25 Şubat 2019 Pazartesi

HAKKARİ İL MERKEZ, ŞEMDİNLİ VE YÜKSEKOVA İLÇELERİ JANDARMA SORUMLULUK ALANINDA MEYDANA GELEN OLAYLAR BÖLÜM 2

HAKKARİ İL MERKEZ, ŞEMDİNLİ VE YÜKSEKOVA İLÇELERİ JANDARMA SORUMLULUK ALANINDA MEYDANA GELEN OLAYLAR BÖLÜM 2



9. OLAY: Katramaz Deresinde Mühimmat Bulunması 12. İ1.2005 günü 155 polis hattını arayan bir kişinin Hakkari Merkez Bağlar Mahallesi camisinin karşısında Katramaz Deresinin içerisinde şüpheli bir paketin bulunduğunu ihbar etmesi neticesinde Hakkari Emniyet Müdürlüğü Bomba İmha uzmanlarınca paket üzerinde yapılan araştırma ve incelemede patlayıcı madde ile irtibatlandmlmış bir adet Nokia 3310 marka cep telefonu, bir adet elektrikli fünye, bir adet san kırmızı yeşil poşet,iki adet 100 cm uzunluğunda kablo, bir miktar koli bandı ve silah bant ile 3.150 kg. ağırlığında plastik patlayıcı ve 101 adet paket etrafına sanlı büyük boy inşaat çivilerinin bulunduğu, şüpheli pakete usulüne uygun müdahale edilmek suretiyle paketi etkisiz hale getirildiği, Buluntu bomba 
yapımında kullanılan malzemeler Van Jandarma Kriminal Laboratuarına gönderildiği, malzemeler üzerinde yapılan incelemede patlayıcı maddenin RDX ihtiva eden plastik patlayıcı olduğu belirtilmiş, Hakkari C. Başsavcılığının 05.12.2005 tarih 2005/64 sayılı fezlekesinde aynca; söz konusu patlayıcı maddenin PKK/KADEK terör Örgütü üyelerince yerleştirilmiş olduğu, bölgede sık, sık örgüt elemanlarınca değişik yerlere patlayıcı maddenin yerleştirildiği 
anlaşıldığı hususuna yer verildiği görülmüştür. 

10. OLAY: Armutlu- Şerbette Mağarası Mevkiinde Mühimmat Ele Geçmesi 
10.12.2005 günü saat 09.00 sıralannda Hakkâri-ÎI Merkez-Armutlu- Şerbette 
Mağarası Mevkiinde icra edilen operasyon esnasında, teröristlerce kullanılan sığmakta 4 adet kalaşnikov P.Tf.,1 adet Law silahı, 1 adet 7,65 mm. çapında astra marka tabanca, 3 adet kalaşnikov P.Tf. şarjörü ele geçirilmiştir. 
Lav silahı 20.12.2005 günü saklanması ve bulundurulması tehlike arzettiği için imha edilmiştir. 

11. OLAY: Durankaya Beldesinde Patlayıcı Madde Bulunması 
Komisyonumuzca istendiği halde dosyası ve bilgisi gönderilmeyen ancak Hakkari İl Jan. Komutanı Erhan KUBAT tarafından Komisyonumuza beyanda bulunduğu sırada sunduğu bilgi notunda: 

"14.06.2005 günü Hakkari İl Merkez Durankaya Beldesinde, terör örgütü 
mensuplarınca yol kenarına döşendiği değerlendirilen patlayıcı madde bulunarak imha edilmiştir. Olayda can ve mal kaybı meydana gelmemiştir." Notunun yer aldığı görülmüştür. 

12. OLAY: Şehir Merkezinin 15 Km Kuzeyinde Mayın Ve Mühimmat Bulunması, 
Komisyonumuzca istendiği halde dosyası ve bilgisi gönderilmeyen ancak Hakkari İl Jan. Komutanı Erhan KUBAT tarafından Komisyonumuza beyanda bulunduğu sırada sunduğu bilgi notunda: 
"22.09.2005 günü Hakkari Şehir merkezinin 15 km kuzeyinde icra edilen operasyonda 2072 rakımlı tepe bölgesinde 4 adet basmalı tip mayın, 5-6 kg C-3 patlayıcı, 1 adet tuzaklanmış mayın düzeneği, 5 adet RPG -7 mühimmatı, 10 adet elektrikli fünye, bol miktarda battaniye bulunarak imha edilmistir.Olavda can ve mal kaybı meydana gelmemiştir." Şeklinde notun yer aldığı görülmüştür.

II- YÜKSEKOVA İLÇESİNDE MEYDANA GELEN OLAYLAR 

1. OLAY: Karabey Köyü Yüksekova-Şemdinli Karayolunun 19. Km.Sinde Mayın Patlaması 08.07.2005 günü saat 06.00 sıralarında Hakkari-Yüksekova-Karabey Köyü bölgesinde (Yüksekova-Şemdinli karayolunun 19.uncu km.si); menfez altına teröristlerce tuzaklanan basma düzenekli el yapımı mayınm patlaması sonucu yolda 4x3x1,5 m. ebadında çukur meydana gelmiştir. Mavin olay yerinde imha edilmiştir. 

Olayla ilgili bomba bilgisi; 

Yüksekova C. Başsavcılığının 2005/1753 soruşturma, 2006/11 Fezleke No'lu fezlekesi ve eklerinde ayrıca, failinin meçhul olarak gösterildiği; 
Fezleke ekindeki 10.11.2005 gün ve HRK:3760-3054-05/3325 Evrak kayıt, 2005/126 uzmanlık numaralı, JGK Van Bölge Kriminal Laboratuarı Ekspertiz raporunda; "... Uzaktan telsiz komutah (frekans kontrollü) el yapısı bomba düzeneğinde (bomba), alıcı ve anahtar olarak; menşei tespit edilemeyen YAESU marka FT-411 model bir adet el telsizi, akım kaynağı olarak ÇİN imali FUJİKA marka 1,5 voltluk sekiz adet büyük boy pil, akım taşıyıcı olarak, menşei ve markası tespit edilemeyen, siyah PVC izoleli ve şeffaf PVC izoleli tek nakil hatlı iki aynı çeşit elektrik kablosu ana imla hakkı olarak TNT ve RDX ihtiva eden patlayıcı madde, ana imla hakkını güçlendirmek amacı ile san PVC izoleli fitil veya saniyeli fitil, telsizi ve pilleri dış etkenlerden korumak ve muhafaza etmek amacı ile menşei ve markası tespit edilemeyen 2,5 litrelik pet şişe kullanıldığı," belirtilmiştir. 

2. OLAY: Karabey-Yürekli Köyü Ayrımında; Askeri Araç Konvoyunun İntikali 
Esnasında Mayın Patlaması 29.07.2005 günü saat 16.00 sıralarında Hakkâri-Yüksekova-Karabey-Yürekli Köyü ayrımında; askeri araç konvoyunun intikali esnasında mayın patlamış, müteakiben çevrede yapılan aramada patlamaya hazır iki düzenekte 2 adet 81 mm.lik ve 5 adet 60 mm.lik havan mühimmatı ve 1 adet Nokia 2100 marka cep telefonu ele geçirilmiş olup ele geçirilen 
mühimmat olav verinde imha edilmiştir. 

Jandarma Astsubay Özcan İldeniz'e ait olduğu düşünülen Ajanda da incelenen olayla ilgili olarak: " 01 Ağustos 2005 günü telefon ile arayarak telefon ve .. vermeyen bir şahıs; 

Karabey Köyü bölgesinde meydana gelen mayınlama olayını yapan şahsın ismini vereceğini 
bildirmiştir.Rahmi BAUKESİR.Bu şahıstan şüpheleniliyor, DEHAP'h olup ara sıra DEHAP İi teşkilat binasına gidip gelmektedir.Olayı (3) kişinin yaptığından şüpheleniliyor.Geçen yıl dağdan patlayıcı TNT, fönye kalıp geldiği, Hakkari 'de ikamet ettiği Sebahattin SUVAĞCI ile iltisaktı olduğu, İl merkezinde SSK Hastanesinin arkasında Şehir Oto Yıkamanın sahibi Hasan TEKİN (Eşi Fadile TEKİN Dehap Kadın Kollarında görevli Tekser 'de ikamet eder. Olay günü 
şüpheli davrandığıHasan TEKİN'in " Ne güzel oldu,aracın tekerleri nasıl havaya uçtu bir görsen " dediği*' ne işaret edilmektedir. 

Yüksekova C. Başsavcılığının 2005/1755 soruşturma. 2006/9 Fezleke No'lu fezlekesi ve eklerinde: ayrıca Failin meçhul olduğu; ölü ve yaralının bulunmadığı, birinci patlamadan sonra mayın dedektörü ile yapılan kontrolde ikinci bir düzeneğin bulunduğunun tespit edildiği, bu esnada düzeneğin bulunduğu yerden cep telefonu sesinin geldiği ve mayın düzeneğinin cep telefonu ile tetiklenecek şekilde hazırlanmış olduğu, cep telefonu çalmasına rağmen patlamadığı 
ve yirmi metre mesafeden BTR 80 DOCKA silahı ile ateş edilerek düzenek fitilinin parçalandığı, daha sonra da bombayla irtibatı kesilen telefonun incelenmek üzere alındığı, ilk düzenekte iki adet 81 mm havan ikinci düzenekte 5 adet 60 mm havan mühimmatının miktarı tespit edilemeyen patlayıcı ile birlikte tuzaklandığının anlaşıldığı, Üçe Emniyet Müdürlüğü bomba imha uzmamnca tuzakların üzerine patlayıcı yerleştirilerek emniyetli mesafeden 
düzeneklerin patlaüldığı, Ayrıca fezlekede "Eylemin terör örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlendiği" belirtilmiş, 

11.11.2005 günlü HRK:3760-3053-05/3324 Evrak kavıt . 2005/127 patlayıcı madde "...Uzaktan telsiz komutalı (frekans kontrollü) el yapısı patlayıcı madde düzeneğinde (bombada), alıcı ve anahtar olarak; menşei tespit edilemeyen YAESU marka FT-411 model bir adet el telsizi, ana imla hakkı olarak RDX ihtiva eden patlayıcı madde, ana imla hakkını takviye etmek veya aynı anda birden fazla yerde tahrip yapmak amacıyla PETN ihtiva eden infilakü fitil parça tesiri yaratmak ve ana imla hakkını takviye etmek maksadıyla menşei ve çapı tespit 
edilemeyen bir adet havan mühimmatı kullanıldığı, laboratuarımıza gönderilen deliller arasında akım kaynağı ve başlahcı elektrikli funye /fûnyelere ait herhangi bir parçaya rastlanılmadığı" belirtilmiştir 

3. OLAY: Beşpuıar Karabağ Mah. Bölgesinde;Sığınakta Mühimmat Bulunması 
03.08.2005 günü saat 17.00_ sıralarında Hakkâri-Yüksekova-Beşpınar-Karabağ Mah. Bölgesinde; Yüksekova Jandarma Özel Harekat Tabur Komutanlığınca yapılan operasyon esnasında bulunan sığmak içerisinde; 2 kg.hk kutu içerisinde el bombası barutu, 22 adet savunma tipi el bombası, 17 adet savunma tipi el bombası fünyesi, 14 adet RPG-7/11 roketatar mühimmatı, 200 adet 12.7 mm.lik makinalı tf. mermisi, 25 adet roketatar sevk fişeği ele geçirilmiştir.Patlayıcı maddenin menşei Rus yapımıdır. Komisyonumuzun istemi üzerine. Jandarma Genel Komutanlığı'mn 31.03.2006 gün ve 102549 sayılı yazısında: Olay yerinde ele geçen Türkiye Menşe'li ve MKE cinsi el bombalan üzerinde tapası takılı olmadığından harf ve rakam grubunun tespit edilemediği belirtilmiştir. 

4. OLAY: Karlı Köyünde Girdi Tepesi Mevkiinde İki Sığmakta Mühimmat 
Bulunması 04.08.2005 günü Yüksekova'ya bağlı Karlı Köyünde yapılan arazi arama tarama faaliyetleri esnasında Girdi Tepesi Mevkiinde bulunan iki sığınakta 20 adet geri tepmesiz top mermisi, 86 adet el bombası, 403 adet uçaksavar mermisi, 80 adet roketatar mermisi, 71 adet roketatar sevk fişeği, 1 kutu patlayıcı madde ile siyah beyaz renkli bir kuşağın bulunduğu, 04.08.2005 tarihli tutanakla, 22 adet roket atar mermisi 36 adet roket atar sevk fişeği 88 el bombası fünyesi tamamen hasar görmesi,hassas duruma gelmesi, taşınması, nakliyesi, depolanması risk teşkil ettiğinden ve nakliye işleminde personelin zarar görmemesi için bulunduğu yerde 21'nci J. Snr.Tugay K-lığı mayın temizleme timi tarafından patlatılarak imha edilmiştir. 

86 adet içi boş el bombası, aynca hasarlı durumdaki 20 adet geri tepmesiz top 
mermisi, 403 adet uçaksavar mermisi, 80 adet roket atar mermisi, 71 adet roket atar sevk fişeği, 1 kutu patlayıcı madde, ve yırtık bir adet kuşağın kısmen hasarlı olduğundan nakledilmesi ve depolanmasının risk teşkil ettiği, patlayıcı özellikteki malzemenin hassas duruma geldiği malzemelerin özel harekat taburu personelinden teslim alınması ile tespit edildiği, Yüksekova Sulh Ceza Mahkemesinin 04.08.2005 gün ve 2005/255 sayılı müteferrik karan gereği komutanlık personeli tarafından malzemelerin aynı mahalde emniyetli bir yere 
taşınarak kontrollü bir şekilde patlatılmak suretiyle imha edildiğine dair 04.08.2005 tarihli tutanak tanzim edildiği görülmüştür. 

Komisyonumuzun istemi üzerine. Jandarma Genel Komutanlı&'nın 31.03.2006 gün ve 102549 savılı yazısında: Ele geçen ve Türkiye menşe'li MKE cinsi olduğu belirtilen el bombalarının üzerinde funye bulunmadığından harf rakam grubunun okunamadığı ayrıca el bombası tapalarmda tuzaklı olabileceği değerlendirilerek sığmakta imza edildiği bilgisine yer verilmiştir. 

5. OLAY: Beşath-Akçah Köyü Mevkiinde; Askeri Konvoyun İntikali 
Esnasında, Teröristlerce Tuzaklanan Mayının Patlaması 10.08.2005 günü saat 16.00 sıralarında Hakkâri-Yüksekova-Beşath-Akçalı Köyü Mevkiinde; askeri konvoyun intikali esnasında, teröristlerce tuzaklanan mayının patlaması sonucu herhangi bir zayiat meydana gelmemiştir. 

Başbakanlık Milli İstihbarat Müsteşarlığı'nın 19.12.2005 gün ve 30350 sayılı 
yazılarında ise;"Yüksekova Sualtı Mahallesine doğru yol alan askeri konvoya yönelik mayınlama ve taciz ateşi açılması, (Üçe Jandarma Komutanlığına ait arazi aracında maddi hasar meydana gelmiştir.) şeklinde bilgi bulunduğu görülmüştür. 

Yüksekova C. Başsavcılığının 2005/1966 sor. sayılı dosyası içerisinde bulunan 
09.11.2005 gün ve Evrak kayıt no: HRK: 3760-3545-05/3326, Uzmanlık Numarası 2005/125 patlayıcı madde olan Jandarma Genel Komutanlığı Bölge Kriminal Laboratuarı Expertiz Raporunda ".. Özellikleri belirtilen uzaktan telsiz komutah (frekans kontrollü) el yapısı patlayıcı madde düzeneğinde (bomba) alıcı ve anahtar olarak 'T 405061979" seri numaralı Çin imali COBRA Marka MT-725 Model bir adet el telsizi, ana imla hakkı olarak TNT ihtiva, eden patlayıcı madde parça tesiri yaratmak ve ana imla hakkını güçlendirmek amacıyla model ve markası tespit edilemeyen 12 kilogramlık mavi renkli tüp, el telsizini haricen beslemek amacıyla akim kaynağı olarak Avrupa Topluluğu imali (EC- European Community) imali Duracell marka 1,5 voltluk 4 adet büyük boy (size-D) 
pil, ana akım kaynağı olarak Çin imali FUJİKA marka 1,5 voltluk 4 adet büyük boy (size- D) pil, akım taşıyıcı olarak 2x0,50 milimetre kare kesitli çift nakil izoleli, 2x0,50 milimetre kare kesitli çift nakil hatlı İRAN /SAKUR WIRE marka beyaz pvc izoleli elektrik kablosu ve şeffaf pvc muhafaza kabı olarak TÜRKİYE/DİDELLA marka kakaolu findik kreması kutusu başlatıcı olarak menşei ve markası tespit edilemeyen birbirine paralel bağlı 2 adet elektrikli fünye kullanıldığı 'belirtilmiştir. 

Komisyonumuzca bilgisine başvurulan Yüksekova Jandarma Bölük Komutanı M. 
Erhan ARIKAN: 
"Yüksekova-Hakkâri karayolunda, Beşatlı yol ayrımına 700-800 metre mesafe de, yolun Yüksekova'ya intikali güzergâh olarak düşünürsek, sağ tarafında konulmuş bir mayındı. Konvoyun komutanlığını benim ekiplerim yapıyordu. İzinden dönen sivil askerlerin bulunduğu konvoya yapılmıştı. Tüp düzenekliydi. Üzerinde patlayıcı vardı. Bununla ilgili, İlçe Emniyet Müdürümüzle zaten beraber göreve gitmiştik, beraber, aynı anda orada olmuştuk. Onun ekipleri tarafından incelemesi yapılmıştı. Ekspertiz raporu hazırlandı, cumhuriyet savcılığına bilgi verildi." şeklinde açıklamada bulunmuştur. 

6.OLAY: Karlı Mevkiinde Çuvalda 3 Adet El Bombası, 6 Adet Büyük Boy 
Pil, 15 Metre Kablo, 1 Adet Koli Bandı Ele Geçirilmesi 21.09.2005 günü saat 17.00 sıralarında Hakkâri-Yüksekova-Karh mevkiinde, terörist unsurlarca yola mayın döşendiği duyumunun alınması üzerine yol üzerinde yapılan mayın 
kontrolünde, menfez içerisine çuval içerisine konulmuş vaziyette 3 adet el bombası, 6 adet büyük boy pil, 15 metre kablo, 1 adet koli bandı ele geçirilmiştir. Herhangi bir mal ve can kaybı yoktur. Olayla ilgili expertiz raporu düzenlenmemiştir. Komisyonumuzca bilgisine başvurulan Yüksekova Jandarma Bölük Komutanı M. Erhan ARIKAN: 

"BAŞKAN - Yüksekova Karlı Mevkiinde, çuvalda mayın malzemesi... Mayınların 
menşei nedir? 

ERHAN ARIKAN - Oradaki şeyler Rus tipi el bombasıydı, fitillerdi. O göreve de ben gittim Sayın Başkanım. Menfezin altındaydı, sağ taraftaydı. Karlı dönüşünde, çeşmenin olduğu yere yakın bir bölümdeydi, viraja yakın bir bölümdeydi, araçların yavaşlayacağını düşündükleri ve sıkışmanın olacağı... 

BAŞKAN - Kaç taneydi mesela? 
ERHAN ARIKAN - Yanılmıyorsam 3 taneydi el bombası, kayıtlarımda var gerçi 
Sayın Başkanım ama... 
BAŞKAN - El bombası değil de, mayın... Şurada anlaşalım: Burada, mayın diye... Karlı mevkiinde, çuvalda mayın malzemesi... 
ERHAN ARIKAN - Hayır, el bombasıydı Sayın Başkanım, iyi hatırlıyorum. Üç tane 
el bombasıydı yanılmıyorsam. 
BAŞKAN - Menşei neydi peki? 
ERHAN ARIKAN - Rus tipi el bombasıydı. Kesinlikle eminim." seklinde beyanda 
bulunmuştur. Komisyonumuzun istemi üzerine. Jandarma Genel Komutanlığı'nın 31.03:2006 gün ve 102549 sayılı yazısında: Türkiye menşe'li MKE cinsi olduğu belirtilen ele geçen el bombası üzerinde herhangi bir har ve rakam grubu okunamadığı bildirilmiştir. 

7. OLAY:Büyükçiftlik-Kırkhan Mevkiinde; Dere Yatağında Silah Ve Mühimmat 
Bulunması 

07.10.2005 günü saat 06.00 sıralarında Hakkari-Yüksekova- Büyükçiftlik-Kırkhan Mevkiinde; yapılan operasyon esnasında dere yatağında 1 kalaşnikov P.Tf., 2 adet Rus yapımı el bombası, 385 gr. patlayıcı madde, 50 cm saniyeli fitil, 1,5 m. elektrik kablosu, 20 dolu, 8 boş kaleşnikov P.Tf fişeği ve 23,685 kg esrar.ele geçirilmiştir. 

Yüksekova C. Başsavcılığının 2005/2379 soruşturma, 2006/14 Fezleke No'lu fezlekesi ve eklerinde, failin; Açık kimlikleri tespit edilemeyen yasa dışı PKK (Kongra-GEL) örgütüne mensup militanlar olarak gösterildiği; Olayda ele geçen silahlarla ilgili olarak; Fezleke ekindeki 09.11.2005 günlü 2005/3827/72633 Evrak kayıt, 2005/2568 uzmanlık numaralı, JGK Van Bölge Kriminal Laboratuarı Ekspertiz raporunda; "...1-Tetkik için gönderilen "U 63994" seri numaralı silah; 7.62x39 mm. çapında fişek istimal eden, Çekoslovakya yapısı, She marka yan ve tam otomatik çalışma sistemine sahip bir tüfektir. Söz konusu tüfeğin yapılan teknik kontrol ve muayenesinde; atışma mani veya kendiliğinden ateş almasına neden olabilecek mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı, emniyet ve ateş ayar mandalının sağlam ve işler durumda olduğu, laboratuarımızda (Birlikte 
gönderilen yirmi adet 7.62x39 mm. çapındaki fişek kullanılarak yapılan deneme ve mukayese atışlarında çap ve tipine uygun fişekleri patlattığı müşahede olunmuştur. 

Bu itibarla söz konusu tüfek ve fişekler, 6136 Sayılı Yasaya göre atışa elverişli ve memnu evsafi haiz ateşli silah ve fişeklerindendirler. Aynca söz konusu tüfek 6136 Sayılı Kanunun 12 nci maddesinin 4 ncü fıkrası şümulüne giren vahim nitelikteki ateşli silahlardan dır. 
2."U 63994" seri numaralı tüfekten laborvatuarımızda elde edilen 7.62x39 mm~ 
çapında mukayese kovanları ile sekiz adet 7.62x39 mm. çapında suç konusu kovanın mikroskopta yapılan karşılaştırılmaları neticesinde, mevcut izlere atfen; bu sekiz adet 7.62x39 mm. çapında suç konusu kovanın "U 63994" seri numaralı tüfekten atıldığı tespit edilmiştir. 
3.İnceleme konusu tüfekten laboratuarımızda elde edilen 7.62x39 mm. çapında 
mukayese kovardan ile laboratuarımız Atıldığı Silahı Tespit Edilemeyen Olaylar Arşivinde mevcut suç konusu aynı çap ve tipteki kovanların mikroskopta yapılan karşılaştırılmaları neticesinde; mevcut genel izlere atfen, aralarında bir ilişkinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır." bilgisine yer verildiği görülmüştür. 

Komisyonumuzca bilgisine başvurulan Yüksekova Jandarma Bölük Komutanı M. 
Erhan ARIKAN: 
"BAŞKAN - Yine, Yüksekova Büyükçiftlik, Kırıkhan Mevkiinde, dere yatağında 
silah ve mühimmat... 
ERHAN ARKAN - Onu da ben, o göreve gittim Sayın Başkanım. 1 Kalaşnikof 
piyade tüfeği, buna ait fişek, şarjör ve el bombası, 200-300 gram civan -yanlış 
hatırlamıyorsam- patlayıcı madde, birkaç metre kadar da, çeşitli renkte kablolar vardı." biçiminde beyanda bulunmuştur. 
Komisyonumuzun istemi üzerine. Jandarma Genel Komutanlığının 31.03.2006 gün ve 102549 savıh yazısında: Rusya menşe'li ve Fİ tipinde olduğu belirtilen el bombası üzerinde herhangi bir har ve rakam grubu okunamadığı bildirilmiştir. 

8. OLAY: Büyükçiftlfk-Kırkhan Mevkiinde Mühimmat Bulunması 
08.10.2005 günü saat 15.00 sıralarında Hakkari-Yüksekova-Büyükçiftlik-Kırkhan Mevkiinde, yapılan arazi arama tarama faaliyetinde; 1 adet RPG-7 roketatar mühimmatı, 6 orta boy pil ve 5 adet kanlı bez parçası ele geçirilmiştİr.Ele geçen mühimmat olay yerinde imha edilmiştir. 
Komisyonumuzca bilgisine başvurulan Yüksekova Jandarma Bölük Komutam M. 
Erhan ARIKAN: 
"BAŞKAN - Aynı şekilde bir tane daha var, ama, Hakkâri Yüksekova Büyükçiftlik 
Kırıkhan mevkiinde mühimmat bulunması diye bir şeyimiz var. 
ERHAN ARKAN - Ona da ben gittim Sayın Başkanım. O, RPG-7 roketatarın 
mühimmatıydı. O görev yerine 1 km mesafede, biraz daha güneyinde, dere yatağının ağzındaydı. Orada biz kanlı bezler de bulmuştuk. Onlar da, arz ettiğim gibi, savcılığa intikal ettirilmiştir." biçiminde beyanda bulunmuştur. 

9. OLAY: Veziri! Köyünde Sait DANIŞ'ın Evinin Önüne Bomba Atılması 
27.10.2005 günü saat 01.00 sıralannda Hakkâri-Yüksekova-Vezirli Köyünde, terör Örgütü mensuplarının Sait DANIŞ isimli köylüden para istemesi üzerine "Çete misiniz para istiyorsunuz?" diyerek parayı vermemesi sonucunda, teröristler şahsın evinin önüne el bombası atmış, olayda evin 6 camı kmlmıştır. Olayda can kaybı meydana gelmemiş, expertiz raporu düzenlenmemiştir. , , 
Hakkari İl Jandarma Komutanlığının 06 Şubat 2006 tarih İSTH: 0621-11- 
06/Ter.Olv.f426^ f700) savıh yazısında: 

"Sait DANIŞ: Yüksekova ilçesi Vezirli köyünde ikamet etmektedir. Sait DANIŞ ve oğlundan PKK/KONGRA-GEL terör örgütü tarafindan vergilendirme adı altında para istenmiştir. Sait DANIŞ'ın vergi vermemesi üzerine şahsı korkutmak ve tehdit etmek amacıyla PKK/KONGRA-GEL terör örgütü mensuplarınca Sait DANIŞ'ın evine el bombası atılarak HPG şehir intikam timleri yazılı bildiri bırakıldığı" belirtilmiştir. 
Olay hakkında Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığının 20 Aralık 2005 gün ve 
2005/2187 Sor. sayılı hazırlık soruşturması devam etmektedir. 
Komisyonumuzca bilgisine başvurulan Yüksekova Jandarma Bölük Komutanı M. 
Erhan ARIKAN : 

"ERHAN ARIKAN - Evet Sayın Başkanım. Akşam saatlerinde olmuş. Bu beyefendi biraz ihtiyar ve işitmeyle ilgili sıkıntıları olan bir bey, atıldığını fark etmemiş, sabah bildirilmişti. Evde tek basma kalan... Camlan kırılmıştı ve bir not vardı; örgüt aleyhine konuştuğunun tespit edildiği örgüt tarafindan, bu konuşmalar devam ederse, bombanın evine atılacağı yolunda bir not da bırakılmıştı. Yine, buraya da, benim olay yeri inceleme ekibimle beraber, polisin, emniyetin bomba imha ekipleri müdahale etmişlerdi olaya. 

İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) -Teşekkür ediyorum. 
Diğer bir sorum; Sait Danış'ın evinin önüne neden bomba konuldu diye soracaktım, onu cevaplandırdınız. Yaşlı, ihtiyar bir insan, belki hasta filan da. Gerçekten, halk üzerinde bir etkisi mi var bunun? 
ERHAN ARIKAN - Sanmıyorum. Çocukları mevcuttu 2-3 tane. Bunlar taksicilik 
falan yapan arkadaşlardı. Sanırım, biraz da bunların halkla arasındaki ilişkilerde ve diyaloglarda, böyle bir konuşma... Taksiciler, malumunuz, meslek itibariyle çok fazla sohbet ederler, böyle bir şey de söylenmiş olabilir, ama, tabiî ki, bu arkadaşımız, bu beyefendi bunu inkâr etti, böyle bir görüşmesinin olmadığını, örgütün aleyhinde ve lehinde, daha önceden ve daha sonradan, ilişkisi olmadığı için de konuşmadığım beyan ettiler bize ifadelerinde ve savcılıkta aynı şekilde." Biçiminde beyanda bulunmuştur. 
Olayla ilgili bomba bilgisi olarak; 
Yüksekova C. Başsavcılığının 2005/2187 sor, savılı dosyasında bulunan 
30.12.2005 gün ve Evrak kavıt no : HRK : 3760-3545-05/3865. Uzmanlık numarası 2005/158 patlayıcı madde olan Jandarma Genel Komutanlığı Bölge Kriminal Laboratuarı Exoertiz Raporunda: " .. İncelenmek üzere laboratuarımıza gönderilen 33 (otuzüç) adet metal parçası üzerinde yapılan fiziksel ve kimyasal test ve incelemeler sonucu ekli kimya Laboratuan Expertiz Raporuna göre delillerin tamamında eser miktarda TNT ihtiva eden patalayıcı madde artığı bulunduğu, menşei ve modeli tespit edilemeyen fabrika imali savunma tipi parça tesirli el bombası olduğu" belirtilmiştir. 
Komisyonumuzun istemi üzerine. Jandarma Genel Komutanlıjja'nın 31.03.2006 gün ve 102549 savılı yazısında: Olay yerinde yapılan inceleme ve araştırma neticesinde bombaya ait herhangi bir parça ve emareye rastlanmadığı bildirilmiştir. 

3. CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

HAKKARİ İL MERKEZ, ŞEMDİNLİ VE YÜKSEKOVA İLÇELERİ JANDARMA SORUMLULUK ALANINDA MEYDANA GELEN OLAYLAR BÖLÜM 1

HAKKARİ İL MERKEZ, ŞEMDİNLİ VE YÜKSEKOVA İLÇELERİ JANDARMA SORUMLULUK ALANINDA MEYDANA GELEN OLAYLAR BÖLÜM 1


YEDİNCİ BÖLÜM 

01.06.2005 TARİHİNDEN SONRA HAKKARİ İL MERKEZ, ŞEMDİNLİ VE YÜKSEKOVA İLÇELERİ JANDARMA SORUMLULUK ALANINDA MEYDANA GELEN OLAYLAR 


Komisyonumuzun istemi üzerine, Jandarma Genel Komutanlığınca gönderilen 
21.12.2005 tarih ve 2030-l-05/Asyş.D.Ter.Oly.Ş.BÖF.Ks.(410942) saydı yazısı ile Komisyonumuzca temin edilen diğer bilgi ve belgelere göre; 01 Haziran 2005-15 Aralık 2005 tarihleri arasında Hakkari-İI Merkez, Şemdinli ve Yüksekova ilçeleri Jandarma sorumluluk alanında (34) adet mayınlama, bombalama ve patlayıcı madde kullanma içerikli olay meydana geldiği anlaşılmış, belirtilen olaylara ilişkin liste kısaca aşağıda verilmiş, daha 
sonra olaylar ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. 

OLAY TARİHİ 

1-15.05.2005 
2-07.07.2005 
3-31.07.2005 
4-05.08.2005 
5-12.08.2005 
6-26.09.2005 
7- 22.10.2005 
8-09.11.2005 
9-12.11.2005 
10- 10.12.2005 
11-14.06.2005 
12- 22.09.2005 
13- 08.07.2005 
14-29.07.2005 
15-03.08.2005 
16- 04.08.2005 
17- 10.08.2005 
18-21.09.2005 

OLAYIN MAHİYETİ 

Hakkari Merkez - Kavaklı Köyü -Çeltik Mezrasında sığınakta kaleşnikof tüfek ve mermi bulunması 
Hakkari Merkez -Kamışlı - Kaval Köyü arasında mayın bulunması 
Hakkari Merkez- Bağışlı Köyü sırtlan Bölgesinde mühimmat bulunması 
Hakkâri-Merkez - Çalbkoru - İsimsiz Tepe mevkiinde MKE yapımı 
60 mm.Iik havan mühimmatı bulunması 
Hakkâri-Merkez-Kavakh Köyü-Çeltik Mah. bölgesinde gerçekleşen 
çatışmada Yusuf YAŞAR isimli terör örgütü mensubunun 1,5 kg. C-4 
patlayıcı madde ve 1 adet fünye ile birlikte ölü ele geçirilmesi, 
Hakkari Merkez Tekçeler Mevkii Katramaz Deresinde 26 kaleşnikof 
fişeği ve iki adet el bombası bulunması, 
Hakkari Merkez Yoncalı Köyü bölgesinde mühimmat ele geçmesi, 
Hakkari Merkez, Armutlu Köyü yakınlarında mühimmat ele geçmesi 
Hakkari Merkez Katramaz Deresinde mühimmat bulunması, 
Hakkâri Merkez-Armutlu- Şerbette Mağarası mevkiinde mühimmat 
ele geçmesi, 
Hakkari Merkez Durankaya Beldesinde patlayıcı madde bulunması, 
Hakkari şehir merkezinin 15 km kuzeyinde mayın ve mühimmat 
bulunması, 

Yüksekova-Karabey Köyü Yüksekova-Şemdinli karayolunun 19. km sinde mayın patlaması, 
Yüksekova-Karabey-Yürekli Köyü ayrımında; askeri araç konvoyunun intikali esnasmda maym patlaması, 
Yüksekova - Beşpınar-Karabağ Mah. Bölgesinde;sığınakta mühimmat 
bulunması, 
Yüksekova Karlı Köyünde Girdi Tepesi Mevkiinde iki sığmakta 
mühimmat bulunması, 
Yuksekova-Beşatu-Akçalı Köyü Mevkiinde; askeri konvoyun intikali 
esnasmda, teröristlerce tuzaklanan mayının patlaması, 
Yüksekova-Karü mevkiinde çuvalda 3 adet el bombası, 6 adet 
büyük boy pil, 15 metre kablo, 1 adet koli bandı ele geçirilmesi, 
19-07.10.2005 Yüksekova- Büyükçiftlik-Kırkhan Mevkiinde; dere yatağında silah ve mühimmat bulunması 20-08.10.2005 Yüksekova- Büyükçiftlik-Kırkhan Mevkiinde mühimmat bulunması, 
21-27.10.2005 Yüksekova Vezirli Köyünde Sait DANIŞ'ın evinin önüne bomba 
atılması 
22-29.10.2005 Yüksekova-Beşath-Çakırkaya Mah. Çakılkaya Mevkiinde mayın 
düzeneği bulunması, 
23-29.10.2005 Yüksekova-Tugay Atış Alanı Yanında örgütün yerleştirdiği mayına basan BÜLENT KÜREMEN isimli şahsın yaralandığı, 
24-04.07.2005 Şemdinli-Oğlaklı Mezrası-Biçenek Tepe Mevkiinde mayın düzeneği bulunması, 
25-09.07.2005 Şemdinli-Şehir Çöplüğü Mevkiinde askeri konvoydaki üçüncü aracın mayına basması sonucu 3 personel şehit olması, 12 personelin 
yaralanması, 
26-11.07.2005 Şemdinli- Konur Köyü-Aktütün Mezrası mayının patlatılmasi sonucu 5 Jandarma personelinin yaralanması, 
27-28.07.2005 Şemdinli-Derecik- Umurlu yolunda gece patlamadan dolayı 
çukurun oluştuğunun tespit edilmesi, bir 
28-28.07.2005 Şemdinli Derecik beldesi, Balkaya mahallesi. Umurlu mezrası 
yakınlarında mayımn ppaattlaması sonucu yol üzerinde iz bulunması, 
29-15.09.2005 Şemdinli-Ortaklarr--OOrreeıncik Köprüsü mevkiinde; operasyondan dönen 8 araçlık askeri konvoyun geçişi esnasında teröristlerce tuzaklanan mayının patlaması sonucu 2 personel şehit olması, 7 personelin 
yaralanması, 
30-15.09.2005 Şemdinli-Şapatan Geçidi mevkiinde; askeri konvoyun geçişi esnasında, mayın patlaması sonucu bir askeri aracın hasar görmesi, 2 personelin yaralanması, 
31-16.09.2005 Şemdinli-Günyazı-Tanyolu Mezrası-Mezar Gediği 
teröristin, mühimmatla ölü olarak ele geçirilmesi, mevkiinde 1 
32-11.10.2005 Şemdinli-Altınsu- Sikekiş Deresi 
intikali esnasında mayın patlaması, bölgesinde; askeri konvoyun 
33-27.10.2005 Şemdinli-Alan Köyü-AIan Deresi Bölgesinde bir sığınakta silah ve mühimmat ele geçirilmesi, 
34-15.12.2005 Şemdinli-Konur Köyü Su Gediği Mevkiinde; yol çalışması yapan 
greyder tarafından (1) adet mayın ortaya çıkarılması, 


I-HAKKARİ MERKEZDE MEYDANA GELEN OLAYLAR 

1. OLAY: Kavaldı Köyü Çeltik Mezrasında Sığınakta Kaleşnikof Tüfek ve 
Mermi Bulunması 15.06.2005 günü Hakkari İl Jandarma Komutanlığı tarafından Hakkari Merkez Kavaklı koyu Çekik Mezrası San Tepe mevkiinde yapılan arazi arama ve taraması esnasında, san tepe mevkiinin doğu yamaçlarında bulunan sığınak içerisinde yapılan kontrolde, üzeri taşlarla kapatarak gizlenmeye çalışılmış bir poşet içerisinde 1 adet 1196 seri numaralı kapak takımı üzerinde 1952 rakamı yazan kaleşnikof piyade tüfeği ve 15 adet 7.62 mm çapında  kaleşnikof mermisi bulunmuştur. 

2. OLAY: Kamışlı - Kaval Köyü Arasında Mayın Bulunması 
07.07.2005 günü saat 14.30 Hakkâri-Merkez-Kamışh-Kaval Köyü arasında kalan stabilize yolda, yol yapım çalışması yapan greyderin bıçağının yolda gömülü olan kablonun ucunu açığa çıkartması sonucu m adet el vammı mavin (3 kg TNT- Hakkari Alay Komutanı Erhan KUBATın sunduğu bilei notunda^ 1 bulunarak olav verinde imha edilmiştir. 

Van C. Başsavcılığının 2005/580 hz. sayılı dosyasında bulunan 23.07.2005 tarihli tutanakta "...Stabilize yol üzerinde gömülü bir kap içerisinde bulunan infilaklı fitil ve elektrikli fünye ile tuzaklanmış yaklaşık 4.100 gr C-4 patlayıcısı 23.07.2005 gerekli emniyet tedbirleri alınarak imha edilmiş" olduğu belirtilmiştir. 

3. OLAY: Bağıştı Köyü Sırtlan Bölgesinde Mühimmat Bulunması 
31.07.2005 günü saat 10.00 sıralarında Hakkâri-Merkez-Bağışlı Köyü-Taşdelen 
Sırtlan bölgesinde, Hakkari-İl Merkez- Bağışlı J.Krk.K.hğınca icra edilen operasyon esnasında, arazide 1 adet 81 mm.lik menşei belli olmayan havan mühimmatı bulunarak yerinde imha edilmiştir. 

4.OLAY: Çaltıkoru - İsimsiz Tepe Mevkiinde MKE Yapımı 60 Mm.Lik Havan 
Mühimmatı Bulunması 05.08.2005 günü saat 12.00 sıralarında Hakkâri-M erkez-Çalü koru- İsimsiz Tepe mevkiinde, bir şahıs bulduğu MKE yapımı 60 mm.lik havan mühimmatını İl MerkezÇaltıkoru J.Krk.K.lığuıa getirerek teslim etmistir.İmha ekibi tarafından mühimmat imha 
edilmiştir. 

5. OLAY: Kavaklı Köyü-Çeltik Man. Bölgesinde Gerçekleşen Çatışmada Yusuf 
YAŞAR İsimli Terör Örgütü Mensubunun 1,5 Kg. C-4 Patlayıcı Madde Ve 1 Adet 
Fünye İle Birlikte Ölü Ele Geçirilmesi 12.08.2005 günü saat 22.00 sıralarında Hakkâri-Merkez-Kavaklı Köyü-Çeltik Mah. bölgesinde patlayıcı madde döşeneceği duyumunun alınması üzerine icra edilen pusu faaliyeti esnasında bir grup terörist ile çıkan çatışmada Yusuf YAŞAR isimli terör örgütü mensubu, 1,5 kg. C-4 patlayıcı madde ve 1 adet fünye ile birlikte ölü ele geçirilmiştir. Van C. Başsavcılığının 2005/599 hz- 2005/24 karar sayılı takipsizlik dosyasında 
mevcut 13.08.2005 tarihli tutanakta ".. Yusuf Yaşar'm öldüğü maktulün yanında bulunan malzemelerden olaya müdahale eden Hakkari C. savasının emri ile 1 adet üzeri C-4 patlayıcı madde ile kaplanmış piknik tüpü, 1 adet fünye, 1 adet parça tesirli menşei belirsiz el bombası Olay Yeri İnceleme ve patlayıcı madde uzmanlarınca incelenmesi yapıldıktan sonra olay yerinde imha edildiği, 4 adet 7,62mm Kaleşnikof tüfeğe ait fişek boş kovanı 8 adet fujika marka büyük pil, 5 gr C-4 patlayıcı ve 5 metre 2x0,75 mm kordon kablo kriminal inceleme 
için olay yeri inceleme ekipleri tararından el konulmuş" olduğunun belirtildiği, ancak buna ilişkin raporun dosyada bulunmadığı görülmüştür. 

Hakkari Belediye Başkam Metin TEKCE'nin Komisyonumuza sunduğu 28.02.2005 tarihli raporunda: "Yine aynı dönemde Hakkari merkezinde ikamet eden Yusuf YAŞAR adlı bir vatandaş kaçırılarak yargısız infazla katlediliyordu" bilgisinin yer aldığı görülmüştür. 

Hakkari Belediye Başkam Metin TEKÇE.Van Cumhuriyet SavcıhSı'nca tanık olarak alınan ifadesinde; "...yine halktan bildiğimiz sivil bir vatandaşın akşam saat 20:00 sıralarına kadar arkadaşları ile birlikte görüldüğü, arkadaşlarından ayrılarak evine gittiği, ancak 22:00- 22:30 sıralarında Hakkâri'ye 40-50 km uzaklıkta ölü olarak bulunmuş olması ve bu sivil vatandaşın mayın döşerken öldürüldüğü açıklaması, öldürülen noktanın gündüz bile hiçbir zaman asker yada polislerin geçiş noktası olmadığı ve o gün bir operasyonun da olmaması bir 
devriye, asker yada polisin orada olmasını gerektirecek bir fiilin gerçekleşmemiş olması Yusuf YAŞAR'ın Hakkâri merkezden alınıp buraya bırakıldığı kanısı herkeste hâkimdir..." demektedir. 
Özcan Üdeniz'e ait olduğu düşünülen aianda'nm. 17 Temmuz Sayfasında. "Yusuf YAŞAR'ın üzerinde kayıtlı telefonda mevcut numaralar dinleme yapılacaktır." 02.08.2005 günlü notta. "6- Yusuf ve Kamil adına İş Bankası hesabı ve havalesi araştırılacak," Kamil YaşarŞefik oğlu Hakkari, Faik Baş:Kemal oğlu 1973 Hakkari, Yusuf Yaşar: Şefik oğlu (Van İl Jan. dinliyor, öldü patlayıcı ile birlikte) notunun yer aldığı anlaşılmıştır. 
Komisyonumuzun istemi üzerine. Jandarma Genel Komutanlıgı'nın 31.03.2006 gün ve 102S49 sayılı yazısında: 12.08.2005 tarihinde Hakkari Merkez Kavaklı Köyünde terör örgütü mensubu Yusuf YAŞAR'ın üzerinde Türkiye menşe'li, MKE yapımı ve üzerinde harf ve rakam grubu okunamayan el bombasının şahsın üzerine plaster bant ile sanlı olması nedeniyle tuzaklanmış olabileceği değerlendirilerek bantın sökülmediği ve söz konusu şahsın ölü olarak ele 
geçirildiği belirtilmektedir. 

Komisyonumuza Hakkari İlindeki çalışmalar sırasında 28.03.2006 tarihinli dilekçesini sunan ve dinlenilmesini talep eden ve dinlenilen Kamil YAŞAR: 
Ağabeyi Yusuf YAŞAR'ın Hakkari Merkez Üzümlü Köyü Sine Köprüsü mevkiinde 
ölü olarak bulunduğunu, Hakkari Valiliğince bölücü örgüt üyesi olduğu ve çatışmada öldürüldüğünün açıklandığım, ağabeyi ile bir gün önce düğün hazırlıkları için bir araya geldiklerini çok sayıda kişinin buna tanık olduğunu, aynı gün saat 20.00 sıralarında manavdan meyve alarak eve gittiği esnada zorla araca alınarak götürüldüğünü, olaydan yarım saat sonra Levin Mintisaına kuzu kırpma şenliğine giden şahıslardan Kemal İNCİN, Haşim AŞKAN ve Hıdır DUMAN'ın ağabeyinin ölüsünü bulduklarını, Hıdır DUMAN isimli şahsın 
dövüldüğünü, Kemal İNCİN'in ise silah çekilerek tehdit edildiğini, Ağabeyinin çatışmada ölmediğini, devlet içinde örgütlenmiş gruplar tararından 
çatışma süsü verilmek suretiyle infaz edildiğini, otopsi tutanağında yakın mesafeden ateş edildiğini dolayısıyla bir çatışmanın mevcut olmadığını, 
Ağabeyinin hiçbir bölücü örgütle bağlantısının bulunmadığını, Ali Kaya'nın 
ajandasında ağabeyinin teknik dinleme yapılan şahıslar içinde sayıldığım eğer bir suç isnadı varsa bu hususta karar verecek merciin bağımsız yargı olması gerektiğini, Halen tutuklu olan Hamit Kurt isimli şahsa "Yusuf u nasıl öldürdüysek seni de öyle öldüreceğiz denildiğini ifade etmiştir. 

Her ne kadar Jandarma Genel Komutanlığı ve olayın soruşturma dosyasında 
terör örgütü üyesi olduğu belirtilen Yusuf YAŞAR'ın söz konusu yerde çatışma sonucu mühimmat Ue birlikte ölü olarak ele geçirildiği belirtilmekte ise de anılan şahsın kardeşi Kamil YAŞAR'ın yukarıda yer verilen iddialarının da soruşturmayı yürüten ilgili C. Savcılığınca göz önünde bulundurulması amacıyla Komisyonumuz bu hususu dile getirmeyi adil yargılama adına görev addetmektedir. 

6. OLAY: Tekçeler Mevkii Katramaz Deresinde 26 Kaleşnikof Fişeği Ve İki 
Adet El Bombası Bulunması 26.09.2005 günü saat 12.50 sıralarında haber merkezinin; Hakkari Merkez Tekçeler Mevkii Katramaz Deresi içerisine kayalıklar arasına bir şahsın şüpheli bir paketi sakladığmı ve aynldığım 155*e ihbar etmesi üzerine, bomba imha ekibi ile olay yerine saat 13.30'da gidildiğinde gerekli çevre emniyeti alınarak usulüne uygun olarak yapılan incelemede kayalıklar arasında dışardan görülmeyecek şekilde üzeri siyah 37 ekran televizyonun arka kapak kısmı ile kapatılmış şekilde, ağzı düğümlenmiş halde siyah poşet 
içerisinde mavi kalın çizgili bez ile beyaz naylona sanlı 26 adet kaleşnikof fişeği ile bir tanesinin maşa kısmı iple sanlmış olarak görülen ve maşa kısmında Y3 PRM- 86 (22) ibareleri bulunan doğu bloku ülkelerine ait 1 adet savunma tipi el bombası, yine üzeri mavi bir bez parçasıyla sanlı olan üzerinde HGR DM 41 SPLITTE ÇOMP - B LOS FMP-72 ibaresi ile aynı bombanın maşa kısmında HGR Z DM 72 LOS FMP-72 ibarelerinin bulunduğu Alman Yapımı 1 adet savunma tipi el bombası bulunmuştur. 

Van C. Başsavcılığının 2005/855 hz. sayılı dosyası içerisinde bulunan, 28.09.2005 günlü inceleme ve imha raporunda; her iki el bombasının "Bu tür malzemelerin müdürlük depolarında ve adli emanette saklanması ve bulundurulması sakıncalı olduğundan ve söz konusu malzemelerin normal olarak patlayıp patlamadığı nın tespiti için imha edildiği ve emsallerine göre eş değerde patladığı" belirtilmiştir. 

7. OLAY: Yoncalı Köyü Bölgesinde Mühimmat Ele Geçmesi 22.10.2005 günü saat 11.30 sıralarında Hakkâri-il Merkez-Yoncalı Köyü bölgesinde yapılan operasyonda; bir sığınakta yapılan aramada, yerden hava hedeflerine 
karşı kullanılan 1 adet füze lançeri, 28 El bombası, 520 kaleşnikov P.Tf.fişeği, 4 adet 30'luk şarjör, 1 adet 20'lik dolu şarjör ele geçirilmiş, aynı bölgede 1 adet tuzaklanmış mayın bulunarak imha edilmiştir. Olayda can ve mal kaybı meydana gelmemiştir. Olayla ilgili expertiz raporu düzenlenmemiştir. 
Komisyonumuzun istemi üzerine. Jandarma Genel KomutanhfeTnın 31.03.2006 gün ve 102549 sayılı yazısında: Olay yerinde ele geçen Türkiye Menşe'li ve MKE cinsi el bombalan üzerinde tapası takılı olmadığından harf ve rakam grubunun tespit edilemediği belirtilmiştir. 

8. OLAY: Armutlu Köyü Yakınlarında Mühimmat Ele Geçmesi 09.11.2005 günü Hakkari Merkez, Armutlu Köyü yakınlarında JÖH Tabur Kom. ve İl Em. Müd. OH unsurlannca ihbar üzerine icra edilen arama tarama faaliyeti sırasında araziye gömülü vaziyette 7,300 kg C-4 patlayıcı madde ve 7 adet elektrikli fünye ele geçirilmiştir. 
08.11.2005 günü İl Emniyet Müdürlüğüne yapılan ihbar neticesi Nöbetçi C.Savcısının 08.11.2005 tarih ve 17:40 saatli derkenar yazılı arama kararma istinaden; İlimiz Yukan Kıran Mahallesinde ikamet ettiği tespit edilen Hamit KURT isimli şahsın ikametinde yapılan aramada herhangi bir suç ve suç unsuruna rastlanılmamış ancak adı geçen şahıs, patlayıcı malzemelerin Hakkari İline bağlı Armut Köyünde kendilerine ait ikametin bahçesinde olduğunu, beraber gidildiğinde göstereceğini beyan etmesi üzerine bahse konu adrese yeniden alman arama karanna istinaden İl Jandarma Komutanlığı ile koordine kurularak oluşturulan ekiplerle birlikte gidildiğinde, Hakkari Merkeze bağlı Armut Köyünde şahsa ait ikametin bahçesindeki kilerin içinde gömülü vaziyette yaklaşık; 

-7.350 kg ağırlığında (C-4) plastik patlayıcı, 
-7 Adet Elektrikli Fünye (Patlayıcı malzeme hazırlanmasında kullanılan) ele 
geçirilmiştir. 

Elde edilen patlayıcı madde ve fiinyeler üzerinde uzman ekip tarafından inceleme yapılarak, alınacak ekspertiz raporu sonrası imha edilmek amacıyla zapt edildiği anlaşılmıştır. 

2. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

16 Şubat 2019 Cumartesi

Özlenen Devlet Adamı...

Özlenen Devlet Adamı...





7/9/2003 - 02:56 - Atin

Aksiyon Dergisinde Adalet Bakanımız Cemil Çiçek ile yapılan bir söyleşiyi okudum.

Yazının devamında bu söyleşiyi vereceğim. Tamamiyle katıldığım sayın bakanın görüşlerini sizlerinde okumanızı tavsiye ediyorum. Eğer yolsuzluk sistemi yıkılamaz sa Türkiye bir gün bunun altında kalacaktır.

Esas gelmek istediğim nokta  bir anı.

28 Mayıs 1988 tarihinde, kamuoyunda "1.nci MİT Raporu" diye bilinen rapor nedeniyle MİT dışında başka bir göreve atanmam bahis mevzuu olunca istifa yolunu seçmiş ve Teşkilattan ayrılmıştım. Keza raporu onaylayan Sayın Şehit Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas ve yardımcım Korkut Eken de ısrarıma rağmen  aynı yolu seçmişlerdi.
Hiram Bey İstanbul'a gitmişti. Biz Korkut'la hemen her gün beraberdik. Emekli maaşlarımız yaşamımıza yetmiyordu. Sıkıntılı günler geçiriyorduk.
Amacımız temiz mazimizi lekelemeyecek düzgün bir iş yapmaktı. Türkiye'de de sağdan say, soldan say, bu tip, kimsenin dil uzatamayacağı bir kaç büyük ticari kuruluş vardı.
Korkut'un askerler dışında pek bir muhiti yoktu. Benim bu birkaç saygın firmada en üst düzeyde tanıdıklarım vardı. Zamanında görevli olarak ufak tefek sıkıntılarına yardımcı olmuştum. Onlar da beni sever ve bir tanıdığım için ricada bulunursam muhakkak bir yolunu bulup yerine getirirlerdi.
Ben bu imkanlarımı hep dostlarım, meslektaşlarım için kullandım. Arabanın karaborsa olduğu tarihte hemen hemen Teşkilat mensuplarının büyük bir oranını çok iyi şartlarla otomobil sahibi yaptırdım.
Yazdığım yolsuzluklarla ilgili bir raporun ortaya çıkması bütün bu münasebetleri etkilemişti. Herkes bizden vebalı gibi kaçıyor, bir arada görünmemeye çalışıyordu. Taleplerimize cevap bile vermediler, kapılar yüzümüze kapandı.

Bunalmıştık...

Bir ara Korkut'la, devleti en üstünden en altına kadar yolsuzluğun sardığını, kimlerin kimlerle ortaklık yaptığını konuşup, düzgün insanlar da bize sahip çıkmadığına göre, bizim de o zaman her türlü ortaklığa hakkımız olduğunu düşündük.
Bize gelen işler hep karışık, ihtilaflı işlerdi. Birisi çalışmayan ve battal duran kağıt fabrikasını işletmemizi istedi. Bir diğeri Almanya'nın sanayi atıklarını Türkiye'de fabrikalara yakıt olarak  pazarlamamızı istedi ve saire, ve saire...
Tarık Ümit Alanya tarafında inşaat işleri yapıyordu. Bize "Gelin beraber yapalım" dedi. Biz "İyi de bizde para yok ki" dedik. "Önemli değil, ben parayı koyarım, kazandıkça sizin paranızdan düşerim. Bir müddet sonra paranız olur" dedi. İlk önce bu teklif cazip geldi. Hatta büro hazırlamaya bile başladık. Ancak içimiz rahat değildi. Teklifi kabul edince Tarık da patron havalarına girmişti. Daha başlamadan o iş de bitti.
Ben o arada Türkiye'de hızla büyüyen McDonalds'a müracaat edip Ankara veya İstanbul için imtiyaz hakkı istemiştim. Doldurduğum forma da doğru bir şekilde evveliyatımı yazmıştım. Bir sene bekledim ses seda çıkmadı. Tam Antalya'da "Buz Fabrikası" yapımına başlamıştık ki beni İstanbul'a McDonnalds'ın merkezine çağırdılar. Amerika'dan gelen yetkili, Ankara ve İstanbul'un dolu olduğunu, ancak İzmir'i verebileceklerini söyledi. Teşekkür ettim ve artık başka bir projeye başladığımı, ikinci bir projeye imkanım olmadığını söyledim. Amerikalı böyle cazip bir teklifi reddetmeme şaşırmıştı. Bana "Bir oda dolusu müracaattan öncelikle sizi seçtik. Yine de bir düşünün dedi. Tekrar imkanım olmadığını söyleyip teşekkür edip ayrıldım.
Esasında McDonalds, yanlış bir seçimdi. Eğer öyle bir proje tahakkuk etseydi herhalde orası iki günde bir bizim ismimiz yüzümüzden bombalanır, bir çok masum insana da zarar verirdi...   
Bütün bu sıkıntılı dönemimizde, başta ailem olmak üzere yakın bir kaç dostum beni ve Korkut'u hiç yalnız bırakmadı. Bize maddi manevi her türlü desteği verdiler. Özellikle de Antalya'daki fabrikayı kurmamıza yardımcı olan rahmetli dayım...
Ne ise, esas konuya gireyim.
Emekli olalı bir kaç ay olmuştu. Sevdiğimiz, siyaset dışında, vakıf işleri ile uğraşan bir dostum büromuza geldi. "Ağabey, Devlet Bakanı senle ve Korkut'la görüşmek istiyor" dedi. "Hayırdır. Bir talebimi var?" diye sordum. "Bilmiyorum, mümkünse yarın hep beraber gidelim. Bana pek bir şey söylemedi" dedi.
Ertesi gün hep birlikte Sayın Bakanın makamına gittik ve beklemeden içeriye alındık. İlk defa karşılaşıyorduk. Güleç yüzlü, itimat telkin eden, aynı oranda da ciddi bir kişiydi. Bizi karşıladı, çay-kahve ikram etti. Merakla ne diyeceğini bekliyorduk...
"Siz bu devlet için çok hizmet ettiniz ama devlet sizi yalnız bıraktı. Ben Devlet Bakanı olarak size yardımcı olmak istiyorum. Nasıl yardım edebilirim. Demir-Çelik işletmeleri bana bağlı. Size bayilik verdirtebilirim. Böyle bir şeyi arzu eder misiniz?"
Şaşırmıştık, herkesin bizden uzak kalmaya çalıştığı bir dönemde devletin bakanı bize kollarını açmıştı.
Neticede Bakanın havale ettiği bürokratlar işi yokuşa sürünce, bakanın en iyi niyetle düşündüğü "bayilik" işi gerçekleşmedi. Biz de bakanı bu sorunla meşgul etmek istemedik ve konu kapandı. Ama önemli olan zaten o değildi.
Bahsettiğim Devlet Bakanı, şimdiki Adalet Bakanımız Cemil Çiçek'ti. O günden sonra ona hep saygı, sevgi ve sempati duydum. Şimdi onu, icraatlarını, dikkatle izliyor ve içimden "İşte özlenen devlet adamı" diye mırıldanıyorum.  
Elini taşın altına koymasını bilen, sessiz sedasız, reklamsız büyük projeleri gerçekleştiren, samimi, içten ve mütevazi, kendisi gibi düşünmeyen insanlara da saygılı, çağdaşlık ile muhafazakarlığı dengeli bir şekilde kullanabilen, söylemesi gereken her sözü, kırılması gereken her tabuyu, kimseyi kırmadan, incitmeden açıkça ifade edebilen, hukukun üstünlüğüne gönülden inanan, hasret kaldığımız tip gerçek bir devlet adamı...

Sayın Bakanım. Millet seni seviyor...
Yolun açık, başarıların çokça olsun...


"Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini kısacağız"
Birol Uzunay


“Her türlü yetkiyi alan; ama sorumluluk taşımayan bir makam olamaz. Cumhurbaşkanının yetkileri kısılacak. Fransa’da aktif bir cumhurbaşkanı var; ama halka hesap veriyor. Bizim değişikliklerimize Sayın Sezer de katılacaktır.
Cemil Çiçek’in her demeci yolsuzluğun niçin çözülemediğiyle ilgili. Bir adalet bakanının yolsuzlukların çözülememesinden dolayı duyduğu rahatsızlık, tehlikeli bir durum. Elinde yetki olan ve yolsuzluğun üstüne şiddetle gitmek isteyen bir bakanın sürekli fren yapmak zorunda olması, hukuk sistemimizdeki dramatik tablonun bir sonucu. Yolsuzluğun boyutunu anlatırken, “Devlet ve rejim tehlikeye giriyor; ancak kamuoyunda tık yok” diyor Cemil Çiçek. Yolsuzluğa karşı direnç gücünü kaybedip bu pastadan bir dilim de kendine almak isteyen bireylerin oluşturduğu bir toplumda yürütülen yolsuzluk mücadelesini sorduğumuz Bakan Çiçek, her şeye rağmen gelecekten umutlu. Anayasanın değişmesiyle Türkiye’nin önünün açılacağını söyleyen Çiçek, yargının da toplumdaki kirlenmeden nasibini aldığını kabul ediyor. Kamuoyunda makul ve muteber bir kişilik sergileyen Cemil Çiçek, “Hırsım, aklımın gerisinde kalınca bugünkü konumum ortaya” çıktı diyerek olumlu imajına açıklık getiriyor.


–Demeçlerinizden anladığımız kadarıyla, her yol yolsuzluğa çıkıyor. Gözünüzü korkutuyor mu bu tablo?

Yolsuzluk, rejimi tehdit ediyor, devleti tehdit ediyor. Geleceğimizi tehdit ediyor. Yolsuzluk en büyük tehlike... Varoluşumuz, yolsuzluğun önlenmesine bağlı. Dış dünyada, hırsızlar yüzünden itibar kaybına uğradık. “Türkiye’ye gitmeyin, orada yolsuzluk sizi bitirir” diyorlar. Devlet büyüyemiyor, yatırım yapamıyor. Devlet geleceği görmüyor.

Çocuklarımızın istihdam sorunu var. Yolsuzluğun bedelini biz ödüyoruz, bir vatandaş olarak ben ödüyorum. Hazine sünesi diyorum ben bunlara. Bunlar da devleti süne gibi yiyip bitirmek istiyorlar. Korkmuyoruz biz bu hırsızlardan. Yolsuzluk toplumsal çığlığa dönüşerek tehlike olmaktan çıkar.

–Böyle bir çığlık yükselmiyor ama toplumdan. Halk da kısmen yolsuzluğa ortak edilmiş. Siz hiç yolsuzluğa hayır diyen toplum kesimi gördünüz mü?

Böyle bir ortamda maalesef halkı da etkilemişler. Yapanın yanında kâr kalıyor, devlet yöneticileri yapıyorsa biz de hırsızlık yapalım anlayışıyla toplumsal ahlak bitti. Yolsuzluk, sade vatandaşa da sıçramış. Haklısınız, örgütsel ve kurumsal bir yardım görmüyoruz. Biz istiyoruz ki, hepimizi küçülten yolsuzlukların üstüne toplum olarak gidelim. Kuvayi Milliye ruhunu yaşayalım. Bize dua eden vatandaşlara rastlıyorum; basının tutumu da fena değil. Ancak yolsuzluklar için örgütsel ve kurumsal bir destek gerekiyor. Kamuoyu yolsuzlukların üstüne gidenleri iyi gözlesin. Sadece siyasetçileri suçlamasın. İşte top meydanda. Futbol maçı izlemiyoruz, hep birlikte sahaya çıkmalıyız.

Herkes bakanı, siyasetçiyi suçluyor. Bakın nasıl çırpınıyorum. Örgütlerde hırsızlara karşı ne bir kınama kararı, ne bir siyah çelenk, ne de başka bir protesto şekli var. Hırsızın itibarını muhafaza etmesinde, hırsızların bağlı olduğu birimlerin de etkisi var. Hırsızların tamamı, sivil toplum örgütlerine, odalara, barolara ya da başka güç odaklarına kayıtlı. Ve yolsuzluk operasyonlarında karşımızda bir anda örgütlü kitle görüyoruz. İşte sorun burada başlıyor. Hırsız belki de farkında olunmadan korunuyor. Herkes konuşuyor; ama bize bir tek rapor gönderen yok. İnternet sitemizde her şeyi yayınlıyoruz. Bazen kamusal mutabakat için 168 kuruma rapor gönderdiğimiz oldu. Yahu, iki satırlık bir cevap gelsin! Meclis’e gönderdiğimiz tasarıları her yere gönderiyoruz; ama eleştiri yerine “şunu şöyle yapın” diye tavsiyede bulunan yok. Katılımcı demokraside herkes konuşuyor; ama katılan yok! Kurumlar çalışmıyor.

“Türkiye kurullardan geçilmiyor”

–Adalet Bakanı olarak devlet kurumları sizin elinizde. Yolsuzluk mücadelesine destek vermeyen kurumlara ne gibi yaptırımlar uyguluyorsunuz?

Türkiye’de kuruldan geçilmiyor. Sokak başında kurul var. Hırsızlıklara ses çıkarmayan kurullar elenecek tabii. Yolsuzluk olmuş, hırsızlık olmuş ama kurullarda tık yoksa ve bu kurul üyeleri milletvekillerini beşe—ona katlayan bir yaşam standardında saltanat sürüyorsa bir sorun vardır.

Bu sorun çözülür! Herkes milletvekillerini suçluyor, vekiller maaş çizelgesinin 33. sırasında. Bir bakın bakalım ayda 30 milyar maaş alan kurul üyelerinin ne iş yaptığına. Meclis olağanüstü çalışıyor, yetkisi ortada; ama kurullar hırsızlığa göz yummuş ve saltanat yaşıyorlar. Toplum suçluyu yanlış adreste arıyor. Kurul üyelerinin oturma odaları, bakan olarak benim makam odamdan bile lüks. Her yolsuzluğun bağlı olduğu bir bakanlık var, genel müdürlük var. Yolsuzluğun kaynağı resmi birimler. Özerk kurullar yolsuzluğa bulaşılmasın diye kuruldu; ancak ters tepti. Bu kurulların çalışması ortada. Bu kadar banka boşaltılıyor da nerede bu batıranlar? İçimizde. Peki niçin hapishanede değiller? İşte burada suç bu resmi kurumların, kurullarındır. Hırsıza seyirci kalan da hırsızdır. Her örgüt kendi hırsızını içinden atsın. Hükümete bırakmasın bu hırsızları...

–Toplumun, sivil örgütlerin ve devlet kurumlarının duyarsızlığına rağmen yolsuzluklar için hiç mi bir şeyler yapılmayacak?

Hırsızlığı yapanlar kılıfı çok iyi uyduruyorlar. Binde bir ihtimali bile hesaplıyorlar. Bunlar organize örgüt olmuşlar. Hırsızların eğitim seviyeleri ve teknik bilgileri çok fazla. Maşallah bu ülkenin çok üst düzeyde görev yapmış insanları da, yüksek maaş karşılığında hırsızlara iyi yardımcı olmuşlar! Hukuk devletinde sınırsız yetki istemiyoruz; ama biraz daha acele etmek istiyoruz.

İşimizin kolaylaşmasını istiyoruz. Yolsuzluğu önlemenin hap cinsinden bir formülü yok. Şunu yapayım da işler düzelsin diye bir formülü bulmanız çok zor. Önce temizlik isteyen bir kamuoyu, sonra şeffaf devlet, sonra da diğer hukuki mücadeleler gelir. Tabii en büyük sorumluluk yargıya düşüyor.

–Peki sizin başında bulunduğunuz yargı ne kadar temiz?

Yolsuzluğun bu kadar meşrulaştığı bir ülkede elbette ki yargının da yüzde yüz temiz olduğunu söyleyemem. Yargıda gereken temizlikleri kısmen yaptık, yapacağız. Yamuk adamları kamuoyuna açıklamadık; ama şu an ya soruşturuluyorlar ya da işsizler. Maalesef yolsuzluk halkasının parçası olmuş birimlerimiz, çalışanlarımız var; ancak ümitsizliğe hiç gerek yok. Çünkü yargının bütünü iyi durumda. 1835 tane tayin—terfi yaptık, disiplinsizlik ve uygunsuzluktan yer değiştiren 84 tane çalışanımız var. Yolsuzlukla mücadelede son halka yargıdır. Hakim ve savcı serbest bırakıyor imajı yanlış. Kuralı başka kurumlar koymuş. Özellikle savcılara düşen görev, görevini yapmayan kurum ve bürokratlara soruşturma açmaktır. Hakim ve savcılar görevlerini yapmıyorlarsa zaten ben onların da gereğini yapıyorum.

–Halk mahkemelere güvenmediği için mafyayı “sivil toplum örgütü” yapıyor ya da hakkından vazgeçiyor. Mahkemelere güven ne zaman gelecek?

Yargıya güven devlete güvendir. Yargıya güven gelmelidir, gelecektir. Devlet yaşayacaksa, yargıya güven gelmelidir. Tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Yargıyla ilgili problem biraz da şuradan kaynaklanıyor: Mahkeme karar verirken kişilerden, kurumlardan gelen bilgilere göre karar veriyor. Bilirkişi müessesesi tam anlamıyla çökmüş. Adamın sıfatına, yaşına, kariyerine bakıp mahkemeye bilirkişi tayin ediyorsunuz; karşınıza hırsızın dostu çıkıyor. Kurumlardan bilgi isteniyor, kurum iki çuval evrakı mahkemenin önüne atıveriyor. Yine kurumların verdiği bilgiler yanlı olabiliyor. Suçlu ise hakim ve savcı olarak gösteriliyor. Biz asıl suçluların peşindeyiz. Tabii işin bir de teknik kısmı var. Dijital ortama geçtiğimiz an mahkemelerin hızı artacak. Bir de gereksiz yere mahkemelere intikal etmiş gereksiz duruşmalar var. Bunların 168 bin tanesini ayıkladık. Temyiz ve diğer işleyişlerde kolaylaştırıcı şeyler yapacağız. Mahkemelerin hızlı çalışması, kendilerine duyulan güveni artırır. Bazı noktalara bakıp yargıyı çok da kötülemeyelim. Dünyanın en karmaşık davası olan bölücübaşı davasından Türk yargısı yüzünün akıyla çıkmıştır.

–“Çalmadık, çaldırmayacağız, çalışacağız” diyorsunuz. Peki, sizin döneminizde de çalanlar varsa ne yapacaksınız?

Hırsıza, yolsuza, Hazine sünesine ne yapıyorsak onu yapacağız. Bütün hakim ve savcılarımıza söylediğim şu: Kime kadar gidiyorsa hiç endişelenmeyin, gidin hırsızlığın üstüne. Hırsızlığa göz yummak, partiye yapılan en büyük kötülüktür. Bunca sıkıntıyla kurulan bir parti hırsızı himaye edemez! Dokunulmazlık dosyalarının tamamı Adalet Bakanlığı üzerinden gider. Kendi milletvekillerimizi hiç ama hiç kayırmadık. Bana kimse tek bir evrak gösteremez, göndermediğimiz.

–Uzan Grubuyla ilgi operasyonlar nereye kadar gidecek?

Konu Uzan Grubu değil, konu hukuk konusudur. Yolsuzlukla mücadele nereye kadar uzanıyorsa oraya gideceğiz. Uzanlar’ı değil, yolsuzluğun uzandığı noktayı hedefliyoruz.

Hukuk oksijen gibidir, yok olduğunda anlaşılır”

–AB Uyum yasalarını Meclis’ten çıkardınız. Peki bu yasalar gerçek hayatta ne zaman uygulanacak; aksi takdirde bu yasaları çıkarmak neye yarar?

Hukuk oksijen gibidir. Ancak yokluğunda anlaşılır. Hiç merak etmeyin, hangi yasayı çıkardıysak o yasa uygulanır. Bakın Başkaya yeni yasaya göre yargılandı, beraat etti. İşte size uygulama. Daha düne kadar tabu denilen, yanına yaklaşılamayan bir çok konu bugün konuşuluyor. Daha önce bu konuları düşünemezdiniz bile. Üç sene evvelki bir Türkiye yok artık. Fişlendiğimiz dönemleri unutmadık. Yeni yasaların faydalarını tamamıyla hissedeceğimiz günler için biraz sabır; neticede biz 70 milyonluk bir ülkeyiz.

–Hep AB karşıtı bir lobiden bahsedilir. Hakikaten böyle bir lobi var mı, varsa size güçlerini hissettiriyorlar mı?

AB karşıtı lobiler var ve bu lobiler çok güçlüdür. Etkilerini de her zaman hissettirirler. Statükocu çevreler var. Bunlar mevcut sistemin devamının kendi lehlerine olduğuna inanıyor. Özgürlüklerin kendi işlerini zorlaştırdığına inanan statükocu çevreler, sizin çıkardığınız yasaları görmezden gelip, “Biz bildiğimizi okuruz” diyorlar. AB karşıtı lobinin gücünü göstermek istediği yer burada başlıyor. 312 kalkmış ama hâlâ biz bildiğimizi okuruz diyenler var. İşte bunları inceleyin, AB karşıtı lobi hakkında da ipucu edinirsiniz. AB karşıtı lobilerin bir de diğer kısmı var. Devlet ve millet adına AB’ye karşı çıkanlar var. Bunlar biraz abartılı da düşünseler iyi niyetli insanlardır. Ben bu grup insanlara yakınım. Onların hassasiyeti benim de hassasiyetim. Benim onlardan farkım, farklı yol tercih etmiş olmam. AB bizi almayacakmış hiç önemli değil; biz yasakları kaldırıyoruz, hukuku düzeltiyoruz. Bunun nesi kötü?

“Af’ta bağrımıza taş bastık”

–Sizin demeciniz çok net: “Af demek yerine of demeyi tercih ederim.” PKK’lıların salıverilmesini gördükten sonra bugünlerde af mı diyorsunuz yoksa of mu?

Hiç sormayın, yüreğime taş basıyorum; ama bugünkü konumum yüreğime taş basmayı gerektiriyor. Af dememek için de çalışıyorum. Devlet adamlığı ciddiyet ister, sorumluluk ister ve önemlisi fedakarlık ister. Ben de fedakarlık yapıyorum. Bireysel düşüncelerimi her yerde dayatamam. Sade vatandaş değilim bugün itibariyle. Bu yüzden bazı şeyleri içime atmam gerekir. Bizim geleneğimizde nizamı âlem için kardeş bile öldürülmüş. Tarihte de yüreğe taş basılarak kararlar alınmış. Biz olmasaydık da bu af çıkardı. Bugünkü af, bir devlet politikası; sadece bizim hükümetimizin aldığı bir karar değil. 

–Atamalarınızı ve yasalarınızı sık sık iptal eden cumhurbaşkanının yetkileri kısılacak mı?

Evet, cumhurbaşkanının yetkileri kısılacak; ama kamuoyunun zannettiği biçimde değil. Parlamenter sistem içinde bir değişiklik yapılacak. Tahterevallinin bir ucuna bizi, diğer ucuna cumhurbaşkanını koymak hiç sağlıklı değil. Sayın cumhurbaşkanının ve bir önceki hükümetin de Cumhurbaşkanlığı makamının yetkilerini kısmak için görüşleri vardı. Her türlü yetkiyi alan; ama sorumluluk taşımayan bir makam olmaz. Fransa’da aktif bir cumhurbaşkanı var; ama halka hesap veriyor bu cumhurbaşkanı. Bizim değişikliklerimize Sayın Sezer de katılacaktır. Bugün bu konunun gündeme gelmesi bir gerçeğin sonucu ya da bu durumun parlamenter sisteme uymamasıdır. 1960 Anayasası’nda yetkisi az olan cumhurbaşkanı, 12 Eylül’de abartılarak her türlü yetkiyle donatılmış. Avrupa Birliği normlarına uygun yeni bir anayasa hazırlamamız lâzım.

Sapla samanı karıştırmamak lâzım. Bizim anayasamızın bir değişmez kısımları var, bir de değişen kısımları. Anayasanın, değişmesine kendisinin izin verdiği kısımların niçin tabu olduğunu anlamış değilim. Geçmişte birçok madde değişti. Bir bütünlük içinde, işbirliği halinde anayasayı değiştirmemiz lâzım. Toplumsal uzlaşı şart. Sadece Cumhurbaşkanlığı makamının değil, yargının, hatta hükümetin yetkilerinin de değişmesi lâzım. Mesela Anayasa Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin değişmesi lâzımdır diyor. Hukukçular da yargının değişmesini istiyor. Biz yargıyı değiştireceğiz desek, ortalık ayağa kalkıyor.

–Yeni anayasa için acele edecek misiniz; yoksa fincancı katırlarının duruma alışmalarını mı bekliyorsunuz?

Biz toplumsal uzlaşı bekliyoruz. Bu yıl anayasa değişse çok iyi olur. Çünkü, çok komik ve acı bir durum var. Uuluslararası hukuka uygun değişiklikler yapıyoruz; ama bakıyoruz yasaların anası anayasa, evrensel hukuka uymuyor. Sorun burada düğümleniyor. Biz hukuki çerçevede bildiğimizi yaparsak, birilerinin ürkmesi bizi ilgilendirmez. Değiştirmemiz gerekiyorsa, değiştiririz. Temenni ederim ki, iktidar muhalefet ortaklaşa çalışır ve çabuk çıkar bu düzenlemeler. Meclis çalışma sistemiyle örnek oldu. Meclis’in çalışma trafiğinde bir aksaklık yok.

“Kızılay’da rahatça yürümek istiyorum”

–Cemil Çiçek halkla barışık, devletle barışık, muhafazakarlarla barışık. Nedir sizin farkınız da herkes sizi beğeniyor?

Vicdanımda muhasebe yaptığım sözlerim, davranışlarım oldu. Pişmanlıklarım içimde saklı. Bu hükümet, çalıştığım 5. hükümet. Hırsım, aklımın epey gerisinde. Gelebileceğim yere geldim. Köylü bir ailenin fakir çocuğuydum. Allah’a şükrediyorum. Halkın duasından başka siyasette hiçbir amacım kalmadı. Yarın sade vatandaş olduğumda Kızılay’da rahatça yürüyebiliyorsam, işte siyaset benim için yararlıdır. İnsanlar bana dürüst diyorsa işte ben o zaman memnunum.

Bakanlığı bıraktığımda Kızılay’a çıkıp, bir bakacağım geride bıraktıklarıma. Tecrübe siyasetçinin yol haritasıdır. Biz 68 kuşağıyız. Yani eski bir kuşağız. Ben herkesle çalıştım ve Turgut Özal’ı bir okul olarak gördüm. Kavganın pek bir şey getirmediğini gördüm. İki testi çarpışınca ortada birşey kalmıyor. Bizim inancımızda farklı mezheplere hiç laf atılmaz, başka dinin peygamberinden saygıyla bahsedilir. CHP’nin söyledikleri bize 
uyuyorsa, hiçbir rahatsızlık duymayız ve o söylenileni alırız. Hiç bir grup varlığını başkasının yokluğunda aramamalı. 
Amerika 79 milletten oluşuyor; ama Amerika çatısı onlara yetiyor.


***