4 Ocak 2017 Çarşamba

Kuzey Irak - Türkiye İlişkileri: PKK, Güvenlik ve İşbirliği, Ekonomik ve Siyasi Boyutları BÖLÜM 1





“ Kuzey Irak - Türkiye İlişkileri: PKK, Güvenlik ve İşbirliği, Ekonomik ve Siyasi Boyutları”  BÖLÜM 1



Berkan Öğür, 
Zana Baykal, 
Ali Balcı





Sunuş 

Türkiye’nin hem kendi içerisindeki Kürt vatandaşları ile hem de sınır ötesindeki Irak Kürdistan Bölgesi ile olan ilişkisi Ankara için bir “doğu problemi” niteliğindeydi. Abdullah Öcalan’ın yakalanmasını izleyen süreçte Türkiye’deki iç siyasi gelişmelerin de etkisi ile Ankara’nın Kürt politikasında hayati değişiklikler yaşandı. Özellikle Erdoğan liderliğindeki AK Parti’nin hem iç hem de bölgesel politikalarda daha etkin olabilmenin anahtarı olarak Kürt sorununun çözümünü görmesi bu anlamda önemli adımların atılmasını sağlamıştır. 
Türkiye içerideki Kürt sorununu demokratikleşme çerçevesinde çözerken sınır ötesinde de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimiyle daha yakın işbirliği kurarak kendisine yönelik olası bir tehdidi eleme yoluna gitmiştir. Böylece Ankara bölgesel siyasette daha emin adımlarla ilerlemeye başlamış, iç barışın sağlanması ve demokratikleşme yolunda hızlı adımların atılması konusunda da önemli ilerlemeler kaydetmiştir. 

Yaşanan bu gelişmeler zorlu süreçlerin ve siyasi çekişmelerin gölgesinde uzun çabaların ardından gerçekleşebilmiştir. Bu sürecin uzmanlar, siyaset yapıcılar ve kamuoyu tarafından kapsamlı bir biçimde anlaşılması kat edilen mesafenin ve elde edilen kazanımların doğru okunabilmesi açısından büyük önem taşımakta dır. Bu çerçevede yapılacak bilimsel çalışmalar, saha araştırmaları ve kapsamlı raporlar literatüre katkılarının yanında kamuoyunun aydınlanması açısından da gereklidir. 

Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi olarak ilk raporumuzu bu konuya ayırarak bir zamanlar “Doğu Sorunu” olarak adlandırılan, bugün ise “doğu barışı” olarak tanımlanabilecek Türk-Kürt ilişkileri alanındaki çalışmalara bir katkı sunmayı hedefledik. Yaptıkları derin araştırma için çalışmanın yazarları na, raporun son okumalarını yaparak yayına hazır hale getiren Rumeysa Eldoğan’a, İsmail Numan Telci’ye ve raporun hazırlanması sürecinde düzenlenen yuvarlak masa toplantılarında raporun içeriğine dair yaptıkları öneri ve katkılardan dolayı da Ortadoğu Araştırmaları Merkezi araştırmacılarına teşekkür ederiz. 

ORMER 

Giriş, 





   Kuzey Irak, PKK ve Türkiye arasındaki ilişkiler 1980 sonrası Ortadoğu tarihi düşünüldüğünde en önemli ilgi alanlarının başında gelmektedir. 
1926 yılına kadar 4 yüzyıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun Musul Vilayeti sınırları içinde bulunan ve Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Kuzey Irak, bu tarihte 
Türkiye ve İngiltere arasında yapılan antlaşma ile Irak’a bırakılmıştır. 
Bu tarihten itibaren Kürtlerin Bağdat’taki merkezi yönetime bağlanması sonucunda Türkiye’nin bölgeye yönelik ilgi ve iddialarını bir tarafa bırakması Ankara ile Kuzey Irak Kürtleri arasındaki ilişkileri uzun bir süre için sona erdirmiştir. Ancak bir yandan Molla Mustafa Barzani önderliğinde Kuzey Irak’ta gelişen etnik Kürt hareketi bir yandan da Abdullah Öcalan’ın önderliğinde Türkiye Kürtlerinin bağımsızlığını hedefleyen PKK hareketi Kuzey Irak ve Türkiye arasındaki ilişkileri yeniden gündeme getirmiştir. 
1991 Körfez Savaşı ile birlikte Kuzey Irak’taki Kürtlerin merkezi Irak yönetimi karşısında otonom bir yapıya kavuşması ve PKK’nın terör eylemlerini artırması 
1990’lı yıllar boyunca Türkiye, Kuzey Irak ve PKK ilişkilerini Ortadoğu’nun en önemli gerilim alanlarından birisine dönüştürmüştür. 



Harita 1: Ortadoğu’da Kürtlerin Yoğun Olarak Yaşadığı Yerler ve Kuzey Irak 
12T bilissi ARMENIE ErevanTabriz Van Sinjaro Mossoul Kirkouk Halabja Erbil Koisinjaq Souleimaniye Sanandaj Quasrea Sinji Kermanchah Tahran Meched Bagdad

Kaynak: Paris Kürt Enstitüsü, Mehrad R. Izady, Columbia University, New York. Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORMER) 


Dünyada devleti olmayan halklara baktığımızda en geniş coğrafyaya yayılan topluluklardan biri Kürtlerdir. Kürtlerin yaklaşık yarısı Türkiye sınırları içinde bulunurken, kalan kısmının büyük çoğunluğu sırasıyla İran, Irak, Batı Avrupa ve Suriye’de yerleşiktir. Kürtlerin bulundukları ülkelerdeki sayısı resmi ölçümlere dayanmasa da bugün Türkiye’de 15 milyon, İran’da 7,5 milyon, Irak’ta 6,5 milyon, Batı Avrupa’da 1,5 milyon (bunların yaklaşık yarısı Almanya’dadır) ve Suriye’de 1,5 milyon Kürt yaşadığı düşünülmektedir. Bunların dışında yaklaşık 250 bin Kürt nüfus ABD’de, 200 bin civarında eski Sovyet coğrafyasında ve son olarak yaklaşık 150 bin civarında Kürt nüfusu da İsrail’de bulunmaktadır (Gunter, 2011: 3-4). Sadece bu rakamların dağılımına bakan bir kişi Kürt meselesinin Türkiye-İran ve Irak üçgeninde yoğunlaştığı ve güçlü ve kalabalık bir diasporayı da arkasına aldığı sonucuna kolaylıkla varabilir. Nüfus temelindeki sayısal verilere Kürtlerin coğrafi dağılımı da eklendiğinde resim biraz daha netleşmektedir. Türkiye’deki Kürtlerin büyük bir çoğunluğu İstanbul’da yaşasa da Kürtlerin yaşadıkları bölgelerde çoğunluk olduğu coğrafyayı dikkate aldığımızda Türkiye’nin Güneydoğu bölgesi Kürt coğrafyası olarak adlandırılabilir. Irak söz konusu olduğunda ise Kuzey’de yoğunlaşan Kürtler İran’ın Kuzey Batı bölgesinde yerleşik durumdadırlar. Bu da Kürtlerin coğrafi olarak yoğun bir biçimde Türkiye, İran ve Irak’ın kesiştiği bölgede yaşadıkları ve bu devletlerin coğrafi sınırları tarafından bölündüğü bir resmi ortaya çıkarmaktadır. 

Tarihsel olarak ise Kürt hareketlerinin 1980’li yıllarla birlikte ve özellikle de 1990 sonrası dönemde bölgeyi etkisi altına aldığı göz önünde bulundurulursa bu bağlamda öne çıkan iki devlet Türkiye ve Irak olmuştur. Türkiye’de 1984’de eylemlerine başlayan PKK güçlü bir Kürt bilinci oluştururken, aynı zamanda 1990’la birlikte Kürt siyasal hareketinin de sürece dahil olmasıyla birlikte Kürt meselesi Türkiye siyasetinin merkezine taşınmıştır. 




Tablo 1: Ortadoğu’daki Kürt Nüfusunun Dağılımı 

Ülke Nüfusu Kürt Nüfusu Yüzde 
Türkiye 75,6 milyon 15 milyon 20 
İran 77,1 milyon 7,5 milyon 9,7 
Irak 33,3 milyon 6 milyon 18 
Suriye 22 milyon 1,5 milyon 6,8 

Yine Irak’taki Kürtlerin uzun süren siyasi mücadelesi 1990’ların başında özerklik kazanılmasıyla sonuçlanmış ve Kuzey Irak’ta oluşan bu yapı genel olarak Kürt hareketini önemli ölçüde etkisi altına almıştır. Diğer bir ifadeyle Kürtlerin 1990 sonrası siyasal fotoğrafına bakıldığında Türkiye ve Irak’ın diğer bölgelere oranla bir adım daha öne çıktığı ve bu iki ülkeyi ve buradaki Kürt hareketlerini birbirine bağlayan temel dinamiğin de PKK olduğu göze çarpmaktadır. Tam da bu nedenle Türkiye, PKK ve Kuzey Irak ekseninde yapılacak bir analiz bölgeyi anlamak isteyenler için iyi bir başlangıç noktası olarak önemini korumaktadır. Dolayısıyla bu çalışma da söz konusu üç unsur etrafında şekillenen bir dinamiği anlama çabası olarak okunabilir. 


2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,




***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder