Cemil Bayık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cemil Bayık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Nisan 2020 Perşembe

PKK’dan Bölücülük Rolü çalmak!

PKK’dan Bölücülük Rolü çalmak!

Özcan Yeniçeri,

BDP, TBMM’nin içinden, Öcalan İmralı’dan Cemil Bayık ve Murat Karayılan ikilisi de Kandil’den sürekli Türkiye’yi tehdit ediyor. Bayık, iktidarın istedikleri yasaları çıkartmadığı takdirde, “kendi yasalarını ilan edeceklerini” söylüyor.
Tehditlerine gerekçe olarak da “paket” in istediklerini kapsamadığını söylüyorlar. PKK’yla görüşerek sorunların çözülmesini, Öcalan ile yapılan görüşmelerin “araçsal” lıktan “stratejik” bir konuma yükseltilmesi gerektiğini söylüyorlar. 
Bu gelişmeleri düz mantıkla yorumlayanlar, muhalefetin PKK’nın isteklerini yerine getirdiğini, Başbakan’ın paketi Öcalan’ın talepleri doğrultusunda şekillendirdiği yolundaki iddialarının doğru olmadığını dile getiriyorlar.
Hemen başından söyleyelim, PKK’nın taleplerinin tamamını AKP hükümeti yerine getirmiş olsa bile, Kandil ya da İmralı ‘teşekkürler hükümet’ demeyecektir ve demez. Terör ve bölücü cenah iktidarın attığı ya da atacağı bütün adımları yetersiz ve taleplerini karşılamaktan uzak olduğunu söyleyeceklerdir. Taktik gereği bu böyledir.

Bu gerçek, AKP iktidarının hazırladığı paketin, PKK/Apo/Kandil/BDP formatlı olmadığını göstermez. AKP iktidarının PKK/Öcalan’ın görüş ve taleplerini bizzat üstlenerek yerine getirmiş olması, o görüş ve taleplerin AKP’nin görüşleri olduğu anlamına gelmez. Nitekim akil adamlar için komisyon kur! Ana dilde savunma hakkı için yasa çıkar! TBMM’de çekilme ve çözümü izleme komisyonu kur diyen, İmralı’daki teröristbaşıdır. Onun taleplerini iktidarın yerine getirmiş olması bu görüşlerin AKP’nin özgün görüşleri olduğu anlamına gelmez.
Teröristbaşı’nın “nevruz mektubunu” ,  “Kuzey Kürdistan Kürt Konferans” düzenleme taleplerini, BDP’lilerle görüşme imkânlarını sağlayan da AKP’dir. AKP bu ve benzer adımları atarken İmralı’daki teröristbaşının görüşlerini almadığını düşünmek akla ziyan bir durumdur.

AKP ile PKK/İmralı ikilisinin, icat edilmiş “Kürt Sorunu” nun çözülmesi konusundaki görüşleri arasında sanıldığı gibi büyük farklar yoktur. PKK/İmralı taleplerinin tamamının  “Demokratikleşme” paketinde yer almamasının nedenini Tayyip Erdoğan, paketi sunarken açıkladı. Arkası gelecek dedi. Hazmettire hazmettire, aşama aşama talepleri yerine getireceğiz mesajını verdi. Bir süre önce Tayyip Erdoğan’ın “2023’te Kürdistan, Lazistan eyaleti olabilir” anlamına gelen sözlerini kimin hangi ihtiyacını karşılamak için söylediğini iyi düşünmek gerekir.

Diğer yandan terör örgütünün çekilmeyi durdurduğunu açıklaması üzerine şu değerlendirmeyi yaptığını unutmamak gerekir: “Sanırım mesajlar Kandil’e geç ulaşıyor. Ya da acele ediyorlar. Bizden 4 partinin uzlaşamadığı hususlarda yasa çıkarmamızı istiyorlar. Diğer partilerin kabul etmediğini bize fatura etmeye çalışıyorlar” diyerek, örgüte karşı kendisini savunmuştu. 

Elbette Tayyip Erdoğan, “Bu paket bir dayatmanın eseri değildir. Bu paket, bir müzakerenin, bir pazarlığın eseri değildir” diyecektir. Dayatma altında, PKK ile müzakere ederek bu paketi çıkarttık, diye Tayyip Erdoğan’ın halka açıklama yapmasını herhalde kimse beklemiyordu. 

T.C.’yi PKK, roket atarlarla tabelalardan silmeye çalışıyordu, AKP,  “T.C. tabelalara sığmıyor” gerekçesiyle indirdi. “Andımız” dan PKK fena halde rahatsızdı, AKP “demokratikleşme” bağlamında bu rahatsızlığı giderdi. PKK, ’ana dilde eğitimi tartışmayız, temel talebimiz’, diyordu AKP “önce özel okullarda sonra da anayasa değiştirilerek diğer okullarda hayata geçirilecek”  mesajını verdi. PKK, “demokratik özerklik” istiyordu, AKP bunun Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na konulan çekinceleri kaldırarak gerçekleştirileceğini zaten ilan etmişti. Bunun için AKP’nin sadece zamana ihtiyacı vardır. BDP “hadi ne duruyorsun adım at!” dedi, AKP “demokratikleşme paketi” çıkararak bir adım atmış oldu. BDP’li belediyeler, yörelerinde tabelalara yerlerin eski isimlerini yazmıştı, AKP bunu resmi hale getirmiş oldu. 

Öcalan’ın statüsü konusunu da Erdoğan’ın statüsü konusundaki gelişmelere bağlı olduğu ima edilmiş durumdadır. Erdoğan, Başkan olarak Çankaya’ya, Öcalan halk kahramanı olarak Diyarbakır’a... 

Model budur.

***

28 Ekim 2017 Cumartesi

ERBAKAN DÖNEMİNDE ÇEKİLME KARARI ALDIK

ERBAKAN DÖNEMİNDE ÇEKİLME KARARI ALDIK,


Cemil Bayık: Erbakan PKK'ya 

14.08.2013 - 10:27
 

3 Mektup Yolladı


PKK'nın Kandil'deki lideri Cemil Bayık, Necmettin Erbakan'ın PKK'ya 3 mektup gönderdiğini açıkladı.

 Cemil Bayık: Erbakan PKK'ya 3 mektup yolladı






Milliyet'ten Mithat Sancar'a konuşan Cemil Bayık, geçmişte yaşanan PKK ile pazarlık süreçleriyle ilgili konuştu. Necmettin Erbakan'ın PKK'ya 3 mektup yolladığını duyuran Bayık, ayrıca PKK'nın bundan önce 2 kez daha çekilme kararı aldığını açıkladı.

"ERBAKAN DÖNEMİNDE ÇEKİLME KARARI ALDIK"

İşte Cemil Bayık'ın ifadeleri:
Bundan önce iki kere geri çekilme kararı aldık. İlki, Erbakan iktidara geldiğinde, yani 1996'da oldu. Erbakan, Kürt meselesi çözülmeden Türkiye'nin ilerleyemeyeceğini ve çok önemli sorunlarla karşılaşacağını çok iyi görmüş ve kavramıştı.

"MUTLAKA BİR ŞEY YAPMAK İSTİYORDU"

Bu meselenin mutlaka çözülmesi gerektiğine inanıyordu. Ama bir yandan da korkuyordu. Çünkü o güne kadar kim Kürt sorununu çözmek istediyse, bunu hayatıyla ödemişti. Erbakan, mutlaka bir şeyler yapmak istiyordu.

SURİYE ARACILIĞIYLA 3 MEKTUP YOLLADI

Erbakan, Suriye Devleti üzerinden üç tane mektup gönderdi. Biz de, aynı şekilde Suriye devleti üzerinden Erbakan'a cevaben mektup gönderdik. Bu girişimi çeşitli güçler fark ettiler ve engellemek için harekete geçtiler.

O BOMBANIN ASIL NEDENİ BUYDU

1996'da 6 Mayıs'ta Şam'da Öcalan'ı imha etmek için patlatılan o büyük bombanın esas nedeni buydu. Süreci sabote etmek, savaşı daha da derinleştirmek, amaç buydu.
Amacımız, Kürt sorununun demokratik siyasal yöntemle çözülmesidir. Bu süreci de bu çerçevede değerlendiriyoruz. Sürecin ilerlemesi ve başarılı olması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Ama bu sadece bize bağlı değil. Hükümetin de aynı anlayışla hareket etmesi lazım.

28 ŞUBAT DA BU YÜZDEN OLDU

Cemil Bayık, "28 Şubat'ın bir nedeni de bu muydu?" sorusuna çarpıcı bir yanıt veriyor ve şöyle diyor:
Elbette, bir nedeni değil, esas nedeni buydu. Burada birçok güç var. Bizim mücadelemiz üzerinden siyaset yapan, bundan çıkar elde etmek isteyen birçok güç var. Bunlar önlemek istediler çözüm girişimini.
O zaman şunu tartıştık. Madem Erbakan sorunu çözmek istiyor, bu çok önemli. O zaman, silahlı güçlerimizi Türkiye sınırlarının dışına çıkarmayı çok ciddi olarak tartıştık. Böylece Erbakan'ın eli güçlenebilir, daha cesur adımlar atabilir, diye düşündük. Ama ne uluslararası alanda çözümden yana güçler vardı, ne de Türkiye toplumunda. Bu şartlarda bizim tek yanlı bir şekilde mesafe almamız mümkün görünmedi bize. Geri çekilme kararını bu nedenle uygulayamadık.
***