Ali İhsan Gürcihan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ali İhsan Gürcihan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Nisan 2016 Cuma

Yaralı ve Hüzünlü Bir Cumhuriyet






Yaralı ve Hüzünlü Bir Cumhuriyet 


Ali İhsan Gürcihan
Açık İstihbarat
Tarih:28/10/2013 
Türü:İç Politika 


 Çok özel senaryo ve yöntemlerle Türk Silahlı Kuvvetleri yıpratılırken ve yok yerine konurken,bunu içine sindirebilen” Kamu Personeli”nin üst düzey yetkili makamları işgal ettiği, sahte demokrasi söylemleri altında üniter ve laik yapının dönüştürülmeye gayret edildiği, açılım söylemleri ile bebek katillerinin dahi muhatap alındığı,Ülke adına bu katillerle  mücadele eden Askerler’in ise özel senaryolarla hapislerde çürütüldüğü,  Oy uğruna Ülkenin bir yarısını diğeri ile   karşı karşıya konmaktan çekinilmediği YARALI ve HÜZÜNLÜ BİR CUMHURİYETİ kutluyoruz.

Cumhuriyet’in 90 ıncı yılını kutluyoruz.

Hangi Cumhuriyet’in ;

Vefasız siyasilerin,bürokratların ve de aydınların,doğru,yanlış demeden geçmişi sürekli suçladığı, sıkıntılı günlerin şartlarını düşünmeyen densizlerin,yapılmış her şeye ve özveri ile hizmet etmiş tarihi şahsiyetlere vefasızca dil uzattığı ve de saldırdığı, kindar yetkililerin,Cumhuriyet değerleri ve kurumları ile bitmeyen bir hesaplaş ma içerisine girdiği,

çok özel senaryo ve yöntemlerle Türk Silahlı Kuvvetleri yıpratılırken ve yok yerine konurken,bunu içine sindirebilen” Kamu Personeli”nin üst düzey yetkili makamları işgal ettiği, sahte demokrasi söylemleri altında üniter ve laik yapının dönüştürülmeye gayret edildiği, açılım söylemleri ile bebek katillerinin dahi muhatap alındığı,Ülke adına bu katillerle  mücadele eden Askerler’in ise özel senaryolarla hapislerde çürütüldüğü,    

Oy uğruna Ülkenin bir yarısını diğeri ile   karşı karşıya konmaktan çekinilmediği YARALI ve HÜZÜNLÜ BİR CUMHURİYETİ kutluyoruz.

Aslında hepimiz biliyoruz ki,Cumhuriyet Bayramı ; Ona doğrudan ya da dolaylı yollarla saldıranların değil, Onunla var olmanın  ve onu yaşatmanın onur ve kıvancını doyasıya hissedebilen ve onun yarattığı değerlere  sadakat duyabilenlerin, coşku içinde kutlayacakları bir bayramdır.

Kısacası ve açıkçası ;

Cumhuriyet’in üniter yapısına,bayrağına,diline,anayasal çizgisine ve onun kuruluş felsefesine sadakat duyup sahip çıkmadıkça Cumhuriyet’i sadece törenlerle kutlamanın hiçbir anlamı yoktur. 

O nedenle bu Bayram ;      

Demokrasi söylemleri arkasına sığınarak Milli ve Ulusal Değerlerimize saldıran ya da makam mevki için onlarla işbirliği yapan Cumhuriyet  özürlü  sahte demokratlar ve “Kamu görevlileri” nin bayramı değil, 

Hem DEMOKRASİ hem de CUMHURİYET’in  kıymetini bilerek Cumhuriyet değerlerine sahip çıkabilen,egemen olma hakkını her türlü şartta muhafaza edebilen ve  de TÜRK MİLLETİ adına sivil ya da asker olarak onurumuzu koruyabilen gerçek demokratların bayramıdır.

CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN.
28.10.2013

http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10426

..


6 Nisan 2016 Çarşamba

Orgenerallere Açık Mektup


Orgenerallere Açık Mektup 



Ali İhsan Gürcihan
Açık İstihbarat
Tarih:18/12/2013 
Türü:İç Politika 


Bütün pislik uygulamaların ortaya birer birer çıktığı bu ortamda bile eğer söyleyecek tek kelimeniz yok ise işte o zaman düşünmek ve sizlerin sadakatini sorgulamak gerekir.

Hiç düşündünüz mü ve gerçekten kendinizi  hiç sorguladınız mı ?

Bizlere her açıdan emeği geçen bu komutanlarımız,neden beraber darbe yapacakları adamları  değil de, bu üst düzey görevler için sizler gibi İktidar’ın da sonsuz güvenini kazanacak  Generaller’i tercih edip terfi ettirdiler.

Emekli bir General olarak özellikle Orgeneral ve Oramiraller’e açık mektubumdur.

AKP ve Cemaat odaklı son gelişmeleri bir kamu görevlisi  ya da en azından bir vatandaş olarak sizlerin de takip ettiğini düşünüyor ya da öyle sanıyorum. 

MGK’dan sızan dokümanlar,dershaneler  üzerinden  başlayan tartışmalar, rüşvet ve yolsuzlukla ilgili son operasyon, bu Ülke’de on yılı aşkın bir süredir  yapılan tüm demokrasi dışı uygulama ve pislikleri,çok açık bir şekilde  ortaya koymaktadır.

Yıllardır ifade etmeye ve duyurmaya çalıştığımız gibi ;

Cumhuriyet’le hesaplaşma ortak amacı ile AKP ve Cemaat’in çok yakın zamana kadar sıkı bir dayanışma ve işbirliği içerisinde bulundukları,

Güvenlik ve İstihbarat birimleri ile Yargı içerisinde  özel  yapılanmalara giderek  bu özel kadroları paylaştıkları, 

Amaçlarına ulaşmak için Adalet,Hak,Hukuk tanımaksızın  muhalefet eden  insanları vicdansızca karaladıkları,

Bugün meşruluğu her açıdan tartışılması gereken çıkar ve rüşvete dayalı bir hükümranlık yarattıkları,

Asker Vesayetini gerekçe göstererek Cumhuriyet’e sahip çıkan TSK’ni,sahte demokrasi söylem ve yaklaşımları ile yıprattıkları,

Ergenekon,Balyoz ve benzeri bir çok özel dava ile küçük doğrular üzerinden,düzmece özel senaryolar yaratarak Komutanlarımızı, arkadaşlarımızı yıllardır hapislerde tuttukları ve tutmaya da devam ettikleri, birçok genç ve idealist arkadaşımızın ise geleceklerini kararttıkları, AKP ve Cemaat sürtüşmesi sonucu tüm açıklığı ile ortaya çıkmış  ve bugüne kadar  iddia ettiğimiz  demokrasi ve hukuk dışı yaklaşımlar kanıtlanmıştır.

General ve Amiral arkadaşlar kısacası ;

Kendi düzenlerini kurmak ve devam ettirmek adına, Komutanlarımız  ve Arkadaşlarımız  vicdan ve hukukla ilgisi olmayan keyfi bir şekilde yargılanarak  kişisel  ve ailevi olarak mağdur edildikleri gibi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de kurumsal itibarı hafife alınmıştır. 

Kendisi de işin en başından itibaren Ailece haksızlığa uğrayan ve o zaman için kimsenin ilgilenmediği bir emekli olarak sesimiz ancak bu kadar çıkabilmekte,ne yazık ki kamuoyunda istenen etkiyi de yaratmamaktadır.

Her kesim ve kurumun,mensupları adına haksızlıkları dile getirdiği bir ortamda,merak ediyorum sizlerin Komutanlarımız ve arkadaşlarımızın  uğradığı bu demokrasi dışı haksızlık  için bireysel sorumluluk anlamında söyleyeceği hiçbir şey yok mudur?

Sizlerin de sadakat  duymanız gereken,vefat eden Komutanımız Teoman KOMAN’a dinden,imandan nasibini almamış Bakan denen bir adamın “Hesap vermeden öldü” sözleride mi sizlerin vicdanını sızlatmamıştır.  

Hizmette iken şartsız ve sonsuz itaat gösterdiğiniz için, emsalleriniz arasından  sizleri tercih eden, sizleri o rütbe ve makamlara getiren Komutanlarınız’ın  suçlu olduğuna yoksa sizlerde mi inanıyorsunuz?

Eğer,inanmıyorsanız ,bu keyfilik ve haksızlık karşısında  insani yaklaşım,düşünce ve değerlendirmenizi Demokratik bir şekilde açıkça kamuoyuna ifade ederek sıkıntı yaşayan bu insanlar için en azından sadakatinizi göstermenizi  bekliyoruz. 

Bütün pislik uygulamaların ortaya birer birer çıktığı bu ortamda bile eğer söyleyecek tek kelimeniz yok ise işte o zaman düşünmek ve sizlerin sadakatini sorgulamak gerekir.

Hiç düşündünüz mü ve gerçekten kendinizi  hiç sorguladınız mı ?

Bizlere her açıdan emeği geçen bu komutanlarımız,neden beraber darbe yapacakları adamları  değil de, bu üst düzey görevler için sizler gibi İktidar’ın da sonsuz güvenini kazanacak  Generaller’i tercih edip terfi ettirdiler.

Bu ne çelişkidir ki ;

Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanı olarak sözüm ona  darbe için hazırlık yapacaksın ama darbede görev alacakları emekli edip sonra da hep beraber  cezaevinde yatacaksın , bu işle ilgisi olmayan General ve Amiralleri ise üst rütbe ve makamlara yükselterek bugünlerin Komuta Kademesini oluşturacaksın.

Suçlamaların tutarsızlığını ve asılsızlığını, tek başına dahi zayıflatması ve çürütmesi gereken,bir gerçek.

Ancak anlamak mümkün değil..
Sizleri de,yapılan bu yargılamadaki mantığı da…

www.acikistihbarat.com
19.12.2013


http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10446


..

1 Nisan 2016 Cuma

Askeri Çetelere Yem Edenler




Askeri Çetelere Yem Edenler 

Ali İhsan Gürcihan 
Açık İstihbarat
Tarih:25/12/2013 
Türü:İç Politika 




   Başbakan  samimi ise, Millet’i  ve özellikle  de Askerleri  hafife ve alaya  almıyorsa ona soruyorum ;

Eğer rüşvet,yolsuzluk iddiası ile sizi hedef alanlar çete ise, " Ergenekon ", Balyoz, casusluk ve benzeri düzmece operasyonlar ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alanlar kimdi ? 

Danışman denen adamınızın itiraf ettiği kumpas kimlerin ortaklığı ile uygulandı.

Şimdi çete diye suçlananlara, Asker Vesayetini kaldırıyoruz diye daha düne kadar destek verenler , onlarla işbirliği yapanlar kimlerdi ? 


Ortaya çıkan rüşvet ve yolsuzluk batağı dengeleri bozunca,ortalık harman yerine döndü ve pis kokular yayılmaya başladı. 

Başbakan ise günlerdir bağırıyor ve durumu kurtarmak için genel olarak diyor ki !….

”Bu Uluslar arası bir tezgah, bir çete içerideki uzantıları ile birlikte bize karşı büyük bir oyun oynuyor.”

Başbakan  samimi ise, Millet’i  ve özellikle  de Askerleri  hafife ve alaya  almıyorsa ona soruyorum ;

Eğer rüşvet,yolsuzluk iddiası ile sizi hedef alanlar çete ise, "Ergenekon", Balyoz, casusluk ve benzeri düzmece operasyonlar ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alanlar kimdi ? 

Danışman denen adamınızın itiraf ettiği kumpas kimlerin ortaklığı ile uygulandı.

Şimdi çete diye suçlananlara, Asker Vesayetini kaldırıyoruz diye daha düne kadar destek verenler , onlarla işbirliği yapanlar kimlerdi ? 

Eğer gerçekten çete var ise,hukuk dışı yargılamalarla Asker-Sivil yüzlerce insanı halen cezaevlerinde tutanlar kim?

Eğer çete diyorsanız, birçok Vatansever Asker ve Sivil’in bu çete tarafından  hukuk dışı yargılanmasına ve  yıllardır cezaevlerinde çürütülmesine neden göz yumdunuz?

Onların şahsi, ailevi ve mesleki haysiyeti ve özgürlüğü Bakanlarınkinden daha mı önemsizdi?

Soruyorum, yıllardır ailece eziyet çeken o kişilerin itibarını Genelkurmay ve Hükümet olarak nasıl iade edecek ve haklarını hangi çeteye ödeteceksiniz?

Ortaya çıkan tüm bu karmaşa ve çatışmaların  en önemli sonucu yıllardır söylediğimiz ve yazdığımız gibi, bu Ülke’de  ilk büyük  oyun bugün birbirini suçlayanların dayanışma ve  işbirliği ile 2007 yılından itibaren “Asker üzerinde oynanmıştır.”

Sorumsuz ve yetkisiz bir emekli de olsam, bu üzücü ve utandırıcı tablo karşısında başımı ellerimin arasına koyup  düşünüyorum..

Türkiye bağırsaklarını temizliyor diye komutan ve Arkadaşlarımıza yapılan hukuk dışı bu keyfiliği ve vicdansızlığı yapan Cumhuriyet karşıtlarını düşünüyorum,

Demokrasi dışı yapılan  birçok yaklaşım ve uygulama ortada iken, komutanlarının   ve arkadaşları’nın adil yargılanmadığı konusunda bireysel fikrini  dahi  kamuoyuna beyan etmekten  imtina  eden ,güne ayak uydurarak rütbe ve makamlarını düşünen duyarsızlığı  ve sadakatsizliği  anlamakta zorlanıyorum.

Bu Ülke'de yapılan yanlışlar,usulsüzlükler,keyfilikler ve Asker’e karşı yapılan kara propaganda  demokrasiye uygun da …..

Uğranan haksızlığı ve mağduriyeti bireysel anlamda ifade ederek kamuoyundaki yanlış algılamaları önlemek ve mağdur edilen meslektaşlarımıza en azından  manevi açıdan destek olmak mı demokrasi dışı olacak diye düşünüyorum …

Sahte demokratların ve din tacirlerinin  saltanatını garantiye almak  için en hafife alınacak ve en kolay kurban edilecek  bizler mi idik diye de kahroluyorum..

Kısacası  ve açıkçası ;

Bir emekli olarak düşüncemizin ve söylediklerimizin fazla bir etkisi olmasa da, duyarsız  ve  vefasız  sorumlular yerine demokratik hakkımı kullanarak Millet’e,Meclis’e ve Yargıya sesleniyorum..

Keyfi ve çıkarcı uygulamalar ile yapılan  haksızlıkları  artık görün ve gerçekleri de anlamaya çalışın …

Komutanlarımızın  ve Arkadaşlarımızın usulsüz yargılandığı , Başbakan danışmanının bile yüzsüzce ifade ettiği gibi kumpasa getirildiği,haksızlığa uğradığı açıkça ortadadır.

Mağdur edilenlerin özgürlüklerinin  gecikmeden iade edilmesini ve yargı bağımsızlığının gerçekten sağlanması sonrasında ise yeniden yargılanarak  gerçeğin ortaya konmasını ve itibarlarının iade edilmesini ,bu kumpası yapanların da yargı önüne çıkarılmasını  arzu ediyoruz  ve de bekliyoruz.

Bu Ülke’ye gerçek demokratların egemen olması umudu ve kaybolan Adalet’i yeniden  tesis etmeleri  beklentisi ile. 
    

www.acikistihbarat.com
25.12.2013
                                   

http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10449


...

15 Şubat 2016 Pazartesi

Amaç İftar mı, Siyaset mi?


Amaç İftar mı, Siyaset mi? 



Ali İhsan Gürcihan  
Açık İstihbarat
Tarih:04/08/2013 
Türü:İç Politika 
www.acikistihbarat.com
05.08.2013

     Ramazan Ayı’nın amacı ve özü  gereği iftar ve yardım konusunda vurgulanan  bir diğer önemli konu ise ;

“Varlıklı kimselerin,özellikle durumu iyi olmayan kimselerle beraber iftar etmesi ve yardımda bulunmasıdır.”

Gerçek inanç sahiplerinin bunları bilmemesi elbette mümkün değildir.

Peki işin esası böyle de,tamamlamak üzere olduğumuz bu Ramazan boyunca bizler neleri gördük
 
Kutsal Ramazan Ayı’nın güzel anları…..                         

Elbette en önemlilerinden biri iftar saatleri..

Oruç’un sonuna doğru dayanma gücümüzün  kendini sabırla sınadığı ve ezan sesi ile birlikte bir yudum suyun bir yudum lokmanın ne kadar kıymetli olduğunu farkına vardığımız iftar zamanları...

Oruç tutmanın yarattığı bu hal,sadece bedende değil,ruhta,düşüncede,söylemde  ve davranışta da hissedilmesi gereken bir değerler bütünüdür.              

Dinimiz’e göre orucun makbul olabilmesi için bireyin, insani değerler adına nefsinin bütünü ile Allah’a yönelmesi ve arınması  gerekmektedir. 

Bu konuda Hz.Peygamberimiz orucun ikinci yönünü vurgularken demiş ki ;

“Oruç bir kalkandır; sakın oruçluyken cahillik edip de kem söz söylemeyin,bağırıp çağırmayın.Birisi size sataşacak veya dalaşacak olursa dahi,-Ben oruçluyum,ben oruçluyum-diyerek geçiştirin“ diyor.

Ramazan Ayı’nın amacı ve özü  gereği iftar ve yardım konusunda  vurgulanan  bir diğer önemli konu ise ;

“Varlıklı kimselerin,özellikle durumu iyi olmayan kimselerle beraber iftar etmesi ve yardımda bulunmasıdır.”

Gerçek inanç sahiplerinin bunları bilmemesi elbette mümkün değildir. 

Peki işin esası böyle de,tamamlamak üzere olduğumuz bu Ramazan boyunca bizler neleri gördük ….

 Özellikle İstanbul ve Ankara’da VARLIKLI SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ ve KAMU KURUMLARI’nın,PARTİLER’in, BELEDİYELER’in verdikleri iftar yemeklerini  ve bu yemeklerde Başbakan’ın yaptığı konuşmaları  izledik  ve de dinledik..

Bir örnek olarak mesela geçtiğimiz Pazartesi günü İstanbul’un tüm fakirleri Kadir Topbaş’ın yemeğinde idi.

Fakir fukara bir sürü iş adamı,bürokrat,gariban Orhan Gencebay,Hülya Koçyiğit,Yiğit Bulut gibi  bir sürü sözüm ona aydın,artist, akil insan İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Muhallebici Kadir Beyin iftar sofrasında idi.

Kim bunlar ?
Nerede fakir,fukara ?
İftar sofrası mı, yoksa seçim dönemi parti-siyaset yemeği mi ?                               

Ramazan,Oruç,İftar bahane...

Tüm bu insanlar siyaset adına ya destek verenler ya da destek vermesi beklenenler.

Tabi eğer oruçlu iseler Belediye parası ve imkanları ile açtıkları bu iftar ne kadar haktır,helaldir  onu da ayrıca bir düşünmeleri gerekir.

İşin diğer yanı tüm bu iftar sofralarında, Peygamber’imizin buyurduğu gibi dua,şükür ve yakarışla yetinmek gerekirken, Başbakan kürsüye çıkıyor ve siyasetin de  ötesinde  kendisi gibi düşünmeyenlere veryansın edip duruyor.

Daha da utanç verici olanı oruç tutmayı bir yudum su ve lokma seviyesinde anlayan, iftar sofrasında bile nefsine hakim olmasını bilmeyen o kitle bu veryansınları ilk alkışlayan olmaya ve böylece Başbakan’ın dikkatini çekerek  gözünün içine girmeye çalışıyor.

Yazıklar olsun orucunu bu yolda bozanlara,harcayanlara ve de kullananlara.

İşte,Ramazan boyunca nerede ise her iftar saatinde birçok televizyon kanalında izlediğimiz tablo bu..

Bu tabloyu, İftar ve Sahur saatlerinde televizyonlarda konuşan Din Adamlarımıza vatandaş olarak  şimdi sormak ve de samimi olarak cevabını duymak  istiyorum 

Kamu parası, Belediye, Parti  parası ya da imkanları ile siyasi ve özel amaçlı verilen iftar yemeği dinen helal midir ? 

Ya da kimler için verilirse hak ve helaldir ?

İftar yemeklerinin fakir fukara yerine bir nevi protokol yemeğine ya da siyaset yemeğine dönüşmesi  Ramazan Ayı’nın amacı ve kutsiyeti ile ne kadar bağdaşır ?

Ve de sonuncu sorum ;

İftar sofralarında nefsine hakim olamayıp,onu bunu suçlamak,aşağılamak,ötekileştirmek, Peygamberimiz’in kutsal sözlerine ve davranışlarına,inanç dünyamıza ve Ramazan Ayı’nın yüceliğine ve oruç ibadetine  ne kadar uygundur ?

Evet Din Hocalarımız, sorması bizden…

Kutsal Dinimizi daha detaylı bilen kişiler olarak bizleri doğru söz ve davranış konusunda kaynak göstererek aydınlatmak ise  sizlerden…

Kalın sağlıcakla………..



.

Kimin Bayramını Kutluyorsunuz?








Kimin Bayramını Kutluyorsunuz? 



Ali İhsan Gürcihan 
Açık İstihbarat
Tarih:10/08/2013 
Türü:İç Politika 
www.acikistihbarat.com
10.08.2013


 Yukarıda sadece birkaç örneğini verdiğim, bir kısmını bizzat yaşadığımız, gördüğümüz, duyduğumuz söylemlerinizle, eylemlerinizle ve bizzat Arınç’ın ifadesi ile ne yazık ki bizleri ANARŞİST ilan ettiniz ve de DÜŞMAN muamelesi yaptınız. 

Ondan sonra da çıkmış utanmadan birlik, beraberlik, kardeşlik diye bayram kutluyorsunuz…

Hadi canım sen de …

Daha iki gün önce anarşist denen, düşman muamelesi yapılan adamın bayramını kutlamak gibi bir densizlik nerede görülmüştür…

Her zaman olduğu gibi bu Bayramda da gördük….

Başta Cumhurbaşkanı, Başbakan olmak üzere birçok üst düzey yöneticinin Bayram namazı sonrası sade vatandaş havasında  etrafa sempati dağıttığını,

Halkın arasına karışmış görüntüsü vererek birlik beraberlik söylemleri ile gerçekle hiç ilgisi olmayan sahte uzlaştırıcı tavırlar takındığını,

Hiçbir şeyin farkında olmayan küçük çocuklara beş-on lira verip basın kanalı ile dikkatleri üzerine çekmeye çalıştıklarını,

Kısacası sözüm ona Millet’in bayramını kutladıklarını...

Televizyonlar önünde güzel sözlerle kutladıklarını gördük de, bilmem bu insanlar gerçekte kimin bayramını  kutladılar ?

Suriye ve " Arap Baharı " politikaları yüzünden başta Reyhanlı olmak üzere ölümüne neden oldukları birçok insanımızın ailelerinin ve yakınlarının bayramını mı, ya da bayram günü Lübnan’da kaçırılan pilotlarımızın bayramını mı ?

Acımasız ve hoyrat politikalar sonucu aşırı ve dikkatsizce güç kullanarak ölümüne ve yaralanmasına neden olunan birçok gencin  aile ve yakınlarının bayramını mı ?

Cumhuriyetle hesaplaşma adına itibarsızlaştırmaya ve lekelemeye çalışılan büyüklerimizin ve kahramanlarımızın ailelerinin bayramını mı?

Yoksa, başta eski Genelkurmay Başkanı olmak üzere yaratılan sanal  terör örgütü sayesinde Terörist damgası yapıştırılan insanlar ve onların aileleri ile arkadaşlarının bayramını mı ?

Silivri’de babalarının ya da evlatlarının duruşmasını izlemesine müsaade edilmeyen, otoban üzerinde barikatlarla ve biber gazı ile düşman muamelesi yapılan insanların bayramını yoksa ?

Ya da, çok kolaylıkla anarşist ilan edilen ve ötekileştirilen  sizin gibi düşünmeyen insanların bayramını mı ? …..

Başbakan, Cumhurbaşkanı  ve onlarla birlikte olan kurumlara, yetkililere ve insanlara  sesleniyorum ;

Ben, ailem, gerçeği bilen yakınlarımız ve dostlarımız yaşananları gören ve düşünen beyinler olarak sizlerin lafta kalan bayramlık bu güzel sözlerine kesinlikle inanmıyoruz.

Yukarıda sadece birkaç örneğini verdiğim, bir kısmını bizzat yaşadığımız, gördüğümüz, duyduğumuz söylemlerinizle, eylemlerinizle ve bizzat Arınç’ın ifadesi ile ne yazık ki bizleri ANARŞİST ilan ettiniz ve de DÜŞMAN muamelesi yaptınız. 

Ondan sonra da çıkmış utanmadan birlik, beraberlik, kardeşlik diye bayram kutluyorsunuz…

Hadi canım sen de …

Daha iki gün önce anarşist denen, düşman muamelesi yapılan adamın bayramını kutlamak gibi bir densizlik nerede görülmüştür… 

Onun için hiçbirinizin bayram kutlamasını kabul etmiyorum..

Sizin böyle bir hakkınızın olduğuna da inanmıyorum…

Ve de haksızca, yersizce kullanılan Anarşist tanımlamasını aynen bu kelimeyi kullanan gerçek sahiplerine iade ediyorum...


http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10389