleşecekmi?", Yeni Musavat Gazetesi (Bakü), 30 Temmuz 2001. 
86 R. Resulov, "İmzalanan Mügavileler Üzre İşlenecek Yatagların Yarıdan Çoxu Boş Çixabiler", Ayna Gazetesi (Bakü), 27 Haziran 2001. 
87 "Kaspii Budut Delit, a Baku-Djeyhan Ostavyat Bez Nefti", http://www.smi.ru, 15 Ocak 2001 
88 Hazar kıyılarında sadece "Enzeli" petrol sahasında üretim yapan İran’ın, Hazar’daki ulusal sektörü içerisinde 
bulunulduğu düşünülen petrol ve doğal gaz yatakları oldukça derin sularda yerleştiğinden Şimdilik bu yatakların fazla bir "albenisi" bulunmamaktadır." 
89 R. Aliyev, R. Orucov, R. Nasirov, "Zapadnıy Konsorsiyum Mojet Otkazatsya ot Kontraktov Na Kaspii", 
http://www.caspian.ru, 6 Ağustos 2001. 
90 Michael P. Croissant, "Transkafkasya’da Petrol ve Rus Emperyalizmi", Avrasya Etütleri, Cilt 3, Sayı 1, İlkbahar 1996, s. 20. 
91 "Muharibe Edek, Yoxsa...!", Bizim Esr Gazetesi (Bakü), 4 Ağustos 2001. 
92 Zerkalo Gazetesi (Bakü), 11 Temmuz 1998. 
93 Tevfik Zülfügarov, "Azerbaycan Hezeryanı Ölkelerle Meslehetleşme Aparmalıdı", Yeni Musavat Gazetesi (Bakü), 26 Haziran 2001. 
94 Aleksandr Reutov, "Rossiya i İran Ne Stali Ssoritsya, Vopros o Razdele Kaspiyskogo Morya Otlojen", Kommersant, 13 Mart 2001. 
95 Vladimir Maksimenko, "Prikaspiskiy Region v Mirovoy Ekonomike i Mejdunarodn›x Otnefleniyax", 
http://www.transcaspian.ru/cgi-bin/web.exe/rus/prn00016837.html 
96 "Caspian Sea’s Legal Regime, a Necessity", Tehran Times (Tahran), 16 Temmuz 2000. 
97 Fikret Ertan, "Hazar’da Güvenlik Problemi de Çıkıyor", Zaman Gazetesi (Ankara), 9 Haziran 2001. 
98 Ekaterina Tesemnikova, "Ostrye Grani Postsovetskogo Peredela", Nezavisimaya Gazeta (Moskova), 16 Ağustos 2001. 
99 "Hazar Deniz mi, Göl mü?", Sabah Gazetesi (Ankara), 14 A¤ustos 2001. 
100 "Kalso Vokrug Azerbaidjana Sjimaetsya", Zerkalo Gazetesi (Baku), 28 Haziran 2001 
101 Mihail Pereplesnin, Egor Yaflin, "Kaspiy Nado Delit Spravedlivo", Nezavisimaya Gazeta (Moskova), 25 
Temmuz 2000; Mihail Pereplesin, Egor Yaflin, "ıspitanie Morem Na Kaspii Delat Ne Tolk Neft, No i 
Politiçiskoe Vliyaniye", Nezavisimaya Gazeta (Moskova), 24 Ekim 2000. 
102 Alçin Muraliyev, Serdar Muradov, "Prikaspiskie Nedorazumeniya Azerbaydjan Prodoljayet Vesti Spor o 
Mestorojdeniyax", Gazeta SNG (Moskova), 7 Ağustos 2001. 
103 Aleksey Griibov, "Kypez ili Sardar?", www.rusenergy.com, 11 Haziran 2001 
104 Oleg Baniflevskii, "Politika Baku Utopila Transkaspii?, Nezavisimaya Gazeta (Moskova), 22 Mart 2000. 
105 Azerbaycan ile Türkmenistan arasındaki ilişkiler 1994-1996 tarihleri arasında normal sayılabilecek düzeydeydi ve hatta Türkmenbaşı 
Bakü’yü ziyaret bile etmişti. Ancak 1997’den itibaren Kepez/Serdar sorununun ortaya çıkmasıyla ilişkiler bozulmaya başlamıştır. 
106 "Türkmen Sefiri Gayıdacag", Bizim Asır Gazetesi (Bakü), 7 Haziran 2001. 
107 Bextiyar Tuncay, "Biz Geosiyasi Kataklizmlerden Doğan Müveggeti Rahatsızlıglara Dözmeyi Bacarmalıyıg" 525. Gazete (Bakü), 09 Haziran 2001. 
108 "Aşgabad Nota Gönderib", Bizim Esr Gazetesi (Bakü), 28 Haziran 2001. 
109 http://www.grida.no/enrin/htmls/turkmen/soe2/russian/backgr/backgr.htm 
110 Rasim Musabeyov, "Bize Tezyig Etmeye Çalışırlar", Bizim Asır Gazetesi (Bakü), 7 Haziran 2001. 
111 1999 yılından itibaren Türkmenistan’ın Azerbaycan’da büyükelçiliğinin bulunmasına rağmen Azerbaycan’ın bu ülkede büyükelçiliği bulunmamaktadır. 
112 http://caspian.ru/cgi/lenta$2235, 6 Haziran 2001. 
113 Türkmenistan’ın Mayıs ayında açıkladığı dış borç (alacaklı) ülkeler listesinde Azerbaycan’ın bu ülkeye borcu 52 milyon dolar olarak ifade edilmiştir. 
Azerbaycan 1992-1995 yılları arasında bu ülkeden aldığı doğal gaz karşılığı olan borcunu ödediğini ve sadece 18.7 milyon dolar borc ana parası ve 4 milyon $’da 
faizi olduğunu söylemektedir. Anlaşmada faiz yükümlülüğü olmadığını bildirmektedir. Türkmenistan ise borcun anapara ve faiziyle birlikte 52 milyon dolar olduğunda 
ısrar etmekte ve borcun üçüncü bir tarafa satılabileceği yönünde Temmuz ayında Azerbaycan’a bir nota vererek bu ülkeyi uyarmaktadır. Azerbaycan borcunu bir kısmını 
"mal karşılığı " olarak ödemiştir. 
114 Aleksey Griibov, "Kypez ili Serdar?", www.rusenergy.com, 11 Haziran 2001. 
115 F. Memmedov, ‘ Azerbaycan Hezerde Birinci Garşıdurmanı Uduzur’, Ayna Gazetesi (Bakü), 3 Ağustos 2001. 
116 Senobar fiermatova, "Spor Mejdu Tegeranom, Aflxabadom i Baku izza Morskix Mestorojdenii Perexodit v 
Voennuyu Fazu", Moskovskie Novosti, (Moskova), 31 Temmuz 2001. 
117 Başkent Bakü’den yaklaşık 150 km güneybatıda bulunan Alov, fiark ve Araz yatakları 1998 yılında uluslararası işletime açılmış ve ARDNfi yüzde 40, 
BP yüzde 15, Statoil yüzde 15, Exxon-Mobil yüzde 15, TPAO yüzde 10 ve AEK yüzde 5 pay almışlardır. Ancak bu yataklarda daha üretime geçilememiş ve keşif 
çalışmaları sürdürülmektedir. 
118 "Caspian Oil Hpoes Down But not Out", Agence France Presse, 31 Temmuz 2001; Marat Gurt, "Caspian War of Words Heats Up" Reuters, 31 Temmuz 2001; 
Gafar Bagirov, "Novoe Protivostayanie Na Kaspii", 
http://www.transcaspian.ru, 30 Temmuz 2001; "Russia Urges Calm in Caspian Dispute", 
http://www.news.bbc.co.uk/hi/english/world/europe/newsid_1462000/1462022.stm; "Caspian ‹ncident" 
Our century, Weekly Newspaper 25-31 Haziran 2001; "İran ıgnoriruet Ofisialnoy Baku v Vapros 
Regionalnogo Sotrudnicestva?", Zerkalo Gazetesi (Baku), 28 Haziran 2001; F. Memmedov, "Hezer Nefti ile 
Bağlı İlk Herbi insident", Ayna Gazetesi (Bakü), 27. Haziran 2001. 
119 "Azerbaydjan i ‹ran Ne Mogut Dogovoritsya o Kaspi", 
http://www.utro.ru/news/2001072509121426467.shtml; İvan Gribanov, "Voennaya Aksiya ‹rana v Otneflenii 
Zapadnıx Kompanii, Rabotayoflix v Yujnom Kaspii" Sprovosirovna Admnistratsey SfiA, http://www.rusenergy.
com/caspianregion/a24072001.htm; "Samalyot VVS İrana Naruflil Vozdunoe Prostranstvo Azerbaycana", 
http://www.izvestia.ru/news.cgi?idn=5764&idr=523, 1 Ağustos 2001; "Azerbayjan Abvinyaet İran v 
Naruflaenii Teritoryaln›x Vod Na Kaspii", http://www.rusenergy.com/, 24 Temmuz 2001; "Azerbaycan İran 
Gerginliği", http://www.ntvmsnbc.com, 1 Ağustos 2001; Arif Useynov, Arkady Dubnov, "Persidskii 
Neftyannoy Poxod", Vremya Novostey Gazetesi (Moskova), 1 A¤ustos 2001. 
120 fierg Gazetesi (Bakü), ‘İran – Rusya Garşıdurması’, 26 Haziran 2001. 
121 Hazar’da ortaya çıkan bu sorun ile beraber BP, önemli miktarda ekonomik zarara uğradığını iddia etmiş ve çalışmalarını askıya almıştır. 
Azerbaycan ise, buna anlam veremediğini, BP’nin anlaşmadan doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini savunmuştur. 
122 Sergey Gribov, "İran Nagnetaet Napryajennost Na Kaspii, Çobi Povernut Kaspiiskuyu Neft k Persidskomu 
Zalivu", http://www.rusegergy.com/caspianregion/a16082001.htm, 16 Ağustos 2001. 
123 Azerbaycan’ın ve Batı ve İsrail ile olan işbirliği, Türkiye ile geliştirdiği ilişkiler, Türkiye ile sağlanan sıkı askeri 
işbirliği ve NATO’nun Azerbaycan’da üs kurması gerektiği yönünde yaptığı açıklamalar, ABD’nin Azerbaycan’a verdiği sahil güvenlik botları, 
Hazar’ın statüsünün giderek yakınlaştığı bir ortamda artık son kozların oynanması, Aliyev’in İran’a yapacağı ziyaret öncesi baskı oluşturmak, İran’ın Dağlık Karabağ 
barış görüşmelerine katılmak isteğinin Azerbaycan tarafından sıcak karşılanmaması, Bakü’nün İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerine yönelik ilgisinin giderek artması ve 
"Güney Azerbaycan" söyleminin resmi yetkililer tarafından da giderek artan bir Şekilde kullanılmaya başlaması İran’ın rahatsızlığına sebep teşkil etmekteydi, 
Hazar’daki kaynakları vesilesiyle Azerbaycan ve Kazakistan’ın kendisine rakip olarak piyasaya çıkmalarını geciktirmek, İran’ın Avrupa’dan Çin’e kadar uzanacak 
olan tarihi ipek yolunu canlandırma TRACECA (Transport Corridor Europe Caucasus Asia) projesi dışında bırakılması, İran’ın Azerbaycan’da giderek gerileyen 
ticaret hacmi, Diğer yandan İran’ın iç dinamikleri arasında yaşanan çatışmada taraflar bu sorunu kullanılmak istenmektedirler. 
124 "V fiage Ot Voynı Na Kaspii?", Exo Gazetesi (Baku), 24 Haziran 2001. 
125 "ABD’den İran’a Hazar Uyarısı’" http://www.ntvmsnbc . 27 Temmuz 2001. 
126 "Russia urges Azerbaijan, Iran agreement", 
http://www.russiajournal.com/news/index.shtml?nd=8651#n8651; Rusya D›fliflleri Bakanl›¤› Web sayfas›, 
http://www.mid.ru/, 27 Temmuz 2001. 
127 İbragim Mamedov, "İgrı Bez Galstukov: İtogom Geopolitiçeskogo Pasyansa, Razlojennogo Na Kaspii, Budet 
Formalnaya Vstreça Prezidentov", Echo Gazetesi (Bakü), 7 Ağustos 2001. 
128 Bu konuda bkz. Mehmet Binay, "Hazar’da Paylaşım Kavgas›" http://www.mtvmsnbc.com/news/96416.asp, 27 Temmuz 2001. 
129 "Türkiye Hazar Denizi’ne Karışmak Yerine İç Krizlerini Çözsün", Entehab Gazetesi (Tahran), 16 Ağustos 2001 (BYE Tercümesi). 
130 "Gazaxıstan Azerbaycana Destek Verdi", Kaspi Gazetesi (Bakü), 28-30 Haziran 2001. 
131 " İran Zayavlyaet o Gotovnosti Zaflitit Svoyi İnteresıı Na Kaspii", http://www.caspian.ru/lenta.cgi#3805 07 Ağustos 2001. 
132 "Four Cacpian States Sing Accord for Partial Division", New Europe, 17-23 Kasım 1996. 
133 "Status Kaspiya (Pazisiya Zainteresovannıx Gosudarstv)", www.caspenergy.com/framer.html, No: 3, 2000. 
134 Bu konuda geniş bilgi için bkz: Sinan Oğan, "Azerbaycan’da Sovyetlerin Uyguladığı Sanayileşme Politikalarının Çevre Üzerindeki Tesirleri" Kubbealtı 
Akademi Mecmuası, Haziran 1992 . 
135 "Zaçem Tegeranu Konşiktu Na Kaspii?", http://www.neftegaz.ru , 23 Ağustos 2001; Sergey Gribov, "iran 
Nagnetaet Napryajennost Na Kaspii, fitobı Povernut Kaspiiskuyu Neft k Persidskomu Zalivu", 
http://www.rusegergy.com/caspianregion/a16082001.htm, 16 A¤ustos 2001; "‹ran Ne Smojet Pobedit v 
Kaspiiskom Dele", Zerkalo Gazetesi (Bakü), 23 A¤ustos 2001; Afanasiy Sborov, "Kaspii Doljen Stat Zonoy 
Mira", Komersant Gazetesi (Moskova), 29 Eylül 2000. 
136 Cenk PALA, "Boru Hattı Oyununda Bitmeyen Oyun: Hazar’ın Hukuki Statüsü" PetroGas, Ankara, May›s-Haziran 2001, Say› 23. 
137 "Transkaspii: Geopolitiçiskiy Uzel XXI Veka", http://www.transcaspian.ru/cgi-bin/web.exe/rus/4330.html 
138 "Rusiya Xezerdeki Herbi Gücünü Artırır", 525. Gazete (Bakü), 29 Temmuz 2001. 
139 "Russian Defence Chief Seeks to Develpo Caspian Navy", BBC Monitoring, 10 Eylül 2001; "Glava 
Minabaronı Otpravilsya v Rabocuyu Poezdku Na Kaspii i Severnıy Kavkaz", 
http://www.strana.ru.moskow/news/#57602, 10.09.2001. 
140 "Hezerde Muharibe tehlükesi Yoxdur", Bizim As›r Gazetesi (Bakü), 6 Haziran 2001 
141 Mirza Çetinkaya, " Hazar’da Silahlanma Yarışı" Zaman, 21 Haziran 2001 
142 "İran, Hazar'a asker yığıyor", Sabah, 15 Ağustos 2001 
143 Dört kıyıdaş ülkeden Kazakistan ve Türkmenistan kendi arzuları ile bu paylarını Rusya lehine feragat etmişler, Azerbaycan ve Rusya ise bu mirası paylaşmışlardı. 
144 Yeni Musavat Gazetesi (Bakü), 11 Eylül 2001 
145 N. Aliyev, "Oceradnoy Ültimatum", Exo Gazetesi (Bakü), 28 Temmuz 2001. 
146 " İran Müharibe Hazırlaşır ", Yeni Musavat Gazetesi (Bakü), 3 Ağustos 2001. 
147 "Devyatiy Val Protivostayaniya", Nezavisimaya Gazeta (Moskova), 21 Ağustos 2001. 
148 N. Aliyev, "Voyennıe Provakasii Na Kaspii Vpolne Veroyatnı", Echo Gazetesi (Bakü), 3 Temmuz 2001. 
149 Agentstvo Kazakh Press, 28 A¤ustos 2001. 
150 Vladimir Muhin, "Kazahstan Formiruet Voenno-Morskie Silı", Nezavisimaya Gazeta (Moskova), 7 Ağustos 2001. 



***

HAZAR’DA TEHLİKELİ OYUNLAR: AVRASYA DOSYASI BÖLÜM 3

HAZAR’DA TEHLİKELİ OYUNLAR: AVRASYA DOSYASI  BÖLÜM 3



KAZAKİSTAN: 

Sahil şeridinin geniş olması sebebiyle Hazar’da yaklaşık yüzde 29.6’lık bir payla en çok alana sahip olan Kazakistan, Temmuz 1994’te Hazar’ın statüsü ile ilgili olarak kendi görüşlerini açıkladı. Buna göre Kazakistan; Hazar’ın BM’nin 1982 Deniz Hukuku sözleşmesine tâbi olmasını, 12 millik ulusal karasularına sahip olunması gerektiğini, denizin ulusal sektörlere bölünerek münhasır ekonomik bölgelerin belirlenmesini, her kıyıdaş ülkenin ulusal sektörü üzerinde egemenlik haklarını kullanabilmesi gerektiğini belirten bir deklârasyon yayınlayarak 
kendi pozisyonunu ortaya koydu.80 Bundan önce 1993’te de ülkesinin görüşlerini açıklayan Kazakistan yönetimi, kıyıdaş ülkelere Hazar’ın 
"ortay hat" prensibine göre "ulusal sektörlere" bölünmesi hususunda bir anlaşma önerisinde bulunmuştu. 

23 Ocak 1998’de Rusya Federasyonu tarafından bir açıklama yapılarak Hazar’ın "ortak su yüzeyi" ve "ulusal sektörler" prensibine göre bölünmesi konusunda ortak fikre gelindiği açıklanmış ve Kazakistan ile bu konuda ortak bir anlaşmanın yapılacağı bildirilmiştir. Kazakistan 10 Mart 1998’de tek taraflı olarak yayınladığı bir "bildiri" ile Hazar’ın kendi ulusal "münhasır ekonomik bölge"sini belirleyerek bu bölgeyi deniz gücü ile koruma altına almıştır.81 

< Hazar’ın statüsü ve paylaşımı tartışmalarının mümkün olduğunca dışında kalmaya çalışan Kazakistan, İran’ın önerdiği eşit (yüzde 20) paylaşım şartının kabul görmesi durumunda bundan en çok zarar gören ülke olacaktır. Çünkü diğer büyün kıyıdaş ülkelerin payları yüzde 20’nin altındadır. >

Rusya ile Kazakistan arasında "Hazar Denizi’nin kuzey kısmının dibinin kaynaklarının kullanılması amacıyla egemenlik haklarına uyulması" 
isimli Anlaşma ise 6 Temmuz 1998’de imzalanmıştır.82 Ayrıca 9 Ekim 2000 tarihinde iki ülke arasında Hazar Denizi’nde işbirliği konusunda bir deklârasyon imzalanmıştır. Bu deklârasyona göre Kazakistan ile Rusya Federasyonu Hazar’ın statüsünün belirlenmesinde "ortay hat" prensibini kabul etmekte, denizin dibi ulusal sektörlere bölerken su yüzeyini ortak kullanıma açmayı kabul etmektedirler. Sınır çizgisinde bulunan yataklar için iki ülke 50/50 prensibini benimsemektedirler. 

Her ne kadar Kuzey Hazar’ın bu iki devleti arasında Hazar’da bir anlaşma imzalanmışsa da kuzey bölgesinde 3 adet saha üzerinde (Khvalynskoye, Severnoye ve Tsentralnoye)83 Rus Lukoil şirketinin yürüttüğü faaliyetler sebebiyle Kazakistan tarafından sürekli olarak Rusya’ya itiraz notası verilmektedir. 

Hazar’ın statüsü ve paylaşımı tartışmalarının mümkün olduğunca dışında kalmaya çalışan Kazakistan, İran’ın önerdiği eşit (yüzde 20) paylaşım şartının kabul görmesi durumunda bundan en çok zarar gören ülke olacaktır. Çünkü diğer büyün kıyıdaş ülkelerin payları yüzde 20’nin altındadır. Bu sebeple Kazakistan bu tartışmalara direktkatılmayıp bu konuda İran’a en bütük direnci gösteren Azerbaycan’ı arka planda aktif olarak desteklemektedir. İçerisinde barındırdığı önemli miktardaki Rus asıllı nüfus sebebiyle Rusya’yı direkt karşısına alamayan Kazakistan’ın pozisyonu Türkmenistan ve Azerbaycan’ınkinden daha hassastır.84 


İRAN: 

Hazar Denizi’ni bir sınır gölü olarak tarif eden İran’ın, Hazar konusunda geçerli ve sürekli bir önermede bulunduğunu söyleyebilmek zordur. İran Hazar’ı yüzde 20 prensibi ile beş eşit parçaya bölmeyi veya zaman zaman da ortak kullanmayı (condominium) istemektedir.85 Görüşlerini bu iki eksen arasında belirleyen İran’ın, ön plana çıkarmaya çalıştığı husus Hazar’ın statüsü belirlenmeden buradada yapılan petrol aramalarının kanun dışı olduğu tezidir. İran, statü sorunu çözülünceye kadar 1921’de Rusya-İran ve 1940’da imzalanan 
SSCB-İran anlaşmalarını esas olarak aldığını beyan etmektedir.86 İran diğer yandan Hazar’ın statüsü konusunun 1940 anlaşmasına dayanarak ancak İran ve Rusya arasında çözülebileceğini, diğer ülkelerin ise alınacak kararlara uyması gerektiğini belirtmektedir.87 Halbuki 21 Aralık 1991’de "Almatı Deklârasyonu"nu imzalayan eski SSCB cumhuriyetleri SSCB’nin ortak mirasçıları olduklarını beyan etmişlerdir. 

İran’ın Hazar’da statü tartışmalarını yürüttüğü ülkelerin başında Azerbaycan gelmektedir. Zira, İran Hazar sorununa ekonomik gerekçelerden daha çok siyasi prizmadan bakmaktadır. Çünkü, bu yataklar İran için bu ülkenin Basra körfezindeki zengin petrol yatakları göz önüne alındığında ekonomik değer bakımından hayatî ölçüde bir mana taşımamaktadır.88 İran, Güney Azerbaycan sorunu sebebiyle Azerbaycan’ı bölgesel tehdit algılamasında birinci dereceli tehdit olarak görmektedir. Bu sebeple de Azerbaycan’ın gelişmesine ve "Güney" için bir cazibe merkezi haline gelmesine önemli katkılar sağlayacak petrol anlaşmalarını engellemek için Hazar’da uzlaşmaz tutumunu devam ettirmektedir. 

Tahran uzun süredir Bakü’nün yürüttüğü dış politikadan rahatsızdır ve bu rahatsızlığını her vesileyle diplomatik kanallaradan Bakü’ye bildirmektedir. Hazar’a yabancı güçlerin gelmesini istemeyen İran’ın en büyük endişesi Hazar’da giderek güçlenen ABD ve Batı nüfuzudur. Zira İran, Hazar’da etkinleşen Batı nüfuzuyla beraber kuşatıldığını hissetmektedir. 

Bölgede bir yandan Batı sermayesi artış gösterirken, diğer yandan ABD ambargosu sebebiyle İran, Hazar pastasından gerekli pastayı alamadığını düşünmektedir. Her ne kadar 1994’teki "Asrın Anlaşması"ndan İran’a yüzde 5’lik bir pay verilse de ABD’den gelen baskılar sebebiyle Azerbaycan bundan vazgeçmek zorunda kalmıştır.89 Bu vesileyle de İran, Hazar Denizi’nin statüsü konusunda belirsizliği öne sürerek Nisan 1995’te bu anlaşmayı tanımadığını bildirmiştir. İran Azerbaycan’ın oluşturduğu "uluslararası konsorsiyumun" kanun dışı olduğunu iddia etmiş ve bu konuda Rusya ile sıkı bir işbirliğine girişmiştir.90 

 <Tahran uzun süredir Bakü’nün yürüttüğü dış politikadan rahatsızdır ve bu rahatsızlığını her vesileyle diplomatik kanallaradan Bakü’ye bildir mektedir. Hazar’a yabancı güçlerin gelmesini istemeyen İran’ın en büyük endişesi Hazar’da giderek güçlenen ABD ve Batı nüfuzudur. Zira İran, Hazar’da etkinleşen Batı nüfuzuyla beraber kuşatıldığını hissetmektedir. >

Azerbaycan hükümeti ise 14 Kasım 1994’de imzalanmış İran-Azerbaycan protokolünü hatırlatarak başka petrol yataklarının kullanımı için İran’la işbirliği yapabileceğini açıklamıştır. Daha sonra yapılan görüşmeler sonucunda İran "Şahdeniz" doğal gaz yatağı ve "Lenkaran- Talış-Deniz" petrol yatağında sırasıyla yüzde 10’luk bir paya sahip olmuştur. İran, bu anlaşmaları imzalamakla aslında, Azerbaycan’ın petrol politikasını ve Hazar Denizi’ndeki petrol yataklarını de facto tanımış olmuştur. İlginç olan, İran’ın Azerbaycan’a bir paydaş statüsüyle ortak olduğu Lenkeran" (Talış-Deniz) yatağı İran’ın şimdi hak iddia ettiği "Alov" yatağından çok daha güneyde ve İran deniz sınırına yakın bir bölgede bulunmaktadır. Ancak İran, daha yakın olan ve kendi iştirakinin bulunduğu Lenkeran yatağına itiraz etmezken daha uzak bir mesafede ve pay alamadığı "Alov" yatağı üzerinde hak iddia etmektedir.91 

Tahran, aynı şekilde 1998’de Rusya ve Kazakistan arasında "Hazar Denizi’nin kuzey bölgesi deniz tabanının bölünmesi hakkındaki anlaşmayı" ve 2001’de Rusya ile Azerbaycan arasında imzalanan benzer içerikli anlaşmayı da tanımadığını bildirmiştir. İran, Hazar Denizi’nin bugünkü statüsüne karşı olan herhangi iki taraflı anlaşmaların geçerli olmayacağını, daha sonra beş sahil devletinin anlaşma sağlayacağı taktirde her devletin beraber ve adaletli pay alması gerektiğini kaydetmektedir.92 

Halbuki, 1992’de İran ve Azerbaycan Dışişleri bakanları ortak bir bildiri kabul ederek 1921 ve 1940 anlaşmalarını ve Hazar’ın "orta hat" prensibine göre bölünmesine her iki ülkenin olumlu yaklaşımını bildirmişlerdi.93 Bu ortak bildirinin mevcudiyetine rağmen aradan geçen süre içerisinde İran tavır değişikliğine gitmiştir. Bu değişikliği, sadece bölgedeki petrol kaynaklarından daha fazla pay alma düşüncesi ile açıklamak ise mümkün değildir. 

 < Hazar’ın güneyinde önemsiz bir bölüme sahip olan İran kendi payına düşen kısımdan (yüzde 12) memnun değildir ve kendi sınırlarını Hazar’ın ortalarına doğru genişleterek Hazar’ın içlerine doğru "stratejik derinlik" elde etmek istemektedir. >


İran’ın Hazar bölgesindeki tutum ve davranışlarının sebebini sadece bir ülke ile (Azerbaycan) sınırlandırmak yetersiz kalacaktır. Zira Hazar’ın güneyinde önemsiz bir bölüme sahip olan İran kendi payına düşen kısımdan (yüzde 12) memnun değildir ve kendi sınırlarını Hazar’ın ortalarına doğru 
genişleterek Hazar’ın içlerine doğru "stratejik derinlik" elde etmek istemektedir. 

Mart 2001’de İran Cumhurbaşkanı Muhammet Hatemi’nin Moskova ziyareti sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptıkları görüşmede "Rusya ve İran’ın "Hazar Denizi’nin statüsü resmi olarak belirlenmeden Hazar’da diğer kıyıdaş ülkeler tarafından çizilmiş hiçbir sınırın tanınmayacağı",94 statü sorunu 
çözülünceye kadar 1940 yılı anlaşmasının geçerli olduğu ve çalışmalara ancak beş ülkenin anlaşmasından sonra başlanabileceği yönünde ortak bir açıklama 
yapmışlardır.95 Söz konusu açıklamada, bugüne kadar yapılmış tüm "off-shore" sözleşmelerinin de illegal olduğu ifade edilmiştir. Rusya’nın bu açıklamanın ve İran’ın görüşlerinin aksine bir tutum içerisinde olduğu görülmektedir. Zira, Hatemi’nin bu ziyareti sırasında önemli silah anlaşmaları yapılmıştı ve Rusya’nın silah satımı hatırına böyle bir açıklamaya gittiği yorumları yapılmıştır. 

< Hazar’da bir taraftan statü ile ilgili görüşmeler ve paylaşım kavgası devam ederken, diğer taraftan da her ülke kendi "ulusal sektörü" içerisinde gördüğü yatağa kendi "milli" ismini vermektedir. >

Hazar sorununda Batılı ülkelerin ve uluslararası petrol şirketlerinin konuyu siyasallaştırdığını ileri süren İran,96 ısrarla Hazar’ı uluslararası aktörlerin dışında tutmaya çalışmaktadır. Diğer yandan İran, bir yandan bölgede Batı’lı ülkelerle mücadele ederken diğer yandan da Rusya ile de nüfuz mücadelesi içerisindedir. 

İran’ın yüzde 20’lik payda ısrar etmesi ve Hazar’da silahlanmaya başlaması durumunda bölgede önemli bir müttefik pozisyonda bulunan İran ve Rusya’nın karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Hazar’ın statüsü belirlenirken su yüzeyinin ortak kullanımı prensibinin kabul edilmesi durumunda Rusya’nın deniz gücünün rahatlıkla İran kıyılarına kadar gelerek bu ülkeyi tehdit eder konuma gelmesinden Tahran’ın duyduğu rahatsızlık bilinmektedir.97 Daha SSCB döneminde yapılan anlaşmalarla Hazar’da sadece Rusya bir deniz donanması 
bulundurabiliyordu. 

Hazar’daki Zengin Kaynakların İsim Sorunu 

Hazar’da bir taraftan statü ile ilgili görüşmeler ve paylaşım kavgası devam ederken, diğer taraftan da her ülke kendi "ulusal sektörü" içerisinde gördüğü yatağa kendi "milli" ismini vermektedir. Bu tartışmalı yatakların başında Azerbaycan’ın "Kepez" ve Türkmenistan’ın ise "Serdar" olarak adlandırdığı zengin petrol yatakları gelmektedir. Bu yatağın Sovyetler dönemindeki ismi "Promejutocnoe" idi.98 Özellikle Kepez/Serdar yatağı üzerinde yoğunlaşan tartışmalarda her iki taraf ta farklı haritalar kullanarak bu bölgenin kendi ulusal sektörleri içerisinde olduğunu iddia etmektedir.99 

Diğer tartışmalı sahalar ise "Azeri" ve "Çırag" yataklarıdır. Azerbaycan’ın 20 Eylül 1994’de dünyanın birçok büyük petrol şirketlerin ve ülkelerin katılımı ile gerçekleştirdiği "Yüzyılın Anlaşması" petrol ve doğal gaz anlaşması içerisinde bulunan "Azeri" yatağına "Hazar" ve Çırag yatağına ise "Osman" gibi Türkmence isimler verilmiştir.100 Bu yatakların SSCB dönemindeki adları "Kaveroçkin" ve "26 Bakü Komisarı" idi.101 Son günlerde İran ve Azerbaycan arasında da gerginliğe sebep olan "Şerg-Alov-Araz" yataklarına Türkmenistan "Altın Asır",102 İran ise "Elbruz" ismini vermiştir. 

Hazar’da Tartışmaları Yatakların Ülkelerce Adlandırılması 




Azerbaycan Türkmenistan İran SSCB 
Kepez Serdar -Promejutocnoe 
Şerg-Alov-Araz Altın Asır Elbruz -
Azeri Hazar -Kaveroçkin 
Çırag Osman -26 Bakü Komisarı 

Azerbaycan-Türkmenistan Gerginliği 

Hazar Denizi’nin iki kıyıdaş ülkesi olan ve bazı kaynakların paylaşımı konusunda anlaşamayan Azerbaycan ve Türkmenistan arasındaki en önemli sorun hangi statünün kabul edileceğinden ziyade karşılıklı "nüfuz bölgelerinin" sınırlarının nasıl tesbit edileceğidir. Zira bu iki ülkenin anlaşamadığı nokta, sınırlar belirlenirken çizilecek olan "ortay hattın" hangi yöntemle belirlenmesidir. Ulusal sektörler konusunda ise her iki ülke de aynı pozisyondan hareket etmektedirler. 

Türkmenistan, Azerbaycan’ın kendi milli sektörü içerisinde gördüğü Kepez yatağı üzerinde hak iddia etmekte ve bu yatağa Serdar ismini vererek onu uluslararası işletime açmak istemektedir. Bununla ilgili 1996 yılından beri Azerbaycan’a itiraz notaları vermektedir. Azerbaycan, Türkmenistan’ın bu iddialarına ,  Türkmenistan’ın Serdar olarak adlandırdığı Kepez yatağını 31 Haziran 1997’de Lukoil ve Rosneft ile bir anlaşma yaparak cevap verdi. Kepez, Türkmenistan ’ın hak iddia ettiği "Azeri" ve "Çırag" yataklarının daha doğusunda bulunmaktadır. 103 

Ancak hem Türkmenistan’ın baskıları, hem de dönemin Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in Azerbaycan’a karşı takındığı olumsuz tavır nedeniyle, Lukoil ve Rosneft şirketleri Kepez anlaşmasından vazgeçmişlerdir. Bunu takiben 1998’de, Türkmenistan’ın aynı yatak için anlaştığı Mobil şirketi de Azerbaycan’ın baskılarına maruz kalarak Türkmenistan ile yaptığı anlaşmadan vazgeçmiştir. 

Diğer yandan Mega Proje çerçevesinde Batılı şirketlerin milyarlarca dolar yatırım yaptıkları Azeri/Hazar ve Çırag/Osman yatakları üzerinde de Türkmenistan’ın iddiaları bulunmaktadır. Türkmenistan bu yataklardan Azeri/Hazar petrol sahasının tamamını isterken, Çırag/Osman petrol sahasının ise yarısının kendi ulusal sektörü içerisinde kaldığını iddia etmektedir.104 

Azerbaycan’ın 20 Eylül 1994’de asrın anlaşmasını imzalamasına rağmen Türkmenistan’ın buna ilk tepkisi ancak iki yıl sonra, 3 Mayıs 1996’da gelmiştir.105 1997’den sonra gerilmeye başlayan Azerbaycan ve Türkmenistan arasındaki sorunların temelinde sadece Hazar’daki tartışmalı yataklar bulunmamaktadır. Türkiye’nin de yüzde 10 payının bulunduğu "Şahdeniz" yatağında çok zengin doğal gaz kaynaklarının bulunmasından sonra bölgenin en büyük doğal gaz üreticilerinden olan ve ürettiği doğal gazını pazarlama sıkıntısı çeken Türkmenistan çok önem verdiği Türkiye pazarı için Azerbaycan ile rekabete başlamıştır. Bu rekabet ortamında gerçekleştirilmesi düşünülen ve Türkmenistan gazını Türkiye üzerinden Batı pazarlarına ulaştıracak olan Trans-Hazar boru hattı için başlangıçta sadece "transit ülke" konumunda olan 
Azerbaycan’ın, Şahdeniz yatağında zengin doğal gaz kaynakları keşfetmesinden sonra istediği yüzde 50’lik payı Türkmenistan’ın fazla bulmasıyla bir anlaşmaya varılamamış ve planlanan bu hat kısa sürede rafa kaldırılmak durumunda kalınmıştır.106 

Trans-Hazar boru hattının şimdilik devre dışı kalmasıyla bunun yerine sadece Azeri gazını taşıyacak olan "Bakü-Tiflis-Erzurum" boru hattı projesi devreye sokulmuştur.107 Bu durumu hazmedemeyen Türkmenistan ise bir yandan Hazar’da askerî gücünü artırmaya başlarken, diğer yandan da İran ile Ermenistan arasında yapımı süre doğal gaz hattına destek vermeye başlamıştır. 

27 Haziran 2001’de Türkmenistan borç görüşmeleri için bu ülkede bulunan Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abbas Abbasov’a bir nota vererek, tartışmalı yataklarda Türkmenistan’ın müteakip defalar yapmış olduğu itirazları dikkate almadan çalışmalarını sürdürmeye devam etmesi kınanmıştır. Notada dikkati çeken husus, İran’ın kendi ulusal sektörü içerisinde görerek 23 Haziran’daki İran savaş uçaklarının Azerbaycan araştırma gemilerini uzaklaştırdığı "Şerg" yatağını da Türkmenistan "Altın Asır" olarak adlandırması ve bu bölgeyi kendi 
ulusal sınırları içerisinde görmesidir.108 Dolayısıyla, bu yataklar sadece Azerbaycan ile İran arasında tartışmalı yataklar olmayıp, Türkmenistan 
ile de tartışmalı hale gelmiştir. 

12 Aralık 1995’de Birleşmiş Milletler’de "tarafsızlık" statüsü alarak109 bu argümanı dış politikasının ana hedefi haline getiren Türkmenistan 
Devlet Başkanı Niyazov bir açıklamasında "Dış politikada sorunumuz olan yegane ülke Azerbaycan’dır demiştir".110 Bu durum iki ülke arasında mevcut olan ilişkilerin daha fazla gerilmesine sebep olurken, diğer yandan da Türkmenistan’ın Azerbaycan ile olan sorunlarının bu ülke için ne derece önemli olduğunun da ortaya koymuştur. 

Türkmenistan, Haziran ayı içerisinde "maddi yetersizlikler" ileri sürerek iki yıl önce Bakü’de açtığı büyükelçiliğini kapatma kararı almıştır.111 
Ancak aynı günlerde Türkmenistan’da büyükelçiliği bulunmayan Azerbaycan, Dışişleri kanalı ile Aşkabat’ta büyükelçilik açmayı planladığını açıklamıştır.112 
Petrol kaynaklarının ve doğal gaz boru hattının paylaşımı konularında anlaşamayan Türkmenistan ile Azerbaycan, ilişkilerin gerginleştirildiği bir ortamda yeni bir anlaşmazlıkla daha karşı karşıya gelmiştir. Bu anlaşmazlığın temelinde Türkmenistan’ın Azerbaycan’dan olan alacaklarını istemesi ve ödenmemesi durumunda bu borcun üçüncü bir tarafa satılacağı konusunda bu ülkeye nota vermesi yatmaktadır. Bu son nota ile zaten kötü durumda olan ilişkiler daha da bozulmuştur.113

Dünyanın birçok ülkesinde büyükelçilik açmış olan Azerbaycan hem önemli sorunları olduğu ve hem de etnik köken itibariye mevcut yakınlığı bulunan Türkmenistan’dan ve diğer Orta Asya Türk cumhuriyetlerinden BDT içerisinde savaş halinde olduğu Ermenistan lehine bir baskı unsuru olarak kullanabileceği bu ülkelerde ve Türkmenistan’da büyükelçilik daha açmamıştır. Bu Azerbaycan’ın yakIn çevre ve Orta Asya politikasındaki büyük bir handikap olarak değerlendirilmektedir. Azerbaycan bu hadisede sonra Türkmenistan’da bir büyükelçilik açacağını açıklamıştır. 

 < Hazar’da en önemli sorunlardan birisi olan ve Azerbaycan ile Türkmenistan arasında yaşanan paylaşım sorununa İran dışında, Rusya ve Kazakistan pek karışmak istenmemekte ve bu sorunun ancak ilgili taraflar arasında çözülmesi gereği vurgulamaktadır. >

Hazar’da Azeri-Türkmen gerginliği Türkmenistan’ı bir çıkmaza daha sokmaktadır. Zira Türkmenistan 1996’dan beri Hazar’daki yataklarını işletecek uluslararası şirketler bulmakta zorluklar yaşamaktadır.114 Bu sıkıntıyı Hazar’da, İran ile de sorunları bulunan Azerbaycan’ın da zaman zaman yaşadığının şahidi olunmaktadır. Azerbaycan, ExxonMobil şirketi ile yaptığı "Savalan" yatağı anlaşmasını bu şirket, İran ile sorunların çözülmesi şartına bağlayarak anlaşmadan vazgeçmiştir. Yine 23 Temmuz’da İran ile "Alov" yatağında yaşanan sorunlar sebebiyle İngiliz BP şirketi büyük ekonomik kayıplara uğradığını belirtmiş ve çalışmalarını sorunlar çözülünceye kadar durdurma kararı almıştır.115 

Hazar’da en önemli sorunlardan birisi olan ve Azerbaycan ile Türkmenistan arasında yaşanan paylaşım sorununa İran dışında, Rusya ve Kazakistan pek karışmak istenmemekte ve bu sorunun ancak ilgili taraflar arasında çözülmesi gereği vurgulamaktadır. 

Azerbaycan-İran Gerginliği 

17 Temmuz 2001’de Bakü’yü ziyaret eden İran İslam Cumhuriyeti Güvenlik Konseyi Sekreteri Hasan Ruhani’nin Azerbaycan ziyaretini kısa keserek aniden Tahran’a dönmesi muhtemel gerginliğin ilk işaretlerini vermeye başlamıştır. Zira, 20 Temmuz’da sona eren ziyaretin hemen ardından, 21 Temmuz 2001’de Tahran yönetimince Bakü’ye Hazar’daki "kime ait olduğu belirsiz" alanlarda petrol aranmaması gerektiği konusunda basına yansıtılmayan bir nota verilmiş ve Alov/Elburz yatağında kanunsuz yürütülen çalışmaların durdurulması 
istenmişti.116 Ancak Azerbaycan’ın bunu kabul etmesi pek mümkün gözükmemekteydi. 

23 Temmuz’da Hazar’ın Azerbaycan sektöründe bulunan "Alov"117 yatağında araştırmalar yapan Azerbaycan’a ait "Jeofizik 3" ve "Alif Haciyev" isimli araştırma gemileri İran Hava Kuvvetlerine ait savaş uçakları tarafından taciz edilmiş, bunun yanısıra İran gemisi, çatışma konumuna geçerek, toplarının namlusunu "Jeofizik-3" gemisine yöneltmiş ve Azeri gemilerine derhal bölgeyi terk ederek 5 deniz mili kuzeye çekilmesini, aksi taktirde doğabilecek olayların sorumluluğunun kendilerinde olmayacağını ifade etmiştir.118 

Bakü, Tahran’ın bu adımı karşısında ilişkileri gerginleştirmemek için araştırma gemilerini bölgeden geri çekmiş fakat aynı gece Azerbaycan Başbakanı Artur Rasizade İran’ın Bakü Büyükelçisi Ahad Gazai’yi çağırarak hükümetin itirazını bildiren bir nota vermiştir. Büyükelçi bu notadan sonra ülkeyi terkederek danışmalarda bulunmak üzere İran’a gitmiş119 ve 1 Ağustos 2001’de tekrar Bakü’ye dönmüştür. 

Bütün bu gelişmeler üzerine 24 Temmuz’da açıklama yapan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hamid Rıza Assefi, Tahran’ın meşru haklarını korumak için aldığı önlemler karşısında Bakü’nün şikayet etmesini hayretle izlediklerini söylemiştir. 

İlişkilerin bu denli gerginleştiği bir zamanda İran’ın eski Devrim Muhafızları Komutanı Muhsin Rızai bu olaylarla ilgili olarak açıklama yapmıştır: "...bizi Azerbaycan’ı geri almak zorunda bırakmasınlar... 
Azerbaycan’ın 180 yıl önce, Rusya tarafından işgal edilene kadar İran’ın eyaletlerinden biri olduğunu ve merkezî hükümetin korumaması yüzünden İran’dan ayrılmak zorunda kalmıştır.." Rızai’nin bu açıklaması her ne kadar resmi bir nitelik taşımasa da İran’ın politik yaşamında önemli bir ağırlığı olan bir şahıstan bu nitelikli bir açıklamanın gelmiş olması Azerbaycan’da "İran’dan bir tehdit" olarak algılanmıştır. 

< İran ilk olarak Hazar’ın statüsünün belirlenme sürecinde önemli bir rol oynamak istemektedir ve bunun için de askeri imkanlarından faydalanarak bu yönde Azerbaycan üzerinde baskı kurmaya çalışmaktadır. >

İran ilk olarak Hazar’ın statüsünün belirlenme sürecinde önemli bir rol oynamak istemektedir ve bunun için de askeri imkanlarından faydalanarak bu yönde Azerbaycan üzerinde baskı kurmaya çalışmaktadır.120 Diğer yandan Ermenistan ile iyi ilişkiler içerisinde olan İran, Dağlık Karabağ sorununun çözüm sürecinde de etkin bir bölge devleti rolünde kendisini görmekte ve bu sürece faal olarak katılmak istemektedir. Ancak İran Batı’nın bölgeye olan ilgisinden rahatsızdır ve bölgedeki bu türden askeri güç gösterileriyle Batı’lı şirketlerin bölgeyi terketmesi amacına ulaşmak istemektedir.121 

İran’ın Azerbaycan’a olan bu yöndeki askerî-politik baskıları Tahran’ın amaçlarına kısmen ulaşmasını sağlamıştır. Zira, tartışmalı "Alov" yatağında araştırma yapan İngiliz "BP" şirketinden sonra "Savalan" yatağında çalışmalarını sürdüren Amerikan ExxonMobil şirketi de çalışmalarını durdurduğunu açıklamıştır.122 Aslında bu yataklar Astara (Azerbaycan-İran sınırı) ve Hasan Kulu (Türkmenistan-İran sınırı) arasındaki hattın (ki SSCB İran sınırını da bu hat oluşturmaktaydı) yaklaşık 50-80 km kuzeyinde bulunmaktadır. 

Tahran’ın Bakü’ye askerî-politik baskı uygulayarak Hazar’da gerginliği yükseltmesi nin bir çok amacı bulunmaktadır. Bu amaçlar boru hatları 
stratejisinden İran’ın iç dengelerine kadar ele alınabilecek geniş bir çerçevede bulunmaktadır. 
Tahran yönetiminin fikrince bölgede stratejik üstünlük elde edebilmenin önemli araçlarından birisi Hazar’da askerî-politik baskı uygulamaktır.123 

İran’ın bu hareketi ciddî olarak bir toprak iddiasından ziyade Azerbaycan’a yönelik bir "gözdağı" olarak değerlendirilebilir. İran’ın bu adımı İran-Azerbaycan ilişkileri içerisinde yaşanan en ciddî sorun olmuştur.124 İran ile Azerbaycan arasında yaşanan bu sorunlar sebebiyle çeşitli ülkelerden açıklamalar yapılmıştır. 

25 Temmuz’da ABD, Hazar Denizi’nde enerji kaynakları araştırması yapan iki Azeri gemisine karşı İran’ın askerî müdahale tehdidinde bulunmasını onaylamadığını bildirmiştir.125 ABD ayrıca, 15 Ağustos’ta ikinci bir açıklama daha yaparak İran’ı bölgede provokatörlük yapmakla suçlamıştır. 

Rusya Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yaparak, İran ve Azerbaycan arasında gerçekleşen ve Azerbaycan karasularının İran savaş gemisi tarafından ihlal edildiği iddia edilen olayda "tarafları daha sakin olmaya" davet etmiştir.126 

Hazar’da İran ve Azerbaycan arasında çıkan sorunla ilgili olarak Rusya’nın Azerbaycan’ı açık bir şekilde desteklemesi, Hazar’da askerî bir güç olarak giderek aktifleşen İran’a karşı bu bölgeyi kendi egemenlik bölgesi sayan Rusya’nın İran’a bir ciddî bir tepkisi olarak değerlendirilebilir. Aynı zamanda Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev’in açıkladığı "burası daha önce SSCB-İran sınırı idi, şimdi SSCB yok ama biz hepimiz beraber BDT’yiz"127 sözleri ile BDT’nin ortak savunma şemsiyesi altına girebileceğinin sinyallerini vermesi Rusya tarafından Azerbaycan’ın pozisyonunun desteklenmesi amacını taşımaktadır. 

İran’ın, Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın da yüzde 10’luk bir hisseye sahip olduğu bu sahalara128 yönelik tacizleri sebebiyle Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı bu husustaki ilk resmî açıklamasını olaydan ancak iki hafta sonra 8 Ağustos’ta yaparak, İran ve Azerbaycan arasındaki tansiyonun düşürülmesi çağrısında bulunmuş ve meselenin diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini belirtmiştir. Ardından 13 Ağustos’ta İran’ın Ankara Büyükelçisi, bakanlığa çağrılarak kendisine Türkiye’nin rahatsızlığı iletilmiştir. Ancak Türkiye’nin bu rahatsızlığı, İran basını tarafından Hazar’a kıyıdaş ülkeler arasındaki ihtilaflara üçüncü bir ülkenin müdahalesi olarak değerlendirilmiştir.129 

23 Haziran’daki olayla ilgili olarak Hazar’a kıyısı bulunan ve "ortay hat" bölümlenmesine göre en çok paya sahip olan Kazakistan 27 Temmuz’da Dışişleri kanalıyla yapmış olduğu açıklamada bu olayı "BM normlarının ve Hazar’a kıyıdaş olan ülkelerin yapmış oldukları anlaşmaların bozulması olarak değerlendirmiş ve Hazar’da güç kullanılmasına teşebbüsün kabul edilemez olduğunu ifade etmiştir.130 Kazakistan yaptığı bu açıklamayla Azerbaycan’a açık bir destek vermiştir. 

İran Cumhurbaşkanı Hatemi, 18 Nisan 2001’de yaptığı bir açıklamayla "ülkesinin Hazar’daki ulusal çıkarlarını korumak için gerekirse silahlı kuvvetlerini kullanabileceğini ve İran ordusunun her an savaşa hazır olduğunu" ifade ederek bu olaya yeni bir boyut kazandırmıştır. 

İran Dışişleri Bakanlığı ise "İran’ın, Hazar’daki ulusal sektörü içerisindeki zengin petrol yataklarını koruyabilecek güçte olduklarını" açıklamıştır.131 Aslında, İran, 1994’den beri Azerbaycan’ın yürüttüğü petrol siyasetinden rahatsızlığını çeşitli politik ve diplomatik usullerle dile getirmekteydi. Fakat, Tahran, Hazar bölgesinde ortaya çıkan sorunlara ilk defa bu denli (askerî) bir reaksiyon vermiştir. 

Hazar’da Boru Hatları Mücadelesi ve Çevre Sorunu Tartışmaları 

Hazar’da statü ve kaynakların paylaşımı gibi sürekli gündemde olan sorunların yanısıra bir diğer sorun Hazar’ın ekolojisidir. Hazar’da mevcut paylaşım sorunları ile beraber telaffuz edilen ve boru hatları projeleri ile anılmaya başlanan çevre sorunları 80’li yılların başlarında gündeme gelmiş, ama daha sonra kıyıdaş ülkelerin bağımsızlıklarını kazanması ve büyük petrol oyununun başlamasıyla bu sorun ikinci plana itilmiştir. 

Aslında zengin bir floraya sahip olan Hazar’da çevre kaygıları önemli dayanak lara sahip olacak niteliktedir. Ancak bu su havzasında çevre sorunlarını gündeme getirenler bunu bir politika argümanı olarak kullanmakta ve bu konuyu ileri sürerek diğer bir mücadelenin yürütüldüğü alan olan boru hatları tartışmalarında üstünlük sağlamayı arzulamak-tadırlar. Zira Hazar’da kaynakların paylaşımı kadar, elde edilecek petrol ve doğal gazın Batı pazarlarına ulaştırılması da oldukça önemlidir. 

Hazar’ın hukuki statüsünün belirlenmesi hem de Hazar bölgesi enerji kaynaklarının Batı pazarlarına taşınmasını sağlayacak boru hatları açısından da önem arzetmektedir. Statü sorununun sonucunun direkt olarak etkileyecek olan boru hatları projesi için mücadele eden ülkelerden başta Türkiye ve Rusya’nın yanısıra; İran, Pakistan, Çin, Japonya, Ukrayna, Gürcistan, Ermenistan, Bulgaristan, Yunanistan, ABD ve AB bu konuda değişik senaryolar ileri sürmektedirler. 

Rusya Federasyonu ve İran, Azerbaycan’ı Hazar’ın kaynaklarının kullanılmasında hassas ekolojik dengeleri gözetmemekle suçlamaktadır.132 

Ancak bu ülkeler "ekoloji" sorunlarını sadece, Batı çıkışlı petrol ve doğal gaz boru hatlarını engellemek için bir "sebep" olarak hatırlamaktadırlar. 

Rusya, Trans-Hazar gibi "Batı çıkışlı" petrol ve doğal gaz boru hatları gündeme geldiğinde "Hazar’ın ekolojik sistemi" ve bölgenin "sismik aktifliği" 
gibi tezler ileri sürerek bu projeleri engellemeye çalışmaktadır.133 Ancak, Rusya’nın her defa ileri sürdüğü Hazar’ın ekolojik yapısının zarar göreceğine yönelik endişeleri çok da inandırıcı olmamaktadır. Zira SSCB döneminde Hazar’ın kirletilmesinin en büyük sorumlusu yine Hazar petrollerini hiçbir tedbir almadan kullanan Ruslar olmuşlardır.134 

Rusya ve İran, bir yandan Hazar’dan geçecek petrol ve doğal gaz boru hatlarına karşı çıkarken diğer yandan da Hazar petrollerini RusyaKazakistan-Türkmenistan-İran yoluyla Fars Körfezi’ne indirmeyi planlamaktadır. Genelde İran, Hazar petrol ve doğal gazını Batı pazarlarına ulaştıracak en elverişli güzergâhı kendi topraklarında görmektedir.135 

Rusya ve İran’ın, Hazar’da önem verdiği (veya verir göründüğü) Hazar’ın eko-sistemi aslında sakınca teşkil edebilecek niteliklere ulaşmaktadır. Bu ülkeler, Hazar’daki kirliliğin ve özellikle de petrol kirliliğinin, "mersin balığı" ve "havyar" üretimini tehdit edecek boyutlara vardığını savunmaya başlamışlardır. Örneğin, İran Balıkçılık Bürosu tarafından yapılan bir açıklamada, petrol sızıntıları, kimyasal ve diğer sınai atıklar nedeniyle 1990’dan beri aşırı kirlenen Hazar’ın, çok yakın bir gelecekte Karadeniz’in durumuna düşeceği ifade edilmiştir.136 

Hazar, aslında sadece petrol ve doğal gaz kaynakları itibariyle değil ve hem de zengin balık çeşitleriyle ve değerli havyar üretimi açısında da önem kazanan bir bölge niteliğindedir. Günümüzde bir ton havyarın bir ton petrolden 20 bin defa daha pahalı olduğu göz önüne alınırsa Hazar’da biyolojik varlıkların korunmasının önemi daha iyi anlaşılacaktır.137 Ancak çevre sorunu endişesi statü ve boru hatları oyununda bir araç olmadığı sürece bir anlam kazanacaktır. 

4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR



****