2 Eylül 2014 Salı

Dr. Oktar Babuna olayı

.
Dr. Oktar Babuna olayı

29 Ocak 2000 Cumartesi 

Dr. Oktar Babuna Türk kamuoyunun çok yakından tanıdığı bir isim. Yakalandığı amansız lösemi hastalığı dolayısıyla hayatından umut kesilen bu genç ve başarılı doktorumuzun kurtarılması için milletçe seferber olduk. Açılan kan bağışı kampanyası ile kurulması gerektiği belirtilen Kemik İliği Bankası için hem kan ve hemde dişinden tırnağından arttırılan paraların bağışlanması günlerce medyada yer aldı. Türkün dünyaya örnek olacak dayanışması şeklinde duyuruldu.

Milletimiz alicenaplığını ve insanlığını birkere daha sergiledi " hiç tanımadığı insanların hayatının kurtarılmasına belki katkım olur "diyerek büyük çaba ve özveri gösterdi. Açılan kampanyalar beklenenin üzerinde ilgi gördü. Toplanan kan örnekleri yüzbinleri aştı. Paralar yüz milyarları geçti. Gerçekten bütün dünyaya bir milli dayanışma örneği verildi. Adeta Türklerin birlik ve beraberlik içinde neler yapabildiklerini bir kere daha isbat ettik. "Dr.Oktar Babuna kardeşimize uygun kemik iliği bulunduğu" haberleri sadece Babuna ailesini değil milyonlarca Türk ailesini sevince boğdu. Herşey güzeldi ve gurur vericiydi. Daha pek çok hastanın umutlandığı görmek bizler için gerçekten çok sevindiriciydi.

Birdenbire balon patladı . Her güzel girişimin sonunda yapıldığı gibi birileri devreye girdi. Sular bulandı. Yapılan iyi işler tersine döndü. İnsani duygularla başlayan yardım kampanyası bir dolandırıcılık ve ikinci Titan olayı olarak adlandırıldı. Yapılanların halkı kandırmak ve soymak olduğu belirtilerek gurur ve sevinç duygularımız " aldatılmışlık duygusuna ve hüsrana" dönüştürüldü. Suçlamaları yapan sokaktaki sıradan bir kişi değildi. Bu ülkenin sağlık hizmetlerinden sorumlu Sağlık Bakanı'mızın bizzat kendisiydi. Sonunda konu magazin medyası tarafından dallandırılıp budaklandırılarak anlatılınca halkın kafası iyice karıştı.Son derece iyi niyetli, özverili art niyetsiz insanca duygularını ortaya koymak için çırpınan insanlarımızda adeta soygunculuğa ortak olmuş gibi bir hava yaratıldı.

Kampanya gizli yapılmamıştır. Paralar gizli toplanmamıştır. Kanlar kapalı kapılar ardında verilmemiştir. Bilakis lüzumundan fazla reklam kullanılarak milletin tamamına ulaşılmış ve katılımın bu şekilde çok daha fazla olması sağlanmıştır. Hata var idiyse, veya yanlış yapıldığı açıkça meydanda ise neden ilgili ve yetkililerce zamanında gerekli uyarılar yapılmamıştır. Neden zarar varsa başında önlem alınmamıştır. Neden kampanya zamanında durdurulmamıştır.

Konu son derece hassas. Bu ülke aşiret sistemiyle yönetilmiyor. Hukuk kuralları yaşamımızı yönlendiriyor. Hata ve varsa sevaplarımız bu kurallar içinde değerlendiriliyor. Babuna ailesini Türk kamuoyu çok yakından tanımaktadır. Kampanyanın başlatılmasına önayak olan ve ilk çalışmaları yönlendiren Prof.Dr.Cevat Babuna ile amca Prof.Dr.Cahit Babuna kişilikleriyle çevrelerinde saygın bir yere ulaşmışlardır. Binlerce vatansever Türk çocuğunu yetiştirmişlerdir. Tutum ve davranışlarıyla insanlarımıza örnek olmuş mümtaz kişiliklerdir. Bu kişilikleri ile onlar gerçek aydın olarak toplumumuzda hakettikleri yeri almışlardır. Bu insanların küçük maddi hesaplar ve kişisel çıkarlar peşinde olduklarını söylemek ve düşünebilmek bize göre utanç verici vede üzücü bir davranıştır. İnsanlar bazen duygusal davranabilirler ve bu duygusallıkları ile hatada yapabilirler. Fakat yarım asırdan fazla hep iyilik ve güzelliklerle anılan isimlerin şimdi ne olduğu ve neden olduğu anlaşılamayan sebeplerle birdenbire karalanmaya çalışılması dikkate değer bulunmuştur.

Yine bazı kaynaklardan bazı oyunların tezgahlandığı görüntüsü vardır. Konu bağımsız yargıya intikal etmiştir. Bu çerçeve içinde yapılan yanlışlık varsa elbetteki cezasız kalmayacaktır. Kalmamalıdır da. Yakından yanıdığım Babuna ailesine karşı büyükbir haksızlık yapıldığı kananatimi saklı tuttuğumu belirtmeyi uygun görüyorum.

Burada bir kere daha kaybeden Türk milleti olmuştur. Yaptığı insanlık hizmeti dolayısıyla adeta suçlu durumuna düşürülmüştür. Bu ülkede birlik ve beraberliğimizi göstereceğimiz daha nice Dr.Babuna vakaları yaşanacaktır. Hayat insanlarımıza daha nice sürprizler hazırlayacaktır. Acılar paylaşılarak azaltılır ve giderilir. Paylaşmak için inanmak ve güvenmek gereklidir. Eğer biz bu güveni bir kere kaybedersek yeniden kazanılması oldukça zordur. Bilindiği gibi toplumsal yaraların sarılması ve tedavisi kolay olmamaktadır. Hem çok uzun zamana ve çok fazla çabaya ihtiyaç vardır.


Dr. Tahir Tamer Kumkale
29 Ocak 2000 Cumartesi
http://www.kumkale.net/yazi.asp?id=10

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder