Naim PINAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Naim PINAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mayıs 2015 Pazar

ANA KUZUSU ( I )


ANA KUZUSU  ( I )

Naim PINAR
naimpinar@gmail.com


“ANA KUZUSU”( I )


26 Nisan 2015 KKTC Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turunda seçmenin % 60.50’sinin desteğini alan Mustafa Akıncı, 4. Cumhurbaşkanımız oldu. Akıncı, zafer konuşmasında bu başarıyı tüm halkın paylaşması gerektiğini söyledi. İnönü Meydanı’nda toplanan kalabalığa hitap ettiği konuşmasında, propaganda süresi boyunca ortaya koyduğu vizyon ve söylemlere yönelik Kıbrıslı Türklere bir kez daha taahhütte bulundu. Gazeteler manşetlerinde bir devrin sonu, statükonun sonu vb. başlıklar attı. Ciddi bir oy oranı ile seçmenin desteğini alan Akıncı, değişimden, barıştan ve Türkiye ile kişilikli ilişkiden yana olan tavrına vurgu yapmıştı.

4. Cumhurbaşkanımız olan Mustafa Akıncı daha mazbatasını almadan Haber Türk’e konuk olduğu canlı yayında TC Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın  "İki kardeş ülkeyiz dediği zaman çok farklı şeyler ortaya çıkar. Sayın Cumhurbaşkanının ağzından çıkanı kulaklarının duyması lazım. Dolayısıyla kardeş olarak bile çalışmanın şartları vardır. Yavru ve Ana Vatan olarak çalışmanın da bir bedeli vardır. Biz Kuzey Kıbrıs'ta bedel ödedik. Ondan sonra buranın imarı için, hala bu süreci devam ettirmek için bizim yıllık oraya yaptığımız ödeme 1 milyar dolar civarındadır. Bu rakamlar ciddi noktalarda. Hiçbir zaman burayı görmemezlikten gelmedik. Bu kavgayı tek başına verebileceğini mi düşünüyor. Dikkat etsinler " Sözleriyle bir anda  “Ana -Yavru Vatan” polemiği ortaya çıktı.








































Medya üzerinden Erdoğan- Akıncı tartışması sıcaklığını yitirmeden bu kez de A-Haber kanalında ‘Yüzde Yüz Siyaset’ programına katılan AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, ‘‘Rum tarafı senin (Akıncı) gelmeni istiyorsa burada bir yamukluk var. Bu mantık çok yürümez. Bu mantıktan giderek eğer bizi AB’ye alırlar diye düşünüyorsa onu rüyasında görür. Kuzeyi AB’ye asla asla almazlar evvela onu bilsin. AB’nin geleceği yok. AB’nin demokrasisi hukukun üstünlüğü o konuda tamam kendi alacaklarımızı yerel olarak alırız. AB’nin ekonomik birlik olarak geleceği yok. Yeraltı kaynaklarını bitirmiş bir Avrupa nüfusu gittikçe tükeniyor. Savunması yok. ABD geliyor Ortadoğu’nun kafasına vuruyor ekmeğini alıp yiyor. Bunların savunması da yok. Akıncı neyine güvenip de bizimle kötü olmaya kalkıyor onu anlayamıyorum.  İnsan haddini bilir. Biz gelip Akıncı’ya şunu yap bunu yapma diye talimat verecek halimiz yok. Yunanistan, Rum’dan önce bize yakın olmalısın eğer ayakta kalabileceksen. Sana rağmen biz gelir seni kurtarırız. Cumhurbaşkanı Erdoğan Akıncı’ya az bile söylemiş. Akıncı Rumları çok beğeniyorsa gidip Rum tarafında yaşasın” diyerek hem Kıbrıslı Türklerin iradesine saygısızlık etmiş hem de AKP hükümetinin Kıbrıs politikasının çözüm yolundan oldukça uzakta olduğunun ilk sinyallerini vermiştir.


Yavru- Ana polemiği olarak başlayan tartışmalar, Kıbrıs ve TC gündemine bir anda oturmuştur. Bu bağlamda bugün yaşadığımız olayları daha iyi etüt etmek ve 1974 sonrası ilk kez 1986’da Türkiye’den “Özal Paketi” olarak “Yavru”ya sunulan ekonomik programa nasıl gelindiğini takip etmek için 1974-1985 yılları arasındaki Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik ve siyasi durumuna bakmalıyız. 1974 Sonrası hamasetin hâkim olduğu Kuzey Kıbrıs yönetimi ile TC arasında sağlıklı bir ilişki kurulamamıştır. Milli duygular ile “Anavatan”a methiyeler düzmek iktidara hâkim olmak için olmazsa olmazlar arasındaydı. Ekonomik yapılanma ise plan ve programdan yoksundu. 1974’den 1985 yılına değin plansızlık, hırsızlık ve adaletsizlik hız kesmeden Kuzey Kıbrıs’a milli söylem şırıngasıyla enjekte edildi.

20 Haziran 1976 genel seçimlerine giderken milliyetçi söylemler konjöktürle tamamen örtüşmekteydi. Sefil durumdaki göçmenlerin çoğunun ekonomik durumu göz ardı edilebilirdi. Amaç iktidara milli cephenin istediği kişilerin seçilmesiydi. Burada Türkiye’nin de siyasi desteği milli cephenin işine yaramaktaydı. Hamasetten uzak toplumsal gaileleri olan muhalefetin ise işi oldukça zordu. Yeni yeni yapılanmaya başlayan devlet kurumlarına istihdam hamaset solisti politikacıların seçilme garantisi için büyük bir silahtı. 28 Haziran 1981 genel seçimlerine girerken bu kez TC yardımları daha fazlaydı. Fakat savaş yorgunu Kıbrıslı Türklerin sıkıntıları gittikçe artmaktaydı. Yine milli söylemler hâkimdi. Fakat artık bir de sosyal demokrat milliyetçi bir kesim de işi öğrenmişti. Ekonomik ve sosyal planlama ise halen ortalarda yoktu. Kavga daha çok milli söylemlerle iktidara gelenlerin TC’den gelen yardımları çar çur etmeleri ve toplumsal faydadan uzak olmaları üzerine kurulmuştu.  
23 Haziran 1985 genel seçimlerine gelindiğinde ise artık işler çığırından çoktan çıkmıştı. İlk kez Dr. Derviş Eroğlu Hükümet kuracak ve toplumun bugün devrildiğine kanaat getirdiği statüko denilen yapının esas mühendisi olarak sahne alacaktı. İstihdam ve TC’den gelen ekonomik yardımlar bu seçimler öncesi oldukça hoyrat ve adaletsizce dağıtılacaktı.  Sonucunda ise 1985 tarihine gelindiğinde,  Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Milli geliri 2 milyar dolar iken KKTC milli geliri 200 milyon dolarlarda kalacak ve toplum ciddi ekonomik buhran dönemine adım atacaktı. 1985’te KKTC Ekonomisinin Genel Görünümütablo 1’deki gibidir.
1985 KKTC Ekonomisinin Genel Görünümü                        Tablo 1
1985 KKTC Nüfusu :  150 BİN
ÇALIŞAN NÜFUS  :    58 BİN
Tarımda
21 Bin
Sanayide
5 Bin
Ticarette
4 Bin
Ulaştırmada
4 Bin
Devlet Hizmetinde (Kamu)
13 Bin
KKTC EKONOMİSİNDE TARIMIN AĞIRLIĞI
Milli Gelirde
% 20
Nüfusta
% 60
İstihdamda
% 36
İhracatta
% 85
ÜRETİM
Hububat
90 Bin Ton
Yem Bitkisi
35 Bin Ton
Narinciye
185 Bin Ton
SANAYİ KURULUŞU: 298 ADET

Gıda
57
Tekstil-Ayakkabı
49
Tarım Aleti
35
Madeni Eşya
32
Plastik Eşya
17
ÜRETİM DEĞERİ
Tarım
10.7 Milyar Lira
Sanayi
10 Milyar Lira
Yatırım
8.8 Milyar Lira
Milli Gelir
41.2 Milyar Lira
KKTC Milli Geliri
200 Milyon Dolar

1974’den sonra uzun müddet bütçenin hâkim milli siyasi erkin evlerinde yapıldığını biliyoruz. 1976’da CTP’nin “Bütçe Meclise” , “Sosyal Güvence” vb. söylemleri bugün CTP tarafından tarihsel gurur ve övünç kaynağı olarak halen kullanılmaktadır. Buna rağmen muhalefetin de tıpkı milliyetçi kanat gibi ekonomik bir programı yoktur. Slogan ve eylem üzerine keskin bir muhalefet vardır. Fakat Kuzey Kıbrıs’ın geleceği sadece çözüme mahkûm edilmiştir. Kuzey Kıbrıs’ın 1974’den 1985’e kadarki bütçesi, personel giderleri ve Türkiye’nin yapmış olduğu yardımların toplamı tablo 2’de görüldüğümüz üzere her seçim dönemi personel giderleri kalemi ve “Anavatan”dan yardım talebi artmaktadır. 1985 tarihiyle Türkiye Başbakanı Turgut Özal, “Daha güçlü bir Yavru Vatan için” hazırladığı “Ekonomik Paketi” çantasına koymuştu.  1985 yılında nüfusumuzun 150 Bin civarı olduğunu düşünürsek. Küçücük bir “Yavru”ya ekonominin kötü gidişinin faturası kesilmek isteniyordu. Burada “Ana”nın 1976 sonrası 10 yıl boyunca hamasete yenik düşmesi ve milli solistlerimizin yarattığı yıkım gözden kaçmamalıdır.

1974-1985 Kuzey Kıbrıs Bütçe-Personel Gideri Ve T.C. Yardımları                               Tablo 2
YIL
BÜTÇE
PERSONEL GİDERİ
T.C. YARDIMLARI
1974
508 Milyon TL
459 Milyon TL
480 Milyon TL
1975
1 Milyar 51 Milyon TL
692 Milyon TL
435 Milyon TL
1976
1 Milyar 126 Milyon TL
864 Milyon TL
450 Milyon TL
1977
1 Milyar 467 Milyon TL
650 Milyon TL
426 Milyon TL
1978
1 Milyar 592 Milyon TL
907 Milyon TL
551 Milyon TL
1979
2 Milyar 240 Milyon TL
1 Milyar 240 Milyon TL
695 Milyon TL
1980
4 Milyar 469 Milyon TL
2 Milyar 052 Milyon TL
1 Milyar 945 Milyon TL
1981
6 Milyar 165 Milyon TL
2 Milyar 240 Milyon TL
3 Milyar 635 Milyon TL
1982
18 Milyar Türk Lirası
6 Milyar Türk Lirası
5 Milyar 565 Milyon TL
1983
29 Milyar Türk Lirası
9 Milyar 380 Milyon TL
11 Milyar 235 Milyon TL
1984
33 Milyar Türk Lirası
16 Milyar 600 Milyon TL
-------------------------------
1985
40 Milyar 800 Milyon TL
23 Milyar 900 Milyon TL
-------------------------------

Kuzey Kıbrıs’ın 1975’den 1985’e kadar geçen 10 yıllık sürede ticari durumunu yansıtantablo 3’e baktığımız zaman durum daha da acıdır. Her yıl ticaret açığı ciddi artış göstermektedir. Tabii ki ne hikmetse bilinmez her genel seçim dönemi ticari açığımızın grafiği tırmanış göstermektedir.
1975-1985 Kuzey Kıbrıs Ticaret Durumu                                                                       Tablo 3
YIL
İTHALAT
İHRACAT
TİCARET AÇIĞI
1975
449 Milyon TL
151 Milyon TL
298 Milyon TL
1976
1 Milyar 057 Milyon TL
252 Milyon TL
805 Milyon TL
1977
1 Milyar 502 Milyon TL
453 Milyon TL
1 Milyar 049 Milyon TL
1978
1 Milyar 847 Milyon TL
607 Milyon TL
1 Milyar 240 Milyon TL
1979
3 Milyar 345 Milyon TL
1 Milyar 319 Milyon TL
2 Milyar 026 Milyon TL
1980
7 Milyar 085 Milyon TL
3 Milyar 345 Milyon TL
3 Milyar 740 Milyon TL
1981
11 Milyar 761 Milyon TL
4 Milyar 039 Milyon TL
7 Milyar 722 Milyon TL
1982
19 Milyar 490 Milyon TL
6 Milyar 209 Milyon TL
13 Milyar 281 Milyon TL
1983
31 Milyar 776 Milyon TL
9 Milyar 884 Milyon TL
21 Milyar 892 Milyon TL
1984
49 Milyar 537 Milyon TL
14 Milyar 195 Milyon TL
35 Milyar 342 Milyon TL
1985
74 Milyar 833 Milyon TL
24 Milyar 197 Milyon TL
50 Milyar 636 Milyon TL

1974 -1985 yılları arasında iktidara hâkim olanlar ne zaman birileri objektif bir eleştiri yöneltse hemen yaftayı vuruyor, hain, Rumcu edebiyatı yapıyorlardı. Topluma gelecek ile ilgili gerçekçi plan ve programlar sunmak yerine, 1974 öncesini unutmayın diyorlardı ve geçmişten dem vurup korku salıyorlardı. 1985 yılında KKTC’nin turizm sektörü nerdeyse yok gibidir.  1985 tarihi itibarıyla “turizm sektöründeki istihdam sadece 1,251’dir.”1 Kuzey Kıbrıs’ın ekonomisinin en büyük lokomotif sektörü olarak gösterilen Turizm’de durum; 1975-1985 yılları arasındaki 10 yıllık sürede tablo 4’de verilen değerlerle sınırlıydı. 


1975-1985 Kuzey Kıbrıs Turizmi                                                                                               Tablo 4
YIL
TÜRK TURİST
YABANCI TURİST
TOPLAM
TURİZM GELİRİ
1975
61,129
6,685
67,814
350 Milyon TL
1976
85,298
7,768
93,066
520 Milyon TL
1977
108,16
5,130
113,146
840 Milyon TL
1978
104,738
8,172
112,910
847 Milyon TL
1979
95,115
13,286
108,401
1 Milyar 566 Milyon TL
1980
69,808
14,703
84,511
1 Milyar 800 Milyon TL
1981
62,660
15,474
78,134
2 Milyar 700 Milyon TL
1982
65,018
22,611
87,629
4 Milyar 500 Milyon TL
1983
78,467
20,467
98,934
5 Milyar 900 Milyon TL
1984
93,413
19,905
113,318
14 Milyar 793 Milyon TL
1985
103,791
21,284
125,075
21 Milyar 814 Milyon TL

Güney Kıbrıs’ta kişi başına düşen gelir 1985-1986 yıllarında 4 bin dolardan 5 bin dolarlara tırmanırken, Kuzey de ise kişi başına düşen gelir aynı yıllarda 1500 dolardan 1000 dolara doğru inmekteydi.2 1974-1985 arası dönemde Kuzey Kıbrıs’ın kişi başına düşen milli gelir düzeyini tablo 5’den takip edebiliriz. 1986 yılında “Ana”nın 20 Temmuz kutlamaları için “Kuzu”sunu ziyarete geleceğini açıklayan Başbakan Özal, “daha güçlü bir yavru vatan için” sloganlarıyla karşılanacaktı. Toplumsal olarak gelirimiz gittikçe düştüğü, hayatın pahalandığı bir dönemde “Anamız” elinde ilk göç yasası denebilecek bir ekonomik paket ile birlikte gelmiştir.
Girne Milli Arşivi’nde bu konu üzerine tarama yaparken dönemin gazetelerinde oldukça ironik ve siyasi magazin sayılan bir haber dikkatimi çekti. Bugün bizlere “besleme”, Cumhurbaşkanımıza “ağzından çıkanı kulağın duysun” vb hakaretleri diyecek kadar kendisinde lütuf bulan anlayışın nasıl bizim politikacılarımız yüzünden bu hale geldiğini yansıtan bir haberdi bu. Başlık, “Bakanlar Nasıl Şişmanlıyor ?” olarak atılmıştı. Dönemin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Mustafa Erbilen’in “Şaraba, Bakan olduktan sonra başladığı ve 15 kilo aldığı yazıyordu.  Devamında da diğer bakanlardan örnekler resimleriyle “Before / After” klasiği çerçevesinde verilmekteydi. UBP’den istifa eden ve yeni bir parti kuran İrsen Küçük için ise Bakanlık yaptığı dönem ve vatandaş olarak İrsen Küçük değerlendirmeye alınıyordu. Vatandaş İrsen Küçük bakanlığı bırakınca 20 kilo vermiş deniyor ve zayıflamış resmi kullanılıyordu. Bu konuyu ne kadar tasvir etsem olmayacak. En iyisi gazetenin o sayfasını siz değerli okuyucularımızla paylaşmak diye düşündüm.  Geçen hafta başı yaşanan “Anavatan ve Yavru Vatan” polemiği ile başlayan süreç uzun süre devam edeceğe benziyor. Zira Türkiye iktidarına hâkim olan anlayış, 2000’lerin başında “Kıbrıs stratejik bir davadır” diyor ve rahmetli Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ı hamasetle suçluyordu. Şimdi ise biz bedel ödedik, kan döktük denilerek aslında Kıbrıs politikasında Türkiye’nin çözüm ekseninden uzaklaştığının ilk emarelerini dışa vuruyorlar. Gelecek hafta ilk göç yasası olarak değerlendirilebilecek “Ana”nın “Kuzu”suna dayattığı ilk “Ekonomik Paketi” değerlendireceğiz…

1974-1985 arasında Kuzey Kıbrıs’ta Kişi Başına Düşen Milli Gelir                               
 Tablo 5
YIL
KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR
1974
14,342 TL (Dolar Bazında Hesaplanamadı)
1975
21,021 TL (Dolar Bazında Hesaplanamadı)
1976
26,916 TL (Dolar Bazında Hesaplanamadı)
1977
26,279 TL (Dolar Bazında Hesaplanamadı)
1978
U.S Dolar: 1463  (27,472 TL)
1979
U.S Dolar: 1556  (28,350 TL)
1980
U.S Dolar: 1561  (28,396 TL)
1981
U.S Dolar: 1435  (25,985 TL)
1982
U.S Dolar: 1361  (28,514 TL)
1983
U.S Dolar: 1322  (28,491 TL)
1984
U.S Dolar: 1200
1985
U.S Dolar: 1100

 Dipnotlar
1 Girne Milli Arşivi, Günaydın Kıbrıs Gazetesi, Barış Harekâtı Sonrasında Kuzey Kıbrıs’ın Ekonomik Durumu, -Yorgun Topraklar-, 20 Temmuz 1986, Özel Sayı, S:6
2 Girne Milli Arşivi, Günaydın Kıbrıs Gazetesi, Barış Harekâtı Sonrasında Kuzey Kıbrıs’ın Ekonomik Durumu, -Devekuşu Modeli-, 20 Temmuz 1986, Özel Sayı, S:6

Tablo 1-2-3-4-5, Girne Milli Arşivi, Günaydın Kıbrıs Gazetesi, Barış Harekâtı Sonrasında Kuzey Kıbrıs’ın Ekonomik Durumu, 20 Temmuz 1986, Özel Sayı, S:6