İNCİRLİK MUTABAKATI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İNCİRLİK MUTABAKATI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ağustos 2018 Çarşamba

İNCİRLİK MUTABAKATI VE ALMANYA’YA DAİMİ ÜS

İNCİRLİK MUTABAKATI VE ALMANYA’YA DAİMİ ÜS



fft99_mf6930641
Temmuz 2015’te Suruç saldırısı sonrasında IŞİD’le mücadele kapsamında İncirlik Mutabakatıyla Türk Askeri üslerinin daha doğrusu Türk topraklarının yabancı askeri kuvvetlere açılmasıyla birlikte topraklarımızdaki yabancı askeri varlığı artmaya devam ediyor. Eylül 2015’te Amerikalı yetkililer istedikleri büyüklükte askeri gücü istedikleri süre kadar Türkiye’de bulunduracaklarını zaten söylemişlerdi. IŞİD stratejisinin sahibi ABD ne derse o olacağının da işaretiydi bu. Nitekim daha sonra başka ülkeler de Türkiye’ye askeri kuvvetlerini, uçaklarını konuşlandırdılar. Bunlardan birisi de Almanya idi. Ama son gelişmeler Almanya’nın daha ileri bir safhaya geçtiğini gösteriyor.
Daha önce İncirlik Mutabakatının içeriğini, yol açabileceği muhtemel felaketleri anlattığımız yazılarımızda, İncirlik Mutabakatının yazılı, imzalı bir doküman olmadığını, yabancı kuvvetlere ucu açık süreler için sınırsız yetkiler verdiğini, buna bir sınırlama konulmazsa bunun Türkiye’nin adı konmamış bir işgale maruz kalabileceğini söylemiştik. Ayrıca bu gelişmelerin hükümete yetki veren tezkerenin ruhuna aykırı olduğunu, aslında tezkerenin de anayasanın ruhuna ve hükümlerine aykırı olduğunu da belirtmiştik. Gerçekten de tezkere hükümete bir yıl için yetki vermişken, hükümet bu yetkiyi kullanırken yabancı devletlere verdiği yetki ucu açık ve sınırız gözüküyor.
İşte Almanya’nın üs talebi de bu konuda kritik. İncirlik’te yeni inşa faaliyetlerinin bile en az 6 ay süreceği dikkate alındığında Alman askeri ve savaş uçaklarının yıllarca Türkiye’de kalmasından bahsediyoruz. Bu durum daha şimdiden TBMM’nin bir sonraki tezkere görüşmesinde alacağı karar ipotek koymaktan başka bir şey olmadığı gibi Amerikan askerlerinin İncirlik’te sürekli kalması imzalanmış bir anlaşma ve bunun TBMM’den onaylanmasıyla gerçekleşmiş olmasın rağmen Alman askerleri TBMM’den onay almadan Türkiye’de sürekli konuşlanmasının önü açıklanmaktadır. Bu durum Anayasa’ya aykırıdır. Hiç kimse Anayasa’dan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanıp karar verip uygulamaya geçemez, bu suçtur.
Diğer taraftan ABD’nin Türkiye’de askeri varlığı giderek artmaktadır. Hava üslerindeki konuşlanmalarının yanında, son olarak Kilis’teki saldırılar da gerekçe gösterilerek, Amerikan füze sistemlerinin sınır boyunca konuşlanmasından bahsedilmektedir. Bu durum yani sınır güvenliği gerekçesiyle karada da Amerikan kuvvetlerinin artan sayıyla Türk topraklarında konuşlanacağının göstergesidir.
Hükümetin tezkere konusundaki eleştirileri aşmak için IŞİD’le mücadeleyi bir NATO operasyonu şemsiyesi altında sokabileceğini söyleyebiliriz. ABD’nin de bu durumun farkında olduğu anlıyoruz. ABD NATO’nun IŞİD koalisyonun bir üyesi olmasını istediğini bizzat NATO Genel Sekreteri açıklamıştı. NATO eğitim alanında zaten devrede. NATO AWACS uçağı Türkiye’de konuşlanmış durumda. İstihbarat alanında da devreye girmiş durumda. NATO’nun Libya’daki IŞİD tehdidiyle mücadele bağlamında operasyonel olarak işin içine girmesi planlanıyor. Bunun devamının Suriye’de de gelmesini beklemeliyiz. NATO Operasyonuna dönüşecek IŞİD operasyonları için artık her seferinde TBMM’ye gidip onay almak zorunda kalınmayacağından yabancı askeri kuvvetlerin Türkiye’de adeta işgale dönüşecek sürekli varlıklarının önünde başka engel de kalmayacaktır.
Ancak gerçek şudur ki hava sahamızda, karada (Suriye sınırı) ve denizde (Ege) Türkiye’nin güvenliğinin ve egemenliğinin korunmasını yabancı askeri kuvvetlere ve dolayısıyla yabancı ülkelere devretmek Türkiye’nin bağımsızlığını kaybetmesinden başka bir şey değildir. Dolayısıyla Almanya’ya üs verilmesi sadece haber sütunlarında kalacak bir haber değildir. (26 Nisan 2016)

***