2 Temmuz 2019 Salı

Çok daha Batılı, çok daha medeni, çok daha modern bir "Yeni Orta Doğu" insanlığı bekliyor.,


BM İnsan Hakları Komiseri, Ürdün Prensi Zeid Ra'ad El Hüseyin, Charlie Rose ile yaptığı  röportajda ilginç ve bir o kadar da Emperyalizm'e yandaş bilgiler veriyor.

Tamam, AKP ve Erdoğan'ın yaptıklarını ben de olumsuz anlamda eleştiriyorum, lakin Türk halkına böylesine düşmanlık dolu, bazen örtülü bazen açık ifadeler kimin hizmetçiliğini yapmaktadır?

BM'nin Cizre raporu ile gündeme gelen Zeid Ra’ad El Hüseyin, daha evvel de 2016 Mayıs aylarında, Şırnak'ın Cizre ilçesinde yaşanan çatışma ve saldırılarla ilgili olarak, "Elimizde, Türk güvenlik güçlerinin Cizre'de bir binanın etrafı sarıp, içindeki 100'den fazla insanı canlı canlı yaktığına dair tanık raporları var, iddiaları yerinde incelemek istiyoruz" demiştiYazık ki Ürdün Prensi Hüseyin, oradaki çatışmaların halkla yapılmadığını bildiği halde, terör örgütlerini destekleyen, onları himaye edenlere tek laf edememişti.Yine yazık ki diyorum Prens Hüseyin, II. Abdülhamit'in sadrazamı Cevat Paşa'nın kardeşi olan Şakir Paşa'nın kızı, Fahrünnisa Zeid'in torunu olduğu halde ve bir çok yandaş medyada, Türk asıllı ibaresiyle sunulan bu adam, açıkça Türk düşmanlarının iş birlikçisi gibi konuşmaktan, tavır almaktan kaçınmamaktadır.


Elbet katliam nerede varsa ona dur demek tüm insanlığın borcudur, lakin bu efendi hazretleri, tıpkı içerdeki yeni Osmanlıcılık sevdalıları gibi, Türklükten zerrece nasiplenmemiştir.

PKK terörüne on binlerce Türk evladı şehit verilirken, Türk asıllı olduğu iddia edilen Prens Hüseyin'in konuşmaları, açık ve net olarak BM (aslında ABD emperyalizmi) yanlısı olduğunu anlamamak için ya yandaş olmalısınız ya da kör.

Aslında bu konuşmadan hemen sonra, Holly Williams ve Charlie Rose'un röportajını izlemelisiniz ki, Prensi Hüseyin'in kimlere hizmet ettiğini daha net anlayabilesiniz.

Amerikan CBS televizyonundan Holly Williams ve Charlie Rose'un röportajının orijinali içinBURAYA  tıklayınız.
Yıllardır söylüyorum, ne mülteci adı altında ne de aktivist, gazeteci vs... adı altında, Türkiye'de bulunan  diye. 

Nitekim, CBS televizyonundan Holly Williams denen şahıs, İstanbul'da tekstil atölyesinde çalışan Suriyeli çocukları gizli kamerayla kaydedip, dünyaya "Türkler bu çocukları köle olarak kullanıyor" imajı yaymıştı.

Başka deyişle, toplum mühendisliğine soyunarak, zihin kontrol görevlisi olarak çalışıyordu.

13 ay kadar önce Hürriyet ve Milliyet gibi gazetelerin bunu haberleştirmesiyle duymuştuk.


Holly Williams ve Charlie Rose'un röportajının sonunda Rose, şöyle soruyor.

Ebu Bekir El Bağdadi ve ailesi orada mı bilmiyoruz? Musul'dan giden yolu kapattıklarını söyleyebilir miyiz, Musul'dan Rakka'ya en büyük yol orası. Kaçmaları için hala açık mı?

Holly Williams ise şöyle yanıtlıyor.

Hala iki şehri birbirine bağlayan topraklara sahipler, evet.

Daha sonra röportaj bitiyor.

Röportajın başından beri izlerseniz, aslında en son soru için hazlılık yapıldığı da alenen belli oluyor.

Yani, ABD'nin El Bağdadi'yi tıpkı diğer yetiştirdikleri gibi, örneğin Saddam, Kaddafi, Mursi gibi.

Saddam, "Irak petrolleri millidir, dolar yerine Avro kullanılacaktır" dedi, yani Emperyalizm'in emirlerinden döneklik yaptı idam edildi.

Kaddafi, "Türkiye'ye Kıbrıs Barış harekatında karşılıksız uçak yakıtı vererek yaptığı hatayı, PKK'ya destek vermeyerek tekrarladı, halka kaynakları bedava kullandırdığı için" emir dışına çıktı ve katledildi.

Muhammed Mursi, Emperyalistlere petrollere ulaşım haklarını kesiti, yerine yine ABD yanlısı Sisi getirilerek değiştirildi.

Lakin Muhammed Mursi'nin yaptığı aptalca bir hata vardı, tüm dünyada olduğu gibi, ülke içinde her daim ABD yalakası şeriatçıları destekleme hatasını yaptığı için, darbede de Şeriat yanlıları sessiz kaldı, çünkü o şeriatçılar, bizdekiler gibi Emperyalizmin çocuklarıydı. 

IŞİD'in de diğer terör örgütlerinin de ABD tarafından kurulmasının nedeni, bu saydığım ülkelerdeki rejim değişikliklerinde kilit rol oynamak oldu.

Nitekim El-Kaide lideri Laden''in öldürülmesi de, ABD'nin taktik değiştirmesinden kaynaklıydı.

Bağdadi neden serbest bırakılmıştı?

El Kaide'ci terörist Ebu Sufyan Bin Kumu, Guantanamo'dan Buş (Bush) talimatıyla Libya'da isyan göreviyle salıverildi  ve görevinde başarılı olmuş, hapishanelerde isyan çıkartarak, mahkumların kaçırılmasına yol açmıştı.

Olaylar bununla sınırlı değildi, El Kaide Irak Lideri Ebu Musab Zerkavi, 2006 yılında öldürüldü.

Yerine eski El Mısri örgüt lideri, Ebu Ömer El Bağdadi geçti.

Yazık ki Ebu Ömer'de öldürüldü ve bölgedeki bazı örgütler birleşince adı IŞİD oldu ve başına Ebu Bekir El Bağdadi getirildi.

Amerikan yönetimi,  Ebu Bekir el-Bağdadi'nin 2003 Irak işgali sırasında tutuklanıp, 2004 yılında Ebu Garip cezaevinde işkence altında tutulduğunu kabul ettiğini bildiren bir açıklama yapmıştı.

Samarra'da bir camide imam olan Bağdadi'nin yükselişinde, Obama'nın büyük rolü olduğu da ortaya çıkmış oluyordu.

The Intercept sitesindeki bir habere göre, ABD Ordu Sözcüsü Troy Rolan'ın ağzından, Şubat-Ekim 2004 tarihleri arasında Irak'ın Ebu Garip hapishanesinde tutulduğunu, tutuklu numarasının 157 ile başladığını ve numaranın Ebu Garip mahkumları için belirlendiğini, 13 Ekim’de  bir çok hücre arkadaşıyla berber Bucca Kampı'na nakledildiği ve 9 Aralık'ta şartsız salıverildiğini söylediği yazmıştı.




Diyeceksiniz ki, tüm bunları neden anlattın?

İşte zurnanın zart dediği yer de burası.

Neden El Bağdadi bu kadar önemli, neden kaçış yolu kalıp kalmadığı merak ediliyor?

Çünkü onu da tıpkı diğer beslemeleri gibi öldürmek, yok etmek istiyorlar.

Çünkü sistem değişikliğine gidiliyor.

Artık PKK tehdit olmaktan çıktı, yeni Kürdistan (Büyük İsrail) planlarında, İsrail'in isteği ile değişiklik yapıldı.

Artık enerji kaynakları değişmek üzere, iklim raporları bunu gösteriyor. 

Erdoğan'ın önce İsrail ile, sonra Putin ve sırasıyla diğerlerinden özür dilemesi, ABD'nin BOP planına değişikliğe gittiğinin en önemli belirtisiydi.

Her zaman söyledim, ABD ve Rus gizli iş birliği, BOP planlarında değişiklik yapmıştır.

Bu planlarda ne IŞİD ne PKK ne de Erdoğan olamayacaktır.

15 Temmuz girişimi bir bakıma bunun ifadesidir.

Zira TSK darbe yapacak olsaydı, darbenin sonucu bu olmazdı.

Peki, yeni BOP planında ne var? 

Planda ne olduğunu, yıllar evvel Erbakan söylemişti.

"Bu geçiş olacak, kanlı mı olacak, tatlı mı?"

İşte mesele de bu.

Kürdistan fiilen kurulmuş durumda, TSK'nin PKK'yı zayıflatabilmesindeki neden, ABD'nin Rusya ile yapığı gizli anlaşma gereğidir.

Nitekim, Holly Williams ve Charlie Rose'un röportajına bakacak olursanız, bunun örtülü ifadelerini bulacaksınız.

Başka deyişle, Orta Doğu'da savaş artık bitiriliyor, dengeler (dev şirketler) yerine oturmuş durumda.

Paylaşım sona doğru gidiyor, sınırlar bazı yerlerde fiilen (Yugoslavya'dan çıkanlar gibi), bazı yerlerde de kısmen anlaşmaya varılmış durumda.

Orta Doğu'da yeni devletçikler oluşturuldu, Rusya'nın sıcak denizlere (Ak Deniz) inişinin önü kapatılmayacak, gizlice bu anlaşmaya varıldı.

Hülasası Orta Doğu tam istedikleri gibi olmasa dahi, şekillendi, 2100 yılına kadar yaşanacaklar belirlendi, artık savaş istenmiyor.

Bundan sonrası, "Yeni Orta Doğu"nun imarı ve yani sahiplerinin zevklerine göre döşenmesi kaldı.

Yeterince nüfus kırıldı, yeterince bina yok edilip, yeni yaşam alanları inşa edilecek hal aldı.

Gelecek 50-70 yıl içinde, bu günküne hiç benzemeyen, çok daha Batılı, çok daha medeni, çok daha modern bir "Yeni Orta Doğu" insanlığı bekliyor.

Ve, Orta Doğu'nun bu günkü hali ise, şimdi medeni Batı olarak gördüğümüz bölgeler oluşturacak.

Başka ifadeyle, Doğu'nun istilası bitmiş, Batı'nın istilası başlamıştır.

Biz görmesek dahi, torunlarımız görecek.

2100 yıllarında ne Kürdistan'dan bahsedenler, ne İslam'dan bahsedenler kalmayacak.

Yeni ve yaşama en elverişli alanların, Türk, Kürt, Laz, Arap vs... gibi etnik unsulara kapalı alanlar olacağını, o günleri yaşayanlar görecek.

Bu nedenle, Erdoğan'ın Sünni eksenli oluşum ve Halifelik hayalleri de bitirilmiş oluyor.

Bunun ilk işaretini çok yakın bir zamanda, belki bir kaç hafta belki bir kç ay içinde göreceğiz ve Kürdistan tehdidiyle Erdoğan ve Esad barıştırılacak.

Yine olan yandaşa olacak, yine olan Türk'e, Kürt'e, Müslüman'a olacak.

Efendilerin eski uşaklarına bu dünyada yer olmayacağını, uşaklar anladıklarında, onlar için tek kurtuluş yolunun ÖLÜM olduğunu anlayacaklar, lakin ok yaydan bir kez çıktı, ya hedefi bulacak, ya buldurulacak.

Zaten aklını kullanmayanların sonu da bu olur, kaçınılmaz son, tüm hızıyla yaşanacak, gelecek de bir gün gelecek.

Biz görsek de gelecek, görmesek de.

Atatürk ve ilkelerine ihanet edenlerin sonu hep böyle olacak. 

29 Ekim Bayramınız, Eğer kaldıysa kutlu olsun.

29.10.2016

A. Dursun..
ÖZEL NOTUM; 40 SENEDİR ŞEHİT VERDİĞİMİZ ASKERLERİMİZ SUBAY VE POLİSİMİZİN BÖLGEDEKİ SİVİL HALKIN.. ACILARINI AİLELERİNİN MADURİYET İNİ.. İNSANİ HAKLARINI NEDEN SAVUNMAZ BU BM İNSAN HAKLARI KOMİSYONU.? BU BİR ÇELİŞKİ DEĞİL Mİ.?
http://ahmetdursunarsivi.blogspot.com/2016_10_01_archive.html?view=classic

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder