George Soros etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
George Soros etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Ocak 2020 Cuma

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN DÜNYAYI KİM YÖNETİYOR,

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN DÜNYAYI KİM YÖNETİYOR,






(Küresel Sermaye
Prof.Dr.Sait YILMAZ 
23 Ekim 2018 

En azından 19. yüzyılın ikinci yarısından beri dünyayı şekillendiren esas itibariyle küresel sermayenin kontrolünü elinde bulunduran perde arkası güçlerdir. Küresel sermayenin mensupları sadece şirket sahiplerinden oluşmamakta; üst düzey yöneticiler, akademisyenler, siyaset adamları gibi seçkinler de bu güce katılabilmektedir. Bunlara medya, istihbarat servisleri, uyuşturucu kaçakçılığı ve organize suç örgütlerini de eklemeliyiz1. Küresel elit 
tabakanın izleri bu yapı içinde birbiri ile ilişkili üç temel örgüt içinde bulunabilir; ABD Dış İlişkiler Konseyi (CFR2), Bildelberg ve Üçlü (Trilateral) Komisyon3. Yahudi kökenli olan İsviçre-Basel’deki Rothschild ailesi ile ABD’deki Rockefeller ailesi küresel sermayenin iki ana koludur. Rockefeller’in 1921 yılında kurduğu CFR’nin 1600 üyesinin 120’si kendi gazete, dergi radyo ve TV ağını yönetmekte ve akademik dünya ile iç içedir. CFR üyeleri dünyanın en önemi vakıflarını yönetir ve kurulduğu günden beri CIA onların kontrolü altındadır. 90 üyesi Wall Street’in ana uluslararası bankacılık kuruluşlarına sahiptir. 

Başkanlar, Başkan Yardımcıları ve dev şirketlerin yönetim kurulu başkanları CFR üyesidir. Bu elit tabaka, pek çok ülkedeki politikacıları ağına düşürmüştür. ABD Başkanını seçen Kongre üyelerinin belirlenmesi bu elit tabakanın işidir. 

 İki ana kolun Avrupa ayağında 12. yüzyıldan beri kıtada feodal yapıları ele geçiren soylu aileler (Karanlık Asalet) grubu bulunmaktadır 4.  Bu aileler sadece siyaseti ve ekonomiyi kontrol etmiyor, dünyanın sosyal güçlerine de hâkim olmak için düşünce merkezleri, NGO’lar, vakıflar kuruyor, hayırseverlik işlerine el atıyorlar. Böylece toplumu ve modern insan tarihini değiştirmeyi ve yeniden şekillendirmeyi hedefliyorlar. Bu mutlu ve zengin kesimin gücü ülkenin şirketleri, bankaları, medyası, hukuk sistemi, üniversiteleri, yardım örgütleri, siyaset belirleme kurumları, gazinoları, spor alanları arasına dağılmıştır. 

Türkiye’deki zenginler onların franschising (bayi) uzantılardır. Birlikte hayırseverlik ödülleri düzenlerler. Sanırsınız ki hayatlarını insanlığa adamışlardır. Hâlbuki hedefleri kendilerine hizmet eden tek bir dünya devleti kurmak ve dünya nüfusunu azaltarak, ırkları ayıklamaktır. 

Bu yüzden moleküler biyoloji, nano-teknoloji, gen bilimleri, klonlama, genleri değiştirilmiş yiyecekler (GMO5), yeni aşılar; onların marifetleri, kurdukları vakıf ve araştırma merkezlerinin ana çalışma alanlarıdır. Bu makalede, küresel sermaye ağının dünyadaki ve ülkemizdeki uzantıları hakkında daha fazla farkındalık yaratmak istiyoruz. 

 Rockefeller ve Rothschild İmparatorluğu.. 

Rockefeller’ın bankaları ABD’deki en büyük 50 ticari bankanın varlıklarının %25’ini, 50 büyük sigorta şirketinin varlıklarının %30’unu kontrol eder. Rockefeller ailesi iki ana bankanın sahibidir; J.P. Morgan Chase ve Citigroup. Rothschild ailesi de iki ana bankayı kontrol etmektedir; Barclay Bank ve State Street Bank. Bu iki aile ana bankaları kontrol ederek FED’i, FED ise ABD ekonomisini kontrol etmektedir6. Sekiz dev Amerikan finans şirketi (JP Morgan, Wells Fargo, Bank of America, Citigroup, Goldman Sachs, U.S. Bancorp, 
Bank of New York Mellon ve Morgan Stanley) %100 oranda 10 hissedar aile tarafından kontrol edilmektedir. Dört büyük (BlackRock, State Street, Vanguard ve Fidelity) şirket bütün kararlarda daima yer almaktadır. Federal Rezerv Bankası bu dört büyük özel şirket tarafından kontrol edilmekte ve bu şirketler aynı zamanda ABD ve dolayısıyla dünya para politikalarını da belirlemektedir7. 

Bu sistem, İsviçre Basel’deki BIS8 (Uluslararası Ödemeler Bankası9) tarafından 
yönetilir. Rothschild ailesi; Bank of England, Federal Rezerv Bankası, Avrupa Merkez Bankası, IMF, Dünya Bankası ve BIS’i kontrol etmektedir. Londra Altın Borsası’na ilave olarak dünyadaki altının çoğuna sahiptir. Altının günlük değerini belirleyen ailenin başında olduğu BIS, IMF ve Dünya Bankası’ndan para beklemekte olan ülke merkez bankalarına “köprü borçları” verir10. Merkez bankaları diğer ülkelerin hükümetlerini bir daha kurtulamayacak şekilde borçlandırırlar. Bu borç o ülkenin parasına ve varlıklarına el koymak için meşruiyet sağlar. Rothschild’e ait olan İsviçre bankaları Vatikan’ın ve Avrupa’nın diğer asillerinin kirli servetini saklar. Birleşmiş Milletler’in New York City’de kurulduğu yer John D. Rockefeller tarafından inşa edilmiştir. Arkasında birkaç aile hanedanının olduğu bir avuç yatırım bankası küresel ekonomiyi; üçüncü dünya ülkelerini borçlandırmak, şirketleri birleştirmek ya da parçalamak, ekonomideki boşluklara göre yeni şirketler kurmak, stokları ve değerli kâğıtları sigortalamak, özelleştirme ve küreselleşmeyi desteklemek sureti ile kontrol 
ederler11. Bu düzende kara para ile ak parayı ayırt etmek oldukça güçtür. 

Uluslararası Parasal Sistemin Arka Yüzü 

 Dünya para piyasasının denetimini sağlamak üzere ‘Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yasal ve teknik çalışmaları CFR tarafından yapılmıştır. Böylece Rockefeller, Mellon, DuPont, Rothschild vb. bankacıların oluşturduğu özel bankalar karteli; Federal Reserve System (Federal Merkez Bankası) vasıtası ile hükümete para akışını, para değerini ve faiz oranlarını dikte etmektedir12. Finansal kapitalizmin iki temel direği olan’ Wall Street’ ve ‘Londra City (City of London)’ arasındaki ilişkiyi anlamadan cebimizden paranın nasıl çekildiğini anlamamız mümkün değildir13. Küresel sermayenin para planlama ve aklama merkezi Londra 
City’dedir. Aksiyon merkezleri ise Wall Street, Belçika-Brüksel ve Singapur’da dır. 

Bu sistemin tamamı BIS tarafından 600 bin terminal ile kontrol edilir. BIS, sadece ABD ve Avrupa’nın değil dünyanın tüm ülkelerinin merkez bankalarının merkez bankasıdır. City of London, İngiltere’nin bir parçası değil, egemen bir finansal devlettir. Burada uluslararası bankacılar için kendi oyunlarını (dünya hükümeti) oynayacak özel bir kartel alanı oluşturulmuştur 14. Londra’da (Royal Bank of Scotland içinde) bir banka paneli tarafından açıklanan günlük faiz oranı (libor), küresel temel faiz oranıdır ve uluslararası finans piyasaları için çok önemlidir. Bu faiz oranına göre diğer bankaları kendi para politikalarını belirler. 

Zürih’teki İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü tarafından dünyadaki 37 milyon şirket içindeki ulus aşan 43.060 şirket üzerinde yapılan bir çalışma sonucunda, çok küçük bir çekirdek şirket grubunun küresel ekonomi üzerinde orantısız bir güç sahibi olduğu ortaya çıkmıştır 15. Bu dev, avcı çekirdek grup birbirine sıkı sıkıya bağlı 147 şirketten oluşmaktadır. 

Bu ultra-zengin grup arkasında katma katman birbirine geçmiş pek çok şirketi saklamakta ve en zengin 500 şirketi kontrol etmektedir. Bu zengin tabaka ABD Merkez Bankası (FED) sistemini kontrol eden Wall Street bankaları ve Avrupa’daki uzantılarından oluşmaktadır. 

Küresel ekonominin merkezinde olan 10 şirket şunlardır; Barclay’s (İngiltere), Capital Group Companies (ABD), Fidelity Investments (ABD), AXA (Fransa), State Street Corporation (ABD), JP Morgan & Chase (ABD), Legal & General Group (İngiltere), Vanguard Group (ABD), UBS (İsviçre), Merrill Lynch (ABD). Bu 10 şirket küresel finansal ağın %19.45’ini kontrol ederken, ilk 50 şirket ele alındığında yaklaşık %40’ını kontrol etmektedir 16. 

Küresel güvenlik fonu; Savaşlar ve Darbeler.. 

1990’ların başında Jacob Rothschild’in himayesinde Küresel Güvenlik Fonu 
oluşturuldu. Bu fon istihbarat servisleri tarafından jeopolitik mühendislik amaçları için kullanılmaktadır. AB Parlamentosu İngiliz üyesi Ashley Mote, istihbarat servislerinin bu fona katılımı ile ilgili bir soru önergesi verdi ama cevap alamadı17. Bu dev ve kanunsuz tröst fonu, örtülü şekilde rüşvet, suikast, terörist faaliyetleri destekleme gibi amaçlar için bir finansör mekanizmanın mali kaynağıdır. Soros aslında Hedge fon sihirbazı ve Soğuk Savaş’ın finansörüdür. Küreselleşme, NATO, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, serbest pazar 
ekonomisi, çok partili demokrasi ve savaşlar bu ailelere hizmet etmektedir. Rockefeller kurumları sosyal kontrol ve sosyal mühendisliği (soy arıtımı) en önemli vasıtalardan biri olarak görmektedir. Rockefeller Vakfı, Carnegie Şirketi (New York) ve Carnegie Endowment for International Peace; dış politika, propaganda ve hükümetlere sızma konularında büyük fonlar kullanmaktadır18. 

ABD’deki CFR, Rockefeller ailesi başta olmak üzere çokuluslu şirketler ve finans 
odaklarının sahipleri ve üst düzey yöneticileri ile vakıf temsilcilerini, kapalı-gizli oda (think-tank) üyelerini, ClA’ye hizmet verenleri, CIA’ye eleman yetiştiren devlet üniversitelerinin elemanlarını, muhafazakâr (demokrat ve cumhuriyetçi muhafazakâr) siyasetçileri, devletin dışişlerinde ile dış misyonlarda görev yapanları, George Soros ve adamları gibi para piyasası oyuncularını buluştur maktadır. George Soros, sadece dünyanın önde gelen spekülatörü değil 
aynı zamanda Anglo-Amerikan mali yapısının ayak işleri memurudur. Ülkelerin 
yağmalanması için egemenliklerine el konulması işlerine yoğunlaşmıştır. Komünizm çökmeden çok önce Açık Toplum Vakfı ile mevzilenen Soros, Doğu Avrupa ülkelerinin ekonomik ve siyasi dönüşümünün aktörü oldu19. Soros, Mossad ve Jacob Lord Rothschild ailesinin de içinde olduğu bir zincirin halkasıdır. 

Dünyayı Yöneten elit tabaka nelerle uğraşır? 

 Uluslararası finansörler vergiden muaf olan vakıfları eğitim, bilimsel ve diğer kamusal amaçlar için kullanır. Vakıflar; özel servetlerin hâkim olduğu Wall Street ile Harvard, Yale, Columbia ve Princeton gibi Ivy Ligi kolejleri ile bağ kurmak için gereklidir20. Medya ve eğitim yolu ile dünyaya nasıl bakmamız gerektiğini kontrol ederler. Çoğu politikacıların seçim kampanyalarına fon sağlar ve BM, IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası kuruluşların içinde etkin olurlar. Ama bütün bu gerçekleri itiraf edecek ya da fark edecek pek az kişi vardır. ABD eğitim sistemine hâkim olan Rockefeller Vakfı ve diğer elit 
örgütler Ivy Ligi Okulları’na yıllardır büyük miktarda para aktardılar. 

    Bugün bu okullar Amerikan kolej ve üniversitelerinin standart okuludur ve son dört ABD başkanı Ivy Ligi Okulları’nda yetişmiştir. 

    Bu elit aynı zamanda gizli topluluklar (Skull and Bones21, Mason 
vb.), güçlü think-tank merkezleri (CFR, Trilateral Komisyonu, Bildelberg, Bohemian Grove, Chatham House vb.), büyük bir gönüllü yardım ağı ve NGO’lar (Rockefeller Vakfı, Ford Vakfı, World Wildlife Fonu vb.) yolu ile büyük bir güç kullanmaktadır. Medya boyutunda ise altı büyük dev şirket tekeli televizyon larımıza, müzik kanallarımıza ve web sitelerimize karar vermektedir. Rothschild ailesi, Reuters ve Associated Press haber ajansları yanında ABC, CBS & NBC gibi televizyon kanallarının sahibidir. 

   Moleküler biyoloji ve genler ile ilgili çalışmalar Rockefeller Vakfının yarattığı bir 
alandır. Nüfus azaltması ve GMO’lar büyük bir stratejinin parçasıdır ve dünya nüfusunda önemli bir azaltmayı hedeflemektedir. Bill ve Melinda Gates Vakfı, Sahra Altı Afrika’da kullanılacak GMO ürünlerinin geliştirilmesi 10 milyon dolar bağışladı. Vakıfların el attığı diğer bir alan aşılardır. Bill Gates’e göre; “Dünyanın nüfusu bugün 6.8 milyardır ve 9 milyar civarına ulaşacaktır. Eğer yeni aşılar üretir, yeniden üretim sağlık hizmetleri ile birlikte bu nüfusu %10-15 azaltabiliriz22.” Rockefeller Vakfı, Nüfus Konseyi, Dünya Bankası, BM 
Kalkınma Programı (UNDP), Ford Vakfı ve diğerleri Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte 20 yıl boyunca, tetanoz ve diğer aşıları kullanarak üremeyi önleyici aşı üzerinde çalıştılar 23. 

   Dünya Sağlık Örgütü (WHO), BM Çevre Dairesi, BM Nüfus Fonu, Bill ve Melinda Gates Vakfı bütün insanlar üzerinde kullanılacak kitlesel aşı programları ve GMO ürünleri üzerindeki çalışmalarda işbirliği yapmaktadır. Hayırseverlik kurumları gibi hareket eden bu vakıfların verdiği bağış ve burslar ile aslında kurucularının çıkarlarına katkıda bulunulur. 

   Ford, Rockefeller ve Carnegie gibi vakıflar CIA’nın örtülü faaliyetleri için örtü sağlamakta, özel fonlardan gelen cömert paralarla CIA sınırsız bir şekilde gençlere, sendikalara, üniversitelere, yayın organlarına ve diğer özel kurumlara ilişkin örtülü programlar uygulamaktadır 24. 

Kara Para ve Uyuşturucu trafiği.. 

Federal Rezerv Bankası sistemi içinde gizlice uygulanan mafya tipi bir bankacılık 
süreci gizli hesaplarda bu işlemleri yürütmektedir. Trilyonlarca dolar kara para, uluslararası bankacılık sisteminin kontrol etiği kıyı bankacılığı denilen İsviçre, Lüksemburg, İngiliz Kanal Adaları, Cayman Adaları ve dünyanın 50 diğer yerindeki bankalarda tutulmaktadır25. 

15 sanayileşmiş ülkenin 8’inde kara para trafiği suç olarak bile görülmez ve kimse bununla suçlanmaz. İsviçre, dünyanın en büyük kara para ülkesidir26. Büyük Batılı bankalar ve finansal kurumlar uyuşturucudan gelen paraları bu hesaplarda saklamaktadır 27. İngiliz HSBC 28, Uyuşturucu parası trafiğine liderlik etmektedir. HSBC, uyuşturucu trafiği içinde Asya’da diğer yasal olmayan altın, elmas ve diğer değerli maden trafiğini de yönetmektedir 29. 

Uyuşturucu parası çökmekte olan bankalar için en iyi likit yatırım sermayesidir. Uluslararası uyuşturucu ticareti yukarıdan aşağıya dünya siyasi yapılanması içinde en iyi organize olmuş, İngiltere’nin koruması altında ve ABD’nin büyük görünmez gelirler elde ettiği bir iş alanı olmaya devam etmektedir 30. Uyuşturucu geliri Amerikan ve dünya ekonomisinin ayrılmaz bir parçasıdır. 

Dünyada uyuşturucu ticareti tek bir şebekenin kontrolü altındadır ve bu dünyadaki en büyük iş alanıdır. Uyuşturucu trafiği, tarladaki afyondan caddenin köşesindeki eroin satıcısına dünyada tek bir entegre operasyon ağı ile çalışır 31. İngiliz monarşisi 200 yıllık tecrübesi ile Uzak Doğu’ya yönelik uyuşturucu trafiğini yönetmektedir. Anglo-Dutch (İngiliz-Hollanda) kıyı bankacılığı sistemi ve ilgili değerli metal ve mücevher ticareti kara para üzerine dizayn edilmişken, dünya uyuşturucu trafiği baştan aşağıya İngiliz ve müttefiki monarşilerin kontrolü altında çalışır 32. İngiltere’de Mİ 6, dünya uyuşturucu trafiğinin Lordu olarak bilinir 33. Hong Kong, İngiliz uyuşturucu trafiğinin merkezi idi 34. Kokain dünyanın en karlı ticaret maddesidir 35. ABD Uyuşturucu Mücadele İdaresi (DEA 36) ve ilgili teşkillerinin hedefi olan kişiler sorgulamalar sonrası CIA adına çalışmaya başladılar. CIA, Meksika’dan Honduras, Panama ve Peru’ya kadar ülke istihbarat servisleri uyuşturucu işlerinde işbirliği ağı kurdu 37. 
1980’lerde Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai’si serbest liman ve kara para aklama merkezi haline getirildi 38. 

   CIA artık Hong Kong yerine Dubai’den afyon ve gizli silah satışını yürütmeye başladı. 
Yaratılan bu Altın Hilal’de İran, Afganistan ve Pakistan bulunmaktadır. 

Sonuç.. 

Rockefeller ve Rohtschild imparatorlukları arasında uzun süredir devam edegelen bir çekişme söz konusudur. Paylaşım savaşlarında Türkiye, Rothshild’lerin payına düşmüştü. O yüzden Türkiye’de iç karışıklık ve darbelerin arkasında genellikle ABD istihbaratını kontrol eden Rockefeller tarafı oldu. 2012 yılında küresel planlar için Rusya konusunda aralarında derin anlaşmazlık çıktı. Bugün Rusların ABD içinde bu kadar çok konuşulmasının nedeni de 
Ruslar ile Rothschild ve Trump’ın özel ilişkileridir. Son yıllarda varlıklarını büyük ölçüde satan David Rockefeller geçen yıl ölünce onun yerini şimdilik eski İngiltere Başbakanı Tony Blair aldı. Küresel sermaye elitinin sahip olduğu güç ve kontrolün sınırlarını çizmek kolay değildir. Bilinen aynı kişilerin uzun zamandır değişmediği, siyasi partileri kontrol ettiği, liderlerini seçtiği ve politikalarını dikte ettiği, devlet içindeki önemli mevkilere tayinlere etkili oldukları ve bu kişileri usulsüz büyük iş bağlantıları için kullandıklarıdır. Küresel sermaye üç halka şeklinde işlev görmektedir. 

    Birinci halka en başta bahsettiğimiz beyin olan üç ana kuruluş etrafındaki beyin takımıdır. 

    İkinci halka onların işlevlerini yerini getiren Batılı kurum ve kuruluşlardır. 

    Son halka ise onların Üçüncü Dünya ülkelerindeki iş dünyası, medya, istihbarat servisleri, yerel bürokrasi içindeki uzantılarıdır. 

    Türkiye’de özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası birilerinin zengin olması bu bağlantılar sayesinde olmuştur. 
Bu bağlantıların ortaya çıkarılması hala en önemli güvenlik sorunu olarak önümüzde durmaktadır. 

Tam Bağımsız ve Egemen bir Ülke olmamız buna bağlıdır. 

DİPNOTLAR;

1 İngiliz Kraliyet Ailesinin kurduğu dünya genelindeki kartel için bakınız; Richard Freeman: The Windsors' 
Global Food Cartel: Instrument for Starvation, Executive Intelligence Review, (December 8, 1995). 
www.larouchepub.com/other/1995/2249_windsor_food.html 
2 CFR: Council on Foreign Relations. 
3 Sr. Robert Gaylon Ross: The Elite Don’t Dare Let Us Tell the People, Ross International Enterprises, (San 
Marcos, 2004), p.3-26. 
4 Avrupa’nın asil hanedan aileleri arasında şunlar sayılmaktadır4; İngiltere’de Guelp ve Windsor, Belçika’dan 
Wettin, İsveç’ten Bernadotte, Liechtenstein’dan Liechtenstein, Danimarka’dan Oldenburg, Almanya’dan 
Hohenzollern, Hannover, Wittelsbach ve Württemberg, Fransa’dan Bourbon, Hollanda’dan Orange, Monaco’dan 
Grimaldi, Portekiz’den Braganza, Lüksemburg’dan Nassau, Avusturya’dan Habsburg, İtalya’dan Savoy, 
Sırbistan’dan Karacorceviç, Arnavutluk’tan Zogu. 
5 Genetically Modified Organisms 
6 Antony C. Sutton: Wall Street and the Rise of Hitler, G S G & Associates Pub, (1976), p.119. 
7 Lisa Karpova: The Large Families that Rule the World, Pravda.Ru, (November 18, 2011). 
http://english.pravda.ru/business/finance/18-10-2011/119355The_Large_Families_that_rule_the_ world 0/ 
8 Bank for International Settlements 
9 BIS, 17 Mayıs 1930’da 1. Dünya Savaşı sonrası Versay Anlaşması ile Almanya’dan istenen borçların 
ödenmesini yönetmek üzere kuruldu. Bu banka dünyadaki en gizli ve güçlü küresel finans kurumu oldu. 
10 Frank de Varona: The Bank for International Settlements Who Rules the World, Enviado por ei en, 
(Septiembre 17, 2013). 
http://eichikawa.com/2013/09/the-bank-for-international-settlements-who-rules-the-world.html 
11 Dean Henderson: Big Oil &Their Bankers in the Persian Gulf, CreateSpace Independent Publishing Platform, 
(2010), p.47. 
12 Turgut Gürsan: Yeraltındaki Gizli Dünyalar, Delis Kitaplar, (İstanbul 2003), s.194. 
13 Michael A. Peters: The Crisis of Finance Capitalism and the Exhaustion of Neoliberalism, Truthout, (21 
July, 2013). 
http://truth-out.org/opinion/item/17536-the-crisis-of-finance-capitalism-and-the-exhaustion-of-neoliberalism 
14 Nicholas Shaxson: Treasure Islands: Tax Havens and the Men Who Stole the World, Vintage, (2012), p.156. 
15 New Scientist: The Capitalist Network that Runs the World, (October 2011). Forbes: The 147 Companies that 
Control Everything, (22 November, 2011). http://www.forbes.com/sites/bruceupbin/2011/10/22/the-147-
companies-that-control-everything/ 
16 Washinton Post: 10 Firms that Rule the World, (07 Nov, 2012). http://www.washingtonpost.com/ 
blogs/wonkblog/post/the-10-firms-that-rule-the-world/2011/11/07/gIQAqR3KvM_blog.html 
17 Finance, Geopolitical Warfare, Politics: Ashley Mote Raises an Issue in EU Parliament, (Feb 7, 2010). 
http://www.indybay.org/newsitems/2007/12/02/18464823.php 
18 F. William Engdahl: Seeds of Destuction: Hidden Agenda of Genetic Manipulation, Global Research, (2007), p.257. 
19 Executive Intelligence Review: The True Story of Soros the Golem, (April 1997) in Peter Mayers: Soros As 
Rothschild Agent, (July 31, 2001). 
http://www.bibliotecapleyades.net/sociopolitica/esp_sociopol_rothschild06.htm 
20 Quigley: ibid, (1975), p.284. 
21 1832 yılında Alman İllüminati topluluğunun, ABD ayağı olarak kurulduğu öne sürülen Skull and Bones 
(Kafatası ve Kemikler) bir öğrenci topluluğu kulübüdür. Masonik ve İllüminist görüşlerden oldukça etkilenerek 
kurulmuş ve çalışmalarını bu doğrultuda sürdürmüştür. 
22 Bill Gates: Meeting the Millennium Development Goals, at the World Economic Forum in Davos, Switzerland 
Friday, (Jan. 29, 2010.) 
23 Gary Allen: None Dare Call It Conspiracy, Gsg & Associations, (1971), p.211. 
24 Frances Stoner Saunders: The Cultural Cold War: The CIA and the World of Arts and Letters, New Press, (2001), p.133. 
25 John le Carre: Our Kind of Traitor, Viking Books, (2010), p.43. 
26 Nicholas Shaxson: Treasure Islands: Tax Havens and the Men Who Stole the World, Vintage, (2012), p.321. 
27 Michel Chossudovsky: America's War on Terrorism, Global Research, (2005), p.141. 
28 Hong Kong and Shanghai Bank 
29 Catherine Austin Fitts: Narco-Dollars For Beginners, Narco News, (October 24, 2001). 
http://www.narconews.com/narcodollars1.html 
30 Daniel Estulin: Shadow Masters, Time Day, (2010), p.231. 
31 Michael C. Ruppert: The Bush-Cheney Drug Empire, Nexus Magazine, Vol.8, Nu.2 February-March 2001. 
http://www.bibliotecapleyades.net/sociopolitica/esp_sociopol_bush11.htm 
32 Konstandinos Kalimtgis, David Goldman, Jeffrey Steinberg: Dope Inc. Britain’s Opium War Againts the U.S., 
Part II: How the Drug Empire Works, (April 24, 2008). www.bibliotecapleyades.net "How the Drug Empire Works" 
33 James Casbolt: MI-6 Are The Lords of the Global Drug Trade, The Truth Seeker, (May 29, 2006). 
http://www.thetruthseeker.co.uk/?p=4640 
34 Executive Intelligence Review: DOPE, INC.: The International Drug Cartel, Money-Laundering, and State 
Power, 1992. http://www.thirdworldtraveler.com/Drug_War/DOPE_INC_part2.html 
35 Economist: Link in the Cocain Chain, (August 1989). 
36 Drug Enforcement Agency 
37 Peter Dale Scott and Jonathan Marshall: Cocaine Politics, University of California Press, (1998), p.69. 
38 Henderson: ibid, (2007), p.178. 

EKLENTİLER; Prof.Dr.Sait YILMAZ,Küresel Sermaye, David Rockefeller, Bildelberg, Rothschild ailesi, Mellon, DuPont, George Soros, Tony Blair,

***

6 Nisan 2016 Çarşamba

Cemaatin Dershane Propagandası,




Cemaatin Dershane Propagandası, 




Kaan Turhan 
Açık İstihbarat
Tarih:06/12/2013  
Türü:İç Politika 



Cemaat okullarında yapılan çalışmalara ilişkin, özellikle yurtdışında yer alan fethullahçı okullardaki sistemi anlatması açısından; Azerbaycan’dan Qafgaz Üniversitesi’nden iki gençle yaptığım ve Haçlı İrticanın Çocukları Ak Faşizm kitabımda yer alan, söyleşiyi de buraya aktarmayı istiyorum. ,  ki Fetullahçıların, Türk ve Türklükle ilgili sorunları daha iyi anlaşılabilsin.

Temel hedefte, ekonomik vurgun yatsa da; amacın, CIA ve ABD güdümlü yerel iktidarlar, şirket yerel temsilcilerinin devşirilmesi dikkat çekicidir. Bunun için de Qafgaz Üniversitesi özelinde, mezunların General Mobil, Shell gibi çok uluslu şirketler içindeki yerlerine bakmak yeterli olacaktır.
 
AKP’yle sıcak bir çatışmaya düşen cemaat/camia/hizmet mensupları; her yerde talimatnâme dağıtıyor. Cemaat içinde yaşanan propaganda çalışmasında; (kendi ifadeleriyle)

1.      Belirli saatlerde, twitter üzerinden ileti gönderilmesi,

2.      Nöbetleşe dua ve namaz kılınması,

3.      Üst düzeydeki kimselere, faks, mesaj, mail, twitter üzerinden ulaşılması,

4.      Birebir ‘abi’ler arasında bilgi alış verişi,

5.      Gazeteden 10 adet dağıtma,

6.      Gazetelerin görünürlüğünü artırma, Samanyolu haberin izlenmesini sağlama,

7.      Öğrenci velilerini konuşturup medyada haber yaptırma, 

8.      Dost STK’ları ziyaret edip onlara da durumun vehametini anlatma,

9.      Anketlerin takip edilmesi ve oylanması,

10.  Yeni çıkan haber ve köşe yazıları dershane müdürlüklerinden alınabilir,

Bilgileri yer almaktadır.

Ayrıca dağıtılan propaganda evraklarında, cemaat Milli Eğitim Bakanlığı’nın son on yıllık performansını da aktarmışlardır. Savunulacak görüşler de ayrıca talimatnâmeye eklenmiştir.

1.      Terörün önünde tek engel olarak gözüken bu kurumların tasfiye edilmesini akılla izahatta zorlanıyoruz.

2.      Dans, bale serbest iken fizik, kimya, matematik neden yasak,

3.      Camia ortamı geriyor, kavga ortamı oluşturuyor deniliyor. Biz hiçbir zaman meslek ve meşrebimiz gereği kavga, şiddet ve fitne ortamlarında olmadığımız gibi buna inançlarımız ve mefkûremiz de müsaade etmemektedir. Bu zeminin oluşmaması ile alakalı sayın başbakana arkadaşlarımız bizzat 3 defa ziyaret etmişler ve muhatap alınmamışlar. Siyasi otoritedeki milletvekilleri ve bakanlara mesele intikal ettirildiğinde bu meseleyi niye bizimle paylaşıyorsunuz, başbakanla paylaşsanıza denilmiştir. Bu mevzuda bir muhatap bulunamadığı için gazete ve televizyon aracılığıyla bu mevzu dillendirilmiştir. Ondan dolayı ısrarla üzerinde durulmaktadır.

4.      Yapılan kapatma hareketi teşebbüs hürriyetine mani, özgürlük anlayışına ters yaklaşımdır.

5.      İmkanı olanlar özel ders dahi alamayacakları bir zemine doğru sürüklenmekte, imkanları olmayanların halini izahatta zorlanıyoruz.

6.      Bu kurumlar vermiş oldukları hizmet mukabilinde çok düşük ücretler talep etmekte veya okuma salonları, etüt merkezleri gibi kurumlarda ücretsiz eğitim vermektedir.

Cemaat, kılıcı, kalkanı kuşanmış ve savaş veriyor. Özel kurumlarına sahip çıkarken, ellerindeki eğitim kurumlarını, medyayı, öğrencileri, velileri, vekilleri kullanıyor. Bunun için de örgütlü hareket ediyor. Önemli olan konu da dershanelerin bir rant kapısı olması ve cemaatin gelir kaynakları arasında yer alması. Bunun için, Mustafa Kemal Atatürk’ün, Fatih Sultan Mehmet’in, Pastör’ün, Edison’un, Mevlâna’nın sözlerini; çatışmaları için eğip, bükebiliyor: dahası, kendi çıkar anlayışları üzerine kurdukları dershane yapısını bu sözlerle olumlayabiliyor.

Cemaat okullarında yapılan çalışmalara ilişkin, özellikle yurtdışında yer alan fethullahçı okullardaki sistemi anlatması açısından; Azerbaycan’dan Qafgaz Üniversitesi’nden iki gençle yaptığım ve Haçlı İrticanın Çocukları Ak Faşizm kitabımda yer alan, söyleşiyi de buraya aktarmayı istiyorum. 

Ki fetullahçıların, Türk ve Türklükle ilgili sorunları daha iyi anlaşılabilsin. 

Temel hedefte, ekonomik vurgun yatsa da; amacın, CIA ve ABD güdümlü yerel iktidarlar, şirket yerel temsilcilerinin devşirilmesi dikkat çekicidir. Bunun için de Qafgaz Üniversitesi özelinde, mezunların General Mobil, Shell gibi çok uluslu şirketler içindeki yerlerine bakmak yeterli olacaktır.


Qafgaz Üniversitesi’nden İki Söyleşi

       Fetullahçıların, Amerikan derin devletinin uzantısı görünümündeki okulları, Orta Asya’da George Soros güdümlü Turuncu devrimlerden çok önce vardı. Soros’un çabaları açısından hedef ülkede, kullanılabilir akademisyen, siyasetçi, öğrenci hareketi önderleri bulmak güç görünmüyor. Fetullah’ın ABD bağlantılarıyla, Soros’un Amerikan yanlısı iktidar yaratma hedefleri ilginç bir paralellik oluşturuyor. Soros, parasal, örgütsel kışkırtma ve batı bağlantısı açısından gündeme gelirken; Fetullahçılar, insan gücü, eğitim ve yaygın propaganda yoluyla kitleleri etkileme açısından yapbozu tamamlıyor. 

Azerbaycan’da eğitim öğretim yapan Fetullahçılara bağlı Qafgaz Üniversitesi’nden bir öğrenciyle yaptığımız söyleşi, Fetullahçıların Orta Asya faaliyetlerine ışık tutması açısından önemli görünmektedir. R.A.’yla yaptığımız söyleşi, genel hatlarıyla Azeri Türkçesi korunarak aktarılmıştır. Türkiye Tükçesi anlaşılabilirliği artırmak açısından bazı düzeltmeler dışında, söyleşinin tamamına yansıtılmamıştır.

1.       Fetullahçıların Qafgaz Üniversitesi’nde öğrenim görmektesin. Bu üniversite hakkında bilgi verebilir misin? (Eğitim dili, eğitim politikaları ve öğrencilerin durumu açısından)

Evet..tabii ki. 1993 yılından itibaren eğitim verirler. Kaliteli eğitim verirler. Öğrencilerin durumu eğitim açısından iyidir. Üniversite’de genelde dini bir ortam var. Doğru yeni gelenler bunu hemen anlamazlar,ama yavaş yavaş her şey aydın olur.

2.       Üniversitenin, Azerbaycan siyasetine yönelik çabası var mıdır? Azerbaycan’da gerçekleştirilmeye çalışılan George Soros güdümlü Turuncu/Kadife devrimlerle akademik kadronun bağlantıları var mı? 

Bunların, Soros’la ne kadar yakın ilişkide olmaklarını bilmem. Zaten bu bir sistem. Eğer alakaları varsa da bunların değil de başta duranları alakaları olar. Üniversitedeki öğretmenler sadece ders verirler, bir de  dini faaliyetler. Her halde gelecekte bu yetiştirdikleri insanları devlet içinde güçlü mevkilere getirmek isterler..

3.        Hizmet öğrencilerinin, okulda dini içerikli, Türklük karşıtı faaliyetlerindeki gözlemlerin nelerdir? Hizmet öğrencileri, üniversite dışındada “Işık Evi” olarak isimlendirilen, Fetullah Gülen’in propaganda merkezlerinde faaliyette bulunmakta mıdırlar?

Hizmet çocukları kesin olarak neyinse karşıtı filan olmazlar. Ama Türkçüde değiller. Bunların için önemli olan ümmetçilik. Arapları, kürtleri vb. milletleri Türklere kardeş olduğunu soyler ve hatta bazıları milli kimlik ayrımı yapmaksızın herkesi Allah yarattı, herkes eşittir falan filan söyler. Zaten hizmet çocukları bu evlerde yaşıyorlar.. Burada dini propoganda yaparlar. F.Gülen’in kitapları bir de Said-i Nursinin (Kürdinin) Risale-i Nur’larını çocuklara okuturlar. Böyle evler, Bakü de çok fazla.. Kızlar için bir de erkeler için. Hizmet çocukları için ilk önce hizmet yapmaktır,sonra ise Okul.

4.       Üniversiteyle Azerbaycan devleti arasındaki ilişkiler nasıldır? Azerbaycan ordusu, Azerbaycan siyaseti, Azerbaycan medyası Fetullahçılara ve özelde üniversiteye karşı nasıl yaklaşmaktadır?

Devletle özde görunen ilişki normaldir. Devlet de zaten onların eğitimlerinden razıdır. Medyada bazen onlara karşı yazılar oluyor; Türk düşmanları falan diye. Görünürde her kes normal yanaşmaktadır. Ama bazen MTN (MİT) ışık evlerini basıyor.

5.       Üniversitenin akademik kadrosu hakkında neler söyleyebilirsin? Örneğin, Türkiye’den gelen akademisyenler, Azerbaycan içindeki akademisyenler daha öncesinde de hizmet insanı olarak faaliyet göstermiş midir?

Akademik kadro genelde Türkiye’de eğitim görmüş ve hizmet yapmış hocalardan oluşur. Yani 99% hizmet adamları. Azerbaycanlı akademisyenler önceler hizmetçi olmayada biler. Ama sisteme girerse artık hizmetçi olacak zaten. Yani ya Bizdensen ya bize karşı...buna benzer bi durum. Onların içinde olup onlarda olmamak kolay değil yani.

6.       Üniversitede faaliyet gösteren öğrenci kulüpleri varsa; bu kulüplerin Fetullahçılar açısından önemini ve bu yöndeki faaliyetlerini açıklayabilir misin? Film gösterimi, kitap ve dergi okumaları, konferans ve seminerler yapılmaktaysa; içerikleri hakkında bilgi verebilir misin?

Bir sürü klüp var. Tabii ki bazıları onlara hizmet edir. Ama bir tane Türkçü bir klüp yoktur. Bir defe izin almak istedik,olmadı. Dediler ki burada Türk olmayanlar da var; Müslüman olmayanlar da var ama Üniversitedeki ortam dini bir ortamdır. Farklı konferanslar yapılır ama yinede Türkçülükle ilgili hiçbir şey yoktur. Zaten Türkçülük dersen bi sürü düşman kazanırsın.

7.       Üniversitede, fetullahçılarla ilgili olarak başından geçen birkaç olayı aktarabilir misin? Hizmet insanlarının öğrencilere yaklaşımları ve onları kazanma yöntemlerini açıklayabilir misin? Örneğin geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye davet edilmemenin gerekçeleri nelerdir sence?             

Başımdan geçen... Bir defasında hizmet evine gitdim. Yani tam aldatılarak aparıldım. Ders okuma adıyla. O zamanlar Qafqaz da yeni idim. Ama sonradan nerede olduğumu anladım. İyi ki öncede hizmet hakkında okumuştum. Yoksa anında meni yok ederdiler.. Akşam yemek zamanı bunu anladım. Televizyonda bir kanal var o da Samanyolu. Sadece o çalışır. Diğerleri çalışmır. Ve Samanyolunda F.Gülenin vaazı mı neyimi dinlenir. Bir az konuştuk sohbet Atatürk’e geldi. Atatürk’ü sevdiğimi söylediğimde hepsi bana karşı çıktı. Aralarında Azerbaycan ve Türkiye Türkleri vardı. Ben de tekdim (yalnız idim). 

Niye sevmediklerini sordum; hemen cevap geldi: “Sen get onun laiklik ilkesini oku. İslam’a karşıdır, Atatürk’ü toprak almayıp, o kafirdir.“ 

Bir sürü hakaret. O günden itibaren ora gitmedim.

Öğrencilere yaklaşma usulleri. Genelde önce tanış olurlar, sonra kantinde bi kahve ismarlarlar. Sonra eve davet ederler. Kitaplar verirler. Yavaş yavaş önce midesini, sonra kalbini ve en son olarak kafasını ele alırlar.

Türkiye sohbetinin üstünde durmak istemirem. Ama bununla ilgili bir olay oldu. Diğer sınıftan, daha doğrusu bir üst sınıftan bir çocuk vardı. O da başvuru yaptı. Onu da almadılar. Arkadaşlarından sordum. Bir az araştırdım. Sonunda belli oldu ki çocuk önceleri Türkiye Kara Harp okulunda okumuş ve Atatürkçü’dür. Maalesef kendisiyle konuşmadım, tanımadığımdan. Ama arkadaşlarından duydum ki; öncelikle bu sebeple kadroya alınmadı.

Bir olayda başıma gelmişdir. Bunu da anlatmak gerekir bence. Sınav günü idi. Sınıfta bir hizmet çocuğu var. Adam hiç ders okumaz, bütün gün hizmetdeki işlele uğraşır. Geldi sınava. Hoca herkese 1 kağıt payladı. Geçti hansısa belgeleri kontrol edirdi. Çocuk hemen masanın altından bir yazılı kağıt çıkardı. 15 dakika falan bekledi. Sonra dedi ki:

-         Hocam bir vereq daha alabilerem?

-         Evet tabii ki...

-         Teşekkürler...

Bir 20 dakika falan geçti artık çocuk hiç yeni kağıt almadan yenisi çıkardı. Artık 3 tane kağıt çıkarmış. Ve hepside doğru cevaplar. Ama öyle yapıyor ki hiç kimse görmüyor. Ben de sanki yazıyorum gibi yaparak ona bakıyorum. Evet çocuk 3 tane kağıdı aldı ve kalktı..

- Hocam bitirdim

- Tamam ver..

- Sağ olun Hocam

- Bi dur ya..ben sana 2 tane kağıt verdim sen bana 3 tane..

 Hoca böyle soruyla ona bakıyor (sanki ...oğlum bunu kimdoğdu?)

Çocuk durdu ve dedi: „Hocam siz bana 3 tane verdiniz. Ama herkes 2 tane olduğunu biliyor.“ Sonra ne olduysa Hoca sanki herşeyi anladı ve çocuğu bıraktı. Her halde bazı işaretler falan.. Hizmet çocuğu soruları önceden bilirdi. Sonra hak mak diyorlar.

 8.       Türkiye’deki örgütlenmeleri açısından Fetullahçıların, Türk Silahlı Kuvvetleri dışında hemen her yerde hizmet adı altında batı emperyalizminin uzantısı konumundadırlar. Bölge imamları vardır. Işık evlerinde genç beyinlere, Saidi Nursi olarak bilinen ama İngiliz casusu, Hamidiye Alayları’nın içinde yer alan Kürt Said’in deli saçması yazdıklarını enjekte etmeye çalışırlar. Türkiye’deki yönüyle fetullahçı gençler, ulusal değerleri, Türklüğü, Kemalizm’i, cemaat çıkarlarının ve hizmetin altında görürler. Bunlara ilişkin neler söylemek istersin. Azerbaycan’daki Türk Gençleriyle, Türkiye’deki Türk Gençleri arasında bu yönüyle bir paralellik var mıdır?

Her şey aynı... Atatürk’ü sevmezler, alkol düşkünü olduğunu söylerler. Saidi ve F.Güleni çok sevirler. Türklük onların için yoktur zaten. Yer vermezler. Türklük milliyetçiliktir ama bunlarda ümmetçilik vardır. Bazen aralarından “Türküm“ diyen de çıkar ama maalesef sadece “Türküm“ der...



    D.K.’yle yaptığımız söyleşi:

1.       Fetullahçıların Qafgaz Üniversitesi’nde öğrenim görmektesin. Bu üniversite hakkında bilgi verebilir misin? (Eğitim dili, eğitim politikaları ve öğrencilerin durumu açısından)

       Qafgaz üniversitesi Azerbeycan’da 1993 yılında kurulmuştur. Ben üniversiteyi kazanana kadar yine Fetullahçılara ait olan “Araz” kurslarından birinde eğitim görmekteydim. Orda bana nedense hep Qafgaz üniversitesi örnek olarak getirilmekteydi. Nihayet 2004 yılında söz ettiğimiz üniversiteyi kazandım. Azerbeycan’da hem kamu hem de özel sektör üniversiteleri arasında en uygun üniversite Qafgaz’dır aslında. 

Çünkü, Azerbeycan şartlarında böyle üniversite zor bulunur. Başka üniversitelerde eğitim çok zayıf, sınav dönemlerinde öğrencilerden para toplanıldığı ve hatta sıfır seviyesinde eğitim olduğu takdirde bu üniversite Azerbeycan için büyük varlık haline dönüşmüştür. Ama bunlara rağmen yine de üniversite tercihi döneminde öğrenciler hiç kuşkusuz bu üniversiteyi seçmemektedirler. 

Üniversitede eğitim İngilizce, Tükiye Türkçesi ve Azeri Türkçesi’nde verilmektedir. Dillerin ağırlığı bölümlere göre değişiyor. Eğitim politikasıysa; Azerbeycan’da faliyet gösteren tüm üniversitelerden farklıdır. Yani burada sistem aynen Türkiye’deki gibi kredi sistemi olarak hayata geçiriliyor. (2008 eğitim yılında değişeceği beklentisi var) Başka farklı eğitim politikası farketmedim daha doğrusu. Öğrenciler durumu açısından da üniversite normal karşılanıyor. Azerbeycan’da gerçekten okumak isteyen öğrencilerin çoğu bu üniversitedeler. Yıllık eğitim harçlarıysa; devamlı bir artış gösterdiğinden ve üniversiteye geçiş puanının artması bu üniversiteye tercihin azalacağını gösteriyor.

2.       Üniversitenin, Azerbaycan siyasetine yönelik çabası var mıdır? Azerbaycan’da gerçekleştirilmeye çalışılan George Soros güdümlü Turuncu/Kadife devrimlerle akademik kadronun bağlantıları var mı?

       Üniversitenin mutlaka bir çabası vardır. Ama henüz bunu açık bir şekilde ortaya koyamıyorlar. Belli ki ya kendilerini yeteri kadar güçsüz sanıyorlar ya da belli bir zamanın gelmesini bekliyorlar. Aslında onların ne işler çevirdiğini öğrenebilmek için onların arasında olmak gerekir. Onların arasında olmak gerekir derken: yani onlardan birisi olmak lazım. Akademik kadro George Soros güdümlü Turuncu Kadife devrimlerle ilişkisinin olup olmadığını bize bildirecek kadar aptal değil. Akademik kadro o kadar titiz ve net görev yapıyor ki hatta ne zaman namaz kıldıklarını bile farkedemiyoruz.

3.        Hizmet öğrencilerinin, okulda dini içerikli, Türklük karşıtı faaliyetlerindeki gözlemlerin nelerdir? Hizmet öğrencileri, üniversite dışındada “Işık Evi” olarak isimlendirilen, Fetullah Gülen’in propaganda merkezlerinde faaliyette bulunmakta mıdırlar?

       Hizmet öğrencileri okulu yeni kazanmış öğrencilerle devamlı ilişki kurmaktalar. Onlarla çabuk arkadaşlık edip, onları evlerine davet ediyorlar. Hatta ben de bir kez müsafir olmuştum. Bundan başka yüksek kurs talebeleri İngiliz dilinden kurslar falan teşkil etmekte, yeni gelen öğrencileri sapıtmak amacıyla onları beleş olarak kurslara davet etmekteler. Bahsettiğimiz kurslar ya ışık evlerinde ya da üniversitede kurulmaktadır. Hizmet öğrencileri Türklük kavramını kabul etmiş öğrencilerle pek tartışmazlar. Onların asıl amacı yenileri kendi türlerinden yapmaktır. Türklük karşıtı faaliyetler derken mesela; onlar Araba, İranlıya, Mısırlıya kısaca Müslüman olan herkese kardeş demekteler. Hatta en sakıncalı olan şu ki, bir Ermeni Müslümanlığı kabul etmişse eğer, o zaman onu da seve seve kabul ederler. Fetullahçıların en aktif oldukları yer de zaten ışık evleridir.

4.       Üniversiteyle Azerbaycan devleti arasındaki ilişkiler nasıldır? Azerbaycan ordusu, Azerbaycan siyaseti, Azerbaycan medyası Fetullahçılara ve özelde üniversiteye karşı nasıl yaklaşmaktadır?

       Üniversiteyle Azerbeycan ilişkisini anlamak çok zordur. Medya Azerbeycan’da faaliyet gösteren Nurcular’ın devletimiz için çok tehlikeli olduğunu söylediği halde, Eğitim Bakanlığı’mız Qafqaz Üniversitesi’nin imkanlarının genişletileceğini vaad etmektedir. Azerbeycan polisi bazı ışık evlerindeki öğrencileri propaganda yaptıklarına göre tutukladığı halde Cumhurbaşkanı’mız “Ben ÇAĞ öğretimin yaptığı işten çok memnunum” diyor.

5.       Üniversitenin akademik kadrosu hakkında neler söyleyebilirsin? Örneğin, Türkiye’den gelen akademisyenler, Azerbaycan içindeki akademisyenler daha öncesinde de hizmet insanı olarak faaliyet göstermiş midir?

       Üniversitenin akademik kadrosu eğitim açısından çok yüksektirler. Genelde çoğu “doktor” adresine ulaşmışlar. Her iki ülkeden kadro bulunmaktadır. Azerbeycan’dan katılan öğretim kadrosu ise çoğunlukla Türkiye’deki Fetullah Gülen üniversitesinde eğitim görmüşler ya da “ışık evler”inde kalmışlar. İşlerindeki kusursuzluk onların daha önce de hizmet yaptıklarını hiç düşünmeden “evet” dememize imkan veriyor.

6.       Üniversitede faaliyet gösteren öğrenci kulüpleri varsa; bu kulüplerin Fetullahçılar açısından önemini ve bu yöndeki faaliyetlerini açıklayabilir misin? Film gösterimi, kitap ve dergi okumaları, konferans ve seminerler yapılmaktaysa; içerikleri hakkında bilgi verebilir misin?

       Üniversitede faaliyet gösteren öğrenci kulüpleri vardır. Bu kulüplerin Fetullahçılar açısından tek önemi o ki, oraya kayıt olmuş öğrenciler kolaylıkla onlara yem oluyorlar. Kitap okuma, film seyretme, dergi dağıtma, seminer, konferans gibi olaylar genellikle üniversitede değil, onlara ait olan öğrenci yurtlarında yapılır. (2 yıl yurtta kaldığım için bunları kesin biliyorum.)

       Kitaplar Said Nursi’nin “Söz” lerinden oluşmaktadır. Dergiler Azerbeycan ve Türkiye’de basılan dergilerdendir. Hepsinin de içeriği aynı masallar. Bu tür propagandayı zorunlu yaptırmaktan kaçınırlar. Mesela ben hiç yapmadım. Çünkü nefret ediyordum onlardan da, filmlerinden de, kitaplarından da, kalemlerinden de...

 7.       Üniversitede, fetullahçılarla ilgili olarak başından geçen birkaç olayı aktarabilir misin? Hizmet insanlarının öğrencilere yaklaşımları ve onları kazanma yöntemlerini açıklayabilir misin? Örneğin geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye davet edilmemenin gerekçeleri nelerdir sence?             

       Bizim grupta her iki türden ögrenciler var. Yani hem Nurcu’lar, hem de Türkçü’ler. Genelde Türkcü’ler Nurcu’lardan derslerinde daha başarılıdırlar. Ama buna rağmen sınav döneminde zor bir dersden pek çok Türkçü’nün kaldığı halde Nurcu’lar düşük puanlarla geçmekteler.

       Hizmet öğrencileri normal insanlara üstten aşağı –sanki bizler durmadan hayatımızı kaybediyoruz ve karşılığında ölümden sonrakı dünyamızı da kazanamıyoruz ama onların kazandıkları bir şey mi var.

       Hizmet öğrencileri yeni gelmiş öğrencileri aldatarak “ışık evler”ine götürüyorlar. Onlara pek çok dersten yardım edeceklerine, sınavda da başarılı olacaklarını ilişkin söz veriyorlar. Ama eve girdikten bir kaç gün sonra ona tanımadığı kitaplar hediye ediliyor, okumasının vacibliğinden bahsediliyor.

www.acikistihbarat.com
06.12.2013

http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10442


..