Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu‘ ndan Gençliğe
Dünyaca ünlü bilim insanlarımızdan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu 26 yaşında atom ve moleküllerin çok elektronlu kuramı ile doçent, 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırıp Profesör unvanını aldı. Moleküler biyoloji dalının ilk birkaç profesöründen birisi. Bilimsel hizmetlerini dünyanın ve ülkemizin çeşitli üniversitelerinde hâlâ sürdürmekte ve bilim insanları yetiştirmekte. Türklüğüyle gurur duyan bilim insanlarından birisi. Gençler için öylesi güzel bir yazı hazırlamış ki bunu sizlerle, gençlerle paylaşmak istedim.
“Gençler, Türkiye’de adet haline gelmiş göstermelik işlerden kaçının, sırf üniversite bitirdi desinler diye, ananız babanız Amerika’da mastır yaptı diye öğünebilsin diyerek yüksek öğrenime gitmeyin.
“Gençler, Türkiye’de adet haline gelmiş göstermelik işlerden kaçının, sırf üniversite bitirdi desinler diye, ananız babanız Amerika’da mastır yaptı diye öğünebilsin diyerek yüksek öğrenime gitmeyin.
Sonunda ancak kendinizi kandırırsınız. Temel gayeleriniz kendinizin ufak çıkarları ötesinde, kendiniz dışında, bu ülke, bu ulus, Türk Dünyası, Avrasya, insanlık için olsun, yüksek hedefleriniz için çalışın. O zaman kendi durumunuz da kendiliğinden düzelecektir. Maddiyat ve maneviyatı dengeleyin.
Formülünüz bilim ” + “ gönüldür. Bu iki kanadın biri eksik olursa ne kendinize ne de insanlığa hayrınız dokunur. Gündelik siyaset, çıkar grupları, dışarıdan güdümlü gizli veya açık cemiyetlerden uzak durun.
Atatürk’ün dediklerini bol bol okuyun. Onları işte bu günler için demiş, yazmış. Türkiye’nin şerefli, refahlı, itibarlı ve bağımsız geleceği için Atatürk yolumuzu çizmiştir.
Dış ülkelerden ve onların yerli kuyruklarından medet ummayın. Gayeleri bize yardımcı olmak değil, Türkün adını tarihten silmektir. Dünyanın neresinde olursanız olun kimliğinizi, Türk dilini, Türk tarih ve kültür bilincini binlerce yıllık geleneğini kaybetmeyin. Dış ülkelerde ne kadar kimliğinizi korursanız yabancılar da size o kadar itibar edecektir.
Başkasını taklit etmeyin. Kendi yolunuzu çizip azimle yürüyün. O zaman herkes sonradan sizi taklit edecektir. Eğitimde önce bir meslek, gerçek bir beceri, bir altın bilezik sahibi olmaya bakın. Ne yaparsanız yapın en iyisini yapın. Siyasetçinin, bilimcinin en kötüsü olacağınıza tamircinin parmakla gösterilen en iyisi olmak yeğdir. Bulabilirseniz Türk okuluna, eğitimin Türkçe verildiği okullara gidin. Konulara merak sarın, not için çalışmayın. O meslekte yararlı olacak bir yabancı dil öğrenin. Bülbül gibi konuşup yabancıdan ayırt edilemez hale getirmek hiç şart değil.
Unutmayın ki Türk olmak bir kafa, gönül işidir. Türk kültürüyle, diliyle, ata sevgisiyle Türk’tür. Soy sop meselesi karıştırarak o her şeyimizi borçlu olduğumuz şerefli atalarımızı karalamaya çalışan iç düşmanların kitaplarına, yaygaralarına kulak asmayın. Kültür genleri, ırk genlerinden daha önemlidir. Vatanı, milleti için her türlü fedakarlığa hazır bir taban gerekiyor. Bu taban son elli yılda hayli eritilmiş, kafası, gönlü karıştırılmış, birbirine düşen kesimler, dışa bağımlı sahte aydınlar içinde vatanın geleceğini düşünmeyen daha da acısı vurdumduymazlaşmış kalabalıklar oluşturulmuştur. Bu durumda gerçek bir önder çıkabilse bile başarılı olma şansı pek azdır. Şimdi yapılacak iş hızla bu toplumun yeniden kaynaşmasına, bilinçlenmesine vatanını, milletini kendisinden önce düşünen insanların çoğalmasına ön ayak olmaktır. Türkiye’yi tekrar Kuvay-i Milliye ruhu, Atatürk ruhu kurtaracaktır.”
Türk’ün Türk’ten başka dostu yok der eskiler. Ne doğru sözdür. Biz bizi anlamalı gençliğimizi de aynı azim ve irade ile yetiştirmeliyiz. Bilimi ve kültürü koruyan genç bilim ve sanat insanlarının yoluna ışık tutmalıyız.
Ne Mutlu Türküm diyebilenlere...
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder