25 Kasım 2019 Pazartesi

EKONOMİK KÜRESELLEŞME ÇAĞINDA DİPLOMASİ: TÜRKİYE’NİN YENİ DIŞ POLİTİKASI VE REKABET DEVLETİ, BÖLÜM 5

EKONOMİK KÜRESELLEŞME ÇAĞINDA DİPLOMASİ: TÜRKİYE’NİN YENİ DIŞ POLİTİKASI VE REKABET DEVLETİ, BÖLÜM 5



     Ancak bölgesel liderlik ve küresel oyunculuk ideallerine sahip bir ülkenin yönetici elitleri ile girişimci elitleri arasında asgari bir hedef birliğinin ve güçlü bir koordinasyonun bulunması şarttır. Özellikle yukarıda vurguladığımız yüksek teknoloji ve katma değer gerektiren sektörlerde hızlı sıçramalar için yapılması gereken dev yatırımlar kamu sektörünün öncelikleri ile özel sektörün yoğunlaşma alanlarının stratejik biçimde uyumlaştırılmasını gerektirmektedir. Tarihsel pekçok örneğin gösterdiği gibi sanayi toplumundan sanayi-sonrası 
ya da bilgi toplumuna geçiş için gerekli yatırımların çoğu büyük çaplı 
sermaye tarafından yapılacak koordineli yatırımları ve kamu-özel sektör işbirliklerini gerektirmektedir.63

Sonuç 

Bu çalışma, ekonomik küreselleşme süreçlerinin siyasi yapıları dönüştürücü etkileri üzerinde yoğunlaşan “rekabet devleti” literatürünün temel önermelerinden yola çıkarak küresel ekonomi politikte ve Türkiye’nin sosyoekonomik yapısında son çeyrek yüzyılda gerçekleşen değişimleri makroekonomik yönetişim-dış politika ekseninde anlamlandırmak amacı ile kaleme alınmıştır. Bu bağlamda siyaset bilimi ve kalkınma çalışmaları alanlarının en karmaşık ve tartışmalı sorunsalı olan “devletin dönüşümü” konusunda formüle edilen başlıca kuramsal modellerden birini temsil eden “rekabet devleti” 
yaklaşımı üzerinde yoğunlaşılmış ve Türkiye’nin gerek sosyoekonomik 
yapılar gerekse dış politika yapımı alanlarındaki değişim tecrübesi bu kuramsal çerçeve ışığında yorumlanmıştır. Metodolojik tutarlılık açısından önce “rekabet devleti” kavramı merkezinde oluşturulan kuramsal çerçevenin ana parametreleri sunulmuş, ardından Türkiye’nin 1980 sonrası tecrübe ettiği iki kuşak neoliberal dönüşüm hareketleri ve bu hareketlere eşlik eden dış politika oryantasyonları 
mercek altına alınmıştır.

Hiç şüphe yok ki, daha çok küresel ekonomi politik vurgusu içeren “rekabet devleti” yazınından istifade ederek ekonomi-dış politika merkezli bir analiz sunmak, konvansiyonel uluslararası ilişkiler çalışmalarını aşan disiplinlerarası bir çabayı gerekli kılmaktadır. 
Bu bağlamda, dış politika vurgusu kaybedilmeden “rekabet devleti” yazarları tarafından ekonomik küreselleşme süreçleri bağlamında vurgulanan dört temel politika kayması Türkiye örneği üzerinde ayrıntılı olarak incelenmiştir. Bunlardan enflasyonist müdahalecilikten sürdürülebilir büyümeye geçiş; makroekonomik yönetişimden mikroekonomik yönetişime geçiş; kapsamlı müdahalecilikten stratejik hedeflemeye geçiş; ve sosyal refah politikalarından girişimcilik 
ve verimliliğe geçiş süreçlerine ek olarak jeostrateji ve ulusal güvenlik 
eksenli dış politikadan ekonomik karşılıklı bağımlılığa ve rekabetçiliğe 
geçiş eğilimleri de kuramsal çerçeveye eklenmiştir. Ardından dördü ağırlıklı olarak ekonomik, biri ise politik karakterde olan bu politika değişimleri açısından Türkiye’nin ne ölçüde küresel vizyonlu bir “rekabet devleti”ne dönüşebildiği sorusu tartışılmış ve son dönem Türk dış politikasındaki açılımlar da spesifik olarak uluslararası ekonomik rekabet bağlamında masaya yatırılmıştır. 

Yapılan değerlendirme sonucunda Türkiye’nin 2002 yılından bu yana gerek sosyoekonomik alanda yaşadığı yapısal dönüşüm, gerekse dış politika formülasyonu ve uygulaması bağlamında ulaştığı dinamizmin ulusal ekonomi politik alanda kriz parametrelerini engelleyen bir “düzenleyici devlet”in büyük ölçüde yerleşmesini sağladığı, ancak küresel rekabet odaklı bir “rekabet devleti”nin henüz oluşum sürecinin ilk aşamalarında olduğu vurgulanmıştır. Türkiye’nin BRIC ülkeleri ve Doğu Asya kaplanları ile mukayese edildiğinde ekonomik sektörler arasında stratejik tercihler yaparak bu tercihler üzerinden 
koordineli sosyal, ekonomik ve dış politika yaklaşımları formüle etme noktasında henüz yeterince güçlenmediğine işaret edilmiştir. Uzun süreli IMF programlarının kalıcı etkileri sebebi ile makroekonomik politikalarda önceliğin enflasyonun kontrol altında tutulması ve istikrarın korunması hedeflerine verildiği, özellikle yeni teknolojilerde iddialı hedeflerin başarılmasına yönelik sistematik çalışmaların ise yetersiz kaldığı dile getirilmiş, uluslararası rekabet eksenli 
bir sanayi-teknoloji politikasının acilen hayata geçirilmesinin gereği vurgulanmıştır. 

Makroekonomik politikalar ile dış politika yapımı arasındaki koordinasyon 
açısından Davutoğlu dönemi dış politikasının makroekonomi yönetimindeki genel perspektif ve açılımları yakından takip ettiği, hatta zaman zaman bu açılımların önüne geçerek ekonomik karar alıcılara yön gösteren bir nitelik kazandığı dile getirilmiştir. Bu bağlamda, komşu ülkelerden başlatılarak geniş bir platforma yayılan vize kaldırma düzenlemeleri, serbest ticaret anlaşmaları, teknik 
ve insani yardım anlaşmaları ile enerji boru hattı projelerinin ekonomik  dinamizm yaratan dış politika unsurları olarak altları çizilmiştir. 

Ancak kritik bir nokta olarak, “ritmik diplomasi” ve çok yönlü dış politika açılımları ile başarılan yeni pazar açılımlarının özellikle küçük ve orta boy ticari işletmelere yeni operasyonel alanlar yaratılması metodu ile ilerlediğine ve henüz Türkiye’nin küresel entegrasyonuna rengini verecek sektörel öncelikler ve potansiyel yatırım alanları konusunda bir netliğin bulunmadığına da dikkat çekilmiştir. 
Bu bağlamda, dış politika aktörlerinin destekleyici rollerinin yanında 
makro ekonomik karar alıcıların ve Türk ekonomisine yön veren büyük çaplı sanayici ve işadamı gruplarının işbirliği ile yerel ve bölgesel kalkınma ile bölgesel ve küresel ekonomik entegrasyon vizyonlarının entegre edilmesi gerektiği ortaya konmuştur.

Ayrıca küresel ekonomi politikte başat eğilimler uyarınca makroekonomik 
yönetişimden mikroekonomik yönetişim ve küresel entegrasyona yönelen “rekabet devleti” yapılanmalarının, dış politika aktörlerini ister istemez ekonomik süreçlerin ve rekabet avantajı arayışlarının içerisine giderek daha fazla çektikleri fikri de çalışmada vurgulanan temel önermelerden biridir. Sadece klasik devletlerarası ekonomik ilişkiler ve ticaret hacminin arttırılması noktasında değil, yeni yatırım alanlarının ve ortaklık fırsatlarının keşfedilmesinde, yabancı 
yatırımcıların ülkeye kanalize edilmesinde ve gerek akademisyenler ile araştırmacılar, gerekse piyasa aktörleri bazında geriye beyin göçünün hızlandırılmasında Hariciye mensuplarının önümüzdeki dönemde daha aktif görev yapmak durumunda kalacaklarına işaret edilmiştir. Bu bağlamda, Türk devlet geleneğinin başat unsurları ve Soğuk Savaş alışkanlıklarının da etkisiyle genelde siyasi, jeostratejik ve askeri etkinlik faktörleri üzerinden oluşturulan dış politika kurgusunun ve uygulama araçlarının tedricen ekonomik ve teknolojik 
üstünlük ögelerine doğru kaymak durumunda oldukları belirtilmiş, buna paralel olarak nitelikli insan gücü ve uzman kadro ihtiyacının da hızla artmakta olduğu ifade edilmiştir. 

Küresel yönetişim perspektifinden yapılan değerlendirmelerde ise Davutoğlu döneminde bölgesel kriz alanlarına özerk biçimde müdahale, komşularla maksimum işbirliği ve küresel platformlarda aktif temsil prensipleri üzerinden yürütülen yeni dış politika paradigmasının IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi küresel ekonomik yönetişim platformlarına da yansıtılmasının gereği 
üzerinde durulmuştur. Önümüzdeki dönem ekonomik diplomasisi açısından bu bağlamda iki operasyonel düzlem oluşacağını söylemek mümkündür. Birinci düzlem, küresel yönetişimin siyasal nitelikli kurumlarında daha fazla söz sahibi olmaya başlayan Türkiye’nin, ekonomik nitelikli kurumlar nezdinde de “oyun kurucu” bir karakter kazanarak bu kurumların operasyonel prensipleri, temsil ilkeleri, siyasi meşruiyetleri ve reforme edilmeleri konularında daha etkin 
rol oynayabilmesidir.64 İkinci düzlem ise Türkiye’nin ve Türk girişimcilerinin 
stratejik sektörlerde sahip olabilecekleri uluslararası rekabet avantajının korunması ve arttırılması yönünde proaktif ekonomik diplomasi girişimlerinin, ekonomi ve dışişleri bürokrasisi ile girişimci örgütlerinin işbirliği içerisinde uygulanabilmesidir. Özellikle bu ikinci düzlem bağlamında çalışma boyunca vurgulanan önemli bir husus, sanayileşmiş ülkeler ve yükselen piyasa ekonomilerinin, görünüşte liberal ilkeler üzerine kurulu dünya ticaret rejimindeki korumacılık karşıtı kısıtlamaları “tarife dışı engeller” uygulayarak 
aştıkları ve kendileri açısından stratejik önem taşıyan ekonomik sektörlerini pekçok farklı tedbiri içeren “yeni-korumacılık” yöntemleri ile geliştirmeye çalıştıklarıdır. 

ABD, AB, Japonya, BRIC ülkeleri ve yükselen ekonomiler arasında yeni teknolojilerde üstünlük, araştırma-geliştirme, proje takibi, kamu alımları ile nitelikli yerli girişimcileri destekleme gibi taktikler üzerinde olanca şiddetiyle bir “ekonomik mücadele”nin sürdüğü günümüzde Türkiye gibi büyük küresel idealleri olan bir ülkenin sınaî-teknolojik gelişim alanlarında dışa bağımlılığı dayatan naiflik derecesinde “liberal” bir tavrı sürdürmesi mümkün değildir.65 Daha önce de vurgulandığı gibi, siyasi-ideolojik duruşları gereği Türkiye’nin geleneksel devlet elitleri ve sol siyasi hareketleri eski tarz merkantilizmi 
savunarak yeni küresel rekabetin dinamik ruhuna yabancı kalmışlar; 
merkez sağ hareketler ise ekonomik aktivitelerin stratejik bir bakışla regüle edilmesini bir tür müdahalecilik olarak algılayıp para, maliye ve ticaret politikalarının sınaî-teknolojik gelişim perspektifinde dizayn edilmesinden genelde uzak durmuşlardır. Bu bağlamda, klasik neo liberal paradigmanın sınırlarını Türkiye’nin reel ihtiyaçları çerçevesinde zorlayan ve IMF ile kredi ilişkilerini keserek daha özerk bir politika belirleme ortamına doğru yelken açan AK Parti iktidarının önünde bu açıdan ciddi bir fırsat penceresinin bulunduğu belirtilebilir. Ulusal plandaki siyasi ve makroekonomik istikrar ile Davutoğlu 
imzalı dinamik dış politika yaklaşımının sürdürülebilir temellere oturtulması açısından da, kamusal ve diplomatik aktörlerin küresel vizyona sahip girişimcilerle işbirliği içerisinde bölgesel kalkınmadan yeni teknolojilerde küresel rekabetçiliğe uzanan sistematik bir makroekonomi-dış politika çerçevesine ihtiyaç vardır. Coğrafi muhayyilesindeki yapay sınırları kaldırarak potansiyelinin farkına varan Türkiye’nin dış politika ve ekonomi yapımcılarının önünde 
duran meydan okuma, bu potansiyelin küresel ekonomi politikteki cari rekabet alanları üzerinden realize edilmesini sağlamaktır.

DİPNOTLAR;

1 Ziya Öniş, “Turkey and the Middle East After September 11: The Importance of the EU Dimension”, Turkish Policy Quarterly, Cilt 2, No 4, 2003; 
Mustafa Aydın ve Sinem Açıkmeşe, “Europeanization through EU Conditionality: Understanding the New Era in Turkish Foreign Policy”, Journal of 
Southeastern European and Black Sea Studies, Cilt 9, No 3, 2007; Fuat Keyman ve Senem Aydın, “European Integration and the Transformation 
of Turkish Democracy”, CEPS, EU-Turkey Working Papers, No 2, 2004; 
2 Ümit Cizre, “Demythologizing the National Security Concept: The Case of Turkey”, Middle East Journal, Cilt 57, No 2, 2003; Yücel Bozdağlıoğlu, 
 Turkish Foreign Policy and Turkish Identity: A Constructivist Approach, Londra, Routledge, 2003; Zeynep Dağı, “Ulusal Kimliğin İnşası ve Dış Politika”, 
Demokrasi Platformu, Cilt 2, No 5, 2005; Bahar Rumelili, “Transforming Conflicts on EU Borders: The Case of Greek-Turkish Relations”, 
Journal of Common Market Studies, Cilt 45, No 1, 2007;; Pınar Bilgin, “Turkey’s Changing Security Discourse: The Challenges of Globalization”, 
European Journal of Political Research, Cilt 4, No 1, 2005. 
3 Burhanettin Duran, “JDP and Foreign Policy as an Agent of Transformation”, Hakan Yavuz (der.) The Emergence of a New Turkey: 
Democracy and the AK Parti, Salt Lake City, University of Utah Press; Meliha Benli Altunışık, “Worldviews and Turkish Foreign Policy in the Middle East”, 
 New Perspectives on Turkey, No 40, İlkbahar 2009. 
4 Ahmet Davutoğlu, Stratejik Derinlik, İstanbul, Küre, 2001; Ali Karaosmanoğlu, “The Evolution of the National Security Culture and the Military in Turkey”, 
Journal of International Affairs, Cilt 54, No 1, 2000; Sabri Sayarı, “Turkish Foreign Policy in the Post-Cold War Era”, Journal of International Affairs, 
Cilt 54, No 1, 2000. 
5 Tarık Oğuzlu, “Soft Power in Turkish Foreign Policy”, Australian Journal of International Affairs, Cilt 61, No 1, 2007; Cengiz Çandar, 
 “Turkey’s Soft Power Strategy: A New Vision for a Multipolar World”, SETA Analiz, No 38, 2009, Ankara, SETA.
6 Bkz. Richard Rosecrance, The Rise of the Trading State: Commerce and Conquest in the Modern World, New York, Basic Books, 1986. 
7 Ziya Öniş ve Fikret Şenses, “Global Dynamics, Domestic Coalitions and a Reactive State: Major Policy Shifts in Post-War Turkish Economic Development”, 
   METU Studies in Development, Cilt 34, 2007, s. 251-286.
8 Richard Rosecrance, “The Rise of the Virtual State”, Foreign Affairs, Cilt 75, No 4, 1999, s. 45-62.
9 Bkz. Policy Studies dergisinin “Rekabet Devleti” Özel Sayısı, Cilt 31, No 1, Ocak 2010. 
10 1980’ler ve 90’lar boyunca siyaset teorisi, uluslararası ekonomi politik ve kalkınma çalışmaları alanlarından pek çok nitelikli katkı ile kristalize olan 
“kalkınmacı devlet” yaklaşımı Chalmers Johnson’ın Japonya’nın sanayileşme tecrübesini incelediği meşhur eseri ve onu takip eden önemli ampirik çalışmalar 
 ile desteklenmiştir. Johnson’ın çalışması için bkz. Chalmers Johnson, MITI and the Japanese Miracle: The Growth of Industrial Policy, 1925-75, Stanford, 
 Stanford University Press, 1982; bu konudaki daha güncel bir derleme için bkz. Meredith Woo-Cumings (der.), The Developmental State, Ithaca, Cornell University Press, 1999.
11 Bkz. Susan Soederberg, “The Mexican Competition State and the Paradoxes of the Managed Neoliberal Development, Policy Studies, Cilt 31, No 1, s. 77-94.
12 Bkz. yazarın aşağıdaki eserleri: Philip G. Cerny, The Changing Architecture of Politics: Structure, Agency and the Future of the State, Londra, Sage, 1990; 
 “Paradoxes of the Competition State: Dynamics of Political Globalization”, Government and Opposition, Cilt 32, No 2, 1997, s. 251-274; “Globalization and  the Restructuring of the Political Arena: Paradoxes of the Competition State”, Randall Germain (der.) Globalization and Its Critics, Londra, Macmillan; 
“Political Globalization and the Competition State”, Richard Stubbs ve Geoffrey Underhill (der.), The Political Economy of the Changing Global Order, 
 Oxford, Oxford University Press, 2005; “The Competition State Today: From raison d’Ètat to raison du Monde”, Policy Studies, Cilt 31, No 1, 2010, s. 5-21.
13 Philip G. Cerny ve Mark Evans, “Globalization and Public Policy under New Labour”, Policy Studies, Cilt 25, No 1, 2004, s. 51-65. 
14 Philip G. Cerny, “The Infrastructure of the Infrastructure? Toward Embedded Financial Orthodoxy in the International Political Economy”, Ronen Palan 
ve Barry Gills (der.) Transcending the State-Global Divide: A Neostructuralist Agenda in International Relations, Boulder, Lynne Rienner, 1994, s. 223-249. 
15 Cerny, “Paradoxes of the Competition State”, s. 254.
16 Cerny ve Evans, “Globalization and Public Policy under New Labor”, s. 55.
17 Age., s. 60.
18 Şevket Pamuk, “Economic Change in Twentieth Century Turkey: Is the Glass More Than Half Full?”, Reşat Kasaba (der.), Turkey in the Modern World,  Cambridge, Cambridge University Press, 2007. 
19 Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı öncesi dönemden bu güne kadar temel ekonomik ve insani kalkınma göstergeleri hakkında detaylı bilgi için bkz. Pamuk (2007), Tablo 10.1. Tabloda adı geçen dönemde kişi başına düşen milli gelirin beş kat arttığı, ortalama yaşam beklentisinin neredeyse iki katına çıktığı, okuma yazma  oranlarının ise yüzde 10’lardan yüzde 90’lara çıkmış olduğu görülmektedir. 
20 Son dönemde uluslararası ekonomik kuruluşlar ve iş çevreleri Türkiye’nin ekonomik hacmindeki büyümeden övgüyle bahsederek dünyanın 17. büyük ekonomisi haline gelmesine sıkça dikkat çekmektedirler. Ancak ideal bir kalkınma performansının makro ekonomik büyüklükler ile sosyal ve insani kalkınma parametrelerinde paralel bir gelişmeye bağlı olduğu düşünüldüğünde Türkiye’nin insani kalkınma açığı dikkat çekmektedir. 2006 yılındaki verilere göre Türkiye’nin Birleşmiş Milletler İnsani Kalkınma endeksi’ndeki konumu kendisiyle benzer kalkınmışlık düzeyindeki pek çok Asya ve Latin Amerika ülkesinin oldukça gerisinde ve 84. sıradadır (Bkz. UNDP, Human Development Report 2007, New York, UN. 
21 Farklı periyotlardaki devletçilik uygulamalarına dair ekonomi politik analizler için bkz. Korkut Boratav, Türkiye’de Devletçilik, Ankara, Savaş Yayınevi, 1982; 
Yahya Tezel, Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi, Ankara, Yurt Yayınevi, 1982; Yakup Kepenek ve Nurhan Yentürk, Türkiye Ekonomisi, İstanbul, 
Remzi Kitabevi, 2009. 
22 Nobel ekonomi ödülü sahibi Hollanda asıllı Amerikalı ekonomist Jan Tinbergen Devlet Planlama Teşkilatı’nın kuruluşu aşamasında önemli bir rol oynamıştır. 
23 Türkiye’deki ithal ikameci sanayileşme stratejisinin farklı açılardan ele alan analizler için bkz. METU Studies in Development, Special Issue, “Twenty Years 
 of Planned Development in Turkey, 1960-1980”, Ankara, METU, 1981; Çağlar Keyder, State and Class in Turkey: A Study in Capitalist Development, London, 
Verso, 1987; Atilla Eralp, “The Politics of Turkey’s Development Strategies”, Andrew Finkel ve Nükhet Sirman (der.), Turkish State, Turkish Society, Londra, 
Routledge, 1990; Henri Barkey, The State and the Industrialization Crisis in Turkey, Boulder, Westview Press, 1990; Sadık Ünay, Neoliberal Globalization and Institutional Reform: The Political Economy of Development Planning 
in Turkey, New York: Nova Publishers, 2006. 
24 Türkiye ekonomi politiğindeki değişim ve devamlılık dinamikleri için bkz. Pamuk “Economic Change in Twentieth Century Turkey”, 2007; Öniş ve Şenses “Global Dynamics, 
Domestic Coalitions and a Reactive State”, 2007. 
25 Türkiye’deki ilk kuşak neoliberal dönüşüm tecrübesi ile Turgut Özal’ın kişiselleştirilmiş politika yapım tarzı için bkz. Ziya Öniş, “Turgut Özal and His Economic Legacy: Turkish 
Neoliberalism in Critical Perspective”, Middle Eastern Studies, Cilt 40, No 4, 2004. 
26 Bkz. Ahmet Ertuğrul ve Faruk Selçuk, “A Brief Account of the Turkish Economy”, Russian and East European Finance and Trade, Cilt 37, No 6, 2001.
27 Ziya Öniş ve James Riedel, Economic Crises and Long-Term Growth in Turkey, Washington DC, World Bank, 1993.
28 Washington’da Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı görevini yürütmekte olan Kemal Derviş’in partilerüstü ve süper yetkilerle donatılmış bir ekonomi 
 bakanı olarak atanması kararı 1999 yılında işbaşında bulunan üçlü koalisyonun dış finansman akışını ne pahasına olursa olsun devam ettirmek adına 
 aldıkları olağanüstü bir karardı. Kendi adına Derviş, gelişmekte olan ekonomilerdeki tecrübelerine dayanarak o döneme kadar ertelenen kurumsal 
reformların hayata geçirilmesi, özellikle de mali disiplinin sağlanması ve finansal sektörün etkin denetimi bağlamında önemli adımların atılmasına ön ayak oldu. 
 Her ne kadar teknik alandaki başarısını aynı etkinlikle siyasi alana taşıyarak “ikinci bir Özal” olma becerisi gösteremese de, Derviş’in çizdiği makroekonomik 
yönetişim ve denetim çerçevesi özellikle AKP iktidarının ilk yıllarında ekonomik istikrarın IMF ile işbirliği içerisinde muhafaza edilmesini kolaylaştırıcı bir 
 etkide bulunmuştur. 
29 TÜSİAD merkezli İstanbul sermayesinin Davutoğlu dönemi dış politikasındaki konumu ile ilgili olarak bkz. Sadık Ünay, “Patronlar Yeni Dış Politikanın Neresinde?”,  Anlayış, No 81, Şubat 2010.
30 Kalkınma, küresel ekonomi politik ve uluslararası ilişkiler yazınlarında artan bir sıklıkla kullanılan BRIC terimi; Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin başta olmak   üzere yükselen ekonomilere işaret etmektedir. 
31 Örneğin Dışişleri Bakanlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı arasında üst yöneticiler ve prensipler bazında bir işbirliği olmakla birlikte, dış ticaretle uğraşan 
girişimcilerin ihtiyaçlarına odaklanan, kurumsal ve sınırları net çizilmiş bir işbirliği çerçevesinin oluşturulmasına ihtiyaç vardır. 
32 Örneğin Merkez Bankası sadece ekonomik istikrar ve düşük enflasyon hedeflerine yoğunlaşırken, sanayi ve reel sektör ile ilgili kurum ve kuruluşlar daha çok üretim, istihdam ve ihracat konuları ile ilgilenmektedirler. Yerel-bölgesel kalkınma ile dış ticaret ilişkisinin de daha sistematik biçimde kurulması gereklidir. 
33 Nitekim Ümit Boyner’in TÜSİAD Genel Başkanlığı’na seçildiği son genel kurulda dernek üyeleri arasında derneğin siyasi ve ekonomik gücünün hızla erozyona uğradığı yönünde görüşlerin dile getirildiği ve hararetli tartışmaların yapıldığı basına yansımıştır. Elbette TÜSİAD çevrelerince dile getirilen endişelerin Türk ekonomisi içerisinde hâlihazırda sahip oldukları hacimsel büyüklükten ziyade siyasi-sosyal ağırlıklarındaki görece aşınma ve geleceğe dönük genişleme  planları ile ilgili olduğu söylenebilir. 
34 Cerny ve Evans, “Globalization and Public Policy under New Labor”, 2004, s. 65. 
35 Cerny, “Paradoxes of the Competition State”, 1997. 
36 1980’lere kadar görülen popülist sarmallar için bkz. Öniş ve Riedel, Economic Crises and Long-Term Growth in Turkey, 1993. 
37 Emre Alper, Ziya Öniş, “Financial Globalization, the Democratic Deficit and Recurrent Crises in Emerging Markets: The Turkish Experience in the Aftermath of Capital Account 
Liberalization”, Emerging Markets Finance and Trade, Cilt 39, No 3, 2003, s. 10. 
38 Dani Rodrik, “Premature Liberalization, Incomplete Stabilization: The Özal Decade in Turkey”, Michael Bruno et al., Lessons of Economic Stabilization and Its Aftermath, 
Cambridge, MIT Press, 1991. 
39 Cerny, “Paradoxes of the Competition State”, 1997.
40 Caner Bakır, Ziya Öniş, “The Emergence of the Regulatory State: The Political Economy of Turkish Banking Reforms in the Age of Post-Washington Consensus”, Development and 
Change, Cilt 41, No 1, s. 77-106. 
41 Örneğin Türkiye’nin imalat sanayii ihracatına yön veren önemli sektörlerden makine sektöründe yapılan ihracatın her kg için parasal değeri 4.6 dolar civarındayken bu rakamın Japon makine sanayi ihracatında 100 dolar dolayında olması teknolojik gelişme ve katma-değer üretimi noktasında daha alınacak çok mesafe olduğunu göstermektedir. (Türkiye İhraatçılar Meclisi-TİM, Makine İhracatçıları Grubu Başkanı Adnan Dalgakıran ile röportaj). 
42 Cerny, “Paradoxes of the Competition State”, 1997.
43 Lester Thurow, The Future of Capitalism: How Today’s Economic Forces Shape Tomorrow’s World, New York, Penguin, 1996. 
44 Bkz. Ulrike Schaede ve William Grimes (der.) Japan’s Managed Globalization, New York, M.E. Sharpe, 2003; Alice Amsden ve Wan-Wen Chu, 
 Beyond Late Development, Cambridge, MIT Press, 2003; Linda Weiss, “Bringing Domestic Institutions Back In”, Linda Weiss (der.), States in the Global Economy, Cambridge: Cambridge University Press, 2003; Saadia M. Pekkanen, Picking Winners? From Technology Catch-up to the Space Race in Japan, Stanford, Stanford University Press, 2003; Linda Weiss ve Elizabeth Thurbon, “The Business of Buying American: Government Procurement as Trade Strategy in the United States’, Review of International Political Economy, Cilt 13, No 5, 2006, ss. 701–724.
45 Takeo Hiranuma, “Six Strategies for Greater Competitiveness”, Ministry of Economy, Trade and Industry, 41 st OECD Ministerial Council, 15 May 2002, Tokyo.
46 Weiss ve Thurbon, 2006, s. 701–724.
47 Karşılaştırmalı net rakamlar için bkz. Dünya Bankası, World Development Report 2007, Washington DC: World Bank. 
48 Bkz. Ziya Öniş ve Fuat Keyman, “A New Path Emerges”, Journal of Democracy, Cilt 14, No 2, 2003.
49 Raimo Väyrynen, “Global Interdependence or the European Fortress? Technology Policies in Perspective”, Research Policy, Cilt 27, No 4, 1998, s. 1–11.
50 Weiss ve Thurbon, 2006, s. 710. 
51 William Hale, “Economic Issues in Turkish Policy”, Alan Makovsky ve Sabri Sayarı, Turkey’s New World: Changing Dynamics in Turkish Foreign Policy, 
Washington, Near East Policy.
52 Mine Eder, “The Challenge of Globalization and Turkey’s Changing Political Economy”, Barry Rubin ve Kemal Kirişçi (der.), Turkey in World Politics:  An Emerging Multiregional Power, Boulder, Lynne Rienner, 2001, s. 207. 
53 Mustafa Aydın, “Twenty Years Before, Twenty Years After: Turkish Foreign Policy at the Threshold of the 21st Century”, Tareq Ismael ve Mustafa Aydın (der.) Turkey’s Foreign Policy in the New Century: A Changing Role in World Politics, Aldershot, Ashgate, 2003, s. 12-20. 
54 Kemal Kirişçi, “A Friendlier Schengen System as a Tool of ‘Soft Power’: The Experience of Turkey”, European Journal of Migration and Law, Cilt 7, No 4, s. 352. 
55 Richard Rosecrance, The Rise of the Trading State, 1986. 
56 Kemal Kirişçi, “The Transformation of Turkish Foreign Policy: The Rise of the Trading State”, New Perspectives on Turkey, No 40, 2009, s. 29-56. 
57 Türkiye İstatistik Kurumu, www.tuik.gov.tr.
58 Bülent Aras, “The Davutoğlu Era in Turkish Foreign Policy”, Insight Turkey, Cilt 11, No 3, 2009, p.127.
59 Ahmet Davuoğlu, “Turkey’s New Foreign Policy Vision”, Insight Turkey, Cilt 10, No 1, 2008, p.78.
60 Davutoğlu, Stratejik Derinlik, s. 25.
61 Zafer Çağlayan, “2010’da 110 Milyar Doları Aşacağız”, Turque Diplomatique, Şubat 2010, s. 24. 
62 Türkiye İstatistik Kurumu, www.tuik.gov.tr.
63 Bu konuda detaylı bir değerlendirme için bkz. Sadık Ünay, “Ticaret Savaşları ve Ulusal Çıkarlar: Bir Uluslararası Çatışma Alanı Olarak Uluslararası Ticaret”, Kemal İnat, Burhanettin Duran (der.) Dünya Çatışma Bölgeleri, İstanbul, Nobel, 2010. 
64 Örneğin küresel kriz sırasında çokça gündeme gelen IMF’nin organizasyonel yapısının ve temsil/oy haklarının gelişmekte olan ülkelerin yükselen profilini 
dikkate alacak şekilde yeniden düzenlenmesini içeren “IMF Reformu”, ya da Dünya Ticaret Örgütü’nün 2002 Doha Görüşme Turu’ndan bu yana kilitlenen 
ticareti serbestleştirme görüşmeleri, Türkiye’nin küresel ekonomik yönetişimde etkin rol alması için uygun platformlar olabilir. 
Tabii ki, bu tür platformlarda sağlanacak etkinlik, konularına ve kurumlar içerisindeki eğilimlere hâkim “ekonomik diplomatlar”a sahip olmayı gerektirir. 
65 Weiss ve Thurbon, “The Business of Buying American”, s. 721. 


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder