Doğu Akdenize Kıyısı Bulunan Devletlerin Deniz Yetki Alanı Sınırlandırmaları ile İlgili Tutumları BÖLÜM 1
İncelenen coğrafyada Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren üç alanda kıta sahanlığı ve/veya MEB sınırlandırma anlaşması söz konusu olabilir. Batı’dan Doğu’ya
doğru sıralandığında Türkiye’yi ilgilendiren ilk alan Yunanistan, KKTC, GKRY ve Mısır’ın sahildar olduğu alandır. İkincisi Türkiye ve KKTC’nin yer aldığı sahadır. Üçüncüsü ise Türkiye, Suriye ve KKTC kıyılarının bulunduğu bölgedir. Bu konuda daha sağlıklı değerlendirmeler yapabilmek için tarafların tutumlarının bilinmesi önemlidir. Yukarıda da görüldüğü gibi İsrail ve Lübnan’ın Türkiye ile doğrudan bir kıta sahanlığı ve/veya MEB sınırlandırma anlaşmasına gitmesi söz konusu değildir. Ancak GKRY her iki devlet ile de KKTC’yi dışarıda bırakarak MEB sınırlandırma anlaşması yapma yoluna gitmiştir.
< İncelenen coğrafyada Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren üç alanda kıta sahanlığı ve/veya MEB sınırlandırma anlaşması söz konusu olabilir. Batı’dan Doğu’ya doğru sıralandığında Türkiye’yi ilgilendiren ilk alan Yunanistan, KKTC, GKRY ve Mısır’ın sahildar olduğu alandır. İkincisiTürkiye ve KKTC’nin yer aldığı sahadır. Üçüncüsü ise Türkiye, Suriye ve KKTC kıyılarının bulunduğu bölgedir. >
Bu nedenle İsrail ve Lübnan’ın tutumlarının da not edilmesi faydalı olacaktır.
İsrail
İsrail, 2010 yılında Tamar ve Leviathan sahalarında tespit ettiği doğal gaz yataklarından sonra 12 Temmuz 2011’de MEB koordinatlarını gösterir bir listeyi
Birleşmiş Milletler’e (BM) sunarak MEB ilanında bulunmuştur. İsrail devleti bunu yaparken GKRY hariç Doğu Akdeniz’e sahildar hiç bir devletle MEB sınırlandırma anlaşması imzalamamıştır. Rum Yönetimi ve İsrail 17 Aralık 2010 tarihinde imzaladıkları MEB sınırlandırma anlaşmasında ortay hat kuralını
dikkate almışlardır.43
İsrail Tamar ve Leviathan bölgelerinde tespit ettiği hidrokarbon sahalarında üretim yapacak aşamaya gelmiş durumdadır.
GKRY ile buradan elde edilecek doğal gazın tüketici pazarlara ulaştırılması için ortak projeler geliştirmeye çalışmaktadır.
Lübnan
Lübnan’ın da Doğu Akdeniz’de hidrokarbon yatakları arama ve MEB ilan etme girişimleri vardır. Bu amaçla 17 Ağustos 2010 tarihinde Lübnan Meclisi
denizlerde petrol ve doğal gaz aranmasını düzenleyen bir kanun kabul etmiştir.44 Kanunun kabulüyle Lübnan Akdeniz’de iki ve üç boyutlu sismik
araştırmalarda bulunmuştur. Lübnan Türkiye’nin itirazlarına rağmen 17 Ocak 2007’de GKRYile MEB sınırlandırma anlaşması imzalamıştır.45Ancak Lübnan
Meclisi, muhtemelen Türkiye’nin itirazları nedeniyle söz konusu anlaşmayı henüz onaylamamıştır. 2010 yılında GKRY-Lübnan MEB sınırlandırma
anlaşmasının durumunu etkileyecek önemli bir gelişme yaşanmıştır. Lübnan,
19 Ekim 2010 tarihinde deniz yetki alanlarını belirleyen bir haritayı BM’e sunmuştur. Bildiri ile ilan edilen MEB sınırları Lübnan’ın Rum Yönetimi ile
imzaladığı sınırlandırma anlaşmasının koordinatlarını da kapsamaktadır. Bu nedenle Lübnan’ın GKRY ile imzaladığı anlaşmayı onaylayıp onaylamamasının
somut bir hükmü kalmamıştır denilebilir. Ayrıca Lübnan’ın ilan ettiği MEB ile İsrail’in ilan ettiği MEB alanlarının 9 km2’lik bir bölümde çakıştığı
ve bu çakışmanın son dönemde iki ülke arasında gerginlik oluşturduğunu da not etmek gerekir.
Harita-2: Doğu Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin karasuları
Suriye
Suriye, deniz kullanım alanlarını 19 Kasım 2003 tarihinde kabul ettiği ‘Suriye Karasularında Ulusal Egemenliğin Belirlenmesi’ yasasıyla düzenlemiştir.46 Kabul edilen yasayla Suriye, BM’e karasularının esas hatlardan başlamak suretiyle 12 mil, bitişik bölgesinin 24 mil ve 200 mili aşmayacak şekilde MEB’sinin bulunduğu nu bildirmiştir. Suriye bildiri ile birlikte Akdeniz’de sismik araştırmaların yapılmasına izin vermiştir. Bu çerçevede son olarak Suriye Doğal Kaynaklar ve Petrol Bakanlığı belirlenen üç ayrı bölgede altı ay süreyle (Mart-Ekim 2011) petrol arama ve çıkarma maksadıyla ihaleye gidileceğini duyurmuştur. Ancak ülkede baş gösteren kriz dolayısıyla konu ile ilgili henüz herhangi bir gelişme yaşanmamıştır. Suriye’nin ilan ettiği petrol arama alanlarının kuzey bölümlerinin Türkiye’nin yetki alanları ile çakıştığını da belirtmek gerekir.47
Ayrıca 2001 yılında GKRYTurizm Bakanı ile Suriye Doğal Kaynaklar ve Petrol Bakanı arasında MEB ve kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması imzalanması hususlarının da değerlendirildiği görüşmeler yapılmıştır.
Görüşme sonrasında bakanlar iki ülke arasında MEB ve kıta sahanlığı anlaşmasının imzalanabileceğinden umutlu olduklarını beyan etmişlerdir.
Ancak henüz bu doğrultuda atılmış somut bir adım yoktur.
Mısır
Mısır 1958’deki ilk deniz hukuku Konferansı’ndan bu yana 12 mil genişliğinde karasuları uygulamaktadır. BMDHS’ni 1983’te onaylamış ve sözleşmeden
doğan MEB haklarını kullanacağını ve sorumluluklarını yerine getireceğini bildirmiştir. Mısır söz konusu hak ve sorumluluklarını yerine getirirken diğer
devletlerin hak ve sorumluluklarına saygı göstereceğini ve sözleşme hükümlerine uyacağını da taahhüt etmiştir.48 Ancak Mısır, GKRY’nin talebini kabul ederek bu ülke ile 17 Şubat 2003 tarihinde MEB sınırlandırma anlaşması imzalamıştır.49
Türkiye Kahire nezdinde, GKRY’nin bütün adayı temsil etmediğigerekçesiyle anlaşmayı imzalamaması için girişimde bulunmuş ama bir sonuç alamamıştır. Arap Baharı ile ülkede meydana gelen yönetim değişikliğinden sonra iktidara gelen Mursi döneminde, Mısır-GKRY MEB sınırlandırma anlaşmasının askıya alınabileceği gündeme gelmiştir. Fakat Temmuz 2013 tarihinde yönetimin tekrar el değiştirmesiyle bu hususta henüz herhangi bir gelişme kaydedilememiştir.
Harita-3: 1982 BMDHS’ne göre Mısır’ın MEB alanı
Yunanistan
Son dönemdeki enerji keşifleri ile birlikte Türkiye ile Yunanistan arasında Ege Denizi konusunda öteden beri yaşanan deniz yetki alanı paylaşımı sorunları
Doğu Akdeniz’e de taşınmıştır. Yunanistan Doğu Akdeniz coğrafyasında Girit, Kaşot, Kerpe, Rodos ve Meis adaları hattını ilgili kıyı kabul ederek ortay
hat prensibine uygun bir MEB sınırlandırma anlaşması yapmak istemektedir. Bu amaç doğrultusunda Mısır ve Libya ile temasa geçmiştir. Mısır nezdinde
yaptığı girişimde Yunanistan Meis Adası ile Mısır arasında kıta sahanlığı sınırlandırması yapmak suretiyle Meis Adasına kıta sahanlığı hakkı tanımak
isteyince, Mısır Türkiye’yi incitmek istemediğini ifade etmiş ve böylece iki ülke arasındaki görüşmeler sonuçsuz kalmıştır.50
< Yunanistan ve GKRY’nin uluslararası topluma Doğu Akdeniz’de kabul ettirmeye çalıştığı deniz yetki alanları sınırlandırma çerçevesi, Türkiye’nin yaklaşık 104.000 km2’lik bir deniz alanını kaybetmesine neden olacağı için dikkatle incelenmelidir. >
Yunanistan’ın GKRY ile de bir deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşması yapmak istediği basına yansımış ancak iki ülke bu konuda henüz somut bir adım atmamıştır. Yunanistan ve GKRY’nin uluslararası topluma Doğu Akdeniz’de kabul ettirmeye çalıştığı deniz yetki alanları sınırlandırma çerçevesi, Türkiye’nin
yaklaşık 104.000 km2’lik bir deniz alanını kaybetmesine neden olacağı için dikkatle incelenmelidir. Yukarıda da belirtildiği gibi Türkiye Mısır ile GKRY
arasında imzalanan MEB sınırlandırma anlaşmasını bir nota ile protesto etmiştir.
Yunanistan, Türkiye’nin 2 Mart 2004 tarihli bu notasına atfen verdiği bir nota ile bölge devletlerinden biri olarak, kıyıları birbirine karşı olan devletlerin
MEB ve kıta sahanlığı sınırlandırmalarını uluslararası deniz hukukunun öngördüğü şekilde ortay hat prensibine uygun olarak yapılması gerektiğine
inandığını vurgulamıştır. Aynı şekilde Yunanistan, adalara da hiç bir şarta bağlı olmaksızın kıta sahanlığı verilmesi gerektiğini ve Türkiye ile Yunanistan
arasındaki kıta sahanlığının Meis Adası da dâhil olmak üzere “en yakın Yunan adaları ile Anadolu arasından geçen ortay hatta dayandırılması” gerektiğini
savunmaktadır.51
İleride de görüleceği gibi GKRYMEB ve bitişik bölge sınırlarını Yunanistan’ın bu görüşlerini dikkate alarak ilan etmiştir. Eğer Yunanistan ve GKRY’nin
dikte ettirmeyeçalıştığı sınırlar kabul edilirse, Doğu Akdeniz’de en uzun kıyısı bulunan devlet olarak Türkiye’ye Antalya Körfezi açıklarında toplam alanı
41.000 km2olan bir deniz yetki sahası bırakılmış olacaktır. Bu sahanın güneyinde yer alan ve Mısır ve Libya yetki alanlarına kadar uzanan bütün bölge ise Yunanistan ve GKRY’nin kullanımına kalacaktır.
Harita-4: Yunanistan ve GKRY’nin hak iddia ettiği kıta sahanlığı
Yunanistan ve GKRY’nin ileri sürüp, gerçekleşmesinde ısrarcı davrandığı bahse konu görüşlerin kabul edilmesi Türkiye açısından birkaç noktada mümkün değildir. İlk olarak, adı geçen adalar Anadolu kıyıları ile Yunanistan anakarası arasında çizilecek bir ortay hatta ters tarafta kalan adalar statüsüne haiz olacaklarından hem sınırlandırma konusunda kıyı oluşturamaz, hem dearasuları dışında kıta sahanlığına sahip olamazlar. UAD başta 1977 İngiltere-
Fransa Kanal kıta sahanlığı uyuşmazlığı olmak üzere emsal teşkil edebilecek birçok davada bu hususu açıkça teyit etmiştir.52Bu durumda Yunanistan
ile Türkiye arasındaki sınırlandırma sorunu uluslararası hukukun öngördüğü hakkaniyet prensibine uygun bir başka yöntemle çözülmelidir. Böylesi uyuşmazlıklar için UAD’nın verdiği kararlarda öne çıkan prensip coğrafyanın üstünlüğü prensibidir. Coğrafyanın üstünlüğü prensibinden uyuşmazlığa taraf
olan ülkeler arasında sınırlandırma hattının anakara coğrafyası esas alınarak belirlenmesi gerektiği anlaşılmalıdır. Nitekim UAD Kuzey Denizi davaları
kararında ‘coğrafyanın yeniden şekillendirilmesi söz konusu olamaz’; yukarıda anılan İngiltere-Fransa davasında ‘eşit uzaklık veya herhangi başka bir
sınırlandırma metodunun uygunluğunu coğrafi şartlar belirler’ve Libya-Malta sınırlandırma anlaşmasında ‘tarafların kıyıları başlama çizgisini oluşturur’
hkümlerine vararak coğrafi prensibi vurgulamıştır.53
< 2004’te 24 mil genişliğinde bitişik bölge ve 200 mil genişliğinde MEB ilan eden GKRY, hem uluslararası hukukun öngördüğü karşılıklı sahili bulunan devletlerle anlaşılarak hakça bir sınırlandırma yapılması ilkesini, hem de KKTC ile Türkiye’nin hak ve görüşlerini dikkate almamıştır. >
İkinci olarak, coğrafi prensibin yetersiz kaldığı yerlerde hakça bir sınırlandırma anlaşmasının yapılması için bahse konu olan alandaki diğer coğrafi unsurlara
bakılır. Adalar, kıyı uzunluğu ve şekilleri başvurulan ilk diğer ilgili coğrafi unsurlardır. Türkiye’nin GKRY ile yapacağı sınırlandırma anlaşmasında
kıyı uzunluğu, Yunanistan ile yapacağı sınırlandırma anlaşmasında ise adalar ön plana çıkmaktadır. GKRY ve Türkiye’nin ilgili kıyıları karşılaştırıldığında
Türkiye’nin kıyı uzunluğunun yaklaşık on kat daha fazla olduğu görülecektir.
Dolayısıyla Türkiye ve Rum Yönetimi arasında yapılacak sınırlandırma anlaşmasında sınır çizgisi kıyı uzunluklarıyla orantılı bir hat üzerinde belirlenmelidir.
DİPNOTLAR;
43 İsrail’in GKRY ile imzaladığı sınırlandırma anlaşmasına Türkiye’nin tepkisi için Bakınız. Dışişleri Bakanlığı İsrail ile GKRYArasında
İmzalanan MEB Anlaşması Hk., Basın Açıklaması, No: 288, 21 Aralık 2010, Erişim: 9 Eylül 2013,
http://www.mfa.gov.tr/no_-288_21aralik-2010_-israil-ile-gkry-arasinda-imzalanan-meb-anlasmasi-hk_.tr.mfa
44 Yaycı, “Doğu Akdeniz,” 28.
45 Türkiye’nin GKRY’nin Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarını ilgilendiren ikili anlaşmalar yapma gayretleri hakkındaki notası için bakınız,
TC Dışişleri Bakanlığı Basın Açıklaması No:18, 30 Ocak 2007, Erişim 23 Eylül 2013,
http://www.mfa.gov.tr/no_18--30-ocak-2007_-guney-kibris-rum-yonetimi_nin-dogu-akdeniz_deki-ulkelerle-deniz-yetkialanlarini-ilgilendiren-ikili-anlasmalar-yapma-gayretlerini-hk_-.tr.mfa
46 Suriye’nin ilan ettiği söz konusu yasanın detayları için bakınız;
http://www.un.org/Depts/los/LEGISLATIONANDTREATIES/STATEFILES/SYR.htm
47 Yaycı, “Doğu Akdeniz,” 26.
48 Arda Özkan, “Doğu Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge’nin Sınırlandırılması Uyuşmazlığı”, ( II.Bölgesel Sorunlar ve Türkiye Sempozyumu, 2012), 376.
49 Bu anlaşmaya Türkiye’nin gösterdiği tepki için Dışişleri Bakanlığı’nın 2 Mart 2004 tarihinde BM Genel Sekreterliği’ne verdiği 2004/Turkuno DT/4739
sayılı notaya bakılabilir.
50 Başeren, “DoğuAkdeniz Deniz Yetki Alanları,” 274.
51 “Türkiye’ye Akdenizde Büyük Oyun”, Bugün, 29 Kasım 2011, Erişim 25 Ekim 2013,
www.bugun.com.tr/turkiyeye-akdenizde-buyu-oyun-haberi/176728
52 Adnan Önder, UluslararasıTürk Yunan İlişkileri (Kıta Sahanlığı Meselesi), Yüksek Lisans Tezi (Edirne: Trakya Üniversitesi, 2008), 87.
53 Başeren, “Doğu Akdeniz Deniz Yetki Alanları,” 288.
2. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder