31 Ocak 2017 Salı

Sakıncalı Olasılıklar



Sakıncalı Olasılıklar



YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN
Sözcü Gazetesi
14 TEMMUZ 2016
yektagozden@sozcum.com


Bilimsel ve yaşamsal bağlamda kimi eksiklik ve olumsuzlukları olsa da siyasal düzenler içinde günümüzün en iyisi, demokrasidir. Yurttaşların bildiklerini, 
istediklerini, eleştirilerini, önerilerini özgürce söyleyip durum tartışmasını serbestçe yaptıkları demokrasinin erdemi, değerini bilenler için asla 
yadsınamaz.

Siyasal iktidarın Anayasa'yı yenilemek yerine kendi amaçlarını gerçekleştirmek için bilimsel yöntemlere aykırı olarak “Yeni Anayasa” savları, yandaşlarının 
yılışıklığı ve her şeyi göze aldıklarını belli eden tutum ve davranışlarıyla yeni darboğazları göstermektedir. Toplumsal barışı öteleyerek, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un 1980'lerin Danışma Meclisi Çanakkale üyesi Mehmet Pamak'ın yalanını anımsatan “Osmanlı'dan sonra Türkiye'de zulüm tarihi oldu. 
Öyle ki camiler ahır oldu, yıkıldı, tahrip oldu” çirkin sözlerinin yansıttığı cumhuriyet ve Atatürk- İnönü dönemleri karşıtlığı, öngörülen sözde “Yeni 
Türkiye”nin ne olduğunu, neler olacağını düşündürmektedir.

Geçenlerde muhtarlara nutuk atmakla başlayıp iftar sofralarına taşıdığı, törenlerde yinelediği konuşmalarıyla tepkileri artıran Bay RTE'ın “Teröristler 
kadar bizler gururlu, onurlu olmazsak..” sözü de iktidarcıların ağız dağınıklığını yansıtmaktadır. Böyle dil sürçmesi de olmaz. Gerçekten, 
cumhurbaşkanlığı ve cumhurbaşkanları, bugünlerde olduğu gibi hiç eleştirilmemiş tartışılmamıştı. Anda aykırı tutum ve davranışları bir yana, gereksiz, çok ve suçlayıcı konuşmaları böyle özürle de bağışlanmayacak sözlere neden oluyor. 

Neyseki “bizler”in içinde değiliz. Gelişigüzel sözlere önem vermemek gerekir.

YARGI YARASI

Yargıyı öncelikle ilgilileri, sorumluları tartışmaya açıyor. Kararları, duruşları ve tutumlarıyla. Yargıyı iktidar kanadı yapmak için düzenlenen yasa yayımlanınca hazırlandığı yazılan kararname uygulanacaktır. Siyasal rüşvet niteliğinde, Yargıtay ve Danıştay Başkan ve Daire Başkanlarına dokunmama düzenlemesi ne karşı tutuk ve tepkisiz duruş, hak dağıtımıyla görevli kesimin boynu bükük bekleyişi eleştirildi. Yargıtay ve Danıştay'dan 21 üyenin, en geç tasarı Meclis'teyken, yapmaları gereken çıkışı 11 Temmuz'da yapmaları bir yarar sağlayamaz. Yarınlarda iktidarın buyruğunda bir yargıyla devletin temeli 
dinamitlenmiş olacaktır. Hele Saygı ÖZTÜRK'ün dünkü yazısında değindiği gibi yeni Yargıtay ve Danıştay üyeleri cübbeleriyle siyasal bir ortamda toplantıya 
katılırlarsa bu durum kuvvetler ayrılığı ile yargı bağımsızlığının cenaze töreni olur. Sakıncalı olasılıklara yelken açılmaktadır. Ayrıca iktidarcıların yargıya 
yaklaşımındaki sakatlıkların yol açtığı durumlar yaralayıcıdır. İstanbul-Çağlayan Adliyesi'nde “Kur'an-ı Kerim Telâveti” için koridorların kaplanması, ezan sesleri, inanç sömürüsünün nerelere kadar tırmandığını ortaya koymaktadır.

BAŞKA NELER

İnsan, gazetelerin üçüncü sayfasını okurken sıkılıyor. Cinayetlerin en çirkinleri, en insanlıkdışı olanları, hırsızlık, kaçakçılık, yolsuzluk, trafik kazaları başta tüm utandırıcı ve yürek yakıcı olaylar terörle birlikte giderek artıyor. Yoksulluk, işsizlik, iflâslar, iş yeri kapanmaları, taşınmaz satışları da cabası. Kanada'da çalışan bir tanıdık geçende Ankara'ya gelmişti. Televizyon yayınlarını izleyince “Kanada'da on yılda duymadığım olayları burda bir gün için duydum, irkildim, Türkiye'ye neler olmuş” dedi. Böyle bir ortamda sağlıklı, mutlu, erinçli (huzurlu) olunur mu?

Bir de iktidar egemenleri “Üç çocuk, daha çok çocuk..” diye tutturuyor. Üniversiteyi bitirenlerin işsizliği, yurt dışı edinmeler akımı ortada. Geleceği 
güvenceli olmayınca nasıl çocuk edinsinler? Birçok sorunu çok kimse görmüyor, görenlerin çoğu da ne yazık ki anlamıyor. Her gün verilen şehitler, yürek yakıcı 
olaylar karşısında iktidarcıların aldırışsızlığı ve her şey iyiye gidiyormuş gibi nutuk atarak Başkanlık sistemi tartışmalarını sürdürerek yerlerinde oturmaları.

KIVANÇ DUYURAN DUYARLIK

Yüksek Mühendis Muammer ÖCAL'ın başkanlığını yaptığı Almanya'da Yükseköğrenim Görmüşler Dayanışma Derneği Alman Federal Meclisi'nin geçersiz soykırım kararını eleştiren ağır anlamlı üç sayfalık bir yazıyı Cem Özdemir dışındaki Türk kökenli 10 Alman parlamentere ve Türk-Alman Parlamentolararası Dostluk Grubu'nun 16 üyesine e-posta olarak gönderdi. Ulusal onurumuzu okşayan bu duyarlığı kutluyoruz.

VE BİR DÖRTLÜK

Değerli kardiyolog Prof. Dr. Abidin KUMBASAR'ın ilgiyle karşılanan dörtlüklerinden birini okurlarımıza sunuyoruz:

“İZLENİM”

İlkellikler kaplamış ülkenin her yanını,
Hiçbir yerde kalmamış güzelliklerden izler,
İnsanlarda coşku yok hüzün sarmış her yeri 
Dalgalar bile siyah, yas tutuyor denizler.” 

Esenlik dileklerimizle.


http://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/yekta-gungor-ozden/sakincali-olasiliklar-1313140/


**

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder