16 Eylül 2020 Çarşamba

AFRİKA YOL HARİTASI ., Bir Kıtanın Stratejik Analizi

 AFRİKA YOL HARİTASI 



Bir Kıtanın Stratejik Analizi 

Doç. Dr. Sait YILMAZ 

Eylül 2014


Giriş 

Afrika ile ilgili düşüncelerimiz genellikle kulaktan dolma, kıtanın içinde bulunduğu açlık, fakirlik ve Batılı güçlerin geçmişte burayı sömürdüğüne ilişkin pek de derinliği olmayan bilgiler ile şekillenmiştir. 

Her ne kadar dünya Atlantik merkezli bir dünyadan Pasifik merkezli bir dünyaya doğru hızla ilerlese de Afrika kıtası, 2000’li yıllarda yeni bulunan petrol yatakları ve yükselen güç Çin’in kıtaya nüfuz etmesiyle birlikte yeni bir bölüşüm savaşının sahnesi olmakta ve bu savaşın uzun bir süre daha devam etmesi beklenmektedir. 

Batılı Medya, Afrika’yı tükenmek bilmez savaşlar ve aç-mutsuz insanlarla dolu bir kıta şeklinde ve sanki kıtanın hayatını idame ettirmesi için Batı’nın “sadakasına” muhtaçmış gibi yansıtmaktadır.Oysa Afrika kıtası zengindir ancak zenginlikleri adeta soyulmaktadır.Bu“soyulma”nın bir boyutunu da zorla borçlandırarak, gayrimeşru yollardan Batılı bankacılık sektörüne akan kârlar oluşturmaktadır. Askeri yöneticilere (genelde özel bankalardaki gizli hesaplarda) saklanarak verilen borçlar bunlara ilave edilmelidir. Bu Liderler, ülkelerini terk ederken arkalarında ödenmesi güç, katlanarak artan oldukça ağır borçlar bırakarak gitmişlerdir. Yapılan bir araştırma, Afrika’da borç alan ulusun aldığı her 1 doların 80 cent’inin bir sene içerisinde yurt dışına kaçtığını ve hiçbir şekilde ülkede yatırıma dönüşmediğini ortaya koymaktadır.   Öte yandan her sene 20 milyar dolar-lık bir miktar, Afrika’dan hileli bir şekilde ‘borç hizmeti’ne karşılık olarak çekilmektedir. 

    Bir diğer soygun şekli ise madenlerin yağmalanması dır. Kongo Demokratik Cumhuriyeti gibi ülkeler, ülkenin kaynaklarını yağmalayan ve piyasanın çok altında fiyatlarla bunları Batılılara satan silahlı paramiliter gruplar tarafından yıkıma uğratılmaktadır. 

Bu Militer grupların çoğu da, BM raporlarında da belirtildiği gibi, Batı tarafından desteklenen Uganda, Ruanda ve Burundi gibi ülkeler tarafından yönlendirilmekte dir. Diğer bir yöntem, Afrika’dan elde edilen ham maddelere ve bu maddelerin çıkarılması, toplanması ve işlenmesine Batılılar tarafından son derece gülünç ucuzlukta paralar ödenmesidir. Sonuçta, Batılıların yaşam standartları ve şirket kârları Afrikalılar tarafından sübvanse edilmektedir. 

Çin’in dışında ABD, Kanada, Brezilya, Japonya, Güney Kore, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya Afrika kıtasındaki önemli aktörlerdir. 

Afrika ile ilgili yanlış algılamaların başında kıtanın tek bir bütün gibi görülmesi bulunmaktadır. Afrika’nın hemen her bölgesinde farklı amaçlara hizmet eden ve kıta dışı güçlerin arkasında olduğu istikrarsızlıklar, iç savaşlar devam etmekte, yenileri beklenmektedir. 

Afrika’daki istikrarsızlıkların sürekli hale gelmesi ve Batı Dünyası’nın bu kıta da askeri varlığının güçlenerek devam etmesine son 10 yılda El Kaide’nin Afrika’da artan etkinliği yardımcı olmaktadır. 

Kıtadaki bu bir anlamda danışıklı dövüşe Birleşmiş Milletler de ortak edilmiştir. Daha önce çatışmalar olduğunda Mali’deki askeri hükümetin çağrısına kulak asmayan Fransa ve Birleşmiş Milletler 2013 yılında gerçekleşen çatışmalarda birden duyarlı davranmaya başlamışlardır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, Fransa’nın Mali’ye tek taraflı operasyon çağrısına olumlu cevap verirken, BM Güvenlik Konseyi kararının gerekçesi şu şekilde olmuştur;

1 “ Mali Geçici hükümetinin başvurusu üzerine, ülkenin toprak bütünlüğünü korumaya yönelik olarak…”. Peki, gerçekte neler olmaktadır? 

Afrika kıtasının içinde bulunduğu kısır döngüyü anlamak Türkiye için de çok önemlidir. 

Bu çalışmada, geçmişten bugüne Afrika’nın içinde bulunduğu  durumu, kıtadaki büyük güç çekişmelerinin arka planı ve Türkiye’nin son yıllardaki girişimlerini ele alınacaktır. 


***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder