Prof. Dr. Mehmet U. Özaydın
Dr. Tahir Tamer Kumkale
6 Ağustos 2000 Pazar
Son günlerde gündemde iki flaş isim var. Bunlar bilindiği gibi, Rektörü bulundukları üniversitelerinde idaresine talip oldukları öğretim üyelerinin en fazla oyuna mahzar oldukları halde Cumhurbaşkanımız tarafından yeniden Rektör olarak atanmayan 19 Mayıs ve Dicle Üniversitesi rektörleridir.
Yazının başlığındanda üzere konumuz Dicle Üniversitesi Rektörü Sayın Prof.Dr.Mehmet U.ÖZAYDIN ile ilgili.
İsmi üzerinde çeşitli spekülasyonlar yapılan, muhtelif dedikodu ve asılsız iddialarla karalamaya çalışılan, bu her yönü ile mümtaz ve örnek bir insan olan değerli bilim adamımıza her Türk aydınının sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Ve bu satırları kaleme almayı kendisini yakından tanıyabilme mutluluğuna erişmiş bir kişi olarak bir görev telakki ediyorum.
Diyarbakır'ın yetiştirdiği ve bugün yetiştiği topraklara çok büyük hizmetler yapabilmenin haklı gururunu yaşayan Sayın Prof.Dr.ÖZAYDIN'ın Dicle Üniversitesinde geçen hizmetlerinin asla unutulmayacağı nın, bu üniversite ayakta kaldığı sürece hatırlanacağının, isminin bu camia içinde daima saygı, sevgi ve hürmetle anılacağının bilinmesini istiyorum.
Mehmet ÖZAYDIN; 4O yıllık şerefli bir geçmişi olan Emekli Tabip Albay'dır. Fakat sıradan ve adı unutulacak bir albay değildir. O; bu geçen 40 yıl içinde görev yaptığı bütün birimlere bir daha silinmeyecek şekilde imzasını atmıştır. Mehmet ÖZAYDIN adını ; mümtaz , aydın ve Atatürkçü kişiliği ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin her kademesinde kazımıştır. İnsani vasıfları yüksek, Atatürkçü Düşünce'nin aşığı ve uygulayıcısı, yenilikçi, üretici, yapıcı, birleştirici ve bütünleştirici yönleriyle örnek bir insan olarak saygı ile anılmasını sağlamıştır.
Dicle Üniversitesinde görev yaptığı yıllar içindede bütün kalbimle inanıyorum ki, bu üniversiteyi yıllarca bulunduğu seviyeden alarak gelebileceği en üst düzeye çıkartmıştır. Bunu çok kısa süre ile görev yaptığı birimleri nereden alıp nerelere götürdüğünü birebir yaşayan bir kişi olarak söylüyorum.
Ondaki vatan, millet ve görev aşkını tutabilmek, O'nu hizmet yarışında yakalayabilmek, O'nun çalışma azmine erişebilmek ve geçebilmek mümkün değildir. Bu üstün vasıfları dolayısıyla çok büyük bir kitlenin takdir ve teveccühünü kazanırken; hayatı boyunca yatarak, onun bunun sırtından geçinerek, tembellik yaparak, yalan ve dolanla mevki ve makam sahibi olanların da daima husumetini üzerine çekmiştir. ÖZAYDIN; tembelliğin, riyakarlığın ve adam sendeciliğin, devlet malına göz dikenlerin gerçek bir düşmanıdır. Dün böyle idi. Bugün böyledir. Yarında böyle olacağına eminim.
Sayın Cumhurbaşkanımız takdirlerini kullanmışlar ve Sayın ÖZAYDIN'nın bir kere daha DİCLE Üniversitesinin başında kalmasını istememişlerdir. Bu çok doğaldır. Bir nöbet değişimidir. Saygı ile karşılamak gerekir. DİYARBAKIR gibi yıllardır anarşi ve terörün kucağında ızdırap çeken bir şehirde yapılan çok zor şartlardaki bir görevin sonucunda Sayın ÖZAYDIN ve ailesinin de dinlenmeye ihtiyacı vardır.
Prof.Dr. Mehmet ÖZAYDIN; bu ülkede maalesef çok az bulunan ve çok nadir yetişen mümtaz beyinlerden biridir. İnanç sahibi olması, Atatürkçü ve milliyetçi vasıfları ile daha da değer kazanan beynine bu ülke insanının daha çok ihtiyacı olacaktır. Bilindiği gibi bir insan ömrü boyunca en kıymetli varlığı olan beyninin verilmiş rütbelere , makam ve mevkilere ihtiyacı yoktur. Beyin her nerede bulunursa bulunsun ülke, bayrak , devlet ve millet sevgisi ile dolu bulunduğu sürece onu durdurmak ve hapsetmek mümkün değildir. Böyle beyinler insanımıza her yerde ve her zamanda hizmete devam ederler.
Sayın Özaydın'ada allah uzun ömürler versin, bu ülkeye ve millete daima kadar hizmet edecektir. Bunu bilerek ve inanarak söylüyorum.
Şimdi yeni bir dönem başlamıştır. Geriye dönüş mümkün değildir. Yeni Rektör atanmıştır. Kendisine yeni görevinde sonsuz başarılar diliyorum. İnşallah görevi aldığı yerden çok daha ilerilere götürür. Buna en çok Diyarbakırlı ve güneydoğulu vatandaşlarımızın ihtiyacı vardır.
Burada bir konu hakkında YÖK ilgililerinin dikkatini çekmek istiyorum. Lütfen bir tesbit yapınız. Elinizde bütün üniversitelerimizi gezen ve yakından tanıyan tecrübeli Denetleme Kurullarınız var. Lütfen bir tanesini özel bir görevle Diyarbakıra gönderin.
Üniversitelerin elinde bütün kayıtlar mevcuttur. Dicle Üniversitesi'nin kuruluş döneminden itibaren her rektör zamanında ve her alanda ulaştığı neticeyi istatistiki olarak ve hiç bir tesir altında kalmadan ortaya çıkartın. Bunu yapmakla; rektörlerinize çamur atarak onları ve dolayısı ile sizleri karalamaya çalışan şer güçler karşısında bilimin gücünü ortaya koyun ve kendinizi bir kere daha kanıtlayın.
Ben size şimdiden ve hiç oralara gitmeden alacağınız neticeyi söyliyeyim. Dicle Üniversitesi bünyesinde, kurulduğu günden itibaren görev yapan sayın rektörlerimizin hepsinin toplamının birkaç katı düzeyinde bir gelişmenin Sayın ÖZAYDIN döneminde gerçekleştiğini göreceksiniz. Ve şaşıracaksınız.
Hadi bu iş çok zor, yapamıyoruz diyorsanız. Lütfen bugünkü gelinen seviyenin iyi bir tesbitini yapın. Bunu bir kenara yazın ve saklayın. Dört yıl sonra yeni rektör atandığı zaman yeniden değerlendirin. Bugün gelinen noktanın ne kadar altında olduğunu görerek bir kere daha şaşıracaksınız. Bunu nereden mi biliyorum.? Biz bunu daha önce bir kaç kere yaşadıkta ondan biliyorum.
Bilerek ve isteyerek; bugüne kadar yapılan bütün hizmetleri gözardı ederek Dicle Üniversitesi eski Rektörü Sayın Prof.Dr. Mehmet U.ÖZAYDIN'ı karalamaya çalışan, ama aslında kendilerinin karalandıklarının farkında olmayan aciz ve korkak şer güçlerinide buradan kınıyorum.
Sonuç olarak; Altın daima altındır. Altını çamura bulamakla onun değerini düşüremezsiniz. Onun değeri daima aynidir. Sayın ÖZAYDIN'da bugün değerinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Ülkemizde DİCLE ÜNİVERSİTESİ gibi Sayın ÖZAYDIN'ın bilgisinden, kültüründen ve tecrübesinden yararlanmak için bekleyen nice kuruluşlarımız vardır.
Kendisini 6 yıl süre ile büyük bir özveri ile hizmet ettiği Dicle Üniversitesindeki hizmetlerinden dolayı kutluyorum. Bundan sonra çok daha büyük ve etkili görevlerle bu ülke insanına hizmet vereceğine inanıyorum.
Sayın Mehmet Özaydın için yönetimin verdiğinin değil, halkın bahşettiği rütbe ve makamın çok daha önemli olduğunu biliyorum. Bu rütbeye erişmek her kişiye nasibolmaz. Bunun için kendisini bir kere daha kutluyorum.
Dr. Tahir Tamer Kumkale
6 Ağustos 2000 Pazar
http://www.kumkale.net/yazi.asp?id=62
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder